27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
28EKİM1997SALI CUMHURİYET SAYFA EKONOMI KISA...KISA... • TOTAL'ın tzmir'in Aliağa ilçesi Karaağaç mevkiindc inşaatı devam eden 20 milyon dolar yatınm bedelli akaryakıt dolum tesislerinden sonra, 6 milyon dolar yatınm tutanndaki Likit Petrol Gaa (LPG) tesisleri vapunuıa başlandL • DİABET ve Beslenme Derneği ile Tüketıciyi Koruma Demeğı (TÜKODER), şeker hastalannın uluslararası belgelerde tanımlanmış haldanna dayanarak hastalar için kampanya başlattı. • TÜRKveYunanlı dericiler karşüıklı bilgi alışverişinde bulunmak amacıyla 30 Ekim'de bir araya gelecek. 20 kişilik bir heyetle Türkiye'ye gelecek olan Yunanistan deri sanayicilerinin, Türkiye deri sanayicilerinden çevreyi korumaya yönelik bilgi alacaklan belirtildi. • DEVLET Bakanı Işın Çelebi, Washing- ton'dakı temaslanna dün başladı. Çelebi, Türk hükümetinin ekonomik programını anlatacaklannı ve Türkiye ile ABD arasındaki ticari ilışkilerin geliştirilmesi için çaba göstereceklenni ifade ettı. Işın Çelebi, Başbakan'ın aralıkta ABD'ye yapacağı gezinin altyapısını hazırlayacaklannı da belırtti Çelebi, Washınton Enstıtüsü taraftndan 8'incı Cumhurbaşkanı Turgut Özal anısına düzenlenen toplantıya da katılacak. • EKONOMİK ve Sosyal Konsey toplanüsmın. 7-15 Kasım tarihieri arasında \apılması planlanıyor. Ekonomik ve Sosyal Konsey 'in bürokratlar, bakanlar ve srvil toplum kuruluşlanndan oluşan geniş kapsamlı ikinci toplantısının ana gündem maddesi, sosyal güvenlik reformu olacak. • BORLJSAN Makina'nın Bakû Tesisleri, Azerbaycan Başbakan Yardımcısı Abid Şerifov tarafından açıldı. Çaterpillar'ın Azerbaycan'daki tek yetkili temsilcisi olan Borusan Makine, tesislerin yapımına Ocak 1997 tarihinde başlamıştı. • ZORLU Holding'e bağb Denizbank, ilk şubesini Trabzon'da açarak start aldı. Bankarun genel müdürii Hakan Ateş, 2000 yilında 1 milyar dolaıiık aktif büyüme ve 125 milyon dolarlık özvarhğı hedeflediklerini bildirdL YAPI^KREDi • DUFF and Phelps Çredit Rating Ço. (DCR), Yapı Kredi Bankasfnın iç ve dış kredibilitesine ilişkin notlan açıkladı. DCR, Yapı Kredi Bankası'na uzun vadeli Türk Lirası borçlanmalan açısından BBB -. kısa vadeli TL borçlanmalan açısından da D-2 notu verildi. • NEVŞEHİR Bakkallar ve Bayiler Odası Başkanı Yavuz Göncü, Nevşehir'de marketlerle rekabete gircmeycn mahalle bakkalı sayısınm her geçen gün azaldığuu belirterek son iki ayda 30 mahalle bakkahnın iş terki verdiğini bildirdi. Yatınmcılar devletin bölge için açtığı paketi 'zulüm paketi' olarak adlandınyor Güneydoğu4 gölge' istemiyorMERİHAK7TARIKY1LMAZ ŞANUURFAAIARDtN - Yıl lardır "hayaü paketierle", çeşitlı "muafiyet" sözlenyle oyalanan Güneydoğulu artık devletten ken- disine engel olmamasuıı istiyor. Terörden kurtuluşun ancak "eko- nomik kalkınma" ile sağlanacağı- na ınanan ve devletin de bu ger- çeğı görmesini isteyen Güneydo- ğulu yatıruncılar, devletin bölge için uyguladığı politikalan eleşti- riyorlar. Türkiye'nin yıllardır "kanayan yarası" olan Güneydoğu, bugün- lerde ekonomik kalkınma için ça- lışıyor. Bugüne kadar açılan 25'e yakın paket, çeşitli muafiyet söz- lerinin hiçbirinin yerine gelmedi- ği. kamu bankalan dahil hiçbir fi- nans kuruluşunun ek garantiler al- madığı için kredi vermediği Gü- neydoğulu yatınmcı, bugüne ka- dar gerçekleştirdiği "öz kaynak yaünmJannı" sürdürme amacın- da. Bu aşamada devletten sadece "ahyapı yatuTmlan"nı tamamla- masmı isteyen Güneydoğulu ya- tınmcı özellikle 1996'dan sonra EGS'yle gerçekleştirilen ortak ya- tınmlann başanya ulaşrnasıyla bır- likte yüzünü tekstile çevirmiş. Adı- yaman, Şanlıurfa, Mardin ve Di- yarbakır'da ilk konfeksiyon atöl- Yatırımcımn istekleri? Yabnmcı devletin uyguladığı politikalan eteştiriyor. # Bölgede organize sanayi böl- gelenne önem verilsin. Buralann öncelikli olaıak alt yapı yaünmla- n tamamlansın. Bubölgelere yatı- runlarböylelikle cazip hale getiril- sin. 0 Bölgemizde eğitimli işgü- cüne büyük ihtiyaç var. Bunu sağ- layacak okullann açılması ve eği- tim kadrolannın gönderilmesi ge- reldyor. • Şu ana kadar gerçekles- tirilen yatınmlannbüyük bir bölü- mü öz kaynak. Bölgede yatınm içindışkaynaklarbulunmah. Dev- let bunlan bölgeye kaydırmalı ve yannmcının önü açılmah. 0 Özel- likle kamu bankalannın bölgeye ucuz kredi verdiği haberieri asılsız. Bankalar kredilerde büyük zorluk çıkanyor. ilk önce bu zorluklar or- tadan kaldınlsm, ardından bölge- deki yatınmcıya düşük faizli kre- di saglansın. # KOBt kredilen için bölge gayrimenkulleri garanti ola- rak kabul edilmiyor. Bunlann ka- bul edilmesıni istıyoruz. 0 Böl- geden artık ihracat yapıyoruz. An- cak buradaki bankalar sadece vez- ne ışlemleri yapıyor. Mardin'de ne kamu ne de özel hiçbir banka kam- bio işlemi yaprruyor. Akredirif aç- mıyor. Bunlar artık ihracat yapı- lan bu bölgede gerçekleştirilmesi gereken şeyler. 0 Kalkınrnada ön- celikli yöre kavTamı Güneydoğu için çıkanldı. Ama kalkınmada ön- celikli il sayısını 54'e çıkardılar. Bu kadar çok il olunca, biz gerek- li yardımlan alamıyoruz. yelerini biraz şüpheyle de olsa açan yatınmcılar, kısa sürede ya- kaladıklan başannın ardından bu alandaki çalışmalannı yoğunlaştır- dılar. Devletin "görmezden" gel- diği bu çalışmalan gerçekleştiren yöre yatınmcısı devletin boşluğu- nu batılı işadamının doldurması- nı istiyor. Şanlıurfa Polat Tekstil or- taklanndan Reşjt Polat,yaünm ya- parken 65 milyar lira kredi talebin- de bulunduklannı ancak, bankala- nn ek teminat istemeleri nedeniy- le bunu alamadıklannı söylüyor. Batı'daki "Güneydogu'da kredi- ler hortumlanıyor" bâkışının doğ- ru olmadığını ısrarla \iırgulayan Polat, "Güneydoğu'dayangın var. Bu yangını söndürmemiz lazım. Bunun için de batılı işadamlan bu- raya koşarak gelmeli, yabrun yap- k dedi. 4 öğretim üyesirun girişimleriy- le kurulan Gün Tekstil'in ortakla- nndan Kasım Yenigün, 1996'da başladıklan çalışmalarda hep öz kaynaklannı kullandıklannı ve şu ana kadar buyatınmdan 1 lirapa- ra kazanamadıklarını söylüyor. Hükümetlerin teşvik ve muafiyet sözlerini anımsattığımız Yenigün, "Ne teşviği, ne muafiyeti? Bu ana kadar hiç bir teşvik kullanmadık. BölgeyeEGS'nin önerisi Ege Giyim Sanayicileri (EGS), Güneydoğu Projesi adı altında bir araya gelerek 1996'nın Temmuz ayında Tekstil Yatınm Holding'i (TYH)kurdu.TYH'nin amacı yerel yahnmcılarla ortaklık kurarak projeden cesaret alan bölge girişimcilerini tekstil yatırımlanna yönlendirmek. 10 milyar lira sermaye ve 20- 30 konfeksiyon makinesiyle işe başlayan tüm atölyelere TYHenfazlayüzdel5 oranında ortak oluyor. Mart ayında üretime başlayan atölyeler tamamen ihracata yönelik olarak çalışıyor. Kısa sürede 6 milyon markhk ihracat gerçeklestirilen atölyelerde yıl sonu ihracat hedefı 8 milyon mark. 1998 yılmda ise 30 milyon mark ihracat hedefleniyor. Holding yönericileri, şirkete yüzde 15 ortak olmalarına karşın yönetimi ellerinde tutuyorlar. Yerel girişimciyi üretim konusunda yetiştirdikten sonra pazarlama, satış, tedarik konusunda eğitim veriliyor. Holding, yerel girişimcinin kendi ayaklan üzerinde durmasıyla yönetimle birlikte yüzde 15'lik payını da devredebüiyor. öncelikle ham bezden tişört imal edilen atölyelerde TYH, zamanla ipUk, çırçır, örgü ve ham bez üretimini de kapsayan entegre fabrikalar kurulması için çalışmalar yapıyor. Devletten teşvik istemeyen TYH yönericileri, kuruluşlanna öncülük ettiği konfeksiyon atölyeleri için sadece Güneydoğu'ya verilmesi düşünülen yüzde 50 ucuz elektrik, sosyal güvenlik payım devletin ödemesi gibi konulann zaman geçirilmeden çözümlenmesini istiyor. Ege'de 400'ü askın tekstil üreticisinin bir araya gelerek oluşturduğu Ege Giyim Sanayicileri Dış Ticaret Şirketi'nde tütn ortaklar firma bazmda temsil ediliyorlar. Şirketin yönetimi profesyonel yöneticilere devredilmiş durumda. Kısa sürede genişleyen EGS'nin dış ticaret şirketi yanında bir bankası, bir nakliyat ve gümrükleme şirketi ve bir sigorta şirketi de bulunuyor. CAP'ta bölgesel program İsrail tanmsal işbirliği istedi Dış Haberler Servisi - lsrail'in, Türkiye ile as- keri işbirliğinin yanı sıra, tanmsal alanda da işbir- liği yapmak istediği bil- dirildi. tsrail'in Ankara Büyü- kelçiliği tkinci Sekreteri Nissan Amdor, Türki- ye'nin tsrail'den milyon- larca dolarlık tanmsal araç-gereç satın aldığını belirterek ülkesinin ta- nmsal alanda, özellikle de GAP'ta Türkiye ile iş- birliği yapmak istediğini söyledi. lsrail'in sulama, hay- vansal ürünler, seracılık ve tohum ekimi konusun- da iyi bir yerde olduğu- nu söyleyen Amdor, ülke- sinin bu alandaki biriki- minı Türkiye ile paylaş- mak istediğini belirtti. Amdor, lsrail'in tanmsal alanda, Mısır, Ürdün ve Filistin ile birlikte yürüt- tüğü bölgesel program- lar dışında Rusya, Çin. Özbekistan ve Kazakistan ile işbirliği içindebulun- duğunu sözlerine ekledi. Amdor, lsrail ile Tür- kiye arasındaki işbirliği- nin sadece askeri alanda düşünülmemesi gerekti- ğini belirterek ülkesinin Türkiye ile her alanda iliş- kilerini geliştirmek iste- diğini söyledi. Türkiye ve lsrail arasında geçen yıl 460 milyon dolara erişen ticaret hacminin. 2000 yı- lı ile birlikte üç katına çı- kanlması hedefleniyor. Hep öz kaynağımızla geldik bura- lara"' diye konuştu. Mardinli yatınmcı ve Karabo- ğa Şirketler Grubu Yönetim Ku- rulu Başkanı Bedrettin Karabo- ğa'nın, "devietten teşvik istemiyo- ruz" oluyor ilk sözü. Yıllardır böl- genin teşvik edildiği yolunda ha- berlerin çıktığını ancak bunlann asılsız olduğunu sa\aınan Karabo- ğa," Vergialmayucagız. sigorta al- mayacağız, elektriği ucuzverecegiz diyortar. Biz bu yatınmlan yap- masaydık, zaten devletin alacağı bir vergi sigorta primi ya da elekt- rigi kuilanacak bir tesis olmaya- caktı. Şimdi büyük teşviknüş gibi kDnuşuyDiiar. Bu tesfeler hiçbirteş- vik alınmadan kuruldu. Devletin "destek vereceğim" sözüyleyola çıkaniann tamamlayamayıp ya- run bıraktıklan tesisleri ber yerde görebilirsiniz" dedi. Türkiye Kalkınma Bankasf nın da bölgeye gerekli teşviki sağla- madığını belirten Karaboğa, şöy- le devam etti: "Ben teşvik paketi- ne zulüm paketi diyoruın, başka birşey değil. Bunlar zulüm paketi. Yatınm yapmak isteyenin anasını ağlatan paketlerdir. Yatınm ta- mamlanana kadar teşvik verilmi- yor. Sonra vergi indirimi sağtam- yor! Ben böyle yatınmı ne yapa- yım?" Akbay: Tekel çağ atlayacak NtLÜFERŞENSÖZ DİYARBAKIR- Tekel, artık yabancı rakiplenyle mücadele edebilecek. Diyarbakır'da Tütün Işleme Fabrikası'nın açılmasıyla Tekel, dünyada yılardır uygulanan teknolojiyi Türkiye'ye getirdi. 2!aman zaman özelleştirilmesi gündeme gelen Tekel, yerli ve yabancı kuruluşlarla işbirliğine giderek yatınm ihtiyacının karşılanması konusunda atağa kalktı. Pasif pazarlama anlayışı ile satış yapan Tekel, rekabetçi bir yapıya kavuşması için birtakım işbirliği imkânlannı araştmyor. Tekel Yönetim Kunılu Başkanı ve Genel Müdürü Mehmet Akbay, Diyarbakır Tütün tşleme Fabrikası'nın, türündeki ilk fabrika olduğunu söyledi. Akbay, bu teknoloji ile Doğu ve Güneydoğu tütünlerinin alındığı yıl işlenebileceğinı belirtti. Böylece tütünlerin aynı yıl işlenmesi ile ürünlerdeki olumsuz gelişmelerin giderileceğini ifade eden Akbay, fabrikada yılda 2 vardiya olmak üzere 28 bin 800 ton tütün Mehmet Akbav işleneceğini bildirdi. Tütünün 20 bin tona yakın bir bölümünü iç tüketimde kullanmayı planladıklannı açıklayan Akbay, kalan 8-10 bin tonluk bölümünün de talep durumuna göre ihracat imkânına kavuşacağını öne sürdü. Akbay, Güneydoğu Bölgesi tütünlerinin geleneksel Türk tütünlerine göre büyük yapraklı tütünler ve damarlı olduğunu, bu nedenle Amerikan tütünleri gibi işlenmesi gerektiğini vurguladı. Fabrikada tütünlerin, damarlannın ayıklanarak kurutulacağını söyleyen Akbay, yurtdışından ithal edilen tütünlere benzer bir ambalaj içerisinde sıgara fabrikalannda kullanılacak ya da ihraç edileceğini bildirdi. Tekel Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Akbay, bu teknolojinin Türkiye'ye neden geç geldiği sorusunu da "Geçmiş \illarda, 25-30 bin tonlardald tütün üretimi rakamının 90-100 bin tonlara çıktı, bu denli büyük miktardaki tütünü iç tüketimde kullanma ve tüketme mümkün olmadı" şeklinde yanıtladı. Akbay. bu tür tütünlerin böyle bir işlemeye uygun olup olmadığı konusunun önce araştınlması gerektiğini, bu nedenle epeyce zaman kaybedildiğini sözlerine ekledi. Akbay, Yabancı sigaralann 1986'dan itibaren Türk pazanna gırmelen ile yüzde 100 Türk tütününden yapılan sigaralann pazar paymın yüzde 50'lere kadar gerilediğıni hatırlattı. Beymen, Kastamonu'da el dokumacılığını canlandıracak 6 Toprağından aldığını toprağına ver' FATMA KOŞAR KASTAMONL'- Kastamonu'da bir zamanlar binlerle ifade edilen el dokuma tezgâhlan şimdi onla- ra düşmüş durumda. Bu nedenle Beymen tarafından hazırlanan bir projeyle Kastamonu'da el dokuma- lan yeniden canlandınlacak. Muğ- la, Yeşılyurt ve Denizli'de oluş- turduğu koleksiyonuna yeni bir tarz kazandırmayı amaçlayan Bey- men. son yıllara kadar adından "d dokumaahğı''yla söz ettiren Kas- tomunu'yu çalışma alanı olarak seçti. Kastamonu Valiliği Sosyal Yar- dımlaşma ve Dayanışma Vakfı ve Beymen'in işbirliğiyle başlayan proje kapsamında, dokuma tez- gahlannın sayısınm 100'e çıka- nlması hedefleniyor. Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı Başkanı Ata Erdoğdu. ge- çen yıllarda 143 bin tane dokuma tezgâhının faaliyet gösterdiği Kastamonu'da, el doku- macılığının yok olduğunu belirterek, göste- rilen çaba sonucu bu yıl tezgâh sayısını 57"ye çıkardıklannı ve gelecek yıl sayıyı 100'e ulaş- tırmayı hedeflediklerini söyledi. Kastamonu el dokumalan projesi çerçeve- sinde Kastamonu'ya bir gezi düzenleyen Bey- men, koleksiyonda el dokumalannın üretildı- ği Kastamonu Atölyesi'ni ve değişik köyler- deki ev içi dokuma tezgâhlannı tanıttı. Pro- jenin, evinde çalışmak isteyen köylüye ek ge- lir sağladığı vurgulanırken, yok olan el doku- macılığının geliştirilmesiyle birlikte Kasta- monu ekonomisinin yeniden canlanacağı kay- dedildi. Beymen Genel Müdürü Nur Akger- man. Beymen Yönetim Kurulu Başkanı Os- man Boyner'in Kastamonulu olduğunu anım- satarak projenin "toprağından aldığını topra- ğına ver" mantığını geliştirdiğini ve Beymen için hem manevi hem ticari bir anlam taşıdı- ğını ifade etti. KUR'AN'IN YANLIŞ TEFSİRLERİ, TOPLUMU SARSIYOR! CUMARTESİ GECESİ'NİN ATEŞİ: ŞEBNEM DÖNMEZ ADLİYE KORİDORLARINDA ŞİDDET NEDEN ÖNLENEMİYOR? TRAFİK FELAKETİNDE SUÇ-ÇIKAR İLİŞKİSİ AKKUYU'DA NÜKLEER KANDIRMACA Ml? SOL, İSTİHDAM SORUNUNA NASIL BAKIYOR? • MİLYON OOLARLARIYONETEN BANKACI: SAIM SANU • DEVLET BAKANI MET1N GURDERE. "KARADENI7E SILAH VERİLHEYECEK" • GUMRUK BIRLK3ISONRASITURKIYE-ABIUŞKILERI t BOSNA CELLATLARI SANIK SANDALYESINDE • IRAKTA TURKMEN SESI • ANKARA KUUSt VE MUSA KARTIN ÇtZGILERİ Nokta Dergisi* internet Web Adresiıhttp^ w-H~w.med*ate\t.a>mJ nokta Nokta Dergisi, E-Maü Adresi: İŞÇİNİN EVRENİNDEN ŞÜKRAN SONER Zaman Akıp Gidiyor Yılmaz hükümetinin ikinci yüzgünü ıçindeyiz. Bir- den anımsadım. Çiçeği burnunda hükümetin ön- celikleri için hep "Meclis tatilinden sonra" denil- mişti. Ortada ciddi işler yapmaya kararlı, üstelik ne yapacağını da bilen bir hükümet var gibiydi. Tek- nik hazırlıklar için Meclis tatili kullanılacaktı. Meclis açıldıktan sonra her nedense, hüküme- tin ilk kuruluş aşamasındaki önceliklerinin önem- li birbölümü unutuldu. Dahadoğrusu REFAHYOL hükümetinin düşürülmesi ve koalisyonun oluşma- sına basamak yapılan gündem atlatıldı. 8 yıllık ke- sintisiz eğitim, o da başarısı için özen gösterilme kaygısı olmadan gerçekleştirilmekle, olabilecek en uzun süreli bir iktidar hak edilmiş kabul edili- yor. Yüz gün üzerine hükümetin başta Başbakan olmak üzere yetkili ağızlannın söylemleri ile koalis- yonun oluşum, ilk kuruluş aşamasındaki söylem- leri, sayılan önceliklen hele bir karşılaştıralım. Çak- tırmadan çark ediş o zaman daha iyi anlaşılıyor. Geçiş hükümeti kavramını kastetmiyorum. Ko- alisyon ortakları zaten geçiş hükümeti kavramını sevmemiş, başarabilirlerse uzun ömürlü bir iktida- raniyetlenmişlerdı. Ama Türkiye'nin kaostançık- ması için bu koalisyona yüklenmiş çok önemli bir misyon da vardı. Bu koalisyon, toplumun parla- mentoya, siyasi partilere, liderlerekaybolan güve- nini tazelemede, uzun süreli de olsa bir geçiş hü- kümeti olacaktı. Hani hukuk devletinin. demokrasinin önünü tı- kayan kanallar açılacaktı? Çetelere ilişkin kamu- oyunun yoğun baskısı hiç kalkmadığı halde, he- nüz dokunmazlıklara yönelik sözlerin ötesinde atıl- mış cıddi bir adım yok. Siyasi partiler, sendikalar, sivil toplum örgütlerinde demokratikleşmeyı sağ- layacak, rejimde yaşanan tıkanıklığı açacak. hu- kuk devtetine doğru sotuk aldıracak konular ise gün- dem dışı. Siz seçim düzenine, yasalarına ilişkin bir ciddı hazırlık duyuyor musunuz? Diyelim ki, seçimi anımsatmamak üzere, bu ko- nular bilinçli, özellikle geriye atılıp gündemden dü- şürülüyor. Insan haklan, düşünce suçlan, çeteler, uyuşturucu, basın, rüşvet ve kaçakçılığı önleme- ye ilişkin bir dizi yasal değişiklik, uygulama çok acil değil miydi? Yılmaz hükümeti, bütün uygulamaları ile önce büyük umut olup, yarını hiç düşünmeden kendi- sıne açılan kredileri hızla tüketen diğer hükümet- lere benziyor. Rejimi kurtarmak gıbı bir misyonu da üstlendiği için belki de en az şey beklenerek en çok kredi verilmiş hükümet olmanın şansını çok kötü kullanıyor. Zaman hızla akıp gidiyor. Iktidardan düşmüş, yıp- ranmış, kapatılma tehdidı altındaki Refah'ın, Çil- ler'ın çökerttıği DYP'nın, dağılmış görünen MHP'nin. sağın şeriatçı, ırkçı, milıtanst, aşiretlere, tarikatla- ra dayalı, köşe dönmeci, rantçı, vurguncu güçle- rın tabanları üzerine yapılan hesaplar, yine de- mokrasiyi, hukuk devletini, rejimi kollama kaygı- lannın önüne çıkmış, ağır basmış bulunuyor. •28 Şubat müdahalesi, en az onun kadar etkili, kaygıların buluşmasında oluşan toplumun rejime, hukuk devleti ve demokrasiye sahip çıkma ittifa- kı, bir büyük güç ve baskı etkinliğini yitiriyor. RE- FAHYOL'un yarattığı gerilim ve rejim ittifakı zayıf- larken, Yılmaz hükümetinin de oluşum, var oluş gerekçesi unutuluyor. Hükümet uygulamaları hız- la diğerlerinin bir kötü kopyası niteliğine dönüşü- yor. Türkiye aynı kaosun içine sürükleniyor. Eşber Yağmurdereli'nin tutuklanışını seyre- den, Çeçenistan eyleminin sanıklannın kaçışına izin veren iktidar uygulamalarını sadece beceriksizlik olarak yorumlamak çok yanlış. Tek tek koalisyon ortaklarının liderleri, bakanlar farklı demeçler ver- seler de ıktidarın daha önceki iktidarlara benze- me yolundaki kabuk değişiminin tipik göstergele- ri. Hükümetin yeni çizgisinde düşünceyi suç say- mayan demokrasiye geçiş için ciddi çabalara yer olmayacakgibi. Çeçenistan eyleminin sanıklannın kaçırılması ise devletin saygınlığının. ciddiyetinin, sorumluluğunun yok olması olarak değil, bir yer- lere mesaj vermenin güzel bir aracı olarak değer- lendiriliyor olabilir. REFAHYOL iktidannın düşmesi ile toplumsal di- namiklerin kabuklarına çekilmesi, 8 yıllık kesinti- siz eğitim ve Yılmaz hükümetinin iktidara gelişini yeterli güvence sayma, bir anlamda rahatlama ve gevşeme büyük bir yanılgı olacak. Türkiye'nin di- namikleri hızladeğişmezse, Yılmaz hükümeti, Tür- kiye'ye çok fazla zaman kaybettiren, kaosu büyü- ten, 12 Eylül sonrası hükümetlerin bir kötü kop- yası daha olarak ömrünü tamamlayıp gidecek. Harb-is arastırması Ücretlerdeki kayıplar karşılanmadı ANKARA (Cumhuri- yet Bürosu) -Ücret \ e ma- aşlann 199"? yılında yapı- lan artışlara karşın alım gücündekı düşüklüğü ko- ruduğu ortaya çıktı. 1993 yılında alım gücünü 100 kabul eden Harb-lş araş- tumasında, bu yılın ilk 3 aylık ortalamasında kamu işçi ücretlerinin reel dü- zeyinin 65.8'e, özel sektör- de 73. l'e indiği; memur maaşlannın da yine bu yı- lın ilk 9 aylık dönemınde verilen artışlara karşın an- cak 96.4 düzeyim yakala- yabildiği saptandı. 55. hü- kümetin istikrar paketi çer- çevesinde hazırladığı büt- çeyle 1998 yılı için öngö- rülen yüzde 50'lik enflas- yon oranında artış yapıl- ması durumunda da ücret- lerdeki erime devam ede- cek. Harb-Iş'in Bölüşüm llişkileri Bülteni'nde ya- yımladığı araştırmasında, memur ve işçi ücretlerin- deki kayıplar karşılanma- dığı için reel düzeylerin- deki düşüklüğün devam ettiği saptandı. Araştırmada, kamu ke- siminde çalışan işçilerin ücretlerinin özel sektöre göre daha hızlı düştüğüne dikkatçekilerek "1993 yı- lı baz alındığı takdirde, 1997 yüı iribarıyla, özel imalatsanavündeki işçi üc- retlerinin satın alnıa gücü yüzde 28, kamu kesimin- deldleriseyüzde31 oranın- da düşmüş bulunuyor. İş- çi ücretfcrininişverene ma- Ûyeti de özel imalat sana- > iinde.yineaynı dönemde yüzde 28.7 oranında düş- müş bulunuyor" denıldı. Araştırmaya göre 1993 yılında alım gücü 100 olan kamu işçisi ücretınin reel düzeyi, toplusözleşmelenn imzalandığı 1997 yılının ilk 3 aylık döneminde 65.8'e, özel sektördeki iş- çi ücretlennin reel düzeyi de 73.1'eindi. Yine 1993 yılında alım gücü 100 kabul edildiğin- de memur maaşlannın, bu yıl içinde yüzde 30'luk ocak zammı, ortalama yüzde 14 ek zam ve yüz- de 35'lik temmuz zamla- nna karşın 1997 yılının ilk 9 aylık dönem ortalama- sında ancak 96.4 alım gü- cü düzeyini yakalayabildi- ği belirlendi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle