Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 3 MAYIS 1996 CUMA
OLAYLAR VE GORUŞLER
Bir Şiir: Uyuşumlar
MELİH CEVDET ANDAY
D
ortgozle bekledığım
Frankofoni'nın 8 savısı
çıkti Bu dergıden. başka
vazılarımdadasozettığı-
mı unutmamış bırkaç
okur vardır sanırım
FnınkofonL Fransız Elçılığı Kultur Ser-
vısı nın de katkılanvla Hacettepe Unı-
versıtesı Edebıyat Fakultesı Fransız Dı-
lı ve Edebıyatı Bolumu'nce çıkanlmak-
tadır
Elımdekı 8 savıda "Baudelaire Özel
Bölumu"ddı altında unlu Fransızşaırı-
nın Uyuşumlar(Correspondances) şıın
ozel bır onemle ele alınmakta ve ınce-
lenmektedır
Baudelaire denınce benım de aklıma
gelen ılk >ıır hep Uyuşumlar olmu^tur
nedense
Bu sıırın benım bıldığımce. ılk ı,evı-
rısı SabahattinEvuboğlu'nundur dergı-
ye alınan çe\ ırı ıçinse "Çevirmeni bilin-
mivor" notu duşulmuş
Kıtaplığımda Ev uboğlu çev ırısını ara-
dımsa da bulamadım Ben dergıdekı çe-
\ınnın Evuboglu çevınsı olduğunu sa-
nryorum
Once bu çe\ ınyı okuyalım
UYUŞUMLAR
Bir tapınaktır Doğa, orda canlı sü-
tunlar
\nlaşılmayan sözler fısıldar zaman
zaman;
Tanıdık bakışlaıia kendisini gözle-
ven
Sembol ormanlan arasından geçer
insan
\\ dmbk kadarsonsuz \egece kadar
engin.
Kapkaranhk >e derin bir birliğin
içinde
l zaklarda birieşen uzun vankılar-
le\im
Kokular,renkler,sesler uvuşur bir-
biri\le.
taze
Kokular vardır çocuk tenleri gibi
Obualar gibi tatlı, çavırlar gibi ve-
Kokular vardır azgın, zengin ve gü-
rulgürül,
lan
Sonsuz şeylercesine genişleyip yayi-
Misk ve amber, asalbent. buhur gi-
bi kokular,
Du> u ve düşüncenin coşkusunu şa-
kı\an.
Doğa"nın u>uşum ıçındekı kokular
renkler \e seslerle konuştuğu bu gızem-
lı dılı hangı saır du\umsamamı>tır kı'
Ama bunu ılk kez ve bunca yetkınlıkle
soyleyen Baudelaıre'dır
"Dikev vevatav uvuşumlar: Evrensel
ben/.eşim ve eşduvum" adlı yazısında
Yrd Doç Dr Âbidın Emre şov le dıyor
"Baudelaire'in unlu sonesi Uv uı>umlar
(Correspondanees). ev rensel benzeşme-
ye (l'universelle analogie), vani ruhsal ve
doğal dunvalann birlik ve uvuşumuna
davalı gizem dolu bir doğa anlavışının
vanı sıra ve buna bağlı olarak çeşitli du-
vular arasındaki uvuşumun, vani eşdu-
y umun (s\ nesthesie) onemine de av nı bi-
çimde dikkati çekmiştir. Burada evren-
sel benzeşmevle, ruhsal ve doğal dunva-
lann birliği duşuncesivle ne anlatılmak
istenmektedir? Her şeyden once goru-
nen dunvanın. evrenin otesınde bir baş-
ka gerçekliğin. gorunmeven bir dunva-
nın. vani ruhsal bir âlemin (le spiritucl)
varlığı soz konusu edılmektedir. Doğal (le
naturel) olarak adlandınlan. bır başka
dev işle gorunen (le visibie) v ani vaşadığı-
mız diınvadaki nesneler ve varlıklar, go-
runmeven bir dunvanın vansımaları,
simgeleridir."
Burada Oktav Rifafın bırçevınsınden
bıralıntıvayervenlı>orkı,gerçektençok
ılgınç
"Ozan olmayanlar bu işleri anlavamaz-
lar"dı\or Baudelaire "Fourierbirgun,
buvuk gösterişle. bize ben/erliklerdeki
gizİeri açıkladı. Kimi ince buluşlanntn de-
ğerini vadsımıvorum. \ma bilivorum ki
onun bev ni maddesel gerçeğe çok bağk-
dır. Bu vu/den vanlışlıklara duşer ve \i-
ne bu >u/deD onsezının ruhsal gücunde-
ki kesinliğe hemen ulaşamaz. Kaldı ki
Svvedenborg, ki daha buv uk bir ruh taşır,
bize daha once goğun çok v uce bir insan
olduğunu oğretmiş; biçim. devinün, sau.
renk. koku, her şev in ruhsal âlemde oldu-
ğu kadar, doğal âlemde de bir anlam ta-
şıdığını. karşılıklı uvuşunı içinde bulun-
duklannu karşıhklı >er değiştirebilecek-
lerini anlatmıştı. İvi ozanlarda hıçbir eğ-
retileme.benzetme.nitelemevoknırkiele
alınan durumda bir uvgunluk gosterme-
sin. Çunku bu benzetmeler, bu eğretile-
meler evrensel benzeşmenin tukenmez
hazinelerinden alınmıştır."
Bu arada Oktav Rifafın bır başka >a-
zısından soz edılıyor kı. ben onun bu va-
zısını gormemı^ım. bılmıvordum, konu
bıraz daha genışlıvor ve bıraz daha açık-
lık kazanıvor
Bırlıkte okuvahm
"Eşduv um XIX. vüzvılın ikinci varısı-
nı övlesine sarmıştır ki Huysmans'ın A
Rebours (1884) adlı romanındaki başki-
şi Des Esseintes miızik notalanyla likor-
ler arasında benzeriikler bulur. Likorle-
rin damaktakı tadıyla kulağa muziğin
verdiğı hazarasında bir uy uşum kurarve
gırtlaktakı bu org ile dilin ustunde sessiz
ezgiler yaratır. Çiçek, koku ve mucevher
seçiminde de benzeri araştırmalara girer.
Gerçek çiçeklere tıpatıp benzeyen yapma
çiçeklerden sonra, yapma çiçekleri andı-
ran gerçek çiçekler arar. Âslında Tann-
sal İdea'va. bilinmez âleme. uzak mutlu-
luğa yakınlaşma çabasmdan başka bir
şev değiklir butün bunlar."
Artık konumuza bır nokta koymanın
sirası geldı
Savın Abıdın Emre şo>le dıvor
"Eflatun'da rastlanılan bu panteist.
dinsel-gizemsel goruş..."
E\et donup dolaşıp Platon'a geldık,
çunku hep onun çevresınde dolanıyor-
duk Idealar kuramı
Evren o ıdealann sımgelennden oluş-
muştur Hangı şaır Platoncu değıldır kı
L'homme y passe â traver des forets de
svmboles
ARADA BIR
Doç. Dr. DURSUN KIRBAŞ
Moral DeğenlerSağlıklı toplumlarda kendı kendıne ışleyen bazı
kurallar vardır Bukurallaryazılı değıldır toplumların
kendı duzenlerı ıçın anayasa kadar değerlı olan bu
kurallar her bıreyın kendı davranışı uzerınde belırle-
yıcı bır etkıye sahıptır Çalışan başarılı olan, kendı
mesleğı içinde yukselır Ust duzey bır yere ancak bu
sureçler geçılerek gelınır Para kazanma da oyledır.
Kolay zengin olunmaz Bırbırıkımgerekır Bubırıkım
de lyı kullanılarak belırlı noktalara getırılır
Bu bırıkım artarken vatandaş da devlete borcunu
venr, yanı vergısını oder Ancak çok lyı yonetımle ser-
maye bırıkımı artar
Aydın olmak ıçın de aydınlık bırıkım gerekır Hıç
kımsenın kendını aydın ılan etmesıyle aydın olunmaz
Bu çağdaş aydınlık bırıkım sadece kendısını doğ-
rudan meslegıyle ılgılı olmayıp, ulke ve dunya sorun-
larına felsefı ve yaşamsal bır bakış açısı getırır kı, kı-
şının aydın nıtelıgını bu sureç belırler Oyle bır top-
lum duşunun kı o toplumda ınsanlar hıç hak etme-
den hemen en ust duzey mevkılere eş dost ılışkısı
ıle ya da bızım ulkemızdekı yaygın ışleyışle ıktıdar
partısı ılçe/ıl yonetımı ılışkısı ve buradan kurulan ılgı-
lı bakanla dogrudan ılışkının sonucu en alt duzey
statuden en ust duzey statuye atlama ıle olmakta-
dır Sonuçta statulendırme sırasında gelınen nokta-
da. bu statulendırmeye katkıda bulunan, ıktıdar par-
tısının ılçe/ıl yonetımındekı fırıncının, kabzımalın, ın-
şaatçının ve başka bırçok aracı spekulatorun yarar-
lanacağı bırortam hazırlanmaktadır Verılen herdes-
teğın bır gerı odemesı olacağı unutulmamalıdır
Yada bır gecede zengin olma Hayalı ıhracatlarya-
pılarak devlet bankalarını soyarak ya da çeşıtlı bı-
çımlerde halkı dolandırarak (bankeriık vs) koşeyı do-
nenlerın partı-devlet ılışkısı içinde etkınlığının arttığı-
nı duşunursek belırlı bır sermaye bırıkımı ıçın gerek-
lı olan ana sermaye ve bılgı bırıkımının bızım toplu-
mumuzda zengin olmak ıçın ne kadar gereksız ol-
duğunu ğoruruz
Ote yandan ucuz ışgucu kullanarak, sıgortasız ış-
çı çalıştırarak, devlete vergı vermeden çeşıtlı speku-
latıf alanlarda para değerlendırerek zengin olmayı
da buna katarsak bunun otesını varan sız duşunun
Yeraltı dunyası ıle karanlık ılışkılere gırerek sermaye
bırıktırmeyı bunun ıçıne katmıyorum
Öyle gecelerı bır barda takılıp gece yarılarına ka-
dar bar soyleşılerı yapan bırkaç yazar/çızerı tanıya-
rak ya da yazılı/gorsel medya ıle ılışkıler kurarak adı-
nın sagda solda geçmesını sağlayarak aydın olun-
maz Onun ıçın de once gerçek bır aydınca bırıkım
ve bu bırıkıme uygun davranış gerekır Yargısız ınfaz-
lar yapılırken ulke soyulup soğana çevrılırken, yurt-
severlıgın neredeyse suç sayıldığı, ışbırlıkçılığın ıse
"yurtseverlıkO" olarak sunulduğu bu barlararası yol-
culukla aydın olunmaz
Akademık karıyer elde etmek de oyle Batılı de-
mokrasılerde 'doktora çok onemlı bır derecedır
Doktora yapıp doktor olmak gerçek bır ayrıcalıktır
Bu ayrıcalığı elde etmek ıçın gerçek bır ozverı gere-
kır Doçent profesor olmak oyle her yığıdın harcı de-
ğıldır
Her şeyde olduğu gıbı ulkemızde akademık unvan-
lar da lyıce sulandırılmıştır Cumhunyet "Bılım ve
Teknık Dergısı"nde ızledığımız tartışmalar konunun
dramatık oykusunu çok lyı sergılemektedır Oyleyse
ılkokulda çocuklara oğretılen ve her sabah tekrarla-
tılan "doğruyum, çalışkanım "dıyebaşlayan "yurdu-
mu canımdan çok sevmektır" dıye devam eden o
ant nerede kaldı''
Cumhurıyetın ılk yıllarında yetışen kuşaklarla go-
ruşurken o ulkunun onların yureğıne ışledığını hep
duyumsamışımdır Gıttıklerı her yerde oğrendıklen-
nı hayata geçırerek butunuyle kalkınma ıçın nasıl oz-
verıde bulunduklarını, hatta kendılerını unuttuklannı,
bugun bır emeklı maaşıyla surunduklerını gorunce
hem yureğım sızlıyor hem de o kuşağa saygım gı-
derek artıyor
Oysa bugun toplumda moral değerler altust oldu.
Para fetışızmı butun toplumsal moral değerlerın onu-
ne geçtı Yaşamı belırleyen de bu pragmatık değer-
ler oldu Şehırlerın yaşadığımız çevrenın tahnp ola-
rak estetığının kaybolmasının yanı sıra toplumsal es-
tetık kayboldu Toplumsal estetık kaybolunca top-
lumların yazılı olmayan fakat her yerde geçerlı olan
ıç anayasaları yanı moral değerlerı yok oldu Ya da
yok olma surecıne gırdı Işte bugun bu sureçte ye-
raltı dunyasının kuralları devlet tarafından onumuze
surulmektedır Kuvvetlı olan (ama her anlamda, ya-
nı devletle ılışkısı sermaye çeteleşme vs) haklıdır
Buyuk balık kuçuk balığı yer Bu, bır orman kanunu-
dur Oysa ınsanı insan yapan toplumsal değerlerın
başında orgutluluk gelır kı o da buyuk balığın kuçuk
balıkları yemesıne ızın vermemekle başlar
TARSUS 2. ASLİYE HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
EsasNo 994 5^3
Davacı Rahım Ta^tan vekılı tarafından davalı Yaşar
Ozan alev hıne açtığı men ı mudahale. kal davasında. Da-
valının teblıgata sarıh adre^ı tespıt edılemedıgınden du-
ruşmanın bırakıldıgı
7
^ 1996 saat 9'da duruşmava gel-
mesı veva kendiMnı bıı vekıl ıle temsıl ettınnesı aksı hal-
deda\anın vokkıgunda de\amedeceğı vekarar\enlece-
ğı tebhgat venne kaını olmak uzere ılanen tebhs olunur
I 4 1996 Ba^ın 81094
Ulusal Eğitim Politikamız-I
Bılgı ve deneyımlerden yetennce yararlanamayan toplumlardan oluşuyor. Bu
ıkı grup, yanı bılgıyı üretıp kullanan toplumlarla üretmeyen ve de üretılmış
bılgıyı kullanamayan toplutnlar arasındaki uçurum ıse gıderek büyüyor.
Prof. Dr. NECLA ARAT
Y
ırmıncı yuzvılın son dort >ılına
gırmış bulunuyoruz Ozellıklc.
bu v uzv ılın son çeyreğınde dun-
yamız ınanılmaz gelışmelere
sahneoldu Bılımsel veteknolo-
jık ılerleme. ınsanlığın onunde
yenı ufuklaraçtı Dunva 2000'lı vıllann eşığın-
de buvuk bır bılgı ve denevım bınkımıne sahıp
olan toplumlarla bu bılgı ve dene>ımlerden ye-
tennce yararlanamayan toplumlardan oluşuyor
Bu ıkı grüp, yanı bılgıy ı uretıp kullanan toplum-
larla uretmeven \e de üretılmış bılgışı kullana-
mayan toplumlar arasındaki uçurum ıse gıderek
buyuyor
Hızlı bır kalkınma ve gelışme surecı ıçıne gı-
ren ulkelerde. kalkınmanın temel amacının eği-
tim olduğu v e eğhimde fırsat eşitliği sağlanması
gerektığı bılıncı egemen
Işte bu noktada eğıtımle toplumsal ılerleme >a
da kalkınma arasındaki ılışkı. gıderek buyuyen
bır onem kazanıvor Çunku her ulkedekı gelış-
mışlık duzey ını, o ulke ınsanlanna verılmekte
olan eğıtımın nıtelıgı ve duzeyı belırlıyor Ama,
bırtoplumunegıtımsıstemı egerotoplumunın-
sanlanna fırsat ve olanak eşıtlıgılanımazsa. eleş-
tırel düşüncenin gelıştırılmesıne katkıda bulun-
mazsa. ders programlan çagda» gereksınmelere
uy mazsa. hoşgorusuz. otorıter yontemler ıçerır-
se yetışen kuşaklara nasıl duşunmelerı gerektı-
gını degıl de ne duşunmelen gerektığını ogretır-
se, duşunmeyı ogrenmeyen kuşaklar. düşünce
uretemedikleri gibi, gerçek demokrasıyı kurup
vaşatamıyorlarda
Batı uygarlığının gelışımıne baktığımız za-
man kalkınmada başrolu, hep gelenek \ e dın en-
gellennın aşılmasının. devletın laıkleşmesının
oynadıgını goruyoruz
Laık dev lette y aşam. her yonuy le rasyonel ol-
çutlere dayandınldığı ıçın, "yaşam"a dınsel soy-
lence \e kurallar degıl. yaşamın kendiM ve dı-
namık gereklerı yon \erı>or
Bu tur toplumlarda yetışen ozgur-bıreyler
sağlıklı demokrasılenn güvencesioluyorlar Bu
yuzdendır kı cumhurıyetımızın kurucu^u Mus-
tafa Kemal daha 16 Temmuz 1921 de " tam
bir ozenle işlenip çizilmiş bir ulusal eğitim prtıg-
ramı yapmaktan" soz edıyordu Mustata Ke-
mal. *Ulusal eğitim programıderken eskiçağlar-
daki boş inançlardan, varadılışımıza hiç de uv-
mayan yabancı duşuncelerden, etkilerden busbu-
tun uzak bir kulturu"anlamakta "\kla.çağauy-
gun bir yaşama, akla dayanmayan geleneklerin.
inanışlann atilmasını, ilerleme yolu üzerindeki
engellerin bılgısızlıği gıdererek aşılmasınr on-
»oruvordu (Çağdaş Düşüncenin Işıgında Ata-
mrk. Macit Gökberk s. 304-305)
Bu nedenle. o 1 Mart 1924"te Meclıs'ı açtlış
konuşmasında, Turkıye'de eğitim v e oğretım sı-
yasetının tum anlamı ıle ulusal nıtehkte olaca-
ğını bıldırmış, ıkı turlu eğıtımın sakıncalanna
değınmıstı
Bu konuşmanın hemen ardından 3 Mart
1924'teTevhıd-ıTedrısat Kanunu(Ogretım Bır-
lıgı Vasası) kabul edılerek bu toplumun çocuk-
lannın laik \e ulusal bır eüıtımden geçmelerı
"her turlu bağna/lık ve ony argıdan uzak. akıl ve
bilımin egemen olduğu bır eğitim sistemi içinden
yetışmelerı" yasava bağlanmiştı
Şımdılerdetoplumaunutturulmayaçalış!İan3
Mart 1924. ulkemız ıçın çok onemlı bırdonum
noktası ıdı Çunku o gun. uç dev nm yasası bır-
den çıkmıştı
Bunlar sırasıyla.
a) Halıtelığı kaldıran b)\ akıfların. medrese ve
mahalle mekteplerının baglı olduğu Şerıye ve
Evkaf Vekâletı'nı kapatıp camı ve mescıtlerın
yonetımı ıçın Dıyanet Işlen Başkanlıgrnı. va-
kıfların yonetımı ıçın Vakıflar Müdurlüöu'nu
kuran, cj Ulkedekı butun eğitim ve kultur ku-
rumlarını Mıllı Eğitim Bakanlıgfna devredıp
bağlayan yasalardı Hıç kuşkusuz. bu radikal
devrım yasalannın genç Turkıye Çumhunyetı
ıçın yaşamsal onemlerı ve bugunku yonetımle-
rımız ıçın duşundurucu ve ders \erıcı anlamlan
\ardir Çunku TUSİAD'ın 1990 araştırnıasında
dıle getırıldığı gıbı "Cumhuriyetin başlangıcın-
da milli. vani vatandaşlan bitieştirici bir eğitim
söz konusu değildi. \akıflar veya kişiler tarafın-
dan kurulan, Kuran oğretimine. Arapça ve ez-
berciliğe davalı mahalle mekteplerı ve medrese-
ler, halkın çoğunu din ve şeriat kurallan baskısı
altında tutuyordu. Devralınan yaklaşık 70 bin
vakfın çoğu, eğitimle ilgili olup halk çeşitli tari-
katlann ve bunlara bağlı tekke. zavıye ve turbe-
lerin etki alanınday dı. Valnız İstanbuPda 16 tari-
katve438tekkevardı"(Bkz TurkıyedeEâıtım
TUSİADraporu ZekaıBaloğlu) K.ısacasfl924.
devrım yasalan. ulus-de\ let ve ulusal eğitim pro-
jesı ıçın zorunlu ve gereklı olan yasalardı
Genç ulus-devletin ulusal egıtını polıtıkasının
temel ılkelerı ıse
1) Eğıtımın toplumsal yaşamımızın gereksın-
melerıne uygun olması.
2)Çağın gereklerıne uvması.
3) Bılgısızlığın yok edılmesı.
4)Çocuklarımızin aynı eğıtımden geçınlerek
yetıştırılmesı,
5)Çocuklanmızı toplumsal ve ekonomık ya-
şamda etkın. etkılı. verımlı ve başarılı kılması
olarak belırlenmıştı
Cumhunyet. 1945"lı yıllara kadar bu egıtım
polıtıkası çerçevesınde yenı kuşakları başarı ıle
yetıştırdı 1945'ten gunumuze uzanan sureçte
ulusal. cumhurıyetçı. laiklik esasına ve bılıme
dayanan. genel. eşıt. ışlevsel ve çağdaş olması
ongorulen eğitim felsefemızde ve uygulamala-
rımızda sapmalar. aksaklıklar ve onemlı zaaflar
baş gosterdı
Başansızlığımız ve sorunlarımız ıçın çeşıtlı
nedenleronesurebılırız Ornegın nufusartışını,
ıçgoçlerı. ıkılı vekalabalıksinıtlan. kaynakye-
tersızlıgını. ogretım programlarının bılımsel te-
mellere gore gelıştınlememesını. oğretmen sa-
yı ve dağılımındakı yetersızlık ve dengesızlık-
îen. ders geçme \e kredı sistemındekı aksaklık-
lan. meslekı ve teknık eğitim alanına yonelme-
ye ozen gosterılmemesını. meslekı-teknık orgun
ve yaygın eğıtımın ekonomının insan gucu ge-
reksınmelenne uygun hale getırılmemesını. yay-,
gın eğıtımde yetersız kalınmasını. yenı meslek
turlerı ıle ılgılı çalışmalarda ve yenı teknolojıle-
rın kullanılması ıle yaygınlastınlmasında yeter-
lı gelışme sağlanamamasını \edaha pekçokşe-
yı ekleyebılınz
Ama herhalde daha cumhurıyetımızın kuru-
luşunda behrlenen ulusal eğıtimımızle ılgılı ya-
salarda ve vedıncısı dahıl tum beş yıllık kalkın-
ma pranlarırhızdayınelenen ulusal eğitimin ama-
cının "demokratik. laik ve sosval hukuk devleti
olan Turkiye Çumhuriyeti'ne karşı gorev ve so-
rumluluklannın bilincinde, ozgur ve özgüveni
olan bılgı çağı insanını yetiştirmek'" olduğunun
pratıkte unutturulmaya çalışıldığını. bu neden-
lenn en başına buyuk harflerle yazmamız gere-
kır
Bu gırış paragrafına aynca tum egıtım ve kul-
tur kurumlarımızda dozu gıderek yukselen de-
mokrasıye aykın ya da çağdışı gırışımlerı bır
turlu engelleyemedıgtmızı eklememız gerekır
Dın eğıtımı yapan okul ve unıversıtelerde. çag-
da^ bılgılere donuk. dogmaları aklın suzgecın-
den geçıren bır yontemın ızlenmesını sağlaya-
mamaktakı başarısızlığın gerçek sahıbı olan sı-
y asal ıradeyı sorgulamamız v e yargılamamız ge-
rekır
Butun bunlardan sonra çağda^-ulusal eğıtımın
onundekı engellerı ortadan kaldıracak ocesurve
karartı adımı. yanı 8 yıllık zorunlu temel eğitim
reformunu gerçekten yaşama geçırmemız
gerekır
Bu cesur ve kararlı adım, bır başka yazının
konusunu oluşturacaktır
SERİK ASLİYE
HLKUK
HÂKİMLİĞİ'NDEN
1993 659
Da\acı Ha^an \lı Can-
lı vekılı tarafından davalı
Bayram Ergın alejhıne
açılmış bulunan menı mu-
dahale davasının yapılan
duruşması sırasında ven-
len ara karan gereğınce
Davacı Serık Akbaş
Koyu nden Hasan Alı
Canlı davalı Senk Akbaş
Kovu nden Bavram Er-
gın'ın <\kbaş Kovu 140
parsele mudahalesının
onlenmebinı talep etmış
dahılı davalılardan Serık
CandırKov^ı nden Mıkı-
zı Zekıv e Cent adına çıka-
nlan teblıgatın bıla teblığ
lade edıldığı \e adresı tes-
pıt edılemedığmden ıla-
nen teblığme karar \enl-
mış olmakla Serık Can-
dır Kovu nden Alı kızı
Zekıye Cerıt ın mahke-
memızın duruşma gunu
olan 21 6 1996 saat
9 20"de mahkememız du-
ruşma salonunda hazır
bulunması aksı takdırde
vargıTamaya yokluğunda
devam edıleceğı ve karar
venleceğı dahılı da\a dı-
lekçesı venne geçerlı ol-
mak uzere ılanen teblığ
olunur 18 4 1996
Basın 84202
Sağlıklı, kendine güvenen, sorumluluk
duyguları gelişmış, bağımsız kişilikli,
mutlu bir nesil yetıştırılmesıne katkıda
bulunmak isteyen
EV OGRETMENLERIARANIYOR
J0 3 ,asaras bebekveçocukları çoksevıyorsanız
J ÇocuÇjun evınde sevgı dolu ortamda tam gun egıtım
vermek ıstıyorsanız
J Ulus Bebek Ataköy ve ıstedığınız semtte çalışmak ıstıyorsanız
2 Unıversıte veya lıse mezunu eğitim almaya açıksanız
J 20-45 yaş araanda ve sıgara ıçmıyorsanız
MATURE Bılımsel bakım ve eğitim programı
uygulama ekıbının bır uyesı olmak isteyen
bayanlar lutfen bızı arayınız
(216)336 04 62/418 28 93
MATURE Eğitim & Aıle Damşmanlığı Merkezı
Ağaçlan lanımak doğaylj yakınlaşmak ısler
mısımz''
*ÇEKÜL AĞAÇBÎLİMt SEMİNERLERİ'
11 Mayıs 1996 " Kent Ağaçlannın Yetıştırılmesı
Prof Dr Suat Ürgenç
18 Mayı» 1996 "Ağaçbılınn'
Proi Dr FaıkYaltınk
25 Mayıs 1996 "Toplum ve Orman thşkılen"
Prof Dr Uçkun Geray
1 Hazıran 1996 Atatüric Aıtx>rretumu na Gezı
Aynntıh bılgı ve kayıt ıçın
ÇEKUL
Çevre ve Külıûr Değerlennı Koruma v e Tanıtma
Vakfi Telefon 245 02 49
Pazar gunlen de
tam gun çahşıvoruz
(Saat 10 00-18 00)
TÜRK KALP
VAKFI
Tel.: (0.212) 212 07 07
(PBX) 10 Hat
Faks: (0212) 212 68 35
$ÇAĞDAŞ YAYINLARI
Ahmet Taner Kışlalı
SEÇİMSİZ DEMOKRASİ
Her seçım
demokratik
değıldır 12 Eylul
seçmene benzerler
arasında seçım
yapma hakkı tanıdı
Ahmet Taner Kışlalı
bu kıtabında
okuyucuya kendı
koşesınden farklı
perspektıfler
sunuyor
180.000 TL.
(KDV Dahıll
ELEMANLAR
ARANIYOR
Bir derginin reklam seksiyonunda,
part-time
ve / veya
full-time
çalışacak deneyimli ya da
yetiştirilmek üzere elemanlar
aranıyor.
Mür. Tlf.: (0212) 243 09 37
ia A.Ş. Yerebatan cact. Salkımsoğui
Cağaloğlu-İstanbulTel:514 01 96
Pasomu kaybettım hukumsuzdur
PınarGLRLE\EN
ANAMLTİ ASLİ\T HUKUK
MAHKEMESİ'NDEN
DosvaNo 1994 316 E 195 552 K
Davacı Mehmet Bal tarafından davalı nufus mudur-
luğu ve Havnye Bal aleyhıne açılan nufus kavıt ıptalı
davasının yapılan duruşmaları sonunda verılen
13 12 1995 tarıhlı 1994 316esas 195 522 karar sayılı
ılam davalı Ha>nveBal"a teblığedılememıştır Adıge-
çenın. 15 gun içinde temv ız etmesi ıçın mahkememı-
ze başvurması. aksı halde kararın ılanen teblığ edıle-
rek kesınleşmış sa>ılacağı hususu ılan olunur
12 2 1996 Basın 72990
PENCERE
Selam OlsunL
Polısten yakınırız; ama, evımıze soyguncu gırdı
mı bağınmaya başlarız:
- Polıs yok mu1
Devletten yakınırız, ama, elı sopalı eylemcıleror-
talığı kırıp geçırdıler mı.
- Devlet yok mu1
•
Devlet yok!..
Istanbul'un varoşlarına tespıh tanelen gıbı dızı-
len gettolarda devlet yok
Pekı devlet nerede''
Devlet, bu ulkede dedığı dedık, otturduğu duduk
"mutlu azınlık"\n emrınde
•
Şu koca kente bır bakın1
Gobekte gokdelenler varoşlarda bataklıklar1
.
Pekı, o bataklıkta nasıl bır yaratık yetışır? Gokde-
lenın tepesındekı kışı duşunuyor m u '
Istanbul once ıkı ayrı dunyaya ayrılıyor, sonra o
dunyalar da kendı içinde bolunuyor
Karakolun onunde nobet bekleyen polısı vuran,
bızı pek ırgalamıyor, ama, 1 Mayıs gunu eyleme ge-
çıp bankanın camını kırana bozuluyoruz
Mal, canımızın yongasıdır.
•
Pekı, bu gıdışe "dur" dıyebılecek mıyız?
Çok değıl, yarın çalgı çengı başlar, vur patlasın
çal oynasın havasında yaşayan rantıyecı takımıy-
la avenesı, bıldıklerını okumaya başlar
Demirel muhalefetteyken ne demıştı
- Turkıye'nın bırucu Belçıka'da, otekı ucu Hır>
dıstan 'da yaşıyor '
O gunden bu gune, Turkıye'nın ıkı ucu daha da
ayrıldı ve ayrıştı, 'mutlu azınlık' Belçıka'nın kıs-
kançlığını çekebılecek masal dunyasında duş go-
rup saltanat suruyor, kondu halkı umutsuzluğun
kuyusundan çıkış yolunu şerıatçının ıpıne sanlmak-
ta buluyor
•
Turkıye bu noktaya bır gunde ya da bır yılda gel-
medı, toplumsal bozulmanın geçmışınde uzun yıl-
lapn yatırımları va>-, 12 Eylul faşızmıyle cukkalanan
'Özalmodelı' Batı'dakı 'neolıberalşablon'un ala-
turka taklıdıdır
O yıllardan ben aynı yolda az gıttık, uz gıttık..
Pekı nereye vardık?
Ekonomıde enflasyon canavarı, buyuk kenttete-
ror canavarı, Guneydoğu'da PKK canavarı, polıtı-
kada şerıatçılık canavarı durup dururken mı serpı-
lıp gelıştıler?.
Solcuları dınozor sayan hamamboceklerı, şımdı
medyada bagırıyorlar
- Bu ne rezaleV
Evet, bu rezalet, lıboşızmın Turkıye'yı surukledı-
ğı bataklıktan turuyor
•
Sermaye ıle emek çelışkısını bır yana bırakıp
benlığını, laıklığın kemırılmesıyle etnık kavgaya
adamış olanlann medyasında gerçek yıne gume gı-
decek
Polıs suçlu mu'
?
Suçlu .
Bı sopalı eylemcı?.. j
Suçlu
Devlet?
Suçlu
Pekı, suçlu olmayan kımler? Sıyasal partı lıder-
lerı, başbakanlar hukumetler, ulkenın polıtıkasını
hamur gıbı yoğuran istanbul sermayesı, sıyasal ık-
tıdarı avucunun içinde tutan mutlu azınlık, rantıye-
cı duzeneğını sonuna dek savunan medya, suç-
suz ve sorumsuz..
Bız bu kafayla duzelemeyız
1
Başında kafa olduğunu ancak duvara vurduktan
sonra anlayanların toplumuna selam olsun!..
DUYURU
Tekırdag llı Merkez Barbaros Beledıyesı hudutlan dahılınde
Tuğser Toprak Sanayı ve Tıcaret A Ş" tarafından yapılması
planlanan Tugla Fabrıkası ıle ılgılı olarak 7 Şubat 1993 tanh ve
21489 sayılı Resmı Gazetede yayınlanarak yururtuğe giren
•Çevresel Etkı Deger'err'ımnesı Yonetmelıgı nın 15 maddesı
uyannca halkımız) yatınm konusunda bılgılendırmek goruş
ve onenlennı almak uzere aşagıda belırtılen yer gun ve
saatte Çed sürecine Halkın Katılımı ToplanhsT yapılacaktır
Haikımıza saygıylo duyurjıur
Toplantı yerı Muhınm Çeker Kıraathanesı Barbaros/Teklrdağ
Toplantı tanTıı 08 Mayıs 1996 Carsamba
Toplantı saatı 10 00
TUĞSER TOPRAK SAN. VE TIC. A.Ş.
Barbaros / TEKIRDAĞ
Tel 0-282 273 10 28
Fax 0 282 273 10 29
Ö Ü Ü
BULENT
DİKMENER
HABER ÖDÜLÜ
17.YILTÖRENİ
Konuşmacı:
ORHAN ERİNÇ
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti
Burhan Felek Konferans
Salonu
3 Mayıs 1996 Cuma,
Saat: 17.00
DİKKAT' Yakında tunstık kuruluşlara ve
fabnkalara, 8-15 yıl TEMEL EĞİTİM
gören ulkelerden ışçı - çopçü - ınşaatçı
gelecek Çocuklarımızı ışsız
bırakma>mız. 8 yıllık TEMEL EĞİTÎM'ı
destekleyınız.
ÇYDD