Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
11 OCAK 1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Dinçer'i
yaralayan Çoban
yakalandı
• SAMSUN (AA) - Adalet
Bakanlığı
başmüfettişlerinden Erdinç
Dinçer'i yaralayan sabıkalı
Sami Çoban, Samsun'un
Terme Adliyesfnde, isim
tashihı işlemi yaptınrken
yakalandı. Başmüfettiş
Erdinç Dinçer'i, 3 ocak
günü Silıvri Adliyesi
müteahhidi Mustafa
Altan'a ait 34 RFR 54
plakalı otomobil ile
giderken Koru Restoran
önünde tabancayla
yaralayan Sami Çoban,
Samsun'un Terme ilçesi
Adlıyesi'nde ısim tashihi
işlemi yaptınrken şüphe
üzerine gözaltına alındı.
Sorgulamasında suçunu
itiraf eden Sami Çoban'ın
yasadışı örgütlerle
ilişkisinin bulunmadığı
belirlendi.
Çardak'ta trafik
kazası: 2 ölü
• DENİZLİ(AA)-
Denizh'de yann yapılacak
bölgesel basketbol
karşılaşmasına gelen Afyon
Telekom basketbol
takımının bulunduğu resmı
plakalı midibüs. Çardak
yakınlannda park halindeki
kamyona arkadan çarptı.
Kazada. basketbolculardan
Bekır Aydağcı ve Tolga
Topak öldü. Yaralanan, biri
ağır 17 kişı Denizli Devlet
Hastanesi'nde tedavi altına
alındı.
Grevdeki işçilere
destek
• ANKARA(Cumhuriyet
Bürosu) - ANAP Genel
Başkan Yardımcılan Agâh
Oktay Güner ve fbrahim
Yaşar Dedelek
başkanlığındakı bir grup,
225 gündür grevde olan
AŞTI işçilerini zıyaret etti.
Ankara İl Başkanı ve bir
grup partili ile öSlen
saatlerinde AŞTÎ'ye gelen
Güner \e Dedelek, ışçiler
tarafından giriş kapısında
alkışlarla karşılandı. AŞTt
binasının harcında işçinin
alınteri bulunduğunu
kaydeden Güner, "Onun
için. işveren saygı
göstermek zorundadır.
Demokrasilerde "ben böyle
istiyorum. böyle olacaktır'
demek fevkalade yanlıştır"
dedı.
Demirel'den
onaylarANKARA (AA)-
Gumhurbaşkanı Süleyman
Demırel'in. 4 yeni belediye
kurulmasına ilişkin
kararlan onayladığı
bildirildi.
Cumhurbaşkanlığı Basın
Merkezi'nden yapılan
açıklamaya göre, Demirel,
Samsun'un Terme ilçesinin
Merkez bucağma bağlı
Gölyazı % e Kabalı
köylerinin birleşerek
'Gölyazı' ismiyle.
Manisa'nın Merkez
ilçesinin Üçpınar (Eğriköy)
bucak merkezinde
'Üçpınar' ismiyle belediye
kurulmasına ilişkin
kararlan onayladı. Demirel,
Zonguldak'ın Çaycuma
ilçesinin Perşembe
bucağına bağlı Nebıoğlu.
Karaevliçavuş,
Karaevligevış ve Terziler
köylerinin birleşerek
"Nebioğlu" adıyla.
Kahramanmaraş'ın Elbistan
ilçesine bağlı Doğanköy
köyünde "Doğan" ismiyle
belediye kurulmasına
ilişkin kararlan da onayladı.
Yardımcı'mn
veöa zîyapeti
• ANKARA (AA)-
Başbakan Necmettin
Erbakan. Yargıtay
Cumhuriyet Başsavcısı
Haluk Yardımcf nın veda
ziyaretinde yaptığı
konuşmada, Türkiye
Cumhuriyeti'nin temel
dayanağının hukuk ve
adalet olduğunu söyledi.
Hâkim ve sa.cılann
adaletin temel diregi olarak
Tiirk ye'nin en büyük
iftiharlan olcuğunu belirten
Erbakan. "Ben de hâkim
çocuîuyum. Bu mesleğin
ne kâiar kutsal olduğunu
çocukluğumian beri
yakmdan kendı ailemde
yaşaiım" dıye konuştu.
Miiftüden inciler
• ZONGL1DAK
(Cunhuriya) - Zonguldak
II M jftüsü Raif Korkmaz.
ramızan aynda oruç
tutrrayanlam Bulgar ve
Ruru tohurrundan
oldıklannı vaydetti.
Kortmaz, "Sokakta
köptklerin et yemesi.
büyik baş tayvanlann da
sabihtan akama kadar
otlanası ile oruç
tıxtrtayanla-n yemek
yerreîen ansında hiçbir
farkvoktur" dedi.
Dini çevrelerdeki cinsel tacizler
çeşitli illerde geçmişte de yaşandı
Lrwy • • • •
lecavuzcu
rnıamlar' yargdanıyorYurt Haberleri Servisi - Fadime
Şahin, Müslüm Gündüz ve All Kal-
kancı ilışkisiyle gündeme gelen ta-
rikatlar \e dinı çe\relerdeki cinsel
ilişkıler ve tecav üz olayları yurt ge-
nelindeki çeşitli kentlerde geçmiş-
te de gündeme gelmişti. Antakya
Ihsaniye Camisi Imamı Mustafa
Karakuş'. "16 yaşında bir genç kı-
za tecavüz ettiği" sa\ ıyla. Konv a
Ereğli'de, Cahi Camii imamı Rüs-
tem Türk, genç bir kadına cinsel ta-
cizde bulunduğu iddiasıyla yargıla-
nıyorlar. Kuran kursu öğrencısı Ra-
bia Bıçaklı'ya teca\ üz etti-
ği için öldürülen Çamii
imamı Şaban Eskki'nın da-
vas» Sıvas 1. Ağır Ceza
Mahkemesınde sürüyor.
Erzurum'dakendisıni "Kır-
kıncı Hoea^nın yakın mü-
ritlerinden bıri olarak tanı-
tan Abdülkadir Edecan. eş-
cinsel ılişkide iken "Söz
Fato'da" kameralanna ya-
kalandı.
Tarikat ilişkisi içerisinde
genç kızlarla "muta" > a da
"imam nikâhı" yapılarak
kurulan cinsel beraberlik-
ler kamuoyunu meşgul
ederken. dıni duygulan kul-
lanarak insanlan cinsel ılış-
kiye zorlayan çok sayıda
din görevlisi mahkemeler-
de yargılanıyor.
"Camide tecavüz'
Antakya thsaniye Cami-
si'nin İmamı Mustafa Ka-
rakuş''."16yaşında bir genç
kıza tecavüz ettiğT savıv la
Antakya Ağır Ceza Mahke-
mesı'nde yargılanıyor. Yar-
gılama sırasında M.B. adlı
genç kız, imam Mustafa
Karakuş'la olan ilişkisinin
imam-hatip lisesi sına\ ları-
na gimnek amacıyla 28
Temmuz 1994'te Adana'v a
gittiklerinde başladıgını an-
lattı. Karakuş'la olan ilişki-
sinin camideki makam oda-
sında da zaman zaman sür-
düğünü savlayan genç kız.
yargılama sırasında. "İ-
mam Mustafa Karakuş'un
okuluna kadar gelip öğret-
menlerden i/in aldığını" da
söyledi.
16 v aşında iken 1994'te yaşadığı
ılişkimn "zorlamayla olduğunu"
öne süren Vl.B.'nin aılesı de imam
Mustafa Karakuş'tan şıkâyetçi. Du-
ruşmalarda ve polis ifadelerinde
M.B.'nin anne ve babası. "Kıamı-
n kandırdı vereziletti. Karakuş'tan
şikâyetçiyiz"dedi.
Tutuklanan imam Mustafa Kara-
kuş ıse M.B.'nın v e ailesınin savla-
nnı reddediyor. Genç kızla olan iliş-
kisini doğrulavan imam Karakuş.
"Ailenin ve M.B.'ıün nzasıvla oldu"
dıve sa\unma yapıvor. Avukat Hü-
seyin Dilmaç tarafından savunulan
imam Karakuş. son duruşmada 50
milyon lıra kefalet ödeyerek tahli-
ye edildi. Ancak davası halen sürü-
yor. Kararın. Adli Tıp Kuru-
mu'ndan gelecek rapordan sonra
verilebileceği sanılıvor. Sıvas Ört-
meli Camıi imamı Şaban Eskici ise
bir teca\ üz iddiasının kurbanı oldu.
21 Mayıs 1996 günü Yahyabey Ma-
hallesi'nde bulunan Örtmeli Ca-
mii'nin imamı Şaban Eskici'yi sa-
bah namazına szıderken öldüren
Mustafa Ydmaz\e Eskici'ninuzun
süre bırlıkte olduğu Rabia Bıçak-
lı'nın yargılanmalarına Sıvas 1.
Ağır Ceza Mahkemesınde devam
edilıyor. Rabia Bıçaklı, mahkeme-
de verdiği ifadesinde. 3 çocuk ba-
bası imam Şaban Eskici'nin uzak-
tan akrabası olduğunu belirterek
şunlan anlattı:
-Ben. 13 vaşındayken Kur'an
dersi ahyordum. Bu sırada Şaban
bana \akın ilgi gösteriyordu ve bir
gün bana teca>üz etti. Bunu da hiç
kimse>esöylememem için \emin et-
tirdi. Şimdi 28 yaşındayım. Bugüne
kadar beni ne zaman arzu ettiyse
kendisinegittim. Uzaktan akrabam
olduğu için kimsenin bana inanma-
yacağını düşünerek kimseye bir şey
de söylemedim.Benimle imam nika-
hı kjydı. Olavdan bir kaç a> önce de
Mustafa \'ıİmaz'la tanıştım. Ona
olanlan anlatüm. O da Şaban Eski-
ci ile konuşmaya gitti. Bu arada Şa-
ban Eskici'yi 22 yerinden bıçaklaya-
rak öldürdüğünü ögrvndim."
Tacizci imam
ÇİZ^IEDEN YUKARI MUSA KART
Ciller'in saibeli serveti
Sünnet sorulan
yanıtsız kaldı
ANKARA (Cumhuri-
yet Bürosu) - DYP Genel
Başkanı Tansu Ciller'in.
oğlu Mert Ciller'in. mal
bildiriminde yer alan 950
milyon liralık Hazine bo-
nosunu ""sünnet armağan-
lan ve harçbklanyla~ al-
dığı yönündeki açıklama-
sı.TBMMMalvarlığıKo-
misyonu üyelerini tatmın
etmedi. Ciller'in, komis-
yon üyelerinin sünnet tari-
hi ile ilgili sorulanna yanıt
vermemesi. Hazine bono-
sunun kaynağının gizlen-
diği kuşkusuna yol açtı.
Komisyonun yönelttiği
sorulan yazılı yanıtlayan
Çiller, Mert Çiller'in sün-
net tarihi ve gelen arma-
ğanlarla ilgili bilgı ver-
mekten kaçındı.
Çiller, büyük oğlu
Mert'in sünnet tarihi ve
gelen armağanlarla ilgili
sorularını "maksatlı bul-
duğu" gerekçesiyle yanıt-
sız bıraktı. Komisyon. Çil-
ler'e bu konuda şu soruyu
vöneltti;
"Oğlunuz Mert Çiller,
ncrede, hangi tarihte ve na-
sd, Türk geleneklerine gö-
re mi sünnet olmuştur?
Berk Çiller de sünnet ol-
muş mudur? Berk Çiller'e
gelen sünnet armağanlan
nelerdir? Mert Çiller'ege-
len sünnet armağanlan
mal bildirim beyanlannda
niçin yer alnıanuşür? Bun-
lar nelerdir?"
Komisyonun bazı üye-
len. Mert Çiller'in ABD
doğumlu olduğunu ve bu
ülkede Müslümanların
"doğar doğmaz'' sünnet
edildiğinı ileri sürerek.
"Bu durumda. sünnet dü-
ğünü vapılmadığı kuşku-
su taşıyomz. Çiller eğer
sünnctle ilgili sorulara ya-
nıt verseydt bu konu da ay-
dınlanacak. Hazine bono-
lannın gerçek kav nağı or-
taya çıkacakü" görüşünü
savundular.
Konya'nın Ereğli ilçesinde.
ev li bir kadına aşk yapma tek-
lifinde bulunan ve vatandaş-
lar tarafından dövülen cami
imamı Rüstem Türk (29), te-
da\ i için gönderıldiği Konya
Tıp Fakültesi Araştırma Has-
tanesi'nden kaçtıktan sonra
ortadan kayboldu.
Ereğli ilçesi Şinasi Mahal-
lesi'nde Hızırlık Camii'nde
imamlık yaptığı sırada. ma-
haîle halkının "Eıan okuma-
sını bümiyflr, cahil" diye imza
toplayarak ilçe müftülüğüne
başv urmalanndan sonra Cahi
Camii'ne atanan Rüstem
Türk. Şinasi Mahallesi'nden
tanıdığı Gülsüm Ünaloğhı'na
(30). eşi Mustafa Lnaloğ-
lu'nun (31) sık sık Ankara' ya
gidip gelmesinden yararlana-
rak telefonla aşk yapma tek-
lifinde bulunmuştu. Dört ay
süre ile Gülsüm Unaloğlu'nu
rahatsız ettiği öne sürülen
Türk'ün. genç kadına "Ben
senitanıyonım.seninçocuğun
yok. Gel sana bir çocuk yapa-
yım. Çocuk > apmak için j'apı-
lan ilişki günah olmaz" şek-
linde sözle sarkıntılıkta bu-
lunduğu anlatılmıştı.
tmam olayla ilgili soruştur-
manın sürdüğü sıralarda ka-
labahk bir grup tarafından il-
çe meydanında dövüldü.
Ereğli Devlet Hastanesi'ne
kaldınlan imam Rüstem
Türk, daha sonra Konya Tıp
Fakültesi'ne sevkedilmişti.
Gazetecilerin görüntülemesi
üzerine sakallı kişi tarafından
hastaneden kaçınlan Türk or-
tadan kaybolmuştu.
Cumhuriyet tarihinde ilk kez bir başbakan şeriatçılara yemek veriyor
TarikaÜar devletin zirvesinde
ANK\RA (Cumhuriyet Bürosu) -
Başbakan Necmettin Erbakan'ın. bu
akşam vereceği iftar yemeği ile
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk
kez Başbakanlık Konutu'nun kapılan
"resmen" şeriatçı tarikat ve cemaat
liderlerine açılmış olacak.
Erbakan'ın yemeğine çağnlı
olanlardan. Nurculuğun önde gelen
cemaat liderlerinden Fethuüah
Gülen. Süleymancılann önderi
Kemal Kaçar. tskenderpaşa cemaati
lideri Esad Coşan ve Ismailağa
cemaati hderi Mahmut
Ustaosmanoğlu'nun katılmayacaklan
öğrenildi. CHP Genel Sekreteri
Adnan Keskin. Erbakan'ın. verdiği
ıftar yemeği ile "tarikat anlayışını
meşrulaştû-mak" isteğini
kanıtladığını söyledi.
Başbakan Erbakan'ın. bugün akşam
Başbakanlık Konutu'nda vereceği
yemeğe Türkiye deki şeriatçı cemaat
ve tarikat liderlerini çağırması,
RP'nin tarikatlarla ilişkisinı daha da
pekiştirmeyi hedeflediği yorumlanna
neden oldu. tslami kaynaklar.
Aczmendı şeyhi Müslüm Gündüz'ün
îstanbul'da Fadime Şahin'le
basılmasının ardından yaşanan
gelişmelerle şeriatçı kesımin
yıprandığını belirterek bugünkü
yemeğin "moral toplanüsı" olacağmı
bildirdiler.
RP'nin. tarikat ve cemaat liderlerini
yemeğe çağırarak bir yandan
kamuoyuna "İslami kesiıtı topyekûn
birlik içinde" mesajı \erirken. diğer
yandan da REFAHYOL'un bazı
uygulamalarından rahatsızlık duyan
şeriatçı kesimden destek istemeyi.
kendisini onlara ifade etmeyi
planladığı kaydedildı. Kaynaklar.
şeriatçı görüşe yakınlığıyla tanınan
bazı yayın organlannın da RP'nin
amacı doğrultusunda konuyu
büyüterek gündeme getirdiğine
dıkkat çektiler.
Erbakan'ın. Çankaya Köşkü'ndeki
lıderler zir\esinde açıklad\ğı MİT
raporunda adı bulunan Nur
cemaatınin liderlerinden
Fethullah Gülen'in yemeğe
katılmayacağı öğrenildi. Gülen'in.
Erbakan'a oîan kırgınlığından değil.
"yanlış anlamalara yol açabilir"
gerekçesiyle yemeğe katılmayacağı
öğrenildi. Nakşibendi şeyhi Mehmed
Zahid Kotku'nun ölümünden sonra
Erbakan ile "post kavgasına" giren
Iskenderpaşa cemaati lideri Esad
Goşan'ın da yemeğe katılmayacağı
kaydedıldi. Süleymancılann lideri
Kemal Kaçar, Nurculuğun Yazıcılar
kolu lideri Sait Öztürk ve Kadıri
tarikatı şeyhi Haydar Baş'ın da
Erbakan'ın davetine katılmayacaklan
öğrenildi. lsmailağa cemaati lideri
Mahmut Ustaosmanoğlu'nun da
sağlık sorunlan nedeniyle Ankara'ya
gelemediği kaydedildı.
Işıkçılar grubunun lideri ve Türkiye
gazetesi sahibi Enver Ören, Kırkıncı
Hoca grubunun lideri Mehmet
Kırkıncı. Büyük Birlik Partisi'nin
(BBP) REFA'HYOL hükümetine
güvenoyu v ermesinde en etkili isim
olan Menzil tarikatı şeyhi Fevzettin
Erol, Yeni Asya grubunun lideri
Mehmet Kutlular. şeriatçı yazar
Hüsnü Aktaş (Yusuf Kerimoğlu) ve
Kıbnslı Nakşibendi şeyhi Nazun
Kıbnsi'nin de yemeğe katılacak
isimler arasında yer aldığı
belirtildi.
CHP Genel Sekreteri Keskin,
Cumhuriyet'e yaptığı açıklamada,
Erbakan'ın bugüne değin bir takıyye
anlayışıyla toplumu ve toplumun
dinamik unsurlannı aldatarak
siyasetini götürme çabası
sergilediğini belirterek "Bu yemekk,
Erbakan'ın tarikat anlayışuu
özümseyip içine sindirerek onlan
meşrulaştırma yaklaşımı içinde
olduğu açıkça tescil edilmiştir" dedi.
IRMIKI AYDIN ENGİN e - mail: engin (a planet.com.tr
Once Diyarbakır'a bile gire-
medik. Püskürtüldük. Kalın bir
sis kaplamıştı kenti. Uçak üs-
tünde döndü, döndü, sonra da
Ankara'ya döndü.
Ertesi gün bir kez daha dene-
dik. Diyarbakır'da sis dağılmış.
Indik. Lice'ye yollandık. Lice'ye
60 kilometre kadar kala gene sis
bastı.Tüfeklerden, üniformalar-
dan ve Kolordu buyruğundan
oluşan bir sis. Mermer Karako-
lu önünde araç konvoyumuz
durduruldu.
Lice yönüne gazetecilerin ve
sivil kuruluşların gitmesi üç gün
için yasak. Üç gün dedikleri. sis-
ten inemediğimiz gün, Mermer
Karakoiu'na ulaştığımız gün ve
ertesi gün. Besbelli iki gün bek-
lesek. bir kez daha denesek, ya-
sak uzatılacak. Ta ki biz vazge-
çene kadar.
Anlaşıldı. Lice'degizlenen bir
şeyler var. Önyargtsız, gerçeği,
sadece gerçeği araştırmak, gör-
mek, sormak, soruşturmak ve
görüp gözlediklerini okuyucu ile
bölüşmek üzere yollara düşmüş
gazetecilere geçit yok. Lice'ye
girmek yasak. Zorla koruculaş-
tırma iddialarını yerinde yanıtla-
mak, tanıklık etmek yasak.
Bir Güneydoğu Fotoğrafı
Tamam, peki. Püskürtüldük
ve döndük.
Tarnam, peki. Bildik, çok bil-
dik, meslekte yüzlerce kez yine-
lenmiş bir olay bu. Diyarba-
kır'da. Lice yolunda, Güçlüko-
nak'ta. Elazığ'da. îstanbul'da,
Ankara'da, Saraybosna'da, Af-
ganistan'da. Hayber Geçidi'n-
de. Peşaver'de, Şam'da, Al-
manya'da Solingen'de, Yoz-
gat'ta, Moskova'da, Zongul-
dak'ta, Siyasi Şube'de, Terörle
Mücadele Şubesi'nde, DGM
savcılığında... Yüzlerce kentte
ve yüzlerce kurumda daha az
ya da daha çok hoyratça, daha
az ya da daha çok saçma ge-
rekçelerle püskürtülmedik mi?
Habercilik mesleği biraz da ya-
sak duvarlanndan örülmüş biri-
kimler değil mi? Resmi, yarı-res-
mi ve çoğu kez keyfi engelle-
melere karşı nasır bağlamak de-
ğıl mi?
Lice yolunda olan da bundan
ibaret. Peki o zaman bu keder,
bu öfke, bu haksızlık duygusu
nıye? Niye sabahtan beri Alain
Resnais'nin Hiroşima Sevgilim
filminden o ünlü cümle yineleni-
yor durmaksızın:
- Sen Hiroşima'da hiçbir şey
görmedin...
• • •
Sen!..
On iki yıldır ekranlarda gö-
rüntüler izledin. Savaş görüntü-
leri, terör görüntüleri, öidürülen
insanlar, askerler, militanlar. köy-
lüler, bebekler gördün. Karlar
arasında, umutsuzluk verecek
kadar çorak topraklarda taşlar
üstüne uzatılmış cesetler gör-
dün.
On iki yıldır, aralıksız"... kırsal
alanında teröristlerle sıcak te-
mas sağlandt. Çatışmalarda on
altı terönst ölü ele geçirildi, iki
güvenlik görevlisi şehit oldu, üç
korucu da öldü..." haberlerini iz-
ledin, dinledin, gördün. okudun.
Sen on iki yıl boyunca gazete
sayialarında, TV ekranlarında
yüzlerce ve yüzlerce acıya, ölü-
me, kitle kınmlarına, umutsuz ve
çaresiz insanların göç kervan-
larına. dumanı tüten yakılmış
köylere, çocuk cıvıltılannın yeri-
ni ölümcül bir sessizliğe terk et-
tiği okul yıkıntılarına. köy yolla-
rına tanık oldun.
Sen Hiroşima'da hiçbir şey
görmedin...
• • •
Sen Diyarbakır'da, Nebi Ca-
mii'nin yanı başındaki binanın
altıncı katında Diyarbakır Insan
Hakları Demeği'nin kötü aydın-
latılmış koridorlannı dolduran
ürkek bakışlan görmedin. "Bir
heyet geliyormuş" diye duyar
duymaz seyirten, Türkçeyle
Kürtçeyi paçal edip kırık kesik
cümlelerle konuşan o yaşlı at
cambazını hiç dinlemedin:
- Benim avradın gardeşini
devletalmıştır. Benim avradımın
gardeşinin iki oğlu dagdadır.
Benim avradımın gardeşinin
heç birsuçu yokdir. Devlet gel-
miş onialmışdır. Sonra onun av-
radını da almıştır. Elli ikki gündür
habar yokdir. Siz heyetsiniz.
Gurbanınız olim bize bir çaredir.
Bissım örgüt ilen, devlet ilen işi-
miz yohdir. Elli ikki gündür ha-
ber yohdir. Size gurban olmi-
şemdir...
Sen, kent girişindeki karayol-
ları tabelasında "Nüfus: 342
000" yazan iki milyon kişinin ba-
rındığı Diyarbakır'da, insafsızca
yağan yağmurun altında, ıslak
ve titrek bir kedi yavrusu kadar
yürek parçalayıcı küçücük Kürt
kızının mendil satmak için ko-
şuşturmasını görmedin. Arsızlı-
ğın izlerinden uzak, iri iri açtığı
kara gözleriyle sana bakıp uzat-
tığı ıslak kâğıt mendilleri ve ça-
mura bulanmış minnacık avuç-
larını görmedin.
Sen, koruculuktan vazgeçip
silah teslim eden, o yüzden köy-
lerinden sürülen Kürt köylüleri-
ni hiç dinlemedin:
- Baktıkgardeşini vurdiyorlar,
verdik silahlan geriye. Bizi sür-
düler begim. İkki milyar liralık
cevizimiz çürümektedir begim.
Köyümüze girmek yassakdir
begim. Ceviz köyde çürümek-
tedir. Biz Diyarbekir'de çürüyrik
begim. Bize bir medettir be-
gim...
Gerçek ayrıntıda gizli.
Sen!..
Sen Hiroşima'yı hiç görme-
din...
POLİTİKA GÜNLÜĞÜ
HİKMET ÇETİNKAYA
Şeyh Hazretleri
Şeriatçı gazeteler Müslüm Gündüz ve Ali Kal-
kancı için neler yazıyorlar neler...
Insan ister istemez şu soruyu soruyor:
"Daha önce nerelerdeydiniz?"
Oysa olayın bir başka boyutu var...
Onu şeriatçı gazetelerin yazarları görmezlikten
geliyor, hiç o konuya girmiyorlar. Soygun ve vurgu-
nu ilke edinen, siyasal etkinlik kazanan 'tarikat
şeyhleri'n\r\ üzerine gitmekten çekiniyorlar.
Bu, ikiyüzlülük değil midir?
Gerçek bir Müslüman, işyerini, fabrikaları 'ha-
kem heyeti' gibi üçkâğıtçılıkla ele geçiren 'tarikat
şeyhleri'n\n maskelerini indirmez mi?
Gerçek bir Müslüman beş yıldızlı otellerde kuş
sütü eksik iftar sofralarını düzenleyenlerin gerçek
kimiiğini sergilemez mi?
Şeriatçı medyada bir panik egemen...
Aslında paniklemeye gerekyok. En iyisi bu işin
babalarının üzerine gitmek...
Bizim 'laik medya' da aynı durumda...
Onlar da şeriatçı medya gibi Müslüm Gündüz ve
Ali Kalkancı'nın üzerine gidiyorlar...
Son bir haftadır Hasan Karakaya 'Akit'te ilginç
yazılaryazıyor...
Karakaya soruyor:
"Ali Kalkancı tüm bu herzeleri tek başına mı ye-
di? Hani nerede etrafındaki müritleri? Nerede ha-
ni uçmayan şeyhi uçuran sahtekârlar?.."
Onların hiçbiri ortalıktayok!.. Kimileri özel kanal-
lara 'polis ağbileri'y\e birlikte 'video kaset servisi'
yapıp günü idare etmeye çalişıyor, kımileriyse or-
talıkta görünmemeyı yeğliyor...
Çok açık söylüyorum: Müslüm Gündüz ve Ali
Kalkancı kendi çıkarları için 'ufak çapta' malı gö-
türen. zamparalığı 'şeriat nikâhı' kılıfıylayutturan i-
ki uyanıktan başkası değildir. Asıl tehlıke, ABD ve
Ingiltere bağlantılı, Israil'den parasal yardım sağ-
layan tarikatlardır. Bugün ekonomik ve siyasal ola-
rak örgütlenen bu tarikatlara ne 'laikmedya' ne de
'şeriatçı medya' dokunabilir. onlar o şeyhlerin,
şıhlann maskesini indiremezler...
Dokunamayınca ne olur?
Onlar bildikleri yolda yürürier. laik demokratik
cumhuriyeti parçalamak için hem poliste hem Si-
lahlı Kuvvetler'de hem Milli Eğitim'de örgütlenir-
ler...
• • •
Abdullah Çatlı ve Haluk Kırcı bir tarikat şeyhi-
nın himayesi altındaydı ve her ikisi de bağlı olduğu
şeyhin kim olduğunu açıklamıştı...
Onceki gece Gaziantep'teki YaprakTV'nin sahi-
bi Mehmet Ali Yaprak'ı Arena'da Uğur Dündar'ın
sorularını yanıtlarken izledım...
Yaprak TV'nin sahibi şöyle diyordu:
"Beni sorgulayan kişi ya Erzurumlu ya da Kars-
lıydı. O yörenin şivesiyle konuşuyordu..."
Uğur Dündar sordu:
"Onun yüzünü görseniz tanır mısmız?"
Yanıt:
"Çok çirkindi. Bin kişinin içinde çıkannm..."
Bu kişi Haluk Kırcı'dan başkası değildi... Mehmet
Ali Yaprak'ın sorgulandığı yer de Urfa'nın Sh/erek
ilçesiydi...
Haluk Kırcı nerede şimdi?
Kırgızistan'da ya da Azerbaycan'da...
Haluk Kırcı, sık sık Erzurum'a gelip gidiyor, ama
polis onu nedense yakalayamıyor. Herkes Haluk
Kırcı'nın bir tarikat şeyhiyle yakın ilişkisi olduğu-
nu çok iyi biliyor. MİT raportannda bu açık seçik be-
lirtiliyor... Ya şeyh efendi ne yapıyor?
Onun dokunulmazlığı var çünkü!..
Hakkmda hazırlanan MİT raporiarı hasıraltı edil-
diğinden, zaman zaman Türk Silahlı Kuvvetleri'ne
meydan okuyor, 'askeri darbe hazırlıklan' yapıldı-
ğını 3-5 'tulumbacı yazara' anlatıp. ne denli 'de-
mokrasi yanlısı' olduğunu sergilemeye çalişıyor...
Haluk Kırcı'yı Istanbul Emniyet Müdürlüğünden
kaçıran kim?
Şeyh hazretleri!..
Acaba şeyh hazretleri için Tansu Hanım, Özer
Bey, Bülent Bey ve eski Dışişleri Bakanı Hikmet
Bey ne düşünüyor?
• • •
Bizim 'laikmedya' ve 'şeriatçı medya' bir nokta-
da birleşti: Müslüm Gündüz ve Ali Kalkancı şarla-
tandır...
Yapmayın etmeyin, bu adamlar diğer tarikat
şeyhlerinin yanında sütten çıkmış birer ak kaşıktır-
lar...
Ne öyle söylendiği gibi malları mülkleri vardır ne
okullan, yurtlan, dershaneleri, hastaneleri. iş mer-
kezleri, gazeteleri ve televizyonları...
Onlar biraz uyanık ve biraz da zamparadır o ka-
dar...
Asıl tehlikeyi görmek gerekiyor...
Şöyle 6O'lı yıllardan başlayıp Nurculara. Süley-
mancılara, Nakşilere bir göz atın, kurban derilerin-
den vurulan trilyonlann nerelere harcandığına ba-
kın, 'hakem heyeti' adı altındaki üçkâğıtlan izleyin,
ülkücü tosuncuklann tarikat şeyhleriyle ilişkisini
saptayın...
Bu ilişkilerin devlet içindeki 'çefeter'le birleşti-
ğini, Abdullah Çatlı, Haluk Kırcı'da bütünleştiğini
göreceksiniz...
Ardından da neler çıkacaktır neler...
Intemet: http: // wwv/.planet.com.tr/Xn
E mail: Hikmet .Cetinkaya (a Planet.com. TR
Genelkurmay
Çelik'e suç duyurusu
ANK\RA (Cumhuriyet
Bürosu) - Genelkurmay
Başkanlığı. Tuğgeneral
Doğu Silahçıoğlu'nun Sul-
tanbeyli'ye diktirdiği Ata-
türk heykeli ile Susurluk
arasında bağlantı kurarak
"Omzu dolu olan, eUnde si-
lah olan adanı 'Ben güçlü-
yüm' dedi. Heykeli oraya
dikti. Kaba kuvveti elinde
bulunduran güçlüdür" di-
yen RP'li Çalışma ve Sos-
yal Güvenlik Bakanı Neca-
tiÇelik hakkmda suç duyu-
rusunda bulundu.
Çelikin "Türk SUahlı
KmTetleri'ni (TSK) tahkir
ve Silahçıoğlu'na hakaret"
suçundan yargılanması is-
tendi. RP Genel Başkanı
Yardımcısı Ahmet Tekdal
soruşturmanm açılması is-
temi konusunda"son sözü
yargı söyler" dedi.
Genelkurmay Başkanlı-
ğı. Adalet Bakanlığfna
gönderdiği suç duyurusun-
da, Çelik'ın 1 yıldan 6 yıla
kadar hapis cezası öngören
Türk Ceza Yasası'nın (T-
CY) 159. ile 266. madde-
sinden cezalandınlması is-
temine yer verdi.
Çelik, yılbaşını geçirdiği
Kartalkaya'da bir soru üze-
rine. "Omzu dolu olan, elin-
de silah olan adam ben güç-
lüyüm dedi. Heykeli oraya
dikti.
Niye Susuriuku konuşu-
yorsunuz? Bugün Türki-
ye'de hak-hukuk güçlü de-
ğildir. Kaba kuvveti elinde
bulunduran güçlüdür" de-
mişti.