Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14AKALJK1997PAZAR CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
KUSBAKISI MEMET BAYDUR
Yolrîstan tasarısı: Bir örnekPan Yaymcılık, kûçük ve değerii bir
kitap yayımladı geçenlerde. Bir sigara
paketi boyutundaki bu kitap, çok
önemli bir meseleye yaklaşıyor, deşi-
yor, kurcalıyor. Utopia meselesini. Sa-
ym tlhan Mimaroglu'nun "Yokistan
TasansT başlıklı enfes yapıtından söz
ediyonım.
Utopia. yokyer ya da olmayan yer
anlamında Latince bir sözcük. Kökü
eski Yunanca. Sayın Mımaroğlu, Uto-
pia karşıhğında "Yokistan'ı önermiş"
hakli olarak. Olmayan yer ama 'olma-
sı gereken'. özlenen, düşlenen bir yer
olarak anhyonız Yokistan'ı.
Boyutlan küçük, ama ele avuca sığ-
mayan bir el kitabı Yokistan Tasansı.
Umanm ülkemizde okumaya, yazma-
ya meraklı, hevesli, güzel ınsanlar cep-
lerinde, çantalannda taşırlar bu kitap-
Çifi-
On altıncı yüzyılın başmda Thomas
More'un kaleme aldığı Utopia'dan ön-
ce de sonra da bu 'düş-ülke' tasanmı,
aklı işleyen her insanı ve akh işleyen
her toplumu düşündürmüştür. Utopıa'sı
olmayan toplumlar geri kalmış toplum-
lardır. Şimdiki zaman dışmda bir za-
man kavramıyla ilgilenmeyen toplum-
lardır.
Yokistan kavramını yalnızca gelece-
ğe ait bir dûş ya da özlem olarak da gör-
memek gerekir. Yokistan elbete gele-
cek aydınhk günlerin özlemini içenr, a-
ma öte yandan yitirilmış bir uygarlığın
(tüm insanlığa ait bir uygarlığın) par-
mak izlerini de taşır kendi ülkesine.
Uhan Mimaroğlu, kendi düşgücünün
ürûnü olan bu Yokistan Tasansı'nda,
sözümona modern toplumlann bulası-
cı hastalıklannı birer birer ayıklıyor
kendi Utopia'sından.
Yokistan
Tasansı
İlhan Mimaroğlu
• Sayın îlhan Mimaroğlu, Utopia karşıhğında
'Yokistan'ı önermiş haklı olarak. Olmayan yer ama
'olması gereken', özlenen, dûşlenen bir yer olarak
anlıyoruz Yokistan'ı.
• Bu miniminnacık kitabı okuyun. Değerli bir
sanatçının deneyiminden süzülmüş bir dünya
tasansının yanı sıra, başka bir insanlık firsatını
da yakalabiliyoruz: kendi 'utopia'mızı, kendi
yokistanımızı kurma firsatmı.
Herkezin tek ve eşit ücret aldığı bir
toplum. Bir insanın emeğinin bir diğer
insanın emeğine eşit olduğu bir top-
lum. "İster doktor olsun. ister maran-
goz, ister sanatçı ya da taksi şoförü",
herkes aynı miktarda para alacaktır bu
duş ülkesınde. Üstelik nakit pararun var
olmadığı bir ülkedir Yokistan. Ortalık-
ta dolanan bir para kavramı olmadığı
gibi vergı de yok burada. Ücretlerin
merkezden bılgisayarla yönetildiği bir
kredi sıstemine bağlı olduğu, kâğıt ya
da madeni paranın ve verginın olmadı-
ğı bu ülkede, işsizlik ve emeklılik de ol-
mayacaktır elbette. "Kişi ömrü boyun-
ca çahşır. Yaşlandıklan için bazı işleri
göremeyenkr. kendiyeğlemeJerinin,yö-
neticOerin önerileriyieve sunduklan se-
çeneklerle bağdaşonlması yoluyla, îler-
lemiş yaşlannda başarabilecekleri baş-
ka işlere atanırlar" dıyor Say ın Mima-
roğlu, Yokistan Tasansı'nda.
'MüUdyeti yokiur'
Aile yoktur. Yokistan'da toplumun
birimi aile değil bireydir. Zaten top-
lum' kavramı da ancak bir genelleme,
bir soyutlama olarak kullamlır. Ülkenin
yönetiminin odağı, nesnel varlığı, bi-
reydir. Ekonomik eşitlik sağlandığı için
kişi, bireysel özelliklerini geliştinne
olanağını bulacaktır.
Mülkiyet yoktur. (Bu öneriler bi-
zim memlekette, utopiası olma-
yan ve bu konulara gevrek -
gülümser- bilgiç bir ceha-
letle yaklaşan sözümona
kentlilerimiz tarafından
öfkeli bir alayla karşıla-
nacaktır.) Mülkiyetin ol-
maması, tüketim tutku-
sunun anlamı ya da an-
lamsızlığı üstüne dü-
şünmeye zorlar insa-
nı. Bu da kolay iş de-
ğildir. Mimaroğlu,
Yokistan'da ınsanla-
nn yalnızca kendile-
rine ait olan şeylere
sahip çıkabilecekleri-
ni söylemektedir.
"Işyerlerinin tûmfi
gûnde yirmi dört sa-
at, yılda 365 gün sü-
rekli olarak açıknr.
Genel tatil yoktur.Ta-
tiDer kişisetdir."
Bütün bir ûlkenin sü-
rekJi çalıştığını düşünün. Bankalar,
bakkallar, lokantalar, okullar, üniver-
siteler, bakanlıklar, çiçekçiler, berber-
ler, balıkçılar, yedek parça satıcılan,
kuru temizleyiciler, kitapçılar, hasta-
neler, tiyatrolar, sinemalar, anaokul-
lan, aklınıza gelen bütün işyerleri sü-
rekli açık! "Yirmi dört saarjjk işgû-
nû, alüşar saatlik dört nöbete böİûn-
müştür. Her bir görevi amşar saatlik
süreierledört kişi payiaşır. Görevlfler;
gûnde altı saatten haftadabeşgün, top-
lam otuz saat çauşıriar ve iki gün tatil
yaparlar." Cumhurbaşkanlan, başba-
kanlar için de geçerlıdir bu kurallar Yo-
kistan'da!
Mimaroğlu'nun Yokistan Tasan-
srndabeniçeken,beğendiğim
yüzlerce kural/kav-
ram/düş'ûn arasmda
en sevdiğim bildiri
şu oldu. "Reklam
* Yoktur." Reklamın
olmadığı bir top-
lum.. cennet gibi bir
yer bence de.
Özel tasıt yoktur.
Seçimlerden annmış
bir demokrasi vardır.
Din yoktur. Bunlar ve
benzeri konularda kı-
sacık öneriler getirir,
açıklamalar yapar Sayın
Mimaroğlu. Bu minimin-
nacık kitabı okuyun. De-
ğerli bir sanatçımn dene-
yiminden süzülmüş bir
dünya tasansının yanı sıra,
başka bir insanlıkfirsatınıda
yakalayabiliyoruz: Kendi:
"utopia"mızı, kendi Yokis-
tan 'ımızı kurma firsatını.
Dario Fo, Nobel tarftıinde yeni bir yaprak açü
• Isveç Akademisi'nin
daimi sekreteri Sture
Allen ödül töreninde
yaptığı konuşmaya,
'Soytanhk ciddi bir iştir'
diye başladı. Böylelikle
akademi, ilk kez
aristokrasinin ölçülerine
uymayan bir şeyi ciddi
kabul etmiş oluyordu.
GÜRHAN UÇKAN
STOCKHOLM - Isveç Aka-
demisi'nin tarihi salonunda ge-
leneksel "Nobel KonuşmasTnı
dinlemek için gelenleri bir sürp-
riz bekliyordu, daha önce, 96
yıldır yaşanmamış bir sürpriz:
Konuşma ya da söylev, cıddı bir
yüzle okunan birmetin değildi!
Önceden dağıtılan 25 sayfalık
defter, rengârenk çizgilerle ve
çocuk elinden çıkmışa benze-
yen yazılarla doluydu.
Konuşmanın başlığı, "Açık
sözlü soytaruara karşT olarak
ilan edilmiştı. Bundan, Kral II.
