30 Nisan 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 ARALIK1997 CUMA CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 1950'lerin Los Angeles'ında geçen sıkı bir çağdaş kara film: Los Angeles Sırlan Kiıııdir yalıu bu Rollo Tomasi?' On yıl kadar 1),5 Hafta'yla önce bûtün erkek seyırcuıın gözünde, gönlünde ftrtı- nalar estirerek taht kurmuş, seks tannçası Kim Basinger'in, 199O'lı yıllarda Shanm Stone'a kaptırdığı Hollywood'un sanşın ilaheliği tahtında yenıden hak sahibı oldu- ğunu kanıtladığı 'Los Angeles Sırlan',ön- celikle Kim Basinger ve Kevin Spacey'le desteklı, ılgisız kalınamaz, parlak oyuncu kadrosuyla göz alıyor. 'Pulp'm kral yaza- n James Ellroy'un 1990'da yayunlanmış, hacımli romanından senarist Brian Hdge- land ve yönetmen CurtisHansoneliyle si- nemaya uyarlanan 'LA. ConfıdentiaJ-Los Angeles Sırlan', 195O'lı>ıllannbakır Los Angeles' mda geçıyor ve toplum dûzenınin bekçisı, ahlaki değerlerin koruyucusu, adaletin uygulayıcısı olması gereken po- lis örgütünden seçilmiş birtakım kahra- manlann öyküsünü naklediyor. 'Melelder Kenti'nin, daha yeni yeni uyuşturucu tıcaretı, gasp, fuhuş, cınayet, rüşvet, vb. organize suçlann eline geçme- ye başladığı 1950'lerin başlannda, aynı soruşturmayı kendi açılanndan sûrdüren Los Angeles'h üç polisin öyküsünü anla- tan filmin ilk kahramanı Bud White(Rus- seU Crowe). Çocukluğunda babasının an- nesını dö\Tnesıne tanık olduğundan mıdır nedir, bxjynu bükük kadınlan saldırgan ko- calannın şiddetmden koruyan bir şövalye Bud, ama zanlılan konuşturup ıtıraf ettir- mek için pata küte dövmekten de geri dur- mayan, sert, sıkı, zorlu ve haşin bir polis. Çetcreisi,L. A. poüsinin şefi 'Kabagüç' polısı Bud'ın tam karşıt kut- bunu temsil eden Ed Exley (Guy Fearce) ıse. polis örgütünde efsaneye dönüşmüş \e esrarengız bir cinayete kurban gitmiş babasının nammı yürüten, zekı, idealist, dürüst. okullu. cıva gibi genç birpolis. (Ja- mes Ellroy'un 500 sayfalık romanında çokça biryer işgal eden baba Exley karak- teri, filmde bütünüyle çıkanlmış, ancak kımi özelliklen, meraklısının 'Babe- Be- be' fılmındeki sevımlı, sevecen çiftçi ro- lüyle hatırlayacağı James Cromweü ta- rafından ustaca oynanan, yıllann deneyı- mme sahıp, soğukkanh,yaşh,babacan po- lis şefi maskesi altında dümenıni yürütüp dünyalığını düzen yüzbaşı Dudley Smith'e mal edilmış.) Örgüt içinde, polısiye konulu bir tele- vızyon dızısme danışmanlık yaptığı için 'HolrywoodJack' diye çağnlan, aynca de- dıkodu, sansasyon, asparagas üstüne iş tu- tan. 