23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 3 EKİM 1997 CUMA 12 KULTUR Geçen yıl başlayan 'Aragon'un Yüzyılı' etkinlikleri bu yıl sonuna dek sürecek Loıds Aragon 100 yaşmda Sağhğında yayımlanan biyografisL Aragon'un yaşam portresini sunuyordu. HALİLGÖKHAN Giderek 'son* yakıştırmasmı hak edıyor görünen bu son yüzyılı hazırlayan, başla- tan ve hatta bitıren adamlar bırer birer ılk asırlarını devirmeyebaşladılarbıle. Louis Aragon (1897-1982) bunlardan, önemli bir grubun etrafını çevirenlerin en önem- lılennden birı. Büyük adamlann oluştur- duğu yanmada artık pek yakında bir ta- kımyıldız oluşturmak üzere karadan kopa- cak. Bu kopmayı izlerken onlan ne kadar hatırlayacağız? Ellılı yıllann politik ve yazınsal dünya- sında Louis Aragon'un aldığı ver, bırmo- del ya da uzaklan belırlemeye yarayan ön kesimin canlı rengi olarak onu, her şeyden önce bir sürrealıst. bir savaş karşıtı. baş- kaldıran bir şair v e Stalin tolalitarizmi kar- şısında eli kolu baglı oturan Fransız Ko- miinıst Partısrnın etkm bir üyesi yapmış- tı. Sadece parti şifre çözücülerinın kuşku duyabildıği bölünmüş bir eleştırmenlik de eklenmehydi bu manzaraya. Zamanımı- zın en bü> ük şaırlerinden ve romancılann- dan bin olan Louis Aragon'un Lettres Françaıses'de Çekoslovakya işgaline gös- terdiğı tepkı. onun, hıç kuşku yok ki ede- biyat adamiığını da akladı. 1918'de Nord- Sud"de yayımlanan ılk şünnden ölümüne kadar tarzı, davTanışlan ve sanatıyla Ara- gon, \bttaire'in kendi yüzy ılı için yaptığı- nı 20. yüzyıl ıçin yaptı. O, 'mutlu aşk'ın olduğu kadar bu yüzyıhn da sözcülennden binydi. Bu sözcülügü hayatına. bedel ve boşa harcama karşılığında mal etmesini de bıldi. Aragon'un sağlığmda yayımlanan (1975) ünlü bıyografîsini kaleme alan Pi- erre Daix, aynı kitabı 'Aragon, une vie a changer' (Aragon, Değişen Bir Yaşam) adıyla 1995'te yeniden yayımladığında, arkasında politıİc ve kışısel bir kaynak bı- rikimı bırakıyordu. Bir yazann politik ve entelektüel yaşamını da aşan bu biyogra- fi, Mayakovski'den Nezval'e, Breton'dan Jdanovizme. Matisse'ten Picasso'ya ve Stalin"ın Yahudı düşmanlığına kadar Ara- gon'un merkezde olduğu bir yaşam port- resini zorluyordu. Pierre Daix. Aragon'la savaş sonrasında uzunca bir süre FKP'de ve Lettres Françaıses'de çalışmış biri ola- rak gerçek bir dost sıfatını de yüklenmiş- tı. Bıyografı, 'Gide-Aragon' sürtüşmeleri, Drieu ile dostluklar. ulusal komünizm. dört kadın (Elisabeth de Lanux. Denise Lev\. Nancy Cunard, Elsa) SSCB, baş eğ- meler, Lettres Françaises'in sonu, boşa gi- den yaşam. "La Deiense de l'infini'nin se- rüvenleri' gıbi ana başlıklarla Aragon'un yaşamını kalın bir merceğın başına sürük- lüyordu. Yine: Lettres a Denise (Denise'e Mektuplar). Correspondance. Aragon-Pa- ulhan-Tnolet (Mektuplaşmalar. Aragon- • 3Ekıml897'dedoğan Aragon, ilk şiirinden ölümüne kadar tarzı, davranışlan ve sanatıyla, Voltaire'in kendi yüzyılı için yaptığmı 20. yüzyıl için yaptı. O, 'mutlu aşk'ın olduğu kadar bu yüzyılın da sözcülennden biriydi. Paulhan-Tnolet) ve Projet d'histoire Con- temporaine (Çağdaş Tarihın Tasansı) baş- lıklı kitaplar son bırkaç yılda Aragon im- zasından çıkan kitaplardan bazılanydı sa- dece. 1967'de kendisıyle yapılan bir söy- leşide sıklıkla şikâyet alan 'Mutlu Aşk Yoktur' şiirini hatırlatırken. sonu intihara varan bir aşkınbile mutlu olabiieceğini sa- vunuyordu Aragon: "Aşk insanın temel ka\Tamlanndan bi- risidir. Buna ters düşen insan karşıtı bütün kavramlan reddedKorum. Aşkdüşüncesi- nin zorunlu olarak büyük harfle başlayan Aşk'ın var olmadığı düşüncesini içerdigi- ne inanma>ı çocukça buluyonım." 'Aragon'un Yüzydı' başlığı altında 1996'nın Aralık aymda Seıne-Saint-De- nis'de başlatılan etkinlikler. şairin doğum- eünü olan 3 Ekım'den sonrava da sarka- cak. Seine-Saint-Denis genel kurulu ve di- ğer şehirler. belediyelerin kültür merkez- lerinde ve kütüphanelerde birçok etkinlik düzenlediler ocak ayından bu yana. 17 O- cak günü Bobıgny'de düzenlenen açılış toplantısına Josyane Savigneau.Julia Kris- teva, Pierre Daix. Jean d'Ormesson ve François Taillandier'nin yanı sıra bu yıl sonunda Fransa'da Aragon üzerine bir ki- tabı yayımlanacak olan Nedim Gürse) de katıldı. Aragon'un gazeteciliği veyazarlı- ğırun konu edildiği toplantı. şubat ayında Aulnav -sous-bois'da. Jean d'Ormesson ve Pierre Daıx'nın katılımıyla gerçekJeşti. Mart ayında ise Bagnolet, Aubervilliers, Noisy-le-Grand ve Saınt- Ouen'da etkin- likler sürdürüldü. Mayıs ayında yine Bo- bigny'de düzenlenen 'Aragon veSinema' geceleri. Aragon'un Bunuel ve Godardile birlikte anılmalannın yanmda ünlü yıldız Emmanuelle Beart'ın da katılımıyla ilgi çekicı bir hale geldı. A\nı ay ıçinde yeni kuşak romancılardan François Bon ve Di- dier Daeninckx günümüzün gerçekçilik sorununu \e romandaki gerçegin resminı, Aragon'un \ apıtı ışığmda tartıştılar. Eytül ayı. Saint- Denis'de. Bemard Cevsson ve Bernard Noel arasında geçen 'Aragon ve Ressamlar' konulu bir toplantıya sahne ol- du. Ekim ayı. .Aragon'un 100. yaşını dol- durduğu ay olması nedeniv le etkinliklerin en çok zengınleştiğı ay olacak. 10-12 Ekım. Saınt-Etıenne Kitap Fuan'nda Cla- ude Chebel'ın yöneteceğı ve Pıerre Daix ile François Nourissier arasında yapılaeak 'Louis Aragon. dönüşümler ve güzergâh- lar' başlıklı toplantı gerçekleşecek. Ma- con. ekim-kasım aylannı. üç plastik sanat- çısının 'Aragon'a Saygı' adıv la gerçekleş- tırdikleri enstalasvonlara ver verecek. 4-8 Aralık tarihlerindePans'te. VII. Pa- ns-Denis Dıderot Ümversıtesi'nde 'Lire Aragon' (Aragon'u Okumak) adlı ulusla- rarası bir kolokyum düzenlenecek. Louis Aragon'un 100. yılını ıçine alan bu yıl. et- kmliklere rağmen bıteceğe benzemiyor. Kolaymı...busonyüzyılkolaygeçmedı... Bir yaşamın yüzyılı Louis Aragon 3 Ekim 1897'de Pa- ris'te doğdu Yaşamının ilk yıllan an- nesı, büyükannesı ve teyzelenyle bir- likte geçtı. 1915 'te tıp öğrenımine baş- ladı. İlk şiin Soifs de l'ouest (Batının SusuzlukJan) Nord-Sud'de yayımlan- dı. tkı yıl sonra ilk kitabı 'Feu dejoie" yay ımlandı. Ertesi yıl Picasso ile tanış- tı. Mayıs ayında Barres davasını So- upault ile birlikte üstlendı. Elisabeth de LanuA ile tanıştı. Dieu le Rochelle ile başlayan dostlugu 1925 'te sona er- dı. Ertesi yılın başında Nancy Cunard ile karşılaştı. O yılın temmuz ayında Le Paysan de Paris (Pans Köylüsü ) yayımlandı. 1927'nin Ocak ayında Breton ve Ehıard ile birlikte Fransız Komünıst Partisi'ne üye oldu. Ertesi yılın nisan ayında Traıte du Style çıktı. Eylül ayında ıntihar girişiminde bulundu. Kasım ayında Coupole bannda Maya- kovski ile karşılaştı. Elsa Triolet'yi de aynı yerde tanıdı. Ertesi yılın hemen başında Elsa'yla aynı evde >aşamaya başladı. 1930 yılının Eylül sonunda Elsa \e Georges Sadoul ile birlikte Rusya'ya gıttı. 1934'te aynı yolculu- ğu üçüncü kez Jean-Richard Bloch ve AndreMalrauxıletekrarladı. 1939'un 28 Şubatı'nda Elsa ile evlendi. Ame- rika'ya gıtti. Ağustos ayında FKP'nin kapatılmasıyla birlikte Şilı büyükel- çiliğme sığındı. Eylül aymda askere alındı. tki yıl sonra yeraltına geçen FKP ile ilişki kurdu. Ayru yılın mart aymda Elsa'nın Gözlen yayımlandı. Ertesi yıl 1932'den beri görüşmediği Eluard ile Paris'te karşılaştı. Ev lül ayında Ly- on'da Mutlu Aşk Yoktur şıin ilk kez yasadışı bir dergide vayımlandı. 1945'ın Temmuz ayında Claude Roy'nın hazırladığı Aragon kitabı Po- etes d'aujourd'hui dızisınin ikincı ki- tabı olarak yayımlandı. Ertesi yıl Elsa ile Isviçre. hal^a, Bulganstan, Yugoslavya ve Macaris- tan'ı kapsayan uzun bir > olculuğa çık- tı. 1950'nin sonunda halklar arasın- daki banşın güçlendırilmesi amacıy- la verilen uluslararası Stalin ödülünün jüri başkan yardımcılığına getirıldi. 1956 yılının Eylül ayında uluslarara- sı Lenin ödülünü kazandı 1962"da PTag IV Charles Üniversı- tesi'nde fahri doktora unvanını aldı. Üç yıl sonra Moskova Lomonossov Ünıversıtesı aynı unvanı verdi. 1967 yılının Eylül ayında Magazine Litte- raire. '.Aragon'un Yüzyıh' başlığı altın- da özel bir sayı hazırladı Ertesi yılın ,rna>;ıs aymda Prag'ın ışgalını Lettreş Françaises'de kınadı. 1969'un başın- da bu dergı SSCB'de yasaklandı. 1970'rn 16 Hazıran günü Elsa, Saınt- Arnoult-en-Yvelines'de öldü. 1974'ün hemen başında Concorde Meydanı'nda bir kaza atlattı. Mavıs aymda bütün şıirlerinin ilk cıldi basıl- dı. 1981 yılının Kasım a>ında Franço- is MHterrand'ın elınden Legıon d'honneur ödülünü aldı. 1982'de 24 Aralık'ta öldü. Aragon, 1927'de tanıdığı Elsa Triolet ile 1939'un 28 Şubaü'nda evlendi. Aragon'da herşey varLouis Aragon'un vüzüncü yılına gırerken, son hafta içinde Le Monde. 'Aragon 100 Yaşmda' başlığı altında sekız sayfalık bir özel ek hazırladı (24 Eylül). Bu eke Bernard NoeLSuzanne ~ Ravis, Jacques Roubaud. HetM Meschonnic. Daniel Bougnous, Bernard Lcuillot. Henri Mitterrand, Lionel Follet, Carine Tre\isan, Pierre Daix, Julia Kristeva ve Maurice Nadeau yazılanyla katılırken söyleşilere ve soruşturma yanıtlanna aynca yervenldı. Aragon'un Le Roman İnacheve (Bıtmemiş Roman) adlı romanı üzenne bir yazı yazan Bernard Noel. 'Aragon'da her şey var' diyerek başlıyor yazısına. "Aynı zamanda kişisel tarihin kopyası olarak oynanan Fransız şiiri tarihini de onda bulabUiriz. Aragon buna "Bıtmemiş Roman' adını veriyor. Bitmemiş olan, vazarın havatıdır ve roman da şiirin ölçü çeşhiemelerinden çok bhograrınin ta kendisidir. Aragon'un 'roman' sözcüğü üzerine çok belirgin bir eğüimi vardı. Aragon'un yapıtlannda roman sözciiğüne, ilkinden (Anicet) sonuncusuna (Theatre-Roman) rastlıyoruz. Matısse üzerine yazdığı denemelerde ve Bitmemiş Roman'da da avnısözcük^r." Yazısına. 1953'te Stalin'in ölümüyle komünist ortamın uğradığı şok dalgasının ve Lettres Françaises'de Picasso'nun Stalin üzerine çizdiği portre ola>ının. Aragon'un politik yaşamında bir yön değişıkhği yarattığmı belirterek giren Jacques Roubaud da, 'Bitmemiş Roman'da bu şaşırtıcı sapmanın izlerini bulduğunu yazıvor. Henrı Meschonnic. yazı başlığında, sona eren Aragon'un. sürrealizmle aynı şey olduğunu belirtıyor u Aragon öncelikle çoğuîdur. Onda, bir şair bir başkasını Le Monde'un Aragon için hazırladığı ek- te çeşidi > azılar \e soruşturmalar \er aldı. sakJar. Bu şairlerin birbirini izledikleri kabul edilebilir. Sonuç olarak .Aragon sürekli olarak değişkendir. bir başkasıdır." Maurice Nadeau, 'Polemik' başlıklı yazısmda Aragon'un kimlığini sorguluyor: "Aragon var oldu mu? Bir sürrealist sandık onu. Yüregi karmakanşık bir adamdan başka bir şe> değildi. Bir şair sandık onu. Belli bir kolaylık içinde veteneklerini sergileven bu adaın bir zamanlar çok güzel şiirler yazdı bize, Elsa üzenne, yaralı vıırt üzerine. Bir romancı sandık onu. Barres'in ve Zola'nın söz dinlemez ögrencisi oldu, 'toplumcu gerçekçilığin' yönergelerini uygulamaya koymadan önce. Bir militan sandık onu. İki kez ihanet ettiği bir davanın adamı oldu." Antalya'da bu yıl jürinin îşi çok zor! CUMHUR CANBAZOĞLU ANTALYA- En uzun ömürlü ulusal film festhali Antaha Alnn Portakal 34. yaşına klasik sahneyle başladı. Istan- bul'dan gelen bir Airbus dolusu konuğun büyük bölümünü oluşturan o>uncular. yönetmenler, festıvalin sponsoru Falez O- terdençıkıpjiplerüzerindehalkJaselam- laştı. karşılıklı çiçek alışverişinde bulu- nuldu, gülücükler dağıtıldı ve grup top atışlan eşliğinde yine otele çekilip festi- vali üç sinemada filmleri izleyen bir avuç sınemasevere bıraktı. Aynı akşam Altın Ponakal'a üs seçilen Atarürk Kültür Merkeziyanındaki pıramidin cumhurbaş- kanımız tarafından açılacak olması ilk gün. festıvale bol polis ve asfaltlama iş- çisı fıgürü de kattı. ama ikinci gün her şey normale döndü... Altın Portakal'ın olmazsa olmaz orga- nizasyon eksıkhkleri bu yıl azalmışa ben- ziyor. Oscar, Kültür ve Prestij sinemala- nndayanşmaya katılan uzunmetrajlarbeş seans gösteriliyor. AKM'de uluslararası kısa film ve video yanşması bu işe gönül vermişlerin katılımıyla sürüyor. akşamüs- tü birkaç sanatçı kent merkezınde halkla söyleşıyor. gece açık havada göstenm dü- rzenleniyorveılgıçe- kiyor. Orneğın çar- şamba gecesi Şampı- yonlar Ligı maçlan- na rağmen Yat Lima- nı'nda festivalın fil- mini tercih eden 250 kişilik bir seyirci var- dı. Gelelim filmlere: ilk gün izlediğimız dört yanşma filmin- den sonra jünnın bu yıl çok zorlanacağını düşünüyoruz. Birkaç yıldır alışmıştık; ıki tane ıyi fılm olurdu. birdebuçukkatıhrdı aralanna. Bunlar ödülleri paylaşıp ka- patırdı sezonu. Oysa birbıriyle kafa kafaya giden bu yapımlar arasmdan en iyiyi seçmek içinjürinin in- ce aynntılara giımesı gerekiyor bizce. Festivalin ortak yapımlı Eurûnages desteklı. ilk filmi Usta Beni Öldürsene, yeterli parayı bulamadığı için kafasında- kıleri tam yansıtamadığını sö>leyen Ba- nşPirhasan'ın tekniği ve anlatımıyla Ba- tı kulvannda yanşan yenı çalışması. Si- nemada ticari şansı ne olur bılemeyiz a- ma Sol Ayağun'da Daniel Day Lewis'in çocukluğunu canlandıran Irlandalı Hugh O'Cannor ve diğer oyunculann ölçülü performansıyla bizden Batı'ya bir pen- cere açıyor Ûsta Beni Öldürsene. Geçen yıl son anda Altın Portakal'dan çekilen ve Can- nesda Italya adına v anşan Hamam ni- havet Türkiye'de sı- nemseverin önüne çıktı. tstanbul man- zaralan. sünnet, ni- •;3n. bol bol yemek, tavla. hamam, ma- halle muhabbeti gı- bı bizden çok Batı- lıya ilginç gelecek, bızi de bir yabancı- nın içıne düştüğü şaşbnJıklarla yer y- er güldürecek sah- nelerle gelişen, an- cak bu tunstik gö- rüntünün yanmda hıç fazlalığı olma- yan bir dille ve tem- poyla insanıçi ilişkilen yansıtan Ferzan Özpetek, ilk uzunmetrajlı denemesinde başanlı. Iyi tanıtımla sezona şaşırtıcı bir tirajla girebilir Hamam. Zeki Demirkubuz'un merakla bekle- nen ikinci uzunmetrajlı filmi Masumiyet, hapisten çıktıktan sonra kendıne "temiz" bir yol çızmek isteyen, ancak toplumu yı- yip bitirmiş, kokuşmuş bir düzenın için- de yitip giden Yusufun (Güven Kıraç) öyküsü. Demirkubuz'un aniden hareket- lenen kamera deneyleri, Haluk Bilgi- ner'in karikatüre kaçan son kareler hariç usta işi oyunu ve bu yılı ödülsüz geçırme- yeceğini sandığımız Derya Alabora gibi biroyuncuyla Masumiyet, festivalin iddi- alı yapımlanndan biri.. Bizans'ın kuşatılması sırasında Os- manh'yı bırakıp surlann diğer yanında yaşanan aşkı, dönemin sosyal. kültürel ve politik yanını vererek de anlatmayı dene- ven Ersin Pertan'ın Kuşatma Alnnda Aşk'ı günün en fazla izleyici toplayan fıl- miydi. Araya serpiştirilmiş mizah bölüm- leri ve oyunculann iyi başardığı abartılı, teatral yorum ilgi çektı. ama yönetmenin yetersız çevTe düzenlemesi ve dekorhan- dikapını aşmak için ha> li zorlandığı ve kı- sıtlandığı dikkatlerden kaçmadı. Bu arada Portakal'ın müzik bölümün- de de büyük bir yanş yaşanacak. Ha- mam "ın Trancendental grubu. Kuşatma .Altında Aşk'ın Kâmran Inceimzalı kom- pozisyonlan, Usta Beni Öldürsene'nin Pe- terOgi'li müziğı ve Masumiyet'in Cen- gizOnural'ın kalemınden çıkrna melodı- leri çıtayı yukanya taşıdı. YAZI ODASI SELİM İLERİ Kitapevleri ^ TRT için hazırlanan bir çalışmada Keriman Ha- lis Ece'yi anlatacağım. Taksim'deyim. Erken bas- tıran, hüzünlü bastıran sonbahar altında duruyo- rum. Akhmda Keriman Halis Hanımefendi. On beş yılı aşkın olmalı. Karlı tipili akşam üstü Keriman Halis Hanım'ı Kadıköyü'ndeki evinde zi- yaret etmiş. uzun saatler sohbetini dinleme fırsa- tı bulmuştum. Cumhuriyet döneminin ilk yıllar coş- kusunu onun bütün varlığından hissediyordunuz... Şımdi Beyoğlu, Hasnun Galip Sokak'ta bir sa- haftayız, Kitapçı'da. Kamera önündeyim, konuşu- yorum. Oysa aklım bu kez kitaplarda, eski kitap- larda, tozlu kitaplarda, yıpranmış, yaraları sarılmış krtaplarda. Kitapçı, arkadaşım Serdar Işın'ınmış. Serdar'ı nice zamanlar var ki görmüyordum. Bu pazar Ta- rık Zafer Tunaya Kültür Merkezi'nde kitap müza- yedesi olacakmış; Serdar kataloğu verdi. Şöyte bir göz atıyorum. 9 numaralı kitap, Halûk Şehsuva- roğlu'nun Tarihî Odalar'ı: "Istanbul 1954, Inkılâp Kitapevi, 1. Baskı, VII + 176 s., Metin İçinde s/b desenler, 13.5x20 cm." "Osmanlı tarihi üzerine araştırmalanyla tanınan yazann en ilginç çalışmalanndandır. Çeşitli saray, köşk ve kasırlardaki iç mekânlann hoş bir üslûp ile incelendiği özel biryapıt." Neden yeniden basılmaz ki?! Müzayedede Samih Nafiz Tansu'nun da ki- taplan var. Bu unutulmuş yazann bir de unutulmuş romanı vardır: Bebek'te Akşam Oluyor. Otuz beş yıl öncesıne kadar vitrinlerde dururdu. Bir türlü edinememiştım; şımdiyse aranıp duruyorum. Eve dönerken, Bebek'te Akşam Oluyor'un vit- rinlerdeki o uzak görüntüsü, beni alıp dünkü kita- pevlerine götürdü. Kıtapseverler için kitapevleri tapınağımsı me- kânlardır. Ilkgençliğimin en güzel kitapevleriyse hep Ankara Caddesi'ndekilerdı. Gerçı Beyoğ- lu'ndaki Madam'ı, Kitapsarayı'nı unutamam, ama Ankara Caddesi'ndekiler daha bir 'geçmiş za- man', daha bir 'kitap kokulu'ydu\ar... Şair Gültekin Emre'nin yönettiği, Berlin'de ya- yımlanan Şiir-lik'inbusayısındayürekyakıcı bir ya- zı okudum: "Marga Schoeller'in Kitapevi." Marga Schoeller, Berlın'ın çok değerti bir kitap- çısıymış. Burada eski kitapları karıştırmaya gelenler ara- sında W.H.Auden ve T.S. Elliot'a rastlamak ola- sıymış. Sonra belediye başkanı Ernst Reırter... Hayır, bildiğimden, tanıdığımdan yazmıyorum adı- nı. Bizim belediye başkanlarımıza kıtapevlerinde hiç rastladım mı dıye düşünüyorum... Marga Schoeller 1929'da kitapevini açmış. In- giliz edebiyatından eserlere çokça yer verirmiş. Nazilerin benimsediği tek bir eseri satmamış; ter- sine, Nazilerce yasaklanmış kitaplan el altından satarmış. Bununla birlikte başanlı bir iş kadını olmamış Marga Schoeller. Parayı değil, sanatı yeğlemiş. Kitapevi yazarların, tiyatroculann, sanatçılannbu- luşma odağıymış. Benim altmışlı yıllarda Ankara Caddesi'nde da- dandığım kitapevleri elbette öyle değildi. Ne oku- ma günü, ne sanatçı mahfeli. Karanlık. loş, hep se- rin yerlerdi oraları. Kışın sac soba yanardı. Kitap- çılar yaşlı kimselerdi. lyice yaşlı olanları genç tez- gâhtarlarla bir türlü anlaşamazlardı. Yine de 'kitap' havası eserdi. Şımdi bu havayı bir tek eski kitap satan küçücük dükkânlarda so- luyabilirsiniz. Sayfaları açılmamış kitaplardı onlar. Alır, bir ko- şu eve gelir. kâğıt bıçağıyla sayfalannı hızlı hızlı açardım. Reşat Nuri'nin romanlan, Esat Mah- mut'un Son Tren'i. Kerime Nadir'ler. Muazzez Tahsin'ler... Yıllar var ki kehrıbar kitap açacağım sümsük sümsük duruyordu yazı masamda. Yapı Kredi Ya- yınları hıç olmazsa şiir kitaplarını açılmamış say- falar, kesilmemiş yapraklarla yayımlıyor da, aça- cak yine çalışmaya koyuldu. Ama yıllar var kı eski kitapevlerinin dünyasını 'yeni', modern kitapevlerinde asla yaşayamıyo- rum. Vltrinlerine bakıyorum, çekici gelmiyor ser- gilenen kitaplar. Içlerine giriyorum, kitap okurları- nın yalnızca günün moda kitaplarıyla ilgilendikle- rini çok üzülerek görüyorum. Kapılarından çıkar- ken, bilmem neden, hep bir eziklik... O soru yürek burkuntusu gibi: Bizim belediye başkanlanmıza, bunca yıl içinde, kitapevlerinde hiç rastlayabildim mi? Takvimde İz Bırakan: "Sevgi asansörüne ah / Beni hiç bindirmediler / Kalabalık çokça diye / Önünden de geçirmedi- ler." Salâh Birsel, Sevdim Seni Ey İnsan, Adam Yayınları, 1997. KÜLTÜR • ÇİZİK K A M İ L M A S A R A C I
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle