Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 OCAK 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
Türk-İş'ten
teşekküp
• .VNKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- Türk-lş. 5 ocakta
düzenledigi '"Türkiye'ye
Sah;p ÇıkT
Dernokratıkleşme İçin
Mücadele Et" mıtingine
katum .e destekleri
nedeniyle konfederasyona
bağlı 35 sendikanın genel
başkanlanna teşekkür
Ttıektubu gönderdi. Türk-lş
Genel Başkanı Bayram
Meral \e Genel Sekreter
Şemsi Denizer imzalı
teşek-kür mektubunda.
mitingin toplumun tüm
kesımleri tarafından takdir
topladığı \urgulanarak. zor
koşullarda çalışan işçilerin
©zveriyle katıldığı
mitingde Türkiye"nin tüm
insanlannın istemlerinin
dile getinldigi kaydedıldi.
KKTC ile yatırım
olanakları
• GAZİANTEP (AA) -
Kıbns Türk Sanayi Odası
(KTSO) Başkanı'Eren
Ertanın. KKTC'nin, tanm,
hafif sanayi ve bazı hizmet
sektörlerinde potansiyel
yatınm olanakları
bulunduğunu. özellikle
turizm, eğıtim. bankacılık,
oiî-shore faalıyetler, transit
ticaret ve ulaştırma
alanlannda. dığer bölge
ülkeleri karşısında avantajlı
durumda olduğunu
söyledi. Ertanın, Oda
Meclisi toplantısının 27-30
Mart tanhleri arasında
KKTC'deyapılması için
Gaziantep Sanayi Odası'na
çagnda bulundu ve KXTC
ekonomisine ilişkin bir
rapor gönderdi.
Ihracatçılara
yeni kredi
• ANKARA (AA) -
Ithalatçılara yeni
finansman imkânı sağlayan
kredi anlaşması. Türkiye
Vakıflar Bankası ile Alman
Dresdner Bank arasında
imzalandı. Yatınmcı
ithalatçılar. Almanya'dan
yapacaklan mal ve hizmet
alımlannda krediden
yararlanabilecekler. Alt
İımiti 500 bin mark, üst
limiti 30 milyon mark olan
krediden yararlanmak
isteyenler. sözleşme
rutannın yüzde 15'ini peşin
ve ön ödeme şekiinde
karşılayacaklar.
Otomobil devleri
barıştı
BONN(AA)-ABD
otomobil devi General
Motors Opel'in eski üst
düzey yöneticisi Jose
Ignacio Lopez'in merkezi
\Volfsburg kentindeki
Alman \blkswagen (VW)
şirketine transfer olmasıyla
General Motors ile VW
arasında başlayan hukuk
savaşında, buzlar erimeye
başladı. Hakkında savcılık
tarafından da somşturma
açılan Lopez'in,
transferiyle birlikte önemli
bilgi ve belgeleri de
beraberinde götürerek.
sanayi ajanlığı yaptığını
iddia eden General
Motors yönetimi.
VVV'den talep ettiği
tazminat miktannı makul
ölçülere indireceğini
açıkladı.
Vergi istihbarat
uzmanına yetkî
• ANKARA(AA) - Vergi
istihbarat uzmanlannın
görev. yetki ve
çalışmalannı düzenleyen
yönetmelik. Resmi
Gazete'de y ayımlandı.
Yönetmeliğe göre. vergi
istihbarat uzmanlannın
görevleri arasında. "vergi
kaçakçılığı ile mücadele
için gerçek ve tüzel
kişilerle ilgili bilgi
toplamak, görev sırasında
öğrendiği konusu suç teşkil
eden bilgileri \eya delilleri
ilgili birimlere rapor
etmek" konulan
bulunuyor.
Deri Günleri
'97 Fuarı
• Ekonomi Servisi-
Dericiler. "Deri Günleri'97
Fuan"ndabuluştu.
Istanbul'da düzenlenen
uluslararası fuara 29
ülkeden, 467 finna katıldı.
Açılışı dün yapılan ve 3
gün süresınce devam
edecek fuara. deri
konfeksiyon başta olmak
üzere ayakkabı. saraciye ve
deri makinelerinin
sergileniyor. Fuara en
büyük ilginin 78 firma ile
katılan ltalya"dan geldiği
belırtiliyor. Türkiye
Deri Sanayicileri Derneği
Başkanı Turgut K.oşar,
Deri Günleri'97 fuannın
Türk deri sektöründeki
gelişimin bır göstergesı
olduğunu dile getirdi.
Memur maaşlanna 6 ay sonra yüzde 30 zam yerine, nisanda yüzde 20 artış planlanıyor
Teııımıız zammına nisan makası
• Silahlı Kuvvetler'e yüzde 12 zam yapan, polise de ek zam
yapmaya hazırlanan hükümet, diğer kamu çalışanlannı "erken,
ancak budanmış zamla" yanıltmayı programhyor.
ANKARA(Cumhuriyet Bürosu)- Türk Sı-
lahlı Kuvvetleri (TSK) personeline 1 ocak-
ta yüzde 72 düzeyinde maaş artışı veren. po-
lislerin ay lıklannda da bu orana ulasacak dü-
zeyde ek zam yapmaya hazırlanan hükümet.
diğer kamu çalışanlannı u
erkeıu ancak bu-
danmışzamla" yanıltmayı programhyor. Hü-
kümetin. asker ve polis dışındaki kamu ça-
lışanlannın tepkisi üzerine. maaşlara tem-
muz ay ında > apılacak y aklaşık yüzde 30 dü-
zeyındekıolağanzammı nisan ayınaçekme-
yı programladığı öğrenildi. Nısan ay ında ma-
aşlara yüzde 20 düzey ınde zam yapılarak. büt-
çeye gelecek yükün azaltilmasının amaçlan-
dığı kavdedildi.
TSK personeline verilen. polis için de ka-
rarnamesi hazırlanan ek maaş zammının ar-
dından. diğer kamu çalışanlannın yoğunla-
şan tepkilerini önlemeye çalışan hükümet
formül arayışına girdi.
Maliye Bakanlığı'nda hükümetın talitna-
tı üzerine hazırlanan çalışmaya göre. memur
maaşlanna temmuz ayında yapılması plan-
lanan \aklaşık yüzde 30 oranındaki zam ge-
riye çekilecek.
Alınan bilgileregöre. nisan ayında verile-
cek zam oranı. bütçede aynlan ödeneğin faz-
la aşılmaması için yüzde 20 düzeyinde tutu-
lacak.
Maliye Bakanlığı yetkilılen. maaşlara ni-
san av ında yüzde 20 oranında zam vapılma-
sı durumunda. bütçeye \ aklaşık 100 tnlyon
liralık ek yük geleceğini belirttiler.
Bu arada. yargıç ve savcılar, öğretım üye-
leri. sağlrkpersoneli \eöğretmenlerinay lık-
lannda ek iy ileştirme yapılmasına ilişkin ça-
lişmalann da halen sürdüğü öğrenildi. Çalış-
manın uygulanması durumunda bütçeye 50
tnlyon lıralık >iik geleceği bildirildı.
Hükümetın, memurlara. hazırlayacağı ye-
ni bır kay nak paketınden gelecek geliri gös-
tererek. ekim a>ında yüksek oranlı zam va-
adınde bulunabileceğı öğrenildi.
Sözleşmeli yine unutuldu
Bu arada. kamuda çalışan sözleşmeli per-
sonelden teknik kademede bulunanlann ay-
lıklannaocak ayında yapılması gereken yüz-
de 30 oranındaki zamma ilişkin Yüksek Plan-
lama Kurulu karan çıkmadı. Karann halen
imzaya açılmadığı öğrenildi. Kamuda çalı-
şan v e yönetici konumunda bulunan diğer söz-
leşmeli personelin maaşlanndaki yüzde 30
zamma ilişkin karar ise onaylandı.
ABD'de santral satışını görüşecek olan Adak, hiçbir bürokrat ve uzmanı ekibine almadı
DYP'ye dış ekonomide de by-passESRA YENER
ANKARA - Ekonomi yönetimın-
de DYP'li bakanlar ile bağlı bürok-
ratlan devre dışı bırakarak danış-
manianyla çalışan Başbakan Nec-
mettin Erbakan. dış ekonomik iliş-
kılerde de ortağına by-pass yapı-
yor. Hazıne'den sorumlu bakan \e
ekonomiyle ilgili kuruluşlarla gö-
rüşmek üzere bugün ABD'ye gi-
decek olan RP'li Dev let Bakanı Fe-
him Adak. Hazine ve Dış Ticaret
Müsteşarlıklan ile Özelleştirme lda-
resi Başkanlığf ndan hiçbir uzman
bürokratı ekibine almadı. Adak'ın,
satışa çıkanlan elektrik santrallan
konusunda ABD'li yetkililerle gö-
rüşecek olmasına karşın. konunun
uzmanlannı yanına almaması, eko-
nomi bürokratlannı rahatsız etti.
Hükümetın kurulma aşamasın-
da ekonomınin en önemli kurum-
lanndan olan Hazine ye Dış Tica-
ret Müsteşarlıklan. Özelleştirme
Idaresi Başkanlığı ve Merkez Ban-
kası'nı DYP'li bakanlara bırakan
RP, son 3 aydayönetimi üzerineal-
maya çalışıyor.
Hazırladıklan kaynak paketle-
rindelci projelere bürokratlann sıcak
bakmaması üzerine bu kunımlarda
Başbakan Necmcttin Erbakan. dış ekonomik ilişkilerde ortağı lansu Çiller'e b>-pass yapıyor.
tek taraflı projelere tepkisizliğin-
den yararlanan Başbakan. bankalar-
la yaptığı toplantıva da bürokrat ve
DYP'li bakanlan katmadı.
RP son olarak dış politikada da
DYP'ye by-pass yapıyor. Ekono-
çalışan uzman personeh de dışlayan
RP. ekonomiyi Başbakanlık'taki da-
nışmanları aracılığıyla yönetiyor.
Önce. kamu kaynaklannın Ma-
liye Bakanlıgı yönetiminde tek he-
sapta toplanmması projesıyle ge-
lirleri kendi kontrolüne alan RP. da-
ha sonra DYP'nin görüşleri dikka-
te alınmadan hazırlanan projeleri
arka arkaya uygulamaya koydu.
Susurlukkazasınınardından Baş-
bakan Yardımcısı lansu Çiller'in
miyle ilgili kişi ve kuruluşlarla gö-
rüşmek üzere bugün ABD'ye gi-
decek olan Adak. Merkez Bankası
Başkanı Gazi Erçel dışında. DYP'li
bakanlıklara bağlı kuruluşlardaki
hiçbir bürokratı ekibine almadı. He-
yette, Erçel. Enerji veTabii Kaynak-
lar Bakanlıgı Müsteşan Lğur Do-
ğan ile Başbakan 11kta yer alan özel-
leştirme ve genel ekonomıden so-
rumlu danışmanlar bulunuyor.
IMFVe de gidecek
Adak. ABD'de. elektrik santral-
lannın satışıyla ilgili olarak özel
sektör ve dev let kuruluşlanv la gö-
rüşecek. Adak'ın aynca. Lluslara-
sı Para Fonu (IMF)ve Dünya Ban-
kası temsilcileriyle de bir toplantı
yapacağı bildirildi.
Adak'ın siyasi nedenlerle. konu-
lan nda uzmanlaşan bürokratlan eki-
bine almamasını bir "şanssızük"
olarak değerlendirerek. "ABD Ha-
zinesi, IMF ve Dünya Bankası he-
yetleriv le v apılacak toplantılara ko-
nulannın uzmanı kişilerin katılma-
nıası. bakanın kendisini de çok zor
durumda bırakacaktır. Bu kişikr
yıllann tecrübesiyle bu konımlar-
da bulunuvoriar" değerlendirmesıni
\aptilar.
îşçi emeklileri, hazırladıkları raporla koalisyonlann sosyal politikalannı değerlendirdiler
Sosyal güvenlikte değişen bir şey yok
BANU SALMAN
ANKARA - Türkiye lşçi Emek-
lileri Cemiyeti'nin sosyal güveoJik.
kurumlanna ilişkin raporunda. 1991
yılından beri kurulan koalisyonla-
nn karnesi çıkanldı. Raporda. DYP-
SHP. DYP-CHP hükümetleri döne-
minde sosyal güvenlık sisteminin çö-
kertildiği. ANAYOL döneminde
•'sosyal de\
r
kt" ılkesinın dışına çı-
kıldığı belirrilirken. REFAHYOL'un
programı ve hedeflerınde sosyal
güvenlık için alınacak önlemlerin
belirsiz olduğuna dikkat çekildi.
Türkiye lşçi Emeklileri Cemiye-
ti'nin önceki gün sona eren 13. ge-
nel kurulunda Ethem Ezgü yeni-
den genel başkanlığa seçildı. Hazır-
lanan çalışma raporunda. 1991 yı-
lından beri iş başına gelen hükümet-
lerin sosyal politikalan değerlen-
dırildi.
Raporda. 20 Ekim 1991 seçim-
leri sonrasmda iktidar olan DYP-
SHP(CHP) vedahasonraaynı par-
tilerin kurduklan 3 koalisyon döne-
minde ekonomi \e sosy al politika-
lardaki başansızlık nedeniyle çalı-
şan kesim kadar emeklilerın de
"içinden çıkılmaz geçim sıkıntıla-
mla* karşılaştıklan belirtildi.
l4
Sos-
Üç koalisyon döneminat ckviıumi vc sosval politikalardaki başansızlık nedeniyle çalışan kesim kadar
emeklileri de "içinden çıkılmaz geçim sıkıntılanyla" karşılaştilar.
val gü\enliksistemindetümüyle çö-
küntüye neden olacak shasi, >aniış
kararlann ahndığu kanunlann çı-
kanldığı bir dönem" olarak nite-
lendirılen 49. ve 50. DYP-CHP
(SHP) döneminde. Bağ-Kur'un kro-
nikleşmiş sorununa çözüm buluna-
madığı gibi Sosyal Sigortalar Ku-
rumu'nun (SSK) da büyük malı
darboğazın eşjğıne getırildiği kay-
dedildi. Raporda. heriki sosyal gü-
venlik kuruluşlannın açıklarının
bütçeden kar^ılanmak zorunda ka-
lındığı bu dönemde alınan önemli
siyasi kararlar şöyle sıralandı:
Sivasi kararlar
* .
H Yaşlılık avlığında \aş unsu-
runun kaldırılmasına vönelik
3774. prim borçlarını >asal sü-
rede ödemcvenler bakımından
doğan gecikme zamları cıkarılan
3786 sayılı vasayla afTedildi.
• 3S*36sayı!ı"Tahkım^asas^yla
kamu sektörü borçlan Hazine tara-
fından üstlenildi.
B Birikmiş belcdivclcrc ait
prim borçlarının gecikme zammı
dondurularak takside bağlandı.
Raporda. 6 Mart 1996 tarihınde
kurulan v e yaklaşık 4 ay süren ANA-
YOL hükümetinin sosyal güvenlik
sisteminin tasfiyesinı öngördüğüne
dikkat çekildi. Bu dönemde sosyal
deviet anlayışından uzaklaşıldığı
v urgulanan raporda. "Sosyal güven-
lik bölümii tümüvle sosyal devlet
anlavışının dışında sosyal güvenlik
kuruluşlannın mali darboğazlannın
ekonomik olarak çözümünü öngö-
ren bir yaklaşımla düzenlennıiştir "
görüşüneyer verıldı.
Raporda. ANAYOL döneminde
sosyal güvenliğin özelleştirilmesi
tartışmalannın yoğunlaştığı belirti-
lerek bu hükümetin. sosyal güven-
lık sıstemıni "ekonomide kaynak
israf eden bir yapıdan çıkararak
kaynak yaratan biryapıya kavuştur-
ma" hedefinın kısa erimde gerçek-
leştirilmesinin çok güç olduğu kay-
dedildi.
Raporda. 28 Hazıran 1996"da ku-
rulan REFAHYOL hükümetinin
sosval güvenlığebakışaçısının be-
lirsiz olduğu vurgulandı. RP-DYP
koalisyonunun kuruluşunda sosyal
güvenlığe yönelik önlemler ve fıe-
deflerin belirlenmedigine dikkat çe-
kilen raporda. bu hükümetin de
ANAYOL gibi sosy al güvenlik sis-
temlerini kaynak israf eden değil,
kaynak y aratan bir yapıya kavuştur-
ma yönünde bakış açısına sahip ol-
duğu belirtildi.
İŞÇİMN EVRENİNDEN
ŞUKRAN SONER
Yüziine Gözüne Bulaştırma
Hükümet. kamu çalışanlannın ücretlerinde izledi-
ği politikada da her şeyı yüzüne gözüne bulaştırdı.
Yaşamın pek çok alanındaki haksızlıklara, önemli
yanlışlıklara yönelik tepkileri belki çeşitli manevra-
larlaatlatmak. günü kurtarmak kolay. Ama Erbakan-
Çiller ikilisi. günü kurtarma politikalannda bu kez bal-
tayı taşa vurdular.
Erbakan'ın askerlere aynlan bütçede önemli bir pa-
yın karar yetkisini kendinde tutması, kamu çalışan-
larının genel ücret artış oranından ayırarak askerler
için özel ucret artışı uygulaması, tipik bir köylü kur-
nazlığı, ilişkileri düzeltmede çiçek atma, basit uya-
nıklık olarak değerlendirilebilir. Erbakan'ın kafasın-
da dönen tilkiler, belki de özel zamla bir yandan as-
kerleri yumuşatma, ama diğer yandan da diğer ka-
mu çalışanları ve toplumun gözünde. bu açık rüş-
veti sergileme hesaplarını yapmışlardı.
Ancak bu kez öylesine duyarlı bir alanda öylesi-
ne önemli bir yanlış adım atıldı ki, köylü kurnazlığı
ile umulan yarardan çok zaran şimdiden görüldü. Çün-
kü hemen arkasından ikinci silahlı güç polislere özel
artış sözünün verilmesi zorunluluğu görüldü. Derken
Milli Eğitim Bakanı bır başka çok mağdur ve büyük
kitle olan öğretmenlere müjdeyi verdi.
Hemen arkasından da "Hakkını arayabilen alıyor,
sesini çıkaramayan batıyor" havası doğunca, hep-
si birbirinden mağdur kamu çalışanları meydanlara
çıkmak üzere sıraya dızıldıler. Ve ortaya gerçekten
işin içinden çıkılmaz çok trajik birtablo çıktı: Hükü-
met kamu çalışaniannı birbirinden ayınrken zaten çok
düşük gene! ücretler ve var olan eşitsızlikten kay-
naklanan tepkıyi, genel ıçın öngörülen düşük ücret
artışı ile beslenen öfkeyi büyüttü.
Öğretmenlere söz verilen zamdan alelacele geri
dönülmesi öğretmenlerin öfkesıni bılerken, diğer ka-
mu çalışanları ve emekliler, bordro mahkûmları, hak-
lan için sıraya dızildiler. Türkiye'nin sıkışık gündemi-
ne, kamu çalışanlannın sorunlanna bir de birbirleri-
ne kırdırma çabasından gelen ayrımcılık eklendi. Er-
bakan hükümeti. köylü kurnazlığı yapma adına, ka-
mu çalışanlannın tarihınde görülmemiş ücret eşitsiz-
liğı ve haksızlığı getirdi.
Kamu çalışanlannın çeşitli kesimlerinin tepkisi art-
tıkça, yaratılan büyük haksızlıklar dile getirildikçe, sı-
kışmakta olan hükumetten gelen savunmalar, "öz-
rü kabahatinden büyük" nrtelikte oluyor. "Konum-
lareşit değilki, ücretlereşltolsun" çerçevesinde özet-
lenebilecek hükümet savunmasında, silahlı güçle-
rin, ülkeyi koruma misyonu nedeni ile farklı ücret al-
ma hakları olduğu söylenmeye çalışılıyor.
Doğal olarak da çuvallanılmış oluyor. Örneğin ka-
mu çalışanları ıçinde eğitim ve yaptıklan hizmete
göre, ücretlerde en mağdur konuma düşürülmuş
mühendis ve mimarlarcephesi. bütün kamu çalışan-
lan için dengeli ve haklı bir iyileştirmeyi savunduk-
ları saptamasını yaptıktan sonra polemiğe polemık-
le yanıt veriyorlar: "Türkiye erozyonda her yıl Kıbns
toprakları kadar geniş bir üretime elverişli toprağı
kaybediyor. Konum ölçü olacaksa, en yukarda ol-
ması gerekenlerın, bu topraklann yok olmasını ön-
leyeceklehn, en aşağıda olmalan nasıl açıklanabi-
lir?" Butopraklan koruyacak olanlar, kamu uretimın-
de en önemli kilit görevleri yürütüp, göreceli olarak
en düşük ücretlere mahkûm edilenler, TMMOB'ye
bağlı mühendis ve mimarlar, 18 ocakta, hakları için
Ankara'da miting yapacaklar.
TMMOB'nin kamu üretiminde en ağır sorumlulu-
ğu üstlenmiş üyelerinin konumlarına ilişkin yaptığı
çalışmalar var. Oncelikle kamu çalışanlannın genel-
de çok düşük ücret artışları içınde en mağdur edi-
len kesimin mühendis-mimarlar olduğu, yapılan uy-
gulamalarla var olan kimi haklann da ellerinden alın-
dığı, üyelerinin diğer meslek gruplarına oranla mağ-
duriyetlerinin arttınldığı vurgulanıyor.
Örneğin. son uygulamalarla bugün kamuda ça-
lışan bir mühendis-mimar yüzde 90 oranında taz-
minat alırken, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin en alt ka-
demesini oluşturan çavuş yüzde 102. uzman er-
başlar yüzde 100 oranında, albay ise yüzde 260-280
oranında tazminat alıyor. Bu uygulama ile çavuşun
tazminat oranı ve ücreti mühendis-mimar ücretini geç-
miş bulunuyor. Öte yandan kamuda 20 yılın üzerin-
de hizmetı olan bir mühendis-mimar 350 dolar üc-
ret alırken (bu ücret 1993 yılında 750 dolar), işe ye-
ni başlayan bir emniyet görevlisine (polis memuru)
en az 470 dolar ücret verileceği vaat ediliyor.
Mühendis ve mimarlar iktidarın kendılerini göz-
den çıkardığının ve a/rımcılığın bu son göstergele-
ri karşısında susmaya niyetli değiller. Sanayinin ve
üretimin temel unsuru olanların ücretlerinin onur kı-
ncı düzeyine karşı savaşımda bayrağı ellerine almış
konumdalar Ülkenin geleceğini düşünen yetkilile-
rin de bu olumsuz durumun daha fazla sürdürülmesine
izin vermeyeceklerini umuyor. çaba harcamalannı bek-
liyorlar.
ÇİFTÇİ DOSTU /SADLLLAH LSUMI
Hükümet üreticiden değil çokuluslu şirkederden yana
ç
Tütün üreticisi aJlak bullak oldu.
okulusJu yabancı tutun ve sıgara şir-
ketleri Türkiye'nin iç pazarına dam-
gasını vurdu. Ülkemizde geçen yıl
_ 95 milyaradet sıgara tüketildi. Bu-
nun 40 milyaradedı Amerikan harmanlı sı-
garalar... Geçmışte her yıl 500 ile 550 mıl-
yon dolarlık tütün ihraç edıyorduk ve para-
sının tamamı ülkemizde kalıyordu. Şimdi
ise ihracattan sağladığımız paranın yarısın-
dan fazlasını tütün ve sıgara ithal ederek
Amerikalılara hediye ediyoruz... Eskiden
Amerika ve diğer ülkelere tütün pazarımız
olarak bakıyorduk. Artık, biz o ülkelerin tü-
tün pazarı halıne geldik!.. __
1980'den sonra Turgut Özalın açtığı ka-
pıdan Türkiye'ye adımını atan Amerikan şır-
ketlerı kısa süre ıçinde gerek tütün ve siga-
ra piyasamızı, gerekse ulkemızın ekonomi-
sini allak bullak ettiler. Tütün piyasalanmız-
da artık Türk ihracatçıları değil. Amerikan
şirketlerı etkin. ihracatçılarımızın bır kısmı.
Amerikan şirketlerinın temsilcisı haline gel-
di. Sigara pazarımızda Amerikan harmanlı
sıgaraların satışı sürekli olarak artış göste-
rıyor. Çokuluslu şirketler bu arada. bır ham-
le daha yaparak ülkemiz toprakları üzerin-
de ekilen Amerıkan tıpi tütün üretımını de
kontrolleri altına aldılar. Düzce, Adapazarı,
Hendek, Çilımlı. Gönen. Manyas ve Kırkla-
reli'nde sürdürülen Vırginıa ve Burley tipı tu-
tün ekımini yabancı şirketlerin yan kuruluş-
ları yönlendiriyor Çokuluslu şirketler bu böl-
gelerde devlet gibi. Ne karışan var ne de so-
ran!.. istedikleri gibi hareket edebıliyorlar...
Yabancı şirketler belki de sadece "Türkıye 'ye
özgü" kurallarını bizım vatandaşlarımıza
acımasız biçimde uyguluyorlar. 1980 yılın-
dan sonra ekonomik gücü azalan üretici-
lerımız bu etkın güç karşısında kaderlerine
boyun eğmek zorunda kalıyorlar.
Yabancı şirketler tam bır baskı grubu
oluşturmuşlar. Onlara rağmen Vıngınıa ve Bur-
ley tipı tütün ekmek mümkun değil. Ekse-
niz de alacak bir yer bulamazsınız. Bu ne-
denle üreticıier. şirket temsilcilerıne karşı
bır tek eleştiri getiremezler. Onlerine konu-
lan "anlaşmalara" itıraz edemezler. Hatta "an-
laşma metnıni" şırketçılen kızdırmamak
için okumadan imzalamak gereğinı duyar-
lar. Tütün kalitesi üzerinde tartışamazlar.
Haklannı koruyamazlar. Fiyatlara itıraz ede-
mezler!.. Zira, Amerikalılara karşı çıkmanın,
soru sormanın. ıtiraz etmenin bedeli çok
ağırdır. Buna cesaret edenin anlaşmaları
derhal ıptal edilir. Bir daha da Amerikan ti-
pı tütün ekemezler. Çünkü ektikleri tütün el-
lerinde kalır. Devlet sahip çıkmaz... Tekel bu
işlere karışmaz... Karıştırılmaz!..
Amerikan tipi tütün ekilen bölgelerde ge-
çen yıl yaşanan faciayı, üreticilerin haklan-
nın nasıl çiğnendiğini. horlandığını, dışlan-
dığınıörneklervererekyazmıştım.Sanmış-
tım ki, bu yazılarım çıkınca hükümetlerimiz,
devlet yetkılilerımız acıyacak ve Amerikan
hıç kimse ses çıkaramadı. Bu yıl birınci ka-
lite tütün için 315 bin lira fiyat tespit edil-
mişti. Bırinci kalite tütün az olduğu için, or-
talama fiyat 200 bin liraya kadar düştü. İşin
daha da acı yanı, bu kadar düşük fiyatlar-
dan bile 45 bin lıra kesinti yapılmıştı. Hele,
fırında kurutma bedeli olarak 21 bin lira ke-
silmiş olması herkesi "şok"a soktu...
Isminin açıklanmasını istemeyen bir üre-
tici şöyle yakınıyor: "Tütünüm ikinci kali-
teydi. Üçüncü kalite dediler ve 215 bin li-
ra fiyat verdiler. Bu kadar emek ve masraf-
tan sonra kesinti de yagılınca elime geçen
para 170 bin lıra oldu. İtıraz edemedim..."
Bır başka üretici de aynen şöyle diyor:
"Hiçbir şeye ses çıkaramıyoruz. Eğer
soru soran olursa hemen "Sen ekme" di-
• 1980'den sonra Turgut Özal'ın açtığı kapıdan Türkiye'ye adımını atan
Amerikan şirketlerı kısa süre içinde gerek tütün ve sigara piyasamızı,
gerekse ülkemizin ekonomisini allak bullak ettiler. Tütün piyasalarımızda
artık Türk ihracatçıları değil, Amerikan şirketleri etkin.
şirketlerinın uzantılarına gereken dersı ve-
recek... Amerikan şirketlerinın yandaşları
bu yıl da tütün bölgelerine gittıler. üreticı-
lerle anlaşmalarını yaptılar. Çoğu korkudan
anlaşma metnıni okumadan imzalamak zo-
runda kaldı. Daha sonra tütünlerekıldi, za-
manı gelınce toplandı, balya halıne getıril-
dı ve fırınlarda kurutuldu. Her yıl olduğu gi-
bi ilk şok tütünlerin teslimi sırasında yaşan-
dı. Amerikan şirketlerinın temsılcileri günü
gelınce tütün balyalannı araçlara doldurup
izmır'dekı fabrikalara götürdüler. Tütünler gö-
türülürken hiçbir üretici çıkıp da "Paraları-
mızı neden vermediniz" diyemedi.Tütünün
fıyatını. paraların nezaman verileceğinı so-
ramadı. Çünkü, hepsı soru sormanın Ame-
rikan yandaşlarının kurallarına gore büyük
suç olduğunu bilıyordu.
Şirket temsılcileri tütunlerı götürdükten
bir süre sonra geldiler ve çeklerinı üreticı-
leredağıttılar. Üreticilertütünfiyatlarınıçek-
len aldıktan sonra öğrenebıldiler. Fiyatları çok
düşük, kesintilen de fazla bulduklan halde
yorlar. Sözleşmelen bıle okumaktan kor-
kuyoruz. Önümüze ne getirilirse getirilsin im-
za etmek zorunda kalıyoruz. Çünkü, dev-
let bize sahip çıkmıyor," Işte Türkiye'de
Türk üreticilerinın acıklı hali böyle. Cesare-
ti olan gidip bu bölgelerde araştırma yapa-
bilir. Kimseye adını sormamak kaydı ile.
Şımdi gelelim Tekel Genel Müdürü Meh-
met Akbay'ın açıklamasında sözü edilen
kararnameye... Ama, hemen belirtelim ki,
sorularımızın muhatabı genel müdür değil-
dir... Hükümettir... Başbakandır, başbakan
yardımcısıdır... 29 Aralık 1996 tarihli Res-
mı Gazete'de yayımlanan 8939 sayılı hükü-
met kararında Amerikan tipı tütünlerin des-
teklenmesı ile ilgili hüküm aynen şöyle:
"Tekel Genel Müdürlüğü, memleketı-
mızde Amerikan tipı tutün üretiminın gelış-
tırılmesi amacı ile tohum ithal etmeye, anı-
lan tür tütün uretımi ile uğraşan fırmalar
veya ekiciler ile uretim, naklıye ve işleme
konulannda bıryıl veya daha uzun surelı an-
laşmalaryapmaya, kurutma fmn ve hangar-
ları gibi tesısler kurmaya veya kurdurma-
ya, işlerin yaptırılması için gerektiğinde
avans vermeye ve bu suretle yetıştirilen tü-
tunlerı almaya ve satmaya yetkilidır."
Tekel'ın, büyük yatırımlargerektirdiği ge-
rekçesı ile Amerikan tipı tütün üretimi ışine
girmeyeceği kaç kez yetkili ağızlarca söy-
lendı. Nıtekim, genel müdür de açıklama-
sında büyük rakamlar vererek bu işin müm-
kün olamayacağını belirtmeye çalışıyor. Te-
kel'ın dışında da bu ışı yapan şirketler bel-
li. Hepsı çokuluslu şirketlerin yan kuruluş-
ları... Ekıcilere de bu işleri yaptırmak müm-
kün değil. Demek kı, 15 ile 20 trilyon liralık
tesisler Tekel'ın de desteğı ile yabancı şir-
ketlerin yan kuruluşlarına yaptırılacak.
Tekel, bu tesislerin yapılması için adı ge-
çen şirketlere dolaylı olarak akıl almaz pa-
ralar verecek.. Daha açıkçası parayı Tekel
verecek. tesıslerin sahibi ise Amerikan şir-
ketleri olacak...
Şımdi soruyooız: Tekel'in gücü yoksa,
bu şirketlere nasıl para verecek? Eğer, pa-
rası varsa tesislerı neden kendısı yapmı-
yor? Üstelik, Tekel, şirketlere vereceği pa-
ra ile ilk aşamada yeterli tesislerı de kura-
bılir. Genel müdürün hedeflediği 150 milyon
dolara hemen gerek yok. Şu sıralarda Ame-
rikan tipi tütün üretimi 5 milyon kilonun al-
tında. Genel müdürün verdiği bilgiye göre,
bir milyon kilo tütün için yapılması gereken
yatınm 5 milyon dolar. 5 milyon kilo tütün
için ise 25 milyon dolar gerekli. Demek kı,
Tekel çok olsa 2 veya 3 trilyon lira ile bu işin
üstesınden gelebilecek... Üstelik parası da
geliri de var... Eğer. sigara fabnkalan yaban-
çılara sattırılmazsa geleceği de güvenli...
Üstelik bu işi bilen kadrolara da sahip.
Eğer, paralar şirketlere verılirse. Ameri-
kan tipi tütün ekilen bölgelerde işkence,
somuru ve baskılar giderek daha da arta-
cak. Kendı yurttaşlarımızı, üç kuruşluk ge-
lır uğruna kuşku ıçinde yaşatacağız. Tesis-
leri Tekel veya yenı kurdurulacak 'tütün ofisi'
yaparsa hem bölgelerdekı çırkin uygulamalar
sona erecek hem de onurumuz korunmuş
olacak... Tercih hükümetin... •