Frederik'in 1300'lü yıllarda i-
lan ettiği ve halka, "açık sözlü
soytanlan diledikleri zaman
dövme" hakkmı tamyan yasa
kastediliyordu.
Defterin 11. sayfası da Türki-
ye'ye aynlmıştı: "Türkiye - SH
vasstratejisT yazan sayfada ya-
nan bir bina ve insanlar çizil-
miş, altına da şu sözcükler sıra-
lanmıştı: "Yazar,senarist,aktör,
dansçı,müzisyen,Kurtn
. Ve ya-
nına, "37" sayısı eklenmışti,
"Anadolu'da" başlığıyla, iri
harflerle.
Konser salonundaki ödül da-
ğıtımı sırasında, Nobel Vak-
fi'nın Yönetim Kurulu Başkanı
Bengt Samuelsson. Alfred No-
bel'in edebıyatla ilgısi konusun-
da şöyle konuştu:
- Nobel'in, Avrupa edebiya-
tmm önemli eserlerinden olu-
şan geniş bir kütüphanesi vardı.
SheUey ve Byron'dan etkilen-
mişti. Gençken lngilizce şiirler
yazıyordu. Yaşamınm sonuna
doğru, Nemesis adlı trajediyi
yazdı. Onun edebi olarak ken-
dini anlattığı en iyi biçim, afo-
rizmaydı. Bu kapsamda kendi-
sini çok kesin olarak ortaya ko-
yuyordu. Bunun bir ömeği,
"Kitapsz ve mürekkepsiz ola-
rak köşesine çekflen insan, ölü
bir insandır" sözüdür. Bu afo-
rizma, Nobel'in edebiyatla ilgi-
lenmekle yetinmediğini, ona
bağımlı olduğunu gösteriyor.
'Soytanhk ciddi bir iştir'
îsveç Akademisi'nin daimi
sekreteri ve her yıl edebiyat
ödülünü kimin aldığını açıkla-
yan kişi olmasıyla dünyaca ta-
nınan Sture Allen, Dario Fo' nun
rnadalyasını almasından önce
yaptığı konuşmaya, "Soytanhk
ciddi bir iştir" sözüyle başladı.
Soytan sözcüğü, gerçekte biz-
deki meddah kavramına daha
uygun oluyor.
Allen, Italya'dakine benzer
bir yasanın onüçüncü yüzyılda
Dario Fo'nun Nobel Konuşması'nın metni izleyicilere önceden dağıülan 25 sayfalık rengârenk çizgüer ve çocuk etinden çıkmışa benzer yazılarla dohı bir defterdi.
Isveç'te de geçerli olduğtınu
anımsattıktan sonra şöyle ko-
nuştu:
- Dario Fo'nun ılharn kaynak-
lanndan birini, hiçbir yasayla
korunmayan ortaçağ soytanlan
oluşturmuştur.
Fo, insanı en çok etkileyen şe-
yin mizah olduğuna inamr.
Kahkahayla ciddiyeti kanştır-
mak, baskılar ve haksızlıklar
konusunda gerçeği söylemede
seçtiğı yöntemdir. Alfred No-
bel ödüllerinin temel amacını
oluşturan neden, insanlığm iyi-
liğiydi. Insan onurunun korun-
ması, bu kapsamda hiç kuşku-
suz en temel kavramdı.
Sture Allen, Dario Fo'nun çe-
şitli yapıtlanna değindikten
sonra, sanatçının şu an en çok il-
gi duyduğu piyese, "Bir Anar-
şistin Kazayla Ölümü"ne sözü
getirdi. Bu oyunda Fo'nun,
"Hamlet'e benzer tipi tl Mat-
to'yu resmi yanhşlan ifşa etmek-
te kullandığmı ve günlük du-
rumlan, çok daha genişbir kap-
samlayansrttıgını"söyledı. All-
en sözlerini şöyle sürdürdü:
- Fo'nun birinci sınıf bir ak-
tör olduğunu kimse inkâr ede-
mez. Kesin olan gerçek, oyun-
culan angaje eden ve izleyicile-
ri saran oyunlar yazmış olması-
dır.
