07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
23 EKİM 1997 PERŞEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Avrasya Feribotu'nu kaçırmak suçuyla tutuklanan hükümlülerden ikisi daha firar etti Cezaevinden sırayla kaçıyorfarBURSA (Cumhııriyet) - Avrasya Fe- ribotu'nu kaçırmak suçundan Imralı Ya- n Açık Cezaevi'nde yatan hükümlüler- den ikisi daha firar etti. Avrasya sanık- lanndan Vlshan Abdurrahmanov ile Muhammed Emin Tokcan da bir süre önce firar etmişlerdi. lmralı Yan Açık Cezaevi'nde yatan Abhaz mahkûm Roki Ghsba ile Çeçen mahkûm RamazanZubaroyen'in önce- ki gece saat 22.00'de yapılan sayımda koguşlanndaolmadıklan belirlendi. Ce- zaevinde sabah ve akşam olmak üzere günde 2 kez sayım yapıldığını belirten yetkililer, iki hükümlünün en son saat 20.00 sıralannda cezaevindeki ankesör- lü telefondan görüşme yaparken görül- düğüne dikkat çektiler. îstanbul Devlet Güvenlik Mahkeme- si'nce 8 yıl 10 ay 20'şer gün hapis ce- zasma çarptınlan mahkûmlann fırannın güvenlik güçlerine bildirildiğini kayde- den cezaevi yetkilileri, infaz konıma memurlannın da 14 kilometrekare bü- yüklüğündeki adada aramayı sürdür- düklerini açıkladılar. Imrairnın, Bursa'nın Karacabey il- çesine bağh Boğaz mevldine 8 mil, Mu- Kısa bir süre önce firar eden Avrasya sanıklanndan Vlshan Abdurrahınanov ile Muhammed Emin Tokcan'dan sonra Roki Gitsba ile Ramazan Zubaroyen'in de dün gece saat 22.00'de yapılan sayımda koğuşlannda olmadıklan belirlendi. danya'ya da 16 mil uzaklıkta bulundu- ğunu ifade eden yetkililer. mahkûmla- nn hangı yolla firar ettiklerinin araştı- nldığını söylediler. Yetkililer, mahkûm- lann adada saklanmış olabileceklen ih- timalini de göz önünde bulundurdukla- nnı kaydettiler. Mudanya Cumhuriyet Bassavcısı Ser- dar Uyanık, firann tekneyle gerçekleş- tirilmiş olabileceğini söyledi. Bursa Jandarma Alay Komutanı Jan- darma Kıdemli Albay Tahsin Baltacıoğ- lu. tmralı'daki cezaevinin tüm güvenli- ğinin cezaevi yetkililerince sağlandığı- nı, güvenlikten jandarmanın sonımlu olmadığını söyledi. Albay Baltacıoğlu, "Cezaevi yetkilileri, saat 22.00'de saynn yapmışlar. Mahkûmlann bulunmadığı anlaşılınca, cezaevi içi ve çevresinde ara- ma yapdmış. Bize daha sonra mahkûm- lann firar etmişolabilecekleri bikfirfldi" dedi. Yalova, Mudanya, Karacabey ve Bursa'da ekiplerin arama çalışmalanna başladığını belirten Baltacıoğlu, mahkûmlann nasıl ve ne zaman kaçtık- lannın tam olarak belirlenemediğirıi de belirterek şunlan söyledi: "Dün gece hava soguk, deniz dalga- irvdL Ada'nın Mudanya ve Karacabey'e uzakhğmı da göz önünde bulundurdu- ğumuzda, yüzerek kaçnklannı zannet- mryorum. Ama ne şekikte kaçoklarmı da bUemiyoruz." AvTasya Feribotu sanıklanndan Vis- han Abdurrahmanov tedavi amacıyla getinldiği Bursa Devlet Hastanesi'nden, fırarilerin lideri konumundaki Muham- med Emin Tokcan da Dalaman Yan Açık Cezaevi'nden bir süre önce firar etmişti. 'istanbuVda enhuzurhı semt Kadıköy' Îstanbul Haber Servisi - Îstanbul Emniyet Müdürlüfü, bir süredir uy- guladıği "huzuroperasyonlan'''ndan sonra başlattığı "huzur toplantıla- n"'nın ikincisini Kadıköy ilçesinde gerçekleştirdi. Terörle Mücadele Şu- be Müdürü AtülaÇınar, Kadıköy'ün terör konusunda en huzurlu bölge ol- duğunu söyledi. Toplantıya Îstanbul Emniyet Mü- dürü Hasan Ozdemir, Kadıköy Cum- huriyet Bassavcısı Kenan Altmışdört, Kadıköy Belediye Başkan Yardımcı- sı Sedat Koruklu ile çok sayıda yurt- taş katildı. îstanbul Emniyet Müdü- rü Hasan Özdemir, amaçlannın po- lis-halk itişkisirıi en üst düzeyde tut- mâk olduğunu belirterek "Istanbul, dünyanın 26 megapolü arasuıda yer abyor. Halkın görüş ve önerilerini al- madan başarüı olamayacağunızı bi- Kyoruz. Onun için sirin nabzmızı tut- mak, aramızdald ilişkileri geliştirme- miz gerekivor r> dedi. Terörle Mücadele Şube Müdürü Atilla Çınar da Kadıköy 'ün terör ba- kımından en huzurlu ilçelerden biri olduğunu söyledi. Çınar, terörün ulus- lararası arenada artık bir olgu değil, bir yöntem olarak ele alındığını vur- guladı. Göktiirk'ün durumu dddiyetini koruyor Îstanbul Haber Servisi - Geçirdiği kalp krizi nedeniyle Haseki Hastane- si'ne kaldınlan Îstanbul DGM Cum- huriyet Savcısı MeteGöktürk'ün sağ- lık durumu ciddiyetini koruyor. Kar- diyoloji Enstitüsü Yoğun Bakım Üni- tesi'nde tutulan Göktürk'ün doktoru Doç. Dr. Seçkin PehUvanoğlu. hasta- nın 3 veya 4 gün daha bu ünitede tu- tulacağını söyledi. Mete Göktürk'ün ciddi birenfark- tüs geçirdiğini kaydeden Pehlivanoğ- lu, "Tedavi aşamasındadaha ileri bir problem ile karşılaşmazsak Gök- türk'ün sağhk durumu endişe verici nıtefikteolmavacaktır" dedi. Pehliva- noğlu. Savcı Göktürk'ün şuurunun ye- rinde olduğunu ve konuşabildiğini, an- cak şu anda sakıncalı olduğunu belirt- ti. Şehitpüoûara tören bugün TUNCELİ/ERZİNCAN (Cum- huriyet)- Tunceli'nin Pülümür ilçe- si Kızılmescit mevkiinde. önceki gün düşen Kara Kuvvetleri Komu- tanhğı'na ait Cesna tipi keşif uçağı- nın enkazına ulaşıldı. tki şehit pilo- tun cenazeleri memleketlerine gön- derildi. Erzincan'daki 3. Ordu Komutan- lığı'ndan, önceki gün saat 11.00 sı- ralannda Elazığ'a gitmek üzere ha- valanan Italyan yapımı Cesna tipi keşif uçagı, teknik anza ve elveriş- siz hava koşullan nedeniyle, kalkış- tan yanm saat sonra Kızılmescit va- disinde düşmüştü. Şehit Yüzbaşı Mustafa Akçakaya, toprağa verilmek üzere memleketi olan Bursa'nın lznik ilçesine, şehit Teğmen Serdar Genç ise Izmir'in Torbalı ilçesine gönderildi. PKK'nin Elazığ\la katliaııı plaıu Tunceli PTT'sinde işçi olarak çalışan Osman kod adlı Ali Kemal Ercan'ın örgüt tarafından asker sevkıyatının yapıldığı otogara bomba yerleştirmek için görevlendirildiği açıklandı Yurt Haberleri Servisi- Elazığ'da önce- ki gün yakalanan PKK'linin örgüt tara- findan, asker sevkıyatının yapıldığı Ela- zığ Otogan'na bomba yerleştirerek kat- liam yapmakla görevlendirildiği açıklan- dı. Elazığ Emniyet Müdürü Engin Aksan. ele geçirilen bu bombanın "kamam bom- bası" olarak tanımlandığını belirterek, " ParJaması halinde çok büyük can kaybı- na yol açabilecek güçte" dedi. Irak Kür- distan Demokratık Partisi'nin (İKDP) Se- si Radyosu, Kuzey Irak'ta ılan edilen ateş- kesin bozulduğunu duyurdu. Elazığ Valisi LütnıÜah Bügin. bölücü terör örgütünün, son günlerde, şehırler- de çok sayıda kışinin ölmesine yol aça- cak katliam ve bombalama eylemleri gi- rişıminde bulunduğunu ve bu konuda alı- nan duyumlar çerçevesinde operasyonla- nn sıklaştınldığını belirtti. Kent merke- zinde yapılan operasyonda Tunceli PTT'sinde işçi olarak çalıştığı belirlenen "Osman" kod adlı Afi Kemal Erean"ın ya- kalandığmı belirten Vali Bılgin, şunlan söyledi: "Otogaryalanlanndakibirbak- kal dükkânında bombayla biıükte yaka- lanan bombacı terörist yapılan sorgula- masında. bu bombayı örgütün sözde Tun- ceü bölge sorumlusu Metin Baba'dan al- dığını ve eylem için Elazığ'a getirdiğini söyledi. Teröristin yakalanmasıvla Idtle- leri hedef alan bölücü terör örgütünün Elazığ'daki büyük bir kaüiamı önlenmiş otdu." Ele geçen bombayla ılgili bilgi ve- ren Emniyet Müdürü Engin Aksan da, incelemede, bombanın 1.5 vat gücünde 4 pıl, 3 elektrikli fünye, 1 dinamit loku- mu, 1 kavanoz dolusu dinamit, 1 kilog- ram potasyum klorat kanşımı, 1 adet cep saati, çok sayıda Kalaşnikof mermisi ve çividen oluştuğunu kaydetti. Bombanın çok güçlü olduğunu ve ele geçirilmesiy- le büyük bir katliamın önlendiğini belir- ten Aksan, "Ele geçen bu bomba 'katli- am bombası' olarak tanımlanryor. Patia- ması halinde çok büyük can kaybına yol açabilecek güçte. Bir otobüse konuhnuşol- saydı, otobüs paramparça olurdu" dedi. Bombayla yakalanan terörist Ali Ke- mal Ercan, sorgulamasında, 1997 yılın- da Tunceli kırsal alanda bulunan PKK'li- lere giyim eşyası, sigara ve kışhk giye- cek, Kayseri ve Mersin'de kırsal alanda- ki teröristlere de mobil telefon, uydu ve cep telefonlan sağlayıp götürdügünü. böl- gede vergilendirme ve tehdit adı altında mektup ve makbuzlan, çeşitli kişilere ilettiğini de itiraf etti. Ercan, kendisinin terörist olmadığını, örgütün kuryesi oldu- ğunu söyledi. Tunceli'nin Munzur Mahallesi'nde de bir teröristin cesedi bulundu. Kuzey Irak'ta yayın yapan IKDP'nin Sesi Radyosu, dün saat 08.30'daki haber bülteninde, Celal Talabani liderliğindeki IKYB peşmergeleri ile bölücü teröristle- rin yeniden birleşerek ilan edilen ateşke- si bozduklanru duyurdu. Bahçetievler'e kültilr merkezi Bahçelievler Belediye Başkanhğı taranndan inşaatı üç yıldır sürdürûlen Bahçelievler Kültür Merkezi, 26 ckim pazar günü Başbakan Mesut Yılmaz tarafından açdıyor. Toplam 450 miryar liraya mal olan kültür merkezinde 250 Idşüik bir tiyatro salonu, nikâh salonu, sergi salonu, lokanta ve kafeterya bulunuyor. Bahçelievler Belediye Başkanı'Saffet Buhıt, Bahçelievler'in 800 bin nüfusuyla tstanbul'un baü yakasındaki en büyük ilçesi olduğunu belirterek, "Bu yüzden Bahçelievler gibi büyük bir ilçede böyle büyük bir kültür merkezinin de olması gerekiyordu'" dedi. Bu arada, Bahçelievler Belediyesi'nin 1996-1997 yıUan arasında 1 triryon 900 mihar lira olan bütçesinin 1997-1998 döneminde 7 trihon 523 miryara ulaşüğı bUdirildi' ( IPEK YEZDANİ) Askeri işyerlerinde çahşanlar hak istiyor Îstanbul Haber Servisi - As- keri tşyerlerinde Görevli Sivil Kamu Çalışanlan Sendikası (ASİM-SEN) Îstanbul Şube Başkanı Metin Dövenler, hükü- metin ILO sözleşmelerindeki "Ulkelerin kendi koşuDarma uy- gun düzenlemeler yapabilir" maddesini yanlış yorumladığı- nı belirterek, Çalışma Bakanlı- ğı'nca hazırlanan Kamu Görev- lilen Sendikalan Kanun Tasla- ğı'nın 17. maddesindeki "e" fıkrasının kaldınbnasını ıstedi. KESK'e bağh ASİM-SEN Yönetım Kuruluüyelen Kemal Özdemir ve Okan Canlan'la birlikte gazetemizi zıyaret eden Döven, toplumun birçok kesi- minin desteğiyle iktidara gelen üçlü koalisyon hükümetınin ha- zırladığı Kamu Görevlileri Sen- dikalan Kanun Taslağf yla RE- FAHYOL hükümetinden bir adım geriye gittiğini öne sürdü. Hazırlanan taslağın uluslarara- sı sözleşmelerden doğan hak- lan yok saydığını ve anti-de- mokratik biryaklaşımla ele alın- dığını savunan Başkan Döven, taslağın 17. maddesinin "e" fık- rasına göre Silahlı Kuv\etler bünyesindeki sivil kamu çalı- şanlannın sendika üyesi olama- yacaklanna işaret etti. Döven, iş kollannda Harb-Iş gibi bir işçi sendikası bulunduğuna dikkat çekerek "Neden bizlere bu hak verilmemektedir. Y'apılan iş ve- ya görevler dikkate ahndığında işçi arkadaşlanmızla biz shil ka- mu çalışanlan arasında farkbu- lunmamaktadır" dedi. Silahlı Kuvvetler bünyesin- de çalışan sivil kamu çalışanla- nmn da ekonomik, sosyal, kül- türel ve mesleki hak çıkarlan- nın korunmasına ihtiyacı oldu- ğunu belirten Döven, hüküme- tin ILO sözleşmelerindeki "Ül- kelerin kendi koşuDarma uygun düzenlemeleryapabiMr" madde- sinin yanlış yorumlandığını kay- detti. Döven, ILO sözleşme maddesi için zaten ayınm yapıl- dığını belirterek "Süahh Kuvvet- ier üyeleri mülki idare amirle- ri, çokgtdi görevierde bulunan- lara sendikal haklar verflmiyor. Bu nedenle sendikal haklannı eJ- de edecek diğer sivil kamu çab- şanlanyla hiçbir farkunız bu- hınmariıgıiMfan, Ifaramlaralftiinı haktandakuOanmaktstivoruz" dedi. 'KEİ 3. İçişleri Bakanlan ve Yüksek Düzeyli Uzmanlar Toplantısı' sona erdi Uyuştıırucu ve teröre karşı ortak hareket Îstanbul Haber Servisi - tstanbul'da düzenlenen '2. Karadeniz Ekonomik tş- birligi (KEİ) İçişleri Bakanlanve Yüksek Düzeyh' Uzmanlar Toplanüsı', "Uyuştu- rucu ve teröre karşı ortak hareket edfle- cek" mesajı ile sona erdi. İçişleri Baka- nı Murat Başesgioğhı, toplantının başa- nyla gerçekleştirildiğini, ancak çok taraf- lı güvenlik işbirliği anlaşması taslakmet- nine ve diğer projelere son şekillerini ver- menin mümkün olamadığını söyledi. Türkiye, Arnavutluk, Ermenistan, Azerbaycan, Bulgaristan, Gürcistan, Yu- nanistan, Moldova, Romanya, Rusya ve Ukrayna'nın katıldığı, Italya, Israil, Slo- vak Cumhuriyeti ve Tunus'un gözlemci olarak bulunduğu KEİ toplantısında, ko- nuk heyet üyelerine, Türkiye tarafından hazırlanan uluslararası uyuşturucu ve psi- kotrop maddeler, silah ve radyoaktif rrîad- 11 ülkenm üst düzey vönetkileri ortak deklarasyonaimza atn. (ALPER TURGUT) de kaçakçıhğı, bölgede yasadışı göç, te- rorizm ve örgütlü suçlarla mücadele, KEl'ye iştirakçi devletler arasında işbir- liği antlaşması taslak teklifi sunuldu. Ya- pılan görüşmelerde, taslak anlaşmasıyla ilgili olarak Yunanistan, Romanya, Rus- ya Federasyonu ve Ukrayna heyeti'nin alternatif önerilerinin olması ve metinler- de temel farklılıklann da bulunması üze- rine, üst düzeyli uzmanlar, başlatılan ça- lışmayı sürdürmek üzere geçici biruzman- lar kurulu kurulmasına davet edildi. Üst düzey uzmanlar, "Karadeniz Po- Bs Örgütü" ve "Uyuşturucu Maddeler Araşürma Laboratuvan"na dair görüş- me hakkında görüş alış verişinde bulun- du. Toplatının kapanış konuşmasını ya- pan Başesgioğlu, "Toplanü kapsamında uzmanlar düzevinde yapılan görüşmeler neticcsinde, V'Dgun bir gündem çerçevesin- de çok taraflı güvenlik işbirliği anlaşma- sı taslak metninevediğerprojelere son şe- killerini vermek mümkün olamannşnr'' dedi. Ortak bildiri metni yaratıldığını belir- ten Başesgioğlu, alınan kararlann, özel- likle terörörgütlerinin uyuşturucu ve nük- leer madde ile silah kaçakçıhğı, işçi sim- sarlığı gibi ilintili suç faaliyetlerinin önü- ne geçilmesi gibi başlıklar altında özet- lenebileceğinibildirdi. 4 KEİ3.IcisteriB»- kanlan Toplanosı'nın Yunanistan heye- tinin daveti üzerine Ekim 1998'de bu ül- kede yapılacağı belirtildi. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Gençlerimizin Açmazı Bizim üniversite öğrencisi olduğumuz dönem- lerde, siyasal tercih yapmamız pek zor değildi. Derece farkları olmasına karşın, "Atatürkçü kimli- ğini" ön plana çıkaranlar bir safta, "muhafazakar kimliğini" ön plana çıkaranlar, bir başka safta idi- ler. Atatürkçü kimliğini ön plana çıkaran bizler, ül- kemizin içinde bulunduğu olumsuz koşullann ne- deni olarak yöneticilerin Atatürk'ün yolundan ay- nlmış olmalannı görürdük ve yeniden Atatürkçü bir çizgiye dönmekle pek çok sorunumuzun çözüm- lenebileceğine inanırdık. (Doğrusu, ben hâlâ öyle düşünüyorum.) 196O'lı yıllann ortalannda sosyalızmle tanıştık. Ki- mi arkadaşlanmız, sosyalist kimliği ön plana çıka- nrken; kimilerimiz de Atatürk'ün antiemperyalist yö- nüyle sosyalizmi, pek güzel bağdaştırdık. Bugün 12 Eyiül döneminin ürünü olan öğrencilerim, "Ho- cam, Atatür1<çülükle sosyalizmi nasıl bağdaştıra- biliyorsunuz" diye hayret ediyorlar... Hayret ediyorlar; çünkü ne Atatürk'ü doğru dü- rüst öğnenip anlayabildiler, ne de sosyalizmi. 1960'la- nn gençlik hareketlerinde, ne Atatürk'ün poster- leri eksik olurdu ellerimizden; ne de uçlanndan tu- tup gerdirerek tüm caddeleri kapladığımız bay- raklanmız. Silahlı kuvvetleri de Atatürk'ün eserinin bekçisi olarak değeriendirir ve sevgiyle yaklaşırdık. Zaten silahlı kuvvetler, 27 Mayıs Devrimi ve 1961 Ana- yasası'yla Atatürk'ün eserinin bekçisi olduğunu göstermişti. Umurt ve inanç doluyduk. "Muhafazakar kimliği" ön plana çıkaran genç- ler kendi aralarında ikiye aynlırdı. Bir yanda, milli- yetçi yanı ağır basan ve daha sonra MHP içinde örgütlenecek gençler vardı. Öte yanda da "dinci" yanı ağır basan ve bugün Refah'ın temel kadrola- nnı oluşturan gençler vardı. O günlerde tek tük görüten ve "Kürtçü" olarak isimlendirebileceğimiz gençler de bu gruba yakın gibiydıler. Zaten o gün- lerde muhafazakar kimliğini ön plana çıkaran genç- ler, üniversitelerde küçük bir azınlık oluşturmaktay- dı. Kendi örgütleri bir yana, AP bunların tümüne sahip çıkıyordu. 12 Mart, 27 Mayıs'ın "restorasyonu" idi. Ama Tür- kiye'nin egemen güçleri hedeflerine ulaşamadılar. 1961 Anayasasfnda yaptıklan "torpma'yetmemiş- ti. Türkiye, anarşi ve teröre itildi. Bu arada "muha- fazakar" gençler, büyük bir devlet desteği ile sol- cu gençlerin karşısına dikiliyorlardı. Binlerce "faili meçhune, 12 Eylül 1980'e gelindı. Bu arada Kuzey Irak'ta Molla Barzani, Sovyet- ler Birliği'neyakınlaşmıştı. Moskova, bacası tüten tek fabrikası ve bir tek sanayi işçısi olmayan Ku- zey Irak'ta sosyalizm olmayacağını elbette biliyor- du. Ama onların hesabı başka idi... Işte bu süreç içinde; Türkiye'de genellikle mu- hafazakar kimlikle görmeye alıştığımız "Kürtçü- ler", aniden "solcu" oldular. Ve işin ilginç bir baş- ka yanı; aynı süreç içinde kimi solcularımız da "Kürt sempaîizanı" kesildiler. ı Bugün 18r25 yaş arasında olan gençlerimiz, 12 Eytül'ünürünüdürler. Bir yandan devteft destekH ta- rikat okullannın küflü sıralannda "otlaştırıldılar", bir yandan sahte bir Atatürkçülük propagandası- nın "bıkkınlığı" içine sokuldular. Atatürk denikjiği zaman akıllanna. 12 Eylül'ün söz- de Atatürkçü generallerinin totaliter uygulamalan gelmeye başladı. Sol denildiği zaman, Türkiye'yi her açıdan hor- lama ve küçültme gayretlerini gördüler. Ülke bü- tünlüğünün tehlikeye düşürülmek istendiğini gö- rüp yaşadılar. "Dinci sağ", kendi örgütlerini kurmuş ve "mer- kezden" ipini koparmıştı. Merkez sağ, Atatürkçü çizgiye sahip çıktı. Ama inanılmaz ekonomik sö- mürü kurumlannın sahibi olarak. Toplumun yüzde 90'ını Uganda koşullanna iten mekanizmalann ba- şındabunlar vardı. 12 Eylül, son derecede bilinçli bir biçimde, genç- lerimizin kafasını alt üst etti. Toplum çıkarlarını bi- reysel çıkariannın önünde gören ve sorumluluk sahibi bir gençlik yerine; "bireyselliği" ön plana çı- karan ve "gemisini kurtaran kaptan" olmaya çalı- şan, sorumsuz bir gençlik. Ajanlar ve provokatörler hariç; hiç aynm yapma- dan söylüyorum; 12 Eylül öncesinin gençleri, ken- dilerince memleketlerini "selamete çıkarmaya"ça- balayan ve bunun için çatışan gençlerdi. Her iki ta- raftan da canlanyla ödediler bunu. Ama 12 Eylül sonrasında sol, ağır bir biçimde ezilirken sağ, bel- li bir ölçüde "kollandı." Bu kollananlar, daha son- ra mafyalaşt ve günümüz "çetelerinin" temelini oluş- turdu. Ezilen soldan, "kendinikurtaranlar" önce; "glo- balleşme", "Yeni Dünya Düzeni" vb gibi yalanla- nn peşinde ve isim babalığını Turgut Ozal'ın yap- tığı "2. Cumhuriyet" soytarılığının arkasında kay- bolmaya başladılar. Eski konumlanndan ötürü "gü- nah çıkaran" kimi omurgasızlar, egemen güce "ya- manmaya"çalıştılar. "Yamanmayı" beceremeyen- ler, şimdi yeniden "solcu" oldular. Hatta bir kısmı sol partilere yönetici oldu... "Sahte so/"un Atatürk'ü ve onun aydınlık çizgi- sini reddetmesine paralel olarak Türkiye'deki ege- men güç, "şeriat tehlikesinden" ürkerek Atatürk- çülüğe sahip çıkmaya başladı. Kısmen korkudan, kısmen yürekten... Günümüzün, yurtseverliğinden kuşku duymaya- cağımız genci ne yapsın? Türkiye'ye çatmadan ve Türkiye'yi suçlamadan solcu olunmuyor... Devletinin bütünlüğünü sa- vunsa, çetelerle aynı paralele düşüyor, elleri kana bulanıyor... Laik cumhuriyeti savunduğu zaman, oligarşinin söylemini benimsemiş oluyor... Atatürk'ün partisi henüz Atatürk karşıtlarını te- mizleyemedi. Herneolursa, "fart/şa//m.."diyorlar. Artık neyi tartışacaklarsa ve nasıl tartışacaklarsa... Gençlerimizin işi gerçekten çok zor. Tercih ya- pamıyoriar... KARŞIYAKA 3. SULH HUFCUK MAHKEMESİ HÂKİMLİĞİ'NDEN 1997/437 Esas Davacı Abdullah Bertan vekıli tarafından da\ahlar Gülbeyaz Höke vs. vekili tarafından, davalılar ale\hine açılan Karşıyaka ilçesi Şemikler Mahallesı 25 L. İC paf- ta,'32O73 ada, 3 parselde kayıtlı taşınmazın taksimen ve- ya satılarak ortaîdığının giderilmesi ile ilgili davada da- vahlardan Tahsin Sezgın, Gülbev az Höke, Yurdaer Hö- ke, Suna Höke, Sultan Höke, Hamıde Höke, Adem Hö- ke, Cengiz lncilı, Mediha Danyıldız, Suzan Yüksel ad- reslerinde bulunamamış olmakla, duruşma günü olan 4.11.1997 günü saat 9.20'de duruşmada hazır bulunma- lan aksi halde yokluklannda davanın sonuçlandınlacağı ılanen tebliğ olunur. 30.9.1997 Basın- 43783
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle