05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
fSAYFA CUMHURİYET 1 EYLÜL 1996 PA2 8 PAZAR KONUGU AhmetIsvan, CHP'deki düşüşü, dürüstlüğe veparti kimliğine sahip çıhlmamasına bağlıyor 'Günümüzün sosyal demoknatı olamadık'SUNUŞ Her kurultayda en yüksek oyu alarak parti meclisi üyeliğine seçilen Ahmet îsvan, bunun sırnnın arkadaşlannın kendisine gösterdiği iyi niyet olduğunu anlatırken şöyle diyor: "Bu bana 12 Eylül'ün bir katkısı. Biliyorsunuz ben 12 Eylül'de müstahak olmadığım halde tutuklandım, haksızhklara ve işkencelere maruz kaldım. Sanınm haksızlığa uğradığım için partimizin delegeleri bunu bana unutturmak istiyorlar. O nedenle bana oy verip PM'ye seçiyorlar." SÖYLEŞI MİYASE İLKNUR Sayın itvan, politikayla sanki son za- ınunlarda aranıza bir mesafe mi koydunuz? İSVAN- Hayır mesafe koymadım. Politikayla ve partımle her dönemde olduğu gibi ılgilıyim. Ancak son kurultayda hasta olduğum için buJu- namadım ve dolavısıyla parti meclisine de aday olamadım. Eskıden hiç olmazsa parti meclisi üye- ligim nedeniyle daha ilgili gibi görünüyor en azından görüşlerimi açıklayabiliyordum. Şimdi öyle degil. Sanınm bundan dolayı böyle bir ka- nı uyandı sizde. ••••• Parti meclisi üyeliği deyince aklıma gelmisken sorayım. Her kurultayda siz en yük- sek oyu alarak PM'ye seçiliyordunuz. Bunun sırn ne? İSVAN- Bu bana 12 Eylül'ün bir katkısı. Bili- yorsunuz ben 12 Eylül'de müstahak olmadığım halde tutuklandım. haksızlıklara ve işkencelere maruz kaldım. Sanınm haksızlığa uğradjğım için partimizin delegeleri bunu bana unutturmak is- tiyorlar. O nedenle bana oy verip PM'ye seçiyor- lar. ••§••1 Bu yanıtınızla Ahmet /s van 'a haksız- lık etmiyor musunuz? Çünkii parti içînde 12 Eylül'de tutuklanan, haksızlığa uğrayan birdo- lu politikaa var. Ama onların hiçbiri delegele- rin teveccühüne mazhar olmuyor? İSVAN - Efendım bu tartışmayı uzatmak iste- miyorum. Ben yine de 12 Eylül'ün bana yaptığı haksızlığa bağlıyorum bunu. • • • • CHP 'nin bugün içindebulunduğu du- rumun nedeni ve sonuçlan üzerinde durmanı- zı istiyorum. .\asılgelindi bu noktaya? İSVAN - Partimizin içinde bulunduğu dumma yol açan nedenleri iki başlık altında toplayabili- rim. Birincisi dürüstlüktegösterdiğimizyetersiz- lik. ıkincisi ise kimliğimizi korumakta gösterdı- ğimiz yetersizlıktır. Biz beytülmala, kamu para- sına çok daha duyarlı ve dürüst bir parti idik. Bı- ze ne oldu bilemiyorum. Son iktidarlanmız dö- neminde bunu hiç hak etmediğimiz bir şekilde le- keledık. İSKİ gibi birolayın bizim yönetimımiz- de olmaması gerekirdı. Partimize büyük zarar verdiğine inanıvorum. BeJediyelerde ve bazı ka- mu kurumlannda görev yapan kimi arkadaşlan- mız geçmişımize hiç yakışmayacak davranışlar içerisınde bulundular. Bundan dolayı da çok şey kaybettik. Bence CHP'nın ve SHP'nın il başka- nı dev letle ıhale ilişkisi olan birkişi olamazdı. Ne yazık ki, çok sayıda il başkanımız müteahhitler- den seçildi. Müteahhıtlik mesleğine hiçbir karşıt- lığım yok. Ama devletle ihale ilişkisi olan bir ki- şı bizim partımızde yönetici olmasın. Ikinci neden ve belki bundan daha önemli ola- nı: bız ılkelerimizi bir ölçüde unutarak günümü- zün sosyal demokratı olamadık. Bizdevrimci bir partıyız. Bugünkü sosyal demokrasi bundan 20 >ıl önceki sosyal demokrasi olarnaz. Biz bugü- nün sosyal demokratı oJmalıydık. Ülkemizın kar- şı karşıya bulunduğu sorunlara. sosyal demokra- siye yakışır çözümler üretmeliydik. Ne yazık ki çözüm üretmedik. İktidara geldiğimiz zaman ne- yi nasıl yapacagımızı kendimizde bilmedik. hal- İca da anlatamadık. Keşke başka türlü davranabil- seydık. Bu kötü sonuçta genel başkanlanmızın sorumluluk payı olduğunu düşünüyorum. • • • • Hükümet ortağı olduğunuz sürece, parti doğal miittefıklerinden koptu. Bunun tek nedeniyolsuzluk değildi herhalde? İSVAN - Sadece yolsuzluk değildi. Ama yoi- suzluk bızı öyle bir itibarsız hale getirdi ki. par- tiyi sözüne ve mensuplanna güvenilemez hale soktu. Bu gözden düşmenin bir başlangıç nokta- sıydı. Ama onun arkasından ikîıdarortaklığimız- da kişiliğimızı, kimliğimizi ortaya koyacak dav- ranışlarsergileyemedik. Uyumlu birortakolmak bence bir siyasi parti için gereldidir. doğrudur. Amabuyetmez. Hem uyumlu bir ortakolmamız hem de kendi kimliğimizi ortaya koymamız ge- rekırdi. Kesinlikle uyurmuziuk. huysuzluk, olav çıkarmak. bu sayede manşetlerde yer almak ve bövlelikle duyarlılık uyandırmak tavsiyesinde değilim. Bunlann hiçbirisine gerek yoktu. Uyum- lu olarak kendı başımıza. diyelim mı bizim ge- nel başkanlanmız kendi adlanna basın toplantı- sı yaparak hükümetteki durumumuzu anlatsalar ve şöyle deselerdi: "Biz bu konuda ortağımızla aynı tutum içinde olmavı kabul edijoruz. Ama tek başımıza iktidarda olsaydık bunu böyle yap- mazdıİC Doğal müttefiklerimiz konusuna gelin- ce. olabilır ki. Türkiye "nin bugün içinde bulun- duğu koşullara göre, bir zamanlar kendini bize doğal müttefik gibi görenier, bugünkü koşullar- AHMET İSVAN 1923 tstanbul Doğumlu. ABD'de master yaptı. 1973- 77 döneminde îstanbul belediye başkanlığı yaptı. 1980 den sonra Barış Derneği davasından cezaevinde yattı. SHP 'nin tstanbul il örgütünde görevyaptı. Son iki dönemdir PMüyesi seçildi. ları 'nin altına da imza atmıştu Yıpranmanızda bunun payı yok mu? İSVAN - 1yi bir örneği anımsattınız. Biz Tür- kiye'nin 5 Nisan'daki durumuna göre, o kararla- nnalınmasınıngerekliolduğunainanıyoridıysek o gün, bunu açıkça halka söylemeliydik. '•'Bu- günkü koşullar Türkiye'de bu tür önfenuerin alın- masını gerektiriyor, ama biz oisaydık ortağımız- dan farklı olarak şunlan vapardık" dernelıydik. Bunlann hıçbinsıni yapmadık ve sadece kararla- I nn altına imza attık. O kararlan imzalamamalıy- dık demiyorum. Belki de gerekıyordu, ama han- gı koşullar altında, niçin ve nasıl imzaladığımızı halka anlatmalıydık. Bunlan yapmadığımız için renksizleştik, kişiliksızleştik ve halkın gözünden düştük. Köy boşaltmalar veyakmalar CHPik- tidarı dönemindegerçekleşti. Bunapartiniz sa- decebir ilde mitingyaparak tepkigösterdi CHP bu akıl almaz uygulamayı önleyebilir miydi? İSVAN - Elbette. Çok büyük haksızlık ve yan- lışlık yapıldı. Biz kendi kişiliğımızi ortaya koya- rak bu tür bir politikayı kabul etmeyeceğimizi belirtebilseydik hem Türkiye'nın Kürt sorunu başka bir türlü bir noktaya gelmış olurdu hem de CHP şimdi içine düştüğü duruma düşmezdi. Bu askeri çözüm, öldürerek çözüm. sahici ve insani bir çözüm değil. Hiçbir suçu olmayan, sadece köyü PKK tarafından basıldığı için o PKK gru- bunu köyünde beslemiş olan ınsanlann dev let ta- rafından suçlu gösterilerek ağır şekilde cezalan- dınlmaları. yargılamadan ve hıçbır suçu ispat edilmeden insanlara güvenlik güçleri tarafından rimizi yok gibi gösterme çabalanna izin verme- dik. Ama süre çok kısaydı. Koyduğumuz koşul- lar yerine getirildi ve Türkiye belkTbizim de ka- tıldığımız yanlış bir kararla erken seçime götü- rüldü. Erken seçime görürülme karannı tartışa- biliriz, ama o karan v erdikten sonra uygulama üs- lubunu eleştirecek durumda değilız. Doğru bu- luyorum. • • • • Siz partinin erimesinde yolsuzluk ve renksizliğin etkiliolduğunu, bu aradabirleşme- den sonra genel başkan olan Baykal'm politi- kalarım olumlu bulduğunuzu söylediniz- An- cak SHP, İSKİ olayımn en kaşındığı dönemde yerel seçimlere girdi veyüzde 14 oy aldı. Ama birleşmeden sonra barajı zorgeçtL Bunu nasıl açıklıyorsunuz?!S'e olduyüzde 14 oy veren sec- mene? İSVAN - Bırkaç şey oldu. Hükümet ortağı ol- duğu sırada davranışlarını övdüğüm Baykal'm parti içı tutumunu hiç övmüyorum. Parti içınde- ki davranışlannın bir hizbm partiye egemen ol- ması görünümünü verecek sekılde yanlış olduğu- nu ve hatalı yapıldığını düşünüyorum. Ben hiç- bir zaman partinin birleşmesınden daha büyük bir güç doğacağına inanmadım. Hiç umut bağlama- dım. Sizin gazeteniz bu işi çok pompafadı. Baş- kalan da tabıi. Basın her nedense biz birleşirsek güç oluşruracağımız varsayımıyla hareket ettı. Bence bu çok yanlıştı. Bizim zayıtlamamız iki- ye bölünmüş olmamızdan kaynaklanmıyordu. Biz günümüze uygun sosyal demokrat çözümler üretemedığimiz. renksizleştiğimiz ve kimliğimi- zi kaybettığımiz için erimekteydik. Jkiye böiün- müşüz, üçe bölünmüşüz hiç fark etmez. Üçümüz de aynı suçu devamlı işliyorduk. Birleşsek bir şey fark etmezdi. Tahmin ertiğim gibi oldu ve hiçbir şey fark etmedi. Bence CHP çatısı altında birleşmek de yanlıştı. Eğer ılle birleşilecekse bu çatı SHP olmalıydı. Çünkü SHP'nın kitlesi çok daha büyükrü. Zaten bırleşme karan verildiği günlerden iribaren genel başkanın Denız Baykal olacağı belliydi. Başkasının genel başkanlığı ka- zanması mümkün değildi. Şimdı CHP'nin genel başkam genel başkanımız oldu, genel sekreteri genel sekreterimiz, genel saymanı genel savma- nımız, genel başkan yardımcıları genel başkan yardımcılanmız, genel merkez bınası genel mer- kezimiz oldu. SHP'lıler bu koşullarda kendileri- ni birsığıntıgibigörmeyebaşladılar. İnsanındo- ğasında bu var. Küçük parti büyük partı>ı yuttu görünümü yaşandı. Bu durum daha büyük olan partinin üyeleri üstünde olumsuz bir etki yaptı. Osırada üstkatmanlannda bazı ıstıfalar veaynl- malaroldu. Kuşkusuzonlanndaetkisı oldu. CHP dağılıvorgöriintüsü verildi. Ahraet İsvan, YaJova'dakJ mütevazi çiftJiğinde elma, şcftaJi, ajva, rrusır, brokoli, Ku^konmaz ve kiraz yetiştiriyor. (Fotoğraf: UĞUR GÜNYÜZ) da belki de doğal müttefik gibi görmeyebilirler. O kişilerle anlaşmayı ya da bozuşmayı göze al- mak da doğru olabilirdi. Yeter ki. kendi kimliği- mizi ortava koyabilelim. Biz kimliğimizi ortaya koyamadık. ••••i SHP ya da CHP'nin iktidarı süresin- ce en vahim hataları nelerdi? Mesela, bir Gü- neydoğu konusunda ilk raporu hazırlayanpar- ti olmasına karsııt iktidarı süresince hiç sesi çıkmadı. 5 Sisan Kararlan 'nin altınaimzaatıl- du Bunlann CHP 'nin çöküşünde rolü ne ka- dar? İSVAN - Güneydoğu konusunda bence çok yanlışlaryaptık. Oradaki vatandaşlanmızayapı- lan kötü davranışların kaçınılmaz olduğunu ka- bul ettik sanki. Biz elbetteki. devletin güvenlik güçlenne silah çeken, karşı çıkanlaria mücadele edilmesine karşı değiliz. Ancak devlet gibi ve dev lete yakışır bir biçimde mücadele edilmelidir. Öyle yapılmadı. Orada korkuya dayalı bir dev let düzeni yerleştirme gibi yanlış bir inanca biz de kapılmış gibi sessiz kaldık. Oradaki vatandaşla- nmızla anlaşmamız ve kucaklaşmamız, yanlışla- n ortava koymamız gerekirdi ve bunu yapabilir- dik. Biz ilk iktidar ortağı olduğumuz zaman ora- daki vatandaşlanmız bize dört elle sanlmaktadıy- dılar. Bize oy vermekte ve güvenmekteydiler. Ama ne yapıldı? Orada tüm Kürt kökenli vatan- daşlarakuşkuylayaklaşıldı ve üzerlerine haksız- ca devlet gücüyle gidildi. Bu haksızlığa bizim ra- zı olmadığımızı ortaya koymak yetmez, engelle- meye çalışmamız gerekirdi. Engelleyemediği- mizde de böyle düşünmediğimizi anlatmaya ça- lışmalıydık. Kürt milletvekillerini partimizden attık. Yanlış yaptık. Sonuçta, bu davranışlanmız- dan sonra Güneydoğu'da bütün siyasi partilerin tabelalan indi. Yani Güneydoğu halkıyalnızpar- timize değil Türkiye Cumhuriyeti devietine de gücendirildi. Biz o sırada oradaki arkadaşlanmı- zı tekrar devletimizle banştıracak bir umutla par- timize almaya kalkıştığımızda da yanlış anlaşıl- dı. Aynca o mılletvekilı arkadaşlanmız da ken- dilerini bir türlü PKK'den koparamadılar. Onla- ra da yazık oldu. Bize de yazık edildi. Ama biz yine de kendi kişiliğimizi ispatlayacak davranış- ta bulunmalıydık. Orada top yekûn halkın ezil- mesine yol açacak sözde güvenlik tedbirlerine karşı çıkmalıydık. Gücümüzü o istikamette kul- lanmalıydık. Sanıyorum buna gücümüz o tarih- lerde yeterdi. Partiniziktidardayken 5NisanKarar- ezıyet edilmesi hem vicdanlara rahatsızlık ver- miştirhem de bizim devlet anlayışımıza yakışma- yan birdavranıştır. Buyöntemlerle oradaki insan- lanmızyıldınlarakbastmlmayaçalışıldı. Bunun böyle sonuçlanacağmı bildik, ama yeterince et- kili olamadık. • • • • Son genel seçimlerin ardından sizi zi- yaretettiğimdeBaykal'm iktidaragirmeyönün- deki isteği ve çabasım desteklediğinizi belirt- miştiniz. Hâlâ aynı görüşte misiniz? İSVAN-Evet bu görüşteyim. Genel Başkan ol- duktan sonra Baykal'ın önce koalısyona ortak ol- mama karannı, ondan sonra da ortak olma kara- nnı yerinde buluyorum Ortak oimama karany- la bence Baykal, ortağımıza daha ciddı davran- ması gerektigini, bizim partimize de daha saygı- lı davranması gerektigini, devlete saygılı davran- ması gerektigini söylemiş oldu. Sonunda CHP'nin devlette bulunması gereği ortaya çıktı. Devleti hükümetsız bırakmamak için hükümetı tekrar kurmayı kabul etrrıış olmasını da olumlu karşjlıyorum. Hatta Başbakan Yardımcısı olduk- tan sonra Başbakan Yardımcılığı yapma üslubu- nu da yerinde bu/uyorum. O kısa süre içerisinde biz kendimizi ezdirmedik. Partimizi ve görüşle- Parti sürekli sağa kayıyorgibigeliyor bana. İnönü 'den itibaren adım adım merkeze yaklaşma politikası izleniyor sanki. Siz bu gö- rüse katılır mısınız? İSVAIN-Galiba sana öyle geliyor. Bugünkü so- lun yorumu bundan yirmi yıl önceki solun yoru- mu değildir. Dünyanın içinde bulunduğu kon- jonktüre uygun bir sosyal demokrasiyi bulmaya ve yaratmaya mecburuz. V r imıı yıl öncenin sos- yal demokrasisi bugün geçerlı değildir. Belki de bizden yirmi yıl öncenin davranışını bekleyenler bu yüzden düş kınklığına uğradılar. Biz onlara bugünün çözümlerini üretebılseydik belki de o yanlış beklentiden kurrulurlardı. Biz sağa kayma- dık, kimliğimizi yitirdik. Bizim genel görünüşü- müz sağcı bir parti görünümünde midir?" Evet o görünümdedir. En azından olaylara karşı gösterilen tavırya da tavırsızlık benzestir. Kuskusuz solpolitikalar ekonomide belli olur, ama Türkiye 'de demokrasi ve insan hakiarı sola ihale edilmiştir. O nedenle tekrar- lamaktayarargörüyorum. Sokaktayargısız in- faz yapılırken sağ da sessiz ve tavırsız partiniz de... Köyleryakılıpyıkıhrken, memurlar sendi- ka istediler diye sokak ortasında dövülürken, özelleştirme adı altında devlet talan edilirken, ö'lüm orucunda insanlar yaşamını yitirirken sağ nasıl görmezden geliyorsa sol olduğunu söyleyen buparti degörmezden geliyor. Pekibu sağa kayış değil de nedir? İSVA.\-Çok haklısın. ama ben bunu sağ ile sol arasında bir aynm olarak düşünmüyorum. Kim- liğimizi ortaya koyamama sorunu olarak görüyo- rum. Işte biz kimliğimizi ortaya koyup bunlara ta- vır alabılseydik sonuç böyle olmazdı. Bu solcu- luk mu. değil. Saptamalanmız aynı ama terim farkımız var Ben kimliğimizi vitirdik diyorum, siz sağa kaydınız dıye yorumluyorsunuz. Örne- ğin, milletvekilimizpolistendayakyedjği zaman kıyameti koparabilseydik. devlet kavramının ya- bancısı başbakanımıza "Va gereğini derhal ya- parsın ya da bizyokuz" dıyebılseydik, bu uğur- dakoalis>onubozabilse>dik, o zaman kimliğımiz ortaya çıkardı. Şimdi ben size sorayım bu kımlik solcu bir kimlik mi olurdu? Yoksa hukuk dev le- ti anlayışına saygılı harhangi birhükümetin dav- ranışı mı olurdu 0 Bence sağcılık solculuk ekono- mik konularda anlaşılır İsvan, 'Kanlı 1 Mayıs5 olarak tarihe geçen 1 Mayıs 1977'de işçilere otobüs tahsis ettiği gerekçesiyle suçlu bulundu Ekmek tekelcilerine karşı Halk Ekmek.Ahmet İsvan, sadece üyesı bulun- duğu CHP içinde değil. gıderek kir- lenen, yozlaşan Türk siyasetinde tü- kenenbirneslinsontemsilcilerinden bıri. Her gün yeni açılan beyaz say- fa/arın kısa sürede kirletildiği günü- müz siyasetinde aynı zamanda asa- letin de sembolü olan bir isım. Aktif siyasette oldugu süre içinde Îstanbul Beiediye Başkanlığı. PM üyeliği, NfYK üyeliği ve kurultay de- legeliği yaptı. CHP ve SHP'nın son birleşme kuruitayında da divan baş- kanlığı görev ıni kendisinden bekle- nen olgunluk ve hakkaniyetle yerine getirdi. Partisinin kapatılma karan verilirken duyduğu acıyı ne divan- daki arkadaşlanna ne de ne de salo- na hissettirdi. 12 Eylül darbecileri- nin, belediye başkanlığı yaptığı dö- nemi didik etmelerine karşın ne ken- disinin ne de partisinin yüzünü kızar- tacak bir tek fiiline rastlanmadı. Dö- nemin ünlü savcısı Sülevman Tak- keci bula bula ancak onur duyulabi- lecek bir eylemi suç olarak ıddiana- mesinealabildi. İsvan'ınsuçu'4 Kan- hlMayıs" olarak tarihe geçen 1 Ma- yıs 1977'de kutlanan işçi Bavramı'na katılmak ve işçilere otobüs tahsis et- mektı. Tutuklandı, işkence gördü. Salındıktan sonra bu kez eşi Reha İsvan, Banş Derneği Davası'ndan içerideydi. Beledeyi başkanı oldugu dönem- de sosyal demokrat belediveciliğm nasıl olması gerektigini göslerdi. Kendisinden önceki dönemde vüklü- ce bir alacağı bulunan kardeşinin borcunu bir sonraki döneme aynen devreden isvan, partisinin içindeki ekmek tekelcilerinin tehdidine ucuz ekmek üreten Halk Ekmek fabrika- lannı kurarak yanıt v erdi. Örgüt için- de delegelerle kirli ve kendisine ya- kışmayacak ilişkileri hiçbir dönem- de olmadı. Ama her seferinde parti meclisine en fazla oyu alarak seçil- di. Bunun sırnnı sorduğumuzda "12 Eylül'ün bana hediyesi" deyip ken- dinde topladığı üstün meziyetleri görmezden gelerek tevazuyu elden bırakmadı. isvan. yaşamının çoğunu Yalo- va'daki 500 dönümlük çiftliğinde zi- raatçılık yaparak geçiriyor. 1950 yı- lında 30 bin 500 liraya alarak mey- ve üreticiliğine başlavan İsvan, çift- liğinde elma, şeftali. ayva, mısır. bro- koli, kuşkonmaz ve kiraz yetiştiri- yor. Ziraatçılığı da hakkıyla yapmak için yurtdışından getirdiği yayınlan okuyarak, mutevazı çıftlik evindeki laboratuvarda tahlılleryaparaken iyi verimi almaya çabalıyor. Geçen yıl >akalandığı hastalığı, "Ben zaten yaşımı başımı almış biriv- dim"diyerek şaşılası bir şekilde te- vekkülle karşılayan Ahmet İsvan, te- davı sonucu iyileştıkten sonra yeni- den çiftliğindeki mutevazı yaşamına döndü. Ahmet isvan. araba ile bize çiftliği dolaştınrken, Reha İsvan'ın yazdığı bir kıtaptan bir bölüm aklı- ma geliveriyor birden. Reha İsvan, eşinin her konuda kadın haklanna değer verdiğını belirtmesine karşın kendısinin araba kullanmasına pek fırsat vermediğini, bilinç altında ka- dınların araba kullanmasını isteme- diği şeklinde bir izlenıme kapıldıöı- nı yazıyor. Bu suçlamaya Ahmet İs- van "ın da belki söyleyecekleri olabi- lir dıyerek eşinin bu izlenime kapıl- masındagerçeklikpayıolupolmadı- ğinı soruyorum. Gülerek reddediyor: "Kesinlikle böyle bir düşünceye sahip değilün. Vanlış bir algılama. Ben sadece ara- ba kullanmavı çok sevdiğimden bir- likte olduğumuzda onun kullanması- na fırsat kalmamıştır. Yoksa bir ya- sak falan söz konusu değil. Reha bu- nu nedense yanlış bir şekilde kadın- lann araba kullanmasına karşıymı- şım gibi algılamıştır. Ben öyle düşün- mediğim halde o benitn öyie düşün- düğümü sanır." Ahmet Jsvan. Robert Koleji'nin ardından aldığı ziraat mühendisliği eğıtimini icra etmek için Yalova'da- kibu çiftliği 1950yılında30bin500 liraya satın alıyor. Satm almdığında arpa üretilen boş tarlalar şimdi çeşit- li meyveağaçlanyladonatılmış. Ah- met İsvan. çiftliği alış öyküsünü ve Robert Kolej'den arkadaşı olan eşi Reha İsvan'ın köy yaşamına nasıl uyum sağladığını ise şöyle anlatıyor: "Okulu bitirdikten sonra böyle bir yer arayışına kovuldum. Bekârken buraya geldim. ÇifYliği satın aldığı- mızda nişanlıydım. 500 lira için ba- bam bir hafta pazaıiık etmişti. E v/tn- dik gelin buraya geldi. Ağaçlann tü- münü ben yetiştirdim. Bunlar ikinci kuşak ağaçlar. Söküp yenilerini dik- tik. Reha buraya çokkolav uvum sağ- ladı. Bambaşka bir hayattı bizim için. Çocuklanmız burada büvüdü. Dog- rusu buradaki insanların iç dünvası- nı ben Reha aracılığı ile öğrendim. Reha, Köv Kadmlan Derneği adın- da bir dernek kurdu. Sonra bu der- nek uluslararası bir federasvonun üyesi oldu. 12 EylüPden sonra bütün demekler zaraıiı bulununca bu der- nek de kapandı." Ahmet ve Reha İsvan çiftinin biri kız üç çocuğu var. Onlann ziraatla arası nasıl diye sorduğumuzda. "Seviyorlar ama onlar ziraatçılık \apmayacaklar" dıvor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle