05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3EKİM 1997 CUMA * • • • CUMHURİYET SAYFA HABERLERIN DEVAMI 17 Zonguldak Y 23 Antalya Yurdun kuzeybatı ke- sımlerı çok bulutlu, Marmara, Kuzey Ege, Batı Karadenız ıle geç saatlerde Iç Anado- lu'nun kuzey batısı yağmur yef yer sağa- nak yağışlı dığer yerler az bulutlu ve açık ge- çecek. Hava sıcaklığı yurdun kuzeybatı ke- sımlerinde biraz arta- cak dığer yerlerde de- ğışmeyecek AVRUPA Oslo Helsınkı Stockholm Londra Amsterdam Brüksel Pans Bonn Y Y PB PB Y PB PB Y 1Ü 10 8 22 15 21 20 10 Münıh- Y 17 Mılano Beriın , Budapeşte. Madnd ' Viyana Belgrad Sofya Roma Atına Y Y A Y Y Y Y A 1b 17 25 16 15 16 24 27 PB 26 Moskova Aşkabat Almatı Taşkent Bakü Bişkek Tiflis Kahıre A PB PB B A PB A 32 28 30 27 30 22 30 Şam 29 İQÂJjik Sisli C~~~\ Balütlu k Çok Dulutkı ı Yağmufiu \*ww Sulukar GOK gurultutu G U N C E L CÜNEYT ARCAYÜREK • Baştarafi 1. Sayfada Yoksa, Musa'nın 10 emri ile Cum- hurbaşkanı'nın önce ad vermeksizin başkanlık sistemine değinmesini, ar- kasından da Türkiye'nin yapması ge- reken önemli atılımlan sıralaması ara- sında bir üslup benzerliğine mi bağlı- yor? Köşk'teki 4. yılında Demirel, 35 yıl- dır 7kez başbakanlığa gelmesini sağ- layan parlamenter sistemin artık "iflas ettiğine" inanıyor. Oyleyse; Demirel, inanmadığı birsis- temle "Yeni Türkiye inşa etmenin ola- naksızlığını"b\\e bile, neden TBMM'ye yeni ödevler sıralıyor? Önerdiği sistemde ılk "başkan" ola- cağına göre; olasıdır kı, daha bugün- den bir Başkan olarak Türkiye'ye ne- ler kazandıracağını bir bir sayma ge- reksinimi duyuyor. ' Bu açıdan bakınca; Demirel'in öne- rilehni bir çeşit, "müstakbel başkanın müstakbel programı" dıye yorumla- mak ve sıraladığı öğeleri başkan üslu- buna -şu biçimde- uydurmak gereki- yor: "Türkiye 'yi21. yüzyılda sürekli rejim sorununu tartışan bir ülke olmaktan çıkaracağım. Bu ülke, artık insan hak- lannı ihlal eden ülkeler sınıfında olma- yacaktır. Bu ayıbı sileceğim. Okullann oranını yükselteceğim, çağdaş ve kapsamlı eğitimi bir ülkenin en büyük servetine dönüştüreceğim..." 10 Emir, bir başkan üslubunda böy- le böyle sürüp gidiyor. Büyük basının da artık benimsediği, savunduğu, övdüğü Baba, kamu- oyunda oluşan "Başkanlık sistemini 'kendisi'/ç/n/sted/ö/"yargısındankur- tulma arzusunu kimi köşelerden du- yurmaya çalışıyor. Artık bellı oluyor; "kendisi için 'bir şey' istediğine işaret eden" yargıdan "rahatsız". Kurtulmanın yolu "Geçmişini ve böylece kendini inkâr etmek" hastalığı, önce basındaki kimi ünlülerde başladı. Son zamanlarda ün- lü siyasetçilere de sirayet etti. Cumhurbaşkanı Demirel, bugün başkanlık sistemi tartışmalarının "de- jenere edildiğinden" yakınıyor ama, tartışmanın gerçek mecrasına girme- sini sağlayacak çok basıt yol ve yön- temi uygulamamak ıçin hemen her ko- nuşmasında kaçamak yapıyor, hatta özen gösteriyor. Demirel sıyasal ve kişısel açıdan bir adım atarken, günlerce düşünen, ko- nuyu evırip çevirip kafasında irdeleyen bir doğaya sahip. Cumhurbaşkanlarını halkın seçme- sini önerdiği sıralarda, siyasal spekü- lasyonlarayol açmamak için sürekli, a- matitizlikle bu sistemin "benden son- ra uygulanması" diye bir vurgulama yapardı. Kahire'ye giderken yanına aldığı 4 gazeteciyle "havada düzenlediği basın toplantısı "nda, başkanlık sistemini tar- tışmaya açarken, bu kez "benden sonra " dememeye özen gösteriyor, ti- tizlikle kaçınıyor. Demirel'deki bu değişim, haklı ola- rak "kendisi için bir şey istediği" biçi- minde yorumlanıyor; yorum kanıya, yargıya dönüşüyor. Demirel, "tartışmanın dejenere" ol- masını engellemeyı istıyorsa, çok ba- sit biryöntem işletebilir. Ayaküstü söylemlerle sürdürdüğü tartışmaların içeriğine açıklık getirir, yön verir... Arada: "Kendim için 'bir şey' isti- yorsam namerdim" der. Böylece ola- yı normal boyutlanna indirgeyebilir, tar- tışmayı dejenere olmaktan kurtarabi- lir. Ozaman: Hazreti Musa'nın, affeder- siniz Baba'nın 10 emri, rayına oturur, açıklığa kavuşur. Üstelik baba-oğul ilişkisi sürüp gi- derken Mesut Yılmaz'ın kapalı bir top- lantıda başkanlık sistemine karşı çı- kan görüşleri hayli ilginç: "Kuşuru hep sistemde anyoruz. Ki- şilerde, kendimizde aramıyonjz hiç. Sistem yerine, onu oluşturan, uygula- yanlara bakalım biraz da. Başkanlıkya da yan başkanlık sistemleri için uygun değil, olgun değil Türkiye'nin yapısı. 50 yıldır uygulamakta olduğumuz sis- temi revize ederek devapn etmek da- ha doğru olur" diyor. Ya Musa olmak, ya Baba kalmak... Demirel birini seçmeli! Dıaleler usulsüz• Baştarafi 1. Sayfada - Gereksınımlenn çok üstünde direk ithal edıldı. Orman Bakanlığı depolannda direkler bekletılirken yurtdışından Kanada, Güney Af- nka ve Fınlandiya"dan stoklann uygun olma- sına ve bir kısım dıreğın Orman Bakanlı- gı'ndan karşılanacağı taahhüt edılmesıne kar- şın. dövız sıkmtısı çekıldığı 1994 y ılında (mü- fettış raporuna göre stokta 959 bın 176 adet di- rek bulunmasına rağmen) yurtdışından yıiksek fiyatla (dövizle) direk ıthal edıldı. tthal edılen direk sayısı iddıava göre 4 mılyon. Stok Mü- dürü Şükrü Yıkünm' ın ıfadesinden de anlaşı- lacağı gibi 800 bıninin kullanım ımkânı azal- mış - Direkier, stokta aşın bekletihyor. Alımı ta- ahhüt edilen 280 bin direk de > urtdışındaki > a- bancı firma depolannda bekletiliyor. Orman Bakanlığı'ıun vazdığı vanlarda alınması taah- hüt edilen direklerin alınmamasının ülke eko- nomisine büvük zarar verdiği belirtildiği hal- de ithalat sürdürüldü. Buna bağlı olarak. 4 mil- yon izolatör takoz da kullanım alanı kalmadı- gı için depolarda bekletiliyor. - Hurda kablo yolsuzluğunda ıddiaya göre. 2 bın 450 ton hurda kablo satıldı. Müfettış ra- porlanna göre 2 bın 306 ton belediyelere sa- tıldığı varsayılan hurda kablo. belediye dışın- dakı şırketler tarafindan alınıp satıldı. Ankara Ticaret Odası 'nın 24 Kasım 1995 tanh ve 4656 sayılı yazıiannda, 1993-1994 tarihlerinde be- lirtilen kablonun satış fıyatı 100 bin Türk Li- rası. - lnterstar'ın 41 milyar 402 mihon 474 bin 595Bra,HBB"nin 107milvar711 niih»n69bin 45 lira, Art \a\ıncılık"ın (Kanal 6) toplam 18 miKar 113 miKon 959 bin 125 lira ve 1 mihon 2 bin 778 ABD Dolan tutanndaki borçlanna rağmen verilen hizmet sürdürüldü. - Müteahhıt fırmalann. mılyarlara varan ıs- tihkaklan usulsüz olarak erken ödendı. - Başbakaniık Vüksck Denetleme Kuru- lu'nun raporunda da belirtildiği gibi 395 kalem yan iletkon malzemenin alımıyla ilgili ihale. PTT .\lırn Satım Yönetmeliği'ne avkın ger- çekleştirildL - AR-GE'de (Telekom'un yan kuruluşu) 60 dolara mal edılen 4-3 ankesörtelefon makıne- si kart modülü pıyasadan 75 dolara (500 adet) ıstendı. -Barm an "da Türkiye KalkınmaBankasfnın haczi bulunan bina. 300 milyar liraya alınma- ya çalışıkİL Dosya Hazine Kontrolöıier Kuru- İu'nda oııay beklhor. - Genı; er fırmasının ıddıasında belırtılen ve kurum tgırafından da 1996 yılı ihalesinde fark edılmesi sonucu ortaya çıkan gerçek fiyatla- nnın çok üstünden kuruma kablo almdı. Böy- lece kurum tnlyonlarca lira zarara uğratıldı ve bu yolla çıkar saglandı. Servetlen gözaltında tutuian, iddianamede, yurtdışı yasağı konul- ması ve ehliyetlennin alınması istenen 34 bü- rokratın isimlen şöyle: Necdet Akkuş. Levent Akyön. Osman Çan- dır, Ikram Yaşar. Yılmaz GöraL Ökkeş Selım Alıcı. ^*nel Çeltik. Velı Bettemır. Yurda Gü- ven Bejaz, Mehmet Güler, Hüseyin Baku Tur- gay Üçöz, Tahsin Ilgar. Oğuz Tezmen. Erdinç Ozkan. Samı Kuran. Şevki Develioglu. Alı Oguz. Alustafa Gültetdn, Adem Arslan. Orhan Ayaz, Şahap Nazmı Öztohum. Süleyman Sinan Amiklıoğlu. Mehmet Cengiz Bulut, F. Yuksel YaranjJÜmeB, Alı trfan Ertürk, Mehmet Taşal- tm, tbr ahim Ozdemır Olcay. Sami Topai Cen- gız Arıık. Nilüfcr Gürter, Dıcle Eroğlu. Erdo- ğan Ullusoy, Tufan Yuruç. Bu arada dün gaze- temizde yayımlanan "Servetteri yurtdışında" başlık lı haber nedenıyle Oğuz Tezmen' m avu- katı H asan Bıyıklı müvekkilının, eşinin ve ço- cuklannın "yurtdışmda taşınmaz \eya beyan edilen. dışında herhangi bir malvariığı bulun- madığmı" bıldırdı. Cumhuriyet 90 bin lira • Baştarafi 1. Sayfada ._• .• arttınrlarken. avnı gnıbun -moda olan söy- leyişle havuzun- kimi gazeteleri de fiyatlannı düşük tutarak zararlannı aym gnıbun paha- lı gazeteleriyle karşüavabiliyorlar. Çünkü u- cuz ve pahalı gazetelerin fivatlan. aym gnıp içinde ortalama maliverin paçal olarak den- gelenmesini sağlıyor. Türkiye'nin tek bağun- sız fikir gazetesi olan Cumhuriyet'in bu kar- maşa ortamındaki dunımu belHdir. Enflas- - yon nuzırı arttınlmasını da zonınlu kılmaktadır. Ancîık bu artışın bir bölümünü okurianmı- za yansıtma konusundaki titiziiğimizi de ko- rumııktayız. Bu nedenle bu kez de fıvaümızı yüzd e 20 dolayında bir arOşla belirledik. Cııımhuriyet'in okurlanndan başka da\a- nagı voktur. Bağımsızlığımızı korumak için başk^ seçenegimiz bulunmamaktadır. Cum- huriyet'in gerçek sahibi okurlardır. G Ü N D E M MUSTAFA BALBAY • Baştarafi 1. Sayfada yorduk. Ama, atanan kişi hiç değilse o ku- rumda çalışıyor olur, o işten anlıyor olur, iktidara gelen partıye yakın olmanın avan- tajını kullanırdı. Şimdi öyle değil. Başına geçeceğiniz kurumun işlevinden haberdar olmanız şart değil. Artık uzmanlık ya da dıploma bağı gerekmiyor, "kan" bağı yeterli... MTA'da yaşananlar bunun tipik örne- gi- 1935 yılında enstitü olarak kurulan M- TA, sadece maden kaynaklanmızı sapta- makla kalmadı, bu alana çok sayıda ye- tişmiş eleman verdı. Ülkemizdeki maden fakültelennın çoğunda MTA elemanlannın harcı var. MTA her darbeden payını alan kurum- lardan. 1971'de, teknik personel, 10195 sayılı özel yasa kapsamından çıkanldı, 657'ye dahil edildi. Bu durum pek çok ye- tişmiş elemanın kurumdan aynlmasına neden oldu. 1980'in 24 Ocak Kararlan, kurumun iş- levıne, 12 Eylül kararları da niteliğine dar- be vurdu. MTA, altyapı hizmeti üreten ku- rum olmaktan çıkanlıp ticari kuruluş ha- line getırilmek istendi. 1983'te genel müdürlüğe dönüştürül- dü. Geldık bugüne. REFAHYOL hükümeti maden deyınce koltuk madeninı anladığı için MTA'da bunlardan ne kadar var diye baktı. Bir ka- lemde, Genel Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Güner Ünalan'ı, Jeoloji Etüllen Dairesi Başkanı Evren Vargın'ı, Jeofizik Etütleri ' Dairesi Başkanı Tamer Gürsoy'u. Son- daj Daire Başkanı Abdullah Güngör ü, Enerji Ham. Etüt Dairesi Başkanı Burhan Korkmayer'i, BDT Dairesi Başkanı Se- vim Yıldınm'ı, Teftiş Kurulu Başkanı Cengiz Mutlu'yu görevden aldı. Devamı gelecekti ki, Çiller'in başba- kaniık nöbeti tuttu, REFAHYOL hapı yut- tu. Bu arada görevlerinden alınanlar da yargı yoluyla geri döndü. Bu Dursun üstte dursun... Gelelım bu aşamadan sonrasına. MTA çalışanları yeni hükümetle birlikte işlerin rayına oturacağını düşünmüşlerdi, kara- ya oturacağını nereden bilsinler. En azından DSP etkeninın daha farklı bir yaklaşım doğurabileceğini düşün- müşlerdi. ANAP'ın 1980'li yıllardaki hükü- metlerinde de bakanlık yapan Rüştü Ka- zım Yücelen'e bağlanan kurumun Genel Müdürü Ziya Gözler, Etibank'ın genel müdürlüğüne atandı. Yerine de Dursun Cengiz Atak getırıldi. MTA'nın arşivlerinde gözden kaçan bir durum olmamışsa Atak, mühendıs kö- kerüi olmayan ilk genel müdür. MTA'nın iş- levi ve geleneği mühendısliğı gerektiriyor. Daha önceki dönemde görevden alı- nanlann yargı yoluyla gerı döndüğünü dikkate alan yeni yönetim, maden yerine bunu aşmanın yolunu arar. 14 Ağustos'ta Resmi Gazete'de bir yö- netmelik değişikliği yayımlanır. Üç ay sü- reyle. evet sadece üç ay süreyle genel müdür yardımcısı, daire başkanı ve böl- ge müdürlerınin müfettışlik kadrosuna atanabıleceği belirtılir. Müfettişlik hak kaybına neden olmaya- cağı ıçin yargı yolu kapatılmış olur. Artık ıstedığin kadar tırpanla... Operasyonu yönetecek kişi de Genel Müdür Dursun Cengiz Atak'tır... Iki adını da yazdık ki, herkes bilsin. Zira kurumda Cengiz'i kullanıyor, kimi yerlerde Dur- sun'u. Atak, 13 Nısan 1970'te öldürülen Dr. Necdet Güçlü olayına karıştığı gerekçe- sıyle yargıtanmıştı. Bu davada huküm gi- yen Ibrahim Doğan şımdi Meclis dokto- ru. Yargılanan Atak da MTA'nın genel mu- dürü. Neymiş? Demek ki bundan sonra ku- rumların tepesinegelmek için akraba ba- ğının yanı sıra mahkeme bağı da gereke- cek. Devlet memuru olacaklann dol- duracağı bilgi formuna, "Kaç davadan yargılandınız" sorusu da konulsa yeridır. Atak'ın yargılanması sürecinde bılgi boşlukları var. Dıyelim ki tarriamen suç- suz, bu da olasılık dahilınde. Ama, madencılik sektörüyle hiçbir ilgisı yok. Ekonomı Fakültesı mezunu. Emeklı San- dığı'nda memur olarak çalışmaya baş- lamış. Sonra Ulaştınma, Sanayı ve Kültür bakanlıklarını dolaşmış. 1992'de MTA Idarı Işler Şefi, 1993'te bu daırenin baş- kanı, 1996'da Genel Müdür Yardımcısı, 1997'de Genel Müdür. Görülüyor ki kimi kadrolaşmalar hükümetler üstü. Ne diyelim? Bu Dursun üstte dursun... Varsın adam vursun... H A F T A L I K M İ Z A H D E R G İ N IZ TAM ZAMAMINPA geldi! ^ Alp Tamer Ulukılıç Altay Martı Aptülika Aydın Gündüz 6. Bayram Bülent Arabacıoglu Erdal Belenlioğlu Faruk (Caraçay Ferhan Şensoy Fikret Bekler Kayhan Erkan Metîn Nakyeri Musa Gümüş tiuri Kurtcebe Sefer Seivi Sencer Serhat Gürpmar £unay Akm Tarık Tolunay Ümit Atalay Vedat Özdemiroglu Zafer H E R P E R Ş E M B E B A Y İ L E R D E !
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle