Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 ARALIK 1997 PAZAR CUMHURİYET SAYFA
HABERLER 11
Çetin Birgen
topraga verildi
• İstanbul Haber Servisi -
Birgen Air'in sahibi Çetin
Birgen'in cenazesi,
Teşvikiye Carnii'nde öğleyin
kılınan cenaze namazınm
ardından dün Zincirlikuyu
MezarlığVnda toprağa
verildi. Cenaze törenine
Çetin Birgen'in eşi Melahat,
oğlu Mehmet Ali Birgen,
kızı Gülperi Gürpınar'ın
yanı sıra yakınlan.
arkadaşlan ve vatandaşlar
katıldı. Birgen Air'e ait bir
uçağın geçen yıl şubat
ayında Atlas Okyanusu'na
düşmesı sonucu 189 kişinin
öldüğü kazadan sonra zor
günler geçıren 58 yaşındaki
Çetin Birgen. 2 Aralık'ta
Paris'teki evinde ölü olarak
bulunmuşfu.
Cezaevini ziyaret
istemine ret
• ÇANK1RI(AA)-Çankın
Cezaevi'ndeki tutukJu ve
hükümlülerte görüşmek
isteyen 4 partinin Ankara ll
Orgûtü temsilcilerine,
ziyaret izni verilmedi.
Emeğin Partisi (EMEP),
Halkın Dernokrasi Partisi
(HADEP), Özgürlük ve
Dayanışma Partısi (ÖDP) ile
Sosyalist Iktıdar Partisi
(SlP) Ankara ll Örgütü
Temsilcileri ile tutuklu ve
hükümlü yakınlanndan
oluşan yaklaşık 30 kişilik
grup, cezaevi ziyareti
istemlerinin uygun
görülmemesi üzerine aynı
otobüsle Ankara'ya geri
döndü.
Demiryolları için
yuruyuş
• İstanbul Haber Servisi -
Yabancı sermayenin ve
rantçılann otoyol
dayatmasına karşı
demiryollannı savunmak
amacıyla 3 Aralık'tan bu
yana Edirne'den itıbaren tek
başına yürüyüş eylemi yapan
yurttaş Akhan Hilmi
Çamurdan'ı dün Esenyurt
girişinde Belediye Başkanı
Gürbüz Çapan karşıladı.
Çapan, Çamurdan'a destek
verdigini belirtirken
Çamurdan da "trafik
canavan" diye soyut bir
sorun olmadığını kaydetti.
Şehit ailelerine
yardım
• İstanbul Haber Servisi -
Maltepe Belediyesi, ılçede
oturan 22 şehit ailesine
kömür yardımı yaptı.
Maltepe Belediye Başkanı
Bahtiyar Uyanık, şehit
Jandarma Pılot Üsteğmen
Mücahit Kulak'ın ailesine
kömür verilirken yaptığı
konuşmada, şehit ailelerinin
büyük sıkıntı içinde
olduğunu söyledi.
Fiattn veüahtı
oldu
• ROMA(AA)-ltalyan
sanayi devi Fiat'ın
gelecekteki patronu olarak
görülen Giovanni Alberto
Agnelli. nadir görülen bir
bağırsak kanserinden 33
yaşında öldü. Italyan devlet
televizyonunun haberine
göre genç Agnelli, Fiat'ın
merkez üretim bölgesi
Torino'daki evinde yaşamını
yitirdi. Italya'nın genç John
Fitzgerald Kennedy'si diye
anılan Fiat otomotiv
imparatorluğunun müstakbel
patronu Agnelli ile
Amerikalı eşinin eylül
ayında bir bebekleri
olmuştu.
Kaçak altın
operasyomı
• İstanbul Haber servisi -
Atatürk Limam'ndan
yurtdışına kaçak altın
çıkarmak isteyen Kırgızistan
uyruklu Nikolay
AlesandTOvic ile kız arkadaşı
Alla Lim Alaksandrova
yaklaşık 30 milyar lira
değerinde 17 kilogram
altınla yakalandı. Ele
geçirilen altının Darphane
Müdürlüğü'ne teslim
edildiği bildirildi.
I İstanbul Haber Servisi -
Anavatan Partisi İstanbul ll
Başkanlığı Kadın Kollan,
Sağlık Bakanı Halil Ibrahitn
Özsoy, İstanbul ll Sağlık
Müdürü Mehmet Salman.
Anap istanbul milletvekilleri
ve çok sayıda partilinin
katıldığı organ bağışı
törenini dün İstanbul il
başkanlıgında gerç,ekleştirdi.
Sağlık Bakanı Halil tbrahim
Özsoy 30 bin hastanın organ
nakli beklediğini. bunlardaa
11 bin kişinin böbrek hastası
oldugunu. diğerlerinin kalp,
kornea, karaciğer naklini
beklediğini kaydetti.
Metin Akpınar'la 'Yerim Seni', 'cüzdana giren dünya görüşlerT, 'siyaset' ve 'solcular' üzerine...
6
Yazma özürlü' komıskan• 'Ben Nâzım Usta'nın dediği gibi şehvetle konuşmayı seven bir
insanım ama yazma özürlüyüm' diyen Metin Akpınar, ğerekçesini
açıklarken oldukça iğneleyici konuşuyor: 'Yazmayı düşünüyorum
ama yazamıyorum. Çünkü özgürlük yok. Doğruyu yazsan ayıp
olacak, yazmasan bana ayıp olacak.'
AYŞE YILDIRIM
O, eski bir solcu... Üniversite yıllannda ol-
dukça hızlıymış. Hapis cezasından yırtmak
için yillannı akıl hastanesinde geçirmiş, tı-
marhaneden çıkınca "sudan çıknıış balığa"
dönmüş... Aradan geçen zamanda çok şey de-
ğişmiş...
"Yükselen degeriere" değer verip işini ku-
rup köşeyi dönen kayınbiraderinin yanında
çalışmaya başlamış...
Metin Akpınar ve Zeki Alasya "Yerim Se-
ni" adlı dizide bu iki kahramamn etrafında ge-
lişen olaylarla siyasi otoriteye eleştirel yak-
laşımlarda bulunuyorlar.
"Ben Nâzım Usta'nın dediği gibi şehvetle
konuşmayı seven bir insanım ama yazma
özünıiyüm" diyen Akpınar. kendı anılannı
da yazmayı düşünmüş. Ancak dizide olduğu
gibi bu konuda da iğnelı konuşuyor "Yazma-
yı düşünüyorum ama yazamıyorum. Çünkü
özgürlük yok. Doğruyu vazsan ayıp olacak.
yazmasan bana ayıp olacak."
Akpınar'la dizidekı kahramanlann yaşam-
daki yerleri üzerine konuştuk.
- Dizideki kahramanlarhiç yabancı gelmi-
yor...
'Smith'çiler-'Marks'çılar
"Bunlar, yaşamda özellikle bizinı plattbr-
mumuzda çok sık karşılaşbğımız tipler. Özel-
likle 68 kuşağı diye tanımladığımız kuşak. Bu
kuşak, sermayeden yana değil de emekten ya-
na olan, yani Adam Smith'ten yana değil de
Karl Marx' tan yana olan bir görüşün savunu-
cusuydu. Ama dış etkenlerle, iç etkenlerle,
kendi içindeki olum.su/luklarla, çok ciddi bö-
lünmeleıie başanlı olamadı. Ve bu insanlar
can verdiler, kan verdiler, organ verdiler, çok
zaman verdiler ve de bir tür asimile edildikr.
Şimdi yenidenTürkive'ninfeci demokrasi or-
tamında örgütlendiler, artık partileri bile var.
Öte yandan gene o plarformda Adam
Smith'ten yana olanlar var, kırsai kesimden
büyük kente göç etmiş. sermayeden yana ol-
manın nimederinden yararlanmayı becermiş,
işini kurmuş, evini almış. yatını, katını almış,
yaşayan birL Bunlar hakikaten o gün de var-
dı, bugün de var."
- Dünya görüsü ne zaman 'beyinden cüzda-
na' girer?
"Aşağı yukan yüz senelik bir öykü bu. Bi-
liyorsunuz yüz sene önce insanlar her şeyi yu-
kandan geien bir güce bağlarlardı: kiliseye,ca-
miye, başka araçlara. Sonra bir Adam Sınith
çıkd,dedild"Bucennet vaatlerine inannıayı-
nız, ben size dünya cenneti vaat ediyorum.
Gelin çalışm. üretin. serbest pazar ekonomı-
sinde satın emeğınizi. hizmetinızi, malınızı,
paranızı. Kazanın, sermayeniz biriksin. Ora-
dan da refaha kavuşun'. Dünyada insanlar.
zeki, akıllu becerilL şansu, dünyayla
entegre olan ve bir de beceriksiz,
akılsız. müteşebbis olmayan.
dünyayia entegre olmayan, bil-
giye ulaşmamış insanlar diye
ikiye a\ nlırtar. Bunlardan bi-
rinci Moktakiler de para sahi-
bi olup otekileri sömürürler,
rahat ve huzur içerisinde yaşar-
lar. İşte size dünya cenneti! Bu-
nun üzerine Karl Mant dedi
ki 'O sermayeyle ol-
maz, bu emekle
olur. Emek-
çıler: siz
de bırleşı-
niz. güçle-
niniz, bu
adamlar
sizi ya-
şatmı-
yor, sız
de on-
lan ya-
şatma-
yınız".
Bu
kavga,
iki
dünya
görüşü-
dür. fşte burada sermayeden yana olan, dün-
ya görüşünü beyninden alıp cüzdanına yerleş-
tirendir.r
- Eski solcular kaça aynlır? Ikiye mi ayır-
mak gerekiyor?
"Şimdi bunlann hepsi var ama onlan baş-
ka tüıiü sınıflandırmak gerekiyor. Bir solcu-
luk şemsiyesi altında değil de bir kişilik eksik-
liği altında toplamak gereldr. Çünkü içlerin-
de Vlevlevi olan da var, sağ partilerin üst ka-
demelerinde olan, bankacı olan, çok zengin
olan da var. Sanryorum ki solculan eleştirmek
değil ama solun doğrusunun öğrenilmediğini
eleştirmek mümkün. Şimdi bunu itiraf ediyo-
ruz. O zaman en çok bilen bizdik. Das Kapi-
tal'i okumadığımız halde Kapital'den başka
söz edilme/di. Birkaç tane kitapla. birkaç ta-
ne teksirie biz bu işi öğrendiğunize inandık.
Eğitim kunımlanmızda da öğretilnüyordu.
Fendun Ergin derste, Kari Manı'tan 'koca
kafah. sakallı adam' diye söz ederdi Oğren-
digimiz oydu. Betkio bilgieksikiiğL. Olayı za-
manın modası gibi kabul ederekeylem-
de bile bulunan arkadaşlanmız ol-
muştur ya da benim gibi eylemde
bulunmayanlar. Hapse bile gir-
medim yani."
- Bu sizin için utanç kayna-
fı mi?
"Tabii utanç kaynağı... Üç
gün yatan hayatını anlatıyor;
"hapishane hayatım' diye_"
- Dizide bir çetele dergisi pro-
jesinden söz ettiniz. Dergi-
de çetelerin çetelesini
mi rutacaktınız9
"Tabiianahedef
oydu. Çete olayı
çok eskilerden be-
ri var. İşte ordu
içerisinde başla-
yan, ABD'nin ko-
miinizme karşı
örgütlenmeçalış-
malanndan biri.
Gladyo mladyo
derken derin
devlete kadar
geldik. Sonra da
çeteleşmeye baş-
ladLBirazSusur-
luk'la çitilendi a-
ma temizJenmedi.
Çünkü hem pariamentonun denetim görevi
kapalı, hem yargı bağunsızdeğiL Çeteyi denet-
leyecekkurumyok. Dergi çıksaydı, belki böy-
le bir kurumun oluşturulması dogrultusunda
önerilerimi/ olurdu."
- Özelleştirmenin durumunu 'içelimözelle-
şeüm' diye özetlediniz. Sizce nasıl bir özel-
leştirme uygulanıyor?
"Yani özeOeştirme bir gereksinim olabilir,
ülkenin koşullan içerisinde. Ama özelleştir-
menin nerede, nasıl yapddığma bakmak la-
zun. Örneğin bir özel sektör, diyelim ki demir
çelik sanayiinde doğru yönetirrüe kârlı olabi-
Hyor. Devlet elindeyken bunu niçin yapamj-
yor? De>1et siyasi amaçlaria adam dolduruyor,
maliyeti yükseliyor da ondan yapamıyor. Şim-
di sorun buysa bu özeUeştirilir mi yoksa adam-
lar çıkanlır, doğru işletmeyle güzelleştirilir
mi?"
Poütikanın 'ateşi'
- Bir ara politikaya sıcaktınız. Hatta
.DSP'nin bir kurultayına bile katümıştınız.
Şimdi ne oldu?
"Ben gene politikayla sıcağun ama biraz
yandım. Ateşe fazla yaklaştım, biraz tüyleri-
mi falan kaybettim, deride kızanklıkJar oldu.
Şimdi serin bir yere çekildim. Dinleniyonım,
sonra gene ateşe anJacağız herhalde."
- DSP'ye ilginiz devam ediyor mu°
"Hayır. DSP'ye ilgim Ecevit'in şahsmda
odaklatuyordu. Yıllarca önce o çahşma baka-
nryken. ülkeye karkılan çok olumlu olmuştu.
O bağlamda Sayın Ecevit'i ben tuttum. be-
nimsedim. Hatta ti>atromuzda bile hiçbir li-
dere vapmadığımi7 şekilde onun kılıcını çek-
tik dört sene. İşte o vesileyle havaalanında bir
gün konuştuk. Bülent Bey, "partiye kimseyi
davet etmediklenni. kendi gelmek isteyen
olursa kapılannın açık oldugunu' belirterek
'Her türlü yardımlanmzı bekliyorıız" dedi.
Benim yapabileceğim \ardim sadece kurul-
tayda görünüp hir destek bağlamında orada
olmaktı. Çünkü delege değildim. ü> e değildim
partiye. Sadece misafır statüsünde bulundum
ve hemen ondan sonra da MKYK'yi yok edip
bir başkan ve 40 kişilik PM Ue yönetime baş-
layınca partinin demokrat yaptsında ciddi sar-
sıntılar oldu. O yüzden DSP ile bir sıcak ba-
ğun yok. .Ama gene son zamanlarda ülkenin,
özellikle cumhuri>et kazanımlannın yitiril-
mesi bağlamındaki atağını da doğrusu say-
gıyla karşıhyorum."
16 Mart
'însan Haklannın Gelişimi' sempozyumunda konuşan Hikmet Sami Türk, Avrupa'yı suçladı
çifte standart uygııluyor'
Sempozyum
'Askerlerle
demokrasi
olamaz'
İstanbul HaberServisi -İstan-
bul Büyükşehir Belediyesi Kül-
tür Işleri Daire Başkanlığı'nca
düzenlenen "Demokrasi" ko-
nulu sempozyum, egemenliğin
kime ait olduğu tartışmalanyla
başladı.
Gemal Reşit Rey Konser Sa-
lonu'nda dün başlayan ve bu-
gün de devâm edecek olan sem-
pozyumun açışkonuşmasını İs-
tanbul Büyükşehir Belediyesi
Kültür Işleri Daire Başkanı Şe-
nol Demiröz yaptı. 20. yüzyılın
sonlannda Türkiye'de hâlâ de-
mokrasinin tartışıldığına dikkat
çeken Demiröz, "Hangj görüş-
te olursak olalım. demokrasi
paydasuıda bûieşen bir hareket
özğüriükçü demokrasiyi oluştu-
racakür" dedi. Egemenlik Is-
Jamda Allah'a, demokraside ise
halka ait olduğu için tslam ile
demokrasinin bağdaşmayacağı
görüşüne değinen Demiröz.
"Bu kozmik bir egemenlik değil
midir" diye sordu. Demiröz as-
ker, sivil bürokrasi ve elit ay-
dınlann olıışturduğu bir ikridar-
la demokrasinin olamayacağı-
nı savundu.
Prof. Dr. ŞerifMardin'inaçı-
lış bildirisinden sonra "Demok-
rasiTeorisi" konulu ilk oturuma
geçildi. Başkanlığmı Bilgı Üni-
versitesi Rektörü Prof. Dr. Asaf
Savaş Akafın yaptığı oturuma,
gazeteci Mehmet Altan ve An-
kara Analitik Araştırma Mer-
kezi'nden Dr. Mümtazer Tür-
köne. Marmara Cniversitesi
Fransızca Kamu Yöneti-
mi'nden Dr. Ferhat Kentel. KJ-
nkkale Oniversitesi Siyaset Bi-
limi Bölümü'nden Ömer Çelik,
Liberal Düşünce Grubu'ndan
Kazuıı Berzeg katıldı.
Mehmet Altan. Türkiye'de
demokratik sürecin tam anla-
mıyla yaşanmadığını sa\oınarak
"Hâkimiyetin .\llah'ta mı yok-
sa millette mi oldugunu tarûşır-
ken, askerlerde oldugunu gör-
dük ve demokrasiye dönmeye
karar verdik. Etkili katılun olsa,
gündemi devlet değil halk belir-
lesc. katılım sırasında halkın
eşitliği tam olarak sağlansa An-
kara'daki kavgalar demokratik
olabilirdi" dedi.
• Devlet Bakanı Hikmet Sami Türk, Türkiye'yi işkenceci olduğu
gerekçesiyle suçlayan devletlerin kendi eksüdiklerine bakmaları
gerektiğini söyledi. Gazetemiz yazan Oral Çalışlar ise Türkiye'nin
insan haklan karnesinin kötü oldugunu belirterek "AB'nin bizi
kapısından geri çevirmesindeki gerekçesi doğrudur" dedi.
istanbul Haber Servisi- İnsan hak- BA) dün Boğaziçi Üniversitesi'nde
lanndan sorumlu Devlet Bakanı Hik-
met Sami Türk. Türkiye'de insan hak-
lan ihlallen gerçeğinin inkâr edilme-
diğini ancak bu konuda birbirlerini
suçlayan tüm ülkelerin önce kendi ek-
sikliklerine bakmalan ve daha '•mii-
te\-azı" davTanınalan gerektiğini söy-
ledi. Türkiye'nin etnik aynmcılığın
araç olarak kullanılıp gerçekte başka
amaçlann taşındığı çıfte standart uy-
gulamalanna tabi turulmasının asla
kabul edilemez oldugunu belirten
Türk. "İnsan haklannın karşısında
önemli bir başka tehlike de terördür.
Devietin görevi, teröre karşı ülkesini
korumakür" dedi.
Türkiye Bilımler Akademisi (TÜ-
İnsan Haklannın Celişiıni" konulu
bir sempozyum düzenledi. Yabancı
ülkelerden ve Türkiye'den pek çok uz-
manın katıldığı sempozyum, Türki-
ye'nin insan haklan karnesinin kötü
olması gerekçesiyle Avrupa'nın yeni
siyasi haritasının belirlenmesine iliş-
kin kesin karann alınacagı Lüksem-
burg Zirvesi'nden önceki gün tama-
men dışlanması nedeniyle de büyük
ilgi gördü. Başbakan Mesut Yıtmaz
başta olmak üzere pek çpk deviet ba-
kanının da telgraf gönderdiğı ve Er-
dal İnönü'nün drfdinleyici olarak ka-
tıldığı sempozyumun açış konuşma-
sıru insan haklanndan sorumlu Dev-
let Bakanı Hikmet Sami Türk yaptı.
Türk. insan haklannın özünde "yurt-
taşuı kamu giicüne karşı korunması"
oldugunu belirterek Türkiye'deki ana-
yasanın da insan haklannın korunma-
sını değiştirilemez bir koşul olarak
kabul ertiğini vurguladı. Buna karşın
Türkiye'de insan haklan ihlallerinin
inkâr edilemez bir boyutta oldugunu
ifade eden Türk, bu ihlallerin bir bö-
lümünün yasalann eksikliğınden, bü-
yük bir bölümünün ise "yasalann
doğru uygulanmamasından" kaynak-
landığını kaydetti.
Türk. yurttaşın kamu gücüne karşı
korunması kadar terörün de önemli
bir insan haklan »orunu oldugunu sa-
vunarak şöyle devam etti:
"Devletin görevi ülkesini teröre kar-
şı korumaktır, terörle mücadeJe et-
mektir. Etnik ay nmcılığın araç olarak
kullanılmasını kabul edemeviz. Türki-
ye'nin gerçek başka amaçlaria çifte
stardarta tabi tutulmasuu kabul ede-
meyiz. Bazı ülkeler, önce kendi eksik-
Çok sayıda kişinin ilgi gösterdigi sempozyuma Erdal tnönfi de dinleyici olarak kaöldı. (UGUR DEMÎR)
E r c a n K a n a r : D e v l e t i n s a n ı y l a b a r ı ş ı k o l m a l ı
ÎHD'den düşünce özgürlüğü brifingi
İstanbul Haber Servisi - İnsan Hak-
lan Derneği fstanbul Şube Başkanı
Ercan Kanar. Türkiye'de düşünce öz-
gürlüğü için yapılmışen utak hareke-
tin bile Batı'nın isteğiyle oldugunu
belirtti. Kanar. "Oysaölkeyiyöneten-
ler için önemli olan Avrupa'yla barı-
şık olmak değil kendi insanıyla ban-
şık olmak olmalı" dedi. İHD'nin 27.
haftasına giren "Siyah Eylemi"ne
Musa Anter Banş Heyeti üyeleri de
destek verdi.
İnsan Haklan Derneği istanbul Şu-
besi tarafından düzenlenen "Düşün-
ceyeÖzgörlükBrifingi'', İstanbul Ta-
bip Odası'nda yapıldı. Brifingi veren
Şube Başkanı Ercan Kanar, Türki-
ye'de düşünceyi yasaklayar 152 ya-
sa ve yasa hükmünde kararname bu-
lunduğunu söyledi. Düşünce özgür-
lüğünün gerçekleşmemesinin esas
olarak devletten ka>T!aklandığını be-
lirten Kanar. "Ancak toplum olarak
da bu kavTamı sindiremedik" dedi.
Düşünce özgürlüğündeki çifte stan-
darda da değinen Kanar, "SadeceGe-
ndkurmay istcdi diye 159. maddeden
dava açıuyor. 500'c yakuı basın mcn-
subu ve shil yıırttaş düşiinceleri nede-
niyle askeri mahkemelerde yargılanı-
yor. 7 bin kişi DGM, ağır ceza ve as-
keri mahkemelerde yargılamyor. Her-
halde başka bir toplum yoktur ki bir
yazar hakkında 132 yıl mahkûmiyet
karanverip66davadayargıJasın" di-
ye konuşru.
İnsan Haklan Haftası nedeniyle
köylerin boşaltılınastnı ve yakılması-
nı protesto etmek için Istiklal Cadde-
si'nde afiş asmak isteyen Tunceliler
Derneği üyesi 2 kişi gözaltına alındı,
afişlere el konuldu. Dernek yönetici-
lerinin, \alilikten alman izin kâğıdı-
nı gösteımesi üzerine gözaltına alı-
nan kişiler serbest bırakıldı.
liklerine bakmak zonındadniar. Bü-
tün iilkcler bu konuda mütcvazı ol-
mak zodnındadır. Türkiye elbetteld
kendi ihlailerine. başka ülkelerin in-
san haklan ihlallarini gerekçe göstere-
mez. Ancak baa klişelerle Türkiye'nin
karşısına sürekli olarak insan haklan
ihlallerinin getirilmesi de bizinı için
kabul edileraezdir."
Türk'ün konuşmasının ardından
sempozyumda katılımcılartebliğlen-
ni sundular. Sempozyuma "Büme
Hakkı" başlığıyla bir tebliğ sunan ga-
zetemiz yazan Oral Çalışlar. Hikmet
Sami Türk'ün terörü insan haklannın
içınde görmesini eleştirerek "ABTür-
Idye'ye karşı çifte stardartn davTan-
maktadır. Ancak diğer yandan
AB'nin bizi kapısından geri çevirme-
sindcki gerekçesi doğrudur. Bizim in-
san haklan karnemiz kötü. Bunda ise
en önemlietken Türkiye'yi yönetenle-
rin siyasi tercihleridir" dedi. Çalışlar,
Türkiye'nin süper güçler arasındaki
soğuk savaş döneminde "Ban kam-
pı"na dahil edildiğini ve 1945'li yıl-
İardan sonra NATO üyesi olması ne-
deniyle Türkiye'de komünizme karşı
bir cephe oluşturulduğunu söyledi.
Bu cephenin oluşturulması için Tür-
kiye'de ırkçılık ve Islamcılık akımla-
nnın pompalandığını. siyasetin ve ya-
salann bu yönde yapıldığını vurgula-
yan Çalışlar, Türkiye'nin yaklaşık 50
yıldır tam bir sağcı devlet anlayışıyla
yönetildiğinin altını çizdi.
Sempozyumda tebliğ sunan bilim
insanlan şöyle:
Boğaziçi Üniversitesi Felsefe Bölü-
mü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Zeynep
Davran. Marmara Üniversitesi Hu-
kuk Felsefesi ve Sosyolojisi Anabilim
Dalı Başkanı Doç. Dr. Hayrettin Ök-
çesiz, Türkiye İnsan Haklan Vakfı ku-
ruculanndan Prof. Dr.Okan Akhan,
Fransız Türkolog Prof. Dr. LoisBazin,
Hacettepe Üniversitesi İnsan Haklan
Felsefesi Lfygulama ve Araştırma
Merkezi Müdürü Prof. Dr. İonnaKu-
çuradl Akademiler ve Bilimsel Ku-
ruluşlar Uluslararası İnsan Haklan
Ağı Yönetim Kurulu Başkanı Carol
CoriHon, New York'taki Rockefeller
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tors-
ten VVlesel, Avrupa İnsan Haklan
Konseyi \ argıçlanndan Pieter van
Dıjk, Başkent Üniversitesi Kamu Hu-
kuku Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ah-
met Mumcu.
Tebliğlerin okunmasmın ardından
Prof. Dr. Şevket Pamuk'un yöneti-
minde yuvarlakmasa toplantısının ya-
pılmasıyla sempoz\r
um sona erdi.
Tebliğlerin değerlendirilmesinin ya-
pıldığı toplantıya Bosna-Hersek İn-
san Haklan Mahkemesi yargıçlann-
dan Prof. Dr. Rona Aybay. Ankara
Üniversitesi Sıyasal Bilgiler Fakülte-
si Öğretim Üyesi ve gazetemiz vaza-
n Prof. Dr. Korkut Boratav ile fstan-
bul Barosu Insan Haklan Komitesi
Başkanı Prof. Dr. Semih Gemalmaz
katıldı.
Koüiamla
ilgîli
MİT'te hiç
belgeyok
HALİL NEBİLER
Türkiye'yi sarsan en önemli şiddet olay-
larmdan biri olan 16 Mart 1978 katliamı-
nın üzerinden 20 yıl geçmiş olmasına kar-
şın. MİT'te katliam sanıklanna ilişkin her-
hangi bir dosya veya bilgi bulunmadığı or-
taya çıktı. MİT, dönemin Içişleri Bakanı
Hasan Fehmi Güneş'in, dönemin Ülkücü
Türk Federasyonu Başkanı Lokman Kon-
dakçı iie 1979 başlannda yaptığı görüş-
menin bant çözümlennden ancak 1985 y ı-
lında haberdar olabilmiş. Oysa Uğur
Mumcu 19S4 yılında 'Papa-Mafva-Agca'
kitabında bu görüşmenin bazı bölümleri-
ni yayımlamıştı.
İstanbul Üniversitesi'ndençıkan öğren-
cilerin üzerine 16 Mart 1978 glinü bomba
atılacağı, istanbul polisinegelen birihbar-
la 10 gün kadar önceden biliniyordu. th-
bar mektubunda adı geçenlerden biri de
Ozgün Koç'tu... Ihbarda beiırtildiği gibi
bomba atıldı. 7 öğrenci öldü vc onlarca
öğrencı yaralandı. Davaya bakaıı istanbul
6. Ağır Ceza Mahkemesi 27 Haziran 1997
günü MlT'e davanın sanıklan Mustafa Do-
ğan, LatifAktı ve Özgün Koç haklannda
bir bilgi bulunup bulunmadığını sordu.
MİT'ten 31 Temmuz 1997 tarihinde mah-
kemeye gelen yazıda. sanıklarla ilgili bil-
gileri olmadığı belirtildi. Oysa en azından
Ozgün Koç'un adı 20 yıldır polis. mahke-
me ve kamuoyu tarafından biliniyordu.
Bilmeyen tek kurumun MİT olduğu an-
cak bellı oldu
6 yıl sonra
Türkiye. 12 Eylül darbesinden hemen
önce, Abdi İpekçi cinayeti. Mehmet AK
.Agca. ülkücülerin yurtdışı örgütlenmeleri
gibi konularla uğraşıyordu.
Dönemin içişleri Bakanı Hasan Fehmi
Güneş. bir dönem Avrupa'da Ülkücü Türk
Federasyonu Başkanlığı yapan şimdiki
DYP Samsun ll Başkanı Lokman Kondak-
çıile30Martve lONisan 1979 tarihlerin-
de bu konular üzerinde uzun uzun konuş-
tu. Kondakçı merak edilen konulara ilişkin
önemli bılgiler verdı. Görüşme iki ses ban-
dının çözumü olarak kayıtlara girdi. Bant
çözümien 1981 yılında başlayan MHP ve
ülkücü kuruluşlar ana davasında kanıt ola-
rak kullanıldı ve dava dosyasma girdi. Bir-
çok gazeteci bu görüşmeleri kamuoyuna
yansıttı.
Ancak MİT bu bantlann çözümlerine 6
yıl sonra, 1985 yılında ulaşabildi. Oysa, ör-
neğin UğurMumcu'nun üçüncü baskısını
1984 yılında yayımladığı "Papa- Mafya-
Ağca" kıtabının 147. 148, 149. sayfaian-
na baksalardı, hiç olrnazsa görüşmenin bir
bölümünü öğrenebileceklerdi.
2 kisi öldürüldü
Avcılar'da
esrarengiz
cinayet
İstanbul Haber Servisi - Avcılar'da İran
uyruklu Muzaffer Muhammed Nezhad
(35) ve Metin Yahnkaya (39). önceki gün
öğle saatlerinde kaldıklan aparhnan daire-
sinde susturuculu tabancayla öldürülmüş
olaıak bulundu. Susurluk olayında ortaya
çıkan çete bağlantısmda yer aldığı ileri sü-
rülen Özel Harekât Dairesi Başkanvekili,
İbrahim Şahin'in koruması özel timci Ay-
han Akça ve kurye Dilek Örnek ile birlik-
te uyuşturucu kaçakçılığı suçundan yargı-
lanan ve beraat eden döviz bürosu sahibi
İranlı Vbussef Gharcachehdaghi'nin daha
önce cınayetin işlendiği dairede polisten
saklanmak amacıyla kaldığı ileri sürüldü.
Cinayetm işlendiği ev ile Akça'nın ikamet-
gâh olarak gösterdigi ev aynı sokakta çık-
tı. Avcılar Denizköşkler Merkez Mahalle-
si Sadık Ahmet Caddesi Karaman So-
kak'takı 19/3 numaralı evde esrarengiz bır
cinayet işlendi. İran uyruklu Muzaffer Mu-
hammed Nezhad ve Metin Yahnkaya, ön-
ceki gün saat 11.00 sıralarında kimliği be-
lirsiz bir kişi tarafından susturuculu taban-
cayla öldürüldü. Olay, birakrabasımn ziya-
retinden saat 01.30 sıralannda dönen Mu-
zaffer Nezhad'm eşi Haiinıe Nezhad'ın,da-
iresinin kapısını açamamasıyla ortaya çık-
tı. Daireye çilingir yardımıyla girebilen
Nezhad. kapının arkasında e^ınin cesediy-
le karşılaştı. Eve giren polis, vücudunun
çeşitli yerlerinden 7 kurşun yarası alan İran
uyruklu Muzaffer Muhammed Nezhad ile
4 kurşunla öldürülen Metin Yalınkaya'nm
cesediyle karşılaştı. Saldınnın Nezhad ve
Yalmkaya'nın tanıdığı bir kişi tarafından
gerçekleştirildiğinin sanıldığını belirten
yetkililer. olay yerinde 9 milimetre çapın-
da çok sayıda kovana rastladıklannı belirt-
tiler. Yalınkaya'nm. tabancasıyla karşılık
vermek üzereyken öldürüldüğü kaydedildi.
Iran'da bir cezaevinden 2 yıl önce firar
ettiği ortaya çıkan Muzaffer Muhammed
Nezhad'ın apartman sakinlerine Hakkâri
Yüksekov a'da hayvan ticareti yaptığını söy-
lediği belirtildi. Isminin yayımlanmasını is-
temeyen bir yurttaş, özellikle Ankara pla-
kalı lüks birotomobille gelen bazı kişilerin
evde kalanlan sık sık ziyaret ertiğini söyle-
di. Asavış şube müdürlüğü yetkilileri, ola-
yın failinin kimliğini tespit ettiklerini ve
operas>onlara başladıklannı söylediler.
Yetkiiiler cinayetın uyuşturucu yüzünden
işleııdığini ifade ettiler.