23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAVFA CUMHUBİYET 14 EYLÜL 1996 CUMARTESİ OLAYLAR VE GORUŞLER Umudumuz Gençlerdedir M.İSKENÜER ÖZTURANLI Y ıl l922.Günlerden9Ey- İüf.Düşman. güzel İz- mir'i yakıpyıkmış ve def olup ghmiştir o gün. Mehmetçik. Konak Ala- nı'ndakı hükümet bina- sınır. göncrne Türk bayrağını çekmiş- tir Gazi >totafa Kemal Paşa. 10 eylül- de Izınır'eiır. Bu yıkıntılar arasmda şunlan sö'.emiştir en yakın silah arka- daşlanna: -Düşmandan kurtulduk. şim- di öteki dümandan bakalım nasıl kurtu- lacağız?" (;kı düşman dediği "bağnaz- Lk*tır. ~y(tobk*'tır, "cehaleftir Ne \ ar k ivnı günlerde "Düşmandan kurtuldukbakalım Mustafa Kemal'den nasıl kurtüacağız" diyen milletvekıtleri \ardır Ank'a'da. Ama bunlar. Mustafa Kemal'in k ^ısında hiçbir şey yapamaz- lar Dev rinn gücü. karşıdevrimcileri ol- duğu \ erdt iurdurur v e "cumhuriyet j ö- netimi"ni letınr yurdumuza. Bu karşıfe\rimcilenn uzantılan. an- cak 2" yılonra su üstüne çıkacak ve 1950 y111 nü "millete mal olmuş devrim- ler. millete nalolmamış devrimler" ayn- mı ş;e!irer:"> "1923'ün öciinü almava" kalkışacak'r Millete mal olan de\ rimler korunacak mal olmayanlar atılacaktır. Ellennde r^nel bir ölçüt yoktur. Kendi- lerıne göreSr a> nm yapacaklar. bu ara- da "milletı mal olnıadığı" gerekçesiyle "Türkçeean'jerine "Arapça ezan" uy- gulanusm ^aşlatacaklardır. K/anın Uapça okııtulması. Atatürk devrimindffl \erilen ilk büvük ödün \e Türkçe ezaıda karşıdevrimcilerin elege- çirdtği ilk valedir. Daha sonraki siyasal ıktıdarlar. hıodünleri yavaş yavaş çoğal- tacaklar. ei >onunda bugünlere geline- cektir "Ödün kapısını bir kez araladınız mı ardına kadar açılır" diyen Mustafa Kemal. bukonııda da haklı çıkacaktır. Erbakan.çok sonraları belırecektir si- yasal arenada. 12 Ekim 1969seçimlerin- den önce bağımsız bir aday olarak poli- tikav a soyunacak \ e din sömürüsünü tüm partilerin-elinden alacaktır. 8 Eylül 1969 günü İzmir'de yaptığı bir konuşmada şunlan söylemektedir: "Ayagidişüçast- ronota mal edilmesin. Bunlann hcsapla- n kitaplan Müslümankktan çıkmış,tır. Bi- zinı temelprensibimiz Batılüaşmak değil, İslamiycte dönmektir." Ve bu sözler, 9 Eylül 1969 tarihlı Cum- huriyet gazetesinde yayımlanacaktır. 2? yıl sonra da Erbakan başbakan olacak. düşüncelerini uygulamaya koyulacaktır. Iktidannın ikinci ayında Iran. Pakistan. Malezya ve Endonezya seferine çıkacak- tır. Amacı. Atatürk'ün yolunu tersine çe- \ ırmek çağdaş Türkive'nin yönünü büs- bütün değiştırrnektir. Neler söylememiş- tiryâdellerde: Önce "tüm bilimlerin Ku- ran'dan çıktığını" iddia etmiştır; sonra da "uzay üssündeki bilim adanılarının her şeyi Kuran okuyarak öğrendikleri- ni" ortaya atmıştır. Bu nedenle Batı'dan patent hakkı istenebileceğıni vurgular- ken bir başbakana yakışmayan tümceler sarf etmiştir. Yıllardan beri savunduğu safsatadan oluşan hastalıklı görüşlerini. bu kez dünya kamuoyu önünde yınele- miştir. Anımsanacağı üzere Erbakan. 1970lerde "hilafertn büyük faydala- n"ndan söz eden bir politikacıdır. Parti- sinin ileriye dönük çıkarlarını dinsel sö- mürüye dayandırmış, cumhuriyetin te- mel taşı olan laikliği bir yana atarak "anayasayı din kurallanna göre degjştî- receklerini", "nikâhı imamlara kıydıra- caklannı". "hafta tatilini cuma günü ya- pacaklannı" söylemekten çekinmemiş- tir. Daha geçen yıl "İktidarageldiğimiz- de cumhurhet kadrolarını tasfı\e edece- ğiz"diye konuşan Erbakan'ın bu işi nasıl \ apacağı ^imdı merak konusudur. Her ne kadaryarım iktidarolduğu icin şimdilik ~U dönüşleri" vapmakta ise de zamanı gelince düşündüklerini uygulamak iste- yeceğini doğal saymak gerekir. Çiinkü "derv işin fikri ne> se zikri de odur" \ e her parti.programını uygulamak için iktida- rı ele geçirmek ister. Ne \ar ki Sayın Er- bakan. çağdaşlığı ve uygarlığı benimse- yen milyonlarca insanı hiçe sayarak bu konudaki hesaplannı din kitaplanna da- yandırmaya kalkışirsa işte o zaman iş de- ğişir! Refah Partisi, laiklik karşıtı bir parti- dir. Kurulduğu günden beri şeriat de\ le- tinı sa\ unmaktadır. Bunu da hiçbir za- man gizlememiştir. Ülkemizde "eHiyıl- dan beri laiklik adına din düşmanlıgı \ a- pıldığını" söyieyen Erbakan. önce kendi- ne göre bir laiklik tanımı yapmayı dene- miş. bunu beceremeyince de "İaikliğin anayasadan büsbütün çıkarılması" nok- tasına gelmiştir. Laikliğin ulusal egemen- lik temeline dayandığını algılayacak ko- numa ulaşamamıştır. Şeriatın ümmetçi- liğini benimsediği için, cumhuri\etin yurttaşlık bilincinden yoksundur. Şeri- atın bir tür bölücülük olduğunun ay ırdın- da da değildir ya da kişisel \ e partisel çı- karları için bu gerçegi görmezlikten gel- mektedır. Ayrıca "Refah Partisi'neay ve- remeyen cehenneme gider" diyecek ka- dar bilimsel ve evrensel gerçeklerden uzak bir kis.idir. İlk gezisini Iran'dan başlatmasının ile- tisi (mesajı)çok açıktır. İran'daki düzen, şeriat düzenidir. Iran devlet adamlanyla "her konuda mutabakat sağladıklannı" söyieyen de Erbakan dır. İran \ üce Di- v an Başkanı Cennetî. bir süre önce "enf- lasyonun bile çaresinin Kuran'da bulun- duğunu" ıleri sürmüştür. Erbakan da. 1970"lerde "dinle devlet ayn şe\dir lafi, boş bir laftır"dediğine göre. Müslüman- lığı bir din olarak değil. Iran devlet adam- lan gibi bir ideoloji olarak ele alıyor de- mektir. Bu. şeriatçı bir yaklasımdır. "Önvargıları parçalamak, atomu par- çalamaktan dahazordur."" Ünlü fizik bıl- gini Albert Einstein'ındır bu yargı ve köktendinciler ıçın söylenmiştir. K.ök- tendinciler tarih boyunca dünyanın her yanında önyargılardan kurtulamamışlar- dır. Kurtulmalan da olanaksızdır. Kendi düşüncelerinden başka düşüncelere kat- lanamamışlar. özgür düşünen insalan ates,e atmaktan çekinmemişlerdir. "Ci- hat" çağnlan. "katli >aciptir" bu> rukla- rı hep onların marifetleridir. Atatürk. bu gerçeği bildiği için her tür- lüönyargılandanannmışbirTürkiyeya- ratmak \e Türk ulusunu çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkarmak istemiştır. Her konuda aklın ve bilimin önceliğini benimsemiş. akla ve bilinıe dav anmayan köhnemiş bir devlet ve hukuk sistemini terk ederek çağdaş bir sisteme y önelmiş- tir.Bilindiği gibi yurdumuzda Batilılaş- ma girişimleri cumhuriyetten önce baş- lamıştır. Ne \ar ki Atatürk'ün Batıldaş- mak, çağdaşlaşmak ve uygarlaşmak an- layışı ile cumhuriyerten önceki Batılılaş- ma yandaşlannın anlayışı arasında çok derin aynmlar vardır? Osmanlı. Batı'yı körü körüne taklit etmeye kalkışmıştır. Oysa Mustafa Kemal'in "uygarlıkalanı- nı değiştirmek" ve "çağdaşlaşmak"tan amacı. yurdun gönencini sağlamaktır Bu. Mustafa kemal için bir "•ülkü"dür. bir "özlem"dir. Atatürk'e göre "Osmanlıdö- nemindeki tüm Batı'ya yönelişler taklit- çi kalmıştır. Kendi tarih ve kültürümüze davanmavan girişimler, biçimde kalan taklitler, halk ile avdınların arasını aç- makta ve gelişmeler başanya ulaşama- maktadır". Bu gerçeği doğru biçimde gözlediği içindir ki Mustafa Kemal'in Batıcılığı taklitçi olmamıştır. "Bizbenze- memekle, benzetmemekle övünmeliviz. Çünkü biz bize benzeriz" sözü. Batıcılı- ğın Batı biçimlenne benzemek dışında bir anlam taşıdığını göstermektedir. Çün- kü Atatürk. "BatTya karşı Batıcıdır". \'e "Türk ulusu Batılı ounak için Batı ile sa- vaşmak zorunda kalmıştır". Mustafa Kemal, Batı'nın çirkinliklerini atmış. gü- zelliklerini almıştır. Erbakan ise Batı'nın hep çirkinliğinden söz etmekte, ama Do- ğu'yu tüm çirkinlikleriyle birlikte benim- semektedir. Atatürk, Batı uygarlığımn ilkelerini al- mıştır. Bilimsel düşüncesini. bilimsel vöntemini ve aydınlanma çağının felse- fesini getirmek istemiştir yurdumuza. Ne var ki kurumlan ve kuruluşlan gerçekleş- tırirken Türk toplumunun koşullannı göz önünde tutmasinı bilmiştir. Bu yöntem- le kurtulmuştur Batı özentısinden. Ama Batı'yı da hiçbir zaman yadsımamıştır. Bu nedenledir ki uygarlık alanının deği- şimine yol açan laiklik ilkesini Batı'dan alırken onu kendi toplumumuza uy gula- mı$. bu uygulayıştan "ulusal bir laiklik" doğmuştur. Bu inceliği. Erbakan ve takımının an- laması olanaksızdır. Bugün ülkemiz önemli bir yol aynmındadır. Ya Ata- türk'ün aydınlık yolunda yürüyecek ya da şeriatın burgaçlannda yok olup gide- cektir. İkisinin ortas\ bir yol yoktur. Bir kapı. ya açık ya da kapalıdır.Atatürk'ün inandığı vegüvendiğitekgüç.Ur EyTürk istikbalimnevladı"diye seslendiği geru;- ler olmuştur. Çünkü gençler, çoğunlukla karanlığı değil. aydınlığı sevmişlerdirher yerde ve herçağda. Geceyi değil, gündü- zü yeğlemişlerdir. Se\ gili hocam. değerli bilim adamı H. Veldet \'elidedeoğlu'nun ölümünden az önce bir vasiyet biçimindeki sözleriyle bitirmek istiyorum yazımı: "Gençler! Atatürk'ün çadaşlık yürüvüşünü sürdü- riinüz. Gerckirse ikinci bir nıilli mücade- leyi başlatınız." Ruhi Su Dostlar Korosu'na sınavla yeni koristler alınacaktır. Sınav, 15 Eylül 1996 Pazargünü, 10.00'17.00 saatlen arasında yapılacaktır. Yer. BAMKSEN Abıde-ı Hümyet Caddeşı, Nakiye Elgün Sokak 117 Şışli, istanbul Tel- (212) 232 10 00 (4 hatl KU.T1 RMERkEZI İLHAN SELÇUK iskele sancak sol - sağ - şeriat Yıldız falı, ülkeler ve devletler ıçın değil, ınsanlar ıçın geçerlıdir. Gerçı bızım bayrağımızda yıldız var; ama suskun!. Daha çok hılal konuşuyor. "Korkma sonmez bu şafaklarda yüzen al sancak?." Insanımız da balık gıbı bakıyor geleceğe: Bırgöziıağlar.. Bir gözû gûler. Birgözü iskele.. Bir gözü sancak... 2. BASI CIKTI 300.000 TL(KDVdahil) Çağ Pazartama A.Ş. Yerebatan Caddesi Salkımsöğüt Sokak, No: 9/B Cağatoğlu- Istanbui Tel:514 01 95/96 Posta çeki no.: 666322 'Öğretim Birliği' Yasası Delindiyse.. u kanunla bütün medreseve okullar Millı Eğıtim Bakanlığı'na bağlanmış'i N'alnızca Harbokulu %e askeri liseler Millı Savunma Bakanlığı'na devrolunrr.u^tur. 430 sayılı vasa ile kabul edilen bu düzenleme 3 Mart I924tarihinde. Türk öğretinıinin "ortaçağ kurumlan"ndan arındınlmaM amacıyla yavımlanmı^tır. Ögretim Birliği Kanunu. "laikliğin başlatılmasr yolunu açmıştır. Bununla da "yeni vatandaş"ın çağdaş. bilimsel tek bireğitım modeline göre yetiştirilip "çağdaş uygarlık T< a yükselmesi hedeflenmiştir. Ösmanlı dönemi. cumhuriyetin ilanına kadar "ikili yapı'"v ı korumuş; bir y anda "dinsel bir dünya görüşü"nü benimseten medreseler. öbür yanda "Batı örneğTne uygun okullar vardı. Medreseler. deneysel araştırmalan değersiz sayardı. akıl özgürlüğüne önem vermezdi. "tütün ve kahve haram mıdır. mubah mıdır" gibi anlamsız sorunlar. dinden anlayan kişiler arasında korkunç tartışmalara neden oluyordu. Medreseler. ortaçağ tutumunu cumhuriyete kadar getirecekler; sonunda Oğretim Birliği Yasası yoluyla ortadan kaldınlarak imam ve hatip yetiştiren birer "meslek okulu" olacaklardır. Öğretim Birliği ile diyalektik düşünce, tartışma. rasyonel düşünce v e bilimsel şüphecilık disiplinleri amaçlanmıştır. Imam-hatipliseleri mezunlan, bugün harbokulu dışında bütün fakültelere devam edebilmektedirler. Bu liselerden mezun olanlar. eskiyi korumaya çalışan dünya görüşü ve evrim konusunda ilahıyatı desteklemek için çeşitli bilim dışı kuramlar ile yetiştirilmektedirler. Bilindiği gibi. metafiziğin deney vedoğadışıhğına karşı Tanrıbilim (ilahiyat). \ahiv \e imanla açıklanmaktadır. Evrim (gelişerek değişme). Tanrıbilim'e göre yoktur. çünkü bütün varlıklar Tann tarafından en yetkin biçimlenyle yaratılmışlardır. Kutsal kitaplar, insanı. hayvanı ve bitkiyi bugünkü biçimleriyle anlatmaktadırlar. Tannbilim. evrimi tanıtlayan bilimsel bulgular kar^ısında XX. yüzy ılda daha çok direnmek olanağı kalmadığından, yavaş yavaş açılmakta olan "Tannsal plan" varsayımıyla evrim düşüncesine Avrupa'da vanaşılmıştır. Imam-hatip liseleri ile öbür liselerde yetişenler arasında "evrim" kavramında uzlaşma yoktur. Örneğın 99 derece ısıtılan su hangi derecede olursa olsun su nıteliğindedir. ama 100 dereceye çıkanlmakla suyun niteliği değişir ve buhar olur; işte bu evrimdir. Tekamülcü ilahiyat (evrimci Tannbilim) ise yapısı gereği evrim düşüncesine karşıdır. Tanrısal plana göre evrim: sadece doğasal oluşma değil. toplumsal tarihte Tannsal plana göre sürüp gider. Sonuç. yukanda yazılı nedenlerle XX. yüzy ılda Avrupa'daki değişime koşut (paralel) olarak kabul edilen "Öğretim Birliği" Yasası ne yazık ki delınmiştir. Yağmur. doğa yasasına göre yağar; yoksa yağmur duası ile yağmaz. Bu delik kapanmadan imam-hatip kökenlilerin harbokullanna kabulleri mümkün değildir kanısındayım. Em.Alb.AHMET KUTADGU ALACA K.\DASTRO MAHKEMESI'NDEN 1992,27 Esas 1996 34Karar Davacılar Alaca Dölderesi Köyü'nden Hüseyin Eli- büyük ve arkadaşlannın davalılar Zekeriya Bayzel. Ümmiye Bayzel (Ragıp çocuklan Alaca Karnıkara Köyü'nden) ile Salih oğlu Salih Bayzel ve arkadaşla- n aleyhine mahkememize açtığı kadastro tespıtine iti- raz davasının yargılaması sonunda mahkememizce 5.7.1996 tarihinde v erilen karar gereğince dav anın kıs- men kabulüne karar verilmiş Ummiye ve Zekeriya hisseleri dav acılara \ erilmek suretıy le Alaca Döldere- si Köyü Kuruöz mevkiinde bulunan 103 ada 48 nolu parselin tespitinin iptali ile tamamı 24hisse üzerinden 4 hissenin Ragıp çocuklan Ahmet ve Salih Bayzel'e, 8 hisse Süleyman oğlu Rıza Elibüyük'e. 2'şerden 8 hisse Alı çocuklan Fevzullah. Halil. Hüseyin ve Ke- mal Elibüyük adlarına müştereken tapuv a kayıt ve tes- ciline karar verilmiş olup adresi meçhul davalılar Üm- miye. Zekeriya ve Salih Bayzer'e tebligat yerine ka- im olmak üzere ilanın yayın tarihinden itibaren yasal süresinde temyiz edilmediği takdirde hükmün k'esin- leşeceâi ilan olunur. Basın: 106336 ONDA SİZİ ŞAŞIRTACAK ÇOK ŞEY VAR! bakışta hayranlıgırijzı Kazanicak Yaşamınızı daha hareketli kılacak müthiş bir manevra yeteneği, kıvrakhk, kolay park edebilme özelliği. Şehir trafığinde, uzun yolda rahat bir yolculuk ortamı sağlayan, geniş bir iç mekan, üst düzeyde konfor ve güvenlik donanımlan, dahası yakıt tüketiminde tutumlu, güçlü bir motor... Uno'da sizi etkileyecek çok şey var. Görün, kendiniz karar verin. / 4'litrrlit. tarâüra/örfü veen/eisiyon/u mo/orseçeıteiJen • Çe/ii barlar/a tvtvetkndiriJmif iapı/ar • Zengin rrntsefenct/eri • Teipa/fa/t iatlanafii/en aria ko/tu£/ar(l~no SXmodelindeaynca:Merkezı iihtveeleitri&tı ön camlar • Radyo-teyp * fsteğe iağ/ı i/ima/ F I A T
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle