Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 30 MAYIS 1996 PERŞEMBE
HABERLER
Çiller-İnterstar
davası
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Ankara
Cumhuriyet
Başsa\cılığrnca. yaptıklan
bır dizı yav ında DYP Genel
Başkanı Tansu Çiller'in
kışilik haklanna hakaret
ettiklen gerekçesiyle.
aralannda Interstar özel
televizyon kuruluşunun
sahibi Cem Lzan. Genel
Yayın Yönetmeni Ardan
Zentürk \e vorumcu
Engin Ardıç'ın da
bulunduğu 8 sanık
hakkında açılan ceza
davasına başlandı.
Sayıştay'ın
yıldönümü
• ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Sayıstay.
kuruluşunun 134.
yıldönümünü bugün
kutlanacak. Türkive'nin ilk
yiiksek mahkemesi olarak
1862 yılında kurulan
Sayıştay. Avrupa'dakı
benzerlerinin birçoğuna
örnek oluşturdu. Yapılan
açıklamaya göre anayasa
tarafından kamunun ""gelir.
giderve mallannı"
denetlemekle
görevlendirilen Sayıştay.
hukuk de\ letinin temel
taşlanndan birini
oluşturuyor.
Saydam bir
yaşam
• İSTA.NBUL(AA)-
Kamu gücünün kötüye
kullanımı ve yolsuzluklarla
mücadeleyi amaçladığı
bildinlen. Toplumsal
Saydamlık Hareketi
Dernegi'nin kuruluşuna
ilişkin dilekçe. İstanbul
Valiliği'ne verildi.
Derneöin geçici Başkanı
Prof. Ör. M. Bedii
Feyzioğlu. derneğin
amacının "Toplumun
saydam bir yaşama
kavuşturulması olduğunu.
bunun için öncelikle
merkezi. mahalli her türlü
kamu gücünün kişisel
çıkarlar için kötüye
kullanılmasını önlemek.
siyasal. sosyal ve ekonomik
olayların her an yurttaşlarca
izlenip değerlendirilmesı
ile her tür jolsuzluktan
anndınlmasını sağlamak"
olduğunu kaydetti.
Bakanlıklarda
düzenleme
• ANKARA (Cumhuriyee
Bürosu)- İstifa eden DYP'li
Devlet Bakanlan Ayvaz
Gökdemir ve Ünal Erkan'ın
sorumluluk alanlanna giren
görev \e kuruluşlar DYP'li
bakanlarda kaldı.
Bakanlıkların göre\
alanlarında yeniden vapılan
düzenlemeye göre istifa
eden iki bakanın
sonımluluğundaki görev ve
kuruluşlar DYP'li devlet
bakanlan Ayfer Yılmaz \e
Halit Dağlfya\erildi.
Taksi şoförü
öldürüldü
• İstanbul Haber Servîsi -
Eyüp'te Engin Şen adlı
taksi şoförü. tabanca ıle
öldürülmüş olarak bulundu.
Gece geç saatlerde bağlı
olduğu Yeşilpınar Taksi
Durağı'ndan müşteri alarak
aynldığı öğrenilen Şen'in
arkadaşlan olayı protesto
etmek için saat 04.00
sıralannda korna çalarak
konvoy halinde hareket
ettiler. Yaklaşık 100 araçtan
oluşan konvoy. gü\enlik
güçlerince Tarlabaşı'nda
durduruldu. Konvoy daha
sonra Unkapanı. Aksaray
yolunu takip ederek
protesto ev lemini sürdürdü.
Konvoy. Vatan Caddesi
çıkışında polisin uvanlan
üzerine dağıldı. Şenin
cenazesi toprağa venlmek
üzere memleketi
Gümüşhaneye
gönderilecek.
Ayasofya'da
gösteri
• İstanbul Haber Servisi -
İstanbul'un fethınin 543.
yıldönümü nedeniyle
Ayasofva Mevdanı'nda
toplanan bir grup.
Ayasofya'nın ibadete
açılmasını istedi. Nizam-ı
Âlem Ocakları İstanbul 11
Başkanı Hasan Basri Ancı
yaptığı açıklamada. Fatih
Sultan Mehmet'in imamlık
yaparak ilk cuma namazını
kıldırdığı caminin ibadete
açılması gerektiğini
savunarak '"Bugün
Ayasofya'nın
minareİerinden ezan sesleri
gökkubbeyi çınlatmıyor.
birçok şehidin. gazinin
secde ettiği yerlerde necis
(pis) ayaklar dolaşıyor.
Ayasofya'nın esaretine
sessiz kalmak Müslümanlık
onuruyla asla bağdaşmaz"
dedi.
TBMM, 3 haziranda Başbakan Yılmaz hakkındaki gensoruyu görüşmek üzere toplanıyor
Refah'ın çabası yetmedîANKAR\(Cumhuri\etBürosu)-TBMM
Başkanı Mustafa Kalenıli. RP'nin Başba-
kan Mesut Yılnıaz hakkında verdiği genso-
ru önergesini görüşmek üzere. TBMM'yi 3
haziran pazartesi günü olağanüstü toplantı-
ya çağırdı. Kalemli. RP'nın. Meclis'in hru-
gün toplanması istemine. "bu tarihte yapı-
lacak görüşmenin, yerel ara seçim sonuçla-
nnı etküeyeceğini ve gensoru sürecinin gerek-
lerini" gerekçe göstererek olumsuz yanıt
verdı. ANAP'ın, gensoruönergesıne itirazı-
nı da "yerinde görmediğini" belirterek işle-
me koymayan Kalemli. Yüksek Seçim Ku-
mlu'nun görüşleri doğrultusunda. görüşme-
ler için en u>gun tarihin 3 haziran günü ol-
duğunu bildirdi. Başbakan Mesut Yılmaz da
dün Kalemli'yi makamında ziyaret etti.
Kalemli, RP'nin gensoru önergesinın gö-
rüşme tarihini. dün yazılı bır açıklama ya-
parak duvurdu. TBMM Genel Kurulu'nu 3
haziran pazartesi günü saat 15.00'te toplan-
tıya çağıran Kalemli. görüşmelerin bu ta-
rihten önce yapılması durumunda. seçim ya-
saklan nedeniyle görüşmelerin radyo ve te-
• TBMM Başkanı Kalemli, Meclis"i, Başbakan Mesut Yılmaz
hakkındaki gensoru önergesinin görüşülmesi için pazartesi günü
olağanüstü toplantıya çağırdı. Kalemli, bu tarihi belirlemesinin
gerekçesini, "yerel ara seçimlerden önce yapılacak görüşmenin
seçim sonuçlannı etkileyeceği" görüşüne dayandırdı.
le\ izyondan verılemeyeceğıne dikkat çektı.
Tartışmalara yer v ermemek için. bu açıkla-
masını YSK'den aldığı görüşe dayandıran Ka-
lemli. "Başkanlığımız,çağn hazırlığı içinde
iken, siyasi \e hukuki sakıncalar belirterek
kamuoyuna yapılan bazı açıklamalar ve baş-
kanlığımıza nıüracaatlar karşısında konu
yoğun bir inceleve alınmıştır"* dedi. Kalem-
İi. olağanüstü toplantı tarihi ile ilgili gerek-
çelerını şövle sıraladı: "Anavasanın genso-
ru için öngördiigü sürelerin içinde kalmak ka-
yıt ve şaıtn la. Meclis'in aldığı ara vernıe ka-
rannın gerekçesinin, mahalli ara seçimlere,
partilerin \e millervekillerinin katılmaiarını
sağlamak olduğu. bu «erekçe ile araverme ka-
ran alınmışken, seçim gününden önce yapı-
lacak (oplantının >e görüşmelerin seçim so-
nuçlannı etkileyebileceğu a\ nca anayasanın
öngördüğü görüşme süreci \e sürelerin de çok
müsait olduğu mütalaa olunmuştur. Bu ara-
da. istediğimiz görüş üzerine V SK, 2 Hazi-
ran 1996 tarihinde yapılacak \erel ara se-
çimler sebebivle siyasi propaganda içerikli
TBMM görüşmelerinin rad>o \e tele\ iz\on-
larda \a\ımlanama>acağına ve bu konudacan-
h \ a> ının da mümkün bulunmadığına karar
»ermişrir. Meclis başkanlığının tarafsızlık U-
kesinin bir gereği olarak. seçim öncesi bir
toplantının u\gun olmavacağı düşüncesiyle,
seçim sonrası 3 Haziran 19% pazartesi gü-
nü Meclis olağanüstü toplantıva çağnlmtşür."
TBMM Genel Kurulu'nun'pazartesi gü-
nü yapı lacak olağanüstü toplantısında. Baş-
bakan Mesut Yılmaz hakkındaki aensoru
önergesinin gündeme alınıp alınmayacağı
görüşülecek.
Anayasanın 99. maddesine göre
Bu görüşmede. önerge sahıplerinden bı-
ri. siyasi parti gruplan adına birermilletve-
kili. Bakanlar Kurulu adına da başbakan v e-
ya bir bakana söz verilecek. Gündeme alma
karanyla, gensorunun görüşülme günü de be-
lirlenecek.
Anayasanın 99. maddesi uyannca. günde-
me alma kararının verildiği tarihten başla-
yarak en erken 2 gün. en geç 7 gün içinde
gensoru önergesi görüşülecek. Gensoru öner-
gesinin kabuledilip edilmediğineılişkinoy-
lama ise bu görüşmelerden 1 tam gün son-
ra yapılacak. Bu durumda. çarşamba günü
gensoru görüşmeleri v apı lacak. en erken de
cuma günü oylama gerçekleştırilecek.
Bu oylamada üye tamsayısının salt ço-
ğunlugu olan 276 güvensizlik oyu veril-
mesi durumunda. Mesut Yılmaz'ın başba-
kanlığındaki 53. hükümet düşürülmüş
olacak.
Çiller'e
4
canh'
yalanlama
AN K.AR.A (Cumhuri-
yet Bürosu) - Başbakan
Slesut Yılmaz. canlı ya-
yında Karkamış Barajı'nı
~yap-işlet-de>Tef" mode-
liyle başbakanlığı döne-
minde temel atma aşama-
sına getirdiğini iddia eden
DYP Genel Başkanı Tan-
su Çiller'i yalanladı.
Çiller, ^l-Gün'prog-
ramında dün yay ımlanan
söyleşisinde. hükümeti
icraat yapmamakla suçla-
yarak Gaziantep'de hafta
sonu temeli atılan Kar-
kamış Barajf nın dâ. ken-
di başbakanlığı dönemin-
de "vap-iştet-dev ret" mo-
deliyle gerçekleştirildi-
ğini savundu. Başbakan
Mesut Yılmaz. progra-
mın ilerleyen bölümle-
rinde programın yapım-
cısı MehmetAliBİrand'a
bir not göndererek Karka-
mış Barajf nın "yap-işlet-
devret" modeliyle yapıl-
madıgjnı bildirdi.
Çiller, gazeteci Meh-
met Ali Birandın bu yön-
deki sorujan üzerine şa-
şırarak baraj projesini
DYP hükümetinin ger-
çekleştirdiğini. ancak se-
çim yasaklanna girmesi
nedeniyle 24 Aralık se-
çimlerinde temelini ata-
madıklannı yineledi.
Bırand'ın ısrarlı soru-
su üzerine. Çiller. "Evet
başta BOD(vap-işlet-de\-
ret)olarak düşünüklü. an-
cak sonra sorunlar çıktu
başka şekilde finanse et-
tik* dedi. Çiller. baraj pro-
jesinin nasıl finanse edil-
diğine ise açıklık getir-
medi.
Belgeli yobazlık Sinanlar C'amii. Antaha'nın
AJama ilçesindeki camilerdcn
biri. Diğerlerinden aynlan önemlice va da farkJıca bir ö/elliği >ok.
Sinanlar Camii'ni sö/ü edilir kılan konu, caminin penceresindeki
belgeli vobazlık. Belgenin sahibi de caminin imamı Yılmaz Tiirk...
İmama göre "Her kim yabancı olan bir kadınla tokalaşırsa kıyamet
gününde onun a\ uçlanna ateş konur" dehşetinde bir hadis var.
Alanva Müftüsü de konudan haberdar, "Daha birieştirici hadisler
varken..."le başlayan bir cümle kurmuş, ırvavet, konuyla
ilgilenecekmiş. Bakalım ne olacak? (Fotoğraf: A A)
Ecevit, Konya'da RP liderinin bunahmdan medet umduğunu söyledi
6
Erbakan kan döktürmek istiyor'
YUSLFÖZKAN
KONYA-DSP Genel Başkanı Bü-
lent Ecevit RP lideri Necmettin Erba-
kan'ın Türkiye'deki bunahmdan me-
det umduğunu belirterek "Halkın ira-
desiyle iktidara gelemevtceğini bili-
yor. Halkı bölmeveçalışıyor. Kan dök-
türmek istiyor" dedi. Ecevit. Türki-
ye'deki laik yönetimin kendı halkla-
nnı etkilemesinden korkan İran. Surive.
Sudan \e Suudi Arabıstan gıbı ülke-
lerin Türkiye'yı içten çökertmek için
"taşeron veTruva atlan" kullandığı-
nı söv ledi. Gezilerini dün Konya'da sür-
düren Ecev it. 2 haziranda belediv e baş-
kanlığı seçimi yapılacak Meram ilçe-
sinde halka seslendi. Ecev it. konuşma-
sına başladığı sırada alana gıren bır
grup Kamu-Sen üyesinin "Hakçadü-
zen dediler. hakkımı/ı \ediler" dive
sloüan atmasına sinırlendı. Ecevit.
halkın her şeve karşın kendi sorunun-
dan önce memleketi düşündüğünü be-
lırterek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye'deki kargaşadan. buna-
hmdan bir vatandaş var ki çok mem-
nun. Adı Necmettin Erbakan. "Işler bi-
zim açımızdan olumlu' diyor. Bu,
memleket sevgisiyle bağdaşır mı? İş-
ler karıstıkça se> inen RP, iktidara gel-
nıe umudunu kargaşava, bunalıma
bağlamışdurumda. Nlilletide.Müslü-
man - kâfir diye bölmevi ihmal etmi-
yor. Ekranaçıkıp "Bızım iktıdarımızı
istemeyenler gebersin. sizleri evlıva
çarpsın" diyor. Daha öncedeaçıklamış-
ü;"İktidara kanlı mı. kansız mı gele-
ceğiz' diye. Milleti birbirine kırdırıp
kan dökülsiin istivor. Milletin gönül
rızasıyla iktidara gelemeveceğini bili-
yor. "RP'ye oy vermevenler kâfirdır"
üslubu Mev lana'davarmı? Kuran'da
var mı?"
DYP Genel Başkanı, yeni hükümet oluşumlanna yön verebilmek için girişimlere başladı
Tansu Çifler'in unıudu CHP ve DSP
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - DYP
Genel Başkanı Tansu Çilİer, ANAYOL azın-
lık koalisyonuna karşı kendi başbakanlı-
ğındaki hükümet seçeneklerini güçlendir-
mek amacıyla merkez soldan destek arayı-
şınagirdi.
Başbakan Yardımcısı Nahit Menteşe.
DYP'li bakanlann yetkilennin tırpanlan-
ması veya azledilmesinin "kavga yarata-
cağınr belirtirken Başbakan Mesut Yıl-
maz'ı. uzlaşmayla çözülebilecek hükümet
sorunlarını "sokakta tartışmakla" suçladı.
TEDAŞ. TOFAŞ soruşrurmalannın ar-
dından. Kuşadası çiftliği ve örtülü ödenek
konusundaki skandallara açıklık getirmek
yerine. ANAYOL azınlık koalisyonunu Ana-
yasa Mahkemesi karannı gerekçe göstere-
rek bunalıma sürükleyen D>'P lideri Çiller,
yeni hükümet oluşumlanna yön verebil-
mek için ginşimlerde bulunmava başladı.
Çoğunluk hükümeti kurulamaması duru-
munda RP ile seçim hükümetine gidebile-
ceğini belirten. ancak bu partiy le uzun dö-
nemli bir koalisyon olasılığına da kesin bir
dille karşı çıkmayan Çiller. DSP ve CHP'nin
içinde yer alacağı "ANAYOL-SOL" hükü-
meti için Bülent Ecevit ve Deniz Baykal ile
görüştüğünü bildirdi.
Çiller'in. veni hükümet girişimlerinde
başbakanlık konusunda güvence sağlamak
amacıyla. merkez sol partilerle ortak plat-
form oluşturmak istediğine dikkat çekildı.
DYP'nin içindeki kopma belirtilerine kar-
şı. RP ile koalisyon istemini tam olarak di-
le getirmeyen. ancak bu seçeneğe kesin ta-
vırdaalmayan Çiller'in, son çare olarak RP
ile seçim hükümeti kurmak isteyeceği be-
lirtildi. Çiller ve Yılmaz'ın. ANAP ile
DYP'nin yeniden biraraya geleceği hükü-
met oluşumunda başbakanlıktan ödün v er-
memelerine kesin gözüyle bakılırken DYP
içindeki muhaliflerde iiçüncü birkişi baş-
bakanlığında ANAYOL-SOL hükümeti için
kulis çalışmalarına başladılar.
Çiller'in. RP ile kuracağı bir hükümete
DYP'den güvenoyu vermeyecek millerve-
kilı sayısının 70'eulaşabileceği. bu neden-
le partiden aynlmayı düşünebilecek millet-
vekili sayısının da 40 civannda olduğu kay-
dedildi. ANAYOL hükümetini dışarıdan
"çekinser" kalarak destekleven DSP'nin.
ANAP-DYP-CHPoluşumunagirmesinede
çok zayıf olasılık tanınıyor.
24 Aralık ^onrasinda iskeleti ve çatısı ku-
rulan ANAREFAH koalisyonu için pazar-
lıklaryapılırken Mesut Yılmaz'ın 1997 yı-
h başına kadar başbakanlığını sürdürmesi
seçeneğinin de gündeme gelebileceği belir-
tildi. Çiller hakkındaki yolsuzluklar nede-
nivle soruşturma önergeleri veren ve örtü-
lü ödenek skandalına açıklık getirilmesin-
de ısrarlı olan RP'nin. DYP'siz koalisyon for-
müllerini tercih edeceği. ancak ANAP'a
karşı pazarlık gücünü arttırmak amacıyla Çil-
ler'le diyaloğunu kesmeveceği v urgulandı.
DYP Grup Başkanvekili Ali RızaGönül.
dün düzenlediği basın toplantısında. Çil-
ler'in. RP ile koalisvona açık kapı bıraktı-
ğının anımsatılması üzerine. "İikeçıkar-
lan mecburiyet gerektiriyorsa. alternatifler
değerlendiriİir"dedi.
Başbakan Yardımcısı Nahit Menteşe, dün
gazetecilerin sorulan üzerine. DYP'lı bakan-
lann sorumlu olduğu kurumları kısıtlava-
cağı ve atama kararlannda koalisyon orta-
ğının imzasını aramayacagı mesajı veren
Başbakan Yılmaz'ı uyardı.
Menteşe. ANAYOL'un kunıluş aşama-
sındaki "uzlaşma ve diyalog" gereksinimi-
nin devam ettiğini kaydetti.
SIFIŞLNOKTASII ORAL ÇALIŞLAR
Hükümet krizinin yükselmesi yalnız sağın
değil. solun da ciddi bir kriz içinde olduğu-
nu gün ışığma çıkardı. Kaç gündür sosyal
demokrat partilerin ve onlann başında bu-
lunan liderlerin umırt verici olmaktan çıktık-
larını vurguluyoruz.
Türkiye'nin son 15 yılına damgasını vu-
ran sağ, artık çaresizlik içinde çırpınıyor.
Sosyal demokrat parfiler de bu çıkışsızlığa
rağmen, umut veremedikleri için bir seçe-
nek haline gelemiyoriar. Muhalefet eden ve
sistem dışı mesajlar veren siyasi Islamın ya-
sal sözcüsü RP, bu çıkışsızlıktan ve tıkan-
madan puan toplamaya devam ediyor.
RP'nin Türkiye'deki gerçek rakibinın sos-
yalistler olması gerekiyordu. Sosyalistler,
sisteme yönelttikleri radikal eleştirilerle çü-
rümeye tepkı duyan ve sistemin değişme-
sini isteyen kesimlerin gerçek sözcüsü ko-
numuna yükselebilirlerdi.
Böyle bir gelişme Türkiye'nin de denge-
lerinı yerine oturtabilirdi. Orneğin sosyalist-
ler siyasi yaşamda etkili olsalar. sosyal de-
mokrat partiler bu kadar sağa çekilmezler
ve sağın peşine takılmazlardı.
Şurası bır gerçektir kı sosyalistler ciddi bir
zaaf içindeler. Bir umut ve gelecek vaat
eden ağırlığı neyazık ki oluşturamıyorlar. Sos-
yalistlerin cıhz hali Türkiye'nin en büyük
handikaplarından birisı. Çünkü, sistemı de-
ğiştırecek modern bir
gücün var olmaması
kitleleri umutsuzluğa
ve çaresizliğe itiyor.
Sosyalistler olmayınca kitleler çağdışı din-
ci akımların etkisı altına gıriyorlar.
Sosyalistlerin içinde bulunduğu durumu
gündeme getirmek ve tartışmak zorunlu
hale geliyor. Sosyalistler, dünyada sosya-
lıst ülkeierin çöküşünden çok etkılendiler. Bir-
çok sosyalist grubun ideal olarak gördüğü
ülkelerde ortaya çıkan gelişmeler. büyük
hayal kırıklıklarına neden oldu. 12 Eylül as-
keri darbesiyle iyıce pekiştirilen gerici siya-
si yapı, en çok sosyalistlerin önünü kesme-
yi amaçladı. Cezaevileri 15 yıl boyunca bü-
yük ölçüde sosyalistler tarafından doldurul-
du. Askeri darbelerde en büyük acıyı onlar
yaşadılar.
Sosyalistlerı en çok etkileyen gelışme-
lerden bırisi de son dönemde Kürt sorunu
oldu. Kürt parlamenterlerın Meclis'ten atı-
larak tutuklanması ve Güneydoğu'da süren
savaş, sosyalistler arasında da tartışmala-
ra neden oldu.
Devletın artan baskıcı tutumu ve Güney-
doğu'da yaşanan büyük yıkım nedeniyle
şehırlere göç eden ve büyük şehırlerin et-
rafına bınken kitleler, önemli bir muhalefet
merkezi haline dönüştüler.
Sosyalist Sol
Bu muhalefet mer-
kezlerinde düzenin en
çok ezdıği kesimler yer
alıyor. Bu kesimlerin bir
kısmı dinci siyasi akımların peşine takılırken,
bir kısmı da sosyalistlerle bırlikte hareket et-
meye başladılar. En ezılen kesimler en ra-
dikal sosyalist örgütlerin tabanını oluşturdu-
lar.
Sosyalistlerin az bir kesimi de Kürt hare-
ketine karşı devletçi ve milliyetçi bir çizgi-
ye savruldular. Tamamen düzen taraftarı bır
söylem tutturan bu kesim, sosyalist ülke-
lerde yaşanmış despotik devletçilik mirası-
nı da sahiplenerek siyaset yapmaya çalışı-
yor. Bu kesimin sol içinde ciddi bir ağırlığı
olmasa da sırtını devlete dayadığı için gü-
cünden daha çok ses çıkarıyor.
Sosyalistlerin önemli ağırlığı, geçmişten
ders çıkararak ve çoksesli bir toplum pro-
jesı için kollarını sıvamak açısından önem-
li bir fikrı birıkım elde ettiler. Despotik ve mil-
liyetçi sosyalizm deneylerinı reddederekev-
rensel bir halk demokrasisı modelıni be-
nimseyen sosyalistler, yalnızca doğru be-
nim diyen eskjmiş anlayışları da hızla terk
edıyorlar. Düzene tepki duyan her kesimle
birlikte siyaset yapmaktan yana olan sos-
yalistler, çevrecisinden feministine. sosyal
demokratına kadar tüm kesimlerle diyalog
kuracak olgun bir çizgi oluşturuyorlar. Sos-
yalistler kazandıkları fikrı olgunluğu henüz
sınamakveörgütselbirgücedönüştürmek
açısından çok fazla yol katedebilmiş değil-
ler. Son dönemde birçok sosyalist grubun.
çevrecilerin ve feministlerin katılımıyla ku-
rulan Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP)
yeni bir deney. Türkiye'nin birçok yerinde
umutla ve hızla örgütlenen ÖDP'nin kendi
iç sorunlarını aşarak bir muhalefet ağırlığı
oluşturabilmesi için zamana ihtıyacı ol-
duğunu kendileri de kabul ediyorlar.
ODP dışında 3 sosyalist partı daha var:
Emek Partisi, Sosyalist Iktidar Partisi ve iş-
çi Partisi. Bu partilerin de ciddi bir kitle
gücüne sahip olduğunu söyleyemeyiz.
Sonuç olarak bugün sosyalistler, siyasi
yaşamımızda dikkate alınabilecek bır ağır-
lık oluşturmuyorlar. Fikri bakımdan bır kıs-
mı geleneksel anlayışlarını korurken, önem-
li bir çoğunluğu yeni projeler üretmeye
çalışıyorlar. Sosyalistler ülke gerçeğinin
önemli bir parçası. Onlar, her zaman oy yüz-
delerınin çok üstünde bir fikri etkinlığe sahip
oldular. Onümüzdeki dönemde de bu rolü
oynamaya aday olduklarını söyleyebiliriz.
Tabii eski alışkanlıklarını ne ölçüde aşıp kit-
leleri etkileyecek bir düzey tuturacaklar, onu
şımdiden kestirmek çok zor.
Göreceğiz.
PERŞEMBE
ORHAIV BURSALI
Paralı Oğretim ve İdeoloji...
Ülkemizde ilköğretim dahil, eğitimin resmi ve
gayri resmi paralı hale getirilmesine yönelik hızlı
bir gelişme var.
İlköğretim dahil, diyoruz. çünkü devlet ilköğre-
tim okullarına yakacak parası vermediği zaman
okulun ısınma masrafları zaten aileler tarafından
karşılanıyor. Maaşlar dışında, okulların boyanma-
sından masaların tamirine kadar bütün masrafla-
rı ailelerin sırtına yıkmak için zorlamalar giderek ar-
tıyor.
"Maaşlar dışında" dedik, aslında bu da doğru
değil.
Devlet, öğretmenineyeterli maaş vermediği için,
çoğu okulda veliler ek ders vb ile öğretmenlerin
bütçelerine katkıda bulunuyor. Ortaöğretimde
durum farklı değil.
Devlet okullarında sürdürülen öğretimde kalite
arayışından çoktan vazgeçildi. Artık kaliteli öğre-
tim için rekabet, özel okullar ve dershaneler ara-
sında sürüyor. Çocuklarının başarılı olmasını iste-
yen velilerden zengin olanları seve seve, orta hal-
lileri varlarını yoklarını zorlayarak dershanelerin,
özel öğretmenlerin, özel okulların masraflannı kar-
şılıyorlar.
Tabii yoksul ailelerin böyle bir şansı yok.
Özel derslerin saati en az 1 milyon. Dershane üc-
reti 80-100 milyon.
Devlet okullarında iyi öğretmenler yüksek ma-
aşla özel okullara veya dershanelere geçiyor. Ve-
liler de, giden iyi öğretmenlerin peşinden koşuyor.
Ve devlet okullarının içi iyice boşalıyor.
Bugün özel okul ve dershanelerde çok iyi öğ-
retmenlerin maaşları 150 milyon TL' den başlıydr.
Ortada büyük bir pasta ve pastadan pay alabü-
mek için de müthiş bir rekabet var... Öğrenci aile-
lerin cebinden çıkan paraların hesabını varın he-
sap edin. . j
• • • '
Gazetelerde yayımlanan köşeyazarı arkadaşla-
rın değerlendirmelerini okuyorum... Borsacı bir
yazar, vergi toplayamayan ve eğitimde sıfırı tüke-
ten aciz bir devlet tablosu çizdikten sonra, boşlu-
ğu özel sektörün doldurmasının doğal olduğunu
yazıyor. Yazar.Türkiye'de "so/z//?n/yefe"çatmak-
tan da geri durmuyor. Türkiye'de eğitim dahil bü-
tün alanlarda içine düşülen bu "acizliğin" sorum-
lusu sanki solcularmış gibi... Ne zaman iktidara gej-
diler ve bu tabloyu yarattılar acaba? Ayrıca, yazar,
"Solculardürüstyollardan para kazanmaya asla ta-
hammül edemez" biçimindeki, solcuları kötüle-
mek için uydurulmuş 100 yıllık yanlış görüşü de
halasavunuyorüstelik!... Benokurken utanıyorum...
Bir diğer yazar, paralı eğitime karşı çıkan görü-
şü ideolojik olarak nitelendiriyor!
Doğru! Bu görüşte olanlar, sosyal adaleti, sos-
yal devleti, fırsat eşitliğini, dolayısıyla sosyal dev-
let ideolojisini savunuyorlar!
Ancak şu sorunun yanıtı yok yazarda: Parasız
eğitimi istemek ideoloji oluyor da, paralı eğitimides-
teklemek ne oluyor?
Veysi Seviğ ise bütün bu toz duman tartışma-
lar içinde şu önemli noktayı vurguluyor: "Kural ola-
rak kaliteli eğitimi devlet vermelidir"
Bu nokta, öğretim meselesinin vetartışmanın can
damarıdır.
• • •
Özel öğretim/eğitime karşı çıkmanın bir anlamı
yok. Özel dershaneler de özel okullar da olacak-
tır. Toplumda birileri "Ben daha iyisiniyapacağım"
savında olacak ve olmalıdır da. Özel sektörün de
eğitime yatırım yapması ve topluma kaliteli seçe-
nekler sunması sevindiricidir. Bu. normal koşullar-
da, toplumsal yükü azaltır, rekabet yaratır ve da-
ha iyiye doğru bir yarışı kamçılar.
• • •
Ancak ülkemizde yapılan ve yapılmak istenen dev-
let okullarında öğretimi kalitesizleştirmektir.
Böylece devlet okullarına gitmek zorunda olan en
büyük kitlenin çocukları, daha başından eşitsiz ko-
şullar karşısında bırakılıyor.
Demokratik toplumların, demokratik devletlerin
en büyük özelliği veya halka en büyük yararı, va-
tandaşlarına hayatta fırsat eşitliği yaratmak de-
ğil mi? Yurttaş, demokrasinin bu nimetinden ya-
rarlanamıyorsa,rejimin adı demokrasi değil başka
bir şey olur.
Özel okullar, üniversiteler kurulmalı. Dershane-
ler olmalı.
Ancak devlet de kendi okullarında kaliteyi yük-
sek tutmalı.
Kendi üniversitesine, ilk ve ortaöğretimine ver-
mekten sakındığı paraları, özel üniversitelere, özel
okullara çeşitli biçimlerde aktarıyorsa, burada üs-
telik anayasaya da "karşı ideolojik tutum" var de-
mektir!
Yaygın öğretimin kalitesini düşürme politikası
böyle sürerse, çok yakın gelecekte şu görüntü iyi-
ce belirginleşecektir: Biryanda, çocuklannı çok iyi
okullarda okutan azınlık bir sınıf. Öte yanda ise va-
sat bir öğretim gören geniş kitlelerin çocukları.
Toplum hayatındadikey yükselmelerin ağırlık-
lı olarak hangi sınıf ve guruplardan olacağı ise
böylece önceden belirlenmiş olacaktır.
istenen bu mu? '-
TEŞEKKÜR VE ANMA 5
"Ölüm nereden ve nasıl gelirse gelsin
hoş geldi sefa geldi" i
diyemediğimiz. can dostumuz j
Sevgili Kardeşimiz -j
ALlKEMAL
BİLGÎNER'in
beklenmedik ölümü nedeniyle bizleri yalnız
bırakmayan dostlanmıza teşekkür eder. onu
l Haziran 1996 Cumartesi günü saat 13.00"te
Osmancık'ta mezan başında anacağımızı duvTiruruz.
ORTAK DOSTLARI
\ot' Ankara'dan hareket 1.6.1996 .saat: 8.00
Yer: izmır Cad. tlgün Sokak 13 6 Sosşal Hizmet
Lzmanları Derneğı Genel Merkezi
Bılgı için: 230 40 24 no'lu telefona ba^\ urulması.