Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 17 KASIM 1997 PAZARTEi
10 HABERLERIN DEVAMI
Zonguldak
Butun bolgeler parçalı
çok, bulutlu, Marrnara,
Ege, Akdenız, Iç Anado-
lu, Batı ve Orta Karade-
nız, Doğu ve Güneydo- Helsinkı
AVIII
Oslo K 0
K 1
ğu Anadolu'nun bateı Stockholm K 4
yağmuryeryersağanak [öndrâ Y
lar Akdenizde etkili ve ^msteraam Y
15
sureklı ofacak. Hava sı- Brüksel
caklığı yağış alan yerter- Pans
de bnraz azaiacak, dığer Bonn
yederde değışmeyecek.
PB 10
PB 14
PB 11
Berlin
Budapeşte
Madrid
Viyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
PB
Y
PB
Y
Y
Y
PB
Y
7
7
15
7
7
5
15
18
9 Milano PB 14
Moskova
Aşkabat
Almatı
Ta^kent
Bakü
Bışkek
Tiflis
Kahıre
K
PB
PB
Y
PB
PB
PB
PB
1İ
c
1£
U
13
16
24
Şam Y 22
Parçalı buluttu i Sısfı BuMlu t Çok buluttu - Yağmuriu SkA> k a f GoK gurülftjlu
Bomba eylemînde şerîatçı kuşkusu
I Baştarafı 1. Sayfada
sisonunda farklı birşevçıkacağını san-
nuyorum" diye konuştu. Bılican, la-
boratuvar sonucunun bugün alınabile-
ceğini belirtti.
Bilican, Başbakan Mesut Yılmazin
etkin bir korumaya sahip oldugunu
vurgulayarak. şunlan söyledi: "Sayın
Başbakanınuz çok güçtü bir koruma
ağına sahip bulunuyor. Bu tiir basit
olaylara bakıp da sayın Başbakanımı-
za bir şey olacağuu sanmayın. Devleti-
mizin görevi onu en iyi şekilde koru-
makür. Biz de bu konuda röm gücü-
müzü seferberetmişdurumdayız. En-
dis^edilmesin,onakiinsebirşeyyapa~
maz. Onu koruyan ekip gerek teknik,
gerekseeğitim bakımındançok büvük
doaanıma sahip. Aynca bakın bugün
pazar olmasuıa karşın, ben de görevi-
min başındavım."
Bılican. "Yılmaz'abombalısuikast
gjrişimi, sizce kirnin işi olabiiir?" so-
rusuna da şu karşılıgı verdi: "Bu ote-
yı herkes farklı yorumlayıp, kendisine
göre sonuç almaya çahşıyor. Karade-
niz'deki terör örgütlerinjn işidir, şu ya
da buşeriatçı terörörgütünün işidir ya
da bir çetenin işidir, diyemeyiz. CMayın
arkasında kJmlervar, bulup çıkaraca-
ğız. Olayı Karadeniz'deki birkaç kü-
çük terör örgütüne maJ ermek çok
yanlış. Çünkü. orada örgütierin böyte
birgirişimde bulunması mümkün ola-
mavacağı gibi. olayın meydana geidiği
yerde terörüo esamesi blle wktur."
Emniyet Genel Müdüriüğü Terörle
Mücadele Daire Başkanlığı 'nda gö-
revli terör uzmanlan, olayın basit bir
eylem olduğuna dikkat çekerek "Su-
suriuk çetesiya da PKK eyiemierinde
butür basit patiayıcılar kuflaoraaz. G j-
riseceği eylemlerden kesin sonuç aJ-
mak isterler. Bomba siisü verilmiş
maytap benzeri paüayıcılan daha çok
DHKP-C ve radikal İsiamcı örgütler
kuUaıuyor" göriişünü savundular. Ay-
nı uzmanJar. "Biz bu eyJemin, 8 vdlik
kesintisiz eğitime karşı çıkan ve Baş-
bakan'a gözdağı vermek isteyen, şeri-
atçı terörörgütlerûıden birintn işi ola-
bileceğiüzeriiKİeduruyonız'' dediler.
Cumhurbaşkanı Demirel, dün Nec-
det Ayaz Kız Meslek Lisesi'nin açılış
töreninden aynlırken bir gazetecinin
"Başbakan 'a dün suikast gnişimi ya-
pıldı, bir değeriendinnenjz olacak mı"
sorusuna, w
Kmıyorum,çirkindir" ya-
rutıru verdi.
DYP Genel Başkan Yardımcısı
Mehmet Cöthan da. dün yapttğı ba-
sın toplantısı sırasındaolayı değerlen-
dirirken "CMavın arkasmda çeteofanuş,
teroristier oünuş fark etmez. Biz şid-
detin her türiüsünekarşmz. Terör es-
tirilivor. Ne çeşit bomba oiursa oisun,
sindirmenin wlu tedhişolmamaJL Şid-
âeti kınıyoruz. Bunlar hukuk devieti-
ne yaJaşmayan şeyterdir" dedı.
Başbakan Yılmaz'ın eşi Bema Yıl-
maz da dün V'an'da gazetecilerin so-
ruiannı yanıtlarken Başbakanlığa ait
"ATA" uçağınm sık sık anzalanma-
sının kendisini ve çocuklanru çok et-
kilediğinı söyledi.
Anzalann kasti oldugunu sanma-
dığıru belirten Bema Yılmaz. "üışal-
lah bir daha ofanaz. l çağın bakıma
aünması lazun. Çocuklar \v ben bu
durumdan pstkokıjik olarak çok etk>-
lendik" dive konuştu.
tST.\NBUL (AA) - Geçen 10 Ka-
sım'da bazi televizyon kanallannda i!k
kez yayımlanan Atatürk'ün "4. Devre
MeclisAçıhş>utku"nun Topkapı sem-
tınde bir manavda tesadüfen buJundu-
ğu ortaya çıktı.
Türkiye'nin tek sinema arşivi sahi-
bi. MimarSinan Üniversitesi Güzel Sa-
natlar Fakültesi Sinema-TV Enstitüsü
Başkanı. 40 yıllık sinemacı ve arşivcı
Prof. Dr. SamiŞekeroğlu'nun belgcsel
toplama serüvenının en ılginç bölüm-
îennden bıri. Topkapı"da tesadüfen bul-
dugu Atatürk belgeselı oidu.
'Bizde daha çok var'
Topkapfdaki bitpazanna sık sık git-
tiğini belirten Prof. DT. Sami Şekeroğ-
lu. yıllarönce bir manav çırağının elin-
de bıçakla birtakım filmlerin üzerini
kazıyıp sıvı dolu bir kaba attığını gör-
düğümi söyledı.
"Hemen kendisini uyarmak zorun-
dajdım" diyen Şekeroğlu sözlerini
şöyle sürdürdü: "Çünkü birinrisi vap-
fıgı iş çok tehlikeli idi. Eskiden asetat \e
nitrat tabanli filmier kuüanılırtiı. Bun-
lann en önemli özelliği de38 derecede.
kendi kendûie dinamit gibi patjamast-
dır. Yani çocuk bomba ile (jvnuyordu.
İkincisL üzeri kaztiarak vok edilen bel-
e önem veriltniyor
9
kibir tarihidi l van amacına ulaşn. ço-
cuktan fîlmJer alındı. hatta babası ar-
kamdan koşarak "Bızde bunlardan da-
ha çok var. Onlan da alın' diye seslen-
di. Buradan 10-12kutu film topladım."
Şekeroğlu. Smema TV Enstıtü-
sü'nde işlenen filmierin sonuçta. "Ata-
türk'ün 4. Devre Nutku" olduğunun
anlaşıldığını kaydettı.
Atatürk'ün filme, çekimlere mera-
kı oldugunu, bu nedenle döneminde
çok sayıda belgesel çekildiğini anlatan
Prof. Dr. Şekeroğlu'nun inceledigi bel-
gesellerden edindiği izJenim ise Ata-
türk'ün kameraya yatkın olması. Prof.
Dr. Şekeroğlu. "Fıfmlere dikkat edin.
AdetaaktörgibL Heryandançok ivigö-
riintii veriyor. Kamerayı çok iyi kulia-
nnor. Hatta bir filmde karoeramana
dönerek'kes'dediğidegörülüyor" di-
ye konuştu. Şekeroğlu, Atatürk'ün se-
sinın Nutuk'ta ince vetizoldugunu, an-
cak son yayımlanan belgesellerde da-
vudı bir sesınin bulunduğunun ortaya
çıktığını söyledi.
12 Eylül sonrasında. Cihad Baban
Kültür Bakanı iken yapılan ortak çalış-
ma ıle çeşitli devlet kurulu^lanndan
300 bm metrelik film toplandiğını kay-
deden Prof. Dr. Şekeroğlu, 1950'ler-
den sonra Türkiye'de belgeselciliğin
yok olmaya basladığındanyakındı. Öğ-
retim üyesi, Radyo ve Televizyon Üst
Kurulu'nun, televızyonlara belgesel
yayımlama zorunluluğu getirilmesi
için çok uğraştığını. ancak başanlı ola-
madığını ıfade ederek belgesellerin ve
belgeselciliğimizin kurtanlması gerek-
tigini belirtti.
'Çok para lazun'
Türkiye'de ilk sinema kulübü, ilk
film arşivi, ilk sinema müzesi kurucu-
su olan Prof. Dr. Şekeroğlu, yeterli pa-
ra bulamamaktan da derth.
Arşn lennde 6 bin kutu uzun metraj-
lı. dahada fazla parçâ film bulunduğu-
nuanlatan ögretim üyesi, "Bize çokpa-
ra laam. 300 bin metrelik film kurta-
nlmakiçin beklivor. Özelsektör mü ve-
rir, deviet mi verir büenıem ama. Aci-
len 7-8 mih ar, daha sonra da betki yüz-
lwte miljar laatn" dedi. r*
Prof. Dr. Sami'Şelteroğlu, KfonarSi-
nan Oniversitesi Güzel SanatlarFakül-
tesi Sinema-TV Enstitüsü'nün Gayret-
tepe'deki binasının bodrum katlannda
oluşturulan son model aletlerle dona-
tılmış laboratuvarlarda. öğretım üyele-
ri ile öğrencilerin "öğreöm içiode üre-
tim, üretim içiode egftim" sloganı ile
çalıştığını söyledi.
YÖK'ten 3 sınav önerisiANKARA (AA) - YÖK, üm'versıte-
lerde okuyacak öğrencilerin lıse 1. 2
ve 3. sınıflarda yapılacak sınavlardan
sonra alınması önerisinde bulundu.
YÖK tarafmdan hazırlanan "Türk
Yükseköğretiminin Bugünkü Duru-
mu" konulu raporda. eğitim sistemin-
de istenılen hedefe ulaşılabilmesi için
ortaöğretimde köklü düzenlemeler ya-
pılmasının kaçınılmaz olduğu bildiril-
di.
Türkiye'de halen 40 tür lise bulundu-
ğuna işaret edilen raporda, buralarda
öğrenim gören öğrencilerin "ortaöğre-
tündeki başanlannı ortak bir temei
üzerinde ve amaca hizmet edebüecek
şekilde ifade etmelerinin zor olduğu"
görüşü savunuldu.
"İTkemizdeetkin birrehberük veyö-
neitme sistemi maaiesef henüz kurula-
mamısor" denılen raporda, ilke oJarak
sınav sayısının artmasında bir sakınca
görülmediği ifade edildi.
Raporda, eğitimde istenilen sonucun
alınabılmesi için. ortaöğretime yönelik
şu önenler dile getirildi:
# Coğrafi olarak birbirine vakın.
degişiktürdeki Ytsekrtek biryönetim ai-
bnda toplanarak çok programlı lise ni-
teliğindekj ortaöğretim böl^leri olustu-
ruünalidır.
# Lisenin l.yılı sonunda yapılacak
sınav la bilgi. beceri, yetenek ve bilinç
düzeylerine göre, özeliikte Iisans düze-
yindeki vükseköğretûn prognuniarına
ada> olma>a haar olan veoluşturan kit-
k tespit edilmt'lidir.
# Bunun dışında kalan genel liseöğ-
rencilerinin, derslerinin bir kısmını ay-
nı ortaöğretim bölgesi içindeki mesJeki
veteknik liselerden almalannın özendi-
rümesi suretiyle, bu öğreneilere müm-
kfln olan en kısa süre içinde bir mesle-
ki beceri kazandınlmalıdır. Bu amaçJa
özettMegenelliselerde etkin bir rehber-
lik ve yöneJtroe birimi kurulmaiıdır.
Raporda, lise 2. sınıfin sonunda ilk
iki )r
ılın. üçüncü yılın sonunda da tüm
yı1ların müfredatuıı kapsayan sınavlar
japılması önerisinde de bulunularak,
her üç sınavın sonuçlannm ortaöğretim
başan puanlanyla birlikte değerlendi-
rilmesi \e öğrencilerin üniversiteye bu-
na göre yerleştirilmeleri ıstendi. Ra-
porda, şöyle denildi:
"Mesteki ve teknik eğitim veren lise-
ler en yakuılanndaki meslek yükseko-
kullan ile irtibatlandjnimalı, hatta bir-
leştirümeli, 8 yıiük kesintisiztemelegi-
tim sonunda mesteki ve teknik eğitim
kulvamn seçen öğrencilerie. Hsenin bi-
rinci vılı sonunda kısmen veya tama-
mcn bu alana yöncltilcn öğreneilere, ir-
tibaûandırudıklan meslek yüksekoku-
lunun iJgili programına sınavsız giriş
hakkı tanınmaüdır."
Raporda, böylece isteyen öğreneile-
re. "en geç lisenin birinci >ilı sonunda,
ilgili mesleki ve teknik alanda ogrenim-
ierini başan>1a sürdürmeleri haünde,
bir üni versitedipk>masının garantiedil-
miş olacagı'" görüşüne yer verildi.
Şilkan, 4 katrilyonluk açığın iç borçlanmayla karşılanacağını söyledi
'98 bütçesi emekçi halka karşı'
İstanbuJ Haber Servisi -
KESK GYK üyesi Tahir Şü-
kan. I998bütçesindebelirti-
len rakamların 3 yıllık bir
ekonomik istıkrar programı-
nın göstergesi olduğunu sa-
vunarak "1998 bütçesi, ser-
majenui emeğe saklın butçe-
sidir. bu bütçe emekçi halka
karşKnr" dedi. Gazetemizya-
zan Şükran Soner, 1980'den
sonra üretımde emeğin yarat-
tığı payın sermayeye aktanl-
dığını. "Bu durum, insanlık
adına korkunç bir gelişme-
dir" diye konuştu.
KESK tarafindan düzenle-
nen " 1998 Bütçesi veEmekçi-
KESK tarafindan düzenlenen "1998 Bütçesi \e Emekçüer'' konulu panelde konuşan ga-
zetemiz yazan Şükran Soner, 1980'den sonra üretimde emeğin yaratağj pavm sermaye-
ye aktanJdığınj söyledi. (Fotoğraf: UĞUR GLfNYÜZ)
ler" konulu panelde konuşan KESK
GYK üyesi Tahir Şilkan, 1998 bütçe-
sinırı "emperyalist uiuslararası sernıa-
yenin bt-klentileri doğrultusunda dü-
zenlendiğini" savundu. Bütçedeki 4
katrilyonluk bütçe açığının iç borçlan-
mayla karşılanacağını belirten Şilkan.
bunun ülke geleceğini ipotek altma ala-
cak faiz ve borç yükü getirdiğinı kay-
detti. Şilkan, özelleştirmeden elde edi-
lecek 4 trilyon lira için halkın mallan-
nın yerlı veyabancı sermaveye "peşkeş
çeldleceğini"' söyledi. Istanbul Üniver-
sitesi İktisat Fakültesi Ögretim Oyesi
Hayri Kozanoğiu, 1998 bütçesındekı
faiz giderleriylebilinçli bir sermayebı-
rikim mekanizması olusturuJduğunu
savundu.
Kozanoğiu, demokratik bir planla-
mayla bütçede emek lehine mekaniz-
malaroluşturulması gerektıgini söyle-
di. Şükran Soner ise küreselleşmeyle
çokuluslu tekellerin üretımde çalışanı
sömürerek elde ettigi kânn, o firmala-
nn rüşvet ve rantla elde ettigi kânn çok
altında kaldığını belirtti. 1998 bütçesi-
mn üretim mekanızmasındaki ınsan ye-
rine rant mekanizmasına görehazırlan-
dığını söyleyen Soner, ranta karşı yeni
bir örgütlenmenin gerektiğini bildırdi.
Şükran Soner, * Ekonomide kuralı be-
ürleyen mafvalar, tabanı temsil etme-
yen siyasi partiler, işlemeyen bir klasik
demokrasi ve hukuk düzeni \ar. Bu du-
rumda yeni bir mücadele söylemi
gerekiyor" dedı.
TÜGSAŞ'ta
ttilyonluk
yolsuzluk
• Baştarafi 1. Sayfada
kerlere yüklenen fueloil-
lin Satnsun'a getirilme-
den Kınkkale'deki 2 ayn
petrol istasyonuna boşâl-
tılıp yerine su doldurul-
duğunun telefonia ihbar
edilmesi üzerine polis
harekete geçti.
Emniyet Müdürû Re-
fık Yıldınm'ın yöneti-
mindeki Ağır Suçlar Bü-
rosu ve TÜGSAŞ müfet-
tişleri, 10 Kasun'da bir-
likte başlattıklan soruş-
turma kapsanunda Kmk-
kale'deki Hidayet Petrol
ve As Petroi işletmeleri-
nin sahibi Hidayet Vur-
gan ile TÜGSAŞ'ta
pompa görevlisi olarak
çalışan Hacıbey Ak-
çay'ın vurgun olayınm
elebaşısı olduğunu belir-
leyerek harekete geçti.
Polis, Kınkkale-Sam-
sun bağJantılı çalışan
yolsuzluk çetesüü takibe
aldı.
TÜGSAS'm Sam-
sun'dakı fabrikasına ya-
pılan ani baskında kayıt-
İarda fueloille dolu gözü-
ken 4 tankerden ikisinin
içinde su olduğu belır-
lendi.
Emniyet Müdûrlüğü
ekipleri gelen tankerler-
den sorumlu Ziya Uçar,
pompagörevlisi Hacıbey
Akçay ve Durmus Te-
Idn'Ie tanker sürücüleri
Ati Rıza Gfinay, Sütey-
man Cengiz, Savg? Acun
ve Dıtrsun Yıldıinm'ı su-
çüstü yakaJadı.
Emniyet Müdûrlüğü,
Ktnkkale Emniyet Mü-
düriüğü iledetemasa ge-
çerek şebekenin Kınkka-
le'dekı elebaşılan olan
akaryakıi istasyonlan sa-
hibi Hidayet Vurgun ile
adamJan Kimfl Musiu,
Mahmut Çeliş, Hayati
Koçdogna,SeMm Doğan.
YusufAkdeniz,Zafer Tu-
tuk ve Sadık Uymaz'ın
da yakalanmaJannı sağ-
ladı.
TÜGSAŞ"a fueloil ta-
şınması ihalesini alan Hi-
dayet Petrol ve As Petrol
işletmelerinin sahibi Hi-
dayet Vurgun 'un fııeioil
yerine su taşıyan tanker
sürücüterinemaaşlan ha-
ricinde seferbaşma 10'ar
milyon lira, gelaı suyun
kayıtlara fueloil olarak
geçmesini sağlayan
pompa görevlisi Hacıbey
Akçay ile Durmuş Te-
kin 'e de tankerbaşına 80
milyon lira verdiği kay-
dedildi.
Emniyet Müdürü Re-
fık Yıldınm, Samsun'a
333 tankerdolusu su ge-
tiren şebekenin 4 trilyon
liraük haksız kazanç ekte
etriğinin saptandığun
söyledi.
TÜGSAŞ'tatrih/onJuk
vurgun olayına adı kan-
şan 15 kişi çıkanldıklan
mahkemaje ilk sorgula-
n sonucu tutuklanarak
cezaevine gönderildi.
OralÇelik'in
ulkucu
dugunu
İstanbul Haber Servisi -
Emine Avcu'yla geçen hafta
evlenen Oral Çefik, dün
akşam Ataköy'deki Mavi
Marmara'da dügün yaptı.
Ülkücü katliam sanığı
Abdullah Çatb'nın eşi Meral
Çatiı, BBP Genel Başkan
Yardımcısı Berat Yılmaz,
MHP istanbul 11 Başkanı
Mehjnet Gül, Ûlkü Ocaklan
Genel Başkanı AtiJla Kava.
Ülkü Ocaklan İstanbul 1İ
Başkanı Bülent Karataş.
sanatçı ÎVuri Sesigüzd ve
Şahin Alpay'ın da katıldığı
düğüne çiçek gönderenler
arasında BBP Genel Başkanı
Vluhsin Yazıcıoğlu, Idris
Ozbir, An' Yasak, Sıtkı-Ahmet
Özbey, İbrahinı Cici, Hasan
Süzer, Fevzi Öz, Kürsat
Yılmaz, Şahin Özer de yer
aldı.
Türk denizalbsı
Asya'da
görücüye çıkıyor
• Baştarafi 1. Sayfada
24 Kasım tarihJeri
arasmda Türkiye'yi
ziyaret edecek. Milli
Savıjnma Bakanlığı
(MSB), temmuz ayında
meydana gelen patlama
ve yangın sonucu
Kınkkale'deki Makına
Kimya Endüstrisi
Kunîmu'nda(MKEK)
bazı tesislerin
kullanılamaz hale
geimesi üzenne bomba
ve mühimmat
gereksinimini
karşılamak üzere ihale
açtı. Yangın sonucu
özellıkle 500 poundluk
bombalara patlayıcı
maddelerin
yerleştirildigi imha
atölyesi kullanılamaz
hale gelmişti.
Türkiye, bomba
üretiminin yanı sıra 20
degişik tipte mühimmat
alımı için de ihale açtı.
Bomba üretimi
ihalesine Israil,
Romanya ve
Ispanya'nın katıldığı
belirtildi. Düşük fiyat
verdiği belirtilen
Romanya'nın ihaleyi
alma şansmın yüksek
olduğu belirtiliyor.
Askeri kaynaklar,
ihaleyi kazanan ülkenin,
Türkiye'nin verecegi
bombalara kendi
tesislerinde patlayıcı
madde koyma işlemini
gerçekleştireceğini
söylediler. Türkiye'nin,
aci) gereksinimini
karşılamak amacıyla
Pakistan ile de hazır
bomba alımı ve
mühimmat üretimi
konusunda görüşmeler
yaptığı belirtildi.
Başak Sigorta ise
MKEK'de 3 Temmuz'da
meydana gelen yangınla
ilgili hasar tespit
çafışmalannı tamamladı
vetoplam hasan 1.8
trilyon lira (yaklaşık 10
milyon dolar) olarak
belirledi. MKEK'de
yangın sonucu hasar
gören birimlerden
yalnızca bir bölümünün
1.5 yıl içinde yeniden
kullanılır hale geimesi
bekleniyor. Bu süre
içinde Türkiye, acil
gereksinimlerini ihaleyi
kazanan fırmadan ve
dogrudan alımlar
yoluyla karşılayacak.
CD'lerde Türk
düşmanlığı
• Baştarafi I. Sayfada
(dazlak) müzik
grubunun tanıtımlannın
yapıldığı kataloglann
ihbar ediün£siyüe
başlatılan baskınlarda f
30 bin kadar da aynı
türde LP bulundu.
Yabancı ve özellıkle
Türk düşmanlığını
kışkırtan CD'lerin
satılmalannın yasak
oJduğu için bir şirket
aracılığiyla ve posta
yoluyla satın alındığı da
belirlendi. 'Ötanaa,ya
şündi ,va hiç\ 'Türk
domu/ian, ya gidin ya
ölün', "Kan akmah,
Bonn \ahudi dev teti
vıkılmair gibi
sloganlarla dolu olan
şarkı ve görüntüler,
Alman siyasi
çevrelerini de dehşete
düşürdü. Radıkal sağ
basın tarafindan da
zaman zaman
desteklenen bu müzik
gruplannın son yılda.
izin aldıkJan 35 konser
yerine 70 konser
organize ettikleri ve
konserlerin her birine
1500 kadar Neonazi ve
dazlağın katıldığı
biliniyor. Bu
konserlerde en büyük
coşku, Yahudi
katliamının hanrlandığı
ve aynı öfkeyı şimdı
Almanya'da yaşayan
yabancılara yöneltmek
için yemin edildiği
anlarda yaşanıyor.
Hayali öyküler
"Zillertalli Türk
Avcılan'" gibi isimJere
sahip ve sadece
Türldere yönelik
düşmanlıklann diie
getirildıği CD'lerde,
Türklerin nasıl
yakalanıp yok
edıldiğini anlatan hayali
öyküler de kurgulanmış.
Aynca Alman olmayan
üreticilerin mallanna
karşı da cıddi bir anri
kampanya yoirütülüyor.
Bu CD'lerin dış
ülkelerde 3 marka imal
edilip Almanya'da 25
ile 100 mark arasında
satıldığını belirten
yetkililer, Neonazi
CD'îerin ciddi birpazar
oluşturduğunu
söylüyorlar.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
B Baştarafi 1. Sayfada
Azerbaycan'a giderken uçağın camı çatlayınca
da, "Demekki, Yılmaz'ın kendisine yöneltilen so-
ruiara yanıt veriş hızına uçak camı da dayanama-
dı" dedik.
Ama önceki gün yaşananlar artık espri kaldıra-
cak cinsten değil. Gerçi, Araklı'da bulunan çanta-
nın içindeki bomba mı değil mi derken Yılmaz'ın,
"Hay/r maytapmış " sözü, "Birileri bizimle maytap
mı geçiyor?" dedirtiyor ama...
Susurluk olayından beri Yılmaz'ın başı hep be-
lada. Biz, Susurluk olayının gizli-kapaklı kalmama-
sını, deyim yerindeyse çorap söküğü gibi tüm id-
dialann aydınlığa kavuşmasını isterken, bununla
uğraşanlann başına çorap örülüyor.
Bu işte bir terslik var.
Yılmaz'ın Susurluk grafiği hep zikzaklı gitfi.
"Elimde müthiş belgeler var"dan "Bu iş zor çö-
zülür"e...
"İki ay içinde hallederim "den "Işimiz daha
çok"a...
"15 gün sonra bomba patlar"dan "Istihbarat
gelmiyor, bu çok zor çözülecek"e...
Her şeye karşın hakkını vermeliyiz ki, Yılmaz za-
man zaman belge destekli olmasa da, devlet için-
de yuvalanmış çetelerin varlığını, etkinlığinı açıkla-
maktan geri durmadı...
Ama açıklamak, iddia etmek yetmez. Artık çöz-
mek gerekir. Susurluk başladığında Yılmaz muha-
lefetti, şimdi iktidar. Yetki onun elinde. Yani yasa-
lara göre...
Yılmaz'ın başına gelenlerle, yapması gerekenler
arasında dogrudan bağlantı kurmamızı sağlayacak
somut deliller yok. Ancak hukuk devletlerinde te-
mel bir ilke vardır:
"Eğer bir olay aydınlatılamamışsa, sorumlusu
devlettir."
Bunun ötesı yok.
Içışleri Bakanı Murat Başesgioğfu'ndan Emni-
yet Genel Müdürü Necati Bilican a kadar sorum-
lu noktalarda olanlar kamuoyunu aydınlatıcı bilgi
vermek zorunda. Dün akşam saatlerine dek yapa-
bildikleri tek açıklama şu oldu:
"Çeteışi değil..."
Nereden anladılar bilemiyoruz tabii...
Prof. Ortıan Kural...
Yılmaz'ın yaşadıkları, devletin yüksek tepelerin-
dekı karmaşıklığı, hukukun acizliğini anlatıyor. Pe-
ki toplum nasıl?Acaba toplumsal yaşamda hukuk
ne âlemde?
Bunu da Prof. Orhan Kural ın başına gelenler
gösteriyor. Yılmaz'ın uçağınm kabin basıncının
düşmesi nedeniyle içindekilenn fenalaştığı, kulak-
lannın, çenelennin ağrıdığı sabaliın öncesinde Is-
tanbul'da bir olay yaşandı.
Kamuoyunun yakından tanıdığı, dünyanın dört
bucağını dolaşan Prof. Kural, Istanbul'da insan gi-
bi dolaşamıyor. Kural, takside bira içip kutulannı
sokağa atan dört genci uyarıyor. Onlar da Kural'ın
aracını izliyor. Önünü kesiyor. Sen misin, bizi uya-
ran...
Başına 20 dikiş atılan, üç parmağı kınlan Ku-
ral'ın hastaneden çıkış görüntüsü, Türkiye'nin gö-
rüntüsüdür.
Kural'ın görünümü çağdaş yaşamın neresinde
olduğumuzu anlatıyor.
Bir devlet yapısı düşünün ki, ne Başbakan'ın
bindiğı uçağa güven var, ne en büyük kentinın so-
kaklanna...
Burada iğneyi de hükümete batıralım.
Sorunlardan en çok onlar yakınıyor. Hayat pa-
halılığı mı? Bakan feryadı basıyor:
"Bu koşullarda yaşanmaz..."
Devlerteki çeteler mi? İlk yakınan adaletten so-
runlu Bakan oluyor:
"Galiba hâlâ devletin içindeler..."
Dokunulmazlıklarsorun mu oldu? Bakan önden
gidiyor:
"Oyle şey mi olur, hemen kaldınlmalı..."
Bu gidişle Bakanlar Kurulu'nun adını değiştirmek
gerekecek:
Izleme Kurulu...
Bazen de başına "g" koyarak.
6
Incîrlîk'te kota dışında uçak
ANKARA (Cunıhuri-
yetBûrosu)-Milli Savun-
ma Bakanı İsmet Sezgin.
încirlik Üssü'ne inen tüm
Amerikan savaş uçaklan-
nın Kuzey Irak'ı havadan
denetlemek üzere kurulan
KeşifGüç kapsammda ol-
duğunu bildirdi. Sezgin,
Türkiye'nin, olası bir Irak-
ABD çatışması durumun-
da neler yapılacağına ı'Jiş-
kin tüm askeri ve siyasi
öniemJeri aldıgını kaydet-
ti.
Irak ile ABD arasında-
ki gerginliğin giderek tır-
manması ve sıcak bir ça-
tışma olasıhğının daha da
artması, Türkiye'yi de
kaygılandınyor.
Milli Savunma Bakanı
Sezgin, dün Batı Avrupa
Birliği (BAB) Bakanlar
Konseyi toplantısınakatıl-
mak üzere AJmanya'ya
gitmeden önce düzenledı-
ği basın toplantısında. în-
cirlik Üssü'ndeki hareket-
lilik ile ilgili sorulan da
yanıtladı. Încirlik Üssü'ne
keşif uçaklan için aynlan
kota dışında hiçbir Ameri-
kan uçağının inmediğini
belirten Sezgin, söz konu-
su uçakJann TBMM kara-
n ile Türkiye toprakJannı
kullandığını anımsattı.
Sezgin, üssün hangi amaç-
la kullanılacağının TB-
MM karan ile belirlendi-
ğini belirterek olası birça-
tışmanın senaryodan iba-
ret olduğunu bildirdi.
Türkiye'nin gerekli ön-
lemleri aldığını anlatan
Sezgin, "Türkiye olası bir
olav karşısuıda neler yapı-
labtleceğini neler yapılma-
sıgerekh'olduğunu araştır-
mış, bu konuda çahşma
yapmış ve bu önlemler ge-
rek askeri, gerek siyasal,
gerek ekonomikdiğcr vön-
terden devam etmektedir.
Önlem almmaya devam
editecektir" diye konuştu.
Sezgin, ABD'nin lojistik
amaçla Încirlik Üssü'nü
kullanmak yönünde bir is-
temi olmadığını da söyle-
di.
ABD Genelkurmay
Başkanlığı, ay başında
yaptığı açıklamalarda, în-
cirlik Üssü'ne ek savaş
uçaklan gönderileceğini
açıklamıştı. Buna göre, 4
adetF-16. 1 adetKC-135
tanker uçağı 1 Kasım'da;
geçen hafta içinde de 5
tanker uçağı üsse iniş yap-
tı. Türkiye. söz konusu sa-
vaş uçaklannın Keşif Güç
kapsammda görev yapa-
cakJannı, görev yönerge-
lerine göre 36. paralelin
kuzeyini silahsız denetle-
menin dışına çıkamaya-
caklanm kaydediyor.
Demirel: Geçmişte yaşanmaz
ANKARA (Curahuriyet BÜTOSH) -
Tunceli Kültür ve Dayanışma Vakfi ve
GAMA Anonim Şirketi tarafindan
yaptınlan Tunceli Kız Ögrenci Yur-
du'nun açılış töreninde, devletin Tun-
celi politikasmın eleştirilmesi gergin-
Hğe yol açtı. Tunceli Kültür ve Daya-
nışma Vakfi Başkanı Gürsel Erol
" 1938 Dersimhareketiniyaşay^n Tun-
ceU'de insaniann dönecek köyiernıin
olnıadığuıı, kövlerin harita üzerinde
kaldığmı" söyledi. Cumhurbaşkanı
Süteyman Demirel, bu sözlere. "Ko-
nuşmanızdan üzüntü duydum. Geç-
mişte değil gelecekte yaşanır. Tarihi
sorgulamanm bir anlamı yok. Türki-
ye'deiçbanş içinbütün şartkr mevcut-
tur" karşılığını verdi.
Cumhurbaşkanj Demirel, dün Tun-
celi Kız Öğrenci Yurdu'nun açılış tö-
renine katıldı. Tunceli Kültür ve Da-
yanışma Vakfi Başkanı Gürsel Erol,
terörlemücadelenedeniyle köy boşai-
tılmasının anlaşılabilir olduğunu, an-
cak boşaltılan köylerde yaşayan yurt-
taşlann sosyal gereksinimlerinin kar-
şılanmacüğıni vurguladı. Balkan ülke-
lerinden gelen soydaşlar ile Iraklı peş-
mergelerin ülkenin en güzel yerîerine
yerleştirildiği; ev, bağ bahçe ve iş ve-
rildiğine dikkat çeken Erol, "Yüzyıl-
tardn*yaşadıkian topraJdardan,köyle-
rinden insanlan göç ettireceksiniz ve
insanian kendi kaderierine terk ede-
ceksiniz. Biz bu aniayısa karşıra'" di-
ye konuştu.
Tunceli'de gıda ambargosunun da
uygulandığma dikkat çeken Erol, bu-
nun insanlan huzursuz etraeye başla-
dığını belirtti. Daha sonrakürsüye ge-
len Cumhurbaşkanı Demirel, Erol'un
konuşmasından son derece üzüntü
duyduğunu kaydederek, Türk ulusu-
nun bir bütün olduğunu söyledi.