29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14AKALJK1997PAZAR CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 KUSBAKISI MEMET BAYDUR Yolrîstan tasarısı: Bir örnekPan Yaymcılık, kûçük ve değerii bir kitap yayımladı geçenlerde. Bir sigara paketi boyutundaki bu kitap, çok önemli bir meseleye yaklaşıyor, deşi- yor, kurcalıyor. Utopia meselesini. Sa- ym tlhan Mimaroglu'nun "Yokistan TasansT başlıklı enfes yapıtından söz ediyonım. Utopia. yokyer ya da olmayan yer anlamında Latince bir sözcük. Kökü eski Yunanca. Sayın Mımaroğlu, Uto- pia karşıhğında "Yokistan'ı önermiş" hakli olarak. Olmayan yer ama 'olma- sı gereken'. özlenen, düşlenen bir yer olarak anhyonız Yokistan'ı. Boyutlan küçük, ama ele avuca sığ- mayan bir el kitabı Yokistan Tasansı. Umanm ülkemizde okumaya, yazma- ya meraklı, hevesli, güzel ınsanlar cep- lerinde, çantalannda taşırlar bu kitap- Çifi- On altıncı yüzyılın başmda Thomas More'un kaleme aldığı Utopia'dan ön- ce de sonra da bu 'düş-ülke' tasanmı, aklı işleyen her insanı ve akh işleyen her toplumu düşündürmüştür. Utopıa'sı olmayan toplumlar geri kalmış toplum- lardır. Şimdiki zaman dışmda bir za- man kavramıyla ilgilenmeyen toplum- lardır. Yokistan kavramını yalnızca gelece- ğe ait bir dûş ya da özlem olarak da gör- memek gerekir. Yokistan elbete gele- cek aydınhk günlerin özlemini içenr, a- ma öte yandan yitirilmış bir uygarlığın (tüm insanlığa ait bir uygarlığın) par- mak izlerini de taşır kendi ülkesine. Uhan Mimaroğlu, kendi düşgücünün ürûnü olan bu Yokistan Tasansı'nda, sözümona modern toplumlann bulası- cı hastalıklannı birer birer ayıklıyor kendi Utopia'sından. Yokistan Tasansı İlhan Mimaroğlu • Sayın îlhan Mimaroğlu, Utopia karşıhğında 'Yokistan'ı önermiş haklı olarak. Olmayan yer ama 'olması gereken', özlenen, dûşlenen bir yer olarak anlıyoruz Yokistan'ı. • Bu miniminnacık kitabı okuyun. Değerli bir sanatçının deneyiminden süzülmüş bir dünya tasansının yanı sıra, başka bir insanlık firsatını da yakalabiliyoruz: kendi 'utopia'mızı, kendi yokistanımızı kurma firsatmı. Herkezin tek ve eşit ücret aldığı bir toplum. Bir insanın emeğinin bir diğer insanın emeğine eşit olduğu bir top- lum. "İster doktor olsun. ister maran- goz, ister sanatçı ya da taksi şoförü", herkes aynı miktarda para alacaktır bu duş ülkesınde. Üstelik nakit pararun var olmadığı bir ülkedir Yokistan. Ortalık- ta dolanan bir para kavramı olmadığı gibi vergı de yok burada. Ücretlerin merkezden bılgisayarla yönetildiği bir kredi sıstemine bağlı olduğu, kâğıt ya da madeni paranın ve verginın olmadı- ğı bu ülkede, işsizlik ve emeklılik de ol- mayacaktır elbette. "Kişi ömrü boyun- ca çahşır. Yaşlandıklan için bazı işleri göremeyenkr. kendiyeğlemeJerinin,yö- neticOerin önerileriyieve sunduklan se- çeneklerle bağdaşonlması yoluyla, îler- lemiş yaşlannda başarabilecekleri baş- ka işlere atanırlar" dıyor Say ın Mima- roğlu, Yokistan Tasansı'nda. 'MüUdyeti yokiur' Aile yoktur. Yokistan'da toplumun birimi aile değil bireydir. Zaten top- lum' kavramı da ancak bir genelleme, bir soyutlama olarak kullamlır. Ülkenin yönetiminin odağı, nesnel varlığı, bi- reydir. Ekonomik eşitlik sağlandığı için kişi, bireysel özelliklerini geliştinne olanağını bulacaktır. Mülkiyet yoktur. (Bu öneriler bi- zim memlekette, utopiası olma- yan ve bu konulara gevrek - gülümser- bilgiç bir ceha- letle yaklaşan sözümona kentlilerimiz tarafından öfkeli bir alayla karşıla- nacaktır.) Mülkiyetin ol- maması, tüketim tutku- sunun anlamı ya da an- lamsızlığı üstüne dü- şünmeye zorlar insa- nı. Bu da kolay iş de- ğildir. Mimaroğlu, Yokistan'da ınsanla- nn yalnızca kendile- rine ait olan şeylere sahip çıkabilecekleri- ni söylemektedir. "Işyerlerinin tûmfi gûnde yirmi dört sa- at, yılda 365 gün sü- rekli olarak açıknr. Genel tatil yoktur.Ta- tiDer kişisetdir." Bütün bir ûlkenin sü- rekJi çalıştığını düşünün. Bankalar, bakkallar, lokantalar, okullar, üniver- siteler, bakanlıklar, çiçekçiler, berber- ler, balıkçılar, yedek parça satıcılan, kuru temizleyiciler, kitapçılar, hasta- neler, tiyatrolar, sinemalar, anaokul- lan, aklınıza gelen bütün işyerleri sü- rekli açık! "Yirmi dört saarjjk işgû- nû, alüşar saatlik dört nöbete böİûn- müştür. Her bir görevi amşar saatlik süreierledört kişi payiaşır. Görevlfler; gûnde altı saatten haftadabeşgün, top- lam otuz saat çauşıriar ve iki gün tatil yaparlar." Cumhurbaşkanlan, başba- kanlar için de geçerlıdir bu kurallar Yo- kistan'da! Mimaroğlu'nun Yokistan Tasan- srndabeniçeken,beğendiğim yüzlerce kural/kav- ram/düş'ûn arasmda en sevdiğim bildiri şu oldu. "Reklam * Yoktur." Reklamın olmadığı bir top- lum.. cennet gibi bir yer bence de. Özel tasıt yoktur. Seçimlerden annmış bir demokrasi vardır. Din yoktur. Bunlar ve benzeri konularda kı- sacık öneriler getirir, açıklamalar yapar Sayın Mimaroğlu. Bu minimin- nacık kitabı okuyun. De- ğerli bir sanatçımn dene- yiminden süzülmüş bir dünya tasansının yanı sıra, başka bir insanlıkfirsatınıda yakalayabiliyoruz: Kendi: "utopia"mızı, kendi Yokis- tan 'ımızı kurma firsatını. Dario Fo, Nobel tarftıinde yeni bir yaprak açü • Isveç Akademisi'nin daimi sekreteri Sture Allen ödül töreninde yaptığı konuşmaya, 'Soytanhk ciddi bir iştir' diye başladı. Böylelikle akademi, ilk kez aristokrasinin ölçülerine uymayan bir şeyi ciddi kabul etmiş oluyordu. GÜRHAN UÇKAN STOCKHOLM - Isveç Aka- demisi'nin tarihi salonunda ge- leneksel "Nobel KonuşmasTnı dinlemek için gelenleri bir sürp- riz bekliyordu, daha önce, 96 yıldır yaşanmamış bir sürpriz: Konuşma ya da söylev, cıddı bir yüzle okunan birmetin değildi! Önceden dağıtılan 25 sayfalık defter, rengârenk çizgilerle ve çocuk elinden çıkmışa benze- yen yazılarla doluydu. Konuşmanın başlığı, "Açık sözlü soytaruara karşT olarak ilan edilmiştı. Bundan, Kral II. Frederik'in 1300'lü yıllarda i- lan ettiği ve halka, "açık sözlü soytanlan diledikleri zaman dövme" hakkmı tamyan yasa kastediliyordu. Defterin 11. sayfası da Türki- ye'ye aynlmıştı: "Türkiye - SH vasstratejisT yazan sayfada ya- nan bir bina ve insanlar çizil- miş, altına da şu sözcükler sıra- lanmıştı: "Yazar,senarist,aktör, dansçı,müzisyen,Kurtn . Ve ya- nına, "37" sayısı eklenmışti, "Anadolu'da" başlığıyla, iri harflerle. Konser salonundaki ödül da- ğıtımı sırasında, Nobel Vak- fi'nın Yönetim Kurulu Başkanı Bengt Samuelsson. Alfred No- bel'in edebıyatla ilgısi konusun- da şöyle konuştu: - Nobel'in, Avrupa edebiya- tmm önemli eserlerinden olu- şan geniş bir kütüphanesi vardı. SheUey ve Byron'dan etkilen- mişti. Gençken lngilizce şiirler yazıyordu. Yaşamınm sonuna doğru, Nemesis adlı trajediyi yazdı. Onun edebi olarak ken- dini anlattığı en iyi biçim, afo- rizmaydı. Bu kapsamda kendi- sini çok kesin olarak ortaya ko- yuyordu. Bunun bir ömeği, "Kitapsz ve mürekkepsiz ola- rak köşesine çekflen insan, ölü bir insandır" sözüdür. Bu afo- rizma, Nobel'in edebiyatla ilgi- lenmekle yetinmediğini, ona bağımlı olduğunu gösteriyor. 'Soytanhk ciddi bir iştir' îsveç Akademisi'nin daimi sekreteri ve her yıl edebiyat ödülünü kimin aldığını açıkla- yan kişi olmasıyla dünyaca ta- nınan Sture Allen, Dario Fo' nun rnadalyasını almasından önce yaptığı konuşmaya, "Soytanhk ciddi bir iştir" sözüyle başladı. Soytan sözcüğü, gerçekte biz- deki meddah kavramına daha uygun oluyor. Allen, Italya'dakine benzer bir yasanın onüçüncü yüzyılda Dario Fo'nun Nobel Konuşması'nın metni izleyicilere önceden dağıülan 25 sayfalık rengârenk çizgüer ve çocuk etinden çıkmışa benzer yazılarla dohı bir defterdi. Isveç'te de geçerli olduğtınu anımsattıktan sonra şöyle ko- nuştu: - Dario Fo'nun ılharn kaynak- lanndan birini, hiçbir yasayla korunmayan ortaçağ soytanlan oluşturmuştur. Fo, insanı en çok etkileyen şe- yin mizah olduğuna inamr. Kahkahayla ciddiyeti kanştır- mak, baskılar ve haksızlıklar konusunda gerçeği söylemede seçtiğı yöntemdir. Alfred No- bel ödüllerinin temel amacını oluşturan neden, insanlığm iyi- liğiydi. Insan onurunun korun- ması, bu kapsamda hiç kuşku- suz en temel kavramdı. Sture Allen, Dario Fo'nun çe- şitli yapıtlanna değindikten sonra, sanatçının şu an en çok il- gi duyduğu piyese, "Bir Anar- şistin Kazayla Ölümü"ne sözü getirdi. Bu oyunda Fo'nun, "Hamlet'e benzer tipi tl Mat- to'yu resmi yanhşlan ifşa etmek- te kullandığmı ve günlük du- rumlan, çok daha genişbir kap- samlayansrttıgını"söyledı. All- en sözlerini şöyle sürdürdü: - Fo'nun birinci sınıf bir ak- tör olduğunu kimse inkâr ede- mez. Kesin olan gerçek, oyun- culan angaje eden ve izleyicile- ri saran oyunlar yazmış olması- dır. Metinlcr, izleyicilerle yapılan pazarlık sonucu ortaya çıkar ve uzun bir süre içinde son şeklıni alır. Hızla değişen durumlar, ze- ki ve esprili sözlerle ve duruma göre rol yapmarun verdığı ser- bestlikle ortaya serilir. Aktörle- rin sözleri, önceden saptanma- yan dunımlarda gösterdikleri uyum, onun kesintisiz bir şekil- de akan nükte ve bilgi ınnağı- nın örnegidir. Klasik müzik ve rock buluşuyor Kültür Servisi - Türkiye'de ilk kez bir konserde klasik müzik ve rock müziği buluşuyor. Hakan Erdoğan Prodüksiyon tarafin- dan bu yıl 3.sü gerçekleştirilecek olan "Atatürk Spor Salonu Geteneksd Yeni \i Konserkri"nde Koaservatuvar Bü- yik Senfoni Orkestrası ve Türkçe Rock'un öncüsü BuhrtsoztukÖzleıni bir- likte çalacaklar. Bu konser için söz ve müzıklen NejatYavaşoğuttarfna ait olan şarkılann senfonik orkestra düzenleme- lerini viyolacı-besteci NejatBaşeğroezier yaptı. Konserin birinci bölümünde şef R ^ giın Gökmen yönetımındekı orkestra ve solistler; Çaykovski- Italyan Kapriçyo- su, Romeo ve Jüryet, Bizet-Bome Car- men Fantezi (flüt için) icra edecekler. 1995 yıhndan bu yana Darmstadt Dev- let Operasrmn solisti olan tenor Hakan Aysev ise en sevilen arya ve napolıtenle- ri seslendirecek. Ikincibölümde ise Konservatuvar Bü- yük Senfoni Orkestrası, Bulutsuzluk Oz- lemi ile birlikte sahne alacak. Konserin son parçası olarak grubun en sevilen şar- kılanndan 'SözterimiGeriAlamam'a te- nor Hakan Aysev de eşlık edecek. Daha önce batıda Moddy Biues, Deep Purple, Electric Ught Orchestra gîbi, dünyaca ünrü rock gruplannın. Londra Filarmoni Orkestrası ile gerçekleştirdiği bu sentez, bu kez Ankaralı klasik ve rock müzik tutkunlannı bir araya getirecek. Aynca bu konser Cumhurbaşkanı Sü- leyman Demirerın himayesinde düzen- lenen birrock grubunun sahne alacağı ilk konser niteliğini de taşıyor. Anadoi-; Çağdaş Eğitim Vakfi (ANA- ÇEV) yaranna düzenlenen konserin bi- letleri; öğrenci 1 milyon TL., tam 1 mil- yon 500 bin TL olmak üzere Dost Mu- sic Center, Sevda- Cenap And Müzik Vakfi, ODTÜ Kültür İşleri ve DKNY'de satışa sunuldu. Konserle iigili aynntılı bilgi (0312) 231 52 36 nolu telefondan edinilebilir. Eğer hayal gücünüze özgür- lüktanırsanız, okuduğunuz me- tinler de size bu duyguyu veTe- cektir. Fo'nun yapıtlan. edebi- yat dünyasımn bolluğunun eşi- ğine getirir insanı. Sture Allen, Dario Fo'nun inandığı yolda yürürken büyük riskler göze almış olduğunu, an- cak her şeye karşın, hem kendi ülkesinde hem de yurtdışında önemli adımlar attığını belirt- tikten sonra sözlerini, doğrudan doğnıya ona hıtap ederek bitir- di: - Sayın Fo, onur sözcüğü, si- zin yaşamınızda ve "Soytaruun Doğumu" adlı skeçinizde önemli bir yere sahiptir. Bugün size sunulan onur, çeşitli kay- naklardan gelmiş olsa da, özü aynıdır. Sizi, Isveç Akademisi'nin adına, 1997 yılmın Nobel Ede- biyat Ödülü'nü almamza yol açan çahşmalarmızdan ötürü tebrik edıyor, Kral Hazretle- ri'nin elinden ödülü almak için gebnenizi rica ediyorum. Dario Fo, daha önce kaygıla- nanlan haksız çıkardı. Çok gü- zel selam verdi smokinli olarak ve dört bir yanına. Ardından ttalyanlara özgü öpme firtınası koptu. Isveç, onun piyeslerini ilk kez Italya dışında sahneleyen ülkey- di. Yüreğinde derin bir yeri ol- duğunu söylüyordu Fo. Şimdi artık, yeni oyunlan yeni koşul- lar altında yazması gerekiyor. Bundan sonrası için verdiği ipu- cu şu: - Dünyada angaje olunacak çok şey var. Ben de hapistekile- rin ve hareket özürlülerin duru- muyla ilgileniyorum. Dünyada haksızlıklar sürdükçe, soytan- lara, meddahlara çok iş düşe- cektır. Piyeslerimdeki krallan, karşıma çıkan sözde demokrat- lara tercih ederim. tlkinin ne ve nerede olduğunu bilirsin çünkü. Ya ikincisinin? JL* Oscar'da 44 yabancı film yarışıyor • Deml B^H Moore, HPVbeyazperdede ^^r Coco Chanel'i • canlandırmak İE2fc^ i istiyor. Ünlü [ f ^ ' l aktris, bu rol Hk iv ^ için ünlü ^ K <<K modacırun ^ H L biyografısinin ^ ^ ^ H | tümhaklanm ^ ^ ^ ^ | satın aldı. ^ ^ ^ ^ | • oscar ^^™yanşında tam 44 ülkeden 44 yabancı fılm karşı karşıya. Geçen yıl 39 olan katılımcı ülke sayısını artıranlardan dördü, bu yıl Oscar'a ilk olarak kaülan Kongo, Lüksemburg, Güney Afrika ve Ukrayna. Adaylar arasında bir Hırvat-Japon ortak yapımı, iki yönetmenin ortak çalışması olan Colombia yapımı 'The Debt' ve altı yönetmenin imzasını taşıyan Kanada yapımı 'Cosmos' adlı fılmler yer alıyor. Bu yıl Oscar yanşında Italya'yı, yönetmenliğini Pupi Avati'nin yaptığı 'Iltestimonedella sposa' temsil ediyor. • Tomomm Never Dles'm prömiyeri geçtiğimiz hafta içinde gerçekleştırildi. Son James Bond filminde Pıerce Brosnan, Mıchelle Yeoh ve Cecile Thompson rol alıyorlar. • Clint Eastwood Amerika'da en popüler sınema sanatçısı seçildi. Eastwood'u Mel Gibson, Tom Cruise, John Wayne ve Harrison Ford izliyor. Kevin Cosmer'ın altıncı olduğu listede Arnold Schvvarzenegger, Richard Gere ve Sean Connery yedinciliği paylaşıyorlar. Denzel Washington 10. sırada yer alırken Demi Moore ise 22. sırada bulunuyor. • Leonard Bernstein'm pıyanosu 380 bin dolara sattldı. Ünlü Amerikalı besteci ve şef Bernstein'm oğlu Alexander tarafından çocuklara sanat eğıtimı vermek amacıyla düzenlenen müzayedede aynca Bemstein'ın mobilyalan, aldığı ödüller ve özel eşyalan da satışa sunuldu. • celine Dion, Bryan Adams, Sarah Jessica Parker ve Rod Stewart New York'da UNICEF'in 50. yıl kutlamalan için düzenlenen konseTde bir araya geldiler. • Kevin costner şu aralar ikinci fıbni "The Postman"in çekimlerini sürdürüyor. Will Patton ve Olivia Williams'ın rol aldığı filmin çekımleri Arizona'da gerçekleştiriliyor. mâ H | • Hdel ^^^H Castrove ^ ^ H Che JjKk Guevara'run K P K I 195O'lı yıllarda * * v e r d i k l e r i JHfl mücadeleilk «-. J^k kez ' ^ H beyazperdeye | ^ B ^ ^ | aktanlıyor. H ^ ^ H Yönetmen- ju^^^l liğini Miguel e ^ ^ ™ Torres Espinosa'nm yaptığı 'Che' isimli fılmde Che Guevara'yı 32 yaşındaki tiyatro oyuncusu Julio Quesada Marquez; Fidel Castro'yu ise 26 yaşındaki Roberto Cavanda canlandınyor. • Roberta Torre ikinci uzun metrajh fılminin çekimlerine önümüzdeki yaz Palermo'da başhyor. Bu yıl Venedik Film Festivali'nde 'Tano Da morire' adlı ilk çauşmasıyla 'Luigi de Laurentis Özel Ödülü'nü alan Torre'nin yeni filminin adı 'Romeo ve Juliet'. Efsanevi âşıklann öyküsünü farklı bir dille aktarması tasarlanan bu müzikal filmde Torre yine amatör oyuncularla çahşacak. • Morgan Freeman'uı yeni fılmi tamamlandı. 'Koleksiyoncu' isimli fılm, Fransa'da ; gösterime girdi. j • Bertolt Brechf in yaşamının son yıllannı geçirdiği ve 1956'da yaşamını yitirdiği ev, doğumunun 100. yüı nedeniyle 1998'de restore edilmiş olarak s yeniden halka açıhyor. '. Berlin'dekı ev, 1978 yılında müze haline getirilmiş ancak daha sonra kapatılmıştı. • stefanla Sandrelll. yeni filminde televizyon bağımlısı iki erkek kardeş tarafindan cezalandınlan televizyon yapımcısı bir kadını canlandınyor. Pıno Quartullo'nun hem yönetmenliğini hem de başrollerinden birini üstlendiği filmin adı 'Le faremo tanto male'. Filme konu olan metin daha önce tiyatro oyunu olarak sahnelenmiş ve o zaman da başrolü yine Sandrelli üstlenmişti. • RobertDeNiro çekimlerine yeni başladığı 'Out on my feet' adh fılmden aynldı. Olayın nedeni ise yapımcılann, De Niro'nun ücretini ödeyememeleri. • AiPadnove | KeanuReeves İ 'Şeytanın Ortağı' adlı % fılm için bir araya K..... geldiler. Taylor Bjk Hackford'ın ^ ^ B yönetmenliğini ^ ^ ^ üstlendiği fılmde iki aktör de performanslannın doruğuna çıkıyor. Sertab Erener, Beyoğhı Emek Smeması'nda • Kültür Servisi - Beyoğlu Emek Sineması'nda "on sekiz hafta on sekiz konser" adı altında gerçekleştirilen etkinlikler yeni yılda da devam edıyor. 16 Ocak'ta Sertab Erener müzikseverlerle bulusacak. Mayıs ayma dek devam edecek konserlerde Moğollar, Bulutsuzluk Özlemi, Erkin Koray, Yavuz Bingöl ve Musa Eroğlu müzikseverlerle bulusacak. 15 günde bir cuma akşamlan gerçekleştirilen konserler nisan aymdan sonra her hafta düzenlenecek. BÜTMK konserleri devam ediyor • Kültür Servisi - Boğaziçi Üniversitesi Türk Müziği Kulübü, etkinliklerini kendi korosunun vereceği konserlerle sürdürüyor. 18 Aralık Perşembe günü saat 19.00'da BÜ Büyük Toplantı Salonu'nda gerçekleştirilecek olan "Aslında Şarkılar Mazimiz.." isimli konsere solist olarak Perihan Altındağ katılıyor. Konserde klasik Türk müziğinin eski ve yeni dönemlerme ait yapıtlar seslendirilecek.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle