23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
Cumhuriyet İmtivaz Sahibi: Berin Nadi Genel Yavın Yonetmeni Orhan Erinç# Genel Yavın Koord/natoru HiKmt't Çetinkaja • Yazıışlerı Muûurlen Ibrahim \ ıldız. Dinç Ta>anç (Sorumlu) # Haber Merkezı Muduru Hakan Kara 0 Görsel Yönetmen Fikret Eser Dı$ Haberler Ergun Balcı Yıldırım 9 fckonomı stıhbarat Ceneiz Büjent kı/anlık Kultur Handan Senköken 9 Spor. Abdûjkadir Yöcelman • Makaleler Sami Karaören 9 Dıizcltmtf Abdullah V azıcı 9 Fotcmraf Erdoğan Köseoğlu #Bılgı-Belge Edibe Buğra • ^^urt Haberlen Mehmet Faraç 'ijymKundu Orhan Erinç. Okta\ Kıırtfoöke. Hikmet Çetinkaya. Nakran Soner. Ergun Bafcı. Dinç Taı anç. İbrahim >ıldı/. Orhan Bursalı. Mustafa Balba\. Hakan Kara. Ankara TeniMİciM Mustafa Balba\ •HatvrMuduru Doğan Akın <\tatuıkBulvan\o 125. Kal 4. Bakanlıklar-Ankara Tel 4195020 (" hat), Faks 4195027 • Izmır Temsılcısı Serdar Kızık. H Zı\a BK 1352 S 2 3 Tel 4411220. Faks 44191 P • Adana Temsılcısı Çelin \ iğenoğlu. inönüCd I10S \ o I Kat I.Tel 3522550. Faks 3522570 Muessese Mıiduru Erol Erkut • Koordınatör Ahmet Korulsan 9 Muhasebe Büknt \ ener • Idare Hüst\in Gûrer 9 Işletme Önder ÇeUk • Bılgı-Mem. Nail tnal • Bılgjsa>arSi'>tem Mörüvet ÇiJer MEDVA C: • Vonetını Kurulu Başkanı - Gensl Mudür Cülbin Erduran 9 Koordmator Reha Işıtman 9 Genel Mudür Yardımcısı: VJine \kdağ Tel 514 07 53 - 5139580-5I3SJ6O-6I.Faks 5118466 Yatımtoun »e Basan: > ens üun Haber AıanM. Basın ve Ya\ıncılık A S Turkocagı Cad 39 41 Cagaloğlu 34334 Ut P k 246 lsıanbul fet (0 212} 512 05 05 ı20 haiı Faks 10 212ı «13 85 95 30MAYIS1996 tmsak: 3.33 Güneş. 5.28 Öğle. 13.09 Ikindi: 17.05 Akşam 20.35 Yatsı: 22.21 Yüksek kolesterol için sempozyum • İstanbul Haber Servisi - "'Yiıksek Kolesterol Tedavısınde Fluvastatın'in Etkinliğı \e Güvenirlılığı" konulu sempozyum dün Holıday Inn Oteli'nde gerçekİeştırildi. Sempozyuma katılan yetkililer. günde tek doz alınan etken maddesi fluvastatin olan Lescol ile yüksek kan kolesterolünün etkin bir şekılde düştüğünü belirîtiler. Uzmanlar fluvastatının aynca, böbrek hastalıklannda da etkili olduğunu söylediler. THY, seferleri arttırdı • İstanbul Haber Servisi - Türk Ha\a Yollan (THY). 1996 yaz sezonunun başlaması nedenıyle artan >olcu talebını karşılamak amacıyla bazı uçuş güzergâhlanna ek seferler koydu. THY Tanitma Halkla llişkiler Başkanlığfndan yapılan yazılı açıklamaya göre yeni seferler şöy le. "19 May ıs 1996-20 Ekim 1996 tarihleri arasındaki pazar günleri kalkış saatleri itibanyla Istanbul'dan Denizlfye saat 19.50. Denizli'den İstanbuPa ise saat 21.45"te, 5 Haziran 1996-23 Ekim 1996 tarihleri arasındaki çarşamba günleri kalkış saatleri Istanbul'dan Kiev'e saat 11.40. Kıev "den Istanbul'a saat 14.50'de, aynı tanhler arasında yine kalkış saatleri itibanyla lstanbul'dan Tiran'a saat 13.00. Tıran'dan lstanbul'a da saat l4.50"de. 10 Haziran 1996-7 Ekim 1996 tarihleri arasındaki pazarteM günleri ıse kalkış saatleri Antalya'dan Roma'ya saat 12.25. Roma'dan Mılano"ya saat 15.35, Milano'dan Antalya'ya da saat 17.35" olmak üzere seferler gerçekleştinlecek Çatalhöyük sponsoru • tstanbul Haber Servisi - Bugüne kadar bulunmuş en büyük ve en eski neolitik kentsel merkez olan Çatalhöyük "ün 1996 kazılarının ana sponsoru Visa International oldu. Visa Türkişe Genel Müdürü Gareth Hılî. konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada. '"Çatalhöyük, dönemıne kıyasla sahıp olduğu son derece ilerı uygarlık düzeyi açısından ınsanlık tarihinde çok önemlı bir dönüm noktasıdır" dedı. Diyanerten genelge • AN KAR.A (Cumhuriyet Bürosu) - Dıyanet îşleri Başkam Mehmet Nuri Yılmaz. BM Insan Yerleşımlen Konferansı (HABITAT-II)KentZirvesi nedenıyle Istanbul'a gelecek ziyaretçilerin cami önlerinde hoş olmayan manzaralarla karşılaşmasını önlemek amacıyla bir eenelge yayımladı. Yılmaz, Istanbul Valiliği ile müftülüklere gönderdiği genelgede. camilerin bakım \e temızlığınin yeniden gözden geçirilmesini ısteyerek. "Cami çevresinde ve avlusunda kötii görünüm arz eden hususlar giderilmeli ve bu konuda eereken tedbir alınmalf' dedi. Yetişkin insanlar, bebekler ve hayvanlar hep kendi kültürlerine göre güzel olanı tercih ediyoriar Yaşam,güzelliğinbir parçası GÜZELLİK ÖLÇÜLERİ Ortalamanın - bıraz ustünde U2un boy Belırgin elmacık kemiklerı Geniş çene kemığı Genış alın Buyuk gözler ~» Ufak burun Dolgun dudaklar Sert, sımetrık goğusler Narıı çene kemığı^ Küçuk çene Kaslı göğüs Bel ölçüsü kalça ölçusunun yüzde doksanı Kol bıleğı ve ayak bıleğı arasında sımetri Bel olçusü kalca ölçusunun yuzde yetmışı Çeviri Servisi -1 ş. eş seçmeye ge- lince dışi penguen. önüne ilk çıkan yakışıklı delikanhy lagıtmez. Bula- bileceği en uygun talibı bekler. Bu da Antarktıkada. açlıktan ölmeden haftalarca y umurtalann ü;.tünde otu- rabılecek kadar tombul bir erkek penguen olmak demektir. Asya or- manlannın kuşu gallus da çok seçi- cidir. Bu kuşun erkeğinın parlak tüy- lcri ve ibıği \ardır \e eğer kuşta pa- razıtvarsa. tüylen canlıfıgını yitirir. Parlak tüylü ve ibıkli erkeği seçen dışı. böylece hastalıklara dayanıklı birkocayı ve yavrulan garantilemiş olur. Dişi akrep sineğı. kanatlan güç- lü erkeği seçer. Çünkü güçlü kanat- lar iyi bir avcı olmanın göstergesi- dir. ' Insanlaragelince. güzellik, evren- selbirtakıntı. Insanilışkılerindegü- zellıgın önemi tartışılmaz. Araştır- malar çekici olarak değerlendinlen insanlann. öğretmenlerı ve aileleri tarafından daha çok sevildıgini. da- ha çok arkadaşları olduğunu, daha çok para kazandıklannı. güzel eşler- Ie iyi bir cinsel yaşamlan olduğunu gösteriyor. Her yıl, 48 bini erkek 400 bin Amerikalı. estetik cerrahla- ra koşuyor. Başka bölgelerde insan- lar kendilerini yaralar. dudak halka- lan \e tüylerle süslüyor Her kültü- riin bir "güzellik kültürü" \ar. Güzellik kavramının dönemden döneme. kültürden kültüre farklılık gösterdiği düşünülürdü. Oysa yeni biraraştırma ortava bambaşka sonuç- • Güzellik. e\Tensel bir takıntı. Insan ilişkilerinde güzelliğin önemi tartışılmaz. Araştırmalar. çekici olarak değerlendirilen insanlann. öğretmenleri ve aileleri tarafından daha çok sevildiğini, daha çok arkadaşları olduğunu. daha çok para kazandıklannı. güzel eşlerle iyi cinsel yaşamlan olduğunu gösteriyor. lar çıkartıyor. Son çalışmalar, dün- yadaki bütün insanlann. hangi ırk- tan, sınıftan ya da yaştan olurlarsa olsunlar. ortak bir çekicilik duygu- su paylaştığını gösteriyor. Birbiri- mizı bilincinde olmadığımız kural- lara göre yargılıyoruz. Bilınçli ola- rak KateMossun bacaklannı ve Ar- nold'un kaslarını beğenebıliriz. ama yüz kemıklerinın boyutlan ve oran- tılanndaki küçük farklılıklara \e be- densel oranlara karşı da farkında ol- madan duvarhvız. Ama bütün bunlar tercıhlerimı- zın tamamen doğuştan olduğu ya da güzelliğin yaşamımızdaki en önem- lı şey olduğu anlamına gelmiyor. Pek çoğumuz bedensel kusurlanmı- za karşın iş ve eş bulabiliyoruz, ço- cuk sahıbı olabılı\oruz Farklı güzellik ölçütleri Hiç kimse güzellik ölçütlerinin asla farklılık göstermedığını söyle- yemez. Yağ katmanlan, yoksul bir toplumda >üksek statü göstergesi olabilırkenzengınbırtoplumdadü- şük statü göstergesi olabilir. Dudak halkaları Kalahari Çölü'nde. Kan- sas'ta olduğundan daha fazla beğe- ni toplayabilir. Ama yine de tercih- lerimızin ortak bir noktası olduğu söylenebılir. Ingilız araştıımacılar; îngılız, Çınlı \e Hıntli kadınlara Yu- nan erkeklennın resımlerini göste- np bunlan değerlendırmelerini iste- dıklerinde hemen hemen aynı tep- kılen almışlar. Beyazlar, Asyalılarve Latınler de kendilerine gösterilen resimlere aynı tepkıleri vermişler. Deneklerin etnik kökenleri, tercih- lennı etkilememiş. Kuşkucular bu bulgulan, dünya- yı ele geçirmış olan Batılı dergılere vefilmlerebağlayabılir. Amabılım adamlan bu eğilime maruz kalma- mışbirgrupbulmuşlar: Bebekler... Üç - altı aylık bebeklere, yetişkın- ler tarafından güzel veçirkın olarak değerlendınlmiş olan resımler gös- tenlmiş. Bebekler. güzel yüzlere da- ha uzun süre bakmışlar. Kitle ileti- şim araçlannın bombardımanına ma- ruz kalmamış olan bebekler de ye- tişkinlerleaynı yargılanpaylaşıyor. O halde, güzellik nedir? Birbiri- mizi hangi kurallara göre değerlen- dinyoruz'1 Kesin olan bir şey var ki sağlıklı birgöriinüşü zayıf birgörü- nüşe yeğliyoruz Bütün hayvanlar sağlıkJı. kendi ölçütlerine göre temiz \e rekabetçi hayvanlara yöneliyor. Orantıyı se\ iyoruz. Ortalama ni- telikleri olağandışı niteliklere yeğ- liyoruz ve aşın güzel bulduğumuz insanlar bazı ender niteliklen pay- laşıyor. Araştumalar, orantının ge- nel güzellik ölçütlerinin en önemli nıteliğı olduğunu göstenyor. Beden- leri orantılı olan erkeklerin cinsel y aşamları. orantısız yaşıtlanna oran- İa üç dört yıl erken başlıyor. Beden- leri orantılı olan kadınlar ve erkek- ler daha fazla sevgilı buluyor. Ka- dınlar orantılı erkeklenn cinsel açı- dan daha çekici olduğunu düşünü- yor. 86çiftüzenndeyapılan biraraş- tırma, eşleri orantılı olan kadınlann cinsel ılışkide daha kolay orgazma ulaştığını göstermi!}. Ama güzelliğin tek ölçütü orantı değil. Birbırimızı ıncelerken güzel- lik radarlarımız pek çok sinyal alı- yor. Tuhafgelebilirama çekici insan- lann paylaştığı özelliklerden bırı de olağanlıklan. Olağan yüzleri çekici bulurken, çok güzel olduğunu düşün- düğümüz yüzler ise olağan değil. Onlann dostlan, kuşlar, böcekler, güneş, rüzgâr, yağmur, su, ağaçlar ve otlar Eko-çiftlikte nefes ahnak daha rahat SERPİLGLNDİZ Onlann düşünceleri ve düş- len ortak. "•Tele>iz>on, radyo, araba. bilgi işlem makineleri. asan- sörier, kat kat beton \ ığınla- nndan oluşan apartmanlar. klimalarvebacalannıntürrü- rülmeye çabşıldığı termik sant- rallann ürettiği enerji\i" bı- rakıp kırlenmemış bir loprak parçasında ekip-biçmek ve yaşamak. ArilJa Sevilmiş, Be- ti Ceron Minkin ve Bilge Fri- edlaender, Kaş'ın 12 kmya- kınında Çukurbağ Köyü'nün Düdenağzı bölgesınde düşün- celerinı ve düşlerini bırleşti- rerek "Yaşamı kutiuyorlar. 1 " Edindikleri doğal dostlan v ar. Kuş, böcek. güneş. rüzgâr. yağmur. su, aSaçlar ve otlar Atilla Seviîmiş. "Ben 40 \ıl bu olumsuzluklar içinde yaşadıktan sonra kafamda \e jiiregimde \aptıgım bir de\ - rimle bu vazgeçiİmezlerden \-azgecerek Tohum eko-çıft- 1ık'i kurdum.3. yitımızda dik- tiğimiz fîdanlar mey»e \er- me\e başladı. Ekili alanları- nnza zarar veren böcekler bu- rava > u\*a yapan kuş dosrlanm tarafından te- mizlenivor. Aynca her gün onlann konserle- rini dinİiyorum. Çünkü dinlediğimi hissedi- TOrlar* dıyor. Buğdayı su değırmeninde öğü- tüyor Atilla Sevilmiş. O undan yaptığı ek- mek. kokusu ve tadıyla ona mutluluk veri- yor. Yemeği toprak kaplarda veodun ateşin- de kendi ürettiği malzemelerle pişiriyor. Se- vilmiş'in en büyük düşü "Tohum eko-çift- fik" in gelişerek "Eko-köy" yani çocuklar için uygulamalı doğa okulu oîması Tıpkı birza- manlar Anadolu'nun tohumlan ~Kö> Ens- titüJeri" gibi. Beti Geron Minkin. 20 yıldır Amerika'da yaşıyor. istanbul'u 18 yaşında terk etmiş. Londra'da dengeli beslenme ve Japon şiat- su masajı üzerine eğitim görmüş. "Bu, bir çeşit Japon akapunkruru" dıyor. Amerı- ka'dan lstanbul"a dönünce bakmış ki bura- da sağJıklı olmak ımkânsız. u Benim aldı- ğım eğitim dengeli beslenme ile hastalıklara vardınıcı olmak. Japonlardan ögrendim bu- Bilge Friedlaender, *'Ben 1986'dan beri kendi sanatımda şunıı soruyorum: Sanat. dünyanın ekolojik ivileşmesi \c insan vasamı için nasıl bir vaklaşım yapabilir?" diyor (solda). Beti Ğeron Minkin'e göre ha\a temi/se, su temizse, düşünce şekli güzelse, zihni kontrol edip güzel bir enerjive doğru yöneltebilirsck her şe> güzel olur (sağda). Atilla Sevilmiş'in en büyük düşü. Tohum eko-çiftliği geliştirerek eko-köy haline dönüştürebilmek. nu. Makrobiyotik denilen bir şifa sanatı. Ya- ni geniş anlamda yaşam demek bu. Kayna- ğı Izakdoğu felsefesi. Dengeli beslenmeyi ilaç olarak kullanmak. \üze bakarak iç or- ganlann durumunu tanımak." Betı'ye göre dış dünyayla, insanın iç dünyası birbirine benzıyor. Dışta manzaralar varsa, iç dünya- mızın da manzaralan var. Her taraf yeşerdi "Kaş'a yerleştiğimizde çöl gibi bir yerdi. Her şey bırakürruşn. Biz doğa> a dokununca fazlasıy la geri \erdi. Kuşlargeri geldi. Her ta- raf >eşerdi. Cennet gibi bir yer oldu. V'ücut da öyle. İnsanlar da övk. Ha\a temizse, su temizse. düşünce şekli güzelse, zihni kontrol edip güzel bir enerjiye doğru >öneltebüirsek her şey güzel olur." "Tohum''un 30-40 dönümlük bir arazi ol- duğunu aniatıyor Beti Geron Minkin. 7 ar- kadaş güneye gidip yer aramışlar öncelen. Atilla Sevilmiş ise Adıyamaniı, İstanbul'da pkumuş \e Fethıye'de yerleşmış. Orada so- ya fasulyesi yetiştirmeyi planlıyor. Çocuk- luğu köyde bolluk içinde geçmiş. Stres al- tında hastalanınca beslenme ile kendini iyi- leştirmiş. AtiIla'nınvarlığınıduyanBeti vearkadaş- lan gidip onunla tanışmışlar. Sonradan bir- likte bir şeyler yapmayı planlamışlar. "Bi- zim niyetimiz Anadolu'nun geleneksel ürün- lerini tekrar ortaya çıkarmak. Anadolu'da- ki ka\ bolmak üzere olan ürünler >eyapılma şekiüerini korumak. Bir de geleneksel beslen- me türleri var. En önemli beslenme üriinü ta- hıldır, pirinçtir. Yetiştirdiğimiz doğal üriin- lerimizi Amerika'ya gönderdik. Buradaki köylere bir pazar açmış durumdayiz. Ame- rikalılar. su enerjisinden geçerek yapılan ta- hinitanıdrdıyorlar. Vejetanen kahvalfı Köyün taş ustası. taş ev y apar onlara. Oda- larda güzel kokan sedirağacı kullanır. 8oda- lan olur. Gelen Amerikalı tu- ristlere yoga ve folklor öğre- tilır. Atnerıka'dakı yoga ens- tıtüleri 'Tohum'a turîar dü- zenlerler. Horozların ve kuş- lann seslen ile uyanılır. Eg- zersiz ve vejetaryen bir kah- valtı yapılır. "Tohum'da hayvansal hiç- birşey kullanmamava çalışı- yonız. Onun yerini tanıllar alıyor'"diyorBeti Geron Min- kin. Konuklara antık kentler gezdirılır. 14günlükturlarda Dalyan ve 3 günlük ma\ i tur- lardüzenlenir. Isteyenyemek kursu aiabılir. Yogayla uğraşıyor "Tohum eko-çiftlik"e do- ğal tanm yapıldığı ıçın Al- man fırmalaryeşıl damga ve- rir. Tohum'un yoga hocası Bil- ge Friedlaender 25 yıldır yo- gayla uğraşıyor. Aslında bir heykel sanatçısı. 35 yıldan berı Amerika'da yaşıyor. "Yaşamdabirbütünlükya- ratmak benim amacım. Yo- gayı bir jimnastik gibi değil de daha çok bir hayat felsefe- siolarak yapmak. Sanat yaşa- ma bir bütün olarak bakıyorsa yoga da bu- nun içine çok kolay girivor. Ben üç bovurlu hey kel \ e grav ürle meşguloluyorum. EÛeya- püımş kâğıl sanatının öncülerinden btriyim. Türkiye'ye ilk kez elle yapılmış kâğıt hey ke- li getiren kişiyim. Ben '86'dan beri kendi sa- natımda sunu soruyordum: Sanat,dünyanın ekolojik ivileşrnesi >e insan yaşanu için nasıl bir yaklaşım yapabilirdiye... Voga enstitüsün- de çeşitli kurslardan geçtim. Pennsvlvania l niv ersitesi'ndehocahk>aptım. Omegaens- titüsü bütün bilim bolümlcrinde iyiliğe doğ- ru gidiş vönünü aravan insanlann verdiği kurslarİa dolu. Ben orada 4 yıldır hoca> ım ve Tohum"u onlara tanırtım. Bunu kabul et- tiler. .\merika'da yoga veyaratıcılık kursu \e- riyorum. Herzaman Türkiye'de böj le bir şe- yin olmasını hayai ederdim. Tesadüfen Beti beni buldu. Düşüncelerimtz ve hayallerimiz bir olduğu için kaynaştuV Onlar ıçın her şey bıraz nefes almak vedo- ğayla ilişkı kurmak için.. Avni Akyol'un yasa önerisî Kuran kurslan komisyona takıldı • TBMM Milli Eğitim Komisyonu Başkanı Mehmet Sağlam, ANAP'lı Avni Akyol'un Kuran kurslan ile imam-hatip ortaokullarının zorunlu eğitim kapsamında değerlendirilmesine ilişkin yasa önerisinin, komisyonda gündeme alınmayacağını söyledi. ANK.AR\ (Cumhuriyet Bürosu)-ANAP'lı eskı Mıl- lı Eğitim Bakanı Avni Ak- yolve arkadaşları, Kuran kurslarının 8 yıllık zorun- lu eğitim kapsamına alınma- sına ilişkin yasaönensı ve- rirken TBMM Milli Eğitim Komisyonu Başkanı Meh- met Sağlam. önerinin ko- misyonda gündeme alın- mayacağını söyledi Sağ- lam, 15. Milli Eğitim Şûra- sı'nda bütün ortaokullann ılköğretime devredilmesi koşuluyla 8 yıllık zorunlu eğıtıme geçilmesi yönün- de tavsıye karan alındığını anımsatarak "Birdelaikge- çinirier.Olacakişdeğü" de- dı. ANAPBoluMilletveki- lı ve eskı Milli Eğitim Ba- kanı Avni Akyol v e arkadaş- ları tarafından \erilen Ku- ran kurslan ve imam-hatip ortaokullannın 8 yıllık zo- runlu eğitim kapsamında değerlendirilmesine ilişkin yasa önerisi. TBMM Milli Eöitim Komisyonu'na ta- kıidı. 'Göriişülmevecek1 DYP'li Mıllı Eğitim Ko- misyonu Başkanı Mehmet Sağlam. Av ni Aky ol' un ba- kanlığı dönemınde hazırla- dığı yasa tasansını 3 yıl ara- dan sonra yeniden gündeme getırdiğini anımsatarak öne- nnin komisyonda görüşül- mesinin söz konusu olma- dığını söyledi. Sağlam. 15. Milli Eğitim Şûrasf nda bü- tün ortaokullann ilköğretı- medevredilmesi koşuluyla kesintisızolarak 8 yıllık zo- runlu eğıtımin uygulanma- sı yönünde tavsıye karan alındığını anımsatarak şöy- lededi: "Bunun dışında getirilen herhangi bir yasa önerisini kabul etmemiz mümkün de- ğil. Şûrada alınan tavsive kararına göre hükünıetin hazırladığı yasa tasansını görüşürüz. Bunlar bir de laik geçinirier. Olacak iş de- Avni Akyol ve Köksal Toptan'ın Milli Eğitim Ba- kanlığı yaptığı dönemler- de aynı yasa önerisi günde- me getirilmiş, ancak y oğun tepkıler üzerine geri çekil- mişti. Avni Akyol'un 3 yıl aradan sonra yeniden gün- deme getirdiği yasa öneri- si. ilköğretim okullannın 5 yıllık ilkokul ve3 yıllıkor- taokul bölümlerinden oluş- tuğunu v e bu öğretimın zo- runlu olduğunu hükme bağ- lıvor. Jlkokulun bitiriime- sinden sonra öğrencilere "sertifika'* venlecegini hük- me bağlayan öneri. ilkokul sonrası verilecek 3 yıllık Kuran kurslan ve çıraklık eğitim merkezlennde veri- len eğitimin de zorunlu eğı- timden sayılmasını öngö- rüyor. Önen ile ortaokul dı- şandan bitirme sınavlann- dan mezun olan Kuran kurs- lan öğrencilerine lıseeğiti- mine devam etme oianağı setirilivor. RASGELE/ RAİFERTEM Alanya'da yaz • Haber Merkezi - Yaz ayının yaklaşmasıyla turistik beldelerimizde hareketlenme başladı. Özellikle Almanya ve Iskandınav ülkelerinden gelen birçok turıst Antalya'nın Alanya ilçesine akın ettı. Deniz ve kumun tüm nımetlerinden yararlanan tunstler, ailece güneşlenebılecekleri rahat bir ortam buldular. Kitapla Okuyucuyu Buluşturalım K itapları mı kaçırıyorlar. Sevenler arkasından yetişemıyor. Sevgılıler mi ilgisiz? Kitaplar yalnız. Araya girenler mi var? Kitapla okuyucuyu ayıranlar... Ankara Kitap Fuarı'nda aklıma takıldı bu düşünceler. Okşayacak eller bekledi durdu raflarda kitaplar. Bekleneni veremedi Ankara Kitap Fuarı. Bunda birçok etken vardı. Fuarın yeri, zamanı, ulaşım, duyuru... AJtın Park'taydı fuarın yeri. Merkezin oldukça dışında. Göç insanı yöreyi doldurmuşsa da. Kitap alıcısına uzakta. Zamanı da uygun değildi. Mayıs ayı sınav ayı. Öğrenciler ders kitaplarının başında. Sınav korkusu, heyecanı. Ders dışı ilgiler geri planda kaldı. Bir de gidiş dönüşün, yanm günü aldığı düşünülürse. Öğrenciler zaman ayıramadı. Ulaşım bir dertti. Otobüsler kilometre uzaktan geçiyordu. Belediye belli saatlerde otobüs koyabilirdi. Ama nerde o belediye... Özel arabası olmayan ya da bir özel arabaya takılamayan. Taksiyle gitmek zorundaydı. Taksiye ödeyeceği parayla birkaç kitap alabilirdi... Duyuru da yeterti değildi. Ulus'a, Kızılay'a birer bez afiş asılabilirdi. Duyduğumuz kadarıyla. Bu da belediyenin engeli. Araya girenler belli olmuyor mu? Bütün bu olgulara karşın yine de fuar boş değildi. Gençler, öğrenciler. Sevgililerini okşar gibi okşuyorlardı kitapları. Ama arkasını çevırıp de fiyatına bakınca! Elleri yantyordu. imzalar oldukça hareketliydi. Hele ünlü yazarlann imzalarında kuyruklar oluştu. llhan Selçuk yorgun düştü. Hikmet Çetinkaya kavgayı sürdürenlerin, Necati Cumalı da genç kızların ilgi odağıydı... Kitaplı günler yaşadı Ankara. TÜYAP yaşattı. Bu kitap fuarları sürmeli. Yalnızca istanbul. Ankara, izmir'de değil. Tüm ıllerimize yayılmalı. Bir de ilçelere uzandığını düşünelim. Şimdilik hayal de. Neden olmasın?.. Kitapla okurun ilişkisinde yalnızca okur kusurlu değil. Okura ulaşamıyor kitaplar. Dağıtım, dağıtıcı diye konuşup duruyoruz. Kaç ile ulaşabiliyor kitaplar? istanbul, Ankara, izmir. Biraz da Adana, Bursa dışında. Kaç ile dağıtılıyor kitaplar? Yayıncılar. dağıtıcılar birleşmeli. Ülke çapında dağıtım ağını kurmalı. Yapamazlarsa bu atılımı. Yakınmaları boşuna. Hiç de okuyucu suçlanmamalı. Kitapla okuyucu arasına girenler. Bilinmelı, unutulmamalı. Rasgele...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle