02 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmıthaz Sahibi: Berin ISadi Genel Yayın Yönetmenı. Orhan Erinç 0 Genel Yayın Koordınatörü Hikınet Çetinka\a9 Yazıı^lerı Müdürlen fbrahim Yıldız DinçTa\anç (Sorumlu). # Haber Merkezı Müdüru. Hakan Kara 0 Görsel Yönetmen Fikret Eser Dij Habterler Şinasi Danışoğlu 0 Istıhbarat: CengizN ıldırım • F.konomı. Şiilent Kızanlık # KuUür Handan Şenköken 0 Spor Abdülkadir ^ ücclman 0 Mjkaleler Sami Karaören 0 Dıızeltme Abdullah Yazıcı 0 Fotoğraf- Erdoğan Köseoğlu • Bılgı-Belge: Edibe Buğra 0 Yurt Haberlerr Mehmet Faraç YayınKurulu İlhanSelçıık(Ba$kanl. Ajıkara Temsılcısı Mustafa Balba> • Haber Müdürü Doğan Müesses* Müdürü: Erol Erkut I Orhan Erinç, Okta> Kurtböke. Hikmet Çefinka> a. Şükran Soner, ErgunBakı.DuiçTa\anç, İbrahim \ıldız. Orhan Bursalı. Mustafa Balba>. Hakan Kara. Akın Atatürk Bul\an No. 125. Kat:4. Bakanhklar-AnkaraTel: 4195020 f hatl. Faks. 4195027 0 İzmır Temsılcısı: Serdar Kızık, H Zıva Blv 1352 S. 2 3 Tel 4411220. Koordınatör: Ahmet Korulsan Muhasebe Bülent Yener 0 tdare. MEDVA C: • Yonetım Kunılu Başkanı - Genel Mudur Gülbin Erduran • Koordmator Reha Faks 4419117 4 Adana Temsılcısı. Çetin Yiğenoğlu, Çelik 0 Bılgı-işlem: .Nall tnai l InonuCd. I19S No.l Kaf I. Tel. 3522550. Faks 3522570 BılgısavarSıstem. Mürû\et Çiler Hüsıyin Gürer 0 Işjetme Önder Işırman • Genel Mûdür YardımciM Mine Akdağ Tel 514 07 53 - 513 95 80-513 8460-61. Faks. 5118466 ^ a m m l ^ j n *e B a v a n : Y . m ı İ L - Ha->er \ | a n M . Ba^ın \ e Ya>ıncılık A Ş T u r k o c i i C ı : 5»»il C a i . k v J u ' 4 î . " 4 1-; P K 246 Ulanbul Tel (0 212ı 5 1 2 0 5 115 (20 hatl F a U t<l 212i 51? S5 V5 14EYLÜL1996 lmsak:5.10 Güneş: 6.37 Öğle: 13.07 İkindi: 16.36 Akşam: 19.23 Yatsı: 20.44 Prenses AstPid ülkesine döndii • İstanbul Haber Servisi - "Vfaz tatılini Türkiye ce g«çireıı Belçika Prensesi /Vstrid. eşı Avusturya Prensi Loorenz ilebirlikte Sabena Hlava Yolları'na ar bır u«;akla ülkesine dcndü. E^e'de mavi tura eıkan PTen*e> Astrıd ve eşı Prens L*orenz. dönüşlenrde Mleryem Ana Kıli^esi'ni gezerek hacı olduljr. Askeri öğrenciye şartsız kurul • AMvARA(ANKA)- Milli Savunma Bakanlığı, Silahlı Kuvvetler Oırtaöğretım Okullan'nda öğrenim gören \e başansız derslerı bulunan öğrenciler içsn şartsız kurul hakkı \erdi. Başansız dersleri bulunan öğrencilenn durumları. bütünleme sınav lanna girmış olmak şartıv la öğretmenler kurulunda yenıden görüşülecek. Hazırlık Mnıfı öğrencılerı ise şartsız kuruldan vararlanamayacak. Soyguncu nineye 3 yıl gözaltı • LOSANGELES(AA)- ABD'de vergı borçlannı ödcyebilmek için birbenzm istasvonunu soyma girişimınde bulunan 7 1 yaşmdaki Mary Ruth Blanco adlı nine mahkeme tarafından 3 yıl gözaltı cezasına çarptırıldı 4ma>ıs tarıhinde basına örme bir başlık geçırerek vüzünü gizleven Blanco. benzin istasyonundaki memura silahını doğrultarak kasayı boşaltmasını «.öylemiş, ancak memurun bunu reddetmesi üzerine benzin istasyonunu terk etmişti. Benzin istasyonunu terk ederken vanİışlıklaehliyet numarasinı düşüren nıne böylece yakalanmıştı. Greenpeace'in gemisi gelîyor • ANKARA(AA)- Uluslararası yeşil eylemci örgüt Greenpeaceın (Yeşil Barış) yeni gemisi "Arctic Sunnse'. 23 eylül pazartesı günü tzmir Limam'na demir atacak. Greenpeace'in gemisinin Izmir Lımanı'nda 3 gün kalacağı, bu arada halkın ziyaretine de açılacağı belirtildi. Geminin Izmir'e geliş nedeni açıklanmadı. Ancak Greenpeace evlemcilennin, Izmir ve yöresinde bir etkinlik düzenleyeceği belirtiliyor. Turistik tesise denetim • ANKARA (Cumhuriyet Biirosu)-Turizm Bakanlığı. turistik tesislerde denetımini sürdürüyor. Bakaniık, ocak- ağustos döneminde 2 bin 41 tesisi denetleyerek 179 tesise para. 27 tesise de uyan cezası \erdi. Bakaniık, çevreye duyarlılık çalışmaları çerçevesinde doğaya uyumlu konaklama tesislerinden I6'sına "çam simgesi" verdi. İnternet'te kolaylık • Haber Merkezi - Bilgisayar şirketi Microsoft. Internet'te dolaşmayı kolaylaştırdığı. eğlenceli ve güvenl'ı hale döniiştürdüğü iddiasıyla piyasaya çıkardığı yeni bro\vser (tarayıcı) yazılımı Internet Explorer 3.0"ın Türkçe \ersiyonunu da kullanıma sundu. Kültür Bakanı İsmail Kahraman'ın basma kapalı 'koruma zirvesinde' gerilimli konuşmalar yapıldı Başkanlardaıı şikâyet hocalardatı ders • Burhan Özfatura: Koruma Kurulları seçilmişlere engel oluyor. • Prof. Semavi Eyice: Ben 1948'den beri bu işin içindeyim. tarihi yıkan birçok seçilmiş gördüm. • Melih Gökçek: Kurullar belediyeye bağlanmalı. Biz korumayı daha iyi biliriz. • Prof. Gönül Tankut: Kültür mirasını korumak bilimsel kararlarla olur. Seçilerek bilim adamı olunmaz. İstanbul Haber Ser\isi - Kültür Ba- kanı İsmail Kahraman'ınbaşkanlığın- da "basına kapalı" olarak Istanbufda salı günü gerçekleştirilen "Bihükkent- lerimizdeki Koruma Sorunlan" konu- lu toplantıda belediye başkanları. SİT kararlan ık koruma kurullanndan şı- kâyetçi olurken. koruma kurulu başkan- lannın da belediyecilere kızarak "ders verici" konuşmalar yaptıklan belirlen- di. Kültür \e Tabiat Varlıklarını Koru- ma Genel Müdürlüğü'nünbirmultiviz- yon gösterisi ile başlayan toplantının basına kapalı de\amedenbölümünde ilk söz belediye başkanlarına verıldı. Konak meydanındaki SİT kararın- dan "'mağdur olduğu" bilinen Izmir Bü\üksehır Belediye Başkanı Burhan Özfatura. "KuruilarseçilmişlerinhLz- metlerine engel oluyor. Kurul başkan- lan beledh eden seçilmeli ve bu durum düzeltilmeli" görüşünü savundu. Öz- tatura'nın bu görüşüne katılarak "Bur- han abi haklıdır" şeklinde söze başla- \an Ankara Büyükşehır Belediye Baş- kanı Melih Gökçek de ~Bi/ bu işi da- ha iyi biliriz, koruma) ı bize bıraksın- lar'dedi Gökçek'in eleşririsi Kurullann ve merkezi hükümetin bu konuda beledivelere hep "hırsız" gö- züvlebaktığını vegü\enmediğinı söy- leyen Melih Gökçek. Ankara"daki he\- kellenn bile "kendisinekızılanak" kül- Ba/ı beledivc başkanları, taıihsel mirasın tek \apı ölçeğinde ve "mabetkr- le" sınırlandınlarak korunmasından vanalar. Bu göriiş koruma kurullann- da da "ikridar" olursa. eski sokak dokulan hemen gözden çıkanlacak. tür \ arlığı şeklinde tescil lenmesinı eleş- tirerek. şunlan söyledi: "Kurullarbe- ledi>e>e bağlanmaİu ne korunacaksa se- çilmişler en iyi şekilde korumasını bi- lirier..." Ankara ve İzmir belediye başkanla- nnın bu konuşmalanna paralel olarak görüş bildiren Beykoz Belediye Baş- kanı VücelÇelikbilekde "Pulenezköy'e canıi yapacaktık, SİT ilan ettiler, elimi- zj kolumuzu bağladılar" dedi. Kadıköy Belediye Başkanı SelamiÖzrürkadı- na toplantıya katılan belediye temsıl- cisı mimar Hiise>1n Büyükise "konı- ma kurullannı ve SİT kararlannı sa- vunan tek belediyeci" olarak dikkat çekti. Hüse\in Büyük, "MimariarOda- sı \e diğer ilgili kuruluşların da neden çağrılmadığınr* sorarak, eleştirilerini şöyle sürdürdü: "Bilinı reddedilerek yerellçşme olmaz. Seçilmişler önce si- vil toplum kuruluşlanyla birlikte ha- reket etmesini öğrenmeli. Biz, kimi be- ledhe başkanlanmn tarihi eserler için bu bizim kültüriimüzdeğildiyerekon- lan yıküklarını da biliyoruz. Âsıl sorun kültür mirasını sahiplenme bilinci- dir..." Hocalar 'saMinmada'' Toplantıda belediye temsilcilerin- den sonra söz alıp "yanıt veren" koru- ma kurulu başkanları ise hem kızgın hem de "dersverici" konuşmalar yap- tılar. tstanbul I. Numaralı Koruma Kuru- lu Başkanı Prof. Dr. Semavi Eyice "Ben 1948'lerden bu yana bu işin için- deyim" diyerek, "Elli yıl içinde tarihi yıkan çok seçilmiş insan gördüm" şek- linde konuştu. Özellikle Melih Gök- çek'e yanıt veren Ankara Koruma Ku- rulu Başkanı Prof. Dr. Gönül Tankut ise "Seçilerek bilim adamı olunmaz" dediği konuşmasında. Konya Beledi- yesi 'nin "tramvaya SİT engel oluyor" şeklindeki şikâyetini de şöyle değer- lendirdi: "Alaaddin tepesi bir hövük- tür. Höyük ise tarihsel yerleşme de- mektir. Bunu bilmeyen, korumayı da bi- lemez..." Beykoz Belediye Başkanı'nın SlT'i eleştiren konuşmasını ise bölgeye ba- kan İstanbul III Numaralı Kurul Baş- kanı Prof. Dr. HakkıÖnel>anıtladı. Ku- rullann görevinin "korumak" oldu- ğunu v urgulayan Önel. "Be\koz'dado- ğayı koruyarak imar uygulaması >ap- mak ancak SİT kurallarıv la olur. Be- ledhenin de bunu sa\ unması ve bize des- tek olması gerekir" dedi. Yıldız Sarayı Dış Karakol Bina- sı'ndaki toplantının, Kültür Bakanı İs- mail Kahraman'ın "değeriendirmeko- nuşmasıyla"sona erdiği ögrenıldi. Kah- raman bu sorunlann çözümü için "be- lediyelerle u> umlu çalışmalar yapma- sı >önünde" gerekirse koruma kurul- lanna ait yönetmelik değişikliğine gi- dilebileceöini sövledi. Fransa 'da besicilerin inekli gösterisi Fransa'nın Ferrand kenti, dün besicilerin 10 bin kişinin katılımıyla gerçekleştirdikleri gösteriye sahne oldu. "Deli inek" hastalığı>la orta>a çıkan ha\vancılık krizinden sonra düşen satışlara bir çözüm bulunmasını isteven besiciler. düzenledikleri yürü\ üşe gecim kaynaidan olan inekleri de getirdiler. Besiciler, özellikle gelecek hafta Brüksel'de toplanacak Avrupa Birliği Tarım Bakanlan Toplantısı'na katılacak temsilcilerin dikkatini çekmek istiyoriar. (Fotorğraf: REÜTERS) KAPALI GERÇEKLEŞTİRİLEN ZİRVEDEN İZLENİMLER Toplantıda 'açığa çıkanlar' OKTAY EKİNCİ * Kültür Bakanı İsmaı] Kahraman.bü- yükşehir belediye başkanlan ile koru- ma kurulları başkanlarını çağırdığı bövlesi bir zirve için neden Mimariar Odası'nın kullandığı bu binayı seçti?" Toplantı öncesinde bana bunu soran genç gazeteci>i "dikkatinden ötürü" kutlarken. gözüm ister istemez açış ko- nuşması yapmaya hazırlanan Koruma Genel Müdürü Altan .\kat'a iliştı. ANAYOL'un bakanı AgâhOktav Gü- nerdöneminden beri MimariarOdası'nı bu bınadan çıkarmaya çalışan Altan Akat. şimdi de "devlet zoruyla" ba- kaniık toplantılarını vine burada dü- zenlemeye başlamıştı. Ne var kı toplantıya katılan kimi be- lediye başkanları da Mimariar Oda- sfnın "yağmaya karşı bir ileri kara- kol" olarak tanımladığı Yıldız Sarayı Dış Karakol Binasf nın "anlam veöne- mini* pek fark etmeden görüşlerini bil- dirdiler. Çünkü kapalı toplantıda söz alan he- men tüm başkanlar. "temel sonınun" tarihin ve doğanın korunması değil. "yağmaya engel oluşturan Koruma Ku- rulları" olduğu konusunda geniş bir • Kültür Bakanı, kimi belediye başkanlanmn koruma konusundaki şikâyetlerine çok önem veriyor. Peki, aynı konuda kurullann ve korumacıların politikacılara ve yağmacılara yönelik şikâyetlerini acaba kim dinleyecek?.. görüş birliği içindeydiler... Acaba Kültür Bakanı İsmail Kahra- man,böyıesıne "önemli" bir toplantı- ya neden sadece belediye başkanlan- nı çağırdı? Yine yıllardır ülkenın tarih ve doğa değerlerini korumak için ça- bagösteren diğer kuruluşların. örneğin meslek odalannın yanı sıra üniversite- lerin, çev reci kurumlann. v akıfların ve "korumaya gönül vermiş" kesimlerin görüşleri "önemsiz" miydi?.. Toplantının içyüzünün anlaşılabil- mesi için çok daha önem taşıyan bu so- runun yanıtını ise yıne Kültür Baka- nı'nın "kendisi" \erdi: "Belcdivclerimizin koruma konu- sunda şikâyetleri var. Bu toplantıda, onların şikâyetlerini değerlendirece- ğiz..." Koruma kurullarmda şimdi de 'REFAHYOL operasyonu' başladı Tatildeyken görevden aldılar İstanbulHaberServisi -Eskı Kül- tür Bakanı Agâh Oktav Güner dö- neminde "ANA^'OL operasyonu" olarak gerçekleştirilen Koruma Ku- rulu değişiklikleri şimdi de REFAH- YOL yönetimince sürdürülüyor. İstanbul 3 nolu Kültür ve Tabiat Varlıklan Koruma Kurulu"na Agâh Oktay Güner tarafından atanan Prof. Zekâi Görgiilü, RPli bakan İsmail Kahraman'ın onayıyla "Koruma Kurulu tatildeyken" aörevden alın- dı. Henüz görevden alınma yazısı eline bile geçmeyen Prof. Görgülü. iki ay süren kurul üyeliğinın sona er- diğini toplantı gününü sormak için tatil dönüşü müdürlüğe telefon açın- ca öğrendi. Prof. Görgülü'den boşa- lan üyeliğe Yıldız Üniversıtesi'nde öğretim göre\ lisi olan Lütfü \'azı- cıoğlu'nun getırildiği öğrenildi. Özellikle Sanyerve Beykoz ılçe- lerini 1995 yılı sonlannda "doğal SİT" ilan ettikten sonra RPli ilçe beledivelerinin, arazi sahiplerinin ve siyasi çevrelerin tepkisini çeken 3 Nolu Kültür ve Tabiat Varlıklan- nı Koruma Kurulu'nda. Kültür Ba- • ANAYOL dönemindeki değişiklikler sırasında İstanbul 3 Numaralı Koruma Kurulu'na getirilen Prof. Zekâi Görgülü, kurulun eski üyelerince 1995'te alınan Sanyer \e Beykoz SİT kararlarına destek verip sahip çıkınca. bu kez RP'li Kültür Bakanı İsmail Kahraman'ın onayıyla "iki ay içinde" görevden alındı. Prof. Görgülü. üyelikten alındığını tatil dönüşünde toplantı gününü sorunca öğrendi... kanlığf nca son 4 ay da yapılan üve bölgesine bakan 3 nolu Kurul'daki bu değişiklikten sonra yeni kurul üyelerinin de Sanyerve Bey koz SİT kararlannı "savunmalanveuygula- maları" üzenne. RP'li ilçe beledi- ye başkanlannın bu kez REFAH- YOL'un Kültür Bakanı RP'li İsma- il Kahraman'a "kurulu şikâyet et- tikleri" bilgisi alındı. Bu gelişmeler üzerine de ANA- YOL döneminde atanmasına rağ- men StT kararlanna sahip çıkan Yıldız Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Dr. Zekâi Görgülü'nün kurul üyeliöine "iki ay içinde" son veril- di. İstanbul 3 nolu Koruma Kurulu. halen önceki yıllarda YÖK'ün ata- dığı iki üye olan Prof. Hakkı Önel ve Prof. Suran Zeren Gülerso\'la değişiklikleri 'rekora' doğnı gidivor. Görevlerine son verilmişti Daha önce. ANAYOL hükümeti kurulur kurulmaz. eski Kültür Ba- kanı Auâh Oktav Güner'inonavıv- la ProfAfife Ba'tur, Prof \y la Öd'e- kan ve yüksek mimar Oktay Ekin- ci'nin bu kuruldaki görev lerine son verilmiş ve yerlerine Prof. Turgut Ögünç, Prof. Dr. Oktay Arslanağa ve Prof. Zekâi Görgülü getinlmiş- tı. Ayrıca 3 Nolu kurulun müdürü Yıldız Toker de görevden alınarak yerine 1992 önce"sindeki ANAP ık- tidan döneminde a> nı kurulun mü- dürlüğünü vapan Bülent Bilginatan- mıştı. tstanbul'un Boğaziçi ve Adalar birlikte Kültür Bakanlığı "nca ANA- YOL döneminde atanan Prof. Tur- gut Öğünç, Prof. Oktay Arslanağa ve REFAHYOUun atadığı öğretim görev lisi Lütfü Yazıcıoğlu'ndan olu- ş.uyor. Kurulun. bu kadrosuy la da ön- ceki kurul döneminde alınan koru- ma ve StT kararlannı "benimseye- rek" çalıştığı ve bu yüzden yakın- da "yeni bir operasyonla" daha kar- şılaşacağına dair yaygın söy lentiler bulunuyor. Nitekim, Kültür Bakanı İsmail Kahraman'ın 10 Eylül 1996 günü Yıldız Sarayı Dış Karakol binasın- da "belediye başkanları ile Koruma Kurulu üyelerini buluşturduğu" top- lantıdaki konuşmalan da bu söy- lentileri giiçlendiriyor. RP'li bakan bu toplantıda "kurullann belediye- lerie iyi geçinmelerini" istemiş. ba- kanlıkça da kurullan oluştururken. "buna dikkat edileceğini" ima et- miştı. Aynı toplantıda kurullardan en fazla "şikâyetçi"olan ise 3 nolu Kurııl'un SİT uygulamasına tepki gösteren RP'li Beykoz Belediye Başkanı Yücel Çelikbilek olmuştu. e-posta : tan f« vol. com. tr Beledive başkanlanmn şikâyetleri ise kamuoyunca zaten yeterince bilini- yordu. Örneğin Melih Gökçek, Anka- ra da "göz diktiği hey kelleri" onun hış- mından koru>an Ankara Kurulu'naya da Burhan Özfatura Izmir'deki yıkım projelerine engel olan SİT kararlanna, benzer şekilde İstanbul'daki kimi baş- kanlar da Boğaziçi'nde. Beyoğlu'nda ve kuzeydeki ormanlarda "imar öz- gürlüğünü kısıtlayan" kurul üyelerine zaten hep veryansın edıyorlardı. Bu nedenle toplantının "basına kapalı" ol- ması. aslında çok da önemli değildı. Tartışma yerine 'azarlama' Öyle görünüyor ki bu ülkenin Kül- tür Bakanı. kendi "himayesi" altında- ki Koruma Kurulu üyelerini koruması gerekirken. bu kurullara neden saldır- dıklan çok iyi bilinen politikacılara "serbest atış ortamı" hazırlamayı çok seviyor. Oysa toplantıda kurul üyeleri yalnız bırakılmayıp diğer korumadan yana olan kurumlarda katılabilseydi. bupo- litikacı başkanlar böylesine "yüz bul- mazlar"vekonuşmalannı "azarlama" biçiminde değıl. bilime ve duyarlılığa karşı "daha saygıh" bir şekilde yapar- lardı... Hadi bakan neyse ama. hiç değilse Koruma Gene! Müdürü'nün asıl görev i. ön- celikle koruma kurullarının ve hatta tüm korumacıların politikacılardan. yöneticiler- den ve yağmacılardan kay- naklanan "şikâyetlerine" eğil- mek ve çözmeve çalışmak değil midir? Kendilerini bu ülkenin kültür ve doğa de- ğerlerine adamış bu özverili kadrolar, rant uğruna kendı- lerine yönelen saldırılarda Kültür Bakanlığfnı vanla- rında değil de "karşılann- da" görürlerse. acaba nereye kadar aynı özveriyle çalışa- bilirler?.. Sayın Bakan, toplantıdan sonra ertesi günü dağıtılan yazılı değerlendirmesinde, yine "şikâyetçi diğer beledi- yeleıiede aynıtoplannlann sü- receğini" duyuruyor. Bana kalırsa korumacılar da tez elden "nakanlıktan, duyarsız belediyelerden ve yağmaya çanak tutan politi- kacılardan şikâyetlerini dile getirecekleri" alternatif top- lantılardüzenlemeli. Yoksa, uygarlıklar beşığı olan Türkiye. imar rantına sevdalı bu sözde korumacı- lığın elinde "3. BinyıTa ula- şamadan" yok olup gidecek... MESELA DEDIK ERDAL ATABEK O u "salaklık" meselesi oldum bit- 1J tim insanları pek uğraştırmıştır. Nedense "salak olmak" kötü bir şey kabul edılmiş. insanlar hep salak ol- madıklarını kanıtlamak için yırtınıp durmuşlardır. "Salak" sözü de ne ya- zık ki insanlann birbırini incitmek için kullandıkları olumsuz bir nitelik yerine konmuştur. Elimize yeni geçen "Salaklık El Kitabı" ise bu yanlışlı- ğı düzeltmek için vapılmış derin ça- lışmaları bize iletmektedir. Bu çalış- madan anlıyoruz ki "salak olmak" öyle sanıldığı gibi kötü bir şe> olma- yıp tam tersine şu karışık dünyada rahat v e huzurlu yaşamanın garanti- li yollanndan binsidir. Çoğu kez va- pıldığı gıbi "salaklık" başka nitelik- lerle karıştınlmakta. kimi kez "ah- maklık", kimi kez de "budalalık", "safdillik", "aptallık" gibi durumlar- la karıştınlmaktadır. Ovsa bu iş hiç de öyle sanıldığı kadar basit değilmiş. Üstelik salaklığın çeşitleri bile varmış. Bakınız nasıl... Safsalak... < Ç» afsalak'lar son derece iyi ni- LJ yetli olurlarmış. Bunlar, her şe- v in kendilerinin iy iliği için yapıldığı- na inanır. bu i\ iliklere karşıhk vernıek için çırpınırlarmış. Sıkıntı çektikleri durumları bile "Şimdi sıkıntı çeke- yim ki ilerde rahat edeyim" diye kar- şı lar. bu "ilerde"nin de ne zaman ol- duğunu düşünmek zahmetine bile kat- lanmazlaımış. Söylenen herşeye ına- nır. bunların olmadığını gördükleri zaman da söv le\enlere kızmayı aklın- dan geçirmez. "Söylediklerini yapa- madığı için kimbilir ne kadar üzülü- yordur" diyerek onlar için acı çeker- İermiş. Akıl erdiremediklerı pek çok konu olduğu için de "Ben kinıim ki Salaklık El Kitabı... bunları düşüney im. nasılsa bunlan düşünenler vardır" diye huzur için- de vaşarlannış. Salaklığın bövle hu- zur verici bir şey olduğunun anlaşıl- ması üzerine ruh sağlığı uzmanlan yeni birtedav i yöntemı olarak "salak- lık psikoterapisi" konusunda çalış- malar başlatmışlardır. Dünyada olup bitenlerden huzuru kaçan. u>ku tut- mayan. kavgılarla yaşayan sinirli ın- sanlara "salaklık psikoterapisi" uy- gulanması ciddi olarak gündeme gel- mış durumdadır. Yapılan ilk denemelerden olumlu sonuçlar alınmış olması da umut ve- rıci bulunmuştur. "Salaklık teda\isi" gören huzursuz birkişi "Amançokrahatladım,ev\el- ce her şey i kendime dert eder, üzülür dururdum. şimdi her şey i farklı görü- yorum. Bana neymiş onlardan, ben kendi işime bakıyor, rahat ediyorum" dıverek tedavinın başarılı olduğunu gö>termi^tır. Ama bu konuda tedavı yöntemi tek değil. Çünkü kitapta "sa- lak"lığın çeşitleri olduğu da belirti- livor. Sarsalak... u tipler "sarsak salak" olu\or- muş. Kısaltılarak "sarsalak" de- nen bu salaklık tıpmde "istemeden yanuş şey leryapma"en önemli belir- tiymiş. Ne yapsalar mutlaka bir yan- lışlık da birlikte yapıldığı işin bir sü- re sonra kusurlarına bakılmazmış. Aslında bunlar da pek iyi niyetli olur- larmış ama sarsaklıkları yüzünden konuştukları sözleri. yaptıkları işleri birbirine kanştırır. olmadık işlere yol açarlarmış. Üç kazı gütmeye kalkış- salarbirini mutlaka kavbeder. "kazın birinin neredeolduğu" sorulduğu za- man da "Belki akrabalanna gitmiş- tir" diye gülüm^erleımiş. Hiç kiınse de onlara kızamaz. kalplerinin temiz olduğunu bildiklen için verdikleri za- rarı sineve çekerlermiş. Bunlardan ötürü ış bulamadıklannı. hiçbır yer- de çalışamayacaklarını sanmamak gerekirmiş. Çünkü bu "sarsalak" tip- ler açıkgözlertarafından rakip firma- lara hararetle tavsiye edilir. birileri- nin işlerinin altını üstüne getirmek için el üstünde tutulurmuş. Hatta uya- nık Batı ülkelerinin bu tipleri bulup keşfederek ellerine birer de diploma verip kendi memleketlerine gönder- dikleri, oralarda önemli işlerin başı- na getirip o ülkeyi içinden çıkılmaz duruma getirdikleri bile iddia edil- mıştir. Bazı ülkelerin durumuna ba- kılırsa bu iddianın doğru olacağı ak- la gelirse de kanıtlanması olanaksız olduğundan durum aydınlatılamamış- tır. Tamsalaklar... < T^amsalak'lar süzme salak olup J. dört dörtlük salak olduklann- dan hiç kuşku duyulmamaktadır. De- vekuşu gibi kafalannı kuma gömüp yaşadıkları için hayatlan huzur için- de geçermiş. Hiçbir şeye kafa yor- maz. be> inlerine hiç zahrnet vermez- lermiş. Her şeyi olduğu gibi görüp olduğu gibi kabul ederlermiş. Birisi "Neden öyle?" diye sorarsa hiç durak- samadan "Öyle olduğu için" diye ya- nıt verir. sonra da keyifle gülümser- miş. Yapılan çalışmalar, **tamsalak"ın kendilerine güvenlerinin yerinde ol- duğunu. her şeyi "siyah-beyaz" diye ikiye ayırdıklannı. siyah olana "kö- tü" beyaz olana "iyi" dediklerini. böy- lece pek rahat ettiklerini ortaya koyu- yor. Öteki salak tiplerinin aksine bun- lar çok aktif oluyorlarmış. Çevrele- rindeki salak sayısı da epeyce oldu- ğundan bu "tamsalak"lar önemli ki- şi sayılıyor, yerine başkası konmaz kabul ediliyormuş. Hiçbir işlennde başan sağlayamadığı halde bu sonuç- lar hep "kötü koşullara", "başkalan- nın kıskançlığına", "kaderin kötü oyu- nuna", bağlanıyor. böylece "tamsa- lak"zayıflamak şöyle dursun.güçle- niyormuş. Duruma dışardan bakıp da " Yahu bunlar salak mı yoksa?" diyen- ler oluyorsa da onlan dinlemek iste- yenbileolmuyormuş. Salaklarhalle- rinden pek memnunmuş. Alan razı. veren razı. el ne karışır?
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle