Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
30 MAYIS 1996 PERSEMBE CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Islami Hareket soruşturmasmda önemli eksiklikler bulunduğu saptandı
Orgüt, Hizbııflah'ın kolıı mu?
HALtL NEBİLER
Çetin Emeç, Turan Dursun.
Aydın Sinan Ercan v e Ali Ek-
berGorbanTnin öldürülmele-
riyle ilgileri olduğu gerekçe-
siyle yargılanan tslami Hare-
ket davasının soruşturmasın-
da, önemli eksiklikler bulun-
duğu saptandı. tslami Hareket
sanıklanndan bazılannın Hiz-
bullah'la ilgilerinin ortaya
çıkması, lslami Hareket Or-
gütünün aslında Hizbullah
örgütü ya da onun tstanbul ko
lu olup olmadığı sorusunu
gündemegetirdi.
Güneydoğu'daki yüzlerce
faili meçhul cinayete imza
atan Hizbullah örgütünün tlim
Cemaatı lideri Hüseyin V'eli-
oglu'nun ve aynı örgütün üst
yönetıcılennden Abdullah Yi-
ğit ıle Abdullah Bilen'in lsla-
mi Hareket Örgütü'nün 1983-
1984 yıllanndakı ilk toplantı-
lanna katılmış olmalan, örgü-
tün kurulmasından sonra başı-
na yine Velioglu çevresinden
Irfan Çağmcı'nın seçilmesi.
Çağıncı'nın I983yıhndakur-
duğu ve 1984 yılında birçok üyesinin ya-
kalandıgı örgütün adının da Hizbullah ol-
ması. lslami Hareket Örgütü'nün aslında
Hizbullah örgütü olduğu ve bilinmeyen
nedenlerle bunun üzennin örtüldüğü kuş-
kulannı güçlendınvor.
Gerek lslami Hareket Örgütü gerekse
Hizbullah davalanndaki belgelere ve TB-
MM Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma
Komisyonu'nun raporuna göre, Hizbul-
lah ve İslami Hareket Örgütü arasındaki
bağlantılann bazılan şöyle sıralanabili-
TBMM Araştırma Komisyonu eski üyesinden çağrı
'îrfan Çağıncı yüzleştirilsin'
OSMAN AYDOĞAN görev yapan TBMM Faili Meçhul Siyasal Cina-
yetleri Araştırma Komisyonu üyesi eski Malatya
Milletvekili Yılmaz, İrfan Çağıncı'nın ifadesini
aldıklannı belirten Ankara Devlet Güvenlik Mah-
kemesi Başsavcıhğı'nın Çağıncı'yı Ankara'ya
getirtmesi gerektiğini söyledi. Polisin tutumuna
karşın olaydan sonra ortaya çıkan "süqtriz ta-
nık" Ayhan Aydın'ın ifadelerinin ciddıye aiın-
ANKARA - TBMM'de geçen dönem kuruian
ve yazanmız Uğur Mumcunun öldürülmesi ola-
yının da aralannda bulunduğu faili meçhul siya-
sal cinayetleri 2.5 yıl boyunca arastıran komisyo-
nun üyelerinden eski Malatya Milletvekili Mus-
tafa Ydmaz, İsiami Hareket Örgütü iideri İrfan
Çağma'nın. olaydan sonra ortaya çıkan tanıkAy- ması gerektiğini belirten Yılmaz, "Aydın ifadesin-
han Aydın'la yüzleştirilmesi gerektiğini bildirdi. de 2 kişinin Mumcunun arabasıyla uğraşırken,
Yılmaz, bombah suikastla tslami Hareket Örgü-
tü (IHÖ) bağlantısmı sapradıklannı behrterek,
"Çağıncı'niD bu örgütün ameliyat fimi başkanı ol-
duğu ortaya çıkarddı. Yüzieştirmenin soruştur-
maya büyük yaran olacağına ve olayı çözebüece-
ğine inanıyonun" dedi.
Eski Içişieri Bakanı tsmet Sezgin'in. Uğur
Murncu'yuöldüren kişilerden birinin İrfan Çağı-
nci olduğunu söylemesiyle yeniden gündeme ge-
len soruşturma, tartışma başlattı. 20. dönemde
bir kişinin kendisini lafa tuttuğunu söylemişti. Bu
üçtincü kişiÇağıncı dabilir. Ylutlaka yüzieştinne
yapılmair dedi. Yılmaz, Aydın'ın Ankara'da
oturduğu adresin polis tarafindan bilindiğini söy-
ledi. Mumcu suikastıyla IHÖ baglantısını sapta-
dıklannı ifade eden Yılmaz. "Çağma'mn bu ör-
gütün ameliyat rinıi başkanı olduğu ortaya çıka-
rddı. Yüzleştirmenin soruşturma>a büyük yaran
oiacağına veoiayı ç.özebileceğine inanıyorum" de-
di. Ayhan Aydın'ın, teşhis ettiği iki kişinin yaka-
lama tutanaklarının Mumcu suikastıyla bağlantı
kurulamayacak bir şekilde tahrif edildiginin sap-
tandığma dikkat çeken Yılmaz, şunlan söyledi:
"Bu tahrifatın ardından ortaya çıkan Aydın'a,
alelacele TVye çıkanlarak yalancı tanık" dam-
gası vuruldu. Bugü n Çağıncı saptaınasında bulu-
nan dönemin İçişteri Bakanı, Kamhısuikastının
ardından, "emniyette köstebek \ar'dedk Bunu ör-
gütün kozyatagı'ndaki hücre evine baskın yapii-
masından hemen önce örgüt nıensuplarının kaç-
ması üzerine söyledi. Bunlar olayın soruştur-
masuıda hâlâ aydınlanmayan karankk noktalan
gösteriyor."
Yılmaz aynca. komisyon olarak ifadesine baş-
vurduklan dönemin Ankara Emniyet Müdürlügü
Terörle Mücadele Şube Müdürü Burhan Tan-
su'nun, "Ekrem Baytapyakalanırsa bu iş çözühır"
dediğini belirterek, "Baytap yakalandı. Ama ne-
den çözülmüyor? Mumcu suikastı hâlâ neden
karanlıkta?" dedi.
yor:
- TBMM Faili Meçhul Cinayetleri
Araştırma Komisyonu raporunun beşinci
bölümünün başlangıcında. Hizbullah'ın
tlim Cemaati lideri Hüseyin Velioglu ile
İHÖ bağlantısı şöyle kurulmuş:
"Ekrem Baytap, ıVfehmet Kaya, Gud-
bettin Gök, Tevfik Durmaz. Zübeyir Gü-
müş, M. Ztki Yıldınm, AdiJ Ateş ve arka-
daşlanndan oluşan radikal dini esaslan
benimseyen ve dini bakış açılanndan bir-
biriyle uyumlu. tebüg dedikleri birbirleri-
ne kendi bakış açılanndan Islamı yaşama-
ya yönelik telkinlerde bulunan kitapevle-
ri \e camilerde, ça> ocaklannda buluşan
topluluk. kendi şahsi maddi «eçim ka>«ı-
lanndan ötürü İstanbul'a taşınmışlar, bu-
rada da toplantılanna de%anı etmişlerdir.
İstanbul'daki bu toplantılanna daha son-
ra Hizbullah örgüfünün Güne>doğu so-
rumlusu olarak adı geçecek Hüseyin Veli-
oglu. Abdullah \ igit, Abdullah Bilen ve di-
ğer bazı şahıslar da kahlmışlardır.*
1
-"1984yılındabutopluluğamensup 15
kişi, irfan Çagıncı. Rıdvan Çağırıcı. Ra-
mazan Kovuncu. Selim-A\ han-Metin To-
run. Erdoğan Torun. Metin Sarıkaya, Ra-
mazan Karakaya, Abdullah Bilen. Halit
Tekin, Mehmet Kahveci. MustafaGülcan,
Necati Atiker. Lütfi Esen, SeJim Gülcan
ve diğer şahıslar. polisin düzenlemiş oldu-
ğu Hizbullah operasyonunda yakalanmış.
haklannda Istanbul Sıkıyönetim Komu-
tanhğı Askeri Savcılıği'mn 27.12.1984 ta-
rih ve 1984 732esas sayıiı iddianamesiy-
le dava açılmıştır."
- lnsan Haklan Dernegi Şube Başkanı
Sıddık Tan'ın 21 Haziran 1992 tarihinde
Hizbullahçılar tarafindan evinde öldürül-
düğü, Şefık Polat'ın İslami
Hareketda\ asının firari sanı-
ğı olması. 1991 >e 1992 vılla-
nnda Sihan ve Battnan'daki
bazı Hizbullah eylemleri>le
da>a sanıklan arasındaki
muhremel iliskilerin sonıştu-
rulmaması dikkat çekti.
tslami Hareket Örgütü so-
ruşturmasında alınan ifade-
lerle ortaya çıkan sonuca eö-
re, YaIova'da26Arahk 1992
tarihinde yapılan lslami Ha-
reket toplantısına katılanlar-
dan biri Şefik Polat. Bu top-
lantıda Polat örgütün dokuz
kişilik yasama şûrasına se-
çildi.29Arahkl992tanhin-
de. yani binnci toplantıdan
üç gün sonra. Kadıköy. Ko-
şuyolu, fbrahimağa Mahal-
lesi, Ahmet Su Sıtesi, I. Blok
4 numaradaki evde yasama
şûrası toplanarak dört kişilik
icraşûrasını seçti.
Koşuyolu'ndaki ikinci
toplantının yapıldığı bu ev,
Yalova toplantısına katılan
Şefik Polat'ın evi. Örgüt
içinde önemli bir >erı olan
Polafın adı iddianamede sa-
dece böyle geçiyor. Şefik Polat, operasyon
tarihinden bu yana firari. Daha da garibi.
operasyon sırasında Yalova. Üsküdar,
Kartal. Pendik. Bostancı, Acıbadem ve
Aksaray'daki yedi eve baskınlar yapıldı.
buralardan onİarca silah. sahte kimlik ve
doküman elde edildi. ama 21 Haziran
1992 tarihinde Sıddık Tan olayına kanşan
ve aynı kişi olup olmadığı soruşturulma-
yan Şefik Polafın Koşuvolu'ndaki evine
gelip giden yok. Soruşturma dosyasında
böyle bir bilgi, ev arama tutanağı yok.
Ünliilerin mekâm
Kırklareli Cezaevi
• İHÖ Genel Emiri İrfan Çağırıcı ve
Cumhurbaşkanfna suikast sanığı Ibrahim
Gümrükçüoğlu gibi adlann se\k edildiği Kırklareli
Cezaevi'nde iç ve dış güvenlik 24 saat bilgisayarla
kontrol ediliyor. Ünlülerin Kırklareli'ne sevki
Kırklareli halkının tepkisine neden oluyor.
İstanbul Haber Servisi -
tslami Hareket Örgütü lideri
İrfan Çağıncı. Çağıncı 'yı öl-
dürmeye giderken Bayram-
paşa Cezae\ i infaz başme-
miffünu öldüren 17 yaşında-
ki E.A., Cumhurbaşkanı Sü-
-teyman Demirere lzmit"te
yapılan suikastın sanığı Ib-
ranim Gümrükçüoğlu Kırk-
lareli Cezaevi'nde buluştu-
lar. İç ve dış güvenliğin 24
saat bılgisayarlarla kontrol
edildiği cezaevine kötü şöh-
retleriyle bilinen kişilerin
gönderilmesı, Kırklareli hal-
kının tepkılerine neden olu-
yor.
Yapımı 1983-1984 yıllan-
na rastlayan Kırklareli Ceza-
evi. diğer cezaevleri arasın-
da "Türkiye ve Baikanlar'ın
«n güvenliîdi cezaevi" olarak
biliniyor. Koğuş sistemine
göre yapılan. ancak tek kişi-
lik hücreleri de bulunan E ti-
pi Kırklareli Cezae\i'nin iç
ve dış güvenlıği bilgisayar
sistemiyle sağlanıyor. Her-
hangi bir alarm durumunda
birmerkezden bilgisayar ko-
mutuyla tüm kapılan aynı
anda kapanan ve dış güven-
lik önlemleri devreye giren
cezae\ine ünlülerin gönde-
rilmesi, Kırklareli ilinin
özelliğinden de kaynaklanı-
yor. Kırklareli'nde bulunan
rugay düzeyindeki askeri bir-
liğin yanı sıra Dereköy sınır
kapısı nedeniyle aynca sınır
birliklerinin bulunması. bu
ıli aynca güvenlı kılıyor.
Bulgaristan sınınnın sadece
birkaç noktada kaçış olanağı
tanıması, bu noktaların da
askerler tarafindan tutulmuş
olması. cezaevinden kaçabi-
len hükümlü ve tutukluların
sınırdan kaçma olanağını or-
tadan kaldınyor.
Kırklareli asayiş açısmdan
Türkiye'de en az olayın mey-
danageldiği illerarasındabi-
rinci sırada bulunuyor. Bu
özellikleriyle Çağıncı, Güm-
rükçüoğlu gibi adlar için yet-
kililer Kırklareli cezaevini
tercih ederken kent halkı ya-
pılan sevklerden hiç mem-
nun değil.
Kentin huzurlu ortamının
bozulmasından korkan Kırk-
larelililer. "Asayişimiz düz-
gün olduğu için sanki ceza-
landınhyoruz. Bu kişiler ce-
zaevine gönderiliyor. Bunla-
nn ardından bunlann akra-
balan. arkadaşlan, örgüt
mensuplan gelivor. Kırklare-
li'nde bu tür örgütierin alt-
yapısı oluşturuluyor. Bunu is-
temiyonız" diye yakınıyor-
lar. "
Kırklareli'nde cezaevinin
tadilat yapılarak üniversite-
ye de\ redilmesi için halk ta-
rafindan çok sayıda başvuru
yapılmış. ancak kabul gör-
memişti.
Ağartsoy'u vurmak isterken yakalanan Fatih Bayata'nın vargılanması sırasında kavga çıktı. Kavgavı çıkaranlar. olaydan sonra yakalandı.
Adliye koridorunda 'nıafya
y
kavgası
İstanbul Haber Senisi - Eski Emlak Bankası
Genel Müdürü Engin Civan'ın yaralanmasına
ilişkin olarak yargılanan TevfikNurullah Ağan-
soy 'u mahkeme salonunda tabancav la \ urmak
isterken suçüstü yakalanan Fatih Bayata ve suç
ortaklarının yargılandığı duruşmada tekmeli to-
katlı kavga çıktı. Olaylar sonrası dört kişi gözal-
tına alındı. Olaylara kanşan bir kişinin. .\laat-
tin Çakıcı'nın adamı olduğu öğrenildi.
İstanbul adliyesindeki olaylar. ağırceza mah-
kemesinde dün >apılan ilk duruşmanın bitme-
sinden sonra başladı. Tevfik Nurullah Ağan-
soy'un adliye koridorlannda giderken "İşteabi-
ler burada" sözü üzerine yanında bulunan
adamlan. adliye koridorlannda bekleyen gruba
saldırdı. Küfürlü, tekmeli. tokatlı kavgayı polis
güçlükle ayırdı. Olaylar sonrası dört kişi gözal-
tına alınarak sorgulama için Eminönü llçe Em-
niyet Müdürlüğü'ne götürüldü.
Üzerlennden silah çıkmayan bu kişilerden
Erdem Akyol, Engin Aslan ve Mikail Çelik'in
Agansoy, Sinan Şentürk"ün ise hakkında çeşit-
li suçlardan dolayı gıyabi tutuklama karan bu-
lunan ve halen yurtdışmda olduğu sanılan Ala-
attin Çakıcının adamı olduğu öğrenildi.
Bayata \e Ağansoy'un sık sık göz göze gele-
rek adeta birbirlerini tehdit edercesine bakışma-
lanna sahne olan duruşma, verilen beş dakika-
lık aradan sonra tutuklu sanık Cengiz Semiz'in
tahliyeedilmesi. Fatih Bayata'nın tutuklulukha-
linin devamı ve sanıklann eksik olan nüfus ve
sabıka kayıtlannın istenmesi için davanın ileri
bir tarihe bırakılmasıyla son buldu.
Savcılık iddianamesinde, tutuklu sanık Fatih
Bayata'nın "taammüden silahla adam öldürme-
ye eksik teşebbüs" \ e "'öl3<5 say ılı Ateşli Silahlar
Hakkındaki Kanun'a muhalefet" suçlanndan
16 ile 23 vıl arasında ağır hapis cezasına çarp-
tınlması isteniyor.
ARAYIŞ
TOKTAMIŞ ATEŞ
Universitelerapası Atatiirkçii
Düşünce Topluluğu
Geçen hafta inanılmaz derecede yoğun idi. Anka-
ra'daki toplantılar çok verimli olmasına karşın, aynı
günde üç toplantıya kadar uzanan bir program ya-
pınca. İstanbul'a "turşu gibi" döndüm. Bu arada 25
mayısta Bandırma'dayaptığım "öze//eşf/r7r?e"konu-
lutoplantı da çok yararlı bir toplantı oldu.
Fakat geçen hafta Çanakkaleli ve Düzceli dostla-
rıma mahcup oldum. Çok değer verdiğim hocam
Yüksel Ülken'in vefatı. tüm öğrencileri gibi, beni de
yasa boğdu. Hocalığı yanı sıra Yüksel Ulken, bizler
için, her başımız sıkıştığında yanına koştuğumuz bir
"ağabey" idi. Üstelik benim, daha doğrusu Nevin'in
nikâh şahidi idi. Boşluğunu doldurmamız mümkün ol-
mayacak. Perşembe günü hocamızı büyük acılar ıçin-
de toprağa verince, Çanakkale'ye gitmek mümkün
olmadı.
Düzce programı ise tam bir komedi oldu. Araba ko-
nusunda bir iletişım sorunu ortaya çıkınca, bıyıkları-
mı ısıra ısıra Istanbul'da kalakaldım. Olacak şey de-
ğil. Hem Çanakkaleli ve hem de Düzceli dostlarım-
dan bir kez daha özür diliyorum. En kısa zamanda
telafi etmeye çalışacağım.
Fakat son zamanlarda katılamamaktan en çok
üzüntü duyduğum ikı toplantı; Atatürkçü Düşünce
Derneği'nin 18 mayıs günü başlayan Genel Kurulu ile
Üniversitelerarası Atatürkçü DüşünceTopluluğu'nun,
19 Mayıs'ta düzenlediği "Tam Bağımsızlık" yürüyü-
şü oldu.
ADD'nin kongresine, Ankara'ya çok geç ulaşabil-
diğim için katılamadım. Fakat 19 Mayıs'ta Ankara'da
idim. Aynı gün birkaç konferansım olmasına karşın,
en azından bir "görünebitirdim", ama olmadı. Çok
üzüldüm, zira Üniversitelerarası Atatürkçü Düşünce
Topluluğu'nu çok önemsiyorum.
Değişik üniversite ve fakültelerin Atatürkçü Düşün-
ce Topluluklan ve Atatürkçü Düşünce Kulüpleri'nin y-
er aldığı Üniversitelerarası Atatürkçü Düşünce Top-
luluğu. yasama geçiş nedenıni şöyle açıklıyor:
"Siyasetin tarikat, ticaret, aşiret kısır döngüsünde
sürdüğü, oy kaygısıyla politikacılann laıklikten ödün
verdikleri, ilericilikten uzak günü kurtarma politikala-
rıyla ülkeyi yönettikleri; Türk-lslam sentezinin devle-
tin resmi ideolojisine dönüştürüldüğü, toplumun et-
nik ve mezhepsel kamplaşmaiarla bölündüğü, etnik
ve dini terörün tırmandığı (tırmandırıldığı), kimi çev-
relerce şanlı (!) diye isimlendirilen Sıvas olaylannın ya~
şandığı, Taksim Meydanı'nda, Kızılay Meydanı'nda
dinci gösterilerin yapıldtğı, tam bağımsız Türkiye an-
layışının ve ekonomide halkın çıkarlarını gözetmenin,
yükselen değerlere ve emperyalizmin yeni adı olan
küreselleşme safsatasına karşı dunvanın 'dinozoriuk'
olarak nitelendirildiği; tabansız 2. cumhuriyetçilerin
medyayı kullanarak gündemde kalabildikleh; düşün-
cenin özgür, ancak düşünceyı yaymanın yasak oldu-
ğu, salt düşüncelehnden ötürü yüzlerce aydının hap-
se atıldığı; Kemalizme ve Mustafa Kemal Ata-
türk'ün şahsına yönelik gerçeklerden ve bilimsel te-
mellerden uzak, acımasızca, düzeysizce saldınların
arttığı; lajklik savunuculannın, Aksoy'lann,Mum-
cu'ların, Üçok'lann, Dursun'lann, Kutiâr'lann ve da-
ha nice aydının terör örgütlehnce katledilip failleri-
nin hâlâ bulunamadığı; doğruluğun, dayanışmanın,
aklın, bilimın ve emeğin savunucusu olması gereken
sol partilerin örgütsel ve ideolojik ortamdan uzak ol-
dukları ve aralannda bütünlüğü sağlayamadıkları,
koltuk kavgasına düştükleri bu gaflet, dalalet ve hı-
yanet ortamında;
BİZ, ÜNİVERSİTELER BÜNYESİNDE KURULAN
ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE TOPLULUKLARI VE KU-
LÜPLERİ 'KEMALİST SAVAŞjMI' ÖRGÜTLÜ VE
YAYGIN BİR BİÇİMDE ŞÜRDÜRMEK, KARANUK
GÜÇLERE KARŞI DÜŞÜN VE EYLEMDE BİRLİKTE
YERALMAKIÇIN VADTYİHAYATA GEÇİRDİK."
Geçen akşamlardan birinde, dinci bir televizyon
kanalında "Türk aydını" konulu bir tartışma yapıldı.
Bir hafta önceki ilk bölümünü tam izleyememiştim.
Sözde fiberal, hatta solcu niteliklerı düşünülerek da-
vet edildiklerı anlaşılan kimi konuşmacıların söyledik-
lerini derin bir üzüntü ve şaşkınlıkla izledim. Dinci ko-
nuşmacıların Türk Devrimi ve Kemalizmle ilgili değer-
lendirmeleri, bunlardan çok daha objektif ve bilimsel
olma gayreti içinde idi.
Hele içlerinden bıri, "Yahu Anadolu Aydınlanması
falan nereden çıkıyor? Bunlar Cumhuriyet gazetesin-
deki kimi yazarların uydurmalanndan başka bir şey
değil" deyince. "Pes" dedim. "Bunu söyleyebilmek
için insanın sadece bilgisiz olması yetmez. Cumhu-
riyet gazetesine de özel bir kin duyması gerekir."
Acaba bu kinin altında neler yatıyor?..
Üniversitelerarası Atatürkçü Düşünce Topluluğu'na
önümüzdeki ders yılında çok iş düşecek. Bizler de
çok daha yakın olacak ve bu gençleri destekle-
yeceğiz.
İstanbul yağmada, yetkililer HABITAT'ta
İstanbul Haber Servisi -
HABJTAT-H'ye ev sahipli-
ği yapma heyecanını yaşa-
van tstanbul. aynı anda kent-
sel ve doğal degerler üzerin-
deki "yeni yağma gûişimle-
rinin" tehdidi altında.
İstanbul Mimarlar Oda-
sı'nın dün yapılan toplantı-
da kamuoyuna açıklanan
"HABITAT-IIVe Beş Kala
ANTİ-HABITÂT Girisün-
ler" başlıklı rapora göre, hü-
kümet v e yerel yönetimlerin
"kentekarşı suç" niteliği ta-
şıyan rant ve yagmaya dö-
nük girişimlerinde belirgin
bir tırmanış olduğu saptan-
dı.
Oda II. Başkanı Yüdız
Uysal tarafindan sunulan ra-
porda. yetkililerin HABI-
TAT konferansında hiçbir
zaman sav unama> acakları.
yağmaya dönük yeni imar
uygulamalarını devreye
soktuklan belirtildi.
İstanbul Mimarlar Oda-
sı'nın HABlTAT'a 5 Kala
Raporu'nda, başlıca şu ge-
lişmelere dikkat çekildi:
- İstanbul'un yeni Nazım
Planı. kaçak kentleşmeyi
"meşrulaştıracak" biranla-
yışla yürürlüğe girdi. Plan-
sız ve yağmaya dayalı yapı-
laşmaya ödül niteliği taşıyan
plana karşı, Mimarlar Öda-
sl. iptal davası açtı.
- Içme suyu havzalannda-
Sivil toplum kurulusları forumu
5500 kişi katdacak
İstaobul Haber Senisi- Aylardır hazırhk-
ian süren BM tnsan Yerleşimieri Konferan-
sı HABITAT-II için geri sayımbasladı. Kon-
ferans çerçevesinde sivi} topîum kuruluşla-
nnca (STK) düzenlenecek fcrumlar bugün
başhyor. Tüm dünyada politikaların belir-
lenmesi ve karar alma sürecinde giderek da-
ha fazla rol oynayarak aktif katılımcı hatine
geien STK, iflc kez HABITAT'ö resmi ola-
rak görüş bildirecek. STK'lerin kadm, ço-
cuk. çevre. gençlik. evrensel degerler. sağ-
lık, kentleşme, özürlüler, bilim teknoloji gi-
bi çeşitli konuiarda fikirlerini dile getirece-
ği, karsılıktı görüş ahşverişinde bufunacağı
STK Forumu"na topiam 2104 kuruluş baş-
vuruda bulundu. Bunlann 570'ini yerti ku-
ruluşlar oluştururken 60 ülkeden de 1534
yabancı organizasyon foruma katılıyor. Fo-
rum için kayıt yaptıran kişi sayısı da 5501 'i
bulurken, bu saymtn gûnlük katılımiarla bir-
likte 7 bini geçmesi bekieniyor. Foruma ka-
tıiacak ülkeler arasında Amerika Birleşik
Devletleri, Japonya, Danimarka, Isviçre, In-
giltere, Zimbabvve, Mısır. Hindistan, Mali,
Azerbaycan. Peru. Yunanistan. Yeni Zelan-
da, Sri Lanka. Almanya, Bangiadeş. Ukray-
na, Malezya, Kamerun, Kolombiya, Meksi-
ka ve Kenya da bulunuyor. tstanbul Teknik
Cnnersitesi (İTC
1
) Taşkışla binasında ger-
çekleştirilecek forum çerçevesinde 167 ül-
ke ve 170 yabancı kuruluş tarafindan sergi-
ler de açılacak. Forumun resmi açılışı ise 1
haziran ctımartesi günü saat ] 5.00*te tTÜ G
Amfisi'nde yapılacak. Aynı akşam saat
20.30'da da tTÜ Taşkışla binasının arka bah-
çesinde bir açılış seremonisi düzenlenecek.
14 hazirana kadar sürecek STK Forumu
için kayıtlar Atatfirk Kültür Merkezi lobi-
sinde yapıhyor.
Konferans süresince STKler fikirlerini
BM'de geçerli olan dokunulmazhk çerçeve-
sinde dıle getırebılecek. Sadece HABITAT-
II ile iigiü konuiarda herkes özgürce fikrini
söyleyebjlecek.
HÂBITAT-I1 çerçevesinde Özel Sektör
Forumu ve Kentler ve Yerel Yönetimler Ku-
ruhavT da bugün başlıyor. Belediye başkan-
ları ve uluslararası kuruluşlann katılacağı
Kentler ve Yerel Yönetimler Kurultayı. Har-
biye Kültür Merkezi'nde gerçekleştinlecek
ve üçgün sürecek. Progressio Foundation ta-
rafindan düzenlenen Özel Sektör Forumu ise
fTÜ Gûmüşsuyu'nda yapılacak ve üç gün
sürecek.
ki koruma alanlarına getiri-
len yeni imar haklan için
mimarlar odası, yönetmeli-
ğin de iptali için yargıya
başvurdu.
- Su havzalanndaki yasa
dışı yerleşmeleri "belediye"
yapmayı sürdürüv or. Böv le-
ce "kent yağması devlet gü-
vencesine" alınıyor.
- Istanbul'da kurulma ha-
zırlığı içinde özel vakıf üni-
versiteleri. orman arazileri
ile doğal koruma alanlarına
göz koymuş durumdalar.
Bunlardan Koç Üniversitesi.
SİT ilkelerine ve Nazım
Plan'a "avkın^olarak, Ba-
yındırlık Bakanlığı'nca
onaylananplandeğişikliğiy-
le inşaatına başlamak isti-
yor.
- Kültür Bakanhğı "kent-
sel - arkeolojik SİT" alanla-
nna ait ilke karannı iptal
ederek. Istanbul'un henüz
toprak altındaki arkeolojik
değerlerini imar tahribatı
karşısında "ilkesiz" bıraktı.
- Turızm Bakanhğı. lüks
oteller için 49 yılhğına kira-
ya verilen ormanlan \e ka-
muarazilerini "tesissahiple-
rine satma hazırlığı içinde."
RP İstanbul Milletvekili
ve TBMM Grup Başkanve-
kili İsmail Kahraman. da
dün Istanbul'da düzenlediği
toplantıda, Cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel tarafin-
dan yarın temeli atılalacak
olan Koç Üniversitesi'nin
Rumeli Feneri Kampusu-
nun de ruhsatsız ve beledi-
yeden izinsiz olarak yapıl-
mak istendiğini söyledi.
tsmail Kahraman, Fatih
ormanlarının İstanbul'un
akciğerleri durumunda bu-
lunduğunu ve bir mil>on
600 bin metrekarelik bir or-
man sahasının bu projeyle
yok edileceğini öne sürerek.
"Bu yanlıştan donülmeli-
dir. Daha önceki hükümet
tarafindan kabul edil-
meyen proje. şimdi uv-
gulama>a konuldu" dedi.
lKt YIL SONRA 6 MtLYARI GEÇECEK
Dünya nüfusu kentlere dağılıyor
İstanbul Haber Servisi - Birleşmiş
Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) tara-
findan HABITAT-II "ye sunulacak
"19%Dün\aNürusDurumu" raporun-
da. dünya nüfusunun yansından fazla-
sının. 2015 yılına kadar kentlere aka-
cağı bıldırildi.
Raporda kentsel geleceğin aşması
gereken en büyük zorluğun sosyal kal-
kınmanın sürdürülmesi olduğu vurgu-
lanırken dünva nüfusunun 1998 yılın-
da 6 milyan geçmesinin beklendiği de
vurgulandı.
UNFPA tarafindan her yıl hazırla-
nan "Düma Nüfusunun Durumu Ra-
poru". bu yıl İstanbul'da düzenlenen
bir toplantıyla açıklandı. Divan Ote-
li'nde düzenlenen toplantıya Sağlık
Bakanı Yıldınm Aktuna. UNFPA Av-
rupa ve Arap Clkeleri Bölümü Direk-
törü Mehri Hekmari ıle Türkiye Aile
Sağlığı ve Planlaması Vakfı (TAP) Baş-
kanı Fe>yaz Berker katıldı.
Aktuna. toplantıda yaptığı konuşma-
da. nüfus konulannın. bugün sürdürü-
lebilirkalkınmanınaynlmazbirparça-
sı olarak görüldüğünü söyledi. Kaba
bir tahminle. dünya nüfusunun her yıl
86 milyon kişi arttığını ve bu artışın
yüzde95'iningelişmekteolan ülkeler-
de meydana geldiğini belirten Aktuna.
dünya nüfusunun 1998 yılında 6 mıl-
van geçebileceğini kaydetti. Sürdürü-
lebilir kalkınmanın mümkün olabilme-
si için insanların 'sorun' haline gelme-
mesı gerektiğini dile getiren Aktuna,
"Nüfus ve onun devanılılığını sağlavan
kaynaklar arasındaki denge bozuldu-
ğunda va da nüfusun ülkelerin, sağlık.
lurumu -199°
ılation-1991
Istan
>6 İstanbul.
Sağlık Bakan ^ ıldınm Aktuna. dün-
ya nüfusunun her yıl 86 milyon kişi
arttığını ve artışın yüzde 95'inin ge-
lişmekte olan ülkelerde meydana gel-
diğini söyledi.
eğifim. konut ve i; imkânlan varatnıa
çabalanndan çok daha hızh bir şekilde
arttığı durumlarda, sorunlar kaçınıl-
maz olarak belirginleşmeye başlamak-
tadır" diye konuştu.
Son 10 yılda pek çok insanın kırsal
kesimden kentlere göç ettığini ve bu
göçün devam ettığini anlatan Aktuna.
gelecek 10 yıl içinde dünya nüfusunun
yansından fazlasının kentlerdeyaşaya-
cağının hesaplandığına dikkat çekti.
Aktuna. insanlann daha iyi yaşam ko-
şullanna kavuşmak için kentlere göç
ettiğıni. kentlerin. belediyelerin hizmet
iunmada vetişemedikleri bir Jıızla bü-
yüdüğünü kaydederek. dünyanın pek
çok kentinin şimdiden "devgecekondu
yığınlanna" dönüşrüğünü bildirdi.
Türkive'dekı kırsal ve kentsel nüfus
oranlarının son 20 yılda dramatik bir
değişim gösterdiğini. bu değişimin et-
kilerinin en belirgin örneğini de İstan-
bul'un olu^turduğunu belirten Bakan
Aktuna. yapılan hesaplamalara göre sa-
dece mevcut durumun korunabilmesi
için. gelişmekte olan ülkelerin 10-12
yıida şehirlerin altyapı. konut üretimi
ve idaresi kapasitelerini yüzde 65 ora-
nında arttırmak zorunda olduklannı
vurguladı.
Raporu açıklayan direktör Hekmati
ise HABITAT-II'nın hemen öncesinde
açıklanan bu raporun. nüfusun kentleş-
me sürecindeki rolü üzerinde yoğunlaş-
tığını söyledi. Hekmati. bu yılın nüfus
raporunun. "Değişen \erler: Nüfus,
Kalkınma ve Kentsel Gelecek" başlığı
altında. insanların kırsal ve kentsel ih-
tivaçlarına daha iyi cevap verebilecek
karkınma politikalannın tartışılmasın-
da. kentlerin beklenilmeyen büyümele-
rinı başlangıç noktası olarak aldığını
anlattı.
HABITAT-II Konferansı'nın konut
ve altyapı ıhtiyacı üstünde voğunlaştı-
gını. Dünv a Nüfusunun Durumu Rapo-
ru "nun ı>e buna nüfus ve kalkınmanın
boyutlarını eklediğini v urgulayan Hek-
mati. artan nüfus ve plansız büyüme-
nin. kentler için gerekli altv apı ve sos-
yal hızmetlerin sağlanmasını giderek
güçleştırdiğinı söyledi.