Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
- 17 TEMMU21996 ÇARŞAMBA CUMHURİYET SAYFA
EKONOMI
CB'nin ilkayında ithalat ihracatın iki katı
Dış ticarette
ürkütücü başlangıç
ÖZGIRULUSOV
Hükümet tarafın-
dan birtürlüaçıklan-
ma>r
an ocak ayı dış ti-
caret rakamlanna gö-
re ithalat. ihracatın
iki katına ulaştı.
Gümrük Müsteşarlı-
ğı"nca derlenerek ge-
çen ay sonunda De\ -
letlstatıstikEnstitü-
sü'ne(DİE)gönderi-
len hamverilerdeit-
halatın 2.3 rru'Kardo-
lar, ihracatın ise 1.3
milyar dolar olarak
hesaplandıgt belirti-
liyor. DİEyetkilile-
ri.dış ticaret rakam-
lannın resmi olarak
gelecek hafta açık-
lanacağını belirtır-
ken konuyla ilgili
olarak Curnhuriyet'e
bilgi veren kaynaklar.
gümrük birliğinin ilk
ayında gümrüklerde-
ki bürokratik engel-
lere karşın dış ticaret açıgının 1
milyar dolara ulaştıgını kaydettı-
ler. Geçen yıl ıse 2 milyar dolar-
lık ithalata karşın. 1.5 miKardo-
larlık ıhracat gerçekleşmişti.
DİE yetkilılen rakamlarla ilgi-
li bir yorum yapmaktan kaçınır-
ken. Gümrük Müsteşarlıgı'ndan
kendilenne aelen rakamlann tek
tek incelenmesine
devamedildigini.bu
inceleme tamamlan-
madan yaklaşjk bir
rakam söylemenin
yanıltıcı olacağını
kaydettiler.
Gümrük birligin-
den sonra başlatılan
yeni uygulamanın
yarattıgı sorunlara
dikkat çeken bir
DİE yetkilisı. "96
Ocak rakamlan tek
tek inceleniyor. Be-
vannamenin vapı-
sındaııkavnakİanan
güçlükler var, bun-
laria yeniden uğra-
şılıvor. Önümüzde-
ki hafta ortasında
veya sonunda ensti-
tü başkanlığı ra-
kamlan açıklava-
caktır" dedi.
Gümrük Müste-
şarlığı, ocak ayı dış
ticaret rakamîany-
la ilgili ham venTe-
n ay sonunda DİE'ye teslim etmiş-
tı. Cumhuriyet'e bilgi veren kay-
naklar, DlE"ye verilen rakamlar iti-
banyla ocak ayında ithalatın yak-
laşık 2.3. ihracatın da 1.3 milyar
dolarolarak gerçekleşmesinin bek-
lendiğini ifade ederek ~Bu ra-
kamlarda artı eksi beş yüzde oy-
nanıa olur herhalde" dedıler.
• Hükümetin 7
aydır
açıklayamadığı
ocak ayı verileri
Gümrük
Müsteşarlığrnca
DÎE'ye gönderildi.
Gelecek hafta
resmen
açıklanması
beklenen
rakamlara göre
Türkiye ocakta 1.3
milyar dolarlık
ihracata karşılık
2.3 milyar dolarlık
ithalat
gerçekleştirdi.
FORTUıVETN SIRALAMASI
İlk 500'de
tek Türk
şirketi: KoçEkonomi Ser\isi-ABD'nin ekonomi ve
iş dünyasına yönelik yavın yapan Fortune
Dergisi "nin "Dünyanın En Büyük 500 Fir-
nıası" sıralamasına bu \ıl Türkiye'den \i-
' ne Koç Holdinggirdi. Dergınin agustos sa-
yısında yer alan ve 1995 yılının en büyük
500 şirketıni kapsayan listede Koç Holding
üç yüz vetmiş altıncı sırada bulunuyor.
Fortune'un sıralamasında Japon Mitsubis-
hi firması birinci olurken. dünyanın en bü-
yük 500 şirketinden 153ü ABD'de. 141"i
Japonva'da. 42"si Fransa'da. 4O'ı Alman-
ya'da. 32 "si Ingilterede. 16"sı Isvıçre'de.
12'si Güney Kore'de. 8'i Hollanda'da. 6'sı
Kanada'da. 6'sı da lspanya'da bulunuyor.
Dünyanın en büyük 500 şirketinin sadece
besj Belçıka'da. dördertanesi Avustralvave
Brezılya'da, üçü lsveç'te. ikişertanesi fngıl-
tere-Hollandaortaklıgı, Çin, Finlandiya ve
Norveç'te bulunuyor. Aralannda Türki-
ye'nın de bulunduğu yedi ülke ise sıralama-
da birer şirket ile yer alıyor.
1994 vılındakisıralamadaJaponya. dün-
yanın en büyük 500 şirketinden en tepede-
kiilk 10'ununasahıpiken, 1995"debuözel-
liğini kaybetti. Sıralamada ilk üçü Japon
Mitsubishi. Mitsui ve Itochu firmalan pay-
laşırken, dördüncülüge Amerikan serma-
yeli otomotiv ve makine sanayii de\ i Gene-
ral Motors şirketi yerleşti. 1995'te Mitsubis-
hi'nin cirosu 184.4. Mitsui'ninki 181.5.
Itochu'nunki 169.2. General Motors'unki
168.8 mikar dolar oldu. Dergide, en karlı
sektörler arasında. uzun süren durgunluk-
tan sonra toparlanan havayollan, borsalar-
daki yükselişlerle zenginleşen aracı kurum-
larile ürünlenne talebin dünva genelinde art-
tıgı kâgıt sanayileri yer aldı.
'Hükümet işlerin kötüye
gitmesi için her şeyî yapıyor
9
Ekonomi Servisi - Dünyaca
ünlü ekonomi gazetesi The Wall
Street Journal Europe, Refah
Partisi öncülüğündeki yeni
hükümetin. Türkiye'yi bulanık
sulara doğru sürüklediği
uyansında bulundu. Gazete
hükümetin ilk icraatı olarak
kaynak yaratmadan yapmayı
vaat ettiğı harcamalann
gerçekleşmesi halinde finansal
sistemin kontrolden
çıkabileceğine dikkat çekildi.
Yabancı vatırımcılar ve
uluslararası kredi değerlendirme
kuruluşlan tarafından dikkatle
izlenen gazeiede. Başbakan
Necnıettin Erbakan'ın
ekonomide kalıcı reformlar
uygulamak yenne. popülist
uygulamalan tercih ermesini
eleştirildi.
The Wall Street Journal
Europe'un Vükselen Pazarlar
bölümünde yer alan yazıda,
yazan James Dorsej faize
getirilen sınırlama. faiz
harcamalannın gıder
gösterilmekten çıkanlması gibi
uygulamaları, Türkiye'yi 1994
yılındaki finansal krize
sürükleyen hatalara benzetti.
Uluslararası yöneticilik şirketi
Alliance Capıtal Genel Müdürü
David Ederh'nın 'Finansal
sistem uçurumdan yuvarianmak
• Uluslararası
yöneticilik şirketi
Alliance Capital
Genel Müdürü
David Ederly'nin
"Finansal sistem
uçurumdan
yuvarlanmak üzere.
Hükümet işlerin
kötü gitmesi için
her şeyi yapıyor"
şeklindeki
yorumuna da yer
veren The Wall
Street Journal,
kaynak
yaratılmadan
yapılan
harcamalann
ekonomiyi krize
_ ^ _ sürüklediğini ileri
Erbakan popülizm politikasryla eleştiriliyor. SÜrdÜ.
üzere. Hükümet işlerin kötü
gitmesi için her şeyi yapıyor"
şeklindeki yorumuna da yer
veren The Wall Street Journal
(WSJ), ekonomiyi krize
sürükleyen uygulamaları kaynak
yaratılmadan yapılan şu
harcamalar olarak gösterdi:
• Yüzde 50'ye varan maaş
zamları
• Asker ve polislere yüzde 30
ek zam
• Asgari ücretin 8 milyon
liradan 15 milyn liraya
yükseltilmesi ve vergi dışı
bırakılması
• Çiftçi ve köylü borçlannın
silinmesi
• Güneydogu'da e\ lerinden göç
etmek zorunda bırakılan
köylülere ev dağıtılması.
Bir finansal krizin. memurlara.
çiftçilere ve küçük iş adamlanna
sunulan tüm avantaları
ellerinden alacagına dikkat
çeken David Edgerly,
"Erbakan'ın ulufe dağıttığı
kesimier. enflasyon üç haneli
rakamlan yükseiip dolar 100 bin
liraya çıkınca ilk kurbarilar
olacaklar" yorumunu yaptı.
Türkiye'de meydana gelebilecek
devalüasyonun Hazine'nin
borçlanma olanağını
kısıtlayacağını iddia eden WSJ
yazan, böyle bir durumda
kaynaklann borsaya akacağını
vurguladı. Yazar James Dorsey.
Isviçre Bankası'nın (Union
Bank of Switzerland -UBS)
geçen cuma günü
yatınmcılarına "Borsadaki kısa
vadeli yükselişleri kaçırmayın ve
elinizdeki hisseleri satın"
uyansında bulundugunu da
hatırlattı. Gazete. Maliye Bakanı
Abdüllatif Şener'in, hem
hükümetin ilk hedefini yüzde
80" i geçen enflasyonu bir an
önce indırmek olarak
göstermesini hem de IMF'ye
olan bagımlılıktan kurtulmak
istemesini çelişki olarak
gösterdi.
RP ağız değiştirse de MÜSİAD faizle mücadelede ısrarlı
Kıize Islami reçete• Müstakil Sanayici ve tşadamlan Dçrneği,
REFAHYOL'a öncelikle mücadele etmesi
gereken kesimi rantiye olarak açıkladı.
MÜStAD Başkanı Erol Yarar, son Hazine
ihalesinde ortaya çıkan tablonun hükümetin
sorunlannın başında rant ekonomisinin
geldiğini gösterdiğini belirtti.
• 'Ekonomide acıl eylem planı'nı açıklayan
Yarar, gümrük birliğini yeniden ele almak
üzere AB ile masaya oturulmasını istedi.
Yarar özelleştirmede yurtdışmda ve özellikle
de Almanya'da çalışan işçilere permi ile satışa
sunulan KİT"lerin hisselerini alabilme imkânı
yaratılması gerektiğini belirtti.
MÜSİAD'IN EKONOMİDE ACİL EYLEM PLANI
BÜYÜME
< "*• X \ Enflasyonla
mücadelede
toplam arzı
_ arttırıp üre-
. tim-tüketim
dengesinin kurulması ve re-
kabet artışının fiyatlar üze-
nnde düşürücü etki yapma-
sı sonuçlannı getirecek bir
yaklaşım benımsenmelidir.
TESVİKLER
İÇ BORÇ
cı ve
faiz dü-
r
z^T- şürücü
tedbirleralınmalı, ranta ver-
gi uygulaması başlatılma-
lıdır. Kısmi monotizasyo-
na gidilmeli, eşzamanlı
olarak bono ve faiz geliri-
ne vergı getirilmeli.
İŞ YAŞAMI
Vade i rft\ Emeklılikyas.1
erkeklerde 60,
kadınlarda
55'eyükseltıl-
meli. sigorta
prim tavanı art-
tınlmalı.asga-
ri ücret 20 milyon liraya
çıkanlmalı, gelir vergisi
yüzde 10'a indirilmeli.
KURLAR
İhracata teş-
vikaracıola-
rak yurtıçi ve
yurtdışı satı-
nalma gücü
farklannı > ansıtacak şe-
kilde bir kur politikası
uygulanmalıdır. Ger-
çekçi kuruygulamadan
kaçınılmamalıdır.
Arzı arttırmak için sermayeyi alter-
natifsiz bırakacak şekildi sanayi-
leşmeyi cezbedecek teşvikler ve-
rilmeli. Uluslararası kurallaraay-
kın dolaysız parasal teşvikler degil.
daha üretim aşamasında ve maliyet-
— lenni azaltacak teşvik uygulanmalı.
FİNANS
Fınans kuruluşlan topladıklan sermaye
kaynaklannı devlete satmaktan çıkanlma-
lı. Kuruluşlara topladıklan kaynaklann bir
kısmını risk. bir kısmını da yatınm serma-
yesi olarak kullanmalan mecburiyeti geti-
rilmeli faizsiz çalışan finans kuruluşlannın bankalarkar-
şısındaki dezavantajlı konumlan iyileştirilmelidir.
ÖZELLEŞTİRME
Özelleştirme
gelirleri üre-
timin rasyo-
nelleşmesın-
de ve üret-
kenligin art-
tırılmasında kullanılmalı,
kuruluşlar tekelci özel ser-
mayeye devredilmemeli.
IClT'lerişçileresatılmalıdır.
VERCİ REFORMU
KD\ oran lan temel
tüketim \e eğitim
alanlannda yüzde 1.
diğer ürünlerde \ üz-
deöolmalı.Gelirve
kurumlar vergisi düşürülmelı. enf-
lasyon muhasebesıne geçilmelt.
de\ let tahv ili ve bono faizleri. re-
po gelirleri vergilendırilmeli.
AB VE CÜMRÜK BİRLİCİ
Gümrük birliğinde ilk 6
ayın sonuçları AB lehine
gelişirken. Türkiye ise
olumsuz sonuçlanna kat-
lanmak zorunda bırakıldı,
hem de AB'nin başta anti-
damping uygulamaları \e mali >ardım-
lann verilmemesi gibi birçok yükümlü-
lüklenni yerine getirmemesi dezavan-
tajıyla karşı karşıya kaldı.
İETT BİRİNCİ, İSKİ ÜÇÜNCÜ
Istanbul'un yüzsüzü
RP'li belediye
EkonomiServisi-lstanburun vergi yüzsüzü Refahlı Bü-
yükşehir Belediyesi'ne baglı şirketlerçıktı. tstanbul Def-
terdarlıgı tarafından açıklanan listede ilk sırada 4.1 trilyon
lirayla İETT Genel Müdürlügü4.1 yeralırken, ikinci sıra-
da 2.2 trilyon lirayla TCDD Işletme Başmüdürlügü. üçün-
cü sırada da 2.1 trilyon lirayla İSKÎ Genel Müdüriügü ve-
raldı. Dördüncü sırada 1.5 trilyon lirayla Besa Pazarla-
ma'nın bulunduğu Istanbul"daki vergi yüzsüzleri listesin-
de beşinci sırada 1994 yılında batan lmpexbank 1.1 tril-
von liravla >er aldı. Öte vandan kamuovunda "vergi yüz-
süzleri'" olarak nitelendırilen. kamuva 1 milyar lira \e
üzennde vergi. SSK. fon gibi borcu bulunan kışi ve kuru-
luşlar. Türkiye genelinde vergi daıreleri tarafından ılan
edilmeve devam
İstanbul'un trilyonluk
vergi yüzsüzleri:
Kurum Borç miktan
(Bin TL)
İETT 4.192.713
TCDET 2.250.000
ISKI 2.172.797
Besa 1.543.920
lmpexbank 1.198.623
edilıyor. 12 Ey-
lül 1996 gütîü
mesai saati biti-
mine kadar asılı
kalacak olan ka-
muborçlulanlis-
tesinde ilk sıra-
larda genellikle
belediyeler ve
kamu kuruluşla-
n göze çarpıyor.
lllerdeki vergı
dairelerinin açık-
ladıgı vergi yüzsüzleri listelenne göre Diyarbakır'da Bag-
lar Belediyesi 41.6 milyar lirayla birinci sırada yeralırken.
Sıvas'ta TCDD 4"üncü Bölge Müdürlügü 1.4 trilyon lira-
lık vergi borcu ile ilk sırada yeraldı. Dığer illerdeki vüz-
süzler listesinde ilk sıralarda yer alan mükellefierin isim-
leri iseşöyle:
Artvin'de 63.7 milyar lirayla Çaykur. Trabzon'da 76.2
milyar lirayla Trabzon Belediyesi. Gümüşhane'de 4.2 mil-
yar lirayla Gümüşhane Belediyesi. Bayburt'ta 16.3 milyar
lirayla Bayburt Beledivesi, Giresun'de 33.3 milyar lirayla
Orman Tamirhane Müdürlügü. Malatva'da 1.2 trilyon li-
rayla TCDD 5'inci Işletme Başmüdürlügü, Gaziantep"te
287.5 milyar lirayla Gaziantep Büyükşehir Belediyesi.
Adıyaman'da 62.1 milyar lirayla Adıyaman Belediyesi,
Kahramanmaraş'ta 83.
7
milyar lirayla Kahramanmaraş
Beledivesi. Kilis'te 11.6 milvar liravla Kilis Beledivesi
BENCE
İZZETTİN ÖNDER
Yalancı Cennet
Memur maaşlarını yüzde 50 arttıran bir hüküme-
tin konumu, ilk bakışta, cazip görülebilir. Bugünkü
enflasyonda verilen yüzde 50 zam, büyük bir artış
olmamakla beraber, geçmiş iktidariann uygulamış ol-
duğu yanlış ücret-maaş politikası. bizim bugünkü
algılamalarımızı bozmuş ve bu zammın olumlu kar-
şılanmasına neden olmuştur. Hatta o kadar ki, bu zam-
mı alanlar, zammın kaynağını sorgulayan kesimlere
galiba biraz da hak verir bir biçimde yaklaşmış ot-
malı ki, olası bir tepkiye karşı Başbakan, kaşıkla ver-
diklerini kepçe ile geri almayacaklarını ifade etmek
zorunda kalmıştır.
Bugünkü siyasal kadro, şu tek uygulamada da
açıkça görüldüğü gibi, eski hataları yeni bir davra-
nış ve ifade yöntemi ile sürdürmektedir. Bir defa,
memura böyle bir zam gereklidir, ama yeteıiı degil-
dir. Adil olduğunu savunan ve kaynakların hakça da-
ğılımını öngören bir siyasal kadronun, yüksek enflas-
yon karşısında öncelikle çalışanların temel mali hak-
larını güvence altına alma zorunluluğu vardır. Bir si-
yasal kadronun, finansal liberalizasyon uygulaması
çerçevesinde, bir yandan fiyat istikrarı sağlayamaz-
ken, diğer yandan da dolarizasyon mekanizması ile
zenginlerin kendilerini korumaya almalarına izin ve-
rip, ara-sıra ve sistematik olmayan bir uygulama ile
emekçiye zam yapması, onu köleleştirme mantıgı-
nın çok belirgin bir göstergesidir. Aynı uygulama
1980'lerin sonunda da gerçekleştirildi.
• • •
Bu harcamanın kaynağına gelince, en fazla üze-
rinde durulan kalemler olarak, özelleştirme, lojman
satışı ve kamu varlıklannın elden çıkanlması gibi kay-
naklar sayılmaktadır. Bu siyasal kadro şu iki nokta-
yı nasıl düşünüp akıl edemez ki!
- Başta KİT'ler olmak üzere, bugün kamusal mül-
kiyet içinde bulunan çoğu malvarlıklan, kökleri itiba-
nyla, bugün devletin borçlu gözüktüğü gruplara ait
değildir. Zira. 1925'te aşann kaldırılmasından beri, za-
man boyunca güçlü kesimlere. ticaret, sanayi, ihra-
catçı ve bugün de finans kesimine sağlanmış olan
vergi avantajları, bunun yanında, emekçiler üzerin-
deki yük (vergi ve ücret baskıları) bu varlıkların kime
ait olduğunu ortaya koymaktadır. O zaman, kimin ma-
lını kime ve daha da önemlisi, kimin borcuna karşı-
lık satıyoruz?
Yine aynı bağlamda, memur lojmanlarını satmak-
la, memurlann bazı yan menfaat ve haklannı tırpan-
lamış olmuyor muyuz! Lojman kâr etmez, hatta za-
rar eder. Işin doğasında bu vardır. Görülüyor ki, me-
murlara verilen zammın maliyeti, uzun dönemde yi-
ne aynı grup üzerine yıkılıyor. Özelleştirme sonucun-
da, bugün özel kesimde olduğu gibi sendikasızlaş-
tırma ve taşeronlaşma yaygınlaşacağına göre, bun-
dan da uzun dönemde sermaye kârlı çıkacaktır. Aca-
ba bu siyasal grup kimden yanadır?
- işin bir de ikinci yanı vardır. Günümüzün küresel-
leşen kapitalist dünyasında, güçlü sermayenin bizim
gibi ülkelere girmeleri ve kendi çıkarlannı dayatabil-
meleri için, o ülkedeki ulusal çıkarları savunmaya
aday kamu kuruluşlan yerine, özel çıkarlan savunan
özel kuruluşların hâkim olması gerekmektedir. Zira,
belirli koşullar altında, işletme kârlı olduğu halde. ül-
ke zarar görebilir, örneğin uluslararası rekabet gücü-
nü yitirebilir. Böyle bir yapılanmada, ülke ve ekono-
mi yararı açısından güçlü ekonomik ve siyasal karar
almak olası değildir.
işte kaynak patolojisi budur. Bu patoloji ile emek-
çiler üzerindeki yük ve yarariann yerleri değiştiril-
mekte, emekçilerin durumu düzeltilmiş olmamakta-
dır.
• • •
Siyasal iktidarlar sosyo-ekonomik altyapının esi-
ridir. Böyle bir esareti, yalancı cennet görüntüleri ile
örtmek, o siyasal kadronun işine yarar, fakat ülke çı-
karına terstir. Hâlka gerçegi söylemeden, yalancı
cennet yaratarak sürdürülen bu politika, finans pa-
razitlerine, vergi vurgunculanna ve diğer hâkim çev-
relere dokunmadığından, hatta bu bahanelerle faiz-
ler yükseiip, rant alanları genişleyip, toplumsal kay-
naklann yağmalanması artacağından dolayı, hâkim
çevrelercedeonaylanacaktır. Siyasal kadronun kimin-
le işbiriiği yaptığı açıkça görülmektedir.
Alışverişte 18 yaş engeli
T
üketici haklarının
korunmasında mesafe
alabilmek için tüketicilerin
bilinçlenmesi kadar üretid ve
satıcıların da bir o kadar
bilgılenmesi gerekiyor. Aksi halde,
hangi haklara sahip olduğunu
yasalar çerçevesince dile getiren
tüketiciler bile bilgisiz ve duyarsız
satıcılar karşısında kısırdöngü
nitelığinde tartışmalara girmekten
kendisıni alamazlar. Bu gibi
durumlara mağdur durumda
kalan tüketicinin hukuksal
konularda uzman olması bile
sorunların kolayca
çözumlenmesine yetmez.
Okurumuz Çocuk Mahkemesı
Hâkmı Ümran Sölez Tan'ın
başından geçen olay, kişisel
haklara saygı göstermeyen bir
satıcıyla karşılaşan bir tüketicinin
kanunları çok iyi bilmesinin de,
sorijnun kolayca çözümlenmesi
için yeterli olmadığın bir kez daha
gözler önüne seriyor.
Evleinin Ataköy'deki Atrium'a
yakn olduğunu belirten Ümran
Sölez Tap mektubunda, 15
yaşndal<i kızının hayvanları çok
sevdiğini vurgulamış. Bu nedenle
Atrium'daki Pet-Shop'tan sürekli
kuşaldıklannı kaydeden Sölez
Tan. bu zamana kadar satın almış
oldukları 4 kuşun da öldüğünü
bildrdi. Bu nedenle kızıyla
konjştuğunu ve bir daha kuş
alınmasını istemediğinı uygun bir
dille anlattığını söyleyen Sölez
Tan. buna karşın kuşlara karşın
öüyjk bir sevgi besleyen kızının
Atrium'daki Pet-Shop'a giderek
bir kuş daha satın almış olduğunu
dilegetirmiş. Olayı öğrenir
ogrenmez kızından kuşu iade
etmesıni istediğini anlatan Sölez
Tan kızının bunun üzerine kuşu geri götürdüğünü,
fakat işyeri sahibi tarafından geri çevrildiğini
vurçulamış. Bu arada kızına satış fişi de verilmediğini
anınsatan Sölez Tan, bunun üzerine Pet Shop'a
giderek dükkân sahibi ile bizzat görüştüğünü dile
getrmiş. Buna karşın bir sonuç elde edemediğini
ifada eden Sölez Tan, yetkililere uzun uzadıya yasal
hakarının ne olduğunu, yasalarca reşit sayılmayan
yaşakılerin alışverişlerinin her zaman iptal
editebileceğini anlattığını belirtiyor. Yaptığı
gonşmenin sonuç alamayan okurumuz öncelikle Pet
Cumtyurlye
Turkocağı Cacf 39/4 7 \
Cağaloğlu/ISTANBUL '~*
TEL: 512 05 OS i*.
FAX 514 O7 5 1 / '
• "Satıcıların 18 yaşının
altındaki kişilere sattıklan
maitn heran iade
edilebüeceğini bilmeferi
gerekiyor" diyen Çocuk
jyiahkemesi Hâkimi Ümran
Sölez Tan, satın alınan ürünün
heıtıangi bir şekilde zarar
görmesi halinde iade edifen
paradan kullanım bedelinin
kesilebileceğini belirtti.
Rüştünü ispatlamamış kişilerin
karşılıksız bir mal edinmede
(bağış) ve kişiye sıkı sıkıya
bağlı hakların kullanıfmasında
izne tabi tutulmayacağını
kaydeden Sölez Tan, rüştünü
ispatlamamış kişilerin
kendilerine ait mallan
bağışiayamayacağını, kimseye
kefil oiamayacağını bildirdi.
Shop'u satış fişi vermediğı için
maliyeye şikâyet ettiğini
belirterek, daha sonra bizi
aradıöını vurguluyor. Bunu Pet
Shop tan geri alamadığı 750 bin
lira için yapmadığını söyleyen
Sölez Tan. diğer tüketicilerin de
yasalara göre rüştünü
ispatlamamış olan çocuklann
yapmış olduğu alışverişlerin iptal
edileceğini bilmesini istediği için
böyle bir yola başvurduğunu
kaydetti. Kanuna göre reşit
sayılmayan kişilerin kanuni
mümessilerinin nzası olmadan
hukuki muamelede
bulunamayacaklannı anımsatan
Sölez Tan. "Satıalann kanuna
göre rüştünü ispatlamamış
kişilere sattıklan malın her an iade
edilebileceğini bilmeleri
gerekiyor" diyerek. reşit olmayan
kişilerin ancak karşılıksız bir mal
edinmede (bağış) ve kişiye sıkı
sıkıya bağlı haklann
kullanılmasında bu izne tabi
tutulmayacağını kaydetti.
Rüştünü ispatlamamış kişiye
satılan malın geri getirildiğinde
kullanımdan kaynaklanan birtakım
yıpranma ve sorunlar
bulunduğunda iade edilecek para
miktanndan, verilen hasar
oranında indirim yapılabileceğine
değinen Sölez Tan. satıcının hiçbir
şekilde para iadesinden
kaçınmasmın mümkün olmadığını
ifade etti. Büştünü ispatlamamış
kişilerin kendilerine ait mallan
bağışiayamayacağını, kimseye
kefil oiamayacağını bildiren Sölez
Tan, bu gibi durumlarda kanuni
ÇIFTÇI DOSTU / SADULLAH ÜSÜMİ
Türkiye 'ithal pamuk' cenneti
mümessilin aracıhğının geçerli
olmadığını dile getirdi.
Okurumuzun şikâyetini iletmek
üzere Pet-Shop'u aradığımızda,
yetkili birine ulaşmamız mümkün olmadı. Konuyu
aktardığımız satış elemanı, defalarca aramamıza ve
konuyu aktarmamıza karşın. bizi mağaza sahibi ile
görüştürmedi. Sonunda defalarca aramamızdan
sıkılmış olacaklar ki okurumuza parasını iade
edeceklerini, 750 bin lira gibi az bir miktar para için bu
kadar uğraşamayacaklarını söylediler. Pet-Shop
yetkilisi her ne kadar meblağı küçümsüyormuş gibi
davransa bile para iadesinde nazlandı. Okurumuza
parasını taksitle geri ödeyen Pet-Shop'a, daha sonra
defalarca aramamıza karşın ulaşamadık.H
ANKARA - Turk pamuğu
ciddi tehlikelerle karşı kar-
şjya. En büyük tehlike. güm-
rük bıriiği. Eğer, birkaç yıl
içinde Avrupa Birliği'ne gi-
remezsek gümrük birliğinin
koşullan, pamuğumuzu da
tanmımızı da bitirecek. Av-
rupa Birliği, Türk tanmı için
ne kadar büyük bir kurtuluş
ise gümrük birliği de o ölçü-
de tehlikeli!..Avrupa Birli-
ği'ne girişimiz için gerekli
koşullara bakınca insan ir-
kiliyor. Örneğin, tarımımızı
düzene sokmadan Avrupa
Birliği'ne girmemize imkân
yok. Gümrük biıiiğı içinde de
tanmımızı Avrupa Birliği'ne
girmemiz için istenen dü-
zeye ulaştırmamız tam bir
hayal!..
İçinde bulunduğumuz du-
rumun 'iki ucu bilmem ne-
//'değnektenfarkı yok. Çün-
kü, 1980 yılından sonra iz-
lenen politikalar, Türk tan-
mını geriletti. Hele. Tansu
Çiller iş başına geldikten
sonra, tam bir çıkmaza gir-
dr.
Avrupa Birliği'ne alınma-
yışımızın en önemli nedeni,
tanmda yaşadığmız çökün-
tü. Doğru veya yanlış, Av-
rupalı ülkeler, kırsal kesim-
de yaşayan 30 milyona ya-
kın insanımızın sıkıntılannı
üstlenmekten kaçınıyor...
Hatta, korkuyor!...
Bir geçiş yolu olarak öne-
rilen gümrük birliği, adeta
iğneli fıçı. Avrupa Birliği ile
yapılan protokole göre, ta-
rım ürünleri anlaşma dışı.
Kendi üreticimizi koruyabil-
mek için, bu ürünlere güm-
rük vergisi ve fon koyabili-
riz. Ancak tarıma dayalı sa-
nayı ürünlerinden gümrük
vergisi ve fon alamayız. Ör-
neğin işlenmemiş ham pa-
muk ithal edersek istediği-
Geçimini pamuktan sağla\an 4 mihona vakın insanımızın sırtından geçinme\en vok.
miz gibi vergilendirebiliriz.
Işlenmiş pamuğa gelince
yapabileceğimiz hiçbir şey
yok. Anlaşma gereği, iste-
yen, yüz binlerce ton işlen-
miş pamuğu bir tek kuruş
vergi ve fon ödemeden it-
hal edebilir.
Böylesıne ters bir anlaş-
ma. Türkiye'yi ithal pamuk
cenneti haline getirdi. Şim-
di, isteyen istediği kadar iş-
lenmiş pamuğu sıfır güm-
rükle ithal edebiliyor. Hem
de Türk pamuğundan çok
daha ucuz fiyatla. Zira, di-
ğer ülkelerde devlet pamu-
ğa büyük destek veriyor.
Pakistan'ın bile pamuk üre-
ticisine yaptığı destek, ma-
liyetinin yarısından fazla...
Şözüm ona 'çağ atladığı'
iddia edilen Türkiye'de ise
tam tersi bir uygulama var.
Geçimini pamuktan sağla-
yan 4 milyona yakın insanı-
mızın sırtından geçinmeyen
yok... Tekstilcisi, konfeksi-
yoncusu, toptancısı, ihra-
catçısı.. ve de en acısı, ya-
bancı ülkelerin pamuk üre-
ticileri... Hepsi, Türk pamuk
üreticisinin hakkını kesele-
rine. kasalanna indiriyor!..
Buna karşılık pamuk üre-
ticimize bir tek kuruş des-
tek yok. Yapılıyormuş gibi
görünen destekler daha bü-
yük yaralar açıyor... Hatta,
bu desteklerin büyük bölü-
mü sanayicilerin işine varı-
yor... Örneğin, gübre ve zi-
rai ilaçlarda yapılan destek
bedelieri zamanında öden-
mediği için astan yüzünden
pahalıya gelıyor!..
Pakistan ve diğer bazı ül-
kelerden yapılan ithalatın
verdiği zarar bir yana, hükü-
metlerimizin yanlış uygula-
malan yeni ve tehlikeli rakip-
leryaratıyor...
Örneğin, Yunanıstan...
Erbakan'ın tarıma karşı
nasıl birtavırtakınacağı he-
nüz kesinlik kazanmadı. An-
cak, Çiller ve hükümetleri-
nin bu tür tehlikelere karşı
kayıtsız kaldığını çok iyi bi-
liyoruz. Eğer Erbakan bu
konularda Çiller ve takımı-
nın dümen suyuna girerse
ödemek zorunda kalacağı-
mız ağır faturanın yükünü
Türk ekonomisi ve milyon-
larca pamuk üreticisi çeke-
mez...
Tehlikenin boyutu
çok büyük
Yunanistan, bu acımasız
rekabet ortamında bize kar-
şı tek başına değil... Avru-
pa ülkelerinin tamamına ya-
kını arkasında... Avrupa Bir-
liği, Yunanistan'm tarımına
akıl almaz destekler veri-
yor... Milyarlarca dolar akı-
tıyor. Hele pamuk için ara-
lannda özel bir anlaşma var.
Verilen bilgiye göre, Yunan
pamuk üreticisinin aldığı
destek, kilo başına 100 bin
liraya yaklaşıyor!..
Türk pamuğu, borsaları-
mızda 165 ile 170 bin lira
arasında satılırken Yunan
pamuğunun maliyeti 150
bin lirayı geçmiyor... Arada-
ki bu farkın nedeni, Türki-
ye'de yüksek enflasyon ol-
duğu halde, devletin pamuk
üreticisine destek verme-
mesi... Buna karşılık, Yunan
üreticisinin hem kendi dev-
letinden hem de Avrupa Bir-
liği'nden trilyonlarca lirayı
bulan destek alması!.. Yu-
nan pamuğu Türkiye'ye 150
bin liraya mal olurken üre-
ticimiz pamuğunu 170 bin
liraya nasıl satacak?
Eğer, kendi hükümetimi-
zin hazırladığı bu acımasız
rekabet ortamında, bir kilo
pamuğunu 150 bin liranın al-
tında satmak zorunda kalır-
sa 4 milyona yakın üretici-
mizin ve Türk pamuğunun
geleceği ne olacak?
Bazı çevreler, durumun
henüz farkında değil. ama
tehlike kapıırnza kadar gel-
di dayandı!.. Üstelik. geliş-
melerden tehlikenin bu bo-
yutlarda kalmayacağı anla-
şılıyor!.. Zira, Avrupa Birliği,
Yunanistan'm pamuk üre-
timini arttırması için, özel
bir çaba gösteriyor. 3-4 yıl
öncesine kadar yıllık pamuk
üretimi 100 bin tonu geçme-
yen Yunanistan'da rekolte
300 bin tonayaklaştı. Şim-
di de rekoltenin 600 bin ton-
lara ulaşması için çalışma-
laryapılıyor!..
Avrupa Birliği'nin deste-
ği ile sağlanacak olan bu
kadar büyük üretim, güm-
rük birliğinin koşullan de-
vam ettiği sürece, iç piya-
salanmızı tehdit edecektir.
Ne yazık ki, Türk pamuk
sanayicilerimız de biraz da-
ha ucuz pamuk alabilmek
için bu tehlikenin gelişme-
sine yardımcı olmaktadır...
Pamuk üreticileri, Erba-
kan hükümetinin 'ithalattan
doğacak tehlikeleh' ortadan
kaldıracak önlemleri al-
masını istiyorlar!..
SÜRECEK