27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30 MAYIS 1996 PERSEMBE CUMHURİYET SAYFA HABERLER Islami Hareket soruşturmasmda önemli eksiklikler bulunduğu saptandı Orgüt, Hizbııflah'ın kolıı mu? HALtL NEBİLER Çetin Emeç, Turan Dursun. Aydın Sinan Ercan v e Ali Ek- berGorbanTnin öldürülmele- riyle ilgileri olduğu gerekçe- siyle yargılanan tslami Hare- ket davasının soruşturmasın- da, önemli eksiklikler bulun- duğu saptandı. tslami Hareket sanıklanndan bazılannın Hiz- bullah'la ilgilerinin ortaya çıkması, lslami Hareket Or- gütünün aslında Hizbullah örgütü ya da onun tstanbul ko lu olup olmadığı sorusunu gündemegetirdi. Güneydoğu'daki yüzlerce faili meçhul cinayete imza atan Hizbullah örgütünün tlim Cemaatı lideri Hüseyin V'eli- oglu'nun ve aynı örgütün üst yönetıcılennden Abdullah Yi- ğit ıle Abdullah Bilen'in lsla- mi Hareket Örgütü'nün 1983- 1984 yıllanndakı ilk toplantı- lanna katılmış olmalan, örgü- tün kurulmasından sonra başı- na yine Velioglu çevresinden Irfan Çağmcı'nın seçilmesi. Çağıncı'nın I983yıhndakur- duğu ve 1984 yılında birçok üyesinin ya- kalandıgı örgütün adının da Hizbullah ol- ması. lslami Hareket Örgütü'nün aslında Hizbullah örgütü olduğu ve bilinmeyen nedenlerle bunun üzennin örtüldüğü kuş- kulannı güçlendınvor. Gerek lslami Hareket Örgütü gerekse Hizbullah davalanndaki belgelere ve TB- MM Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu'nun raporuna göre, Hizbul- lah ve İslami Hareket Örgütü arasındaki bağlantılann bazılan şöyle sıralanabili- TBMM Araştırma Komisyonu eski üyesinden çağrı 'îrfan Çağıncı yüzleştirilsin' OSMAN AYDOĞAN görev yapan TBMM Faili Meçhul Siyasal Cina- yetleri Araştırma Komisyonu üyesi eski Malatya Milletvekili Yılmaz, İrfan Çağıncı'nın ifadesini aldıklannı belirten Ankara Devlet Güvenlik Mah- kemesi Başsavcıhğı'nın Çağıncı'yı Ankara'ya getirtmesi gerektiğini söyledi. Polisin tutumuna karşın olaydan sonra ortaya çıkan "süqtriz ta- nık" Ayhan Aydın'ın ifadelerinin ciddıye aiın- ANKARA - TBMM'de geçen dönem kuruian ve yazanmız Uğur Mumcunun öldürülmesi ola- yının da aralannda bulunduğu faili meçhul siya- sal cinayetleri 2.5 yıl boyunca arastıran komisyo- nun üyelerinden eski Malatya Milletvekili Mus- tafa Ydmaz, İsiami Hareket Örgütü iideri İrfan Çağma'nın. olaydan sonra ortaya çıkan tanıkAy- ması gerektiğini belirten Yılmaz, "Aydın ifadesin- han Aydın'la yüzleştirilmesi gerektiğini bildirdi. de 2 kişinin Mumcunun arabasıyla uğraşırken, Yılmaz, bombah suikastla tslami Hareket Örgü- tü (IHÖ) bağlantısmı sapradıklannı behrterek, "Çağıncı'niD bu örgütün ameliyat fimi başkanı ol- duğu ortaya çıkarddı. Yüzieştirmenin soruştur- maya büyük yaran olacağına ve olayı çözebüece- ğine inanıyonun" dedi. Eski Içişieri Bakanı tsmet Sezgin'in. Uğur Murncu'yuöldüren kişilerden birinin İrfan Çağı- nci olduğunu söylemesiyle yeniden gündeme ge- len soruşturma, tartışma başlattı. 20. dönemde bir kişinin kendisini lafa tuttuğunu söylemişti. Bu üçtincü kişiÇağıncı dabilir. Ylutlaka yüzieştinne yapılmair dedi. Yılmaz, Aydın'ın Ankara'da oturduğu adresin polis tarafindan bilindiğini söy- ledi. Mumcu suikastıyla IHÖ baglantısını sapta- dıklannı ifade eden Yılmaz. "Çağma'mn bu ör- gütün ameliyat rinıi başkanı olduğu ortaya çıka- rddı. Yüzleştirmenin soruşturma>a büyük yaran oiacağına veoiayı ç.özebileceğine inanıyorum" de- di. Ayhan Aydın'ın, teşhis ettiği iki kişinin yaka- lama tutanaklarının Mumcu suikastıyla bağlantı kurulamayacak bir şekilde tahrif edildiginin sap- tandığma dikkat çeken Yılmaz, şunlan söyledi: "Bu tahrifatın ardından ortaya çıkan Aydın'a, alelacele TVye çıkanlarak yalancı tanık" dam- gası vuruldu. Bugü n Çağıncı saptaınasında bulu- nan dönemin İçişteri Bakanı, Kamhısuikastının ardından, "emniyette köstebek \ar'dedk Bunu ör- gütün kozyatagı'ndaki hücre evine baskın yapii- masından hemen önce örgüt nıensuplarının kaç- ması üzerine söyledi. Bunlar olayın soruştur- masuıda hâlâ aydınlanmayan karankk noktalan gösteriyor." Yılmaz aynca. komisyon olarak ifadesine baş- vurduklan dönemin Ankara Emniyet Müdürlügü Terörle Mücadele Şube Müdürü Burhan Tan- su'nun, "Ekrem Baytapyakalanırsa bu iş çözühır" dediğini belirterek, "Baytap yakalandı. Ama ne- den çözülmüyor? Mumcu suikastı hâlâ neden karanlıkta?" dedi. yor: - TBMM Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Komisyonu raporunun beşinci bölümünün başlangıcında. Hizbullah'ın tlim Cemaati lideri Hüseyin Velioglu ile İHÖ bağlantısı şöyle kurulmuş: "Ekrem Baytap, ıVfehmet Kaya, Gud- bettin Gök, Tevfik Durmaz. Zübeyir Gü- müş, M. Ztki Yıldınm, AdiJ Ateş ve arka- daşlanndan oluşan radikal dini esaslan benimseyen ve dini bakış açılanndan bir- biriyle uyumlu. tebüg dedikleri birbirleri- ne kendi bakış açılanndan Islamı yaşama- ya yönelik telkinlerde bulunan kitapevle- ri \e camilerde, ça> ocaklannda buluşan topluluk. kendi şahsi maddi «eçim ka>«ı- lanndan ötürü İstanbul'a taşınmışlar, bu- rada da toplantılanna de%anı etmişlerdir. İstanbul'daki bu toplantılanna daha son- ra Hizbullah örgüfünün Güne>doğu so- rumlusu olarak adı geçecek Hüseyin Veli- oglu. Abdullah \ igit, Abdullah Bilen ve di- ğer bazı şahıslar da kahlmışlardır.* 1 -"1984yılındabutopluluğamensup 15 kişi, irfan Çagıncı. Rıdvan Çağırıcı. Ra- mazan Kovuncu. Selim-A\ han-Metin To- run. Erdoğan Torun. Metin Sarıkaya, Ra- mazan Karakaya, Abdullah Bilen. Halit Tekin, Mehmet Kahveci. MustafaGülcan, Necati Atiker. Lütfi Esen, SeJim Gülcan ve diğer şahıslar. polisin düzenlemiş oldu- ğu Hizbullah operasyonunda yakalanmış. haklannda Istanbul Sıkıyönetim Komu- tanhğı Askeri Savcılıği'mn 27.12.1984 ta- rih ve 1984 732esas sayıiı iddianamesiy- le dava açılmıştır." - lnsan Haklan Dernegi Şube Başkanı Sıddık Tan'ın 21 Haziran 1992 tarihinde Hizbullahçılar tarafindan evinde öldürül- düğü, Şefık Polat'ın İslami Hareketda\ asının firari sanı- ğı olması. 1991 >e 1992 vılla- nnda Sihan ve Battnan'daki bazı Hizbullah eylemleri>le da>a sanıklan arasındaki muhremel iliskilerin sonıştu- rulmaması dikkat çekti. tslami Hareket Örgütü so- ruşturmasında alınan ifade- lerle ortaya çıkan sonuca eö- re, YaIova'da26Arahk 1992 tarihinde yapılan lslami Ha- reket toplantısına katılanlar- dan biri Şefik Polat. Bu top- lantıda Polat örgütün dokuz kişilik yasama şûrasına se- çildi.29Arahkl992tanhin- de. yani binnci toplantıdan üç gün sonra. Kadıköy. Ko- şuyolu, fbrahimağa Mahal- lesi, Ahmet Su Sıtesi, I. Blok 4 numaradaki evde yasama şûrası toplanarak dört kişilik icraşûrasını seçti. Koşuyolu'ndaki ikinci toplantının yapıldığı bu ev, Yalova toplantısına katılan Şefik Polat'ın evi. Örgüt içinde önemli bir >erı olan Polafın adı iddianamede sa- dece böyle geçiyor. Şefik Polat, operasyon tarihinden bu yana firari. Daha da garibi. operasyon sırasında Yalova. Üsküdar, Kartal. Pendik. Bostancı, Acıbadem ve Aksaray'daki yedi eve baskınlar yapıldı. buralardan onİarca silah. sahte kimlik ve doküman elde edildi. ama 21 Haziran 1992 tarihinde Sıddık Tan olayına kanşan ve aynı kişi olup olmadığı soruşturulma- yan Şefik Polafın Koşuvolu'ndaki evine gelip giden yok. Soruşturma dosyasında böyle bir bilgi, ev arama tutanağı yok. Ünliilerin mekâm Kırklareli Cezaevi • İHÖ Genel Emiri İrfan Çağırıcı ve Cumhurbaşkanfna suikast sanığı Ibrahim Gümrükçüoğlu gibi adlann se\k edildiği Kırklareli Cezaevi'nde iç ve dış güvenlik 24 saat bilgisayarla kontrol ediliyor. Ünlülerin Kırklareli'ne sevki Kırklareli halkının tepkisine neden oluyor. İstanbul Haber Servisi - tslami Hareket Örgütü lideri İrfan Çağıncı. Çağıncı 'yı öl- dürmeye giderken Bayram- paşa Cezae\ i infaz başme- miffünu öldüren 17 yaşında- ki E.A., Cumhurbaşkanı Sü- -teyman Demirere lzmit"te yapılan suikastın sanığı Ib- ranim Gümrükçüoğlu Kırk- lareli Cezaevi'nde buluştu- lar. İç ve dış güvenliğin 24 saat bılgisayarlarla kontrol edildiği cezaevine kötü şöh- retleriyle bilinen kişilerin gönderilmesı, Kırklareli hal- kının tepkılerine neden olu- yor. Yapımı 1983-1984 yıllan- na rastlayan Kırklareli Ceza- evi. diğer cezaevleri arasın- da "Türkiye ve Baikanlar'ın «n güvenliîdi cezaevi" olarak biliniyor. Koğuş sistemine göre yapılan. ancak tek kişi- lik hücreleri de bulunan E ti- pi Kırklareli Cezae\i'nin iç ve dış güvenlıği bilgisayar sistemiyle sağlanıyor. Her- hangi bir alarm durumunda birmerkezden bilgisayar ko- mutuyla tüm kapılan aynı anda kapanan ve dış güven- lik önlemleri devreye giren cezae\ine ünlülerin gönde- rilmesi, Kırklareli ilinin özelliğinden de kaynaklanı- yor. Kırklareli'nde bulunan rugay düzeyindeki askeri bir- liğin yanı sıra Dereköy sınır kapısı nedeniyle aynca sınır birliklerinin bulunması. bu ıli aynca güvenlı kılıyor. Bulgaristan sınınnın sadece birkaç noktada kaçış olanağı tanıması, bu noktaların da askerler tarafindan tutulmuş olması. cezaevinden kaçabi- len hükümlü ve tutukluların sınırdan kaçma olanağını or- tadan kaldınyor. Kırklareli asayiş açısmdan Türkiye'de en az olayın mey- danageldiği illerarasındabi- rinci sırada bulunuyor. Bu özellikleriyle Çağıncı, Güm- rükçüoğlu gibi adlar için yet- kililer Kırklareli cezaevini tercih ederken kent halkı ya- pılan sevklerden hiç mem- nun değil. Kentin huzurlu ortamının bozulmasından korkan Kırk- larelililer. "Asayişimiz düz- gün olduğu için sanki ceza- landınhyoruz. Bu kişiler ce- zaevine gönderiliyor. Bunla- nn ardından bunlann akra- balan. arkadaşlan, örgüt mensuplan gelivor. Kırklare- li'nde bu tür örgütierin alt- yapısı oluşturuluyor. Bunu is- temiyonız" diye yakınıyor- lar. " Kırklareli'nde cezaevinin tadilat yapılarak üniversite- ye de\ redilmesi için halk ta- rafindan çok sayıda başvuru yapılmış. ancak kabul gör- memişti. Ağartsoy'u vurmak isterken yakalanan Fatih Bayata'nın vargılanması sırasında kavga çıktı. Kavgavı çıkaranlar. olaydan sonra yakalandı. Adliye koridorunda 'nıafya y kavgası İstanbul Haber Senisi - Eski Emlak Bankası Genel Müdürü Engin Civan'ın yaralanmasına ilişkin olarak yargılanan TevfikNurullah Ağan- soy 'u mahkeme salonunda tabancav la \ urmak isterken suçüstü yakalanan Fatih Bayata ve suç ortaklarının yargılandığı duruşmada tekmeli to- katlı kavga çıktı. Olaylar sonrası dört kişi gözal- tına alındı. Olaylara kanşan bir kişinin. .\laat- tin Çakıcı'nın adamı olduğu öğrenildi. İstanbul adliyesindeki olaylar. ağırceza mah- kemesinde dün >apılan ilk duruşmanın bitme- sinden sonra başladı. Tevfik Nurullah Ağan- soy'un adliye koridorlannda giderken "İşteabi- ler burada" sözü üzerine yanında bulunan adamlan. adliye koridorlannda bekleyen gruba saldırdı. Küfürlü, tekmeli. tokatlı kavgayı polis güçlükle ayırdı. Olaylar sonrası dört kişi gözal- tına alınarak sorgulama için Eminönü llçe Em- niyet Müdürlüğü'ne götürüldü. Üzerlennden silah çıkmayan bu kişilerden Erdem Akyol, Engin Aslan ve Mikail Çelik'in Agansoy, Sinan Şentürk"ün ise hakkında çeşit- li suçlardan dolayı gıyabi tutuklama karan bu- lunan ve halen yurtdışmda olduğu sanılan Ala- attin Çakıcının adamı olduğu öğrenildi. Bayata \e Ağansoy'un sık sık göz göze gele- rek adeta birbirlerini tehdit edercesine bakışma- lanna sahne olan duruşma, verilen beş dakika- lık aradan sonra tutuklu sanık Cengiz Semiz'in tahliyeedilmesi. Fatih Bayata'nın tutuklulukha- linin devamı ve sanıklann eksik olan nüfus ve sabıka kayıtlannın istenmesi için davanın ileri bir tarihe bırakılmasıyla son buldu. Savcılık iddianamesinde, tutuklu sanık Fatih Bayata'nın "taammüden silahla adam öldürme- ye eksik teşebbüs" \ e "'öl3<5 say ılı Ateşli Silahlar Hakkındaki Kanun'a muhalefet" suçlanndan 16 ile 23 vıl arasında ağır hapis cezasına çarp- tınlması isteniyor. ARAYIŞ TOKTAMIŞ ATEŞ Universitelerapası Atatiirkçii Düşünce Topluluğu Geçen hafta inanılmaz derecede yoğun idi. Anka- ra'daki toplantılar çok verimli olmasına karşın, aynı günde üç toplantıya kadar uzanan bir program ya- pınca. İstanbul'a "turşu gibi" döndüm. Bu arada 25 mayısta Bandırma'dayaptığım "öze//eşf/r7r?e"konu- lutoplantı da çok yararlı bir toplantı oldu. Fakat geçen hafta Çanakkaleli ve Düzceli dostla- rıma mahcup oldum. Çok değer verdiğim hocam Yüksel Ülken'in vefatı. tüm öğrencileri gibi, beni de yasa boğdu. Hocalığı yanı sıra Yüksel Ulken, bizler için, her başımız sıkıştığında yanına koştuğumuz bir "ağabey" idi. Üstelik benim, daha doğrusu Nevin'in nikâh şahidi idi. Boşluğunu doldurmamız mümkün ol- mayacak. Perşembe günü hocamızı büyük acılar ıçin- de toprağa verince, Çanakkale'ye gitmek mümkün olmadı. Düzce programı ise tam bir komedi oldu. Araba ko- nusunda bir iletişım sorunu ortaya çıkınca, bıyıkları- mı ısıra ısıra Istanbul'da kalakaldım. Olacak şey de- ğil. Hem Çanakkaleli ve hem de Düzceli dostlarım- dan bir kez daha özür diliyorum. En kısa zamanda telafi etmeye çalışacağım. Fakat son zamanlarda katılamamaktan en çok üzüntü duyduğum ikı toplantı; Atatürkçü Düşünce Derneği'nin 18 mayıs günü başlayan Genel Kurulu ile Üniversitelerarası Atatürkçü DüşünceTopluluğu'nun, 19 Mayıs'ta düzenlediği "Tam Bağımsızlık" yürüyü- şü oldu. ADD'nin kongresine, Ankara'ya çok geç ulaşabil- diğim için katılamadım. Fakat 19 Mayıs'ta Ankara'da idim. Aynı gün birkaç konferansım olmasına karşın, en azından bir "görünebitirdim", ama olmadı. Çok üzüldüm, zira Üniversitelerarası Atatürkçü Düşünce Topluluğu'nu çok önemsiyorum. Değişik üniversite ve fakültelerin Atatürkçü Düşün- ce Topluluklan ve Atatürkçü Düşünce Kulüpleri'nin y- er aldığı Üniversitelerarası Atatürkçü Düşünce Top- luluğu. yasama geçiş nedenıni şöyle açıklıyor: "Siyasetin tarikat, ticaret, aşiret kısır döngüsünde sürdüğü, oy kaygısıyla politikacılann laıklikten ödün verdikleri, ilericilikten uzak günü kurtarma politikala- rıyla ülkeyi yönettikleri; Türk-lslam sentezinin devle- tin resmi ideolojisine dönüştürüldüğü, toplumun et- nik ve mezhepsel kamplaşmaiarla bölündüğü, etnik ve dini terörün tırmandığı (tırmandırıldığı), kimi çev- relerce şanlı (!) diye isimlendirilen Sıvas olaylannın ya~ şandığı, Taksim Meydanı'nda, Kızılay Meydanı'nda dinci gösterilerin yapıldtğı, tam bağımsız Türkiye an- layışının ve ekonomide halkın çıkarlarını gözetmenin, yükselen değerlere ve emperyalizmin yeni adı olan küreselleşme safsatasına karşı dunvanın 'dinozoriuk' olarak nitelendirildiği; tabansız 2. cumhuriyetçilerin medyayı kullanarak gündemde kalabildikleh; düşün- cenin özgür, ancak düşünceyı yaymanın yasak oldu- ğu, salt düşüncelehnden ötürü yüzlerce aydının hap- se atıldığı; Kemalizme ve Mustafa Kemal Ata- türk'ün şahsına yönelik gerçeklerden ve bilimsel te- mellerden uzak, acımasızca, düzeysizce saldınların arttığı; lajklik savunuculannın, Aksoy'lann,Mum- cu'ların, Üçok'lann, Dursun'lann, Kutiâr'lann ve da- ha nice aydının terör örgütlehnce katledilip failleri- nin hâlâ bulunamadığı; doğruluğun, dayanışmanın, aklın, bilimın ve emeğin savunucusu olması gereken sol partilerin örgütsel ve ideolojik ortamdan uzak ol- dukları ve aralannda bütünlüğü sağlayamadıkları, koltuk kavgasına düştükleri bu gaflet, dalalet ve hı- yanet ortamında; BİZ, ÜNİVERSİTELER BÜNYESİNDE KURULAN ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE TOPLULUKLARI VE KU- LÜPLERİ 'KEMALİST SAVAŞjMI' ÖRGÜTLÜ VE YAYGIN BİR BİÇİMDE ŞÜRDÜRMEK, KARANUK GÜÇLERE KARŞI DÜŞÜN VE EYLEMDE BİRLİKTE YERALMAKIÇIN VADTYİHAYATA GEÇİRDİK." Geçen akşamlardan birinde, dinci bir televizyon kanalında "Türk aydını" konulu bir tartışma yapıldı. Bir hafta önceki ilk bölümünü tam izleyememiştim. Sözde fiberal, hatta solcu niteliklerı düşünülerek da- vet edildiklerı anlaşılan kimi konuşmacıların söyledik- lerini derin bir üzüntü ve şaşkınlıkla izledim. Dinci ko- nuşmacıların Türk Devrimi ve Kemalizmle ilgili değer- lendirmeleri, bunlardan çok daha objektif ve bilimsel olma gayreti içinde idi. Hele içlerinden bıri, "Yahu Anadolu Aydınlanması falan nereden çıkıyor? Bunlar Cumhuriyet gazetesin- deki kimi yazarların uydurmalanndan başka bir şey değil" deyince. "Pes" dedim. "Bunu söyleyebilmek için insanın sadece bilgisiz olması yetmez. Cumhu- riyet gazetesine de özel bir kin duyması gerekir." Acaba bu kinin altında neler yatıyor?.. Üniversitelerarası Atatürkçü Düşünce Topluluğu'na önümüzdeki ders yılında çok iş düşecek. Bizler de çok daha yakın olacak ve bu gençleri destekle- yeceğiz. İstanbul yağmada, yetkililer HABITAT'ta İstanbul Haber Servisi - HABJTAT-H'ye ev sahipli- ği yapma heyecanını yaşa- van tstanbul. aynı anda kent- sel ve doğal degerler üzerin- deki "yeni yağma gûişimle- rinin" tehdidi altında. İstanbul Mimarlar Oda- sı'nın dün yapılan toplantı- da kamuoyuna açıklanan "HABITAT-IIVe Beş Kala ANTİ-HABITÂT Girisün- ler" başlıklı rapora göre, hü- kümet v e yerel yönetimlerin "kentekarşı suç" niteliği ta- şıyan rant ve yagmaya dö- nük girişimlerinde belirgin bir tırmanış olduğu saptan- dı. Oda II. Başkanı Yüdız Uysal tarafindan sunulan ra- porda. yetkililerin HABI- TAT konferansında hiçbir zaman sav unama> acakları. yağmaya dönük yeni imar uygulamalarını devreye soktuklan belirtildi. İstanbul Mimarlar Oda- sı'nın HABlTAT'a 5 Kala Raporu'nda, başlıca şu ge- lişmelere dikkat çekildi: - İstanbul'un yeni Nazım Planı. kaçak kentleşmeyi "meşrulaştıracak" biranla- yışla yürürlüğe girdi. Plan- sız ve yağmaya dayalı yapı- laşmaya ödül niteliği taşıyan plana karşı, Mimarlar Öda- sl. iptal davası açtı. - Içme suyu havzalannda- Sivil toplum kurulusları forumu 5500 kişi katdacak İstaobul Haber Senisi- Aylardır hazırhk- ian süren BM tnsan Yerleşimieri Konferan- sı HABITAT-II için geri sayımbasladı. Kon- ferans çerçevesinde sivi} topîum kuruluşla- nnca (STK) düzenlenecek fcrumlar bugün başhyor. Tüm dünyada politikaların belir- lenmesi ve karar alma sürecinde giderek da- ha fazla rol oynayarak aktif katılımcı hatine geien STK, iflc kez HABITAT'ö resmi ola- rak görüş bildirecek. STK'lerin kadm, ço- cuk. çevre. gençlik. evrensel degerler. sağ- lık, kentleşme, özürlüler, bilim teknoloji gi- bi çeşitli konuiarda fikirlerini dile getirece- ği, karsılıktı görüş ahşverişinde bufunacağı STK Forumu"na topiam 2104 kuruluş baş- vuruda bulundu. Bunlann 570'ini yerti ku- ruluşlar oluştururken 60 ülkeden de 1534 yabancı organizasyon foruma katılıyor. Fo- rum için kayıt yaptıran kişi sayısı da 5501 'i bulurken, bu saymtn gûnlük katılımiarla bir- likte 7 bini geçmesi bekieniyor. Foruma ka- tıiacak ülkeler arasında Amerika Birleşik Devletleri, Japonya, Danimarka, Isviçre, In- giltere, Zimbabvve, Mısır. Hindistan, Mali, Azerbaycan. Peru. Yunanistan. Yeni Zelan- da, Sri Lanka. Almanya, Bangiadeş. Ukray- na, Malezya, Kamerun, Kolombiya, Meksi- ka ve Kenya da bulunuyor. tstanbul Teknik Cnnersitesi (İTC 1 ) Taşkışla binasında ger- çekleştirilecek forum çerçevesinde 167 ül- ke ve 170 yabancı kuruluş tarafindan sergi- ler de açılacak. Forumun resmi açılışı ise 1 haziran ctımartesi günü saat ] 5.00*te tTÜ G Amfisi'nde yapılacak. Aynı akşam saat 20.30'da da tTÜ Taşkışla binasının arka bah- çesinde bir açılış seremonisi düzenlenecek. 14 hazirana kadar sürecek STK Forumu için kayıtlar Atatfirk Kültür Merkezi lobi- sinde yapıhyor. Konferans süresince STKler fikirlerini BM'de geçerli olan dokunulmazhk çerçeve- sinde dıle getırebılecek. Sadece HABITAT- II ile iigiü konuiarda herkes özgürce fikrini söyleyebjlecek. HÂBITAT-I1 çerçevesinde Özel Sektör Forumu ve Kentler ve Yerel Yönetimler Ku- ruhavT da bugün başlıyor. Belediye başkan- ları ve uluslararası kuruluşlann katılacağı Kentler ve Yerel Yönetimler Kurultayı. Har- biye Kültür Merkezi'nde gerçekleştinlecek ve üçgün sürecek. Progressio Foundation ta- rafindan düzenlenen Özel Sektör Forumu ise fTÜ Gûmüşsuyu'nda yapılacak ve üç gün sürecek. ki koruma alanlarına getiri- len yeni imar haklan için mimarlar odası, yönetmeli- ğin de iptali için yargıya başvurdu. - Su havzalanndaki yasa dışı yerleşmeleri "belediye" yapmayı sürdürüv or. Böv le- ce "kent yağması devlet gü- vencesine" alınıyor. - Istanbul'da kurulma ha- zırlığı içinde özel vakıf üni- versiteleri. orman arazileri ile doğal koruma alanlarına göz koymuş durumdalar. Bunlardan Koç Üniversitesi. SİT ilkelerine ve Nazım Plan'a "avkın^olarak, Ba- yındırlık Bakanlığı'nca onaylananplandeğişikliğiy- le inşaatına başlamak isti- yor. - Kültür Bakanhğı "kent- sel - arkeolojik SİT" alanla- nna ait ilke karannı iptal ederek. Istanbul'un henüz toprak altındaki arkeolojik değerlerini imar tahribatı karşısında "ilkesiz" bıraktı. - Turızm Bakanhğı. lüks oteller için 49 yılhğına kira- ya verilen ormanlan \e ka- muarazilerini "tesissahiple- rine satma hazırlığı içinde." RP İstanbul Milletvekili ve TBMM Grup Başkanve- kili İsmail Kahraman. da dün Istanbul'da düzenlediği toplantıda, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel tarafin- dan yarın temeli atılalacak olan Koç Üniversitesi'nin Rumeli Feneri Kampusu- nun de ruhsatsız ve beledi- yeden izinsiz olarak yapıl- mak istendiğini söyledi. tsmail Kahraman, Fatih ormanlarının İstanbul'un akciğerleri durumunda bu- lunduğunu ve bir mil>on 600 bin metrekarelik bir or- man sahasının bu projeyle yok edileceğini öne sürerek. "Bu yanlıştan donülmeli- dir. Daha önceki hükümet tarafindan kabul edil- meyen proje. şimdi uv- gulama>a konuldu" dedi. lKt YIL SONRA 6 MtLYARI GEÇECEK Dünya nüfusu kentlere dağılıyor İstanbul Haber Servisi - Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) tara- findan HABITAT-II "ye sunulacak "19%Dün\aNürusDurumu" raporun- da. dünya nüfusunun yansından fazla- sının. 2015 yılına kadar kentlere aka- cağı bıldırildi. Raporda kentsel geleceğin aşması gereken en büyük zorluğun sosyal kal- kınmanın sürdürülmesi olduğu vurgu- lanırken dünva nüfusunun 1998 yılın- da 6 milyan geçmesinin beklendiği de vurgulandı. UNFPA tarafindan her yıl hazırla- nan "Düma Nüfusunun Durumu Ra- poru". bu yıl İstanbul'da düzenlenen bir toplantıyla açıklandı. Divan Ote- li'nde düzenlenen toplantıya Sağlık Bakanı Yıldınm Aktuna. UNFPA Av- rupa ve Arap Clkeleri Bölümü Direk- törü Mehri Hekmari ıle Türkiye Aile Sağlığı ve Planlaması Vakfı (TAP) Baş- kanı Fe>yaz Berker katıldı. Aktuna. toplantıda yaptığı konuşma- da. nüfus konulannın. bugün sürdürü- lebilirkalkınmanınaynlmazbirparça- sı olarak görüldüğünü söyledi. Kaba bir tahminle. dünya nüfusunun her yıl 86 milyon kişi arttığını ve bu artışın yüzde95'iningelişmekteolan ülkeler- de meydana geldiğini belirten Aktuna. dünya nüfusunun 1998 yılında 6 mıl- van geçebileceğini kaydetti. Sürdürü- lebilir kalkınmanın mümkün olabilme- si için insanların 'sorun' haline gelme- mesı gerektiğini dile getiren Aktuna, "Nüfus ve onun devanılılığını sağlavan kaynaklar arasındaki denge bozuldu- ğunda va da nüfusun ülkelerin, sağlık. lurumu -199° ılation-1991 Istan >6 İstanbul. Sağlık Bakan ^ ıldınm Aktuna. dün- ya nüfusunun her yıl 86 milyon kişi arttığını ve artışın yüzde 95'inin ge- lişmekte olan ülkelerde meydana gel- diğini söyledi. eğifim. konut ve i; imkânlan varatnıa çabalanndan çok daha hızh bir şekilde arttığı durumlarda, sorunlar kaçınıl- maz olarak belirginleşmeye başlamak- tadır" diye konuştu. Son 10 yılda pek çok insanın kırsal kesimden kentlere göç ettığini ve bu göçün devam ettığini anlatan Aktuna. gelecek 10 yıl içinde dünya nüfusunun yansından fazlasının kentlerdeyaşaya- cağının hesaplandığına dikkat çekti. Aktuna. insanlann daha iyi yaşam ko- şullanna kavuşmak için kentlere göç ettiğıni. kentlerin. belediyelerin hizmet iunmada vetişemedikleri bir Jıızla bü- yüdüğünü kaydederek. dünyanın pek çok kentinin şimdiden "devgecekondu yığınlanna" dönüşrüğünü bildirdi. Türkive'dekı kırsal ve kentsel nüfus oranlarının son 20 yılda dramatik bir değişim gösterdiğini. bu değişimin et- kilerinin en belirgin örneğini de İstan- bul'un olu^turduğunu belirten Bakan Aktuna. yapılan hesaplamalara göre sa- dece mevcut durumun korunabilmesi için. gelişmekte olan ülkelerin 10-12 yıida şehirlerin altyapı. konut üretimi ve idaresi kapasitelerini yüzde 65 ora- nında arttırmak zorunda olduklannı vurguladı. Raporu açıklayan direktör Hekmati ise HABITAT-II'nın hemen öncesinde açıklanan bu raporun. nüfusun kentleş- me sürecindeki rolü üzerinde yoğunlaş- tığını söyledi. Hekmati. bu yılın nüfus raporunun. "Değişen \erler: Nüfus, Kalkınma ve Kentsel Gelecek" başlığı altında. insanların kırsal ve kentsel ih- tivaçlarına daha iyi cevap verebilecek karkınma politikalannın tartışılmasın- da. kentlerin beklenilmeyen büyümele- rinı başlangıç noktası olarak aldığını anlattı. HABITAT-II Konferansı'nın konut ve altyapı ıhtiyacı üstünde voğunlaştı- gını. Dünv a Nüfusunun Durumu Rapo- ru "nun ı>e buna nüfus ve kalkınmanın boyutlarını eklediğini v urgulayan Hek- mati. artan nüfus ve plansız büyüme- nin. kentler için gerekli altv apı ve sos- yal hızmetlerin sağlanmasını giderek güçleştırdiğinı söyledi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle