Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 14 EYLÜL 1996 CUMARTESİ
HABERLER
YDH'den
pantilere eleştiri
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)- V'en^ Demokrasi
Hareketi(YDH) Genel
Sekreteri Hüseyin Ergün, 12
Eylül Harekân'nın Türk
siyasi vaşamını kesintiye
uğrattığını belirterek "O
günkü sıyası s ınıf bunu hak
etmişti Bugünkü siyasi
yapı lanma da o dönemden
farksızdır" dedi. Ergün.
RP'ninparti söylemlennin
tersıne hareket ettiğini.
diktatörlükle yönetıldiğini
söyledi DYPGenel Başkanı
Tansu Çıller"in de yalan
söylemeye devam ertiğini
kaydeden Ergün. ANAP"ın
da muhalefet partisi olarak
işlevini gerçekleştiremediğini
savurıdu. DSP'nın
demokratik sol söylemıni
milliyetçi sağ görüşlenyle
sürdürdüğünü kaydeden
Ergün. CHP"yi de ""kaynayan
kazan"abenzetti.
Grup Yoram'a
tahliye
• İstanbul Haber Servisi -
Aralannda Grup Yorum"un
ikisi tutuklu dört elemanının
da bulunduğu altı sanıâın
DHKPCüyesı olduğu"
gerekçesivle yargılanmasına
başlandı. İstanbul 3 No'lu
DGlVf'de yapılan
duruşmada. haklannda 22.5
yıla kadar ceza istenen
sanıkların kimlik tespiti
yapildı. Sanık avukatlannın
tahliye istemini kabul eden
mahkeme heyeti, duruşmavı
erteledi. Kemal SahirGürel
ile Ufuk Lüker'in tahlivesıni
grubun diğerelemanları ile
arkadaşlan. "Güleycan"
türküsünü söyleyerek
kutladılar.
Erbakan ile
Koksal goruştu
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Başbakan
Necmettin Erbakan. dün
MİT Müsteşarı Sönmez
Köksal ile görüştü.
Başbakan Erbakan. dün
cuma namazından sonra
Başbakanlık Konutu'na
geçerek çalışmalarım bir
süre burada sürdürdü.
Erbakan, daha sonra
Başbakanlık'taki makamına
geçti. Erbakan. burada da
MİT Müsteşarı Sönmez
Köksal ile bir süre görüştü.
Görüşmeden sonra herhangi
biraçıklama yapılmadı.
Dedeman davası
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Dedeman
otellerinin sahibi Kemal
Dedeman'ın torunu L'mut
Önal"ı öldürdüğü
gerekçesivle yargılanan
"Kürt Ahmet" adıyla
bilinen Ahmet Turgut'un
oglu Idris Melih Turgut. 4
yıl hapis cezasına
çarptınlırken bu ceza 18
milyon liraya çevrildi.
Ankara 2. Ağır Ceza
Mahkemesi'nde görülen
davanın sonucunun
açıklanrnasından sonra
Umut Önalın annesi Nezire
Önal. karan eleştirerek "Bu
ülkede adalet hicbir zaman
yerini bulmuyor. Bu sistem
devam ettiğı sürece de
bulmaz" dedi.
Belediye Başkanı Mazlum Aslan, kentin tam ablukada olduğunu söyledi
Tuncelfye ambargosuTUNCELI (Cumhuriyet)
- Bölgede gıda ambargosu
uygulandığı ıddiaları
üzerine insan hakları
sa\"unuculanndan oluşan
bir hevet Tunceli"de
incelemelerde bulundu.
İHD İstanbul $ube
Başkanı Ercan Kanar.
Mazlum-Der temsilcisı
MuratGürier.
Tuncelililer Derneği
Başkanı Selman Yeşilgöz,
İHD ElazıöŞube Başkanı
Celal Demir, KESK
temsilcisi Tayfun İşçi.
Toplumsal Hukuk
Araştırmaları Vakfı
(TOHAV) Başkanı
a\ ukat Aynur E\livaoğlu.
sanatçı Ferhat Tunç.
gazeteci-yazar Celal
Başlangıç \ e Koray
Düzgören'in de aralarında bulunduğu
sıvil toplum örgütleri temsılcilerinden
oluşan 35 kişilık heyet dün gıda
ambargosu ıddialan ve yargısız infazlarla
ilgilı fûnceli'de yetkilılerle görüştüler.
llk olarak Yalı Atıl İzelgün'ü ziyaret
eden heyet adına konuşan Ercan Kanar.
birçok vatandaşın Tunceli'deki ınsan
haklan ihlalleriyle ilgilı İHD'ye şikâyette
• İnsan Haklan Derneği İstanbul Şubesi ve sivil toplum örgütleri temsilcileri, iddialar
üzerine Tunceli'de incelemelere başladı. Heyet. kente gıda ambargosu uygulanması ve
yargısız infazlar konusunda yetkililerden bilgi aldı.
Heyet üyeleri daha sonra
CHP'li Belediye
Başkanı Mazlum Arslan'ı
zivaret ederek avnı
Cumartesianneleriyargüanmayabaşladı
İstanbul Haber Servisi - 'Cumar-
tesi Anneleri' ve aralannda Kamu
Emekçileri Sendikalan Konfederas-
yonu (KESK) Genel Başkanı Siyami
Erdenı ile Sosyalist tktidar Partisi
Genel Başkanı Aydemir Güler'in de
bulunduğu 668 kişinin. Toplantı ve
Gösteri Yürüyüşleri Yasası'na muha-
lefet etmek suçundan yargılanmala-
rına baslandı.
"Cumartesi Anneleri'* olarak anı-
lan kayıp yakınlannm. 8 Haziran 19%
günü Galatasaray Lisesi önünde yap-
tıkları oturma eylemine müdahale
eden polis çok sayıda kişiyi zor kul-
lanarak gözaltına almıştı.
HakJannda, Toplantı \e Gösteri Yü-
rüyüşleri Yasası'na muhalefet etmek
suçundan dava açılan 668 kişinin yar-
gılanmasına, dün Beyoğlu 5. Asliye
Ceza Mahkemesi'nde başlandı. İn-
san Haklan Derneği ve Çağdaş Hu-
kukçular Derneği'ne bağlı avukatla-
nn savunmalan üstlendiği davanın ilk
duruşmasında YükseJ Koç. Ercan Gür,
Ozgur Yılmaz. Kâzım Yılancı. Ylurat
Eres. SongülDoğuer. StiheylaPolat ve
Na/an Yerii ifade verdi. Sanıklardan
bir kısmı, 'Cumartesi Anneleri'nin
eylemini desteklemek için Galatasa-
ray Lisesi önünde bulunduğunu belir-
tirken bir kısmı da, olay yerinden ge-
çerken gözaltına alındığını söyledi.
Bir sanık da kimlik kontrolü sırasın-
da "SiirtU" olduğu için gözaltına alın-
dığını belirtti.
Duruşma, sanık ifadelerinin alımı-
na devam edilmek üzere 25 kasım
tarihine ertelendi. "
bulunduğunu söyledi. Kanar. Tuncelfde
köylere gıda ambargosu uygulandığı.
köylülere gıda maddesinin karney le
verildiği. köy değirmenlerının kapalı
olduğu iddialarını yansıtarak nedenlerini
sordu.
Tunceli Valisi Atıl Uzelgün. kentte gıda
ambargosu olmadığını öne sürerek.
sadece kırsal alana ciden mda
maddelerinin kontrollü \erildığını
söyledi. Uzelgün. "Değirmenleri. PKK
militanlanna un sağladığı için kapattık.
Ancak vatandaşın ıınıınu öğütmesi için
Akpazar'daki fabrikada \atandaşlara
ücretsiz h'umet \erili\or. Aynca terör
örgütleri tatandaşa baskı yaparak gıda
maddesi sağlamak istiyor.
İnsanlarımızdan zoria haraç alıyor" dedi.
şikâyetleri dile getırdiler.
Belediye Başkanı Mazlum
Arslan da Tunceli'de gıda
ambargosu uygulandığını
belirterek. "Vatandaş
köyüne karney le gıda
maddesi götürebiliyor.
Tunceli tam bir abluka
içindcdir. L'zman
doktorumuz yoktur. Bütün
yollanmız belli saatlerden
sonra kapanıyor. İşsizlik
giderek artıvor. de\ let
bölgeyi geri bırakmıştır.
İnsanlannn/ büyük
zoriuklar içinde
vaşanılannı sürdürmeye
çalışıyorlar** di\e konuştu.
Heyet üyeleri bu
görüşmelerden sonra Özel Tim
mensuplarınca bir süre önce öldürülen
Mazlum Mansuroğlu'nun köyüne gitmek
istediier. Ancak gü\enlik güçleri buna
ızin vermeyince heyettekiler. Cumhuriyet
Savcılığı'na giderek Özel Tim
mensuplan hakkında suç duyurusunda
bulundular. Heyettekiler incelemelenni
bıiüünde sürdürecekler.
DYP 7/ muhalifler
Cindoruk
'yeni'
DYP'nin
lideri oluyor
AYŞE SAYIN
ANKARA - DYP'de. Tansu Çiller
yönetimı \e RP ile koalısvona karşı
olduklan gerekçesivle partilennden
ıstıfa eden muhalifler Hüsamettin
Cindoruk'ım genel başkanlığında
•partileşme" karannı kesınleştirdı.
Muhalıfler. ekını avı ortalannda yeni
partinın kurulacagını açıklarken.
Cindoruk. bu süreçte. dağınık bir
görünüm çızen istıfacı 10
mılletvekılını, "birlikteharekefetmek
için vakın markaja alacak. DYP'den ilk
aşamada 3-5 nıilletvekilını koparmayı
hedefleyen mııhalıf hareket içinde de
partileşmeden önce kopmalar
bejdennor. Cindoruk"la "genel
başkanük" konusunda anla^amayan
Bartın Mılletvekilı Köksal Toptan'ın
DYP'vegeri dönebileceğı. Bursa
Mılletvekilı Ca\itÇaglar'ın da ekipten
kopabıleceğı bildirildi.
>eni partı için ülkegenelınde
orgütlenme çalışmaları sürerken.
Cindoruk, DYP kurucularından Ozden
Özbilun \e Cıllerın IV. dönemde
partiden ilıraç ettirdiğı eskı Antalya
Mıllet\ekilı GökberkErgenekon. yeni
partinın kuruluş çalışmaları ıçın
harekete geçti. Bırçok Ü\P
kurucusunun da aralannda yer aldığı
muhalifler. ilk aşamada TBMM'de
grup kurmayı hedeflerken. Büyük
Türkıve Partibfne geçen eskı DYP
mıllet\ekilı \e kurucularını da yeni
partıde toplamayı amaçladıklan
bildirildi. Henüz ısmi ve amblemı
belırlenmeven yeni parti için bir
süredır çeşıtlı bölgelerde temaslannı
sürdüren ve nabız yoklayan
Cindoruk un. uzun görüşmelerden
sonra venı oluşumun başına geçmeyi
kabul ettıği öğrenildı.
Meydanlara çıkan memurlar tasarruf kesintilerinin ödenmesini istedi
KESKzprunlueykmyaptıHaber Merkezi - Ka-
mu Emekçileri Sendika-
lan Konfederasyonu
(KESK). "zorunlu tasar-
ruflann nemalanvla bir-
likte ödenmesi, İller İda-
resi Yasası'nın da iptal
edilmesi istemiyle" yun
çapında plandığı bir dizi
eylemlerden ilkini dün
gerçekleştirdi. Meydan-
lara çıkan memurlar. ta-
sarruf kesintilerinin he-
men ödenmesini istedi-
ler. Ankara'da çalışanla-
ra polis müdahalesi so-
nucu 30'u aşkın KESK
üyesi ve 3 çevik kuvvet
görevlisi yaralandı.
KESK; zorunlu tasar-
ruflann ödenmesi. hükü-
met tarafından yeni çıka-
nlan ve valilere "süper"
yetkilertanıyan İller Ida-
resi Yasası'nın da iptal
edilmesi için dün başta
İstanbul. Ankara. tzmir,
Adana, Kocaeli başta ol-
mak üzere birçok ilde
meydanlardaydı.
KESK'in eylem süreci,
dün yapılan kitlesel basın
açıklamalarıyla başladı.
Sakarya Caddesi'nde top-
lanan lOOOdolayındaça-
lışan. hükümeti istifaya
çağırdı. KESK yönetici-
leri ve Ankara Şubeler
Platformu'na üve sendika-
lann temsilcileri, toplusözleşme
istemlerinin karşılıksız kaldığını
ve zorunlu tasarruflannın gasp
edildiğini söyiediler. Polisin. Sa-
karya Caddesi"nden SSK Genel
Müdürlüğü'ne yürümek isteyen
çalışanlara izin vermemesi üze-
rine çatışma çıktı. Polisin cop-
larla müdahale ettıği yürüyüş sı-
rasında. 30'u aşkın çalışan ve 3
KESK başta İstanbul olmak ii/ere birçok ilde tasarruf kesintilerinin hemen
ödenmesi için eylem yaptı. (Fotoğraf: KL BİLAY TÜNTÜL)
polis yaralandı. Gözaltının ol-
madığı olaydan sonra toplantıya
katılan çaîışanlar. Inkılap So-
kak'ta basın açıklamasının okun-
masının ardından dağıldılar.
İstanbul "da dün Aksaray Met-
rosu önünde ve Kadıköy 'de top-
lanan kamu çalışanları. "Zam,
zulüm, karakol, işte REFAH-
YOL". "Tasarruflar ödensin...
Susmadık. susmayacağız" gibi
çeşitlı sloganlaratarak hüküme-
ti protesto ettiler. Pankart ve dö-
vizler taşıyan kamu çalışanları-
na Türk-lş ve DlSK'e bağlı sen-
dikalarla bazı siyasi parti örgüt-
leri dedestek verdi.
Kamu çalışanlanna hitaben ba-
sın açıklamasını okuyan KESK
Genel Başkanı Siyami Erdem, İl-
ler Idaresi Yasası'nın. eme-
ğin kazanımlanna ve ör-
gütlerine yönelik saldınla-
n daha da pervasızca yü-
rütmenin aracı olarak çı-
kanldığını söyledi. Erdem,
hükümetin zorunlu tasar-
rufları "gaspetmeyeçalış-
nğuu
1
" belirterek "Vasazo-
ru ile dayatüan bu ekono-
mikve siyasizorbalığa kar-
şı asla boy un eğmeyeceğjz"
dedi.
Izmir
KESK'ebaglısendika-
Janndışında.ÖDRDlSK,
Türk-İş ve meslek odala-
rı temsilcilerinin de katıl-
dığı Izmir Konak Meyda-
nı'nda yapılan yaklaşık
500 kişilik toplantı için,
polis yoğun güvenlik ön-
lemleri aldı. Alana üstle-
n aranarak alınan KESK
üyeleri, yazılı açıklama sı-
rasında; "Tasarruflar he-
men geri ödensin", "Ta-
sarrufparamızgaspedile-
mez", "Savaşa değiL çalı-
şana bütçe". "Adil düzen
dediler. tasarrufu yediler"
\c "BoniKuva.fai/civeva-
pılan ödemeler durdurul-
sun, işçinin parası öden-
sin" şeklindesloganlarat-
tılar. KESK Merkez Yü-
rütme Kurulu adına yazı-
lı açıklamayı okuyan Izmir
Şubeler Platformu Döneın Söz-
cüsü M. Bahri Akkan. 28 eylül-
de binlerce dilekçeyı Cumhuri-
yet Alanı'ndaki postaneden Baş-
bakan Erbakan'a postalayarak
tasarrufları geri ısteyeceklerıni
bildirdi. Akkan. ekim ayı içinde
de "gölge mitingi" adıy la düzen-
lenecek toplantıyla eylem zinci-
rini sürdüreceklennı sövledi.
12 Eylül ülkede derin izler bırakırken Evren, Muş'ta yaptığı konuşmasında idamları şu sözleriyle savunuyordu
4
Asmayahnı da besleyelim ırıi^ALİER
Darbe ve idam sehpası. tarihsel
dostluğu buiunan iki kelımedır.
Insanlık tarıhinin pek çok dönenvnde
ve farklı ülkelerde sık sık yan vana
geldiler. Bu iki kelime. 1980
Türkiyesi'nde bir kez daha buluştu. 12
Eylül'de darbe. 25 gün sonra da idam
sehpası geldi. İlk idam sehpası
Ankara'da kuruldu. 7 ekimde sol
görüşlü N'ecdet Adalı ile sağ görüşlü
Mustafa Pehlivanoğlu asıldılar.
Darbenin ilk ayında kurulan idam
sehpalan. Turgut Özal başbakanlığında
kurulan ANAP hükümeti döneminde
de sürdü. 23'ü adli. I
7
'si sol görüşlü.
8'i sağ görüşlü ve 1 de Ermeni
ASALA örgütü militanı olmak üzere
toplam 49 kişı asıldı. İdamlar içerden
ve dışandan tepkiler aldı. Özellıkle
Erdal Eren'in idamı çok tepki aldı
Erdal Eren, 4 Şubat 1980'de. er
Zekeriya Öngeli'yi öldürmek suçundan
tutuklanır. 12 Mart'ta 1980'de Ankara
1 No'lu Sıkıyönetim Mahkemesi
tarafından idam cezasına çarptırılır.
Askeri Yargıtay 3. Dairesi, idam
karannı bozar. Kararın bozma
gerekçelennden biri Erdal Eren'in 18
yaşından küçük olmasıdır. 12
Eylül'den sonra dava hızlandırıhr ve 20
ekim'de Askeri Yargıtay Genel Kurulu.
3. Dairenin karannı bozar. 3. Daire.
Eren'in cezasının müebette çevrilmesi
gerektiğinde ı>rar eder. Ancak. Genel
Kurul. 3. Daire'nin karannı bir kez
daha kaldırır. Yargı karan kesinleşir.
Bu karan Milli Güvenlik Konseyi 12
aralıkta onaylar ve nüfus kaydına göre
17 yaşında olan Erdal Eren idam edilir.
Kenan Evren 3 Ekim 1983'te Muş'ta
1 2 E y l ü l a s k e r i d a r b e s i n i n b i l a n ç o s u
• 650 bin kişi gözaltına almdı.
• I milyon 683 bin kişi fiş'lendi.
• Açılan 210 bin davada 230 bin kişi yargılandı.
• 7 bin kişi için 'idam' eezası istendi.
• 517 kişiye 'idam'eezası verildi.
• 49ktsiasıWı.
• tdam edilmeleri istenen 259 kişinin dosyası Meclis'e gön-
derildi.
• 71 bin kişiTCK'nin 141,142 ve 163. maddeterinden ysur-
gılandL
• 98 bin 404 kişi 'örgöt üvesi' olmak suçundan yargılan-
dı.
• 388 bin kişiye pasaport verilmedi.
• 30 bin kişi 'sakıncalı olduğu" için işten attldı.
• 14 bin kişi 'vatandaşlıktan' çıkanldı.
• 30 bin kişi siyasi mülteci olarak yurtdışına gitti.
• 300 kişi 'kuşkulu bir şekilde" öldü.
• 171 kişinin 'işkenceden öidüğü" belgelerle kanıtlandı.
• 14 kişicezaevterindeki uv gulamalan protestoetmek için
yaptıklan 'açlık grevleri" sonucu yaşamını yitirdi.
• 937 film 'sakıncah' bulunduğu için vasaklandı.
• 23 bin 667 demeğin faaliyeti durduruldu.
• 3 bin 854öğretmen, 120 üniversitede görevli öğretim üye-
si, 47 hâkimin hjine son verildi.
• 7 bin 233 devlet görevlisi bölgeleri dışına sürüldü.
• Halkın 'hayır' demesinin yasak olduğu anayasaoylanıa-
sı sonucu 12 Eylül'ü yapaniara önıür boyu dokıınulma/Jık
tanındı.
• 1402 sayılı yasa nedeniyle 9 bin 400 kişi kamu görevin-
den atıldı ya da sürüldü.
• Gazeteciiere toplam 3 bin 315 yıl 6 ay hapis eezası veril-
di
• Getirilen yasaklar nedeniyle Istanbul'da gazeteler top-
lam 300 gün yayımlanmadı.
• 13 büy ük gazete için 303 dava açıldı. Gazeteciler hakkın-
da toplam 4 bin yıl hapis eezası istendi.
• 300 gazeteci saldınya uğradı.
• 3 gazeteci öldürüldü.
• Cezaevlerinde buiunan gazeteci sayısı: 31.
• Haklannda tazminat davası istenen gazeteci sayısı: 211.
• Gazetecilerden istenen tazminat miktan: 12 milyar 848
milyon lira.
• 39 ton gazete, dergi ve kitap. sakıncalı olduğu için imha
edildi.
yaptığı konuşmasında idamları şu
sözleriyle savunuyordu: Asmavalım da.
besleyelim mi? İdamlann yanı sıra
gözaltında. cezaevlerinde çok sayıda
kişi öldürüldü. Yazar ve yayıncı îlhan
Erdost cezaev ine götürülürken
dövülerek öldürüldü. Türkiye.
tanhinde ilk kez cezaev lennde
kendilerini yakan ve ölüm oruçlarında
can veren insanlara tanık oldu.
Profesör Alpaslan Işıklı yıllar sonra 12
Eylül'ü şöyle değerlendiriyor: " 12
Ey lül. 24 Öcak karariarının
uy gulamaya geçirilmesi için yapıldı.
Neoliberal modelin hayata geçirilmesi
için çalışma yaşamında yasalar
nezdinde değişiklik yapılmak
zorundaydı. 12 Eylül bu gereklilikleri
yerine getirdi. En büyük etkisi de
sendikalara. genel olarak halkın
örgütlenmesi üzerineydi. Örgütsüz,
sindirilmiş bir toplum yaratılmak
istendi." DİSK ve Barış Derneği başta
olmak üzere çok sayıda yasal
kuruluşun biranda yasadışı ilan
edilerek kapatılmaları ve
yöneticilerinin yıllarca cezaevlerinde
tutulmalan. binlerce demokrat öğretim
görevhsinın üniversıtelerden
uzaklaştırılması, gazetelerin
kapatılması. kitapların yakılması,
Üniversiteler Yasası'nın kaldınlması.
YÖK. siyasi partiler. sendikalar. Toplu
sözleşme ve grev vs gibi topiumun
örgütlenmesi ile ilgilı çok savıda
yasanın kaldınlması ve yerine yasakçı
yeni yasaların konulmasının başka ne
amacı olabilir?
12 Eylül yönetimı ana hedefini
"Atatürk ilke \e de\ rimlerinin yeniden
tesisi" olarak açıklıvordu. Sık sık
Atatürk büsîlerı açılıyor. Her köşe
başında Atatürk portresi >atılıyordu
1981 -Atatürk V ılı" ilan edilirken.
bırde "Atatürk Barış Ödülü'nün
verilmesi karalaştınlıyordu.
Ne var ki ortada açıklanması güç
uvgulamalar vardı. Atatürk'ün
kurduğu CHP. Türk Dil Kurumu. Türk
Tanh Kunımu, ve Halkevleri
kapatılmıştı. Din dersi zorunlu dersler
arasına alınmıştı.
İsmet İnönü'nün oğlu Erdal İnönü.
güvenilir bulunmayarak veto edilmiş
ve partisinin seçime girmesi
yasaklanmıştı. 12 Eylül'ün
sahiplendiği neoliberal ekonomik
politikalar. hiç de Atatürkçü
bulunmamıştı. Cstüne üstlük.
dönemin ABD Büy ükelçisi
Ankara"dan VV'ashington'a gönderdiğı
raporda. "Kemalist ayduılar direniyor"
diyeyazmıştı...
12 Eylül kurumlaşıyor
12 Eylül yönetimı 6 Aralık 1983'te
Turgut Özal başkanlığında kurulan
hükümetin göreve başlamasıyla fiilen
sona erdı. Ama. beklenenin aksine 12
Eylül Hukuku kurumlaştı.Bugün o
ülkemiz o dönemin yasalanyla ve
anlay ışi) la yönetiliyor.Tüm partilerin
eleştirdiği 1982 Anayasası. Temmuz
1995"te ağırlıkla siyasi partiler, seçme
\e seçilme hakkı ile ilgili
düzenlemeleri kapsayan ve toplam 16
maddeyi içeren kısmi değişiklik
dışında varlığını koruyor. Dahası 12
Eylül döneminde çıkanlan yasalann
iptali için Anayasa Mahkemesi'ne
başvurulabümesi veo dönem
yöneticilerinin yargılanmasını öngören
madde bu değişikliklerın yapıldığı
oturumda reddedildi.TBMM 12
Eylül'ü sahiplendi...
Bitti
CUMARTESİ
YAZILARI [
ATAOL BEHRAMOĞLU
Süpgiin Kime Denîr?
Üniversite öğrencisi olduğum sırada Çorum'a süK-
gün edilişimden biryazımda söz etmiştim. Arkadaş-
larîa Türkiye işçi Partısi'ni savunan birbildiriyi DTCF'de
dağıttığımız için gözaltına alınmış, sonra da sıkıyöne-
tim emriyle Ankara dışına çıkarılmıştık. Ben ve rah-
metli Ergin Günçe, aynı polis aracındaydık. Ben Ço-
rum'da kaldım. O. sürgün yeri Amasya'ya devam et-
ti. Çorum emniyetinde parmak izlerim alındı, göğsı>
me üzerinde numaralar buiunan bir tabela konularak
fotoğrafım çekildi... Çorum'da 'Yeni Çorum' adlı bir
otelde kalıyor. herakşam karakola uğrayarak birdef^
teri imzalıyor. böylece 'ısbatı vûcut' etmiş oluyor-
dum... Çorum sürgünüm 150 gün kadar sürdü. 27 Ma-
yıs'ın yıldönümü nedeniyle bağışlanarak Ankara'ya dön-
memize izin verildi.
Kaldığım otelin resepsiyon görevlisine Ankara'dan
sürgün geldiğimi söylediğımde. bana 10 yıldır Çorum'da
sürgün olarak bulunduğunu söyledi. Bulgaristan göç-
meniymış. Birileri bir ıhbarda bulunmuş olmalı ki tu1
tuklanıp bir süre gözaltında kaldıktan sonra buraya
gönderilmiş. izmir'deki aılesiyle, ancak onlar Çorum'a
geldiklerinde görüşebiliyormuş. Resepsiyon görevli-
sinın sürgünluğü yanında benimki çocuk oyuncağı gi-
bi kalmıştı. ',
Sürgün, Osmanlı yönetiminin özellikle siyasal karr
şıtlarına uyguladığı bir cezaydı. Yönetimle çatışan
Osmanlı aydını (ölümle cezalandınlmak dışında) iki teh-
ditle karşı karşıyaydı:
Ya imparatorluğun uzak bölgelerinden birinde sürr
güne gönderilmek ya da Avrupa'ya kaçarak bir baş>-
ka sürgünü yaşamak. Geçen yüzyılın en ünlü sürgü-
nü. sürgünlüğün her iki türünü de yaşayan Namık Ke-
mal'dır. Karşıtlarını sürgüne göndermek geleneği It-
tihat ve Terakki, ardından cumhuriyet yönetimlerin1
ce de sürdürüldü... Bir başka ünlü yazanmız Refik Ha-
lit Karay, Ittihat ve Terakki döneminde Türkiye içle^
rinde, cumhuriyet döneminde de Beyrut'ta uzun yılr
lar sürgün hayatı yaşadı. Beyrut anılarını 'Sürgün'
adıyla romanlaştırdı...
• • •
Cumhuriyet dönemi Türkiyesi'nde (İmparatorluğun
uzak bölgeleri artık söz konusu olmadığı için) sürgün
eezası ülke içinde uygulanmaya başlandı... 4O'lı yıl-
lann solcu aydınlarından ve eylemcilerinden cezaev*
lerine girmeyen kalmadığı gibi, ülke içinde sürgün
eezası çektırılmeyen de yok gibidir... Ve kendi öz yur>-
dunda yaşanan bu sürgün, sanıyorum ki en acı ola-
nıdır. Aziz Nesin'in. Rıfat llgaz'ın anı-romanlanndan
bunu biliyoruz...
• • •
Nâzım Hikmet yurtdışına çıkmak zorunda kaldı-
ğında, zorunlu dış sürgünü başladı... Burada, (Demir
Ozlü'nün 'Türk Edebiyatı ve Sürgün' başlıklı değer-
li incelemesinden) Rafael Alberti'nin sözlerini aktar-
mam gerekiyor: "Sürgün, geri dönüşün olanaksızlı-
ğı duygusunun gerçekten duyumsanması ve yerleş-.
mesıdir." 194O'lı yıllarda. Pertev Naili Boratav, Ni-
yazi Berkes, Muzaffer Şerif gibi ilerici bilim adan>
ları da siyasal baskılarla karşılaştıkları ve Türkiye'de
mesleklerini yapma olanağı ellerinden alındığı için
yabancı ülkelere göçerek sonuçta sürgünlüğe zorlan-
mış oldular...
• • •
1917 devrimi sonrasında aralannda Ivan Bunin, Le-
onid Andreyev, gibi büyük yazarların da bulunduğu
yönetim karşrtı birçok Rus aydını. 2. Dünya Savaşı yıl-
larında E.Einstein, B.Brecht, VV.Benjamin vb. anti-
faşistAlman bilim adamlan, yazar veaydınlar, yaban-
cı ülkelere göçmek ya da kaçmak zorunda kaldılar...
Bunu Güney Amerikalı aydınların, albaylar cuntası
sonrasında da Yunanıstanlı aydınların göç dalgalan
izledi. Bizde bu anlamda ilk göç dalgası 12 Mart 1970,
fakat asıl büyük dış sürgünlük 12 Eylül 1980 sonra-
sındadır.
• • • '
Barış Derneği davasından 8 yıla mahkûm olup Is-
tanbul'da bir süre gizlendikten sonra, 1984 yılı Ka-
sım ayı sonlarında yurtdışına çıkmak zorunda kal-
dım. 70'li yıllarda da bir süre yaşadığımFransa'yagit-
tim.
1986'da, sürmekte olan davalardan birinden daha
5 yıla mahkûm edilince, çekmek zorunda olduğum
hapis eezası 13 yıla yükseldı... Cezaların Yargıtay'ca
bozulması ya da aklanmayla sonuçlanmasının hemen
ertesinde. 1989 Hazıranı'nda Türkiye'ye döndüm..-.
Sözünü ettiğim ikinci mahkûmiyetten sonra bir an ka-
ramsarlığa kapıldığımı itiraf ederim... Fakat bütün
bunlara, gittikçe dayanılmazlaşan yurt özlemine, yurt-
dışında yaşadığımız maddi. manevi sayısız güçlük-
lere rağmen. kendimi yine de bütünüyle 'sürgün' ola-
rak hissetmedim... Bu belki. kitaplarımın Türkiye'de
her şeye rağmen yayımlanmaya devam ediyor olma-
sından. belki de 'geri dönüşün olanaksızlığı' gibi bir
duyguya kapılmak ıçın henüz erken olmasındandı...
• • •
Özellikle 12 Eylül 1980 sonrasında birçok aydını-
mız, yurtdışında sürgün olmanın acılarını yaşadı. Kar-
deşim Nihat'ın 15 yılı aşan sürgünluğü kısa süre örv
ce sona erdi. Sümeyra'yı. Yılmaz Güney'i, Behice
Boran'ı. ülkeye dönme olanağına sahip olmadarv,
yurtdışında bulundukları sırada yitirdik. Sürgündeki
Halk Oyunculan'yla ve yönetmenleri Ayşe Emel'te
'Mustafa Suphi Destanı 'nı sahneleyişimiz, benim sür>-
günlük yıllarımın en değerli anılarındandır. Siyasal ne-
denlerle ülkelerinden ayrılmak zorunda kalan ve yurt-
dışında da Türkiye'de demokrasi ve insan haklan için
çaba harcayan Demir Özlü, Dursun Akçam gibi arL
kadaşlarımla unutulmaz anılarımız vardır. Server Ta-
nilli, büyük sağlık engeline rağmen bilimsel çalışma-
larının yanı sıra Türkiye'de demokrasi ve insan halc-
ları için mücadelesini 12 Eylül sonrasında yurtdışın-
da sürdürürken bir yandan da entelektüel kimliğiyle
Türkiye'deki varlığını sürdürmeyı başarabilmiş ender
biraydınımızdır...
• • •
Önceki dönemler ya da 12 Eylül sonrasında TürkL-
ye'den zorunlu olarak ayrılmış. sürgünlüğün maddi
ve manevi acılarını yaşamış, fakat demokrasi ve in-
san haklan için mücadeleden geri kalmamış, adlah
kitlelerce bilinen ya da isimsiz nice insanımız, aydfc-
nımız vardır... Zorlayıcı bir neden olmadan yabancı üf-
kelerde yaşamayı ve çalışmayı seçmek de herkesift
doğal hakkıdır. Bütün sorun. dürüst olabilmektir. ÜIL
keye dönüş engeli çoktan ortadan kalktığı ya da en
baştan beri böyle bir engel olmadığı halde, sırf prim
getirdiği, çıkar sağladığı için kendini 'sürgün' olarak
pazariamak. bırakınız aydın, solcu, devrimci olmayij
sıradan bir insan. sıradan bir yurttaş olmak ahlakına
aykırıdır...