23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
16ARALIK1997SALI CUMHURİYET SAYFA HABERLER TBMM'de personel tartışması • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - TBMM Başkanlık Divanı'nda, personel rejimi ve "hanedanlık" savlan tartışıldı. Toplantıda, kadroya alınan milletvekili ve personel yakınlanyla geçici personelin durumu tek tek değerlendirildi. Divanda istisnai durumlarda geçici personel kullanılması, bunun dışındaysa normal olarak kadrolu eleman çalıştınlmasi benimsendi. Mevcut personelin herhangi bır hak kaybına uğratılmamasının kararlaştınldığı toplantıda, halen TBMM gündeminde olan ve personel rejimini yeniden diizenleyen TBMM Genel Sekreterliği Teşkilat Yasasf ndaki değişiklik önerisinin yasalaştınlması görüşü ağırlık kazandı. Gümrükçüoğlu ve Ayla'nın durumu • İstanbul Haber Servisi - Ünlü sanatçı Safiye Ayla ve emekli büyükelçi Rahmi Gümrükçüoğlu'nun sağlık durumlan ciddiyetini koruyor. Ayla'nın böbrek fonksiyonlannm yetersiz olduğu ve yoğun bakım ünitesindeki tedavisinin sürdüğü bildirilirken Gümrükçüoğlu'nun da şuurunun açık olduğu, kol ve bacaklannda ufak hareketlerin meydana geldıği, fakat hayati tehlikeyı henüz atlatamadıgı kaydedildi. Kayseri'de bomba paniği • KAYSERİ (AA) - Kayseri Defterdarlığı'na dün sabah yapılan asılsız bomba ihban paniğe neden oldu. Dün saat 10.47'de"189AloMaliye" telefonunu arayan ve kekeme olduğu belirtilen kimliği belirsiz bir kişi, "PKK'nin mazot geliriyle uğraşmayın. Binanın 3 yerine zaman ayarlı bomba koyduk. Bombalar saat 11.00'depatlayacak" diyerek telefonu kapatması üzerine harekete geçen bomba «nhfi ekiplen 17 Itatlı binanın tümünü aradılar. Defterdar Ali Erdal. son günlerde akaryakıt bayilennın kaçak mazot konusunda sıkı bir şekilde denetlendiğini belirterek, "Sanınm bu ihbar da denetimlerden rahatsız olan bir kişi tarafindan yapıldı" dedi. Çocuklarm • İstanbul Haber Servisi - Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Üsküdar Çocuk Yuvası'nda bannan kimsesiz çocuklann yaptığı el ürünleri sergileniyor. Kadıköy McDonald's restoranın alt katındaki "Bizim Köşe" adlı serginin açılışında konuşan Sosyal Hizmetler II Müdürü Kahraman Eroğlu. yurtta kalan çocuklann bannma ve gıda ihtıyaçlannın karşılanmasının yanı sıra yararlı olabilecek şekilde üretken birer insan olarak yetiştirilmesi gerektiğini söyfedi. İnsan Hakları Hattası • tstanbul Haber Servisi - insan Haklan Derneği istanbul Şubesi üyeleri insan Haklan Haftası lcapsamında Türkiye'de düşünce özgürlüğünü smırlayan yasalann kaldınlması ıstemıyle Galatasaray Postanesi'nden TBMM Başkanhğı'na telgrafçektıler. RTÜK'e başvuru • ANKARA (AA) - Millıyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Derya Sazak'ın Kanal 7 televizyonundaki bır programda, Kanal D'nin Aydın Doğan'a, ATV'nin 'Dinç Bilgin'e ait olduğu yolundaki sözlerinden yola çıkan 6 avukat, bu sözlerin Kanal D ve ATV'nin yasanın hisse oranlanyla ilgili maddelerine aykın olarak kurulduğunu ortaya koyduğunu belirterek, gereğinin yapılması için RTÜK'e başvurdu. Programın ardından yayın kuruluşlanndan tekzip gelmediğine dikkat çeken Avukat Yakup Erikel, buradan "Bir muvazaa ve kanuna karşı hile olduğunun" açikça ortaya çıktığını belirterek, ilgili yayın kuruluşlannın resmi makamlan yanılttıklannı savundu. Refah Partisi'nin kapatılması halinde MSP'nin açılması tartışılıyor Kapatma davası bugünANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Anaya- sa Mahkemesi, RP'nin kapatılması istemiy- le açılan davayı görüşmeye bugün devam edecek. RP'nin yeni partisi konusunda gündeme getirilen formüller çoğaldı. fçişleri Bakanlı- ğı'na bugün ya da en geç hafta sonuna kadar yeni partinin kuruluş başvurusunun yapıl- ması beklenirken 12 Eylül'de kapatılan Mil- li Selamet Partisi'nin (MSP) yeniden açılma- sı önerisi de RP kurmaylannca tartışılıyor. Yüksek Mahkeme heyeti, 10 Aralık'ta yaptığı toplantıda, "incetemeninderiııkştiri]- mesi amacıyla" toplantımn bugüne ertelen- mesine karar vermişti. Heyetin bugünkü top- lantısı Anayasa Mahkemesi Raportörü Yusuf Heyetin bugünkü toplantısında Anayasa Mahkemesi Raportörü Yusuf Öztürk, davaya ilişkin raporunu okuyacak. Mahkeme, iddia makamı olan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ile savunma tarafindan sunulan kaset, dergi ya da kitaplan üyelerden istek gelmesi durumunda yeniden izleyebilecek ya da okuyabilecek. Oztûrk'ün davaya ilişkin raporunun okun- masıyla başlayacak. Toplantıda mahkeme. iddia makamı olan Yargıtay Cumhuriyet Baş- savcılığı ile savunma tarafindan sunulan ka- set, dergı ya da kitaplan üyelerden istek gel- mesi durumunda yeniden izleyebilecek ya da okuyabilecek. Üyelerden istem gelmesi durumunda "flgisi ve bilgisine başvurulacak kişüerin" de kararlaştınlabileceğı toplantının süresi konusunda herhangi bır sınırlama bu- lurunuyor. Heyet. üyelerin talebinin gelmesi durumunda ilgisi ve bilgisine başvurulacak Keskin 'Hükümet kemiksiz' ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu)-CHP Genel Sekreteri Adnan Keskin. hükümetin vergi refor- mu yasa taslağı üzerinde hâlâ uzlaşmaya varama- masını eleştirdi. Keskin. iktidann taslağı günde- me getirmesine karşın. "tutarsız ve kemiksiz" olmasının dikkat çekici olduğunu söyledi. Keskin, dün yaptığı basın toplantısında. hu- kümetin üzerinde çalıştı- ğı "vergi reformu yasa taslağmi" TBMM'ye gelmesi durumunda des- tekleyeceklerini bildirdi. İktidann, vergi reformu yasa taslağmi "düzenin köşe başlannı tutanlara yaranmak için kuşa çe- virmek istediğiııi" belir- ten Keskin, taslağın bir an önce TBMM'ye geti- rilmesini istedi. Lüksemburg zirvesi- ne de değinen Keskin, Türkiye'ye ilişkin karar- lann iyi niyetle bağdaş- madığını ve bunun RE- FAHYOL döneminde. Türkiye-Avrupa ilişkile- rini zedeleyecek davra- nışlarda bulunmasından kaynaklandığını söyledi. ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART kişilerin çağnlmasını oy çokluğunun sağlan- ması durumunda kararlaştınyor. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı VuralSa- vaş, 21 Mayıs 1997 günü Anayasa Mahke- mesi Başkanhğı'na gönderdiği iddianamede. RP' nin "laikliğe karşı şeriatçı eylemlerin oda- ğı" olduğu gerekçesiyle kapatılması istemiy- le dava açmıştı. Yazılı savunma. esas hakkındakı görüş ve sözlü açıklamalar ile sözlü savunmanın ta- mamlanmasının ardından Raportör Yusuf Oztûrk, hazırladığı raporda. RP'nin hem anayasanın 68 ve 69. maddelerine hem de Si- yasi Partiler Yasası 'nın ilgili maddelerine gö- re kapatılması gerektiği yönünde görüş bil- dirmişti. Anayasa Mahkemesi'nce kapatıl- dığı takdirde partinin kapa- tılmasına söz ve eylemleri ile neden olan ve gerekçeli kararda adlan geçen parti yöneticileri ile üyelerine 5 yıl süreyle siyaset yasağı ge- lecek. Bu kişiler 5 yıl sürey- le birbaşka partinin kurucu- su, üyesi, yöneticisi ve de- netçisi olamayacaklar. İddianamede İbrahim HaJil Çelik, Hasan Hüseyin Ceylan, Şevld Yümaz, Ah- met Tekdal ve Şevket Ka- zan'm da adlan geçiyor. Bu mılletvekillerinden üçünün RP'den istifa etmelerine kar- şın. gerekçeli kararda da ad- ları geçmesi durumunda parlamenterlik görevleri anayasanın 84. maddesi ge- reğince sona erecek. MSP gündemde Anayasa Mahkemesi' nde kapatılmama mücadelesi veren RP'nin Genel Başka- nı Erbakan. bir yandan da kurmaylanyla yeni parti için yaptığı çalışmalan hızlan- dırdı. Kuruluş dılekçesi bir ıki gün içınde lçişlerı Ba- kanlığı'na verilecek olan ye- dek partinin ismi üzerinde- kı tartışmalar dün de devam ettı. "Yeniden BüyükTürki- ye Partisi" adı üzerinde bü- yük ölçüde uzlaşma sağlan- dığı bildirilirken bazı RP kurmaylan "Bu isim uzun vadede sıkınb varanr. Hal- kın kabullenmesi açısından da kolay bir isim değü" ge- Trabzon'da yapılan duruşma sonunda olaylar çıktı. 5 kişi yaralandı 19 kişi gözâltınâ almdı Gazi davasında polislere tahliye yok AHMETŞEFİK TRABZON - Gazi olaylan sırasında 7 kişinin ölümüne ve çok sayıda vatandaşın yaralarunasına neden olduldan gerekçesiyle 8'i tutuklu 20 polisin yargılanmasına Trabzon Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Olaylar sırasında ölenlerin yakınlan, müdahil avukatlar ve duruşmayı izlemek için gelen vatandaşlar, Trabzon girişinde kimlik kontrolü gerekçesiyle uzun süre bekletildiler. Yaklaşık 9 saat süren duruşma sonunda mahkeme başkanı hâkim Dursun Kaya Cüleç. sanıklann tutukluluk hallerinin devamına karar verdi. Duruşma 23 Şubat 1998'e ertelendi.6 otobüsten oluşan konvoy, CHP Milletvekili MehroetSevigen'in Trabzon Valisi İsmet Gürbüz Civelek'le görüşmesi sonrasında adliye önüne gelebildi. Bazı kitle örgütleri, engellemelerin sürmesi halinde Avrupa'da "Gazi hallayla dayanışnu" eylemleri düzenleneceğini açıkladı. Gazi davası için sabahm erken saatlerinden itibaren Trabzon Adliyesi'nin önünde çok • Duruşma çıkışında mahkemeyi izlemeye gelen bir grup pankart açmak istedi. Polisin gruba müdahale etmesiyle çıkan arbedede 19 kişi gözaltına alındı. Gözaltındakilerin serbest bırakılmasmdan sonra ülkücü bir grup slogan attı. geniş güvenlik önlemlen alındı. Adliye çevresindeki bütün araçlar kaldınldı. Güvenlik önlemlerine çok sayıda resmi ve sivil polisin yanı sıra jandarma da katıldı. İstanbul'dan önceki gün yola çıkan 6 otobüslük konvoy. saat 09.00 civarlannda Trabzon girişindeki Trafik Bölge Müdürlüğü'nde durduruldu. Burada şikâyetçiler, ölenlerin yakınlan ve duruşmayı izlemeye gelen vatandaşlar kimlik kontrolü gerekçesiyle bir buçuk saat bekletildiler, Avukat ve müştekilerin duruşmaya yetiştirilmesi için Sevigen, Civelek'i ziyaret etti ve ağırlığmı koymasını istedi. Bunun üzerine Vali Civelek güvenlik yetkililerini aradı ve konvoyun kimlik kontrolünün adliye önünde yapılmasını istedi. Bu görüşmeden 10 dakika sonra konvoy saat 11.30'da adliye önüne gelebildi. Saat 10.30'da başlayan dördüncü oturuma sanık polislerden Adem Albavrak, Mehroet Gündoğao, tlanıdi Ozata. Hasan Yavuz. Hayrullah Şişman, Metin Çakmaz. rutuksuz olarak yargılanan sanık polislerden Mehmet Türk, Süleyman Memişçi ve Ali Doğan katıldılar. Mersin Cezaevi'nde bulunan SedatÖzenir ödenek yokluğundan Trabzon'a getirilmezken hakkında gıyabi tutuklama karan bulunan Orhan Durmuş hâlâ teslım olmadı. Mahkeme, geçen oturuma katılmayan Hamdi Özata ve Ali Doğan'ı sorguladı. Bu arada mahkeme öncesi Avrupa Alevi Dernekleri Genel Başkanı Ali Kıtac, Banş Partisi Genel Sekreter Yardımcısı Sadık Erol, Çağdaş Hukukçular Derneği Ankara Şube Başkanı kâam Genç ve çok sayıda kuruluşun imzasını taşıyan bir açıklama yapıldı. Yargının bağımsızlığı ve tarafsızlığına inanıldığı vurgulanan açıklamada, yargılama sonucunda kamu vicdanını tatmın edecek. suçlulann cezasız kalmayacağını kanıtlayacak bir karar verilmesinin beklendiği ifade edildi. Açıklamada, yargılamanın İstanbul'dan binlerce kilometre uzaklıkta yapılmasının adaletin gereği gibi tecelli etmesinı engelleyeceğinden kuşku duyulduğu belirtildi. Duruşma çıkışında müdahil avukatlardan Cemal Yücel yargılama hakkında bilgi verirken mahkemeyi izlemeye gelen bir grup pankart açmak istedi. Polisin gruba müdahale etmesiyle çıkan arbedede 5 kişi yaralandı. Olaylar nedeniyle 19 kişi gözaltına alındı. Gözaltındakiler 2 saat sonra serbest bırakıldı. Duruşmayı izlemeye gelenler gözaltındakilerin serbest bırakılmasından sonra hareket ederken ülkücü bir grup slogan attı. Polisin bu gruba müdahale etmediği bildirildi. CHP'li Mehmet Sevigen. yetkililer nezdinde girişimde bulunmasına karşın çok üzüntü verecek olaylann çıktığını söyledi. Sevigen, olaylan TBMM gündemine getireceğini de belirtti. UZ YAZII ORHAN BİRGİT Bugün başlayacak olan bütçe görüşmeleri, "Zenginler Kulü- £ü"nün Avrupa Birliği'ne girişi- mizi engelleyen karanndan son- ra, Anasol-D hükümeti için önemli bir firsat olmalı. Hükümet, öncelikle bu karar- da Türkiye'nin önüne geçirilen çoğu eski demirperde ülkeleri ile Güney Kıbns'ın hem demokratik hem ekonomik anatomisini tek tek kendi parlamentosunun kür- süsüne getirmeli. Bulgar kom- şumuzdan Estonya'ya kadar "Avrupa Kulübü"nde koltuklan aynlan devletlerde, insan hakla- nnı, ekonomik gelişmeleri 1998 bütçesinin görüşülmesi sırasın- da bir bir ortaya koymalı. Sonra Güney Kıbns'ın adanın kuzeyin- de oturan komşulan için nasıl bir vatandaşlık statüsü düşündügü- nü de örnekleri ile anlatmalı. Daha sonra Lüksemburg kara- rından, neredeyse Anayasa Mahkemesi'ndeki davasını unu- tacak kadar kendisinden geçe- rek adeta zil takıp oynayacak ha- le gelen Erbakan ve arkadaşla- nna TBMM kürsüsünden şunla- n söylemeli:"Avrupa Birliği için bir Hıristiyanlar kulübü diyen- ler sizler değil miydiniz? Kor- kanz bu biriiğin bugünkü yö- neticileri sizi haklı çıkartacak bir zihniyetin etkisi ile ve Yuna- nistan'ın baskısı ile böyle bir karara vardılar." Biz İşimize Bakalım... Lüksemburgtoplantısında va- rılan karar, elbette Türkiye'nin doğru bildiği yolda kendi geliş- mesini sürdürmek için yürümesi- ne etki yapmayacaktır. Özellikle Türkiye'nin "insan haklan" için sağlayacağı aşama- lan hızlandırmayı, sadece Lük- semburg toplantısı ya da Mesut yılmaz'ın Amerika Birleşik Dev- letlen Başkanı ile 19 Aralık'ta ya- pacağı görüşme için bir fırsat olarak saymak gibi bir ayıbı gün- deminde bulundurmadığmı, elli beşinci hükümet bütün içtenliği ile dostuna, düşmanına göster- melidir. Bunun için yapılacak olan, Türkiye'nin insan haklan konu- sunda artık somut karartannı, ya- salara geçirmeşi olmalıdır. Elli beşinci hükümetin kurulu- şu sırasında bu konuda nelerin yapılacağını Başbakan ve arka- daşlan tek tek açıklamışlardı. Bütçe Kanunu'ndan hemen sonra "Bilgi Edinme Özgüıiüğü Yasası"nın "Vatandaşın Katlı- mı Yasası"nın ve "Genel Idare Usul Yasasfnın parlamentoya sevkedileceği, bundan önce de bu yasalann tasarıları üzerinde geniş bir kamuoyu çalışması ya- pılacağı öyle beklenir ki, bugün başlayacak bütçe tartışmalan sı- rasında hükümettarafindan, hat- tatarihi debelırtilerek pariamen- tonun bilgisine sunulacaktır. Vatandaşın devlet dairelerine başvurduğunda, gizlilik derece- si olmamak koşulu ile istediği bil- gi ve belgeyi elde edebilmesi, Türkiye Cumhuriyeti uyrukluları için de kapılann bizlere kapatıldı- ğı Avrupa Birliği ülkelennde oldu- ğu gibi artık doğal bir "hak" sa- yılmalıdır. Türk vatandaşlan, oy hakkına sahip olmasa da kendi yerel meclislerinin görüşmelenne katılma hakkını elde ederek ço- ğulcu bir yönetıme adım atmalı- dır. Hatta yine vatandaşın benzer bir hakkı Danıştay, Yargıtay gibi kurumlarda da sağlayacağı yo- lunda Başbakan'ın açık vaatleri gerçekleşme aşamasına gelme- lidir. Bütün kapılan vatandaşa ka- palı olan "devlef'm bu kapılan ardına kadar açmasının sivil, de- mokratik ve özgüriükçü bir yapı- ya kavuşabilmemiz için olmazsa olmaz koşulları arasında sayıla- cağı gün. Türkiye türlü bahane- lerle Avrupa Birliği yolunda enge- beler sıralayanları, tek kelimeyle mahcup duruma düşürmüş ola- caktır. Özellikle Mahalli Idareler Temel Yasası'nın somutlaştınl- masının daha fazla geciktirilme- sinin, merkezı idaredeki hantal- laşmayı sürdüreceğini bilen hü- kümet, adalet, güvenlik, savun- ma, dış politika ve milli eğitim dı- şındaki alanlardaki yetkilerini bu yönetimlere devretme çalışma- lannı da bir an önce yasalaştırma aşamasına getirmeyecek midir? Hükümetin bu konularda cid- di çalışmalar yaptığı birkaç kez söylenildi. Bu konular üzerinde resmi bilgiler de verildi. Yalnız bilinmesi gereken önemli bir husus, bu konudaki çalışmalan bürokraside kimın ve kimlerin hazırladığıdır. Yani "mut- fak"\a kimler vardır? Benim yıllardan ben gözlemle- ye gözlemleye edindiğım izle- nim, bu tür reform yasalannın ha- zırlanmasında Adalet Bakanlığı bürokrasisinin gerektiğinden çok tutucu davranmakta olduğudur. Bu tutuculuğun en son ve en somut örneklerinden birisi, şu ünlü RTÜK Yasası değil midir? Bu yasanın daha ilk hükümleri, radyo-televizyonlann gözetimini ve denetimini üstlenen "üst ku- a//"u, parlamentonun kendi iç dengesinin hesabı ile yani politik ölçülerle seçilmesini öngörüyor- du. Geçmiş uygulama bunun ne kadar yanlış olduğunu kaç kez ispatladı. Bu kurulda meslek ve kooperatif örgütlerini temsil etti- receğine, hükümet, tasanyı, yi- ne Adalet Bakanlığı'nın yanlıştan dönmemeyi şan edinmiş bürok- ratlanna bırakarak, bana göre ya- sayı düzeltme yerine daha da çıkmaza sokmaktadır. Oysa artık ülkemizde de adı üzerinde bir İnsan Haklan Ba- kanlığı" var. Bu tür hazırlıklann asıl mutfağı, bu bakanlığın bü- rokratlan olmalıdır. Sayın Yerlikaya'nın açıklama- sı: 12 Aralık Cuma günü bu kö- şede yayımlanan yazımda CHP Genel Sekreter yardımcılanndan Sayın Sinan Yerlikaya'nın bir demecine de yer vermiş ve yazı- yı bu demece de dayandırmış- tım. Sayın Yerlikaya böyle bir de- meci bulunmadığını bildiren bir açıklama faksı gönderdi ve daha da ileri giderek Yaşar Topçu hakkında venlen gensoru konu- sunda CHP Meclis Grubu'nun almış olduğu karan saygı ile kar- şıladığını söyledi. Durumu onun istediği gibi be- lirttikten sonra Sayın Yertika-' ya'nın bahis konusu açıklaması- nı 11 Aralık 1997 günü ANKA ajansı bültenlerinden aldığımı vurgulamak istiyorum. CHP Ge- nel Sekreter Yardımcısı'nın bu demeci, 12 Aralık günkü "RADİ- KAL" gazetesinde de yer almış- tı. POLİTİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETtNKAYA Ninni... Iki ay kadar önce Prof. Dr. Erol Manisalı'yla ko- nuşurken söz dönüp dolaşıp Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne tam üye yapılmasına gelmişti... O gün Erol Manisalı aynen şöyle demişti: "Türkiye, AB'ye bugün ya da yann katılsa, ya- ni tam üye yapılsak AB'nin hiçbir çıkan, kazancı olmayacak. Tam tersi, kaybı olacak. 63 milyon nüfuslu Türkiye, Fransa ve Almanya ile biriikte AB'nin üstünde etkin rol oynayacak. Yani 'baş yönetici' olacak. Işgücü dolaşımından tutun, eko- nomik yardımlara dek Türkiye'nin iç sorunlan AB'ye taşınacak..." Kent TV'de 'Dönemeç' programındaydık... Deniz Som ve Üm'rt Zileli sordular: "O zaman ne olacak?" Prof. Dr. Erol Manisalı gülümseyip şu yanıtı ver- di: "Avrupa'ya büyük biryük bineceği için Türki- ye AB'ye hiçbir zaman tam üye olamayacak..." Iki ay önce Sayın Manisalı, bir gerçeğin altını işte böyle çizmiş, 9 Aralık 1997 günü Cumhuri- yet'te yayımlanan yazısında olacakları önceden haber vermişti... Bir de "sanal adaylık" oyunu var... Bakın Prof. Dr. Erol Manisalı bu konuda ne di- yor: "AB, Avrupa'nın şekillenmesi konusunda 1991 Maastricht Anlaşması ile yeni politikalar belihe- di. Yeni üye adaylanmız şunlardır diye 1994 Es- sen doruğunda isimleri saydılar; siyasal, ekono- mik ve kültürel seçenekleri doğrultusunda, gele- ceğin Avrupa Devleti'nin sınıriannı, isimlerie bir- iikte çizdiler. Bunlar içinde Türkiye yok, yok, yok. Bizşimdikalkıp, 'mutfaktaki bu geJişmeleri niç ol- mamış varsayıp', 'Lütfen bizi de vitrinde göste- rin, biz sanal adaylığa da razıyız' diyoruz. Medyamız pompaladıkça, siyasilerde gerçek- lere aldırmadan, 'sanal adaylığı oynamayı' Haci- vat-Karagöz oyununa çevirerek sürdürmek zo- runda kalıyoriar. Daha doğrusu oyunu biriikte oy- nuyoriar. Bir ülkenin en önemli dış ilişkiler boyutunda, bu denli yüz kızartıcı ve kara mizah konusu olabile- cek bir hadise, olsa olsa bizde olur. Ve oldu da. 1995'te olanlan hatırlayalım. Birkaç politikacı ve dar bir çevre, Türkiye-AB ilişkilerinde bugün ya- şanan khzin altyapısını hazııiadı." ••• Türkiye'de kimi çevreler "Koşullar nasıl olursa olsun AB'ye girmeliyiz" havasında degiller miydi yıllardır? Biçimsel olarak Avrupalı olmak onlar için hep yaşam biçimiydi... Şöyle 1923 sonrasına bir bakalım ve şu satır- ları biriikte okuyalım: "'Biçimsel Avrupalılık' hep önplanda oldu. Ay- nen bugün olduğu gibi. Toplumlar, piramidin te- pesini 'takip ve taklit' ederler, bu kural hiç değiş- memiştir. Içgüdüsel ve düşünsel olarak bu böy- ledir. Türkiye'nin tarihinden ve coğrafyasından kaynaklanan 'özel koşulları', biçiminın de özle biriikte bütünleştirilmesini zorunlu kılıyordu. Ata- türk 'uygarlık ve çağdaşlaşma' ile özde ve bi- çimde bir bütün olarak bunu anlıyordu. Atatürk döneminde Cumhuriyet Türitiyesi bütün iç zor- luklara rağmen bunu, büyük bir ölçüde başara- bildi. Yeni yetişen nesiller özde ve şekilde bu yo- la girmişlerdi, yolun başındaydılar ama bu uzun ve ince biryoldu. Bu öz ve biçim bütünleşmesi- ne önderlik eden ise o dönemin 'idealizmi' idi." ••• Avrupa Türkiye'yi hep uyutacak... AB'ye girmemiz için bize "Önce insan haklan ihlallehni ortadan kaldınn, demokrasiyi işler ha- le getirin" demeleri de bir kandırmacadır... Türkiye Cumhuriyeti devleti insan haklan ihlal- lerini kaldırmayı bu ülkenin insanlan için yapma- lıdır, demokrasiyi bir yaşam biçimi olarak görme- lidir... Ergun Balcı, Cumhuriyet'teki köşesindesoru- yordu: "Türkiye'de kuşkusuz insan haklan ve demok- rasi konusunda birçok eksik var. Ama AB 'nin tam üyeliğe aday olarak kabul ettiği Slovakya ya da Romanya 'da demokrasi hiç kusursuz ve eksiksiz mi işliyor?" Ankara'nın tavnna gelince... Dışişleri Bakanı ismail Cem ile Devlet Bakanı Sina Gürel'in gösterdiklerı tavrı ve hükümetin verdiği yanıtı destekliyoruz... Türkiye'nin AB'ye yanıtı açıktır: Egesorunu gö- rüşülmeyecek, KKTC ile bütünleşmeadımlan hız- lanacak... Türkiye'nin resmi bakışı da ortadadır: "Yanlış yaklaşımlarla kabul edilmesi mümkün olmayan art niyetli siyasi koşulların dayatılması- nı kabul etmeyiz..." Bu arada Almanya'nın uzlaşmaz tutumu ise hayli ilginç ve düşündürücüdür... Hani Kohl ile Başbakan Mesut Yılmaz çok iyi birdosttu. Avrupa bize ninni söylüyor ve biz de bu ninni ile uyutuluyoruz! E. Posta: Hikmet.Cetinkaya (5 raksnet.com Faks numaramız: 0212/ 513 90 98 C A G D A S Y A Y I N L A R I ÇAĞININ TAHI6I ÜÇ YAZAR 2. BASI 300 00011. KUBİLAY OLAYI VE TARİKAT KAMPLARI 3. BASI 4OC00OTI SANCILIYILULR KUŞATILMIŞ SOKAKLAR 4 BASI 3S;C:CTI KUZU POSTUNDA KURT 2. BASI 6CO0COT1. ZAMBAK SANA DA BÜLAŞTI KAN 2. BASI 600&COU DİN BARONUNUN KAZLARI 600C-XTL A$IK KADINLAR SOKAĞI 6O0 00OTL ŞERİAT PAZARI600 000 TL Cumhuriyet Kıtap Kulübü Çağ Pazarlama A.Ş. Türkocağı Cad. No:39'41(34334)Cağaloğlcı-lstanbul Tel'514 01 96
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle