Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 EKİM 1997 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Ünlü işadamı İshak Alaton, 55. hükümeti 'Vasatm biraz üzerinde' diye tanımladı
Politikacılara suçlamaİstanbul Ha-
ber Servisi -
Alarko Holding
AŞ Yönetim
Kurulu Başkanı
İsbak Alaton.
Tiirkıye'de po-
pülıst siyaset
yapıldığını be-
lirterek "Avru-
pa'nın kural-
larının Türki-
ye'de uygulan-
ması mümkÜD degil. Biz yolsuzluğun
tanımını bile yapamıyoruz. Politikacı-
lanmızın yüzde yüzü yolsuz hareket
ediyor" dedi.Türkiye'nin artık "şey-
Ishak Alaton
tanları" cezalandırmayı unuttuğunu
vurgulayan Alaton, son 5 yıldır gerçek-
leştirilen ülke yönetimini ise "Kötünün
en kötüsü" olarak tanımladı. Alaton,
yolsuzluklara saplanan Türkiye'de artık
iş yapmanın da zorlaştığını söyleyerek,
Alarko Holding'in yabancı ortağını ya-
kında açıklayabileceklerini kaydetti.
Türkiye, Ingiltere, Amerika, Alman-
ya ve halya'nın ortaklaşa düzenledikle-
ri "Yolsuzluk ile Savaşım Stratejileri
l luslararası Sempozyumu"na dün
Alman Kültür Merkezi'nde devam edil-
di. Sempozyumda "Türkiye'de devle-
te rağmen gelişen özel sektör" başlık-
lı bır konuşma yapan tshak Alaton. si-
yasetçilere ağır eleştirilerde bulundu.
Türkiye "de demokrasinin yanlış anlaşıl-
dığını. ne toplumda hesap sorma. ne de
yöneticüerde hesap verme düşüncesinin
gelişmedigini anlatan Alaton. Türki-
ye'nin Avrupa'nın en gerisindeki ülke
olduğunu kavdetti. Alaton. ''Elek hep
ters çalıştı. fyiler elendi. Kötüler ba-
şa geldi. Cöz boyayan baraj, otoyol
açılışları alkış topladı. Kimse eğitim-
le ilgilenmedi. Ve sonunda Metin Gök-
tepe'ye, Susurluk skandalına gelindi"
dedi.
Tüm bu olumsuzluklara karşın Türki-
ye'nin aynı zamanda Avrupa'nın en hız-
lı büyüyen ekonomisine sahip olduğu-
nu vurgulayan Alaton, "Ankara'ya
rağmen gelişen bir özel sektörümüz
var. Biliyorum Ankara'daki dostla- denbaşlatılan "Sürekli Aydınlıkİçin 1
rım beni se\ mez ama ancak böyle ko-
nuşursanı belki onlan uyandırabili-
rim" diye konuştu. Alaton. kendisini
sosyal demokrat zannedenlerin özelleş-
tirmeye karşı çıktıklannı belirterek.
Zonguldak kömür ocaklannı özelleştir-
meyen Türkiye'nin her yıl 350-400 mil-
yon dolar zarar etmeye de\am ettiğini
öne sürdü.
Dünyadaki yolsuzluklara karşı savaş-
mak için 1993 yıhnda kurulan ve bün-
yesinde 70 ülkeye ait din adamlanndan
işadamlanna kadar pek çok kesimden
temsilciyi bulunduran ABD Uluslarara-
sı Saydamlık Vakfı Müdürü ABD'li
Nancy Z. Bosvvell ise 30 Eylül'de yeni-
Dakika Karanlık" eylemini örnek gös-
tererek dünyanın her yerinde yolsuzluk-
lara karşı halklann duyarlı olduğunu be-
lirtti. Yolsuzlukla mücadele etmek için
tüm dünyada bir reform gerektiğini vur-
gulayan Bosvvell. yolsuzluklann yatı-
nmlan engellediğini. halkın devlete gü-
venini azalttığını \e toplum içindeki
eşitlik kavramını zedelediğini söyledi.
Hannover Felsefe Araştırmalan Enstitü-
sü Başkanı Alman Prof. Dr. Peter Kos-
lowski ise Amerika'nın sisteminin baş-
ka ülkeler için mutlaka ideal olamaya-
cağını, her ülkenin kendi kültürüne uy-
gun bir yolsuzlukla mücadele sistemini
geliştirmesi gerektiğini bildirdi.
TGC Başkanı Nail Güreli
'Basında kimlik
sorunu yaşanıyor'
İstanbul Haber Servisi- Türkiye Gazeteciler Cemı-
yeti (TGC) Başkanı Nail Güreli. gerek yaygın. gerek-
se yerel basında "kimlik sorunu" yaşandığını belirte-
rek yerel basınm güç kazanmasının yaygın basını da
güçJendireceğını söyledi. TGC'nin Konrad Adenauer
Vakfı ile birlikte düzenlediğı yerel basına yönelik mes-
lek içi eğitim semıneri dün Dedeman Oteli'nde başladı.
Seminerin açılış konuşmasını yapan Güreli. yayıncılı-
ğın sermayeye karşı bağımsız olmasının önemine deği-
nerek gerek yaygın. gerekse yerel basında bugün bir
"kimlik sorunu" yaşandığını vurguladı. Güreli. kim-
lik kavrarru içinde meslek ılkelerinin. basının güvenilir-
liği ve saygınlığının. basının bağımsızlığınm yeraldığı-
nı ifade ederek. gazeteci kimliğinin korunmasmda ye-
rel basına büyük görevler düştüğünü söyledi.
Güreli, yerel basının güç kazanmasının yaygın bası-
nı da güçiendireceğını dile getırerek. demokrasinin ye-
rel bazda güç kazanmasında yerel basına önemli görev-
ler düştüğünü kaydetti. Seminere. Trakya ve Marmara
Bölgesi'ndeki 8 ılden 40 dolayında gazetecinin katıldı-
ğını belirten Güreli. iki gün sürecek seminerde yerel ba-
sının sorunlannın ele alınacağını sözlerine ekledi. Kon-
rad Adenauer Vakfı Türkiye Temsilcisi Dr. VVulf Schön-
bohm da. vakfın 80 ülkede çalışmalar yaptığını ifade
ederek Türkiye've
ayn bir önem verdik-
lerini vurguladı. Dr.
Schönbohm. Alman-
ya'da yerel gazetele-
re büyük önem veril-
diği kaydederek Tür-
kiye'de de yerel bası-
na önem verilmesi ve
yerel basının güçlen-
dınlmesi için bu se-
mineri düzenledıkle-
rini bildirdi. "Yerel
Gazeteciliğip Özel-
likleri ve Önemi"
konulu bir konuşma
yapan Dünya gazete-
si sahibi Nezih De-
mirkent de, Türki-
ye'de bir iki istisna
dışında yerel basın
olmadığını. yerel ga-
zeteciler bulunduğu-
nu sövledi.
Binbaşıya
cinsel taciz
Yıırt Haberleri Servi-
si- Süvan Jandarma Ta-
bur Komutanı Piyade
Binbaşı A. A. K., biri
teğmen. 4'ü er toplam 5
askere sarkmtılık ettiği
iddiasıyla 7. Kolordu Ko-
mutanhğı Askeri Savcılı-
ğı'nca tutuklandı. Binba-
şı, "Müteaddit mütesel-
sil sarkıntılık elmek"
suçlanndan 5 yıl ağır ha-
pis istemiyle- Askeri
mahkemede yargılana-
cak. Silvan Jandarma Ta-
bur Komutanlıgı'ndaki
cinsel laciz olayı, Teğ-
men Z.G. ile taburda gö-
revli erler T.A., H.K.,
H.Ç. ve M.F.nin bağlı
bulundukları komutan-
lıklara ve Genelkurmay
Başkanlığı'na gönder-
dikleri şikâyet dilekçele-
riyle ortaya çıktı.Olayla
ilgili başlatılan soruştur-
ma sonucu Binbaşı A. A.
K..emrindeki görevlilere
sarkıntılık ettiği iddiasıy-
la 7. Kolordu Komutanlı-
gı Askeri MaJıkeme-
si'nce tutuklandı. Askeri
Savcılık tarafından hazır-
lanan iddianamede suç
tarihlerinin "Ekim 1996
- Haziran 1997" olarak
gösterildi.
A r t ı k g ü r ü l t ü d e ğ i l e z a n s e s i d u y u l a c a k
Ezan genelgesiyürürlükte
OKTAY EKİNCİ
Diyanet Işleri Başkanlığı, Türkiye'dekı "geiişigüzel ca-
mi yapamını" bir kurula bağlamak ve hoparlörlerden % e-
rilen ezanın birbirlerine kanşarak yarattığı "ses kargaşa-
sının" önüne geçmek için 1995'ten bu yana ciddi ara\ı-
şılar içersinde. Bunlar arasındaki "ezan okunmasında
izlenecek yöntemi" belirleyen "genelge" ise 3 Ekim
1997 tarihinden (bugünden) itibaren artık yürürlükte.
REFAHYOL hükümetinın son dönemlerinde hazırlan-
dığı bilınen. ancak işleme
konulabilmesi 55. Hükü-
mefle birlikte mümkün
olabilen genelgeye göre:
"ezanın kulağa hoş gele-
cek şekilde okunması"
için il ve ilçe müftülüklerin-
ce. 3 Ekim 1997'ye dek ge-
rekli önlemlerin alınması
gerekiyor.
Bu önlemlerin basında
ise ezanın öncelikle "raina-
reye çıkılarak" ve müezzi-
nin "kendi sesiyle" okun-
masına özen gösterilmesi:
aynca birbirine yakın cami-
lerde de "tümünde birden
hoparlör kullanımına son
verilerek" deyim yerindey-
se "gürültü"şeklini alma-
masının sağlanması geli-
yor... .. . ı .' . .-..
Şeriatçı çevreierirı
u
Eza-
nı susturuyorlar" şeklınde
politik bir söylemle karşı
çıktıkları bu önlemler, hiç
kuşkusuz aslında yine eza-
nın "saygınlığını" ve "in-
san üzerindeki tinsel etki-
sini" koruma çabasından
başka bir şey değil.
Müslümanlığın ezan sesi
ile Hıristiyanlığın çan sesi arasındaki temel fark "insan
seslenişi" olduğuna göre, bunun yerine (önceden doldu-
rulmuş hazır kasetler de kullanılarak) yüksek volümle ho-
parlörlerden bağırmanın yine Islam adma savunulacak bir
yanı olmasa gerek...
Ne var ki; Diyanet tşleri Başkanlığı'nın böylesi bir ge-
nelge yayımlanmasına neden olan ''yozlaşmanın"teme-
Apartmanlar arasına sıkıştırılarak yapılan camiler-
deki gürültü kirliliği genelgeyle ortadan kalkıyor.
linde hoparlör ahşkanlığından daha çok "geleneksel ca-
mi kültüründen" hızia uzaklaşmak yatıyor.
Örneğin Osmanlı döneminde ve 1950'lere kadar, ma-
halle mutlaka "tek şerefeli'Ve komşu evlerin bahçeleri-
ne "yukardan bakmayacak" düşük bır yükseklikte ya-
pılmışken. bugün ınşa edılen minarelerin büyük çoğunlu-
ğu, iki. hatta "üç şerefeli"olarak ve neredeyse Sultanah-
met Camısi'nın minarelenyie bile "yarışacak" bir yük-
sekliğe tırmanıyorlar...
Benzer şekilde camilerde "yer seçimi" de hemen hiçbir
yasal va da geleneksel ku-
rallara bağlı kalınmaksızın,
doğmdan "yapımcının is-
teğine bağlı" olarak belir-
leniyor. tmar planlanndaki
kullanım türü hiç gözetil-
meden. "her boş bulunan
yere" ve hatta "apartman-
lar arasındaki boşluklara
sıkıştırılarak" inşa edilen
camiler. mimari özen ve es-
tetikten de yoksun olarak
yükselince. "çarpık yapı-
laşmanın bir parçası" ha-
line geliyorlar. Hele ki yine
bu camilerin büyük çoğun-
luğu da kaçak yapılaşmaya
açılan bölgelerin "öncü
v
e
koruyucu binası" olarak
yasadışı bir işlev üstlenin-
ce, mimarisi görkemli bile
olsa temelde "çirkin kent-
leşmeye" hizmet ediyor-
lar...
lşte böylesi bir denetim-
siz ve kalitesiz "camileş-
menin" de bu dinsel yapı-
ların taşıması gereken say-
gınlığını "zedelediğini"
farkeden Diyanet Işleri Baş-
kanlığı, "her 6 saatte bir
caminin yapıldığı" Türki-
ye'de işe öncelikle "ezanı kurtarma" genelgesiyle baş-
ladı. Yer.i yapılan camılerin kentsel yağmaya ve çarpık
kentleşmeye değil. eskiden olduğu gibi yine kent kimliği-
ne. yöresel dokuya ve imar estetiğine katkıda bulunacak
bir "kültürü" yansıtmalan için ise elde kalan son boş
alanlar da yitirilmeden gerekli yasal düzenlemenin hemen
yapılması gerekiyor...
îpekçi sanığı
m m
Ozbey'i
ihmal
kurtardı
BRÜKSEL (Cumhuriyet)
- Brüksel Savcılığı. gazeteci
Abdi İpekçi cinayeti nedeniy-
le aranan ülkücü Yalçın Öz-
bey'ın Brüksel'de gözaltına
alındıktan sonra serbest bıra-
kıldığını açıkladı. Savcılık
yetkilileri. Özbey'in gözaltı-
na alındığının Türkiyeye bil-
dırildığini. ancak gözaltı sü-
resi içinde kendilerine herhan-
gi bir yanıt ulaştınlmadığını
vurguladılar. Yetkililer, Türki-
ye'nin konuya ilgisız kalma-
smdan üzüntü duyduklannı da
açıladılar. Özbey daha önce de
Almanya'da gözaltına alınmış
ve Türkiye'ye bilgi verilmiş
olmasına karşın herhangi bir
tepki gösterılmemesi nede-
nıyle serbest bırakılmıştı.
Basınla ilişkilerden sorum-
lu Sav cı Joseph Copain, Yal-
çın Özbey'in 30 eylül gecesi
Brüksel Belediyesi polis bi-
rimleri tarafından gözaltına
alındığını. güvenlik bırimleri-
nin, Özbey'in lnterpol bünye-
sinde kırmızı bültenle arandı-
ğını tespıt ettiklenni ve duru-
mu derhal Paris'teki lnterpol
merkezinebildirdiklerini söy-
ledi.
1978 yılında işlenmiş bir
suçun 'zamanaşımına uğra-
mış sayılması' nedeniyle Tür-
kiye ile temas kurulduğunu ve
Yalçın Özbey'e karşı başka bir
suçlama dosyası bulunup bu-
lunmadığının sorulduğunu
bildiren yetkililer, gözaltı sü-
resi zarfında buna yanıt gel-
mediğini ve Özbey'i serbest
bırakmak zorunda kaldıklan-
nı belirttiler.
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER KIŞLALI
Kadmsız Kars...
Kars güzel.
Ani harabeleri ve yanıbaşındaki Arpaçay kanyonu bü-
yüleyicı... Pırıl pırıl havaalanı gurur vericı...
Kurulalı daha birkaç ay olan, Kars'taki ADD şubesinin
düzenlediği toplantıda çiçekler vardı. Güzel insanlar var-
dı. Inanç ve umut vardı.
Ama beş etnik kökenden insanların bazılan vardı, öte-
kileri yoktu.
Ve de koca salonda kadın yoktu. .
• • •
Atatürkçü Düşünce Dernekleri artık Doğu ve Güney-
doğu Anadolu'da da yaygınlaşıyor.
Yurtdışındakilerle birlikte 330'a ulaşan ADD'lere Doğu
ve Güneydogu'da da yenileri ekleniyor. Sadece Kars ve
çevresınde bile sayıları beşi bulmuş: Kars, Ardahan, Art-
vin, Iğdır, Sankamış...
ADD bugünlerde Ankara'daki yeni ve yeterlı genel mer-
kez binasına taşınmanın telaşı içinde. Açılan kampanya
amacına ulaşmış. Toplanan paralarla aynı binada iki da-
ire satın alınıp. bir daire de kiralanmış.
Bunlar hep lyi güzel!
Ama Kars'ta dört ay önce kurulan ADD'nin toplantı-
sında, salondaki kadın sayısının sadece üç olması güzel
değildi.
Türkiye'nin dört bıryanındaki benzer toplantılarda ka-
dınlar hep ağırlıklıydı. Bu da dogaldı: çünkü karşı-dev-
rim öncelikle kadın haklarını, kadının toplumdaki konu-
munu geriletecekti.
Ama Kars'taki toplantıya, ADD şubesinin yönetim ku-
rulu üyeleri bile eşlerini getirmemişlerdi... Tıpkı eşlerinı
beraberlerinde Kars'a getirmemiş olan vali gibi, rektör gi-
bi, emniyet müdürü gibi...
• • •
Kars bir zamanlar Atatürk'un partısının kalesiydi.
Farklı etnik kökenden insanlar, Atatürk'un partisinde
bir araya gelmişti. "Cumhuriyet ideolojisi" idi onlan aynı
çatı altında toplayan.
Tıpkı Anadolu'nun başka yerlerinde de olduğu gibi...
Oysa şimdi partiler Kars'ta etnik kökenlere göre pay-
laşılmış. Oylar adayın etnik kökenıne göre veriliyor.
Çünkü 12 Eylül partileri kapatmış. Ikinci sıradaki ada-
ya seçilme şansı bırakmayan, az milletvekilli, daraltılmış
seçim bölgelerı yaratılmış.
insanlar ortak noktalarda buluşacaklarına.. farklılıklar-
da buluşmaya zorlanmış.
Ve Altıok'un eski kalesinde, şimdi MHP'Iİ bir belediye
başkanı var... Atatürk'un düşüncelerine soğuk. ADDtop-
lantısının bir bez afişinin bile asılmasına sorun çıkaran...
ADD Kars Şubesı'nin Kurucu Başkanı Selami Yiğit
genç, bırikimli, dinamik. Zorluklan aşmakta kararlı... Der-
nek Kars'taki kuruluş amacını bir tümce ile sloganlaştır-
mış:
"Biz, beş etnik kökenden gelen insanları, güzel bir ki-
limin motifleri olarak bır araya getirmek için kurulduk!"
• • •
Ermenistan sınınndaki Anı harabeleri ikinci bir Efes ol-
maya aday.
Eğer devlet gerekli ilgiyi gösterirse... Eğeryıkılan, ta-
lan edilen tarihsel yapılar yeniden ayağa kaldınlırsa... Ani,
Kars'ı canlandıracak, bölgenin çekım merkezi konumu-
na getirecek ölçüde yabancı turistı rahatlıkla çekebilir.
Ârna bunun için önce devleti yönetenlerin kafalannı de-
ğiştirmeleri gerekiyor.
Yıllar önce Menderes gelmiş Kars'a... Ve bir örneği
Moskova'nın Kızıl Meydanı'nda olan görkemli kiliseyi gö-
rünce çıkjına dönmüş... Yıktırmış.
Inanılacak gibi değil, ama gerçek!
Ani harabelerınin son yıllarda nasıl daha da "harap"ol-
duğunu ve talan edildiğini anlatanlar ekliyorlar:
- Ani her dönemde tahrip edildi... Özellikle de Evren
döneminde!
• • •
Kars'ın tek yerel televizyonu olan "Serhat TV" çağdaş
kafalarca yönetıliyor.
ADD Genel Yönetim Kurulu üyesi Burtıan Apaydın ve
Selami Yiğit'le birlikte, uzun bir canlı yayın konuğu ol-
duk. Laiklikten Atatürk ulusçuluğuna ve Güneydoğu so-
rununa kadar; çeşitli sorulan yanıtladık.
Bizi izleyenlere. hemşehrileri Sırn Atalay örneğinı ver-
dim:
- Rahmetli Stm Atalay, Kürt kökenliydi. Herkes de bu-
nu bilirdi... Senato başkanı seçildi. Ama ona oy verenle-
rin çoğunluğu Kürt kökenli değildi... Seçildi, çünkü bu gö-
reve iayıktı. Eğer Meclis'in çatısı altındaki insanlar "etnik
kökene göre" oy verselerdi, hiçbir zaman seçilemezdi!
Ve ekledim:
- Etnik kökene göre bölünme herkese zarar verir... ön-
celikle de azınlıkta olanlara!..
Beyaz saray, Yunanistan'ın tutumunu eleştirdi
ABD'den Atina'ya terör uyarısı
FUAT KOZLLKLU
VVASHINGTON - ABD yönetimi, terör
örgütlerini banndırdığı iddia edilen Yuna-
nistan'ı uyardı. ABD Dışişleri Bakanlığı
Sözcüsü James Foley. öncekı gün basın
brifinginde yaptığı açıklamada. ülkesinin
geçen nisan ayında yayımladığı "Ulusla-
raraşı Terorizm ve Terorizme Destek Ve-
ren Clkeler" raporunun Yunanistan bölü-
mündeki ifadelen yineledi. Foley, Yuna-
nistan'ın PKK ve DHKP/C örgütlerinin ça-
hşmalanna göz yumduğunu söyledi. Foley.
"Bundan rahatsızlık duyuyoruz ve en-
dişelerimizi Atina'ya açık bir biçimde
ilettik" dedi.
lngiliz Observer gazetesinde çıkan iddi-
• • • •
INSANIN OYKUSU
• 2 milyon yıl öncesinden
günümüze atalarımız. Homo habilis,
f
- Homo erectus, Homo sapiens,
-•' Neandertaller ve modern insan.
• Fiziksel yapılan, kültürel özeNikleri,
yaşamları ve inançları.
Çizgibilim eki
Umut Ülkesine
Yoİculuk
Tel-Faks: (0212) 213 80 29- 30 E-posta: bilimutopya©süp«ronline.com
alara da değinen Foley, "Biz bu tür haber-
leri ciddi şekilde ele alıyoruz" dedi. Fo-
ley dün yaptığı açıklamada ise şöyle dedi:
"Yunanistan'da Türkiye karşıtı iki terör
örgütünün ofislerinin bulunmasını
üzüntüyle karşılıyoruz. Ama Yunanis-
tan'ı terörü destekleyen bir ülke olarak
görmüyoruz. Yunanistan ile terörle mü-
cadele konusunda işbirliği yapıyoruz."
ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Marc
Grossman da. Yunanistan Savunma Baka-
nı Akis Cohacopulos ve Dışişleri Bakanı
Teodoros Pangalos ile önceki gün bir ara-
ya geldi. Atina'yı terör örgütlerinin faali-
yetlerine hoşgörüyle bakmakla suçlayan
Grossman, bu yaklaşımın kabul edileme-
yeceğini vurguladı.
3Üde
OHAL
kaldırıldı
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - OHAL uygu-
lamasının 3 ilde kaldınlma-
sını öngören Başbakanhk
tezkeresi TBMM genel ku-
rulunda bütün siyasi partile-
rin ittifakıyia kabul edildi.
OHAL'ın 3 ilde kaldınl-
masına ilişkin Başbakanhk
tezkeresi. dün TBMM'de
ele alındı. Tezkere üzerinde
söz alan tçişleri Bakanı
Murat Başesgioğlu. hükü-
metin OHAL'in bütün iller-
de kaldınlmasını programı-
na aldığını aktanrken, "An-
cak kademeli geçişi öngö-
rüyoruz" dedi. Oylamaya
geçilmeden önce RP, O-
HAL'in uygulanan bütün il-
lerde kaldınlması yönünde
önerge verdi. Ancak içtüzü-
ğe aykın olduğu için öner-
ge işleme konmadı. Oylama
sonunda. OHAL'in 6 ekim
tarihinden itibaren 3 ilde
kaldınlmasını içeren tezke-
re kabul edildi.
• t
MALTEPE ÜNIVERSITESIB İ L İ M D E Ç A Ğ D A Ş . D Ü Ş Ü K C E D E Ö Z G Ü R
o s s v ı o Y s ı» ı A > ı ı ı , ı: ı:H K O \ T I: \ »ı A V I» A V
O6REKCI ALI1VACARTIR
ATATURK
ilkelerinden ödün
vermeyen, insan haklanna saygıh,
özgür. çağdaş bilim ve teknolojiyi
yakalamayı amaçlayan üretken
bir gençliğe yol gösterecek
eşsiz bir öğretim üyesi
kadrosu:
Prof. Dr. Oral PEKTAŞ
Prof. Dr. Nurhan ATASOY
Prof. Dr. Ersan İLAL
Prof. Dr. Aydın AYBAY
Prof. Dr. Mesut RAZBONYALI
Prof. Dr. İsmet SUNGURBEY
Prof. Dr. Ayferi GÖZE
Prof. Dr. Sevim GÖRGÜN
Prof. Dr. A. Şerif ONARAN
Prof. Dr. Muzaffer GÜRAKAR
Prof. Dr. Yılmaz ALTUĞ
Prof. Dr. Mücella ULUĞ
Doç. Dr. Sinan ARSAN
Doç. Dr. Jale ŞARMAŞIK
Doç. Dr. Çiler İNAN
Yrd. Doç. Dr. Sevtap ELMAS
Dr. Sühendan İLAL
Öğr. Gör. Suha ARIN
Öğr. Gör. Ali KAPTAN
Öğr. Gör. Turhan YAVUZ
Öğr. Gör. M. Adil YALÇIN
Öğr. Gör. Evren ARIN
ÖTS İle Ek Kontenjandan
Öğrenci Alınacak
Programlar
TIP FAKULTESI
Dekan:
Prof. Dr. Oral PEKTAŞ
KONTENJAN: 40 KİŞİ
HUKUK FAKULTESI
Dekan:
Prof. Dr. AYDIN AYBAY
KONTENJAN: 60 KİŞİ
MUHENDISLIK-MIMARLIK
FAKULTESI
MİMARLK BÖLÜMÜ
Dekan:
Prof. Dr. Mesut RAZBONYALI
KONTENJAN: 40 KİŞİ
FEN- EDEBIYAT
FAKULTESI
ÖSS ve Özel Yetenek
Sınavı İle Öğrenci Alınan
Programlar
MUHENDISLIK-MIMARLIK
FAKULTESI
İÇ MİMARLIK BÖLÜMÜ
Dekan:
Prof. Dr. Mesut RAZBONYALI
KONTENJAN: 30 KİŞİ
PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ
Dekan:
Prof. Dr. Nurhan ATASOY
KONTENJAN: 40 KİŞİ
HEMŞIRELIK
YÜKSEK OKULU
KONTENJAN: 40 KİŞİ
ILETISIM FAKULTESI
RADYO - TV - SİNEMA VE
GÖRSEL SANATLAR BÖLÜMÜ
Dekan:
Prof. Dr. Ersan İLAL
KONTENJAN: 90 KİŞİ
Bu Programlara
1997 ÖSS'den 105 ve
üzerinde puan alanlarla,
herhangi bir örgün öğretim
kurumuna yerleştirilmiş olan
adaylar da başvurabüir.
Ünlversitemizde İngilizce Seviye Sınavını
aşamayan ögrenciler için
Hazırlık Sınıfında bir yıl İngilizce Eğltimi
zorunludur. Lisans programlannda
İngilizce Mesleki Dil Egitimine ağırlık
verilecektlr.
M A L T E P E Ü
F e y z u l l a h Cad. NO:3
TEL : ( 0 2 1 6 ) 3 9 9 0 0
BASVURU VE BILGI
* İ V E R S İ X E S İ R
9 (MARMARA KOLEJİ)
60 - 442 07 59 FAKS
Maltepe - İSTANBUL
: (02 16) 370 22 3 0