Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
3 EKİM 1997 CUMA CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 13
Ali Özgentürk'ün son filmi, ele aldığı malzemeyi yeterince işleyemeyen, ham ve özenti bir çalışma
Bah'dan gelîp Doğu'ınnı ışığma tutuhnakAdam, kûçük yaşta annesiyle
birlikte yerleştiği ABD'de büyü-
müş, okumuş, bilim adamı ol-
muş, Amerikalı bir kadınla (Jes-
sica Campbefl) evlenmiş, ellisi-
ne merdiven dayamış, Türk asıl-
lı bir Amerikalı. Görûnûrde aşk
ve işinde başanya erişmenin
doygunluğunu yaşayan, varlıklı
ama tıkanmış yaşamına coşkulu
yeni bir ivme kazandıracak cins-
ten, uzun bir yolculuğa kalkışı-
yor gûnûn birinde. 40 yıldır gör-
mediği babasını arayacağı ve hiç
bilmediği ülkesini elınden gel-
diğince keşfedeceği, sürprizlere
gebe, zorlu bir (dışsal ve içsel)
yolculuk serüvenine girişir.
Köklerinin peşine düşmüş
nükleer fızikçi Ragıp'ın (Tank
Akanj arayış öyküsûnü anlatan
Ali Özgentürk'ün son filmi
'Mektup', gûnlük gûneşlik bir
tatil yöresi atmosferini yansıtan,
fınali de bağlayan deniz ve ka-
yalara vuran dalga görüntüleriy-
İe açilıyor. Türkiye hakkında kîı-
laktan dolma bilgileri, babasının
epeyce üzdüğü anlaşılan anne-
sinden dinledikleriyle sınırlı Ra-
gıp, doğduğu ülkeyi gamsız bir
turist gibi gezip ölü zannettigi
'eski tüfek' babasının izlerini sü-
rerken, babasının hayatına gir-
miş operacı yaslı kadınlarla (Su-
na Selen), arkadaşlık ettiği eski
kuşaktan gazetecilerle, Troç-
ki'nin adadaki evinin bekçiliği-
ni yapmış eski ahbaplanyla
(Necuet Mahfı Ayral), fabrika ya
da kumarhane sahipleriyle (Arif
Keskiner), karanlık işler çeviren
yeraltı mensuplanyla ve inançla-
nndan, ilkelerinden ödûn verme-
miş, sıkı solcu babasını 35 yıl ta-
kip etrikten sonra onun nikâh şa-
Mektup
Yönetmen-senaryo:
Ali özgentürk /
Kamera: Mirsad
Heroviç / Müzik:
Enver Brahem,
Hasan Cihat örter /
Şarkılar: Erkan Oğur
/ Oyuncular: Tank
Akan, Zişan Uğuriu,
Cüneyt Gökçer,
Ahmet Mekin, Güler
Ökten, Necdet Mahfi
Ayral, Erol Demiröz,
Suna Selen, Nail
Çakırhan, Jessica
Campbell/1997
(Asya Film)
hidi, yakın dostu ve uşağı olmuş
polislerie (CûneytGökçer) bulu-
şup konuşur habire.
Ragıp ve rehber Nüûfer
Dıyaloglardan anlaşıldığı ka-
danyla, Robin Hood'vari davra-
nışlarla çevresine kol kanat ge-
rerek hayatını. sûrekli 'götüren'
hırsız bürokratlarla mücadeleye
adamış bu hızlı solcu babanın
yapmadığı kalmamış vaktiyle,
Cumhuriyet kuşağının solcu avı
başlatan 'Milli ŞeT döneminde,
rûşveti yan cebine koyuveren
sağlık bakanını dövmekten, yok-
sul mahallelerdc hizmet verecek
bir sağlık ocağını kurmak ama-
cıyla banka soymaya kadar.
ABD'den, terör, anarşi ve faili
meçhullerden geçilmeyen, teh-
likeli bir kent olarak görülen, ka-
osumsu Istanbul'daki arayışında,
iki yapılı Amerikalı korumanın
gölge gibi peşinden a>Tilmadığı
zengin turist Ragıp'ın, başyar-
dımcısı olan rehberi esmer Tûrk
kızıyla mercimeği fınna verme-
si de tabii ki kaçınılmazdır! Los
Angeles'tan uçağa atlayıp koca-
smın, rehberiyle odasına kapan-
dığı Istanbul 'daki oteline ansızın
çıkagelen Amerikalı sanşın ka-
nsını, pomo film pozisyonlan
bayağıhğındaki el peşrevi sah-
nelerinden sonra sevişmeden çe-
kip gidecek kadar genç ve özgür
rehberine tutulur Ragıp.
Bülent Somay'la Ayşe Tütün-
cü'nün de çaldığı bir müzisyen
grubunun solisti olarak geceleri,
bir barda, Simon / Garfunkel sa-
kızı Sound of Silence ya da Le-
onard Cohen klasiği Partisan gi-
bi namlı ve gamlı Batı şarkılan
da söyleyen, doğulu sevgilisi,
becerikli rehber Nilüfer'in (Zi-
şan Uğuriu) sayesinde, sahte bir
cenaze töreni dûzenleyerek ken-
disini ölmüş gibi gösteren baba-
sının gerçekte. hayatta olduğunu
da öğrenecektir Ragıp, babası-
nın yıllar önce kendısine yazdı-
ğı bir mektubu veren bir mafya
babasından. Ancak bir anafora
kapılmışçasına babasının izleri-
ni süregelmiş Ragıp'ı hiç tanı-
maz ya da görmezden gelir yaş-
lı babası (acılı bir kuşağın kah-
ramanlannın anonim bileşkesi
halindeki 'giizel insan' Nail Ça-
kırhan, solcu baba rolüne cuk
oturmuş), MÎT görevlisi, eski
polis-yeni dost-hizmetkânn gö-
zetiminde bir bağ evinde yapı-
lan, sözcüklere dökülemeyen
buluşmalannda.
Bertolucci'nin filmi
Eski tüfek babasının 'büyük
hayaü'nın içine gırdikçe bir ba-
kıma kendi müreffeh hayatı ka-
yan Ragıp'ın beklenmedik bir
şekilde, sürpriz bir fınalle nok-
talanan arayış serüvenini, eski
kulağı kesiklerden, dost ve seve-
cen, emekli MlT görevlisi poli-
sin ya da loş ışık altında bir sor-
gu masasına oturtulmuş, ifade
verircesine Ragıp'a ilişkin anıla-
Kar sezgisi Kıızeylüere özgüdürDilimize çevrilip Inkılap Yayınevi tarafin-
dan yayımlanmış, birkaç yıl öncesinin çok
satan romanmdan sinemaya uyarlanmış
'Smillave Kariar', yaklaşık on yıl kadar ön-
ce Cannes Festivali'nde 'Fatih Pefle' filmi-
nin Altın Palmiye ödülüyle taçlandınlması-
na tanık olduğumuz, meraklısının 1980'li
^yjUann pski sinema^ünlerinde gösterümiş
f 'Zappa've'TvvistandShout'gibi ilk dönem
filmleriyle tanıyıp sevdiği Danimarkalı si-
nemacı Bille August'un sondan bir önceki
filmi. Fotoğraf eğitiminden sonra kamera-
man olarak sinemaya başlayıp 1978'de ilk
filmi 'In My Life'ı yöneten Bille August,
1988'in en iyi yabancı film Oscar'mı da ka-
zanmış 'Fatih Pefle'yi çok beğenen tsveçli
büyük sinema ustası Ingmar Bergman'ın
otobiyografik senaryosundan çektiği 'İyi
Niyelier'le, 1992"de Cannes'dan bir kez da-
ha zaferle dönmüş ama ünlü yıldızlan bir
araya getirdiği 'Ruhlar Evi'yle beklenme-
dik bir hayal İunklığına yol açmıştı 1993 'te.
Yakında son filmi 'Jerusalem'i de seyre-
deceğimiz 2 Altın Palmiyeli Bille Au-
gust'un. Feter Hoeg'ün çok satan romanın-
dan uyarladığı \Smilla ve Karlar'ı. alabildi-
ğine esrarlı ve gerilimli bir cinayet soruştur-
masını naklediyor.
1859'da uzaydan düşerek Grönland'ın üc-
ra bir bölgesine çarpan büyük bir göktaşı-
nın neden olduğu büyük bir patlamayla baş-
layıp yeni yıl kutlamalanna hazırlanan gü-
nümüz Kopenhag'ında devam eden 'Smil-
la ve Kariar', resmi yetkililerce oturduğu
apartmanın çatısından kazayla düşerek öl-
düğü açıklanan, sevimli bir Eskimo çocu-
ğunun (Cüpper Miano) ölümü çevresinde
gelişiyor.
Çokuluslu, güçlü bir madencilik şirketi-
nin dünyayı peşinden koşturacak, büyük bir
bilimsel keşfe yönelik, gizli araştırmalannı
yürüttüğü Grönland'da, Gela Alta buzulu-
na yapılan bir seferde, dalgıç kocasını kay-
bederek alkole sığınmış, gariban bir Eski-
Smilla ve Kariar
Smilla's Sense
of Snow/
Yönetmen: Bille
August/Şenaryo:
Ann Biderman/
Kamera: Jörgen
Perssoa' Müzik:
Harry Gregson-
Williams, Hans
Zimmer/
Oyuncular:
Julia Ormond,
Gabriel Byrne,
Richard Harris,
Robert Loggia,
Jim Broadbent,
Mario Adorf,
Vanessa Redgrave,
Bob Peck,
Tom Wilkinson/
1997 ABD
(Özen Film)
mo kadınının 6 yaşındaki masum çocuğu-
nun ölümünün kaza olduğuna hiç inanmı-
yor. çocuğun apartman komşusu ve yakın
dostu olan Smilla Jasperson (Julia Or-
mond).
Uçsuz bucaksız buz çöllerinde, kör be-
yazlıgın hüküm sürdüğu kar manzaralann-
da, sert, soğuk iklimli açık alanlarda büyü-
yüp Batılı babası (Robert Loggia) taraftn-
dan getirildiği Kopenhag'da matematik eği-
timi alarak yetişmiş, köklerine sıkı sıkıya
bağlı, özgürlüğüne düşkün, sert, asi kutup
kızı Smilla, iki kültür arasına sıkışmış, akıl-
h, duyarlı, güçlü Grönland asuiı Dir genç ka-
dındır.
Danimarka'nın sömürgesi Grönland'dan
Kopenhag'a getirilmiş, yüksekJik korkusu-
na sahip küçük çocuğun, herhangi bir ne-
denle kovalanmadıkça apartman çatısına
çıkmayacağrnm farkındaki, kar sezgisi çok
gelişmiş Smilla, karlarla kaplı çatıdaki ayak
izlerini görünce. sevimli minik arkadaşının
trajik bir kaza sonucunda ölmediğini anla-
yıp olayı örtbas eden polis ve maden şirke-
tiyle çatışarak kendi çapmda bir cinayet so-
ruşturmasına girişiyor. Sonunda gönlünü
açıp yatağma girdıği, ona sürekli asılan alt
kat komşusunun (Gabriel Byrne) yardımla-
n ve desteğiyle, tarih öncesinden kalma bir
parazit türünü de yeniden canlandıran ama
asıl 20. yüzyıl uygarlığını sarsacak cinsten,
hiç tükenmeyen bir enerji yayan Grön-
land'daki göktaşı keşfiyle köşeyi dönme he-
saplan yapan maden şirketinin gözükara
patronunun (Richard Harris) tekerine ço-
mak sokuyor Smilla. Ve esran çözüyor, ka-
çınılmaz aksiyon ve gerilim sahnelerinin ar-
dından sökûn eden, ucuz kaçmış beylik bir
finalde, sürekli enerji üreten göktaşmı ve ta-
rih öncesi ölümcül kurtçuklan patlatıp ha-
vayauçurarak...
Bu kez polisiye ağırlıklı, esrarengiz bir
gerilim atmosferi yaratmaya sıvanan yönet-
men Bille August'un 1992'nin en çok satan
Iskandinav romanı olan, Peter Hoeg'ün
'Smilla's Feeüng For Snon' adlı kitabından
uyarladığı 'Smilla ve Kariar', sadece poli-
siye bir entrikaya dayanmıyor. Batı uygar-
lığına karşı hınçlı, Grönland asıllı, klostro-
fobik, duyarlı genç kadın kahramanımızın
asi psikolojisine de eğilen, fırtınalar kopan
iç âlemine de bakan film, oldukça ilginç bir
şekilde başlayıp sürüyor. Soğuk, sert kuzey
ikliminin arka planmı oluşturduğu öykü,
Smilla'yla küçük arkadaşının sıcak dostlu-
ğuyla bezenerek ve gitgide esrannı yitire-
rek alışılmış klişelere teslim olan bir finale
bağlanıyor.
İlk yansı ilgiyle seyredilen ancak giderek
inandıncılığını yitirerek, karlı buzlu, bem-
beyaz kutup manzalanna kendini bırakan
filmde. Smilla'yı oynayan, 'First Knight',
'thtiras Rüzgârlan' gibi filmlerinden mim-
lediğimiz, yeniden çevrilen 'Sabrina'sını
görmediğimiz yetenekli ve güzel Ingiliz
oyuncu Julia Ormond çok çok iyi. Richard
Harris, Vanessa Redgrave. Mario Adorf gi-
bi eskilerin de kısa rollerde boy gösterdiği
'Smilla ve Karlar'da trlandalı usta aktör
Gabriel Byrne de var. tzlenebilir.
nnı, tanıklıklanm anlatan rehber
sevgili Nilüfer'in ağzından izli-
yoruz 100 dakika süresince.
'Mektup', yıllar önce ltalya'da
gördüğüm, Ragıp'ın bir diyalo-
ğunda kafayı komünist şair ba-
bası Attiüo Bertolucci'ye takmış
bir yönetmen olarak geçen Ber-
nardo Bertoluccinın. yine kim-
vurduya gitmiş, efsanevi bir dev-
rim kahramanı olan solcu baba-
sının peşine düşmüş bir gencin
sancılı arayış sürecini işleyen,
güzelım 'Orümceğin Stratejisi'
adlı 1980 yapımı filmini amm-
sattı bana. Babasını arayışınm,
kendisiyle ve ülkesiyle yakınla-
şıp yoğunlaşan bir ilişkiye dö-
nüstüğü Ragıp'ın öyküsü aracı-
lığıyla, ülkemizin yakın tarihi-
nin, 194O'lı yıllardâı günümüze
kadar süregelen dönemlerinin
fonunu oluşturduğu bir arayış se-
rüvenini hikâye ederken genelde
ele aldığı zengin malzemeyi ye-
terince değerlendirip işlemekte
yaya kalıyor 'Mektup'.
Bir dizi yeniden canlandınlan
geriye dönüş, anı ve tanıklıklar-
la kurulmuş filmde, duygulannı,
düşüncelerini, kaygılannı, umut-
lannı beklentilerini yansıtama-
yan karakterlerinin seçiminden
olaylann işlenişine, 'Nükfcer
enerjiye karşı mısın?', 'Tender is
the Night', "Dondurulmuş yiye-
cekler gibi yaşıyonız','Her insan
bir ormandır, vb.' gıbisınden ki-
tabi diyaloglanndan mekânseçi-
mine ve teknik (özellikle ses) ye-
tersizliklerine kadar hep bir ol-
mamışlık duygusu seyircinin ya-
kasını hiç bırakmıyor. 1930-
40'lar döneminde, ülkemizde
çoğu yaşanmış, acı gerçeklere
dayanan deneyim ve gözlemler
^ üstüne oturtulmuş, sağlam
bir malzemeden yola çıkan
yönetmen Ali Özgen-
türk'ün afralı tafralı mizan-
sen oyunlanna yüz verme-
yip yer yer ölçülü, kişisel a-
ma ağır aksak. tutuk bir üs-
lup tutturduğu 'Mektup',
sonuçta gitgide tekdüzele-
şerek birtakım kalıp tipler
ve olaylann bir araya geti-
rildiği, başlangıçta vaat et-
tiklerini sonunda yerine
getiremeyen, ağır aksak
tempolu, tutuk ve özenti bir
film olmaktan öteye geçe-
miyor.
'Yarışma adaletsiz
y
BtLENTECEVİT
ANTALYA- 34.Antalya Altın Portakal
Film Festivali'nde "parah filmler" ve
"parasızfilmler"tartışması yasanıyor. Si-
nema dünyasmda "Entelektûel Çete"nin
varlığından söz edilirken, bu çetenin dışm-
dakilere sinemada yer verilmediğinden ya-
kınıldı. "Emek" filminin yönetmeni Faik
Ahmet Akıncı ve oyunculanndan Fikret
Hakan, sponsorla desteklenen filmler ile
yanşmalann adaletsiz olduğunu, ayn kul-
varlarda yanşmalann yapılması gerektiği-
ni savundu. Bu öneriye diğer sanatçı ve yö-
netmenler ise karşı çıktılar.
Yanşma fümlerinin yönetmen ve oyun-
culannın katıldığı basın toplantısında, ya-
nşmakoşullannm "sponsoriu ve sponsor-
suz" olarak aynlması fıkrini ortaya atan
Fikret Hakan'a ilk tepki Tuncer Necmioğ-
lu'ndan geldi. Necmioğlu'na Tuncel Kur-
tiz ile birlikte yönetmenler, Tunca Yön-
der. FaikAhmet Akıncı, Canan Evcimen
İçöz' den destek geldi.
"Emek" filminin yönetmeni Akıncı,
film için bir sendika ile anlaştıklannı ancak
sendikacı Şerasi Denizer'in reklamının ya-
pıldığı dedıkodulan üzerine bundan vazge-
çerek parasız çalışmalannı tamamladıkla-
nnı belirtti. Akıncı diğer sponsor arama ça-
balannın da sonuçsuz kaldığını anlattı.
"Eşkıya" filminden sonra Türkiye'de 400
bine yakın bir seyircı sayısına ulaştıklannı
ancak bunun hiçbir basın kuruluşu tarafin-
dan elf alınmadığmdan şikâyet eden yönet-
men Akıncı, "Halk kendine ait sanatı bu-
luyor. Sinemacılar olarak gerekli duyar-
lılığı hifbir yerde gösteremiyoruz. Biz bu
filmi siyasi olay olarak görmeden
yaptık. Böyle düşünenler var. Ama Tür-
kiye'ye banşı biz getirmeliyiz" dedi. Fik-
ret Hakan'ın diğer sponsor bularak çalışıl-
mış filmlerle aynı kulvarda yanşamayacak-
lannı belirtmesi üzerine gelen tepkiler,
"Böyle bir ayrım yapmak olmaz. Herkes
aynı kulvarda yanşır. Film fılmdir. Para-
h parasız olmaz. Küçük paralarla büyük
işler yapıldığı görülmüşrür. Büyük büt-
çelerle yapılan korkak filmlerle bir yere
vanlmaz" bıçiminde oldu.
"Çökertme" filminin yönetmeni Tunca
Yönder, sinema dünyasında bir "Entelek-
tûel Çete"nin varlığından söz etti ve şun-
lan söyledi: "Bu çete sanki önemli bir şey
yapmış gibi kimse anlamasın diye kopuk ve
uçuk film yapıyor. Oturup kendileri se>Te-
diyor ve bunun çok önemÛ bir film olduğu-
nu savunuyor. Ama sinema tarihi yazacak
Id, bizim yapüklarınuz Türkiye'yi anlata-
cak. Bider a> nı kuharda yanşacağız ve ba-
şanlı olacağız. Olmak zorundayız. Eksiden
aro çıkarmahyız."
Sinema sanatçılan ile sinema ve TV yıl-
dızlannın buluştuklan Antalya'da tarhşma-
lar yaşanırken, bu tartışmalara bulaşmak
istemeyerder, kaldıklan Falez Otel'in ha-
vuzunda ve diskosunda 'festival' yapıyor-
lar.
YENİ BAŞLAYANLAR... YENİ BAŞLAYANLAR...
Father's Day /
Sürprtz Babatar
Yönetmenliğini Ivan
Reitman'ın üstlendiği
fılmin başrol oyunculan
Robin Williams. Billy
Crystal, Julia Louis-
Dreyftıs ve Nastasia
Kinski. Filmde, hayatta
başanlı olmuş ve istediği
her şeye sahip bir
davavekili ile
umutsuzluklar içinde
yaşayan bir yazar
adayının karşılaşmalan ve
bu karşılaşmanın
ardından başlayan iç
hesaplaşmalan anlatıhyor.
Bu iki adamın ortak
noktalan ise 16 yıl önce
beraber olduklan bir
kadın ve babası belli
olmayan bir çocuk.
Nobody Loves Me /
Beni Kimse
sevmivor
Başrollerini Maria
Schrader, Pierre
Sanoussi-Bliss ve
Michael Von Au'nun
paylaştıklan fılmin
yönetmeni Doris Dörrie.
Filmde, aradığı aşkı ve
erkeği bir türlü
bulamayan, yalnızlıktan
bunalmış Fanny Fink'in
hiç umulmadık bir anda
ortaya çıkan siyah bir
erkek falcının
kehanetleriyle değişen
yaşamı ve bu noktada
gelişen masalsı
maceralan anlatıhyor.
Men in Black /
Siyah Giyen
Adamlar
Yönetmenliğini Barry
Sonnenfeld'in yaptığı
filmde başrolleri Tommy
Lee Jones, Will Smith ve
Linda Fiorentino
paylaşıyorlar.
Filmde, henüz resmi
olmayan bir hükümet
bürosunda çalışan ve
dünya ile diğer
gezegenler arasmda
göçmen hizmetlerini
sağlayan iki ajanın
yaşadığı tuhaf olaylar
anlatıhyor. Lowell
Cunningham'ın komedi
dizisi kitaplanndan
sinemaya uyarlanan
fılmin uzman yapımcısı
ise Steven Spielberg.
Şematik şiirseDik
Genelde temsil düzeyin-
de seyreden oyunculuk,
"Eşlaya" çizgisini sürdü-
ren müzikler, yepyeni, gıcır
gıcır boyanmış trenler, is-
tasyonlar ve cici dekorlar-
dan geçilmeyen, aşın özen-
11 bir çevre düzenleme yak-
laşımı, sonuçta entelektûel
kıvraklıktan yoksun, şema-
tik bir şiirsellik çabası ve
yönetmenin bir türlü kurtu-
lamadığı her soruna değin-
me, her şeyi fîlmine dol-
durma kaygısı yine belir-
gin 'Mektup'ta.
Gişe nedeniyle olsa ge-
rek, estetik bakımdan
zevksiz sevişme sahneleri,
kimi açık saçık görüntüler
de banndıran, sinemamız-
da pek de ele alınmamış bir
'eski tüfek' konusunu 'çag-
daş bireyin iç arayış'ıyla
harmanlayarak karşımıza
getirmeyi deneyen yönet-
men Ali Özgentürk'ün
'At'tan beri leitmotif ola-
rak Fıhnlerinde kullandığı
Güler Okten'in acılı kadı-
nı ya da çenesi düşük taksi
şoforü gibi yan tiplerle
renklendirdiği 'Mek-
tup'un, Emir Kusturi-
ca'nın kameramanlanndan
Mirsad Herovic tarafından
çekilmiş başanlı görüntü-
lerineyse diyecek yok.
Beyazperdeye postalan-
mış bu 'Mektup' sayesin-
de, uzun yıllardan beri
önünden her geçişimde
merak ettiğim ve filmde
Erol Demiröz'ün bekçiliği-
ni yaptığı, Ragıp'ın dirisi-
ni de ölüsünü de tanıma-
yan, eski tüfek yaşlı baba
BeşirSedat Bey'e (gerçek-
te de 1983 Ağa Han mi-
marlık ödülünü kazanmış
Nail Çakırhan Beyefen-
di'yle, muhterem eşi Asaf
Halet Çelebi hanımefendi-
ye) ait olan, Arnavutköy
sahil yolundaki o güzelim
kırmızı evin içine girip
odalannı, bahçesini filan
görmek oldu.
ilk üç gününde yaklaşık
12 bin seyirci tarafından
seyredildiği bildirilen bu
'Mektop', 1980'den bu
yana sınemamıza 'Hazal'
ve 'At' gibi ödül rekortme-
ni, başanlı fılmlerarmağan
etmiş olan yönetmen Ali
Özgentürk'ün filmografi-
sinde, derdini pek anlata-
mayan, havada kalmış,
özenti bir çalışma olmak-
tan ileriye gidemeyen bir
film izlenimi bıraktı bizde.
Sözlesme imzalandı
TV'ler sanatçılann
teliflerini ödeyecek
İSTANBUL (AA) -
Türkiye Müzik Eseri Sa-
hipleri Meslek Birliği
(MESAM) ile Kanal D,
ATV, Show TV ve Inter
Startelevizyonlan arasm-
da, "MüzikTelifHaklan-
na İlişkin Yayın İzni Söz-
leşmesi" imzalandı.
Mecidiyeköy'deki Ka-
nal D binasındâ düzenle-
nen basın toplantısında
konuşan M_ESAM Baş-
kanı Atilla Özdemiroğlu.
sanatçılann telıf haklan-
nı alabilmeleri için, ME-
SAM'ın yaklaşık 10 yıl-
dır çok büyük çabalar
sarfettiğini ve imzalanan
sözleşmeyle bu konudaki
ilk ciddı adımın atıldığı-
nı belirtti.
Sözleşmeye göre, 5846
sayılı Fikir ve Sanat Eser-
leri Yasası ile 3984 sayılı
Radyo Televizyon Yaym-
lanna İlişkin Kanun gere-
ğince adı geçen televiz-
yon kanallan şarkı, türkü,
sinema ve tiyatro eseri
müziği, fon müziği, ope-
ra. operet, reklam müziği.
cıngıl. tanıtım, yardımcı
dramatik unsur, sinyal ve
jenerik müzikler gibi her
türlü sözlü veya sözsüz
besteler için MESAM
üyesı besteci, söz yazan,
aranjör ve editörlerin ma-
li haklannı ödeyecekler.
CE-Sanat Galerisi'nde karma
resim sengisi
• Kültür Servisi - 25 Eylül'de açılışını gerçekleştiren
CE-Sanat Galerisi 15 Ekim'e dek ressam Fuat
Acaroğlu, Cihat Aral, Zehra Aral, Mustafa Ata ve
Aydm Ayan'ın yapıtlanndan oluşan karma resim
sergisine ev sahipliği yapacak.
Küresellesme ve İstanbul
• Kültür Servisi - Mimarlar Odası İstanbul
Büyükkent Şubesi, lstanbul'un düşman işgalinden
kurtuluşunun 74. yıldönümü etkinliği olarak
'Küresellesme ve İstanbul' konulu birpanel
düzenledi. Aynı zamanda 'Dünya Konut \e Mımarlık
Günü' olarak da kutlanan 6 Ekim"in "çağdaş
sorumluluklan da kapsayan bir anlam' içinde ele
ahnarak değerlendirilmesi amacıyla düzenlenen
panelyann saat 14.30'daMimarİarOdasrnın
Beyoğlu'ndaki Kent ve Yaşam Salonu'nda yapılacak.
'lstanbul'un küresellesme sürecinden nasıl
etkilendiği" sorusunun irdeleneceğı panelde. Prof. Dr.
Hande Suher planlama ve şehircilik açısından, Prof.
Dr. Emre Kongar toplumbilim açısından ve Prof. Dr.
Türkel Minibaş da ekonomik politikalar açısından
değerlendirmeler yapacaklar. Oda Başkanı Prof. Dr.
Cengiz Eruzun'un yöneteceği oturumun ardından
Oktay Ekinci, Yücel Gürsel, Mücella Yapıcı ve
Yıldız Uysal da eski ve yeni oda yöneticileri olarak
'Mimarlar Odası ve İstanbul' konusunu. yine
küreselleşmenin dayattığı imar ve kentleşme
politikalan açısından ele alacaklar.
Kıtap Günleri '97 başlıyor
• Kültür Servisi - tstanbul
Fuarcılık AŞ tarafından
düzenlenen Kitap Günleri '97
Kitap ve Yayıncılık Fuan 3 Ekım
günü saat 11.00'de açılıyor. Doğan
Hızlan'ın katilımıyla açılacak olan
fuann ilk gününde Karikatürcüler
Demeğı'nin düzenlediği "Bir
Kitap Bir Dünya' konulu
yanşmanın ödül töreni de
gerçekleşecek. Yerli ve yabancı
204 yayınevi, ateşelik ve medya
kuruluşlannın katılımıyla
gerçekleşecek olan fuar 12
Ekim'e dek sürecek.
Fazıl Say'dan piyano resitali
• Kültür Servisi - İTÜ Vakfı Sosyal ve Kültürel
HizmetlerKomitesi'nin lO.jal kuruluş kutlamalan
kapsamında 10 Ekim'de ITU Maçka Kampusu"nda
saat 19.00'da pıyanist Fazıl Say bir konser verecek.
Pascal Boniface ülkemizde
• Kültür Servisi - Kuzey Paris Üniversitesi Stratejik
Araştırmalar Yüseklisans Bölümü (IRIS) yöneticisi
Pascal Boniface, 7 Ekim salı günü Yapı Kredi Plaza
Konferans Salonu'nda saat 18.30'da "Uluslararası
Tutkulann Sonu mu?' başhkli bir konferans verecek.
'Pire, Insanlar ve Bomba". 'Ordu: 300 Bin
Anlaşılamamış Asker Üzerine Soruşturma". 'Çok
Yaşa Bomba', 'Uluslararası llişkiler Kılavuzu'.
'Çevrebilimciler ve Karşı Duruş'. 'Nükleer
Revizyonculuğa Karşf. 'Doğu-Batı llişkilen 1945-
91', 'Uluslararası tlişkiler Sözlüğü" adlı yapıtlan
bulunan Boniface'ın dilimize çevrilen ilk yapıtı olan
'Güçsüzlük Isteği' Yapı Kredi Yayınlan tarafından
yayımlandı. Boniface. 'Güçsüzlük Isteği' adlı
kitabında uluslararası ilişkilerin yeni dokusuna
çarpıcı biçi ,de ışık tutuyor.
Necmettin Özlü resim sergisi
• Kültür Servisi
- Yapıtlannda
madde ve ışık
birlikte liğinin
izini süren
Necmettin
Özlü'nün 'Düş
Gördüren
Sismografı' adlı
resim sergisi 7-
24 Ekim tarihleri
arasmda Türkiye Iş Bankası Ankara Sanat
Galerisi'nde sergilenecek. Çalışmalannda genellikle
değişik ölçeklerde mekânlan tuval üzerinde
buluşturan sanatçı, halen Brüksel'de serbest ressam
olarak çalışıyor.
BUGUN
• ART'tST 97 kapsamında saat 12.00-13.00 arası
Evin Sanat Galerisi'nin düzenlediği ve Prof. Dr.
Wolfgan Becker ve küratör Bernard Lüthi'nin
katıldığı Almanya'daki sergilerle ilgili basın
toplantısı, saat 16.00-18.00 arası Haşim Nur
Gürel'in yönettiği ve Melih Mekik, Ahmet Arkan,
Inci Bengisarp'ın katıldığı "Iş Dünyası ve Sanat"
konulu panel izlenebilir.
• FERHANGİ ŞEYLER Saat 21 .OO'de Harbiye
Açıkhava Tiyatrosu'nda yer alıyor.