Metinlcr, izleyicilerle yapılan
pazarlık sonucu ortaya çıkar ve
uzun bir süre içinde son şeklıni
alır. Hızla değişen durumlar, ze-
ki ve esprili sözlerle ve duruma
göre rol yapmarun verdığı ser-
bestlikle ortaya serilir. Aktörle-
rin sözleri, önceden saptanma-
yan dunımlarda gösterdikleri
uyum, onun kesintisiz bir şekil-
de akan nükte ve bilgi ınnağı-
nın örnegidir.
Klasik müzik ve rock buluşuyor
Kültür Servisi - Türkiye'de ilk kez bir
konserde klasik müzik ve rock müziği
buluşuyor.
Hakan Erdoğan Prodüksiyon tarafin-
dan bu yıl 3.sü gerçekleştirilecek olan
"Atatürk Spor Salonu Geteneksd Yeni
\i Konserkri"nde Koaservatuvar Bü-
yik Senfoni Orkestrası ve Türkçe
Rock'un öncüsü BuhrtsoztukÖzleıni bir-
likte çalacaklar. Bu konser için söz ve
müzıklen NejatYavaşoğuttarfna ait olan
şarkılann senfonik orkestra düzenleme-
lerini viyolacı-besteci NejatBaşeğroezier
yaptı.
Konserin birinci bölümünde şef R ^
giın Gökmen yönetımındekı orkestra ve
solistler; Çaykovski- Italyan Kapriçyo-
su, Romeo ve Jüryet, Bizet-Bome Car-
men Fantezi (flüt için) icra edecekler.
1995 yıhndan bu yana Darmstadt Dev-
let Operasrmn solisti olan tenor Hakan
Aysev ise en sevilen arya ve napolıtenle-
ri seslendirecek.
Ikincibölümde ise Konservatuvar Bü-
yük Senfoni Orkestrası, Bulutsuzluk Oz-
lemi ile birlikte sahne alacak. Konserin
son parçası olarak grubun en sevilen şar-
kılanndan 'SözterimiGeriAlamam'a te-
nor Hakan Aysev de eşlık edecek.
Daha önce batıda Moddy Biues, Deep
Purple, Electric Ught Orchestra gîbi,
dünyaca ünrü rock gruplannın. Londra
Filarmoni Orkestrası ile gerçekleştirdiği
bu sentez, bu kez Ankaralı klasik ve rock
müzik tutkunlannı bir araya getirecek.
Aynca bu konser Cumhurbaşkanı Sü-
leyman Demirerın himayesinde düzen-
lenen birrock grubunun sahne alacağı ilk
konser niteliğini de taşıyor.
Anadoi-; Çağdaş Eğitim Vakfi (ANA-
ÇEV) yaranna düzenlenen konserin bi-
letleri; öğrenci 1 milyon TL., tam 1 mil-
yon 500 bin TL olmak üzere Dost Mu-
sic Center, Sevda- Cenap And Müzik
Vakfi, ODTÜ Kültür İşleri ve DKNY'de
satışa sunuldu. Konserle iigili aynntılı
bilgi (0312) 231 52 36 nolu telefondan
edinilebilir.
Eğer hayal gücünüze özgür-
lüktanırsanız, okuduğunuz me-
tinler de size bu duyguyu veTe-
cektir. Fo'nun yapıtlan. edebi-
yat dünyasımn bolluğunun eşi-
ğine getirir insanı.
Sture Allen, Dario Fo'nun
inandığı yolda yürürken büyük
riskler göze almış olduğunu, an-
cak her şeye karşın, hem kendi
ülkesinde hem de yurtdışında
önemli adımlar attığını belirt-
tikten sonra sözlerini, doğrudan
doğnıya ona hıtap ederek bitir-
di:
- Sayın Fo, onur sözcüğü, si-
zin yaşamınızda ve "Soytaruun
Doğumu" adlı skeçinizde
önemli bir yere sahiptir. Bugün
size sunulan onur, çeşitli kay-
naklardan gelmiş olsa da, özü
aynıdır.
Sizi, Isveç Akademisi'nin
adına, 1997 yılmın Nobel Ede-
biyat Ödülü'nü almamza yol
açan çahşmalarmızdan ötürü
tebrik edıyor, Kral Hazretle-
ri'nin elinden ödülü almak için
gebnenizi rica ediyorum.
Dario Fo, daha önce kaygıla-
nanlan haksız çıkardı. Çok gü-
zel selam verdi smokinli olarak
ve dört bir yanına. Ardından
ttalyanlara özgü öpme firtınası
koptu.
Isveç, onun piyeslerini ilk kez
Italya dışında sahneleyen ülkey-
di. Yüreğinde derin bir yeri ol-
duğunu söylüyordu Fo. Şimdi
artık, yeni oyunlan yeni koşul-
lar altında yazması gerekiyor.
Bundan sonrası için verdiği ipu-
cu şu:
- Dünyada angaje olunacak
çok şey var. Ben de hapistekile-
rin ve hareket özürlülerin duru-
muyla ilgileniyorum. Dünyada
haksızlıklar sürdükçe, soytan-
lara, meddahlara çok iş düşe-
cektır. Piyeslerimdeki krallan,
karşıma çıkan sözde demokrat-
lara tercih ederim. tlkinin ne ve
nerede olduğunu bilirsin çünkü.
Ya ikincisinin?
JL*
Oscar'da 44 yabancı
film yarışıyor
• Deml B^H
Moore, HPVbeyazperdede ^^r
Coco Chanel'i •
canlandırmak İE2fc^ i
istiyor. Ünlü [ f ^ ' l
aktris, bu rol Hk iv
^
için ünlü ^ K <<K
modacırun ^ H L
biyografısinin ^ ^ ^ H |
tümhaklanm ^ ^ ^ ^ |
satın aldı. ^ ^ ^ ^ |
• oscar ^^™yanşında tam 44
ülkeden 44 yabancı fılm
karşı karşıya. Geçen yıl
39 olan katılımcı ülke
sayısını artıranlardan
dördü, bu yıl Oscar'a ilk
olarak kaülan Kongo,
Lüksemburg, Güney
Afrika ve Ukrayna.
Adaylar arasında bir
Hırvat-Japon ortak
yapımı, iki yönetmenin
ortak çalışması olan
Colombia yapımı 'The
Debt' ve altı yönetmenin
imzasını taşıyan Kanada
yapımı 'Cosmos' adlı
fılmler yer alıyor. Bu yıl
Oscar yanşında
Italya'yı, yönetmenliğini
Pupi Avati'nin yaptığı
'Iltestimonedella
sposa' temsil ediyor.
• Tomomm
Never Dles'm
prömiyeri geçtiğimiz
hafta içinde
gerçekleştırildi. Son
James Bond filminde
Pıerce Brosnan,
Mıchelle Yeoh ve Cecile
Thompson rol alıyorlar.
• Clint Eastwood
Amerika'da en popüler
sınema sanatçısı seçildi.
Eastwood'u Mel
Gibson, Tom Cruise,
John Wayne ve Harrison
Ford izliyor. Kevin
Cosmer'ın altıncı
olduğu listede Arnold
Schvvarzenegger,
Richard Gere ve Sean
Connery yedinciliği
paylaşıyorlar. Denzel
Washington 10. sırada
yer alırken Demi Moore
ise 22. sırada bulunuyor.
• Leonard
Bernstein'm
pıyanosu 380 bin dolara
sattldı. Ünlü Amerikalı
besteci ve şef
Bernstein'm oğlu
Alexander tarafından
çocuklara sanat eğıtimı
vermek amacıyla
düzenlenen müzayedede
aynca Bemstein'ın
mobilyalan, aldığı
ödüller ve özel eşyalan
da satışa sunuldu.
• celine Dion,
Bryan Adams, Sarah
Jessica Parker ve Rod
Stewart New York'da
UNICEF'in 50. yıl
kutlamalan için
düzenlenen konseTde bir
araya geldiler.
• Kevin costner şu
aralar ikinci fıbni "The
Postman"in çekimlerini
sürdürüyor. Will Patton
ve Olivia Williams'ın
rol aldığı filmin
çekımleri Arizona'da
gerçekleştiriliyor.
mâ
H | • Hdel
^^^H Castrove
^ ^ H Che
JjKk Guevara'run
K P K I 195O'lı yıllarda
* * v e r d i k l e r i
JHfl mücadeleilk
«-. J^k kez
' ^ H beyazperdeye
| ^ B ^ ^ | aktanlıyor.
H ^ ^ H Yönetmen-
ju^^^l liğini Miguel
e ^ ^ ™ Torres
Espinosa'nm yaptığı
'Che' isimli fılmde Che
Guevara'yı 32 yaşındaki
tiyatro oyuncusu Julio
Quesada Marquez; Fidel
Castro'yu ise 26
yaşındaki Roberto
Cavanda canlandınyor.
• Roberta Torre
ikinci uzun metrajh
fılminin çekimlerine
önümüzdeki yaz
Palermo'da başhyor. Bu
yıl Venedik Film
Festivali'nde 'Tano Da
morire' adlı ilk
çauşmasıyla 'Luigi de
Laurentis Özel
Ödülü'nü alan Torre'nin
yeni filminin adı
'Romeo ve Juliet'.
Efsanevi âşıklann
öyküsünü farklı bir dille
aktarması tasarlanan bu
müzikal filmde Torre
yine amatör oyuncularla
çahşacak.
• Morgan
Freeman'uı yeni fılmi
tamamlandı.
'Koleksiyoncu' isimli
fılm, Fransa'da ;
gösterime girdi. j
• Bertolt Brechf in
yaşamının son yıllannı
geçirdiği ve 1956'da
yaşamını yitirdiği ev,
doğumunun 100. yüı
nedeniyle 1998'de
restore edilmiş olarak s
yeniden halka açıhyor. '.
Berlin'dekı ev, 1978
yılında müze haline
getirilmiş ancak daha
sonra kapatılmıştı.
• stefanla
Sandrelll. yeni
filminde televizyon
bağımlısı iki erkek
kardeş tarafindan
cezalandınlan
televizyon yapımcısı bir
kadını canlandınyor.
Pıno Quartullo'nun
hem yönetmenliğini
hem de başrollerinden
birini üstlendiği filmin
adı 'Le faremo tanto
male'. Filme konu olan
metin daha önce tiyatro
oyunu olarak
sahnelenmiş
ve o zaman da başrolü
yine Sandrelli
üstlenmişti.
• RobertDeNiro
çekimlerine yeni
başladığı 'Out on my
feet' adh fılmden
aynldı.
Olayın nedeni ise
yapımcılann, De
Niro'nun ücretini
ödeyememeleri.
• AiPadnove
| KeanuReeves
İ 'Şeytanın Ortağı' adlı
% fılm için bir araya
K..... geldiler. Taylor
Bjk Hackford'ın
^ ^ B yönetmenliğini
^ ^ ^ üstlendiği
fılmde iki aktör de
performanslannın
doruğuna çıkıyor.
Sertab Erener, Beyoğhı Emek
Smeması'nda
• Kültür Servisi - Beyoğlu Emek Sineması'nda
"on sekiz hafta on sekiz konser" adı altında
gerçekleştirilen etkinlikler yeni yılda da devam
edıyor. 16 Ocak'ta Sertab Erener müzikseverlerle
bulusacak. Mayıs ayma dek devam edecek
konserlerde Moğollar, Bulutsuzluk Özlemi, Erkin
Koray, Yavuz Bingöl ve Musa Eroğlu
müzikseverlerle bulusacak. 15 günde bir cuma
akşamlan gerçekleştirilen konserler nisan aymdan
sonra her hafta düzenlenecek.
BÜTMK konserleri devam ediyor
• Kültür Servisi - Boğaziçi Üniversitesi Türk Müziği
Kulübü, etkinliklerini kendi korosunun vereceği
konserlerle sürdürüyor. 18 Aralık Perşembe günü saat
19.00'da BÜ Büyük Toplantı Salonu'nda
gerçekleştirilecek olan "Aslında Şarkılar Mazimiz.."
isimli konsere solist olarak Perihan Altındağ katılıyor.
Konserde klasik Türk müziğinin eski ve yeni
dönemlerme ait yapıtlar seslendirilecek.