Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 16ARALIK1997SALI
4 HABERLER
Bahni Savcı'ya
anma günü
• ANKARA (UBA)-
Mülkiyeliler Bırliği ve
Ankara Üniversitesi Iietişim
Fakültesi Mezunlan Vakfi
tarafindan Prof. Dr. Bahn
Savcı'yı anma günü
düzenlendi. Harb-Iş
Konferans Salonu'nda yann
saat 18.00'de
gerçekleştirilecek olan
törene konuşmacı olarak
Siyasal Bilgıler Fakültesi
Dekanı Prof. Dr. Celal Göle.
Iletışim Fakültesi Dekanı
Prof. Dr. Erol Mutlu ile Prof.
Dr. Cahit Talas, Prof. Dr.
Sadun Aren, Prof. Dr. Cem
Eroğul. Prof. Dr. Yavuz
Sabuncu, EöfT-DER
Başkanı Mustafa Gazalcı,
yazar Mahmut Makal ile
DSP Milletvekili Ahmet Tan
katılacak.
Çiller'in davası
durdupuldu
• ANKARA (AA) - DYP
Genel Başkanı Tansu
Çiller'in, kişılik haklanna
hakaret edildiği gerekçesiyle
şahsı olarak yaptığı suç
duyurusu ile Hürriyet
gazetesi köşe yazan Fatih
Altaylı, gazetenın sorumlu
müdürü Hasan Kılıç ve
muhabır Zeynep Güven
hakkında açılan ceza davası,
"şahsi dava yoluyla
ızlenmesı mümkün
olmadığı" gerekçesiyle
durduruldu
Bahçelievler
katJiamı
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara
Bahçelievler'de 1978yılmda
katledılen 6 gencin yakınlan,
Başbakanlık ve Içişleri
Bakanlığı aleyhine, bırer
milyar liralık manevi
tazmınat davası açtı.
Bahçelievler katliamının
müdahil avukatlanndan
Erşen Şansal, dava
dilekçelerinı, dün Ankara
Nöbetçı İdare Mahkemesi'ne
verdı. Şansal burada yaptığı
açiklamada. 3 Kasım
1996'daSusurluk"ta
meydana gelen kazanın.
yıllar önce ışlenen bir
kathamın sanığının "devlet
tarafindan özel olarak
konınduğunu" da.ortaya
çıkardığını savundu.
Sna
göpüşülemedi
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-TBMM Adalet
Komisyonu'nda dün ele
alınan, zina vapan erkeğe de
6 aydan üç vıJa kadar hapis
cezası venlmesini öngören
tasarı, DSP Hatay
Millervekili Ali Günay'ın
önerisiyle Alt Komisyon'a
gönderildi. CHP Kırklareli
Mılletvekilı trfan Gürpınar,
Alt Komisyon"un. modern
ülkelerde yeni bir zına tarifi
yapılıp yapılmadığını
araştırmasını istedi. DYP
Balıkesır Milletvekili
Abdülbaki Ataç ise zinanın
suç olmaktan çıkanlmasmı
istedi.
Öz: Anayasayı
I KONYA (AA) - RP Konya
Milletvekili Hasan Hüseyin
Öz, partilerinin kapatılması
durumunda yeni bir partı
kurulacağını ve bu partinin
anayasayı değiştirecek güçte
iktidara geleceğıni öne
sürdü.
BP'den açıklama
• ANKARA (AA) - Bans
Partisi (BP), bazı üyelennm
CHP'ye geçtiği yönündeki
iddianın doğruyu
yansıtmadığmı bildırdi.
BP'den yapılan açıklamada.
"Aralannda BP'lilenn de
bulunduğu bir grubun
CHP'ye katıldığı yönündeki
iddialar gerçeği
yansıtmamaktadır'" denildı.
Yücel anılacak
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Millı Eğitım
Bakanlığı, eski Milli Eğitim
Bakanlanndan şair-yazar
Hasan Âli Yücel'i yann
düzenleyeceği bir toplantıyla
anacak. Mıllı Eğitım
Bakanlığı Basın ve Halkla
Ilişkiler Müşavirliğı'nden
yapılan açıklamaya göre,
1997yıhnınUNESCO
tarafindan "Uluslararası
Hasan Âli Yücel Yılı" ilan
edilmesı nedenıyle
düzenlenecek olan
toplantıda. Yücel'in miili
eğitım \e kültür hızmetleri
anlatılacak, düşünür, yazar
ve edebıyatçı yönlen ele
alınacak. Yücel anısına
perşembe günü de Milli
Eğitim Bakanlığf nın
Kızılay'daki yayınevınde bir
kitap sergısi açılacak.
Atatürk'ün
ülkesindc
"mutlu" bir
beledrye
başkanı..
Rağbet
kravata mı?
10 Kasım
1996'daki
Atatürk'ün
anma
töreninde
Erdoğan'a rozet
takanbu
"çağdaş" hanım,
kravaü yerine
"yüzüne"
baksaydı belki
daha gerçekçi
davranırdı...
(Fotoğraf:
KUBİLAY
TÜNTÜL)
Tarih ve Cumhuriyete düşmanlık• stanbu! Büyükşehir Belediye Baş-
/
kanı Recep Tayyip Erdoğan'ın
1994'ten bu yana sürdürdüğü
"propaganda söytemJerinde" ka-
muoyuna verilen imaj, "kentinta-
rihine ve bugünkü çağdaş yönetim anla-
yışınasaygdı bir politikacr şeklınde özet-
lenebilır. Daha doğrusu Erdoğan, özellik-
le bu iki konuda "çok hassas" olduğunu
hemen her fırsatta karutlamaya çalışıyor.
"Tarihesaygr, kuşkusuz özellikle Re-
fah tabanıyla "kkolojik bir bütünleşme"
açısından belki de en etlcıleyici siyasal
söylem olanaklannı sağlıyor.
"Çağdaş yönetim anlayışı'' ise daha
çok Refahlı olmayan kesımler üzerinde;
"Cumhuriyet'le kavgab değil, hatta onun
bedeflerini çok daha Ueri aOlımlarla va-
kalamaya çalışıyor'' gibısınden, olumlu
bir etki bırakmaya yanyor. Belediyenüı
bılgısayarlarla donatılması, özellikle tek-
nik ve bilimsel bilgı ısteyen hizmeüerde
"türbansızvesakafeız" kadrolarla "uyunı
içinde'"çalışılması, "BeyazMasa", "aku-
b Bilet", "Jet Feribot" vb. gibi Baülı ül-
keleri çağnştıran "modem" uygulama-
lar. çağdaş olmayı özleyen bir toplumda
"RP'ye yönelik kayguan törpüleyen uy-
gulamalar olarak da "siyasal bir işlev"
yükleniyor...
Oysa kj Erdoğan'ın hem söylemlerine
hem de uygulamalarma daha "derin" bir
gözlemle bakıldığında, tanh konusunda-
kı bılim dışı ideolojık yaklaşımlannm
hizmetleredeyansıyarak "Istanbul'aza-
rar vericT bir düzeye geldiğı hemen gö-
rülebileceği gibı, kımı çağdaş görüntüle-
rin deyine ideolojik temelindeki "Cum-
ŞERİATIN
KRAVATLI
BAŞKANI
Istanbul 1994-1997 Dosyası
O K T A Y E K I N C I
huriyet düşmanhğmı" perdelemeye bile
aslında yetmedıgı fark edilecektır.
Örneğin, İstanbul Büyükşehir Bekdi-
yesiKümjrlşleriDaireBajkaıılıgı'ncaor-
ganize edilen ve yürütülen kültür ve sa-
nat etkinliklerindeki "çok sesli ve çok
renklT programın 3.5 yıllık genel tablo-
suna bakıldığında, "demokratik bir ço-
ğukuluk" imajı altında çok bilinçlı bir
"siyasal yönleDdinnenin" egemen oldu-
ğu hemen saptanabiliyor.
Bu programdakı kimi çok açık "tstam-
a" etkinliklenn aralanna serpiştirilmiş
"laikve modern görünümlü" kültür gös-
tenlerinm hemen tümü, "Cumhuriyetdö-
nemini sorgulayan". ama bunu yaparken;
"Cumhurhetesahip çıkıp.onu kuruluş il-
kelerine uygun bir çizgiyeyeniden kazan-
dırma" amacı ve sorumluluğu taşıma-
yan bir içerik sergiliyor.
Hatta, bu tutumda o denlı ileriye de gi-
diliyor ki ömeğın "Cumhuriyet gazetesi
De kadarAtatürkçüdür?" başlıklı bir tar-
hşma toplantısı bıle yıne aynı kültür et-
• Istanbul Belediye Başkanı Tayyip
Erdoğan'ın hazırlattığı başta gazeteciler, köşe
yazarlan ve radyo-TV çevreleri olmak üzere,
özellikle kamuoyu yaratmada etkili olduğu
varsayılan kişi ve kurumlara "bedava"
dağıtılan "Istanbul Yeniden Yapılanıyor" adlı
kalın propaganda kitabı, kente hizmetin
temelinde "Osmanlı düzenine öykünmenin" ve
buna bağlı olarak "Cumhuriyet düşmanlığının"
yattığını çok açık ifadelerle kanıtlıyor...
kinlikleri programında yer alabiliyor.
Recep Tayyip Erdoğan'ın, bütün bu
"farkh görünmek" ama "asıl siyasal he-
defîödün vermeden gözetmek" şeklinde
özetlenebılecek polıtikasının en açık gös-
tergelerinden biri, yine Refah Partisi'nin
kapatılma davası Anayasa Mahkeme-
sı'nde başlarbaşlamaz yayımlattığı "gös-
terişB bir krtap" oldu..
Cumhuriyete düşman kitap
Başta gazeteciler, köşe >azarlan ve
radyo-tv çevreleri olmak üzere, özellik-
le kamuoyu yaratmada etkili olduğu var-
sayılan kişı ve kurumlara "bedava" da-
ğıtılan "Istanbul Yeniden Yapılanıyor"
adlı kalın propaganda kitabı. kente hiz-
metin temelinde "Osmanb düzenineöy-
künmenin'' ve buna bağlı olarak "Cum-
huriyetdüşmanlığının" yattığını çok açık
ifadelerle kanrtlıyor...
Recep Tayyip Erdoğan. kitabın önsö-
zünde, 27 Mart 1994 yerel seçım sonuç-
lannın "İstanbul'da Cumhuriyet döne-
mini sona erdirdiğini^.') şöyle vurgulu-
yor:
"tstanbuL imparatoriukolmarua dört
kıta yedi iktime hüküm salan gücün zir-
\esini >aşadıgımı/ günlerin simgesiydL
(_) Tarihin bir gün kendine (ımparator-
luğa) döneceği günü bekledi O gün, (27
Mart 1994) gecikmeden (70 yılda) gel-
dL."
Aynı kitapta, Ayasofya'nm fotoğrafi
üzerine yazılmış "Istanbulelbette vemu-
hakkak feth oJunacakür" şeklindekı
"hadis" sayfasıyla başlayan "tarihin ko-
runması" bölümünde ise, yine bütün bir
Cumhunyetdönemi "şergüçlerin''düze-
ni olarak vurgulanıyor. Kentin bu şergüç-
lerden de 27 Mart 1994'te yeniden "fet-
hedOerek" kurtanldığı bakın nasıl anla-
tılıyor.
"1930'lu >ıllardan başlayıp, \-akin geç-
mise (1994) kadar elbirliği\k bozmayıa
çaltşnğunız İstanbuL hiçbir şehrin göste-
remeyeceği kadar büjük bir direnç gös-
terdi tahribata karşL L'zerinde banndır-
Parti komiserleri hayali
Belediye bütçesiyle
parti örgütlenmesi
ugün. ktmilennın gözünde 'Refahı şeriatçı
çizgkJen kurtaracak lider'ı' ı olarak da
görülebilen Recep Tayyip Erdoğan'ın
'beiediyeciliğe baiaşı' ile 'kent demokrasisi'
arasındaki ilişki de bu tür beklentilerin 'aşın
iyimser'' olduğunu söylemeye yetiyor.
Istanbul Belediye Başkanlığı'nın sağladığı
zengin ve güçlü olanaklan, kent bütününde
'sivasal örgütienmevi sağlamak' üzere kullanma
ist'eği. 1996-1997'deki REFAHYOL ıktıdan
döneminde geliştirilen "belediye yasa taslagında'
bile açıkça yer aldı. Erdoğan'ın katkısıyla
biçımlendıği
bilinen taslaktaki 'mahaUe komheleri' tanımı,
halkın semt sorunlan etrafında değil, 'siyasi
komiserier etrafında' örgütlenmesinden başka bir
anlam taşımıyordu. Taslağa göre her mahallede
oranın sakinlerinden oluşacak gönüllü
'komiteler' kurulacak. belediye ile mahalle
arasındaki ılışkiyi kurması öngörülen bu
komitelenn 'başkanlannı' ise 'belediye başkanı
atayacaktı/ Üstelik, başkana doğrudan bağlı bu
yaygın örgütlenme için yine 'belediye
bütçesinden'de pay aynlarak. kent halkından ve
devletten alınan paralarla 'siyasi müirezelerin'
giderleri de karşılanmış olacaktı...
Neyse kı REFAHYOL ıktidannda Erdoğan'ın bu
hayalini gerçekleşrireceği yasal düzenleme
TBMM'den de geçme aşamasma gelemedi. Ama
Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşlannın
demokrasi anlayışlanmn sadece 'şeriata hizmet
edecek bir demokrasi' olduğunu belgelemesi
açısından tarihsel bir işlev üstlenerek arşivlerde
duruyor. Zaten Recep Tayyip Erdoğan'da yine
gerçek düşüncelerini dışa vurduğu bir
konuşmasında; "Demokrasi amaç değil, araçür_"
dememiş miydı?..
tstanbul'un tarihi camileri, Büyükşehir Belediye Başkanı Tayyip Erdoğan'ın siyasal gösteri-
lerinde dekor olarak kullanılıyor; söylemlerinde ise "miğfer" misyonu üsdeniyor»
dığı medeniyeberin simgeleri ve de en
önemlisi Türk- tslam medeniyctinin sim-
geleri akıl abnaz bir mücadele vvrdi şer
giiçlere karşı. (_) 1994'e gdindiginde. Is-
tanbul Büyükşehir Beledi\esi"nüı bir ta-
rihi sorumluluğu yerine getirmek için bu
medeniyeti koruma zarureti \urdı_"
Bu söylemı, tstanbul'da özellikle
1950'li yıllann ikınci yansmdan sonra
ve "Menderes dönemiyle" başlayan.
1980'li yıllarda da "Dafan dönemiyie"
doruğa çıkıp şimdi de devam eden "kent-
sel tahribada" bırlıkte değerlendırenler,
belki de "çok yanhş" bulmayabilirler.
Ne var ki yine Istanbul"un geçmişten
gelen tarihsel kimliğinin korunabilmesi
için belki de "ilk ve son" bilimsel çaba-
lann "Cumhuriyet devTÛniyle" birlikte
başladığmı bılenler, Erdoğan'ın kıtabın-
daki "bffinçli düşmanhğı'' kolaylıkla sap-
tayabılıyorlar. 1950'lerden sonra bu plan-
lama ve koruma çabalannın yerine "ts-
lama söyleme dayalı yağma poJitikalan-
nın" egemen olduğunu Erdoğan'ın "giz-
lemeye" çalışması ise aslında kendi uy-
gulamalannm "içeriğine'' de çok uygun
düşüyor.
Çünkü, aşağıda da göreceğimiz gibi,
Erdoğan'ın, 4 yıla yakın bir süredır izle-
diğı koruma anlayişı, temelde "tarihsel
kent dokusumnı" değil. sadece "tslam
dinini simgeJeycn aıutsai vaptlann" ko-
runmasıvla sınırlı. Bunun dâ en açık ve
hıç tartışmasız kanıtı, Istanbul'un "bir
bütün olarak" tarihsel \e doğal kımliği-
ni sürduımek amacını taşıyan tüm "SIT
kararlanna" karşı. Büyükşehir Beledı-
yesı'nin 1994'ten bu yana hep "iptalda-
>alan" açmış olması...
Örneğin. Istanbul'un 2700 yıllık kent
tanhinı tüm donemlere ait uygarlık de-
ğerleriyle yansıtan ve kentin sılüetınde
de özellikle Osmanlı dönemmı en özgün
şekliyle yaşatan Tarihi Yanmada'nın
1995 yılında bütünüyle "StT" ilan edil-
mesine en büyük tepki Recep Tayyip Er-
doğan'dan geldi
Bu StT karanna neden olan ve vaktiy-
le Dalan'ın düşüncelerivle hazırlanmış
eski ımar planındakı tanhe zarar veren
"Surici kat otoparklannr da yeniden
devreye sokan yine Erdoğan oldu. Örne-
ğin Gedikpaşa'daki SİT kurallanna aykı-
n otopark ınşaatını, "Bizans ve Osman-
lı'yaait kahnblanyok ederek" hızla yük-
selten Erdoğan, Boğaziçi'nın tarihi ko-
nıluk ve bahçelenndekı 1994"te Tu-
ring'den alınan köşk ve konaklan da yi-
ne "kaçak ve onayaz projeJerle'' restore
etmeyi yeğlemıştı. Çünkü, bu kez de Bo-
ğaziçi StT kararlanna aykın olarak, ay-
nı köşk ve konaklann yanına ve aynı ta-
rihi bahçelenn ıçıne "kaçak roeschier''
inşaediyordu...
Bu gibi "tarih \ağmasT denılebilecek
uygulamalannı Koruma Kurulu'ndan da
gerekli izinleri \ e proje onaylan almadan
sürdüren Erdoğan'ın REFAHYOL döne-
mindeki "Koruma Kıırullan'nı kaldır-
mak" şeklindekı önensı de Istanbul'a ve
kentsel değerlere olan bakışının "dışavu-
rumundan" başka bir şey değildi.
Nitekim Erdoğan, sadece Tarihi Yan-
mada'da değil, örneğin kendi onayladığı
Nâzım Plan'da bile "doğal güzefliklerin
konmması" öngörülen Sanyer ve Bey-
koz ilçelenne ait doğal StT kararlanna
aynı şiddette karşı çıkıyordu. Dahası. bu
SÎT kararlannın da ıptali için mahkeme-
ye başvururken, aynı kararlan alan kurul
üyelerinin görevden alınması "kuBsüıi"
yapıyor, yeni yasa taslaklanyla da RP'lı
Kültür Bakanı İsmail Kahraman'a şu
öneriyi götürüyordu: "Kurullar kaldın-
lamasa bile, hiç değilse ü>«lcrini belediye
başkanlan olarak bizler seçelim ve bize
bağlı çalışsınlar-.'
Sürecek
^JFIİNOKTASII ORAL ÇALIŞLAR oral.calıslar(a raksnet.com
Türkler, yüzyıllar önce atlanna bin-
dikleri gün Batı'ya yönelmişler. Ana-
dolu, bu Batı göçleri sırasında keş-
fedilmiş. Osmanlılmparatortuğu'nun
gelişme yönüne bakın, hep Batı'ya
doğru. Onlann hayallerini de Batı
suslemiş.
Osmanlı'nın son dönemindeki
modernleşme atılımları da Avru-
p.a'dan esinlenmişti. Ikinci Mahmut,
Üçüncü Selim gelişme yollannı Av-
rupa'dagören padişarılar olarak dik-
kat çekmişlerdi. Çöküş dönemi ay-
dınlan olan Jön-Türi<ler, ulus-devle-
te yönelişin radikal öncüleriydiler.
Cumhuriyet Türkiyesi de bu geliş-
menin devamı olarak muassır mede-
niyet (çağdaş uygarlık) hedefiyle ye-
niliklere girişti. Atatürk'ün önderlik
ettiği bütün reformlara bakın, bun-
larda Fransız ıhtilaliyle ve sanayi dev-
rimiyle ortaya çıkan modemleşme
atılımlannı görürsünüz. Sonuç olarak
şunu söyleyebiliriz; Türklerin gözü ve
Avrupa'ya Yönelen Bir Asyalı
kafası bir yönüyle yüzyıllardır Batı'ya
dönük, Batı'ya bu kadar ilgi göster-
memize karşın yine de hiçbir zaman
Batılı olamamışız, onlar da bizi ken-
dilerinden saymamışlar. Hep hayal
kınklıklan yaşâmtşız. Son Avrupa Bir-
liği (AB) maceramızda da aynıfilmibir
kez dahatekrarlıyoruz. Bunca bağlı-
lığımıza, Batı dünyasına gösterdiği-
miz sadakate karşın "Biziyine içleri-
ne almadılar" ruh yıkıntısı içindeyiz.
• • •
Bu kez, iki taraflı bir sıkışma için-
de olduğumuz da gerçek. jslam ül-
keleri geçen hafta Iran'da, Türkiye'ye
karşı eleştirel bir tavır içindeydiler.
Hemen bu tutumun ardından Ba-
tı'dan gelen olumsuz karar, iyice can-
lan sıktı.
Batı'yla Türkiye arasındaki sorun-
lan, yalnızca, "Kabul ettiler, etmedi-
ler"\e ne kadar mantıklı?
Aynca onlann bir tek tavn oldu-
ğundan da söz edemeyiz. ABD ve
Batı, Türkiye'yi yıllarca yalnızca ko-
münizme karşı bir kalkan olarak gör-
düler. Türkiye'deki demokrasi eğilim-
lerini ye solu bastırmada Türkiye'de-
ki gerici yönetimlere destek çıktılar.
Ülkede esen gerici rüzgârlar onlann
hoşuna gttti, Türk yönetimleri de
bundan memnun kaldılar. O zaman
ciddi bir sorun yoktu.
Ne zaman ki komünizm tehlikesi
ortadan kalktı, ilişkilerin düzeyi de
farklılaştı. Batılı yönetimler, daha ön-
ce hiç sözünü etmedikleri demokra-
siden son dönemde daha fazla söz
eder hale geldiler. Burada aynca iki
Batı'yı birbirinden ayırmak gerekir.
Batı'nın demokratik kamuoyu ile Ba-
tılı hükümetler, çoğu zaman farkh ta-
vırlargösterdiler. Örneğin, askeri dar-
beler döneminde ABD ve Batılı yöne-
timler cuntalan desteklerken Avru-
palı demokratlar ciddi tepkilerle de-
mokratikleşme yanında saf tuttular.
Yönetimler, Batı'nın çoğu zaman
haklı eleştilerine karşı, iç kamuoyun-
da şovenizmi körükleyen propagan-
dayla karşılık vermeyi tercih ettiler.
"Türkün Türkten başka dostu yok-
tur" anlayışı, iç gericiliği geliştirdi.
Türkiye'deki şovenist güçlerin önünü
açtı. Aynı hava bugün de körüklen-
mek isteniyor. Batılı yönetimlenn Tür-
kiye'ye karşı çifte standart uyguladı-
ğı doğru. Omeğin Almanya, birçok
siyasi ve ekonomik hesap yüzünden
AB'ye alınmamıza karşı çıkıyor. Ama
onlann öne sürdüğü gerekçelerin ço-
ğu daTürkiye'nin gerçeklerini yansı-
tıyor. Batılı yönetimler yıllarca, Türki-
ye'de işkenceyi, insan haklan ihlalle-
rini, askeri darbeleri görmezlikten
geldiler, zaman zaman da destekle-
diler. Şimdi yeni bir birlik yaratılırken
arkasında yatan başka hesaplara
karşın bu haklı gerekçeleri öne süre-
rek Türkiye'yi kabul etmiyorlar.
Ne olacak şimdi? Hükümetin, AB
karanna kızarak demokratikleşme
paketini geri çektiği söyleniyor. Yani,
"Batı bizi almazsa biz de demokra-
tikleşmeyiz" mi denilmek isteniyor.
Bu nasıl bir kafadır? Aslında biz bu
kafayı tanıyoruz. Türkiye'ye yıllarca
bu kafa yön verdi. Batı'yı bırakıp ön-
ce biz kendimiz düşünelim. Demok-
ratikleşme, iç banş, gelirin adil bölü-
şümü bizim ihtiyacımız mı yoksa Av-
rupa'nın mı?
Bunlan gerçekleştinnek, gerçek
anlamda Batı uygarlığının bir parça-
sı olmak anlamına geîır. O zaman da
AB'ye girdik mi girmedik mı sorusu-
nun bir anlamı kalmaz.
Bahçelievler
'Tarikot
okuluna
soruşturma
açümvyor'
• Istanbul Milli Eğitim
Müdürlüğü
müfettişlerinin Özel
Şefkat îlköğretim
Okulu'ndaki 14 kişi
hakkında tutanak
tutmasına karşın hiçbir
işlem yapılmıyor.
AYTOIT KÜÇÜKKAYA
Istanbul Milli Eğitim
Müdürlüğü müfettişlerinin
Bahçelievler'deki Özel Şef-
kat İlköğretim Okulu'nun
kurucusu, müdürü, 12 ka-
dın öğretmen ve persone-
liyle 1 erkek öğretmen hak-
kında "Atatürk ilke ve dev-
rimierine uygun düşmeyen
darvTanış ve hareket" ıçeri-
sinde olduklan gerekçesiy-
le soruşturma açılması iste-
miyle hazırlanan rutanakla-
ra karşın "İstanbul Vaüliği
İlköğretim Müfettişleri Ku-
rulu Başkanlığı" tarafindan
soruşturma açılmadığı or-
taya çıktı. Beş müfettişin
imzaladığı tutanakta, tan-
katçı Şefkat Vakfı okulu-
nun kurucusu. müdürü, 12
kadın öğretmen ve perso-
neliyle bir erkek öğretmenı
için "Atatürk düşmanhğı''
ve "kınk kıyafet mevzuaö-
na aykın olarak başörtüsü
ile derse gÜTneleri" nede-
niyle yasal işlem yapılma-
sı ve söz konusu 15 kişi
hakkında soruşturma açıl-
ması isteniyor.
Istanbul ll Millı Eğitim
Müdürlüğü müfettişlerinin
hazırladığı raporda. 1990-
1991 eğitım öğretim yılın-
da tarikatçı Şefkat Vakfi ta-
rafindan kurulan ve kurucu
temsilcisi Fevziye Nuroğ-
lu'nun olduğu Şefkat İl-
köğretim Okulu'nun bah-
çesine "Atatürk büs-
tü"nün, ancak 6 yıl sonra
yaptınlabildiğine dikkat
çekildi. Nuroğlu hakkında,
"yasal işlemlerin yapılması
istemiyle ilgili mercilere ko-
nunun intikai ettirilmesi"
amacıyla ılk raporu 12 Ha-
ziran 1997'de hazırlayan
beş müfettiş. soruşturma
açılmaması üzerine ikinci
bir rapor daha hazırladılar.
Müfettişlerin hazırladığı
tutanak raporunda. okul
müdürü Nail Kılıç'ın oku-
lun kurulduğu 1991 yılın-
dan itibaren okulun bahçe-
sine Atatürk büstünü yap-
mak istemediği. 1994 yılın-
dan bu yana okulda görev-
li kadın öğretmenlerin ba-
şörtüsüyle derslere girme-
sine izin verdiği ve öğret-
menJer hakkında herhangi
bir yasal işlem yapmadığı,
Oğuzhan Şahin adlı öğret-
menin Cumhuriyet Bayra-
mı'nda yaptığı konuşma-
sında Atatürk'ü bir defa bi-
le ağzına almamasına kar-
şın Şahin'i uyarmayıp hak-
kında soruşturma başlat-
madığının belirlendiği, bu
nedenle Kılıç hakkında da
inceleme başlatılması ge-
rektıği ifade edildi.
Cöp ihalesi
CHP
bakanlığa
başvurdu
İstanbul Haber Servisi -
CHP îstanbul ll Başkanlığı,
Içişleri Bakanlığı'nabaşvu-
rarak Devlet thale Yasa-
sı 'na aykın biçimde yapıl-
mış olan ihalelerle ilgili İs-
tanbul Büyükşehir Beledi-
ye Başkanı Tayyip Erdoğan
hakkında inceleme yapıl-
masını istedi. CHP îstanbul
ll Başkanlığı adına, îçişleri
Bakanlığı'na iletilmek üze-
re fstanbul Valiliği'neyazı-
lı başvuruda bulunan CHP
İstanbul İl Başkan Yardım-
cısı avukat Hikmet Bural
Çarboğa, başvurusunda
şöyle dedi:
"Söz konusu işlemlerya-
salara avkındır. Zira, Bele-
diye Başkanlığı Ue İSTAÇ
AŞ arasında yapılan proto-
kol gereğince ve de 2886 sa-
yılı Devlet İhale Yasasının
71/2a maddesi uyannca söz
konusu işleri bizzat İS-
TAÇ'ın kendisinin vapma-
sı gerekmektedir. Nitekim
bu durum. İstanbul Büyük-
şehir Belediyesi, Çevre Ko-
ruma ve Geliştirme Daire
Başkanlığı İşletmeler Mü-
dürlüğü'nün 24.09.1997 ta-
rih ve 1919 sayılı yazısında
da belirtilmiştir."