27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
11 DCAK1997 CUMARTESİ CUMHURİYET SAYFA KULTUR 13 Onat Kutlar'm ölümü üzerinden iki yıl geçti...Beslendikçe tükenmiyor özleıııiııHANDAN ŞENKÖKENAHU ANTMEN Aiık ne pohtıkacılan seviyordu ne gazete- cilei ne de şaşkın kıtle>i. Sevgılı dostu Bunu- el gb\. ölümün sonsuz siikunetini düşlüyordu: "Bir üzüntüm var: Neler oiup bittiğini artık bi- lemtmek! Sürekli değişen bir dünyadan kopa- nlif alınmak! Sanki bir dizinin orta yerinden kopıniıp alınır gibi. Bir irirafim olacak: Kitle ilethim araçlanna duyduğum nefrete rağmen heron yılda bir. ölüler dünyasından uyanabil- meyi. bir gazete bayiine kadar yüriiy ebÛmeyi ve birnki gazete almayı isterdim. Başka bir şey di- lemtzdim. kolumun altında gazetelerim, soluk benrimle usulca. du\arlann dibinden geçer, me- zartğa dönerdim. Yeniden uykuya dalmadan önce. dünyad&ki felaket haberlerini okur. son- ra njutlu bir şekikk. güven verici sığınagıında u>kuya dalardım." Sevgılı Onat Kuüar, gündemdekı konular öyle bınkti kı... Kısa aralıklarla değıl, her gün değ:şıyor gündem. dün çok çabuk unutuluyor. öncekı gün tarihe kanşıyor. Toplumsal özürü- müz: Bellek yitımı. Türkıye'de bugün de ırk. dın. inanç. ekonomi ve bıreysel kimlık konu- lanr.da "derin bunaJım" yaşanıyor. 'Nereyeva- racağız?'sorusunun yanıtını kımse bilmediğı gıbtdüşünmüyor da Israrla sorduğun soru ha- la geçerli: "Ortaçağ öncesinin karanlığına mı, bir iç savaşın kaniı bataklığına mı yoksa tam bir kaosa mı?" Bir tek > aşadığımız kentı değıl. iil- key ı de kolayca bırakıv erdık hoyTat ellere. Yal- nızca "nasıl oluyor da. sabah erken kalkan. ba- şına geçiveriyor bu ölümsüz kentin?' diye sor- mazdın. koskoca ülkenın başına geçenlerı ve olanlan bir görebilseydın.. Daha giir çıkardı sesın: "Ama canım kardeşim... Kabahatin ço- ğu senin değil mi?" Yaratılan "şakkıdı şıkladT bir dünyada. ülkemiz "kocaman bir Sulukule!" Oysa her zaman vurguladığm gıbı, çok az za- man kaldı: "Roma'nın güneşi batti. Günümüz geçip gitti. Bulutiarvetehlikelergelebilir. İşimiz taiîiam—" Düşsel bir yolculuğa çıktığınızda "Burası neresi ağabe> ? Benim tanıdığım ülkeye benze- miyor... Tımarhane gibi"dıye sorduğun ve "Türkiye burasT yanıtını aldığın AzizNesin'ı. Sıvas katlıammdan ıki yıl sonra yine bir tem- muz ayında yitırdık. Tam Azız Nesın'lik bir olayla. Sivas olaylan içın aleyhine açılan dava- yı ölümünden sonra kazandı. Türkiye burası. Açlık grevlennde ınsanlann göz göre göre öl- düğü. polis dayağıy la gazetecılenn öldürüldü- ğü. başta Yaşar Kemal olmak üzere aydmlann düşünce özgürlüğünü DGM'de savunmak du- rumunda kaldığı. her türlü yolsuzluğun yüzsüz- lükle örtbas edildiği, mafyanın devletın en üst düzey yöneticılerineuzandığı.'tfitaplarm. film- lenn yasaklandığı. heykellerine tükürülmek ıs- tendığı. opera ve bale yenne yağlı güreşlenn yeğlendığı, bir 'kaza'yla yerin yerinden oyna- dığı. tarikat liderlerinın seks skandallanyla ra- ting rekoru kırdığı Türkiye... Yükselen değer: Sahtelik Bir çok kez belırttığın gıbi, para. ün ve ıktı- dar hırsı gözlen "iyice" bürüdü: "Ortaçağ ka- ranhğmın her gün birazdaha koyulaştığı, köy- lerin kasabaların, kentlerin etnık boğuşmalar- la kan gölüne döndürüldüğü. gerçegin mafya lıdetierinden sorulduğu, hapıshanelerde va- zarlann, bilim adamlanmn çüriitüldüğü, dev- letın ve halhn ılıklenne kadar soyuldıığu, soy- gunun sovana kâr kaldığt, govgovculann mi- nareye kılıf hazırladığı, eğitımın ve yönetimin şenatçılara teslım edildiği. politıkacılann ço- ğunun ıktıdar labırentlerinde kaybolduğu. ya da çıkar peşıne düştüğü. erdemin. dürüstlü- ğün, onurun unutulduğu, kültüriin kültürfhık- le kanştınldığı bu şiddet, soygun ve ikiyüzlü- lük toplumunda bırçok kişi, tıph bemm gibı. herkesin şıkıdım şıkıdım oynamadığımn far- hnda." Türk halkı 'karaoke'yı iyıce öğrendi. Vurgu- ladığm gıbi asıl karaoke polıtıka, medya. eko- nomi. kültür gibi ciddi alanlarla oynamyor hâ- lâ. Elbette en çok yükselen değer yine 'sahte- lik ve maskelilik". Aslında bunları anlatmamı- za gerek var mı? Öylesine yerınde. öylesıne öngörüluydü ki yazdıklann... Değışen hıçbir şey yok. yaşadığımız "alal almaz ülkede". ına- nıİmaz derecede "umursamaz, gaddar ve ka- dir bilmez" toplumumuzda gelecek çok belir- sız. Senin yazdıklarını anımsıyoruz hep: "Her Yaşamın ısık/an nereyekaçü: ÜSTÜN AKMEN Dün gece düş gördüm. Gemsiz. egersiz ve üzengesiz siyah atlarının üzennde iki çalgıcı. hızla önümden geçti. Tel yerine saç gerılı kemanlarını demirden yaylarla gıcırdatarak çalıyorlardı. Onat Kutlar ıle birlikteydık. Yolların kenannda köpük gibi yosunlu ınce çıçekler bitiyor. rüzgâr esmıyor. hava ellenmize ve (Onat'ta pek az kalmış olan) saçlanmıza rüylerle dokunur gıbi oluyordu. Yeşillikler altında bırükte yürüyen ayaklarımızı gölgeler okşuyor. uzaklardan bir çocuk sesı bıze doğru geliyor ve bu ses tüm sonsuzluğu dolduruyordu. "Bir zamanlar çevremde görünen bütün olgular; çayıriar. ormanlar, dereler. toprak sanki gökten inme bir avdınlık içinde bir düş serinliği ve aydınlığında süslü görünürdü. F.skidcn gördüğümü artık göremivorunı yahıT dedı. Anladım. Nergisler. kıvılcım saçan sayısız yıldızlar gıbı. sonsuz bir yol halınde kıyı boyunca uzanıyordu. "İtaKanca bilsem şu "Decameron'u çevirirdim" dedigını bıldigımden. "Bu işi Rekin Teksov becerdi" dedım. Sonra da ekledınr "Gcçenlerde İtahan Kültür Merkezi'nde Dilek Türker kitaptan birkaç ö\kü\ii pek güzel vorumladı. Hele, 'Zıva'nın Ban" nda çok güldügün, Donno Gıannı'nin Pıetronun isteği üzerine. adamın kansını kısrağa dönüştürmek için büvü vapmasını: tam kısrağa kuvruk takılacağı sırada Pietro'nun kuv ruk istemediğini sö\ leverek büyüvü bozmasını anlatan övküye herkes güldü. Dışanda Fılız'i gördüm. Gülmüyordu. Seni andığımda göz güzelliğini bu kez de gözyaşlan bozdu" dedim Yürüyorduk. "Burada kuşlar şen şakrak ötüşürierken \c kuzular sessizce birbirierinin üzerinden sıçraşırlarken. özel 'acıh" bir düşünce getiyor Imluyor beni"dedı. "•Rüzgâriar Nişantaşı'nı dolaştıktan sonra burnuma \anyor her gece ve de kutsal variıkiann birbirierine yolladıklan çığnşlan duyuyorum" dıye soluklandı. "Bütün bu gördüğün sayısız ağaçlar arasında her an aynı •fılız". her zaman aynı güzellik" tümcesını de ekledı. Dün beraberdık. Ağaçlar arasındaydık. Ormandaydık. "Iyi bakne görüyorsun'" diye sordu. Salt bir ağaç görebilıyordum ve fazla büyük olmayan bir çayırda yürüyorduk. Bu ağaç. bana artık var olmayan bir varlığı anımsatır gibı geldi. Derken. yüreğım anıden beni utandırmak ısterce, bir insanlık suçunu kafama vururca onun ağzından konuşmaz mı? Konuştu. Dedi kı: "Yaşamın ışıklan nereye kaçü? Nerede iki yıl önceki umutlanm? ParlakJık \e düş şimdi nerede? Söylesene nerede?'" Yanıtlavamazdım kı!.. gün demokratikleşmeden sözedıyorlar Bir diişümivor- sunuz. yakın tarihin hıçbir döneminde hapıshanelerde bugünkü kadar düşünce suçlıısuyok: vargısız ınfaz. iş- kence, antidemokratık baskı uygıdaması bugi'mku kadar voğun değıl. Tıph Italyadakı gıbi her ağzını aı,an te- miz ellerden söz ediyor. ama her gün küçük hırsızlar bü- yüyor. büyük hırsızlar tepemıze çıkıyor. Devlet adam- lanmn büyük Çttğuiîluğn. herfirsaıta demokraûk, laik cumhuriyetten söz edivor. ama avnı devletin mılli eğı- tim sısteminde şeriatçıhkgiderek dahafazla kökleşıyor. Herkes vükselen bilgi toplumundan söz edivor. ama T\"\erde "kadınlarm tırnakuçlanndan ötesı görünme- li mi7 Çıplak heykel olıır mu? " iartışmalan vapılıvor. Bılım adamları kuanıum fizıği ve atom konusunda en veıkın açıklamavı Said-i Sursi'nın vaptığını \azıyor. Herkes bırşeyleri inatla ve ısrarla halkın iyiliği ıçinya- pılıyor. ama halkın siyasal. eko- ^ ^ ^ ^ _ ^ _ ^ _ ^ _ seçilmesi seni mutlu ederdi kuşkusuz. Yüz yılı devıren sinema. ne yazık kı hâlâ Hollyvvood'un egemenlığı al- tında. ancak Türk sıneması yılmadı. vakıf kurdu. en bü- yükprojesınıgerçekleştırdı: -10Yönefmen2Film". Bu kı^a fılmlerden bınnde senin de pay ın vardı.u İshak"tan derlenen öykülennden oluşan "Sır"ı Aü Ozgentürk çek- tı. Sınemamıza olan ınancın boşa çıkmadı, "İstanbul Ka- nattanmın Alünda" gışe rekoru kırdı, "Eşkiya" onu da geçti. Yeniden yaşam kazandırdığın Alkazar sınemasın- da. yaşadığımız bu ortamda insana ve yaşama dair' bir film oynadı. senin de müthıs. keyıf duyacağın: "Posta- cT. Lstelık Massimo Troisi, ölümünden sonra Oscar'a aday göstenldı. Kazansaydı, belkı mutluluğunu birlikte paylaşırdınız... Hâlâ fılm çekebılen Antonioni ustanın İs- tanbul Festıvah'ne gelmesine ne çok sevınırdin.. Kies- nomik. kulmrel gücü her gun M srarla sorduğun soru hâlâ geçerli: "Ortaçağ öncesinin karanlığına azalıvor: kım oldukları bılıne- V u - i ı u ^ i ı - ı » ı_- ı o " r>- meyenfaili veasıifiilimeçhul M mı, bır ıç savaşın kanlı bataklığına mı yoksa tam bır kaosa mı? Bir birilen majya üvesi gibigüçle- M tek yaşadığımız kenti değil. iilkeyi de kolayca bırakıverdik hoyrat niyor. Ve kan. yoksulluk. umut- M ellere. Koskoca ülkenin başına geçenleri ve olanlan bir sıalukdızboyv Bileşikkaplar- M görebilseydin... Daha gür çıkardı sesin: "Ama canım kardeşim... davukselmeve de\am edivor. M S- u u *• - • J -•? -o" Ülkemızde bugünün dünya- - ^ - Kabahatin çogu senin degıl m ı ? smı daha ıyi kav ramak ıçin mut-laka okunmasını önerdiğin Stefan Zweig" in 'Dünün Dün- yası'nı okuyan var mı bılemiyoruz ama belkı de "O sı- rada kûnse,onlann tüm ülkeiçin nederecede tehlikeli ola- bileceklerinin bilincinde değildi. Herkes. onlan bir küçük fanatik grup sanıyordu. Ne olabileceklerini gördüklerin- de ise artık \akit çok geçti..." cümlesıy le karşılaşmaktan korkuyorlar! Yine de umut hiç yitırilmedı, cılız da olsa direnildi 'Püfür pütûr esecek milli kültür1 e karşı. "Sa- nata Evet'kampanyası başlatıldı. sanatın özerkliğı içın sanat örgütlen Ulusal Sanat Kurulu oluşturdu. ekonomık paketler ve politik engeller sponsorlar v e yerel yönetım- lerin desteğıyle aşılmaya çalışıldı. tstanbul festıvaller kentine dönüştü. Bu yıl. tstanbul Kültür ve Sanat Vakfı 25. yılını kut- layacak. Gözbebeğın Uluslararası Fılm Festıvali ıse 15 yılı gende bıraktı. 1985 Berlın Fılm Festivalf nde seçicı kurul üyeliğı yaptığın gibı. senden sonra Hülya Lçan- su"nun da 1996 Venedık Film Festıvali seçıci kuruluna lowski"nın "ÖldürmeLzerinc- Kısa Bir FilnTinden. "To- kat gibiçarptı beni!" dıyerck çıkmıştın "Lç Renk: Ma- \i Beyaz. Kırmızı"dan sonra sinemayı bırakacağını açık- layıp sonra kararını değıştırerek bu kez "Cennet,Cehen- nem ve AraP üçlemesinı çekeceğıni açıklayan Kıes- lovvski'nınanı ölümü. LouisMalkve Marcelİo Mastro- ianni ölümleri gıbi üzerdı seni kuşkusuz 'Hiroşima Sev- gilim'ın yazan Marguerite Duras \ e oyuncusu Eiji Oka- da da artık yok. Ne demiştı Luıs Bunuel. *"_ Zincirler içindeki bir adamın yeryüzünü uçurması için gözierini ka- paması yeteriidir. Bu söz Octav ıo Paz'ın. Ben bunu şöy- le değiştiriyorum: Evreni uçurması için ekramn beyaz gözkapakknna projeksiyon makinasının tşığının vurma- sı yeteriidirJ' Belkı de birlikte uçuyorsunuz şimdı.. Europalıa 96-Türkıy e. önce Belçika'dan beklenen kat- kının politik nedenlerİe gecikmesi yüzünden "97 sonba- hanna. sonra da süresız ertelendi. Âma Beaubourg Kül- tür Merkezi'nde Türk Sıneması Toplu Gösterisi gerçek- leştınldı. Senin içın 'OnatKutiar'aSaygı1 programı dü- zenlendı Pans'te. Şnrlerinı Genco Erkal okudu Remy Haurcadeılebirlikte. Dostların seninle ılgili anılannı an- lattılar. senaryosunu yazdığın "Hakkâri'de Bir Mevsim" göstenldı. Hepsıni ayrı ayn beğendiğın. babalan şaır olan Tar- kovski, Bertolucci gibi yönetmenlerden Nikita Mikhal- kov'un. söydan gelen bir seçkinlıği köiden reddeden. hatta nedense bunu bır suç haline getıren yanlış bır re- jımanlayışına karşı ısyanınıaktaran'*GüneşYanığı"ndan da çok tat alırdın. AngelopouJos'un 'Llis'in Bakışı'. Mik- ho Manchevski'nın 'Yağmurdan Önce'. Emir Kusturi- ca'nın 'Underground', Christopher Hampton'ın 'Car- rington' fiImlerinden de aynı keyfi alırdın. Mehmet Llu- soy ile Genco Erkal'ın yine başdöndürücü bırliktelıkle- rinin ürünü ''Simyacrnın Fransa'daki başansından da gu- rur duyardın. Sekuk Demirerie yine övünürdün. Idil Birefın de Fransa'dan aldığı 'Alün Diyapo- zon' ödülüyle ne denli 'evrensel çapta büyük bir sanatçı'olduğu- nu bır kez daha kanıtlanması da seni çok hoşnut ederdi. 'Gerçekle düş arasında salı- nırken", bu gördüklerimizın, ^ " ^ ^ ~ ~ ~ ^ ~ ^ ^ ^ görmekte olduklanmızın bır düş mü. yoksa geçmış yıllarda yaşadıklanmız mı olduğunu düşünebilirsin. Senin de tammladığın gıbi. 'geçmişlege- leceğin.doğuyla batının. ölümle yaşamın arasına sıkışmış aJacakaranlık". görünmez bır çevnntıyle yutup götürü- yor her şeyı. Bu noktada "onuria aJçaklığın sınırian bir- birine kanşıyor. Herşeyin. Direnmenin, köşeyi dönmenin. özgüıiüğün. tutsaklığın." Yaşasaydın 61 yaşında olacaktın. Sayfamızı yine gü- zelım yazılannladonatacaktın. Dostlarını veyeni tanış- lannı da katarak. Belkı de ısyanın daha da artacaktı. Za- manını yalnızca yazmaya adayacaktın. Tasarladıklarını doyumsuz yapıtlara dönüştürerek. O müthış gözlem gü- cünü. duygu ve aklın dengesiy le damıtılmış cümlelerle. ince aynntılarla aktanrken. biz de seni daha ıyi tanıya- bilme. daha çok keşfedebılme mutluluğunu tadıp. öngö- rüne bir kez daha şaşacaktık! Oruç Aruoba, "Ozlem, beslendikçe, tükenir" dıyor. A- ma beslendikçe tükenmiyor özlemin. İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı'nın acıklaması Kültür Bakanlığı'nın başlattığı soruşturmadan vakfm haberi yok • İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı tarafından yapılan açıklamada. bakanlık ile ortak proje olarak yürütülen şiir klipleri konusunda Bakanlık'ça başlatılan soruşturmadan haberlerinin olmadığı ve olayın basından öğrenildiği belirtildi. Kültür Servisi-İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı, İsmail Cem'in Kültür Bakanlığı döneminde ba- kanlık ıle ortak proje olarak yü- rütülen şiir klipleri konusunda RP'li İsmail Kahraman'ın Kül- ı tür Bakanlığı tarafından başlatı- lan soruşturmaya yanıt verdı. İstanbul Kültür ve Sanat Vak- fı tarafından yapılan yazılı açık- larr.ada şiir klipleri projesinin ta- mamlanabilmesi içın bütçeyi Kü'rürBakanlığı'nın onaylama- sından sonra ortaya çıkan bazı ödemeleri de üstlenmek zorunda kaldığı ve görselleştirilen bazı şi- ırler içın telif ücretlerinın de va- kıf tarafından karşılandığı belır- tild. Projenin heraşamasının. Kül- tür Bakanlığı'nın denetımı ve . otıjyıyla gerçekleştirildiğı bildı- nlerek vakfın. Kültür Bakanlı- ğfnın başlattığı soruşturmayı basından öğrendiğine dıkkat çe- kıldi. Açıklanada "kaldı ki, Kültür Bakanlığı'nın 30.07. 1996 tarihli yazısına cevaben 15.08.1996 tarihinde İstanbul Kültür ve Sanat Yakfı tarafın- dan gerekli açıklamalar belge- leriyle yapılmıştır. Bu tarihten sonra Kültür Bakanlığı tara- fından İstanbul Kültür ve Sa- nat Vakfı'na soruşturma bağ- lamında bir başyuru yapılma- mıştır" denildi. İsmail Cem'in Kültür Bakanlığı döneminde vakfın koordinasyonunda ger- çekleştirilen çalışmanın ılk aşa- masında klıp haline getırilecek yapıtlar bakanlığın onayıyla oluşturulan ve Prof. Cevat Ça- pan, Doğan Hızlan ve Hilmi Yavuz'dan oluşan seçicı kurul tarafından saptanmıştı. Çalışma- nın bütçesi ıse Kültür Bakanlığı tarafından 10 milyar TL olarak saptanmıştı. İkınci aşamada Reklamcılar Derneğı Başkanh- ğı danışmanlığınca bu kliplen çekebilecek yönetmen ve şirket- ler belirlenmiş ve yapılan bütçe çalışmalannda her klip için 2 milyar TL. harcanacağı saptan- mıştı. Proje kapsamında Tevfik Fikret'in 'Balıkçılar'ını Oğuz- han Tercan. Yahya Kemal Beyatlı'nın 'Deniz Türküsü'nü Reha Erdem, Na- zım Hikmefin 'Memleketimi Seviyorum' şıinni Kutluğ Ata- man,Necip Fazıl Kısakürek'in •Kaldırımlar'mı Orhan Oğuz, Orhan Veli'nin 'Anlatamıyo- rum' adlı şiırini Rezzan Tanye- li görselleştirdı. Vakıf tarafından yapılan açık- lamada 'Kültür Bakanlığı ta- rafından önceden altı film için hazırlanan protokolün altına bir şerh konularak. Bakanlık tarafından tahsis edilen 10 mil- yar TL'lik bütçe ile 5 şiir klibi yapılması'nın onaylandığı belır- tıldı. Mim FestivaliKültür Servisi -Londra bugünden başlayarak 26 ocak tarihıne dek renk- li. renkli olduğu kadar da büyüleyici bir görsel şölene sahne olacak: Lond- ra Uluslararası Mim Festivali. Bu yıl ılki düzenlenen festival. o- tuz ayn mim topluluğunu ağırlıyor. E\ sahibi İngıltere'denGavinRobert- son and Andy Taylor. The Glee Club PerformanceCompany. Jeremy Rob- bins.Stephen Mottram's.^nimata. Fa- ulty Optic.Guy Dartnell. Improbable Theatre. Ta Ta Di Di Teatro. Tantalus. Oddbodies. Ernst Fischer. Helen Spackman: Belçika'dan Massoux Bonte. Fransa'dan Theatre duMouve- ment. Les Cousins. PyTamide, Ezechi- el Gareia-Romeau. Theatre le Rane- lagh: İtalya'dan Theatro del Caretto. irlanda'dan Barabbas. Macaristan'dan The Shamans v e Circus Space Caba- ret adlı ulusal \e Theatre de L',\nge Fouadlı karma uluslararası topluluk- lann katılacağı festıvalde. ayrıca ge- leneksel İngiliz tiyatrosundan ömek- ler \e kukla göstenleri de yer alıyor. Festıvaldekı 'VVorkshop'lararasın- daysa: John\1owat'ın 'FizikselTıyat- ro-Physical Theatre' ve 'Beş Gün Mim-Five Day Mime'. Barabbas'ın 'Palyaço-ClovMi Workshop', Nada Theatre'ın 'Beş Duyu-The Fhe Sen- ses' ve profesyonel oyuncuların. yö- netmen ve tasarımcıların düşünce alışverışındebulunacaklan "Tanışma Noktası- The Meeting Point' adlı ça- lışmalar yer alıyor. 'Darphane İstanbul Müzesi olsun' Kültür Servisi- Türkiye Toplumsal Araştırmalar Ekonomik ve Toplumsal Tarih Vakfı. tarihı Darpha- ne binalannın 2001'de İs- tanbul Müzesi olarak etkin- lik gösteımesini önerdi Tarih Vakfı tarafından yayımlanan 'İstanbul Bir Şansını Kaybediyor' baş- lık.lı bıldiride. Kültür Ba- kanlığı Koruma Genel Mü- dürü Altan Akat'ın örgüt- lediğı Kültür Bakanlığı çevrelennin de rol aldığı bir saldın ıle İstanbul Mü- zesi projesinin yok edilmek istendığı belirtildi. Tarihı Darphane binala- nnda HABIBAT sergileri için bina strüktürlerine za- rar gelmemesi için yapılan yükseltilmış döşemeler ve geçicı barakalann bahane edilerek Tanh Vakfı'nın suçlandığı bildırilen açık- lamada. Tanh Vakfı'nın bu yıl yeni sergi ve kültürel et- kinliklere hazırlandığı. ge- len talep üzenne istanbul ve Anadolu sergılennın ye- niden açılmasının gündem- de olduğu ve İstanbul Kül- tür ve Sanat Vakfı'nın Uluslararası İstanbul Bı- enalı'nıbuyıl Darphane'de yapmak üzere bağlantılan- nı tamamlamış durumda olduğuna dıkkat çekildi Tanh \'akfrnayönelıksal- dınlann 'sivil topluma gü- vensizliğin ve sivil toplum kuruluşlarının çalışmala- rını engelleme isteğinin belirgin bir örneği' oldu- ğu belirtildi. Vakfın devır senedinin ıptal çabasına kadar gelışen süreç. 14 ocak salı günü sa- at 10.00'daTopkapı Sarayı gınşindeki Darphane bina- sındadüzenlenecekbirtop- lantıyla kamuoyuna duyu- rulacak. Toplantıda aynca Darp- hane'nin Tarih Vakfı tara- fından kültür yaşamımıza kazandırılma süreci. HA- BITAT II kapsamında açı- lan sergilerın genel koor- dınatörlerı Prof Dr. Afife Baturve Prof. Dr. Yıldız Sey tarafından aktarıla- cak. Graham Haynes'ten 'Transition' Kültür Servisi - Pozitif ve Cemal Reşıt Rey Konser Salonu'nun ortaklaşa dü- zenlediği caz konserleri di- zisinin dördüncü yılı, bu akşam kornet ustası genç cazcı Graham Haynes'in kenseriyle başlayacak. Haynes'in son projesi olan 'Transition' kornet. sakso- fon, davTil, bas ve DJ'lenn yanı sıra bir film projesi de içeriyor. Ünlü davıılcu Ro> Hay- nes'ın oğlu olan Graham Haynes, trompet çalarak başladığı müzık yaşamını aynı ailenin bır ufak ferdi olan kornet çalarak sürdür- mekte. Graham Haynes, Hollıs'de. Queens ve kom- şulan Milt Jackson. Jari B- yard ve Ray Copeland'ı zı- yaret ederek. müzik dolu bır atmosferde büyudü Doğal olarak bu ortam ken- disini büyüledi. Daha çok küçükken henüz 12 yaşın- da müzisyen olmaya karar verdi. Babasının aldığı trom- petle. okul arkadaşlan Marcus Miller. Bernard VVright ve Tom Brovvne ıle Caz kulüplerinde çalmaya başladı. Caz dünyasında ustalaşılması en zoraletle- nn başında gelen kornetı büyük ustalıkla çalan genç sanatçı. babasından gelen caz geleneğini gençlık yıl- larını geçirdiği Ne\\ Y- ork'un 'rap'. 'funk', 'un- derground' gıbı elektrik muzıklerıyle bırleştıriyor. Son proıesı olan 'Transiti- on'da Haynes'in "acid jazz', 'funk', 'blues' gıbı farklı müzık turlerinı, DJ'ler ve film gösterisiyle destekledıgı görsel ve mü- zikal bır şölen halinde su- nuyor. Konserde Haynes'e Mark Batson (klavyeli çal- gılar). MicahGaugh (sak- sofon). Ricardo Quinone$ •Ricky Q" (gıtar). Aaron Lazansky 'DJ Spazecraft', Jason Kibler 'DJ Logic', Lonnie Plaxico(ba.s). Fred Alias 'Catfish' (davul) ve Zak Shuman (görsel sanat) eşlık edıyorlar. Bu akşam saat 20.30'da Cema! Reşit Rey Konser Salonu'nda gerçekleşecek konserın bıletlerını CRR. AKM. Capıtol ve Vakko- rama gışelennde bulabılir- sıniz. Cemal Süreya Hatay Restoran'da anıldı Kültür Servisi - Bostan- cı'daki Hatay Restoran'a girince her yanda Cemal Süreya'yı görüyorsunuz. Haydarpaşa'daki Hatay Lokantası kapandığında günlüğüne "Hatay öldü" dıye not düşen, Bostan- cı'da yeniden açıldığınday- sa "Gece beyaz geceydi uyuyakalmışım. Hatay'ın açılışına yetişemedim" dı- yen aşk şainnin. günlüğü- ne karaladığı "Hatay'agir- dim içim açüdı" sözü. onun İstanbul'un bu sevimlı me- kânını ne kadar da benim- sediğini göstermıyor mu? Yalnızca o mu? Cevat Dereli, Edip Cansever, ,\sun Bezirci, Uğur Mum- cu. Hasan İzzettin Dinanıo ve daha onlarca önemli ya- zar ve şair Hatay Resto- ran'ın müdavimlerindendi bır zamanlar. Onlan an- mak Hatay'ın sahibi Meh- met Ali içın bir gönül bor- cu. "Ne yapsak ödeyeme- yiz" dıyor. Öncekı gün Cemal Sü- reya'nın 7. ölüm yıldönü- mü dolayısıyla gerçekle- şen toplantıda Süreya. Ha- tay'ın yıtınlen diğermüda- vimleri ile birlikte anıldı. Mehmed Kemal, Refika Bezirci. Zuhal Tekkanat (Elif Sorgun), İsmet Kemal Karadayı, Nevra Bucak. Osman Numan Bara- nus'un katıldıklan toplan- tıda Cemal Süreya ile bir- likte Türk edebiyatı da ko- nuşuldu. Süreya'nın herke- sin özlediği dostluğu ve dürüstlüğünden söz açıldı. Ancak en önernli konuk. kuşkusuz. Süreya'nın Hay- darpaşa Lisesi'ndekı ede- bıyat hocası 93 yaşmdaki MünirÖvmenidi. BUGUN CUMOK S.\NAT ETKİNLİKLERİ kapsamında saat 13.00'de Ataol Behramoğlu Fugen Kıvılcımerile Eleştiri Kitabevi'nde söyleşecek. CRR'de saat 20.30'da Graham Haynes'in "Transition' konseri izlenebilir.(232 98 30) İDOB'da Bale Günlerı kapsamında, saat 11.00'de G. Rossini'nin "Kül Kedisı", saat 15.30'da L. Mınkus'un 'Don Kişot" adlı yapıtlan izlenebilir. AKSA-NAT'ta saat 15.00 ve 19.30'da 'Abelard ve H- eloise" adb oyun izlenebılir.(252 35 00) MİMARLARODASI'nda saat 15.30'da Prof. Dr. Metin Sözen'in katıldığı "Mimaride Çevre ve Çevre Kültürü" başlıklı konferans. saat 17.30'da Zeynep Doğan, Hande Ayar. Serhat Kut ve Ayşe Beyazıt'ın katıldığı "Manısa - Birgı Çalışması' izlenebilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle