29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 12ARALIK1997CUMA OLAYLAR VE GORUŞLER Enflasyon: Bazı Yanılgılar ve Paradokslar Prof. Dr. A. BORA OCAKÇIOĞUJ W tktisat Fakühesi Maliye Bölümü Mali Iktisat Anabilim Dalı Başkanı U zun yillardan beri yük- sek oranlarda seyreden sürekli bir enflasyonla yaşamak zorunda kal- mış olan ülkemizde bu konuda yeterli ve açık- layıcıaraştırmalarvapılmaınıştır. Buna karşı ortahkta dolaşan fikirler çoğun- lukJaiktisatbilimi dışında kalan basma- kalıp ve yüzeysel sloganlardır. Bu slo- ganlann antıenflasyonist politikaları ta- sarlayacak ve yürütecek yetkıliler ve başka ilgililer tarafından da ileri sürül- mesi. enflasyonla savaş hakkındaki umutlan zayıflatmaktadır. Bu yazıda enflasyon hakkında ıleri sürülen yan\l- gılı fıkirlerden bazılan (ayn harflerle dizılmıştir) ve bunlara ilişkin paradok- sal gerçekler tartışılmaya gayret edile- cektir. Enflasyon Yaşanu Pahalılaşürarak Herkesi Yoksullaşüran Bir Cana\ardır. Trafik canavan kâvTamında olduğu gibı kendimize ait bir suçu başkasının ya da başka bir şeyin üzerine atmak FVeud'çu düşük düzeyde bir savunma mekanizma- sıdır (projeksiyon). Türkiye'de enflasyon süreci içınde herkes yoksullaşrnamakta, tersine, bazılan zenginleşmektedir. Geli- nni, enflasyon oranının üzerinde arttıra- bilenlerle enflasyon oranına eşit arttırabı- lenlerin ve ekonomik verimlilıği gerek kendi ihmalleri gerekse kasıtlan ıle düşü- renlerin enflasyondan yakınmalan an- lamsızdır. Tam rekabenen veya oligopo- list rekabetten kaçip aralannda anlaşan ve belirli piyasalarda tekel etkısi (kartel) meydana getirerek fıyatlan anlaşmah ola- rak yükselten bazı ekonomik bırimler ve işadamlan enflasyon haddinin üzerinde ücret zammı isteyen sendikacılar ve sen- dıkalı işçiler, enflasyon oranının üzerin- de taban fıyatı isteyen tanm kesimi üre- ticileri. tüketimi sürekli körükleyen, yeni gereksinimler yaratanreklamcUar,işleri- ni eksik ve vasıfsız yapan müteahhitler, iş- başında dalga geçen, etkm olmayan işçi- ler. hasta olmayana rapor veren doktorlar, öğrencilere iyi eğıtım vermeyen, araşttr- ma yapmayan profesörler. derslerine gır- meyen ve çalışmayan öğrenciler, Işinı sav saklayan ve vatandaşın değerli zama- nını çalan devlet memurlan. her alanda rant gelıri elde ederek yani üretım yapma- dan köşe dönme peşinde koşanlar, siya- sal popüKzm uğruna kamu gelirlerini ve- nmsiz ve gereksiz alanlarda çarçur eden merkez ve yerel ıdare politıkacılan. ver- gi reformunu yapmaktan, vergi idaresira etkinleştirmekten korkan idareciler, sos- yal güvenlik kurumlannı binbir şekilde soyanlar, venmsiz devlet işletmelerinin özelleştırilmesini engelleyenler, sonuçta gelirlerini arttırmak peşinde koşup eko- nomik etkinliği baltalayan kişilerin ve ku- rumlann hepsi enflasyondan sorumludur. Enflas\onun sorumlusu. işsizkr, tarun ifr- çileri. sendikasız işçiler, duz memurlar dı- şında olanlar. yani bü\ük bir çoğımluğu- muzdur. Ancak aramızdan hiçbirisini de tek başına suçlu saymak doğru olmaz. Enflasyon,toplamistemin(talebin) top- lam sunumdan (arzdan) fazla oimasından doğar. Bu söylemı (ifadeyi) eskiden beri herkes kullanmaktadır Yani bizim ülke- mizde toplam istem her zaman toplam su- numdan fazladır, dolayısı ile üretimimiz tüketim gereksinımimizi karşılamıyor ve bu nedenle enflasyon olgusu meydana ge- liyor gibi bir anlam belirtilmek istenmek- tedir. Bu söylem. enflasyon hakkında ne kadar eksik teknik bilgiye sahip olduğu- muzu göstenyor. Aslında zengin ülkeler dahil, tüm ülkelerde üretım, smırsız tüke- tim arzusunu karşılayamaz. Kaldı ki, zen- gin ülkelerde enflasyon olabilir, yoksul ülkelerde enflasyon olmayabilir. tktisat biliminde statik ve devamlı olarak top- lam istemin toplam sunumdan fazla ol- ması gibi bir kavram kullanılmamakta- dır, enflasyon süreci dinamiktir. Enflasyo- nist açık denilen bir olgu ise toplam su- num ve toplam istemin ekonominin tam kapasıte sınınnın (potansiyel ürünün) ile- risinde dengede olmasıdır, ki ancak savaş- larda oluşabilen bir durumdur. Enflasyon. ekonominin tam kapasiteye varmasından önce, yani işsizlikle birlüc- te de var olabilir. Aslında bu yanılgıyı Türkiye'deki enflasyon sürecinı betimle- mek için bir vesile olarak ele almak ye- rinde olacaktu-, Teknik olarak belirtmek gerekirse, toplam istem vetoplamsunum işlevleri her zaman, belirli bir gayri safı ulusal hasıla ve belirli bir genel fiyat dü- zeyini belirlemek üzere bir denge nokta- sında kesişirler, aksi halde gayri safı mil- li hasıla ve genel fiyat düzeyi belirlene- mez. Ancak bu denge noktası toplam is- tem ya da toplam sunum işlevlerinin sıç- raması ile yer değiştırir. Enflasyonu do- ğuran olgu ise toplam talepve toplam arz fonksjyonlannm bırbirlerinin ardı sıra. ge- rek birbirlerine bağlı olarak. gerekse dış etkenlerden (şoklardan) dolayı sıçramala- n ve yer değiştirmeleridir (genişleme ve daralma). Ömeğin. sunum işlevininyada toplam sunumun (geriye) sıçraması ya da daralması üreticilerin aynı gayri safı ulu- sal hasıla düzeyinde ürettikleri mal ya da hizmetleri daha yüksek fiyatlardan sat- mak istemeleri ya dabuna zorunlu olma- lan durumundan doğar. Bunun nedeni, toplusözleşmelerde saptanan işçi ücretle- rinin. yüksek taban fiyatlanndan dolayı tarım ürünleri fiyatlannın, Türk Lira- sı'nın dış değerinin sürekli olarak azalma- sına ya da petrol şoklan gibi bağımsız dış etkenlere bağlı olarak ithal girdi fiyatla- nnın ve katma değerlere gıren her türlü maliyet ya da faktör geliri unsurlannın artmasıdır. Sunum ışlevindeki (ileriye) sıçramaya da genişleme ise mal ve hizmet satın alan- lann aym gayri safi millı hasıla düzeyin- de daha daha yüksek fiyat ödemeye razı olmalan anlamına gelir. Öyle ki. sunum (üretim) cephesinde ge- lirlerini arttırabilenler, yani daha yüksek ücret, rant. kâr ya da faiz elde edebilen- lerbu gelirlen daha sonraharcamayabaş- ladıklannda. bir başka deyişle aynı mik- tardaki mal ve hızmetler için daha yüksek fiyat ödemeye razı olduklannda, toplam istem işlevı yer değiştireîek sıçrama (ge- nişleme) gösterir. Sıçrama. sunum-istem (arz-talep) eşitliğinin bozulmasını değil bir dengeden başka dengeye geçişi belir- tir. Bir dengeden, daha yüksek genel fi- yat, fiyat düzeyinin geçerli olduğu yeni dengeye gidiş enflasyon'dur. Bu süreçte gayri safı ulusal hasıla top- lam arz fonksiyonunun esnekliğine, yani üretimi arttırabilme yeteneğine göre bir miktar artabilir. Ancak bazen, sunum da- ralmasına istem genişlemesi yeterince ce- vap vermez ya da istem parasal ve fiskal politikalarla sınırlanırsa gayri safi milli hasıla aynı kalabilir ya da azalır (stagflas- yon). Dolayısı ıle dinamik enflasyon sü- reci birbirlennı takıp eden arz ve talep de- vınimleri (fiyat ve gelır spıralı) ile besle- nir. Bu olguya ulusal gelirin paylaşılma- sındaki didişme. çatışma veya yanşma da diyebiliriz. Özellikle Türkiye'de yerleşmiş ve ku- rumsallaşmış olan bu dinamik süreci. tek- nik deyişle maliyet itişli enflasyonla talep çekişlı enflasyonun birbirlerini sürekli olarak izlemesi olarak beümleyebiliriz. Sonuç olarak, toplam talebin durağan ve sürekli olarak toplam arzdan fazla olma- sından söz edilemez. Enflasyonun tek suçlusu kamu kesimi bütçe açıklannı me\dana getiren devtet- tir.Bu fıkır genellikle ilen süriilmektedir. Ancak burada çok dikkatli olmak gereki- yor... Uzun süreli süreğen (kronik) enflas- yonda kamu kesimi açığı enflasyonun ne- denlerinden biri olmaktan ziyade edilgen (pasif) bir sonucudur. Bu bakımdan iîcti- sat bilimindeki temel yanlışlıklardan sa- yılan "ad hoc ergo propter hoc", yani. •'Bundan sonra bu griiyor, o halde bunun sebebi budur" şeklındekı yanılgıya düşe- biliriz. Yani, devlet bütçesi açık veriyor ve ardından enflasyon olgusu meydana ge- liyor dersek tavukla yumurta sırasını ka- nşttrmış olabiliriz. Yerleşmiş enflasyo- nist ortamda bütçe açıklarmın nedeni önemli ölçüde toplumda süregelen gelir çekişmesınin devlet bütçesıne yansıması- dır. Şöyle kı. devlet süregelen gelir arttır- ma çekişmesinin sonunda giderlerini bu- na göre ayarlamak zorunda kalacaktır. Yani de\ let, keyfı öyle istiyor dıye büt- çe açığı vermez. Tam tersi. denk bütçe yüksek siyasal prim yapar. Burada söz konusu olan edilgen (pasif) bir bütçeden kaynaklanan açıktır. Izleyen senede ücret- leri toplusözleşme ile saptanan işçiler, katsayıya tabi memurlar, gelirleri taban fi- yatlanna bağlı olanlar, kartel halinde ör- gütlenmiş firmalar gelir ve fiyat arttırma çekişmelerinde başanya ulaşmışlarsa, devletin gıderlenni bunagöre ayarlamak- tan başka çaresi kalmaz. Anlamsız tasar- ruf genelgeleri ve gösterilen ile kamu ke- simi dengesini tutturmak da olası değil- dir. Belirli çıkar gruplannın siyasal veya eylemsel şantaja başvurarak, gelirlerini başkasına kıyasla daha fazla arttırma ça- bası genellikle devletin iradesinin dışın- da cereyan eden bir olgudur. Bu şantajla- ra boyun eğmek zorunda kalan devletin ölçüsüz istemlere uygun olarak vergileri arttırması da özellikle kısa dönemde çok zordur. Dolayısıyla suçu tamamen devle- te atarak ışin içınden çıkmayı yeğlesek bıle, enflasyonla savaşa ılişkın çözüm yol- lannın belirlenmesi konusundaki isabet- sizliklerden kaçamayız. Özel kesim kendi istcği ile kâıianndan vazgeçerse enflasvon sorunu çözümlenir. Yakın bir zamanda bir değerli ışadamı enflasvonla savaş sürecınde kârlanndan vazgeçebileceklerini ileri sürmüştür. Bundan daha da kapsamlı bir önlem var- dır: Ccretlerin ve fiyatlann belirli bir sü- re dahilinde dondurulması. ABD Başka- nı Nium, 1970'lerın başında ücretleri ve fıyatlan üç ay için durdurmuştu. Böyle- ce de enflasyonun düşeceği sanılmıştı. Bu sürenın sonunda ise ücretler ve fiyatlar başını alıp gitmiş ve önlem hiçbir işe ya- ramamışttr. Bu şaşırtıcı bir sonuç değil- dir, çünkü enflasyonun gelir-fiyat spira- lini yaratan temel dinamikleri, yani top- • lam arz ve toplam talebin bırbirlerinin ar- dı sıra sıçrama göstermeleri. bırbirleri ile yanşa girmeleri olgusu gidenlmezse, ge- rek tek yanh girişimler gerekse bunalımı dondurma biçimindeki yapay önlemler fayda vermez. Enflasyona engel olmak için, fiyat arttıran firmalann afişe edile- rek açıklanması ve ayıplanması da olduk- ça saf bir fikirdır. Türkiye'de özel kesim cephesinde asıl yapılması gereken, fir- malann aralannda anlaşıp tekel etkisi ya- ratmalannın önlenmesidir. Tam rekabet ya da oligopolıst rekabet sistemi içinde ol- ması gereken firmalar aralannda açık ya da kapalı olarak anlaşıp fıyatlan yüksel- tebiliyorlarsa bir tekel olgusu meydana gelir, yani piyasa rekabete açık olmayan bır tekel gibi işler. Aynı sektörde çalışan firmalann çekinmeden, yani tam rekabet ya da oligopolist rekabette mümkün ol- madığı gibı, hasımlanndan korkmadan, on beş günde ya da ayda bir fiyat arttır- malan bu anlaşmanm yapıldığına ilişkin bir ipucudur. Tekel dengesınde ise yüksek fiyat ve düşük üretimin geçerli olduğunu biliyo- ruz. Firmalar arasında rekabetın anlaşma ile ortadan kalkması, etkinliği de ortadan kaldırmaktadır. Çünkü kâr etmek için et- kin olmaya gerek kalmaz ve kâr etkinli- ğin bir ölçüsü olmaktançıkar. O halde ya- pılması gereken, ABD'de ya da öbür ge- lişmiş ülkelerde olduğu gibi kartelci dav- ranışlann titizlikle üzenne gitmek, ekono- mik ve yasal önlemleri alarak etkin reka- betin ve dolayısı ile etkinliğin yeniden te- sıs edilmesinı sağlamaktır. Türkiye'deki firmalar reklamlar yolu ile değil fiyatlar ve etkinlik yolu ile rekabet etmelidirler. Enflasyon konusunda eleştirilmesi ve tartışılması gereken fikirler sadece bun- lardan oluşmamaktadır. Başka yanılgıla- n ve enflasyonun giderilmesi konusunda ülkemizde benımsenmesi gereken bir yaklaşımı, izleyen bir yazımda ele alaca- ğım. PENCERE KASABAYönetrnen: Nurı Bılge Ceylan 1997 Attm Pcrtaka! JÜH Öret Ödülu AISKHTLOS-E«ECHT-SOFHOK.ES-S>DIK H ARAUKTAN ITI8AREN HER CUÎAT CUMARTESIİÖ3 N A 2 I M , HİKMS.T VAKFI KUİ.TUR l i E R K SIRASEIVIUI CAD W< TİK5M W»«B1JI TEV <WITC»1WW MKTKOFOL Kadtiy BAHAHYE 293246c 2362S64 41*3505 12IKM415-16 «••3IB-2115 12.00-1415-1İ3D-H45-2115- CunaOmaiEs2343 1130-UOO-1S3C-190C-2130 MAĞAZAMIZIN 1. KATINDA CD MARKET HİZAHETİNİM GİRMİŞHR I U HAFU TEHİ aELEN CDIER FARİHELLİ OÛMYA NIN TUM SAİAHLAKICELINE DION LEONARD COHEN BAR0ARA STftEISAND 5 EUMEMT SOUNDTRACK 8OB DVIAN EROS RAMAZOTTI RACHtD TAHA PORTISHEAD ^/ANESSA MAE MtCHAEL BOLTON v« TEHİ ALatiMLERl GELMt$Ttf) YÛÎlfRCE HİİltL ZAMAN' BHAVE Hf»BT r-f*ATUK.£L 8Q«M KiUtR.5 SHSMH tL «LIJMIE StZLERl imlYCHUZ 1. KATtMIZDA SİZLERİ lEKLlVORUZ | TUM ALSUMLERI UfVCUTTLd TTfmırîHIMIi, İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ CEMAL REŞİT REY Q KONSER SALONU 14 Aralık Pazar Saat:19.30 İSTANBUL TASAVVUF MÛSIKİSİ TOPLULUĞU KONSERİ Bilet Fıyatlan: 500.000-400.000 TL 15 Aralık Pazartesi G.Donizetti Saat:20.00 hevkel ATOLYB'GALERI F.Erdoğan Sarmo Ayla Esebik Sutaj A» Sok. No. 1 iskde Meydora Ortakây/İST. Td: (02121 258 81 41 AŞK İKSİRİ BURHAN ONAL Resim Sergisi 12-31 Aralık'97 KAŞ GALERI tode-ıHûrnyetCad No151Şışlı Tel 247 11 85Fax 230 25 79 Paulo Coelho - Mevlana Mehmet Ulusoy Genco Ertal - Tûlay Günal Çimenser - Emre Kınay M. KaracaTıyatrosu'nda SON 9 OYUH Cuma, Cumoriesı Paîor 20 30 Tel 10212) 252 59 35 246 35 89 247 35 34 Tetence Mc Nally MARIA CALLASıon Yıldız Ktntet UMmetfiırkıye Cev.: Henmrt Baydur. Yıldı: Kenıe- 11-12-13-19-20-25-27 AraStK Saat21 00 U-21 AtahkSaat 15.00 KÜÇÜK SAHHE SADRİ ALISIK TİYATRÖSU 2BÖLÜM Yazan Sdim tleri Yöneten Alıyt UzumUıpn Dekor Duygu Söğırogiu Kostüm Çolpan llhan Oynayıtnlar Çolpan lthan, Nurxh Uiz Koksal Engiır, Aytaç özl una Pcrşembc 21 15'Cuma 21.15 IC.tesi 18.00-21.15/Puıor 15.00 û-tıenrnM Tak^ını Mcrkct Sundıje Rutr Küçuk Sahnc Atlas Sint'm.iM I , -r-y. \o : Tel.: 0212 292 39 19 Sevgili çocuklar. sizleri kıkır kıkır güldürecek hanka bır gostenmiz var! Bırlıkte hoşça vakit geçirmek için, hepinizi bekliyoruz. Yöneten ve Oynatan Taceddin Diker S a k ı p S a b a n c ı L i s e s i Tıyatro Salonu Yıldız-lstanbul Her Cumartesi • Pazar, Saat: 11.00 L'cretsiz daıetivelerinizı çevre Akbank şubelennden alınız. AKBAIMK Ç o c u k U n n d a S e v d ı g ı B a n k a Gecelerden Anılar... Atatürk, Istanbul'da bir gün: - Haydi çocuklar, demiş, biraz gezelim... Saat gecenin 11'i... Beyoğlu'na çıkmışlar, Türkuvaz'ın yanında 'Eden Lokantası'na girmişler; garsonlar seferber, hemen bir masa donatıtmış, Mustafa Kemal hoş- nut... Kenardaki bir masada iki kişi oturmuş, rakı içi- yorlarmış; birisi Çallı Ibrahim, öteki Hüsamettin adında bir arkadaşı. Atatürk ikisini de çağırmış, bi- raz sonra sormuş: - Siz rakıyı neden içersiniz?.. Hüsamettin: I - Bendeniz, demiş, rakıyı herkes gibi midemi doldurmak için değil, kafamı öldürmek için içerim. Mustafa Kemal: - Güzel, hangi partidensiniz?.. - Serbest Fırka!.. Atatürk Çalh'ya dönmüş: - Çallı Ibrahim, demiş, benim resmimi yapmak için Avrupa'dan ressamlar geliyor, siz nerdesi- niz?.. Çallı durur mu: - Paşam, Paşam, Fındıkh Sarayı'nda (Güzel Sa- natlar Akademisi) benim yaptığım birportren var- dır; anlaşılan bunu duymadınız. Gidip onugörûn!.. Atatürk siz değilsiniz, asıl Atatürk odur... • ¥i Nadir Nadi anlatrnıştı: Çallı Ibrahim öteki ressamlann yaptığı Atatürk portrelerini beğenmez, biraz da kıskanırmış; birgün bunlardan bırini seyrederken kızmış: - Nadir, demiş, bu Atatürk değil... Biraz durakladıktan sonra öfkesi köpürmüş: - Bu, Abidin Daver/ Abidin Daver, Cumhuriyet'in seçkin köşe yaza- nydı, ama anlaşılan Çallı ile arası iyi değilmiş... • 1927'den ölümüne değin Atatürk'ün hizmetinde çalışmış Cemal Granada'nın anılannı dostum Tur- han Gürkan derleyıp 1971'de 'Atatürk'ün Uşağı- nın Gizli Defteri' adıyla yayımlamıştı. Granada anlatıyor: Bir sonbahar gecesi, Çankaya Köşkü'nün bah- çesinde akşam sofrası... "Atatürk'ün sofrada, uzun süre içtikten sonra hora tepip dans ettiği, zeybek oynadığı görülür- dü. En sevdiği müzik parçalan arasında Rumeli türkülerinden sonra zeybek havalan gelirdi. Onu neşelendırmek için arkadaşlan ve davetliler de zeybek oynahardı. Güzel biray ışığı vardı. Sabaha karşı herkese bir mahzunlukçöktü. Sesler, çalgıiaryavaş yavaş ke- sildi. Hava adamakıllı sehnlemışti. Herkes başla- dı üşümeye... Misafirler ayrıldılar. Afet Hanım: - Paşam, dedi, soğuk başladı, gidelim... Fakat Atatürk, insanı iliklerine dek ürperten se- rin havadan aynlmak istemiyordu. Bunun üzerine kızkardeşi ile Sabiha Gökçen, Afet inan, Ruki- ye, Nebile, Zehra Ha- nımlar ızin isteyerek hep birlikte ayrıldılar. Çoğu gecelerini uykusuz geçi- ren Atatürk, sıhhatine pek düşkün değildi, ye- rrnden bile kıpırdamadı. Orada benden başka bir de yaverlerden Celâl Bey vardı, Atatürk üşü- yecekti. Çok üzülüyor- dum. Gramofonda güzel valsler çalıyor, ben hâlâ rakı veriyordum... - Rakı istemez, dedi, yeter... Artık yalnız gramofo- nu dinliyor ve düşünü- yordu. 293 89 78 (3HATI T.C. Kullur Bakanlıgı İSTANBUL DEVLET OPERA ve BALESI ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZ|*NOE Komik Opera, 2 Perde (LELISIR DAMORE) Genel Sanat Yönetmeni: Arda AYDOĞAN Şef. Fahrettin KERİMOV Sahneye Koyan: Aytaç Manizade Konuk Sanatçı: Balzani Domenico Bilet Fiyatları: 1.000.000 TL İndirimsiz * * * ^«* 16 Arahk Salı Saat: 19.30 AHMETKANNECİ Zamboni Romano. C. de Saldıvar de Leon. T. Erdener, Angel Cherubito, E. Bayraktar . - . Gitar Resitali Genel Sigorta'nın katkılarıyla Bilet Fiyatlan: 800.000-600.000 TL İndirimsiz H A D İ Ç A M A N 100.OYUN 1 5 A r a |l k p a z a r t e s i YEDİTEPE OYUNCULARI s a a | „ m ^ ^ ^ ^m^m % • IVtfr Sh.ıltır — _ T L | l v » « l f I O \ T Cuma:21.00 J j y Jvtoeıen Ş A K İ R G Ü R Z U M A R Pazar. 15.30 K A D I K Ö Y H A L K AVNİDİLLİGİt.veYAŞAM'97E\'İYİOYUNÖDÜLLERİ EĞİTİM MERKEZİ HADİ ÇAMAN TİYATRÖSU - Nişantaşı Tet: 225 71 98 Gişe:3301027-3469899 SES-1 885/ORTAOYUNCULAR Tel: 212-25118 65 FdX: 244 43 27 - İSTİKLAL CAD. 140-BEYOĞLU ERESİNHOTEL (R;»nnınil»rm » a 10 00-1130 ifuı kıtul ı«llı.| UH S..İ0Iİ Gıitıı »1 Si 00 CMIOUSEL iataliy: 57H H » CAPIIOL AltınBnlt. Ml U 3«T33 EBÎSıS OM S3i;.ı • 212 63t 12 12 uaınHtûnflfrt lH«tn»l«rip!<» tçrtOnM. i^mci, tmtMİM 1 O ARALI KTAN FERHAN ŞENSOY FERHANGİ 1266. OYUN Çarş./Perş. 21.OO BAŞLAYARAK FERHAN ŞENSOY FELEK BİR GÜN SALAKKEN 35O. OYUN Pazar 15.30 ve 18.3O KURGULAYAN FERHAN ŞENSOY YÖNETEN: DERYA BAYKAL FERHAN ŞENSOY-RASİM ÖZTEKİN-LEVENT ÛNSAL-ALİ ÇATALBAŞ-ŞÜKRAN DEDEMAN ERKAN ÜÇÛNCÜ-ÖZKAN AKSU-SAYGIN DELİBAŞ-SEVİNÇ ERBULAK-SEVİL AKI Cuma 21.00 Cumartesi 18.30 - 21.00 Kürtûr Bakanlıâının Katkıtdrıyta B İ L E T S A T I Ş Y E R L E R İ : Ortaoyurcular Gise : 251 18 65-66 Vakkoramalar: Taksım, Suadiye. Rumeli, Akmerkez O. Bizet CARIVIEIM opcra A- perda 0rkestra$efi:Antonk»P«tOUJ Sahneye Koyan- Y«kt» KARA 13 Aı-alıkCumartesi 15 30 F. Tüzün İVIİDAS'IIM KULAKLARI Oıkesna Şef;. Sardar YALÇ1N,' Sahneye Koyan: Bozkurt KURUÇ IDevlct S»n«tçiijj 16 Aralık Salı 20 00 » « P.l. Çaykovski KUĞU GÖLÜ bale A perde Koreografı ve Sahnaye Koyan-. Dank DEANE / OıtKtrj Sefi'. Eh)ad BAGIROV 17 Aralık Çarfamba 20.00 /1 Ocak Persemt» 20.00 G. Puccini TOSCA opara 3 parde Orkestra Şefi: Antonlo pmOUJ, Sahneye Koyan Yakta KARA 18 Aralık Pertambe 20 00 / 20 Aralık Cumartasi 15 30 / 6 Ocak Salı 20.00 « a R.Rodgers / O.Hammerstein II KRAL VE BEIM mıjzikal 2 iDercJe Orkestta Şefi Sardar YALÇIN ' Sahneye Koyan HaMun DORMEN 30 Aralık Salı ?0 00 MÜZİKALLERDEN SEÇMELER mûzikal gösteri 2 bölum Müzık Yânetmern: Ebfad BAGHOV /Sahne Düzenlemesr Sümeny AfBMAN 19-26 Aralık Cuma 19.00/ 2-9 Ocak Cuma •turk Kultur Merkezî gıselerınde satılmaktacıir t tel '0212) 251 10 23 / 251 56 00 17 hat) 254 Atatürk sadece dü- şünceleriyle baş başay- dı, koca Köşk'te yapa- yalnızdı. Bu hal bana çok dokundu. Yalnızlığı öyle- sine hüzün vericiydi ki... Sabah olmuştu. Ata- türk hâlâ çenesini yum- ruğuna dayamış, olduğu yerdeydi. Yavaş yavaş doğrulduğunu, ağır adımlarta Köşk'e doğru ilertediğini gördüm. Ben de arkasından ağır ağır yatak odasına kadar yü- rüdüm. Sessizce odası- na girdi. Bir anahtann döndü- ğünü işittikten sonra ge- ridöndüm." ISPARTAASLİYE HUKUK MAHKEMESFNDEN 1997742 Esas Davacı Karaycllan vekili tarafindan davalı aleyhine mahkememiz- de ikame edilen tescil davasımn yapılan açık yargılamasmda: Davacı vekili Av. Cavit Ali Gül, Isparta Kuleönü köyü 5573 no'lu parselin mü- vekkılı adına tescilinı talep etmiş bulunmakla, davalının adresi olan Is- parta Kuleönü köyün- den Mustafa Çelik adre- sıne zabıta araştınlması yapılmış ve davetiye de tebliğ edilemediğinden dolayı tûm aramalara ragmen de bulunamadı- ğtndan davalının duruş- ma günü olan 25.12.1997 günü saat 09.00'da mahkememiz- de hazır bulunmadığı veya kendisini vekılle temsil ettirmediğinden HMUK'nun 509 ve 5109'ncu maddelen ge- reğince yokluğunda tah- kikatm sürerek hüküm kurulacağı dava dılek- çesinın yenne geçmek üzere ilanen tebhğ olu- nur. Basın: 55607
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle