18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
17 KASIM 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI SIRKETLERDEN • ECZACIBAŞI Holding kuruluşlanndan İntema'nın yıllık saüş toplantısı, 15-16 Kasım tarihterinde Marmaris Otel Mares'te yapıldı. Eczacıbaşı Topluluğu ve İntema Yönetim Kurulu Başkanı Biilent Eczacıbaşı. toplantıda yaptığı konuşmada, "Hükümetin, başama ulaşması için hepimize görev diişen çabalannı özetie tanımlamak gerekirse, büyümeyi durdurnıadan enflasyonu düşünnek olduğunu söylevebiliriz" dedi. • EVGÎNMenkul Değerler 10. yaşını Erol Evgin konsenyle kutladı. Geçen cuma günü Lütfu Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda. Türkiye Spastik Çocuklar Vakfı yaranna düzenlediği Erol Evgın konsen ıle kutlanan yıldönümüne birçok ünlü sıma katıldı. • L.C. \Vaikiki \e L.C.VV. markalannın üreticisi Taha Holding'in şirket çalışanlan için 15-16 Kasım tarihlerinde Holiday Inn Crovvn Plaza'da, "Başardı Merchandising'in Temelleri" düzenlediği seminere konuşmacı olarak Joseph B. Siegel katıldı. • RENAULT'un presrij otomobili olan Safrane'in güçlü bir motora sahip RXT 2.5 versiyonu Türkiye piyasasına sunuldu. Safrane RXE 2.0'den 8 ay sonra piyasaya sürülen Safrane RXE 2.5'ın otomatik ve düz vıtes seçenekleri var. • MOHR Bireysel Bankacılık Şirketi 18 Kasım"da Çırağan Oteli Şinıal B salonunda bir tanıtım toplantısı düzenliyor. Toplantının sonunda davetliler bir Tango Gösterisi izlemek imkânını bulacaklar. • AMERtKAN Ford Vakfi, 97 yılı CDF könferanslar dizisini 16-27 Kasım tarihleri arasında. The Marmara Oteli'nde gerçekleştirecek. Könferanslar. oturumlar ve bılimsel araştırmalann yanı sıra değişik ülkelerden dans ve tıyatro göstenlerini de içermekte. Çalışma Bakanı Çağan, tasan üzerinde Bakanlar Kurulu'nda uzlaşmaya vanldığını açıkladı Sosyal güvenlik paketi açdıyorBANL SALMAN ANKARA - Hûkümet emeklı- hk yaşının 50-55 olmasuıı öngören ve REFAHYOL döneminde TBMM'ye gönderilen tasan üze- rinde uzlaşmaya vanrken; farklı yaş seçeneklen öngören paketin de Ekonomık ve Sosyal Konsey'e sunulma hazırlığının sürdürülrne- si karmaşaya yol açtı. Ilk birleşim- den 15 gün sonra toplanacağı açık- lanan konsey aradan geçen 2.5 ay- lık sürede yeniden bir araya gele- mezken; sosyal güvenlik konusun- daki ek önlemler paketinin bugün yapılacak Bakanlar Kurulu'nda ele alınması bekleniyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Nami Çağan. emeklilik ya- şı da içinde olmak üzere TBMM'- deki tasan üzerinde Bakanlar Ku- rulu'nda uzlaşmaya vanldığını açıkladı. Çağan. prim ödeme gün sayılannın yükseltilmesıne tepki gösterilmesi üzerine. bu durumun ancak işsizlik sigortası getinlme- siyle gerçekleştirilebileceğini bil- dirmişti. Sosyal güvenlik alt komisyonu- nun hükümet kanadı tarafından hazırlanan ve sosyal taraflann üze- rindekı görüşleri alınan 10 Kasım 1997 tarihli raporda, prim ödeyen aktif sigortalılarla emekli aylığı alan pasif sigortalılann oranının 3 sosyal güvenlik kurumunda 1.9 ol- duğu ve Uluslararası Çalışma Ör- gütü'nün (ILO) çalışmasına göre önlem alınmaması durumunda 2020 yılında 1 çalışana karşılık emekli düşeceğine dikkat çekildı. Raporda. 1996 yılında bütçeden yapılan transferlere göre bir SSK emeklisine 57.5 milyon lira. Bağ- Kur emekJisine 80.1 milyon lira, Emekli Sandığı emeklisine ise 37.6 milyon lira pay düştüğü he- saplandı. Emeklilik yaşı konusunda 50- 55. 55-60, 58-60 ve 60-60 olmak üzere 4 seçeneğin geçişli ve geçiş- sız formüllerine göre sisteme ge- tinleri hesaplanan raporda, ücret- li olarak istihdam edilen 7.3 mil- yon kişiden 2.4 milyonunun sigor- tasız olarak çalıştınldığı ve toplam istihdam içindeki kayıtdışı işçi orarunm yüzde 32 olduğu belirtıl- di. Kamu kesimi dışanda tutuldu- ğunda bu oranın yüzde 37'ye yük- seldığine dikkat çekilen raporda. "Bu durum, SSK için önemli bir geiir kaybı yaratmaktadır" denil- mesıne karşın, uzun vadede kaçak istihdamın sistem içıne ahnması- nın gider arttıncı etki yapacağı gö- rüşü vurgulandı. Raporda, "1996 yılında SSK'de ayhk baglanan 177 bin sigortalırun yüzde 71'i, kanunda öngörülen emeklilik yaşının altında emekli of- muşlardır. Emekli Sandığı'nda ise bu oran yüzde 84'tür" denılmesı dikkat çekti. Rapordaki veriler, SSK'de orta- lama emekli aylığı bağlama yaşı- nın zaten 50, Bağ-Kur'da 54, Emekli Sandığı'nda48 olmak üze- re ortalama 52 düzeyinde bulun- TÜSİAD RAPORU Sosyal güvenlikten sermayeye rant isteniyor ANKARA (Cumhuriyet Biirosu) - Hazırladığı sosyal güvenlik raporuyla zorunlu- luk esasına dayanan iki ayak- lı sistem önensi getiren TÜ- SlAD "İkinci ayakta oluşa- cak bireysel tasarnıflar. uzun vadeti fon birikimleri yarata- rak sermaye ve hisse senedi pKasalannın gelişmesine im- kin vermeüdir" görüşünü sa- vundu. Raporda yapılması ıstenen değişiklikler şöyle: # Sosyal güvenlik sistemi üzerine, çalışanlar ve işve- renlerden yapılan kesintiler- den meydanagetirilen zorun- lu tasarruf fonu aktanlarak bireysel tasarruf fonu oluştu- rulacak. Zorunlu tutulacak bu 2. ayak sosyal güvenlik kurumlan, fon esasına göre çalışacak. 1. ayağı oluştura- cak olan SSK, Bağ-Kur ve Emekli Sandığı'nın kapsamı ise hastalık, analık. iş kazası ve meslek hastalıklan gibi kı- sa vadeli sigorta kollanyla sı- nırlandınlırken, dağıtım esa- sına dayandınlacak. Devlet, 1. ayak sosyal güvenlik ku- rumlanna prim ödeyerek, iş- verenin yükünü azaltacak katkı verecek. SSK'de prim kesintilerinde işçinin payı yüzde 7, devletin payı yüzde 5-9 olarak belirlenirken, iş- verenin payı yüzde 2-6 ola- cak. 3. ayak olarak da özel si- gortacılık teşvik edilecek. • Hastalık, analık, iş kaza- sı ve meslek hastalıklan so- nucundaki sağlık hizmeri ise "rekabef" esasına dayalı ola- rak genel sağlık sigortası ça- lışmalan kapsamında oluştu- nilacak Sağlık Finans Kuru- mu'na bırakılacak. Sigorta- cılıkla ılgilı >apılandınlacak genel sağlık sigortası için. ça- lışanlar, SSK ve Emekli San- dığı'nda yüzde 3, Bağ-Kur'da yüzde 6; ışveren. SSK ve Emekli Sandığı'nda yüzde 3: dev let ise 3 kuruluşta da yüz- de 2'şer prim ödeyecek. # Emeklilik yaşı 5 yıl içın- de kadınlarda 55'e, efkekler- de 60'ayükseltilecek. işçinin SSK'nin sunacağı haklardan yararlanması için 5 bin gün pnm ödemesi gerekiyor. • SSK, Bağ-Kur ve Emek- li Sandığı'nda verilecek as- gari emekli aylığında alt sınır emekli aylığı asgari ücretın yüzde 6O'ı, tavanının ise yüz- de 90'ını geçemeyecek. 0 Çalışan, işveren ve dev- letten yapılacak yüzde 1.5 oranında kesintilerle işsizlik sigortası oluşturulacak. Türk-îş-DÎSK: Önce kayıtdışı önlensin ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Türk-lş ile DİSK, hükümet tara- finın hazırladığı rapordan. "kaçak işçfligin kayrt altma alınmasının çö- züm olmayacağr görüşünün çıka- nlmasını isterken, erken emeklili- ğin tek çözüm olarak sunulmasına da karşı çıktılar. Türk-lş. "Milyonlarca sigortasız çahşanın kısa bir süre içinde kayda alınması zordur. Aynca sisteme ye- ni katılanlann emeklib'kleri geldi- ginde, gider arttıncı etkisi olacaktır. Sonuç olarak uzun vadede kaçak istihdam edilenkrin sistem içine alınması tek başma bir çözüm o\- mayacakür" bölümünün rapordan çıkanlmasını istedi. Uzlaşmaya vanlan 50-55 yaşın göz ardı edilmesini eleştiren Türk- fş, emeklilik yaşının orta ve uzun \ adede "en etkin tedbir" olarak su- nulmasına da karşı çıktı. Bakanlığa raporu olumlu bildi- ren DlSK'in önerileri de şöyle: "Kurumun yeniden yapılandınl- ması ve özerkliğinin sağlanması doğnıltusundaki önerilere yer ve- rilmelL Kaçak istihdamın önlenme- sinin tek başma çözüm olmayacağı- nı belirien bölüm çıkanlmalıdır. 50- 55 yaş uygulamasına kademeli ge- çiş önerisine vurgu yapılmalıdır." duğunu ortaya koydu. Emeklilik sonrası yaşam beklentisi ise SSK'de yaklaşık 25 yıl, Bağ- Kur'da 22 yıl. Emekli Sandığf nda ise 27 yıl olarak hesaplanan rapor- da. Türkiye'de 60 yaş üstü nüfusun toplam nüfusa oranının 1990 yı- lında yüzde 7.1 olduğu belirtildi. Raporda. kesıntileri belirleyen prime esas kazanç tavanının 1986 yılında asgari ücretin yaklaşık 6 katına denk gelirken. 1997 ıtiba- nyla bu dengenin 1.7 kata kadar düştüğüne dikkat çekildi. Yasa ta- sansında prime esas kazanç tava- nının asgari ücretin 3 katı olması öngörülüyor. Raporda, devletin sisteme 3. taraf olarak kaulması is- tenirken, bu katkmın ne düzeyde olacağıyla ilgıli hesap yapıhnadı. ILO RAPORU Özeî sigortacılık önerisi ANKARA (Cumhuriyet Büro- su) - Dünya Bankasf yla yapılan anlaşma çerçevesinde sosyal gü- venlik projesınin 3. aşaması olan " Hesaplann Denettenmesi ve Ma- li Yönetim" çalışması için Hazine tarafından yeni bir ihale açıldı. Anlaşmanın ikinci aşamasında Uluslararası Çalışma Orgütü'nce (ILO) hazırlanan rapor. reform ol- maması durumunda Türkiye'de Hazine tarafından karşılanması gereken sosyal güvenlik açığmın 2000 yılında gayri safı yurtiçı hasılanın yüzde 6.1 "ine ulaşacağı- nı ortaya koyuyor. ILO raporunda. emekli aylıkla- nmn düşük olduğuna dikkat çekı- lırken, Türkiye'de olmayan işsizlik sigortasının yapısal uyumun etkı- lerini yumuşatabileceği vurgulan- dı. Raporda, Türkiye'ye me\cut sistemin yeniden yapılandınlma- sı, en bılinen örneğinı Şıli'nin oluşturduğu bireysel tasarruf siste- mi. bu ıkı sistemin karması olan çok ayaklı zorunlu tasarruf sistemi ıle devlet garantili sistemin yanın- da gönüllü bireysel emekliliğın de teşvik edildıği çok ayaklı gönüllü tasarruf sistemi öneriliyor. SSK'mn raporla ilgilı değerlen- dirmesınde, özel sigortacllığın Türkiye koşullannda uygulanama- yacağına dikkat çekilirken, mev- cut sistemin yeniden yapılandınl- ması ya da çok ayaklı gönüllü ta- sarruf sisteminın kabul edilebilir olduğu bildirildi. Değerlendirme- de, işsizliğin sosyal güvenliği ikin- ci plana ittiğine dikkat çekildi. DÜNYA EKONOMİStNE BAKIŞ/ ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA 1993 yılında hiper-enflasyonu kont- rol etmek için dolara bağlı yeni bir pa- ra birımi, Real ve bir "acı reçete" uy- gulamaya koyan, Brezilya, üç sene sonra bu sefer de Real'ı korumak için bir "acı reçete" uygulamaya hazırla- nıyor. Sao Paulo Sanayi Federasyo- nu Başkan Yardımcısı Horacio Lafer Piva'ya göre "Bu uygulama ve aniden yükseltilen faızler, bir ekonomık res- sesyonayolaçacak." (The Washing- tonPost 11/11/97) 1993te. Maliye Bakanı Fernando Henrique Cardoso yıllık yüzde 7000'in üstünde seyreden enflasyo- nu düşürmek için dolara bağlı yeni bir para birimı Real'i uygulamaya koydu. Yabancı sermaye girişini teşvik etmek için özelleştirme, dışticaretin serbest- leştirilmesi gibi tedbirierle destekle- nen uygulama, kısa zamanda yaban- cı sermayenin desteğini kazandı. Ya- bancı sermaye girişi hem kamu açığı- nın finansmanını destekledi hem de artan ithalat, tüketici talebini tatmin ettı. Ancak nüfusunun yüzde 30'u mut- lakyoksulluk sınırı altında yaşayan bir ülkede bu politikalar, lüks tüketimi kö- rükledi, dış tıcaret açığını, iç ve dış borçlanmayı büyüttü. Gerçi enflasyon 1994'te aylık yüzde 45'ten yüzde 5'e genledi, ama işsizlik artmaya devam etti ve iç borç yüzde 60 oranında art- tı. (Le Monde Diplomatique, Aralık 1995). Ancak bu model sabitleştirilmiş bir Real-dolar paritesine ve sürekli ya- bancı sermaye girişine bağlı bir işle- yişi kronıkleştirdi. Bu şekilde kurulan dengenin geleceğiyse, yüksek bütçe ve cari açık ortamında, ister istemez uluslararası sermayenin, güvenineen- dekslenmişoluyordu. Enflasyon kont- rol altına alınmıştı, ama ülke ekonomi- sinin temel dengeleri uluslararası dal- galanmalara tabi hale gelmişti. Sosyal demokrat Cardoso'nun tercihi... Geçen haziranda Güneydoğu Asya ülkelerinde başlayan mali kriz derin- leşmeye başlayınca uluslararası yatı- nmcılann benzer özelliklere sahip di- ğer ülkelere de güvenleri sarsıldı. Ha- tırlarsanız gerek "Asya Kaplanlan" ge- rekse de Hong-Kong, ulusal paralan- nın değerini dolara bağlamışlardı. Uluslararası yatınmcılar, önce "/As- ya Kaplanlan "nın, sonra da Hong- Kong'un bu dolara bağlı pariteyi artık koruyamayacağını düşünerek söz ko- nusu ülkelerin dövızlerine karşı spe- külatif bir saldın başlattılar. Sonrasını Bir u Acı Reçete"den Diğerine Brezilya Brezilya 3 yıl sonra acı reçete uygulamaya hazırlanıyor. biltyorsunuz: "Asya Kaplanlan"n\r\ pa- ralan ve borsalan mali piyasaların po- ligonunda bir bir düştüler. "Asya Kap- lalan" bağlamında gelişen güvensiz- lik, hızla diğer "yükselen piyasalan" da etkisi altına alarak yayıldı ve gelip Latin Amerika kıtasına dayandı. Bre- zilya ve Arjantin gibi yüksek bütçe ve cari hesap açıklan olan ülkelerin pa- ralan ve borsalan, speküiatif saldınla- ra hedef oldu. Bu sürecin içinde Latin Amerika'nın toplam sanayi üretiminin yansını ger- çekleştiren Brezilya, özellikle önemli. Birçok gözlemci Brezilya'da ortaya çıkacak bir devalüasyon krizinin etki- lerinin, 1994 sonunda Meksika'da yaşanan krizden çok daha sarsıcı ola- cağını düşünüyorlar. Bu yüzden Bre- zilya Devlet Başkanı Cardoso "Ne pahasına olursa olsun Real'ı savuna- caklannı" açıkladı. (CNN 12/11/97) Uluslararası yatınmcılar da aynı fıkir- de. Commun'rty Energy Alternatives Inc. Genel Müdürü Thomas R. Smith, "Brezilya'nın parasını istikra- ra kavuştunvası son derece önemli- dir" diyor. (Wall Street Journal 13/11/97) Şimdi Cardoso'nun Real'i koruma planı yeni bir "acı reçeteyi" gerektiri- yor. Bu "acı reçete" öncelikle bütçe ve cari hesap açığını azaltmayı hedefli- yor. 18 milyardolaryeni kaynakyarat- mayı planlayan bu "acı reçete" Inter Amerikan Bank'tan Ricardo Haus- mann'a göre Brezilya ekonomisinde "muazzam bir şok yaratacak" (The Wall Street Journal 12/11/97). Bu şok tedbirleri kamu harcamalarında kesinti, özelleştirme, serbestleştirme, yabancı sermaye ve ihracat teşvikle- ri gibi 1993'te uygulanan paketi hatır- latan tedbirlerin yanı sıra, sigara ve iç- kiden arabaya kadar bir seri mala uy- gulanan vergileri, ağıriıklı olarak ma- aş ve ücretlileri etkileyecek olan gelir vergisinin arttırılmasını, elektrikten benzine kadar bir seri mala zam ya- pılmasını, yoksul kuzey eyaletlerine yönelik sosyal yardımlann yarı yanya kesilmesini, kamu tşletmelerinde ça- lışan 33 bin geçici işçinin sözleşme- sinin iptali gibi ek uygulamalan da içe- riyor. Şok tedbirleri, kısa dönemli faızle- rin yüzde 20'lerden, yüzde 43'e (reel yüzde 35) çıkmasıyla da frhe Econo- mist 15/11/97) işsizliğin tüm ekono- miye yayılmasına yol açacak. Dış açı- ğı azaltmak için hükümet ihracatçıla- ra ek tedbirier getiriyor. Böylece Real istikrara kavuşana kadar, hükümet içeriden topladıklannı, döviz elde et- mek için ihracatçılara, onlar da düşük fiyatlasattıklan mallararacılığı ile dün- ya ekonomisine transfer edecek gibi görünüyor. Ekonomik büyüme hızının da gele- cek sene yarı yanya azalması planla- nıyor (tüm bunlar, bana bir başka "acı reçete" tartışmasını hatırtattı ama neyse...) Brezilya'da büyük şehirierde, dük- kânlann daha şimdiden sinek avla- maya, fabrikalann boşalmaya başla- dığından bahsediliyor. En büyük, özel sektör şirketi, Volkswagen ın hafta- lık çalışma süreşini üç güne indirdiği, büyük bira üreticisi Brahma'nın yatınm- lannı ertelediği (The Economist), Mac Donald'ın 500 mil- yon dolarlık genişle- me planının gelece- ğinin tehlikeye girdi- ği, GM ve diğer oto- motif şirketlerinin planlanmış yatırım- iardan vazgeçmek üzere olduğu (WSJ) bildiriliyor. Bu gü- vensizlik ortamında iki haftada yüzde 30 değer kaybeden borsanın da açıkla- nan tedbiriere rağ- men toparlanmakta tereddüt ettiğı görü- lüyor. Uluslararası mali sermayeye güven vermek için ne pa- hasına olursa olsun, sosyal sonuçla- nna aldırmadan, Real'ı korumayı se- çen Cardoso acaba bu "cesaretinin" şiyasi faturasını karşılayabilecek mi? Önümüzdeki yıl başkanlık seçimleri var. Cardoso, bir öncekı başkanlık seçimlerini, İşçi Partisi lideri Lula'ya karşı, bir ekonomik büyüme ve göre- li istikrar ortamında tüm muhafazakâr ve sosyal demokrat partilerin deste- ğini alarak kazanabilmişti. Bu sefer acı reçete ile seçimler arasındaki me- safe çok kısa. Geçen seçimlerde ol- dukça düşük bir sol muhalefet vardı. Ancak bu sefer durum farklı olacağa benziyor. Geçen aylarda, Cardoso, toprak reformuna ilişkin sözünü tut- madığı için topraksız köylüler, sendi- kalann ve sol partilerin desteğinde bü- yük gösterilerdüzenlemişlerdi. Geçen hafta, "acı reçete" açıklanır açıklan- maz, sendikalann çağnsıyla 3000 ara- badan ve binlerce yürüyüşçüden olu- şan gösteriler, başkent Brazil'i felce uğrattı. (CNN). Kamuoyu yoklamalarına göre nü- fusun yüzde 80'i, önümüzdeki sene işsizliğin artacağını düşünüyor. Hal- buki daha birkaç ay önce, toplumun 2/3'ü bu sene işlenn daha iyi gidece- ğini düşünüyordu. (The Economist 17/07/97). Suni olarak oluşturulan toplumsal lyimsertiğin aniden tersine dönmesinin önemi siyasi değişmele- re de zemin hazıriadığı düşünülürse, Brezilya deneyinde, başka ülkelerde de "acı reçete" uygulamaya hazıria- nanlann çıkarması gereken önemli dersler var diye düşünüyorum. ANKARA PAZARI YAKUP KEPENEK Bütçe 1998 veötesi Hükümetin kamuoyuna ve TBMM'ye sunduğu 1998 bütçesi, ekonomik ve toplumsal yönlerıyle, en aynntılı bir biçımde tartışılmalı ve irdelenmelidir. Çünkü gerçekten olağanüstü koşullarda hazırlan- mıştır. Gelecek yıl ekonominin 1997 büyüme hızının ya- nsı kadar, yani "yüzde üç büyümesi" öngörülmek- tedir; ortalama üretim artışı bu yıl elde edilenin ya- nsı düzeyinde kalacaktır. Kısaca, ekonominin büyü- mesini istemeyen ya da "büyümeden korkan poli- tika" bu yıl da sürdürülmek isteniyor. Büyümeden korkunun nedeni, enflasyondur. Ge- lecek yıl enflasyonun yarı yanya aşağı çekilerek yıl- lık ortalama yüzde 64, yıl sonunda da yüzde 50 ol- ması amaçlanıyor. Hükümet enflasyonun göster- gesi olarak toptan eşya flyatlannı alıyor, oysa dog- rusu, çoğu demokratik ülkede yapıldığı gibi tüketi- cifiyatlannıalmaktır; çünkü toplumun büyük çoğun- luğunu tüketici fiyatlan ilgilendirir. Ekonomi politikasını yürütenler, yüksek büyüme oranının enflasyon ateşini körüklediği varsayımıyla davranmaktadır. Oysa bu arayış, ne kuramsal ne de uygulamada geçerlidir; pek çok ülkelerin ekonomi- len, Türkiye'nin onda bin dolayında enflasyon ile yüzde 8-10 dolayında ekonomik büyümeyi başarı- yoriar. Işin ilginç yönü, ekonominin kendi iç işleyişi, en azından büyüme konusunda, "hükümetin plan ve programı amaçlanna uymuyor"; uygun deyişiyle "hükümeti dinlemiyor". Ömeğin, "programlanan" ekonomik büyüme oranı, 1995 ve 1996 için yüzde 4.5; 1997 için de yüzde 4.0tür. Oysa "gerçekleşen" büyüme oranlan, sırasıyla, 1995'te yüzde 8.0, 1996'da yüzde 7.1 ve 1997'dede ilk kestirimlere gö- re yüzde 6.0'ya yükseliyor. Üç yılın yıllık ortalaması olarak hükümetlerin yüzde 4.3 bir büyüme isteme- lerine ya da öngörmelerine karşılık, ekonominin yıl- da ortalama yüzde 7.0'ın üzerinde büyüdüğü görü- lüyor. Böyle olunca da "bu ölçüde büyük sapma" gös- teren yıllık program amaçlannın her yıl usanılmadan yazılmasının, ya IMF ve dış sermaye çevrelerine "mektup yazmak" ya da ekonominin büyük ölçüde "kayıt dışında olduğunu" benimsemek anlamına geldiği sonucu çıkar. Her iki durum da ekonomi po- litikası yapanlann "ne ölçüde gerçek dışı kaldığının" ayn bir kanıtıdır. Ekonominin büyümesini bir yana bırakarak enf- lasyonu düşürme girişimi, uygulanan ekonomi po- litikalannın başansız kakjıgının somut göstergesidir. • • • Bütçe ödenekleri toplamı, geçen yıla göre yüzde 136.5 oranında arttınlmakta ve 14,75 katrilyon lira olarak saptanmış bulunmaktadır. Ancak bu artış, bütçenin "hizmet" ve "yatınm" bölümlerinden gel- mıyor; geçen yıla göre yüzde 164.1 oranında arttı- nlan "transfer" ödeneklerinden doğuyor. Bir adım daha, transferier içinde yer alan "borç faizleri ge- çen yıla göre yüzde 216.5 arttınlıyor"; gelecek yıl, bütçenin yaklaşık yüzde 40'ı, yani, 5.9 katrilyon li- ra borç faizi ödenecektir. Bu ödenek tutannın ülke- nin 53 kamusal üniversitesıne aynlan 383,2 trilyon lira ödeneğin 15.4 katı olduğu kolayca görülebilir. Öbür transferlene birlikte toplam transfer öde- nekleri 8.63 katrilyon ya da bütçenin yüzde 63.1 'i- ni alıp götürünce, geriye, hizmet ve yatınm bölüm- lerine pek bir şey kalmıyor. Bütçeden aynlan yatı- rım payı yüzde 6.8 ve geçen yıla göre bir puan az- dır. ••• Hizmet kesimi iki alt bölüme aynlıyor, "personer ve "diğer cari". 1988'de personel giderleri bütçe ödeneklerinin yüzde 21.1'i kadardır; diğer can de yüzde 9 dolayında tutuluyor. içinde bulunduğumuz 1997'de personel ödenek- leri payı yüzde 23.8 idi; diğer cari giderier için de yüzde 10.2 bir pay ayrılmıştı; bu yılın verileriyle kar- şılaştırıldığında gönülen, bütçe toplamı içinde per- sonel ödeneklerinin gelecek yıl 2.7 puan azaltılaca- ğıdır. Oysa, bütçenin ana bölümleri içinde, hiçbir alt bölümünün aldığı pay bu oranda azaltılmıyor. Kısa- ca, 1998 bütçesinde göreli olarak "en çok azaltı- lan alt bölüm personel giderteridir". Kısaca, 1998 bütçesi, "yatmmlar" konusunda ol- duğu gibi "personel konusunda, 1997 yılını arata- cak" bir özellik taşıyor. Özetie, 1998 bütçesinin yapısı ile yıllardır yapıldı- ğı gibi "insangücü ve sermaye birikimi" gibi eko- nomik ve toplumsal gelişmenin iki ana dayanağını göz ardı ediyor. Böyle olunca da gelecek yıl ekono- minin geçen birkaç yıl olduğu gibi daha çok düş- memek için yine borç faizi ödeme ve enflasyon at- lannın sırtında koşacağı anlaşılıyor. Yıllardır, yanlış atlara oynanmasının çok ağır bedelini toplumun salt emeğiyle geçınen kesimleri ve acıyla ödüyor. Ithalattâ koruma duvarları indirfliyor ANKARA (uba) - İtha- lat rejimi üzerindeki çalış- malar son asamaya geldi. Dış Ticaret Müsteşarh- ğı'nınCDTM) 1998 yılı it- halat rejimi üzerindeki ça- lışmalannı büyük ölçüde tamamladığı, ithalat reji- minin önümüzdeki günler- de Bakanlar Kurulu'na su- nulacağı öğrenildi. DTM'nin çalışmalannı tamamladığı ithalat rejimi ile üçüncü ülkelere yönelik koruma yüzde 5.6'dan yüz- de 4.6'ya çekiliyor. Güm- rük birliğı çerçevesinde, yeni ithalat rejimiyle itha- latta koruma duvarlan bü- yük ölçüde aşağı çekilir- ken, yeni ithalat rejimi, Türkiye'nin Avrupa Bırlı- ği ve Dünya Ticaret Örgü- tü'ne taahhütleri doğrultu- sunda 11 ek liste halinde yayımlanacak. Bu lıstelerde gümrük ta- rifeleri ve mal gruplan yer alıyor. Hassas sanayi ürünlerin- de Türkiye 1998 yılı için yüzde 10 indirim yapacak. BORSA'yı En Yeni Teknolojiyle Real-Time Izleyin... MKB hisse senedi piyasası takibinde data hattı ve modeme SONIstanbul: Cjptıurryet Cad Uftade Sk Nc 1 EmhanKal 2 3 80230 Elmadag Fa»s <02"2l 232 80 77 Ankan; BoğazSk Ho -*n 06700 Gaziosmanpaşa Tel 10312', 427 19 1313 hat F3*s f3312'427 14 63 Bir TV anteni ve bilgisayar kartı ile hisse senetlerinin fiyat ve işlem adetlerini arunda (real-time) izleyebilecek, portföy yönetimi ve teknik analiz yapabileceksıniz. • Seans içinde alış/satış teklıfi, endüşük/en yüksek ve son ışlem fiyatı ıle hisse bazırıda ışlem adedı ve sozleşme sayısı, 9 Seans sonunda ağıriıklı ortalama fıyatlar, ® Seans içi ve tanhsel grafık, • Portfoy yönetimı/on-line kâr-zarar hesabı, • Teknik analiz (en yaygm 9 adet gösterge), • DDE olanağı ıle Excele veri aktarma, • Meta Stock'a/Meta Stock'dan ven transferi, • Hisse senetlerinin geçmışe donük bılgileri. FOREKS Bilgi İletlşim Hlzmetleri A.Ş.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle