25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 ARALIK 997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER 11 NasanAi YüceiGüHeri • AlNKARAıCnmhııriyet Büro*u)-Eğit:m devriınciii, esti Milli Eğitim bakanlmndan Hasan Âli Yücel'i anmak amacıyla EdeMyatçılar Derneği'nce dizenlenen "Hasan Âli Yücel Günleri" yann başlıyor. "Hasan Âli Yücel GünlerT, yann saat 18.30'da Devlet Resim ve Heykel Müzes.'nde Edebiyatçılar Derneği Başkanı Ali Cengizkan'ın konuşmasıyla açılacak. Hasan Âli Yücel'in kendi sesinden konuşmasmın yayımlanacağı etkinlige, şair Can Yücel'in yanı sıra, onur konuğu olarak Vedat Günyol katılacak. YAn hukukçusu Vuıml Savaş • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Genç Hukukçular Derneği. Yargııay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'ı "Yılın Hukukçusu" seçti. Genç Hukukçular Derneği'nden yapılan açıklamada, dernek yönetim kurulunun, Türk hukukuna ve laik- demokratik cumhuriyete yaptığı katkılar nedeniyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Vural Savaş'ı 'Yılın Hukukçusu' sectıği kaydedildi. Ödül töreni, daha sonra belirlenecek bir tarihte Ankara'da yapılacak. Ücretsiz arazi ppojesine eleştiPi • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Yargıtay 20. Hukuk Dairesi Başkanı Ferruh Atbaşoğlu, orman kurmak isteyenlere 99 yılliğına arazi tahsis edilmesiyle ilgi projeyi elestirerek "Bu uygulama, asırlık irtifak hakkı yasalannın ne biçim çarpıtılarak geliştirildiğinin göstergesidir" dedi. TEMA tarafindan dün düzenlenen "Doğal VarlıkJanmız. Yasalanmız ve Toplumumuz" konulu panelde, doğal çevre ve orjttanfafıri korunmasma yönelik yasal dûzenlemelerin yetersiz olduğu ve bu dûzenlemelerin seçim kaygısı ile hazırlanmaktan doğan aksaklıklannın bulunduğu görüşü bildirildi. Panelin açış konuşmasını, Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden yaptı. Osman Kîpep toprağa veriidi • Haber Merkezi - Önceki gün yakalandığı hastalıktan kurtulamayan avukat-yazar Osman Kiper dün Pendik Merkez Camii'nde kılınan ikindi namazından sonra toprağa veriidi. Cenazeye hukukçular, 1968 kuşağından arkadaşlan ve ailesi katıldı. Kiper, 1968 kuşağının tanınmış isimlerindendi. Hukuk alanında araştırmalar yapıyordu. Bu alanda kitaplar kaleme alan Kiper, bir süreden beri hastaydı. 'Baba Kemal'den haber ahnamıyor • İstanbul Haber Servisi- Karadeniz'e avlanmak amacıyla denize açılan ve 8 gün önce telsiz irtibatı sağlanan 'Baba Kemal' adlı balıkçı teknesinden haber alınamıyor. Teknenin kaybolduğu bölgede yapılan aramada, balık ağlan ve su yüzeyinde mazot kalıntılannın bulunduğu bildirildi. Teknenin kaybolduğu gün elverişsiz hava şartlan olduğunu belirten diğer balıkçılar, teknenin büyük ihrimalle battığını düşünüyorlar. frafîkteki sınırlama • İstanbul Haber Servisi- Istanbul îl Trafik Komisyonu Başkanlığı, uyguiamada karşılaşıian olumsuzluklann gideriknesi ve haksız rekabetin önlenebilmesi için van ve panelvan tipi kamyonetlerin de diğer kamyonetler gibi yasaklı saatlerde şehir içi trafığine çıkmalannı, haftamn her günü ve günün her saati Boğaziçi Köprûsü'nden geçmelerini yasakladı. Uygulama, komısyon karanyla yürûrlüğe girdi. Bankalar Yasası kapsamına alınan faizsiz finans kuruluşlan ayncalıklarını yitiriyor IsLamcı sermayeye taldpANKARA (Cumhu- riyet Bürosu) - Geçmiş- te Arap sermayesini çekmek gerekçesiyle teşvik edilen lslami fi- nans kuruluşlannın ay- ncalıklan kaldınlıyor. Milli Güvenlik Kunı- lu'nda (MGK) günde- me gelen lslami finans kuruluşlanrun mali sek- törde yapılması planla- nan reformla Bankalar Yasası kapsamına alına- cağı, kayıt dışı para top- lamalannın ve yurtdı- şından transfer yapma- lannın engelleneceği bildirildi. Dinci örgütlenmele- re yılda 50 trilyon lira verdikleri iddia edilen lslami şirketlerin, aktar- dıklan paralan da vergi- den düştükleri belirtil- di. MGK'ye bilgi veren Devlet Bakanı Güneş Taner'in, lslami sermayeli faizsiz finans kuruluşlanmn mali sektör reformu kapsa- mında Bankalar Yasası kapsamına alına- cağını bildirdiği öğrenildi. Mali sektör re- form taslağmın yasalaşması durumunda, irticaya maddi destek verdikleri ileri sü- rülen özel finans kuruluşlannın sahip ol- duklan ayncalıklan yitirecekleri kayde- dildi. Kâr ortaklığı sistemiyle çalışan ve bankalann bazı yükümlülüklerinden mu- af olan faizsiz finans kuruluşlannın hak- sız rekabete yol açtıklan belirtildi. 1993ten bu yana toplam 6 faizsiz finans kurumu kuruldu Faizin adı 'kâr payı' oldu ANKARA (Cumhnriyet Bürosu) - Mali sektör reformu kapsamında yeniden düzenlenerek denetimlerinin sıkılaştınlması öngörülen faizsiz finans kuruluşlannın kurulmalanna. I983'te eski Başbakan Tnrgut Ozal tarafindan olanak sağlandı. Arap sermayesini Türkiye'ye çekmek için düşünülen tslami bankalar, 1983 yılında çıkanlan 83/7506 sa>i!ı Bakanlar Kurulu karanyla kuruldu. Bakanlar Kurulu karanyla açılıp kapatılabilen faizsiz finans kuruluşlan, en az 36 trilyon lira sermaye ile kurulabiliyor 1983'ten bu yana 3'ü yabancj, 3'ü de yerli sermayeli toplam 6 faizsiz finans kurumu kuruldu. Faizsiz finans kuruluşlan, topladıklan tasarruflann yüzde 20'sini kâr payı olarak ahîken, geri kalan yüzde 80' i de havuza aktararak kâr ortaklığı adı altında dağıtıyor. Faizsiz finans kuruluşlannda can hesaplar bankalardaki vadesiz hesaplara, katılım hesaplan da vadeli hesaplara karşıhk gelıyor. Leasing ve finansal kiralama yapmaya yetkilı olan faizsiz finans kuruluşlan, bankalann yükümlü oldııldan mevduat munzam karşıhğı ve disponibilite yükümlülüğü ile Banka ve Sigorta Muamele Vergisi ve Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu'na bağlı değiller. Faizin haram olduğu inancıyla "kârortakhğT sistemiyle çahştıklan belirtilen faizsiz finans kuruluşlan, mevduata bankalaria yakiaşık aynı oranda getiri verirken, döviz mevduatına bankalann üzerinde getiri vermeieri ile dikkat çekiyoriar. Merkez Bankası île Hazine Müsteşar- lığı'nın hazırlıklannı yürüttüğü mali sek- tör reformu taslağının yürürlüğe girmesi durumunda, özel finans kuruluşlanna mevduat munzam karşıhğı ayırma ve dis- ponibilite yükümlülüğu getirilecek. Re- formla, Kaynak Kullanımı Destekleme Fonu (KKDF) kesintisinden muaf olan fa- izsiz finans kuruluşlanna, kredilerde yüz- de 6 oranında KKDF kesintisi uygulana- cağı öğrenildi. Faizsiz finans kuruluşlan- nın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na da (TMSF) bağlı olmadığı kaydedilerek, TMSF kapsamına alınacağı bildirildi. MGK toplantısına katılan Sermaye Pi- yasası Kurulu (SPK) Başkanı Maluin Mengitürk'ün de, yasadışı yollaria para toplayan ve yurtdışından transfer yapan lslami şirketler konusunda bilgi verdiği öğrenildi. Yasal yükümlülüklerden kur- tulmak için kayda girmekten kaçınan şir- ketler, hiçbir hukuksal güvence taşıma- yan "pay senetieri" ile kâr ortaklığı adı altında para topluyorlar. Özel Finans Kurumlan Biriigi Vakfi Başkanı ve Fa- isal Finans Genel Müdûrü Htkmet Güler, faizsiz fi- nans kurumJannın şeriatçı örgütlenmelere destek ver- diği iddialannı yalanladı. Güler, faizsiz finans kuru- luşlannın Hazine, Merkez Bankası ve uluslararası ku- ruluşlarca denetlendiğini belirterek, deneümlerin ye- tersiz olduğu görüşlerine kanlmadığını söyledi. Faizsiz finans kuruluş- lannın toplam mevduatlar içindeki paymm yüzde 1.7 olduğunu belirten Güler, bu kuruluşlann Bankalar Ya- sasrnın kapsamına almma- sına karşı olmadıklannı an- cak özel bir kategoriye so- kularak özelliklerini koru- malanna olanak tanınması- nı istediklerini belirtri. Ban- ka sisteminde faizsiz finans kurumlanna uymayan ku- rallar olduğunu kaydeden Güler, blokaj oranı, stopaj vergisi ve teminat mektubu verebibne yetkisı konulannda sorun bu- lunduğunu belirtn'. Güler, bankalann Hazine bonosu gibi faize dayalı enstrümanlara dayalı olarak çalıştığını, kendilerinin ise sanayı, tıcaret ve ihracatı desteklediklerini söyledi. Fa- ize inanmayan kesimlerin yastık altmda- ki fonlaruıı ekonomiye kazandırdıklannı kaydeden Güler, dövize olan yönelişi azalrüklannı savundu. Greenpeace*tenzinchü eylem lzmit Büyükşehir Belediyesi'ne ah ank yakma tesisini protestoeden eylemcfler, tehlikeli tesiskrinin kapaülmasını istediler. (HATtCE TUNCER) CEM ULUTAŞ / AHMET KURT İZMİT- Greenpeace eylemcileri, tzmit Bü- yükşehir Belediyesi'ne ait tehlikeli atık yakma tesisini protesto etmek için kendılerini giriş ka- pısına zincirlediler ve 66 metrelik bacaya "Yak- maym" yazılı bir pankart astılar. Tesis yetkilileri ile eylemciler arasında ya- şanan gerilime karşın olaya jandarma tarafin- dan müdahale edilmedi. Yakiaşık 2 saat süren eylem nedeniyle giriş kapısında yüz kadar çöp kamyonu konvoy oluşturdu. Eylem, IZAYDAŞ Genel Müdürü Kenan Evin ile eylemcilerin uz- laşması sonucu sona erdi. Ancak eylemciler, deneme aşamasmdaki tesisin çalıştınlması du- rumunda, eylemlerini yineleyeceklerini bildir- diler. Greenpeace eylemcileri, Tehlikeli Atık Yak- ma Tesisi önûne dün saat 10.45'tegelerek "Aök yakmaya geçit yok" pankartı astılar ve kendi- lerini atık taşıyan kamyonlann geçişini engel- leyecek biçimde kapıya zincirlediler. 12 kişi- lik bir gruptan olusan Greenpeace eylemcile- rinden 4 kişilik bir tim de tesisi çevreleyen tel- leri seyyar merdivenlerle aşarak, 66 metrelik bacaya ulaştılar. Görevlilerin engelleyemediği eylemciler bacaya tırmanarak pankartlannı as- tılar. Kocaeli Çevre Eğitim ve Koruma Derne- ği ile işbırlıği yapan Greenpeace eylemcileri, Türkiye'nin hertarafındaki atık yakma tesisle- rinin kapatılmasını istediler. Sanayicinin bu tesisler yüzünden kaynakta tehlikeli atık azaltma yöntemine geçmediğini anlatan eylemciler, Izmit'teki tesisin yüzde 65 hisselerinin sanayiciye sanlmasını da işletme- nin sağlıksız çahşacağının başka bir gösterge- si olduğunu savundular. Kenan Evin de tesisin deneme çalışmasında alınan numunelerin emisyon değerlerinin ölçü- mü için gönderildiği Almanya'da olumlu so- nuçlar ahndığını ve tesisin zararlı olmadığını söyledi. Eylem daha sonra Genel Müdür Ke- nan Evin ile Greenpeace Sorumlusu Tolga Te- muge'nın "geçtd" olarak anlaşmasıyla saat 12.30'da sona erdi. Arap ulkeleri, AB ve İsrail Dışişleri Bakanlığı tepki yağdırdı ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Dışişleri Bakan- lığı, TSK'nin K. Irak'a yapnğı operasyonlan sü- rekli eleştiren Arap ülkele- rine, Kıbns'ta görevli BM Banş Gücü'nün görev sü- resinin 6 ay uzaülması ile ilgjli olarak Güvenük Kon- seyi'nce hazırlanan karar tasansına ve Israil'in An- kara Elçilik Sözcüsü Nis- san Amdor'un "Türkler Arapiardan nefret eder" sözlerine sert tepki göster- di. Dışişleri Bakanlığı Söz- cüsü Büyükelçi Necati Ut- kan, dün düzenledıği basın toplanhsmda bir soru üze- rine, Mısır Dışişleri Baka- nı AmrMusa'nın El-Hayat gazetesinde yayunlanan Türkiye aleyhindeki görüş- lerine yanıt verdi. Türki- ye'nin İsrail ile ilişkileri- nin yazıda yer aldığı gibi stratejik bir irtifak olarak nitelenemeyeceğini belir- ten Utkan şöyle konuştu: "Arap ûlkeierinin de Türkiye'nin hayati çıkarla- rmı dikkatealmasını istiyo- ruz. Arap davanışması ba- hanesi, bu yönde bir engel otuşrurmaktadır. Bu tür efcştirfler,kabuledüemez." ütkan, Arap ülkelerine doğrulan anlatüklannı kaydederek "Eğer ikna <A- madıiarsa, buradaJd anla- mama başansızhğı bize ait degiklir' 1 dedi. Utkan, BM Güvenlik Konseyi'nce hazırlanan karar tasansıyla ilgili bilgi verdi. Utkan, teknik içerik- li olması gereken tasanda AB'nin Lûksemburg zir- vesinde Kıbns ile tam üye- lik görüşmelerinin başlaul- masına yönehk aldığı kara- nn olumlu bir gelişme ola- rak sunulmasının kabul edilemeyeceğini söyledi. Tasanda yer verilen "Kıb- nsbükumeti" ifadelennin de kabul edilemeyeceğini kaydeden Utkan, Türki- ye'nin söz konusu görüşle- rini Güvenlik Konseyi Dö- nem Başkanlığı'na ilettiği- ni bildirdi. Türkiye, Israil'in Anka- ra Büyükelçiliği'nde gö- revli Sözcüsü Amdor'un "Törkler, Arapiardan ger- çekten nefret eder" sözle- rine de tepki gösterdi. Isra- il'in Ankara Büyükelçiliği Maslahatgüzân AmirMıı- ünon, dün Dışişleri Bakan- lığı'na çağnlarak konuyla ilgili bilgi istendi. ÖDP GENEL BAŞKANI URAS^TAN SEKT ELEŞTÎRÎ '98 bütçesi ne enflasyonu düşürür ne barışı saglar' lstanbul Haber Senisi - ÖDP Ge- nel Başkanı Ufiık Uras, hükümet or- tağı DSP lideri Bfilent Ecevit'in "Onümüzü göremiyoruz" sözlerini anımsatarak, "Yolun sonunu göremi- yorsanız, dönemece gelmişsiniz de- mektir. Dana sevimli bir havvancfar a- ma bu bütçe>k; 1998'de Hanapm ku\- ruğu kopacak" dedi. Hükümetin bütçe planını topa tu- tan Ufuk Uras, 1998 bütçesinin hiçbir yapı- sal değışiklık adımını içermediği gibi yoksulu daha yoksullaştıracak unsurlar taşıdığını sa- vundu. 1998 bütçesini değerlendiren tstanbul Tabip Odası, öğretmen ve emekçiler de, sağlığa ve eğirime aynlan payın gıderek azaldığmı, büt- çeden aslan payını yerli ve yabancı tefecilerin aldığım belirttiler. Ufuk Uras, dün il merkezinde dü- zenlediği basın toplantısında 1998 bütçesine yönelik partisinin görüşle- rini açıkladı. 1998 bütçesinin borç ve savaş bütçesinden oluştuğunu vurgu- layan Uras, bu bütçeyle "ûlkenin kay- naklannın ûlkenin geleceğine harcan- ması yerine ülkenin geleceğmin harca- nacağı''nı savundu. Bütçe açığı olarak gösterilen 4 kat- rilyonun gerçekçi bir rakam olmadı- ğını belirten Uras, vergi gelirlerinde ÖDP Genel Başkanı Uras hedeflenen yüzde 96'lık artışm da mümkün olamayacağını kaydetti. ÖDP Genel Başkanı Ufuk Uras, büt- çenin sağlık ve eğitim yatınmlanna ayırması gereken payın yüzde 20 ci- vannda olması gerektiğini belirterek, ancak bu payın yüzde 6.7'de kalması- nın u bütçenin geiecek planmm olma- dığı''nı gösterdiğini kaydetti. Kayıt dı- şı ekonominin kayıt içine almmasını sağlayacak bir unsur bulunmadığı için büt- çenin enflasyonun aşağı çekilmesinde de bir rol oynamayacağı- nıbildiren ÖDP Genel BaşkamUras,"Askeri harcamalara yüzde 20'lik pa> a>ıran bir üikede enfİasyonun düsürübnesi ve barqm sağianması olanakb değfldir" dedi. 1998 bütçesini de- ğerlendiren doktor, öğ- retmen ve emekçiler, sağlığa ve eğiti- me aynlan payın giderek azaldığuu belirterek bütçeden aslan payını yerli ve yabancı tefecilerin aldığını söyle- diler. Eğitim-Sen 2 No'lu Şube Başkanı Alaaddin Dinçer de yatınmlara ayn- lan payın yüzde 6.7, eğitime aynlan payın yüzde 11.1 ve sağlığa aynlan payın da yüzde 2.6 olduğu bir ekono- mik tablonun yaratıcısının emekçiler olmadığını söyledi. Cindoruk 'Devlet çeteyi reddeder' • DTP Genel Başkanı Hüsamettin Cindoruk grup toplantısında yine Başbakan Yılmaz'a yüklendi. Cindoruk, Türkiye'nin AB'ye girme kararhlığından geri adım atmaması gerektiğini söyledi. ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DTP Genel Baş- kanı Hüsamettin Cindoruk, cumhunyetin kuruluşunda Atatürk'ün yaptığı ilk işin devleri çetelerden temizle- mek olduğunu belirterek "Devlet çeteyi reddeder" dedi. Cindoruk, eleştirileri- ni Başbakan Mesut Yd- maz'a yönelterek, "HeDo Bush, heUo Hans demeyle sfyasetin yürümeyecefini kafiriara yerleştirmek la- a m * diye konuştu. DTP Genel Başkanı Cin- doruk, dün grup toplantı- sında konuşmasının büyük bölümünü demokrasi, hu- kuk, AB ve çetelere ayırdı. AB ile ilgili "gümbör- tn"nün bittiğini, iç ve dış basında asıl yankmm Tür- kiye üstünde odaklandığmı vurgulayan Cindoruk, "Türkryegüçlü bir devfcttir. Bu nedenle sarsma gücünü ortaya kovmahdır. Türki- ye'nin AB tbşmda tutulma- sı gücündendir" diye ko- nuştu. Türkiye'nin AB'ye girme kararlıhğından geri adım atmaması gerektiğini kaydeden Cindoruk, "Bu bir ktşinin karanyla olacak şey de değildir. Bu aynı za- manda demokrasi işbirtigi- dir" dedi. Cindoruk, Doğu ve Gü- neydoğu'da sivilleşmeye gidümesi gerektiğini ve 1982 Anayasası'nın tama- men değiştirilmesini öner- di. "Tüm eğflimlerin temsa edikliği bir Meclis istiyo- nız" diyen Cindoruk, "Biz DTP'Bler Allah'tan korka- nz, ama demokrasiden korkmayız. Türkiye 1998'e bukuk yib riamgagm VUT- mab" dedi. Türkiye'nin aynı sorun- larla çok iç içe yaşadığını belirten DTP lideri, tt Ka- zayla, otobüsün taranma- sqia ortaya çıkanlar bir za- bıta olayı mı yoksa devictin zaafinı mı ortaya koynutk- ttdır?'' dedi. Devletin çe- teleri reddettiğini kaydeden Cindoruk, "Atatürk'üa miDi mûcadeleden sonra yapûğı ilk tş. çeteleri orta- dan kaldırmakn. O çeteler miluyetçi ve vatanseverdi. Ama, devletle çete bir ara- da yaşavmmaz" dedi. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Rektör Seçimleri ve Nispi Temsil lstanbul Üniversitesi'nde aylardan beri süren "rek- tör adaylığı" yanşması sona erdi ve Bülent Berkar- da döneminin "gölgerektörü" Prof. Dr. Kemal Alem- daroğlu en çok oyu toplayan aday oldu. Ikinci sıra- yı Prof. Dr. Mesut Parlak, üçüncü sırayı Burhan Şe- natalar ve nihayet dördüncü sırayı Esfender Kork- mazakjı. Bu "yanşmaya", seçim dernek çok zor ve bu ko- nuda bazı ciddi itirazlanm var. Sayın Cumhurbaşka- nımız bir "yanlışlık" yapmadı ve en çok oy toplayan adayı lstanbul Üniversitesi'nin rektörü olarak tayin etti. Zaten bunun aksine bir tutumu, diğer adaylann içlerine sindireceklerini de sanmıyorum. Ve eğer öğ- retim üyelerinin "eğilimleri" de dikkate alınmasaydı, bu üikede "vatandaş" olarak dolaşmaya bile yüzü- müz olmasa gerekti. Sayın Alemdaroğlu, kullanılan oylann yüzde 30'dan fazlasını topladı ve "en çok" oyu toplayan aday ol- du. Ve altını yukanda da çizdiğim gibi, mevcut yasa çerçevesinde rektörlüğe atandı ve şahsen oy verme- miş olsam bile, bunun aksine bir davranışa şiddetle karşı çıkardım. (Ama nasıl bir atama gerçekleşmiş olursa olsun, bu yazıyı yayımlayacaktım.) Ortaya çıkan sonuç, nispi temsil sisteminin bir "za- afı." Her ne kadar Sayın Alemdaroâlu, oylann yüz- de otuzdan fazlasını topladıysa da, lstanbul Üniver- sitesi'nde ders vermekte olan öğretim üyelerinin yüz- de 70'i, rektör olarak bir başkasını görmek istiyordu. Bu durum, hem Alemdaroğlu açısından bir "zaaf" hem de sistem açtsından. Eğer bu oyiama, sadece bir eğilim belirieme olma- saydı da, gerçek bir "seçim" olsaydı, o zaman bir- kaç tur daha yaptlır ve nihayet sona kalacak iki aday arasında bir tercih yapılırdı. Ve lstanbul Üniversite- si'ndeki meslektaşlanmdan büyük bir bölümünün, "benım rektöriım" diyebileceği bir isim ortaya çıkar- dı. Hem seçenler daha huzurlu olurlardı hem de se- çilenler daha huzurlu olurdu. örneğin eğer rektör seçiminde "katılanlann yandan bir fazJası" gibisinden bir şart aransaydı muhteme- len Şenatalar'a oy verenlerden bir bölümü, daha son- rakiturtardaAlerrıdaroğlu'naoy verirlerdi. Belkideter- si olurdu. Aynı şekilde; Parlak'a oy verenler, belki Es- fender'e oy verirlerdi. Belki de Esfender'in oylan Şe- natalar'a giderdi. Yani bir sürü seçenek ortaya çıka- bilirdi. Ve sonunda; seçene de, seçilene de huzur ve- recek bir sonuç alınırdı. Belediye başkanlıklannda da aynı sakıncayı görü- yoruz. Bir beldede en çok oyu alan aday başkan se- çilince, seçmenlerin büyük bir bölümünün belediye başkanı olarak görmek istemedikleri bir isim, başkan- lık koltuğuna oturuyor. Ne doğru dürüst bir iş göre- biliyor, ne huzur bulabiliyor. Hele belediye başkanının partisi, belediye mecli- sinde azınlıkta kaldıysa, işler iyice kanşıyor. Kimine büfe tahsisi, kimine petrol bayiliği vb. ödünlerie işler yürütülüyor. (Bu arada başka şeyter de "yürütülüyor" ama, o başka bir mesele...) Genel seçimlerde nispi temsil sistemini ödünsüz bir biçimde savunan bir siyaset bilimci olarak. yerel se- çimlerde ve ömeğin rektörlük seçimi gibi bir seçim- de, bu sistemi eleştirmem garipsenmemeli. Ülke ça- pında ntspi temsil sistemini savunmamın rtedeni, top- lumdaki her türiü düşüncenin parlamentoda temsil edilmesi gerektiğine inanmamdır. Ve çoğu kez bunun kaçınılmaz sonucu "koalisyon hükümetleri"üır ki şu ya da bu biçimde bir pariamento "çoğunluğunu" sağlarlar. Oysa ki diğer örneklerde, yönetim bir "azın- lık" tercihiyie belirleniyor. Böyle bir belırlenim, hem de- mokrasinin ruhuna aykındır hem de mantığa. Seç- menlerden büyük bir çoğunluğunun tercih etmediği aday, rahat iş görebilir mi? Bizdeki son rektörlük seçimleri, "iktidarda olmanın" avantajlannı da bir kez daha sergiledi. Ben bu duru- mu, parti kurultaylanna benzetiyorum. Bir kez kurul- tay kazanan bir parti genel başkanı; kendi istemedık- çe top atsanız devnlmiyor. Beğenmediği il yönetim- lerini değiştiriyor, potansiyel muhaliflere gül dağıtı- yor... Yani ne yapıp edip iktidannı sürdürüyor. Bizim rektörler de benzer bir durumda. Ama kad- ro veriyor, ama söz veriyor, ama aba altından sopa gösteriyorfar. Ve sonunda nedeflerine ulaşmasını bi- liyorlar. Bundan beş altı yıl önce Sayın Cem'i Demiroğlu, en yıpranmış olduğu bir dönemde oylann yarısından fazlasını almıştı da, saşınp kalmıştım. Sayın Alemda- roğlu da fakülteleri dolaşın\en dekanlan boşuna tak- mamış peşine. Bir bikJiği varmış. öğretim üyelerinin tercihlerinin göz ardı edilmeme- sine memnun okJum. Bizi bu kadar horlamamalılar. YÖK tasansı açıklandığı günden beri, yani 1982 sonlanndan beri, YÖK'le ilgili olarak yazar-çizerim. Ve maalesef bu konudaki tüm karamsar öngörülerim YÖK öncesi üniversitelerimiz çok kötü durumday- dı. Ama umutsuz durumda değillerdi. YÖK sonrasın- da öyle bir sistem oluşturuldu ki, artık düzelme umu- du yok gibi. lstanbul Üniversitesi Rektörlüğü için yapılan tercih belirlemesi oylamasının sonucu beni mutlu etmemiş- ti. Ama eğer meslektaşlarımın tercih ettiği isimden başka biri rektöriüğe atansaydı, mutsuzluğum kızgın- lığa dönüşecekti. Kaldı ki, Kemal Alemdaroğlu, "Atatûrkçülüğûnü" sık sık gündeme getiren bir öğretim üyesi. Benim için bu bile, azıcık teselli oluyor... Cetin'den AB'ye elestiri 'Avrupa Birliği haritasınm dışmdayız' ANKARA (Cumhuri- yetBürosu)-Türkiye Bü- yük Millet Meclisi Baş- kanı HikroetÇetin, Avru- pa Birliği (AB) haritası- nın dışında kalan Türki- ye'nin, dış politikasını soğukkanhlıkla ve duy- gulara kapılmadan yürüt- mesi gerektiğine dikkat çekti. Türkiye tnşaat ve Te- sisat Müteahhitleri Işve- ren Sendikası'nın (tN- TES) düzenledigi aylık geleneksel toplantilanna katılan Çetin, yapağı ko- nuşmada, Kıbns sorunu- nun çözümü konusunda çifte standart uygulayan Avrupa'nın Türkiye'ye baskı yaparken Yunanis- tan'ın sorumluluğunu ta- mamen göz ardı etriğini söyledi. Dış politikanın idare- sinde duygulara yer ol- madığını belirten Çetin, Türkiye'nin 1998'in Mart ayında yapılacak Avrupa Konferansı'na katılmasının anlamlı ol- mayacağını ancak ilişki- lerin Ankara Antlaşması çerçevesinde yürütülme- sinin gerektiğini söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle