23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 11 OCAK 1997 CUMARTESİ 4 HABERLER Şahin can güvenliği istedi • İstanbul Haber Servisi - Aczmendi Müslüm Gündüz ile Kadıköy'de bir evde bulunan Fadime Şahin. Kadıköy Cumhuriyet Savcısı'na ifade verdi. Avukatı Nuran Atahan ile birlikte dün adliyeye gelen Fadime Şahin. Kadıköy Cumhuriyet Savcısı Celal Çavuşlu'ya verdiği ifadesınde, Müslüm Gündüz hakkındaki iddialannı yineledi. Şahin, dün babasıyla beraber Gayrettep>e Asayiş Şube Müdürlüğü'ne gelerek koruma istedi. Şahin"in, ola> lardan sonra can güvenliğinin olmadığını söyleyerek Koruma Şube Müdürlüğü'nden koruma talebinde bulunduğu öğrenildi. Kalkancı cezaevinde I İstanbul Haber Servisi - Aczmendi lideri Müslüm Gündüz ile Kadıköy "deki bir evde basılan Fadime Şahin'in, kendisini ilk tuzağa düşüren kişi olduğunu ileri sürdüğü Alı Kalkancı. çıkanldığı Fatih Adliyesi'nde tutuklanarak cezaevine gönderildi. Kalkancı. "manevi cebir kullanarak kızlık bozmak", "tehdit", "tecavüz" ve "dolandıncılık" suçlanndan hâkim karşısına çıkanldı. Duruşmaya. Fadime Şahin ile Kalkancı arasında kıyıldığı öne sürülen imam nikâhına şahitlik yaptığı iddia edilen Hakan Akdeniz de katıldı. Kalkancı, tutuklanarak Metris Cezaevi"ne konuldu. Petlasın özelleştirmesi • İstanbul Haber Servisi - Türk-lş"e bağlı Türkiye Petrol, Kimya ve Lastik Işçileri Sendikası (Petrol- tş) Genel Başkanı Bayram Yıldınm. özelleştirilecek olan Petlas'ta 400 üyelerinin işini kaybedeceğini anımsatarak. özelleştirmeye izin vermemekte kararlı olduklannı söyledi. Yıldınm, "Petrol-Iş olarak Petlas için yapılan ihaleyi mahkemeye verdik. Kendi yandaşlanna kamu kuruluşlannı parselleyen REFAHYOL'un tüm kırli ilişkilerini halka duyuracağız \e Petlas'ı özelleştirmemek için elimizden geleni yapacağız" dedi. 'Tarikatlar halkı sömürüyor' • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Toplumdaki yetersiz din bilgisini kullanan bazı kesimlerin. "tarikat adı altında yaldızlı kelimelerle" halkı sömürdükJerini belirten Diyanet tşleri Başkanı Mehmet Nuri Yılmaz. yurttaşlann dinlerinin gereklerini yerine getirmek için tarikatlara girmeye gereksinimlerinin bulunmadığını vurguladı. Başbakan'a 'bagış' sorusu • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu)-CHPAydın Milletvekih Fatih Atay. Başbakan Necmettin Erbakan'a ikinci lıg play- off"a çıkan Erzunımspor dışındaki takımlara da bağışta bulunup bulunmayacağını sordu. Başbakan'ın bir televizyon kanalından Erzurumspor'a play-off'a çıktığı için 10 milyar lira verdiğini açıİdadığını belirterek, Başbakan'a, "İkinci lig play-off"a çıkan takım sayısı 10'dur. Diğerdokuz takıma Erzurumspor'a yaptığı bağışın aynı miktannı yapmayı düşünüyor musunuz? Düşünüyorsanız bunu ne zaman gerçekleştireceksiniz" diye sordu. Çillerden 'mevsim' gafı • ANKARA (ANKA)- Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Tansu Çiller, gaflanna, ramazan ayı dolayısıyla yayımladığı mesajda bir yenisini daha ekledi. Çiller, mesajında vatandaşlann ramazanını tebrik ederken. "Bu yüce mevsimin hayırlara vesile olmasını niyaz ediyorum" dedi. Ramazan ayına girerken imamı bulunmayan camilere 3 bin 100 kadro için atama izni verildığini belirten Çiller, diğer boş kadrolar için de bu yıl yeni kadrolann açılacağını kaydetti. Sayman, dini nikâhla evlenen kadınla erkeğin hiçbir evlilik bağmın olamayacağını söyledi 'Medeni nıkâh kacbnı korur'• Prof. Dr. Türkan Saylan, Medeni Kanun ile kadınlann dinsel, cinsel ve parasal sömürüden anndınldıklannı \urgularken Prof. Dr. Necla Arat "Medeni nikâh olmadan hiçbir şekilde dini nikâh kıvılmasına izin verilmemelidir" dedi. İstanbul Haber Servisi - İstan- bul Barosu Başkanı Yiicel Say- man. medeni nikâh tan önce ya- pılan dini nikâhın suç olduğunu belirterek. "Hukuk açısından di- ni nikâhla evlenen kadınla erkek arasında hiçbirevlilik bağı yoktur. Dini nikâh hukuken yok sayTİıyor" dedi. Çağdaş Yaşamı Destekleme DerneğilÇYDD) Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan ise me- deni kanun ile kadınlann dinsel, cinsel v e parasal sömürüden ann- dınldıklannı vurgularken. IÜ Ka- dın Sorunlan Araştırma ve Uygu- lama Merkezi Başkanı Prof. Dr. .Necla Arat da "Medeni nikâh ol- madan hiçbir şekilde dini nikâh kıvılmasına izin verilmemesi ge- rektiğinrbelırtti. Aczmendi lideri Müslüm Gün- düz'ün, Fadime Şahin adlı bir ka- dınla medyatik bir şekilde basıl- masıyla kamuoyu gündemine ge- len tarikatlar. imam nikâhı ve Me- deni Kanun'un tartışılması konu- sunda görüşlerini açıkJayan İstan- bul Barosu Başkanı Yücel Say- man, Medeni Kanun'a göre yapı- lan evlilikten sonra isterlerse eş- lerin dini nikâh da yaptırabilece- ğini vurguladı \ e dini nikâhın me- deni nikâh tan sonra olması koşu- lunun bulunduğuna dikkat çekti. "Medeni nikâhtan önce yapılan dini nikâhin suç" olduğuna dikkat çeken Yücel Sayman. şunlan söy- ledi: "Kadın, hukuk çerçevesinde korumasız kalıyor. Burada kadı- nın korunması önemli. Medeni ni- kâh yaptırmayan kadın. dini ni- kâhla evlendiğinde hiçbir haktan yararlanamıyor. Medeni nikâh yaptırmaksızın evlenme, erkekle- rin kadınlar ü/erinde kurduğu bir otorite çeşidi. Kadın evliliğin bü- tün gereklerini yerine getiriyor. A- ma hiçbir haktan fay dalanamıyor. Bu da bir erkek aldatmacası hali- ne geliyor." Prof. Necla Arat. resmi nikâhı getiren Medeni Kanun'u. Türk toplumunda kız çocuklann ve ka- dınlann haklannın korunması için çıkanlan bir "devrim yasası" ola- rak gördüklerini belirtti. Yasalann dini nikâha öncelik vermeyi ya- sakladığını kaydeden Prof. Arat. "Genç kızlar >e aileleri, medeni ni- kâh olmadan dini nikâha razı ol- mamalılar" dedi. Yaygın bir \an- lış inanış yüzünden medeni nikâh olmadan dini nikâh yaptınldığını kaydeden Arat. şöyle devam ettı: "Eşlerin anne ve babalannca di- ni nikâh isteniyorsa. medeni ni- kâhtan sonra dini nikâh kıyılma- sında hiçbir engel yoktur. Amaç, kadınlann haklannın korunma- sıdır. Medeni Kanun 1926yılında kabul edilmiştir ve bir devrün ya- sasıdır. Fadime Şahin olayında, bir devrim yasası ve o genç kızın hak- lan çiğnenmiştir.'" ÇYDD Genel Başkanı Prof. Dr. Türkan Saylan da. 1926 yılında yürürlüğe giren Medeni Ka- nun'un kadınlan ilk kez yasa önünde eşıtlediğini belirterek. ya- sanın kadınlara tek eşlilik, karşı- Iık.lı kararla boşanma. eşit miras ve eşit tanıklık hakkı getirdiğinı ifade etti. Prof. Saylan. "Böylece kadınlanmı/ dinsel, cinsel \e para- sal sömürüden anndınlmıştır. Son olavlarda, "dinsel" dhe vorumla- nan nikâhın ne kadar saçma ve ka- dını aşağılayicı okluğu açığa çık- mıştır" dedi. Saylan. anne ve ba- balara şu uyanlarda bulundu: "Türkiyemiz. Atatürk devrim ve ilkeleriy le hem dini, hem de ka- dın sömürüsünü önlemiştir. Kızla- nnızı cumhuriyet yasalarına göre evlendirin, törelerin kötülerine, din adına gizli olan her şeye, Tan- n adına aracı olanlara uzak du- run. Namus başörtüsünde değil, kafadadır. Kızlanmıza örtünme propagandasının ne amaçla >apıl- dığını acı şekilde öğrendik. Kızla- nnızı okutun, onlaria dost olun, se- vin. dertlerini dinleyin. CinseUik onlann çok tnasum bir yanıdır, gö- zünüzün önünde yaşıtlanyla ar- kadaşlık etmelerine izin verin. Yoksa, böy le akıl almaz acı sonuç- lar veren. gizlilik içeren, başta on- lara 'hiç olmazsa günah iş- lemiyorum' dedirten tuzaklara düşmeleri kaçınılmazdır.'* CHP'den DGM'deki sanklı duruşmalar ve tarikat etkinliklerine tepki 6 Devrim yasalam hiçe sayJıyor' ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - CHP Grup Başkanvekili Önder Sav, toplumda ta- rikat etkinliğinin artmasına karşı önlem alın- madığını belirterek devnm yasalarının çiğ- nenmesinin olağan hale gelmesine tepki gös- terdi. Sav. Aczmendilenn yasalara aykın kı- yafetle davaya alınmasına değinirken "Ba- ğımsız yargmın. yasalara aykın kıvafetlerle duruşmaya çıkılmasına göz yummuş olması üzüntü vericidir" dedi. Anavasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden de Türkiye y i karanhga götürmek isteyenlerin. y argı kurum- larıni kendılerine elvenşli ortam halıne getir- melerine izin verilmemesıni istedi. Aczmendi sanıklannın sank ve cüppeleriy- le mahkeme salonuna alınarak yargılanmala- nna devam edilmesi tepkılere neden oldu. Ön- der Sav. parlamentoda düzenlediği basın top- lantısında REFAHYOL hükümeti döneminde cumhuriyetin temel niteliklerinin sık sık çiğ- nendiğini. demokratik. laik. hukuk devletinin zedelendiğini söyledi. Başbakan Yardımcısı Tansu Çiller'in de laikliğin güvencesi olduğu- nu söylemesine rağmen. "birelindetespih,bir elinde Kuran'la bu tehükeli ve anlamsız yan- şa katıldığım" ıleri süren Sav. bu şekilde ha- reket eden siyasetçilerden yüz bulan teokra- tik devlet yandaşlannın. hareketlenmeye ve eylemlerini sergılemeye başladığını belirtti. TBMM'nin olumsuz gidışe dur demekte ge- ciktiğine dikkat çeken Sav. anayasanın 174. maddesi ile korunandevnm yasalannın çig- nendiğıni. devlet organlannın da buna göz yumduğunu belirtti. Tarikatlar suç işliyor Yasaya rağmen her gün gözle görülür şekil- de tarikatlar, şeyhlik, müritlik, dedelik. seyit- lik. büyücülük. üfürükçülük ile ılgılı suçlar işlendiğini vurgulayan Önder Sav şunlan söy- ledi: u Cumhurivetin laikdüzenini değjştirme- ye çalışhklan için suçlanan ve vargılanmakta olan Aczmendiler, DGM'de suçlannı inkâr et- memekte ve 'Anayasal laik düzenı kabul etmı- yorum. Şeriatın gelmesini bütün bedenim ve nıhumla ıstiyorum' diyebilmektedir. 'Demok- ratik. laik düzen Türkiye'nin ırz düşmanıdır" diyen Aczmendi şev hi ise Islam dinini istismar ederek genç kızların ırzına düşman kesilmiş- tir. \asaklanmış bulunan imam nikâhı ile genç kızlar avlanmakta. iflet ve namuslan kirtetü- mekte. bu çirkinlikler tarikat buynıklan ile gerçekleştirilmektedir. Cumhuriyet savcılan- nın gözü önünde dergâhlarda, sokaklarda tek- keve zavivelerie ilgili 677 sayılı yasa Ue bazı kis- velerin givilemeyeceğine ilişkin 2569 savılı ya- sanın çiğnenmesi olağan karşılanır hale gel- miştir. Bağımsız yargının \asalara aykın kı- vafetlerle duruşmaya çıkümasına göz >ummuş olması üzüntü vericidir.'' Yasama ve yürütme organlan kadar yargı organının da cumhuriyetin temel niteliklerini korumakla yükümlü olduğuna dikkati çeken Önder Sav. "Ulus adına karar veren bir mah- kemenin hukukun üstünlüğünü bir kenara bı- rakması. hangi nedenle olursa olsun dini istis- mar edenlere hoşgörülü dav ranması. bağım- sız yargı ve cumhuriyetin temel nitelikleri ile bağdaşünlamaz" dıye konuştu. Yekta Güngör Özden de Aczmendilerin özel kıv afetleriy le mahkemede savunma yap- malanna izin verilmesinin. laik anayasal dü- zene aykın olduğunu belirtti. Bu nedenle da- vadan çekilmek isteyen. ancak bu istemi red- dedilen DGM'nin askeri üyesi yargıç Erman Başol ile sa\cı !Nuh Mete Yükselin tutumunu paylaşan Özden, şöyle devam etti: "Devrim yasalan anavasanın güvencesine bağh olup fürkive'nin her yerinde, her du- rumda. her koşulda ve her zaman savıınulur ve uv gulanır. Bunu savıınacak ve uygulav acak olanlann başında da Türk hukukçulan gelir. BLa karanhga götürme çabalannı açıkça söy leyenlerin yargı kunımlannı kendilerine elve- rişli ortam dunımunagetirmelerinegözyumu- lamaz. buna asla izin verilemezr Izmır Büromuzun habenne göre Türkiye Barolar Birlığı Başkanlığı. Aczmendilerin yargılamasındakı tutumundan ötürü Anka- ra 1 No'lu DGM Başkanı'na tepki göster- di. Türkiye Barolar Birlığı Yönetım Kuru- lu karanyla yapılan açıklamada şu görüşle- re yer verildi: "Kamuoyunda Aczmendiler diye anılan sanıklann. 8 Ocak 1997 günlü duruşmasında. Anayasa tarafuıdan devrim yasalan arasında sayılan Bazı Kıyafetlerin Givilemeyeceğine Dair kanun'a aykın bir kıyafetle gelmesi ve bu kıyafetleri ile duruş- malara Mahkeme Başkanı tarafuıdan kabul edilmesi, Anayasa ve yasalara gösterilmesi gereken saygıyla bağdaştınlmamaktadır." CHP'li kadınlar Cumlıurivet'te CHP Kadın Kollan Genel Başkanı Güldal Okuducu (soldan ikin- ci). tarihi sorumluluklannı yerine getirerek her alanda kadının sesini yükseltecfklerini söyledi. İstanbul İl Kadın Kolu Başkanı Muazzez Çelebi (soldan üçiincü) ve Başkan Yardımcısı Sünter Özyürek'le (en sağda) birlikte gazetemizi ziyaret eden Okuducu, Genel Yayın Koordinatörümüz Hikmet Çetinkaya. Yazıişleri Mü- dürümüz İbrahim Yıldızve Haber Merkezi Müdürümüz Hakan Kara'v lagöriiştü. Türkiye'nin içinde bulunduğu dıırum hakkın- daki görüşlerini anlatan ve kadın komisyonunun çalışmalan hak- kında bilgi veren Okuducu. sol değerlerin yeniden kazanılması açısından yoğun bir çalışma temposu içine girdiklerini anlattı. Müslüm Gündüz ve Fadime Şahin'le birlikte yeniden gündeme gelen tarikatlar konusunda ciddi bir çalışma başlattıklannı söv- leyen Okuducu. 15-16 şubatta yapılacak olan İl Kadın Kollan top- lantısına bir rapor sunacaklannı bildirdi. Mahkemede sank ve cüppelerini çıkamıayan Aczmendileri eleştiren Okuducu, Tür- kiye genelinde rüm il kadın komisy onlannın çarşamba günü Acz- mendiler hakkında suç duyurusunda bulunacaklanm belirtti. Hedeflerinden birisinin de örgütlerde kadınlara danışmanlık ve ücretsiz avukatlık hizmeti verecek hukuk bürosu açmak olduğu- nu söyleyen Okuducu. sendikalı işçi kadınlara yönelik politika- lara da ağırlık vereceklerini sözlerine ekledi. Heyet. daha sonra DİSK Genel Başkanı Rıdvan Budak'ı ziyaret ederek çalışma- larında destek istedi. (Fotoğraf: SAADET USLU) DGM'de sai'ikiı duruşmaya son Mahkeme heyeti, sanklannı çıkaran iki sanığın tahliyesine karar verdi ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara 1 No'lu Devlet Güvenlık Mahkemesi (DGM). Aczmendilerin ilk sorgulannın tamamlanmasının ardından sank ve cüppeyle duruşmaya katılmalannı yasakladı. Duruşmaya sank ve cüppeleriyle gelmekte ısrar eden 125 sanık duruşma salonundan çıkanldı. Mahkeme heyeti. sanıklan sanklanyia gönderen cezaev i yönetimi hakkında suç duyurusunda bulunmayı kararlaştınrken. sanklannı çıkaran iki sanık tahliye edildi. Ankara 1 No'lu DGM'de görülen ve tutuklu 127 sanık ile avukatlannın katıldığı davanın dünkü duruşmasında. Mahkeme Başkanı Orhan Karadeniz, dosyadaki yazılı delilleri okudu. Sanıklann sorgularının tamamlandığını belirten Karadeniz. "Sanıklardan Gazi Topaloğlu ve Hasan Erdihan dışındaki 125 sanığın. mahkememizi hiçe sayarak ortaçağ yaşayan insanlarm kılık ve kıyafetierini gjyerek duruşmaya geldikleri, bunca uyanya rağmen kılık ve kıyafetierini çıkarmadıklan anlaşıldığından. Erdihan ve Topaloğlu dışındaki sanıklann duruşmadan çıkanlmalanna mahkeme başkanı olarak karar verdim" dedi. Duruşmanın öğleden sonraki bölümünde. mahkemenin uyanlanyla başlanndaki sanklan çıkararak duruşmaya katılan 2 sanık tahliye edildi. Sanık avukatlan. mahkeme başkanının. sanıklann giysilerine ilişkin olarak kavıtlara geçen "ortaçağ kıyafetleri" sözlerinin tutanaktan çıkanlmasını istediler. Karadeniz'in bu istemi reddetmesı üzerine sanık avukatlan. başkanı protesto ederek duruşma salonunu terk ettiler. Savcı Nuh Mete Yüksel'in isteği üzerine Mahkeme Heyeti, Eskişehir E Tipi Cezaev i yöneticileri ile görevlileri hakkında suç duyurusunda bulunulmasını ve sanıklann bir daha sankla geldikleri takdirde duruşma salonuna alınmamasını kararlaştırdı. Duruşma, 30 Ocak 1997tarihine ertelendi. NOKTASIIORAL ÇALIŞLAR e-mail: oral.calislar@planet.com.tr Televizyonlarda her gece sa- kallı, sakalsız ulema (!) görmek- tenfenalıkgeldi. KiminegöreAI- lah; Müslüman erkeklere dört kadını uygun görmüş, kimine gö- re ise erkeğın bir kadın alması yetermiş. Bir tarafta Arapça ayetler okunuyor, karşı taraf ise hadislere başvuruyor. Bizler de heyecanla bu tartışmanın sonu- nu bekliyoruz. Komik ve sinir bozucu olan; "Biz de elhamdülillah Müslüma- nız, sizce hangisi doğru hocam" diye soran TV sunuculan. Bun- ların arasında kadın da var. erkek de. Merak ediyorum, ulema diye ortalıkta dolaşan zevat oybırli- ğiyle; "Hey Müslümanlar! Araş- tırdık, Islam kaynaklanna göre erkeklerin dört kadın alması uy- gundur. Bunun toplumsal, psi- kolojik, sosyolojık derın yararta- n olduğunu saptadık" deseler ne yapacaklar? Demezler demeyin, sevgili TV yöneticisi erkekler ve sunucu ka- dınlar. Derler, dıyebilırler. Bu ko- nuda öylesine çok örnek var ki... Son dönemde bol bol TV ekran- Dört mü Olsun, Tek mi Olsun? larında gördüğümüz imam Ali Rıza Demircan. çok satan "is- lam'a Göre Cinsel Hayat" kita- bında şunlan yazıyor: "Mümin erkek gibi, mümin kadın da ta- addüd'ü zevcat (çok kadınla ev- lenmek) kurumunun hak oldu- ğuna inanmak mecbunyetinde- dir. inanmayan kâfir olur. Kâfirler ise ebedi Cehennemlik'tir." Bakırköy Ruh ve Sinir Hasta- lıkları Hastanesi'nin kurucusu profesör Mazhar Osman da Ali Rıza Demircan'ı doğrulayan bir anlayış içinde. islamcı kesimin tanınmış öğretim üyelerinden profesör Bekir Topaloğlu'nun "Islam'da Kadın" kitabındaki alıntısına göre Mazhar Osman, dört kadın alma anlayışını şöyle savunuyor: "Çok karılı evliliğin nüfus üze- rinde inkâr kabul etmez iyilikle- rinden bahsetmek ıstemem. Ben her şeyden evvel çok karılı evliliğin bir kusur değıl, birkemal (olgunluk) eseri olduğuna yürek- ten inanıyorum." İslamcı Topa- loğlu, Mazhar Osman'dan bu alıntılan acaba neden yapıyor dersiniz? Sizlere burada yalnızca bir kaç ömekten söz ettim. ^Islam'da Kadın ve Cinsellık" kitabında ay- nntılı şekilde çok kadınla evliliğin kimler tarafından savunulduğu- nu ve hangi gerekçelenn öne sü- rüldüğünü aktardım. Benım bu- rada anlamadığım. laikliğı savun- duğunu söyleyen TV kanallannın bu işten hiç anlamayan sunucu ve yöneticilerinın, "Tek mi, dört mü doğru" diye sorarak nereye varmak ıstedikleri? Sıyasi islamcılar, islamı gün- delik yaşamımızın içine sokarak bütün yaşamımızı yönlendirmek istiyorlar. Bunuyaparken, "Hepi- mız Müslümanız nasıl olsa" tezi- ne sanlmaları. islamiyet; Hıristi- yanlık, Yahudilik gibı bir inanç. İsteyen istediğine, kendi anlayı- şına göre inanır. İnanmayan da inanmaz. Herkesin ınancı kendi- nı ilgilendirir. TV kanalında kimin Müslüman olup olmadığı tartış- masıyla bir yere varılamaz. Sa- kallı veya sakalsız ulema (!) kim- senin Müslümanlığını sorgulaya- maz. Böyle bir soruyla karşıla- şan TV sunucusu, "Bu sorunun yeri burası değildir" diyebılmeli. Ama işın üzerine bu kadar bılir bilmez gıdilirse, birıleri size Müs- lüman olduğunuzu kabul ettirir ve sonra da Allah'ın emırlerini kendi anlayışlarına göre sırala- maya başlar. Adam. kadınla yatağa girebil- mek için Islamiyeti bir koz olarak kullanmış. Bu İslamiyet olmayıp muskacılık da olabilirdi. Veya modern dünyada olduğu gibi, yatak ortaklığı özgür ilişki olarak da sunulabılirdi. Bir TV yönetici- si, "Ben Müslümanım" dedıkten sonra, Müslüm Gündüz'ün na- sıl yolsuz bir nikâh kıydığını ka- nıtlamaya gayret ediyordu. Biri- sı de kalkıp ona, "Sen nasıl Müs- lumansın, nikâhsız yaşıyorsun" deseydi, nasıl bircevap verecek- tı doğrusu merak ediyorum. Bütun bu tartışma saçmalık- tan ıbaret. Herkes İslamıyetı ken- di anladığına göre yorumluyor ve kendi çıkarı için kullanmak isti- yor. Onun için en iyisi, inançları siyasi yaşamımızın dışına çıkara- lım. Herkes kendi bohçasında ne varsa onu ortaya döksün. Müs- lüm Gündüz, "Çıkınca dördün- cüyü de alacağım Allah'ın ıznıy- le" dıyor. Kendi müritleri de onu destekliyor. Dört kadınla evlen- me isteklisi ve inançlısı, Müslüm Gündüz gibi düşünen islamcıla- rın sayısının çok yüksek olduğu- nu biliyoruz. İslamcılar arasında dört kadın- la evlıliğe karşı çıkabilecek olan ise parmaklasayılacak kadar az. islamcılara o kadar kızmıyo- rum. Benim kızdığım, Islama gö- re dört mü doğru, tek mi doğru diye ekranlan ulemalarla doldur- maya kalkanlar. Üç kuruşluk reytıng uğruna, ekranlan kuklatiyatrosunaçevir- dıler. CUMARTESİ YAZILARI ATAOL BEHRAMOĞLU Çalınmış Güzellikler Bernardo Bertolucci'nın sinemalarımızdagös- terilen son filmine 'Çalınmış Güzellik' adı yakıştırıl- mış. 'Stealing Beauty' çalınmış güzellik anlamına gelmiyor. Filmde böyle bir kavramı çağrıştıracak bir imge ya da öykü ayrıntısı bulabilmek de güç. Söz konusu fiil, 'çalmak'm yanı sıra 'sessizce, sezdir- meden gitrnek', 'bir yere sessizce, sezdirmeden girmek' anlamlarını da içeriyor kı filmin imgesi ben- ce asıl bu sonuncu anlamla örtüşüyor. (Yabancı film adlarının dilimize çevrilmesi ya da uyarlanma- sı apayrı bir konu. Attila Dorsay, Ingilizce çekilmış bu filmin, yönetmenin kendi ülkesi italya'da 'Tek Başına Dans etmek' adıyla gösterildiğini söyledi. Demek ki, benzer sorunlar her yerde var.) Bertolucci'nin yeni filmini izlerken. her an, 'Pa- ris'te Son Tango'nun bir başka versiyonuyla kar- şılaşabilecek olmanın tedirginliği içindeydim. Ter- sine, film, seksüel şiddetın, salt bedensel seksüel ilişkinin (tümüyle reddi olmasa bile) çok net bireleş- tirisi; aşkın, saf ve sağlıklı birleşmenin övgüsü ola- rak sonuçlandı... 'Çalınmış Güzellik' adıyla gösterilen filmde ille de bir 'çalınmış'lık ilişkisi aranacaksa, bu filmin ba- şoyuncusu Liv Tyler'le izleyici arasındaydı dene- bilir... Kendi payıma ben, onun kırılgan, ergen gü- zelliğini (biraz da bu güzelliği yontuya dökmeye ça- lışan heykeltıraşınkine benzeyen bir tutumla) hay- ran bir güzellik hırsızı gibi izledim... • • • Geçen hafta gördüğüm bu gerçekten izlenmeye değer filmin ardından bir tiyatro şöleni bekliyordu beni. Salı gecesi. 'YediTepeOyunculan'nm Nişan- taşı'ndaki salonunda, Peter Shaffer'ın ünlü oyu- nu 'Küheylan'tn ilk gösterimindeydim. Konu yine çok genç bir insanın, bu kez bir ergen delikaniının öyküsüydü. Shaffer'ın oyununun sorunsalı Ameri- ka'ya fazlaca özgü ayrıntılar taşıyor olsa da evren- sel olmaktan uzak değil. Fakat bence daha da önemlisi (yönetmen Şakir Gürzumar'ın, tüm tek- nik kadronun başarılı yorumu, başta usta oyuncu Hadi Çaman olmak üzere bu yıl 15. kuruluş yıldö- nümlerinı kutlayan 'Yedi Tepe Oyunculan' kadro- sunun başarılı kompozisyonlarının yanı sıra) genç oyuncu Tolga Çevik'in tutkulu, etkileyicı oyuncu- luk yeteneğiyle tanışmamızdı... 'Çalınmış Güzellik' bence asıl bu oyunun öykü- sünde, oyunun genç kahramanının kişiliğinde sim- geleşmişti. Çalınmışlıktan da öte, tutucu bir top- lumsal ortamın elbirliğıyle kırdığı, küstürdüğü bir güzellik. sakatladığı bir gençlik ve yaşama sevin- ciydi anlatılan. {'Küheylan', bu tiyatro döneminin mutlaka izlenmesı gereken bir oyunu.) • • • İki sanat ürününden sonra yine 'çalınmış güzel- lik' kavramıyla ilgili olarak bir başka 'gösteri'den, fakat bu kez gerçek bir olaydan ve bu olayın yine çok genç kahramanından, Fadime Şahin'den ve dramından söz etmek isteyişim, bilmem yadırga- nacak mı? Fadime Şahin. film ya da oyun kahramanı değil. Günlük yaşamlanmızda yüzlercesiyle karşılaştığı- mız sıradan bir genç kız, onlardan sadece bir ta- nesı... Rastlantıylaortayaçıkanlmışdramında, 'Kü- heylan'dakini geride bırakan 'kaotik' bir ortamda, 'çalınmış', çalınmıştan da öte, yağmalanmış güzel- liğinin hesabını sormaya çalışıyor. Fadime Şahin'in, Fadime'lerin. böyle bir ortam- da başarıya ulaşma şansı var mı? Onu, çevresin- deki dayanışmayı, kuşkusuz ki alkışlamak, güçlen- dirmek gerekiyor. Fakat durmaksızın (türbanlı ya da türbansız) yeni Fadime'ler üreten çirkin, çarpık, sağlıksız sistem bütün kurumlarıyla temellerinden eleştirilip sarsılamadıkça. yeni Fadime'lerin çıkma- sı engellenemedikçe, bu çalınmış, yağmalanmış güzellik kurbanlarını giderek ucuzlaşan senaryola- rın kahramanları olmaktan, ürkütülerek, bıktırılarak en fazla da 'fiyat'lan ödenerek susturulmaktan öte, nasıl bir gelecek bekleyebilir? MHP'li kardeşi, ağabeyini savundu 6 Ercan Kartal hedef gösteriliyor' İstanbul Haber Servisi - Bayrampaşa Cezaevinde kalan DHKP-C üyesi Er- can Kartal'ın MHP'li kar- deşi Erdal Kartal. ağabeyi- nın birkaç iftiracının attığı çamur yüzünden hedef adam haline geldiğini be- lirtti. Erdal Kartal, eşi Leyla. çocuklan Eda (6) v e Hüse- yin (9) ile birlikte İHD'de basın açıklaması yaptı. BayTampaşa Cezaevı ve Er- can Kartal üzerinde oyun oynandığını söyleyen Erdal Kartal. "Ağabeyimi bir se- naryoya kurban etmek isti- yorlar. Ağabeyimlezıt fikir- leresahip »Isak da onun suç- suz bir insan olduğunu bili- yorum. Bir gün bile olsun beni eleştirmedi, tehdit et- medi. Samandıra'ya gidip herhangi bir insana ağabe- yim Ercan'ı sorun. size ne kadar mükemmel bir kişi olduğunu anlatsın. Ağabe- yim 1984 yılından yakalan- dığı güne kadar geçen süre içinde Samandıra'da bulu- nan yeminli nıali müşavir- likteçahşıyordu"dedi. Kar- tal ailesinın çoğunluğunun MHP'li olduğunu vurgula- yan Erdal Kartal. şunlan söyledi: "Babamdevleteis- tihbaratçı-polis olarak30 y ıl hizmet etti. Babanı. ben ve bir ağabeyim MHP'li, bir diğer ağabeyim DSP'li. Er- can ağabeyim, gecekondu yıkımına karşı kurulan Sa- mandıra Kültür ve Dayanış- ma Derneği'nin başkanhği- nı y aparken Yeni Günaydm gazetesi "Devlete başkaldı- ran pervasız başkan' başuk- lı bir haber yaptı. O haber- den sonra ağabeyime y öne lik baskılararttı. Ağabeyim, üzerinde sahte kimlik çıktı- ğı gerekçesiyle eezaevine gönderildi. 3.5 yıldır ceza- evinde bulunan ağabeyimi suçlayacak bir şey bulama- dıklan için Mustafa Duyar gibi iftiracılan kullanarak çamur atıyoriar." Metin Narin 'Tutuklama karan komplodur' İstanbul Haber Servi- si - Sabancı suikastı sa- nığı Mustafa Duyar'ın ifadesi üzerine DGM ta- rafından kuryelik yap- mak suçundan tutukla- nan avukat MetinNarin, -Sabancrya yakışır bir operasyon için kompto dahil her yol kullanılıyor. Duyar gibi her şeyi yap- maya hazır bir kişi. dev- letin, Susuriuk olayını kapatmak amaa için bulunmaz bir ftrsatOr" dedi. HalkmHukuk Bü- rosu avukatlarmdan Me- tin Narin, tutuklanma olayıyla ilgili olarak ga- zetelere bir açıklama gönderdi. Narin. açıkla- masmda komploya kur- ban gittiğini belirterek, " Devlet bir yandan Sa- bana'ya 'Bakın suçlula- n yakalıyoruz' mesajı verirken, ötcki tarafian Susurlukkazasrylaorta- ya çıkan gündemi san- sasyonel kurguUuia oya- lama arayışı içindedir" dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle