25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 30 MAYIS 1996 PERŞEMBE HABERLER Çiller-İnterstar davası • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ankara Cumhuriyet Başsa\cılığrnca. yaptıklan bır dizı yav ında DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in kışilik haklanna hakaret ettiklen gerekçesiyle. aralannda Interstar özel televizyon kuruluşunun sahibi Cem Lzan. Genel Yayın Yönetmeni Ardan Zentürk \e vorumcu Engin Ardıç'ın da bulunduğu 8 sanık hakkında açılan ceza davasına başlandı. Sayıştay'ın yıldönümü • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Sayıstay. kuruluşunun 134. yıldönümünü bugün kutlanacak. Türkive'nin ilk yiiksek mahkemesi olarak 1862 yılında kurulan Sayıştay. Avrupa'dakı benzerlerinin birçoğuna örnek oluşturdu. Yapılan açıklamaya göre anayasa tarafından kamunun ""gelir. giderve mallannı" denetlemekle görevlendirilen Sayıştay. hukuk de\ letinin temel taşlanndan birini oluşturuyor. Saydam bir yaşam • İSTA.NBUL(AA)- Kamu gücünün kötüye kullanımı ve yolsuzluklarla mücadeleyi amaçladığı bildinlen. Toplumsal Saydamlık Hareketi Dernegi'nin kuruluşuna ilişkin dilekçe. İstanbul Valiliği'ne verildi. Derneöin geçici Başkanı Prof. Ör. M. Bedii Feyzioğlu. derneğin amacının "Toplumun saydam bir yaşama kavuşturulması olduğunu. bunun için öncelikle merkezi. mahalli her türlü kamu gücünün kişisel çıkarlar için kötüye kullanılmasını önlemek. siyasal. sosyal ve ekonomik olayların her an yurttaşlarca izlenip değerlendirilmesı ile her tür jolsuzluktan anndınlmasını sağlamak" olduğunu kaydetti. Bakanlıklarda düzenleme • ANKARA (Cumhuriyee Bürosu)- İstifa eden DYP'li Devlet Bakanlan Ayvaz Gökdemir ve Ünal Erkan'ın sorumluluk alanlanna giren görev \e kuruluşlar DYP'li bakanlarda kaldı. Bakanlıkların göre\ alanlarında yeniden vapılan düzenlemeye göre istifa eden iki bakanın sonımluluğundaki görev ve kuruluşlar DYP'li devlet bakanlan Ayfer Yılmaz \e Halit Dağlfya\erildi. Taksi şoförü öldürüldü • İstanbul Haber Servîsi - Eyüp'te Engin Şen adlı taksi şoförü. tabanca ıle öldürülmüş olarak bulundu. Gece geç saatlerde bağlı olduğu Yeşilpınar Taksi Durağı'ndan müşteri alarak aynldığı öğrenilen Şen'in arkadaşlan olayı protesto etmek için saat 04.00 sıralannda korna çalarak konvoy halinde hareket ettiler. Yaklaşık 100 araçtan oluşan konvoy. gü\enlik güçlerince Tarlabaşı'nda durduruldu. Konvoy daha sonra Unkapanı. Aksaray yolunu takip ederek protesto ev lemini sürdürdü. Konvoy. Vatan Caddesi çıkışında polisin uvanlan üzerine dağıldı. Şenin cenazesi toprağa venlmek üzere memleketi Gümüşhaneye gönderilecek. Ayasofya'da gösteri • İstanbul Haber Servisi - İstanbul'un fethınin 543. yıldönümü nedeniyle Ayasofva Mevdanı'nda toplanan bir grup. Ayasofya'nın ibadete açılmasını istedi. Nizam-ı Âlem Ocakları İstanbul 11 Başkanı Hasan Basri Ancı yaptığı açıklamada. Fatih Sultan Mehmet'in imamlık yaparak ilk cuma namazını kıldırdığı caminin ibadete açılması gerektiğini savunarak '"Bugün Ayasofya'nın minareİerinden ezan sesleri gökkubbeyi çınlatmıyor. birçok şehidin. gazinin secde ettiği yerlerde necis (pis) ayaklar dolaşıyor. Ayasofya'nın esaretine sessiz kalmak Müslümanlık onuruyla asla bağdaşmaz" dedi. TBMM, 3 haziranda Başbakan Yılmaz hakkındaki gensoruyu görüşmek üzere toplanıyor Refah'ın çabası yetmedîANKAR\(Cumhuri\etBürosu)-TBMM Başkanı Mustafa Kalenıli. RP'nin Başba- kan Mesut Yılnıaz hakkında verdiği genso- ru önergesini görüşmek üzere. TBMM'yi 3 haziran pazartesi günü olağanüstü toplantı- ya çağırdı. Kalemli. RP'nın. Meclis'in hru- gün toplanması istemine. "bu tarihte yapı- lacak görüşmenin, yerel ara seçim sonuçla- nnı etküeyeceğini ve gensoru sürecinin gerek- lerini" gerekçe göstererek olumsuz yanıt verdı. ANAP'ın, gensoruönergesıne itirazı- nı da "yerinde görmediğini" belirterek işle- me koymayan Kalemli. Yüksek Seçim Ku- mlu'nun görüşleri doğrultusunda. görüşme- ler için en u>gun tarihin 3 haziran günü ol- duğunu bildirdi. Başbakan Mesut Yılmaz da dün Kalemli'yi makamında ziyaret etti. Kalemli, RP'nin gensoru önergesinın gö- rüşme tarihini. dün yazılı bır açıklama ya- parak duvurdu. TBMM Genel Kurulu'nu 3 haziran pazartesi günü saat 15.00'te toplan- tıya çağıran Kalemli. görüşmelerin bu ta- rihten önce yapılması durumunda. seçim ya- saklan nedeniyle görüşmelerin radyo ve te- • TBMM Başkanı Kalemli, Meclis"i, Başbakan Mesut Yılmaz hakkındaki gensoru önergesinin görüşülmesi için pazartesi günü olağanüstü toplantıya çağırdı. Kalemli, bu tarihi belirlemesinin gerekçesini, "yerel ara seçimlerden önce yapılacak görüşmenin seçim sonuçlannı etkileyeceği" görüşüne dayandırdı. le\ izyondan verılemeyeceğıne dikkat çektı. Tartışmalara yer v ermemek için. bu açıkla- masını YSK'den aldığı görüşe dayandıran Ka- lemli. "Başkanlığımız,çağn hazırlığı içinde iken, siyasi \e hukuki sakıncalar belirterek kamuoyuna yapılan bazı açıklamalar ve baş- kanlığımıza nıüracaatlar karşısında konu yoğun bir inceleve alınmıştır"* dedi. Kalem- İi. olağanüstü toplantı tarihi ile ilgili gerek- çelerını şövle sıraladı: "Anavasanın genso- ru için öngördiigü sürelerin içinde kalmak ka- yıt ve şaıtn la. Meclis'in aldığı ara vernıe ka- rannın gerekçesinin, mahalli ara seçimlere, partilerin \e millervekillerinin katılmaiarını sağlamak olduğu. bu «erekçe ile araverme ka- ran alınmışken, seçim gününden önce yapı- lacak (oplantının >e görüşmelerin seçim so- nuçlannı etkileyebileceğu a\ nca anayasanın öngördüğü görüşme süreci \e sürelerin de çok müsait olduğu mütalaa olunmuştur. Bu ara- da. istediğimiz görüş üzerine V SK, 2 Hazi- ran 1996 tarihinde yapılacak \erel ara se- çimler sebebivle siyasi propaganda içerikli TBMM görüşmelerinin rad>o \e tele\ iz\on- larda \a\ımlanama>acağına ve bu konudacan- h \ a> ının da mümkün bulunmadığına karar »ermişrir. Meclis başkanlığının tarafsızlık U- kesinin bir gereği olarak. seçim öncesi bir toplantının u\gun olmavacağı düşüncesiyle, seçim sonrası 3 Haziran 19% pazartesi gü- nü Meclis olağanüstü toplantıva çağnlmtşür." TBMM Genel Kurulu'nun'pazartesi gü- nü yapı lacak olağanüstü toplantısında. Baş- bakan Mesut Yılmaz hakkındaki aensoru önergesinin gündeme alınıp alınmayacağı görüşülecek. Anayasanın 99. maddesine göre Bu görüşmede. önerge sahıplerinden bı- ri. siyasi parti gruplan adına birermilletve- kili. Bakanlar Kurulu adına da başbakan v e- ya bir bakana söz verilecek. Gündeme alma karanyla, gensorunun görüşülme günü de be- lirlenecek. Anayasanın 99. maddesi uyannca. günde- me alma kararının verildiği tarihten başla- yarak en erken 2 gün. en geç 7 gün içinde gensoru önergesi görüşülecek. Gensoru öner- gesinin kabuledilip edilmediğineılişkinoy- lama ise bu görüşmelerden 1 tam gün son- ra yapılacak. Bu durumda. çarşamba günü gensoru görüşmeleri v apı lacak. en erken de cuma günü oylama gerçekleştırilecek. Bu oylamada üye tamsayısının salt ço- ğunlugu olan 276 güvensizlik oyu veril- mesi durumunda. Mesut Yılmaz'ın başba- kanlığındaki 53. hükümet düşürülmüş olacak. Çiller'e 4 canh' yalanlama AN K.AR.A (Cumhuri- yet Bürosu) - Başbakan Slesut Yılmaz. canlı ya- yında Karkamış Barajı'nı ~yap-işlet-de>Tef" mode- liyle başbakanlığı döne- minde temel atma aşama- sına getirdiğini iddia eden DYP Genel Başkanı Tan- su Çiller'i yalanladı. Çiller, ^l-Gün'prog- ramında dün yay ımlanan söyleşisinde. hükümeti icraat yapmamakla suçla- yarak Gaziantep'de hafta sonu temeli atılan Kar- kamış Barajf nın dâ. ken- di başbakanlığı dönemin- de "vap-iştet-dev ret" mo- deliyle gerçekleştirildi- ğini savundu. Başbakan Mesut Yılmaz. progra- mın ilerleyen bölümle- rinde programın yapım- cısı MehmetAliBİrand'a bir not göndererek Karka- mış Barajf nın "yap-işlet- devret" modeliyle yapıl- madıgjnı bildirdi. Çiller, gazeteci Meh- met Ali Birandın bu yön- deki sorujan üzerine şa- şırarak baraj projesini DYP hükümetinin ger- çekleştirdiğini. ancak se- çim yasaklanna girmesi nedeniyle 24 Aralık se- çimlerinde temelini ata- madıklannı yineledi. Bırand'ın ısrarlı soru- su üzerine. Çiller. "Evet başta BOD(vap-işlet-de\- ret)olarak düşünüklü. an- cak sonra sorunlar çıktu başka şekilde finanse et- tik* dedi. Çiller. baraj pro- jesinin nasıl finanse edil- diğine ise açıklık getir- medi. Belgeli yobazlık Sinanlar C'amii. Antaha'nın AJama ilçesindeki camilerdcn biri. Diğerlerinden aynlan önemlice va da farkJıca bir ö/elliği >ok. Sinanlar Camii'ni sö/ü edilir kılan konu, caminin penceresindeki belgeli vobazlık. Belgenin sahibi de caminin imamı Yılmaz Tiirk... İmama göre "Her kim yabancı olan bir kadınla tokalaşırsa kıyamet gününde onun a\ uçlanna ateş konur" dehşetinde bir hadis var. Alanva Müftüsü de konudan haberdar, "Daha birieştirici hadisler varken..."le başlayan bir cümle kurmuş, ırvavet, konuyla ilgilenecekmiş. Bakalım ne olacak? (Fotoğraf: A A) Ecevit, Konya'da RP liderinin bunahmdan medet umduğunu söyledi 6 Erbakan kan döktürmek istiyor' YUSLFÖZKAN KONYA-DSP Genel Başkanı Bü- lent Ecevit RP lideri Necmettin Erba- kan'ın Türkiye'deki bunahmdan me- det umduğunu belirterek "Halkın ira- desiyle iktidara gelemevtceğini bili- yor. Halkı bölmeveçalışıyor. Kan dök- türmek istiyor" dedi. Ecevit. Türki- ye'deki laik yönetimin kendı halkla- nnı etkilemesinden korkan İran. Surive. Sudan \e Suudi Arabıstan gıbı ülke- lerin Türkiye'yı içten çökertmek için "taşeron veTruva atlan" kullandığı- nı söv ledi. Gezilerini dün Konya'da sür- düren Ecev it. 2 haziranda belediv e baş- kanlığı seçimi yapılacak Meram ilçe- sinde halka seslendi. Ecev it. konuşma- sına başladığı sırada alana gıren bır grup Kamu-Sen üyesinin "Hakçadü- zen dediler. hakkımı/ı \ediler" dive sloüan atmasına sinırlendı. Ecevit. halkın her şeve karşın kendi sorunun- dan önce memleketi düşündüğünü be- lırterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Türkiye'deki kargaşadan. buna- hmdan bir vatandaş var ki çok mem- nun. Adı Necmettin Erbakan. "Işler bi- zim açımızdan olumlu' diyor. Bu, memleket sevgisiyle bağdaşır mı? İş- ler karıstıkça se> inen RP, iktidara gel- nıe umudunu kargaşava, bunalıma bağlamışdurumda. Nlilletide.Müslü- man - kâfir diye bölmevi ihmal etmi- yor. Ekranaçıkıp "Bızım iktıdarımızı istemeyenler gebersin. sizleri evlıva çarpsın" diyor. Daha öncedeaçıklamış- ü;"İktidara kanlı mı. kansız mı gele- ceğiz' diye. Milleti birbirine kırdırıp kan dökülsiin istivor. Milletin gönül rızasıyla iktidara gelemeveceğini bili- yor. "RP'ye oy vermevenler kâfirdır" üslubu Mev lana'davarmı? Kuran'da var mı?" DYP Genel Başkanı, yeni hükümet oluşumlanna yön verebilmek için girişimlere başladı Tansu Çifler'in unıudu CHP ve DSP ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP Genel Başkanı Tansu Çilİer, ANAYOL azın- lık koalisyonuna karşı kendi başbakanlı- ğındaki hükümet seçeneklerini güçlendir- mek amacıyla merkez soldan destek arayı- şınagirdi. Başbakan Yardımcısı Nahit Menteşe. DYP'li bakanlann yetkilennin tırpanlan- ması veya azledilmesinin "kavga yarata- cağınr belirtirken Başbakan Mesut Yıl- maz'ı. uzlaşmayla çözülebilecek hükümet sorunlarını "sokakta tartışmakla" suçladı. TEDAŞ. TOFAŞ soruşrurmalannın ar- dından. Kuşadası çiftliği ve örtülü ödenek konusundaki skandallara açıklık getirmek yerine. ANAYOL azınlık koalisyonunu Ana- yasa Mahkemesi karannı gerekçe göstere- rek bunalıma sürükleyen D>'P lideri Çiller, yeni hükümet oluşumlanna yön verebil- mek için ginşimlerde bulunmava başladı. Çoğunluk hükümeti kurulamaması duru- munda RP ile seçim hükümetine gidebile- ceğini belirten. ancak bu partiy le uzun dö- nemli bir koalisyon olasılığına da kesin bir dille karşı çıkmayan Çiller. DSP ve CHP'nin içinde yer alacağı "ANAYOL-SOL" hükü- meti için Bülent Ecevit ve Deniz Baykal ile görüştüğünü bildirdi. Çiller'in. veni hükümet girişimlerinde başbakanlık konusunda güvence sağlamak amacıyla. merkez sol partilerle ortak plat- form oluşturmak istediğine dikkat çekildı. DYP'nin içindeki kopma belirtilerine kar- şı. RP ile koalisyon istemini tam olarak di- le getirmeyen. ancak bu seçeneğe kesin ta- vırdaalmayan Çiller'in, son çare olarak RP ile seçim hükümeti kurmak isteyeceği be- lirtildi. Çiller ve Yılmaz'ın. ANAP ile DYP'nin yeniden biraraya geleceği hükü- met oluşumunda başbakanlıktan ödün v er- memelerine kesin gözüyle bakılırken DYP içindeki muhaliflerde iiçüncü birkişi baş- bakanlığında ANAYOL-SOL hükümeti için kulis çalışmalarına başladılar. Çiller'in. RP ile kuracağı bir hükümete DYP'den güvenoyu vermeyecek millerve- kilı sayısının 70'eulaşabileceği. bu neden- le partiden aynlmayı düşünebilecek millet- vekili sayısının da 40 civannda olduğu kay- dedildi. ANAYOL hükümetini dışarıdan "çekinser" kalarak destekleven DSP'nin. ANAP-DYP-CHPoluşumunagirmesinede çok zayıf olasılık tanınıyor. 24 Aralık ^onrasinda iskeleti ve çatısı ku- rulan ANAREFAH koalisyonu için pazar- lıklaryapılırken Mesut Yılmaz'ın 1997 yı- h başına kadar başbakanlığını sürdürmesi seçeneğinin de gündeme gelebileceği belir- tildi. Çiller hakkındaki yolsuzluklar nede- nivle soruşturma önergeleri veren ve örtü- lü ödenek skandalına açıklık getirilmesin- de ısrarlı olan RP'nin. DYP'siz koalisyon for- müllerini tercih edeceği. ancak ANAP'a karşı pazarlık gücünü arttırmak amacıyla Çil- ler'le diyaloğunu kesmeveceği v urgulandı. DYP Grup Başkanvekili Ali RızaGönül. dün düzenlediği basın toplantısında. Çil- ler'in. RP ile koalisvona açık kapı bıraktı- ğının anımsatılması üzerine. "İikeçıkar- lan mecburiyet gerektiriyorsa. alternatifler değerlendiriİir"dedi. Başbakan Yardımcısı Nahit Menteşe, dün gazetecilerin sorulan üzerine. DYP'lı bakan- lann sorumlu olduğu kurumları kısıtlava- cağı ve atama kararlannda koalisyon orta- ğının imzasını aramayacagı mesajı veren Başbakan Yılmaz'ı uyardı. Menteşe. ANAYOL'un kunıluş aşama- sındaki "uzlaşma ve diyalog" gereksinimi- nin devam ettiğini kaydetti. SIFIŞLNOKTASII ORAL ÇALIŞLAR Hükümet krizinin yükselmesi yalnız sağın değil. solun da ciddi bir kriz içinde olduğu- nu gün ışığma çıkardı. Kaç gündür sosyal demokrat partilerin ve onlann başında bu- lunan liderlerin umırt verici olmaktan çıktık- larını vurguluyoruz. Türkiye'nin son 15 yılına damgasını vu- ran sağ, artık çaresizlik içinde çırpınıyor. Sosyal demokrat parfiler de bu çıkışsızlığa rağmen, umut veremedikleri için bir seçe- nek haline gelemiyoriar. Muhalefet eden ve sistem dışı mesajlar veren siyasi Islamın ya- sal sözcüsü RP, bu çıkışsızlıktan ve tıkan- madan puan toplamaya devam ediyor. RP'nin Türkiye'deki gerçek rakibinın sos- yalistler olması gerekiyordu. Sosyalistler, sisteme yönelttikleri radikal eleştirilerle çü- rümeye tepkı duyan ve sistemin değişme- sini isteyen kesimlerin gerçek sözcüsü ko- numuna yükselebilirlerdi. Böyle bir gelişme Türkiye'nin de denge- lerinı yerine oturtabilirdi. Orneğin sosyalist- ler siyasi yaşamda etkili olsalar. sosyal de- mokrat partiler bu kadar sağa çekilmezler ve sağın peşine takılmazlardı. Şurası bır gerçektir kı sosyalistler ciddi bir zaaf içindeler. Bir umut ve gelecek vaat eden ağırlığı neyazık ki oluşturamıyorlar. Sos- yalistlerin cıhz hali Türkiye'nin en büyük handikaplarından birisı. Çünkü, sistemı de- ğiştırecek modern bir gücün var olmaması kitleleri umutsuzluğa ve çaresizliğe itiyor. Sosyalistler olmayınca kitleler çağdışı din- ci akımların etkisı altına gıriyorlar. Sosyalistlerin içinde bulunduğu durumu gündeme getirmek ve tartışmak zorunlu hale geliyor. Sosyalistler, dünyada sosya- lıst ülkeierin çöküşünden çok etkılendiler. Bir- çok sosyalist grubun ideal olarak gördüğü ülkelerde ortaya çıkan gelişmeler. büyük hayal kırıklıklarına neden oldu. 12 Eylül as- keri darbesiyle iyıce pekiştirilen gerici siya- si yapı, en çok sosyalistlerin önünü kesme- yi amaçladı. Cezaevileri 15 yıl boyunca bü- yük ölçüde sosyalistler tarafından doldurul- du. Askeri darbelerde en büyük acıyı onlar yaşadılar. Sosyalistlerı en çok etkileyen gelışme- lerden bırisi de son dönemde Kürt sorunu oldu. Kürt parlamenterlerın Meclis'ten atı- larak tutuklanması ve Güneydoğu'da süren savaş, sosyalistler arasında da tartışmala- ra neden oldu. Devletın artan baskıcı tutumu ve Güney- doğu'da yaşanan büyük yıkım nedeniyle şehırlere göç eden ve büyük şehırlerin et- rafına bınken kitleler, önemli bir muhalefet merkezi haline dönüştüler. Sosyalist Sol Bu muhalefet mer- kezlerinde düzenin en çok ezdıği kesimler yer alıyor. Bu kesimlerin bir kısmı dinci siyasi akımların peşine takılırken, bir kısmı da sosyalistlerle bırlikte hareket et- meye başladılar. En ezılen kesimler en ra- dikal sosyalist örgütlerin tabanını oluşturdu- lar. Sosyalistlerin az bir kesimi de Kürt hare- ketine karşı devletçi ve milliyetçi bir çizgi- ye savruldular. Tamamen düzen taraftarı bır söylem tutturan bu kesim, sosyalist ülke- lerde yaşanmış despotik devletçilik mirası- nı da sahiplenerek siyaset yapmaya çalışı- yor. Bu kesimin sol içinde ciddi bir ağırlığı olmasa da sırtını devlete dayadığı için gü- cünden daha çok ses çıkarıyor. Sosyalistlerin önemli ağırlığı, geçmişten ders çıkararak ve çoksesli bir toplum pro- jesı için kollarını sıvamak açısından önem- li bir fikrı birıkım elde ettiler. Despotik ve mil- liyetçi sosyalizm deneylerinı reddederekev- rensel bir halk demokrasisı modelıni be- nimseyen sosyalistler, yalnızca doğru be- nim diyen eskjmiş anlayışları da hızla terk edıyorlar. Düzene tepki duyan her kesimle birlikte siyaset yapmaktan yana olan sos- yalistler, çevrecisinden feministine. sosyal demokratına kadar tüm kesimlerle diyalog kuracak olgun bir çizgi oluşturuyorlar. Sos- yalistler kazandıkları fikrı olgunluğu henüz sınamakveörgütselbirgücedönüştürmek açısından çok fazla yol katedebilmiş değil- ler. Son dönemde birçok sosyalist grubun. çevrecilerin ve feministlerin katılımıyla ku- rulan Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP) yeni bir deney. Türkiye'nin birçok yerinde umutla ve hızla örgütlenen ÖDP'nin kendi iç sorunlarını aşarak bir muhalefet ağırlığı oluşturabilmesi için zamana ihtıyacı ol- duğunu kendileri de kabul ediyorlar. ODP dışında 3 sosyalist partı daha var: Emek Partisi, Sosyalist Iktidar Partisi ve iş- çi Partisi. Bu partilerin de ciddi bir kitle gücüne sahip olduğunu söyleyemeyiz. Sonuç olarak bugün sosyalistler, siyasi yaşamımızda dikkate alınabilecek bır ağır- lık oluşturmuyorlar. Fikri bakımdan bır kıs- mı geleneksel anlayışlarını korurken, önem- li bir çoğunluğu yeni projeler üretmeye çalışıyorlar. Sosyalistler ülke gerçeğinin önemli bir parçası. Onlar, her zaman oy yüz- delerınin çok üstünde bir fikri etkinlığe sahip oldular. Onümüzdeki dönemde de bu rolü oynamaya aday olduklarını söyleyebiliriz. Tabii eski alışkanlıklarını ne ölçüde aşıp kit- leleri etkileyecek bir düzey tuturacaklar, onu şımdiden kestirmek çok zor. Göreceğiz. PERŞEMBE ORHAIV BURSALI Paralı Oğretim ve İdeoloji... Ülkemizde ilköğretim dahil, eğitimin resmi ve gayri resmi paralı hale getirilmesine yönelik hızlı bir gelişme var. İlköğretim dahil, diyoruz. çünkü devlet ilköğre- tim okullarına yakacak parası vermediği zaman okulun ısınma masrafları zaten aileler tarafından karşılanıyor. Maaşlar dışında, okulların boyanma- sından masaların tamirine kadar bütün masrafla- rı ailelerin sırtına yıkmak için zorlamalar giderek ar- tıyor. "Maaşlar dışında" dedik, aslında bu da doğru değil. Devlet, öğretmenineyeterli maaş vermediği için, çoğu okulda veliler ek ders vb ile öğretmenlerin bütçelerine katkıda bulunuyor. Ortaöğretimde durum farklı değil. Devlet okullarında sürdürülen öğretimde kalite arayışından çoktan vazgeçildi. Artık kaliteli öğre- tim için rekabet, özel okullar ve dershaneler ara- sında sürüyor. Çocuklarının başarılı olmasını iste- yen velilerden zengin olanları seve seve, orta hal- lileri varlarını yoklarını zorlayarak dershanelerin, özel öğretmenlerin, özel okulların masraflannı kar- şılıyorlar. Tabii yoksul ailelerin böyle bir şansı yok. Özel derslerin saati en az 1 milyon. Dershane üc- reti 80-100 milyon. Devlet okullarında iyi öğretmenler yüksek ma- aşla özel okullara veya dershanelere geçiyor. Ve- liler de, giden iyi öğretmenlerin peşinden koşuyor. Ve devlet okullarının içi iyice boşalıyor. Bugün özel okul ve dershanelerde çok iyi öğ- retmenlerin maaşları 150 milyon TL' den başlıydr. Ortada büyük bir pasta ve pastadan pay alabü- mek için de müthiş bir rekabet var... Öğrenci aile- lerin cebinden çıkan paraların hesabını varın he- sap edin. . j • • • ' Gazetelerde yayımlanan köşeyazarı arkadaşla- rın değerlendirmelerini okuyorum... Borsacı bir yazar, vergi toplayamayan ve eğitimde sıfırı tüke- ten aciz bir devlet tablosu çizdikten sonra, boşlu- ğu özel sektörün doldurmasının doğal olduğunu yazıyor. Yazar.Türkiye'de "so/z//?n/yefe"çatmak- tan da geri durmuyor. Türkiye'de eğitim dahil bü- tün alanlarda içine düşülen bu "acizliğin" sorum- lusu sanki solcularmış gibi... Ne zaman iktidara gej- diler ve bu tabloyu yarattılar acaba? Ayrıca, yazar, "Solculardürüstyollardan para kazanmaya asla ta- hammül edemez" biçimindeki, solcuları kötüle- mek için uydurulmuş 100 yıllık yanlış görüşü de halasavunuyorüstelik!... Benokurken utanıyorum... Bir diğer yazar, paralı eğitime karşı çıkan görü- şü ideolojik olarak nitelendiriyor! Doğru! Bu görüşte olanlar, sosyal adaleti, sos- yal devleti, fırsat eşitliğini, dolayısıyla sosyal dev- let ideolojisini savunuyorlar! Ancak şu sorunun yanıtı yok yazarda: Parasız eğitimi istemek ideoloji oluyor da, paralı eğitimides- teklemek ne oluyor? Veysi Seviğ ise bütün bu toz duman tartışma- lar içinde şu önemli noktayı vurguluyor: "Kural ola- rak kaliteli eğitimi devlet vermelidir" Bu nokta, öğretim meselesinin vetartışmanın can damarıdır. • • • Özel öğretim/eğitime karşı çıkmanın bir anlamı yok. Özel dershaneler de özel okullar da olacak- tır. Toplumda birileri "Ben daha iyisiniyapacağım" savında olacak ve olmalıdır da. Özel sektörün de eğitime yatırım yapması ve topluma kaliteli seçe- nekler sunması sevindiricidir. Bu. normal koşullar- da, toplumsal yükü azaltır, rekabet yaratır ve da- ha iyiye doğru bir yarışı kamçılar. • • • Ancak ülkemizde yapılan ve yapılmak istenen dev- let okullarında öğretimi kalitesizleştirmektir. Böylece devlet okullarına gitmek zorunda olan en büyük kitlenin çocukları, daha başından eşitsiz ko- şullar karşısında bırakılıyor. Demokratik toplumların, demokratik devletlerin en büyük özelliği veya halka en büyük yararı, va- tandaşlarına hayatta fırsat eşitliği yaratmak de- ğil mi? Yurttaş, demokrasinin bu nimetinden ya- rarlanamıyorsa,rejimin adı demokrasi değil başka bir şey olur. Özel okullar, üniversiteler kurulmalı. Dershane- ler olmalı. Ancak devlet de kendi okullarında kaliteyi yük- sek tutmalı. Kendi üniversitesine, ilk ve ortaöğretimine ver- mekten sakındığı paraları, özel üniversitelere, özel okullara çeşitli biçimlerde aktarıyorsa, burada üs- telik anayasaya da "karşı ideolojik tutum" var de- mektir! Yaygın öğretimin kalitesini düşürme politikası böyle sürerse, çok yakın gelecekte şu görüntü iyi- ce belirginleşecektir: Biryanda, çocuklannı çok iyi okullarda okutan azınlık bir sınıf. Öte yanda ise va- sat bir öğretim gören geniş kitlelerin çocukları. Toplum hayatındadikey yükselmelerin ağırlık- lı olarak hangi sınıf ve guruplardan olacağı ise böylece önceden belirlenmiş olacaktır. istenen bu mu? '- TEŞEKKÜR VE ANMA 5 "Ölüm nereden ve nasıl gelirse gelsin hoş geldi sefa geldi" i diyemediğimiz. can dostumuz j Sevgili Kardeşimiz -j ALlKEMAL BİLGÎNER'in beklenmedik ölümü nedeniyle bizleri yalnız bırakmayan dostlanmıza teşekkür eder. onu l Haziran 1996 Cumartesi günü saat 13.00"te Osmancık'ta mezan başında anacağımızı duvTiruruz. ORTAK DOSTLARI \ot' Ankara'dan hareket 1.6.1996 .saat: 8.00 Yer: izmır Cad. tlgün Sokak 13 6 Sosşal Hizmet Lzmanları Derneğı Genel Merkezi Bılgı için: 230 40 24 no'lu telefona ba^\ urulması.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle