29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
'12ARALIK1997CUMA CUMHURİYET SAYFA 15 Bor'da huzurNiğde'nin Bor ilçesinde Öğretmenler Günü nedeniyle dü- zenlenen törende şiir okuyan imam-hatip li- sesinden bir kız öğ- renciyi Bor Kaymaka- mı Celal Ulusoy, kutla- mak istedi. Kayma- kam tokalaşmak için elini uzatınca, türbanlı öğrenci elini vermeyip "Allah razı olsun" di- yerek göğsüne bastır- dı. Eli havada kalan kaymakam daha son- ra gençleri böylesine bağnaz bir dünya gö- rüşüyle yetiştiren okul yönetimi hakkında so- ruşturma açtı. Bor'daki bir yerel ga- zete de hemen kay- makam aleyhine kam- panya başlattı ve Niğ- de milletvekilleri Do- ğan Baran, Akın Gö- nen, Salih Katırcıoğlu ile Ergun Özkan'ı gö- reve çağırdı: "Sel gi- der kum kalır, el gider siz kalırsınız. Huzuru bozmak isteyenleri uyann." Anlaşılan Niğ- de'nin Bor ilçesinde huzur, şeriat hükümle- riyle sağlantyordu! Ö M Ü R İ L I K Avrupa'da; insan naklan ve demokrasi konusunda kefil-me- fil yok.. Ustam Herr Mayer öyle diyor. Ömür E. Kurum EtektroniJc posta: Dem2.Som©raksnetcom Tjfe 0^12.512 05 05 FatEK 0.212.512 44 97 - Demirel. Islam Konferansı Zirvesi'nden erken avnlmış... "Gec bile kaldı!" 'RP'nin fikirleri ütopiktir'rkadaşımız Gülçin llci'nin anlattığına göre RP Burdur eski il müfettişi Dündar Ersan, haftalık gazete "Burdur Postası"nı yayın- lamaya başlamış... Sahibi olduğu gazete- nin yazı işleri müdürıüğünü de yapan RP'Iİ Ersan, haber peşinde koşarken DYP Burdur II Başkanlığı'na uğramış... Ziyaret sırasında DYP İl Başkanı Mehmet Kuzu- cu, Anayasa Mahkemesi'ndeki RP Davası'na ilişkin görüşlerini açıklamış: "RP kapatılmayacaktır. Kışkaçtadır. Dün söyle- diklerini, söyleyemez hale getirilmiştir. Adil Dü- zen'den çark etmiştir." RP'nin eski koalisyon ortağı DYP'ye gazeteci ola- rak gelen RP'Iİ Dündar Ersan, hemen politikacı kim- liğine bürünmüş ve lideri Necmettin Erbakan'ın ik- tidara "kanlı mı kansız mı gelecekleri" ifadesinin "gülle mi yoksa karanfille mi" aniamını taşıyan "ma- sumane" bir açıklama olduğunu anlatmaya başla- mış... Derken, DYP il başkanın sözlerini onaylarca- sına konuşmuş: "Refah Partisi söylediği sözlerden çark etmiştir. Mevcut rejime el uzatmıştır. Derin devletin de ona el uzatması lazımdır." DYP il başkanlığında partililer ve o sıra başka ga- zetecilerin de bulunduğu dikkate ahndığında, haber yapmaya gelen gazeteci Dündar Ersan, RP'Iİ kim- liği ile konuştukça ilginç bir habere konu olmaya baş- lamış. Hele şu sözleriyle: "Refah Partisi'nin fikirleri ütopiktir." Sonra, bu görüşünü kendi siyasi geleceği açısın- dan toplarlamaya çalışmış: "Nasıl, komünizmin gerçekleşmesi mümkün olma- yan hayalleri varsa RP'nin de hayalleri var. Bunların gerçekleşmesi için gerçek demokrasi gerekir." Bunun üzerine arkadaşımız Gülçin llci, RP'nin es- ki ii müfettişi Dündar Ersan'a soruvermiş: "RP'nin hayallerinin gerçekleşmesi için gerekli olan gerçek demokrasi, komünizmin hayallerinin gerçekleşmesi için de geçerli mi? Tüm ütopyaların gerçekleşmesi için mi istiyorsunuz gerçek demok- rasiyi?" Ersan'ın yanıtı "Benim görüşlerim biraz RP'ninki- leri aşar" olmuş... Ve böylece, farklı şarkılan farklı ağızlardan söyle- yerek akortu bozuk bir koro görüntüsü vermenin aslında takıyye üzerine kurulu düşünce sisteminden kaynaklandığı bir kez daha anlaşılmış... SESSÎZ SEDASIZ (!) NURİKURTCEBE / Hayvanları Koruma Kanunu ve insanlar Çevre Bakanı imren Aykut'un gön- derdiği Hayvanları Koruma Kanunu tasarısına şöyle bir göz atma fırsatı- mız oldu. Büyük bir eksiklik dikkati- mizi çekti... İnsan haklarının tam uy- gulanmadığı bir ülkede hayvan hak- lan da neymiş, gibisinden polemik ya- pacak değiliz. Tasannın 4. maddesinin a bendi şöyle: "Bütün hayvanlar eşit doğar ve bu kanun hükümleri çerçevesin- de yaşama hakkına sahiptir. Ancak, kanuni istisnalar ve insan gıdası ola- rak yararlanılan hayvanlann bu hük- mün dışında tutulması esastır." Sokaktaki sahipsiz hayvanlann na- sıl korunacağına veya hayvanlann ölümcül deneylerde nasıl kullanılaca- ğına kadar ayrıntılara giren tasarıda- ki eksiklik, insanların gıda olarak kul- landıkları kümes hayvanları ile kur- banlık büyük ve küçük baş hayvan- ları sokak arasında, bahçe ortasında kesmelerini engelleyecek bir düzen- lemenin getirilmemiş olması. Kurban Bayramlarında, sokaklar açık hava mezbahasına dönüyor. Gözönünde kesilen, derisi yüzü- len, etleri parçalanan, kanlan sü- , zülen hayvanlardan özellikle ço- cuklar psikolojik yönden olumsuz etkileniyor. Çevrede yaratılan pislik ise başka bir sorun. Tasarıya eklene- cek bir madde ile insanların istediği yerde hayvan kesmesi yasaklanabi- lir ve belediyelere kurbanlık kesim ye- ri hazırlama yükümlülüğü getirilebilir. İnsanların buna hakkı olmalı. PALAS PANDIRAS InsanlannsınıflandınlmasınıtasVlP etmeyelim... MûfrtBozact |_ Tayyip Erdoğan'dan brifing 'Haberlerde yer alan sözler hocama ait değiP İstanbul Haber Servisi - Is- tanbul Büyükşehir Belediye Baş- kanı Recep Tayyip Erdoğan, RP Genel Başkanı Necmettin Erbakan'ın "Kendi aklınca li- derliğe oynuyor. Ben ona he- sabını soracağım" sözlenne yer.yeren haberlerin "tfimüyle yâlân" olduğunu söyledi. Er- doğan, Koç Üniversitesi'nin Sa- nyer'de almak istediği arazınin sık çam ormanlanndan oluşruğunu belirterek "Biz Koç'a da Saban- cı'yada aynı yakınlıktayız. Sa- bancı'ya izin vermemizin nede- ni makilik arazide üniversite kurmak istemesidir" dedı. Istanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, İl Genel Meclisi'nde üyelere dün brifing verdi. Erdoğan, Koç Üni- versitesi arazisinın 1 milyon 900 bin metrekarelik sık çam orma- nı olduğunu belirterek dünyanın hiçbir yerinde bu ölçüde büyük bir arazide üniversite yapılma- dığını söyledi. Erdoğan, Saban- cı Üniversitesi'ne. makilik ara- zide kurulacak olması nedeniy- le izin verdiklerini vurgulayarak şöyle dedi: "Koç da Sabancı da bize ay- nı yakınlıkta. İkisine de eşit mesafede uzağız. Sanyer Bele- divesi'nin 8 bin metrekarelik alanı Bahçeköy Belediyesi'ne geçirilmeye çalışılmış, Bahçe- köy Belediyesi izin vermiş. Bu anlayış ülke için büyük bir teh- like. Işık Üniversitesi de Sarı- ver'de. Ama onlar ilkokul, or- taokul ve Hseyi de üniversitey- le birlikte 39 bin metrekareye sı^dırmış^K.oç Üniverş}]teyJii,- ,h ye 1 milyon 900 bin metreka- reye açılmak istiyor? Bu işin aslı ticaridir.'" Uğur Mumcu Mahallesi'nin adının değiştırilmesi koşuluyla su götürüleceği koşulunu getir- diği yönündeki haberleri yalan- layan Erdoğan, "Ben ideolojisi ne olursa olsun sokak ve nıa- halle isimlerinin değiştirilme- mesitalimatıverdim" dıyeko- nuştu. Erdoğan, mahalle sakin- lerinin başvurusu durumunda mahalleye su venleceğini de söy- ledi. Erdoğan, gazetelerde yer alan "Siirt'te yaptığı konuşma\a Erbakan'ın tepki gösterdiği" yönündeki haberleri de yalanla- varak "Böyle bir söz hocam- dan sadr olmaz. Bu ifade tar- zı hocamın değil, hepsi yalan" dedi. Erdoğan, belediyenin 1998 büt- çesinin 688 trilyon lira olarak be- lırlendiğinı kaydederek bütçenın yüzde 60'ının yaünmlara aynl- dığını söyledi. Antikhane'den müzayede tstanbul Haber Servisi - An- tikhane tarafından 14 Aralık Pa- zar günü Moda Deniz Kulü- bü'ndesaat 14.00'te düzenlenen müzayedede tarihi kartpostallar- dan Izmir Tramvay İşletmesi'nin hisse senetlerine, Mason belge- lerinden Çekoslovak kahve fin- canlanna, bronz hamam tasla- nndan Bedri Rahmi Eyüboğ- lu'nun yağlıboya tablolanna ka- dar her kategoride materyal bu- lunuyor. Yaklaşık 600 parça ta- rihi değeri bulunan eser ve obje- lerin fıyatlan ise 800 bin lira ile 300 milyon lira arasında değişi- yor. Tabii bu fiyatlar, müzaye- denin açılış rakamlannı gösteri- yor. Verilen fiyatlar. alıcılarara- sındaki rekabetin şiddetine göre 5 ya da 10 katına kadar çıkabili- yor. Örneğin eksiksiz ağaç kasa içinde sarkaçlı. çalışır durumda- ki bu konsol saatinin açılış fiya- tı 45 milyon lira. Fakat belki de giderek eski dönemlerin estetiği- ne olan düşkünlüğün artması, onun 450 milyon liraya satılma- sına neden olacak. Aybay Hukuk Araştırmaları vakfı Prof. Dr. Bahri Savcı anısına insan hakları ödülü Istanbul Haber Servisi - Aybay Hukuk Araştırmalan Vakfi'nca Prof. DT. Münci Kapani anısına her yıl düzenlenen "İnsan Hakları Yanş- ması"nın bundan böyle geçen ay ölen Prof. Dr. Bahri Savcı'nın da ai- lesinın desteğiyle "Kapani- Savcı İnsan Hakları Ödülü" olarak de- vam ettirilecefi belirtildi. Aybay Hukuk Araştırmalan Vakfı, tnsan Haklan Günü nedeniyle ön- cekı gün Sıraselvıler'deki vakıf binasında Türkiye'nın ilk ve en önemlı insan haklan öğretıcilen olan Kapaniyle Savcı anısına bir sempozyum düzenledi. Sempozyumda "İnsan Haklan Yarışması"nın bu yılkı ko- nusu da açıklandı. Kapani'nin vasiyeti doğrultusunda her yıl gerçekleş- tirilen yanşmanın başlığı "Avrupa tnsan Haklan Sözleşmesi'nin 6. Maddesi Çerçevesinde Adil Yargılanma Hakkı" olarak belırlendı. HAYVANLAR İSMAİL GVLGEÇ KİM KİME DtM^ÖÜMA BEHÎÇAK [email protected] ÇİZGİLİK KÂMtL MASARACI MIRMIRLAR UĞUR DURAK -.&" 5ü<?0' TARİHTE BUGÜN MÜMTAZ ARIKAN UAralık NOBEL VEMLENJAPON YAZAM.. HBtt YA NOBSL ED£8/rAT ÖPÖİM VERİLOİ. t913TS,HİHTÜ COAN TA6ORE'DANSONBA BU ÖDÜLÜ ALAN ASTAU İKİHCİ KİpOLAN *O**ANCI, STOCJCHOLM'D&J TÖ. RENOE İL&İNÇ BİR KOHUfMA YAPMIfJl. 'JAPONVH, Û '' sîei ANLAŞILAB/LMESI /ÇJN, LUSA £Ri$*iE rocu OLAN vf oo&4-/M£AH-££re/ BÜTÜULE$ME£İNİ /ÇBOEM ZEN BUDİİM'İN ÜÜN- M£Sİ SEftEKTİİİNİ' SEÜ/rnUr'Çrr. M 2 M , ÜK JAPOM NAIKU ŞIİ£L£#tMOEH &8İ UÇIK-SON. LU*(AÇIKÇA mztUUAYAN ÇEYLEKİN OAHA GÛÇLÜ OLDUSU), İMÂLAg \£ZEN PAKAOO*£LAKfnA DOLU YAfHTLA&NI 8AŞKA DİU£KE Ç£tİ/KSiL£NL£. RİN D£,ALDIĞt ÖDÛLOe /Wt OLDUİU4USâfLBMİŞTİ. ANKARA... ANKA.. MÜŞERREF HEKİMOĞLU Kaç Kitap Yaalr? Hilton salonunda bir başkent mozayiği, yıllar bo- yunca yaşanan değişimlere, dönüşümlere karşın yerini koruyan taşlar. Başkentin çekirdeğini on- lar oluşturuyor. Once gençtiler, sonra orta ku- şak, şimdi de yaşlı, ama coşkusunu yitinmeden izler olaylan. 1940'larda Siyasai Bilgiler Fakülte- si'nde ya da Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi'nde öğrenciyken izlediği konserleri, 2000'lere döner- ken emekli büyükelçi, emekli vali, bir öğretim üyesi olarak izler. Protokol koltuklannda oturan- lar degişir, ama onlar değişmez. Başkentin özü- nü de onlar oluşturuyor hiç kuşkusuz. Cumhuri- yetimizin ilkelerini yaşam biçimine dönüştüren- ler. Nevit Kodallı için düzenlenen töreni karışık duygularla izledim. Belleğimde perdeleraçılıyor, Gılgamış operasının, Van Gogh operasının sah- nelendiğı yıllara dönüyorum. Müzik devriminin ikinci kuşağından bir besteciyi selamlıyor başkent- liler. Kuartetleri çalınıyor konserlerde, başka ya- pıtlan, çağdaş bir bestecinin tınısıyla seviniyor, yürekleniyoruz. Ama sonra çarpıcı bir yozlaşma yaşanıyor toplumda. Çağdaş bestecilerimizin coşkusu soluyor, yapıtlan çok az yer alıyor sah- nelerde ya da konserlerde. Bestelediği yaprti din- lemeyen, dinletemeyen bir sanatçı yalnızlığa, umutsuzluğa gömülmez mi? Dinlenecek, eleşti- rilecek, o da öz denetime yönelecek, yüreklene- cek. Bu soruna eğilmek gerekiyor bence. Ama TRT'den başka hiçbir ekranda yer almıyor çok- sesli evrensel müzik yapıtlan. Yazıma başlama- dan GAP TV'sinde izlediğim bir program da çok düşündürdü beni. İlk kadın orkestra yöneticimiz Inci Özdil, AntaJya Oda Orkestrası'nın parasal so- runlan nedeniyle olumsuz bir dönem yaşadığını söyledi. Belki de bütçelerdeki kesintiler nede- niyle! Böyle şaşırtmacalar da oluşuyor. örneğin Ankara Devlet Konservatuvan'nda da iki doçent, profesör olamıyor! Onlar profesör olamayınca doçentlik kadrolan da dolamıyor, oysa Maliye'ye artı yük yok, dahası maaşlar da düşecek! Mali- ye Bakanı Sayın Zekeriya Temizel'in bu sorun- lara ayıracak vakti olmadığını biliyorum. Bütçe- de küçük bir kesıntinin nelere yol açtığından bil- gisi de olmayabilir. Ancak küçük ayrıntılar, düş kı- rıklığına dönüşüyor kimi zaman. Inci özdil'i Gü- rer Aykal'ın öğrencisi olduğu dönemden tanıyo- rum. Umutla baktığım bir genç kız müzik dalın- da. Umudumuzu yeşertti ama öz şarkısını söy- leyememenin üzüntüsüyle konuşuyor, ben de içim sızlayarak izliyorum onu. Cumhuriyetimizin kuruluş yıllarında, devlet bütçesinin çok dar, sı- nırlı olduğu dönemlerde neler başanldığını düşü- nüyorum. Bugünkü darlığı anlamak kolay olmu- yor doğrusu. Görev yine özel kuruluşlara düşü- yor galiba. CSO'yu Sevenler Derneği'ne yeni der- nekler, gönüllü kuruluşlardakatılabilir. İki doçen- ti profesör kadrosuna geçirmek olanağı buluna- maz ama orkestralara parasal katkı, konuk sa- natçılara çağrı yolunu açabilir. Müzik dalında yaşadığımız güzel olaylar böy- le çabalarla gerçekleşiyor uzun süredir. Sevda- Cenap And Vakfı da öncü kuruluşlardan bin bu yolda. Müzik dalında evrensel tırmanışını kanıt- layan, öz şarkısını güzel söyleyen sanatçılan ödül- lendirme geleneğini de içten destekliyorum. ödül almak da vermek de güzel bir olay. Sayın Ahmet Say'ın Ferit Alnar ile ilgili önerisi de çok haklı doğ- rusu. Bu unutkanlığın bir an önce giderilmesi ge- rekir. Ferit Alnar'ın emeği ve yüreğiyle büyük kat- kısı var müzik devrimine. Belli operaların Türkçe söylenmesi onun çabasıyla gerçekleşiyor. Yapıt- lar besteliyor, konserfer yönetiyor, o çabalann unutulması düşünülemez bence. Sevda-Cenap And Vakfı'nın gündeminde bu konu da yer ala- cak hiç kuşkusuz. Belki CSO'da da Ferit Alnar'ın kanun konçertosunu dinleriz. Orkestrayı da o yö- netir bence. Kuşağından başkentliler anımsar, son yıllarında operaya ya da konsere geldiği za- man, orkestrayı oturduğu yerden yönetirdi Ferit Alnar. Uçuk bir yönetici izlemi verirdi, ama din- meyen bir özlemin tepkisi olamaz mı? Son kez, oğlu Aydan'ın cenaze töreninde gör- düm Ferit Alnar'ı. Yanında ilk eşi, ünlü operacı- mız Ayhan Aydan, ortak bir acıyı paylaşıyor. Ara- dan kaç yıl geçti, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Or- kestrası, Devlet Operası ya da Balesi için söyle- dikleri hâlâ çınlıyor kulağımda. O ilk kuşağın, mü- zik sözlüğündeki deyimiyle, beşlerin coşkusu kaç kişide var bugün. Yoksa nedenlerine eğilmek gerekmiyor mu? Coşku neden soluyor, yetenek neden yeşermiyor, soluk neden tükeniyor? Kısa- ca çarpıcı yozlaşma nereden kaynaklanıyor? Sosyal psikologlar kaç kitap yazar kimbilir! B U L M A C A SEDAT YAŞAYAS 1 2 3 4 5 6 7SOLDAN SA- ĞA:1/Yılancık da denilen, kı- 1 zartı ve şişme- lerle kendinı gösteren hasta- 3 lık. 2/ Güzel çi- A çeklibırsüsbit- kısı... Kısa ba- 5 caklı bir köpek g cinsi. 3/ Bir so- nı ekı... Öğre- 7 tim ve eğitim g sistemi. 4/ Mü- zikte, sekiz ses- 9 tenoluşandizi... Güreşte bir oyun. 5/ Yok etme, gıderme. 6/Hava, gaz, buhar gibi madde- 2 leri çekip emmeye ya- 3 rayan aygıt. II Kilime 4 benzer, renkli ve motif- li uzun yolluk. 8/ Tanıt- ma filmi. 9/ Uçaklann yolcu indirip bindirdik- leripist... ÇinveJapon- 8 ya'da oynanan bir stra- g teji oyunu. YUKAR1DAN AŞAĞIYA: 1/ Kazakıstan'ın yeni başkenti... Bır nota. 2/ Din işleri- ni devlet işlerine kanştırmayan... Türkiye ile Gürcistan arasındaki sınır kapısı. 3/ iki tarla arasındaki sınır... llgi çekici ve değişık kimse... "Müjde ": Sinema oyun- cumuz. 4/ "Dost, metres" anlamında argo sözcük. 5/ Halk dilinde sebze bahçesine verilen ad... Manganez ele- mentinın simgesı. 6/ "Kımine bir —vermez giysi / Ki- mınin atına atlas çul eyler" (Yunus Emre)... Küçük bal teknesi. 7/ Pazarlama. 8/ Soylu... Toprağın nemi, yaşlık. 9/ Bronşlan genişletıci ilaç olarak kullanılan a'kaloıt.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle