Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
12 ARALIK1997 CUMA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
1950'lerin Los Angeles'ında geçen sıkı bir çağdaş kara film: Los Angeles Sırlan
Kiıııdir yalıu bu Rollo Tomasi?' On yıl kadar 1),5 Hafta'yla önce bûtün
erkek seyırcuıın gözünde, gönlünde ftrtı-
nalar estirerek taht kurmuş, seks tannçası
Kim Basinger'in, 199O'lı yıllarda Shanm
Stone'a kaptırdığı Hollywood'un sanşın
ilaheliği tahtında yenıden hak sahibı oldu-
ğunu kanıtladığı 'Los Angeles Sırlan',ön-
celikle Kim Basinger ve Kevin Spacey'le
desteklı, ılgisız kalınamaz, parlak oyuncu
kadrosuyla göz alıyor. 'Pulp'm kral yaza-
n James Ellroy'un 1990'da yayunlanmış,
hacımli romanından senarist Brian Hdge-
land ve yönetmen CurtisHansoneliyle si-
nemaya uyarlanan 'LA. ConfıdentiaJ-Los
Angeles Sırlan', 195O'lı>ıllannbakır Los
Angeles' mda geçıyor ve toplum dûzenınin
bekçisı, ahlaki değerlerin koruyucusu,
adaletin uygulayıcısı olması gereken po-
lis örgütünden seçilmiş birtakım kahra-
manlann öyküsünü naklediyor.
'Melelder Kenti'nin, daha yeni yeni
uyuşturucu tıcaretı, gasp, fuhuş, cınayet,
rüşvet, vb. organize suçlann eline geçme-
ye başladığı 1950'lerin başlannda, aynı
soruşturmayı kendi açılanndan sûrdüren
Los Angeles'h üç polisin öyküsünü anla-
tan filmin ilk kahramanı Bud White(Rus-
seU Crowe). Çocukluğunda babasının an-
nesını dö\Tnesıne tanık olduğundan mıdır
nedir, bxjynu bükük kadınlan saldırgan ko-
calannın şiddetmden koruyan bir şövalye
Bud, ama zanlılan konuşturup ıtıraf ettir-
mek için pata küte dövmekten de geri dur-
mayan, sert, sıkı, zorlu ve haşin bir polis.
Çetcreisi,L. A. poüsinin şefi
'Kabagüç' polısı Bud'ın tam karşıt kut-
bunu temsil eden Ed Exley (Guy Fearce)
ıse. polis örgütünde efsaneye dönüşmüş
\e esrarengız bir cinayete kurban gitmiş
babasının nammı yürüten, zekı, idealist,
dürüst. okullu. cıva gibi genç birpolis. (Ja-
mes Ellroy'un 500 sayfalık romanında
çokça biryer işgal eden baba Exley karak-
teri, filmde bütünüyle çıkanlmış, ancak
kımi özelliklen, meraklısının 'Babe- Be-
be' fılmındeki sevımlı, sevecen çiftçi ro-
lüyle hatırlayacağı James Cromweü ta-
rafından ustaca oynanan, yıllann deneyı-
mme sahıp, soğukkanh,yaşh,babacan po-
lis şefi maskesi altında dümenıni yürütüp
dünyalığını düzen yüzbaşı Dudley
Smith'e mal edilmış.)
Örgüt içinde, polısiye konulu bir tele-
vızyon dızısme danışmanlık yaptığı için
'HolrywoodJack' diye çağnlan, aynca de-
dıkodu, sansasyon, asparagas üstüne iş tu-
tan. 'Hush Hush' adlı pespaye bir maga-
zm dergısının paparazzı muhabiri Sıd
Hudgens'a (Danny De Vito) para karşılı-
ğında gizli, örtülü, 'öael hayat pisliği' ha-
berler satan Jack Vincennes(Kevın Spa-
cey) ise, şık, züppe, ama iyi yürekli, ken-
dine özgü bir başka polis tıpi.
Feleğin çembennden geç-
miş, hinoğlu hın. genç oğlan-
lara düskün, kurt bölge baş-
savcısı, ihtiyar eşcinsel EHis
Loew'le (Ron Rifkin) birlık-
te, yasalan kendi çıkarlan
doğrultusunda uygulayarak,
filmin başında ortadan kal-
dınlan, uyuşturucu milyar-
deri, gangster çetesi reisı
Mıckey Cohen'den (PaıdGu-
Ufoyle) boşalan yeri gizlice
dolduran, gözü doymaz, yaş-
lı, yoz polis şefi Dudley Smith'in (J.Crom-
well) borusunu öttürdügü Los Angeles po-
lis örgütü elemanlannın yanı sıra, kanlı
canlı başka karakterler de boy gösteriyor
'LosAngeles Suian'nda: Daha günümüz-
deki kadar bıtı kanlanmamış 'Tabioid' ba-
sırun tıpık gazetecisi Sıd (D. De Yıto), dö-
tifcfitfn gözde yıldızlarthâ'&erftetîlmiş/fazîâ
lar çalıştıran, politikacılara güzel kadın
pazarlayan, sessiz ve dennden giden, fu-
huş ve porno üstüne iş tutan, 'cool', güçlü
işadamı Pierce Patchett (David Stratha-
Los Angeles Sırlan
LJK. Confldential / Yönetmen: Curtis Hanson •
Senaryo: Brian Helgeland, C.Hanson / Kamera:
Dante Spinotti / Müzik: Jerry Goldsmrth / Oyuncu-
lar: Kevin Spacey, Russell Crovve, Guy Pearce,
James Cromwell, Kim Basinger, David Strathairn.
Danny De Vito, Ron Rifkin, Jim Metzler, Paolo
Seganti/1997ABD(WB)
irn), öldürülen Cohen'in emireri ve
1950'lerin ünlü sanşın yıldızı Lana Tur-
ner'ın dostu olan (sonradan Lana Tur-
ner'in genç kızı tarafından bıçaklanarak
'Aie boyurezaJetT şeklinde dönemin med-
yasını günlerce ışgal edecek) jigolo-
gangster Johnnv^ Stompanato (Paok) Se-
farîtil ve bır%pzlu5chep jterçemınin c»t-
tüğü saç stihyle yine dönemin sânşın yti-
dızlanndan Veronka Lake'e benzetilmiş,
Arizonalı dilber, altın kalplı fahışe Lynn
Bracken (Kim Basinger) gibi...
Yaklaşık son on yılda vi-
deoda ve sinemalarda izle-
diğimiz 'The Bedroom
Window\ Rob Lcme'lı
'Bad Influence' gibi orta
karar gerilim denemeleri
ve çilli Rebecca De Mor-
nay'li 'The Hand That
RocksTheCnKİk-Beşikte-
ki El'. Meryi Streep'i kaslı
kollanyla kürek çekip, bo-
ta akrobasi yapüran, güçlü
kuvvetli bir action yıldızı-
na dönüştüren 'The RiverVVikie-VabşiNe-
hir' gibi gişeye yönelik tezgâhlanmış, sü-
riikleyıcı. heyecan seyirlıkleriyle Holly-
wood'da ıtibar kazanan Curtis Hanson'un
yönettığı en ıyi film sayılabılır 'Los Ange-
tesSırian'.
Aslında yönetmen Curtis Hanson'un
eskj tarz. baha 3jçe$asn)das. santim şaş-
mayan, alışılmış deyişle elı- yüzü düzgün
anlatımından çok dayandığı James Ell-
roy'un romamrun sağlamhğı, yoğunluğu
ve renklılığiyle etkileyiei olan 'Los Ange-
lesSırlan',gıysüeT, arabalar, yapılar ve de-
korlanyla aynntıh bıçimde, 1950'lerin ye-
niden canlandınldığı. uyuşturucunun, ci-
nayetin, fuhşun, şantajın, ihanetin gırla gjt-
tiği bir dönem filmi olmaktan öteye, ister
istemez günümüze gönderme yaptıran, et-
kileyiei, canlı kahramanlan ve karmaşık.
ama sürükleyici öyküsüyle ılgiyle izlenen,
çağdaş bır kara film denemesi olarak ke-
yıfle tüketihyor, yaklaşık 2,5 saat süresin-
ce. Olaylan anlar gibi olan akıllı Jack Vin-
cennes'ı temızleyip emrindeki polisleri
kukla gibi yöneten şef Smith'in iplığini
pazara çıkarmak üzere sonunda aynı saf-
ta buluşan Bud'la Ed'in (yani akılla kaba
kuvvetin) berabeTİiği, tabii ki mutlu sona
ulaşıyor, alabıldiğine kanlı bir finalde.
'Kara fıbn'den çok poüshe film
Polis örgütündekı çetelen, çıkarcılan
konu edınen öyküsü ve kahramanlanylaıl-
gisinı çektiği sinemaseverleri oldukça tat-
min eden ve aslında 'kara fibn'den çok
kara bir polısiye serüvenı olarak kategon-
ze edılebılecek 'Los Angeles Sırlan',
'baştan sona kasvetü bir cinayet, saldın,
ihanet kataktgu' ve renklı tıpler galensı gi-
bi bır film. tyi çekılmış ve oynanrruş 'Los
Angeles Sırian', genç yönetmen Bryan
Singer'ın iki mevsim önce sinemalanmı-
zı şenlendirmiş 'Otağan Şüpheikr'inoekı
Kevin Spacey'nin meşhur ettiği, o hayalı,
Türk-Macarasıllı gangster Kayser Söze'yı
çağnştıran bır Rollo Tomasi karaktenyle
akıllarda yerleşecek herhalde. Genç, ide-
alist polis Ed Exley'run polisbabasının bir
türlü yakalanamamış katiline taktığı haya-
li isım olan 'RDDOTomasi',saygın polis şe-
fi Smith'in maskesinin düşmesıne yol açı-
yor finalde. Öykünün romantik boyutunu
oluşturan Bud White-Lynn Bracken bera-
berlığı, mutlu bir şekılde, Lynn'in ana ba-
ba evınin bulunduğu Arizona'ya doğnı
yol alırken. 'yaşlı amirlerinin vönettikle-
rini ve kullandıklannı zannettikleri' okul-
lu polis Ed de, 'Ben de onlan kullanaca-
ğım, bundan böyk' diyerek ikıncı başan
madaryasını alıyor bu fınalde. Her şeyin,
herkesin şûpheli ve satılık olduğu ve hiç-
bir şeyin aslında göründügü gibi olmadı-
ğı bir Los Angeles kentinde geçen, gide-
rek film noir'dan thnller'e dümen kıran
'Los Angeles Snian', çok karakterli, kar-
maşık ama çorap sökügü gibi giden olay
3. ârgüsü-lfflzâhrvedzlûdıyalogian, kame-
ra cambazı Dante Spınottı'ran nefıs görün-
tüleri, 'Chinatmvn'ı anımsatan müzikleri
ve başanh oyunculuğuyla yağ gibi kayan
bir polisiye heyecan serüveni sonuçta.
YENİ BAŞLAYANLAR ..
Funny Games/
Ölümcül Oyunlar
Yönetmenliğini Michael Haneke'in
yaptığı filmde başrollen Susanne
Lotharve Ulricn Mühe paylaşıyorlar.
'Ölümcül Oyunlar', golfpartısi
düzenlemek amacıyla komşulanyla
bırlıkte tatile çıkan bir ailenin
başından geçenlen, hiç ummadıklan
*ır anda yaşamlanna giren Arao
Fnsch ile kurdukJan farklı ilişkiyi
anlatıyor. Haneke'in amacı, toplum
ve şiddet arasmdaki bağı sosyal ve
psikolojik yönlerden ele almak.
Air Force One
Yönetmenliğini \\olfgang Petersen'ın
yaptığı fılmde başrolleri Harrison
Ford, Gary CHdman ve Wendy
Crewson paylaşıyorlar. Filmde, özel
nçağı teröristler tarafından kaçınlan
ABD Başkanı Marshall'ın bu süreç
içınde verdiği kıyasıya mücadele
anJatıhyor. Fazlasıyla amerikanvari ve
klasik bir 'action' filmi.
She's So Lovely/
o çok sevlmli
50. Cannes Film Festivali'nde Sean
Penn'e en iyi erkek oyuncu ödülûnü
getıren filmin diğer başrol oyunculan
Robin Wright Penn ve John Travolta.
Yönetmenliğini Nick Cassavetes'ın
yaptığı film, farklı bir aşk ilışkisinin
komik ve alışılmadık yanlannı ortaya
koyuyor. 'O Çok Sevimli', birbirini
delı gibi seven Eddie ve Maureen
çiftınin inanılmaz bir bıçimde değişen
yaşamlanhı anlatan masalsı bir film.
ResnaiSj sinemanın orkestraşefi
KüHürServisi-Alain Resna-
is, Fransız sinemasında yeri
doldurulmayacak yönetmen-
lerden bir tanesi. Entelektüel
çevrelerce takdir edilen, halk
tarafından çok sevilen ve 40
yıllık iş yaşamı boyunca birçok
başanlı çalışmaya imza atan.
'özveri'nin simgesi bır yönet-
men. Bu uzun dönem içinde
François Truffaut Marguerite
Duras, Jean-Paul Belmondo ve
Martin Scorsese gibi isimlerle
farklı alanda pek çok çalışma
yapan Resnais'nin, mesleğin-
de elde ettiği başansını 'ka-
der'inin sonucu olarak görme-
si de oldukça ilginç. Annesi ve
babası eczacı olan Resnais,
karşılaştığı birtakım tesadüfleT
sonucunda sinema yönetmenli-
ğine soyunmuş.
Şu sıralarda 'On connait la
chanson' adlı filmin çekimleri-
ne devam eden yönetmen, bu-
güne dek 'Hiroshima mon
amour'(Hiroşima Sevgılim),
'Provkknce', 'Meto' ve 'Smo-
ldng/No Smoking' adlı fılmle-
ri de başanyla yönetti. Duras,
Robbe-Grillet, Semprun, Bac-
ri/Jaoui gibi yazarlann yapıt-
lannı da yeniden gözden geçi-
rerek ve yepyeni senaryolarla
'beyazperde'ye aktardı.
Kendine öz tarzıyla, aşk ve
politika, ölüm ve yaşam, ger-
çek ve hayal konulanna farklı
bir bakış açısı getirerek fılmle-
rini 'her rengjn binbir tonu'na
boyadı. 75 yaşındaki Resnais,
geçmişe özlem duymaktansa
geleceği görerek hep yeni ve
farklı bir şeyler yapmayı tercih
ediyor.
'Çok az zamanım var'
Yeni filmi 'On connait la
chanson' için ne gibi tepkiler
alacağını ise 'hcnüz tahtnin
edemediğini' söyleyecek kadar
da mütevazı. Bir filmi çeker-
ken kendini, sonunu bilmediği
bir yolculuğa çıkmış gibi hisse-
diyor, Resnais.
"Bir fihnin asıl değeri. izlen-
meyebaşlandığı andan itibaren
ortaya çıkryor. Filme yönelik i-
ki tepki türü \-ar. Biri basuun,
diğeri ise halkın tepkisi. Hangi-
sini dikkate almak gerektiğmi
ben debümiyorum." Bır yönet-
• Alain Resnais, öz ^ H ^ ^
tarzıyla, aşk ve ^(^>^2*\
politika, ölüm ve ^ ^ 7 —
yaşam, gerçek ve H t k ^
hayal konulanna ^^Vf (**
farklı bir bakış açısı ^^B(L-\
getirerek filmlerini ^ ^ H c s ^
'her rengin binbir ^ ^ H ^ ^
tonu'na boyadı. ^ ^ ^ ^ B j
^ ^ ^ • H • Geleceği görerek
^ ^ ^ H
n e
P y
e n
i
v e
rarklı bir
"v ^ ^ 1 şeyler yapmayı
t
vj. ^A yeğleyen Resnais,
' fj))^B yaratıcı gücün,
/^^H filminoluşumunda
/Jj^^M herkeste bulunması
j^B^^k gereken bir özellik
^ ^ ^ ^ H olduğu görüşünde.
menin ilk filmini çektiği za-
man aldığı tepkiler çok farklı,
yönetmene göre. Resnais şu
anda 17. filminin çekimlerini
tamamlamak üzere ve bir
18.'yi çekmek konusunda da
oldukça tereddütlü. "Bir işte ne
kadar çok şey yaparsamz, za-
man geçtikçeen ufak bir
hata biie insanlann gö-
züne batar. Bu yaştan
sonra yeni bir tşe kalkış-
mak için çok az zamaru-
nun oldngunu hissediyo-
rum."
Resnais'nin yeni fil-
minin adında geçen 'şar-
kı' sözcügünün özel bir
yeri var yönetmenin ha-
yaünda. Şarkı söylemi-
yor, ama dinlediği şarkı-
lann her birinin ayn an-
lamı var onun için. "Kr
şarkı beğenikliy sc etrafi-
nızda mek>di>i mırüda-
nan, tslık çalan insanlar
görürsünüz. Bir fihn be-
ğenildhsedeonu bir tür-
lü karşısındakinc akta-
nunayan insanlar. Filmi
gidip görmeniz gerekir."
François Truffaut' nun
tüm fihnlerini çok seve-
rek izliyor Resnais. An-
cak onun gözdesi 'La
Femmed'aCote' ve 'La
Peau Douce' adlı filmler.
Filmler çok etkilemiş
yönetmeni. O kadar ki
tekrar seyrederse büyü-
lerinin bozulacagına inanıyor.
Kendi fümlerinde ise tesadüf
sonucu karşılaşan insanlar, yi-
tip giden düşler, 'şimdi'yle geç-
mişi bir araya getiren ımgeler
var hep. Birlikte çalıştığı ınsan-
larla ortak özellikierinin olma-
sına dikkat ediyor. Böyle oldu-
ğu zaman daha iyi anlaştıldan-
nı ve daha güzel bir ortamm
doğdugunu düşünüyor. Bugü-
ne dek birlikte çalıştığı insan-
larla sonunda 'dost' olmuş Res-
nais.
Bir filmin çekimini gerçek-
Alain Resnais, 75 yaşuıda, hâlâ film çekiyor.
leştirebilmesi için de okuduğu
senaryo onu farklı bir biçimde
etkilemeli. Ancak o zaman iyi
filmlere imza atıyor. Yaratıcı
gücün salt yönetmende değil,
filmin oluşma aşamalannda
çalışan herkeste bulunması ge-
reken bir özellik olduğunu söy-
lüyor. İlk başlarda yaratıcı gü-
cünün olmadığına ve 'pazar
günleri' gösterilen filmlerden
başka film çekemeyeceğine
inanmış Resnais. Bir süre son-
ra karşılaştığı insanlar ve bu-
lunduğu ortamlar sayesinde
böyle olmadığının far-
kına varmış. Bir başka
özelliğı de bugüne dek
hiçbir prodüktöre gıdip
'Şu fümi çekenm' de-
memesi.
Resnais'nin hayatı
boyunca kafasını kur-
calayan ve yapmayı çok
ıstediği başka bir şey de
'yazarohnak'mış. Bel-
ki de bir komedyen.
Bunun için diksiyon
dersleri bile almış yö-
netmen. Ancak kısa bir
süre sonra komedyenli-
ğin hiç de sanıldığı ka-
dar kolay bir meslek ol-
madığının farkına var-
mış.
Bir süre kitapçıda ça-
bşan Resnais'nin sine-
ma dünyasına ilk adı-
mını atışı da burada
karşılaştığı 'Myriam'
adındakj bir montajcı
sayesinde olmuş. O dö-
nemlerde kısa metrajb
film çalışmalan olma-
sına karşın hiçbir za-
man yönetmen olabile-
ceği akhmn ucundan
bile geçmemış. Ta kı fihn srüd-
yosunda Pierre Braunberger
ile karşılaşıncaya dek. Resna-
is'nin kısa metrajlı rılmleriyle
ilk ilgilenen kişi Braunberger.
Montaj yaparak başladığı bu
serüven birkaç filmdeki figü-
rasyonla devam etmiş ve bir
gün kabuğundan sıynhvermış
Resnais. "İşte o an ne istedigi-
mi artık biİrvordum." Resna-
is'yi geçmiş zamana götürmek
oldukça zor. Çünkü çocuklu-
ğundan bu yana sağlık konu-
sunda yaşadığı pek çok sorun
vargeçmişinde. 5 yaşındayken
birçok kez astım knzi geçırmiş.
GenellikJe geceleri gelen kriz,
bazen üç gün süreyle devam
ederek koltuğundan bile kalka-
maz hale getiriyormuş Resna-
is'yi. Bir süre sonra da rüberkü-
loz hastalığına yakalanmış.
Kendi kendine de geçtığine
inanıyor bu hastahğın. "Dok-
toriann yardımlannı yadsıya-
mam ama sonuçta pek de onla-
n duüediğhn söviencmez." Pe-
ki hastahklar kişiliğini etkile-
miş mi Resnais'nin? Hem de
nasıl! 14 yaşındayken Paris'e
gelip yerleşmesinin en büyük
etkeni 'asüm'ı. "Bazen, sağb-
ğun Ki oisaydı belld de 40 fihn
çekerdim, diye düşünmekten
de ahkoyamryorum kendimi.
Sinema benim hayabmın rü-
münü işgal etmese de 75 yaşın-
dayun ve hâlâ fihn çekiyorum."
Kadına farkh bir bakış
Filmlennde hep çılgın ve tut-
kulu aşklar konu ediliyor, Res-
nais'nin. O ise kendini çok da
romantik bulmuyor açıkçası.
Film için seçtiği yapıtlann ge-
nellikle 'YeniRoman' ve 'Sur-
reahsıne'(gerçeküstücülük)
akımının ortaya çıktığı tarih-
lerde yazılmış olmalannın da
çok büyük etkisi var. Kadmla-
n hep farklı bir açıdan ele al-
mak istemiş Resnais. Nedir bu
farkh yaklaşım? "Kadınlar
sanldsaltevişleriyk flgDenmek,
yemek ve ahşveriş yapmak için
yaratümışlar gibi bir tutum
vardı hep. 'Hiroşima Sevgi-
lim'de 'aptal' ohnayan bir ka-
dmı ortaya cıkarabfldiğim için
çokmutfuyum." Politik bir film
çekmeyi ise asla düşünmemiş
Resnais. Hiç de onun tarzı de-
ğil ona göre. Filmlerini çektik-
ten sonra onlan seyretmek ye-
rineyse bir sonrakini düşünme-
yi tercih ediyor. Daha şimdi-
den yeni bir 'şarkı'nın sözlen-
ni düşünmeye başlamış bile...
Soprano Zehra Yıldız
yoğun bahmda
Kültür Servisi - Istan-
bul Devlet Opera ve Ba-
lesı solistlerinden sopra-
no Zehra Yıldız, Alman-
ya'nın Heiderlberg ken-
tinde geçirdiği beyın ka-
naması nedeniyle yoğun
bakımaalmdı.
41 yaşındaki sanatçı-
nm durumunun ağır oldu-
ğu belirtildi. Son olarak
Puceini'nin 'Tosca' ope-
rasında olağanüstü bir ba-
şanyla Tosca'yı canlan-
dırmıştı.' L çan Hollanda-
h'da Senta. 'Aida' ve 'Sa-
lome' operalanndan son-
ra Tosca'da 'dKa'lığını bir
kez daha kanıtlamıştı.
Birçok operada rol alan
Zehra Yıldız, 1988'de
'Ettore Bastiannı' ulusla-
rarası şan yanşmasında
gümüş madalya kazan-
mıştı. Sanatçı, 20. Ulusla-
rarası Istanbul Festıva-
li'nın açılış konserinin so-
listlenndendı.
Truva Kültür-Sanat
Ödülleri açıklandı
Kültür Servisi - Her yıl
Truva Folklor Araştırma-
lan Derneğı tarafından
venlen Truva Kültür-Sa-
nat Ödüllennin bu yılki
sahipleri belirlendi.
Atatürkçülük dalında
Cumhuriyet gazetesi,
Çağdaş Halk Müziği da-
lında Selda Bağcan, Fde-
bıyat dalında Necati Cu-
mah, Fotoğrafdalında İsa
Çelik. HalkbilirnİMında
Pertev Naffi Boratav. Halk
Oyunlan dalında Cnal Al-
tmok, Halk Müziği dalın-
da BelkB Akkale, Plastik
Sanatlar dalında Nuri
lyem, Sinema dalında
Güzin Özipek, Şiir dalın-
da Aişar Tunuçin. Tiyat-
ro dalında Ayla Algan
ödüle layık görülürken,
Truva Ozel Ödülü'nün
Ord. Prof. Dr. Ekrem
Akurgal'a verilmesi ka-
rarlaştınldı.
Halk kültürünü koru-
mayı \e yaşatmayı, çağ-
daş kültüre ulaşmayı
amaçlayan Truva Folklor
Araştırmalan Derneği
Ödüllen. bu yolda emeği
geçmiş, vıllannı zengin
kültürümüzu araştırmaya,
gelecek kuşaklara bir kül-
tür mirası olarak aktarma-
ya adamış, uğraşlannı ve
başafılannı çeşhlı alanlar-
da sergileyerek, çağdaş
kültürümüzün oluşumuna
katkıda bulunmuş bilım
insanı, sanatçı ve kurum-
lara verilıyor.
22 Aralık Pazartesi gü-
nü saat 20 30'da Atatürk
Kültür Merkezi Konser
Salonu'nda gerçekleştin-
lecek olan ödül töreni,
-Bir Sevdadır Anadolu"
adlı özel göstenyle birlik-
te gerçekleştırilecek.
S/dm 0y yaşamını yitirdi
Kültür Servisi - Geçtığimiz perşembe gecesi
geçirdiği beyin kanaması nedeniyle Kadıköy Vatan
Hastanesi'nde yoğun bakıma alınan eğıtimci, şair ve
yazar Aydın Oy, tüm çabalara rağmen kurtanlamadı.
1937 Tekirdağ doğumlu olan Oy, Istanbul
llköğretmen Okulu, Istanbul Eğıtim Enstitüsü ve
Istanbul Ünıversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili
ve Edebiyatı Bölümü'nü bıtirdı. Uzun yıllar yurdun
çeşıtli yerlerinde bulunan liselerde Edebiyat
öğretmeni; Belgrad ve Mimar Sinan
Universite'sinde öğretim görevlisi olarak çalışan Oy,
Tekirdağ lli Yer Adlan, Tekirdağ'da Atatürk, Tarih
Boyunca Türk Atasözleri, şiir Dünyamızda Atatürk,
Teİcirdağlı Şairler ve Yazarlar, Tekirdağ
Bibliyografyası, Malazgirt Destanı adlı kitaplann da
yazanydı. 12 Eylülden önce Türk Dil Kurumu üyesi
olan Oy, çalışmalanndan dolayı 1991 yılında 'thsan
Hınçer Türk Folkloruna Hızmet Ödülü'nün de
sahibi olmuştu.
Kasaba tekrar gösterimde
• Kültür Servisi - Yönetmenliğini Nun Bılge
Ceylan'ın yaptığı 'Kasaba' adlı film gördüğü ilgi
üzerine 12 Aralık tarihinden itibaren Beyoğlu Pera
ve Moda Sineması'nda tekrar gösterime giriyor.
1997 Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde Jün
Özel Ödülü ve Altın Koza Film Festivali'nde
Yılmaz Güney Özel Ödülü'nün sahibi olan film,
küçük bir kasabanın kırgın insanlannın hikâyesini,
çelişkilerini ve iç dünyalannı anlatıyor.
Antjkahane'de müzayede
• Kültür Servisi - Tablo, hat, ferman. gravür, harita,
kartpostal, eski ve antika eşyalann yanı sıra,
Istanbul'a ait çok sayıdâ fotoğraf ve belgelerin yer
alacağı 'Antikkhane' tarafından düzenlenen
müzayede, 14 Aralık pazar günü saat 14.00'te Moda
Deniz Kulübü'nde gerçekleştirilecek. (338 5745-
338 66 28)
BUGUN
• BORUSAN KULTUR VT SANAT
MERKEZİ'nde saat 15.00'te laser diskten
Mozart'ın "Barenboim: 21. Piyano Konçertosu"
dinlenebilir. (252 45 91)
• AKSANAT'ta saat 12.30'ta videodan Nureyev'in
"Don Kişot" balesi, saat 19.00'da Abelard ve Heloise
isimli oyun yer alıyor.
• TOPLUMSAL ARAŞTIRMALAR KÜLTÜR
VE SANAT İÇİN VAKIF'ta 19 00-21.00 saatleri
arasında Akgün Akova ile söyleşi izlenebilır. (293
10 96)
• FEST SEYAHAT'te 19.00-21 saatleri arasında
Doç. Dr. Usun Tükel'in katıldığı "Plastik Sanatlar
ve Müzik 1" konulu toplantı yer alıyor. (258 25 73)
• 3. ULUSLARARASICRR PİYANO FESTÎVALİ
kapsammda saat 19.30'da György Sandor izlenebilir.