Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
J 30 MAYIS 1996 PERŞEMBE CUMHURİYET SAV EKONOMI Devlet Bakanı Rüşdü Saracoğlu, ihracatı arttırmak için kurları yükseltmenin kriz getireceğini savundu 4 Enflasyon kadar devalüasyon olmaz' • Saracoğlu, döviz kuru ihracatsıcak para bağlantısı konusundaki gürüşlerine açıklık getirirken "Söylediklerimin, sıcak paranın ihrucattan dalıa önemli olduğu anlamına gelmesi imkânsız. Ben ilmıcatçılaıla kotıuîjurken devalüasyon konusunıı gündcmc gctirdilcr. Ben, 'Devalüasyonla ihracatı arttırmayın. Bu son derece risklidir. Mali piyasalarda kri/ çıkmasma neden olur" dedim" diye konııştu. DO^AN AKIN nctmıyorıım, aına bıraz kasıtlı olarak yanlış yorumladıkları hususşıı; ihracalımızdiyelim ki 20 milyar dolaı. İhracatı yüzde 25 artiırmak için devalüasyon planlıyorsunıız. Devalüasyon sonunda biryılda ilave 5 milyar dövız kazanacaksınız. Fakat brüt aylık sermaye gıriş veçıkışlan Kasım 199.Vtemesela20 milyar dolardı. Siz deguladığı döviz kuru ihracatsıcak para valüasyon yapaıak bir haftalık sermaye bağlantısı konusundaki görüşlerıne açık girişını kacmısanız. zaten ihracattan I yıllık getirirken hıçbır/aman "sıcak para ih da kazanacağını/ 5 milyar doları 1 haftaracattan daha önemlidir"demediğinisov da kaybedersini/, dedim. Ihracatımızı ınutledı. Saraeoğlıı;devaliiasyoıı, ihracat.enf lakaaıttırmami7İa7im,arna devalüasyonlasyon, borçlanma. Uluslararası Para Fo la olma7 bu iş. nıı (IMF) ile ilişkiler konularında, özetle Enflasyon kadar devalüasyon: Bu yakşu göriişleri dile getiıdi: laşım son derece yanlış bir politikadır. fhracatdevalüasyon: Söylediklerimin, (,'ı'ınkiı o zaman devamlı olarak devalüas"sıcak paranın ihracattan daha önemli ol yonla enflasyonu yakalayacağım derken dıığıT'anlamına gelmesi imkânsız. Ben enflasyonu a/dırırsınız. Bu "enflasyonkaıhracatc.ılarla konuşurken devalüasyon ko dar devalüasynn" meselcsi, Türk kaınuoyunusunu gündcmc gctirdilcr. Ben, "Deva na rahmctlı Özal taratından mal edilmişlüasvonla ihracatı arttırmayın. Bu son de tır. Böylc bir politıka sermaye hareketlerece riskli birşeydir. Mali piyasalarda kriz rinııı kısıtlı olduğu biı ortamda uygulanaçıkınasına ncdcn olur" dedim. Nitekim biliı. ama I ürkiye gibi sermaye hareketI W4'teki kri/in çıkmasmda tabıi ki o kri lerinin libere olduğu bir iilkede uygulanzin altyapısını, daha önceden t'aiz politi ması müınkün değildir. F.nflasyon kadar kasıyla ha/ırladılar balonu patlatan olay devalüasyon teonsındc "'rezervlerdegiş.meyapılan devalüasyondur. Ihracatçılanmı diği takdirde" varsayımı vardır. Rezervzın tamamıyla yanlış anladıklarını zan ler değışmcdiği takdirde; doğrudur, enflasyon kadar devalüasyon olur serbest pıyasa mekanizmalannda. Ama rezcrvlerıniz artıyorsa olmaz. Burada döviz kurları bir fiyattır. Piyasa mekanizmasında fiyatın piyasada beliılenmesi lazıııı. "Enflasyon kadar devalüasyon politikası uygıılayaeagım'" dediğinİ7 anda "piyasaya müdahale edecegim" diyorsunuz. MerkczBankası'nınrolü: McrkezBankası'nın yapması gereken şudur; günlük, ınaaş ödeme dönemlerindeki gibi arızi (dönemsel)yükselti vedüşüş.Ieri düzelterek piyasalara istikrargetırmek. Biz kcndi zamanımızda Mcrkcz Bankasf nda şunu gördük; f'MO ı;iftçiye ödeme yapardı, Anadolu'dadöviz talebi ba^lardı. Yani birtakım arızi nedenlerle kurdaki yüksek orandaki günlük dalgalanmaları düzeltmek piyasalara bir istikrar gctirır. Ama temel şeye Merkez Bankasf nın hıcbırs.ekilde müdahale etmemesi lazım. IMFKredibilite: IMF'nin kıvdı anlasması imzalanıayı reddctmesi. Türkiye'nin krcdibilitesi üzerinde elbette olumsuz etki yaratır. Çünkii, "devlette devamlıhk" prensibini yabancılar bizdeıı daha fa/la ciddiye alıyorlar. Tabii, önceki bir hükümetin yanlış uygulamaları dolayısıyla bir kredi bulma kaybı söz konusu olduysa ondan sonraki hiikümetler de aynı kredi zaafiyetiyle işe başlarlar. Bu hükümet böyle bir zaatla işe başladı, hatta çok cıddi bir ekonomik tablo ile başlamış oldu. 6 aylık bütçe açığı neredeyse 400 trılyon lira. Enflasyon: Türkiye'nin götüremeycccğı husustur. Enfiasyonla mutlaka ciddı müeadele etmemiz lazımdır. Biz maalesef enflasyon sayesinde biraz istihdam kazandığımızı zannediyoruz. Bunlar hayaldir. Enflasyonu Türkiye kadar uzun süre, aşağı yukarı Türkiye'nin seviyelerinde tutabilmış bir tane daha ülke vardır, o kadar. O da Venezüella. Hiper cnflasyona doğru gitmedcn ciddi önlemler gerekir. Kâğıtla ödeme olmaz: Sorun olarak dikkat ceken başka bir husus da 1 W2'de baı>layaıı ve maalesef giderek artan, birtakım kamu kurumlarının borçlarına mukabil devletin kâğıt vermesi uygulaması. Öyle enteresan şeylersöylüyorlarki. Mescla, müteahhitlerc borcumuzu kâğıtla ödedik. Ne demek kâğıtla ödemek; ödeme aracı nakittir. Kâğıtla ödediğiniz zaman; Sayın Çiller'in Devlet Bakanlığı dönemindc cok kullandığı, daha sonra unuttuğu sckülaıızasyon yapmış olursunuz. Yani sizin borcunuz azalmaz. Sadece alacaklınız değişir, o da müteahhit. kâgıdı satarsa. Yoksa siz boreunuzu ödemiyorsımuz. Müteahhit o kâgıdı elinde tuttuğu sürece, müteahhite olan boreunuz devam ediyor. Borç.birbaşkasınasatılabiliı biı borç oluyor, türü değişiyor. Bu türdc bütee dışı anormalliklerle piyasaya kâğıt verilir. Bütün bunların faizi bir sonraki yılın bütçesinde görünür. Yılsonu itibarıyla 1.4 katrılyon olan iç borc stokunun 80U trilyonu ic borç finansmanı ile ilgılidir. 600 trilyon lirası bu türden bütçe dışıdır. Bu gibi uygulamalarda bulunmamak lazım. IŞÇININ EVRENINDEIV ŞLIKRAJN Kadınlığı Kullanmak Kadınların siyasi yaşamda, toplumsal yaşamda yer almaları için savaşım veren Ingiliz ve Filipin kadın örgütlerinin; katıldığım uluslararası kadın konferansında yeri gelsin gelmesin, "Thatcher, Aqino bizim temsilcilerimiz değiller. Onlar kadın haklarına hep zarar verdiler" vurgulamalarını, aşırı bir duyarlılık olarak algılamıştım. Bir gün onların paniğini yaşayacağımı, Türkiye'nin ilk kadın başbakanı için "Çiller, siyasi yaşamda kadınların temsilcisi değildir. Kadın haklarına zararlı, kötü bir örnektir" demek gereksinimini duyacağımı bilemezdim. Yaşamın heralanında horlananezilen, yaşanmamışlığı, özlemlerini Çiller'in etrafını sararak ona koşulsuz destek vererek kapatmaya çalışan yaşlıgenç kadınlarımızı gördükçe içim sızlıyor. Çiller'in bu haklı, doğal duyguyu nasıl kötüye kullandığına, nasıl sömürdüğüne tanık oldukça, yanlış bir örneğin, kadın hakları savaşımına nasıl zararlı olabileceğini görüp, Çiller'e öfkeleniyorum. Konumuz Sayın Çiller'in siyasi bağışlanamaz suçları; ülkeyi, insanları "ben, ben, ben.. benim, benim, benim.." diyerek kendi mali gibi gören ınanıimaz egosu, frenlenemez tutkuları, kendı çıkarları için etrafını kasıp kavuran, ülkeye zarar veren eylemleri değil. "Benim için.. Türkiye için.. olacak" derken her konuda, kendi tutkuları adına, kafasına koyduğu her şeyi yapmaya kalkışacagını ve ülke insanı için sonuçlarını asla umursamayacağını, bana göre çok şımarık ve sağlıksız kimliğını fazlası ile açığa vurmuş oluyor. Ne kadar çabuk olursa siyasi sonunun gelmesinin gerçekten bu ülke için "çok hayırlı olacağı" yargısına, çok uzunca bir zamandan bu yana varmış bulunuyorum. Bu yazımda daha çok, Çiller'in kadın kimliğini, kadın hakları savaşımına inanarak bu savaşıma katkıda bulunarak kullanmak yerine, erkek ve kadın seçmene, sempatizana karşı çok etkili bir silah, sömürü aracı olarak kullanmasının zararları üzerinde durmak istiyorum. • •• Yanlış ve kötü örneğin, arayış içindeki kadınlarımızı yanlış yönlendirmesinden kaygı duyuyorum. Insan hakları ve onun ayrılamaz bir parçası olarak kadın hakları savaşımcıları, kadının toplumsal, siyasal, iş yaşamında yerini almalarını isterlerken kadına yönelik her tür ayırımcılığa karşı durulmasını istiyorlar. Kadının; kadınlığını kullanarak erkekler ve kadınların ayrı ayrı zaaflarının sonuna kadar sömürerek bir yerlere gelmesinin özenilecek örnek olmasını asla düşünmüyorlar. Sarışın güzel kadının, güzelliği ve şıklığı ile dünyanın en öndeki siyaset adamlarını büyülemesi, bunun ülkemiz için geçerli, övünülecek bir meta olarak sunulması yetmedi. Türkiye'de, eşarpları, kararlı yürüyüşü, şıklığı, güzelliği ile cinsel açlığı bilinen bıyıklı erkeklerimizin ağızları açık seyrettikleri kadın imajı ile öne çıkarıldı. En kötüsü evinde horlanan, ıtilip kakılan kadınlarımız için bu imajları ile örnek alınması gereken kadın olarak kabul edılmesı gibi bir sonuca yönelindi. Türkçesi; evde, iş yaşamında, toplumsal yaşamda, siyasette, başarılı olmak isteyen kadın, bütün gücünü enerjisini, bilgi ve becerilerini geliştirmeye değil, güzel olmaya yönlendirecek, çok çalışmak, çok yorulmak, kendinı çok geliştirmek yerine, kadınlığını kullanarak kolayca yükselmenin yollarını arayacaktı. • •• Kürsüde, annesinin mezarı başında, yeri geldiğinde gözlerinden yaş akıtmayı başaracak, erkekler üzerindeki etkisini gözlerinin içine bakarak ellerini tutarak nasıl arttırdığı efsane haline getirilecek. Kadınlar arasında da sarılıp, sarılıp "siz de beni örnek alın, ben sizın olamadıklarınızın temsilcisiyim"sözleri ile ayrıca murıtler yaratacak. Eşarpları, saç kesimi, rengi, yürüyüşü, kuşburnunu içişi, genç kalmasının sırları ile kopya edilmeye çalışılacaktı.. Şimdi de yine çok kadınca yeni bir oyunu sergilemektedir. Cinselliği ile hiç ilgisi olmayan, tamamen siyasi kimliği ve yaptıklarından kaynaklanan büyük siyasi çıkar kavgasında, zorlanırken rakiplerinin kendine yönelik saldırılarını, kadına yönelik saldırılar olarak göstermeye çalışmaktadır. Kadınlan, kadın haklan savaşımında hiçbir olumlu, kayda değer katkısı yokken sadece kadın olduğu için kendisinin yanında yer almaya çağırmakta. Sadece kadın olduğu için erkekler dünyasından atılmak istendiği gibi bir imaj vermeye uğraşmaktadır. Erkekler dünyasının bir kadını kolay kolay kabul etmediği ne kadar önemli ve karşı durulması gerekli bir gerçekse, Çiller olayında böyle bir gerçek yokken bu gerçeğin yanlış ve haksız kullanılması, kadın haklan savaşımı açısından o kadar tehlikeli ve zararlı olacaktır. Kadın örgütlenmelerinin, televizyonda gördüğümüz tek tek kadın örneklerinde olduğu gibi bu oyuna kanmaları ve peşinden sürüklenmeleri olasılığını düşünmek bile istemiyorum. Dünya tarihi, yaşamın her alanında, güzel, zeki ve kadınlığını çok lyı kullanan kadınların başarı örnekleri ile doludur. Ancak bu yoldan başarılı olmak için gerekli doğuştan niteliklere (!) her kadının sahibi olması söz konusu olamayacağı gibi bu iş her kadının harcı değildir. Ayrıca da tek tek bu kadınların, kadınlığı kullanarak ulaştıkları başarılar, kadınların toplumsal olarak kitle olarak bir yerden bir yerlere gelmelerinde hiçbir işe yaramamıştır. Çiller bu noktada "Benim gibisi bin yılda birgelir"sözleriyle övünmekte çok da haksız değil. Bu nedenle, Çiller'in kadınlarımız için özenilecek, yanlış, kadın haklan savaşımında zararlı bir örnek olmaması için de siyasi yaşamının noktalanması "hayırlı" olacaktır. ANKARA Devlet Bakanı Rüşdü Saracoğlıı. devaliiasyon yaparak ihracatı arttırnıa politikasının mali bunalım yaratabıleceğıni söylcdı. Dövız kıırlarının fıyat artışlarının gerısinde tutuldıığueleştirilcnnı yanıtlarken I ürkiye koşullarında. ''enflasyon kadar dcvalüasyon" politikasının yanlış olacağına dikkal çekeıı Saracoğlu, "Dövi/ kııriarı bir fivattır. Kiyatın serhest piyıısH mekanizmasında hclirlenmesi lazım. 'l.nflasyon kadar devalüasyon polıtikası uygıılayacağım' dediğiniz anda "Pıyasaya ınüdahale edeceğım' diyorsunuz" göriişünü dıle getırdı. Saracoğlu, kamu borçlarını ödcmek ıçın nakit yerine "devk't kâgıdı" vorilıiK'sinı eleştırdi ve bu uygıılaıtuınııı borcu kaldınııadığına, sadece Devkt Bakanı Rüşdü Saracoğlu: "IYIK niteliğini değiştirdiğine işaret etti. Saracoğlu, yanlış yorumlandığını vur' ile anlaşma olmazsa kredibilite düşer." 'Enflasyon en adaletsiz vergidir' diyen heyet başkanı Hardy, işçi kesiminin göriişünü sordu IMF, Türkîş'te nabız yokladı AINKARA (Cumhııriyct Bün»sıı) Uluslaraıası Para Fonu(IMF) heyeti, işçi sendikalarına, "Türki' ye'yi ıi'fah içinde ve istikrarlı bir ülke olarak görnıek istedigini" mesajını verdı. Entlasyonıı "enadaletsiz vergi" olarak nıtelendıren IMI' lıcyctı, lürklş'e yaptığı zıyarette. sorunların çö/ümünde "toplunı kesiınkriniııkalkısı" üLicklıüını vurguladı. Tarıhin' d e ilk kcz IMF lıeyetı larafından zıyaret cdilcıı Fürktş'in Gene1 Başkanı Bayram Meral, göriışmeuiıı "her açıdatı çok veriıııli geçtiğiııi" vıııgulayarak ' "Rkonnnıik isrikrarsızlığın altında, siyasi istikrarsızlık yatıynr" dedi. Ikı kez ertelenınesının ardından gerçckleşcn IMI' heyetinın zıyaretı, lürklş yönctimınin ıkiye bölünmesıne yol aclı. 4 I iirklş Yönetım kurıılu iiyesmden 3'ü. Aııkara dışına gıt1 tikleri için /lyarcllc bulunmazken; liirkls Geııel Mali Sekreleri Knver Toçoğlu. fıirklş binasındaolduğu lıaklc. görüşmcyc katılmadı. loçoğlu'ıuın, IMf'vi "tahsildar", göıiışmeyi de "an^ lamsız" bulduğu geıekçcleıiyle toplanlıya katılmadı ğı ileri süıüldü. IMF heyetinin /iyareti.Türklştaraf'ından. basına "sansürlü" biçimde yansıtıldı. IMF'nin. "7engin,sanayiles.mişülkelcrind('nctiıniııdeolanhirtahsilat kurıılııs.u haliııedönüştügünün" ' kaydedıldıği I iirklş Haber Bültenı, basından gızlendı. Iıirklş üeııel Merkczi'ııe, saat 09.30'da gclcıı IMF Ileyeli Başkanı Marliıı Hardy ile Taıı Liııg Hui, I ürklş Cieııcl Başkanı Meral ile başbaşa bir g^rüşme yaptılar. Heyet Başkanı Hardy, görüşmede, Türkive'deki ekonomik konularda Türklş'ın göriişlerini alınak amacıyla geldıklcrını vurgulayarak "Türkiye'de büyük hir ekonomik potansiyel var, ancak büyük bir ekonomik istikrarsızlık ve yüksek oranlı bir enflasyon da söz konusu. Ayrıca son y ıllaı da I ürki>c'ııiıı, insanların yaşanı standardıııı yeterincc yükseltecck kadar büy üıııediğiııi görüyoru/. Kısa sürede sorunların a^ılınası gen'ktiğine iııanıyorıız" dedi. Soı ıınlarm çö/ümünde toplıım kesimlerinin ortak çabası gercktiğine dikkat çeken Hardy "•i>jçilerdenfedakârlıkmıistemeyegeldiniz"soıusuna, "hav'ir" yanıtını verdi. Hardy, "Knflasyonuııen adaletsiz vergi oldugunu ve en fa/la yoksul iıısaıılara zarar verdigiııi"vurgulayarak ülkeleıin kendi politıkalarını kendilerinin belirlemesi gercktiğini savundu. Sosyal giivenlik kuruluşlarının, kamu açığının önemli bir böliimüııiı olıışturduğLinu kaydeden Hardy, Türklş'in luıkumetin cmcklilik yaşınm arltınlması ve prim ödeme lavanının yiikseltilerek soruıuı çözme konusundaki göriişünü sordu Hardy, Türkiye ile standby anlaşması yapılıp yapılmayacağı sorusunıı da "şinıdidensöylemenımümkündegirdiyeyanıtladı. I iirklş Başkanı Meral de basına yaptığı açıklamada. "Hükümet, dış borçlarını aksatmadan ödedi. İşçi ve memurda aksama oluyor, aına rantiyc sahipleriııe!<elince,aksaınaolmuyor"dedi.Göıiişmeyi "Heraçıdaııçokverinıli"olaıak nileleıuliıen Meral, "Hükünıctişikâyetetnıediklerini, ülke sorıınları kai'vısıııda hükümet kadar Türklş'in de sorıımlıılıığıı oldugunu" söyledi. İki kcz ertek'iııııesiııiıı ardından, dün yorçi'kles^n IMF heyetinin ziyareti, l iirki^ yönetiminin ikiye l)<>lünınesiiK' yol açtı. 4 Türkİş, Yönetinı Kurıılu iivesinden 3'ü, Aııkara dışına ^ittiklt'i'i için ziyarette bıılıınma/.ken; I ürkt> Cîenel Mali Sekreteri Eııver Toçoglu, Türkİ!j'lc olduğu halde, görüşmeye katılmadı. (Fotograf: TARIK TINAZAY) Şeker ithalab sona eriyor BURSA (AA) Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ Geııel Miidürü Selahattin Hun, Türkiye'nin önümü/dekı yıl şeker ıtlıalatı yapnıayacağını belırtcrek. "İlatta 100 bin ton kadar şıktr ihraç edecegiz" dedi. Hun. yaptığı açıklaıııada, ülke genelinde 350 bin çiltçiııiıı 3 milyon 465 bin dekar alana pancarekımi yaptıgmı, Doğıı Anadolu Bölgesı'nde ckımlerın devam ettığını ve son yağmurların rckoltcyı önemli ölçüde aıtııacağını kaydettı. Şeker labrıkalarıııın 1.5 milyon ton. özel şeker labrikalarıııııı ise 300350 bin 1997de üretimin yeteceği bildirildi Sermaye Piyasası Kurulu'ndan , ton şeker ürelimi geıçekleştırceeklerine işaıvteden Hun, şöyle devam etti: " Türkiye'nin fjeker ihtiyacı karşılanaeak. llatla öııümü/deki yıl ilıracat l)ile yapabileeegiz. İÜO bin ton lıaııı <jekerden beyaz şeker üretilerek koınşıı iilkeler \e Türk cııııılıııriyellerine ilıracat plaıılanıyor. Bu yıl, NaİKivan'da 22 bin dönüın pancarekinıi yaptık. Nahcnan'a tohıım ve malzenıe yardıınıııda bulıııulıık. Burada üretileıı *)eker paııcarı Ağrı Fabrikası'nda i*flenecek, karşılık olarak Nahcıvan'a şeker veriletek." ÖZEL RADYO VE TELEVİZYON KURULUŞLARI VE ORTAKLARINA DUYURU 1) 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun'un 29'uncu maddesi ile bu kanuna göre çıkarılan yönetmeliğin 4. maddesi, özel radyo ve televizyon kuruluşlarının anonim şirket olarak kurulacaklarını öngörmüş olup, bu şirketlerin hisse senetleri ile bu şirketlerin ortağı olan şirketlerin hisse senetlerinin tamamının namayazılı olması zorunluluğu getirilmiş ve bu zorunluluğu sağlamakla kurulumuz görevli ve yetkili kılınmıştır. 2) Bu çerçevede, kurulumuz, 3984 sayılı kanun kapsamında yer alan ve anonim şirket olarak kurulmuş olan özel radyo ve televizyon kuruluşlarının ana sözleşme değişikliği yaparak 30 Eylül 1996 tarihine kadar hisse senetlerinin tamamını nama yazılı hale dönüştürmelerini kararlaştırmış bulunmaktadır. 3) Diğer yandan; kurulumuzca, özel radyo ve televizyon kuruluşlarının ana sözleşme değişikliklerini 30 Eylül 1996 tarihine kadar tamamlamasının ardından, bu kuruluşlara ortak olan şirketlerin de 3984 sayılı kanun uyarınca ana sözleşmelerini değiştirerek hisse senetlerinin tamamını 31 Aralık 1996 tarihine kadar nama yazılı hale dönüştürmeleri gerektiği kararlaştırılmıştır. 4) özel radyo ve televizyon kuruluşlarının ve bunların ortağı olan diğer şirketlerin, hisse senetlerinin nama yazılı hale dönüştürülmesi amacıyla yapılacak ana sözleşme değişikliği için Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'na başvurmadan önce, kurulumuzdan değişiklik taslağı hakkında görüş almaları gereklidir. 5) Hisse senetlerinin tamamı nama yazılı olan özel radyo ve televizyon kuruluşları ile bunların ortağı olan şirketlerin ise, ana sözleşmeleri ve ortaklık yapılan hakkında bilgileri içeren belgelerle birlikte, 30 Eylül 1996 tarihine kadar kurulumuza bilgi vermeleri gerekmektedir. )\\\ şirketlere gerekli işlemlere başlamaları ve bu işlemleri belirtilen tarihlere kadar tamamlamaları için ilanen duyurulur. TOBB'de yeni yönetiın belirlendi AİNKARA (( ııınhııriyet Bürosu) I iirkıve üdalar ve Boısalaı Birliği'ııin ( IOBBI dün yapılan yönetiın kurıılu seçimleıinde, odaların yönetimdeki teınsil ağırlıkları değiştı. Sanayı odaları ile tıcaret horsalarının üye sayısı bıjrer kışı artırıhrken, tıcaret odaVları ile ticarct ve sanayi odaIlarının ııye sayıları ise bir Jöneeki döneme göıe bi?rer diişürüldii. TOBB {yönetim kurulunda, de ', ftıiz ticaret odalarının v Siiyc sayısı ise geçcn döfcıemdckı gibi 2 kişı ile sabit Btutuldu. c TOBB büııyesınde dün yafoılaıı yönetiın kuııılu seçiınperinde de, l 35 konsey üyesi Bnylarıyla yeni yönetimi belir^edi. TOBB Başkanı Miras taratından hazırlanan ve seçılen listeyle yönclım kurıılu üyclerı şıı ısimlerdeıı oluştu: "Fııat Miras (İstanbul Deniz ricare(()dası),AliOsnıan l lıısın (l'nıbzon Sanayi ve Ticaret Odası), Zafer Ç'ağlayan (Aııkıını Sanayi Odası), Erol Ckmalmaz (Ankara licaıvt Borsası), Ali Zafer Taciroglu (İstanhııl TiearrtOdası), Köksal YUceler (Istabul Sanayi Odası), ( cıifii/ Kaptanogİıı (İslanbul Dcııi/ I icaıvl Oda, sı), Necati Atıl Akkan V (F.ge Bölgesi Sanayi • Odası), Nail Kalemci (Dcni/li Ticaret Odası), I lavı Ömer Zafer Krsoy (Adıyaman l'icaret ve Sana\i Odası), Zaiııı (,ürso\ Oİuâla Ticaret Odası), llasanOzıııeıı(İzmirTican.'l Borsası), Mehmet Kara (Konya l'icaret Borsası), Ismail llakkı llııııslıoglu (I ı/ıınmı l'icaret Borsası), Büleııt Alamııt (lidirne Ticaret ve Sanayi Odası).", Bulgaristan'da kriz hükümeti saHıyor SOFYA (AA) Bulgaristan'da ekonomınin son yüzyılın en büyük krızıne girmesi, iktıdardaki eski Komünist Partisi'nin devamı Bulgaristan Sosyalist Partisi (BSP) hükiimetını lyıce zora soktıı. I lükümetin aldığı tüm tedbırlcre ragmen ekonomik krızın devam etmesi üzerıne. mııhalelet partileh Başbakan Jan Videnov'u devirmeye lıa/ırlanıyor. BSP hükümetine karşı işçı sendıkaları da ülke genelinde protesto gösterileıine ha/ırlanıyor. Podkrepa (Dayanışma) adlı işçi sendıkaları konf'ederasyoıuı yönctım kurıılu, yarın önemli büyük şchirlerde protesto milinglcrınin düzcnlenmesine karar veıdi. Bağımsız Sendikalar Birliği ile diğer demokratik kuruluşlara da, mıtinglere katılma çağrısımla bıılıınan Podkrepa Cienel Başkanı KoııstHiıtin Trençev, hiikiimetin ekonomik kıi/e çare bulana kadar eylemlerine devam cdcceklcrını acıkladı. Trenccv, lcvanın aşırı deı eccde dcğeı kaybı yü/ünden Postaneye vergi yatırnıa i uygulaması kalkarak ANKARA(ANKA)Vergi vc beıvcrı kamu alacaklanııın postaııeleı yolııvla ödenmesine ilişkin Mt yıllık ııygulaına. ha/ıran sonundan ıtıbaren kaldırılıyor. Malıye Bakanlığı'nııı konuylu ilgili tahsılal genel lebligi Resmi (iazeteıîe yayımlaııdı. Tebligde. Maliye Bakanlığı ile PT'I (ienel Miil dürlüğü arasında I )M) yılında mı/alanan bir anlaşmayla uygulamaya konulan postanelcryoluylavergi tahsılatında bazı sorunlaı yaşandığı belirtildı. Bu işlemlerin tamamlanmasının /aınan zaman 2} ayı bulduğu vurgulanan teblığde. postancler yolııvla talısilatın insaııi lıatakııa da çok fa/la açık olduğu, /aman /aman borçlarını bu yolla ödeıniş olan mükelletlenn MStemden ıloğan haialaryiizündcn ccbrı takıbata maruz kaldığı bıldırıldı. S E R M A Y E D o ç . Tel: ( 0 3 1 2 ) P İ Y A S A S I K U R U L U D r . B a h r i y e Ü ç o k C ad . N o : 1 3 B e ş e v l e r / A N K A R A 2 1 26 28 0( 2 0 H a t ) F a x : ( 0 3 1 2 ) 2 2 1 3 3 2 3 ülkedeki ortalama işçi maaşlarının 20 dolara kadar düştüğünü hatırlatarak, "Buşartlar altında calışaıı kesiınin bırakın karnının doyurnıası yaşiiması hile nıümkün değildir" dıyc konııştu. Bulgar l.evası'nın önemli yabancı para birimleri karşısııula değer kaybının devam etmesi ü/erine finans piyasalaniKİa kaos yaşanmaya başladı Bankalar ve döviz biiroları dövızle ilgili işlemlerinı durdıırdular. Bulgar Levası, bir gün içiııde serbest piyasada dolaı karşısında yü/de 30 daha değer kaybctti. Dolar IX() levaya yükscldı. IMF ile önceki gün "standby" anlaşmasının imzalanması konusımda prensip kararı alan Bulgaristan Merkez Bankasf nın, levanın aşırı dcğcr kaybını engelcycbilmck amacıyla piyasaya müdahelc etmesi bekleniyor. Ekonomi ıızmanları, IMF'nin Bulgaristan'a verilecek 450 milyon dolarlık krcdı anlaşmasını ımzalaınaması halindc. dolarınlOOO levaya yükselebileceği görüşünü savunuyorlar.