14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CumhuriyeC tmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yayın Yönetmenı Ortıan Erinç # Genel Yayın Koordinatöru Hiknıet Çetinkava 9 Yazıişlerı Müdurleri IbrahimYıldız,DinçTavanç (Sorumlu) 9 Haber Merkezi Müdürü Hakan Kara 9 Gorsel Yönetmen- Fikret Eser Dış Haberler Şinasi Danışoğlu • Kuhbarat Cengiz Yüdırım • Ekonomr Bülent Kı/aıılık 0 Kultur Handan Şenköken 9 Spor Abdülkadir Viicelman • Makaleler Sami Karaören 9 Duzeltme Abdullah \ azıcı 0 Fotoğraf Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge Edibe Buğra • \ urt Haberlen Vlehniet Faraç 'laymKuruıu UhanSdçuk(Başkan). Orhan Erinç, Oktay Kurtböke. Hikmet Çetinka\ a. Şükran Soner. Ergun Balcu Dinç Ta> anç, tbrahim Vıidız. Orhan Bursalı. Mustafa Balbav. Hakan Kara. AnkaraTemsıIcısr Mustafa Balba\ 0 Haber Mudunı Doğan Akın Ataturk BuKan No 125. Kat 4. Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020 ı"'hat). Faks. 4195027 0 İzmır Temsılcısı Serdar Kısk, H. Zıva Bh 1352 S 2 3 Tel 4411220. Faks 44191 l7 0AdanaTemsılcibi.ÇetinViğenoğlu. tnonuCd 119 S No lKat 1. Tel. 363 12 11. Faks-363 12 15 Muessese Mudürü Erol Erkut 0 Koordmator \hmet Korulsan • Muhasebe Bülent Vener # ldare Hüseyin Gürer 9 lşletme Önder Çelik • Bılgı-tşlem Nail İnal • BılgısavarSıstem Mfirüvet ÇOer MEDYA C: 0 Yonetım Kurulu Başkanı - Gene! Mudur Gûlbin Erduran 0 Kaordınator Reha Işıtman 0 Genel Mudür Yardımcısı Mine Akdağ Tel 514 07 53 - 5139580-5138460*1,Faks 5138463 YaMinU?an ve Basan: Yenı Gun Haber Ajansı, Baiin \e V avıncıhk A S TUJMC^I Cad 39 41 Cağaloğlu 34334 Ist PK 246 lstanbul fel 10 212) 512 05 05 120 hatl Faks <0 212ı 513 85 OCAK 1997 îmsak:5.50 Güneş: 7.22 Ögle 12 19 Ikındi: 14.41 Akşam: 17.03 Yatsı: 18.29 Persil'in yeni neklam filmi • Haber Merkezi - Henkel tarafından üretilen Persil Yeşil Güç'ün yenı reklam rılmınde. Süperman fîlminin yıldızı Christopher Reeve'nin dublörü Donald Stunden oytıuyor. BBDO İstanbul reklam ajansının gerçekleştirdiği ve bu ay içınde yayına gırecek olan yeni Persil reklam filmleri Avusturya, Macanstan, Çek Cumhuriyeti ve Polonya'da da gösterilecek. Hırka-i Şerlf ziyanete açıUı • İstanbul Haber Servisi - Hazreti Muhammed'ın hırkasının bulunduğu Hırka-i Şenf. dün Devlet Bakanı Ahmet Cemil Tunç tarafından ziyarete açıldı. Tunç. "'Kutsal emanetlen konımak ve gelecek kuşaklara aktarmak, Türk milletının en büyük görevıdir" dedi. Hz. Muhammed'ın ölümünden 5 yıl sonra Veysel Karani've teslim edilen Hırka-i Şerif. Müslümanlarca "kutsal emanet" olarak tanımlanıyor. Taşkın'a suç duyurusu • Haber Merkezi - Bergama'nın Ovacık köyünde siyanürle altın çıkarmak için çalışmalar yapan Eurgold Madencilik AŞ. Bergama Belediye Başkanı Sefa Taşkın hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunacağını bildirdı. Eurogold şirketi Basın Danışmanı Avukat Selçuk Ömerbaş. açıklamasında, "'Taşkın'ın yıllardır sürdürmekte olduğu kampanya artık doyma noktasına gelmiştir. Bundan sonrakı eylemleri, toplumsal gerilimi körüklemekten başka netıce veremez" görüşlerinı dile getirdi. Öğrenci borçları silinecek • ANKARA(ANKA)- Yüksek Öğrenım Kredi ve Yurtlar Kurumu (YURTKUR). öncekı yıllara aıt kredi borçlanndan, takip edılmesinde yarar bulunmayanlan silecek. YURTKÜR Yetkı Yönetmeliği'nde.yapılan değişiklıkle, harç kredisine başvuran öğrencıler, kayıtlar sırasında harç ödemeyecek ve katkı paylan, kurum tarafından üniversite hesaplanna yatınlacak. Öğrenciler tarafından, harç ve öğrenım kredisı ıçin hazırlanacak taahhürnamelerdeki iki kefil zorunluluğu da kaldınlırken öğrencinin imzası yeterli sayılacak. Talim ve Terbiye Kurulu ders kitaplanndaki sözcükleri değiştiriyor, anlam bozukluklanna dokunmuyor Ders ldtaplarında4 özgürlük' yok T ü r k c e y i k u l l a n m a b e c e r i s i z a y ı f l ı y o r Anlatım bozukluğuna örneklerDers kitaplan. Türkçe karşıltğı olduğu halde kullanılan Osmanlıca ve Batı dillennden gelme sözcüklerle dolu. Kitaplarda yazım kurallan ve dizgi yanlışlanna. anlatım bozukluklanna sıkça rastlanıyor.Eğitımci Gülsiin Özalan. yöneticisi olduğu Çağdaş Dershane'de Türkçeyı kullanma becerisi açısından her yıl bir öncekinden daha zayıf öğrencılerle karşılaşınca. 'Mılli Eğitım Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu' onaylı ders kitaplanndan 20"sini gelişigüzel seçip okumaya karar vermiş. Okudukça da dehşet içinde kalmış. Özakın'ın incelemesi sonucunda bulduğu çarpıcı örneklerden bir bölümü şöyle: - Vatandaşhk Bilgileri: (8. Sınıf. Konca Gezer, Özer Yayınlan) Sayfa 28:...Herkes ıstediğı zaman anlaşıp kendi başına e\ lenip ayrılamaz. Kanunun yetkıli kıldığı merci tarafından uygulanması zorunluluğu vardır. Sayfa 33:... Çeşitli düşüncelerden değişik fikirler orta> a çıkar. Sayfa 37\..Eğitim. insanın kurallara uyan. ıyi bir vatandaş olmasının yanında şahsıyetınin gelişmesi. ahlak yönünden olgunlaşıp. topluma uyumlu olması. eğitimle olur. Sayfa 40:...Okuma yazma öğrenmedıği halde. sonradan kurslara katılan \eya asker ocağında okuma yazma öğrenen pek çok kışı vardır. - Türkçe: (8. sınıf, Ali Çiçekh. Gendaş) Yazar önsözde, 'anlamlarını an)a>ıp kullanabileceği kelime ve sözleri sözlükten bulması öğrenciden istenmiştir' dıyor. Bu sözcükler şunlar: ahval. kamil. hümakuşu. gevher. parşömen kağıdı. konsolıde, mehabetli, şerha. tebah, seyyıe, muveç. nenhel. 11 Bye ınsan hakları ödiilü • TTB'nin ödülü. PHR'nin 10. kuruluş yıldönümü nedeniyle 12 nisanda ABD'nin Boston kentinde düzenlenecek törende verilecek. FİGEN ATALAY Türkiye'de ders kitaplan nasıl yazı- lıyor biliyor musunuz? Emıniz bu so- ruyayanıtınız "hayır". Eğerbılseydı- niz. işınizi gücünüzü bırakıp ders ki- tabı yazardınız. Çünkü. Türkiye'de ders kitabı yazmaktan daha kolay bir şey yok. Millı Egitım Bakanlığı Taiim ve Terbiye Kurulu. "Ders Kitaplan Yö- netmeliği''* ile sayfa sayısmdan punto- ya, konulann nasıl işlenmesi gerekti- ğinden başlıklara kadar her şeyi. ya- zar içın önceden belırlemiş. Size yal- nızca başhklann altını kurulun istedi- ği biçımde doldurmak kalıyor. Bu ara- da, "ulus". "özgürlük". "çağdaş" gi- bi sözcükler kullanma *hata"sına dü- şerseniz. işiniz daha da kolaylaşıyor. Çünkü o zaman kurul, cümlelen de sı- zin yerinıze yazıyor. Bu girişten son- ra ders kitabı vazmaktan daha kolav • Ders kitaplan bırakın içeriğindeki teksesliliği, neredeyse aynı cümlelerle yazılıyor. Buna karşın her ders yılı öncesi okullarda, aralannda bir fark varmış gibi "hangi ders kitabını seçsek?" diye komisyonlar oluşturuluyor. bir şey olmadığını herhalde anlamış- sınızdır ama biz yine de işi baştan an- latalım. Bir yayımcı. bir yazardan ya da öğ- retmenden ders kitabı yazmasını isti- yor. Yazar da kitabı, Ders Kitaplan Yönetmelıği'ndekı esaslara göre ya- zıyor. Kitap tamamlandıktan sonra onaylanması ıçin Talim ve Terbiye Ku- ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Uluslararası "ın- san Haklan İçin Hekimler Örgütü"n_ün (PHR), "İnsan Haklan Ödülü"ne. ışken- ceyle mücadele ve ışkence- ye karşı hekım egıtimı ko- nusundaki çabalan nedeniy- le Türk Tabıplerı Bırlığı (TTB) deger görüldü. PHR yönetıcılennden Le- onard S. Rubenstein, TTB Merkez Konsevi Başkanı Dr. Füsun Saşek'e gönder- dıği yazıda, örgütün 10. ku- ruluş yıldönümüne rastla- yan İnsan Haklan Ödülü'ne, TTB'nin değer göruldüğü- nü bildirdı. Rubenstein, TTB üyesi Dr. Ata Sover'ın baş- kanlığında. işkenceyle mü- cadele ve ışkenceye karşı hekim eğitimi konusunda- ki çabalan dikkate alınarak TTB'nin ödüle değer görül- düğünü belırttı. TTB'nin yanı sıra hem lsrail hem de Filistin yöne- timi sırasında verdığı sağlık ve insan haklan mücadele- sı nedeniyle Gazzeli hekım Eyad el-Serraj ile kara ma- yınlannın yasaklanması ça- balannın önde gelen isimle- rinden ABD'lı senatör Pat- rick Leahy of V'ermont a da İnsan Haklan Ödülü \eril- mesinın kararlaştınldığı bil- dinldı. TTB'nın ödülü. 11-12 nı- san günlerinde PHR'nin ABD'Boston'dakı merke- zinde yapılacak bir toplan- tının ardından 12 nisan ak- şamı düzenlenen bıryemek- te venlecek. PHR. 1986 yılında, ulus- lararası insan haklan ıhlal- lenni önlemek ve doküman- tasvona yonelık tıbbi ve bı- lımsel gelişmeyı sağlamak amacıyla kuruldu. Örgüt. dünya çapında insan hakla- nnı korumak ıçin yapılma- sı gerekenler konusunda sağ- lık personeli eğınyor ve mağ- durlara yardım sağlamaya çalışıyor. PHR. lOyıllıks'ü- rede çok say ıda ülke ve böl- geve 75'in üzerinde heyet gonderdı. Bu çalışmalarda elde edilen bulgulardoğrul- tusunda hükümetler, ınsan haklan ıhlallerı konusunda uyanldı. Elde edilen bulgu- lar uluslararası basının ya- nı sıra tıbbi vayınlarda da işlendi. Tv'pE WoodyAllen 'ın ilkmüzikaliWood> Allen, "Everyone Says 1 Love You-Herkes Seni Sevdiğimi Söylüyor" isimlison filminin galasına sonradan sevgilisi olan ü\ey kıa Soon-\1 Previn ilegeldi. (sağda) Allen'ın yazıp yönettiği bu ilk müzikal Ncw York,Paris\e Venedik'te çekildi. Filmde rol alan sanatçılardan l)rcw Barrymore(üstte solda) ve Goldie Hav>n (üstte sağda) cüretli dekolteleri ile dikkat çektikr. (Fotoğraflar: REUTERS) Kanser hastasına psikolojik tedavi e-posta : tan 'a vol. com. tr Çeviri Servisi - Kanser tedavisinde büvük ölçüde yol alındı. ancak tedavinin bıraktığı izler \ e kanser sonrası \ aşam konusunda faz- labir şev bilinmıyor. Bu sürede dırenme (ım- mun) sısteminın ciddi yardıma gereksinimı oluyor. Amerika ve Avrupa'da bir çok klinik kan- ser tedavıleri sonrasında görülen saç dökül- meleri. mide rahatsızlıkları. böbrek ve kara- cığer hastalıklanna karşı terapılere başladı- lar. Bu klınıklerden çoğu kanser tedav isiyle eş zamanlı bir uygulama başlatabıliyorîar. Örneğın göğüs kansen tedavisinın aşamala- n genellikle önce amelıyat .sonra kemotera- pidir(ılaç tedavisi). Buklinıklerdedahaame- liyat öncesinde başlatılan psikolojik terapi- ler. kemoterapı başladığında onun yan etki- lerinı gıderecek tedav iyle birleşerek hastanın kanserden kurtulduktan sonra diğer rahatsız- lıklarla karştlaşmasını engelleyebiliyor. Kemoterapi sırasında kullanılan ilaçlann yan etkileri nedeniv le özellikle mide-bağırsak ra- hatsızlıklan görülüyor. Saç dökülmeleri ve ağız ıçinden başlayıp mıde borusundan mıdeye ve bağırsaklara inen yaralar da hastalann kanser sonrasında uzun süreler tedav i görme- lenni gerektıriyor. Mıde rahatsızlıklannın ya- nı sıra kanser ilaçlan beynin denge merkezi- ni de zedelediğınden, hastalarda sık sık baş dönmesı ve kusma hallerine rastlanıyor. Bu rahatsızlıklann giderilmesinde yapıla- cak öncelikli işlem. direnme sistemının tek- rareskidayanıklılığinakavuşturulması.Diren- me sıstemını ayağa kaldırmanın ılk yolu psi- kolojik terapıden geçiyor. Moral olarak tek- rar toparlanan hasta, ilaç, fizık tedavı ve be- den hareketleri kanşımı bir tedav ı sürecine ginyor. Hasta, amelıyat öncesinde ise diren- me sisteminin güçlendirilmesine bu aşama- da başlanması. operasyonun sonucunu olumlu etkıleyen bir unsur olarak kabul ediliyor. Kanser sonrası terapi sürerken hastanın da bu sürece katkılan olabiliyor. Bunlar önce- likle beslenme şeklinin değışmesiyle başlı- yor. Önerilen besinlerin başında taze sebze \e mey^e geliyor. Mineraller ve taze vita- minler ilaçlarla yerine konamıyor. Medıtasyon ve yoga bu tedavı sırasında önerilen olgulardan diğerleri. Çünkü stres in- san bedenınde direnci kıran baş etkenlerden bıri olarak görülüyor. rulu'na gönderiliyor. Çünkü, Türki- ye'de bu kurul tarafından onaylanma- van kıtaplar, okullarda okutuîamıyor: Sonra kıtap, komisyonlar tarafından iri- celemeye alınıyor. Kurul üyeleri, her inceleme için forma başına >ayımcı- dan ücret alıyor. Ders kitaplannın dört- beş kez kurul tarafından geri çevrilme- sı sıkça rastlanan bir durum. Kitaplar kurul tarafından neden geri gönderi- liyor? Bunun yanıtı çok basıt. Birçok ya- zar kurul üyelennin sevmediklen söz- cüklen, ifadeleri kullanıyor. Bunun sonucunda da yayımcıya 40-50 sayfa- lık raporlar geliyor. 213 'önerT ~ Aşağıda ıçinden örnekler vereceği- miz 54 sayfalık bir raporda tam 213 "öneri"bulunuyor. Bunlar yayımcı ta- rafından önen değil. emir olarak ka- bul ediliyor. Çünkü istenen değışıklikler yapılma-- dığı takdirde kıtap onaylanmıyor. ln- celediğimız rapordakı "öneri"lerden birkaçı şöyle: -"denevimlerinden" ifadesinin "tee- rûbelerinden" şeklinde düzeltilmesi daha uygun olur. -"egemenKk" ifadesinin yerine "hâ- kjmiyet'* ifadesinin kullanılması da- ha uygun olur. -"öldü" ifadesinin yenne "şehitedil* di" şeklinde düzeltilmesi daha uygurl olur. (cümle bozukluğu kurula ait) -"elegeçirmesi" yenne "fethedilme- si" ifadesinin kullanılması daha uy- gun olur. - u Şii"ifadesinin çıkarılması daha uygun olur. -"•uygarük" v e "uygar" ıfadelerinin yerine "medeniyet" ve "medeni" ifa- delerinin kullanılması yaygınlığı açı- sından daha uygun olur. Tek sesli kitaplar Bu örnekler uzayıp gidiyor. Bu uy- gulamanın sonucunda. ders kitaplan bı- rakın içeriklerindeki teksesliliği, nere- deyse aynı cümlelerle yazılıyor. O za- man insanın aklına, "piyasada neden tek bir tarih ya da Türkçe kitabı değil de bir sürü kitap dolaşıyor? v> sorusu geliyor. Üstelik her ders yılı öncesinde, okul- larda. sankı aralannda bir fark varmış gibi "hangi ders kitabını seçsek?" dı- \e komisyonlar oluşturuluyor. Bu ara- da kurul üyelen tüm dikkatlerini söz- cüklenn, ifadelenn değiştirilmesine vennce. kitabı anlatım bozuklukları açısından ıncelemeye doğal olarak za- manlan kalmıyor. O zaman da ders ki- taplan, Türkçe yanlışlanyla dolu ola- rak piyasava çıkıyor. u Bütün kitaplann merni aynı w Ders kitaplan editörü Abdullah Öz- kan. yaşadıkları sıkıntıları şöyle anla- tıyor: "Taliın ve TerbiyeKurulu, yönetme- likle, bir ders kitabının nasıl yazılma- sı gerektiğini alt başhklara kadar be- lirlemiş. Bu kadar beliıienmiş bir alan içinde özgürce bir şey ler yapmanın ola- nağı yok. Yazara düşen yalnızca aynı konuyu a\ nı cümlekrİe vBzmak. Bütün kitaplar aslmda tek metin. Örneğin hiçbirinde ulus yok, özgürlük yok. Talim ve Terbiye Kurulu özellik- le tarih ve Türkçe konusunda çok hassas. İncelemeler. bir kelime feti- şizmine dönüşmüş durumda. Sayfa- lar dolusu raporgönderiyorlar. Din- sel yerine dini, siyasal yerine siyasi. egemenlikyerine hâkimiyet istiyor- lar. Biz de onay alabilmek için keli- meleri değiştirmek zorunda kalıyo- ruz. Ders kitaplan 1993-1996 arasın- da 1993'de çıkan imla kılavuzuna göre yazıldı. Yani ilkokul. kayınva- lide gibi birleşik kelimeler ayrı ya- zılıyordu. İ ç yıl bu kelimelerin ay- rılmasıyla geçti. 1996'da yeni bir kı- lavuzu çıkarıldı \e bu kelimeler ye- niden birleştirildi. Şimdi tüm ders kitaplannın buna göre düzeltilme- si gerekiyor. Ders kitaplan bir de Atatürkçü- lük konusunun işlenmesi açısından yeniden elden geçirilecek. Yayım- cıların bunlara karşı çıkması gerekiyor ama boyun eğiyorlar." MESELA DEDIK ERDAL ATABEK A klınıza hemen kötü bir şey gel- xx. mesin.bızçalgılardansözediyo- ruz. Şu Sırbistan memleketinde mu- halefet 'düdük'çalarak başanya ulaş- tı ya. sesıni duyurmak için yeni bir yol açılmış oldu. Öyle ya, söylüyorsun duyulmuyor, anlatıyorsun dinleyen yok. iyisi mi bulursun bir çalgı aletı. çalar durur- san. Bir de bunu denemeli, bakarsın sonu iyi gelır. Bizimkilerin aklına he- nen 'davul zurna' gelir ya. milletin kulağı ona alışık. Davul zurnayı du- >unca akıllanna muhalefet gelmez. şenlık var sanırlar. Biraz sonra da ha- lay başlar. işin rengi değişir. Bir de ola- vınagöredüşünmelı. Herçalgıylaher olay protesto edilmez ki. Acaba neyi nerde çalmalı? Çalmalı da ne çalma- h? Kös dinleyenlere kös çalmalı... Ousurluk meselesinde tarihi büyük O daviilu. 'kös'ü çalmalı. İşin için- dekıler nasılsa yıllar boyu 'kös dinle- niş'lerdir, onların kulağı alışıktır. Çalmalı da Ne Çalmalı?... Ama 'kös' büyük bir davul olduğu ıçin milletin kulağının pası gider. Ya- pılanlar yıllardır ortadâ. Yapanlar da aşağı yukan belli oluyor. Ama sonuç ne° İncelemeler. araştırmalar. onu dinlemeler, bunu dınlemeler. Asık suratlar, hakkı yenmiş gibi durmalar, "Şu günler bir gecsin de biz işimize bakalım, hele sonrası ne olur, siz görürsünüz' tavırlan. Masalann başında otunıp dinleyenler panel iz- leyicilen gibi dinleyip duruyor. Yaz avlannda bir de Susurluk'ta "Birinci Geleneksel Çete FestivaB' yapılır. Kam- yoncu Hasan Bey davet edilir, Sedat Bucakmuhterem, onur konuğu olur. Abdullah Çatlı'nm şiirleri okunur. Ortaya geleneksel kös konur. Vur kö- se. çal kösü. Vur köse, çal kösü. Bu işlerin erbabı nasılsa çok kös dinle- miştir, biraz da vatandaş dınler, ku- laklar köse iyice alışır Zaten kös din- ledikten sonra kimsede başka bir şe\ dinlemeye mecal kalmaz. Kazanın olduğu yere de bü\ ük bir kös konur. Gelen vurur, giden vurur. Çevresi de millı park ilan olunur. Düdük nerde işe yarar?... adime Hanım'ın başına gelen- ler' meselesı de mıllete uyku- suz geceler geçırttı. 'Süreyya'nuı ne- den çocuğu olmuvor? 'konusununbü- tün kadınlara dert olup da kanlı göz- yaşlan döktürüşünden beri bö> le bir acıklı meselemiz olmamıştı. Eski Türk filmlerinın bütün ıç paralayıcı, men- dil mendil ağlatıcı nesı varsa 'Fadi- me Hanım'ın başına gelenler'de de var çok şükür Fakıraile kızı Fadime ünıversıteyı bıtirip kendine yol arar- ken bulduğu bir telefon numarasın- dan bir dergâh şeyhıne vasıl olur. O ünıversıtenın kapısında 'En Hakiki Mürşit İlimdir' diye bir söz vardır ama. Fadime Hanım'ın başı yerde. gözünde perde olduğundan bu yazı- yı görememıştir. Kendisini hida>ete erdirecek, fey- zini arttıracak bir mürşit arar. Herne- dense Fadime Hanım aradığı feyzi il- le de dergâh şe>hlennden almaya me- rak sardırmıştır. Hidayete ermesine er- mistir ama. şeyh başkalanna da hida- yet vermekle görevli olduğu içın Fa- dime Hanım mıadını doldurur. O da ne yapsın, çaresiz kalıp başka bir der- gâh şeyhine vasıl olur ki içindeki sı- kıntıyı atsın. Bu kez de üzennde bü- yü olduğunu öğrenır. Bu şeyh de Fa- dime Hanım'ın büyüsünü kaldırma- yauğraşırken ganpbirbaskınauğrar- lar. Bırdenbıre Fadime Hanım'jn gö- zü açılır. üzerindekı büyü kalkıverir. Ağzı açılır, dili çözülür, konuşmaya başlar. Bu iş düdüklük birmeseledir. Dü- dük çalınması münasiptir. Çalparalar çıksın, tam zamanıdır... »illerailesınin malvarlığı dizı ro- manını okuyor musunuz? Aile- riuı üstüne dört koldan bereket yağ- mış. Anneden miras kalıyor, milyon- luk dolarla, marklar. Baba Özer Çil- ler ış yapmış. para yağmış. Oğul sün- net olmuş, milvar para gelmış. Yan- lannda çahşan kadından birkaç mil- yarcık akmış. Yani Tansu Hanım ne yapsın? Bunlan ret mı etsın? 'Aman laf olmasın' diye elını bu paracıklara sürmesin mı? Parayla el kırlenir mı? Kırlenir de elıni y ıkarsın, paralar ka- lır. Şımdı gözünüzü dikıp de 'Ne be- reketli el canun, neye değse para ya- ğıyor' diye hasetlenmenin âlemi var mı? Sız de meraklıysanız gider. Tan- su Hanım'ın elinı size değdirmesine çalışırsınız. Aıleden kimın eli değse bereket yağıyor. Çocuğun harcama- ları bıle söz konusu edilmış. Ama Tansu Hanım böy le şeylere pabuç bı- rakır mı? Sorulara ağızlannın payını vermiş 'Oğlunuzne kadar para har- cıyor?" sorusuna çok güzel yanıt v er- mış, "Akranlan kadar'. Çok güzel. çokmünasipvanıtlar 'Akranlanka- dar', 'emsali gibi', Şeteri miktarda", 'ne gerekiyorsa'. Bunlan bir kenara kaydedin. Size pek lazım olmaz ya, çoluk çocuğa öğretmekte fayda var. Pek canınız sıkılıyor, sesinizi duyur- mak istıyorsanız. 'çalpara' çalacak- sınız. 'Çalpara', parmaklara takılan küçük zillerdir. Parmağınıza geçirir- siniz 'çalpara'yı. Şıkırdatıp durur- sunuz. Aldıran olmazsa hem çalar hem oynarsınız, olur biter.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle