27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 27 OCAK 1997 PAZARTESİ HABERLER U ğ u r M u m c u y ı l l a r ö n c e s i n d e n s e s l e n i y o r 'Çatlı MtT'le ilişküiydi'- Oral Çelik ve Çatlı'nın MİT ile ilişkileri yar mı? - Bazı MİT görevlileri ile ilişkileri olduğunu sanıyorum. Bu yolda duyumlanmız var. Kanıt ıse yok. Bu gibi iiişkılerin kanıtı olmaz. IŞIKKANSi: Saptarrulanmıza göre. L'fur Mumcu, Abdullah Çadı ile ilgilı son yazısını ölü- münden )aklaşık 2 yıl önce, 13 Mayıs 1991 tarihınde kaleme aldı. Buyazıda al- tı çizüecek en önemlı bilgı. Mumcu"nun, OralÇeBk ile Abdullah Çatlı'nın MİT ile ilişkıleri olduğunu açığa çıkarmasıydı. Ya- zı, tamı tamma şö\le-. "M. Ali Ağca'nın Papa'ya suikast giri- şiminden t>u yana on yıl geçti Bu on yüda olay aydınlatılamadı. Tersine. suikast ola- yı gibi İpekçi cinayeti de gün geçtikçe ka- ranlıklara gömüldü. Bugün konuyu "soru \e yanıt' btçimin- de ele alarak bu karanuklara ışıktutmay a çaİKaiım: - tpekçi'yi kim öldürdii? -Âğca\e Oral Çelik. -Kaçelateşedildi? - Olay yerinde 11 mermi kovanı bulun- duğuna göre 11 el ateş edUdi. - Otayda hangi tip silah kullanüdı? - Silah ele geçmediği için bu konu beili olmadı. - Görgü tanıklan ne dediler? - tki kişüıin olay yerinden kaçarak ken- dilerini bekleyen arabanın arka kapısın- dan içeri girdiklerini söylediler. - Arabay ı kim kullanıyordu? -YavuzÇaylan. - Nerede şimdi bu Yavuz Çaylan? - tşadamı oldu. - Ağca nasıl yakalanrnıştı? - Bir ihbar üzerine İstanbul Beyazrt'ta Marmara Kıraathanesi'ndeyakalanmıştL. - İhbar eden kimdi? - Ramazan Giindüz adlı bir iilkücü. - Ne oldu bu ülkücüye? - Ülkücülerce öldürüldü. - Mehmet Şener kimdir? - tpekçi cinayetini planlayan ülkücüler- denbiridir. - Nerededir şimdi? - Şener. Türkiye'de hiç yakalanmadı. İs- viçre'de uyuşturucu madde kaçakçıkğı su- çuııdan tutuklandı. Önce mahkûm oldu. sonra aklandı. İsviçre'de yaşadığı sanılıyor. - Türkiye'ye iadesi istendi mi? - İstendi. ancak İsviçre Federal Mahke- mesi 22 Mart 1983 gün \e455/82 sayılı ka- rarı ile Şener'in Kürt otduğuno. Kürtiere de Türkiye'de işkence yapıldığmı ileri sfr 1 ' rerek iade tstemini reddetti. - Abdullah Çatlı kimdir? - ÜGD Genel Başkan Yardımcısı'dır. An- kara'da 7 TtP'linin katil sanığı olantk ara- nırken 22 Şubat 1982 günü Mehmet Şener ile ZürüVte yakalannuş; Türkiye'ye iadesi gerekirken 24 şubat günü serbest bırakıl- Cumartesi Anneleri Mumcu'yu umıtmadı Yakınlan kaybolan ve 89 haftadır Galatasaray Lisesi önünde oturmaeylemi yapan Cumartesi Anneleri, son eylemlerinde Lğur Mumcu'yu andı. Kay ıplann bir an önce bulunmasını ve faili meçhul cinayetterin son bularak katillerinin yargı önüne çıkanlmasını isteyen anneler, kayıplann ve cinayetlerin sommlusunun devlet içinde yuvalanan çeteler olduğunu vurguladı. mışür. Çatu, İsviçre'nin Basel kenti savcı- lığunca açılan bir uyuşturucu madde ka- çakçılığı soruşturması nedeniyte Fransa'da tutuklannuştır. - Ağca'yı cezaevinden kimler kaçırdı? - Başta Oral Çelik olmak üzere ülkücü gnıp ve baa eezaevi personelL - Ağca'yı İstanbul'dan Ankara'ya götü- ren araba kimin arabasıydı? ~ -06 RF 601 plaka no'lu Renault araba Mehınet Şener'in kardeşi Hasan Hüseyin Şener'in üzerine kayıtlıydı. - Bu aracın Mehmet Şener'in kardeşi üzerine kayıtlı olduğu polisçe biliniyor muydu? - Tabii biliniyordu. - Ağca, Roma'da üzerinde bulunan pa- saportu nasıl sağlamıştı? - Pasaport Nevşehir Emniyet Müdüriu- ğü'nce Faruk Özgün adına düzenlenmiş, Abdullah ÇatlTnın kardeşi Zeki Çatü ve O- ral Çelik tarafından Ağca'ya ulastırümıs- t»r. - Nevşehir Emniyet Müdürlüğü'nce baş- ka ülkücükre de sahte pasaport düzenlen- r Ay,Mebüıe<^ener ve Abdullah Çatlı'ya da sahte p'asaportlar Nevşehir'de düzenknmiştir. - Ağca'ya yurtdışında yarduncı olanlar kimlerdir? -Kaçakçüar. gümrükçülerveülkücüler. - Kimter örneğin? - Abuzer Uğurlu adlı ünlü kaçakçı. Ömer Mersan adlı bir yakını aracıhğı ile Ağca'ya 1000 mark gönderdi. Doğan Yü- dırun adlı gümrükçünün de Ağca ile iliş- kileri oldu. - Hangi ülkücükr yardım ettiler? - Türk Federasyonu Başkanı Musa Ser- dar Çelebi. Mehmet Şener. Abdullah Çat- lı. Mahmut İnan adını kullanan ülkücü Fe- ridun Akkuzu. İsviçre'ninOlten Ülkü Oca- ' ğı Başkanı Eyüp Erdem, rauhasebecjsi Omer Bagcu Vahdettin Ozdemir. Erdal Ü- nal. - Ağca'nın Bulgarlar ile Uişkisi var mıy- dı? - Ağca, kaçakçılık örgütlerinde görev- liydi. Bu nedenle Bulgarlar ile >akın ilişki- sivardL - MİT ile Uişkisi var mrydı? - Ağca, Roma'da Türk savcılanna ver- diğiifadede MİT'te görev liŞahin Tolunog- lu ile ilişkileri olduğunu söyledi - Ağca, Papa suikastndan önce Mayor- ka Adası'na niçin gitnüşti? - Bu hiç anlaşılmadı. Adada MİT'ten ay - nlan bir eski istihbaratçı ile göriişmeye git- tiği ileri süriildü. ancak bu kanıtlanınadı. - Ağca bu MİT görevfisini tanıyor muy- du? -Tanıması gerekirdi. Çünkü bu MİT gö- revlisi İpekçi cinayetini incdemiştL - Ağca suikastta tek başma mıvdı? - Hayır, yanında büyük olasılıkla Oral ÇeüToârdi. - Oral ÇeHkve Çath'nın MtT ile ilişkile- ri var mı? - Ban MİT görevlileri ile ilişkileri oldu- ğunu sanıyorum. Bu yolda duyumlanmız var. Kanıt ise yok. Bu gibi ilişkilerin karuö olmaz. - Federal .Mmany a'daki ülkücülerin Al- man istihbaratı ile ilişkileri oldu mu? - Oldu, MHP'nin Federal Almanya'da- ki temsikrisi Emer Alta\ü'nın -kj bir eski MİT görevlisidir- Alman islihbaraündan Dr. Kannapin ile ilişkileri belgelendL - Agca"\a Roma'daki ikinci da\ anın açıl- ması için ifade vermesini sağlayan kimdi? - İtalyan Askeri İstihbarat Servisi SIS- Ml'nin Başkan %'ardımcısı General Musu- mki. - Nerede şimdi bu General Musumki? -Cezaevinde. - Şuçu ne? - Üst düzey SISMI göre\ lileriy le biriik- te 80 kişinin ölümü ile sonuçlanan Bolog- na Gan bombalaması olay ında kanıtlan degişttrerek neo-faşist terör örgütlerini ko- rumak. - Hangi avukat savunmuştu bu SISMI görevBlerini? - Avukat D'rvktio. - Kimdi bu avukat? - D'Kidio, Ağca'nm da avukaudu: - Çok mu kanşık bu olay lar? - Evet ama hiç de ay dınlanamaz nitelik- te değil. Fransa'da başka bir ad altında tu- tuklu bulunduğu ileri sürülen Oral ÇeBk, Türkiye'de sorgulanırsa bu işler aydınla- nır... - Olayın aydınlanmasını istemeyenler vvırnu? - Evet, birçok çevre ve insan, bu işlerin aydınlanmasından korkuyor. -Neden? - Bu sorulan ve yanıtlan bir kez daha dikkatli okuyun anlarsınız, bu korkunun nedeninin ne olduğunu!.." Mumcu. bu tür pjş işlerin ^ınlanİTi^-' sı ıçın yaşamını ortâ}aîco)«îu. P5sli^în,qr- taya çıkmasından korkanları da! Bugun pısliğin belki de bir ucu gözûkebildi. Kor- kaklar hâlâ ortalıkta. Mumcu'nun, gelece- ği yıllar öncesinden çözen yazılan, kıtap- lan yme korkmadan üzerlenne vanyor "İİTTİ 4 Çile Çiçekleri' demokrasi istedi ADANA (Cumhuıiyet Cüney İUeri Bürosu) - Kendilerini "Çüe Çiçekleri" diye adlandıran DSP içerisindeki muhalefetin temsilcileri, Adana'da il ve ilçe örgütlerinin genel merkez tarafından feshedilmesini eleştirdiler. "ÇMe Çiçekkri'' adma açıklama yapan AB İngilok. bu tür oluşumlann parti içi demokrasiyi zedelediğini ve partinin yıpranacağmı. bunu birçok kez dile getirmelerine karşın seslerini duyuramadıklanru belirterek şunlan söyledi: "Sayın genel başkanımız Bülent Ecevit, 'Çile Çiçekleri'ni her firstta 'hizipçi" olarak tanımlıyor. Bizler, DSP'nin iktidara yakın parti olduğunu, ancak parti içi demokrasinin yeterince bulunmadıgını yurguluyoruz. İsteklerimizdeki doğruluk üst yönethnde bulunan bazı yetkililerce kaale almmıyor ve çataşmalarunız otumsuz yönde engelleniyor." Edirne Milletvekili Erdal Kesebir'ın Disiplin Kurulu tarafından partiden çıkanldığını, ancak bu kararın Ankara 25. Asliye Hukuk Mahkemesi'nce iptal edildiğini ve Kesebir'in yuvasma döndüğûnü anımsatan İngilok, bu karann "Çile Çiçekleri''nin haklılığını ortaya koyduğunu ileri sürdü. S i v i l t o p l u m ö r g ü t l e r i v e p a r t i l e r l n C ü n e y d o ğ u d e k I a r a s y o n u 4 Her şeyîn başı barış ve özgürlük' ENVERSEVİŞ DİYARBAKIR-Diyarbakır. Mardin. Şırnak, Batman. Siirt. Bıtlis. Mu$, Van ve Hakkâri TEDAŞ dağıtım müesseselennin satışlannın durdurulmasının gerekli olduğunu belirten ve aralannda RP ve DYP il başkanlannın da bulunduğu parti il temsilcileri ile sanayıci ve işadamlan, sendıkalar, odalar ve kuruluş yetkililerinin 28 imzalı ortak deklarasyonunda "Güneydoğu'da özelleştirme öncesi siyasi istikrann şart oMuğu" açıklandı. DYP Diyarbakır İl Başkanı M.Gaüp Ensarioğlu, RP İl Başkanı M.EnisCan,CHP İl Başkanı Mesut Değer. DSP İl Başkanı Süİeyman Tursun, DBP İl Başkanı Edip Samancı. HADEP İl Başkanı Abdullah Akın, ANAP İl Başkanı Sabri Gönülalan, Diyarbakır Ticaret \e Sanavı Odası Başkanı Şirin YiğH, GÜNSIAD Genel Başkan Yardımcısı BakırÖlmez, DİGİAD Başkanı Ahmet Elhakan, GÜNSİAD Genel Sekreteri İlhami • Aralannda RP ve DYP il başkanlannın da bulunduğu parti il temsilcileri, sanayici ve işadamlan dernekleri, sendikalar, odalar ve kuruluş yetkilileri 28 imzalı ortak deklarasyon sundu. • "Güneydoğu'da özelleştirme öncesi siyasi istikrar şart." Ceylan, Bölge Baro Yönetim Kurulu üyesı Av. Mustafa Özer, GAP Belediyeler Birliğı Genel Sekreteri Dr. Ahmet Özer, TES-İş 1 No'lu Şube Başkanı Ali Öncü, SES Şube Bşk. Aü Crküt, TES-İş 2 No'lu Şb. Bşk Halil Karacadağu,Belediye-İş Şube Başkanı Vezir Perişan, Eğinm-Sen Şube Başkanı Haydar Kıhçoğlu, İHD Şube Başkanı Mahmut Şakar, Zıraat Odası Başkanı Abbas Ateş,Tüm-Sos Sen. Bşk. Murat Ağar, Enerji-Yap-Yol-Sen Bşk. Nadir Büıgöl, Tüm-Mal-Sen Bşk. Davut Baükçı, Mak-Müh. Odası Başkanı Hasan Esen, Harb-tş Şb. Bşk. Mehmet Işıktaş. Türk-İş temsilcisi Ramazan L laş ve Harb-Iş Şube Başkanı Mehmet Durmuş imzalı ortak deklarasyonda. Güneydoğu'da özelleştirme öncesi siyasi istikrann şart olduğu belırtilerek "Son 10 yıldır süregelen sav-aş ortamı Güneydoğu'yu sosyal ve ekonomik olarak bitap düşürnıüştür. Her ilde açlar ve toklar olmak üzere iki kent meydana gelmiştir. Bütün bu gelişmeler yetnıiş yildan beri bölgede uygulanan yanlış siyasi, sosyal ve ekonomik politikalann sonuçlan olarak gerçekleşmiştir. Bu yanhşlardanbirideTürkiye'nin, son ydlarda benimsemiş olduğu özeUeştirme polirikasının bütün bolgelerde aynı koşullaria uygulamaya kalkmasıdır. Bu koşullar altında yapılacak bir özelleştirme vaninı sonuçlar doğuracak, bu da toplumsal uzlaşı ve banşa en fada ihtiyaç duyulan bir dönemde istikrarsızuğı körükleyecektir'" denildı. Bu koşullar altında yapılacak bir özelleştirmenin bölgede oldukça yüksek olan işsizliğe yeni işsızlerin eklenmesi sonucunu doğuracağı. yıne bölgede sosyal adaleti ve ekonomik dengeleri tehdit eden tekelleşmeye neden olacağı ve bölgelerarası dengesizliği gidennceye ve altyapı bakımından eşit koşullar sağlayıncaya kadar mevcut kamu ışletmelerinden devletin el çekmemesi gerektiği \urgulanan açıklamada, "Bu bağlamda özeUeştirme kapsammda ihale safhasma gelmiş olan Diyarbakır. Mardin, Şırnak, Batman. Sürt, Bitlis, Muş, Van ve Hakkâri TEDAŞ Dağıtım müesseselerinin satışlanrun durdurulması gerek. Ekonomik kalkınmanın ve ekonomik istikrann temel vazgeçiunez koşulu siyasi istikrardır. Bu nedenle bölgenin özel konumundan ötürü sosyal ve toplumsal banşa her zamankinden daha çok ihtiyaç vardır. Böyle bir ortamda özelleştirmenin, özellikie de enerji sektörûnde özelleştirmenin. toplumsal banşa bir katkısı oimayacağı gibi aksine sosyal banşı olumsuz yönde etkileyecek, hatta bozacaknr" göriişüne yer verildi SIFIR NOKTASII ORAL ÇALIŞLAR e-mait: oral.calislar@planet.com.tr 24 Ocak gecesi, İstanbul Lüt- fi Kırdar Salonu'nda Uğur Mumcu için yapılan güzel ve duygulu topiantıyı terk ederken Abdi İpekçi'nin eşi Sibel İpek- çi ve kızı Nükhet'le karşılaştık. Sibet İpekçi'nin gözyaşlan ku- rumamıştı, ama mutluydu. Sev- gili eşinin öldürülmesinden son- ra ilk kez, böylesine büyük bir kalabalığın içine kanşmıştı. İpek- çi gibi faili meçhul cınayetlerde yaşamını yitiren Doğan Öz'ün, Cavrl Orhan Tütengil'ın, Şera- fettin Atalay'ın yakınlarıyla yan yana bir acıyı yeniden paylaş- mışlardı. Sibel İpekçi'nin neler hissetti- ğini derinliğine anlamak hiçbir zaman mümkün olmayacaktı. İpekçi cinayetinin ktlrt isimlerin- den Oral Çelik'in ilginç (!) tahli- yesine nasıl bir tepki gösterdiği- ni de bilemeyecektik. Abdi ipekçi gibi Türkiye'nin bir dönemıne damgasını vurmuş, etkili, duyarlı ve barışçı bir gaze- teciyi yitirmek ulkemız açısından büyuk bir anlam taşıyordu. Ama Abdi İpekçi'nin eşi ve çocukları vardı. Onun kaybı. ailesi için çok İpekçi'nin Öldürüldüğü Yerde... daha derin ve yaralayıcı bir so- nuç yaratmıştı. Yakınlannı faili meçhul cina- yetlerdeyitirmiş aileler; bir kısmı yeni ortaya çıkan çeteierin nasıl korunduğunu, cinayet soruştur- malannı izlerken somut olarak yaşamışlardı. Devletin katilleri kollayan ve soruşturmalan sav- saklayantutumlan, onlann acıla- nna yeni acıların eklenmesine neden olmuştu. Özlem ve sıkın- tılarla dolu uzun yıllardan sonra ilk kez çetelerden hesap sorula- cağının ortaya çıkması ihtimali yüreklerinde bir umut ışığının doğmasına neden olmuştu. Si- bel İpekçi'nin ve Nükhet İpek- çi'nin gözlerinde bu umut ışığı- na tanık olduğumu söyleyebili- nm. Abdi Ipekçi'yi 1978 yılında günlükAydınlıkgazetesini çıkar- maya karar verdikten sonra ziya- retetmiştim. Deneyimli birgaze- teci olarak ondan yol gösterme- sini istemiştim. 0, Türkiye'de ilk- lere imzasını atmış, basının seç- kin isimlerinden birisiydi, ben ise yeni çıkacak bir gazetenin çiçe- ği burnunda yayın yönetmenı. Saygılı, alçakgönüllü bir üs- lupla bizim bu işi başarabilece- ğimize inandığını söyledi, dene- me baskılanmızı gözden geçirdi. Ipekçi'nin basınımıza getirdiği en önemli katkılardan birisi, ha- bercilikteki titizliğiydi. Haberi. kaynağından araştırmak, taraf- lan dinlemek temel ilkesiydi. Si- bel Ipekçi'yle konuşurken yirmi yıl öncesinin bu konuşmasını anımsadım. Türkiye, İpekçi ile bırlikte çok şeyler yitirmişti. Ama İpekçi'nin katillerini korumak ülkemizi da- ha da büyükfelaketlere sürükle- mişti. O günlerde, ülkenin en seçkin aydınlarını katillerinin namlulanna terk eden devlet; geleceğimizi karartan bir senar- yonun hazırlığını da yapmıştı. Uğur Mumcu'îann öldürülmesi- ne uzanan yola böyle çıkmıştık. 1 Şubat, Abdi İpekçi'nin öldü- rülmesinin 18. yıldönümü. Bu ci- nayet, çok önemli bir döneme- ce gırişimizin de habercisi gibiy- di. Cinayetler. cinayetteri izledi, Türkiye. Amerikancı bir askeri darbeye sürüklendi. Ipekçi'yi öl- dürtenlerin, tetiği çektirenlerin neyi amaçladığını bugün daha iyi anlayabiliyoruz. Onu öldüre- rek siyasi bir kaos yaratıldı. Ar- dından başkasuikastlar gerçek- leştirildi. Içinden çıkılmaz bir si- yasi bunalımla, askerlere dave- tiye çıkanldı. Ağca'lan, Çath'la- rı, Çelik'leri kullananlar ve onla- nn eline silah tutuşturanlar, dar- be yapabilmek amacıyla İpek- çi'lerin canlarına kıydılar. Bu ne- denle İpekçi cinayeti soruştur- ması karanlıklara büründü ve bir türlü katiller yakalanamadı, bir türlü tetiği çektırenlere ulaşıla- madı. Oral Çelik büyük bir hızla aca- ba neden salıverildi? Türk ada- leti, her konuda işi ağırdan alır- ken İpekçi cinayeti sanıklannı salıverirken neden aceleciydi? 16 Mart'ta 7 öğrencinin istanbul Üniversitesi önünde bombayta öldürülmesinin üzerinden tam 19 yıl geçti ve dava hâlâ devam ediyor. Cinayetin sanıklan olan polisler, şimdi önemli görevlere atanmış durumdalar. Onlar hak- kında soruşturma açmamak için direnen adalet, iş katil sanıklan- nı tahliyeye gelince şüphe uyan- dıracak ölçüde elini çabuk tutu- yor. Uğur Mumcu'yu anma gece- sinin bitiminde gördüğüm Sibel İpekçi'nin yüzünü unutmam mümkün değil. Bu ülkede yaşa- dığıma utanıyorum. Bu acılarla biriikte yaşamak hüzün veriyor. Çaresizlik yürek yakıyor. Acılar- dan kurtulamayız, ama yükleri- mizi hafifletebiliriz. İpekçi'nin ölüm yıldönümü, 1 Şubat. Muammer Aksoy'un ise 31 Ocak. Uğur Mumcu için ya- pılan anlamlı toplantılan, bu haf- ta İpekçi ve Aksoy için de sür- dürebiliriz. Bu günleri faili meç- hul cinayetlerin hesabının sorul- duğu günlere çevırebiliriz. BİZBIZE ERDAL ATABEK Türkiye'nin Gözü Aydın... Kulağı Manisa... Oral Çelik hapishaneden çıktı, 'Türkiye'nin gö- zü ayd/n'dedi. Türkiye'nin 'gözü aydın'. Oral Çelik serbest. Türkiye'nin kulağı Manisa. Manisa'da gençler 'çete kurdukları için' ağır cezalara çarptınldılar. Türkiye'nin gözü aydın. Tansu Çiller siyasetle aklanıyor. Türkiye'nin kulağı Manisa. Düşünce özgürlüğü isteyen aydınlar DGM'de ıfade veriyorlar. Türkiye'nin gözü aydın. ibrahim Şahin'le Abdul- lah çatlı karşılıklı göbek atıyor. Türkiye'nin kulağı Manisa. Savcılardahanebek- liyor acaba? Türkiye'nin gözü aydın. Erbakan Başbakan. Ta- rıkat şeyhleri, dergâh büyükleri sarıklarıyla cübbe- leriyle Başbakan'ın iftar yemeğine geldiler. Türkiye'nin kulağı Manisa. Tekke ve zaviyelerle ilgıli yasa neden sadece Ali Kalkancı için işliyor? Türkiye'nin gözü aydın. Refah Partisi hızla vemi- litanca devlet kadrolannda örgütlenıyor. Tansu Çil- ler'i kurtarmanın bedelini ülkeyi içınden fethederek geri alıyor. Türkiye'nin kulağı Manisa. Bu gözü kararmış gi- dış nasıl durdurulacak? Türkiye'nin gözü aydın. Ortada çete mete yok, 'münfent' olaylar var. Onlar da yargı önüne gelir mi gelmez mi? Gelirse ortaya çıkar mı çıkmaz mı? Çı- karsa kanıt bulunur mu bulunmaz mı? Bulunursa gerçek mi sahte mi olduğu anlaşılır mı? Anlaşılırsa işlem görür mü görmez mı? Görürse sanık yakala- nır mı yakalanmaz mı? Yakalanırsa bir yere uçuaı- lur mu uçurulmaz mı? Uçurulmazsa kaçınlır mı ka- çırılmaz mı? Kaçınlmazsa susturulur mu susturul- maz mı? Susturulmazsa gönlü alınır mı alınmaz mı? Bu arada zaman geçer mı geçmez mi? Kim öle kim kala? Türkiye'nin kulağı Manisa. Iktidar yerii yerinde. Çeteleryerliyerınde. Irtibatlarsağlam. Güvenceler verilmiş. Bırkaçının istirahat ediyor olmasının öne- mi yok. 'Şimdi böyle olur, sonra başka olur.' Arka- lar sağlam. Hepsınin ıpi ötekınin elinde. Susulursa biraz sabırlı olunursa, bu arada kanıtlar hanl harıl silinirse sonuçta bir şey çıkmaz. Daha soruşturma bile açılmamış. Herkesın kulağı ötekinde. Bunca gürültüden sonra bile ortada bir şey yok. Türkiye en tehlikeli döneminden geçiyor. Türkiye'nin gözü aydın. Fadime'yle Emire'yle oyalansın dursunlar. Tarikatın kötüsü Ali Kalkan- cı'da. lyileri Başbakan Erbakan'la. Siz imam nikâ- hını tartışın. Göstermelik bir çifte nıkâh davası açın. Ondan da bir şey çıkmaz, ama memleket oyalanır. Türkiye'nin kulağı Manisa. Sıvas olaylan duruş- masındaki 'Iblis Aziz, şeytan Aziz' seslerini duyu- yorsunuz. Bunlar. 'Hepsinin yakılması gerekir, bo- yunlannın kesilmesi gerekir' diye düşünüyorlar. A- ma bu sözleri söyteyen yandaşlan 'ikaz ediliyor'. Kale içeriden fethedilirken durumu bozmaya gerek yok. Konuşurken kendini kaybedip 'takıyye yapa- n "mayanfar' susturtriuyor. 'Sen sesini çıkştma, iab- * '"râZhete b'd'IşlMYpfamamlayahm, bak o - za"man n l ; '/ero/uyor'cfîyon'âr. İyi nıyetli safdillere içlerinden güh lüyoriar. Zerre kadar değer vermedikleri Tansu Çil- ler'ı iktidar basamağı olarak kullanıyorlar. Düşün- celeri aynı düşünce. Niyetleri aynı niyet. Hedefleri aynı hedef. Demokrasiyi 'günü gelinceye kadar' kullanıyorlar. 'Günü gelinceye kadar.' O gün nasıl gelecek? Cezayır'i duyuyorsunuz. Belki de Ceza- yir Manisa'dan daha yakın. Türkiye'nin gözü aydın. Tansu Çiller'in bir Alman mahkemesı yargıcı tarafından 'uyuşturucu kaçak- çılığına göz yumduğu' ithamına karşın nota üstü- ne nota veriliyor. Memleketın namusu kurtarılıyor. Türkiye'nin kulağı Manisa. Avrupa'da yakalanan Türk uyuşturucu kaçakçılarına yeşil pasaport na- sıl veriliyor? Kimler tarafından veriliyor? Bu kaçak- çılardan kimler hapishanelerden nasıl kurtarılıyor? Kimdir bunlar? Ankara bağlantılan nedir? Kimlerle görüşüyor, kimlerden, nerelerden güvence alıyor- lar? • • • Türkiye'nin gözü -henüz- aydın değil. Ancak bugünkü durum, bir 'sonun başlangıcı'dvr. Türkiye içine düşürüldüğü bu durumdan kurtu- lacaktır. Türkiye, bu bile bile lades oyunlarından kurtula- caktır. Türkiye bu kör kör parmağım gözüne oyunundan kurtulacaktır. Nasıl mı kurtulacaktır? Gene 'Kuvayi Milliye' ile kurtulacaktır, yani 'mil- letin gücü' ile kurtulacaktır. Bu gücün taşıdığı ener- jinin karşı konulmaz, önünde durulmaz hareketiy- le kurtulacaktır. Elbette kolay olmayacaktır. Kolay olmaması da gerekir. Elbette acılarla, sıkıntılarla, güçlüklerle do- lu bir yoldan geçilerek olacaktır. Doğru olanı hak etmenin kolay yolu yoktur. Türkiye gene Atatürk'le, gene Uğur Mumcu'yla, gene emekçiyle, gene genciyle yaşhsıyia, kadınıy- la erkeğiyle ei ele kurtuiacaktır. Hiç kimsenin kuşkusu olmasın. TBMM'den olumlu görüş Cezaevinde sekse formül aranıyor ANK.\R\ (Cumhuriyet Bürosu) - Cezaevlerindeki sorunlan ve çözüm önenleri- ni belirlemek üzere altı ay sü- recek bir çalışma başîatan TBMM İnsan Hakları Ko- misyonu'nun 6 cezaevinde yaptığı incelemelerin tuta- naklannda ılgınç saptamalar yer aldı. Evlilere ayda bir kez cinsel ılışkı izni konusunda cezaevi yönetıcılen \e mah- kûmlar aynı görüşü paylaşır- ken, bekâr mahkûmlann cm- sel sorunlannın çözümu için formül aranıyor. TBMM he- yeti. -balmumundan maske yapılarak kaçılabileceğP ge- rekçesiyle cezae\lenne pe- tekli bal alınmadığmı sapta- dı TBMM İnsan Haklan Ko- rnisyonu'nca cezaevlerinde incelemelerde bulunmak üzere oluşturulan alt komis- yon, Diyarbakır Cezaevi ile başlattığı çalışmalan Ankara Merkez Kapalı. îstanbul Bayrampaşa, Sağmacılar, Ümraniye ve lzmir Buca ce- zaevlerindeki incelemelerle sürdürdü. ANAP tzmir Mil- letvekili Süha Tanık başkan- lığındaki alt komisyonda Ca- fer Güneş (RP), Osman Çü- sal (DYP). Hakan Tartan (DSP) ve Sabri Ergül(CHP) yer alıyor. Komısyon gelecek günlerde tstanbul Metris, Es- kışehır. Aydın ve Manisa ce- zaevlennin yanı sıra tutuklu ve hükümlüîer tarafindan Jl- TEM kontrolünde olduğu öne sürülen Kahramanmaraş, Batman ve Elazığ cezaevle- rinde de incelemelerde bulu- nacak. Manisa'da cezaevinin yanı sıra ağır cezalara çarptı- nlan liseli gençlerin ışkence gördüklennı öne sürdükleri polis nezarethanesi de ıncele- me kapsamında olacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle