Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3 EKİM 1997 CUMA
12 KULTUR
Geçen yıl başlayan 'Aragon'un Yüzyılı' etkinlikleri bu yıl sonuna dek sürecek
Loıds Aragon 100 yaşmda
Sağhğında yayımlanan biyografisL Aragon'un yaşam portresini sunuyordu.
HALİLGÖKHAN
Giderek 'son* yakıştırmasmı hak edıyor
görünen bu son yüzyılı hazırlayan, başla-
tan ve hatta bitıren adamlar bırer birer ılk
asırlarını devirmeyebaşladılarbıle. Louis
Aragon (1897-1982) bunlardan, önemli
bir grubun etrafını çevirenlerin en önem-
lılennden birı. Büyük adamlann oluştur-
duğu yanmada artık pek yakında bir ta-
kımyıldız oluşturmak üzere karadan kopa-
cak. Bu kopmayı izlerken onlan ne kadar
hatırlayacağız?
Ellılı yıllann politik ve yazınsal dünya-
sında Louis Aragon'un aldığı ver, bırmo-
del ya da uzaklan belırlemeye yarayan ön
kesimin canlı rengi olarak onu, her şeyden
önce bir sürrealıst. bir savaş karşıtı. baş-
kaldıran bir şair v e Stalin tolalitarizmi kar-
şısında eli kolu baglı oturan Fransız Ko-
miinıst Partısrnın etkm bir üyesi yapmış-
tı. Sadece parti şifre çözücülerinın kuşku
duyabildıği bölünmüş bir eleştırmenlik de
eklenmehydi bu manzaraya. Zamanımı-
zın en bü> ük şaırlerinden ve romancılann-
dan bin olan Louis Aragon'un Lettres
Françaıses'de Çekoslovakya işgaline gös-
terdiğı tepkı. onun, hıç kuşku yok ki ede-
biyat adamiığını da akladı. 1918'de Nord-
Sud"de yayımlanan ılk şünnden ölümüne
kadar tarzı, davTanışlan ve sanatıyla Ara-
gon, \bttaire'in kendi yüzy ılı için yaptığı-
nı 20. yüzyıl ıçin yaptı. O, 'mutlu aşk'ın
olduğu kadar bu yüzyıhn da sözcülennden
binydi. Bu sözcülügü hayatına. bedel ve
boşa harcama karşılığında mal etmesini
de bıldi.
Aragon'un sağlığmda yayımlanan
(1975) ünlü bıyografîsini kaleme alan Pi-
erre Daix, aynı kitabı 'Aragon, une vie a
changer' (Aragon, Değişen Bir Yaşam)
adıyla 1995'te yeniden yayımladığında,
arkasında politıİc ve kışısel bir kaynak bı-
rikimı bırakıyordu. Bir yazann politik ve
entelektüel yaşamını da aşan bu biyogra-
fi, Mayakovski'den Nezval'e, Breton'dan
Jdanovizme. Matisse'ten Picasso'ya ve
Stalin"ın Yahudı düşmanlığına kadar Ara-
gon'un merkezde olduğu bir yaşam port-
resini zorluyordu. Pierre Daix. Aragon'la
savaş sonrasında uzunca bir süre FKP'de
ve Lettres Françaıses'de çalışmış biri ola-
rak gerçek bir dost sıfatını de yüklenmiş-
tı. Bıyografı, 'Gide-Aragon' sürtüşmeleri,
Drieu ile dostluklar. ulusal komünizm.
dört kadın (Elisabeth de Lanux. Denise
Lev\. Nancy Cunard, Elsa) SSCB, baş eğ-
meler, Lettres Françaises'in sonu, boşa gi-
den yaşam. "La Deiense de l'infini'nin se-
rüvenleri' gıbi ana başlıklarla Aragon'un
yaşamını kalın bir merceğın başına sürük-
lüyordu. Yine: Lettres a Denise (Denise'e
Mektuplar). Correspondance. Aragon-Pa-
ulhan-Tnolet (Mektuplaşmalar. Aragon-
• 3Ekıml897'dedoğan
Aragon, ilk şiirinden ölümüne
kadar tarzı, davranışlan ve
sanatıyla, Voltaire'in kendi
yüzyılı için yaptığmı 20. yüzyıl
için yaptı. O, 'mutlu aşk'ın
olduğu kadar bu yüzyılın da
sözcülennden biriydi.
Paulhan-Tnolet) ve Projet d'histoire Con-
temporaine (Çağdaş Tarihın Tasansı) baş-
lıklı kitaplar son bırkaç yılda Aragon im-
zasından çıkan kitaplardan bazılanydı sa-
dece. 1967'de kendisıyle yapılan bir söy-
leşide sıklıkla şikâyet alan 'Mutlu Aşk
Yoktur' şiirini hatırlatırken. sonu intihara
varan bir aşkınbile mutlu olabiieceğini sa-
vunuyordu Aragon:
"Aşk insanın temel ka\Tamlanndan bi-
risidir. Buna ters düşen insan karşıtı bütün
kavramlan reddedKorum. Aşkdüşüncesi-
nin zorunlu olarak büyük harfle başlayan
Aşk'ın var olmadığı düşüncesini içerdigi-
ne inanma>ı çocukça buluyonım."
'Aragon'un Yüzydı' başlığı altında
1996'nın Aralık aymda Seıne-Saint-De-
nis'de başlatılan etkinlikler. şairin doğum-
eünü olan 3 Ekım'den sonrava da sarka-
cak. Seine-Saint-Denis genel kurulu ve di-
ğer şehirler. belediyelerin kültür merkez-
lerinde ve kütüphanelerde birçok etkinlik
düzenlediler ocak ayından bu yana. 17 O-
cak günü Bobıgny'de düzenlenen açılış
toplantısına Josyane Savigneau.Julia Kris-
teva, Pierre Daix. Jean d'Ormesson ve
François Taillandier'nin yanı sıra bu yıl
sonunda Fransa'da Aragon üzerine bir ki-
tabı yayımlanacak olan Nedim Gürse) de
katıldı. Aragon'un gazeteciliği veyazarlı-
ğırun konu edildiği toplantı. şubat ayında
Aulnav -sous-bois'da. Jean d'Ormesson ve
Pierre Daıx'nın katılımıyla gerçekJeşti.
Mart ayında ise Bagnolet, Aubervilliers,
Noisy-le-Grand ve Saınt- Ouen'da etkin-
likler sürdürüldü. Mayıs ayında yine Bo-
bigny'de düzenlenen 'Aragon veSinema'
geceleri. Aragon'un Bunuel ve Godardile
birlikte anılmalannın yanmda ünlü yıldız
Emmanuelle Beart'ın da katılımıyla ilgi
çekicı bir hale geldı. A\nı ay ıçinde yeni
kuşak romancılardan François Bon ve Di-
dier Daeninckx günümüzün gerçekçilik
sorununu \e romandaki gerçegin resminı,
Aragon'un \ apıtı ışığmda tartıştılar. Eytül
ayı. Saint- Denis'de. Bemard Cevsson ve
Bernard Noel arasında geçen 'Aragon ve
Ressamlar' konulu bir toplantıya sahne ol-
du.
Ekim ayı. .Aragon'un 100. yaşını dol-
durduğu ay olması nedeniv le etkinliklerin
en çok zengınleştiğı ay olacak. 10-12
Ekım. Saınt-Etıenne Kitap Fuan'nda Cla-
ude Chebel'ın yöneteceğı ve Pıerre Daix
ile François Nourissier arasında yapılaeak
'Louis Aragon. dönüşümler ve güzergâh-
lar' başlıklı toplantı gerçekleşecek. Ma-
con. ekim-kasım aylannı. üç plastik sanat-
çısının 'Aragon'a Saygı' adıv la gerçekleş-
tırdikleri enstalasvonlara ver verecek.
4-8 Aralık tarihlerindePans'te. VII. Pa-
ns-Denis Dıderot Ümversıtesi'nde 'Lire
Aragon' (Aragon'u Okumak) adlı ulusla-
rarası bir kolokyum düzenlenecek. Louis
Aragon'un 100. yılını ıçine alan bu yıl. et-
kmliklere rağmen bıteceğe benzemiyor.
Kolaymı...busonyüzyılkolaygeçmedı...
Bir yaşamın yüzyılı
Louis Aragon 3 Ekim 1897'de Pa-
ris'te doğdu Yaşamının ilk yıllan an-
nesı, büyükannesı ve teyzelenyle bir-
likte geçtı. 1915 'te tıp öğrenımine baş-
ladı. İlk şiin Soifs de l'ouest (Batının
SusuzlukJan) Nord-Sud'de yayımlan-
dı. tkı yıl sonra ilk kitabı 'Feu dejoie"
yay ımlandı. Ertesi yıl Picasso ile tanış-
tı. Mayıs ayında Barres davasını So-
upault ile birlikte üstlendı. Elisabeth
de LanuA ile tanıştı. Dieu le Rochelle
ile başlayan dostlugu 1925 'te sona er-
dı. Ertesi yılın başında Nancy Cunard
ile karşılaştı. O yılın temmuz ayında
Le Paysan de Paris (Pans Köylüsü )
yayımlandı.
1927'nin Ocak ayında Breton ve
Ehıard ile birlikte Fransız Komünıst
Partisi'ne üye oldu. Ertesi yılın nisan
ayında Traıte du Style çıktı. Eylül
ayında ıntihar girişiminde bulundu.
Kasım ayında Coupole bannda Maya-
kovski ile karşılaştı. Elsa Triolet'yi de
aynı yerde tanıdı. Ertesi yılın hemen
başında Elsa'yla aynı evde >aşamaya
başladı. 1930 yılının Eylül sonunda
Elsa \e Georges Sadoul ile birlikte
Rusya'ya gıttı. 1934'te aynı yolculu-
ğu üçüncü kez Jean-Richard Bloch ve
AndreMalrauxıletekrarladı. 1939'un
28 Şubatı'nda Elsa ile evlendi. Ame-
rika'ya gıtti. Ağustos ayında FKP'nin
kapatılmasıyla birlikte Şilı büyükel-
çiliğme sığındı. Eylül aymda askere
alındı.
tki yıl sonra yeraltına geçen FKP ile
ilişki kurdu. Ayru yılın mart aymda
Elsa'nın Gözlen yayımlandı. Ertesi
yıl 1932'den beri görüşmediği Eluard
ile Paris'te karşılaştı. Ev lül ayında Ly-
on'da Mutlu Aşk Yoktur şıin ilk kez
yasadışı bir dergide vayımlandı.
1945'ın Temmuz ayında Claude
Roy'nın hazırladığı Aragon kitabı Po-
etes d'aujourd'hui dızisınin ikincı ki-
tabı olarak yayımlandı.
Ertesi yıl Elsa ile Isviçre. hal^a,
Bulganstan, Yugoslavya ve Macaris-
tan'ı kapsayan uzun bir > olculuğa çık-
tı. 1950'nin sonunda halklar arasın-
daki banşın güçlendırilmesi amacıy-
la verilen uluslararası Stalin ödülünün
jüri başkan yardımcılığına getirıldi.
1956 yılının Eylül ayında uluslarara-
sı Lenin ödülünü kazandı
1962"da PTag IV Charles Üniversı-
tesi'nde fahri doktora unvanını aldı.
Üç yıl sonra Moskova Lomonossov
Ünıversıtesı aynı unvanı verdi. 1967
yılının Eylül ayında Magazine Litte-
raire. '.Aragon'un Yüzyıh' başlığı altın-
da özel bir sayı hazırladı Ertesi yılın
,rna>;ıs aymda Prag'ın ışgalını Lettreş
Françaises'de kınadı. 1969'un başın-
da bu dergı SSCB'de yasaklandı.
1970'rn 16 Hazıran günü Elsa, Saınt-
Arnoult-en-Yvelines'de öldü.
1974'ün hemen başında Concorde
Meydanı'nda bir kaza atlattı. Mavıs
aymda bütün şıirlerinin ilk cıldi basıl-
dı. 1981 yılının Kasım a>ında Franço-
is MHterrand'ın elınden Legıon
d'honneur ödülünü aldı. 1982'de 24
Aralık'ta öldü.
Aragon, 1927'de tanıdığı Elsa Triolet ile 1939'un 28 Şubaü'nda evlendi.
Aragon'da herşey varLouis Aragon'un vüzüncü yılına
gırerken, son hafta içinde Le Monde.
'Aragon 100 Yaşmda' başlığı altında
sekız sayfalık bir özel ek hazırladı (24
Eylül). Bu eke Bernard NoeLSuzanne
~ Ravis, Jacques Roubaud. HetM
Meschonnic. Daniel Bougnous, Bernard
Lcuillot. Henri Mitterrand, Lionel Follet,
Carine Tre\isan, Pierre Daix, Julia
Kristeva ve Maurice Nadeau
yazılanyla katılırken söyleşilere ve
soruşturma yanıtlanna aynca
yervenldı. Aragon'un Le Roman
İnacheve (Bıtmemiş Roman) adlı
romanı üzenne bir yazı yazan Bernard
Noel. 'Aragon'da her şey var' diyerek
başlıyor yazısına. "Aynı zamanda kişisel
tarihin kopyası olarak oynanan Fransız
şiiri tarihini de onda bulabUiriz. Aragon
buna "Bıtmemiş Roman' adını veriyor.
Bitmemiş olan, vazarın havatıdır ve
roman da şiirin ölçü çeşhiemelerinden
çok bhograrınin ta kendisidir.
Aragon'un 'roman' sözcüğü üzerine çok
belirgin bir eğüimi vardı. Aragon'un
yapıtlannda roman sözciiğüne, ilkinden
(Anicet) sonuncusuna (Theatre-Roman)
rastlıyoruz. Matısse üzerine yazdığı
denemelerde ve Bitmemiş Roman'da da
avnısözcük^r."
Yazısına. 1953'te Stalin'in ölümüyle
komünist ortamın uğradığı şok
dalgasının ve Lettres Françaises'de
Picasso'nun Stalin üzerine çizdiği portre
ola>ının. Aragon'un politik yaşamında
bir yön değişıkhği yarattığmı belirterek
giren Jacques Roubaud da, 'Bitmemiş
Roman'da bu şaşırtıcı sapmanın izlerini
bulduğunu yazıvor.
Henrı Meschonnic. yazı başlığında, sona
eren Aragon'un. sürrealizmle aynı şey
olduğunu belirtıyor
u
Aragon öncelikle
çoğuîdur. Onda, bir şair bir başkasını
Le Monde'un Aragon için hazırladığı ek-
te çeşidi > azılar \e soruşturmalar \er aldı.
sakJar. Bu şairlerin birbirini izledikleri
kabul edilebilir. Sonuç olarak .Aragon
sürekli olarak değişkendir. bir
başkasıdır."
Maurice Nadeau, 'Polemik' başlıklı
yazısmda Aragon'un kimlığini
sorguluyor: "Aragon var oldu mu?
Bir sürrealist sandık onu. Yüregi
karmakanşık bir adamdan başka bir şe>
değildi. Bir şair sandık onu.
Belli bir kolaylık içinde veteneklerini
sergileven bu adaın bir zamanlar çok
güzel şiirler yazdı bize, Elsa üzenne,
yaralı vıırt üzerine.
Bir romancı sandık onu. Barres'in ve
Zola'nın söz dinlemez ögrencisi oldu,
'toplumcu gerçekçilığin' yönergelerini
uygulamaya koymadan önce. Bir militan
sandık onu. İki kez ihanet ettiği bir
davanın adamı oldu."
Antalya'da bu yıl jürinin îşi çok zor!
CUMHUR CANBAZOĞLU
ANTALYA- En uzun ömürlü ulusal
film festhali Antaha Alnn Portakal 34.
yaşına klasik sahneyle başladı. Istan-
bul'dan gelen bir Airbus dolusu konuğun
büyük bölümünü oluşturan o>uncular.
yönetmenler, festıvalin sponsoru Falez O-
terdençıkıpjiplerüzerindehalkJaselam-
laştı. karşılıklı çiçek alışverişinde bulu-
nuldu, gülücükler dağıtıldı ve grup top
atışlan eşliğinde yine otele çekilip festi-
vali üç sinemada filmleri izleyen bir avuç
sınemasevere bıraktı. Aynı akşam Altın
Ponakal'a üs seçilen Atarürk Kültür
Merkeziyanındaki pıramidin cumhurbaş-
kanımız tarafından açılacak olması ilk
gün. festıvale bol polis ve asfaltlama iş-
çisı fıgürü de kattı. ama ikinci gün her şey
normale döndü...
Altın Portakal'ın olmazsa olmaz orga-
nizasyon eksıkhkleri bu yıl azalmışa ben-
ziyor. Oscar, Kültür ve Prestij sinemala-
nndayanşmaya katılan uzunmetrajlarbeş
seans gösteriliyor. AKM'de uluslararası
kısa film ve video yanşması bu işe gönül
vermişlerin katılımıyla sürüyor. akşamüs-
tü birkaç sanatçı kent merkezınde halkla
söyleşıyor. gece açık havada göstenm dü-
rzenleniyorveılgıçe-
kiyor. Orneğın çar-
şamba gecesi Şampı-
yonlar Ligı maçlan-
na rağmen Yat Lima-
nı'nda festivalın fil-
mini tercih eden 250
kişilik bir seyirci var-
dı.
Gelelim filmlere:
ilk gün izlediğimız
dört yanşma filmin-
den sonra jünnın bu
yıl çok zorlanacağını
düşünüyoruz. Birkaç
yıldır alışmıştık; ıki
tane ıyi fılm olurdu.
birdebuçukkatıhrdı
aralanna. Bunlar
ödülleri paylaşıp ka-
patırdı sezonu. Oysa
birbıriyle kafa kafaya giden bu yapımlar
arasmdan en iyiyi seçmek içinjürinin in-
ce aynntılara giımesı gerekiyor bizce.
Festivalin ortak yapımlı Eurûnages
desteklı. ilk filmi Usta Beni Öldürsene,
yeterli parayı bulamadığı için kafasında-
kıleri tam yansıtamadığını sö>leyen Ba-
nşPirhasan'ın tekniği ve anlatımıyla Ba-
tı kulvannda yanşan yenı çalışması. Si-
nemada ticari şansı ne olur bılemeyiz a-
ma Sol Ayağun'da Daniel Day Lewis'in
çocukluğunu canlandıran Irlandalı Hugh
O'Cannor ve diğer oyunculann ölçülü
performansıyla bizden Batı'ya bir pen-
cere açıyor Ûsta Beni Öldürsene.
Geçen yıl son anda Altın Portakal'dan
çekilen ve Can-
nesda Italya adına
v anşan Hamam ni-
havet Türkiye'de sı-
nemseverin önüne
çıktı. tstanbul man-
zaralan. sünnet, ni-
•;3n. bol bol yemek,
tavla. hamam, ma-
halle muhabbeti gı-
bı bizden çok Batı-
lıya ilginç gelecek,
bızi de bir yabancı-
nın içıne düştüğü
şaşbnJıklarla yer y-
er güldürecek sah-
nelerle gelişen, an-
cak bu tunstik gö-
rüntünün yanmda
hıç fazlalığı olma-
yan bir dille ve tem-
poyla insanıçi ilişkilen yansıtan Ferzan
Özpetek, ilk uzunmetrajlı denemesinde
başanlı. Iyi tanıtımla sezona şaşırtıcı bir
tirajla girebilir Hamam.
Zeki Demirkubuz'un merakla bekle-
nen ikinci uzunmetrajlı filmi Masumiyet,
hapisten çıktıktan sonra kendıne "temiz"
bir yol çızmek isteyen, ancak toplumu yı-
yip bitirmiş, kokuşmuş bir düzenın için-
de yitip giden Yusufun (Güven Kıraç)
öyküsü. Demirkubuz'un aniden hareket-
lenen kamera deneyleri, Haluk Bilgi-
ner'in karikatüre kaçan son kareler hariç
usta işi oyunu ve bu yılı ödülsüz geçırme-
yeceğini sandığımız Derya Alabora gibi
biroyuncuyla Masumiyet, festivalin iddi-
alı yapımlanndan biri..
Bizans'ın kuşatılması sırasında Os-
manh'yı bırakıp surlann diğer yanında
yaşanan aşkı, dönemin sosyal. kültürel ve
politik yanını vererek de anlatmayı dene-
ven Ersin Pertan'ın Kuşatma Alnnda
Aşk'ı günün en fazla izleyici toplayan fıl-
miydi. Araya serpiştirilmiş mizah bölüm-
leri ve oyunculann iyi başardığı abartılı,
teatral yorum ilgi çektı. ama yönetmenin
yetersız çevTe düzenlemesi ve dekorhan-
dikapını aşmak için ha> li zorlandığı ve kı-
sıtlandığı dikkatlerden kaçmadı.
Bu arada Portakal'ın müzik bölümün-
de de büyük bir yanş yaşanacak. Ha-
mam "ın Trancendental grubu. Kuşatma
.Altında Aşk'ın Kâmran Inceimzalı kom-
pozisyonlan, Usta Beni Öldürsene'nin Pe-
terOgi'li müziğı ve Masumiyet'in Cen-
gizOnural'ın kalemınden çıkrna melodı-
leri çıtayı yukanya taşıdı.
YAZI ODASI
SELİM İLERİ
Kitapevleri ^
TRT için hazırlanan bir çalışmada Keriman Ha-
lis Ece'yi anlatacağım. Taksim'deyim. Erken bas-
tıran, hüzünlü bastıran sonbahar altında duruyo-
rum. Akhmda Keriman Halis Hanımefendi.
On beş yılı aşkın olmalı. Karlı tipili akşam üstü
Keriman Halis Hanım'ı Kadıköyü'ndeki evinde zi-
yaret etmiş. uzun saatler sohbetini dinleme fırsa-
tı bulmuştum. Cumhuriyet döneminin ilk yıllar coş-
kusunu onun bütün varlığından hissediyordunuz...
Şımdi Beyoğlu, Hasnun Galip Sokak'ta bir sa-
haftayız, Kitapçı'da. Kamera önündeyim, konuşu-
yorum. Oysa aklım bu kez kitaplarda, eski kitap-
larda, tozlu kitaplarda, yıpranmış, yaraları sarılmış
krtaplarda.
Kitapçı, arkadaşım Serdar Işın'ınmış. Serdar'ı
nice zamanlar var ki görmüyordum. Bu pazar Ta-
rık Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde kitap müza-
yedesi olacakmış; Serdar kataloğu verdi. Şöyte bir
göz atıyorum. 9 numaralı kitap, Halûk Şehsuva-
roğlu'nun Tarihî Odalar'ı:
"Istanbul 1954, Inkılâp Kitapevi, 1. Baskı, VII +
176 s., Metin İçinde s/b desenler, 13.5x20 cm."
"Osmanlı tarihi üzerine araştırmalanyla tanınan
yazann en ilginç çalışmalanndandır. Çeşitli saray,
köşk ve kasırlardaki iç mekânlann hoş bir üslûp
ile incelendiği özel biryapıt."
Neden yeniden basılmaz ki?!
Müzayedede Samih Nafiz Tansu'nun da ki-
taplan var. Bu unutulmuş yazann bir de unutulmuş
romanı vardır: Bebek'te Akşam Oluyor. Otuz beş
yıl öncesıne kadar vitrinlerde dururdu. Bir türlü
edinememiştım; şımdiyse aranıp duruyorum.
Eve dönerken, Bebek'te Akşam Oluyor'un vit-
rinlerdeki o uzak görüntüsü, beni alıp dünkü kita-
pevlerine götürdü.
Kıtapseverler için kitapevleri tapınağımsı me-
kânlardır. Ilkgençliğimin en güzel kitapevleriyse
hep Ankara Caddesi'ndekilerdı. Gerçı Beyoğ-
lu'ndaki Madam'ı, Kitapsarayı'nı unutamam, ama
Ankara Caddesi'ndekiler daha bir 'geçmiş za-
man', daha bir 'kitap kokulu'ydu\ar...
Şair Gültekin Emre'nin yönettiği, Berlin'de ya-
yımlanan Şiir-lik'inbusayısındayürekyakıcı bir ya-
zı okudum: "Marga Schoeller'in Kitapevi."
Marga Schoeller, Berlın'ın çok değerti bir kitap-
çısıymış.
Burada eski kitapları karıştırmaya gelenler ara-
sında W.H.Auden ve T.S. Elliot'a rastlamak ola-
sıymış. Sonra belediye başkanı Ernst Reırter...
Hayır, bildiğimden, tanıdığımdan yazmıyorum adı-
nı. Bizim belediye başkanlarımıza kıtapevlerinde
hiç rastladım mı dıye düşünüyorum...
Marga Schoeller 1929'da kitapevini açmış. In-
giliz edebiyatından eserlere çokça yer verirmiş.
Nazilerin benimsediği tek bir eseri satmamış; ter-
sine, Nazilerce yasaklanmış kitaplan el altından
satarmış.
Bununla birlikte başanlı bir iş kadını olmamış
Marga Schoeller. Parayı değil, sanatı yeğlemiş.
Kitapevi yazarların, tiyatroculann, sanatçılannbu-
luşma odağıymış.
Benim altmışlı yıllarda Ankara Caddesi'nde da-
dandığım kitapevleri elbette öyle değildi. Ne oku-
ma günü, ne sanatçı mahfeli. Karanlık. loş, hep se-
rin yerlerdi oraları. Kışın sac soba yanardı. Kitap-
çılar yaşlı kimselerdi. lyice yaşlı olanları genç tez-
gâhtarlarla bir türlü anlaşamazlardı.
Yine de 'kitap' havası eserdi. Şımdi bu havayı
bir tek eski kitap satan küçücük dükkânlarda so-
luyabilirsiniz.
Sayfaları açılmamış kitaplardı onlar. Alır, bir ko-
şu eve gelir. kâğıt bıçağıyla sayfalannı hızlı hızlı
açardım. Reşat Nuri'nin romanlan, Esat Mah-
mut'un Son Tren'i. Kerime Nadir'ler. Muazzez
Tahsin'ler...
Yıllar var ki kehrıbar kitap açacağım sümsük
sümsük duruyordu yazı masamda. Yapı Kredi Ya-
yınları hıç olmazsa şiir kitaplarını açılmamış say-
falar, kesilmemiş yapraklarla yayımlıyor da, aça-
cak yine çalışmaya koyuldu.
Ama yıllar var kı eski kitapevlerinin dünyasını
'yeni', modern kitapevlerinde asla yaşayamıyo-
rum. Vltrinlerine bakıyorum, çekici gelmiyor ser-
gilenen kitaplar. Içlerine giriyorum, kitap okurları-
nın yalnızca günün moda kitaplarıyla ilgilendikle-
rini çok üzülerek görüyorum. Kapılarından çıkar-
ken, bilmem neden, hep bir eziklik...
O soru yürek burkuntusu gibi: Bizim belediye
başkanlanmıza, bunca yıl içinde, kitapevlerinde
hiç rastlayabildim mi?
Takvimde İz Bırakan:
"Sevgi asansörüne ah / Beni hiç bindirmediler
/ Kalabalık çokça diye / Önünden de geçirmedi-
ler." Salâh Birsel, Sevdim Seni Ey İnsan, Adam
Yayınları, 1997.
KÜLTÜR • ÇİZİK
K A M İ L M A S A R A C I