Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28EKİN1997SALI CUMHURİYET SAYFA
KULTUR 11
Doris Lessing, otobiyografisinin ikinci cildinde geçmişi irdeliyor ve dürüst bir özeleştiri yapıyor
'Edebiyat beni deürmekten kurtardı'Kültür Servisi - Gençlığınde ınsanı
ayakta tuan umutlar, inançlar, hedefleryıl-
lar sonri gözden geçinldiğinde. kimi za-
man delük gibı görünür... O zaman ne ya-
par insar? Geçmışıni tanhe gömmeye ça-
lışabılir. ICendı kendısiyle alay edebılir.
Kendinı haklı çıkaracak gerekçeler bul-
maya çalışabilir. Ya da bunlann hepsin-
den dahi zor olanına kalkışabilir: Kendi-
ni yargıimadan ya da gerçeklen saptır-
madan, ner şeyi olduğu gibi anlatmak...
Ünlü yazar Doris Lessing, otobiyografi-
sinin şusıralaı yayımlanan ikinci cildin-
de işte bu yolu seçmış: bir dönemin tari-
hıni ve olgulannı gözden geçıriyor. geç-
mişı irdeliyor ve dürüst bir özeleştin ya-
pıyor.
Doris Lessing, otobiyografisinin ilk
cildindeCUnderMySkiır), Rodezyada
(bugün Zimbabvve) geçen çocukluğunu,
geçirdiğı ılk evlıliği ve yazarlık kariyeri-
nın ilk dönemıni anlatmıştı. ikinci cilt
kaldıgı yerden, 1949 yıhnda 30 yasınday-
ken küçük oğlu, ılk romanınm müsved-
desi ve cebinde 150 sterlinle Londra'ya
gidişiyle başlıyor. Parası, Londrada bir da-
ire kiralamasına yetıyor, romanı yayıncı
buluyor ve başta büyük zorluklar çıkaran
küçük çocuk da zaman içınde uslanıyor.
Böylece Lessing, savaş sonrasınrn yoksul.
sıkintüı. bombalardan nasıbmi almış Lond-
ra'da zaman içinde kendini 'evinde' his-
sediyor Ancak Lessing'in otobıyografi-
si, bu aynntılann ötesınde bir yaşamı an-
latmaya adanmış: Bu, sol düşünceye tut-
kuyla bağlı bir kadının yaşamı ve aşkla-
n...
Doris Lessing, 1950'liyıllannbaşında
Komünist Partı'ye üye oluyor. Kitabmda
anlattığma göre o dönemde bile bu, ken-
disine bıraz tuhaf geliyor. Çünkü Sovyet-
ler Birliği 'ne şüpheli bir yaklaşımı var, tn-
giliz Komünist Partisi 'nin merkezinin bu-
lundugu King Sokağı'ndaki atmosferi
sevmiyor. Orada gerçekleştirilen toplan-
tılara katılmayı sevmiyor, Stalin ile ilgili
çıkan söylentılere inanıyor. yumurta kır-
madan omlet yapılamayacağını savunan
yoldaşlannı duydukça sinirleniyor. Öte
yandan, zaten uzun zamandır sosyalist
olan Lessing. Londra'daki sınıf aynmını
görünce düşüncelenne daha çok sanlı-
yor. Londra'da tanıştığı aklı başında in-
sanlar da komünist. Aynca yaptığı poli-
tikanın bir anlam ıfade etmesini. deyim
yerindeyse. 'annesini kızdırmanın', bur-
juvaziyi şaşırtmanın ötesinde bir hareke-
tin içinde bulmak istiyor kendini. Ve böy-
lece, yeni bir yaşam başlıyor Londra'da...
Komünist Parti'ye katılmasıyla birlik-
te, yurtdışında çeşitli kongrelere katılma-
ya başlıyor Lessing. Kitabında, N'aomi
Mitchison ile birlikte Sovyetler Birligi'ne
yaptıklan bir zıyareti de tüm aynntılany-
la anlatıyor. Orada gördüğü ve duyduk-
lanndakı 'kabasaygısızlıklardan' söz eder-
ken arkadaşı Mitchison, Sovyetler'de ar-
tık özgür aşka karşı hoşgörülü yaklaşıl-
madığına \e yalnızca sosyalist gerçekçi
tarzda resimlerin yapıldığına dikkat çe-
kiyor. Mitchison. bir parti yetkilisiyle bir-
likte sergi gezerken bir resımde gördüğü
inekleilgilı "Buineğisağmakgerek" de-
dığinde. yetkili, "Sovyetler'deinekleriıni-
ze iyi bakanz" diye yanıtlıyor.
Doris Lessing, otobıyografisinde bu
gibi anılan anlatırken şaşkınlığını sakla-
mayarak Lenin'in "işeyarayan salaktar"
dediği Batılı aydmlardan biri olarak ça-
ğımızın en korkunç diktatörlüklerinden bi-
rini destekleyebilmiş olmasını düşünü-
yor. "Bugün geçmişe dönüp bakbğımız-
da, kendimizio kadar ciddhe almış olma-
ıruznesaçmagörünüyor" diyor Lessing
ve bunun nedenlerini araştınyor.
İçinde yaşadığı tarihsel dönemi aynn-
tılanyla anlatan, bir yandan da gençlere
tarih dersi verip sıkmaktan çekindiğıni
söyleyen Doris Lessing, o günlerde poli-
tikanrn yaşamın her alanına sızdığını an-
latıyor. 1950'li yıllann tngilteresi'ni ru-
tubetli evleri, elektrik sobalan, korkunç
yemekleri, içilmezkahvesini, uyku saati-
nin asla gece 10'u geçmediği yaşam tar-
zını anlatırken Soğuk Savaş dönemınin ln-
gilteresi 'ne dair gerçekçi bir pencere açı-
yor.
Otobiyografısinde, o dönemde yaşa-
dığı aşklan da anlatıyor Lessing ve hayal-
kınklıklanm... Çek bir psikiyatrist ile ro-
mantik bir Troçkist olan Amerikalı gaze-
teci Clancy Sigal'den özellikle söz edi-
yor. Her ikisı de yaşamlanndakı öteki ka-
dınlann yanında Lessing ile birlikte olmuş;
ünlü yazar bu ilişkilerin kendisini yıprat-
tığını saklayamıyor. Öte yandan, hayatta
kımsenin. "bir erkeğe gereksinim duvan
kadmlarkadar' aptal olamayacağını söy-
lüyor. Kitabında aşk ile politika arasın-
da benzerlikler kuruyor Doris Lessing:
Her ikısı de insanın umutlanyla oynuyor
ve o umut çoktan tükendiğinde bile, 'za-
valb bağunlT onu canlı tutabilmek için
herşeyı deniyor.
Kitabında sık sık yinelediğı bir söz var:
"Bütünyumurtalanmı aynısepetekovma-
dm hiç." Lessing'in yaşamında, sözünü
ettiği öteki sepet, "benidelirmektenkur-
tardı" dediği edebiyat. "Çevremdeki in-
sanlann sürekli kalbi kmİıyordu, herkes
sürekli bunalıma giriyordu. Ben bu or-
tamdan kendimi soyutlayarak Altın Def-
ter'i yazıyordum" diyor.
Yazarlık yaşamından pek söz etmiyor
Doris Lessing. Bir yazann yaşamınınge-
nelde 'renksiz' olduğunu söylüyor: Yara-
tıcılığı besleyen sürekli depresyon hali, sı-
kıntı... Ancak son yıllarda edebiyat dün-
• Doris Lessing'in "Gölgede
Yürümek" adlı otobiyografik
kitabı, ünlü yazann gelişiminde
önemli rol oynayan bir dönemi
ve yaşadıklannı anlatırken
ilginç bir tarihsel kesite güçlü
gözlemleriyle katılan bir
yazann düşüncelerini aktanyor.
yasının da giderek ticarileştiğine işaret
ediyor ve kimi yazarların bırer meta ha-
line geldiğini söylüyor. Kendi kitaplan
arasmda başansız bulduklan var; bunlar-
dan bin de Altın Defter. Okurlanndan
mektup aldığı zaman seviniyor, ama yaz-
dığı bir romanın yaşamını değiştirdiğini
söyleyenlere inanmıyor.
Kitabında bol bol "ders de veren" Do-
ris Lessing, yine de kendisini "bümişyaş-
bbirtsyze"ye dönüştürmek ısteyenlere kı-
zıyor. Eğer öğretecek bir şeyi varsa, o da
"dünyayı degistirmek çabasuun çok zor-
lu, çokyavaş bir süreç oktuğu" ve insanın
bu arada "içsel geüşiminidegözardı etme-
mesi gerekiiğr_ Lessing'in 'içsel gelişi-
mi'nde Sufizm de rol oynamış ama bun-
dan hiç söz etmiyor.
Doris Lessing'in "Gölgede Yürüroek"
adlı otobiyografik kitabı, ünlü yazann
gelişiminde önemli rol oynayan bir döne-
mi ve yaşadıklartnı anlatırken ilginç bir
tarihsel kesite güçlü gözlemleriyle katı-
lan bir yazann düşüncelerini ıktanyor.
ProfiAfife
Batttr, Pref.
NurAkmve
Ayşe
Kantarctoğlu
katdıyoriar
Türk Günleri'nde
İtalyanlara ders
Kültûr Servisi - Prof Afi-
feBatur. Prof. Nur Akın ve
Mımar Ayşe Kantarcıoğlu.
2"-28 Ekım tarihlerinde To-
rino Üniversitesi tarafindan
dûzenknen "Türk Günle-
ri'nde. davet üzerine, yük-
sek lisans v e doktora öğren-
cıierine ders verecekler. Prof.
Afıfe Batur. iki ders halınde.
"Geç Osmanlı Dönemi Mi-
nMrisi"ni, ve "Türkiye'de
Çalışan İtahan Mimarİar'"ı.
frC Mımarhk Fakültesi Res-
torasyon Ana Bilim Dah Öğ-
retim Üyesi Prof. Nur Akın
da "Türkiye'de Koruma ve
Restoras>on" \ e "Günümüz
İstanbol'unda Koruma So-
nnlan" konulannı anlata-
caklar.
Istanbul'daki Cumhurbaş-
kanlığı (Huber) Köşkü'nün
restorasyon projelerini ha-
zrlayan, daha sonra kontrol
nühendislığini yapan Mi-
nar Ayşe Kantarcıoğlu ise
restorasyon ve sorunlar. do-
lûmanlar ve restore edilen
bölürcler arasındaki ilişki-
br koausunda proje ve do-
lûmanlar üzerinden bilgi ve-
rscek.
Prof. Afife Batur, aynca
Horarsa Üniversitesi'nin da-
vetlisı olarak 23-25 Ekim ta-
nhlennde Viareggio'da dü-
ienlenen uluslararası bir
«mpozyuma da katıldı. 'Or-
mrtafct MimarininGefişimi
1
tonulu sempozyuma Avru-
ja ve Doğu Akdeniz ülkele-
inden elliye yakın bilim
Kİam. katıldı.
Banır, oryantalizmin Is-
anbumimarlığındaki katkı-
Hnı İKekyen bir bildiri sun-
(fcı: "Oryantalizm uzun bir
arihisöreç içindeA\Tupa'da
ylişcn bir sö>lemdi. 18. y üz-
-Maönce A>rupa'da klasik
tşı )eni kaynaklar arayan
nimırlar, komşu coğrafj'a-
lara }önelmişler vebu arada
Balkınlar'dan Afrika'ya ka-
dar uzanan Osmanlı dünya-
sından. özellikle de tstan-
bul'dan oldukça esinlenmiş-
lenü. Bu esinlerlezenginleşen
Oryantalizm, 19. yüzyılda
Avrupa sınırlarının dışına
çıkö. Batı'nın Doğu'ya ba-
kışının söylemi olan Oryan-
talizm. adeta tersinden oku-
narak Doğu'nun Baö'vı kav-
rayişı, aynı zamanda kendi-
ni BaO'nın gözüyle yeniden
tanımlama. Bu model hem
Avrupak hem de Osmanlıy-
dı. Bu da Oryantalizmin ye-
ni kimlik ka\Tamını tenisil
ediyorgibialgüanmasuıa ne-
den oluyordu."
Mimarlann
serbesttiği
Bu arada mimarlıkta kay-
da değer bir gelışme yaşan-
dığından ve Istanbul'da Ba-
tılı biçimlerle hâlâ güçlü olan
geleneksel bıçimlenn birle-
şiminden özgün biroryanta-
list önerinin ortaya çıktığmı
belirten Batur, bu oluşumda
mimarlara tanınan serbest-
liğin de payını vurguluyor:
"A\Tupa'da katı bir akade-
mizm içinde çalışmak duru-
munda olan mimaıiar, İstan-
bul'dadaha rahattasanmlar
vapabilmişlerdi. Bu haliyle
Istanbul'daki oryantalist mi-
mari evrensel mimari ile ge-
leneksel mimari arasmda sa-
hmyordu. Bu salınım da İs-
tanbuloryantalizmine olduk-
ça özgün bir konutn sağladı.
Bu düşüncemi acıklamak için
özeDildeBeylerbeyi veyanmış
olan Çırağan saraylarından
ve Şale Köşkü'nden bazı a>-
nntüar üzerinde durdum.
Ama tezime esas olacak ör-
neği, İtalyan Mimar Monta-
nıveAksaray'dakiValideCa-
misi'nin miman olan Sarkis
Balyan 'dan hareketle,oryan-
talizmin Osmanlı mimarla-
n üzerindeki etkileri oluş-
turdu."
Son albümünde Türk ezgilerine de yer veren Loreena Mc Kennitt etiketlerden rahatsız
6
Müzîkfetıdiistrisisığ ve kısır'
GÜLERÇETtN
Kelt kültür mirasının izlerini
ararken soundunu Ortadoğu'ya ka-
dar taşıyan trlanda asıllı, Kanada-
lı müzisyen Loreena Mc Kennitt,
Akdeniz'deki keşiflerini yansıttı-
ğı son albümünde 'Marco Polo'
adlı parçayla Türk ezgilerine de
yer veriyor. Türkiyeli izleyiciler
'Mevlana' adlı parçanın kullanıl-
dığı bu parçadan önce de yoğun il-
gi gösteriyorlardı Mc Kennitt'e.
Sanatçının 'The Vısit' albümü 70
bin. 'The Mask and The Miror' al-
bümü 80 bin, 'Wmter Garden' al-
bümü de 60 bin satmıştı Türki-
ye'de. Lorenna Mc Kennitt, Tür-
kiye'de ulaştığı bu yüksek satış
grafiği nedeniyle Balet Plak'tan
altın plak almak ve yedinci albü-
mü 'The Bookof Secrets'ı tanıtmak
için Türkiye'deydi:
- Müziğinizin dünyanın dört bir
yanmdaki insanlardan brnük ilgi
görmesini nasıl açıklıyorsunuz?
Mc Kennitt - Emin olun bunun
nedenini ben de tam olarak bile-
miyorum. tnsanlann dikkatini çe-
ken şey sanınm müziğimdeki duy-
gusal boyut. Ben duygularda yo-
ğunlaştığım için insanca bir şey-
ler hisseden herkes bir şeyler bu-
luyormüziğimde. Düzenlemelerin
derleme nitelığinde olması da et-
kili sanınm bu ilgide. Bir de insan-
lar Kelt ezgilerini yakın buluyor-
lar kendilerine.
- Pek çok külrürün müziğini bir
araya getirme süreciniz nasıl ger-
çeleşiyor?
Mc Kennitt - Öncelikle araştır-
ma yapacağım bölgeyi ve dönemi
belirliyorum. Pek çok değişik ki-
tap okuyarak bölge hakkında bil-
gi topluyorum. Kültürlerini, efsa-
nelerini, geleneklerini öğreniyo-
rum. Daha sonra da bu bölgeyi zi-
yaret etmeye çahşıyorum. Kültü-
rü daha iyi tanıyabilmek için ha-
vayı, toprağı, iklimi, sokaktaki mü-
ziği içime sindiriyorum. Bütün bu
bilgiler bir araya geldikten sonra
ortaya çıkan albüm benim kişisel
seyahatimle biçimlenmiş oluyor.
- Ziyaretettiğiniz bölgelerde çok
kısa bir süre kalmanıza karşın ge-
leneksel müziği modernize ediyor-
sunuz. Bu biraz riskli degil mi? Bir
de akademik çe% reler çalışmalan-
nıza nasıl yaklaşıyor?
Mc Kennitt- Ziyaret ettiğim böl-
gelerde uzun süre kalmamamın
bir eksiklik olduğunu ben de ka-
bul ediyorum. Ancak ben bu sü-
reci bir gezginin öğrenebileceği
her şeyi önceden araştınp, o böl-
gede kaldığı sürece de bunlan tec-
rübe etmesine benzetiyorum. Aka-
demistler daha zor ve karmaşık
konularla ilgjleniyoriar. Farklı açı-
endimi trlandalı sanatçı olarak da
tanımlamak istemiyorum. îzleyicilerin ne
tür müzik dinledikleriyle ilgilenmemelerine
karşın sadece pazarlama kaygılanyla bu tür
tanımlamalara gerek duyulması rahatsız
ediyor beni. Açıkçası biraz sığ ve kısır
buluyorum müzik endüstrisini. Bu tür
etiketlerle uğraşıp müziği moda bir ürüne
indirgiyorlar. Spice Girls'ü yarattılar örneğin. Kadın
müzisyenler pazan, İrlandalı şarkıcılann pazan gibi
pazarlar yaratıyorlar. Bu müziğin niteliğine.
sanatçılara olduğu kadar albümlere, kasetlere para
yatıran izleyicilere de büyük saygısızlık.
lardan yaklaşıyoruz müziğe. An-
cak belirgin bir tepki yok müziği-
me yönelik olarak.
-Müziğinizle kimlere ulaşmayı
amaçbyorsunuA hedefkitJeniz kinı?
Mc Kennitt-Özellikle ulaşmak
istediğim bir sınıf yok. Ben sade-
ce sevdiğim ve ilgilendiğim mü-
ziği yapıyorum. Beğenen herkese
açık müziğim. Öte yandan pazar
için hazırlanan müzikler de var.
Ancak gerçek müzısyenler yarat-
ma süreçlerini bu tür bir üretim
sürecine dönüştürmemeli kesin-
likle.
- Geçen yıl gerçeklestirdiğimiz
söyleşide mü/iğinizi hiçbir katego-
riye ko>inadığının sö> lemiştiniz.
Son dönemlerde ise Batı müjiken-
düstrisi ve müzikbasını nıüzikteka-
dmlarm egemenliginin hâkim oldu-
ğuna değinerek Spice Girls'ü >«
sizi bu başannın örnekleri olarak
sunuyor. Öte yandan sizi ve En-
ya'yı Irlandah kadın sanatçdarola-
rak etiketliyor. Bu konuda neier
söyleyeceksiniz?
Mc Kennitt - Kendimi trlandalı
sanatçı olarak da tanımlamak is-
temiyorum. Üstelik doğru bir ta-
nım da değil bu. Marco Polo'nun
trlanda müziği olduğunu savuna-
maz hiç kimse. tzleyicilerin ne tür
müzik dinledikleriyle ilgilenme-
melerine karşın sadece pazarlama
kaygılanyla bu tür tanımlamalara
gerek duyulması rahatsız ediyor
beni. Açıkçası biraz sığ ve kısır
buluyorum müzik endüstrisini. Ya-
pacak başka işleri yokmuş gibi bu
tür etiketlerle uğraşıp müziği mo-
da bir ürününe indirgiyorlar. Spi-
ce Girls'ü yarattılar örneğin. Biryıl
boyunca bu kızlan etek boylann-
dan, kıyafetlerinden, saçlanndan
konuşuldu. Gelecek yıl başka mo-
dalar yaratacaklar. Kadın müzis-
yenler pazan, İrlandalı şarkıcıla-
nn pazan gibi pazarlar yaratıyor-
lar. Bu müziğin niteliğine, sanat-
çılara olduğu kadar albümlere, ka-
setlere para yatıran izleyicilere de
büyük saygısızlık. Bu nedenle be-
nim tarzım. para ve gücün hâkim
olduğu bu dünyayı rahatsız etti.
Çünkü benim müziğim moda de-
ğildi. Denetimleri altına almaya
alışık olduklan şekilde gelişmedi
hiçbir şey. Bu nedenle de endüst-
rinin yarattığı etiketlere ihtiyaç
duymadan pazarlıyorum hâlâ mü-
ziğimi.
- Marco Polo'nun oluşum süre-
cini anlaûr mısınız? Mcviana ezgi-
sini kuOanmadan önce tepki alabi-
leceğiniz yönünde kaygüaruuz ol-
dumu?
Mc Kennitt - Sanatçı olarak be-
ni heyecanlandıran ya da ilgimi
çeken müziklere yöneliyorum. Bu
nedenle işin başındayken tepki alıp
almayacağım konusunda kaygı
duymuyorum hiç. Bir Ortadoğu
melodisi ile trlanda melodisini bir
araya getirmeye çalışıyorduk. An-
cak deneysel olarak değişik bir ça-
lışma olmasına karşın müzikalite
açısından doğal bir ezgi yakala-
yamadık bir türlü. Ancak Mevla-
na'yı dinlediğimde istediğim pro-
jeyi bu parçayla gerçekleştirebi-
leceğimi hissettim. Üstelik Türki-
ye'de ne kadar popüler olduğunu
da bilmiyordum bu parçanın.
-İrianda müziğinin kendi özeDik-
lerini koru>abümesinde bir ada ü\-
kesi ohnasûıın da etkisi var mı?
Mc Kennitt - Elbette var. Avru-
pa'da insanlar ülkeler arasında se-
yahatler edip kültür alışverişinde
bulunurken trlanda kültürü her tür-
lü etkiye kapah kaldı uzun süre. An-
cak en ilginç nokta bu kültürün
çok uzak yörelerden ve çok eski za-
manlardan izleri hâlâ taşıyor ohna-
sı. Çok bilinen trlanda ezgileriyle
Hint ezgileri arasında büyük ben-
zerlik var. Bu kültür Uzakoğu'dan
kuzeye kadar taşındıktan sonra bu
adanın içinde günümüze kadar
taşınmış.
Prenses Diana anısına konser
• Kültür Servisi -
lngılız grup Oasis,
Pans'te vereceği
konserin tüm gelirinı
Diana'nın anısına
AIDS demeğine
bağışlıyor. 4 Kasımda
gerçekleşecek olan
konserle ilgili olarak
yapılan açıklamaya göre, grubun Pans konserini seçme
nedeni Prensesin Pans'te yaşamını yitirmesı.
MDT iki temsille Kahire'de
• ANKARA (AA) - Her sezon sanatseverlerin büyük
beğenısıni toplayan Modern Dans Topluluğu (MDT).
Mısır'ın Kahıre Operası'ndan aldığı bir davet üzerine,
Cumhuriyet Bayramı kutlamalannı burada vereceği iki
temsille gerçekleştirecek. Kültür Bakanı Istemihan
Talay, bakanlığının yurtiçi ve yurtdışındaki etkin
sanatsal çabalannın süreceğini. sanata ve sanatçıya
desteklerinin devam edeceğinı söyledi. Talay. Devlet
Opera ve Balesi (DOB) bınasında düzenledıği basın
toplantısında, DOB'un önümüzdekı günlerde yoğun
bir yurtdışı programı olacağını; Hırvatıstan, Fas.
Rusya, Danimarka, Pakistan ve lsveç"te turnelerin
süreceğıni kaydetti.
Oyun Yanm Yarışması
I Kültür Servisi - Tiyatro ve Telev ızyon Yazarlan
Derneği 1997'98 sezonu etkinliklerini "Oyun Yazım
Yanşması" ile açıyor. Türk Tiyatro Kültürü ve
yazmına katkıda bulunmak, Ulusal tıyatromuza yeni
oyunlar lcazandırmak amacıyla düzenlenen yanşmanın
son başvuru tarihı 31 Aralık. Üç büyük ve üç
özendirme ödülünün verileceğı "Oyun Yazın
Yanşması" yaş sının olmaksızm. hiç oyunu
oynanmamış tüm tiyatro dostlanna açık. Yazarlar
yanşmaya en çok iki yapıtla katılabilır. lçerik \e biçim
sınırlamasının olmadığı tek ya da iki perdelik
yapıtlann katılacağı yanşmanın bugüne dek hiç oyunu
sahnelenmemiş yazarlara açık olması Türk tiyatrosuna
yeni yazarlann katılmasına kapı açıyor.
Yeni bir dergi: 'Yaşasın Edebiyat'
• Kültür Servisi - Mıllıvet
Dergi Grubu. edebıyatçı ve
eleştinnen Hikmet
Altınkaynak'ın yönetımmde 1
kasımda "Yaşasın Edebiyat'
adlı yeni bir aylık dergi
yayımlamaya başlıyor. Dergi
yönetimi, amaçlannın edebiyat
alanında yepyeni ve olumlu bir
ortam oluşturmak olduğunu
belırtiyor. Lise ve ünıversite
gençliğınin, amatör > azar ve
şairlenn yazı ve şiırleriyle yer alabilecekleri dergıde,
usta şair, öykücü ve denemeciler de hem yazı yazacak,
hem de 'danışmanlık' yapacaklar.Danışma kurulunda
Oktay Akbal, Ataol Behramoğlu, Nüket Esen. Vedat
Günyol, Doğan Hızlan, Zülfü Livaneli, Erdal Öz.
Yüksel Pazarkaya, Ülkü Tamer ve Buket L'zuner yer
alıyor. Dergi, 16. Uluslararası tstanbul Kitap Fuan
(Tüyap)'nda 'Şıir Paneli' düzenlıyor. 1 kasım
cumartesi günü A Salonu'nda saat 18.00'de başlayacak
olan paneli eleştirmen, Hürriyet Gazetesi Yaym
Danışmanı Doğan Hızlan yönetecek. Panele
•konaştBacı olarak Salah Bırsel, Yüksel Pazarkaya,
Fendun Andaç, Turgay Fişekçi, Enver Ercan ve Bejan
Matur katılıyor.
Xoğul Tüpkiye' konseri Fransa'da
• Kültür Servisi - Balık Ayhan ve Grubu, Kotchak.
Metın-Kemal Kahraman ve Grubu. Muammer
Ketençoğlu-tvi Dermancı. Ömer Özkalp. Sara
Alexander-Nedim Nalbantoğlu, Trio Aksak 2 Kasım
pazar günü saat 14.30'da Fransa'da Arap Dünyası
Enstitüsü'nde 'Çoğul Türkiye' başlıklı bir konser
verecekler. Irkçılığa Karşı Mücadele Yılı'
çerçevesinde gerçekJeştenlen etkinlikler, son yıllarda
artan ırkçı yönelimlere dikkat çekme> i. kıtleleri
bilgilendirmeyi ve Avrupa toplumlannın çokuluslu
yapısını gözler önüne sermeyi hedeflıyor. Konserde
Türkiye'nin etnik, tarihi ve kültürel çeşitlilik açısından
sahip olduğu zenginliğin ortaya çıkanlması
amaçlanıyor.
HiUer'in tablosu açık arttırmada
• Kültür Servisi -Adolf Hitler"ın 1916yılında 1.
Dünya Savaşı sırasında askerliğıni yaparken çizdiği
sanılan bir suluboya tablo Londra'nın doğusundaki
Brigg kasabasında açık arttırmayla satışa sunulacak.
Uzmanlar, bir savaş sahnesını betımleyen resmin sahte
olduğunu öne sürerken müzayedeyı düzenleyen R.
Horner. "Resmin A. Hitler tarafindan yapılmış
olduğunundan son derece eminiz" diyor. Adı
açıklanmayan bir kişi tarafindan müzayedeye sunulan
resmin açılış fıyatı 1600 dolar. Resimde A. Hitler
imzası yer alıyor. Hitler 1. Dünya Savaşı öncesınde
Viyana'da resimle ilgilenmış, iki kez Güzel Sanatlar
Akademisi'nin sınavlanna girmiş fakat başansız
olmuştu. Brigg Müzayede Evi, geçen yıl da Hıtler'in
olduğu sanılan bir başka resmı 4000 dolara satmıştı.
Michael Douglas ödülünü aldı
• Kültür Servisi - Amenkalı
aktör ve yapımcı Michael
Douglas geçen hafta sona
eren Chıcago Uluslararası
Film Festivali'nde "Yaşam
Boyu Başarı" ödülünü aldı.
Douglas; "Fatal Attractıon",
"Wall Street". "Basic
Instinct" ve "Disclosure"
gibi filmlerdeki başansından
dolayı bu ödüle layık göriildü. "One Flevv Over The
Cuckoo s Nest" ve "The China Syndrome" gibı
filmlerin yapımcılığını üstlenen Douglas. "The Game"
isimli fitaıde de rol alıyor.
Cafe Gramofon'da jazz siirilyor
• Kültür Servisi - Cafe Gramofon'da jazz. sezona
Amerikalı ve Avrupalı jazz'cılarla devam ediyor.
Bugün, 5 Kasım çarşamba ve 6 Kasım perşembe
günleri saat 22.30 - 01.30'da Mack Goldsbury, Önder
Focan, Stephan Weeke ve Ernst Bıer'den oluşan "Ernst
Bier - Mack Goldsbury Quartet" cazseverlere hoş
anlar yaşatacaklar.
Uons Kulübü'nden eğitime katkı
• Kültür Servisi - Çağdaş Beyoğlu Lions Kulübü'nün
eğitime katkı amacıyla dün akşam düzenlediği Zerrin
Özer konseri 27 Aralık pazartesı günü AKM Büyük
Salon'da yinelenecek. Konserin gelıri Beşiktaş
bölgesinde bir okulun yapımında kullanılacak.
Özakman'ın kitabı yayımlandı
• Kültür Servisi - TRT'de yayımlanan 'Kurtuluş'
dizisinin yazan Turgut Özakman'ın 'Vahidettin,
Mustafa Kemal ve Milli Mücadele' adlı araştırma
kitabı Bilgi Yayınevi tarafindan yayımlandı.