05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 OCAK 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA EKONOMI Türk-İş'ten teşekküp • .VNKARA (Cumhuriyet Bürosu)- Türk-lş. 5 ocakta düzenledigi '"Türkiye'ye Sah;p ÇıkT Dernokratıkleşme İçin Mücadele Et" mıtingine katum .e destekleri nedeniyle konfederasyona bağlı 35 sendikanın genel başkanlanna teşekkür Ttıektubu gönderdi. Türk-lş Genel Başkanı Bayram Meral \e Genel Sekreter Şemsi Denizer imzalı teşek-kür mektubunda. mitingin toplumun tüm kesımleri tarafından takdir topladığı \urgulanarak. zor koşullarda çalışan işçilerin ©zveriyle katıldığı mitingde Türkiye"nin tüm insanlannın istemlerinin dile getinldigi kaydedıldi. KKTC ile yatırım olanakları • GAZİANTEP (AA) - Kıbns Türk Sanayi Odası (KTSO) Başkanı'Eren Ertanın. KKTC'nin, tanm, hafif sanayi ve bazı hizmet sektörlerinde potansiyel yatınm olanakları bulunduğunu. özellikle turizm, eğıtim. bankacılık, oiî-shore faalıyetler, transit ticaret ve ulaştırma alanlannda. dığer bölge ülkeleri karşısında avantajlı durumda olduğunu söyledi. Ertanın, Oda Meclisi toplantısının 27-30 Mart tanhleri arasında KKTC'deyapılması için Gaziantep Sanayi Odası'na çagnda bulundu ve KXTC ekonomisine ilişkin bir rapor gönderdi. Ihracatçılara yeni kredi • ANKARA (AA) - Ithalatçılara yeni finansman imkânı sağlayan kredi anlaşması. Türkiye Vakıflar Bankası ile Alman Dresdner Bank arasında imzalandı. Yatınmcı ithalatçılar. Almanya'dan yapacaklan mal ve hizmet alımlannda krediden yararlanabilecekler. Alt İımiti 500 bin mark, üst limiti 30 milyon mark olan krediden yararlanmak isteyenler. sözleşme rutannın yüzde 15'ini peşin ve ön ödeme şekiinde karşılayacaklar. Otomobil devleri barıştı BONN(AA)-ABD otomobil devi General Motors Opel'in eski üst düzey yöneticisi Jose Ignacio Lopez'in merkezi \Volfsburg kentindeki Alman \blkswagen (VW) şirketine transfer olmasıyla General Motors ile VW arasında başlayan hukuk savaşında, buzlar erimeye başladı. Hakkında savcılık tarafından da somşturma açılan Lopez'in, transferiyle birlikte önemli bilgi ve belgeleri de beraberinde götürerek. sanayi ajanlığı yaptığını iddia eden General Motors yönetimi. VVV'den talep ettiği tazminat miktannı makul ölçülere indireceğini açıkladı. Vergi istihbarat uzmanına yetkî • ANKARA(AA) - Vergi istihbarat uzmanlannın görev. yetki ve çalışmalannı düzenleyen yönetmelik. Resmi Gazete'de y ayımlandı. Yönetmeliğe göre. vergi istihbarat uzmanlannın görevleri arasında. "vergi kaçakçılığı ile mücadele için gerçek ve tüzel kişilerle ilgili bilgi toplamak, görev sırasında öğrendiği konusu suç teşkil eden bilgileri \eya delilleri ilgili birimlere rapor etmek" konulan bulunuyor. Deri Günleri '97 Fuarı • Ekonomi Servisi- Dericiler. "Deri Günleri'97 Fuan"ndabuluştu. Istanbul'da düzenlenen uluslararası fuara 29 ülkeden, 467 finna katıldı. Açılışı dün yapılan ve 3 gün süresınce devam edecek fuara. deri konfeksiyon başta olmak üzere ayakkabı. saraciye ve deri makinelerinin sergileniyor. Fuara en büyük ilginin 78 firma ile katılan ltalya"dan geldiği belırtiliyor. Türkiye Deri Sanayicileri Derneği Başkanı Turgut K.oşar, Deri Günleri'97 fuannın Türk deri sektöründeki gelişimin bır göstergesı olduğunu dile getirdi. Memur maaşlanna 6 ay sonra yüzde 30 zam yerine, nisanda yüzde 20 artış planlanıyor Teııımıız zammına nisan makası • Silahlı Kuvvetler'e yüzde 12 zam yapan, polise de ek zam yapmaya hazırlanan hükümet, diğer kamu çalışanlannı "erken, ancak budanmış zamla" yanıltmayı programhyor. ANKARA(Cumhuriyet Bürosu)- Türk Sı- lahlı Kuvvetleri (TSK) personeline 1 ocak- ta yüzde 72 düzeyinde maaş artışı veren. po- lislerin ay lıklannda da bu orana ulasacak dü- zeyde ek zam yapmaya hazırlanan hükümet. diğer kamu çalışanlannı u erkeıu ancak bu- danmışzamla" yanıltmayı programhyor. Hü- kümetin. asker ve polis dışındaki kamu ça- lışanlannın tepkisi üzerine. maaşlara tem- muz ay ında > apılacak y aklaşık yüzde 30 dü- zeyındekıolağanzammı nisan ayınaçekme- yı programladığı öğrenildi. Nısan ay ında ma- aşlara yüzde 20 düzey ınde zam yapılarak. büt- çeye gelecek yükün azaltilmasının amaçlan- dığı kavdedildi. TSK personeline verilen. polis için de ka- rarnamesi hazırlanan ek maaş zammının ar- dından. diğer kamu çalışanlannın yoğunla- şan tepkilerini önlemeye çalışan hükümet formül arayışına girdi. Maliye Bakanlığı'nda hükümetın talitna- tı üzerine hazırlanan çalışmaya göre. memur maaşlanna temmuz ayında yapılması plan- lanan \aklaşık yüzde 30 oranındaki zam ge- riye çekilecek. Alınan bilgileregöre. nisan ayında verile- cek zam oranı. bütçede aynlan ödeneğin faz- la aşılmaması için yüzde 20 düzeyinde tutu- lacak. Maliye Bakanlığı yetkilılen. maaşlara ni- san av ında yüzde 20 oranında zam vapılma- sı durumunda. bütçeye \ aklaşık 100 tnlyon liralık ek yük geleceğini belirttiler. Bu arada. yargıç ve savcılar, öğretım üye- leri. sağlrkpersoneli \eöğretmenlerinay lık- lannda ek iy ileştirme yapılmasına ilişkin ça- lişmalann da halen sürdüğü öğrenildi. Çalış- manın uygulanması durumunda bütçeye 50 tnlyon lıralık >iik geleceği bildirildı. Hükümetın, memurlara. hazırlayacağı ye- ni bır kay nak paketınden gelecek geliri gös- tererek. ekim a>ında yüksek oranlı zam va- adınde bulunabileceğı öğrenildi. Sözleşmeli yine unutuldu Bu arada. kamuda çalışan sözleşmeli per- sonelden teknik kademede bulunanlann ay- lıklannaocak ayında yapılması gereken yüz- de 30 oranındaki zamma ilişkin Yüksek Plan- lama Kurulu karan çıkmadı. Karann halen imzaya açılmadığı öğrenildi. Kamuda çalı- şan v e yönetici konumunda bulunan diğer söz- leşmeli personelin maaşlanndaki yüzde 30 zamma ilişkin karar ise onaylandı. ABD'de santral satışını görüşecek olan Adak, hiçbir bürokrat ve uzmanı ekibine almadı DYP'ye dış ekonomide de by-passESRA YENER ANKARA - Ekonomi yönetimın- de DYP'li bakanlar ile bağlı bürok- ratlan devre dışı bırakarak danış- manianyla çalışan Başbakan Nec- mettin Erbakan. dış ekonomik iliş- kılerde de ortağına by-pass yapı- yor. Hazıne'den sorumlu bakan \e ekonomiyle ilgili kuruluşlarla gö- rüşmek üzere bugün ABD'ye gi- decek olan RP'li Dev let Bakanı Fe- him Adak. Hazine ve Dış Ticaret Müsteşarlıklan ile Özelleştirme lda- resi Başkanlığf ndan hiçbir uzman bürokratı ekibine almadı. Adak'ın, satışa çıkanlan elektrik santrallan konusunda ABD'li yetkililerle gö- rüşecek olmasına karşın. konunun uzmanlannı yanına almaması, eko- nomi bürokratlannı rahatsız etti. Hükümetın kurulma aşamasın- da ekonomınin en önemli kurum- lanndan olan Hazine ye Dış Tica- ret Müsteşarlıklan. Özelleştirme Idaresi Başkanlığı ve Merkez Ban- kası'nı DYP'li bakanlara bırakan RP, son 3 aydayönetimi üzerineal- maya çalışıyor. Hazırladıklan kaynak paketle- rindelci projelere bürokratlann sıcak bakmaması üzerine bu kunımlarda Başbakan Necmcttin Erbakan. dış ekonomik ilişkilerde ortağı lansu Çiller'e b>-pass yapıyor. tek taraflı projelere tepkisizliğin- den yararlanan Başbakan. bankalar- la yaptığı toplantıva da bürokrat ve DYP'li bakanlan katmadı. RP son olarak dış politikada da DYP'ye by-pass yapıyor. Ekono- çalışan uzman personeh de dışlayan RP. ekonomiyi Başbakanlık'taki da- nışmanları aracılığıyla yönetiyor. Önce. kamu kaynaklannın Ma- liye Bakanlıgı yönetiminde tek he- sapta toplanmması projesıyle ge- lirleri kendi kontrolüne alan RP. da- ha sonra DYP'nin görüşleri dikka- te alınmadan hazırlanan projeleri arka arkaya uygulamaya koydu. Susurlukkazasınınardından Baş- bakan Yardımcısı lansu Çiller'in miyle ilgili kişi ve kuruluşlarla gö- rüşmek üzere bugün ABD'ye gi- decek olan Adak. Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel dışında. DYP'li bakanlıklara bağlı kuruluşlardaki hiçbir bürokratı ekibine almadı. He- yette, Erçel. Enerji veTabii Kaynak- lar Bakanlıgı Müsteşan Lğur Do- ğan ile Başbakan 11kta yer alan özel- leştirme ve genel ekonomıden so- rumlu danışmanlar bulunuyor. IMFVe de gidecek Adak. ABD'de. elektrik santral- lannın satışıyla ilgili olarak özel sektör ve dev let kuruluşlanv la gö- rüşecek. Adak'ın aynca. Lluslara- sı Para Fonu (IMF)ve Dünya Ban- kası temsilcileriyle de bir toplantı yapacağı bildirildi. Adak'ın siyasi nedenlerle. konu- lan nda uzmanlaşan bürokratlan eki- bine almamasını bir "şanssızük" olarak değerlendirerek. "ABD Ha- zinesi, IMF ve Dünya Bankası he- yetleriv le v apılacak toplantılara ko- nulannın uzmanı kişilerin katılma- nıası. bakanın kendisini de çok zor durumda bırakacaktır. Bu kişikr yıllann tecrübesiyle bu konımlar- da bulunuvoriar" değerlendirmesıni \aptilar. îşçi emeklileri, hazırladıkları raporla koalisyonlann sosyal politikalannı değerlendirdiler Sosyal güvenlikte değişen bir şey yok BANU SALMAN ANKARA - Türkiye lşçi Emek- lileri Cemiyeti'nin sosyal güveoJik. kurumlanna ilişkin raporunda. 1991 yılından beri kurulan koalisyonla- nn karnesi çıkanldı. Raporda. DYP- SHP. DYP-CHP hükümetleri döne- minde sosyal güvenlık sisteminin çö- kertildiği. ANAYOL döneminde •'sosyal de\ r kt" ılkesinın dışına çı- kıldığı belirrilirken. REFAHYOL'un programı ve hedeflerınde sosyal güvenlık için alınacak önlemlerin belirsiz olduğuna dikkat çekildi. Türkiye lşçi Emeklileri Cemiye- ti'nin önceki gün sona eren 13. ge- nel kurulunda Ethem Ezgü yeni- den genel başkanlığa seçildı. Hazır- lanan çalışma raporunda. 1991 yı- lından beri iş başına gelen hükümet- lerin sosyal politikalan değerlen- dırildi. Raporda. 20 Ekim 1991 seçim- leri sonrasmda iktidar olan DYP- SHP(CHP) vedahasonraaynı par- tilerin kurduklan 3 koalisyon döne- minde ekonomi \e sosy al politika- lardaki başansızlık nedeniyle çalı- şan kesim kadar emeklilerın de "içinden çıkılmaz geçim sıkıntıla- mla* karşılaştıklan belirtildi. l4 Sos- Üç koalisyon döneminat ckviıumi vc sosval politikalardaki başansızlık nedeniyle çalışan kesim kadar emeklileri de "içinden çıkılmaz geçim sıkıntılanyla" karşılaştilar. val gü\enliksistemindetümüyle çö- küntüye neden olacak shasi, >aniış kararlann ahndığu kanunlann çı- kanldığı bir dönem" olarak nite- lendirılen 49. ve 50. DYP-CHP (SHP) döneminde. Bağ-Kur'un kro- nikleşmiş sorununa çözüm buluna- madığı gibi Sosyal Sigortalar Ku- rumu'nun (SSK) da büyük malı darboğazın eşjğıne getırildiği kay- dedildi. Raporda. heriki sosyal gü- venlik kuruluşlannın açıklarının bütçeden kar^ılanmak zorunda ka- lındığı bu dönemde alınan önemli siyasi kararlar şöyle sıralandı: Sivasi kararlar * . H Yaşlılık avlığında \aş unsu- runun kaldırılmasına vönelik 3774. prim borçlarını >asal sü- rede ödemcvenler bakımından doğan gecikme zamları cıkarılan 3786 sayılı vasayla afTedildi. • 3S*36sayı!ı"Tahkım^asas^yla kamu sektörü borçlan Hazine tara- fından üstlenildi. B Birikmiş belcdivclcrc ait prim borçlarının gecikme zammı dondurularak takside bağlandı. Raporda. 6 Mart 1996 tarihınde kurulan v e yaklaşık 4 ay süren ANA- YOL hükümetinin sosyal güvenlik sisteminin tasfiyesinı öngördüğüne dikkat çekildi. Bu dönemde sosyal deviet anlayışından uzaklaşıldığı v urgulanan raporda. "Sosyal güven- lik bölümii tümüvle sosyal devlet anlavışının dışında sosyal güvenlik kuruluşlannın mali darboğazlannın ekonomik olarak çözümünü öngö- ren bir yaklaşımla düzenlennıiştir " görüşüneyer verıldı. Raporda. ANAYOL döneminde sosyal güvenliğin özelleştirilmesi tartışmalannın yoğunlaştığı belirti- lerek bu hükümetin. sosyal güven- lık sıstemıni "ekonomide kaynak israf eden bir yapıdan çıkararak kaynak yaratan biryapıya kavuştur- ma" hedefinın kısa erimde gerçek- leştirilmesinin çok güç olduğu kay- dedildi. Raporda. 28 Hazıran 1996"da ku- rulan REFAHYOL hükümetinin sosval güvenlığebakışaçısının be- lirsiz olduğu vurgulandı. RP-DYP koalisyonunun kuruluşunda sosyal güvenlığe yönelik önlemler ve fıe- deflerin belirlenmedigine dikkat çe- kilen raporda. bu hükümetin de ANAYOL gibi sosy al güvenlik sis- temlerini kaynak israf eden değil, kaynak y aratan bir yapıya kavuştur- ma yönünde bakış açısına sahip ol- duğu belirtildi. İŞÇİMN EVRENİNDEN ŞUKRAN SONER Yüziine Gözüne Bulaştırma Hükümet. kamu çalışanlannın ücretlerinde izledi- ği politikada da her şeyı yüzüne gözüne bulaştırdı. Yaşamın pek çok alanındaki haksızlıklara, önemli yanlışlıklara yönelik tepkileri belki çeşitli manevra- larlaatlatmak. günü kurtarmak kolay. Ama Erbakan- Çiller ikilisi. günü kurtarma politikalannda bu kez bal- tayı taşa vurdular. Erbakan'ın askerlere aynlan bütçede önemli bir pa- yın karar yetkisini kendinde tutması, kamu çalışan- larının genel ücret artış oranından ayırarak askerler için özel ucret artışı uygulaması, tipik bir köylü kur- nazlığı, ilişkileri düzeltmede çiçek atma, basit uya- nıklık olarak değerlendirilebilir. Erbakan'ın kafasın- da dönen tilkiler, belki de özel zamla bir yandan as- kerleri yumuşatma, ama diğer yandan da diğer ka- mu çalışanları ve toplumun gözünde. bu açık rüş- veti sergileme hesaplarını yapmışlardı. Ancak bu kez öylesine duyarlı bir alanda öylesi- ne önemli bir yanlış adım atıldı ki, köylü kurnazlığı ile umulan yarardan çok zaran şimdiden görüldü. Çün- kü hemen arkasından ikinci silahlı güç polislere özel artış sözünün verilmesi zorunluluğu görüldü. Derken Milli Eğitim Bakanı bır başka çok mağdur ve büyük kitle olan öğretmenlere müjdeyi verdi. Hemen arkasından da "Hakkını arayabilen alıyor, sesini çıkaramayan batıyor" havası doğunca, hep- si birbirinden mağdur kamu çalışanları meydanlara çıkmak üzere sıraya dızıldıler. Ve ortaya gerçekten işin içinden çıkılmaz çok trajik birtablo çıktı: Hükü- met kamu çalışaniannı birbirinden ayınrken zaten çok düşük gene! ücretler ve var olan eşitsızlikten kay- naklanan tepkıyi, genel ıçın öngörülen düşük ücret artışı ile beslenen öfkeyi büyüttü. Öğretmenlere söz verilen zamdan alelacele geri dönülmesi öğretmenlerin öfkesıni bılerken, diğer ka- mu çalışanları ve emekliler, bordro mahkûmları, hak- lan için sıraya dızildiler. Türkiye'nin sıkışık gündemi- ne, kamu çalışanlannın sorunlanna bir de birbirleri- ne kırdırma çabasından gelen ayrımcılık eklendi. Er- bakan hükümeti. köylü kurnazlığı yapma adına, ka- mu çalışanlannın tarihınde görülmemiş ücret eşitsiz- liğı ve haksızlığı getirdi. Kamu çalışanlannın çeşitli kesimlerinin tepkisi art- tıkça, yaratılan büyük haksızlıklar dile getirildikçe, sı- kışmakta olan hükumetten gelen savunmalar, "öz- rü kabahatinden büyük" nrtelikte oluyor. "Konum- lareşit değilki, ücretlereşltolsun" çerçevesinde özet- lenebilecek hükümet savunmasında, silahlı güçle- rin, ülkeyi koruma misyonu nedeni ile farklı ücret al- ma hakları olduğu söylenmeye çalışılıyor. Doğal olarak da çuvallanılmış oluyor. Örneğin ka- mu çalışanları ıçinde eğitim ve yaptıklan hizmete göre, ücretlerde en mağdur konuma düşürülmuş mühendis ve mimarlarcephesi. bütün kamu çalışan- lan için dengeli ve haklı bir iyileştirmeyi savunduk- ları saptamasını yaptıktan sonra polemiğe polemık- le yanıt veriyorlar: "Türkiye erozyonda her yıl Kıbns toprakları kadar geniş bir üretime elverişli toprağı kaybediyor. Konum ölçü olacaksa, en yukarda ol- ması gerekenlerın, bu topraklann yok olmasını ön- leyeceklehn, en aşağıda olmalan nasıl açıklanabi- lir?" Butopraklan koruyacak olanlar, kamu uretimın- de en önemli kilit görevleri yürütüp, göreceli olarak en düşük ücretlere mahkûm edilenler, TMMOB'ye bağlı mühendis ve mimarlar, 18 ocakta, hakları için Ankara'da miting yapacaklar. TMMOB'nin kamu üretiminde en ağır sorumlulu- ğu üstlenmiş üyelerinin konumlarına ilişkin yaptığı çalışmalar var. Oncelikle kamu çalışanlannın genel- de çok düşük ücret artışları içınde en mağdur edi- len kesimin mühendis-mimarlar olduğu, yapılan uy- gulamalarla var olan kimi haklann da ellerinden alın- dığı, üyelerinin diğer meslek gruplarına oranla mağ- duriyetlerinin arttınldığı vurgulanıyor. Örneğin. son uygulamalarla bugün kamuda ça- lışan bir mühendis-mimar yüzde 90 oranında taz- minat alırken, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin en alt ka- demesini oluşturan çavuş yüzde 102. uzman er- başlar yüzde 100 oranında, albay ise yüzde 260-280 oranında tazminat alıyor. Bu uygulama ile çavuşun tazminat oranı ve ücreti mühendis-mimar ücretini geç- miş bulunuyor. Öte yandan kamuda 20 yılın üzerin- de hizmetı olan bir mühendis-mimar 350 dolar üc- ret alırken (bu ücret 1993 yılında 750 dolar), işe ye- ni başlayan bir emniyet görevlisine (polis memuru) en az 470 dolar ücret verileceği vaat ediliyor. Mühendis ve mimarlar iktidarın kendılerini göz- den çıkardığının ve a/rımcılığın bu son göstergele- ri karşısında susmaya niyetli değiller. Sanayinin ve üretimin temel unsuru olanların ücretlerinin onur kı- ncı düzeyine karşı savaşımda bayrağı ellerine almış konumdalar Ülkenin geleceğini düşünen yetkilile- rin de bu olumsuz durumun daha fazla sürdürülmesine izin vermeyeceklerini umuyor. çaba harcamalannı bek- liyorlar. ÇİFTÇİ DOSTU /SADLLLAH LSUMI Hükümet üreticiden değil çokuluslu şirkederden yana ç Tütün üreticisi aJlak bullak oldu. okulusJu yabancı tutun ve sıgara şir- ketleri Türkiye'nin iç pazarına dam- gasını vurdu. Ülkemizde geçen yıl _ 95 milyaradet sıgara tüketildi. Bu- nun 40 milyaradedı Amerikan harmanlı sı- garalar... Geçmışte her yıl 500 ile 550 mıl- yon dolarlık tütün ihraç edıyorduk ve para- sının tamamı ülkemizde kalıyordu. Şimdi ise ihracattan sağladığımız paranın yarısın- dan fazlasını tütün ve sıgara ithal ederek Amerikalılara hediye ediyoruz... Eskiden Amerika ve diğer ülkelere tütün pazarımız olarak bakıyorduk. Artık, biz o ülkelerin tü- tün pazarı halıne geldik!.. __ 1980'den sonra Turgut Özalın açtığı ka- pıdan Türkiye'ye adımını atan Amerikan şır- ketlerı kısa süre ıçinde gerek tütün ve siga- ra piyasamızı, gerekse ulkemızın ekonomi- sini allak bullak ettiler. Tütün piyasalanmız- da artık Türk ihracatçıları değil. Amerikan şirketlerı etkin. ihracatçılarımızın bır kısmı. Amerikan şirketlerinın temsilcisı haline gel- di. Sigara pazarımızda Amerikan harmanlı sıgaraların satışı sürekli olarak artış göste- rıyor. Çokuluslu şirketler bu arada. bır ham- le daha yaparak ülkemiz toprakları üzerin- de ekilen Amerıkan tıpi tütün üretımını de kontrolleri altına aldılar. Düzce, Adapazarı, Hendek, Çilımlı. Gönen. Manyas ve Kırkla- reli'nde sürdürülen Vırginıa ve Burley tipı tu- tün ekımini yabancı şirketlerin yan kuruluş- ları yönlendiriyor Çokuluslu şirketler bu böl- gelerde devlet gibi. Ne karışan var ne de so- ran!.. istedikleri gibi hareket edebıliyorlar... Yabancı şirketler belki de sadece "Türkıye 'ye özgü" kurallarını bizım vatandaşlarımıza acımasız biçimde uyguluyorlar. 1980 yılın- dan sonra ekonomik gücü azalan üretici- lerımız bu etkın güç karşısında kaderlerine boyun eğmek zorunda kalıyorlar. Yabancı şirketler tam bır baskı grubu oluşturmuşlar. Onlara rağmen Vıngınıa ve Bur- ley tipı tütün ekmek mümkun değil. Ekse- niz de alacak bir yer bulamazsınız. Bu ne- denle üreticıier. şirket temsilcilerıne karşı bır tek eleştiri getiremezler. Onlerine konu- lan "anlaşmalara" itıraz edemezler. Hatta "an- laşma metnıni" şırketçılen kızdırmamak için okumadan imzalamak gereğinı duyar- lar. Tütün kalitesi üzerinde tartışamazlar. Haklannı koruyamazlar. Fiyatlara itıraz ede- mezler!.. Zira, Amerikalılara karşı çıkmanın, soru sormanın. ıtiraz etmenin bedeli çok ağırdır. Buna cesaret edenin anlaşmaları derhal ıptal edilir. Bir daha da Amerikan ti- pı tütün ekemezler. Çünkü ektikleri tütün el- lerinde kalır. Devlet sahip çıkmaz... Tekel bu işlere karışmaz... Karıştırılmaz!.. Amerikan tipi tütün ekilen bölgelerde ge- çen yıl yaşanan faciayı, üreticilerin haklan- nın nasıl çiğnendiğini. horlandığını, dışlan- dığınıörneklervererekyazmıştım.Sanmış- tım ki, bu yazılarım çıkınca hükümetlerimiz, devlet yetkılilerımız acıyacak ve Amerikan hıç kimse ses çıkaramadı. Bu yıl birınci ka- lite tütün için 315 bin lira fiyat tespit edil- mişti. Bırinci kalite tütün az olduğu için, or- talama fiyat 200 bin liraya kadar düştü. İşin daha da acı yanı, bu kadar düşük fiyatlar- dan bile 45 bin lıra kesinti yapılmıştı. Hele, fırında kurutma bedeli olarak 21 bin lira ke- silmiş olması herkesi "şok"a soktu... Isminin açıklanmasını istemeyen bir üre- tici şöyle yakınıyor: "Tütünüm ikinci kali- teydi. Üçüncü kalite dediler ve 215 bin li- ra fiyat verdiler. Bu kadar emek ve masraf- tan sonra kesinti de yagılınca elime geçen para 170 bin lıra oldu. İtıraz edemedim..." Bır başka üretici de aynen şöyle diyor: "Hiçbir şeye ses çıkaramıyoruz. Eğer soru soran olursa hemen "Sen ekme" di- • 1980'den sonra Turgut Özal'ın açtığı kapıdan Türkiye'ye adımını atan Amerikan şirketlerı kısa süre içinde gerek tütün ve sigara piyasamızı, gerekse ülkemizin ekonomisini allak bullak ettiler. Tütün piyasalarımızda artık Türk ihracatçıları değil, Amerikan şirketleri etkin. şirketlerinın uzantılarına gereken dersı ve- recek... Amerikan şirketlerinın yandaşları bu yıl da tütün bölgelerine gittıler. üreticı- lerle anlaşmalarını yaptılar. Çoğu korkudan anlaşma metnıni okumadan imzalamak zo- runda kaldı. Daha sonra tütünlerekıldi, za- manı gelınce toplandı, balya halıne getıril- dı ve fırınlarda kurutuldu. Her yıl olduğu gi- bi ilk şok tütünlerin teslimi sırasında yaşan- dı. Amerikan şirketlerinın temsılcileri günü gelınce tütün balyalannı araçlara doldurup izmır'dekı fabrikalara götürdüler. Tütünler gö- türülürken hiçbir üretici çıkıp da "Paraları- mızı neden vermediniz" diyemedi.Tütünün fıyatını. paraların nezaman verileceğinı so- ramadı. Çünkü, hepsı soru sormanın Ame- rikan yandaşlarının kurallarına gore büyük suç olduğunu bilıyordu. Şirket temsılcileri tütunlerı götürdükten bir süre sonra geldiler ve çeklerinı üreticı- leredağıttılar. Üreticilertütünfiyatlarınıçek- len aldıktan sonra öğrenebıldiler. Fiyatları çok düşük, kesintilen de fazla bulduklan halde yorlar. Sözleşmelen bıle okumaktan kor- kuyoruz. Önümüze ne getirilirse getirilsin im- za etmek zorunda kalıyoruz. Çünkü, dev- let bize sahip çıkmıyor," Işte Türkiye'de Türk üreticilerinın acıklı hali böyle. Cesare- ti olan gidip bu bölgelerde araştırma yapa- bilir. Kimseye adını sormamak kaydı ile. Şımdi gelelim Tekel Genel Müdürü Meh- met Akbay'ın açıklamasında sözü edilen kararnameye... Ama, hemen belirtelim ki, sorularımızın muhatabı genel müdür değil- dir... Hükümettir... Başbakandır, başbakan yardımcısıdır... 29 Aralık 1996 tarihli Res- mı Gazete'de yayımlanan 8939 sayılı hükü- met kararında Amerikan tipı tütünlerin des- teklenmesı ile ilgili hüküm aynen şöyle: "Tekel Genel Müdürlüğü, memleketı- mızde Amerikan tipı tutün üretiminın gelış- tırılmesi amacı ile tohum ithal etmeye, anı- lan tür tütün uretımi ile uğraşan fırmalar veya ekiciler ile uretim, naklıye ve işleme konulannda bıryıl veya daha uzun surelı an- laşmalaryapmaya, kurutma fmn ve hangar- ları gibi tesısler kurmaya veya kurdurma- ya, işlerin yaptırılması için gerektiğinde avans vermeye ve bu suretle yetıştirilen tü- tunlerı almaya ve satmaya yetkilidır." Tekel'ın, büyük yatırımlargerektirdiği ge- rekçesı ile Amerikan tipı tütün üretimi ışine girmeyeceği kaç kez yetkili ağızlarca söy- lendı. Nıtekim, genel müdür de açıklama- sında büyük rakamlar vererek bu işin müm- kün olamayacağını belirtmeye çalışıyor. Te- kel'ın dışında da bu ışı yapan şirketler bel- li. Hepsı çokuluslu şirketlerin yan kuruluş- ları... Ekıcilere de bu işleri yaptırmak müm- kün değil. Demek kı, 15 ile 20 trilyon liralık tesisler Tekel'ın de desteğı ile yabancı şir- ketlerin yan kuruluşlarına yaptırılacak. Tekel, bu tesislerin yapılması için adı ge- çen şirketlere dolaylı olarak akıl almaz pa- ralar verecek.. Daha açıkçası parayı Tekel verecek. tesıslerin sahibi ise Amerikan şir- ketleri olacak... Şımdi soruyooız: Tekel'in gücü yoksa, bu şirketlere nasıl para verecek? Eğer, pa- rası varsa tesislerı neden kendısı yapmı- yor? Üstelik, Tekel, şirketlere vereceği pa- ra ile ilk aşamada yeterli tesislerı de kura- bılir. Genel müdürün hedeflediği 150 milyon dolara hemen gerek yok. Şu sıralarda Ame- rikan tipi tütün üretimi 5 milyon kilonun al- tında. Genel müdürün verdiği bilgiye göre, bir milyon kilo tütün için yapılması gereken yatınm 5 milyon dolar. 5 milyon kilo tütün için ise 25 milyon dolar gerekli. Demek kı, Tekel çok olsa 2 veya 3 trilyon lira ile bu işin üstesınden gelebilecek... Üstelik parası da geliri de var... Eğer. sigara fabnkalan yaban- çılara sattırılmazsa geleceği de güvenli... Üstelik bu işi bilen kadrolara da sahip. Eğer, paralar şirketlere verılirse. Ameri- kan tipi tütün ekilen bölgelerde işkence, somuru ve baskılar giderek daha da arta- cak. Kendı yurttaşlarımızı, üç kuruşluk ge- lır uğruna kuşku ıçinde yaşatacağız. Tesis- leri Tekel veya yenı kurdurulacak 'tütün ofisi' yaparsa hem bölgelerdekı çırkin uygulamalar sona erecek hem de onurumuz korunmuş olacak... Tercih hükümetin... •
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle