Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30AĞUSTOS1996 CUMA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
1994 ve 1995 yıllannda sadece anaparaya faiz işleten hükümetler, nemayı bedava kaynak olarak kullandılar
Zorunhı tasamıfta aldafmacaESRA VENER
AJVKARA- Çalışanlann maaş ve
ücretlenne uygulanan zorunlu tasarruf
nemalannm. hak sahiplerinin büyük
kayba uğramalanna neden olan bir
uygulamayla. faizlendirilmeden
Uıtulduğu öğrenildi. Böylece. 1994
başında 1 yıl faize yatınlan birikimin
yılsonunda alınan neması. 1995'de faiz
uygulanan toplama dahil edilmedi.
Hazine'nin. zorunlu tasarufa teşvik
hesabmda bulunan 428 trilyon liralık
ana para ve nema toplamını ancak 1997
Mart ayından sonra. ayda en fazla 50
trilyon liralık taksitler halinde
Ödeyebileceğini hükümete bıldirdiği
öğrenildi.
REFAHYOL'un ücret ve maaşlardan
yapılan zorunlu tasarruf kesintisinin
kaldınlması uygulaması. çalışana ek
gelir sağlama gerekçesine
dayandınlmasına karşın: sadece Hazine
ve işvereni kurtardı. Hükümetin,
çalışanlann zorunlu tasarrufu teşvik
hesabında bulunan 428 trilyon liralık
birikimine el koyarak, Hazine'ye
bugüne kadar borçlanarak kullandıgı
kaynakları gerçek değeri üzerinden geri
vermeme olanağı tanidığı; işverenin de
calışan için iicretlerin yüzde 3"ü
oranında prim yatırma zorunluluğundan
kurtulduğuna dikkat çekildi.
Çalışanlann ücretinden son 6 yıldır
yapılan kesintiler ise gaspedildi.
Çalışanlann birikimlerinin nasıl
ödeneceği konusunda halen bir
açıklama yapılmazken. zorunlu
tasarrufa teş\ik hesabında 1994 ve 1995
yılında yalnızca ana paralann faize
verildiği. nemalara faiz uygulanmadığı
ögrenildi.
Bunagöre, 1994 yılında 1 yıl vadeli
devlet kâğıdına yatırılan birikimin 1995
başında alınan neması. o yıl faize
yatınlan toplama dahil edilmedi. 1995
yılında yalnızca 1994 başındaki birikim
yeniden faizde değerlendirildi.
1994 ve 1995 yılı ortalama faizoranlan
dikkate alınarak yapılan hesaplamava
göre, 1994 başında hesapta 100 milyon
lirası biriken bir çalışanın parası. yıîlık
yüzde 118 oranında faizle yılsonunda
218 milyon liraya yükseldi. Ancak 1995
yılında da yıllık ortalama yüzde 108
oranında olan faize yine 100 milyon lira
yatınldı. 1995 sonunda da bu miktar
208 milyon liraya yükseldi. Çalışanın
1994 yıfındaki 100 milyon lirası bu
uygulamayla 1995 sonunda 426 milyon
lira oldu.
Ancak, bankalann uyguladığı olağan
işlemle nemaların da ikinci yılın faizine
katılması gerekiyordu. Bu durumda,
çalışanın 1994 yılındaki 100 milyon
lirası 1995 sonunda 671 milyon lira
olacakrı. Bu faizoyunuyla 100 milyon
liralık birikimi olan birçalışan 2 yılda
245 milyon lira zarar ettirildi.
Bankalara. iç borçlanması sırasında
yıllık ortalama yüzde 130 oranında faiz
veren Hazine'nin zorunlu tasarruf
hesabındaki birikimi. bu yıl şubat
ayında da 1 yıl vadeli vıllık yüzde 30
oranında faizli kâğıtlar karşılığında
bloke ettiği ögrenildi.
Hazine'nin de hükümete. hesaptaki
paralann Şubat 1997'ye kadar devlet
kâgıdında bloke edildiğini bildirdiği.
geri ödemelerin ancak bu dönemden
itibaren yapılabileceğini kaydettiği
öğrenildi. Hesaptaki paraya karşılık
nakit bulunmadığını ve birikimin iç
borçlanmayla karşılanaeağını belirten
Hazine'nin, hükümete. çalışanlara
zorunlu tasarruf kesintilerinin ancak
gelecek yıl mart ayından itibaren ve
ayda en fazla 50 trilyon liralık bölümler
halinde ödenebilecegini bildirdiği
öğrenildi.
Türk-İş ve Hak-lş hükümeti bekleme eğilimine girerken DÎSK ve KESK tepkili
Sendikalar ayrı telden çaldıGUISEŞGURSON
AJNKARA- REFAHYOL hüküme-
tinin zorunlu tasarruf kesintilerini. "öde-
me planına bağlanıadan" durdurması.
işçi ve memur sendikalanndaki tepki-
nin tırmanmasına yol açtı.
Başbakan Necmettin Erbakan'ın. ge-
ri ödemeleri "birlikte takvime bağla-
nw" garantisi verdiği Türk-lş ve Hak-
lş konfederasyonlan, hükümetin çalış-
masını "bekleme" eğilimine girerken:
DİSK ve Kamu Emekçileri Sendikala-
n Konfederasyonu (K.ESK). eylem ya-
parak "hak gaspını önleme" görüşünü
benımsedi.
Türk-lş ve Hak-lş, daha önce aldık-
lan karar uyarınca. bugün KKTC'de
Başkanlar Kurulu toplantısı yapacaklar.
Bu toplantılarda, zorunlu tasarruf ne-
malannın geri ödenmesi sorununun ya-
nı sıra 1997 yılında bağıtlanacak kamu
kesimi toplu iş sözleşmelerinde izlene-
cek yöntemlerin belirlenecegi kayde-
dildi.
Türk Harb-Iş Sendikası Genel Baş-
kanı İzzetÇetin ile Petrol-Iş Sendikası
Cenel Başkanı Ba> ram V ıldınm da dün.
"Zorunlu tasamıfsoygununakarşusen-
dikalann ortakeylemi zorunludur" yo-
lunda yazılı açıklama yaptılar. Ortak
imzalı açıklamada, kesintilerin ödeme
planına bağlanmadan durdurulması
"sojgun" di\e nitelendirilerek. "Süre-
cin bu aşamalara gelmesinden sonım-
Zonınlu tasarnıfta eylem birliği çabalan kısa sürdü.
lu olan,yalnızca işçhe sendika düşman-
lığı kanıtianmış Başbakan Yardımcısı
Tansu Çıller değil, kutsal değerleri sü-
rekli »urgulayan, adillikten, haktan söz
eden Başbakan Necmettin Erbakan'dır.
Bu açıksoygunun engeUenmçsirçin.rüm
sendikal örgütlerinyoğun birey İemlilik
sürecine girmesi zorunlu \e kaçınılmaz-
dır. Bu eylemlilik, işçi hareketinin hak-
lannı sahiplenmesinin tarihsel bir sına-
\ı olacaktır" denildi.
Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Bal
da KESK'in bu hafta sonunda fstan-
bul'da. eylem takvimi belirlemek için
toplanacagını söyledi. Bal. oluşturula-
cak eylem planının. işçi sendikalanna
öneri olarak götürüleceğini. kabul edil-
memesi durumunda memurlann eylem-
leri yaşama geçirecegini vurguladı.
Türk-lş. 1994'tenemalannödenme-
sini öngören Yüksek Planlama Kurulu
(YPK) tebliğinin yayımlanması üzeri-
ne. üyelerine "Zorunlu tasarrufkesin-
tâerinigerialmayışûnddikerteteyin" çağ-
nsı yapmıştı. Türk-lş Hukukçular Ku-
rulu, tasarruf kesintilerinin yalnızca iş-
çi ücretlerinden kesilen bölümünün ge-
ri ödenmesinın "anayasaya a>kın" ol-
duğu gerekçesıyle hukuksal girişimde
bulunulması, bu süreçte de kesintilenn
alınmaması görüşünü benimsemişti.
Türk-lş Genel Başkanı Ba>ram Me-
ral \e Genel Mali Sekreteri EnverTo-
çoğlu tarafından teşkilata genelge gön-
derilerek. 3417sayılı yasanın bazı mad-
delerinin degiştirilmesi gerektigini bil-
dirmişti. Genelgede. "Türk-İş,3417sa-
>ıiı yasanın başta 6. maddesinin 3 \e 4
nolu bentleri olmak üzerv, bazı madde-
k'rinin. işçiler ve diğer çalışanlar yara-
nna sonuç verecekbiçimdedegiştirilme-
si için ga> ret gösterilmesi gerektiği gö-
rüşündedir" denilmişti. Konfederas-
yonda. bu tebligin çıkarlmasına esas
olan 3417 sayılı yasanın degiştirilmesi
yolunda girişimlerde bulunulması gö-
rüşü benimsenmişti. Ancak, Türk-lş.
bugüne kadar, bu konuda hukuki birgi-
rişimdebulunmadı.
Hak-Iş'ten teşekkür
Hak-lş Konfederasyonu Genel Baş-
kanı Salim Uslu. Başbakan Necmettin
Erbakan ile yaptıgı görüşmede. kesin-
tilerin durdurulmasından memnun ol-
duklannı vurguladı. Hükümete. kesin-
tileri durdurmasından dolayı teşekkür
eden Uslu. "54. cumhuriyet hükümeri-
nin uygulamalan, kamuo>unda büyük
sempati ıı\andırmaktadır" dedi.
Özgürlük \e Daşanişma Partisi (ÖDP)
Geneî Başkanı l'fuk L'ras da yaptıgı
yazılı açıklamada. iptalle birlikte
emekçilerin428triKon lira;>ının hukuken
gaspedildiğini belirterek "Sivasıiktidar.
savaşa, ranti>elere. gizli ödemelere
harcanarak gerçekleştirilmiş olan fiili
gaspa, şimdi hukuksal kılıf buldu"
açıklamasını yaptı.
Turizm ;
sektörüne
6
tele-vaat'
Ekonomi Seı-\isi - Turizm Bakanı
Bahattin Yücel, turizm sektöriinün ge-
lişmesini engelleyen tüm yasal engel-
leri kaldırmayı vaatettı. Turistik Otel-
ciler ve Işletmeciler Birligi'nin (TU-
ROB) düzenledigi geleneksel yemekli
toplantıya telefon bağlantısı ile katılan
Turizm Bakanı Yücel. turizm sektörü-
nün daha çok gelişmesi ve sektörde kar-
şılaşılan bazı yasal engellerin kaldınl-
ması için çalışacaklannı belirrti.
21. yüzyıla girerken turistik yatak sa-
yısının 1 milyonu. otel sayısının 200
bini aşmasını hedeflediklerini açıklayan
Yücel. mevcut havaalanlannın gelişti-
rilmesi gerektigini söyledi. Turizm sek-
töründe hedeflere ulaşmanın sektörel
kuruluşlann başansına baglı oldugunu
dile getiren Yücel. Turizm Bakanlıgı
tarafından yürütülen birçok faaliyetin
sektör temsilcisi kuruluşlara devredil-
mesinden yana oldugunu ifade etti.
TUROB Başkanı AliGürelide turiz-
min insanlar arasına gelişen ve yakın-
laşmayı sağlayan bir endüstri oldugu-
nu vurgulayarak. birligin yaptıgı çalış-
malardan söz eni. 19 eylülde "Türkiye
Otelciler ve İşletmecüer Biıiiği Balosû"
ile geleneksel "AltınAnahtarÖdülTö-
reni"nin yapılacağını belirten Güreli. on-
dan önce de 5 eylül tarihinde Lütfı Kır-
dar Kongre Şalonu'nun resmi açılışmın
gerçekleştirileceğini bildirdi.
ANAP hesap
sormaya
hazırlanıyor
ANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - ANAP. "tasamıfiı teşvik fo-
nu" hesabındaki ABD Dolan "na
endeksli özel tahvile çevrili pa-
ranın. düşük kurdan bozdurula-
rak 80 trilyon lira zarar meydana
getirilmesi ıddiasından sorumlu
tuttugu dönemin Başbakanı. DYP Genel Başkanı.
Başbakan Yardımcısı Tansu Çillerhakkında Mec-
lis soruşturması açılmasını istevecek.
ANAP Grup Başkanvekili Cumhur Ersümer.
dün düzenledigi basın toplantısında. hükümetin
siyaseten kendini desteklemeyen kesimleri. bazı uy-
gulamalarla kendini desteklemeye zorunlu hale
getirmeye çalıştığını ileri sürdü. Hükümetin. pro-
mosyon yasası ile basını. bedelsiz ithalatla sana-
yicileri dize getirmeyi amaçladığını savunan Er-
sümer. zorunlu tasarruf kesintilerinin. anapara ve
nemalann nasıl geri ödeneceğine ilişkin birdüzen-
leme öngörmeden durdurulmasını eleştirdi. Bu ko-
nuda. komisyonlarda ve genel kurulda gösterdik-
leri çabalann sonuçsuz kaldığını anlatan Ersümer.
Cumhurbaşkanı Demirel'in onaylaması durumun-
da yasayı Anayasa Mahkemesı'ne götürecekleri-
ni bildirdi. Ersümer. şöyle dedi:
"Tansu Çiller'in başbakanlığı döneminde Yük-
sek Planlama Kurulu, 11 Şubat 1994 tarihli kara-
n>la. tasarrufu teşvik hesabından ABD Dolan'na
endeksli özel tah\ile çe\ rilen ka\ nakların, 4. ne-
malann ödenmesi için Türk Lirası'na çe\rilmesi ön-
görülmüştür. Ancak tah\iller 31 Aralık 1993'teki
kur üzerinden Türk Lirası'na çe\ rilmiştir. ISema-
nın ödendiği tarihte kur 40 bin iira iken 14 bin li-
radan bozdurularak yaklaşık80 trilyon lira buhar-
laştınlmıştır. Bunun hesabını soracağız."
94 krizi sanayiciye ders oldu
İSO'nun araştırmasına göre 500 büyük sanayi kuruluşunun toplam varlıklannda borç oranı
düşerken özsermayelerinde artış gözlendi ve bu sayede mali yapıları güçlenmiş oldu
Firmalann Mali Yapısıi
500 BÜYÜK FİRMA
Kısa Vadeli Borçlar
1988
36.39
1989
34.11
1990
36.44
1991
42.61
1992
42.50
1993
43.98
1994
43.66
1995
39.87
Uzun Vadeli Borçlar 24.29 21.39 20.95 23 0" 22.27 23.73 20.52 16.57
Toplam Borçlar 60.68 55.49 57.39 65.62 64.77 67.71 64.18 56.44
Oz Sermaye 29.50 35.14 33.76 27.50 27.16 22.78 24.85 30.13
Bılanço Kân (V.O.) 9.82 9.37 8.85 6.88 8.07 9.51 10 97 13 43
100.0 100.0 100.0 100.0 100.0 100.0 100.0 100.0
ÖZEL FİRMALAB 1988 1989 Î99Ö Î99İ 1992 1993 1994 1995
Kısa Vadeli Borçlar 43.97 40.51 39.50 42.8-^ 43.44 40.26 39.77 41.78
Uzun Vadeli Borçlar
Toplam Borçlar
Öz Sermaye
11.7316.14 14.90 16.16 16.83 14.97
60.11 55.41 55.66 59.67 58.41 „....„ ~
26.42 31.39 31.02 30.13 28.43 22.91 27.76 30.69
21.03 15.88
61.29 55.65 53.51
Bilanço Kârı (V.O.) 13.37 13.20 13.32 10.20 13.16 15.80 16.59 15.80
100.0 100.0 100.0 100.0 100.0 100.0 100.0 100.0
KAMU FİRMALARI 1988 1989 1990 1991 1992 1993 1994 1995
Kısa Vadeli Borçlar 31.61 29.62 34.08 42.41 41.68 47.68 47.36 37.45
Uzun Vadeli Borçlar 30.00 25.93 24.63 28.14 28.62 26.42 24.93 22.70
Toplam Borçlar 61.61 55.55 58.71 70.56 70.30 74.10 72.29 60.15
Ûz Sermaye 30.88 37.77 35.87 25.32 26.06 22.65 22.09 29.42
Bıianço Kân (V.O.) 7.51 6.68 5.42 4.12 3.64 3.25 5.62 10.43
100.0 100.0 100.0 100.0 100.0 100.0 100.0 100.0
EkonomiServisi-1994 krizinde, mali ya- ken dış kay naklarda artişın devam etmedi-
pılanndaki bozukluklar ve yüksek borç yü-
kü ile üretimlerinde büyük düşüş yaşayan
sanayi firmalan. 1995 'te, dış kaynaklara ba-
ğımiılıklannı azaltarak. özsermayelerini
güçlendirme yoluna gitti. Istanbul Sanayi
Ödası'nın yayımladığı "Türkiye'nin 5Ö0
Büyük Sanavi Kuruluşu" adlı çalışmada.
1995 vılında hem özel sektörde. hem ka-
muda mali yapıda iyileşme yaşandığı bil-
dirildi.
1995 "te genel satışlarda ve katma değer-
de toplamda artış sağlandığı kavdedilen
ISO çal ışması nda. "Yaratılan kârda da ar-
tış sağlandığı ve özserma\enin bü\üdüğü.
dış kaynakların pavının küçüldüğü. mali
>apıdadiizelme>aşandığıgöriilmektedir"
denildi. 1990'dan beri ekonomideki reses-
yona bağlı olarak işyerlerinin mali yapıla-
rının büyük ölçüde bozulmuş olduğuna
dikkat çekilen çalışmada. şu göriişlere yer
\erildi:
" 1990'dan sonra işyerlerinin toplam kay-
nakian içinde dış kaynakların (borçlann)
pa\ ında önemli bir artış görüldü. Mali ya-
pıdaki bu bozulmayı 500 büyük fiımada da
gördük. 1993 yılına kadar, özellikle kısa
\adcli borçiarda bü> ük arbş görüldü. 1994 'te
üretim hacminde önemli bir düşüş yaşan-
dı. > aratılan ka> naklarda gerileme görülür-
ği görüldü. \üksek faizli krediler, işjerleri-
ni iirkiittü. İşyerleri küçülerek, toplam borç-
larında ufak da olsa bir gerileme gerçekleş-
tirdiler. 1995 yılına gelince. 1994"e göre üre-
tim hacminde önemli bir artış > aşandı. (>zt+-
likle imalat sanay ii kesiminde i\ i bir perfor-
mansgörüldü. Bunun sonucu ojarak 500 bü-
yükfirmanın mali\apısındada nispi birivi-
İeşme görüldü. 5Ö0 büyük firmada mali
ka> naklarda borçlanmanın payı, yüzde
64.18'den yüzde 56.44'e kadar geriledi."
tSO'nun çalışmasında. 1994 yılındaya-
şanan darboğazı küçülerek düzeltme yolu-
na giden firmalann 1995'te "geçici olduğu
görülen iyTJeşme" sonucu mali yapılannı güç-
lendırmeye yöneldiklerine dikkat çekilerek
şö> le denildi: "Özel firmalann mali yapı-
larında, variık finansmanlarında toplam
borçlarınınpavının yüzde53.51 olduğugö-
rülüyor. Bu, 1987 yılından bu yana en kü-
çük orandır. Kamu kurumlannda da bu
oranın yüzde 72J9'dan yüzde 60.15' geri-
lediği gözüküyor."
Firmalann toplam varlıklan içinde top-
lam borç ve kısa süreli borç oranmın da kü-
çüldügüne yer \erilen çalışmada, toplam var-
lıklar içinde öz sermayede gözlenen artı-
şın da mali yapıda görülen iyileşmeye ışa-
ret ettiği \urgulandı.
ÇIFTÇI DOSTU / SADLILLAH usunt
Şekerde zam beklentisi stokçunun işine yarayacak
Ç
ok büyük bir aksilik olmadıkça,
bu yıl şeker sıkıntısı çekilmeye-
cek. Trakya, Marmara ve Sa-
karya bölgelerinde pancar ve-
rimi düşük olduğu halde, Orta ve Do-
ğu Anadolu'da çok yüksek bir rekolte
bekleniyor. Hele Amasya, Konya ve
Kayseri gibi Pankobirfik'e bağlı fabri-
kalann bulunduğu yörelerde ürunlerden
neredeyse şekerfışkıracak. Bu neden-
le rekolte tahminleri bir milyon 900 bin
ton ile 2 milyon ton arasında değtşiyorî..
Ayrıca, şeker şirketinin depolarında
250 bin tona yakın şeker var. Tücca-
nn stoklarında da 100 bin tonun üstün-
de şeker bulunduğu ileri sürülüyor. Şe-
ker üretiminin başlayacağı eylül ayının
ortalarına kadar stoklanmızın ancak
100 bin tonunu tüketebiliriz.
Önceki gün yayımlanan yazımda da
belirttiğim gibi nereden ve nasıl geldi-
ği henüz bilinmeyen şeker stoklanmız
da söylentilere bakılırsa 150 ila 200 bin
ton civannda.
Demek ki, neresinden bakarsak ba-
kalım Türkiye'de 500 ila 600 bin ton ci-
varında şeker fazlası var. Önceki yıllar-
da şeker açığımız sorun yaratmıştı.
Şimdi de şeker fazlası bazı sıkıntılara
yol açacak gibi gözüküyor.
Bir süreden beri yapılan hesaplara
göre, yeni ürün şekerin maliyeti 70 bin
lira. Yani, yeni ürün şeker daha fabri-
kadan çıkmadan önce maliyet 70 bin
lirayı bulacak. Halbuki, şeker şirketinin
fabrikadan toptan satış fiyatı 60 bin li-
ranın altında. Demek ki, istesek de is-
temesek de yakın bir gelecekte şeker
fiyatlarına zam var...
Stokçular kazandı
Şimdiye kadar gerekli önlemler ye-
terince alınmadan zamlar açıklandığı
için stokçular büyük paralar kazandı.
Daha zam yapılmadan önce, bazı ki-
şiler nasıl duyuyorsa duyuyor veya za-
manlamasını iyi yapıyor... Ve hemen
stoklannı çoğaltmak için bir yandan
satışlannı azaltırken, diğer yandan da
fabrikalardan kamyon kamyon şeker
çekmeye çalışıyor!..
Ayrıca, yüzlerce süpermarket, mar-
ket ve on binlerce bakkalın depoların-
daki şeker de on binlerce tonu bulu-
yor. Market veya bakkal deyip küçüm-
sememek gerek. Istanbul'da, Anka-
ra'da, izmir'de Adana'da Antalya'da
hemen hemen Türkiye'nin birçok ye-
rinde yüzlerce süpermarket açıldı...
Herhalde bu koca koca marketlerin
100 veya 200 kilo şeker stoku ile ye-
tindiği söylenemez. En azından yüzler-
ce, binlerce çuval şekerleri vardır.
iç tüketimimiz bir milyon 800 bin
ton. Yeni ürün şeker de bir milyon 900
bin veya 2 milyon ton beklendiğine gö-
re, 100 veya 200 bin ton kadar tüke-
tim fazlamız olacak. 150 bin ton da şe-
ker şirketinin elinde kalacak. Bu şeker-
leri her zaman denetlemek mümkün.
Ancak, geri kalan 250 ila 300 bin ton
civannda olduğu söylenen şekerin de-
netlenmesi mümkün değil. Zam geldi-
ği anda, 300 bin tona yakın şeker bir
gece çinde durduğu yerde sahibine pa-
ra kazandırmış olacak. Yani... Haksız
bir vurgun yaşanacak...
Denetim dışı bulunan şekerlerin pa-
rasal değeri 20 tnlyon lira olsa.. Yüz-
de 20 zam gelse.. bir gecelik vurgun 4
trilyon lirayı bulacak demektir. Tabii bu
trilyonlar vatandaşlarımızın kesesin-
den, karaborsacıların kasalarına aka-
caktır. Türkiye, ne yazık ki yıllardan
beri bu sorununu çözememiştır. Dev-
let de, hükümetler de. halkımız da du-
rumu bilir... Ama, gene de vurgun de-
vam eder... Geçmiş yıllarda da yaşa-
dık... Bazı kampanya dönemlerinde
tüccar ve marketler fabrikalardan bü-
yük çapta şeker çektikten sonra zam-
lar yapıldı. Aynı şekerler daha sonra hal-
kımıza zamlı fiyatlarla satıldı...
Artık, insanlarımız bu tür ilkel uygu-
lamalardan bıktı. Eğer, zam yapılacak-
sa zamanının iyi ayarlanmasını ve hal-
kımızın soyulmaması için de gerekli
önlemlerin alınmasını istiyor!..
Sırada motorin var
Türkiye'de akaryakıt pahalı, şeker
bol... Buna karşılık iran'da şeker yok,
akaryakıt çok ucuz... Fırsatçıların bu or-
tamdan yararianmaması mümkün de-
ğil... Nitekim. resmi yollardan olmasa
bile. İran'a şeker ihracatına başladığı-
mız bildiriliyor. iran'a kamyon ve TIR'lar-
la götürülen şeker karşıîığında akar-
yakıt getiriyoruz... Türkiye'de piyasa-
dan kilosu 70 bin liraya toplanan şe-
kerler, İran'da birdolar karşıîığında sa-
tılıyor. iran'dan da ucuz fiyatlarla alınan
akaryakıt Orta ve Doğu Anadolu'da
rahat müşteri bulabiliyor!..
Götürürken kâr, getirirken kâr... Bun-
dan daha iyisi can sağlığı!.. Piyasalar-
daki şeker bolluğu ve hatta vadeli sa-
tışların başlaması, pancar üreticilerinı
korkutuyor. Üreticilerin çoğunda, bol-
luğu gören hükümetin 4 bin 400 lira ola-
rak ilan ettiği pancar fiyatlarına fark
vermekten kaçınacağı kuşkusu var.
Sakarya Ziraat Odası Başkanı şöy-
le diyor: "Pancar üreticileri son iki yıl-
da çok zarar etti ve yoksullaştı. Pan-
car ekiyor kazanamıyor, başka ürün
ekiyorgene kazanamıyor. Bu yıl da ka-
zanamazsa üretici perişan olur. Bu ne-
denle 4 bin 400 lira avans olarak ka-
bul edilmeli ve kilo başına 3 bin lira fark
verilmelidir."
Eskişehir Pancar Kooperatifi Başka-
nı Halil Ertuğ da Hikmet Karabayır gi-
bi düşünüyor: "4 bin 400 lira fiyat ve-
rildiği zaman dolar 70 bin liraydı. Mart
ayına kadar belki 100 bin veya 120 bin
lirayı bulacak. Verilecek fark dolar ar-
tışına göre tespit edilmelidir. Veya 8
bin lira olarak ilan edilmelidir. Eğer,
bunlar yapılmazsa üreticiye mutlaka
faizödenmelidir. Aksihalde, üreticiyeni
ürününü ekecek para bulamaz." •
YORIM
OZTIN AKGUÇ
Onur, Ozgürlük ve
Bağımsızlık
Bağımsızlık savaşı, Türkiye'nin onurlu ülke olma sa-
vaşımıdır. Gerek kişilerin gerek ülkelerin onurlarını
koruma savaşımı her kesimde ozgürlük ve bağım-
sızlığı da getirir, getirmelidir.
Türkiye'de bağımsızlık savaşı yapanların kuşku-
suz belirli amaçları, özlemleri, idealleri vardı. Bunlar,
Türkiye'nin onurunu korumak; bağımsız, özgür, kal-
kınmış ülke olma olarak özetlenebilir. Önemli olan yal-
nız savaşı kazanmak değil, bu savaşın ardında ya-
tan amaçları, idealleri gerçekleştirmekti. Türkiye ba-
ğımsızlık savaşı ardında yatan amaçlan, idealleri ger-
çeleştirebildi mi?
74 yıl önce kazanılmış bir utkunun (zaferin) kut-
lanmasının yani sıra, Türkiye'nin bu utku sonrasın-
da, amaçlan, idealleri ne ölçüde gerçekleştirebildi-
ğini irdelemek, sorgulamak, durumundayız.
Bugün yine vatan, millet, sakarya edebiyatı yapı-
lacak, törenlerdüzenlenecek, belirli çevrelere buket-
ler atılarak, dalkavukluğa kadar giden övgüler yağ-
dırılacak, cumhuriyete bağlılık nutukları söylenecek-
tir. Önemli olan nutuk söylemek, tören düzenlemek,
sütun doldurmak değil, bağımsızlık savaşının amaç-
ları, idealleri doğrultusunda ileri adımlar atmaktır.
lyimser bir değerleme olmayacak ama Türkiye, ba-
ğımsızlık savaşı yapanların ideallerini gerçekleştire-
medi. Bugün Türkiye gerçek anlamda ne bağımsız
bir ülke, ne özgür bir ülke, ne de ka/kınmış bir ülke.
Yalnız ekonomik açıdan değil, toplumsal ve kültürel
açılardan da, hangi ölçü dikkate alınırsa alınsın iste-
nen düzeyde gelişmiş bir ülke konumuna gelemedi
Türkiye. Saygınlık konusu tartışılabilir. Türkiye ne ya-
zık ki özellikle 1950 sonrasında saygınlığından önem-
li ödünler verdi, vermekte de devam ediyor.
Saygınlık, bağımsızlık, ozgürlük, bunlar modası geç-
miş, eskimiş kavramlar değil. Karşılıklı bağımlılık gi-
bi, emperyalizmin beyin yıkama için ürettıği kavram-
lara, sloganlara kapılmayalım. Saygınlık, bağımsız-
lık, özgürlük bir toprak parçasını ülke yapan değer-
lerdir. Ülkenin bu niteliklere sahip olabilmesi için, ki-
şilerin bu uğurda savaşım vermesi gerekir. Bağım-
sızlığı eskimiş bir kavram olarak gören, özgür olma-
yı yüreğinde duymayan kişilerin yaşadığı; saygınlığın,
onurun para gücüne yenik düştüğü bir ülke ne ba-
ğımsız olabilir ne özgür olabilir ne de saygınlığını ko-
ruyabilir.
Türkiye atılım yapacaksa, ancak bağımsız, özgür
olduğu, saygınlığa değer verdiği takdirde yapabilir.
Bağımsızlık, özgürlük, saygınlığı koruma çabası, onur-
lu olmanın getirdiği güven, ekonomik ve toplumsal
kalkınmanın temelini oluşturur.
Türkiye, bağımsızlık savaşının ideallerine, M. Ke-
mal Atatürk'ün koyduğu ilkelere sırt çevirmiş bir gö-
rüntüde. Yalnız görüntüde değil. gerçekten de sırt çe-
virmiş durumda. Bu nedenle başarılı olamıyor. Ba-
ğımsızlığı, özgürlüğü, saygınlığı, onuru bir yana itmiş
bir ülkenin başarılı olma olanağı da yok. Türkiye'de
bağımsızlığa, özgürlüğe ilk önceliği verecek; saygın-
lığı, onuru vazgeçilmez değerler olarak benimseye-
cek bir akıma, bu akımın güçlenmesine gerek yok.
Günümüzde CHP tarihsel köklerinden kopmuş da ol-
sa, yeni sol gibi kandırmacalara kapılmış da olsa,
taban olarak böyle bir akımı yaşatabilir. Bu CHP'nin
Türkiye'ye, kurucusu M. Kemal Atatürk'e bir borcu-
dur. CHP, Türkiye için bazı idealleri yaşatmak, yaşa-
ma geçirmek için kurulmuştur. CHP gücünü kuruluş
amacından, ideallerinden, tarihsel kökeninden alır, yok-
sa kişilerderj, kliklerden, hiziplerden değil.
Sağcı partilerin, REFAHYOL iktidarının, bağım-
sızlık savaşının amaçlarını, ideallerini ne ölçüde ger-
çekleştirebilecek oldugunu sorgulamak, irdelemek zo-
rundayız. Şekli bir Atatürkçülükle, şekli bir cumhuri-
yetçilikle, sorunların çözülemediğini, ağırlaştığını ya-
şadık. Çözümün nerede yattığını nerede düğümlen-
diğini görmeliyiz.
Bağımsız olma, özgür olma, saygın olma, bir ça-
bayı, özveriyi. savaşımı gerektirir. Bir bedel öden-
meden bunlara ulaşılamaz. Ayrıca bağımsızlık sava-
şını yapanlara bir minnet, şükran borcumuz olduğu
ve bizim bu borcu da ödemediğimiz belleklerimizde
yer etmelidir.
ŞAHİNLER E ALU4N TEŞVİĞİ
Türk işadamlarına
Almanya'dan çağrı
SABİHA SEMERCİ
,\.ACHEN - Şahinler
Holding'in Almanva'daki
merkez binasının
açılışında konuşan
Şahinler Holding Yönetim
Kurulu Başkanı Kemal
Şahin, Türk hükümetine
seslenerek "Kaynak yoksa,
teşvik \ermemek lazım"
dedi. Alman hükümetinin
teşvikler konusunda
verdiği sözleri tuttuğunu
da belirten Şahin, Santex
için VVürselen
Beledivesi'nden 11.4
milyon marklık teşvik
aldıklannı söyledi.
W ürselen Belediye
Başkanı Martin Schulz ise
Türk işadamlannı. bu
bölgeye yatınm yapmaya
çağırdı. Şahinler
Holding'in Almanya'daki
merkez binası dün hizmete
girdi. Merkezin açılışında
Türkiye Bonn Büyükelçisi
Nölkan \'ural'ın yani sıra
De\ let Bakanı Işılay
Saygın, DYP Milletvekiîi
Aykon Doğan, ANAP
millenekilleri Hüsnü
Doğan v e Lütfullah
Kayalar gibi Türk ve
Alman protokolü ile çok
sayıda basın mensubu ve
konuk katıldı. Şahinler
Holding Yönetim Kurulu
Başkanı Kemal Şahin.
Aachen kentindeki Santex
Grubu hakkında bilgi
verdi kten sonra.
"Türkiye'de teşvikler 2-4
yılda alınıyor. Burda
yatınm bitti, teşvik de bitti.
Burdan Türk yetkililere
sesleniyorum. Eğer kaynak
yoksa teşvik vermemek
lazım" dedi. Grupları için
beledıveden büvük destek
aldıklannı da belirten
Şahin. 35 milyon marklık
bir yatınm için 11.4
milyon marklık teşvik ve
2.6 milyon marklık
sübvansiyon aldıklannı
belirtti. Yatınmlannın
çoğunu Türkiye'ye
yaptıklanna da dikkat
çeken Şahin. Avrupa'da ve
ABD'de büyümeye devam
edeceklerini söyledi.
Würselen Bölgesi
Belediye Başkanı Martin
Schulz ise yaptıgı
konuşmada. Türk
işadamlannı Würselen
bölgesinde yatınm
yapmaya çağırdı.
NVürselen bölgesinin
konumuna dikkat çeken
Sehulz. bölgenin Belçika.
Hollanda ve
Lüksemburg'a
yakınlığıvla Avrupa Birliği
ile vapılacak ticari ilişkiler
için çok ideal bir bölge
oldugunu söyledi.
Sehulz. Türklerin
bölgelerine Taşkömürü
ocaklannda çalışmak
üzere geldiklerini
hatırlatarak "Taşkömürü
ocaklannın kapanmasıyla
buradaki Türkleıie birlikte
Almanlar da işsiz kaldılar.
Ancak, Kemal Şahin gibi
müteşebbislerin yaptıklan
yahnmlarla bölge halkı iş
imkânı kazandı. Bu,
ekonomik sürekliliğin
güzel bir örneği" diye
konuştu.
Türkiye'nin Bonn
Büyükelçisi Volkan Vural
ise konuşmasında.
Almanya'daki Türk
toplumunun kabuk
değiştirmiş, ileriye bakan.
dinamik bir toplum
oldugunu bildirdi.