Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 KASIM 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
SIRKETLERDEN
• ECZACIBAŞI Holding
kuruluşlanndan
İntema'nın yıllık saüş
toplantısı, 15-16 Kasım
tarihterinde Marmaris
Otel Mares'te yapıldı.
Eczacıbaşı Topluluğu ve
İntema Yönetim Kurulu
Başkanı Biilent
Eczacıbaşı. toplantıda
yaptığı konuşmada,
"Hükümetin, başama
ulaşması için hepimize
görev diişen çabalannı
özetie tanımlamak
gerekirse, büyümeyi
durdurnıadan enflasyonu
düşünnek olduğunu
söylevebiliriz" dedi.
• EVGÎNMenkul
Değerler 10. yaşını Erol
Evgin konsenyle kutladı.
Geçen cuma günü Lütfu
Kırdar Kongre ve Sergi
Sarayı'nda. Türkiye
Spastik Çocuklar Vakfı
yaranna düzenlediği Erol
Evgın konsen ıle
kutlanan yıldönümüne
birçok ünlü sıma katıldı.
• L.C. \Vaikiki \e L.C.VV.
markalannın üreticisi
Taha Holding'in şirket
çalışanlan için 15-16
Kasım tarihlerinde
Holiday Inn Crovvn
Plaza'da, "Başardı
Merchandising'in
Temelleri" düzenlediği
seminere konuşmacı
olarak Joseph B. Siegel
katıldı.
• RENAULT'un presrij
otomobili olan Safrane'in
güçlü bir motora sahip
RXT 2.5 versiyonu
Türkiye piyasasına
sunuldu. Safrane RXE
2.0'den 8 ay sonra
piyasaya sürülen Safrane
RXE 2.5'ın otomatik ve
düz vıtes seçenekleri var.
• MOHR Bireysel
Bankacılık Şirketi 18
Kasım"da Çırağan Oteli
Şinıal B salonunda
bir tanıtım toplantısı
düzenliyor. Toplantının
sonunda davetliler bir
Tango Gösterisi izlemek
imkânını bulacaklar.
• AMERtKAN Ford
Vakfi, 97 yılı CDF
könferanslar dizisini 16-27
Kasım tarihleri arasında.
The Marmara Oteli'nde
gerçekleştirecek.
Könferanslar. oturumlar ve
bılimsel araştırmalann
yanı sıra değişik
ülkelerden dans ve tıyatro
göstenlerini de içermekte.
Çalışma Bakanı Çağan, tasan üzerinde Bakanlar Kurulu'nda uzlaşmaya vanldığını açıkladı
Sosyal güvenlik paketi açdıyorBANL SALMAN
ANKARA - Hûkümet emeklı-
hk yaşının 50-55 olmasuıı öngören
ve REFAHYOL döneminde
TBMM'ye gönderilen tasan üze-
rinde uzlaşmaya vanrken; farklı
yaş seçeneklen öngören paketin
de Ekonomık ve Sosyal Konsey'e
sunulma hazırlığının sürdürülrne-
si karmaşaya yol açtı. Ilk birleşim-
den 15 gün sonra toplanacağı açık-
lanan konsey aradan geçen 2.5 ay-
lık sürede yeniden bir araya gele-
mezken; sosyal güvenlik konusun-
daki ek önlemler paketinin bugün
yapılacak Bakanlar Kurulu'nda
ele alınması bekleniyor.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik
Bakanı Nami Çağan. emeklilik ya-
şı da içinde olmak üzere TBMM'-
deki tasan üzerinde Bakanlar Ku-
rulu'nda uzlaşmaya vanldığını
açıkladı. Çağan. prim ödeme gün
sayılannın yükseltilmesıne tepki
gösterilmesi üzerine. bu durumun
ancak işsizlik sigortası getinlme-
siyle gerçekleştirilebileceğini bil-
dirmişti.
Sosyal güvenlik alt komisyonu-
nun hükümet kanadı tarafından
hazırlanan ve sosyal taraflann üze-
rindekı görüşleri alınan 10 Kasım
1997 tarihli raporda, prim ödeyen
aktif sigortalılarla emekli aylığı
alan pasif sigortalılann oranının 3
sosyal güvenlik kurumunda 1.9 ol-
duğu ve Uluslararası Çalışma Ör-
gütü'nün (ILO) çalışmasına göre
önlem alınmaması durumunda
2020 yılında 1 çalışana karşılık
emekli düşeceğine dikkat çekildı.
Raporda. 1996 yılında bütçeden
yapılan transferlere göre bir SSK
emeklisine 57.5 milyon lira. Bağ-
Kur emekJisine 80.1 milyon lira,
Emekli Sandığı emeklisine ise
37.6 milyon lira pay düştüğü he-
saplandı.
Emeklilik yaşı konusunda 50-
55. 55-60, 58-60 ve 60-60 olmak
üzere 4 seçeneğin geçişli ve geçiş-
sız formüllerine göre sisteme ge-
tinleri hesaplanan raporda, ücret-
li olarak istihdam edilen 7.3 mil-
yon kişiden 2.4 milyonunun sigor-
tasız olarak çalıştınldığı ve toplam
istihdam içindeki kayıtdışı işçi
orarunm yüzde 32 olduğu belirtıl-
di. Kamu kesimi dışanda tutuldu-
ğunda bu oranın yüzde 37'ye yük-
seldığine dikkat çekilen raporda.
"Bu durum, SSK için önemli bir
geiir kaybı yaratmaktadır" denil-
mesıne karşın, uzun vadede kaçak
istihdamın sistem içıne ahnması-
nın gider arttıncı etki yapacağı gö-
rüşü vurgulandı.
Raporda, "1996 yılında SSK'de
ayhk baglanan 177 bin sigortalırun
yüzde 71'i, kanunda öngörülen
emeklilik yaşının altında emekli of-
muşlardır. Emekli Sandığı'nda ise
bu oran yüzde 84'tür" denılmesı
dikkat çekti.
Rapordaki veriler, SSK'de orta-
lama emekli aylığı bağlama yaşı-
nın zaten 50, Bağ-Kur'da 54,
Emekli Sandığı'nda48 olmak üze-
re ortalama 52 düzeyinde bulun-
TÜSİAD RAPORU
Sosyal güvenlikten
sermayeye rant isteniyor
ANKARA (Cumhuriyet
Biirosu) - Hazırladığı sosyal
güvenlik raporuyla zorunlu-
luk esasına dayanan iki ayak-
lı sistem önensi getiren TÜ-
SlAD "İkinci ayakta oluşa-
cak bireysel tasarnıflar. uzun
vadeti fon birikimleri yarata-
rak sermaye ve hisse senedi
pKasalannın gelişmesine im-
kin vermeüdir" görüşünü sa-
vundu.
Raporda yapılması ıstenen
değişiklikler şöyle:
# Sosyal güvenlik sistemi
üzerine, çalışanlar ve işve-
renlerden yapılan kesintiler-
den meydanagetirilen zorun-
lu tasarruf fonu aktanlarak
bireysel tasarruf fonu oluştu-
rulacak. Zorunlu tutulacak
bu 2. ayak sosyal güvenlik
kurumlan, fon esasına göre
çalışacak. 1. ayağı oluştura-
cak olan SSK, Bağ-Kur ve
Emekli Sandığı'nın kapsamı
ise hastalık, analık. iş kazası
ve meslek hastalıklan gibi kı-
sa vadeli sigorta kollanyla sı-
nırlandınlırken, dağıtım esa-
sına dayandınlacak. Devlet,
1. ayak sosyal güvenlik ku-
rumlanna prim ödeyerek, iş-
verenin yükünü azaltacak
katkı verecek. SSK'de prim
kesintilerinde işçinin payı
yüzde 7, devletin payı yüzde
5-9 olarak belirlenirken, iş-
verenin payı yüzde 2-6 ola-
cak. 3. ayak olarak da özel si-
gortacılık teşvik edilecek.
• Hastalık, analık, iş kaza-
sı ve meslek hastalıklan so-
nucundaki sağlık hizmeri ise
"rekabef" esasına dayalı ola-
rak genel sağlık sigortası ça-
lışmalan kapsamında oluştu-
nilacak Sağlık Finans Kuru-
mu'na bırakılacak. Sigorta-
cılıkla ılgilı >apılandınlacak
genel sağlık sigortası için. ça-
lışanlar, SSK ve Emekli San-
dığı'nda yüzde 3, Bağ-Kur'da
yüzde 6; ışveren. SSK ve
Emekli Sandığı'nda yüzde 3:
dev let ise 3 kuruluşta da yüz-
de 2'şer prim ödeyecek.
# Emeklilik yaşı 5 yıl içın-
de kadınlarda 55'e, efkekler-
de 60'ayükseltilecek. işçinin
SSK'nin sunacağı haklardan
yararlanması için 5 bin gün
pnm ödemesi gerekiyor.
• SSK, Bağ-Kur ve Emek-
li Sandığı'nda verilecek as-
gari emekli aylığında alt sınır
emekli aylığı asgari ücretın
yüzde 6O'ı, tavanının ise yüz-
de 90'ını geçemeyecek.
0 Çalışan, işveren ve dev-
letten yapılacak yüzde 1.5
oranında kesintilerle işsizlik
sigortası oluşturulacak.
Türk-îş-DÎSK: Önce kayıtdışı önlensin
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)
- Türk-lş ile DİSK, hükümet tara-
finın hazırladığı rapordan. "kaçak
işçfligin kayrt altma alınmasının çö-
züm olmayacağr görüşünün çıka-
nlmasını isterken, erken emeklili-
ğin tek çözüm olarak sunulmasına
da karşı çıktılar.
Türk-lş. "Milyonlarca sigortasız
çahşanın kısa bir süre içinde kayda
alınması zordur. Aynca sisteme ye-
ni katılanlann emeklib'kleri geldi-
ginde, gider arttıncı etkisi olacaktır.
Sonuç olarak uzun vadede kaçak
istihdam edilenkrin sistem içine
alınması tek başma bir çözüm o\-
mayacakür" bölümünün rapordan
çıkanlmasını istedi.
Uzlaşmaya vanlan 50-55 yaşın
göz ardı edilmesini eleştiren Türk-
fş, emeklilik yaşının orta ve uzun
\ adede "en etkin tedbir" olarak su-
nulmasına da karşı çıktı.
Bakanlığa raporu olumlu bildi-
ren DlSK'in önerileri de şöyle:
"Kurumun yeniden yapılandınl-
ması ve özerkliğinin sağlanması
doğnıltusundaki önerilere yer ve-
rilmelL Kaçak istihdamın önlenme-
sinin tek başma çözüm olmayacağı-
nı belirien bölüm çıkanlmalıdır. 50-
55 yaş uygulamasına kademeli ge-
çiş önerisine vurgu yapılmalıdır."
duğunu ortaya koydu. Emeklilik
sonrası yaşam beklentisi ise
SSK'de yaklaşık 25 yıl, Bağ-
Kur'da 22 yıl. Emekli Sandığf nda
ise 27 yıl olarak hesaplanan rapor-
da. Türkiye'de 60 yaş üstü nüfusun
toplam nüfusa oranının 1990 yı-
lında yüzde 7.1 olduğu belirtildi.
Raporda. kesıntileri belirleyen
prime esas kazanç tavanının 1986
yılında asgari ücretin yaklaşık 6
katına denk gelirken. 1997 ıtiba-
nyla bu dengenin 1.7 kata kadar
düştüğüne dikkat çekildi. Yasa ta-
sansında prime esas kazanç tava-
nının asgari ücretin 3 katı olması
öngörülüyor. Raporda, devletin
sisteme 3. taraf olarak kaulması is-
tenirken, bu katkmın ne düzeyde
olacağıyla ilgıli hesap yapıhnadı.
ILO RAPORU
Özeî
sigortacılık
önerisi
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - Dünya Bankasf yla yapılan
anlaşma çerçevesinde sosyal gü-
venlik projesınin 3. aşaması olan
" Hesaplann Denettenmesi ve Ma-
li Yönetim" çalışması için Hazine
tarafından yeni bir ihale açıldı.
Anlaşmanın ikinci aşamasında
Uluslararası Çalışma Orgütü'nce
(ILO) hazırlanan rapor. reform ol-
maması durumunda Türkiye'de
Hazine tarafından karşılanması
gereken sosyal güvenlik açığmın
2000 yılında gayri safı yurtiçı
hasılanın yüzde 6.1 "ine ulaşacağı-
nı ortaya koyuyor.
ILO raporunda. emekli aylıkla-
nmn düşük olduğuna dikkat çekı-
lırken, Türkiye'de olmayan işsizlik
sigortasının yapısal uyumun etkı-
lerini yumuşatabileceği vurgulan-
dı. Raporda, Türkiye'ye me\cut
sistemin yeniden yapılandınlma-
sı, en bılinen örneğinı Şıli'nin
oluşturduğu bireysel tasarruf siste-
mi. bu ıkı sistemin karması olan
çok ayaklı zorunlu tasarruf sistemi
ıle devlet garantili sistemin yanın-
da gönüllü bireysel emekliliğın de
teşvik edildıği çok ayaklı gönüllü
tasarruf sistemi öneriliyor.
SSK'mn raporla ilgilı değerlen-
dirmesınde, özel sigortacllığın
Türkiye koşullannda uygulanama-
yacağına dikkat çekilirken, mev-
cut sistemin yeniden yapılandınl-
ması ya da çok ayaklı gönüllü ta-
sarruf sisteminın kabul edilebilir
olduğu bildirildi. Değerlendirme-
de, işsizliğin sosyal güvenliği ikin-
ci plana ittiğine dikkat çekildi.
DÜNYA EKONOMİStNE BAKIŞ/ ERGİN YILDIZOĞLU LONDRA
1993 yılında hiper-enflasyonu kont-
rol etmek için dolara bağlı yeni bir pa-
ra birımi, Real ve bir "acı reçete" uy-
gulamaya koyan, Brezilya, üç sene
sonra bu sefer de Real'ı korumak için
bir "acı reçete" uygulamaya hazırla-
nıyor. Sao Paulo Sanayi Federasyo-
nu Başkan Yardımcısı Horacio Lafer
Piva'ya göre "Bu uygulama ve aniden
yükseltilen faızler, bir ekonomık res-
sesyonayolaçacak." (The Washing-
tonPost 11/11/97)
1993te. Maliye Bakanı Fernando
Henrique Cardoso yıllık yüzde
7000'in üstünde seyreden enflasyo-
nu düşürmek için dolara bağlı yeni bir
para birimı Real'i uygulamaya koydu.
Yabancı sermaye girişini teşvik etmek
için özelleştirme, dışticaretin serbest-
leştirilmesi gibi tedbirierle destekle-
nen uygulama, kısa zamanda yaban-
cı sermayenin desteğini kazandı. Ya-
bancı sermaye girişi hem kamu açığı-
nın finansmanını destekledi hem de
artan ithalat, tüketici talebini tatmin
ettı.
Ancak nüfusunun yüzde 30'u mut-
lakyoksulluk sınırı altında yaşayan bir
ülkede bu politikalar, lüks tüketimi kö-
rükledi, dış tıcaret açığını, iç ve dış
borçlanmayı büyüttü. Gerçi enflasyon
1994'te aylık yüzde 45'ten yüzde 5'e
genledi, ama işsizlik artmaya devam
etti ve iç borç yüzde 60 oranında art-
tı. (Le Monde Diplomatique, Aralık
1995). Ancak bu model sabitleştirilmiş
bir Real-dolar paritesine ve sürekli ya-
bancı sermaye girişine bağlı bir işle-
yişi kronıkleştirdi. Bu şekilde kurulan
dengenin geleceğiyse, yüksek bütçe
ve cari açık ortamında, ister istemez
uluslararası sermayenin, güvenineen-
dekslenmişoluyordu. Enflasyon kont-
rol altına alınmıştı, ama ülke ekonomi-
sinin temel dengeleri uluslararası dal-
galanmalara tabi hale gelmişti.
Sosyal demokrat
Cardoso'nun tercihi...
Geçen haziranda Güneydoğu Asya
ülkelerinde başlayan mali kriz derin-
leşmeye başlayınca uluslararası yatı-
nmcılann benzer özelliklere sahip di-
ğer ülkelere de güvenleri sarsıldı. Ha-
tırlarsanız gerek "Asya Kaplanlan" ge-
rekse de Hong-Kong, ulusal paralan-
nın değerini dolara bağlamışlardı.
Uluslararası yatınmcılar, önce "/As-
ya Kaplanlan "nın, sonra da Hong-
Kong'un bu dolara bağlı pariteyi artık
koruyamayacağını düşünerek söz ko-
nusu ülkelerin dövızlerine karşı spe-
külatif bir saldın başlattılar. Sonrasını
Bir
u
Acı Reçete"den Diğerine Brezilya
Brezilya 3 yıl sonra acı reçete uygulamaya hazırlanıyor.
biltyorsunuz: "Asya Kaplanlan"n\r\ pa-
ralan ve borsalan mali piyasaların po-
ligonunda bir bir düştüler. "Asya Kap-
lalan" bağlamında gelişen güvensiz-
lik, hızla diğer "yükselen piyasalan"
da etkisi altına alarak yayıldı ve gelip
Latin Amerika kıtasına dayandı. Bre-
zilya ve Arjantin gibi yüksek bütçe ve
cari hesap açıklan olan ülkelerin pa-
ralan ve borsalan, speküiatif saldınla-
ra hedef oldu.
Bu sürecin içinde Latin Amerika'nın
toplam sanayi üretiminin yansını ger-
çekleştiren Brezilya, özellikle önemli.
Birçok gözlemci Brezilya'da ortaya
çıkacak bir devalüasyon krizinin etki-
lerinin, 1994 sonunda Meksika'da
yaşanan krizden çok daha sarsıcı ola-
cağını düşünüyorlar. Bu yüzden Bre-
zilya Devlet Başkanı Cardoso "Ne
pahasına olursa olsun Real'ı savuna-
caklannı" açıkladı. (CNN 12/11/97)
Uluslararası yatınmcılar da aynı fıkir-
de. Commun'rty Energy Alternatives
Inc. Genel Müdürü Thomas R.
Smith, "Brezilya'nın parasını istikra-
ra kavuştunvası son derece önemli-
dir" diyor. (Wall Street Journal
13/11/97)
Şimdi Cardoso'nun Real'i koruma
planı yeni bir "acı reçeteyi" gerektiri-
yor. Bu "acı reçete" öncelikle bütçe ve
cari hesap açığını azaltmayı hedefli-
yor. 18 milyardolaryeni kaynakyarat-
mayı planlayan bu "acı reçete" Inter
Amerikan Bank'tan Ricardo Haus-
mann'a göre Brezilya ekonomisinde
"muazzam bir şok yaratacak" (The
Wall Street Journal 12/11/97). Bu
şok tedbirleri kamu harcamalarında
kesinti, özelleştirme, serbestleştirme,
yabancı sermaye ve ihracat teşvikle-
ri gibi 1993'te uygulanan paketi hatır-
latan tedbirlerin yanı sıra, sigara ve iç-
kiden arabaya kadar bir seri mala uy-
gulanan vergileri, ağıriıklı olarak ma-
aş ve ücretlileri etkileyecek olan gelir
vergisinin arttırılmasını, elektrikten
benzine kadar bir seri mala zam ya-
pılmasını, yoksul kuzey eyaletlerine
yönelik sosyal yardımlann yarı yanya
kesilmesini, kamu tşletmelerinde ça-
lışan 33 bin geçici işçinin sözleşme-
sinin iptali gibi ek uygulamalan da içe-
riyor.
Şok tedbirleri, kısa dönemli faızle-
rin yüzde 20'lerden, yüzde 43'e (reel
yüzde 35) çıkmasıyla da frhe Econo-
mist 15/11/97) işsizliğin tüm ekono-
miye yayılmasına yol açacak. Dış açı-
ğı azaltmak için hükümet ihracatçıla-
ra ek tedbirier getiriyor. Böylece Real
istikrara kavuşana kadar, hükümet
içeriden topladıklannı, döviz elde et-
mek için ihracatçılara, onlar da düşük
fiyatlasattıklan mallararacılığı ile dün-
ya ekonomisine transfer edecek gibi
görünüyor.
Ekonomik büyüme hızının da gele-
cek sene yarı yanya azalması planla-
nıyor (tüm bunlar, bana bir başka "acı
reçete" tartışmasını hatırtattı ama
neyse...)
Brezilya'da büyük şehirierde, dük-
kânlann daha şimdiden sinek avla-
maya, fabrikalann boşalmaya başla-
dığından bahsediliyor. En büyük, özel
sektör şirketi, Volkswagen ın hafta-
lık çalışma süreşini
üç güne indirdiği,
büyük bira üreticisi
Brahma'nın yatınm-
lannı ertelediği (The
Economist), Mac
Donald'ın 500 mil-
yon dolarlık genişle-
me planının gelece-
ğinin tehlikeye girdi-
ği, GM ve diğer oto-
motif şirketlerinin
planlanmış yatırım-
iardan vazgeçmek
üzere olduğu (WSJ)
bildiriliyor. Bu gü-
vensizlik ortamında
iki haftada yüzde 30
değer kaybeden
borsanın da açıkla-
nan tedbiriere rağ-
men toparlanmakta
tereddüt ettiğı görü-
lüyor.
Uluslararası mali
sermayeye güven vermek için ne pa-
hasına olursa olsun, sosyal sonuçla-
nna aldırmadan, Real'ı korumayı se-
çen Cardoso acaba bu "cesaretinin"
şiyasi faturasını karşılayabilecek mi?
Önümüzdeki yıl başkanlık seçimleri
var. Cardoso, bir öncekı başkanlık
seçimlerini, İşçi Partisi lideri Lula'ya
karşı, bir ekonomik büyüme ve göre-
li istikrar ortamında tüm muhafazakâr
ve sosyal demokrat partilerin deste-
ğini alarak kazanabilmişti. Bu sefer
acı reçete ile seçimler arasındaki me-
safe çok kısa. Geçen seçimlerde ol-
dukça düşük bir sol muhalefet vardı.
Ancak bu sefer durum farklı olacağa
benziyor. Geçen aylarda, Cardoso,
toprak reformuna ilişkin sözünü tut-
madığı için topraksız köylüler, sendi-
kalann ve sol partilerin desteğinde bü-
yük gösterilerdüzenlemişlerdi. Geçen
hafta, "acı reçete" açıklanır açıklan-
maz, sendikalann çağnsıyla 3000 ara-
badan ve binlerce yürüyüşçüden olu-
şan gösteriler, başkent Brazil'i felce
uğrattı. (CNN).
Kamuoyu yoklamalarına göre nü-
fusun yüzde 80'i, önümüzdeki sene
işsizliğin artacağını düşünüyor. Hal-
buki daha birkaç ay önce, toplumun
2/3'ü bu sene işlenn daha iyi gidece-
ğini düşünüyordu. (The Economist
17/07/97). Suni olarak oluşturulan
toplumsal lyimsertiğin aniden tersine
dönmesinin önemi siyasi değişmele-
re de zemin hazıriadığı düşünülürse,
Brezilya deneyinde, başka ülkelerde
de "acı reçete" uygulamaya hazıria-
nanlann çıkarması gereken önemli
dersler var diye düşünüyorum.
ANKARA PAZARI
YAKUP KEPENEK
Bütçe 1998 veötesi
Hükümetin kamuoyuna ve TBMM'ye sunduğu
1998 bütçesi, ekonomik ve toplumsal yönlerıyle,
en aynntılı bir biçımde tartışılmalı ve irdelenmelidir.
Çünkü gerçekten olağanüstü koşullarda hazırlan-
mıştır.
Gelecek yıl ekonominin 1997 büyüme hızının ya-
nsı kadar, yani "yüzde üç büyümesi" öngörülmek-
tedir; ortalama üretim artışı bu yıl elde edilenin ya-
nsı düzeyinde kalacaktır. Kısaca, ekonominin büyü-
mesini istemeyen ya da "büyümeden korkan poli-
tika" bu yıl da sürdürülmek isteniyor.
Büyümeden korkunun nedeni, enflasyondur. Ge-
lecek yıl enflasyonun yarı yanya aşağı çekilerek yıl-
lık ortalama yüzde 64, yıl sonunda da yüzde 50 ol-
ması amaçlanıyor. Hükümet enflasyonun göster-
gesi olarak toptan eşya flyatlannı alıyor, oysa dog-
rusu, çoğu demokratik ülkede yapıldığı gibi tüketi-
cifiyatlannıalmaktır; çünkü toplumun büyük çoğun-
luğunu tüketici fiyatlan ilgilendirir.
Ekonomi politikasını yürütenler, yüksek büyüme
oranının enflasyon ateşini körüklediği varsayımıyla
davranmaktadır. Oysa bu arayış, ne kuramsal ne de
uygulamada geçerlidir; pek çok ülkelerin ekonomi-
len, Türkiye'nin onda bin dolayında enflasyon ile
yüzde 8-10 dolayında ekonomik büyümeyi başarı-
yoriar.
Işin ilginç yönü, ekonominin kendi iç işleyişi, en
azından büyüme konusunda, "hükümetin plan ve
programı amaçlanna uymuyor"; uygun deyişiyle
"hükümeti dinlemiyor". Ömeğin, "programlanan"
ekonomik büyüme oranı, 1995 ve 1996 için yüzde
4.5; 1997 için de yüzde 4.0tür. Oysa "gerçekleşen"
büyüme oranlan, sırasıyla, 1995'te yüzde 8.0,
1996'da yüzde 7.1 ve 1997'dede ilk kestirimlere gö-
re yüzde 6.0'ya yükseliyor. Üç yılın yıllık ortalaması
olarak hükümetlerin yüzde 4.3 bir büyüme isteme-
lerine ya da öngörmelerine karşılık, ekonominin yıl-
da ortalama yüzde 7.0'ın üzerinde büyüdüğü görü-
lüyor.
Böyle olunca da "bu ölçüde büyük sapma" gös-
teren yıllık program amaçlannın her yıl usanılmadan
yazılmasının, ya IMF ve dış sermaye çevrelerine
"mektup yazmak" ya da ekonominin büyük ölçüde
"kayıt dışında olduğunu" benimsemek anlamına
geldiği sonucu çıkar. Her iki durum da ekonomi po-
litikası yapanlann "ne ölçüde gerçek dışı kaldığının"
ayn bir kanıtıdır.
Ekonominin büyümesini bir yana bırakarak enf-
lasyonu düşürme girişimi, uygulanan ekonomi po-
litikalannın başansız kakjıgının somut göstergesidir.
• • •
Bütçe ödenekleri toplamı, geçen yıla göre yüzde
136.5 oranında arttınlmakta ve 14,75 katrilyon lira
olarak saptanmış bulunmaktadır. Ancak bu artış,
bütçenin "hizmet" ve "yatınm" bölümlerinden gel-
mıyor; geçen yıla göre yüzde 164.1 oranında arttı-
nlan "transfer" ödeneklerinden doğuyor. Bir adım
daha, transferier içinde yer alan "borç faizleri ge-
çen yıla göre yüzde 216.5 arttınlıyor"; gelecek yıl,
bütçenin yaklaşık yüzde 40'ı, yani, 5.9 katrilyon li-
ra borç faizi ödenecektir. Bu ödenek tutannın ülke-
nin 53 kamusal üniversitesıne aynlan 383,2 trilyon
lira ödeneğin 15.4 katı olduğu kolayca görülebilir.
Öbür transferlene birlikte toplam transfer öde-
nekleri 8.63 katrilyon ya da bütçenin yüzde 63.1 'i-
ni alıp götürünce, geriye, hizmet ve yatınm bölüm-
lerine pek bir şey kalmıyor. Bütçeden aynlan yatı-
rım payı yüzde 6.8 ve geçen yıla göre bir puan az-
dır.
•••
Hizmet kesimi iki alt bölüme aynlıyor, "personer
ve "diğer cari". 1988'de personel giderleri bütçe
ödeneklerinin yüzde 21.1'i kadardır; diğer can de
yüzde 9 dolayında tutuluyor.
içinde bulunduğumuz 1997'de personel ödenek-
leri payı yüzde 23.8 idi; diğer cari giderier için de
yüzde 10.2 bir pay ayrılmıştı; bu yılın verileriyle kar-
şılaştırıldığında gönülen, bütçe toplamı içinde per-
sonel ödeneklerinin gelecek yıl 2.7 puan azaltılaca-
ğıdır. Oysa, bütçenin ana bölümleri içinde, hiçbir alt
bölümünün aldığı pay bu oranda azaltılmıyor. Kısa-
ca, 1998 bütçesinde göreli olarak "en çok azaltı-
lan alt bölüm personel giderteridir".
Kısaca, 1998 bütçesi, "yatmmlar" konusunda ol-
duğu gibi "personel konusunda, 1997 yılını arata-
cak" bir özellik taşıyor.
Özetie, 1998 bütçesinin yapısı ile yıllardır yapıldı-
ğı gibi "insangücü ve sermaye birikimi" gibi eko-
nomik ve toplumsal gelişmenin iki ana dayanağını
göz ardı ediyor. Böyle olunca da gelecek yıl ekono-
minin geçen birkaç yıl olduğu gibi daha çok düş-
memek için yine borç faizi ödeme ve enflasyon at-
lannın sırtında koşacağı anlaşılıyor. Yıllardır, yanlış
atlara oynanmasının çok ağır bedelini toplumun salt
emeğiyle geçınen kesimleri ve acıyla ödüyor.
Ithalattâ koruma
duvarları indirfliyor
ANKARA (uba) - İtha-
lat rejimi üzerindeki çalış-
malar son asamaya geldi.
Dış Ticaret Müsteşarh-
ğı'nınCDTM) 1998 yılı it-
halat rejimi üzerindeki ça-
lışmalannı büyük ölçüde
tamamladığı, ithalat reji-
minin önümüzdeki günler-
de Bakanlar Kurulu'na su-
nulacağı öğrenildi.
DTM'nin çalışmalannı
tamamladığı ithalat rejimi
ile üçüncü ülkelere yönelik
koruma yüzde 5.6'dan yüz-
de 4.6'ya çekiliyor. Güm-
rük birliğı çerçevesinde,
yeni ithalat rejimiyle itha-
latta koruma duvarlan bü-
yük ölçüde aşağı çekilir-
ken, yeni ithalat rejimi,
Türkiye'nin Avrupa Bırlı-
ği ve Dünya Ticaret Örgü-
tü'ne taahhütleri doğrultu-
sunda 11 ek liste halinde
yayımlanacak.
Bu lıstelerde gümrük ta-
rifeleri ve mal gruplan yer
alıyor.
Hassas sanayi ürünlerin-
de Türkiye 1998 yılı için
yüzde 10 indirim yapacak.
BORSA'yı En Yeni Teknolojiyle
Real-Time Izleyin...
MKB hisse
senedi
piyasası
takibinde
data hattı
ve modeme
SONIstanbul:
Cjptıurryet Cad Uftade Sk Nc 1
EmhanKal 2 3 80230 Elmadag
Fa»s <02"2l 232 80 77
Ankan;
BoğazSk Ho -*n
06700 Gaziosmanpaşa
Tel 10312', 427 19 1313 hat
F3*s f3312'427 14 63
Bir TV anteni ve bilgisayar kartı ile hisse senetlerinin
fiyat ve işlem adetlerini arunda (real-time) izleyebilecek,
portföy yönetimi ve teknik analiz yapabileceksıniz.
• Seans içinde alış/satış teklıfi, endüşük/en yüksek ve son ışlem
fiyatı ıle hisse bazırıda ışlem adedı ve sozleşme sayısı,
9 Seans sonunda ağıriıklı ortalama fıyatlar,
® Seans içi ve tanhsel grafık,
• Portfoy yönetimı/on-line kâr-zarar hesabı,
• Teknik analiz (en yaygm 9 adet gösterge),
• DDE olanağı ıle Excele veri aktarma,
• Meta Stock'a/Meta Stock'dan ven transferi,
• Hisse senetlerinin geçmışe donük bılgileri.
FOREKS Bilgi İletlşim Hlzmetleri A.Ş.