27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28 ARALIK 1997 PAZAR • • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada mış. RP'yi savunurken aklı sıra bir taşla iki kuş vu- ruyor: Demokrasi kahramanlığına soyunuyor, bir. Çok şey borçlu olduğu RP'yi savunuyor, iki. Oysa DYP bildirisi yüzsüzlüğün, ikiyüziülüğün ta kendisi. Bildiri, "Içindebulunduğumuzolağandışı dönem" diye başlıyor. Olağandışı bir dönemden geçtik ıse; bu, Şaıbe'nın yarattığı ve yaşattığı dönemın ta ken- disi. Öyle bir dönem ki, huzurunda ellerinı göbeğinde bağlayıp buyruğunu bekledığı Takkelî Erbakan'ın, çöl bedevisinin başkomutanlığına boyun eğdiği bir dönem... Hani şu çöl çadırında Kaddafi'nin azarlarını nasi- hat gıbı sındiren, dut yemış bülbüle dönen Takkeli'nin Türkiye'yi rezil etmesine Şaibe'nin sesini çıkarama- dığı dönemler... Şaibe Hanım ve avenesi, olağandışı dönem diye onlarcası arasından seçiverdiğimız bu örnekleri söy- lüyoriarsa, amenna! DYP'nın RP kokan bildınsinde öyle öğeler var ki; şaşırtıyor insanı. işte bunlardan bir örnek: "Yargıya müdahalede bulunanlar kadar, böyle bir müdahaleye fırsat tanıyanlarda tanh önünde sorum- lu olmaktan kurtulamayacaklardır." Kendini tarafsız tarih yerine koyan bınbir şaibe temsilcisine bakınız. Kim öne sürüyor bu savlan? Bağımsız yargıdan fellik fellik kaçan, uluslararasın- da da yalancılığı kanıtlanmış bir siyasetçi. Şaibe ne derse aşk ile şevk ile arkasından koşan Ekinci Hasan'a göre, DYP'nin bildirisi bir "muhtı- ra". Ağız ve kulak Eskiden askerler sivillere muhtıra verirlerdi. Ama çağ değışti ya; herkesin "müthiş bir kadın" diyece- ği sanısıyla, sadece RP'den teşekkür aldığı metni yüksek sesle hem asker hem sıvil otontelere duyu- ruyor. Ekinci Hasan'ın gayretiyle parti kaynaklan "muh- öra'nın yeni adreslerinı fısıldıyorlar: Cumhurbaşkan- lığı Köşkü, Başbakanlık ve Genelkurmay! Özeti şu: Başbakanlığını engellediğine inandığı devletin üç önemli odak noktasını karşısına almayı marifet sayıyor. Bildiriyi gönderdikten üç- beş saat sonra aynı gü- nün akşamı eteklerini uçura uçura, göğsünü kabar- ta kabarta Cumhurbaşkanı'nın yeni yıl resepsiyonu- na katılıyor Şaibe Hanım. Sıyaset dilinde "çalımlı birhareket" mi gerçekleş- tiriyor? Öyle ya, aylardır uğramamış Köşk'e. Ama Şa- ibe'nin Köşk hareketi devletin odak noktalanndakı nitelemeye göre "cart curt cinsinden bir olay". Resepsiyonda kahverengi boyayla ak saçlarını ör- ten Nahit Menteşe'nın kalabalığı yaran yardımcı davranışlan arasında gazetecılere şakayollu "iktida- ra geleceğini" söylüyor Şaibe Hanım. Bir ara, üç-dört gün sonra Anayasa Mahkernesı Başkanfığı'ndan aynlacak olan Yekta Güngör Öz- den'e laf yetiştirmeye çabalıyor ve Özden'den ge- niş anlamlı şu yanıtı alıyor: "Hanımefendi, ağzınızdan çıkanı kulağınız duy- muyor." Tık yok! Dışardan Amerika, içerden DYP, Anayasa Mahke- mesi'ne baskı kuruyor. RP ise dilekçe üzerine dilek- çeyle Yüksek Mahkeme'yı zora koşuyor. Başbakan Yılmaz "dava nasıl sonuçlanırsa so- nuçlansın" diyor "Türk siyası hayatını etkUeyecek- tir". Çok doğru. Hele onca bilgiye, belgeye ve kanıta karşın Refah kapatılmazsa... Yaşayıp olacakları göreceğiz Ama olacaklan ön- ceden kestırmek olanaklı. Önce bu hükümet gıde- cek. Ardından Takkelı, el ele tutuştuğu Şaibe ile Çan- kaya kapısına dayanacak. Mahkemede aklanmış RP tekrar hükümet olursa, tutabilene aşkolsun! Ne ki dikkat: Yüksek Mahkeme RP'yi kapatmazsa Türkiye'nin geleceğini RP kafasında ve Türkiye'yi Refah anlayı- şına koşut bir ülke görüyor demektir. Ya ılımlı Islam Cumhuriyeti ya laik Türkiye! O noktadayız. Yılmaz: Önümüzü kapatan Baykal I Baştarafi 1. Sayfada tin işidir. Bu konuda >aptığı- mız hanrlıklan sonuçlan- dırdık ve aralık ayının ba- şuıdan itibaren bir izleme kurulu oluşturduk. Bundan sonra bu kararlann uygiı- lanmasını biz izJeyeceğiz." Yılmaz, bır gazetecınin "MflK gûvenlik siyaset bdge- leri yürüriüğe girdi mi?" so- rusuna,"YûrÛjrlükten kalk- madı ki" karşılığını verdi. Bu belgelerin yenilendi- gıne ıhşkın haberlerm hatır- latılması üzenne de Yılmaz, "Yenilenme değü. Zaman zaman bu belgeterde, deği- şen gelişmelere göre bazı ayaıiamalar yapüır. Bunlar yapılmışür. Vapılanlar da peyderpey uygulamaya ko- nulmaktadır. Bunlann bir kısnu Erbakan hükümetiza- manında yapdmıştır. Ama »nlaylan kendilerinin habe- ri yok" diye konuştu Başbakan Yardımcısı Bö- lent Ecevit'in "Belirsizlik içindeyiz, önümüzü göremi- yoruz" şeklındekı sözlenne ilişkin değerlendırmesının sorulması ûzerine Yılmaz, Ecevit'in kastettığı belirsız- liğin CHP'nin tutumundan kaynaklandığını söyledı Yılmaz, "Yoksa ortaklar oiarak bidm aramızda fark- lı bir görüş sözkonusu değiL Şimdiye kadar Türkiye'de en uyumlu çahşan bu hiikü- mettir" diye konuştu. Yılmaz, CHPGenelBaş- kanı Deniz Baykal'ın, -Kaptan köşkündekiler önünü göremiyorsa ambar- dakiler ne yapsın" sözlen- nın anımsatılması üzenne de, "Biraz görmemize mani olmaktan vazgeçerse, biz önümüzü daha net görebili- riz" dedı. Yılmaz, bir başka soru üzenne, önümüzdeki hafta Ecevıt ve DTP Genel Baş- kanı Hüsamettin Cindoruk ile geçen 6 aylık dönemı ve 1998 yılını değerlendirmek amacıyla bir araya gelecek- lerini bildirdı. Yılmaz, ko- nuşmasını şöyle sürdürdü' "BÖylece, uygulama telaşı içinde aramızda zaman za- man yetersizlik gösterebilen koordinasyon meselesini de daha rvi şekilde çözmeyi he- defliyoruz. Koalteyon ortak- lan oiarak aramızda görüş ayrdığı ya da uyumsuzluk sözkonusu değildir. Ama hıziıicraat nedeniyle koordi- nasyonda zaman zaman ek- siklikler ortaya çıkabüroek- tedir. Bunlan gidermeyi amaçhyoruz." KtTürünkri Bır gazetecı, Yılmaz'a, daha önce 1998 yılının ilk 6 ayında KlT ürünlerine zam yapmamayı hedefledığini açıkladığını, ancak daha sonra değışık açıklamalar ve uygulamalar yapıldığını belirterek, bu konuda bir çe- hşkinın olup olmadığını sordu. Hedeflenen ılkenin uygulanmasında bır çelişkı- nin bulunmadığını ifade e- den Yılmaz, şunlan söyledı: İstanbul Üniversitesi Akademedya Grubu tarafından yapılan "1997'nin Başarılı İletişimcileri" Araştırması sonucunda, gerçekleştirdiği organizasyonlar ve dinlenme oranları göz önünde bulundurularak POWERFM, "Yılın En İyi Radyosu" ödülüne layık görülmüştür. 1998'de aynı heyecanla sürdürüceğimiz çalışmalarımızla ve devreye sokacağımız tam dijital yayın sistemimizle "Dünya'nın en iyi ilk yüz radyosu"ndan biri olma yolunda hızla ilerliyoruz... 1998'de de "en yeni müzik, en iyi müzik, en güçlü haber"de bulusmak dileğiyle. *Ben hedef oiarak vübaşın- dan itibaren KİT üriinleri- nin frvadannı 6 a> için yeni- den avariamamayı hedefaJ- dığınua sö\ledinı. Daha he- nüz vübaşı gelmemiştir. Do- layısnla bütün kamu kuru- luşlanna, önümüzdeki yd için yeni bir fryat düzenle- mesi yaparken bu esaslara göre düzenleme yapmalan- nj ve yilbaşına kadar da bu ayarlamalannı tamamJa- malannı söyiedim." Dogalgaz açığı var Turkmenıstan doğalga- zını 1998 yılı ıçensınde Batı'ya ulaştıracak ıkı al- ternatıf projenın bulundu- ğunu hatırlatan Yılmaz, Turkmenıstan Cumhurbaş- kanı Türkmenbaşı ile yap- Oğı görüşmede, doğalgazın Türkıye'ye ulaştınlması konusunun gündeme gel- diğini söyledi Türkmenıstan'ın Rusya ile yaşadığı bazı sorunlar nedeniyle dogalgaz ihraca- tını bir süredir durdurduğu- nu kaydeden Yılmaz, "Türkmenistan doğalgazı- nın dünya pazarlanna ulaş- tınlması, Türkmenistan ekonomisinin geleceği açı- sından en önemli projeyi oluşturduğu gibL, aynı za- manda uluslararası petrol şirketierinin de ilgisini çe- ken bir mega projedir. Tür- kiye de bu konuyla >akın- dan ilgileniyor. Çünkü do- galgaz ihtiyacının 10 sene sonra 50 nıilyar metreküpü aşması bekleniyor" dedı. Türkıye'nın dogalgaz ıh- tıyacının en ucuz şekilde karşılanmasına özen gös- terdikJennı belırten Yıl- maz, bu amaçla dogalgaz ithal edılen Rusya'dan Ka- radenız'den geçinlecek bır hatla dogalgaz alımının planlandığını bildirdı Tur- kiye'nın dogalgaz ıhtıyacı- nın karşılanması ıçın Türk- menistan doğalgazının za- run olduğuna dikkat çeken Yılmaz, "Türkmenbaşı ile yaptığnnız görüşmede do- ğalgaz güzergâhları konu- sunda çeşitli ihtimalleri de- ğeriendirdik" diye konuş- tu Yılmaz, her ıkı ülke ilış- kılennde yaşanan kopuk- luğu gıdermeye çalıştıkla- nnı belırtereİc "Maalesef iiişkil«rimizd«geçen hükü- met döneminde bir yıllık kopukluk yaşanmıştır. A- ma şimdi üişkilerinıiz bunu da telafi edecek şekilde bü- yük bir hareketlilik kazan- nuşör'" dedı. Karşılıklı zıyaretlerle ılışkılerin daha da gelişe- ceğını kaydeden Yılmaz, göriişmeler sonunda Türk- menıstan'la dört anlaşma ımzalanacağını ve bır de ortak bildiri yayımlanaca- ğmı açıkladı. TÜRKİYE'NİN EN ÇOK DİNLENEN YABANCI MÜZİK İSTASYONU G U N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada lı söylemiş: - Sevgıli kralım siz bütün dostlannızdan fazla ya- şayacaksınız... Kral sevınmış: "40k6sealtınvenn..." Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, geleneksel hale getirdiği yıl sonu basın toplantılanndan beşin- cisınde ikınci falcı gibıydi. Cuma akşamı çalışmayı Çankaya Köşkü ile bitir- dik, cumartesi sabahı çalışmaya Çankaya Köşkü ile başladık. Cuma günu Demirel'in yıl sonu kabulü var- dı. Çankaya mitingıne, affedersinız kokteylıne 1600'ü aşkın kişinın katıldığı tahmın ediliyor. Çok samımi bir ortamdı. 500 kişilik salona 1600 kişi girince samimi- yet ortamı ister istemez doğmuş oluyordu. Dün sabah kokteyl salonu bu kez basın toplarrtı- sı için duzenlenmişti. Demirel toplarrtı için iki saat ayırdığını vurgulayıp ekledi: - Bakalım yetecek mi?.. Yetmedi. Çıkışta sohbet sırasında zamandan ya- kındı: - Bana 15 saat lazımdı... Takıldım: - Yeter miydi? Duraklamadan yanıt verdı: - Asgari demek istedim... Basın toplantısını ıkıye ayırmak gerekiyor: - Demirel'in altını çizdiği konular ve üstünü çizdi- ği konular. Önce altını çızdıklen: - Anayasal demokrasi... - Halkın rejıme sahip çıkması... - Kalkınma... Basın toplantısı ıçın hazırlanan metnin ilk iki say- fasında tam 24 yerde demokrasi, demokratikleşme sözcuğü geçıyor. Bu iki sayfayı aynen okurken, ek- lemeler yaptı. Eklerde de bir on kez aynı sözcükler geçti. Devamını da sayarsak bir basın toplantısında bu kadar "demokrasi" rekoriar kitabına girer. Demi- rel şu tümceleri art arda soyledi: "Hukuk devletinın işlemesi, demokrasinin işle- mesi, bir ülkedeki fertlerin kendilerini o demokratik toplumun eşit ve özgür vatandaşlan oiarak hisset- melerine bağlıdır Demokratik tepkinin varlığı, de- mokrasinin işlemesının birincı şartıdır. Zıra yöne- tenlerin yönetilenlerin önüne gelip onlaha hesaplaş- ması sadece demokrasılerde mümkündür. Bırulke- nin vatandaşlan herhangı bır hoşnutsuzluk karşı- sında demokrasıden vazgeçmeye hazırsa, demok- rasiyi ayakta tutmak mümkün olmayacaktır." Insan olumsuz şeyleri kendisine konduramaz. Bu duygu, ülkesi ıçın de olur, olabılır. Ben bu ülkede ya- şayan kişi değil de yabancı gazeteci olsaydım, De- mirel'in bu sozlennden şu yorumu çıkanrdım: "8u ülkede demokrasi çok ciddi tehdit altında ol- malı..." Dedik ya, ınsan yıne de olumsuz şeyleri ülkesine kondurmak ıstemiyor. Çeken bilir ara rejimin derdini... Demirel'in üstünü çizdiklen ıse şunlar -REFAHYOLdönemi... -28Şubatsürecı... - Ara rejim tartışması... Demırel'e göre REFAHYOL dönemi geçmişte kal- dı. 28 Şubat diye bir süreç yok. 28 Şubat Kararlan var. Onlar da bu hükümet tarafından yerine getiril- meye çalışılıyor. Zaten o kararlann çoğu yasalann uyguianması yönünde. Ara rejim ise sorusunun bile sorulmaması gere- ken bir durum. Bu soruya yanrtı şu oldu: "Bunu söyleyenler ara rejımin ne demek olduğu- nu bılmıyor." Bunu Türkçeye şoyle çevirebiliriz: "Çeken bilir." Demirel rejim vurgulannı basın toplantısının so- nunda dayaptı. Bir başka deyimle, demokrasiyle gir- di, demokrasiyle çıktı. Hep öyle değıl mi? Demokrasiye ya girişiyoruz ya çıkışryoruz... Atotürk 'ün Ankara y yagelişinin yıldönümü HaberMerkezi- Türkiye Cumhunyetı'nrn kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün Anka- ra'ya gelışmın 78. yıldönümü törenlerle kut- landı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, yayımladığı mesajda, Atatürk'ün Ankara'ya gelişı ve millı mucadele merken oiarak An- kara'yı seçmesının Türk tanhınde fevkalade önemli bır dönüm noktası olduğunu belırtti. Başbakan Yardımcısı Bülent Ecevit, Ata- türk'ün TBMM'yı Ankara'da toplamasmın, Ankaralılar için büyük kıvanç ka\Tiağı oldu- ğunu kaydetti Atatürk'ün ayak bastığı Dik- men Keklıkpınan'nda düzenlenen törenden sonra Seymenlenn gösten vaptığı törene, TBMM Başkanvekili Uluç Gürkan. DYP TBMM Grup Başkanvekili Saffet .\nkan Be- dük, Ankara milletvekıJlen Ali Dûıçer. Sey- fi Oktay, ılçe belediye başkanlan, Ankara Kulübü ve Ankaralılar Vakfi temsılcılen ile vatandaşlarkatıldı. Kutlamalarçerçevesmde Dıkmen Keklıkpınan mevkıınden gençlık ve spordan sorurrüu Devlet Bakanı Yücel Seç- idner'in verdıği startla başlayan 10 bm 800 metrelik 62. Büyük Atatürk Koşusu'nu er- keklerde Turkmenıstan asıllı Metin Sazak, bayanlarda ıse Lale Oztürk kazandı. Kuzey Kabns Türk Cumhunyeti'nin çe- şıtlı bölgelerinde Atatürk koşulan yapıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle