05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayuı Yör.etmenr Orhan Erinç 0 Genel Yayın Koordınatörü: Hikmet Çetinkaya 0 Yazıışlen Mudürlen tbrahim Yıldız - Dinç Tayanç 0 Sonımlu Müdur: Fikret llkiz 0 Haber Merkezi Müdürü. Hakan Kara •Görsel Yönetmen. Fikret Eser Dış Haberler Şinasi Danışoğlu 0 tsnhbarat: Cengiz Yıldınm 0 Kultur Handan Şenköken 0 Spor Abdülkadir Yücdman 0 Makaleler Sami Karaören • Duzeltme Abdullah Yazıcı 0 FotoĞnıf. Erdoğan Köseoğlu 0 Bılgı-Belge Edibe Buğra 0 Yurt Haberlen MehmetFaraç YayınKunılu İDıanSelçuk{Başkaıu Orhan Erinç. ()kta\ Kurtböke. Hikmet Çetinkaya. Şükran Soner. Ergun Bakı. Dinç Tayanç. İbrahim Y ıldız. Orhan Bursalı. MıısUfa Balbav Hakan Kara. Ankara Temsilcısı: Mustafa Balbay A.tatürk Bulvan No 125,Kat:4.Bakanlıklar-AnkaraTeI.4195020(7hat). Faks 4195027 0 tzmır Temsılcisı Serdar Kızık, H. Zıva BK.1352S 23Tel 4411220, Faks-44191170Adana Temsılcisı Çetin Yiğenoğlu. tnonu Cd 119 S. No: 1 Kat: 1, Tel-363 12 11. Faks: 363 12 15 Muessese Müdûrü: CT stûn Akmen 0 Koordınalor. \hmct Korulsan 9 Muhasebe Bûknt \encr#tdare Hüseyin Gürer • lşletme Önder Çelik • Bıigı- Işlenr Nail Inal • Bılgısayar Sıstem Mürüvet ÇUer#Satış FazOetKuza MEDYA C: # \ onetım Kurulu Başkanı - Genel Mudür Gülbin Erduran # Koordınatör Reha Işıtman • Genel Mudûr Yardımcısı Mine -vJtdağ T d 514 07 53 - 5139580-5138460-61.Faks 5138463 Yıyınlajan \e Basan: Yenı Gün Haber Ajansı. Basuı ve Yayıncıhk A Ş Türktcagı Cad -9 41 Cağaloğlu 34334 lst PK 246 lstanbul Tel (0 212ı 512 05 05 (20 hat) Faks (0 212)513 85 95 3 EKlM 1997 îmsak:5.30 Güneş: 6.56 Öğle: 13.00 Ikindi: 16.14 Akşam: 18.51 Yatsı: 20.11 Milano'da moda giinleri • Haber Merkezi - Italya'nın Mılano kentinde 1 ekımde başlayan moda gösterileri devam edıyor. Unlü model Cindy Cravvford, dün Swisih Jeans'in 98 ilkbahar-yaz koleksıyonunu sunarken transparan giysisiyle modasaverlenn ilgi odağı oldu Milano'daki moda giinleri 9 ekime kadar sürecek. İstanbul'da orman yangınları • tstanbul Haber Servisi - İstanbul'da bu yılın ocak- eylül dönemınde çıkan orman yangınlannda toplam 306 dönüm orman alanı kül oldu. Alınan önlemlerle çıkan vangrn sayısı ve yanan orman alanı önemli ölçüde azalırken. son 5 yıl içinde yerleşım ve başka amaçlarla yapılan kaçak yer açmalarla yaklaşık 7 bin dönüm orman alanımn yok edildiği belirlendi. Traîik kazalannın bilançosu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Karayollan Trafık Güvenliği 6. Toplantısı, Emnıyet Genel Müdür Yardımcısı ve Trafik Hizmetleri Başkanı Şevket Ayaz başkanlığında yapıldı. Ayaz. toplantının açılışında yaptığı konuşmada, 8 ayda 254 bin 789 trafık kazası meydana geldiğini ve kazalarda 3 bin 326 kişının yaşamını yitirdiğini söyledi. Kazalarda, sürücü hatasının yüzde 95.74 payla bırincı sırada yer aldığını kaydeden Ayaz; yaya. yolcu, taşıt ve yol kusurlannın da yüzde 4.26 olduğunubelirtti. llgaz'a mevsimin ilk karı • ILGAZ(AA)-Kış tunzmi merkezlerinden llgaz'a mevsimin ilk kan yağdı. Kastamonu ve Çankın sınınndaki Ilgaz'da, gece hava sıcaklığının sıfınn altına düşmesiyle birlikte mev simin ilk kan da düştü. Kar kalınlığı yer yer 5-10 santimetreye ulaştı. TMK'nin yüpüplüğe girişi • İstanbul Haber Servisi - Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) yürürlüğe girişinin 71. yıldönümü çeşıtli etkinliklerle kutlanıyor. lstanbul Barosu Kadın Haklan Komisyonu, TMK'nin 71. yıldönümü nedeniyle yann bir basın toplantısı yapacak. lstanbul Adliyesi Baro Odası'nda yapılacak olan toplantıya bazı kadın kuruluşlan da katılacak. Şişli'de sağlık merkezi • lstanbul Haber Servisi - Şişli Belediyesi Sağlık Merkezi ve laboratuvan açıldı. Şişli Belediye Başkanı Gülay Aslıtürk tarafından dün açılışı yapılan sağlık merkezinde öncelikle ilçedeki yoksul hastalann ücretsiz tedavileri yapılacak ve şehit aileleri, dul ve yetimlere hizmet verilecek. Eğitim-Sen'in hazırladığı raporda ders kitaplannın 21.6 trilyonluk pazan olduğu belirtildi Ders kitaplaniHİa barışa yer yokFİGENATALAY Ders kıtaplannda banşa, demokra- siye, hoşgörüye ve insan haklanna yer yok. Eğitim-Sen'in hazırladığı rapora göre, bugünkü ders kitaplan, muhafa- zakâr. dindar, ırkçı, itaatkâr, faydacı. bı- reyci, çıkarcı, düşünmeyen, sorgula- mayan, devleti yücelten. bireyin hak- lannı yok sayan, demokratik değerle- re yabancı, saldırgan ve savaşçı, cins ayınmcı kuşaklar yetiştirmeyi amaçlı- yor. Eğitim-Sen. ders kitaplan sorununun çözümüne yardımcı olabilmek ve De- mokratik Eğitım Kurultayı'nda tartışıl- mak üzere aynntılı bir rapor hazırladı. Ders kitaplannda 21.6 trilyon lıralık bir pazar bulunduğu belirtilen rapor- da, "Bu rakam. piyasayı pavlaşmak için mücadele eden yayınevlerinin işta- hını kabarnyor. Bazı yayuıevleri pazar- dan pav kapmak için miharlarca lira- yı rüşvet olarak dağıtivor'" denildi. Raporda ders kitaplanndaki sorun- lar şöyle sıralanıyor: Biçimsel vönden: Ders kitaplannın dış görünümleri öğrenciler için sıcak ve çekici değildir. Kapakta kullanılan resim ve grafikle- rin güncel olmadiğı ve öğrencirun il- gisini çekmediği görülmüştür. tçerik yöııünden: • Bilimsellik: Ders kitaplannın bi- limsellıkten uzak olduğu, içerisınde bilgi yanlışlannın bulunduğu yapılan araştırmalarla ortaya konulmuştur. An- cak ders kitaplannı inceleyen ve yayın- • Eğitim-Sen'in hazırladığı rapora göre, bugünkü ders kitaplan, dindar, ırkçı, itaatkâr, çıkarcı, bireyin haklannı yok sayan, demokratik değerlere yabancı, saldırgan ve savaşçı, cins ayınmcı kuşaklar yetiştirmeyi amaçlıyor. cılar tarafından 'Sansür Kurulu' ola- rak nitelendırilen Talim v e Terbıye Ku- rulu'nun kıtap inceleme komisyonla- nnın dıkkatinden bazı 'sakmcah sözriik- ler' kaçmazken, bilgı vanlışlan neden- se 'kaçıveriyor1 . Tarih ders kitaplarımn hemen tü- münde, tarih, bir sav aş, bir kavga \ e bir dövüş olaıak sunulmaktadır. Savaşla- nn nedenJen kışiselleştirilmektedir. Ekonomik. kültürel, tanhsel ve politik boyutlan ö'ne çıkartılmamaktadır. • Güncellik: Ders kitaplanndaki bilgilerin güncel olmadiğı. hatta ders programlannın da 20-25 yıl öncesıne aıt olduğu ortadadır. Somutlarsak; -Edebiyat ders kitaplannda günü- müz çağdaş yazarlara ve eserlenne yer verilmemesı. -Sağlık Bilgisi, Fen Bilgısi ve Bıyo- loji ders kitaplannda AIDS. genetik kopyalama, kan gruplannın tekleşti- rilmesi gibi güncel bilgilerin yer al- maması. -Gezegenlenn bazılannın yeni uydu- lannm bulunmasına rağmen Coğrafya kitaplannda bunlara yer verilmemesi. -T.C. Inkılap Tarihi ve Atatürkçü- lük ders kitabıhdaki zamanın 1945'ten günümüze uzamaması. • Demokrasi ve insan haklan yö- nünden: Ders kitaplannda demokra- si konusu geçiştirilmiş, demokrası il- keleri. gelişme şartlan siyasi rejim şe- kılleri tanıtılmamış. Demokrasi konu- sunda bilgı \ erilmeden demokrasi hak- kında değerlendirilmelere yer venl- miş. Bazı ders kitaplannda demokra- si anlayışı çarpıtılarak öğrencilere ve- rilmektedir. Ders kitaplannda banşa yer yoktur. • Irkçılık/İnkircılık: Tarih ders ki- taplan yüklüce savaş anlatmaktadır. Bu savaşlarda yenen 'hep Türlderdir'. Türklerin yenildiği savaşlann adlan Usulsüzlük suçlamalarına yanıt verildi RTÜK ihaleyi savundu ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) - Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), yerel televiz- yonlara kanal tahsisi için yapılan sıralama ihalesi- nin 'usulsüz' olduğuna ilişkin suçlamalann hak- sız olduğunu savunarak en adil yönteme başvu- rulduğunu kaydetti. RTÜK'ten yapılan açıklamada, yerel tele- vizyonlara frekans tah- sisi için düzenlenen iha- lenin, açıklık ve şeffaflık sağlamak amacıyla TRT'den naklen yayım- e-posta : tan (a prizma.net. tr landığı anımsatıldı. Ku- rul üyeleriyle ihaleleri kazanan yayın kunduşla- n arasında bağlanhlar ku- nılmasına kadar varan suçlamalaryapıldığı be- lirtilen açıklamada. "Eleştiri ve suçlamalan yöneltenlerin tek hedefi, ihalelerin iptalini ya da ertelenmesini sağlamak olmuştur. Zira yapılan ihalelerin ardından ka- nal tahsisi aşamasına ge- çilecek ve bugün yayında olan bazı televizyon ka- naDannın kapanlması za- nıreti doğacakur" denil- di. Açıklamada, frekans tahsisinde ilk adım olan yerel televizyonlann ilk kez uygulanan bir sırala- ma yöntemiyle ihaleye çıkanldığı kaydedildi. Yerel televizyonlara kanal tahsisi için yapı- lan ihalelerin sonuçlan- nın üst kurulun onayına sunulduğu, onaylann ya- zılı olarak bildirileceği kuruluşlarla üst kurul ara- sında daha sonra sözleş- me yapılacağı belirtildi. Açıklamada. diğer yer- leşim yerlerine ilişkin st- ralama ihalelerinin gün ve saatlerinin belirlen- mesi çalışmalannın da sürdüğü kaydedildi. 'laıtdiajyayeni ir kapı )iı av larda içint? kapanan ve Kİvıımlardan ıı/ak kalan Claııdia chitTer imzaladıgı yeai anlu^ma ile LİnıanOtto k<ıt<«loğu'nda modellik apniay ı kahul ctti^Çin. lavvjuı ve t ;ÜIK> Koi't'di; Çinte versiyonu ilc de ı tilyarliffva ki^ivt' ıılaşan ()tto V atalogu. ( lajjdmJkhilfer için vi'fju-ni bile yoktur. • Şeriatçılık/Dinsel gericilik: Özel- likle Tarih. Türkçe, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders kitaplannda dinsel gericilıği ve şeriatçı yaklaşımlan öven bölümlere rastlanmaktadır. Ders kitap- lanndaki resimlerde başörtülü kadın- lara yer verilmekte. böylece başörtü- sünün 'erdemi1 üzerine mesaj veril- mek istenmekte ve dunımun normal- liğine genç beyınler alıştınlmaya çalı- şılmaktadır. • Cins ayrımcılığı: Özellikle 1945 "ten sonraki ders kitaplannda, an- neler mutfak önlükleri ile iş yaparlar- ken kız çocuklan da annelennin yanın- da temizlik. yemek. turşu, salça. kon- serve gibi işlerde yardımcı olarak gös- tenlmeye başlandılar. Öneriler a ılanıını taşıvor. J^ıı^ün k »dar ti/el moda evleri i(, iıı podyumlara çıkan n o4etin Inni a^kın fk'njisiıulc kapak olkiııktan sonra ()t1n *4v »laloğu ile japtıgı ar laşmav ı onuıı i<,in* statü k >ttı oliuak gönıf % Dinlerine sadık kalan Gagavuzlar dillerini koruyamadılar Gagavuzca unutuluyor LE\XA TAVŞANOĞLU VARNA / BULGARİSTAN - Hava pınl pınl; sıcak mı sıcak... Fiat Tipo marka bir otomobilin içinde Vama'ya 10-15 dakika uzaklıktaki Vinitsa kö- yüne gidiyoruz. Direksiyonda Albe- na Nikovova var. Hafif röfleli, düz saçlı, düzgün hatlı. ince bir Gagavuz kızı. Gagavuzlann yaygın olarak ya- şadıklan Vinitsa'da oturan arkadaşı Diana Dimitrova'ya götürüyor bizi. Vinitsa'yagiriyoruz... Yollarbiraz bozuk. ama olsun. Sağlı sollu bahçe- li evier görmek hoşumuza gidiyor. Bir yolun başında Albena, Tipo'yu park ediyor; iniyoruz. Kapı, daha biz çalmadan açılıyor. Karşımızda duran Dıana Dimitrova gencecik bir kız. Buğday tenli. kah- verengi gözlü, ince. Üzerinde bır şort- etek ve gömlek var. Diana Dimitrova da Albena gibi Gagavuz Türk. Serbest Varna Uni- versitesi Tarih Fakültesi'nde Doğu dılleri uzmanı. Arapça ve çağdaş Türk- çe dersleri veriyor. Diana anlatıyor: "Burada, VTnit- sa'daki Gagavuzlar Orta Bulgaris- tan'dan göç etmişler; Debr şehrinden. Annem KızanlıkİL AiksiVarna'y a de- niz olduğu için gelmiş." Hıristivan Ortodokslar Burada Gagavuzlarla ilgili kısa bir bilgi verelim. Gagavuzlar Hıristiyan Ortodoks. Moldova, Ukrayna, Bulgaristan ve yaygın olarak Romanya'mn Dobru- ca kentinde yaşıyorlar. 1979 nüfiıs sa- yımlanna göre Moldova'da 173 bin Gagavuz nüfusu var. Bunlann yüzde 89'u Gagavuzca konuşuyor. I982tah- minlerine göre de Bulgaristan'da 12 bin, öbür ülkelerde toplam 189 Gaga- vuz var. Gagavuzlann kültür merke- zi ise Kişinev kenti. 18 ve 19. yüzyıl- da göçeden Balkan Türkleri soyundan- gelmeler; Gagavuzcayı ise konuşmu- yorlar. Bu nedenle de dil unutulma teh- likesiyle karşı karşıya. Diana'ya bize Gagavuzcayla ilgili bilgi vermesini söylüyoruz: "Gagavuzlar Bulgarlardan sonra Gagavuz Türkü Diana Dimitrovav la Levla Tavşanoğlu söyleşti. Bulgaristan'a geldiler. Bu konuda ya- zılı hiçbir metin yok. Çünkü Gagavuz alfabesivok. Gagavuz dilnie yazı 1957'de Kiril alfabesiyle vazılmava başlannuş, Ga- gavuzlar kendiaralannda Bulgarca ko- nuşuyorlar. Dilimizi de hiç kullanmı- yorlar. Gagavuzca Türkçenin bir leh- çesi savılabUir. Türkçe cümle yapısı- nın tam aksL Ömeğin Türkçede' Ben oraya gidiyorum" derken Gagavuzca söyienişi "Ben gidiyorum oraya." Ay- nca Gagavuzca Bulgar dilinin de te- meB sayıhr." Diana, Gagavuzlann iki gnaba ay- nldıklannı söylüyor: - Deniz kıyısında oturanlar, ya da Gritski Gagavuzlan (Rum Gagavuz- lan). - îkinci grup ise Trakya Gagavuz- lan. Diana burada önemli bir noktanın altını da çiziyor: "Gagavuzlar dinlerini hep koru- muşlar, ama dillerini hiç korumanus- lar, Türkçe konuşmayı yeğlemişler. Bakın, nikâhianmız kilisede kıydır, kiüsev e gideriz." Peki Gagavuz mutfağı nasıl? "Türk ve Yunan murfağına benzer. Böreğc "banita' denir. Peyuir, vufka, yumurta ve sütle yapılır. Aynca bol bol bahkveriz. Etyahn isiyapanz.Do- muz eti de yaygın bir b esin ürünü." Diana'ya Moldova'clakı Gagavuz- lann durumunu soruyoruz. Çünkü Moldova'daki Gagavus1 lann birbölü- münün Fethullahçılan •! etkisi altm- da olduklan yolunda bi Igıle almıştık: "Moldova'da kanşık bir durumla- n var. Bazı Gagavuzlar İslamiyeti ka- bul ettiler. Bu da tanıan ııyla siyasi ne- denlerden oldu. Üstelik bazılan ken- dilerini Türk, bazılan da Rus saymak istiyor. Gagavuz alfabes i olmamasma karşın Moldova'da Gag.avuzcavla id- tap yazıj'orlar." Diana böylece Fet- hullahçılann etkisi konusundakı bil- gilerimizi doğruluyordıı. Konuşmanın bu nokt.ısında Gaga- vuz Türkçesiyle yazan ç ağdaş yazar- lardan Mina Köse'yi a nımsıyoruz. 1933 Moldova Komrat d oğumlu olan Mina Köse "Kısmet", "KardeşHk", "Topraan Ürürk Düülm esi" gibi Ki- ril alfabesiyle şıir kitap lan yazmış, insan, doğa sevgısi. ban ş temalannı işlemişti. Diana'ya hiç Türkiye' ye gelip gel- mediğini soruyoruz: "5 yıl önceTürkiye'ye jjjtmiştim. O sırada YılmazTurizm'in NamaTem- sikisivdim. İçhafta kadar İstanbul'da kalnuştun." Sorgulayan öğrenci yetiştirilmeli Eğitim-Sen'in raportörleri, demokrat. hoşgörülü. laik, paylaşımcvlcatılımcı, sorgulayan, özgür düşünen. üretken, insan haklanna saygılı, hukukun üstünlüğünü savunan, banşçı. bilimi örnek alan. eşitlikçi. çevTeye saygılı kuşaklar yaratmak istediklenni belirterek, çözüm önerilerini şöyle sıraladılar: • Talim ve Terbiye Kurulu üyeleri, bakanlık, öğretmen kuruluşlan, ünıversiteler ve sıvil toplum örgütlerinın seçılmiş temsilcilerinden oluşmalı. • Ders kitaplan farklı kışi ve kuruluşlar tarafından yazılmalı. • 'Ders Kitaplan İnceleme Kurulu' adı altında yasal bir kurul oluşturulmalı. • Ders kitaplan bilimsel bır anlayışla yazılmalı; doğru ve çağdaş bilgiler ıçermeli. • Ezberci ve pasıf öğrenci yetıştiren değil, düşünen, araştıran, sorgulayan Öğrenci yetiştirilecek hale , getinlmeli. • Kıtaplarda demokrasi ve demokratik toplum yaşamını özendırecek okuma parçalanna yer verilmeli. • tnsan Haklan Bildirgesi ile Çocuk Haklan Sözleşmesinin tam metinleri ders kitaplannın kapaklannda yer almalı. • Laiklikle ilgili okuma ve metinlere yer verilmeli. SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN 'Gerillâ' Neden Ölmüştü? Nasıl da üzülürdüm! Türkrye'de, '68 Kuşağı'nm 'hızlı' Marksist gençleri, Lâtin Amerika türü (Fo- co) 'silâh lı eylem devrimciliği'ne kapıldıklan sırada; Fransa'da, bu 'devrimciliğin' efsâne isimlerinden Regis Debray, "La Critique des Armes/Silâhla- nn Eleştirisi' adlı iki ciltlik kitabını yazıyordu: daha da büyük bir efsâne sayılan Emesto 'Che' Gueva- ra ile Bolivya deneyini yaşamış, 'gerillâcılığın' ba- şarısızlığını görmüştü. 70'li yıllann, o dağdağalı Ankara sı! Çeşitli 'solcu' gaıplardan, kızlı erkekli öğrencilere, hiçbir yere ula- şamayacak bir merdiveni yeniden keşfe kalkıştıkla- nnı anlatmak için, ne kadar nefes tüketmişimdir, kim- bilir? Bunu bilerek, isteyerek yapıyordum, çünkü... 'Savaş, işte bu yalnızlık oldu!..' ...silâhlı eylemciliğin 'kralı' Andre Malraux, daha savaş sonrasında meselenin bam telini açıklamıstı: Hava Kuvvetleri ve Zırhlı Biıiikler, devreye girdik- ten sonra, zamanımızda, hiçbir silâhlı kalkışma- nın başan şansı olamaz! Şimdi de, buna rağmen, 'Che'nin yanıbaşında bunun aksini kanıtlamaya git- miş olan Regis Debray, kolu kanadı kınk dönüyor- du. O hızla mıdır nedir, Debray'nin yaşantısından çı- kardığı sonuçlan tartıştığı bir kitabını, Türkçeye çe- virtip yayımlamıştık: "Che'nin Gerillâsı" (Bilgi Yayı- nevi); belki okuyan olur, 'hisse kapar' diye; okuma- sına okudular ama, 'hisse kaptılar' mı, şüpheliyim! Regis Debray'nin, gerillânın askeri başansızlığını anlattığı bölüm başlıklan şöyleydi: "1. Sonuç: Ha- rekât bölgesi, üilen' kendi cephe gerisine dönüş- müştü. 2. Sonuç: Gerillâ birlikleri, çaresiz kalına- rak dağrtılmıştı. 3. Sonuç: Che Guevara'nın ha- rekât bölgesinde, bir savunma alanı geliştirme- si objektif olarak imkânsızdı"; şu acı satırtan okur musunuz, lütfen: "...Bolivya halkı, yerine göre şaşkın ve kuşku- lu, yerine göre ilgili ve sempati dolu bir seyirci gi- bi gerillânın çizdiği parabolik yörüngeyi, tam bir çaresizlik ve güçsüzlük içinde izlemek zorunda kaldı..." "...böylece her şey, gerillâyı kendi kaderiyle baş- başa bırakmak, onu terkedilmiş bir adadan farksız hale getirmek için, sözbiriiği etmiş oldu. Onun gü- cünü yitiren, onu yıpratan gerçek savaş, işte bu yal- nızlık oldu: gerillâ, bu yüzden öldü!.." ('Che'nin Ge- rillâsı; s. 178/179 Bilgi Yayınevi, 1975) Son cümlenin vahametini ve derinliğini, iyice tart- tınız mı? Aslıda 'silâhlı eylem'öe başarının, adeta 'reçetesi!..' Bir tarihte yazmıştım: işaret, halkın tep- kisidir; halk silâh atmadıkça, gerillânın atacağı silâh, karanlıkta öksürmek gibi birşey; neticede halkından soyutlanır, eylemciliği, aktivizme, yâni 'bireysel tero- rizme'e dönüşür. Bunun karşıtına en iyi örneği, dı- şarda aramaya gerek yok. Anadolu Ihtilâli, en iyi ör- nek; çünkü önce halk silâh atmıştı: 1920'lerde Halk Kurtuluş Ordusu'nun adı, Kuva-yı Milliye'dir: ama 0 bile, düzenli düşmanın hakkından gelememiş, gö- revi TBMM'nin ordulanna bırakmıştı. Bütün bunlar, birer ders; üstelik kanla. ateşle. alın- teriyle ve ölümle yoğrulmuş, tarihî birer ders; tabii, anlayana! 'Cumhuriyetçiliği' anlayabilmek!.. Regis Debray, 'silâhlı eytem'den koptu, 'ey/em'den kopmadı; edebiyat düzeyinde, romanlanyla; si- yaset düzeyinde, Mitterrand'nın danışmanlığıyla sürdürdü; şimdi de, YDD'ne, üzerine oturduğu 'özel- leştirme' ve 'küreselleştirme'ye çetin eleştirileryö- neltiyor. Hanidir niyetim, son derece isabetli ve dü- şündürücü 'teşhis' ve 'fesb/f'lerini sizinle tartışmak; sebebi, iki temel sebepten, onların bana önemli gö- rünmesi: birincisi, elbette Debray'nin değerlendirme- sinin, 'so/'dan ve 'solcu' kriterlere dayanılarakyapıl- mışolması;ikincisiFransaCumhuriyeti ! nin tarihî ve sosyal yapısıyla; Türkiye Cumhuriyeti'nin tarihî ve sosyal yapısı arasındaki, 'oluşma' ve 'gelişme' ben- zeriiği! Gâzi Mustafa Kemal in o dedikleri aklınızda mı- dır? 1920li yıllarda, Anadolu ihtilâl ve inkılâbı'nın 'bolşevik olmadığını' ve 'bolşevik olmayacağını' ke- sin ve açık bir dille belirttikten sonra, yerini düşürüp demiştir ki: "...Fransa İhtilâli, bütün cihana hürriyet fikrini nefheylemiştir, ve bu fıkrin, hâlen esas menbâı bulunmaktadır, fakat o tarihten beri beşeriyette- rakki etmiştir. Türk demokrasisi Fransa İhtilâ- li'nin açtığı yolu tâkip etmiş, lâkin kendisine has vasf-ı mümeyyizi ile inkişâf etmiştir..." (Hâkimiyet- 1 Milliye, 8 Mart 1928) Anadolu Ihtilâli ve inkılâbı, şüphe yok ki, Fran- sız Ihtilâli türünden bir 'ulusal demokratik devrim 'din ve böyle bir 'devrim'ın sonrasında 'cumhuriyet' ve 'cumhuriyetçilik' kavramlan, özel ve derin manalar ifade etmektedir. Ülkemizde 'inkılâp' zamanla 'to- taliter' bir tanzimatçılığa kaydığından, en 'Atatürk- çü' geçinen kadrolar bile, 'cumhuriyet'l yerli yerine koyamaz; 1950'lerde kaleme aldığım 'Kurtlar Sof- rası' romanında, şahıslardan birisi kahıria diyordu ki: "-...biz cumhuriyetçiliğin manasını ve ehemmiyeti- ni anlayamadık!." Oysa Fransa ve Fransızlar, 'cum- huriyetçiliğin' ne demeye geldiğini neleri gerektirdi- ğini çok iyi anlamışlardır;fc>unuRegis Debray'nin, YDD ile Fransız Cumhuriyeti arasındaki ilişkileri değerlendirirken, 'meseleyi' nasıl koyduğunu görür görmez, anlayacağız. http:// www. prizma.net. tr/ A İLHAN http://www.eda.tr/-bilgiyay/yazar/ailhan.htlm
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle