Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
17 KASIM 1997 PAZARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
RP'li belediyelere bağlı EGO ve İGDAŞ'ın plansız çalışmalan doğalgaz sıkıntısına yol açtı
BOTAŞ'tan ayrıcahklı uygıılama
BAHARTANRISEVER
ANKARA - BOTAŞ, Karadeniz-Ereğli'de kurulu
bulunan Son Havadis gazetesınin eski sahibi Mustafa
Özkan'a ait Atam Elektrik'e doğalgaz gereksinim-
inin karşılanması konusunda ayncalıklı davrandı.
Yönetim kurulunun kurumu bağlayıcı yaaşma yapıl-
mamasma ilişkin karanna karşın, Atam Elektrik'e
göndenlen yanıtta 2000-2001 yılmdan itibaren doğal-
gaz gereksıniminin karşılanabileceği bildirildi. Atam
Elektrik şirketine ayncalık yapmayı kabul etmeyen
eski Doğalgaz Daire Başkanı Gökhan Yardım da,
her türlü tayin, atama ve terfıyi durduran Başbakanlık
genelgesıne aykın olarak 15 Temmuz 1996'da
görevinden alındı.
BOTAŞ'ın tahminlerine göre, 1997'de toplam
10.47 milyar metreküp, 1998'dede 13.46 milyarme-
treküp doğalgaz tüketilecek. Doğalgaz taleplerinde
kaydedilen artış nedenıyle arz olanaklannı zorlayan
BÖTAŞ'ın halen sürdürdüğü yeni yatınmlann devr-
eye girmemesi durumunda doğalgaz sıkıntisının arta-
bileceğı uyansında bulunuldu.
BÖTAŞ'ın 17 Eylül 1996 tarihli yönetim kurulu
karanna göre, bazı santrallann 1999, 2000 ve 2001
• Yönetim kurulunun kurumu bağlayıcı yazışma yapılmamasına ilişkin karanna karşın,
Atam Elektrik'e gönderilen yanıtta 2000-2001 yılından itibaren doğalgaz gereksiniminin
karşılanabileceği bildirildi. Ayncalık yapmayı kabul etmeyen eski Doğalgaz Daire
Başkanı Gökhan Yardım da Başbakanlık genelgesine aykın olarak görevinden alındı.
yılmdan sonra karşılanabilecek toplam doğalgaz
geTeksinimleri şöyle:
• Akenerji (Yalova) : 460 milyon metreküp
• Alarko (Kjrklareli) : 153 milyon metreküp
• AsEnerji(B.Çekmece) : 900 müyon metreküp
• Atam Elektrik (K. Ereğli): 560 milyon metreküp
• Ergüç (Esldşehir) : 550 milyon metreküp
• Ervaksan (K. Ereğli) : 208 milyon metreküp
• Koç-Sönmez (Bursa) : 600 milyon metreküp
• Trend Boya (Çorlu) : 30 milyon metreküp
• Türk Pirelli (Köseköy) : 137 milyon metreküp
• Sartrade (Çerkezköy) : 320 milyon metreküp
• Atias Enerji (Karabük) : 12 milyar metreküp
• Borusan Makina (Gemlik) : 208 milyon me-
treküp
Gereksinimlerinin ancak 1999 yılından sonra
karşılanabileceği bildirilmesine karşın daha önce
doğalgaz isteyen Akm Tekstil. tÇDAŞ ve Zorlu En-
erji'nin taleplerinin toplamı da 324 miryon me-
treküpü buluyor.
BOTAŞ'm 17 Eylül 1996 tarih ve 593 sayılı yöne-
tim kurulu karannda, Akenerji Yalova, Alarko,
Başkent Gazetecilik, Borusan Makina, Ervaksan,
Koç-Sönmez. Sartrade ve Türk Pirelli'nin doğalgaz
istemine yönelik yanıtın yılbaşında verilebileceği
kaydedildi. Aynı kararda, yönetim kurulu karan ol-
madan fırmalara gaz tahsisi yapılmaması ve kurumu
bağlayıcı yönde yazışma yapılmaması öngörüldü.
Ancak BOTAŞ tarafindan, yönetim kurulu karanna
aykın olarak, diğer 8 santraldan çok daha önce, Son
Havadis gazetesinin eski sahibi Mustafa Ozkan'a ait
olan Başkent Gazetecilik'in yan kuruluşu Atam Elek-
trik'e gönderilen yanıtta, 2000-2001 yılından itibaren
doğalgaz gereksiniminin karşılanabileceği bildiril-
di.
Atam Elektrik'e ayncalık yapmayı kabul etmeyen
eski Doğalgaz Daire Başkanı Gökhan Yardım da,
her türlü tayın, atama ve terfıyi durduran Başbakanlık
genelgesine aykın olarak 15 Temmuz 1996'da
görevinden alındı.
BÖTAŞ'ın uyansına karşın, RP'li Meüh Gökçek
yönetimindeki Ankara Belediyesi'ne bağlı EGO
Genel Müdûrlüğü ile RP'li Recep Tayyip Erdoğan'a
bağlı tGDAŞ Genel Müdürlüğü'nün sürdürdüğü
plansız çahşmalar nedeniyle doğalgaz sıkıntisının
oluştuğu belirtildı. Doğalgaz Daire Başkanhğı'nın
17 Eylül 1996-
da, eski BOTAŞ Genel Müdürü
Mustafa Murathan imzasıyla Yönetim Kurulu'na
gönderdiği yazıda, İGDAŞ'ın gaz tüketiminin 2000
yılında 3 milyar metreküpe çıkabıleceği varsayımına
yerverildi.
Doğalgaza ilişkin yatırımlardan Ambarlı Kom-
presörü'nün 1999 ocağında devTeye girmesi halinde
1999 yılı kış aylannda kesınti miktarlannın azalacağı
kaydedilen yazıda, "2000 yıhna kadarki dönemde. sis-
temimizin taşıma kapasitesi 1 Kasım-31 Mart arasın-
da mevcutsözleşmeli müşterilerimizin taleplerini dahi
karşılayamamaktadır. Bu durum özeüikle İGDAŞ ve
EGO'nun artan konut talepleri nedeniyle oluşmak-
tadır" denildi.
Ozefleştin
sırası şiıııcli de
fîdanhklarda
• Kamu Işletmeleri Geliştirme Merkezi
Yakfi'mn dava açmaya hazırlandığı Orman
Ürünleri Sanayii'nin satışının ardından
Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolü Genel
Müdûrlüğü "Orman Fidanhklanndaki Fidan
Üretimlerini Özelleştirme Projesi"yle
fıdanhklannı elden çıkarmaya hazırlanıyor.
HAKANDİRİK
İZMİR - Hükümetlerin
özelleştirme çahşmalan bir
bir yargıdan dönerken, or-
mancılıktaki özelleştirme
furyası fıdancılığa da sıçra-
dı. Kamu lşletmeleri Geliş-
tirme Merkezi Vakfı'nın da-
va açmaya hazırlandığı Or-
man Ürünleri Sanayii'nin sa-
tışının ardından Ağaçlandır-
ma ve Erozyon Kontrolü Ge-
nel Müdûrlüğü IAGM) •'Or-
man Fidanhklanndaki Eidan
Üretimlerini Özelleştirme
Projesi"yle fidanlıklannı el-
den çıkarmaya hazırlanıyor.
Orman Bakanlığı'nın, fıdan-
hklannı satarak elde edeceğı
gelirle fidan alımı ıçin kay-
nak elde etmeyi amaçlaması
projedeki çarpıklığı ortaya
koyuyor. Fidanlıklarda "su-
dan gerekçderfc" başlatılan
özelleştirmenin, kamusal
varlıklann üç-beş vurguncu-
ya devrinden öteye geçme-
yeceği belirtiliyor.
AGM'nin yönetiminde
bulunan 151 orman fidanlı-
ğı ihale yoluyla özel ve tüzel
kişilere tahsis edilecek veya
kiralanacak. Projeyle, fidan-
lıklar özelliştirilerek geçen
yılın fiyatlanyla 490 milyar
tasarruf sağlanması ve yak-
laşık 7
bin hektar ağaçlandır-
ma çahşması yapıhnası plan-
lanıyor. Projede yer alan "Fi-
danlıklar kiralanmak sure-
•tivleyeni kaynak yaraûlacak:
. bu kaynak ile de özel sektör-
den ağaçlandırma çauşmala-
nnda kullanılacakfidanlann
alunı sağlanacakur" madde-
si dikkat çekiyor. Projede, or-
man fidanlıklannın tam ka-
pasiteyle çalıştınlamadığı,
kaynak yaratılamadığı ve za-
ranna çalıştınldığı, uzun
boylu fidan üretilemediği,
TSE"ye uygun fidan üretile-
mediği öne sürülüyor. Ayn-
ca bu özelleştirmenin Orman
Bakanlığı Kuruluş Yasası,
Orman Kanunu'nun 64.
maddesi ve son 5 yıllık kal-
kınma programının gereği
olduğu savunuluyor. Kırsal
Çevre ve Ormancılık Sorun-
lan Araştırma Derneği, bu
olumsuzluklann tamamen
Orman Bakanlığı ile ona
bağlı AGM'nin verimsiz \e
akıldışı yönetiminden kay-
naklandığını belirterek "Bu,
Orman Bakanlığı ve AGM'yi
yönetenlerin, de\iete ve top-
luma zarar vermeye çahşan,
halkın mülkünü üç-beş vur-
guncuya peşkeş çekmeyi
amaclayan art niyetiikroldu-
ğu anlamına gelir. Bu olum-
suzluklann hiçbirisi yapısal
niteükte değildir. Kendi yö-
netimindeki fidanlıklan bfle
verimli yönetemediğini itiraf
edenlerin, >alnızca kâr güdü-
süyie hareket edenlerin vur-
guncu eğilimlerini önleyebil-
meleri ve denetleme yapabil-
meleri olanaksızdır" görüş-
lerim dile getirdi.
Hiçbir yasal düzenlemede
ve kalkınma planında devlet
orman fidanlıklannm özel-
leştirilmesinden söz edilme-
dığini vurgulayan dernek yö-
neticileri, projede öne sürü-
len dayanaklann çarpıtıldı-
ğını belirterek şunlan söy-
ledıler: "Fidanlıklann su-
dan gerekceterte özeOeştirfl-
mesi, kamusal varhklann
üç-beş vurguncuya devrin-
den öteye geçmeyecektir. Bu
durum,orman fabrika ve te-
sislerinin turizm gibi orman-
cılık dışı faalhetler için özel
kuruluşlara tahsis edilme-
sindede ortayaçıknuşür. Or-
man fidanlıklan özefleştiril-
diğinde Orman Bakanlığı.
ağaçlandırma veerozyon ça-
hşmalan sırasında 726 mil-
yon fidan kuilanması duru-
munda 589 miryar fadadan
ödeme yapmış olacakür.
Devlet orman fidanlıklan-
nın elden çıkanlması, bu ka-
musal birikimin savurganca
tüketilmesi anlamına gele-
cek. kamusal kay naklar bir-
kaç kişiye aktarilacakur."
iazete venr,
Soprano Jaklin Çarkçı sanatseverlerle buluştu
Ük kez başrol oynadığı "Carmen"le sanat dünyasının gündemi-
ni değiştiren mezzosoprano Jaklin Çarkçı, geçen hafta Cumhu-
riyet Kitap Kulübü'nün Taksim Sergi Salonu'nda, sanatseverler-
le buluştu. Müzik ağırhklı söyleşi esnasında Carmen'i Ying ve
Yang felsefesi ışığuıda yorumlayan Çarkçı, atügan ve aktif olan
Carmen ile dışa dönük, erkeksi Carmen ltişinklerini anlattL Çark-
çı, söyleşkk aynca Danimarka'da sahnelenen "Carmen" iztenim-
lerini de seyircileriyle paylaşü. (Fotoğraf: KADER TUGLA)
Meslek odaları Muğla'da 2 binin üzerinde kaçak yapı olduğunu ileri sürdü
Kaçak yapılaşmanın önüne geçilemiyor
ÖZCANÖZGÜR
ML'ĞLA - Kaçak yapı sayısı
kesin olarak saptanamayan Muğ-
la'da 9 yılda 327 yıknn yapüabil-
di. 2 binin üzerinde kaçak yapının
bulunduğu kentte, bu sayı, resmi
verilere göre bini aşmıyor. Plansız
köylerde kaçak yapılaşma engel-
lenemezken kıyı bölgelerinde ya-
pılaşma her geçen gün artıyor. Ka-
çak yapılaşmada Marmaris birin-
ci sırada yer alırken en sorunlu
bölgeler olarak Bodrum-Güver-
cinlik ve Marmaris-Hisarönü gös-
teriliyor.
Arkeolojik ve doğal SfT karar-
lannın yanında, özel çevre koru-
ma bölgeleri ile üçlü koruma al-
tında bulunan Muğla'da kaçak ya-
pılaşmanın önüne geçilemiyor.
Muğla Bayındırlık Müdürü Na-
suh Atıa'ya göre, kaçak yapılaş-
mayı u
kaçak yapı" ve "gecekon-
• Muğla Bayındırlık Müdürü Nasuh Atıcı'ya göre, kaçak yapılaşmayı "kaçak
yapı" ve "gecekondu" diye ayırmak gerekiyor. Kaçak yapılaşma turizm
merkezlerinde, ormanla denizin kucaklaştığı Hazine ve orman arazilerinde başta
"zilliyet ve ecrimisil" yoluyla olmak üzere işgallerle yaşanırken gecekondulaşma
ise plansızlık sonucu köy yerleşim alanlannda ortaya çıkıyor.
du" diye ayırmak gerekiyor. Ka-
çak yapılaşma turizm merkezle-
rinde, ormanla denizin kucaklaş-
tığı Hazine ve orman arazilerinde
başta "ziIHyetve ecrimisil'' yoluy-
la olmak üzere işgallerle yaşanır-
ken, gecekondulaşma ise plansız-
lık sonucu köy yerleşim alanlann-
da ortaya çıkıyor.
Meslek odalannca halen 2 bın
kaçak yapının var olduğu belirtı-
len Muğla'da, Bayındırlık Müdûr-
lüğü bu sayının bin dolayında ol-
duğunu bildiriyor. 1988 yılmdan
bugüne 327 kaçak yapıyı yıktıra-
bildiklerini belirten Bayındırlık
Müdürü Nasuh Ancı,
u
Kaçak ya-
pı ile gecekonduyu kanştınnamak
gerektyor" diyerek, şunlan söyle-
dı: "Kaçak yapılar Hazine ve or-
man arazik'rinin işgali ile ortaya
çıkıyor. Gecekondular ise plansız-
lık sonucu. Kaçakdiye adlandırdı-
ğımız bin yapının \üzde 50'sini ge-
cekondularoluşturuyor. 1/1000ÖI-
çekli plan yapılsa bunlann, yani
500 yapının çoğu gecekonduluk-
tan çıkıp yasal konuma gelebilir.
O nedenle köylerdeki kaçaklann
üzerine gitmiyomz. Hazine ve or-
man arazilerini işgal ileyapılan ya-
pılan vıknoruz."
Bayındırlık Müdürü Nasuh Atı-
cı'nın verdiği bilgiye göre, Hazi-
ne ve orman arazilerinin işgali ile
oluşan kaçak yapılaşmanın yaşan-
dığı yerlerin başında Marmaris
geliyor. Marmaris'ı Datça, Fethi-
ye, Bodrum, Köyceğiz izliyor. En
sorunlu beldelerin başında ise
Bodrum- Güvercinlik ile Marma-
ris- Hisarönü geliyor. Atıcı, Hisa-
rönü'nde yıkılması gereken 70 ya-
pı bulunduğunu, yıkım planlama-
sının tamamlanmasıru bekledik-
lerini belirtiyor. Atıcı, Güvercin-
lik ile ilgili de şu bilgileri verdi:
"Güvercinlik tam bir kanayan
yara. Köyiin nerede>se tamamı
kaçak yapıldı. Biz yıkryoruz, onlar
yapryoriar. Buradâ bir gecede \il-
la yapıklığına tanıkoluyoruz. Şim-
di yeni bir yol buldular. Yakın be-
lediyelerin mücaviri olup, kaçak
)
r
apılaşmaya devam ediyorlar. Bir
yılda üç betediye yetki aİdı. Bir sü-
re Milas Beledhesi'nin mücaviri
oldular. Ardından Bodrum'un.
Köyü mücav iri yapan belediye. bir
süre sonra jilıp yetkhi >~aliliğe ia-
de ediyor. En son Bodrum Betedi-
j-esi yetkiji valiliğe devretti. V'alUik
elinde kalsa sorun kökten çözüle-
cek. Ama şundi de gelip Mumcu-
lar Belediyesi yetki akü. Yetki be-
lediyenin olunca. köy denetimsiz
kaoyorve kaçakyapılaşma devam
ediyor."
Muğta'da kaçak olarak salt ko-
nut ve turistik tesis yapılmıyor.
Kaçaklar arasında Gökova Termik
Santralı ve Dalaman Havaalanı gi-
bi devlete ait dev tesisler bulundu-
ğu gibi, Muğla Kıreç Sanayii gibi
özel sektör tesısleri de bulunuyor.
AYDINLANMA
EMRE KONGAR
Yeni Emperyalizm ve
Huntington
Sovyetler Birliği'nin çöküşünden sonra ortaya
atılan en önemli tez, Fukuyama'nın seslendirdiği
"Tarihin, yani ideolojilerin sonu geldi. Artık libera-
lizm heryerde ve her şeye egemen" anlayışı idi.
Fukuyama, bu bence yanlış, ama çok önemli ki-
tabında insanlararası farklıhkların artık başka alan-
larda aranacağını belirtiyordu.
Şimdi bir başka Amerikalı siyaset bilimcisi, Sa-
muel P. Huntington, Fukuyama'nın bıraktığı yer-
den alıyor ve 21. yüzyılın din ağırlıklı bir uygarlık-
lar çatışması ile belirleneceğini söylüyor.
Böylece bir taşla birkaç kuş vuruyor.
Önce Çin uygariığını ve özellikle Islam'ı Batı'nın
karşısına yeni "düşmanlar" olarak dikiyor. Bu yol-
la, "Batı'yı diri tutabılmekiçin" çöken Sovyetler'in
yerine yeni düşmanlar tanımlıyor.
Bunu yaparken de karşısına aldığı toplumlara
"Batı uygahığı aslında evrensel değildir, emper-
yaJisttir. Siz bizden farklısınız ve bunda haklısınız!"
diyor ve kendisinden farklı olan dünyayı, argoda
tam ifadesini bulan bir deyimle, "gaza getırerek"
bütünüyle dışlıyor.
•••
Huntington, yayımlanır yayımlanmaz, Ameri-
ka'da bile ayrımcıltğa, yabancı düşmanlığına ve
ırkçılığa destek vermekle suçlanan "Uygariıklann
Çatışması ve Dünya Düzeninin Yeniden Kunjlma-
sı" adlı kitabında şu tezleri geliştiriyor:
Sovyetler Birliği çöktükten sonra, dünyada in-
sanlararası farklılıklar, ideolojik, siyasal ya da eko-
nomik olma özelliğini kaybetti.
Bugünkü dünyada insanlararası farklılıklar artık
esas olarak kültüreldir.
Eskiden insanlara "Hangi taraftansın?" diye so-
rariardı.
Şimdi "Kimsin?" dıyorlar.
Ulus devletler dünya üzerinde esas rol sahibi ol-
ma özelliklerini sürdürmektedir. Fakat soğuk sa-
yaş dönemindeki üçlü bölünme (Batı-Sovyet-
Üçüncü Dünya) yerini, dünyanın sekiz ana uygar-
lığına göre oluşan, bir başka gruplaşmaya bırak-
mıştır.
Huntington'a göre bu uygarlıklar şunlardır: Ba-
tı, Sind (çevresindeki ülkelerte birlikte Çin), Japon,
Islam, Hind, Slav-Ortodoks, Latin-Amerikan ve
muhtemelen Afrika.
Tarihte ilk kez küresel politıka çok kutuplu ve çok
uygarlıklı hale gelmiştir.
Modernleşme sürecı, Batılılaşmadan başka bir
şeydir ve ne anlamlı bir bütünlüğü olan evrensel
bir uygarlık, ne de Batılı olmayan toplumların Ba-
tılılaşması sonucunu vermektedir.
Uygarlıklar arasındaki güç dengesi değışmek-
tedir:
Batı'nın göreli etkisi azalmaktadır.
Asya uygarlıklarının ekonomik, askeri ve siyasal
gücü artmaktadır.
Müslümanlar, Islam ülkelerindeki ve komşulann-
daki istikran bozacak bir nüfus patlaması yaşa-
maktadır.
Batılı olmayan uygarlıklar, genellikfe kendi kül-
türlerinin değerli olduğunu yeniden onaylamakta-
dır.
Uygarlık temeline dayalı yeni bir dünya düzeni
kurulmaktadır:
Kültürel yakınlıklan olan toplumlar işbirliğine git-
mektedir.
Toplumlan bir uygarlıktan ötekine aktarmak ko-
nuşundaki çabalar başarısız olmuştur.
Ülkeler, mensup bulundukları uygartığın lider
devletleri etrafında gruplaşmaktadırlar.
Batı uygarlığının evrensel değerlere sahip oldu-
ğu iddiası, onu, öteki uygarlıklaria gittikçe daha
çok artan bir çatışma ortamına sokmaktadır. Çün-
kü Batı için "evrensel" olan, öteki uygarlıklar için
"emperyalizmdir."
Bu çatışmalann en ciddileri, Islam uygarlığı ve
Çin uygartığı ile Batı uygarlığı arasında olanlardır.
Huntington aslında bütün bu uygartıkların birbir-
leri ile yoğun bir çatışma içinde olduğunu söyle-
miyor.
Ona göre asıl etkileşim, Batı, Islam ve Çin dün-
yalan arasındadır.
Buradaki tehlike de, Batı'nın saldırganlığı, Is-
lam'ın hoşgörüsüzlüğü ve Çin uygariiğının iddiacı-
lığı arasındaki etkileşimin yaratacağı çatışmalar-
dadır.
• • •
Huntington'un tezleri, hem islam dünyasını, hem
de Türkiye'yi yakından ilgilendiren teşhis ve öner-
melerle sürüyor.
Ama benim yerim bitti.
Tezlerin devamı ve "Emperyalizmin bu yeni se-
sinin" yine kendi ülkesinde aldığı eleştiriler dahil,
tarafımdan yapılmış (acizane) bir çözümlemesi
haftaya.
Medya Notu: Geçen haftaki Durum progra-
mında yapılan "Üniversiteler tartışması"r\\ Kanal
D'ye de, sevgili dostum, deneyimli gazetecı Gü-
neri Cıvaoğlu'na da yakıştıramadım. Sadece
YÖK'ün ve özel üniversitelerin pohpohlandığı tek
taraflı bir program seyrettik.
e-posta: Emre.Kongar @ raksnet.com
web sayfası: http://remzi.com.tr/yazar.html
AKŞAM LİSELERİ AÇIK LİSEYE RAKİP
BaşarLsızlmi eğitmek istiyor
YUSUFZİYAAY
Aksam liseleri, lise 1 'de üst üste iki yıl
kaldığı için kayıtlan siUnen öğrencileri ken-
di bünyelerine almaya çalışırken bakanlı-
ğın bu öğrencileri yönlendirdiği Açık Li-
se'de olduğu gibi kredili sistemi uygulamak
istiyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nın, lise 1. sı-
nıfta üst üste iki yıl kalan öğrencileri örgün
öğretımin dışma çıkarması, aksam liseleri-
nin Açık Lise'ye alternatif ohna talebini
gündeme getirdi. Yıllık ücreti 200 milyon
liraya kadar ulaşan akşam liselennin sahip-
leri, örgün eğitimin dışında kalan öğrenci-
leri kendi okullanna çekmek amacıyla bu
okullara ilişkin iki ayn yönetmeligin birlik-
te değerlendirilmesini bekliyor. Aksam li-
sesi sahipleri, Sınıf Geçme Yönetmeliği'nin
58. maddesinin, "9. sınıfta üst üste kalanöğ-
rencikrin okuduklan programla ilişikkri
kesilirve uygun programlara yönlendirilir"
şeklindekı hükmü ile Akşam Liseleri Yö-
netmeliği'nin 6. maddesinin b fıkrasmda
yer alan "Akşam liseterine günduz Uselerin-
den tastiknameveya betge De aj nlanlar ka>-
dedilir" hükmünün, iki yıl üst üste sınıfta
kalan öğrencilerin "mağdurryetini gider-
mek" amacıyla birlikte değerlendirilmesi-
ni ıstiyorlar. Akşam lisesı sahipleri, "Budu-
rumdald öğrencüer için akşam Uselerinde
öğretimin 4 yüdan 6 yıla kadar süreceği du-
şünülerek yüz yüze eğitimin daha yarariı
olacağı açıkür. Bu öğrendlerin Açık Lise'den
çok akşam liselerine y önlendirilmesi yarar-
holur" görüşünü savomuyorlar. Bakanlığın
bu durumdaki öğrencileri yönlendirdiği
Açık Lise'deki gibi kredili sınıf geçme sis-
temiyle eğitim vermek istediklerini belirten
alcsam liselerinin sahipleri, "Klasiksistem-
de okumuş bir öğrenci, kredili sisteme uyum-
laşünhrken kredili sistemde okuyan bir öğ-
rencinin klasik sisteme uyumlaşünlması>la
ilgili bir bilgi yok." diyerek konunun açığa
kavuşturulmasını bekliyorlar.
Adana
CezaevVn
çevreci ko
Pop müziğinin ünlü
sanatçısı Haluk
Levent, bir çek davası
nedenhie tutuklu
bulunduğu Adana E
Tîpi Cezaevi'nde
tutuklu ve
hükümlülere •moral'
konseri verdi.
Tutuklu ve
hükümlüler, konser
sırasında Haluk
Levent'in şarküanna
eşlik ederken bir
yandanda
kendikrine öğrettiği
gibiserçe
parmaklannı
kaldırarak çevTe
işareti yapblar.