Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CumhuriyeC
İmtivaz Sahibi: Berin Nadi
Genel Yayın Yonctmenı ' >rhan Erinç •
üenel Ya\ın Koordın, törü Hikmet
Çetinkaya • Yazuşlen Mudurlen
fbrahim Yıldız, Dinç Tayanç (Sonımlu)
# Haber Merkezi Müdürü Hakan Kara
# Görsel Yönetmen Fikret Eser
Dı^ Habcricr Şinasi Danışoğlu # Istıhbaraı
Cengiz Yıldınm # Kııltur Handan ijenköken
#Spor Vbdülkadir Vücelman • Makaleler
Sami Karaören # Duzeltmc. Abdullah Yazıcı
• Fotoğraf Krdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge
Edibe Buğra • Yurt Haberlen Mehmet Faraç
\a\ınKuruJu ühın Selçuk I Ba^kan t.
Orhan Erinç, Oktaş Kurtböke.
Hikmet Çetinkav a, Şükran Noner,
trgun Bakı, Dinç Tayvnç. thrahim
Yıldu, Orhan Bursalı, Mustafa
Balbav. Hakan Kar».
\nkaraTcmsılciM MustafaBdlba> 9 Habcr Mudunı Doğan
Vkın Auturk Bukan No 125. Kat 4. Bakanlıklar-Ajıkara
Tcl 4I45H20 O hat), Faks 4195U21
• Izmır Tcm^lcısı.
SenUrKıak.H Zi>aBK 1352S 23Tel.4411220, Faks.
4419117 •AdanaTemsılcısı ÇetinYiğenoğlu, lnonüCd.
119S No-I Kat l.Tel 363 12 ll.Fak» 363 12 15
Müessese Muduru Erol Crkul •
Koordınator Ahmet Korulsan 0
Muhascbc Bülenl Y ener 0 liıre
Höseyin Gürer 0 l^letme Önder
Çelik 0 Bılgı-lşlem Nail Inal 0
Bılgısayaı Swem Mürü\et Çiler
MED>\ C: 0 Yonetım Kurulu
Ha^kanı - Genel Mudur Gülbin
Erduran 0 Koordınalör Retoa
lşıtman 0 Genel Mudur Yardımcisı
Mine Akdağ Te! 514 07 53 -
5139580-513846O61,Faks 5138463
\ tvınU>*n *e Basan: Venı Gûn Haber Ajansı. Basın \e Yajıncıhk A.S
ttrktcaiıtad Î9 41 Cağaloglu 34334 Ist PK 246 Istanbul Tel (0 212) 513 05 05 (20 hati Fak;. 10 212) 513 85 «5
27 OCAK. 1997 Imsak. 5.43 Güneş:7.13 Öğle: 12.24 Ikindı. 14.57 Akşanrl7 21 Yatsı: 18.45
ADD şube
kongresi
• ZONGULDAK
(Cumhuriyet) - Atatürkçü
Düsünce Derneği
Zonguldak Şubesi 2.
Olagan Genel Kurulu
yapıldı. Genel Maden-tş
Sendıkası Toplantı
Salonu'ndaki genel kurula
64 üye katıldı. Seçtmde,
Ali Turan Başar, Şûkran
Karahasaa, Muhsin Kara,
Nurullah Özkan, Kürşat
Coşkun. Fevzi Engin ve
Aysel Yılmaz yönetim
kurulu üyeliğine getirildi.
Sağlıkta proje
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Sağlık Bakanı
Yıldınm Aktuna, 1997'nin
sağlıkta "atılım yılı'
olacağını bildirdi. Sağhk
Bakanı Aktuna. bakanlığın
çeşıtlı bırimlerine
gönderdiğı genelgede, her
türlü yenı projenin
hazırlanmasında' Proje
Planlama Koordınasyon
Bölümü'nün
görevlendirildiğini belirtti.
Aktuna, bu bölümün kısa,
orta \e uzun \adeli planlar
hazırlayacağını ve proje
mantığında tasanmını
koordine edeceğini
vurguladı Sağlık Bakanı,
tüm projelerin belirlenen
tarihe kadar bitinlmesinin
hedeflendiğıni belirtti.
Kâzım Karabekir
anıldı
• KARAMAN/KARS
(AA)- Atatürk'ün yakın
silah arkadaşı. Kurtuluş
Savaşı'nın Doğu Cephesi
K.omutanı Kâzım
K.arabekir, ölümünün
49'uncu yıldönümünde
törenlerle aırldı. K.âzım
Karabekir Paşa içın,
doğum yeri olan
Karaman'ın Kâzım
Karabekir ilçesinde
düzenlenen törende
konuşan Vali Hakkı Teke,
onun, memleketini ve
insanlan seven,
prensiplerinden taviz
vermeyen, şahsiyeth ve
kararlı bir asker, büyûk bir
devlet adamı olduğunu
söyledi. Kâzım Karabekir,
Kars'ta da düzenlenen
törenle anıldı.
RTÜK'ten
• ELBİSTAN(AA)-
Kahramanmaraş'ın
Elbistan ilçesinde yayın
yapan bir TV ve radyo,
Radyo ve Televizyon Ust
Kurulu (RTÜK) karan ile
kapatıldı. tlçe Emniyet
MüdürlüğiTnden ahnan
bilgiye göre, yasal
prosedürü yerine
getırmediğı belirlenen
Kanal E ve Radyo TEK,
RTÜK"ün kapatma karan
gereğınce, yayınına son
verdi.
Fıkra gerçek
oldu
• KİLİS(AA)-Kilisli
a>akkabı tamircisi, bindiği
dalı kesınce, düşerek öldü.
Olay. Abdullah Kerküt'ün,
Şıhabdullah
Mahallesi'ndekı evınin
bahçesınde meydana geldi.
Abdullah Kerküt,
bahçesindeki ceviz
ağacının kuruyan dallannı
budadığı sırada. yanlışlıkla
üzerinde durduğu dalı
kesti. Kınlan dalla bırlikte
düşen ve başını beton
zemine çarpan Kerküt,
Kilis Devlet Hastanesi'ne
kaldınhrken hayatını
kaybetti.
TüPkiye'de
bilişim atağı
• ANKARA (ANKA) -
Türkiye Bilişim Vakfı
(TBV) ve Devlet lstatiştik
Enstıtüsü (DİE), 'Türkiye
Bilişim Stratejileri'ni
belirlemek için değişik
alanlardan temsilcileri bir
araya getinyor. 30 ocakta
DİE Konferans Salonu'nda
düzenlenecek olan
'Türkiye Bilişim
Stratejileri' panelinin açış
konuşmalannı TBV
Yönetim Kurulu Başkanı
Faruk Eczacıbaşı. DİE
Başkanı Mehmet Sıddık
Ensan v e Devlet Bakanı
Prof. Sabri Tekirvapacak.
TBV Yönetim Kurulu
Başkan Yardımcısı
Emrehan Halıcı'nın
yöneteceğı panele DSP
Istanbul milletvekili Prof.
Ziya Aktaş. TÜBİTAK
Başkanı Prof. Toşun
Terzıoğlu, ODTÜ Rektör
Yardımcısı Prof. Türker
Gürkan. Türk Telekom
Genel Müdürü Cengiz
Bulut katılacak.
RP'li belediyenin "park'ın içine" cami yapma projesi imar ve koruma yasalanna aykın
Takshıı Gezisi hukuk giivencesindeOKTAYEKtNCİ
Başbakan Necmettin Er-
bakan, henüz muhalefettey-
ken 8 Ocak 1995 tarihinde
RP'li beledıye başkanlanyla
Ankara'da yaptığı toplantıda
şunlan söylemiştı:
"Halk taksim'e cami isti-
yor. Cami yapılacak sahayı
SlT sahasına çcvirerek engcl-
temeye çaltşolar. Kötü komşu
maledindirirmiş; camhi>an
tarafa degit asıl parkın içine
yapacağız. Çok daha güzel
oiacak." (9 Ocak 1995 - ga-
zeteler.)
Erbakan'ın bu "karan"
açıklamasının üzerinden 2 yil.
başbakan olmasmm üzerinden
ıse 6 ay geçti. Kamuoyunun
dikkatleri hâlâ o "yan taraP
dediği tarihi Su Maksemı'nır
bıtışiğindekı arsadayken, Be-
yoğlu Beledıye Başkanı Nus-
rct Bayraktar RP lidennin 2
yıl önce açıkladığı "özlemi-
ni"bırdenbıre ılçe beledıye
meclısi karanna baglayarak
Büyükşehir Belediye Meclı-
si'nin "onayma" gönderdi.
Gözler Koruma
Kunılu'nda
Şimdı gözler Büyükşehir
Belediyesi ve Koruma Kuru-
lu'nda. Çünkü, imar ve koru-
ma yasalanna göre ancak "her
ikisibirden" izın verirse Tak-
sim Gezisi'nebu cami ve rant
tesisleri yapılabilecek. Recep
Tayyip Erdoğan. işte bu ne-
denle "KorumakuruUannın
bir an önce betedheye bağ-
lanmasmı" ıstıyor. RP'li Kül-
tür Bakanı Umail Kahraman
da yine bu nedenle "sadık"
Genel Müdürü Ahan Akat'
Danıştay'ın 1983 yılında Taksim Camisi için aldığı 'iptal' karannın gerekçesinde sadece tarihi su binalannın korunması yoktu. Kararda 'Tak-
sim Meydanı'na ek yoğunluk getirecek her türtü yapüaşmanın' da imar. şehirrilik ve planlama ilkelerine aykın olduğu vurgulannuştı.
koruma kurullarının üzerine
salıyorvebaskı uvgulatıyor..
Be\oğlu Beledne Meclı-
sı'ndeçofunluktaki RP'li üye-
lerin oylanyla ahnan bu *imar
planı değişikliği teklifr. hom
Büyükşehir Beledıye Mecli-
si'nden. hem de Koruma Ku-
rulu'ndan onay alabılir mı?
Yürürluktekı yasalara ve
hukukkurallanna göre bu so-
runun yanıtı "ha\ır"dır. Za-
ten bu nedenle Beyoğlu Be-
lediyesi'nin karanna
H
ihti-
vath'Tjırdıl kullanılarak "tav-
siyc karan" deniyor.
Oysa Nusret Bayraktar ve
arkadaşlan, *bilerek*^ıukuk
dışı \e yasalara aykın bir mec-
lıs karan almış durumdalar.
Tıpkı Kültür Bakanı Avukat
İsmaıl Kahraman'ın Mımar-
lar Odası'nca kullanılan bına
ıçın aldığı ve polis gücüyle
"uyguladığı" hukuk dışı tah-
lıye karan gıbı.
KahramaıTuı 'kfiltflrû'
Bu keyfı uygulaması hak-
kında verilen yürütmeyı dur-
durma karanna yaptığı "ge-
rekçeB"(!) itırazı da üst mah-
kemece reddedılmiş bulunan
sözde "hukukçu" bakan, bir
\ andan yargı hükümlennı çiğ-
neyerck mımarlann mekânla-
nndaki "aorlaişgaliinr sürdü-
rürken. öbür yandan Taksim
Camisı için gözdiktiklen ye-
ri bakın nasıl savunuyor:
"Bunaengelnlmakisteyen-
ler (yani. Mimarlar Odası)
kendilerini kapı dışında bul-
du..."(Radıkal - 23 Ocak
1997).
Oysamahkeme kararlann-
da "kapı dışarT denılen ta
kendisi. Ama bu bakan,'
Şsssre
Kastamonu'da tarihi eser hırsızlığı
Kastamonu'nun Kasaba köyiindeki Beylikler dönemi
ahşap o> macılığının en önemli eserieri arasında yer alan
Mahmutbey Camii'nin kapısı. kinvliği henüz belirlene-
meyen kişilerce çalındı. Ahşap o> macılıgının en gûzel ör-
neklerindcn biri olan kapı Nakkaş bin Mahmut tara-
fından işlenmiş. Kapı üzerinde Kuran'dan ayetler, ata
dilimli çiçek motifı ve motifı çevreleyen 12 köseli yıkuz
bulunuyor. Yetkililer, demir menteşeleri kesilerek çah-
nan kapuun yurtdışına kaçınlma olasılığını da göz önü-
ne alarak sonışturmayı yüriittükkrini belirttiler. ( A A)
'GÜRÜLTÜ KONTROL YÖNETMELİĞ1 TİTİZLtKLE U\GULANM.4Lr
Gürültiiye kıılak asan yok
SAADET USLU
Türkiye'de çevre sorunla-
n arasında en az üzerinde du-
rulan 'gûrültü kiıüfiğPnin ön-
lenmesi için acil önlem alın-
ması istendi. Uzmanlar, gü-
rültünün başta işitsel olmak
üzere birçok sağlık sorunu-
na yol açabileceğine dikkat
çekerek, "Gürültü Kontrol
Yönetmeliği'nin titizJikle uy-
gulanması acilen sağlanma-
h" dediler.
Geçen yıl haziran ayı için-
de lstanbul'da gerçekleştiri-
len HABITAT-II KentZirve-
si'de de konuyu ele alan İTÜ
Mimarlık Fakültesi Fiziksel
Çevre Kontrolu Birimi'nden
Prof. Dr.SdmaKurra,lTC
İnşaat Fakültesi ÇevTe Mü-
hendishği Bölümü öğretim
üyesi Prof. Dr. Ahmet Sam-
sunlu. Istanbul Cniversıtesı
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
KBB Bölümü'nden Prof. Dr,
TahirAltuğ. 1Ü Edebiyat Fa-
kültesi Psikoloji Bölü-
mü'nden Yrd. Doç. Levent
Önen ve Uzm. Dr. Suphi Ve-
hid gürültü kirliliği ile ilgıli
birbıldiri hazırladılar. Vakıf-
lar Yüksek Tahsil Kız Yur-
dundan Yettşenler Eğitim ve
Kültür Vakfı (VATEV) ön-
cülüğündeçalışan uzmanlar.
özellikle gürültü kırlıliğinın
kamuoyunda henüz bılınçlı
olarak ele alınmadığını vur-
guladılar. Bu konuda yapı-
lan araştırmalann ve çevre-
ci hareketlerin de çok az ol-
duğuna dikkat çeken uzman-
lar, bildirilerinde şu görüşe
yerverdıler-. "Seskûiiliğinin
insanlara etkileri öncelikle
isjtme sağbğı üzerinde göriil-
mektedir ki iş yerlcrinde sü-
rekli kulak taramalan yapıl-
madığı. denetimlerin\eter-
sizoMuğu,işyeri sahiplerinin
önlem almak için teşvik ve
zorlamalann bulunmadığı
ülkemizde, işçi sendikalan
da konuya sahip çıkmamak-
tadır. Çok sayida işçinin ge-
çiciveyasürekli işitmc ka>bı-
na uğradığı görülnıüştür."
Uzmanlar, gürültünün ne-
denlerini; "düzensizkentieş-
me, yaygınlaşan yerüstü ula*
şım sistemleri. ulaşım huanın
ve taşıt sayısının artmasL, ge-
rekli altyapı \e bilgilenme ol-
maksızın uygulanan nıakinc
ve donaüm sistemleri, \apıla-
nn ses yahnmı > önünden ye-
tersizükleri vebireysel davra-
nış bozukluklan" olarak sı-
raladılar. Kentin en sakin kö-
şeleri olması gereken park-
lan bile istenmeyen seslerin
doldurduğu behrtiler bildi-
ride, gürültünün zararlı etki-
leri de şöyle sıralandı: "İşh-
sel bozukluklar,psikolojik so-
runiar, çabuk niddctlvnmc,
aşm paöama, kunsantrasy on
bozukhığu,çahşma>a isteksi/-
lik, düşüncelerde vav aşlama,
öğrenmede güçlük \e stress.
Ay nca gürültü düzevieri ve et-
kiknme sürelerine bağlı ola-
rak, yüksek tansiyon, solu-
num bozukluğu gibi hasta-
lıklara neden ulur. Ani gü-
rümılerde ani refleksler ve ir-
kilme sonucu iş kazalan or-
tava çakabilmektedir."
gıya karşı zor kullanarak"
amacına ulaşma\ ı bir "iktidar
kültürü''olarak sergılıvor. Da-
hası. bu kültürun Taksim Ca-
misi projesinde de uygulana-
bileceğim vurguluyor...
Yasalar ne diyor?
Şimdı şu sorulabılir: Tak-
sim Gezisi'ne cami \e rant
tesisleri planlamak (ya da her-
hangı bir başka tesis) yasala-
ra ve hukuka neden aykın?..
Birincisi: böylesi bir özle-
me önce İmar V'asası engel.
Yine Erbakan'ın 2 yıl önce
söylediğı "parkuı içineyapa-
cağu"sözü, imar mevzuatı-
na göre "suç." Çünkü, >asal
kurallar, hangi nedenle olur-
saolsunbir yeşil alanın ~azaW
ülması" durumunda, en az
aynı miktarda bir alanın yine
"park" olarak ve "aynı böl-
gede düzenJenmesini" öngö-
rüyor. Taksim'de buna ola-
nak bulunmadığına göre (ay-
nca zaten önenlmedıgı için)
"parkın içine" cami teklifi
yasal değıl.
tkincisi; Taksim Gezisi her-
hangı bir park da değil. ts-
tanbul'un "Cumhuriyettari-
hiyle"özdeşleşmiş ve bu an-
lamda kültürel boyutu olan
bir kentsel-doğal U
SİT\ Ya-
nı. hukuken de bir "koruma
alaıu."
Cçüncüsfl ise Taksim'de
cami yapılmasını "şehircilik
ükderineM'kamuyararmaav-
kın"bulan Danıştay ın 1983
yılında aldığı "•iptal" karan-
nın gerekçesinde sadece tari-
hi su binalannın korunması
vok; o tanhteki bilirkışi rapor-
larında ve yüksek yargının
karannda: "Taksim Meyda-
nı'na ek yoğunlukgetirici bir
yapüaşmanın" da imar ve şe-
hırcılık hukukuyla çelişece-
ği vurgulanmıştı. Vakıflann
itirazına rağmen "kesinleş-
miş" olan bu Danıştay kara-
n, şimdı bir de "metro istas-
yonu" yüklenen Taksim Mey-
danı için 14 yıl sonra daha da
geçerli değil midir?..
Evet. Bütün bunlar, Tak-
sım'deki cami ve rant proje-
lerine "arsa" olarak şimdı de
Cumhuriyet'e kanat geren
Lütfı Ktrdtr'uı İstanbuia S7
yıl önce armagan ettiği bir
"•uygarhkparkını
7
" seçebilen-
ler içın önemsız olabilir. Ama
aynı Cumhuriyet'e bugün de
kanat geren ve hukuku savu-
nanlar için önemli olsa ge-
rek...
HENRİ PROST PLANLADI
Çağdaşlaşma
atılımının eseriBeyoğlu Belediye Meclisi'nin 21 Ocak 1997 Sah günü
yaptığı olağanüstü toplantısmda RP'li üyelerin oylanyla
TakMm Camisi'nin "yeni proje alam" olarak öngörülen
Taksim Gezisi, ülkemizde Cumhuriyet devrimi ile
başlatılan ilk -planh ve çağdaş şehircüik aulımlanıun"
tstanbul'dakı yine ilk ve en önemli ömeklerinden biridir.
1930Tara kadar Taksim Stadı'nm bulunduğu bu alanda
daha önce 19. yüzyılda mşa edilmiş "Topçu Kışlası"
vardı. Ünlü 31 Mart (1908) olaylannda büyük ölçüde
tahrip olan kışlanm orta avlusu "stadyum" halıne
getirildi ve Cumhunyet dönemmde de ilk uluslararası
spor karşılaşmalan burada yapıldı. Örneğın Türk milli
Takımı'nın Romanya futbol takımıyla olan ilk milli maçı
26 Ekim 1923'te. yanı cumhuriyetın ilanından 3 gün önce
Taksim Stadı'nda gerçekleşti, Benzer şekilde
Türkiye'dekı ilk Balkan Güreş Şampıyonası, binicilikteki
ilk uluslararası yarışma olan Türk-Bulgar
konkurhıpiklen ve yine ilk Avrupa Clkelen Atletizm
Şampıyonası da Taksim Stadı'nda tarihe geçtıler. Alanın
bugünkü "kent parkı" statüsüne kavuşması ıse 1940
yılında ünlü Valı ve Beledıye Başkanı Lütfı Kırdar
tarafından gerçekleştinldı. Atatürk'ün isteğı ve davetiyle
tstanbul'da planlama çalışmalan yapan Fransız mimar ve
şehircı Henri Prost kentin en önemli "yeşü
kuşakianndan'' bırisi olarak Dolmabahçe'den
Nişantaşı'na doğru yükselen Kadırgalar V'adisi'ni
önermış ve Taksim Stadı'nın bulunduğu eskı kışla
alanını da bu kuşağın "merkez parkı" şeklinde
tasarlamıştı.
Cumhuriyet bûtûnlttğü
Kırdar. işte bu öneriyı uygulayarak. Taksim Gezisi'ni
düzenledi. 1944'te bu parka İnönü'nün at üzerindeki
heykelını dıkmek için bir "kaide" konmasından ötürü
gezıye halk arasında "Inönü Gezisi" denildı. Ne var ki
"1950'den sonra" tnönü heykelını Maçka'daki Taşlık
Parkı'na aktardılar... Taksim Gezisi, meydandaki
Cumhuriyet Anıtı'yla birlikte kentin aynı zamanda
"çağdaş yaşam alam" olarak da önemli bir uygarlık
misyonu üstlcnmıştir. 1928'de dikilen ve Italyan yontucu
Pietro Canonica'nın eseri olan Cumhuriyet Anıtı'nın
aynı zamanda genış ve modern bir park alanıyla birlikte
kent halkı tarafından kucaklanması düşüncesi, Taksim
Gezisi'nin düzenlenmesindeki önemli gerekçelerden de
biridir. Nitekim, gezinin önünden başlayarak Taksim'i
Harbıye'ye birleştiren ve bugün de kentin en önemli ana
arterlerinden bırisi olan caddenin adı da "Cumhuriyet
CaddesTdir... tşte böylesi bir alanda RP'li siyasetçilerin
şimdi "cami ve rant tesisleri" yapmaya kalkışmalan,
şehircüik ve kent kültüriiyle ilgilı tartışmalann ötesinde,
bu siyasi akımın bir yandan Cumhunyet'in yasalanyla
yerel ve merkezi iktidara gelırken, öbür yandan aslında
"Cumhuriyet uygarugına" ne denli yabancı ve hatta
"düşman" olduğunun da yeni bir kanıtı, Bakalım Recep
Tayyip Erdoğan, bugün kentin uluslararası kongre
merkezinde de adı yaşatılan Lütfı Kırdar'ın mirasını yok
etmeye aday bu siyasi projeye "aynı kentin belediye
başkanı olarak" ne tiir bir gerekçeyle onay verecek?..
SÖYLEŞİ ATTİLÂ İLHAN
İşçiye ve Sendikacılığımıza Dair 'Aykın' Düşünceler
Si ii id 'h d d bd k ibi k d t
Siyaset pratiği ıçinde. 'hayatını sosyalızme ada-
mış' nice 'aydını', işçilerimiz, gerçekten derin
bir hayal kınklığına uğratmiştır: ne hikmetse 'emefc-
çi', 'aydın'ın onun bulunacağını umduğu yerde as-
la bulunmaz: ya üstündedir, ya da çok altında!
50'li yıllar. Istanbul kazan biz kepçe (Beşiktaş,
Beykoz, Ayvansaray, Haliç) ışçı kesimıyle 'temas'
aramaktayız: tütüncüler, cam işçilen, dokumacılar
vs. Ne var kı 'sosyalıst' pek çok işçi 'arkadaş', iki
yudum rakı içti mi, ne kadar 'küçük burjuva özle-
mi' varsa, ortalığa döküp saçıyor. Hayli hazin! Şun-
dan ki o yıllar, Fransa'da CGTTı, FO'lu, epeyce 'm\-
litan' sendikacı iletanıştığım, konuştuğum yıllar; on-
lann bilinç düzeyi, gerçekten yüksektir, bizimkiler
henüz 'inanç' sınırını aşamamış görünüyor, daha
da umut kıncı olanı, sendikacıhğı, toplu sözleşme
pazarlığını kurnazca yürütmek sanıyorlar: 'konfor
sendikacıhğı', demezler mi, işte o!
Yooo! KUTV neslı'nin hakkını yemeyelim, onları
ayn tutmak gerekir. Şimdi bitcten bıre gözierimin önün-
de, yüksek alnı, pırıltılı gözlerıyle 'Tornacı' Ömer;
oturmuş, bana, hanl harıl, 'sosyalıst' sendikacılık-
la, 'anarcho' sendikacılık arasındaki farkı açıklıyor.
Günümüzün sendika 'ağalanndan', acaba kaç ta-
nesi, bu farkı doğru dürüst anlatabilir? Lütfü Eriş-
çi'nin 'Diktatöriük Devri' dediği dönem, ışçilerin,
ancak 'korporasyon' şeklinde ve mutlaka devlet de-
netiminde örgütlenmesine müsaade ediyordu; 'tek
parti'nin o 'yukardan aşağıya' aygıt 'modeli', ma-
alesef, daha sonrakı 'demokrasi' sendikalan için de
geçerli sayıldı.
Daha 'garibi' de var...
Kozunu lcimlnle paylasacak?
Türkiye'de sendikacılık, iş piyasası düzeyinde,
'işveren 'in anti/tezi olarak görünmez. Ne demek
bu? Cevabı sanınm, şu sorudasaklıdır. Siz hiç hol-
ding, şirketler grubu ya da konsorsiyum işletme ve
fabrikalannda, ortalığı velveleye veren 'grev' gör-
dünüz mü? Ben görmedim. Sebebi basit: Türk sen-
dikacılığının, özel sektör işyerierindeki örgütlenme
cranı, son derece düşüktür, etkisi de sıfıra yakın;
işçiyi tabandan örgütleyememiştir ki, greve filan
gidebilsin! Oysa işçinin artı/değeri, asıl, o kesimin
işvereninde birikir, servete dönüşür. Bizım sendi-
kaların kamu sektöründen kopardığı zam, bir ba-
kıma, kendi parasr. halkın parası. yâni! Sendika-
tarın, kozlarını özel sektörle mi, yoksa KlT'ler-
le mi paylaşmasının daha doğru ve gerçekçi bir
yaklaşım olduğunu, bana kim anlatacak?
Sendıkacılığımız bu sorunu hiç gündemine alma-
dı: oysa. hayat memat sorunudur.
Gariplik, o kadarla kalmıyor; sendika / parti iliş-
kileri de bir âlem! Merkezi otorite, sosyalist eği-
limli partilerin, işçi sendikalarıyla oluşturmaya
çalıştığı yakınlığı, 1946'dan bu yana, ısrarla ve
mutlaka torpillemiş; meğerse sosyaldemokrat
olduğunu, hikmet-i hüda, bir anda keşfedive-
ren 'ortanın solundaki' partiler ise bu ilişkiler-
den vebadan kaçar gibi uzak durmuştur.
Oysa, -hete XlXyy'ın sonlannda- sosyalizm ile sen-
dikacılık, handiyse aynı anlama geliyordu: krtle ta-
banında sosyalizmin 'öncüleri' elbette sendika-
cılar olacaktı; Akdeniz 'Enternasyonah' ülkele-
rinde, yâni Fransa'da, itatya'da, tspanya'da,
'solcu' sosyalist ve komünist partilerin 'esas'
vurucu gücü, işçi konfederasyonlan olmadı mı
hep? Bu anlayışm temeli ne? Sendika, siyasi ör-
gütle (parti) işçi sınrfı arasındaki 'transmisyon
kayişı'dır; yığınlann bilinçlenmesini sağlar. bir
bakıma toplum düzeninin iyileştirilmesi ve de-
ğiştirilmesi amacıyla, işçi sınıfının yoksul köy-
lülük ve yoksul küçük burjuvazi ile güçbirliği-
nin 'ustabaşısı' odur.
Daha bıtmedi! Aşın derecede merkeziyetçi, üre-
timi denetlemekle yetinmeyip, aynı zamanda da-
ğıtımı ve tüketimi de kontrolu altında tutan, ona
göre örgütleyen 'siyasi toplum'a (devtet'e) karşı, üre-
timin olduğu gibi dağıtımın ve tüketimin de hak-
ça örgütlenmesini, üreticilerin (yâni emekçile-
rin, yâni sendikalann, yâni 'sivil toplum'un) yap-
ması gerektiğini iddia eden de bu sendikacılık
anlayışı değil midir? Endüstri ve endüstri sonra-
sı toplumlarında, bu mertebe 'hayati' bir rol üstle-
necek olan işçi sınıfının ve sendikacılığın, ülkemiz-
de hanidir adeta 'devre dışı' bırakılmak istenmesi
acaba hangi rasyonel gerekçeyle haklı gösterilebi-
lecektir?
İktidar 'ortağı' (öteki ortak bürokrasi) burjuvazi-
nin, kazasız belâsız, burnu bile kanamadan 'semı-
rebilmesi' için mi?
En vatıim sorun!..
S'ızce bu 'aykın' düşünceler niye? işçilerden ümi-
di kestiğim için mi? Sanmıyorum! Daha ziya-
de, sendikalanmızın 'eğitici' gücüne ve etkisine
güvenemediğim için: Burjuvazinin -hem de 'vahşi'
bir burjuvazinin- 'yükseliş' döneminde, öteki top-
lum katmanlan gibi, işçi sınrfı da, burjuvazinin de-
ğerler sistemi etkisindedir; stnıfsal olarak düzeni
düzeltmekten çok; bireysel olarak köşeyi dön-
meyi öne alabilir. Öyle olmuyor mu? Türk işçi-
lerinin çoğunda yurttaş' ya da 'işçi' toplumsal
niteliğinin bireysel 'tüketici' niteliğiyie yer de-
ğiştirdiğini görmüyor muyuz?
Yıllardan beri 'bilinçlenmemesi' için onca çaba
sarfedilen işçiyi, sendikacılığımız, 'yurttaş' düzeyin-
de bile tutamamış iken; acaba, içine itildiği 'tüke-
tıcilik' çıkmazı ve 'pop altkültürü'nden kurtarıp, si-
yasi olarak nasıl örgütleyecek? Beş yıldızlı otel,
lüks araba 'konfonı' içindeki, 'sendika liderieri'riın
özlemi, yoksa bazı adı solcu liderlerimizde olduğu
gibi 'az üye, çok taraftar' ilkesi mi olacaktır?
Türk solunun, en vahim sorunu, işçi sorunudur.
Kimse farkında görünmüyor.
http:// www. prizma.net tr/ A İLHAN
http://www.ada.com.tr7-bilg'ıyay/yazar/ailhan.htlm