Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
OCAK 1997 CUMARTESİ • • • • CUMHURİYET SAYFA
HABERLERIN DEVAMI 17
uKocaeli B 13 Giresun
Izmir Y 16 Ankara
B 13 Şanlıurfa A 12
A 8 Mardin Y 11
Manisa Y 14 Konya A 12 Siirt A 9
Aydın Y 13 Eskişehir A 10 Hakkâri B 0
Denizli B 14 Sıvas A 4 Van B 6
Zonguldak B 12 Antalya A 18 Kars A 3
Yurdun batı kesimle-
ri parçalı ve çok bu-
lutlu, Marmara'nın
batısı ve Kıyı Ege sa- Londra
ğanak yağışlı, öteki Paris
yerter az bulutlu ge- •_,__
çecek. Yurdun iç ve M o m a
T ^ 1
doğu kesimlerinde °e r l l n
sabah saatlerinde Amsterdam B
yoğun olmak üzere Madrid
yeryersisgörüiecek. — —
Hava sıcaklığında
önemli bir değişiklik Brüksel B -4 Bonn
olmayacak. Budapeşte B -3 Münih B 8
Taşkent
•Tahran
Moskova B
Aşkabat 11"
Almatı 14
Taşkent B 10
Bakü B
Bişkek 21
TifJis
Kahire 26
Şam 17
i Parça/ı bulutlu i &$'.i t Çok bulutiu ı Yağmuriu
* w
G U N C E L CÜIVEYT ARCAYÜREK
• Baştarafi 1. Sayfada
Ammavelâkin hemen aynı gün DYP'lilerdeki siya-
sal erdem, bir noktada stop ediyor.
Sıra, Şaibe'nin bağımsız yargıda aklanmasına ge-
lince; yan çizmek için bahane üstüne bahane, hu-
kuksal gerekçe üstüne gerekçe!
Böylece Şaibe Hanım'ın savunma metni komis-
yona geldiği 7 ocak günü siyasal tarihimizin "ibret
alınacak örnekler bölümünde 'müstesna' yerini" alı-
yor.
Bu öyle bir metindir ki hukuksal lafazanlıklarla ba-
ğımsızyargıdan kaçmanın yollannı araştırıyor. Ancak
Şaibe ailesi geleceğin ayırdında değil. Bu yollardan
sonuç alsa bile şaibeler kamu vicdanının yanılmaz
; ve duyarlı terazisinde asla aklanmıyoriar.
Medyamızın güncel hayhuy arasında üzerine eğil-
mediği savunma metninde Şaibe Hanım öyle numa-
ralar çekiyor ki hiç çekinmeden neredeyse soruştur-
mayı "Bana hesap soramazsınız"a getiriyor.
Menkul ve gayrimenkullerinin "kaynağını sakla-
mayı, araştınlmasını engellemeyi" kimi yasalarla
sağlamaya çabalıyor.
. Once ortaya iki dayanak sürüyor: Hukuk düzeni-
.mizde hiç kimse servet kaynağını ne yolla edindiği-
pi açıklamak zorunda değil. Ne var ki mal bildirimi
yasasının gösterdiği usul ve esaslar içerisinde ka-
mu görevlileri servetlerinin kaynağını açıklayabilir.
, Sonra bu iki öğeyi göz ardı ettiren bir kılıf sunuyor:
:"Kaynak" araştırmaya engel olarak anayasanın 100.
'maddesini gösteriyor.
- Soruşturmanın konusunu, "mal bildiriminde bu-
lunduğu tarihle görevinin bittiği tarih arasında sınır-
ktndınyor" ve "Bakanlık ve başbakanlık öncesi ve
Şonrasına ilişkin malvarlığı durumumuz Meclis so-
hışturmasının kapsamı dışındadır" diyor.
Bu, sadece son 3-5 yılı araştırırsınız demek. Ser-
vetlerinin asıl kaynağından sakınarak, ortaya çıka-
caktürlü rezaletlerden kaygısmı, daha doğrusu kor-
kusunu sergiliyor.
Mirasa bak!
Şaibe ve Milli Koca'sı, şayet alınları açık, verme-
yecekleri hesap yoksa soruşturma alanının daraltıl-
masını neden istiyorlar?
Oysa hiçbir kaygının ve korkunun tutsağı değiller-
se, servetlerinin değil son bir iki yılını, başlangıçtan
bugüne dek her santiminin araştınlmasını gönül ra-
hatlığıyla istemeleri gerekmez mi?
Tanıklar ortada. Şaibe Hanım, annesini uzun yıllar
yahdan uzak tuttu. Bir apartman dairesinde kendi
başına, hatta komşuların yardımıyla yaşayan, kira
îödeyemediği için icralara düşen bir anne... Muaz-
feez Hanım ölünce, gökten zembille inmiş gibi, yas-
tık altından birdenbire 570 bin dolar, 690 bin mark
ve bankada da milyarlar çıkıyor.
Şaibe mal beyanında "veraseten -tabiiyoksulan-
neden- gelen bu büyük paralarla ABD'de repolarla
65 milyar kazandığını" bildiriyor.
Bu gerçekler ortada iken:
Meclis soruşturma komisyonunun -anne konu-
sundaki- soaılanna Şaibe'nin verdiği yanıtlar, ger-
çekleri yalanlarla nasıl örttüğünü kanıtlıyor:
"1-Anneden kalan TL bankada, dövizlerniye ev-
de saklandı?
Sorv, maksatlıdır. Anayasanın 38. ve Malbildihmi
Kanunu'nun 5. maddesine aykırıdır."
Anayasanın 38. maddesinde "Hiç kimse kendisi-
ni ve yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya,
delil göstermeye zohanamaz" diye bir fıkra var, Şa-
ibe, buna sığınıyor.
; "2- Annenizden kalan dövizleri nezdinde muha-
faza etmenizi nasıl açıklıyorsunuz?
Soru maksatlıdır..
3. Nive dövizde kalmasına karşı çıkmadınız?
Soru maksatlıdır..."
Işine gelmeyen sorular birden "maksatlı" oluyor.
Soruşturma komisyonunun -olmayacak duaya
amin dersek-14 ocak günü Şaibe'nin Yüce Divan'a
gönderilmesine karar verdiğini düşününüz:
Gördüğünüz mallarla görmediğiniz nice mallar-
dan ortaya neler dökülecek neler!
PENCERE
• Baştarafi 2. Sayfada
ikizier kasaplık zanaatinde kullandıkları keskin bı-
çaklarla kuroanın işini bitirirter.
•
Deder ki:
'' "Her insanın yazgısı alnına yazılıdır."
• Almyazısı nangi dilde hangi harfle yazılıyor?.. Arap
ya da Kiril abecesi mi kullanılıyor?.. Latin harfleri mi
yeğleniyor?. Herkesin almyazısı kendi dilinde mi
yazılookunjyor?..Urfa'dadoğankızıntöresi,dün-
yada<i ilk soluğuyla biriikte bebeğin etine kızgın
damgagibi .uruluyor. Çevresinde herkes biliyor bu-
nu. Toreyi ceğiştirmeye çalışan da yok gibidir.
Garip bir öilinmezlik içinde, herkesin her şeyi bil-
{Jiği tjhaf brtoplum hayatı yaşanıyor.
' YahızUria'damı?..
istanbul'ca şeyh efendi göbeğine dua yazdığı kı-
zı nssıl okuyjp üflüyor?..
3'incü Bnyıl'a 3 kala. geriliğimiz, insanın tüyle-
rini crpertiycr.
•
Aczmenderin Şeyhi Müslüm Gündüz'le Fadi-
me Şahin aasındaki ilişki dillere destan oldu; med-
ya öjnyasrda 'reyting' rekorları kırdı, izleyicinin
gözleri televzyon ekranına çivilenip Fadime ağla-
d ı k ç i gözyşlannın merceğinden süzülüyor; birlik-
te dcvünüy:aız kızcağızla!.. Diyanet İşleri Başkam
Metrnet Nıri Yılmaz'dan medet umuyoruz. Baş-
kan daotekvizyonsenin, butelevizyon benim.ek-
ransçıkıyor uyarmaya çalışıyor...
M«ye yar??..
hlfl-kes, her şeyi biliyor: ama adım adım, dakika
dak:i;a, saa saat, gün gün, yıl yıl bu noktaya gel-
mecdk mi?. Yıllardan beri uyarı üstüne uyarı yapıl-
m a d mı?..
•
Nl< olaca?..
FCUileri bı yana bırakalım; toplumsal yaşamda
olaüklannsiınyazısını kim yazar?.. Türkiye çeteler-
le tsikatlar gösteri yaptığı bir kanlı meydana dö-
nü^tiğü içi' bu gidişe elbet bir çare bulunacak...
BJunaca, ama en korkutucu görüntü, halkın bu
çane'i kencsinin dışında bir gücün bulacağını san-
ma.sndan cığan beklentisinden kaynaklanıyor.
I—l.lk edilçn, olacakları seyrediyor...
bekliyr...
Karlı
Türldye rest çekliI Baştarafi 1. Sayfada
at görüştükten sonra Dışişle-
n Bakanlıgı'nda bir basın
toplantısı düzeniedi. Çiller.
GKRY'nin. Rus fuzeleri île
diğer saldın silahlannı satın
alarak adayı bir ""barut fiçısı
ve çatişma odağı" haline ge-
tirme gayretlerinin Kıbns'ta
çözüm için yapılan çalışma-
lan anlamsız kıldığını belirt-
ti. Çiller, Rumlann "uzlaşma
yerine gerginlik" politikası
izlemeyi tercih ettiklerini
kaydetti.
Kıbns Adasrnın Türkiye
ve KKTC halkları için bir
tehdit kaynağı olmasına izin
verilmeyeceğini bildiren Çil-
ler, "Kuşkusuz Rumlan bu
yolda teşvik edeıu yönJendi-
ren, destekle\en ve bu saldır-
gan politikada en büyük so-
mmluluk taşıvan ülke N una-
nistan'dır. Bir NATO iilkesi
olan Vunanistan'ın. Kıbns
Rumlannı alet ederek, Tür-
kiv c'v e karşı bir husumet po-
litikası gütmesi ve Tiirki-
ye'nin güneyini Kıbns Rum
Kesimi üzerinden tehdit et-
meye yeltenmesi son derece tehlikeli ve sonunsuz
bir politikanın ürünüdür" dedi.
Dışişleri Bakanı Çiller. "MilliSavunma Baka-
nı Turhan Tayan'ın 'Gerekirse vururuz' sözleri-
ni nasıl değerlendimorsunuz" sorusuna, bunalım
dönemlerindeki bilinen söylemini de yineleye-
rek, şu yanıtı \erdi: "Açıkça be\an ediyorum, bu
saldırgan silahlar Kıbrıs'ın günevinc ya konma-
yacak, ya konnıavacaktır. Konursa eğer, Türkiye
gereğini yapacaktır. Ne gerekiyorsa o vapılacak-
tır. Eğer bunun içerisinde v urulması gereği var-
sa, bu da yapılacaktır."
Boğazlar'dan geçirilmesi düşüniilmüyor
'Rusfözeleritrenlegötürülebilir'
ANKARA (Cumhuriyet Biirosn) - Gü-
ney Kıbns Rum Yönetimi'nin Rusya'dan
alacağı S-300 fiize sistemlerinin, Tûrki-
ye'nin şiddetle karşı çıktığı Boğazlar'dan
geçirilmesinin düşünülmediği; tren yolu
ile Yunanistan üzerinden adaya taşınma-
smın en güçlü olasıliklardan biri olduğu
ögrenildi. Rusya'nın Türkiye Büyükelçi-
si \'adim İgoreviç Kuznetsov, fk>ğazlar'm
uluslararası su yolu oldugunu belirterek
"Bogaziar künsetaraftndan kapatriamaz'*
dedi.
Türkiye'nin dün protesto notası verdi-
gi Rusya'nın, Ankara *nın tepkisinden çe-
kinerek Güney Kıbns'a sattığı S-300 fii-
ze sistemlerini. "T-*0w
tanklannı geçirdi-
ği Boğazlar'dan taşımayacağı kaydediidi.
Elde edilen bilgılere göre. Rusya füze sis-
temlerini Ukrayna, Romanya, Bulganstan
ve Yunanistan üzerinden trenle taşıdıktan
sonra gemilerle Güney Kıbns Rum kesi-
mine ulaştıracak. Moskova'nın, Tûrki-
ye'nin verdiği notayı sürpriz olarak değer-
lendirdiâi belirtilerek "Şu aşamada bu sis-
temleri Boğazlar'dan geçirmek istcmiyo-
rnz" görüşünde olduğu kaydediidi.
Rusya'nın Tûrkiye Büyûkelçisi Kuz-
netsov. dün gazeticilerin sorulannı yanit-
larken "Umanın Türidj'e hiçbir zaman
Kıbns'a saldınnaz. Zaten böyle bir hare-
ket uJuslararası hukuka da aykırıdır" de-
di. Kuznetsov, bir başka soru üzerine de,
"Boğaziar uluslararası su yoludur. Kimse
tarafından kapatılamaz"1
diye konuştu.
Türkiye. Rusya"nın Rumlara satılacak
olan füze sistemlerini Boğazlar'dan ge-
çirme olasıhğına karşı, Boğazlar'dan ge-
çişi düzenleyen 1936 tarihli Montrö Bo-
ğaziar Sözleşmesi'ni incelemeye aldı. Dı-
şişleri Bakaniığı yetkilileri, Montrö'nün
incelenmesinin sürdüğünü belirterek söz-
leşmenüı 21. maddesinin, kendisini ya-
kın bir savaş tehdidi altında görmesi ha-
linde, Türkiye'ye savaş gemilerinin Bo-
ğazlar'dan geçişini önleme hakkı ver-
diğine isaret ettiler.
Rusya'ya nota
Kıbns Rumlanna S-300 fuzeleri satmak için
anlaşma imzalayan Rusya'nın Türkiye Büyükel-
çısi Vadim İgoreviç Kuznetsm
1
, dün öğleden son-
ra Dışişleri Bakanlığı'na çağnlarak bir protesto
notası verildi. Çiller, basın toplantısında. kendi-
sinin 17-19 aralık günlerinde Moskova'ya yap-
tığı ziyarette Rus Dışişleri Bakanı ViktorÇerno-
mırdinın "SaJdırgansilahlâra ververilmeyecek-
tir" sözünü anımsatarak. "Dostluğun gereği bu-
dur ve bize verilen sözün gereği budur" dedi.
Dışişleri Bakaniığı Müsteşan Büyükelçi Onur
Ö>men tarafından iletilen protesto notasında
Kuznetsov'a. Avrupa Güvenlik ve tşbirliği Teş-
kilatf nın (AGİT) "krizbölgelerinesilahsatılma-
ması" karannm anımsatıldığı vurgulandı. Türki-
ye'nin nota iletmesinin Moskova'da şaşkınlık ya-
rattığı da belirtilirken, iki ülke arasında söz ko-
nusu bunalımın aşılmasına yönelik diplomatik
birkanal kurulması kararlaştınldığı bildirildi. Bu
kapsamda. ay sonunda Güney Kıbns Rum Kesi-
mi "ne gidecek olan Rus Dışişleri Bakaniığı Müs-
teşan Nikolai Afanyasyevski'nın Lefkoşa'dan An-
kara'ya geçerek Türk Dışişleri Bakaniığı yetki-
lileri ile görüşeceği kaydediidi.
Türkiye. Rusya'nın "daimi üyesi" olduğu Bir-
leşmişMilletlerGüvenlik Konseyi'nin23aralık-
ta adadaki banş gücünün görev süresini "Rum-
lann aşın silahlanmasından duv ulan kaygı" ne-
den ı>le uzattığını belirterek, "Bu karann alınma
sürecinde Rusya da vardı. Şimdi bu kararla çeli-
şen bir tavır içinde" görüşünü bildirdi.
Rusya ise satılan füzelerin savunma amaçlı ol-
duğu görüşünü yineleyerek. "Biz satmasavdık
başkasından ahrlardr savunmasını yaptı.
Rusya'ya verilen notadan sonra Büyükelçi Öy-
men. AB'nin Dönem Başkanı Hollanda'nın An-
kara Büyûkelçisi I\ikoiausVanDanw«
l
.ABD'nifv
Ankara Büyükelçiliği Müsteşan Frank Ricciar-
done'yle görüşerek Rumlann saldın silahlanna
yönelmesi ile gerginleşen ortam hakkında bilgi
verdi. Türkiye, ABD ve AB'ye, sorunun çözül-
mesi için kullanılacakyöntemlerinbaşında "dip-
lomasinin" geldiği, bununlabaşan elde edileme-
mesi durumunda "başka yollara" başvurabile-
ceği mesajını verdi. Bu baş-
ka yollar arasında "rampala-
nn yerleştirilmesi sonrasında
vurulnıalannın" da olduğu
belirtilirken, ABD ve
AB'den de, Güney Kıbns ve
Yunanistan ın silahlanması-
nı engellemesi yolunda cid-
di girişimlerde bulunması is-
tenildi.
Çiller'in, Milli Savunma
Bakanı Tayan"ın "Gerekirse
vunıruz" sözlenni yinele-
mesi. ABD'ye de tavır olarak
değerlendirildi. ABD Dışiş-
leri Bakaniığı Sözcüsü Nic-
holas Burns. Washıngton'da
yaptığı açıklamada. Türkı-
ye'nin Kıbns'ı tehdit edeme-
yeceğini belirterek. "Türk
hükümetinin bu görüşte ol-
madığını umduğunu" bildir-
mişti. Burns'ünaçıklamasın-
dan bir gün sonra. Genelkur-
may Başkanı Karadayı ile
görüşen Çiller'in "Ne gere-
Idrseoyapüacak. Bunun için-
de vurulması gereği varsa o
da yapılacaktır" sözleri.
Washington'a bir yanıt ola-
rak yorumlandı.
Türkiye Büyûkelçisi Nüzhet Kandemir, dün
ABDDışişlen Bakanlığı'na giderekTürkiye'nin
füze krizinden duyduğu kaygıyı dile getirdi. Bu
görüşmeninin ABD'nin isteği üzerine gerçek-
leştiği iddia edıldi. Kandemir. Güney Avrupa ve
Kanada işlerinden sorumlu Bakan Yardımcı Ve-
kili Marshall Adair ile görüştü. Kande mir'in
görüşmede. ABD Dışişleri Bakaniığı Sözcüsü
Nicholas Burns'ün yaptığı açıklamalann kabul
edilemez oldugunu vurguladığı ögrenildi.
ABD'nin Türk Büyûkelçisi'ne "Rumlann füze
yerieştirmesine tepki göstermekte haklısınız ama
savaştan sözetmekle bu haklılığı v itirirsiniz" me-
sajı verdiği bildiriidi.
Karadav i, Kıbns'a gidecek
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Karada-
yı'nın. Türkiye'nin KKTÇ'ye verdiği askendes-
teğin birgöstergesi olarak pazartesi günü Lefko-
şa'ya gideceği bildirildi. Genelkurmay Başkanı
düzeyinde adaya yapılan son ziyaretin 1991 yı-
hnda D«ğanGüreş«Fafından-gerçekleşhrildifi«-'
ni anımsatan diplomatik kaynaklar. bu ziyaretin
Kıbns Rumlanna ve Yunanistan'a son derece
önemli bir mesaj olarak değerlendirilmesi ge-
rektığine dikkat çektiler.
Dışişleri Bakanı Çiller'in de Orgeneral Kara-
dayı'dan sonra gelecek hafta içinde KKTC'ye
gitmeyi düşündüğü belirtildi.
Ecevît:
6
KKTC ile özerklîk anlaşması yapılmah'
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -
DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit.
Kıbns Rum Yönetimi'nin silahlan-
ma girişimlerinin "tezgâh" oldugu-
nu vurgulayarak "Bu tezgâh ve oyun
gerçekçi siv asctle bozulur. Türkiyeile
KKTC arasında bir özerklik anlaş-
ması yapılnıalı. Bu adımın anlması
gecikirse, Türkiye bütün Avrupa Bir-
liği (AB) üyeleri ile Rusya Federasyo-
nu'nu karsısında bulur. Hükümet tu-
zağa düşerse, Kıbns'ta Türk askeri
gücü yerine Bosna-Hersek'te olduğu
gibi çokuuıslu askeri güç için dayat-
malarartar"dedi. Ecevit. "Eğerbir
devlet başka dev lete karşı askeri ha-
rekâta girişecekse, zaten bunu davul
zurna ile ilan etmesi doğru olmaz.
74'te biz tehditler sav urmanıış. gere-
keni yapnııştık. Gcrcken. zamanın-
da yapılmalıdır" diye konuştu.
Ecevit, dün parîamentoda düzen-
lediği basın toplantısında Kıbns'la
ilgili gelişmeleri değerlendirdi. Rum
kesiminin silahlanmasının, Türki-
ye'nin adayı işgal etmesini önleme
ya da Türkiye ve KKTC'ye saldırma
amacını taşımadığını bildiren Ece-
vit, "Türkiye'nin Kıbns'ı işgal etme
amacı olsa bunu 1974'teki harekâtı
birkaç gün daha uzatarak gerçekleş-
tirebilirdi. Türkiye'ye ya da KK-
TC'ye saldırmak için de akıllannı
ka>betmeleri gerekir" dedi.
DSP lideri, silahlanma ile KK-
TÇ'yi köşeye sıkıştınp nızağa düşür-
menin amaçlandığını vurgulayarak
şunları söyledi:
"Bu konuda yalnız Rumlann de-
ğil. başta bazı Batılı mütteflklerimiz
olmak üzere, bazı devletlerin, o ara-
da Rusya'nın şöyle bir senaryo uygu-
lamaya çalıştığını düşünüyoruın:
Rumlann silahlanmaya hız katma-
lan durumunda Türkiye telaşlana-
cak, bu telaşı Türk hükümeti son
günlerde olduğu gibi sert ifadeli tep-
kilerle açığa vuracaktır. O zaman da
birtakım sözde dosüar, müttcfikkr
devreyegireeeklerdir. "Siz Kıbns'tan
askerlerinizi çekin. Rumlann AB
üyeliğine itirazdan vazgeçin. biz de
Rumlan silahlanmaktan vazgeçire-
lim' diyecekkrdir. Busenarytjyuşim-
diden açığa v urmaya başladılar. Hü-
kümet üyderimiz de müttefiklerimi-
zin kaygıya kapılmış görünmelerin-
den gururlanacaklardır. 'Biraz sesi-
mizi yükseltince. masayı yumrukla-
yınca işte peşimize düştüler' diye
övüneceklerdir. Hükümetimizin bu
ovuna gelmeyeceğini umanm. Hükü-
met bu tuzağa düşerse. Kıbns'ta
Türk askeri gücü yerine Bosna-Her-
sek'te olduğu gibi, çokuluslu askeri
güç için dayatmalar artar."
Ecev it. Rumlann AB üyeliği süre-
cinde KKTC'nin Türkiye'nin elin-
den kayıp gideceği ve ENOSIS'in fi-
ilen gerçekleşeceği görüşünü yinele-
di.
Türkiye'nin tuzaktan kurtulmak
için öncelikte KKTC ile özerklik an-
laşması yapması gerektığini savunan
Ecevit. "Bu özerklik anlaşması uya-
rınca. KKTC bağımsız bir devletola-
rak kalacaktır. ancak dış güvenliği ve
dış ilişkilerini Türkiye üstlenecektir.
Fiili durum budur, anlaşma ile hu-
kukileşmiş olacaknr. Böylece Kıbns
dosyası kapaulmış olacakör"dedı
DSP lideri. Türkiye'nin izlemesi
gereken tutumun onada oldugunu
vurgularken, "Eğer bir deviet başka
dcv letc karşı askeri harekâta girişe-
cekse, zaten bunu davul zurna ile ilan
etmesi doğru olmaz. Sözden çok ey-
lemle yapılması gerekir. Biz 1974'"te
tehditler savurmamış. gerekeni yap-
mıştık" görüşünü aktardı.
Gazetecilerin. Milli Savunma Ba-
kanı Turhan Tayan'ın sert açıklama-
lannı doğru bulup bulmadığına iliş-
kin sorusuna da Ecevit. "Benim
siyaset üslubum gerekenin zamanın-
da yapılmasıdır" karşılığını verdi.
Türk hava sahasma ciddi tehditANK.\RA (Cumhuriyet
Bürosu) - Rusya'nın Kıbns
Rum Yönetimi'ne sat-
mak için anlaşma imzaladı-
ğı S-300 V fuzeleri. Türk
topraklanna girme menzili-
ne sahip değil. Ancak Rus
fuzeleri. deniz üzerinde
Türk hava sahasına tehdit
yöneltebilecek özellikte.
Türkiye'nin. Güney Kıb-
ns Rum Yönetimi'nde ko-
nuşlandırılması halinde
"vuracağı" uyarısında bu-
lunduğu Rus fuzeleri. S-300
PMU-1 tipi. Rusordusunun
yayın organı Krasnaya
Zvezda (Kızıl Yıldız) adlı
gazetede yer alan haberde.
Rumlann S-300 füzelerinin
"PMU-1" tipinden üç batar-
va satın alacaklan belirtildi.
Kızıl Yıldız'da. "resmi ol-
mayan kaynaklara" dayan-
dınlarak verilen haberde,
"ALMAZ" adlı firma tara-
fından üretilen S-300 PMU-
1 'lerden üç bataryanın satı-
şının. Rusya'ya birkaç yüz
milyon dolar gelir kazandı-
racağı belirtildi. Diplomatik
kaynaklar ise Rusya'nın
Rumlara füze satışından 500
milyon dolar gelir elde ede-
ceğini öne sürdüler.
Askeri uzmanlar Rum
Yönetiminin Rusya ile alı-
mı konusunda 4 ocakta söz-
leşme imzaladığı Rus yapı-
mı S-300 uçaksavar füzele-
rinin menzilinin en fazla
100 kilometre oldugunu be-
lirterek bu silahlann Türki-
ye ve KKTC'ye tehdit po-
zisyonlannı şöyle özetledı-
ler:
- Bu füzeler, Rum kesi-
minde 2 bin metre yüksek-
liğindeki Trodos Dağı tepe-
sıne yerleştirildiğinde. bu
dağdan 30 kilometre uzak-
hktaki KKTC'ye ait Güzel-
yurt'u vurabilirler. Güzel-
yurt ile Türkiye arasındaki
en yakın mesafe yaklaşık 60
kilometre uzaklıktaki Mer-
sin-Taşucu.
- S-300 füzelerinin men-
zili 100 kilometreye kadar
çıkabiliyor. Güney Kıbns
Rum kesiminden Türki-
ye'ye en yakın mesafe 100
kilometrenin üzerinde (Tro-
dos Dağı - Güzelyurt hattı
güneyde kaldığı için Türki-
ye yönünden uzaklık 100 ki-
lometreyi aşıyor). Ancak
S-300 fuzeleri Türk hava sa-
hasma girip uçaklara müda-
hale edebilecek menzilde.
- Türkiye'nin sıkıntısı. bu
füzelerin," KKTC'ye gitmek
üzere havalanan savaş uçak-
lannı, kalkıştan itibaren
Türk hava sahasına girıp
vurma menziline sahip ol-
malan. Türkiye. örneğin
Mersin'den uçağını kaldınp
KKTC'ye götürürken Rum
kesiminde konuşlu Rus fu-
zeleri havada bu uçaklara
müdahaleedebilır.
- Türkiye'nin, KKTC'de
uçağı yok. Ancak Türk
uçaklan Mersin'den havala-
nıp çok kjsa sürede bir çatiş-
ma anında KKTC'ye ulaşa-
biliyor. Yunanistan'ın iseen
yakın ada olan Girit'ten kal-
dıracağı uçak ancak 25 da-
kikada adaya varabilıyor.
Rum tarafının Rus fuzeleri
ile Türk uçaklanna müdaha-
le etme yeteneği kazanması.
Türkiye'nin Kıbns'taki
avantajı olan hava üstünlüğü
yeteneğini etkileyebilecek.
Yunanistan'ın Rum kesi-
mindeki Baf "ta inşa etmek-
te olduğu askeri havaalanı
da Türkiye'nin hava üstün-
lüğünü etkileyecek konum-
da.
- Rumlann geçen yıl ekim
ayında Rus yapımı "T-*0"
tanklannı adaya getirdikle-
rinde, Türkiye de misilleme
olarak "IYMS" tanklan yeri-
ne yenilerini KKTC'ye ko-
nuşlandırmıştı.
Hollanda'daki Türk bankalarmm davası ertelendi
HALUKBAKIR
ROTTERDAıVI-Hollanda da bulunan Türk ban-
ka temsilciliklennin, ABN-AMRO'daki hesapla-
nnın bloke edilmesi ve aracılık faaliyetlerinin dur-
durulması karannın iptali için açtıklan davaya Rot-
terdam'da bakıldı.
Davacı 4 Türk bankası ABN-AMRO"yu "müş-
teriye hizmette kusur"la suçladı. Türk bankalan-
nın avukatı Schippers. Amsterdam Başsavcıh-
ğı'nın ABN-AMRO'ya yazdığı "Türkiye'yegön-
derilen havalelerin kara para aklamasında kulla-
nılması olasüığından'"söz eden mektubu gündeme
getirdi ve bu iddıanın temelsiz oldugunu savundu.
ABN-AMRO ise savunmasında. hesaplan don-
durma karannın, Hollanda Kredi Denetim Yasa-
sı'nın 82. maddesini ihlal etme kaygısıyla alındı-
ğını belirtti. ABN-AMRO, savunmasında kara pa-
ra konusuna değinmedi.
Türk banka temsilciliklerinin avukatı Schippers,
duruşmada hesaplan dondurmakarannı ilk olarak
kasım ayı başında bildiren ABN'nin. bu karan he-
men ertesi gün geri aldığını ve banka yetkilisi Van
Gelder'in mevzuata uygun yeni bir sistem bulaca-
ğı yolunda söz verdiğini söyledi.
Schipper. Van Gelder'in müvekkillerine sürek-
li olarak iyimser mesajlar verdiğini. ancak 30 ara-
lık tanhindeki nihai kararla havale işlemlerinde
büyük bir kaosa yol açtığını ifade etti. Schipper,
ABN'yi. müşterilerine hizmette kusurla suçlaya-
rak yargıçtan yürütmeyi durdurma karan alması-
nı. bu olmadığı takdirde temsilciliklere. banka sta-
tüsüalmakyada82. maddeyiiptal için Maliye Ba-
kanlığı'na başvuımak için zaman tanımasını iste-
di. ABN AMRO'nun avukatı Italianer ise müvek-
kilinin. temsilciliklerle işbiriiğini sürdürmesi ha-
lınde, Amsterdam Başsavcısı tarafından kovuştu-
rulma tehlikesine gireceğini belirterek havaleler-
de kaosa neden olmak suçlamasının da geçersiz ol-
dugunu sav undu. Nöbetçi mahkeme. taraflan din-
ledikten sonra davayı. 14 Ocak 1997 salı gününe
erteledi.
t GoK gürültülü
G U N D E M MUSTAFA BALBAY
H Baştarafi 1. Sayfada
meden çok icraat var. Rum kesiminin silahlanma-
da hızını alamayıp, Türkiye'yi de menzili içine alan
füzeler konuşlandırma karan ortalığı kanştırdı.
Önce Milli Güvenlik Kurulu durumu yorumladı:
"Gerekirse vururuz..."
Milli Savunma Bakanı Turhan Tayan da yayan
kalamazdı:
"Negerekiyorsa onuyapanz. 1974'teyaptık. Yi-
neyaparız..."
Rum kesiminin Rusya'dan S-300 fuzeleri satın al-
masına ABD de sıcak bakmıyor. Genel beklenti
Türkiye'nin kaygılarına ABD'nin de katılmasıydı.
Ancak önceki gün ABD Dışişleri Bakaniığı Söz-
cüsü Nicholas Burns ters köşe yaptı:
"Türk hükümetinin Rum yönetimini tehdit etme-
ye hakkı yoktur. Türkiye 'nin yersiz açıklamalar yap-
ması, saldırganca tutum izlemesi kabul edilemez."
Bu demecin Türkçesi şudur:
"Hop... Biraz yavaş yürrü... Topuklann aşınma-
sın. Dikkat et, sırtın kaşınmasın. Kıbns'ta, durde-
nilecek şeyler varsa, biz deriz."
Bu tür durumlar tam Çiller'e göre...
Dün Düşişleri Bakanlıgı'nda yağdı güriedi:
"Ya gidecek ya gidecek. Ya konmayacakya kon-
mayacak..."
Çiller'in bu tür atışlarda menzili uzundur.
Bu kez menzil, Kıbns'ı, Yunanistan'ı aşıyor. Ame-
rika'ya kadar uzanıyor.
Çiller'in dün yaptığı açıklama Türkiye'nin, ABD,
Kıbns ve Yunanistan'a "resti" olarak yorumlanabi-
lir.
Rusya'ya ise, sitem var:
"Yapmasaydınız..."
Ankara'da perde gerisinde, üst katlarda yapılan
değerlendirmenin satırbaşları şunlar:
- Bu, Türkiye'yigüneyden kuşatma operasyonu-
dur. Türk hava savunmasını kımıldayamayacak, ra-
hat hareket edemeyecek hale getirmeyiamaçlıyor-
lar.
- Dikkatleri Ege 'den çekip Kıbns üzerinde yoğun-
laştırmak istiyorlar. Bütün dertleri Türkiye'nin as-
keri vahığını Kıbns 'tan uzaklaştırmak. Silahlanıyor-
lar. Sonra, Tamam çekilelim, ama Türk askerleri de
gitsin' pazarlığına girmek istiyorlar.
- Durum, ABD ve Ingiltere'nin istediğiyöne gi-
diyor.
- Kıbns bizim için, Ege sorunlannın çözümünde
de önemli bir silah. Bunu, elimizden almaya çalı-
şıyohar.
Bu tablo, Türkiye'nin Güney Kıbrıs Rum Yöneti-
mi'ne (GKRY) füzeleşecek ölçüde silahlanmasına
sessiz kalmasını olanaksız kılıyor.
'Masaygyumruk...
Çiller'in Ankara'da basın toplantısı düzenlediği
saatlerde Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)
Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş açıklama yaparak
S-300 füzelerinin yerleştirilmesi halinde olacaklan
vurguladı:
- Toplumlararası görüşmelerden çekiliriz...
- Maraş'ı iskâna açanz...
Konuyla ilgili taraflann genel istemi, "1997 Kıb-
ns'ta çözüm yılı olsun" yönündeydi. Daha ocak
ayında başlayan gerginlik, iyimser olmayı güçleş-
tiriyor.
Türkiye'ye dönersek... Çiller, Dışişleri Bakanı ola-
rak gelişmelerden sorumlu. Kendileri, geçen ay
Rusya'ya gittiklerinde her şeyi çözmüştü.
Ne demişti:
"Masayı dört kezyumrukladım..."
Ardından ne oldu?
Rusya, Güney Kıbns'a füze satma karan aldı.
Demek ki, masaya yumruk, yum..rum olmuş,
Rumlara füze olarak gitmiş...
Şimdi Çiller masaya yumruğunu değil, kafasını
vursun...
Tansu Hanım, nesini nereye vuracaksa vursun,
ama son durum doğal olarak Türk-Yunan ilişkileri-
ni de olumsuz yönde etkileyecek. Türkiye silah it-
halinde dünya dördüncüsü, Yunanistan da beşin-
ci...
Her iki ülkenin aralannda sorun çıktığmda ha-
kemlik rolünü, silahlann büyük bölümünü satın al-
dıkları ülke, ABD üstleniyor.
Konunun onlarca yönü var. Şimdilik mola vere-
lim. Yazıyı, Türk-Yunan sorununu özetleyen teker-
lememizle noktalayalım:
Ege'nin iki yakası bir araya gelmeyince, Türkiye
ile Yunanistan'ın iki yakası bir araya gelmez...
Başbakan Erbakan, İsrail
anlaşmasını onayladı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Başbakan Necmet-
tin Erbakan, 10 ay önce
ANAYOL hükümeti döne-
mınde imzalanan Türkiye ile
İsrail arasındaki serbesttica-
ret anlaşmasını onayladı.
Erbakan'ın, muhalefet döne-
mindeki eleştirileri nedeniy-
le gecikmeli imzaladığı an-
laşma, tanm ve işlenmiş ta-
nm ürünlerinde serbest tica-
ret yapılması ile Avrupa Bir-
liği-lsrail arasındaki ticaret
anlaşmalannın Türkiye tara-
fından da uygulanmasını ön-
görüyor.
Daha önce eleştirdiği fs-
rail'le savunma sanayii konu-
sundaki anlaşmayı askerlerin
ısran üzerine onaylayan Er-
bakan, bu ülkeyle 10 ay önce
yapılan serbest ticaret anlaş-
masını da imzaladı. Bakanlar
Kurulu'nda onaylanarak TB-
MM'ye gönderilen anlaşma.
sanayi ürünlerinde görüşme-
lerin sünnesi kaydıyla, önce-
likli olarak tanm ve işlenmiş
tanm ürünlerinde serbest ti-
caret yapılmasını öngörüyor.
Anlaşmaya göre, Türkiye ile
îsrail arasında, gümrük vergi-
leri, hizmet dolaşımı konu-
sunda bu ülkenin Avfupa Bir-
liği ile yaptığı anlaşmalar ge-
çerli olabilecek. Türkiye'nin
bu anlaşma yoluyla, İsrail'le
ticaretini, benzer anlaşmalar
yapan ABD, Orta Amerika ve
Kanada gibi geliştirebileceği-
ne dikkat çekildi.
Rus gemisi kaçmldı
I Baştarafi 1. Sayfada
geminin kaçınldığını bildir-
di. Alınan bilgiye göre,
uzunluğu 120 metre olan
gemideki tayfalar isyan ede-
rek gemiyi ele geçirdiler ve
Istanbul'a doğru yöneldiler.
Rusya'nın uyansı üzeri-
ne istanbul'da valilik ve sa-
hil koruma alarma geçti.
Boğaz'da hareketli saatler
yaşanırken geminin gece
geç saatlerde Türkiye'ye gi-
rişyapacaği ögrenildi.
Ure taşıdığı belirtilen ge-
mi mürettabatının, kılavuz
kaptan talebinde bulunduğu
ögrenildi.