'Hush Hush' adlı pespaye bir maga- zm dergısının paparazzı muhabiri Sıd Hudgens'a (Danny De Vito) para karşılı- ğında gizli, örtülü, 'öael hayat pisliği' ha- berler satan Jack Vincennes(Kevın Spa- cey) ise, şık, züppe, ama iyi yürekli, ken- dine özgü bir başka polis tıpi. Feleğin çembennden geç- miş, hinoğlu hın. genç oğlan- lara düskün, kurt bölge baş- savcısı, ihtiyar eşcinsel EHis Loew'le (Ron Rifkin) birlık- te, yasalan kendi çıkarlan doğrultusunda uygulayarak, filmin başında ortadan kal- dınlan, uyuşturucu milyar- deri, gangster çetesi reisı Mıckey Cohen'den (PaıdGu- Ufoyle) boşalan yeri gizlice dolduran, gözü doymaz, yaş- lı, yoz polis şefi Dudley Smith'in (J.Crom- well) borusunu öttürdügü Los Angeles po- lis örgütü elemanlannın yanı sıra, kanlı canlı başka karakterler de boy gösteriyor 'LosAngeles Suian'nda: Daha günümüz- deki kadar bıtı kanlanmamış 'Tabioid' ba- sırun tıpık gazetecisi Sıd (D. De Yıto), dö- tifcfitfn gözde yıldızlarthâ'&erftetîlmiş/fazîâ lar çalıştıran, politikacılara güzel kadın pazarlayan, sessiz ve dennden giden, fu- huş ve porno üstüne iş tutan, 'cool', güçlü işadamı Pierce Patchett (David Stratha- Los Angeles Sırlan LJK. Confldential / Yönetmen: Curtis Hanson • Senaryo: Brian Helgeland, C.Hanson / Kamera: Dante Spinotti / Müzik: Jerry Goldsmrth / Oyuncu- lar: Kevin Spacey, Russell Crovve, Guy Pearce, James Cromwell, Kim Basinger, David Strathairn. Danny De Vito, Ron Rifkin, Jim Metzler, Paolo Seganti/1997ABD(WB) irn), öldürülen Cohen'in emireri ve 1950'lerin ünlü sanşın yıldızı Lana Tur- ner'ın dostu olan (sonradan Lana Tur- ner'in genç kızı tarafından bıçaklanarak 'Aie boyurezaJetT şeklinde dönemin med- yasını günlerce ışgal edecek) jigolo- gangster Johnnv^ Stompanato (Paok) Se- farîtil ve bır%pzlu5chep jterçemınin c»t- tüğü saç stihyle yine dönemin sânşın yti- dızlanndan Veronka Lake'e benzetilmiş, Arizonalı dilber, altın kalplı fahışe Lynn Bracken (Kim Basinger) gibi... Yaklaşık son on yılda vi- deoda ve sinemalarda izle- diğimiz 'The Bedroom Window\ Rob Lcme'lı 'Bad Influence' gibi orta karar gerilim denemeleri ve çilli Rebecca De Mor- nay'li 'The Hand That RocksTheCnKİk-Beşikte- ki El'. Meryi Streep'i kaslı kollanyla kürek çekip, bo- ta akrobasi yapüran, güçlü kuvvetli bir action yıldızı- na dönüştüren 'The RiverVVikie-VabşiNe- hir' gibi gişeye yönelik tezgâhlanmış, sü- riikleyıcı. heyecan seyirlıkleriyle Holly- wood'da ıtibar kazanan Curtis Hanson'un yönettığı en ıyi film sayılabılır 'Los Ange- tesSırian'. Aslında yönetmen Curtis Hanson'un eskj tarz. baha 3jçe$asn)das. santim şaş- mayan, alışılmış deyişle elı- yüzü düzgün anlatımından çok dayandığı James Ell- roy'un romamrun sağlamhğı, yoğunluğu ve renklılığiyle etkileyiei olan 'Los Ange- lesSırlan',gıysüeT, arabalar, yapılar ve de- korlanyla aynntıh bıçimde, 1950'lerin ye- niden canlandınldığı. uyuşturucunun, ci- nayetin, fuhşun, şantajın, ihanetin gırla gjt- tiği bir dönem filmi olmaktan öteye, ister istemez günümüze gönderme yaptıran, et- kileyiei, canlı kahramanlan ve karmaşık. ama sürükleyici öyküsüyle ılgiyle izlenen, çağdaş bır kara film denemesi olarak ke- yıfle tüketihyor, yaklaşık 2,5 saat süresin- ce. Olaylan anlar gibi olan akıllı Jack Vin- cennes'ı temızleyip emrindeki polisleri kukla gibi yöneten şef Smith'in iplığini pazara çıkarmak üzere sonunda aynı saf- ta buluşan Bud'la Ed'in (yani akılla kaba kuvvetin) berabeTİiği, tabii ki mutlu sona ulaşıyor, alabıldiğine kanlı bir finalde. 'Kara fıbn'den çok poüshe film Polis örgütündekı çetelen, çıkarcılan konu edınen öyküsü ve kahramanlanylaıl- gisinı çektiği sinemaseverleri oldukça tat- min eden ve aslında 'kara fibn'den çok kara bir polısiye serüvenı olarak kategon- ze edılebılecek 'Los Angeles Sırlan', 'baştan sona kasvetü bir cinayet, saldın, ihanet kataktgu' ve renklı tıpler galensı gi- bi bır film. tyi çekılmış ve oynanrruş 'Los Angeles Sırian', genç yönetmen Bryan Singer'ın iki mevsim önce sinemalanmı- zı şenlendirmiş 'Otağan Şüpheikr'inoekı Kevin Spacey'nin meşhur ettiği, o hayalı, Türk-Macarasıllı gangster Kayser Söze'yı çağnştıran bır Rollo Tomasi karaktenyle akıllarda yerleşecek herhalde. Genç, ide- alist polis Ed Exley'run polisbabasının bir türlü yakalanamamış katiline taktığı haya- li isım olan 'RDDOTomasi',saygın polis şe- fi Smith'in maskesinin düşmesıne yol açı- yor finalde. Öykünün romantik boyutunu oluşturan Bud White-Lynn Bracken bera- berlığı, mutlu bir şekılde, Lynn'in ana ba- ba evınin bulunduğu Arizona'ya doğnı yol alırken. 'yaşlı amirlerinin vönettikle- rini ve kullandıklannı zannettikleri' okul- lu polis Ed de, 'Ben de onlan kullanaca- ğım, bundan böyk' diyerek ikıncı başan madaryasını alıyor bu fınalde. Her şeyin, herkesin şûpheli ve satılık olduğu ve hiç- bir şeyin aslında göründügü gibi olmadı- ğı bir Los Angeles kentinde geçen, gide- rek film noir'dan thnller'e dümen kıran 'Los Angeles Snian', çok karakterli, kar- maşık ama çorap sökügü gibi giden olay 3. ârgüsü-lfflzâhrvedzlûdıyalogian, kame- ra cambazı Dante Spınottı'ran nefıs görün- tüleri, 'Chinatmvn'ı anımsatan müzikleri ve başanh oyunculuğuyla yağ gibi kayan bir polisiye heyecan serüveni sonuçta. YENİ BAŞLAYANLAR .. Funny Games/ Ölümcül Oyunlar Yönetmenliğini Michael Haneke'in yaptığı filmde başrollen Susanne Lotharve Ulricn Mühe paylaşıyorlar. 'Ölümcül Oyunlar', golfpartısi düzenlemek amacıyla komşulanyla bırlıkte tatile çıkan bir ailenin başından geçenlen, hiç ummadıklan *ır anda yaşamlanna giren Arao Fnsch ile kurdukJan farklı ilişkiyi anlatıyor. Haneke'in amacı, toplum ve şiddet arasmdaki bağı sosyal ve psikolojik yönlerden ele almak. Air Force One Yönetmenliğini \\olfgang Petersen'ın yaptığı fılmde başrolleri Harrison Ford, Gary CHdman ve Wendy Crewson paylaşıyorlar. Filmde, özel nçağı teröristler tarafından kaçınlan ABD Başkanı Marshall'ın bu süreç içınde verdiği kıyasıya mücadele anJatıhyor. Fazlasıyla amerikanvari ve klasik bir 'action' filmi. She's So Lovely/ o çok sevlmli 50. Cannes Film Festivali'nde Sean Penn'e en iyi erkek oyuncu ödülûnü getıren filmin diğer başrol oyunculan Robin Wright Penn ve John Travolta. Yönetmenliğini Nick Cassavetes'ın yaptığı film, farklı bir aşk ilışkisinin komik ve alışılmadık yanlannı ortaya koyuyor. 'O Çok Sevimli', birbirini delı gibi seven Eddie ve Maureen çiftınin inanılmaz bir bıçimde değişen yaşamlanhı anlatan masalsı bir film. ResnaiSj sinemanın orkestraşefi KüHürServisi-Alain Resna- is, Fransız sinemasında yeri doldurulmayacak yönetmen- lerden bir tanesi. Entelektüel çevrelerce takdir edilen, halk tarafından çok sevilen ve 40 yıllık iş yaşamı boyunca birçok başanlı çalışmaya imza atan. 'özveri'nin simgesi bır yönet- men. Bu uzun dönem içinde François Truffaut Marguerite Duras, Jean-Paul Belmondo ve Martin Scorsese gibi isimlerle farklı alanda pek çok çalışma yapan Resnais'nin, mesleğin- de elde ettiği başansını 'ka- der'inin sonucu olarak görme- si de oldukça ilginç. Annesi ve babası eczacı olan Resnais, karşılaştığı birtakım tesadüfleT sonucunda sinema yönetmenli- ğine soyunmuş. Şu sıralarda 'On connait la chanson' adlı filmin çekimleri- ne devam eden yönetmen, bu- güne dek 'Hiroshima mon amour'(Hiroşima Sevgılim), 'Provkknce', 'Meto' ve 'Smo- ldng/No Smoking' adlı fılmle- ri de başanyla yönetti. Duras, Robbe-Grillet, Semprun, Bac- ri/Jaoui gibi yazarlann yapıt- lannı da yeniden gözden geçi- rerek ve yepyeni senaryolarla 'beyazperde'ye aktardı. Kendine öz tarzıyla, aşk ve politika, ölüm ve yaşam, ger- çek ve hayal konulanna farklı bir bakış açısı getirerek fılmle- rini 'her rengjn binbir tonu'na boyadı. 75 yaşındaki Resnais, geçmişe özlem duymaktansa geleceği görerek hep yeni ve farklı bir şeyler yapmayı tercih ediyor. 'Çok az zamanım var' Yeni filmi 'On connait la chanson' için ne gibi tepkiler alacağını ise 'hcnüz tahtnin edemediğini' söyleyecek kadar da mütevazı. Bir filmi çeker- ken kendini, sonunu bilmediği bir yolculuğa çıkmış gibi hisse- diyor, Resnais. "Bir fihnin asıl değeri. izlen- meyebaşlandığı andan itibaren ortaya çıkryor. Filme yönelik i- ki tepki türü \-ar. Biri basuun, diğeri ise halkın tepkisi. Hangi- sini dikkate almak gerektiğmi ben debümiyorum." Bır yönet- • Alain Resnais, öz ^ H ^ ^ tarzıyla, aşk ve ^(^>^2*\ politika, ölüm ve ^ ^ 7 — yaşam, gerçek ve H t k ^ hayal konulanna ^^Vf (** farklı bir bakış açısı ^^B(L-\ getirerek filmlerini ^ ^ H c s ^ 'her rengin binbir ^ ^ H ^ ^ tonu'na boyadı. ^ ^ ^ ^ B j ^ ^ ^ • H • Geleceği görerek ^ ^ ^ H n e P y e n i v e rarklı bir "v ^ ^ 1 şeyler yapmayı t vj. ^A yeğleyen Resnais, ' fj))^B yaratıcı gücün, /^^H filminoluşumunda /Jj^^M herkeste bulunması j^B^^k gereken bir özellik ^ ^ ^ ^ H olduğu görüşünde. menin ilk filmini çektiği za- man aldığı tepkiler çok farklı, yönetmene göre. Resnais şu anda 17. filminin çekimlerini tamamlamak üzere ve bir 18.'yi çekmek konusunda da oldukça tereddütlü. "Bir işte ne kadar çok şey yaparsamz, za- man geçtikçeen ufak bir hata biie insanlann gö- züne batar. Bu yaştan sonra yeni bir tşe kalkış- mak için çok az zamaru- nun oldngunu hissediyo- rum." Resnais'nin yeni fil- minin adında geçen 'şar- kı' sözcügünün özel bir yeri var yönetmenin ha- yaünda. Şarkı söylemi- yor, ama dinlediği şarkı- lann her birinin ayn an- lamı var onun için. "Kr şarkı beğenikliy sc etrafi- nızda mek>di>i mırüda- nan, tslık çalan insanlar görürsünüz. Bir fihn be- ğenildhsedeonu bir tür- lü karşısındakinc akta- nunayan insanlar. Filmi gidip görmeniz gerekir." François Truffaut' nun tüm fihnlerini çok seve- rek izliyor Resnais. An- cak onun gözdesi 'La Femmed'aCote' ve 'La Peau Douce' adlı filmler. Filmler çok etkilemiş yönetmeni. O kadar ki tekrar seyrederse büyü- lerinin bozulacagına inanıyor. Kendi fümlerinde ise tesadüf sonucu karşılaşan insanlar, yi- tip giden düşler, 'şimdi'yle geç- mişi bir araya getiren ımgeler var hep. Birlikte çalıştığı ınsan- larla ortak özellikierinin olma- sına dikkat ediyor. Böyle oldu- ğu zaman daha iyi anlaştıldan- nı ve daha güzel bir ortamm doğdugunu düşünüyor. Bugü- ne dek birlikte çalıştığı insan- larla sonunda 'dost' olmuş Res- nais. Bir filmin çekimini gerçek- Alain Resnais, 75 yaşuıda, hâlâ film çekiyor. leştirebilmesi için de okuduğu senaryo onu farklı bir biçimde etkilemeli. Ancak o zaman iyi filmlere imza atıyor. Yaratıcı gücün salt yönetmende değil, filmin oluşma aşamalannda çalışan herkeste bulunması ge- reken bir özellik olduğunu söy- lüyor. İlk başlarda yaratıcı gü- cünün olmadığına ve 'pazar günleri' gösterilen filmlerden başka film çekemeyeceğine inanmış Resnais. Bir süre son- ra karşılaştığı insanlar ve bu- lunduğu ortamlar sayesinde böyle olmadığının far- kına varmış. Bir başka özelliğı de bugüne dek hiçbir prodüktöre gıdip 'Şu fümi çekenm' de- memesi. Resnais'nin hayatı boyunca kafasını kur- calayan ve yapmayı çok ıstediği başka bir şey de 'yazarohnak'mış. Bel- ki de bir komedyen. Bunun için diksiyon dersleri bile almış yö- netmen. Ancak kısa bir süre sonra komedyenli- ğin hiç de sanıldığı ka- dar kolay bir meslek ol- madığının farkına var- mış. Bir süre kitapçıda ça- bşan Resnais'nin sine- ma dünyasına ilk adı- mını atışı da burada karşılaştığı 'Myriam' adındakj bir montajcı sayesinde olmuş. O dö- nemlerde kısa metrajb film çalışmalan olma- sına karşın hiçbir za- man yönetmen olabile- ceği akhmn ucundan bile geçmemış. Ta kı fihn srüd- yosunda Pierre Braunberger ile karşılaşıncaya dek. Resna- is'nin kısa metrajlı rılmleriyle ilk ilgilenen kişi Braunberger. Montaj yaparak başladığı bu serüven birkaç filmdeki figü- rasyonla devam etmiş ve bir gün kabuğundan sıynhvermış Resnais. "İşte o an ne istedigi- mi artık biİrvordum." Resna- is'yi geçmiş zamana götürmek oldukça zor. Çünkü çocuklu- ğundan bu yana sağlık konu- sunda yaşadığı pek çok sorun vargeçmişinde. 5 yaşındayken birçok kez astım knzi geçırmiş. GenellikJe geceleri gelen kriz, bazen üç gün süreyle devam ederek koltuğundan bile kalka- maz hale getiriyormuş Resna- is'yi. Bir süre sonra da rüberkü- loz hastalığına yakalanmış. Kendi kendine de geçtığine inanıyor bu hastahğın. "Dok- toriann yardımlannı yadsıya- mam ama sonuçta pek de onla- n duüediğhn söviencmez." Pe- ki hastahklar kişiliğini etkile- miş mi Resnais'nin? Hem de nasıl! 14 yaşındayken Paris'e gelip yerleşmesinin en büyük etkeni 'asüm'ı. "Bazen, sağb- ğun Ki oisaydı belld de 40 fihn çekerdim, diye düşünmekten de ahkoyamryorum kendimi. Sinema benim hayabmın rü- münü işgal etmese de 75 yaşın- dayun ve hâlâ fihn çekiyorum." Kadına farkh bir bakış Filmlennde hep çılgın ve tut- kulu aşklar konu ediliyor, Res- nais'nin. O ise kendini çok da romantik bulmuyor açıkçası. Film için seçtiği yapıtlann ge- nellikle 'YeniRoman' ve 'Sur- reahsıne'(gerçeküstücülük) akımının ortaya çıktığı tarih- lerde yazılmış olmalannın da çok büyük etkisi var. Kadmla- n hep farklı bir açıdan ele al- mak istemiş Resnais. Nedir bu farkh yaklaşım? "Kadınlar sanldsaltevişleriyk flgDenmek, yemek ve ahşveriş yapmak için yaratümışlar gibi bir tutum vardı hep. 'Hiroşima Sevgi- lim'de 'aptal' ohnayan bir ka- dmı ortaya cıkarabfldiğim için çokmutfuyum." Politik bir film çekmeyi ise asla düşünmemiş Resnais. Hiç de onun tarzı de- ğil ona göre. Filmlerini çektik- ten sonra onlan seyretmek ye- rineyse bir sonrakini düşünme- yi tercih ediyor. Daha şimdi- den yeni bir 'şarkı'nın sözlen- ni düşünmeye başlamış bile... Soprano Zehra Yıldız yoğun bahmda Kültür Servisi - Istan- bul Devlet Opera ve Ba- lesı solistlerinden sopra- no Zehra Yıldız, Alman- ya'nın Heiderlberg ken- tinde geçirdiği beyın ka- naması nedeniyle yoğun bakımaalmdı. 41 yaşındaki sanatçı- nm durumunun ağır oldu- ğu belirtildi. Son olarak Puceini'nin 'Tosca' ope- rasında olağanüstü bir ba- şanyla Tosca'yı canlan- dırmıştı.' L çan Hollanda- h'da Senta. 'Aida' ve 'Sa- lome' operalanndan son- ra Tosca'da 'dKa'lığını bir kez daha kanıtlamıştı. Birçok operada rol alan Zehra Yıldız, 1988'de 'Ettore Bastiannı' ulusla- rarası şan yanşmasında gümüş madalya kazan- mıştı. Sanatçı, 20. Ulusla- rarası Istanbul Festıva- li'nın açılış konserinin so- listlenndendı. Truva Kültür-Sanat Ödülleri açıklandı Kültür Servisi - Her yıl Truva Folklor Araştırma- lan Derneğı tarafından venlen Truva Kültür-Sa- nat Ödüllennin bu yılki sahipleri belirlendi. Atatürkçülük dalında Cumhuriyet gazetesi, Çağdaş Halk Müziği da- lında Selda Bağcan, Fde- bıyat dalında Necati Cu- mah, Fotoğrafdalında İsa Çelik. HalkbilirnİMında Pertev Naffi Boratav. Halk Oyunlan dalında Cnal Al- tmok, Halk Müziği dalın- da BelkB Akkale, Plastik Sanatlar dalında Nuri lyem, Sinema dalında Güzin Özipek, Şiir dalın- da Aişar Tunuçin. Tiyat- ro dalında Ayla Algan ödüle layık görülürken, Truva Ozel Ödülü'nün Ord. Prof. Dr. Ekrem Akurgal'a verilmesi ka- rarlaştınldı. Halk kültürünü koru- mayı \e yaşatmayı, çağ- daş kültüre ulaşmayı amaçlayan Truva Folklor Araştırmalan Derneği Ödüllen. bu yolda emeği geçmiş, vıllannı zengin kültürümüzu araştırmaya, gelecek kuşaklara bir kül- tür mirası olarak aktarma- ya adamış, uğraşlannı ve başafılannı çeşhlı alanlar- da sergileyerek, çağdaş kültürümüzün oluşumuna katkıda bulunmuş bilım insanı, sanatçı ve kurum- lara verilıyor. 22 Aralık Pazartesi gü- nü saat 20 30'da Atatürk Kültür Merkezi Konser Salonu'nda gerçekleştin- lecek olan ödül töreni, -Bir Sevdadır Anadolu" adlı özel göstenyle birlik- te gerçekleştırilecek. S/dm 0y yaşamını yitirdi Kültür Servisi - Geçtığimiz perşembe gecesi geçirdiği beyin kanaması nedeniyle Kadıköy Vatan Hastanesi'nde yoğun bakıma alınan eğıtimci, şair ve yazar Aydın Oy, tüm çabalara rağmen kurtanlamadı. 1937 Tekirdağ doğumlu olan Oy, Istanbul llköğretmen Okulu, Istanbul Eğıtim Enstitüsü ve Istanbul Ünıversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü'nü bıtirdı. Uzun yıllar yurdun çeşıtli yerlerinde bulunan liselerde Edebiyat öğretmeni; Belgrad ve Mimar Sinan Universite'sinde öğretim görevlisi olarak çalışan Oy, Tekirdağ lli Yer Adlan, Tekirdağ'da Atatürk, Tarih Boyunca Türk Atasözleri, şiir Dünyamızda Atatürk, Teİcirdağlı Şairler ve Yazarlar, Tekirdağ Bibliyografyası, Malazgirt Destanı adlı kitaplann da yazanydı. 12 Eylülden önce Türk Dil Kurumu üyesi olan Oy, çalışmalanndan dolayı 1991 yılında 'thsan Hınçer Türk Folkloruna Hızmet Ödülü'nün de sahibi olmuştu. Kasaba tekrar gösterimde • Kültür Servisi - Yönetmenliğini Nun Bılge Ceylan'ın yaptığı 'Kasaba' adlı film gördüğü ilgi üzerine 12 Aralık tarihinden itibaren Beyoğlu Pera ve Moda Sineması'nda tekrar gösterime giriyor. 1997 Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde Jün Özel Ödülü ve Altın Koza Film Festivali'nde Yılmaz Güney Özel Ödülü'nün sahibi olan film, küçük bir kasabanın kırgın insanlannın hikâyesini, çelişkilerini ve iç dünyalannı anlatıyor. Antjkahane'de müzayede • Kültür Servisi - Tablo, hat, ferman. gravür, harita, kartpostal, eski ve antika eşyalann yanı sıra, Istanbul'a ait çok sayıdâ fotoğraf ve belgelerin yer alacağı 'Antikkhane' tarafından düzenlenen müzayede, 14 Aralık pazar günü saat 14.00'te Moda Deniz Kulübü'nde gerçekleştirilecek. (338 5745- 338 66 28) BUGUN • BORUSAN KULTUR VT SANAT MERKEZİ'nde saat 15.00'te laser diskten Mozart'ın "Barenboim: 21. Piyano Konçertosu" dinlenebilir. (252 45 91) • AKSANAT'ta saat 12.30'ta videodan Nureyev'in "Don Kişot" balesi, saat 19.00'da Abelard ve Heloise isimli oyun yer alıyor. • TOPLUMSAL ARAŞTIRMALAR KÜLTÜR VE SANAT İÇİN VAKIF'ta 19 00-21.00 saatleri arasında Akgün Akova ile söyleşi izlenebilır. (293 10 96) • FEST SEYAHAT'te 19.00-21 saatleri arasında Doç. Dr. Usun Tükel'in katıldığı "Plastik Sanatlar ve Müzik 1" konulu toplantı yer alıyor. (258 25 73) • 3. ULUSLARARASICRR PİYANO FESTÎVALİ kapsammda saat 19.30'da György Sandor izlenebilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle