Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
31 EKİM 1997 CUMA * • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
TURKIYE
Istanbul
Edirne
Kocaeli
Çanakkale
Izmir
Manısa
Aydın
Denizli
PB
PB
PB
PB
AB
AB
AB
AB
14
9
13
12
19
17
23
18
Sinop
Samsun
Trabzon
Giresun
Ankara
Eskışehir
Konya
Sıvas
PB
PB
Y
Y
PB
PB
PB
PB
13
11
18
11
10
9
10
8
Zonguldak PB 13 Antalya PB 23 Kars
Adana
Mersin
Dıyarbakır
Şanlıurfa
Mardin
Siirt
Hakkâri
Van
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
PB
24
23
16
16
14
19
15
12
PB 8
Vjrdun kuzeydoğu ke-
sımlerı parçalı çok bu-
tırtlu, Doğu Karadenız
kıyıları yağmurtu, ıç ke- Oslo
sımlenkaftakanşıkyağ- Helsinkı Y 7
murtu. ötekı yerler az =r—r-r—. r; =-
bulutluveaçıkgeçecek atockholm Y a
AVRUPA
PB 5
y
bulutluveaçıkgeçecek
Hava sıcaklığı yurdun ıç Londra PB 14
.e'ieraedeğışmeyecek. Bruksel
Ruzgâr kuzey ve doğu panS
yönlerden orta kuvvette 5
yer yer kuvvetlı olarak H O n n
Amsterdam PB 10
PB 10
PB 12
yer yer
esecek. Münih PB 8 Milano
Berlın
Budapeşte
Madrid
Vıyana
Belgrad
Sofya
Roma
Atına
PB
PB
PB
PB
Y
K
Y
Y
9
9
16
8
/
1
17
18
Y 17
ASYJk
Moskova
Aşkabat
Almatı
Taşkent
Bakü
Bışkek
Tiflis
Kahıre
K
PB
PB
PB
Y
PB
PB
PB
1
25
21
23
15
22
8
25
Şam 21
Parçalı bulutlu i Sısb k
Çok bulutlu 1 Yağmurtu Kartı Sulu kar 1 Gök günjttulü
II
G U N C E L CÜNEYTARCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
"Kendisi için istiyor" sloganı ile toplumda yer edi-
yor. Sözü, "devletyapısında reform"a çevirdi.
Çankaya rejim tartışmalan başlatınca; Demirel'in
bir zamanlarki gözde "kızı" Şaibe Hanım boş du-
rur mu? O da "devlette yeniden yapılanma pake-
ti" adı altında çalışmalar başlattı... Kısa adı "de-
mokrasipaketi" olan çalışmalan sürdüren DYP'de-
ki komisyona engin bilgisinden kaynaklanan öne-
rilerde bulunuyor.
Örneğin; Şaibe'nin paketinde "Genelkurmay'ın
Milli Savunma Bakanlığı 'na bağlanması ya da Baş-
bakanlık'a bağlı 'birim' haline getirilmesi" önerili-
yor.
Önerinin "birim" bölümüne gülersiniz elbet; a-
ma önerinin ortaya koyduğu ruhsal durumu göz
önüne getirip kuşkusuz rejim adına ağlarsınız!
Bizim demokrasimiz dün de bugün de garip çır-
pınışlar içinde. Genelkurmay'ı MSB'ye bağladık
mı, sınıfta kaldığımız insan haklan, işkence suçla-
malanndan kurtulacak mıyız? Çözemediğimiz -hâ-
lâ- Susuriuk ve benzeri olaylar aydınlığa mı kavu-
şacak? Ya da devlet içinde üreyip genişleyen çe-
teJerden annacak mıyız?
Yooo! Hiçbiri olmayacak. Bir ara Genelkurmay
Başkanı'nın protokoldeki yeri medyamızın, üstelik
ünlü kimi yazarlann bir numaralı konusuydu. Çer-
kesleriatükenmez yemeğı gibi, demokrasimizi ge-
liştirelim diye ne zaman ayağa kalksak, Genelkur-
may'ı MSB'ye bağlamayı ön plana çıkaran sütun-
ter dolusu yazı, yorum piyasaya sürülüyor.
Ya; Şaibe Hanım'ın yediği nanelere bir yenisini
ekleme çabasına ne demeli? Genelkurmay'ı sivil
otoriteye bağlamaktan sık sık söz ediliyor ya; bu-
yurunuz, işte size son naneli formül: MSB olmaz-
sa "Genelkurmay'ı Başbakanlık'a bağlı bir 'birim'
haline getirmeyi" öneriyor.
Genelkurmay'ı "birbirim" halinedönüştürmek?
Bu akıl, bu müthiş demokratık öneri, ancak ve
ancak 55'lik tazemizde bulunabilir!
Baba'ya karşı
Nereye varmak istiyor acaba? Çok basit. Birgün
.yine başbakan olmayı bekliyor. Gece gördüğü düş-
ieri gündüz gerçek sanıyor.
Tedbirli kadın; bugünden askere karşı önlem alı-
yor!
Genelkurmay'ı küçümsemek, küçümsetmek için
"birbihm'e dönüştürmeyi bir intikam ilkesı olarak
düşünüyor, düşlüyor.
Artık "Baba"sm\ dayadsıyan Şaibe Hanım; kuş-
kusuz, paketi açarken Çankaya'nın kimi yetkileri-
ni elinden almaya yönelen bırtakım koşullar sıra-
Jayacak...
" Çankayâ yiâ ilg'ili intikam planının dahâ bugün-
den ucunu gösteriyor. Başbakan atama yetkisini
cumhurbaşkanından alıp "başbakanı TBMM'nin
seçebıleceği bir sistem" gelıştıriyor.
Anımsayacaksınız: Takkeli Erbakan, elcağızıy-
\a istifa mektubunu Demirel'e verdikten sonra, Şa-
ibe, Başbakanlık koltuğuna oturacağı saati bekler-
ken Çankaya'dan bir ses; "sürpriz" dedi ve...
• Mesırt Yılmaz, çalışmadan, çabalamadan "Pa-
dişahım çokyaşaaa" söylevleri ve Çankaya'ya öv-
gülerie sadr-ı azam koltuğuna oturuverdi.
' O gün bugündür Şaibe'cik geceleri Özer'e, gün-
düzleri partideki ortalamayaşı 70'lik genç izleyici-
lerine söylemediğini bırakmıyor.
Çevresindekiler, sonunda Şaıbe'yi tatmin ede-
cek, paketine koyacağı bir yol bulmuş olacaklar ki;
atamayı cumhurbaşkanından alan, başbakanlan
TBMM'nin seçmesi yöntemini satışa çıkardılar.
Ruhsal durumunu saptayabilmek için; coşkulu
.Cumhuriyet Bayramı kutlamalannda Şaibe Hanım'ı
izlediniz mi? Hayır mı? Ne yazık!
Daha geçende parti ayırdetmeksizin demokra-
si uğruna herkesi beraberliğe çağıran Şaibe Ha-
nım; 29 Ekim günü, Anıtkabir'de devletin önde gi-
denlerinin fırsat buldukçayaptıklan söyleşilere ka-
Jılmıyor, Cumhurbaşkanı Ânıtkabir defterıni imza-
larken dışarda duruyor, gece Köşk'e çıkmıyor...
Yokluğu hissedilince aranacak sanki...
Sıtma nöbetleri gibi intikam duyguları içinde çır-
pınıyor.
Devleti temsil edenlere arkasını dönüyor.
Tavşan dağa küsmüş...
Oral Çelik'e
6
Yaşar
jOz' sahte kimliği
ANKARA (UBA) - Su-
suriuk kazasının ardından
gündeme gelen "Türk Gla-
diosu" ile ilgili olarak her
gûn yeni bilgiler ortaya çıkı-
yor. Bir süre önce Türki-
lye'ye dönen ve Abdi İpekçi
•suıkastı davasından yargıla-
!nan Oral ÇeHk ile Abduüah
Çaflı'nın eşi Meral Çath nın
üvey annesinın kardeşı Ya-
şar Öı arasında ilginç bir
bağlantı daha belirlendi. Çe-
lik. 1986'da Fransız Gizli
Servisi taraftndan kendisine
"YaşarÖzadınadüzenlenmiş
bir sahte kımlık verildiğiru
açıkladı.
Özellikle Papa 2.Jean Pa-
.ul suikastıyla ilgili araştır-
rpalanyla dikkat çeken
Fraısız gazeteci Jean Ma-
fkStoerkeL Türkiye'de Su-
şurluk'la ortaya çıkan çete
•ilişkileriyle ilgili şaşırtıcı
bilgilersunmayı sürdürüyor.
6toerkel, henûz ülkemizde
yavırrJanmayan "Saint Pi-
ene'iı KurtiarT isimli kita-
biüda. Çelik ile yüklü bir pa-
ra karşilığında yaptığı rö-
portadan ilginç kesitlere
yr verdi. Çelik, Stoerkel'in
Idaboda yer verdıği açık-
lanahnnda, 1986'da Fran-
sada yakalanmasıyla başla-
yaı \aşar Öz'le ilgili olayı
şöyle anlattı: "Fransızlar,
bana önce Yaşar Oz adına
hazırlanmış bir öğrend kim-
liğifleFoitiers şehrinde (Çat-
lı da aynı kentte bulunmuş-
tu) yaşama imkânı sağladi-
lar. Daha sonra ise Phılippe
Laval adındaki bir Fransız
GizK Servisi görevüsi gelerek
Bulgaristan aleyhine ifade
vermemi istedi. Fransıziar
başından beri benim Oral
Çelik olduğumu büiyorlar-
dı. PKK'li olduğuma dair
bir dosya haariayıp isim seç-
memi istediler. Bedri Ateş
adjna sahte bir kimlik dii-
zenle>ip siyasi sığınma yap-
mamı sağladılar."
Denktaş: KKTG tanuımah• Baştarafi 1. Sayfada
Kongre'deki toplantı gergin bir
atmosferde yapıldı. Komite Başka-
nı BenjaminGüman'ın imzasını ta-
şıyan toplantıya ilişkin davetiye,
Rum ve Yunan lobisini çileden çı-
kardı. Kongre üyelerine hafta başın-
da dağıtıldığı belirlenen davetıyede
Denktaş'ın "Kuze>' Kıbns Türk
Cumhuri\îti Cumhurbaşkanı" ola-
rak tanıtılmasına Rumlar büyük tep-
ki gösterdi.
Bunun üzerine hazırlanan ikinci
duyuruda Denktaş'ın cumhurbaş-
kanı olmadığı savunuldu.
Temsilciler Meclisi toplantısında,
iki milletvekilinin Denktaş'a "Sayın
Cumhurbaşkanı" diye hitap etme-
si, Rum ve Yunan lobilerinin sözcü-
sü olan Kongre üyelerini öfkelendir-
di. Uluslararası llişkiler IComite-
si'nin Başkanı olan Cumhuriyetçi
Partıli Benjamin Gilman, "Sayın
Cumhurbaşkanı" diyen Bob And-
rews adlı KLongre üyesinin sözlerini
yanda keserek "Biz kendisini cum-
hurbaşkanı olaraktanınuvoruz" de-
dı.
Denktaş bunun üzenne "Siztanı-
sanız da tanımasanız da KKTC'nin
Cumhurbaşkanıyım" diye konuştu.
Bir diğer gerginlik de Dan Burton
adlı üyenin konu^ması sırasında ya-
şandı.
Burton sûrekli Türkleri suçlayan
Kongre üyelerine "Bu sorunun ta-
rihine bakmak lazım. Arkadaşlamn
hep değişik konuşuyorlar. Tarihe ba-
karsak 1963'te Makanos yönetimi
Kıbns Türklerini katletmiştir. Bö>-
le gerçekler de var" dedi. Bunun
üzerine Yunan asıllı Kongre üyesi
Michael BiHralds toplantıyı terk et-
ti. Denktaş. önceki gece Washing-
ton Büyükelçiliği'nde düzenlenen
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı re-
sepsiyonuna katıldı.
Resepsiyonun ardından bir basın
toplantısı düzenleyen Denktaş. "Bu-
rada lobi eksikliği olduğunu gör-
düm. Büyük bir lobi faaliyetine ihti-
yacunız var" dedi.
Gezisinı 'yararh' olarak niteleyen
Denktaş. "Kıbns hükümeti diye bi-
linmekte olan Rum idaresinin bu-
günkü şekliyle Kıbns hükümeti ol-
madığı gerçeğini anlarma nrsatmı
bulduk. Yunanular ve Rumlar Tür-
kiye'yi kızdırmak. öfkelendirmek,
harekete celbetmek ve ondan sonra
Ankara'dan tam destekI Baştarafi 1. Sayfada
ye'nin, AB ve Kıbns politikalannın
ana hatlannı şöyle çizdi:
- AB'nin aralık başında Lüksem-
burg'da yapacağı zirve toplantısında.
birliğin, genişleme süreci içinde Tür-
kiye'nin yer alacağını açıkça ilan et-
mesini bekliyoruz.
- Türkiye'nin davet edileceği kon-
ferans içerikli olmalı ve bu konferan-
sm katılımcılan da aday ülkeler olma-
lı.
- Aday ülkelere hangi katılım ön-
cesi stratejisi açılacaksa Türkiye'ye
de aynı şekilde somut mekanızmala-
nn açılmasını istiyoruz.
- Türkiye'nin tam üyeliği ile Yuna-
nistan ve Kıbns sorunlan arasında
bağlantıyı kabul etmiyoruz.
- Bu üç kriter. AB tarafindan Tür-
kiye'ye uygulansa dahi Türkiye'nin
birliğe katılım süreci başlamadan
Kıbns'ın AB'ye katılım süreci başla-
yamaz.
- Insan hakJan konusunda ise AB
veryüzünde olmasa dahi zaten bu ko-
nuda bir şeyler yapmak zorundayız.
- Eğer AB Güney Kıbns Rum Yö-
netimi (GKRY) ile müzakereleri baş-
latırsa Birleşmiş Milletler'in sürdür-
düğü toplumlararası müzakerelere
ilişkin tüm parametreler ortadan kal-
kar. BM artık faydasız hale gelir.
AB mevcut tutumu ile tam üyelik
konusunu Rum kesimi ile götürmeye
karar vermıştir.
- Rum tarafının tam üyeliği ger-
çekleşirse, bu, olası bir Kıbns müza-
keresınin devletlerarası müzakereye
dönüşmesi anlamına gelir. Böylece
KKTC uluslararası alanda ayn bir bi-
rim olarak müzakereleri götürür. es-
ki parametrelere bağlı kalmaz.
- Bu durumda Türkıye de KKTC
ile entegrasyon konusunda özgür
olur. Çünkü AB, Rum kesimi ile tam
üyelik müzakerelenni başlatarak ada-
nın bir kesimi ile entegrasyon yap-
mış olacak. Dolayısıyla adada ayn-
lığı başlatıp kesinleştirecek olan on-
lardır.
Türkiye'nin AB ile bir restleşme
içinde olduğunu ve bilek güreşi yap-
tığını belirten üst düzey bir diplomat.
ABD'nin Kıbns Özel Temsilcisi Rk-
hard Holbrooke'un AB'nin Rumlar
ile Nısan 1998'de başlatması olası
müzakerelere Türk kesiminin de ka-
tılımını sağlaması için Ankara'ya tel-
kinde bulunduğunu söyledi.
Aynı diplomat, Holbrooke'un An-
kara'ya "Fevri davranıp bûieşme gi-
bi adunlar atmayın. KKTC'yi AB ik
Rumlar arasındaki müzakerelere
özendirin. Aksi takdirde ortaya çıka-
cak sonuçlann sorumlusu siz olursu-
nuz" uyansında bulunduğuna da dik-
kat çekti.
Ankara'ya bir tavsiye de dün An-
kara'ya gelen AB'nin Dış Ilişkıler
Masası Şefı Hans Van Den Broek'dan
gehyor.
Broek, Ankara'ya oyalama taktiği
uygulayarak. "Daimi Avrupa Konfe-
ransı'na sizi alınz. Ama KKTC ileen-
tegras>
r
onu öngören 20 Ocak kararla-
nnı uygulamaya koymayın" önerisi-
ni getiriyor.
da bunu sebep gösterip yine kendi
lehkrinde bir pay kopartmak için
büyük bir tahrik oyununa tenezzül
ediyorlar. Anlatnklanmız netkevi ne
kadar erkiler diye sorarsanız hayal
âleminde yaşamamak gerekir de-
rim" diye konuştu.
Denktaş, Fener Rum Patriği Bart-
holomeos'un ABD gezısıne ilişkin
bir soru üzerine de. "Ben Bartholo-
meos'u kflisenin adamı olarak gö-
rürüm. Düı işlerine baksın \ cterlidir.
Bize bir papaz kanşn. ortalığı kana
buladı. Dolayısıyla papazlann siya-
sete kanşması olumlu bir iş değil-
dir"dedi.
Denktaş dün Washington 'daki te-
maslan hakkında Türk gazetecılere
bilgi verdikten sonra New York'a
geçti.
Kitap
Fuarı 'nı
telıdît effiyör*
• Baştarafi 1. Sayfada
arasında paylaşıldığını öne süren Kı-
ran, Bahçelievler katlıamı sanıklann-
dan Haluk Kırcı'nın Hasan Çakır
sahte kimliğıyle Bucak'ın evinde sak-
landığını ve Bucak'ın bölgedeki iha-
lelerin organizasyonuyla ilgilendiği-
ni iddia etmişti. Kıran. aynca "Bu-
cak'ın atadığı hâkim ve savcılar görev
başındalar ve tümü mesai bitiminden
sonra Bucak'ın evinde toplanıyor. Su-
surluk'a kanşanlann hepsi de Sive-
rek'te cirit aüyor" demışti.
Dev letin kendisine yardım etmesi
halinde Haluk Kırcı'yı çok rahat bir
şekilde yakalayabileceğini ifade eden
Kıran. "Pis işlerin ortaya çıkması için
açıklama üstüne açıklama yapıyo-
rum. Ancak baskı gören ve yakalan-
ması gerekea, bu kanun dışı işleri >a-
panlar olması gereldrken her şey bi-
zim başımıza patlıyor" dedi.
Kıran. bu açıklamalanndan sonra
kendisi ve korumalannın silahlanna
el konulduğunu ve yakınlan aracılı-
gıyla tehdit edildigini söyledi. Kendi-
sine bağlı koruculann silahlannın da
geri alınması için Si\erek Kaymaka-
mı Abdülkadir Karataş ile tlçe Jan-
darma Bölük Komutanı Yüzbaşı Ha-
di Büyükaydan'ın çaba harcadığını
savunan Kıran, şunlan söyledi-
"1990 yıtandan bu yana Karacadağ
yöresinde 2 bini aşkın korucuyla P-
KK'ye ve bölgedeki yasadışı yapılan-
malara göz açtırmadık. Devietimize
bağlı olduk. Bucak, Özer Çiller ve
Mehmet Ağar'ın bölgedeki faalivetle-
rini gazetelere anlatınca bu üçlü ile
bölgedeki adamlan rahatsız oldu.
Yüzbaşı Hadi Büyükaydan. Hacı
Abim'le kö> muhtannı çağırtarak
"Ahmet bu açıklamalannı geri alsın,
yoksa kanşmayız' demiş. Bu tehdit
bana yansıtıldıktan iki gün sonra Ot-
lu, Atlıca \e Demirci köyierindeki 54
evim polis vejandarma tarafindan ba-
sıldı. Benim ve üç korumamın tüm si-
lahlanna el koydular. Bu bir gözdağı.
Diğer koruculann silahlanm da teslim
etmesini istiyorlar. Bu kararlar kay-
makam ve başsavcının baskısıyla 24
Ekim'de Bucak'ın evindeyapılan top-
lantıda alınıyor. Amaçlan beni sindir-
mek,etkisiz\ekorumasızkümak.Be-
ni de rahmetli L ğur Mumcu gibi or-
tadan kaldırmak istiyorlar."
Siverek Jandarma Bölük Komuta-
nı Hadi Büyükaydan'ı Bucaklar'ın
adamı olmakla suçlayan Kıran. "Ben
bütün bunlan ve Bucak aşiretinin
yaptığı diğer işleri Başbakan Mesut
Yılmaz'a geçtiğimiz haftaki Diy arba-
kır gezisinde anlattım. O da bana bun-
laıia ilgileneceğini söyledi" dedi.
Özer Çiller'le ilgili açıklamalann-
dan sonra Öncü gazetesinin kendisi-
ni "PKK sempatizanı" olarak suçla-
dığına dikkat çeken Ahmet Kıran.
Bucak'ın denetimınde olan bölgede-
ki bazı yöneticilenn kendisini "içeri
atmakla" tehdit ettiğini belirterek,
şöyle devam etti
"Ben Bucaklar'ın, ÇUlerler'in yasa-
dışı işlerine karşı geldiğun için devlet
etimdeki silahı ahyorsa bölgedeki ya-
sadışı olaylan anlatmaya devam ede-
ceğim. Uğruna PKK ile savaştığım
devletimin de bana sahip çıkmasını
beklerim. Dev let, Bucaklar için bana
silah veriyorsa 0 silahlan da y ine Bu-
caklar'ın talimatı ile geri alıyorsa ben
o silahlan gider kendi elimle geri ve-
ririm. Çünkü beni düşman ilan ettiler.
Koruculuğu yeniden gözden geçiriyo-
rum. Kararunı verdikten sonra silah-
lan götüriip Jandarma Asayiş Bölge
Komutanhğı'na teslim edeceğun." Si-
\erek'in iki güçlü aşiretinin liderleri
Sedat Bucak'la Ahmet Kıran arasın-
da önceki gece bir telev izyon progra-
mında yaşanan tartışma, Siverek yö-
resinde de huzursuzluğa yol açtı. İki
aşiret lideri arasındaki tartışmanın ça-
tışmaya dönmemesi için bölgedeki
önlemler arttınlırken. Kejanlann li-
deri Ahmet Kıran da köylenndeki ön-
lemleri yoğunlaştırarak kendi koru-
malannın sayısını arttırdı.
Selanik'te işbirligine gölge düştü
B Baştarafi 1. Sayfada
Yunanlı ışadamlannın katılacağı kon-
ferans aşm sağcı Yunanhlann protes-
tosu yüzünden yapılamadı. Saat
15.30'da başlaması planlanan konfe-
ransa bir saat önceden gelen bir grup
Türk işadamı ve gazeteci. Sanayi ve
Ticaret Odası'na girdikten sonra dışa-
nda toplanan bir grup fanatik Yunan-
lınm protestosuyla karşılaştı. 100-150
kişi kadar olduklan belirtilen Pontus-
lu ve Kıbnslı Rumun yönlendirdiği
grup, Türk işadamlan ve basın men-
suplannın içinde bulunduğu toplantı
yerine saldırdı. Türkiye aleyhine slo-
ganlar atan aşın sağcı Yunanlılar, bi-
naya taş ve yumurta attılar. Bu arada
bir otobüsle Sanayi ve Ticaret Oda-
sı'na gelen ikinci grup 6-7 kişilik işa-
damı, araçlanndan indirilmedi. Oto-
büsten inmeye kalkan bir Türk işada-
mı ise tartaklandı.
Dışanda göstericilerin protestolan
sürerken aralannda işadamlan Vitali
Hakko, Eli Acıman ve Tezcan Yara-
mancı. TÜSlAD Basın Danışmanı
Cengiz Turhan. gazeteciler Niver La-
zoğlu, Gülçin Telci. Figen Akşit'in de
bulunduğu bir grup Türk. toplantı ye-
rinde bir buçuk saate yakın mahsur
kaldı. Binayı kuşatarak taş ve yumur-
ta yağdıran ve Türkiye aleyhinde slo-
gan atan protestocular daha sonra da-
ğıldı. Mahsur kalan Türk grup ise po-
lis koruması eşliğinde kaldıklan otele
geri döndü.
Gösteri nedeniyle yapılamayan kon-
ferans Türk işadamlannın kaldığı ve
olaylar sırasında yoldan geri çevTİlerek
otele gelen Türk-Yunan İş Konseyi
Başkanı Rahmi Koç. TÜStAD Başka-
nı Muharrem Kayhan ve Yunanlı işa-
damlannm katıhmıyla Makedonya
Otelı'nde bir buçuk saatlik gecikme
sonunda yapıldı.
Toplantının açılışı sırasma bir ko-
nuşma yapan Kuzey Yunanistan Sana-
yiciler Başkanı Nikos Eskimyadis ve
Balkanlar'da Demokrasi Vakfi Başka-
nı Papasantopulos olaylardan büyük
üzüntü duyduklannı dile getirdi.
Cevap anahtarı
MATEMATİK: 1) D, 2) B, 3) A. 4) E, 5) D. 6)D, 7) D.
8)A.9)E. 10) B. 11)C. 12) E, 13) B, 14) E, 15) A. 16)
A, 17) B. 18) A, 19) C, 20) D. FIZtK: 1) A, 2) D, 3)
B, 4) C, 5) C, 6) A, 7) C, 8) E. 9) B, 10) C, 11) D, 12)
E. KİMYA: 1) B. 2) B, 3) D, 4) A, 5) C, 6) E. 7) D, 8)
D, 9) C. BÎYOLOJI: 1) C, 2) E, 3) E, 4) C, 5) D, 6) A.
7) B. 8) B, 9) A. TÜRKÇE: 1) D. 2) A. 3) D, 4) E, 5)
D, 6) B. 7) E, 8) C, 9) B, 10) B, 11) C, 12) B, 13) B.
14) A, 15) B. 16) C, 17) E, 18) B. 19) B. 20) D. TA-
RIH: 1) A, 2) C, 3) E, 4) B. 5) B, 6) C. 7) A, 8) D, 9)
A, 10) E, 11) B, 12) A. COĞRAFYA: 1) D. 2) E, 3)
A, 4) D, 5) E, 6) B, 7) D, 8) A, 9) C. PStKOLOJl: 1)
C, 2) D, 3) B, 4) A, 5) B, 6) A, 7) C, 8) D, 9) C.
Atina'dan Türkiye'ye yine suçlama
ATİNA (Cumhuriyet) - Yunanistan
Savunma Bakanı AJds Çohacopulos
Türkiye'nin şubat ya da mart aylannda
"sıcak bir olay yaratacağı
n
beklentisinde
olduklannı kaydetti.
Atina Haber Ajansı'nın (ANA) haberine
göre, Çohacopulos. böyle bir olayın
Kıbns Rum Kesimi'nde şubat ayında
yapılacak seçimler dönemine gelme
olasılığı bulunduğunu da öne sürdü.
Çohacopulos, "Türkiye 1995 yılından bu
yana saldırgan politikasını sürdürmek
amacıyia yuda 2 milyar dolaıiık
silahlanma harcaması yapıyor. Ankara.
yine 1995 yılında savunma doktrini ve
planlannı değiştirdi" dedi.
Yunanistan Hükümet Sözcüsü Dimitri
Reppas ise Türkiye'nin, Girit
Adası'nda 2-4 Kasım tarihlerinde
yapılacak Balkan Zirvesi sırasında
"sıcak bir olay yaratma olasıhğma"
ihtimal vermediğinı söyledi. Reppas.
"Bu tür senaryolara ginnevelim.
Güneydoğu Avrupa ülkelerinin ortak
geleceğinin tartışıldığı bir toplannda,
Türkiye'den saldırgan bir hareket gelirse,
Başbakan Mesut Yılmaz bunu nasıl
açıklayabilir" dedi.
Talay açtı
I Baştarafi 1. Sayfada
yarak "Bu fiıar elbette bir
Frankfurt Kitap Fuan de-
gil, ticari öğenin ağır bastı-
ğı bir organizasyon. Ancak
yine de sanatla. kültürle
dopdolu bir organizasyon.
L'muyorum ki birgün
Frankfurt Kitap Fuan gibi
fuarianmız da olacak. Tür-
kiye'nin bugünkü koşuüa-
n içinde TİTYAP'ın ortaya
koyduğu bu çalışma büyük
bir boşluğu dolduruyor"
dedi.
Açılışta konuşan TÜ-
YAP Basın veHalklar lliş-
kiler Koordınatörü Deniz
Kavukçuoğlu, İstanbul'un
heryıl olduğu gibi bu yıl da
görkemli bir fuara sahip
olacağını belirterek bucoş-
kunun yaratılmasında
"T!megi'geçefl
r!
herlcese- te-
şekkür etti. Geçen yıl "Ba-
nş İçin Bir Milyon Jmza"
kampanyası için fuara ka-
tılan Eşber Yağmurdere-
li'nin şu anda aralannda
olamamasından duyduğu
üzüntüyü dile getiren Ka-
vukçuoğlu, demokratik bir
Türkiye özlemıni de dile
getirdi.
CahitKülebi,VedatTür-
kali, Sait Maden, Ferit Ed-
gü, Edip Cansever, Konur
Ertop. Adnan Özyalçıner,
Kemal Özer, Arif Damar
ve Doğan Hızlan gibi ya-
zarlann öğYetmenı olan Sa-
linı Rıza Kırkpınar da kısa
bir konuşma yaptı. Türki-
ye Yayıncılar Birliği Baş-
kanı Atıl Ant ise artık bu
fuann rutinleştiğini, 16yıl-
dır kendini tekrar ettiğini
belirterek "Sektör sorun-
lanndan uzak. sadece bü-
yük bir kitapcı gibi okurla-
ra kitap sattığımız bir yer
gibi görüyorum" dedi.
Ant, Türkiye Yayıncılar
Birliği olarak 1998 Mar-
tı'nda uluslararası bir fuar
düzenleyeceklenni de be-
hrtti.
Karadeniz
MGK
gündeminde
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Milli Güvenlik
Kurulu (MGK), ekim top-
lantısında ağırhklı olarak
Karadeniz'deki terör ey-
lemleri, alınacak önlemler
ve Kuzey Irak'ta gerçekleş-
tirilen son sınır ötesi hare-
kâtı görüşecek. Yunanis-
tan'ın, Güney Kıbns Rum
Yönetimi'yle birlikte ger-
çekleştirdiği "Nüdforos"
tatbikatının ardından yaşa-
nan bunalımm masaya yatı-
nlacağı toplantının önemli
gündem maddelerinden bi-
ririi RP'nin yayın organı
Kanal 7 ve partiîı belediye-
lerin bu kuruluşa yaptıklan
maddi yardımlar oluştura-
cak. MGK. ekim olağan
toplantısını Çankaya Köş-
kü'nde Cumhurbaşkanı Sü-
leyman Demirel başkanlı-
ğında bugün saat 15.00'te
yapacak. Toplantının ana
gündemini iç ve dış güven-
lik gelişmelen oluşturuyor.
Toplantıda. lçışleri Ba-
kanı Murat Başesgioğlu.
hafta sonu Ordu ve Giresun
ile ilçelerindekı inceleme-
lerine ilişkin olarak kurul
üyelerini bilgilendirecek.
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
I Baştarafi 1. Sayfada
Susuriuk kazasının ardından da, kahramanlık
nidalan şeref unvanlarına, vatan için nakaratlan
devleti yıprattırmayız çıkışlarına karıştı.
Bütün bunların arasında, devletin çetelerden
arındınlmasını isteyenlerin sesi de kaybolmadı.
Susuriuk hâlâ unutturulmadıysa bunda kamu-
oyunun etkisini unutmamak gerekiyor. Burada,
"Kardeşim aslolan unutulup unutulmaması değil,
temizlenip temizlenmemesi. Yine de kamuoyu var
diye kendinizi aldatmayın" diyenler de çıkabilir.
Bunda haklılık payı da var ama, yakın geçmişle
ilintilendirdiğimizde 30 yılın örgüsünü bir anda çö-
züp netleştirmenin zorluğunu da görmek gereki-
yor.
Konunun güncel yanına bakarsak şu sorunun
yanıtı çok önemli:
- Susurluk'un yıldönümünde çetelerin sesi mi
gür çıkacak, onlann çetelesiyle uğraşanların mı?
Bir başka tanımia, çeteciler mi, çeteleciler mi?
Hani o bilinen namuslular- namussuzlar sözü-
ne gönderme yapmak gerekirse, çetelecilerin se-
sinin en az çeteciler kadar gür çıkması gerekiyor.
Demokratik kitle örgütlerinden sendikalara, si-
yasi partilerden meslek kuruluşlarına kadar geniş
bir yelpaze, çeteleri kepaze etmek için sesini yük-
seltmeye hazırlanıyor.
Yann Ankara Tandoğan Alanı'nda, 2 Kasım Pa-
zar günü Susuriuk'ta miting var. 3 Kasım'da ise
DİSK Susuriuk'ta "Bir Dakika Karanlık" eylemi ya-
pacak.
Yeniden altını çizelim, bu sesler ne kadar gür çı-
karsa hukuk o kadar hür olacak.
Kamyon süreci devam ediyor
Susurluk'un başından bu yana pek çok kahra-
manı oldu. Kimileri devletin içinde bulunduğu du-
ruma acıdı, bir süre fedakârlık edip cezaevine ko-
nulmayı kabul etti. Ardından da elindeki kanı alnı-
na sürüp kahramanlık derecesini kat kat arttırarak
çıktı.
Kimileri, onların neresinde duracağını bilemedi.
Arkasına geçti olmadı, yanına oturdu almadı...
Kimileri de perdenin aralanmasını sağlayacak ki-
şi olarak sık sık gündeme geldi. Kamuoyunu öy-
lesine ustaca beklenti içine soktu ki, her seferin-
de farklı bir bekleyiş yarattı. Başbakan Mesut Yıl-
maz'dan söz ediyoruz.
Mesut Bey, olay patladığında ana muhalefet li-
deriydi. O dönemlerde Mesut Bey'in verdiğı de-
meçlerden seçmece yapalım:
"Olay, devletin en üst katlanna uzanıyor..."
"Elimde çok ciddi belgeler var..."
"Belgeleri sadece mahkemeye açıklayaca-
ğım..." '•' '' '""
"Ortaya çıkanlar aysbergin ucunun ucu..."
Gel zaman git zaman, Mesut Bey'i iktidara ge-
tirdiler muntazaman.
Yılmaz'ın koltuğu değişti ama, kafası değişme-
di. Demeçlere devam:
"Olayın boyutlan vahim..."
"İki ayda ortaya çıkarınm..."
" 15 güne kadar büyük bir bomba patlayacak..."
Başbakan önceki gün yeni bir değerlendirme
yaptı:
"15 gün yanlış anlaşıldı, bir ay sonra rapor ta-
mam olacak. Kutlu Savaş bana öyle söyledi."
Olmadı...
Ana muhalefetken "atıp tutarsınız" ama, iktidar-
ken bunun yerıni "yapıp tamamlamak" almalı.
Bir başbakanın "15 gün" deyip, on gün sonra,
"75 değil, biray" demesi, en azından güven veri-
ci değil...
Susuriuk olayı daha çok süre kaldıracak gibi gö-
rünüyor. Kazanın sonrasında, "Kamyondan önce,
kamyondan sonra" tanımlamaları yapıldı.
Gelinen noktada görüyoruz ki bu yanlış.
Kamyonun öncesi-sonrası yok. Hâlâ "kamyon
süreci", yani "kaza" yaşanıyor.
Hukuk devleti de ağır yaralı olarak kamyonla
Mercedes'in arasına sıkışmış, kan kaybediyor...
Böyle yönetimin yanında böyle bir hu'kukla' iş
dahadagüçleşiyor...
Akdeniz ve Ege'de
tatbikat gerginliği
ANKARA/KARS (Cum-
huriyet) - Türkiye ve Yuna-
nıstan arasında bugünden
ıtibaren başlayacak tatbi-
katlar ile Akdeniz ve Ege
sulan yeniden ısınıyor. Baş-
bakan Yardımcısı ve Milli
Savunma Bakanı İsmetSez-
gin, Yunanistan Genelkur-
may Başkanı Athanasios
Çoganis'in Cumhunyet
Bayramı resepsiyonuna ka-
tılmasını. "Dosüuk sadece
zryaretkohnaz" diye değer-
lendirirken, tatbıkatlann er-
telenmesi önerisinin Yu-
nanlılar tarafindan kabul
edilmedığini açıkladı.
Yunanistan'ın 15 gün ön-
ce Kıbns Rumlan ile KK-
TC'nin işgalinin de temsili
olarak denendiği Nikiforos
tatbikatının ardından Türki-
ye'nin Ege Denizi'ndeki
planlı tatbikatı sırasında
Atina. mayın avlama gemi-
siyle denizaltımızı taciz et-
mişti. Bugünden itibaren
ise Yunanistan'ın planlı tat-
bikatlanndan "Parmenion''
başlıyor. Hemen ertesi gün
1 ile 8 Kasım tarihleri ara-
sında Ege ve Akdeniz'de
gerçekleştirilecek planlı
"Kararhhk Gösterisi '97"
ve 3 Kasım'da yine Türki-
ye'nin KKTC ile ortaklaşa
düzenleyeceği Toros tatbi-
katı başlayacak. Genelkur-
may Başkanı İsmail Hakkı
Karadayı ile Sezgin'in de
katılması öngörülen tatbi-
kat sırasında Türk F-16'la-
n Geçitkale Havaalanı'na
inecek, savaş gemıleri ise li-
mana demirleyecek.
Türkiye'nin misilleme
olarak nitelendirdiği, Yuna-
nistan'ın bugün başlayacağı
Parmenion'un planlı oldu-
ğuna dikkat çekilerek,
ABD'nin bunu Türk tatbi-
katlanna misilleme olarak
görmediği belirtildi.
Cumhurbaşkanı Süley-
man Demirel ve Başbakan
Mesut Yılmaz'la birlikte
Kars'a giden Milli Savun-
ma Bakanı Sezgin. "Girit'te
gerçekleştirilecek zirvede
olası Yılmaz-Simitıs göriiş-
mesinden somut sonuç bek-
liyor musunuz" sorusu üze-
rine şunlan söyledi: "Girit
zirvesi sırasında böyle bir
şey ounasın, yumuşak hava
obun diye, 'Bu tatbikatı er-
teleyelım' dedik. 'Siz erte-
lerseniz biz de erteleriz' de-
dik. Erteleselerdi biz de er-
teleyecektik. Ertelemediler.
Bir hafta sonra bir daha
yapülar. Biz 0 toplann hu-
zurlu bir ortamda yapdsın
istemiştik. Bu gerginlik,
Idmseye yarar sağlamaz. Biz
tahriklere de kapdmayız, ne
yaparlarsa yapsınlar."