Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 7 TEMMUZ 1996 PAZAR
HABERLER
Eğitim
RP-DYP
programına
tepki
FİGENATALAY
REFAHYOL hükümetinin
eğitim sorunlanna
yaklaşımı. Üni\ersite
Öğretim Lyeleri Derneğı
Başkanı Prof. Dr. Burhan
Şenatalar tarafından
"yetersiz" bulundu. Prof.
Şenatalar, hükümet
programında.
yükseköğretım alanında var
olan reform gereksinmesi ile
ilgıli birproje
bulunmamasını ve sekiz
yıllık temel öğretimin,
imam-hatiplerin orta
bölümlerinin korunarak
benimsenmesini eleştirdi.
Çağdaş Yaşamı Destekleme
Derneği Başkanı Prof. Dr.
Türkan Saylan da tüm
velılerin. sekız yıllık
kesintisiz ilkögretımin
"politikacüann oyuncağı
olmadan" Meclıs'ten
geçirilmesi ıçin ısrarlı
olmalarını istedi.
Hükümet protokolünün ve
programının eğitimle ilgili
bölümünü değerlendiren
Prof. Dr. Burhan Şenatalar.
Turhan Tayandan sonra
Mehmet Sağlam'ın Milli
Eğitim Bakanlığı'na
getirilmiş olmasını
"olumsuz bir gelişme''
olarak nitelendirdi. "Bu
hükümetin güvenoy u
alacağını sanmıyorum"
diyen Prof. Şenatalar.
şunlan söyledi:
"Bu hükümetin Türkiye'nin
çağdaşlaşması ve
demokratikleşmesi açısından
yararlı ve başarılı işler
yapabileceğini
düşünmüyorum. Dolayısıvla
güvenoyu almaması
gerektiğine inanıyorum.
Protokolde ve programda
yükseköğretim dışında sekiz
yıllık temel öğretim de yanlış
bir yaklaşımla ele alınmış
dunımda. Imam-harip
(iselerinin orta bölümünün
korunması. önceükli amaç
olarak benimsenmiş. Bunu
son dereceyanlış bir tutum
olarak göriiyorum. Her
türlü meslek öğretiminin
sekiz v ıllık temel öğretimden
sonra başlaması gerekir. 11
yaşındaki çocuklann mesleki
öğretime yöneltilmeleri çok
yanlışfir. Bu yanlışa düşen
iilke say ısı yok gibidir. Temel
öğretim, dünya ülkelerinde
en az sekiz yıl olarak
uygulanmaktadır.
Dolav ısıy la Türkiye'de de hiç
olmazsa bu alt sınınn
benimsenmesi artık
geciktirilmemelidir."
KesintisLz eğitim
Çağdaş Yaşamı Destekleme
Derneği Başkanı Prof. Dr.
Türkan Saylan. sekız yıllık
eğitim konusunun Miîli
Eğitim Şûrası llköğretim ve
• Yönlendirme
Komisyonu'ndan "kesintisiz
ve tek diploma" biçıminde
büyük bir oy çokluğuyla
çıktığını hatırlatarak "Genel
kurulda RP millenekiUeri.
eski Diyanet İşleri Başkanı,
tmam-Hatip Mezunlan
dernekleri temsilcilerinin
saldırgan ve bilimsellikten
uzak, tamamen politik
tepkilerine karşın yine oy
çokluğuy la kabul edildi.
Bakanlıkta çabşan. yıUannı
eğitime vermiş insanlar. sekiz
vülık ilköğretimin önemini
kavramış durumdaydıiar"
dedı. Bu konuya politik
bakmadığını. politik bakışın
hiçbir zaman gerçeği
yansıtmadığını vurgulayan
Prof. Dr. Saylan. şöyle
de\am etti:
"Gerek Evrensel Çocuk
Haklaru gerekse psikolojik
ve pedagojik bilim.
çocuklann küçük yaşta
mesleğe yönlendirilmesini,
son derece zaraıiı
bulduğunu belirtmektedir.
Türkiye'de 'Ağaç yaşken
egilir" diye bir deyim vardır.
Biz hep zavallı çocuklan
kendi isteklerimiz
doğrultusunda eğip
bükmekteyiz. Oy sa ilkokul
4_ 5. sınıfında. ana-babalan
tarafından çocuklann
kursiara taşınmasu ağır
sınav lardan geçirmeleri.
bunun yanında daha
çocukluğunu yaşayamayan
küçücük çocuklann Kuran
kursu gibi voğun korku ve
cezalandırma ağırlıklı,
eğitim verdiği varsayılan
yeıierde tamamen
politik amaçlı eğitime tabi
rurulnıası sonunda ruh ve
beden sakatı gençler ortaya
çıkmaktadır.
Ben bir hekim olarak
ülkemizde çocuklann en az
14-15 yaşuıa kadar
yönlendirilmeden. kursiara,
sınavkra tabi tutulmadan.
çağdaş bir eğitim
görmelerinden yanayım,
çünkü bilime inanıvorum ve
hekim olarak bu çocuklann
uğradıklan zararlan
göriiyor, tedavileriyle
uğraşıyorum. Bu çocukların
kartlanna 'kurs sakatı" ya
da 'kurs hastası' diye
vazrvorum."
Muzaffer Arıkan ve Kubilay Uygun DYP'den istifa etti, Mehmet Korkmaz ret oyu verecek
Retçiler artıyorANKARA (Cumhuriyet Büro-
su) - RP ile karşılıklı yolsuzluk
dosyalarını kapatmak için Nec-
mettin Erbakan'ın başbakanlığın-
da koalisyon kuran DYP'de eroz-
yon sürerken. REFAHYOL'a kar-
şı gelişen "ret cephesi" hızla bü-
yüyor. Güvenoylamasına 1 gün ka-
la, Mardin Milletvekili Muzaffer
Arıkan DYP'den istifa ederken,
DYP Kütahya Milletvekili Mehmet
Korkmaz da, "ret" oyu kullanaca-
ğını açıkladı.
3 gün önce DSP'den istifa ede-
rek DYP'ye geçen Afyan Millet-
vekili Kubilay Uygun, tekrar isti-
fa ederek DSP'ye döndü. Muha-
liflerin artması ve "çıkar karşıb-
ğında" yapıldığı savlanan trans-
ferlere karşın süren istifalar nede-
niyle zor durumda kalan DYP yö-
netimi. güvenoyu alınamaması du-
rumunda partinin dağılmasını ön-
lemek ve kesın sayılan 13'e ula-
şan Tefçileri ihraç etmekzorun-
da kalmamak için bağlayıcı grup
karan almamayı tartışıyor.
ANAP'tan transferlerle güve-
noyunu garantilemek isteyen
RP'nin milletvekili koparamama-
sına karşın. DYP'de istifacı ve ret-
çilerin sayısının dün de artması
moralleri bozdu.
DYP yönetimi, partideki eroz-
yonu hızlandıracağı gerekçesiyle.
retçileri ihraç etmek zorunda kal-
mamak için, güvenoyu konusun-
da grup karan almamayı gündeme
getirdi.
DYP yönetiminde. tartışılmaya
başlanan öneri konusunda bir grup
Çiller'i ikna etmeye çalışırken. ba-
zı DYP yöneticileri. "Güvenoyla-
masında evet oyu kullanılnıası ko-
nusunda bağlayıcı grup karan alın-
maması söz konusu değil. Karar
alınmaması kararsızlann duru-
munu aleyhimizde değiştirir. Ha-
yır oyu vereceklerin say ısı artar"
görüşünüdilegetirdiler. DYP yö-
netimi sürekli olarak görüş alış-
verişinde bulunurken, Necmettin
Cevheri başkanlığında toplanan
DYP Başkanlık Divanı. yaptığı
açıklamada Tansu Çiller'i savun-
du. RP ile koalisyon konusunda-
ki kararlannın temelini. "vatan-
daşın her türlü siyasi tercihine say-
güı olmak ve demokrasi anlayışla-
rının" oluşturduğu ifade edilen
Başkanlık Divanı bildirisinde. mu-
halefet hareketinedeğinilerek. "Bü-
tiin bunlann tek sebebi inkıtapçı-
lık. Atatürkçülük ve laiklik değil,
sadece haksız ve büyük menfaat-
lerin ellerinden gideceği korkusu-
dur" dendi.
DYP'de, muhaliflerin arasında
adı geçmeyen milletvekilleri de
ret cephesine katılmaya başladı-
lar. Kütahya Millet\ekili Mehmet
Korkmaz. "54. hükümette kişisel
gelecek hesapları yapılmıştır" di-
yerek. güvenoy lamasında "ha-
yır"oyu kullanacağını bildirdi. Tan-
su Çiİler'e. "RPile koalisyon kur-
mayın" uyarısında bulunduğunu
söyleyen Korkmaz. ancak sonuç
karşısında Türkiye'nin geleceği
için v ebal taş-ımak istememesi ne-
deniyle "hayır" oyu vernıe karan
aldığını ve ihraç cezası verilmesi-
ne de katlanacağını bildirdi. Mu-
haliflerden Aydın Milletvekili is-
met Sezgin. hükümetin güvenoyu
almamasını sağlayacak sayısa ulaş-
tıklarını öne sürdu.
Muhalifler. kararsız ve katılma-
yacak olan milletvekillerini ikna ça-
basını sürdürürken. yurtdışına gi-
den Demir Berberoğlu'nun oyla-
ma günü Türkiye'ye dönerek "ha-
yır" oyu kullanması sağlanmaya ça-
lışılıyor.
Son istifalarla DYP'nin millet-
vekili sayısı 127'yedüşerken. RE-
FAHYOL'a yann yapılacak oyla-
mada karşı oy kullanması bekle-
nen milletvekilleri ile oylamaya
katılmayacaklan ve kararsız ol-
duklan belirtilen milletvekilleri
şunlar:
Retçikr: Cav it Çağlar. Mehmet
Korkmaz, Refaiddin Şahin. Rıfat
Serdaroğlu, Mehmet Köstepen,
Mehmet Batallı. Gencay Gürün. Te-
kin Enerem. Emre Gönensay. Kök-
sal Toptan. İsmet Sezgin, Hayri
Kozakçıoğlu. Jefi Kamhi.
Katılmayacaklar: Kamer Genç.
Demır Berberoğlu. Ayseli Gök-
soy, Doğan Güreş.
Kararsızlar: Cihan Paçacı. Tu-
ran Annç, AyvazGökdemir, llhan
Aküzüm.
Güvensizlik oyu verecek partiler, alternatif peşinde
ANAP'tan sagh sollu atakANKARA (Cumhurivet Bürosu)
- REFAHYOL hükümetinin
güvenoylamasına bir gün kala
taraflann girişimleri, pazarlıklar
ve transferler parlamentodaki
denaeleri her gün değiştiriyor.
CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal'ın güvenoylaması
öncesınde yinelediği "sol blok
oluşturma" önerisi. DSP Genel
Başkanı Bülent Ecevit tarafından
reddedilirken. ANAP Genel
Başkanı Mesut \ ılmaz. hem sağ.
hem de sol partilerle temasmı
sürdürerek ret cephesini en geniş
vüzeye yaymava çalışıyor.
ANAP'ın DSP've GHP ile bir
hükümet kurulabileceği yönünde
grubuna mesaj veren Mesut
Yılmaz'ın, BBP'ye de RP ile
birlikte 3'lü koalisyon önerdigi
bıldirildi. Yılmaz'ın. böylece
"Bu hükümet güvenoyu almazsa
veni hükümet oluşamaz ve erken
seçime gidilir" korkusunu
taşıyan mületvekıllerine. "Bu
hükümetin birden fazla
alternarifi var" mesajı vermeye
çalıştığı bildirildi.
ANAP Grup Başkanvekılı
Cumhur Ersümer, Cumhuriyet'e
yaptığı açıklamada, DYP içinde
bu hükümete güvenoyu
vermeyecek milletvekili
sayısının sanıldığının çok
üzerinde olduğunu belirterek
"Bu hükümet güvenoyu
alamayacak" dedi.
Sol blok arayışı
Ersümer. bu hükümetin
Meclis'te birden fazla alternatifi
olduğunu belirterek Yılmaz
başkanlığında bir hükümet
kurulabileceğini söyledi.
ANAP'lı üst düzey bir
milletvekili ise Yılmaz'ın RP ile
bir hükümet kurabileceğini
zannetmediğıni söyledi.
Aynı yetkili. ANAP'ın DYP'den
kopan milletvekillerinin de
desteğini alarak DSP ve CHP ile
bir koalisyon kurma olasılığının
daha güçlü olduğunu savundu.
CHP Genel Başkanı Deniz
Baykal, DYP'nin önde gelen
isimlerinden ve REFAHYOL
hükümetinin güvenoyu
almaması için aktif olarak
çalışan Aydın Milletvekili İsmet
Sezgin aracılığıyla DSP lideri
Bülent Ecevit'e. güvenoylaması
öncesi sol blok oluşturmayı
önerdi. Deniz Baykal, bu
konudaki görüşlerini şöyle dile
getirdi:
"Hemen bir araya gelelim.
Gruplanmızı oriak toplayalım.
123 milletvekilinin bir arada
olduğunu gösterelim. Hükümete
talip olduğumuzu söyleyelim.
Programımızı ortaya koyalım.
Sonra kalkıp Mesut \ ılma/'a.
ondan sonra da Savın Çiİler'e
gidelim. Biz bu güç biıiiğini ve
karaıiılığı gösterirsek. bu
hükümet güvenoy u alamaz."
DSP lideri Bülent Ecevit'in.
Baykal'ın önerisine yanıtı. "Veni
modellerin tartışılması için önce
bu hükümetin güvensizlik oyu
alması lazım" şeklinde oldu. Ret
oyu vermek için bir araya
gelmek gerekmediöini sav unan
Ecevit. ANAP-DSP-CHP'nın
milletvekili toplamının
parlamentoda çoğunluk
oluştunnadığına dikkat çekti.
Ecevit. ANAP ve DYP'nin
birlikte davranması durumunda
ancak çoğunluk sağlanabildiğini.
bu durumda da 4. partiye gerek
kalmadığını söyledi.
RP'siz formül aravişı
Şu veya bu şekilde RP'siz bir
hükümetin kurulmasını
kolaylastıracaklarını belirten
Ecevit. kendilerini önceden
herhangi bir modelle sınırlamak
istemediklerini yineledi.
Güvenoylaması öncesi sol bir
blok oluşturamayan DSP ve
CHP'nin. hükümetin
güvensizlik oyu alması
durumunda yeni hükümet
arayışı sırasında işbirliği
yapmasına kesin gözüyle
bakılıyor. DSP'nin RP'nin
içinde yer almayacağı her
formüle dolaylı destek
verebileceği belirtilirken.
CHP'nin isteminin aksine
doğrudan bir hükümet içinde
yer almayı tercih etmeyebileceği
kavdedildi.
Türkiye ve Makedonya Şairleri Ortak Banş Bildirisi açıklandı
TYS'den Makedonya'yla şür anlaşması
İstanbul Haber Senisi -
Türkiye Yazarlar Sendıka-
sı'yla(TYS) Makedonya Ya-
zarlar Birliği arasında bir an-
laşma ımzalanarak. "Türkije
ve Makedonya Şairleri Ortak
Banş Bildirisi" açıklandı. An-
laşmay a göre her yıl en az bir
şair. çev irmen ve yazann her
iki ülkede de ziyaretlerde bu-
lunması sağlanarak. yapılan
çev irilerin sayılanntn arttınl-
ması amaçlanıyor.
Türkiye Yazarlar Sendika-
sı'nda dün gerçekleştırilen ba-
sın toplantısına, Türk-Make-
don Dostluk Derneği Başka-
nı Mateya Matevski. Make-
donya Cumhuriyeti Büyükel-
çisi Trayan Petrovski. Make-
don Yazarlar Birligi Başkanı
S. HristovaYotsiçe, Makedon
Çevitmenler Birliği Başkanı
PaskalGilevski. TYS Başka-
nı Ataol Behramoğlu. TYS
Genel Sekreten Emin Kara-
ca. Yönetim Kurulu üvesi Ne-
cati Mert. Arif Damar v e Ad-
nan Özer katıldı.
Toplantıda konuşan Ataol
Behramoğlu, 4-5 temmuz ta-
rihlerinde Çatalca Belediye-
si'yle TYS'nin ortak biretkın-
liğ'i olarak " 1 . Balkan Şür
GünlerTni düzenlediklenni
belirterek. bu yılkı Balkan Şi-
TYS Başkanı Ataol Behramoğlu ve Makedonya Yazarlar Birliği Başkanı S. Hristova Yotsiçe iki ülke arasında örnek
bir anlaşmavı v ürürlüğe kovdular.
ir Günleri'nin konuk ülkesi-
nin Makedonya olduğunu bil-
dirdi. Şür günleri sonunda
Makedon şairleriyle birlikte
ortak bir banşbildirisinde bu-
lunulmasına karar verdikle-
rini anlatan Behramoğlu. "Bal-
kanlar, Ortadoğu v« Kafkas-
ya'nın barutfıçısınadönüşen
ve her an patlamav a hazır ru-
rulan ortamında. bütün dil-
lerden \e uluslardan, şairle-
rin dav anışmasının örnek ol-
masını diliyonız. Dünva ban-
şının sağlanması için her tür-
lü özveriye haar otduğumuzu
bir kez daha duyuruvoruz"
dedi. Banş bildirisine katı-
lanlar arasında fotoğraf sa-
natçısı İsaÇeük. yazar Raif Er-
tem. Pen Yazarlar Derneği
Başkanı Cengiz Bektaş. res-
sam Bihrat \e Alev Mavitan.
yönetmen Orhan Kurtuldu
da bulunuyor.
Türk Makedon Dostluk
Derneği Başkanı Mateya Ma-
tevski de toplantıda bir ko-
nuşma yaparak. Balkan şaır-
lerinin ilk kez bir araya gel-
diklerini v urgulayarak. bu bir-
likteliğin çok derin ve güçlü
anlamlartaşıdığına dikkat çek-
ti. Makedonya Yazarlar Bir-
liği Başkanı S. Hristova Yot-
siçe ise TYS'nin en saygın
yazarlann üyeolduğubirbir-
İik olduğunu ifade ederek.
"Böv le bir kuruluşla anlaşma
imzalamaktan çok mutiuv um.
Ancak ortaya çıkacak ürün-
ler bu anlaşmada ve bildiride
yer alan sözlerden her zaman
daha anlamlı olacaknr" dedi.
REFAHYOL
Koalisyona
tepkiler
büyüyor
Haber Merkezi- RP ve
DYP'nin oluşturduğu RE-
FAHYOL hükümetine yöne-
lik tepkiler yurt çapında ar-
tarak sürüyor.
Demokratik kitle örgütle-
ri. "yolsuzluk dosyalan pazar-
lığı üzerine kurulan REFAH-
YOL iktidannı içlerinesindi-
remeyeceklerini" belirterek.
milletvekillerine güvenoyu
vermeme çağnsı yaptılar.
TBMM'deyann yapılacak
güvenoy laması öncesinde de-
mokratik kıtle örgütleri "RE-
FAHYOL'a hayır" kampan-
yası başlattılar.
TürkMühendisveMimar
Odalan Birliği (TMMOB)
Başkanı YavuzÖnen tarafın-
dan yapılan açıklamada. RE-
FAHYOL'un programının.
faizi, rantiyeliği. serbest pi-
yasa fetişizmini. hızlı özelleş-
timıeciliği veemekçilere kar-
şı olmayı temel aldıöı belir-
tildi.
Pir Sultan Abdal Kültür
Demeği Genel Merkezi'nden
yapılan açıklamada da. RE-
FAHYOL'un "ırkçüık ve şe-
riat" hükümeti olduğu belir-
tilerek. Türk-Islam Cumhu-
riyetı'ne gidildiği savunul-
du.İstanbul Eczacı, Dişhe-
kimleri ve Veteriner Hekim-
leri odalannca yapılan açık-
lamalarda. "RP-DVP arasın-
da yolsuzluk dosyalan pa/ar-
lığı üzerine kurulan Refahvol
hükümetini içlerine sindire-
meyecekleri" belirtilerek.
"Böylesi amaçlarla kurulan
hükümetlerin ülkelerin poli-
rikalan ve vönetiminde tu-
tarlı bir çizgi sürdüremeve-
cekleri biı nedenle milletve-
killerini güvenoyu vermeme-
ye çağınyoruz" denildi.
Aralarında ADD Mersin.
Tarsus. Silifke. Erdemli. Ana-
mur ve Mut şubeleriyle Içel
Diş Hekimleri odası. Türk
Kadınlar Konseyi Derneği
Mersin Şubesi. Türk Kadın-
lar Birliği Mersin Şubesi,
ÇYDD Mersin Şubesi. Yar-
dım Sevenler Derneği. Içel
Çevre Gönüllüleri Demeği.
Çömelekliler Derneği. Içel
Soroptimist Kulübü, Mimar-
larOdası ve Erdemli Okman
Işçileri Derneği de bulunan
çok sayıda demokratik kitle
örgütü yaptığı açıklamada,
Cumhuriyet'e. Atatürk dev -
rim ve ilkelerine, laik, de-
mokratik. sosyal hukuk sis-
temıne bağlı olduklannı v ur-
guladılar.
TIRMIK/ AYDIN ENGİN
Günlük yaşamda dil kirlen-
mesinin her türünü görmeye
alıştık. Büyük kentlerin özellik-
le alışveriş bölgelerinde Türkçe
artık kirlenemeyecek durumda.
Çünkü Türkçe buralarda kesin
olarak kovuldu. Örnegin İstan-
bul Nişantaşı'nda, Taksim çev-
resinde, Şişli'de, Etiler-Levent
yöresinde adı Türkçe olan bir
mağazaya, bir kahveye. bir lo-
kantaya rastlamak artık müm-
kün değil. Oraları artık çağ at-
layan Türkiye'nin Türkçeden
"kurtarılmış" bölgeleri.
lyi de örneğin bizim kaç yüz-
yıllıkgelenekli, görenekli Beyler-
beyi'ne ne oluyor? Bu güzelim
Boğaz köyünün kırk yıllık mahal-
le kahvesi geçenlerde "Kıraat-
hane'Ttkten istifa edip "Cafe"
oldu. Gerçi gene bıyıklı, üç gün-
lük sakallı erkekler ordusu, ka-
lın bir sigara dumanı bulutunun
altında görünmez hale gelmiş
masalara çevrelenmişler, okey
tahtalarına dizdikleri taşları şa-
kırdatıyorlar. iddialı pişpırik maç-
ları yapıyorlar, en aşagılık erkek
muhabbetlerine, "Baktım karı
tersleniyor, elimin tersiyle bir
çaktım abi"\ere topluca gülü-
nüyor, ama olsun.
Bu işler artık "Ca-
fe"de yapılıyor.
Böylesi -anlaşılan-
daha fiyakalı oluyor. Çağ atla-
yan Türkiye'ye daha yakışıyor.
Beylerbeyi'ndeki Cafe'nin
önünde üç kamyonet. Üçünün
kasasını üç ayrı firma yapmış,
bunu da kasanın bir yerine yaz-
mışlar:
Biri "karisör", biri "karuser",
biri de "karasür" üretmiş. Ca-
fe'nin önündeki kaldınmları da
onarıyorlar. Gecikmiş bir HABI-
TAT etktnliği daha yani. Beledi-
ye bir de tabela asmış: "Trotu-
varvebordürdüzenlemesi. Çev-
reye verdiğimiz rahatsızlıktan
dolayı özür diyeriz." Çevreyi
boşverin, ona alıştık da şu dilin
içine etmekten ne tat alıyoriar
acaba? Güzelim kaldınm söz-
cüğünün suyu mu çıktı ki tutup
oraya trotuvar yazmışsınız...
... diyeceğiz ama kimse umur-
samayacak. Herkes gözünü,
Cafe'nin başköşesine yerleşti-
rilmiş TV aygrtına dikmiş. Haber
saati.
Ülkemizinseçkinleri, politika-
cılarımız ekranda konuşuyor.
Dil KirlenmesiKendi kendimize yaptığımız dil
tartışmasını kesip biz de haber-
leri izlemeye başlıyoruz. Millet-
vekili pazarına nur yağınca, ne
kadar ikinci, üçüncü sınıf poli-
tikacı varsa sıratm sıram ekran-
lara çıkmaya. gazetelerin birin-
ci sayfalarında boy gösterme-
ye başladılar.
Ekrancta kirlenmenin hemen
her çeşidi sergileniyor: Siyasal
kirlenme, moral (ahlaki) kirlen-
me, görsel kirlenme, dilsel kir-
lenme...
İlk ikisini açıklamaya gerek
yok.
Görsel kirlenme içinse kalın bı-
yıklı, iri kıyım, yağ tulumuna dön-
müş bedenleri, tıraşın yok ede-
mediği kılları ile koca koca
adamların ekranlarda birbirieri-
ne sanlıp, birbirlerine elense çe-
kip öpüştükleri sahneleri anım-
samak yeterli olsa gerek.
Ama şu dilsel kirlenme katla-
nılırgibi değil. Adam milletveki-
li olmuş. Yani yöresindeki seç-
menlerce, listesinde yer aldığı si-
yasi partinin ilkelerini. program
hedeflerini en iyi savu-
nacak bir toplum ön-
deri olarak değerlen-
dirilmiş, seçilmiş ve
Meclis'e yollanmış. Eh bu kadar
seçkin niteliği kişiliğinde topla-
mış bir adamdan ne beklenir?
En azından ekranda dile getir-
diği görüşlerini düzgün. temiz
cümlelerle, akla uygun bir man-
tık dizgesi içinde aktarması; ne-
yi neden yaptığını, örneğin
DYP'den ayrılıp niye ANAP'a
geçtiğini, DSP'yi terk edip niye
DYP saflarına katıldığını, güve-
noyunda niye ret (ya da kabul)
oyu vereceğini herkesin anla-
yabileceği biraçıklıklaanlatma-
sı değil mi?
Hah. hah, hah...
Adam konuşuyor:
"Partimin fikir ve düşüncele-
rini ifade etmiş olmaktaki görüş-
lere ait şahsi görüşlerimi ifade
imkânını bana tevcih etmiş ol-
duğunuz için evvela siz sayın
medya mensuplarına ve yazılı
basın mensuplarına teşekkür
etmeyi bir vazife ittihaz kabul
ediyorum..."
Yok canım abartma; kimse
bu kadar saçmalayamaz.. filan
diye itiraz etmeye kalkmayın.
Basarım cep teybimin düğ-
mesine. Dinletirim. Mahcup olur-
sunuz.
Herif aynen böyle dedi.
Şimdi bu adamcağızla karşı-
laşsak. söylediklerini bir kez de
ona dinletsek ne der acaba?
Pişkinliğevurup "Ee, n'olmuş
yani. Neresi yanlış bunlann?"
dese. yanlışları nasıl göstere-
ceksiniz? "Fikir" ve "düşünce"
sözcüklerinin eşanlamh oldu-
ğunu mu söylersiniz, cümle dü-
şüklüğünü mü sergilersiniz, "ya-
zılı basın" dediğine göre, bu-
nun "yaz/s;z"ının nasıl olacağı-
nı mı sorarsınız?
Yoksadil kirlenmesinin bu bo-
yutundan mideniz bulanır ve es-
kilerin "Bu kadarcehaletancak
tahsil ile mümkündür" nüktesi-
ni anımsayıp şu güzelim pazar
sabahında kurtuluşu doğayla
buluşmakta arayıp bir deniz kı-
yısında, bir ırmak boyunda, bir
ormanda, bir koruda, bir park-
ta yürümekte mi bulursunuz?
Sizi bilmem. Ama ben öyle
yapacağım. Bu kadar ilkelliğe,
bu kadar kirliliğe, bu kadar pis-
liğe katlanmaya hiç niyetim yok.
MIKRO
DINÇ TAYANÇ
Çürük Elma.
"(...) seçim kampanyalan sırasında oy isterken demok-
ratik, laik hukuk devleti ilkesıne aykırı bir düzenin söy-
lemi ve özlemi içinde olan bir parti ile işbirliği yapma-
yacağını, kişisel çıkar uğruna ülkeyi karanlığa götürme-
yecağini vaat ettiği halde (...) ülkenin ilk kadın başba-
kanı olarak, politikada kadın örneğini sergilemesi ge-
rekirken, hükümet kurma aşamasında ilke ve siyasi er-
demle bağdaşmayan bir tutum içinde olması, çıkar ko-
alisyonu ortaklığını kabul etmesi, kadınların politikada
tutarsız ve başarısız olacağı anlayışının doğmasına ne-
den olduğu için Tansu Çiller'den davacıyız" diyor ileri-
ci, demokrat, laik ve "onurlu" Türk kadınlannın bir bö-
lümü...
"Aldınr mı bin lira 'cıklık' tazminat davasına 'minna-
cık' başbakan eskisi" diyorum içimden. Onca karanlık
servet ediniminin, yolsuzluğun. din tacirliğinin, bayrak
çığırtkanlığının töhmeti altındaki laik eskisi tutup da
Türk kadınının onur davasından mı korkacak?
Tam bunları düşünürken "/miniminnacıktı kadın/ ra-
hata acıktı kadın/yoruldu devin büyük yolunda/ ve gir-
di zengin bir cücenin kolundal bahçesinde ebruli ha-
nımeli açan eve" diye fısıldıyor beynimin içinden Nâ-
zım'ın sesi.
Nazım'ınkinin yankısı dinmeden, tarihten doğru ka-
dın sesleri ardarda çınlamaya başlıyor beynimde.
"Ben ki elli küsur yıl rüşvetle, gaspla, zorbalıkla, ci-
nayetle, hıie ve desise ileyönettim koca Osmanlı'yı ve
de çırptığımı yemeye doyamadan hepsinin hesabını boy-
numa dolanmış perde kordonunda canımla verdim;
kim ola ki bu kadın üç beş yılda bana taş çıkarta" di-
yor Mahpeyker Kösem Sultan...
"Servefte yekta sanırdım kendimi ki, rahmetli koca-
cığım devlet memurluğundan devletin başına nice ica-
zete sığınıp, nice oyunlarçevirerek ben eyleyebilmiş idi
beni... Ogitti, çırptığını benyiyorum, bizyiyoruz... Bu
sonradan yetmenin becerisini bilse idi, beni boşar onu
alırdı ma'azallah" diyor Hasbahçe Hanedanı'nın şuh
sultanı...
"Biz ki bu topraklar erkeksiz kaldığında, onu savun-
mak uğruna kadınlığımızı unuttuk. Savaşlarda kınldıkama,
bu yaşanası toprağı adımız eyledik" diyor Anadolu'ya
adlarını veren adsız ama onurlu analar...
"Ön saflarda çarpışıp Anadolu'dan attım düşmanı"
diyor NeneHatun...
"Senden sonra bizlergeçtik ön saflara... Cephe ge-
risinden siperlere top mermisi taşıdık" diyor Kurtuluş
Savaşı'nın yiğit kadınları...
Ve hiç bir şey söylemeye gerek görmeksizin. derin göz-
lerinde Ata'nın anası olmanın onuru. Atatürk'e edılen-
lerin kızgınlığıyla bakıyor Zübeyde Ana!
Gene dönüyor Nâzım "ve ışıltısında/yere saplı bıçak-
ların/oynak agır kalçaları/ve zilleriyle/bizim olan kadın-
lar/bizım kadınlanmız..."
Kendi kendime söz veriyorum. Yann. TV'nin başına
oturup Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde 54. Türkiye
Cumhuriyeti hükümeti için yapılacak güvenoylamasını
izleyeceğım.
Hayır, izleyeceğim güvenoylaması değil; Mustafa Ke-
mal Atatürk'ün seçme ve seçilme hakkı verdiği ve ulu-
sal egemenliğe ortak ettiği kadın milletvekillerimizin ne
diyecekleri. nasıl diyecekleri...
Biliyorum ki. izlencem boyunca yalnız olmayacağım.
Çevremi Mahpeyker'den Zübeyde Ana'ya, dönme ca-
riye sultanlardan Cumartesi Anneleri'ne kadınlar kuşa-
tacak...
Ne benim. ne de onların hocalar sultasından da, şe-
riat yaygaracılıklarından da korkumuz yok; çünkü mut-
lak zafer aydınlığın karanlığa karşı kazandığıdır!
Korkumuz, Türkiye Cumhuriyeti kadınının onurunun,
çıkarları uğruna şeriat kumalığını göze alacak denli mi-
niminnacık bir kadın tarafından ayaklar altına atılabil-
mesindendir!
Ana fikir Insanlık tarihi, insanların insanlığın çıkarla-
n uğruna giriştiği olumlu ya da olumsuz eylemler ve ken-
di çıkarları uğruna insanlığı tehlikeye atan, erkek ve ka-
dınlaıia doludur.
Anafıkrin anafikri: İnsanlığın çıkarlarını koruyan in-
sanlar "tarih"e. insanlığın çıkarlarını kendi çıkarlanna sa-
tan kadın ya da erkekler ise "alçaklığın evrensel tarihfne
geçegelmişlerdir.
Adana
Gazeteciye gasplı
işkence savı
SABİTÖZKESER
ADANA-Aylık olarak va-
yımlanan Odak dergisınin
Adana temsilcisi Mahir Yd-
maz San (28) gözaltında tu-
tulduğu Adana Emniyet Mü-
dürlüğü Terörle Mücadele
Şubesi'nde işkence gördü-
ğünü ve 19.5 milvon lirasma
el konulduğunu ileri sürdü.
Polislerin kendisini daha
önce de birçok kez gözaltına
aldığını v e tanıdığını anlatan
gazeteci Mahir Yılmaz Sarı,
3 temmuz çarşamba günü
Mustafa Kemal Bulvan'nda
yürürken polislerin kendisi-
ni arabaya bindirdiğini ve
gözlerini bağladığını belir-
terek şunlan söyledi:
"Arabaya bindiren sivil po-
lisltr gözüm bantlı olarak .V
4 saat kadar beni gezdirdiler.
Cebimdebulunan 19^ miryon
liranın yani sıra basın kar-
tun ilediğer kimliklere el koy-
dular. Beni arabamın içeri-
sinde sürekli döven polisler,
'Sen yalışmıyorsun. bu ka-
dar parayı nereden buluvor-
sun' diyerek örgütle ilişkim oi-
duğunu belirtmek istiyoıiar-
dı. Kendilerine hiçbir örgüt-
leilişkim olmadığımı söyieme-
me karşın. bana dergide ça-
uşmamamı. aksi takdirde öl-
düreceklerini belirtiyoriardı.
Av nca araç içerisinde bulu-
nan dört polis,'Seni öldürsek.
kimsenın ruhu duymaz" de-
yip kaba dayak atarak küfür
ettiler. Daha sonra bilmediğim
bir saatte Emniyet Müdür-
tüğü'negötürdüler. Burada da
aynı kaba davak ve küfürler
devam etti."
Yılmaz, Terörle Mücade-
le Şube ekiplerinin daha son-
ra kendisini hiçbir tutanak
düzenlemeden 'şüpheli şa-
lusiann bulunduğu" yere koy-
duğunu vurgulayarak "Gece
02.00 sulannda bir resmi po-
lis beni çağırarak sadece nü-
fus kâğıdını verip serbest ol-
duğumu söyledi.
Ben buna tepki gösterip
195 milvon lira para ile ba-
sın kartimın da veriimesini
Lstedim. Banaresmipofis,' De-
fol git. bize öyle bir şey ve-
ren olmadı' dedi. Ben diretin-
ce4-5resmipoliskarga tuluro-
ba beni Emniyet Müdürlü-
ğü'nün dışına attılar. Vücu-
dumun çeşitli yeıierinde ağ-
nlar var" dedf.