Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 24OCAK1997CUMA
HABERLER
Akşener'den
16Martyamtı
• İstanhul Haber Servisi -
Eskı Kültür Bakanı ve CHP
tstanbul Milletvekili Ercan
Karakaş'ın, 16 Mart
katliamı ile ilgili Içişleri
Bakanlığı'na 11 sorudan
oluşan soru önergesine
yanıt bakan Meral
Akşener'den geldi.
Öğrencilerin o gün zorla ön
kapıdan çıkanlmadıklarını
öne süren Akşener, bu
konuda hiçbir güvenlik
yetkilisınin emir
vermediğini kaydetti.
Akşener'in yanıtlannı
'tatmin edici' bulmadığını
belirten Karakaş yeni soru
önergesi verdi.
dolandırıcılık
• İstanbul Haber Servisi -
Düzenledikleri sahte kredi
kartlanyla çeşitli bankalan
dolandırdıklan iddiasıyla
TCK'nin64'l maddesi
gereğince yargılanan
Hayrettin Ertekin, Eylem
Cülcüloğlu ve Ali Murat
Şahinbaş tahliye edildi.
İstanbul 7. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde
Cumhuriyet Savcısı Ulvi
Sezgin, delillerin büyük bır
bölümünün toplanmış
olması ve tutukluluk
sürelerini gözönüne alarak
sanıklann tutuksuz
yargılanmalannı istedi.
Mahkeme heyeti de tutuklu
üç sanığın tahliyesine karar
verdi.
Şavata
Dtrejan'ı yaktı
• İstanbul Haber Servisi -
Dırejan filminin öykü
yazan ve başrol oyuncusu
Gani Şavata, filmin
Beyoğlu'nda gösterime
girecek salon bulamamasmı
protesto etmek amacıyla
filmin bir kopyasını önceki
akşam Ayhan Işık Sokak'ta
yaktı. Filmin mesajının
banş ve kardeşlik oldugunu
söyleyen Şavata, Kültür
Bakanlığf nın ve İstanbul
Büyükşehir Belediyesi'nin
kendilerine destek
vermemesinden yakındı.
Şa\ ata, Malatya
milletvekillerini ve Kültür
Bakanı Ismail Kahraman'ı
filme ilgisiz kalmakla
suçladı.
Çatlı ile Şahin'in
fotoğrafları
• tstanbul Haber Servisi -
Kanal D Televizyonu'nun
ana haber bülteninde
önceki akşam yayımlanan
ve Abdullah Çatlı, eski
Özel Harekât Daıresi
Başkanvekili tbrahim Şahin
ve Ayhan Akça'yı birlikte
oynarken gösteren video
kaset ile fotoğraf ve düğün
davetiyesi. İstanbul Devlet
Güvenlik Mahkemesi
Başsavcıhğı'nca bu
televizyon kanal ından
istendi. Belgeler, saat 14.50
sıralannda da Kanal D
Genel Yayın Yönetmeni
Uğur Dündar tarafından
DGM'ye getirilerek
Susurluk soruşturmasmı
yürüten Cumhuriyet Savcısı
Aykut Cengiz Engin'e
verildi.
Baykal ye
İnönü döndii
• İstanbul Haber Servisi -
Roma'da yapılan Sosyalist
Enternasyonal Konsey
Toplantısı'na katılan CHP
Genel Başkanı Deniz
Baykal ile Sosyalist
Enternasyonal Genel
Başkan Yardımcısı Erdal
İnönü Türkiye'ye döndü.
THKP davası
• tstanbul Haber Servisi -
Yasadışı Türkiye Halk
Kurtuluş Partisi (THKP)
örgütü adına Gemlik
Dinamit Deposu'nun da
aralannda bulunduğu
soygun, patlayıcı madde
atmak gibi 41 ayn eyleme
kanşan ve 'anayasal düzeni
zorla değiştirmeye
çalışmak' suçlamasıyla 5'i
hakkında idam cezası
istenen 8 sanığın
yargılanmasma devam
edildi. İstanbul 4 No'iu
Devlet Güvenlik
Mahkemesi 'ndeki
duruşmada Bursa/Gemlik
Dinamit Deposu Bekçisi
tbrahim Kılınç ile Kezban
Acar tanık olarak dinlendi.
Baronun raporu
• tstanbul Haber Servisi -
İstanbul Barosu Yönetim
Kurulu, Susurluk kazasıyla
gündeme gelen 'siyaset-
mafya-polis' ilişkılerini
incelemek, izlemek ve bir
rapora bağlamak üzere baro
bünyesinde oluşturulan
'Çalışma Grubu'nun
raporunu bugün TBMM
Susurluk Komisyonu'na
sunacak.
İnsan Haklan Derneği 1996 yılmda 78 kişinin karanlık güçlerce öldürüldüğünü açıkladı
Olümün ürküten bflançosuÖZKAN GÜVEN
Uluslararası Af Örgütü'nün hazırladığı
son raporda 199O'lı yıllann kayıplar ve
vargısız infazlar yılı olduğu vurgulandı.
Insan Haklan Derneği'nin verilerine göre
1996 yılı içinde 78 faili meçhul cinayet
işlendi. Çatışmalarda ise 2 bin 859 kişi
öldü. İnsan haklan ihlalleri, uzun süreden
beri Türkiye'nin başını ağntan konular
arasında yer alıyor. Af Örgütü.
Türkiye'deki insan haklan ihlallerini
protesto etmek amacıyla dünya çapuıda
kampanya başlatırken, Avrupa
Parlamentosu da gümrük birliği
çerçevesinde verilecek 375 milyon
ECU'lük yardımın bu yıl içinde
lcullandınlması öngörülen 53 milyonunun
askıya alınmasını kararlaştırdı. Af
Örgütü'nün hazırladığı son raporda
199O'lı yıllann kayıplar ve yargısız
infazlar yılı olduğu belirtildi. Türk
ınsanının gerçek ifade özgürlüğünün
olmadığına işaret edilen raporda,
"Türkiye'de hiç kimse. devlet güçleri
tarafından gerçekleştirilen ihlaüer
nedeniyle gerçek anlamda güvenlikte
değüdir" denildi.
Türkiye'nin kanayan yarası haline gelen
faili meçhul cinayetler, 1996 yılı içinde
de devam etti. İnsan Haklan Derneği'nin
verilerine göre geçen yıl 78 kişi faili
meçhul cinayete kurban gitti. Bu rakam
1991- 1995 yıllan arasında 138O'di.
TBMM çatısı altında ilk kez Uğur
Mumcu cinayeti sonrası Faili Meçhul
Cinayetler Araştırma Komisyonu
kurulması öngörüldü. Ancak komisyonun
aylar sürdükten sonra hazırladığı bu
raporiar, Meclis arşivlerinin tozlu
raflanna kaldınldı. 4 hükümet eskiten
Mumcu cinayeti soruşturmasuıda ise bir
arpa boyu yol kat edilemedi. Faili
meçhuller karşısında çaresiz kalmdı.
Uluslararası Af Örgütü'nün. Türkiye'deki
insan haklannı protesto etmek için
hazırladığı son raporunda şöyle denildi:
"1991'den bu yana kayıp ilan edilen ve
siyasi cinayete kurban gidenlerin sayısı
yüzlerle ifade ediliyor. Ulkenin tarüşmasız
en büyük gücü olan silahlı kuvvetleri,
insan haklannı hiç umursamıyor. Devlet
muhalifleri hapsediliyor, işkence fle
öldürülüyor, yargısız infazlarla ya da
kayıp edilerek ortadan kaldınüyor. Bu
mgulamaların sorumlusu olan güvenlik
güçlerine ise cezalandınlmama ayncauğı
tanınıyor. Adi suçlular bile karakolda
işkence görmor. Çocuklar 'kayıp'
kurbanı oluvor. Türkiye\ieki insan
haklan ihlaİeri suç kapsamına
gu-mektedir."
Insan Haklan Derneği'nin verilerine göre
geçen yıl 190 yargısız infaz ve gözaltında
ölüm geıçekleşti. Aynı tarihte 194
gözaltında kayıp iddiası yer alırken
çatışmalarda 355 kişi öldü.
Cezaevlerinde de geçen yıhn büançosu
şöyle:
Açlık grevinde yaşamını yitirenler: 12
Saldın sonucu yaşamını yitirenler: 21
Hastalık ve intihar sonucu yaşamını
yitirenler: 6
Baskılan protesto için kendini yakan: 3
lhanet ettiği gerekçesiyle arkadaşlan
tarafından öldürülenler: 11
Uluslararası Af Örgütü'nün Türkiye ile
ilgili olarak hazırladığı raporun sonuç
bölümünde ise şöyle denildi:
"Türkiye'de insan haklan ihlalleri büyük
oranda sürmektedir ve hiçbir hükümet de
bunlan ortadan kaldırmak veya
engeüemek için ciddi bir çaba
göstermemektedir.''
Diyarbakır Cezaevi'nde 10 tutuklunun ölümüyle sonuçlanan olaylann davası başladı
Kıyımdan kurtulan yargdanıyorDtYARBAKIR(Cumhu-
riyet Bürosu) - Diyarbakır E
Tipi Cezaevi'nde çıkan
olaylarla ilgili olarak "yöne-
time karşı avaklandıklan,
görevlilere fiiİi mukavemet-
te bulunduklan ve kamu
mahna zarar verdikleri" id-
diasıyla haklannda dava açı-
lan PKK da\ ası sanığı 24 tu-
tuklunun yargılanmasma
başlandı.
Diyarbakır 4. Asliye Ce-
za Mahkemesi'nde görülen
davanın ilk duruşmasına,
PKK davasından tutuklu
olan ve olaylarda yaralanan
24 sanıktan sadece Remzi
Tannkulu. müdahil olarak
da 18 jandarma eri katıldı.
Kimlik tespitinden sonra id-
dianamesini okuyan savcı,
10 tutuklunun öldüğü E Ti-
pi Cezaevi'ndeki olaylar sı-
rasında, yönetıme karşı
ayaklanmak,jandarma, gar-
dıyan ve diğer görevlilere fi-
ili mukavemette bulunmak
ve demir parmakhklan. ka-
lonfer peteklerini. camlan
kırarak devlet malına zarar
vermek suçlanndan 10 yıla
kadar ağır hapis cezasıyla
cezalandınlmalannı istedi.
Duraşmaya katılan sanık-
lardan- Remzi Tannkulu o-
lay günü 35. koğuşta oldu-
ğunu ve olaylan mazgaldan
izlediğinı belirterek şunlan
anlattı:
"Cezaevi müdürlerinden
Aziz Güler ve Mahmut Ça-
çan'la mazgaldan konuş-
tum. Onlar bana mahkûm-
lann gardiyanlara hakaret
ettiklerini ve ifadelerinin
alınması için 2'şer 2'şer gö-
türüleceklerini sövledL Bu-
nu hemen kabul ettik. An-
cak bu yetkilifcr söyledikle-
rini yapmadılar. Saat 15.00
sıralannda askerler >e polis-
ler elkrindc kalas ve demir
çubuklaria'Allah Allah' di-
yerek33 tutuklununüzerine
saldırdılar." Mehmet Ergen
Türk, Yaşar Çama, İrfan
Çalo, Kartal Filika, Yaşar
Kardes, Refık Güren, Bahri
Koşar, Halit Küavuz, Mah-
mut Aktaş, Abdullah Alün,
Adem Çadır ve Tuğrul Lak
adlı askerler, ifadelennde o-
lay günü komutanlannın
kendilerine cezaevinde is-
yan çıktığını ve bunun için
müdahale hazırlıklan yapıl-
ması gerektiğini söyledikle-
rini belirterek şunlan anlat-
tılar:
"Ön kapıdan, yani idare
kapısından çevik kuvvet po-
listeri girdiler. Biz ise diğer
taraftndan,mutfakpencere-
sinden girdik. Mahkûmlann
eüerinde cam parçalan. de-
mir çubuklar ve tahta sopa-
lar vardı. Olava müdahale
ettik ve birbirimize gjrdik"
Duruşmada daha sonra
söz alan tutuklu sanıklann
avukatlan ise olaylar sıra-
sında yaralandığı ileri sürü-
len askerlere olaydan 4 gün
sonra rapor verildiğini
anımsattılar ve raporu veren
doktor Serdar Gök hakkın-
da suç duyurusunda bulun-
dular. Durusma 12 mart ta-
rihine ertelendi.
Mahkeme karanna protesto
İstanbul Adliyesi önündetoplanan bir grup liseli oğren-
ci, Manisa'da işkence gören liseli öğrencilere verilen 76
yünk hapis cezasını düzenledikleri eylemle protesto et-
ti. Basın açıklaması sırasmda geçen aylarda Kurtuluş
gazetesi satarken öldürülen İrfan Ağdaş'ın teyzesi Şük-
ran Ağdaş fenalık geçirerek bayıldı. Istanbıil Adliyesi
önünde dün öğle saatlerinde toplanan yaklaşık 15 kişi-
liküseti grup, yapükları açıklamada, gençlerin suçlu bu-
lunmasuun devietin adalet anlayışının bir yansıması ol-
dugunu belirttiler. Açıklamada. Manisa'da yaşlan 19-
25 arasında değişen 10 gence verilen 76 yülık hapis ce-
zasının ne ilk ne de son olacağı \ urgulandı. Eğitim-Sen
3 No'lu Şube Başkanı Alaattin Dinçer de dün düzenle-
diği basın toplanüsında, Manisa'da yasadışı örgüt
suçlamasıyla lise öğrencilerine verilen ağırcezalan eleş-
tirerek "Daha yaşlan 18'i bile bulmayan çocuklanmı-
za en ağır cezalan verenler. sıra onlara azgnıca işkence
yapan polislere geldiğinde hâlâ yargının karşısına bile
çıkarmıyoıiar" diye konuştu.
(Fotoğraf: ÖZKAN GÜVEN)
Mehmet Ağar'ın TBMM Susurluk Komisyonu'ndaki ifade tutanakları
4
Çiller'in beni bırakması önemsiz'
DÜRDANE KOCAOĞLU
ANKARA - Susurluk skandah-
nın ardından Içişleri Bakanlığı gö-
revinden istifa etmek zorunda ka-
lan DYP Elazığ Milletvekili Meh-
met Ağar, korunacak kişilerin ko-
rumalannı ismen seçmelerinin
yanlış oldugunu söyledi.
Ağar, DYP Genel Başkanı ve
Başbakan Yardımcısı Tansu Çil-
ler'in kendisine sahip çıkıp çık-
mamasının "önemli olmadığuu"
söyledi.
Cumhuriyet'in ele geçirdiği
TBMM Susurluk Araştırma Ko-
misyonu tutanaklanna göre Ağar,
TBMM komisyonundaki ifade-
sinde Sedat Bucak'ın korumala-
nyla ilgili "Buöözeltüninbume-
sele>1e ilgili Sedat Bucak'a konı-
ma olarak verilmesi tesadüfı bir
hareket miydi" sorusu üzerine
şunlan söyledi:
"Geleneklere aykın bir yapısı
yok. Yani bu koruma olaytannda
hep isteğe bağlı olarak verilmistir.
Yanlış bir uygulamadır bana göre
fakat bir türlü eğer vaktimİA fir-
satımız olsaydı bunu değiştirecek-
tik. \ani, sertifikası olmayan. ko-
ruma kursundan geçmemiş; ana
mümkün değildir bizim bütün es-
ki bakanlanmız, başbakanlanmız
konımaya tabi, arnk evin bir fer-
di gibioluyoradam, aman Hasan'ı
benden ayirma— Her sene şarkta-
yinlerinde bayıunz. Aman bunu
tut, aman şunu tut Tutarsanız, kı-
ramazsınız. bir gün siz de eski ba-
kan olacaksmız, nitekim olduğu
gibi >enisine siz söyleyeceksiniz ay-
nı insanlarla ilgjlL*'
Ağar, Tank Umit'in kaçınlma-
smda kendisini zan altında bıra-
kan MtT Kontr-Terör Dairesı Baş-
kanı Mehmet Eymür'le ne gibi
sorunlannınbuhınduğunun sorul-
ması üzerine, şunlan söyledi:
"1988'de ya>ımlanan MİT ra-
poru da posta yoluyla bizim elimi-
ze geçmişti. Zamanın İstanbul
Emniyet Müdürii Ünal Erkan ile
beraber, ben de emniyet müdür
muaviniydim, hemen bundan bir
fotokopi çekip, zamanm Emniyet
Genel Müdürii Saffet Ankan Be-
dük'e müracaat ettik, derhal hak-
kunızda tahkikat açüması için.
Ondan sonra zamanın başbakanı
Saym Özala gittik tahkikat açıl-
sın dava açacağvz... Kendisi,' Dev-
lete dava açılmaz. Devlette çalışan
insan devlete dava açmaz' dedL."
Ağar, komisyon üyelerinden
CHP'li Fikri Sağlar'ın, "Tansu
Hanım sizi bıraktı gibi bir intiba-
nız var mı" sorusuna, şu yanıtı
verdi:
u
HiçönemlideğiLHayır,ha-
yu-, şimdi bu işler zor işler. Bu işle-
re girişte Allah'a ve kendinize gü-
venirsiniz. tnanç meselesidir bun-
lar. Ben İstanbul 1. Şube Müdür
Muavini olduğum vakit Tansu Ha-
nım mı vardı?"
t
Devletteki tek çete PKK
r
MİT, Genelkurmay, Jandarma
ve emniyet içindeki istihbarat bi-
rimleri içinde "tath bir rekabet
bulunduğunu" savunan Ağar.
devlet içinde çete olmadığını.
"devletteki tek çetenin PKK oldu-
gunu" söyledi. Ağar, Tank
Umit'in kaçınlması olayıyla ilgi-
li olarak Mehmet Eymür'ün ken-
disini aradığını, ancak sadece ka-
çınldığmdan söz ettiğini, Abdul-
lah Çatü'nın ya da herhangi biri-
nin elinde olduğuna ılişkin bir şey
söylemediğıni savundu.
Uyuşturucu kaçakçısı Hüseyin
Başbaşının kendisi hakkındaki
iddialan da reddeden Ağar, Bay-
başın'ın elinde otelinin açılışına
katıldığını gösteren video bant bu-
lunduğuna ilişkin olarak "Olabi-
lir de yani. Bu daha önceden; he-
pimiz her yere gidhoruz. Hastane
açıhşmdan turun, bilmem neye ka-
dar. Neyin ne oldugunu bilmeden"
dedi. Mehmet Ağar, emniyetin Is-
rail'den silah alıp almadığına iliş-
kin bir soru üzerine. "Her yerden
silah abyoruz. Zaman zaman am-
bargo oluyor. Bize mermi bile ver-
miyorlar. Taa Kızıl Çin'den bile al-
dığımız zamanlar oldu. Ahnmış
olabilir. Onlar tetkik edilir. Yani
kayrtiardan çıkar" diye konuştu.
UZ YAZIIORHAN BtRGtT
Bir tren yolculuğunda, en arka-
dakı vagonun pencerelerinden, ar-
kada bıraktığınız görüntünun gide-
rek ufaldığını görûrsünuz.
Dün sabah, okuduğum gazete-
lerde bunu bir kez daha fark ettim.
Uğur Mumcu'nun, bu yiğit
araştırmacı gazetecinin en ince ay-
nntılarıyla belgeleyerek ele aldığı
iki zincir olayın. Ipekçi-Papa su-
ikastlannın önemli isimlerinden
Oral Çelik, Türkıye'dekı 129 gün-
lük tutukluluktan sonra üç ayn da-
vasından da kanıt yetersizliği ne-
deniyle tahliye olmuştu. Çelik, öz-
gürtüğünü "Oral Çelik çıktı. Tür-
kiye'nin gözü aydın" diye kutla-
mış ve "Başbakanlık; ÖzelAraç Gi-
riş Kartı" taşıyan 34 FVB 34 plaka-
lı Mercedes 500 Sel marka bır ara-
ba ile Istanbul'a hareket etmişti.
Oral Çelik'in özgürlüğe kavuş-
tuğu gün, Sevgili Uğur'un, katledi-
lişinin dördüncü yılının iki gün ön-
cesıne rastlıyor. Tahliye haberi, he-
men tüm gazetelerde alt köşeler-
de ve bir ya da iki sütunluk bâşlık-
laria verilmişti.
Nıçin oyle verilmişti? Çünkü,
toplum bir dönemi sarsan olaylar-
da imzasını ya da parmak izını ara-
dığı Oral Çelik'i neredeyse unuttu-
racak yeni olaylarla birbiri arkası-
na tanışıyordu.
Araştırmacı gazeteciliğin dünya
ölçütlerinde en başanlılanndan bi-
Uğur Mumcu'ya Rapor...
risi olan Sevgili Uğur yaşasaydı, 23
Ocak 1997 günlü Cumhuriyet'teki
yazısında, Oral Çelik'i Kırklareli
Cezaevı'nden otomobili ile alan
MHP ll Başkanı'nın uzak geçmişi-
ni de. onu Istanbul'a götüren lüks
Mereedes'in kimin oldugunu, ni-
çin Başbakanlık oto parkına ser-
best giriş yapmasına izin verildiği-
ni, o ıznin altında kimin imzası ol-
dugunu anlatacaktı.
•••
Uğur yaşasaydı, Oral Çelik'in ar-
dı ardına beraat ettiği davalar so-
nuçlanmadan çokönce, Abdullah
Çatlı'nın kendisine haber gönde-
rıp "Dön artık Türkiye'ye, serbest
bırakılacaksın" dediğinin de altını
çizecekti yazılannda.
Vetabii, Sevgili Uğur*a kıymasa-
lardı, önceki gün belki de Türkiye
Büyük Miltet Meclisi'nde Susurluk
Komisyonu'nun toplandığı odanın
önünde olacak, komisyona bildik-
lerini anlatmaya gelen Meral Çat-
lı'nın eşı Abdullah Çatlı ıçın. "Dev-
let adına çalışıyordu. Basında
yer alan kimlikleri, pasaportlan
ve ruhsatları devlet adına çalış-
tığını göstermiyor mu" sozleny-
le yetinmeyecekti. Dahası altı yıl-
dır Çatlı ailesinin ne yiyip nasıl ge-
çındığini de araştırıp belgeleye-
cekti. Evren-Çatlı karşılaşmasını
ya kanrtlayacak belgeler yayımla-
yacaktı; ya bu haberin Evren'in de-
diği gibi doğru olmadığını yaza-
caktı.
Uğur Mumcu, orta sağın iki par-
tisi Anavatan ve Doğru Yol'un, 12
Eylül'den sonra yollan aynlan eski
ülkücülere örgüt kurma ve kongre
yapma ihalelerini niçin ve nasıl dü-
zenlediğini de çoktan belgelemiş-
ti. Çiller'in İstanbul örgütünü niçin
baştan aşağı degiştırdiğini ve eski
demokratlarla liberal kökenlileri
kapı dışına bırakırken DYP'yi niçin
ve nasıl MHP'nin 1980 öncesi
gençlik örgütlerindeki vurucu tim
üyelerine emanet ettiğini ırdele-
mışti. Anavatan Partisi Büyuk
Kongresı'ndeki unutulmaz yardım-
lanndan ötürü Abdullah Çatlı'ya te-
şekkür borçlu olan Mesut Yıt-
maz'a, bu aklı kimin verdiğini de
sabıriı çalışma ilkesine sahip bu-
lunmanın üstünlüğü ile Sevgili
Uğur çoktan ortaya koymuştu.
Susurluk Komisyonu, Topal
dosyası, öyle ınanıyorum ki onun,
bu sabırlı çalışma temposunun ya-
ni sıra, gozlerindeki pınltılara kay-
nak olan üstün zekâsı ile çok aşa-
ma kazanmıştı.
Elindeki son uğraş konusu, PKK
ve özellikle Abdullah Ocalan'ın iç
yüzü, bazı sözde entellerimizin
ayakiarını suya ındırecek boyutlar-
la biçımlenmiş bir belgeler ve ana-
lizler dosyası haline gelmiş olacak-
tı.
• • •
Bugün sorgulamaya başladığı-
mız çarpık toplum düzenimizin yıl-
larca önce farkına varan ve yazıla-
nyla, konuşmalanyla sergileyen
oydu. Öyle olduğu için de öldürül-
dü.
Dört yıldır, bıraktığı kitaplara ye-
ni baskılar yaptırtarak, yıl dönüm-
lerinde sokaklan, alanlan ve saton-
ları doldurarak anısını yaşatmayı
sürdürenler, kuşkusuz Uğur'a hu-
zur veriyor.
Ama Uğur gerçekten huzurlu
mu?
Devlet, Uğur'u öldüren ve öldür-
tenleri ortaya çıkartmadıkça, kanı
yerde kaldıkça nasıl huzurlu ol-
sun?
Çıkartmadıkça dıyorum. Çıkar-
tamadıkça değil.
Arkadaşlarından, avukatı Emin
Değer, bırkaç gün önce bir televiz-
yon programında dönemin Emni-
yet Genel Müdürü Mehmet Ağar
ile Güldal Mumcu'nun bir konuş-
masını açıkladı.
Değer'in tanık olduğu bu konuş-
mada Guldal Mumcu, Ennıyet Ge-
nel Müdürü'nun anlattıklarını ya-
nrtlarken diyor ki:
"Birsûrü yanlışlık üst üste dizil-
miş, önümüzde bir duvar gibi du-
ruyor."
Mehmet Ağar, "Attındanbırtuğ-
la çekerseniz yıkıhr" diye yanıt ve-
riyor. Güldal, "Çekin öyieyse" di-
yor. Bu istek bir umuttur, yftirdiği
eşınin çocuklarının babasının. ül-
kenin bir yiğit evladının öldürulme
olayının aydınlatılması için dile ge-
len bir umut... Ama aldığı yanıt, o
umudu yıkacak biçımdedir.
"Yapamam."
Eski Emniyet Genel Müdürü'nun
bu "yapamam" sözcüğü, sadece
Uğur Mumcu olayının niçin aydın-
latılmadığının anahtar-şifresi mi-
dir? Bugünlerde ortaya dökülen
bunca gizin sakladığı başka baş-
ka olaylar; Susurluk'lar, Tppal ci-
nayetleri, Aksoy, Ipekçi, Üçok ve
daha nicelerinin katledılişleri.. Ya
onlar?
Evet ya onlar?
Toplum, "yapamam" sözcüğü-
nü "Yapanm, bakınızyaptım"diye
değıştirecek evlatlarının arayışı
içinde.
Bu arayış gerçekleştiği zaman,
altında kimlerın kalacağını, o deği-
şimi sağlayanlar görecek.
Tabii, Aziz Uğur'un ruhu da...
BIRBAKIMA
SERVER TANİLLİ
Uğur Mumcu
1
ya Mektup
Sevgili Uğur,
Aramızdan haince kopanlıp alınışının şu dördün-
cü yılmda, dünyamızda ve ülkemizde olup bitenle-'
ri sana nasıl özetlemeli?
Biliyorum, merak ediyorsundur.
Daha yaşarken, dünyamızın nerelere doğru sav-
rulmakta oldugunu görüyordun. O savruluş sürüyor
dostum.
Aynntılannı bir başka mektubumda özetlerim. .
Türkiyemize gelince, "üçgenler ülkesi" olup çık-'
mış durumda. Bir yanda "Siyaset-Emniyet-Mafya
üçgeni", öte yanda "Siyaset-Tarikat-Tıcaret üçge-
ni". Geçenlerde Melih Aşık dostumuz, Milliyet'te-'
ki köşesinde, bunlara bakıp -pek haklı olarak- bir
üçüncüsünü ekliyordu: "Gaflet-Dalalet-Hıyanet üç-
geni"!
Her üçgenin köşeteri yüreğimize saplanan bir han-:
çer. '•
Her üçgen, Türkiye'nin yalnız bugününü değil, ya-
nnlannı da karartacak türden.
Geçen yıl, Susuriuk'ta bir kamyona çarpan bir
Mercedes, ilk üçgenin varlığını gözlere soktu. Dev-
ietin, ne denli çetelerce kuşatıldığını gördük. Son'
haftalarda, şeyhine "bağlanan" birtürbanlı kızımı-;
zın söylediklerinden de, insanlanmız ikinci üçgen»
dikkatlerini çevirmiş halde.
Her ikisı de karanlık ilişkılerle dolu.
Şimdi, üzerierindekı örtü atılmış, bu karanlıkta ne--
ler var o araştınlmak isteniyor. Işi örtbas etme ça-1
basında kimi çevreler, ancak öyle görünüyor ki güç;
çünkü koku ayyûka çıkmış dunjmda.
lyi ama, sen sevgili Uğur, daha yıllar öncesinden1
bu üçgenlerin varlığına işaret etmiş değil miydin?
Senin o yurtsever, uyanık, üstelik delilli-ispatlı ga-
zetecilik anlayışınla, bütün bunlann üstüne yürü-
müş değil miydin vaktiyle?
Susurluk kazası sonrası birçok öldürme, kaçak-'
çılık olayları ve devietin kimi örgütleriyle bağlantıla-'
n ortaya çıkan ülkücü katliam sanığı -"Büyük reis!"-'
Abdullah Çatiı'nın karanlık ilişkilerini, 80'li yıllarda
gözler önüne seren yazılannı hatıriıyorum.
Şu satırlar da on yıl önce senin kaleminden çık-
mıştır:
"...Dinin sahtesi siyasete kanşmış olanıdır. Din
duygulannm ve dince kutsal kavramlann siyaset
adına kullanılması ile din, din olmaktan çıkar, siya-
setin aracı olur. Din ticareti ile uğraşanlara bakın,
hepsi milyarder.
Oh ne kolay!.. Çek bir besmele gelsin paralar...'
Finans kuruluşlan, şirketler ve de finans kuruluşla-,
n ve şirketler aracılığıyla kazanılan milyarlar... El-
hamdülillah Müslümanız! Elhamdülillah milyarde-
riz.. Bir kolumuz siyasette öbür kolumuz ticarette,
ayaklanmız da tarikatlarda...
Bir üçgen bu... Ticaret, siyaset ve tarikat üçge-
ni..."
Sevgili Uğur, bu üçgen üstelik hükümette bugün.'
Senin o pek yakından tanıdığın, adım başında "A-
man dikkatl' diye ınsanlan uyardığın Refah Partisi,.
merkez sağda bır partınin işbırlikçiliğiyle, karşılıklı
yolsuzluklan da örtmek amacıyla iktıdara geçmiştir
ve usul usul ilerlemektedir.
Özetle, "Gaflet-Dalalet-Hıyanet üçgeni" ağlannı
örmüştûc - .„ ,' " -
Bu oyunu bo'zacâk olan yurtsever ve ödl'ğiiçiel^
dir senin de bildiğin gibi. Cumhuriyetin tarihsel mi-"
rasının gerçek sahipleri onlardır.
Ne var ki, sol paramparçadır.
Ama ülke, insanlanmız, içten içe bir silkinişin, bir
uyanışın kımıldanışlarını yaşıyor; çünkü insanlan-
mız, elden gidenin sonunda Türkiye olacağının bi-
lincinde.
Bir örnek ister misin bu kımıldanışlara?
Sana bu mektubu yazarken, "Yurttaştan Yurtta-
şa" adıyla bir çağrı aldım ve "Sürekli Aydınlık İçin 1
Dakika Karanlık" başlığı altında şunlar yazılı çağn-
da: "Suç örgütlerini kuranlann ve onlara görev ve-
renlerin, mutlaka yargı önüne çıkartılması konusun-
daki karariı isteğimi göstermek; olayı soruşturan ki-
şi ve mercilere destek vermek, demokratik, çağdaş, ı
şeffafhukuk devleti özlemimi duyurmak için 1 Şu-
bat 1997Cumartesigününden başlayarak, hergün
saat 21'de ışığımı bir dakika süreyle karartıyorum. '
Ve bu ülkede yaşayan herkesi, bir ay süreyle, her'
gün saat 21'de ışıklannı karartmaya çağınyorum."
Görüyorsun değil mi insanlarımızın duyarlığını?
Seve seve uyacağım bu çağnya sevgili Uğur.
Elbet, senin aydınlığından da esinlenerek.
Gözlerinden öperim kardeşim...
Sarsıntılar gün boyu devam etti
Deprem korkuttu
AKEN BODUR
ANTAKYA - Hatay'da
önceki akşam saatlerinde
meydana gelen 5.5 şiddetin-
deki deprem maddi hasara
yol açarken deprem sırasın-
da kalp krizi geçiren 60 ya-
şındakı bir yurttaş da yaşa-
mını yitirdi. Merkez üssü
Antakya olan depremde ilk
belirlemelere göre iki cami
alemi düştü, bir hamam du-
van ile harabe durumunda-
ki 15 ev çöktü. Depremin
dün de aralıklı olarak sür-
mesi nedeniyle Hatay Vali-
liği tarafından bir kriz ma-
sası oluşturuldu. Okullann
iki gün tatil edildiğıni duyu-
ran Hatay Valisi LtkuAcun,
>-urttaşlan bır süre daha gü-
venli yerlerde bannmalan
konusunda uyardı.
Önceki akşam 19.57'de
Richter ölçeğine göre 5.5
şiddetinde olan deprem.
Hatay, lskenderun ve Ada-
na'yı sarstı. Halkın sokak-
larda sabahladıgı depremin
ardından dün de sarsıntıla-
nn devam ettiği gözlendi.
Kandilli Rasathanesi ve Ba-
yındırlık Bakanlığı Deprem
Merkezi"nden alınan bilgi-
lere dayanarak Hatay ve
çevresinde irilı ufaklı 120
dolayında sarsıntının oldu-
gunu bildiren Vali Utku A-
cun, dün bır basın toplantı-
sı düzenleyerek halkı dik-
katli olmaya çagırdı.
Öte yandan Hatay'da
önemli maddi kayıplara yol
açan deprem Antakya'da ise
bir yurttaşın ölümüne neden
oldu. Antakya'da deprem:
nedeniyle Saka Hama-'
mı'nın duvan çökerken, içe- •
ride bulunan 7 kişi çeşitli •
yerlerinden hafıf yaralandı.
Deprem sırasında kalp kri- -
zi geçirenlerden 60 yaşın-.'
daki Zekeriye Güçlü adlı'
yurttaş kaldınldığı Antakya
Devlet Hastanesi'nde yaşa-
mını yitirirken, Fatma Taç.
ile Suphi tzmir yoğun bakı-,
ma alındı. Şok geçiren 20 '
kişi ise ayakta tedavi edildi.;
Antakya Belediye Başka-
nı Bekir Karabacak önceki •
gün >ijrttaşlara ücretsiz ek-.'
mek dağıtımında bulundu.,
Hatay Vahliği kriz masası,
oluştururken, mağdur yurt- _,
taşlann beyanlannı alan _
kriz masasının Afet Kanu- ;
nu'na göre yardımda bulu--
nacağı ögrenildi. Valilik ay-.
nca il genelinde tüm okul- ,-
lan iki gün tatil ederek ya-Â
nyıl tatilini de öne aldı. ,
lskenderun ise deprem- _
den fazla hasar görmedi.
Kaymakam Selahattin*
Alanya, kriz masası oluştu-^
rulduğunu belirterek kent;}
merkezi ile kırsal alanda can
İ
ve mal kaybımn olmadığını -
kaydetti.
Bu arada Hatay'ın mer-.
kez ilçesi Antakya ve Isken- \
derun'dan sonra hasar tespit'
çalışmalannda bulunmak
üzere kaymakamlıklann,
başkanhğında Erzin, Dört-^
yol, Belen, Kınkhan, Rey-
hanlı, Hassa, Kumlu, Sa- '
mandağ, Yayladağ ve Altı-'
nözü ilçelennde de kriz ma- ~
salan oluşturuldu. ",