Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
' 30 AĞUSTOS 1996 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
TBMM'de 30
Agustos mesaisi
tartışması
• ANKARA
(Cumhurivet Bürosu) -
' TBMM Genel Kurulu'nun
bugün de çalıştınlmasi.
muhalefet partilerinin
tepkisine yol açtı. TBMM
Genel Kurulu'nda
'görüşmeler sürerken söz
-alan ANAP Aydın
-Mılletvekili Cengiz
-Altınkaya. "30 Ağustos
günü Meclis'i
-çalıştınyoruz Bu, büyük
savgısızlıktır. Törenlere
katılamamaktan
rahatsıziz" dedi. DSP Içel
-Milletvekili İstemihan
Talay da. "30 Ağustos'ta
TBMM çalışmak zorunda
.bırakılı>or. Böyle bırmilli
"bayram günü çalışmakla
çok çalışmış mı oluvoruz,
'yoksa milli birgüne
"saygısızlık mı ediyoruz?"
"dıye konuştu.
Akademisyenler
TBMM'de
• A.NKARA
(Cumhurivet Bürosu) -
Avrupa Türk
Akademisyenler Derneği
üyelen. TBMM'yi ziyaret
-etti. Batı Avrupa'daki
"tkinci kuşak Türkler"
"olarak nitelendirilen
Avrupa Türk
£Akademisyenler Derneği
rüyeleri. Genel Sekreter
Necdet Basa tarafından
TBMM Tören Salonu'nda
-kabul edıldı. TBMM
-Genel Sekreteri Necdet
_Basa. yaptığı konuşmada.
ı Batı Avrupa"daki ikinci
_kuşak olarak nitelenen
genç neslin çok iyi
yetiştiğinı söyledi.
Avrupa'daki Türklerin çok
geniş bır kavram olduğunu
belirten Basa, "Bu geniş
kavramı her konuda iyi
v
yetişen bu genç neslımiz
en iyi şekılde
dolduracaktır" dedi.
Sahte bombanın
faturası
• SOF\'A (AA) - Airbus-
310 tıpi "Dalaman" yolcu
uçağının. önceki gün
Viyana-lstanbul seferini
yaparken bomba ihban
üzerine Bulgaristan"ın
başkcnti Sofya'ya mecburi
-fni$ yapması. Türk Hava
Yoltan'na 50 bin dolara
mal oldu. Sofya Havaalanı
Müdürü Danyo Adanev,
yaptıgı açıklamada uçagın
Sofya Havaalanı'na
ınmesinden kalkışına
kadar geçen 5 saatlik süre
içinde venlen hizmetlerin
toplam faturasının 50 bın
dolar olduğunu açıkladı.
Adanev. söz konusu
paranın ödenmesi için
Türk Hava Yollan Genel
Müdürlüğü'ne faturanın
gönderileceğini bildirdi.
DBH'nin kuruluş
şöleni
• ANKARA
(Cumhurivet Bürosu)-
Demokratık Banş
Hareketı (DBH)geçici
Yürütme Kurulu Başkanı
• Ali Haydar Veziroğlu.
siyasette gençlere
yetennce söz hakkı
tanınmadığını belirterek,
-DBH'nin yetkıli
kurullannda gençler için
kontenjan ayrılacağını
söyledi.
Veziroğlu. 31 ağustos
cumartesi günü 19 Mayıs
jStadyumu'nda yapılacak
«turuluş şöleni öncesinde,
partili gençlerle Sürmeli
Otelı'nde birsohbet
toplantısı düzenledi.
Toplantıda. çeşitli
illerden gelen partili
gençlerin ülke sorunlanna
yaklaşımlannı dınleyen
Veziroğlu. daha sonra
-yaptığı konuşmada,
gençlerin, düşüncelenni en
-ivı şekilde dıle
•»getirdıklerinı söyledi.
Hükümete Alman
desteği
M ANKARA
(Cumhurivet Bürosu) -
.Almanya'nın Türkiye
fjBüyükelçısi Hans-Joachim
-,Vergau. "Türkiye'nin
_£ikarlarını korumak için
.komşularına doğru
-adımlar atma hakkını
^anıyoruz" diyerek RP'ye
Alman desteğini yineledi.
ıBaşbakan Necmettin
.Erbakan. Vergau'yu diin
ımakamında kabul ederek
-bir süre göniştü.
-Vergau'nun "Bu konuyu
-görüşmedık" açıklamasına
"karşın Başbakan Erbakan,
Çankaya Köşkü'nde
-gazetecilerın sorulannı
yanıtlarken Alman
-Büyükelçisı'nın kendisini
-zivaretı sırasında.
-Almanya'ya yapacağı
*gezinin gündeme geldiğini
söyledi.
REFAHYOL'un OHAL takıyyesi. Tüm ülkede örtülü OHAL'e geçiliyor
79 îlde'vur' emriANKARA Cumhurivet Bürosu) -
Olağanüstü hal (OHAL) uygulamasının
kaldınlması amacıyla hazırlandığı
belirtilmesine karşın. "shil sıkıyönetim'"
yorumlanna neden olan düzenlemeler
getırerek tüm valilen genış yetkılerle
donatan yasa tasansı. terör örgütlerine
karşı yürütülen operasyonlarda, güvenlik
güçlenne Türkiye genelınde *"ateş açma"
yetkisı verilecek şekılde genışletilerek
kabul edıldi. TBMM Genel Kurulu'ndakı
göriişmeler sırasında. ateş açma yetkisının
genışletılmesı sert eleştınlere yol açınca,
hükümet ortaklannın verdiğı değışıklık
önergesiyle metinde yer alan "kaçmaya
ydteneıT sözleri çıkarılarak "silah
kullanmaya teşebbüs edilmesi halinde"
ıfadesı eklendı. Tasan. RP-DYP ve ANAP
mılletvekıllerinın oylanyla kabul edılırken
CHP sözcüleri. "srvilsıkıvönetimisûrekli
hale getiren, tüm ülkede adı konmamış
OHAL düzenlemesi" olarak
ÖDP'li Saruhan Oluc
değerlendirdiklerı yasanın Anayasa
Mahkemesi'ne götürülmesi yollannı
arayacaklannı söyledi ler.
TBMM Genel Kurulu'nda dün ele alınan
tasarı üzerindekı göriişmeler sırasında söz
alan CHP Antalya Mılletvekili Yusuf
Öztop. ıktidann "örtülü sKil sıkıvönerimi
şürekli hale getirmek istediğini" söy ledı.
Öztop. valılere olağanüstü yetkıler
verilmesini eleştinrken kolluk kuvvetlerine
ateş açma yetkısınin yaygınlaştırılmasıyla
ılgıli olaraİc "Güneydogu'da eğitimsizlik
nedenivle halk Türkçe bUmivor. Terörist
oimadığı halde, Türkçe bilmediğinden 'dur'
ihtanna uymayan, bölücü örgüte yataklık
yapan ya da viyecek vermek zorunda kalan,
korkanlara ateş edildiğinde bunun hesabını
vermekte zorluk çekeriz" dedi.
Öztop, "79 ilde adı olmayan OHAL, süresiz
uygulanacak" dedi. DSP Içel Mılletvekili
İstemihan Talay. "Valilerin yetkileri sıcak
yetkilerdir. Kötü kullanıldığı zaman el
yakan\«tkilerdir1
'dedi. İçişlerı Bakanı
Mehmet Ağar ise hükümet adına yaptığı
konuşmada. aslında bir kuşu bile incıtmek
ıstemediklerini savunarak "Ama bölge
gerçekleri \ar. Özellikle sınırlanmızda
sistemli bir saldırı var. Ola> lar olmasa
oraya askerlerimizi neden gönderetim?"
dedi. Ağar, ısim vermeden demokratik
kitle örgütlerını de eleştırdı.
Ağar'ın, istihbarat birimlerınin aksi
yöndeki raporlanna karşın Iran'm
Türkiye'ye yönelik teröre destek
vermedığıni öne ^üren Başbakan
Necmettin Erbakan'ın tersıne. bu ülkenın
teröristlere destek sağladığını
açıklaması dikkat çektı
'Viır* emri tartışması
Tasannın, güvenlik güçlerinin sılah
kullanma yetkisini genişleten maddesi
üzennde söz alan CHP Grup Başkanvekili
Oya Arasü, yargısız infaz eleştirilerine yol
açan düzenlemenin gelıştirildiğini,
insanlann can güvenliğinin tehdit
edildiğini ve maddenin anayasanın
"idarenin yetkilerinde kanunilik" ilkesine
ters düştüğünü söyledi. DSP'den ANAP'a
geçen Igdır Milletvekili Adil Aşınm.
"Sevgili güvenlik güçlerimiz, dikkat ediniz,
provokatörler elierini ovTişturarak size
bakıyor. Zaten fiiliyatta kullandığınız bu
yetki, size büyük bir sorumluluk yüklüyor*
dedi DSP Grup Başkanvekili Mümtaz
Soysal da "Terör, öldürmekk çözülmez.
Duyaıiı bir düzenleme olmalı. Rastgele
ölümler olabilir izlenimi verilecektir. Silah
kulianmada da bir ök;ü olması gerekir"
diye konuştu.
Göriişmeler sırasında. tasanya bir madde
eklenerek Emniyet Genel Müdürlüğü'nün
sağladığı sılahlann bekçiler ıle Türk Sılahlı
Kuvvetleri bünyesınde görev li subay,
astsubay ve uzman çavuşiara satılması
karara bağlandı.
'OHAL bütün
yurdayayûtyor'
tstanbul Haber Servisi -
Özgürlük ve Dayanışma
Partisi (ÖDP) Genel Başkan
Yardımcısı Saruhan Oluç.
tller Idaresı Yasası'ndaya-
pılacak değişiklerin Olağa-
nüstü Hal Uygulaması'nı
tüm ülkeye yayacağına dik-
kat çekerek tasannın çok
daha köklü sorunlan bera-
berinde getireceğini savun-
du. Tasan sayesinde valile-
rin süper yetkilerle donatı-
lacağını vurgulayan Oluç,
tasanyla polise tanınan "\W
yeddsrnin bütün ülkede ge-
nişletıleceğıni ileri sürdü.
Saruhan Oluç yaptığr ya-
zılı açıklamada, Türkiye'de-
ki demokrasi güçlerinin ye-
ni ve uzun dönemli bir sal-
dın altında olduğunu öne
sürdü. Valilikle kaymakam-
lık makamlannın bugüne
değin ırkçı ve şeriatçı kad-
rolaşmalara sahne olduğu-
nu anımsatan Saruhan Oluç,
Iller tdaresi Yasası'nın ta-
sarlandığı şekilde degiştiril-
mesı halinde ıl ve ılçelerin
bu kadrolann siyasi tercih-
lerine göre yönetileceğini
bildirdi. Oluç, bu tasandan
güç alınarak her türlü de-
mokratik faaliyetin önüne
dağ gibi engellerçıkanlaca-
ğını v e dev let terörünün ar-
dı arkasının kesilmeyece-
ğini iddıaetti.
Oluç. yasadaki bu deği-
şikliğin tamamen MilliGü-
\enhk Kurulu'nun ve Ge-
nelkurmav *ın direktifleriy-
le gerçekleştirildiğini öne
sürdü. Oluç. gözaltı kayıp-
lannın, SöylemezÇetesinın
ve mafya babalanyla bir-
likte çay içen Başbakan Yar-
dımcısı korumalannın bu-
lunduğu bir ülkede polise
geniş yetki verilmesinin en-
dişe verici oiduğunu kay-
detti. Söz konusu değişik-
lıklerin yapılmasından CHP
ve DSP'nin büyük sorum-
luluğu bulunacağını ifade
eden Oluç açıklamasında
şu görüşlere yer verdi:
"Böylelikle artık Mec-
lis'in sıkıvönetim uvgula-
ması için karar vermesine
gerek kaJmıyor. Kaybede-
cek zaman kâlmamıştır. De-
mokratik hak ve ö/güıiük-
lere>önelik yoğun saldınla-
nn önüne güçlü bir toplum-
sal muhalefet duvarı dik-
mek gerekivor."
ÇİZMEDEN YUKARI MUSA KART
VATANDAŞ POUS ELELE MEDYA NEREDE?
UYDURUKKOY SAKINLERI
OHAL tasarısına tepki
'Yargısız infazlar artacak'
ANK.ARA (Cumhuriytt Bürosu)- Hükü-
metin "olağanüstü haJ" uygulamasını kai-
dırmak amacıyla hazırlamasına karşın "Si-
vil sıkıvönetim düzeni öngörijlüyor" yo-
rumlanna neden olan düzenlemelere tep-
ki yağıyor.
Çağdaş Hukukçular Derneği Genel Baş-
kanı Avukat Şenal Sanhan. yeni düzenle-
menin, polis ve askenn yargısız infazlan-
na yenilerinin eklenmesine neden olacağı-
nı belirtti. Sanhan. "Butasandaoperasyon
sırasında 'teslim ol' çağrısına uymayan
kuşkululara duraksamadan ateş etnıe em-
ri verilivor. Bu hüküm. iç hukukumuzdaki
diğeryasalara da av kındır. Bu hüküm,özel-
likle olağanüstü hal bölgelerinde meydana
gelen yargısız infaz olgusuna yeni olanak-
lar tanıv acaktır. Bu da telafisi mümkün ol-
mayan sonuçlar doguracaktır" dedi.
Yeni düzenlemede yer alan personel de-
ğiştirme formu düzenlemesinin. keyfi bir
güvenlik soruşturması yaratmaya neden
olacağını kaydeden Sanhan. mülki amir-
lere arama yetkisinin tanınmasının da yet-
ki gaspına yol açacağını bildirdi. Sanhan,
"Çünkü mülki amirler yargıya ait yetkiyi
kullanmışoluriar. Bu da hukuka aykın bir
durumdur. Esas olan gerçek çözüm,
OHAL'in tüm bölgelerden kaldınlmasıdır.
Bu tür kısmi diizenlemelerle gerçek çözü-
me >anlamaz"diye konuştu.
Insan Haklan Derneğı Genel Sekreteri
Avukat Hüsnü Öndül de OHAL'le ilgilı
yeni düzenlemenin. Türkiye'de geleneksel
olarak sürdürülen yargısız infazlan yasal-
laştıracagını kaydefti. Öndül. şunlan söy-
ledi:
"12 Eylül döneminde tek dokunulma-
yan yasa 5442 savılı İl İdaresi Vasası idi. Za-
ten bu yasa ile valilere olağanüstü yetkiler
veriliyordu. Son vasa değişikliği ile OHAL
Bölgesi'nde valilerin sahip olduğu vetkiler
tüm valilere dağıtılıvor. Tasannın en tehli-
keii maddesi isevalilerin göreve çağırdığı as-
kerleri geri gönderememeieri. Bu madde ile
siv il idarenin üstünlüğü,askeriidarenin üs-
tünlüğüne dönüşüyor."
Öndül. güvenlik kuvvetlerini insan öldür-
meye teşvik ettiğini vurguladığı tasannın
yasalaşması halinde devletin baskıcı ve
otoriteryapısının pekişeceğini belirtti. Ön-
dül, şöyle devam etti:
"Csas olan, yurttaşlann özgürlük alan-
larının arttınlması ve bu özgürlüklerin gü-
vence altına alınmasıdır. Demokratik bir
ülkede vargı karan olmadan insanlann ev-
leri aranamaz. Tasarıda insanlann fişlen-
mesiney önelik uygulamalargetiriliyor. Gö-
zaltı izleme birimleri kurulmuştu, ama şu
anda gözaltında kaviplardevam ediyor. So-
run teknolojinüı yenilenmesi değildir. So-
run. konıculuk sistemine son vermektir."
87 tutuklu ve hükümlü Ümraniye Cezaevi'nde
Eskişehir Cezaevi'nden
nakillere başlandı
ESKİŞEHİR / İSTANBUL (Cumhuriyet) -
Cezaev lerinde 69 gün süren ölüm orucu ey lem-
lennın başlıca nedenlennden bin olan Eskişe-
hirCezaevi'ndekı siyasi tutuklularnihayet nak-
ledildiler. Adalet Bakanlıgı'yla yapılan anlaş-
ma sonrasında Gebze Cezaev ı'ne gitmeyecek-
lerini açıklavan 87 kişı Ümraniye Cezaevi'ne
getirildi.
Mehmet Ağar Adalet Bakanlığı dönemin-
de lstanbul'daki olaylar nedenivle gözaltma
alınanlann Eskişehir Cezaev Tne götürülmesi-
ni ve terör suçlanndan yargılananlann hangi
cezaev lerine gideceğini içeren bir genelge ya-
yımlamıştı. Bu genelgeyi ve cezaevi koşulla-
nnı protesto eden siyasi tutuklu ve hükümlü-
ler de ölüm orucu ev lemlenne başlamışlardı.
RP'lı Şevket Kazan Adalet Bakanı olma-
sından sonra Ağar'ın genelgelerinı ıptal ermiş
ancak ölüm orucu eylemleri devam etmıştı. 69
gün süren ve 12 kişinin ölümüyle sonuçlanan
ölüm orucu eylemi tutuklu ve hükümlülerle ba-
kanlık arasında vanlan anlaşma sonucunda bi-
tınlmişti. Bakanlık ile siyasi tutuklu ve hüküm-
lüler temsilcilenyle yapılan anlaşmada Eski-
şehir Cezaev ı'ndeki siyasi turuklulann yargı-
landıklan illerdekı cezaev lerine göndenlme-
leri konusunda anlaşmışlardı. Bakanlık DHK.P-
C davasından yargılanan kişılen Gebze Ceza-
evi'ne sevk etmek ısteyince burada gergınlik
başlamıştı DevrimciSol örgütünün Bedri Ya-
ğangrubunun bulunduğu Gebze Cezaevi"ne sev -
ki kabul etmeyen DHKP-C davalan tutuklu-
lan Ümranive Cezaevı'nde gönderiimeleri ko-
nusunda ısrar etmişlerdi.
Ümraniye Cezaevi "ne gitme konusunda ıs-
rarcı oian DHKP-G davalannda yargıjanan 82
kışi ıle adli suçtan tutuklu üç kışı Ümrani-
ye'ye, 5 kişi ise Gebze Cezaevi'ne göndenl-
diler. Eskişehir Cezae\ i sav cısı Süleyman Ka-
raca. sevklerin çarpıtılmamasını istedi.
Sıvas'ta. 2 Temmuz 1993'te Madımak
Oteh'nin yakılarak 37 kişinin ölümüyle so-
nuçlanan olaylarla ilgıli davada 3 ile 20 yıl
arasında değışen hapis cezalanna çarptın-
lan 22 hükümlünün. KırşehirCezaevi'nden
Sıvas ETipı Kapalı Cezaevi'ne nakilleri de
dün vapıldı.
3 kişi taburcu edildi
69 gün süren açlık grevı ve ölüm orucu son-
rası Istanbul Tıp Fakultesıne kaldmlan tu-
tuklu ve hükümlüierden 3 kışi daha dün tabur-
cu edildi. Doktorlar. hastalarının durumları-
nın ıv ive gıttiğini belırtirken. "hafizasonınu"
olan bir kişinin de hastaneye yatınldığını söy-
lediler.
IRMIKI AYDIN ENGİN e-mail: engin@planet.com.tr
- Çürümüş bir şey var Dani-
marka sarayında. Bu kalın du-
varların ardında çürümüş bir
şeyler var!..
Karanlıkentrikalann, siyasal ci-
nayetlerin, taht kavgası ve çıkar
pazarlıklarırKn sardığı Danimar-
ka sarayında, öfkesi acıya dö-
nüşmüş genç Hamlet'in çığlı-
ğıdır bu.
Türkiye ile karşılaştırıldığında
"Danimarka sarayı" epey temiz
kalırdı. Al Capone'lann, Dillin-
ger'lerin at koşturduğu, içki ya-
sağı dönemi Amerikası tertemiz
kalırdı. Sicilya'da bile çürüme
bu boyutlara ulaşmadı.
Nedir çürüyen? Mafya diye
anılan zorbalık çetelerinin per-
vasızca boy göstermelerı ve
handiyse kurumlaşmaları mı?
Bu yalınkat bir açıklama olur.
Çürümenin somutlanışı dev-
letin mafyalaşmasında. Mafya ile
devletin dizginlerini elinde tu-
tanlann birbirleri içinde erime-
lerinde. Zorbalığın tersi hukuk.
Zorbalık düzenının tersi de hu-
kuk devleti. Doğu despotizmin-
Yükselen Değer: Zorbalık
den derin ve kalıcı izlertaşıyan;
miraslar, gelenekler devralmış
Türkiye toprağında, şiddet eği-
limlerinin kolayca yeşerebildiği
Türkiye toplumunda zaten ya-
ralı bereli doğmuş hukuk dev-
leti kavramının son izleri de as-
keri darbelerle, darbeleri izle-
yen faşizan ya da yan faşizan dö-
nemlerle hunharca yok edildi.
Hukuk devletine, sadece yasa-
lan çiğneyenlere karşı kullanma
koşuluyla tanınan 'zorkullanım
hakkı' farklı düşünenlere karşı bir
devlet politikasına dönüşünce
bugün gelinen nokta kaçınıl-
maz. Mafya, örgütlü suç çetesı
demek. Sinemasıyla, televizyo-
nuyla, gazeteleriyle medya yıl-
lardır sapık, ruh hastası mafya
canilerini sevimlileştirdi, kahra-
manlaştırdı. Handiyse çocukla-
rımıza, "Büyüyünce ne olacak-
sın" diye sorunca kimi çarşaf
çarşaf anılan yayımlanan Selçuk
Parsadan sahtekârına özenip
"Büyüyünce dolandıncı olaca-
ğım" diyecek; kimileri de düş-
manlarını birer birertemizletişi-
ne bakıp "Alaattin Çakıcı olaca-
ğım" yanıtını verecekler.
Selçuk Parsadan'da bir Ro-
bin Hood, Alaattin Çakıcı'da bir
Çakıcı Mehmet Efe, Uğur Kı-
lıç'ta bir Calamity Jane aranıyor.
Bulan buluyor da. Daha bu sa-
bah taksi şoförü, Tevfik Ağan-
soy'u kastedip sordu:
- Ne biçim götürdüler dağ gi-
bi delikanlıyı değil mi abi?
O "dağ gibidelikanlı" arala-
nnda Profesör Ümit Doğanay'ın
da bulunduğu 13 yurtseverin
katili olduğunu öğünerek belir-
tip "Benim on üç leşim var. Ala-
attin'in bir. O da kim oluyor?"
diye şişinmişti.
Çürüme bu boyutlara ulaşın-
ca toplumsal bir şaşkınlık dal-
gası patladı. Herkes birbirine
soruyor:
- N'olacak? Türkiye nereye
gidiyor?
Her şey üstüste bindi, art ar-
da patladı. Başbakan eskileri
yatlarının bakımını, yalılarının
boyalannı bile devlet kesesinden
ödetecek kadar düşkünleştı. Ör-
tülü ödeneği çarpanlar medya
kahramanı oldu. Kentin göbe-
ğinde kıdemli ve müseccel bir
katil, bir başka kıdemli ve mü-
seccel katilin adamlarınca öl-
dürüldü. Kumarhaneler kralı 'Bil-
memne Topal'ın katilleri olarak
özel harekât timinden üç polis
gözaltma alındı. Söyler ya da
Söylemez çetelerinin polise, or-
duya uzanan kolları ortaya çık-
tı. Özal - Edes - Kılıç - Çakıcı
- Civan soyadlannın simgeledi-
ği kirli ve kanlı yumağın izleri ise
henüz belleklerde taze. ihale
mafyası, çek-senet mafyası gi-
bi terimler olağanlaştı, doğal-
laştı, dilin günlük kullanımına
girdi, irkilticı içeriklerini yitirdi.
Örneklerı çoğaltmak müm-
kün ve kolay. Ama pek de an-
lamlı değil.
Kabak tadı da verse, okuyu-
cuda, "Ay biliyoruz. Durmadan
bunlan yazıyorsunuz. Papağan
gibi bellemişiniz ha bire tekrar
ediyorsunuz" gibi tepkilere de
yol açsa yineleyeceğiz.
Tek çare var. Devletin say-
damlaşması, hukuk devleti
normlanna kesin ve kararlı bir dö-
nüş. Zorbalık karanlığı sever.
Çürüme gizlilikle bestenir. Say-
damlaşmış, kalın duvarlar ardı-
na saklanmamış bir toplumda ne
mafya çeteleri rahatça kol ge-
zebilir ne başbakan eskileri yat-
yalı masraflannı bile devlete öde-
tecek kadar düşkünleşir ne po-
lis mafya ile iç içe geçebilir.
Bir daha: Hukuk devleti norm-
larına kesin ve kararlı bir dönüş
ve saydamlaştınlmış bir devlet
aygıtı.
Siyasal terminolojide buna
'demokrasi' deniyor.
POLİTtKA GU1NLÜGÜ
HtKMET ÇETİNKAYA
Hesaplaşma!..
Bebek'te sılahlar patlıyor, insanlar kendini denize
atıp ölümden kurtulmaya çalışıyor, otomobıllerin cam-
lan parçalanıyor, ortalık kan gölüne dönüşüyor.
Sonuç: Dört ölü, beş yaralı...
Bu bir mafya vuruşması mı yoksa devletin içine sız-
mış kimi güçlerin hesaplaşması mı?
Nurullah Tevfik Ağansoy ve Alaattin Çakıcı...
ikisi de 12 Eylül 1980 öncesı elı silahlı ülkücü çete-
lerin içinde yeralmış...
Ağansoy, bır süre önce televizyon ekranlarında Ça-
kıcı'ya meydan okurken, "Ölüm bana vız gelır" deyip
ekliyordu:
"Alaattin, hayatında ilk kez birini öldürttü. O da ka-
nsı Uğur Çakıcı. Oysa benım 13 cinayetim var..."
Doğruydu Ağansoy'un söylediklerı...
12 Eylül 1980 öncesi ülkücü çeteler 'devlet adına'
cinayet işliyor; bilim adamlarını, şairlerı, öğrencılerı,
yazarlan, politikacıları acımasızca öldürüyordu...
Aradan 18-19 yıl geçmışti. Engin Ciyan'ın vurulma-
sı, ardından Selim Edes'ten Ahmet Özal'a, Zeynep
Özal'dan Semra Özal'a dek pek çok adın karıştığı olay-
da önce Uğur Çakıcı konuştu, daha sonra Ağansoy.
Gazeteler bu haberlerı manşet yapıyor. özel televiz-
yonlardaki canlı yayınlarda 'hesaplaşma' tartışılıyor; bi-
rileri, birilerine "2 ay sonra senı yok edeceğım" diyor-
du.
Eski ülkücü ve itırafçı Nurullah Tevfik Ağansoy her
şeyi anlatıyordu. Ağansoy, daha önce de 13 kişiyi ne-
den öldürdüğünü anlatmış, daha doğrusu 'itırafçı' o\-
muştu.
Ne demişti Ağansoy:
"Biz devlet için, vatan için vurduk teraneleri yanlış-
tır. Devleti korumak için değil kişilehn sadıst duygula-
nnı tatmin için öldürme eylemleriyapılmıştı. Bunun için
de yasal olarak Ülkücü Gençlik Derneği, Ülkü Ocak-
ları ve gençlik örgütleri kurulmuş, Milliyetçı Hareket
Partisi de karargâh olarak seçilmişti. Biz, devletin jan-
darması, komandosu gibi sılahları kuşandık, bomba-
lanmızı, zincirlerimizı, süngülerimizi taktık, eylemlere
geçtik. Sol örgütler toplantı yaparken, duvarlara slo-
gan yazarken bunlan polise ıhbar ettık. Polis, solcu-
larla uğraşırken ülkücü gençlik rahat etti."
Nurullah Tevfik Ağansoy. ülkücülükten itirafçılığage-
çerken 'çuval cinayetlen'ne de açıklık getirıp şöyle dı-
yordu:
"Komünistleri cadde ortasında vurmak yerine, ka-
çırarak parti binalarında sorgulayıp işkence yapıyor,
daha sonra ıp ya da telle boğup çuvala koyarak ten-
ha yerlere bırakıyorduk..."
• • •
Önceki gece Show TV'de Tank Tarcan, Nurullah Tev-
fik Ağansoy'un eşi Hülya Ağansoy'a sordu:
"Eşinız 13 kişiyi öldürmüş. Acaba hiç vicdan azabı
çektinizmı, size bunu anlattı mı?"
Hülya Hanım, "Evet" deyip yanrt verdi:
"Çok üzülüyordu. Bazı geceler ağlardı.."
Ağansoy'un öldürdükleri arasında Prof. Dr. Ümit
Doğanay da bulunuyordu...
Hülya Ağansoy, bu arada ılgınç bir şey de söyledi:
"Kocam ıtirafçı oldu, daha sonra salıverildi. Bizoyıl-
larsıkıntı içindeydik. Devletten tencerimizi kaynatma-
sı için bir şeyler istedık, devlet kocama aş değil, silah
verdi..."
Acaba devlet Ağansoy'a aş değil de niçin silah ver-
di? Ağansoy o silahı ne için kullanacaktı?
Buna benzer daha bır dizi soru gehyor insanırvaMı-
na...
1982 yılında Çakıcı, Beyrut'ta, Ermeni terör örgötü
ASALA'nın kamplannı bastığını söylemedi mi?
Olaylar, bir zincirin halkaları gıbı. Bırbırinı bağladık-
ça bir şeyler ortaya çıkıyor...
Evet aş yerine silah, ASALA kamplarına baskın, Özal
ailesi, kimi bürokratlar, polis, mafya, eroın tıcareti, ka-
çakçılık, çek-senet tahsıli bırbırıne bağlı olaylar...
• • •
Nurullah Tevfik Ağansoy'un ıtıraf dılekçesinde bazı
bölümler dikkat çekicidir...
Örnek:
"1- Milliyetçi hareketin tarihi gelişımi, partileşme, teş-
kilatlanma, devlet içinde örgütlenme, Turkıye'de bu-
lunan ülkücü örgütler. 2- Devlet ve dın için mi adam
öldürdükyoksa şahsi kompleksler için mi adam öldür-
dük? 3- Gülşen Kavak'a nasıl işkence yapıldı, teca-
vüz edildi, kazığa oturtularak komando düğümüyle (ip
ve telleyapılıyor) nasıl öldurüldü? 4- Okmeydanı'nda
bir büfe ve kırtasiyecidekı Darülaceze ıhtiyarları niçin
öldurüldü? 5- Çuval cınayetlerı nasıl ışlendi? Koman-
da düğümüyle komünistler nasıl öldurüldü? 6- llko-
kul, ortaokul ve liselerde nasıl örgutlenildı? 7- Istan-
bul'da ülkücüler hangi yıllar, hangi silahları kullandı-
lar? 8- Ülkücülerin içinde son parçalanmalar, irtica
gruplan, ülkücülerin anarşıye girış nedenlen ve bıçim-
leri. 9- Bölge militanları, örgütün fikır yapısı, ülkücü-
lerin emniyette suç kabul edış bıçımlerı, yurtdışı ça-
lışmalan, eğitim, seminer ve kamplar."
Ne Çakıcı ne Ağansoy tek başına değildir. Bu bir baş-
ka hesaplaşmadır...
Birıleri duvara bır omuz vursa o duvar yıkılacak. baş-
ta Abdi ipekçi, Uğur Mumcu cinayetlerı olmak üze-
re tüm faili meçhuller aydınlanacaktır...
Ağansoy çok şey biliyordu. Belkı de itırafçılığının
bedelini ödedi...
Internet: http: // www.planet.com.tr/Xn
E mail: Hikmet .Cetınkaya «/ Planet.com. TR
AĞDAŞ W l |
Olaylar, anılar, işgaller, boykotfar,
grevler, politikacılar
HİKMET ÇlTİNKAYA
SancılıYıllar
[KuşatıîmışSokaklar
180.000 TL (KDV dahıl)
an CaJdesı Salkjmsöğüt Sokafe
Ho: 9/B Cağaloğ^ Istanbu! Teî:514 01 96/95
Posta çeki no.. 666322