Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
NİSAN 1996 CUMA CUMHURİYET SAYFA
HABERLER
Bakan Emin Kul ile SSK Genel Müdürü Kılıçdaroğlu, Türk-tş Başkanlar Kurulu'na SSK'nin sorunlannı anlattı
SSKMen Türk-Iş'e brifingANKARA (Cumhuriyet
Bürosu) - Sosyal güvenlik
hizmetlennın özel sektöre
devredilmesı hedefıni D-
SP'nın uyansı üzerine son
anda programından çıkaran
A.NAYOL hükümeti. Sosyal
Sîgortalar Kurumu'nun
(SSK) sorunlanna çözüm
arayışında işçi sendikalannı
ikna etmek için kollan sıva-
dı. Çalışma ve Sosyal Gü-
venlik Bakan\ Emin Kul ile
SSK Genel Müdürü KemaJ
ICıIıçdaroğlu, dün Türk-iş
Genel Merkezf nde Türk-lş.
Hak-İş, DtSKveTlSKkon-
federasyonlannın temsilcile-
rine SSK"nin içinde bulun-
duğu durum hakkında bri-
fing verdi.
ANAYOL hükümetinin
kurulmasından sonra ilk kez
toplanan Türk-lş Başkanlar
K.urulu"nda: Uluslararası Ça-
lışma Örgütü'nün (ILO) ka-
dınların 53, erkeklenn de 55
yaşında emeklı olmalan; 10
yıllık bir süreç sonunda,
emeklılik yaşının kadmlarda 58'e, erkek-
lerde 60'a çıkanlması önerisi tartışmaya
yol açti. Bazı sendikayöneticilerinm ILO
raporunu incelemeden katıldıkları top-
lantıda. Türk-Iş'in emeklilik yaşı konu-
sunda net bır görüşü olmaması. eleştiri
konusu oldu. Sol sendikalar. emeklilik
yaşı konusunda. Türk-tş'ın kesin görüş
oluşrurarak tavır koyması gerektiğini sa-
Hükümet, bankalara yüzde 105, SSK'ye yüzde 79 faiz verdi...
Sağlık gideri 6 yılda 42 kat arttı
ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) -1995 te
yıllık ortalama yüzde 105 düzeyinde faiz
veren hükümet. Sosyal Sigortalar Kurumu'na
(SSK) sattıği bonoiara yüzde 79'a denk gelen
toptan eşya fiyatlannırt 6 puan üzerinde faiz
uygulamakla yetindi. Geçen yıl 59.2 trilyon
lira kaynak aldıgı için bütçeye yük olduğu
gerekçesiyle özelleştirmesi istenen SSK'nin
1995 sonu itibanyla 124 trilyon 747 milyar 8
milyon liralık prim ve sosyal yardım zammı
anapara-faiz alacağını tahsis edemediği
açıklandı. SSK Genel Müdürlüğu tarafından
hazırlanan raporda, 1995 yılı bütçesinden
59.2 trilyon lira kaynak almak zorunda kalan
kurumun, 1995 yılında prim ile sosyal yardım
zammı anapara ve faiz alacaklarının 124
trilyon 747 milyar liraya ulaştığı belirtildi.
Rapora göre, SSK'nin 124 trilyon 747 milyar
liralık alacaklannın, 19 trilyon 751 milyar
lirasını kamu, 28 trilyon 836 milyar lirasını da
özel sektörün prim anapara ve faiz ödemeleri
oluşturuyor. Kurumun, prim borçlarına
karşılık hükümetten, işçi ve emekli
maaşlanna sosyal yardtm zammı adı altında
verilen ancak SSK'ye karşılığı ödenmeyen ek
ücret artışlan nedeniyle de 76 trilyon 160
milyar liralık alacağı bulunuyor.
Raporda. SSK'nin toplam sağlık giderlerinin
1989-1995 yılı arasında 1 trilyon 11 milyar
liradan 47 trilyon 616 milyar liraya yükseldiği
belirtildi. 1995 yılında sağlık giderlerine
harcanan 47 trilyon 616 milyar liranın. 9
trilyon 4 milyan özel sağlık kuruluşlanna
ödendi. Rapora göre, SSK'nin 1989 yılında
470 milyar 7 milyon lira olan ilaç gideri de
1995 yılında 14 trilyon 500 milyar liraya çıktı.
SSK sağlık tesislerinde bir hastanın 'yatak-
gün' maliyetinin 667 bin 614 lira olduğu
belirtilen raporda, özel sağlık kuruluşlanna
yapılan ödemelerde bu rakamın 2 milyon 698
bin 553 liraya karşılandığı kaydedildi.
Raporda. 1989-1995 yılı arastnda sağlık tesisi
sayısında yüzde 37 oranında bir artış
gerçekleştiği. idari tesis sayısında yüzde 22
azalma olduğu belirtildi. Sigorta
hizmetlerinde yüzde 210 artış görüldüğüne
dikkat çekilen raporda, aynı dönemler
itibanyla poliklinik sayısı yüzde 130, yatan
hasta sayısındaki artış da yüzde 113 olarak
belirlendi. Rapora göre, SSK'nin nakitlerinin
11 milyar 512 milyon tirası Devlet Yatırım
Bankası tahvilinde, 5 trilyon 940 milyar lirası
Hazine bonosunda 3 aylık ve 1 yıllık vadede
değerlendirildi.
\undu. Hava-lş Sendikası Genel Başka-
nı Atilav Avçin, "Korkanm ki, 65'e razı
değilken 64*ün pazarlığı vapılır. Ne iste-
diğimizi. neyi hedeflediğimizi ilan etmeli-
viz. Kesin hedefler olarak önümüze koy-
malıyız, Şuna karsıvız, şunun için deme-
liyiz. Yoksa, düşüncesi olanlann gündeme
getirdiklerini tartışır duruma gelirsi-
niz"dı\erek konfederasvon vönetimıni
eleştırdi.
Çalışma Bakam Kul, toplantının açıh-
şında. sendikacılara kurumun tasfiye
edilmeyeceği yolunda verdiğı güvenceyi
yıneleyerek "Tasfiye edttseydi bunu açık-
ça sö> lerdim. Tasfiye daha i\ i bir hale ge-
rirmek için söz konusu olsav dı bunu size
açıkça söylerdik. Aına özellcştirilebilir.
Bunlar tartışılır. Ne tasfive ne de özelleş-
tirme şu aşamada söz konusu olacak. Tek
çare. başlıbaşma çare degil" dedi Bakan
Kul. Türk-lş' in bugüne kadar sorumlu ve
fedakârbır sendıkacılık anlayışı sergile-
diğini ve sıyasi ıktidarlann bu anlayışın
farkına \ armay a başladığını söy ledı. Sos-
yal güvenlik sistemındeyenıdenyapılan-
dırma çalışmalan sürecınde "kazanılmış
haklara sakhn nivetlerinin olmadıgını"
Çevrecilerden Shell'e protesto
Dryarbakır'ın
içme suyunu
kirietmekle
suçlanan Shell
firnıasına
yönelik tepkiler
süriiyor.
(Fotoğraflar:
NİZAMETTtN
KAPLAN)
DtYARBAKIR (Cumhuriyet) -
Uluslararası Çevre \e Banş Orgütü
Greenpeace'in '476 bin varil petrol atı-
ğuu verahlna pompalav arak Diyarba-
kır içme suyunu kirietmekle' suçladı-
ğı Shell'i protestolar süriiyor. Kentte
başlatılan ımza kampanyasına katılım
sürerken ortak bir basın toplantısı dü-
zenleyen gönüllü kuruluşlar. şırketin
kirletmiş olduğu su kaynaklanna kar-
şılık. alternatıf bir su projesi gerçek-
leştırmesıni ve atık pompalama işle-
minin derhal durdurulmasını istedi-
ler. Dıvarbakır'ın içme suyunu kiriet-
mekle suçlanan Shell fırmasına yö-
nelik tepkiler süriiyor. Dün kentteki
bazı sıv ıl toplum örgütleri ve meslek
odalan ortak basın toplantısı düzen-
leyerek Shell'i kınadılar. Ortak açık-
lamayı okuyan Çevre Gönüllülen
Demeği (ÇEV-GON) Başkanı Şena>
Ozgüler, Shell'in petrolü 2-3 bin met-
re derinlikteki Mardin formasyonu
olarak adlandınlan yeraltı tabakasın-
dan çıkardığını, ancak petrolle birlik-
te elde edilen zehirlı atıklan aynı de-
rinliğe göndermediğini söyledi. Ulus-
lararası kurallar gereği atıklann aynı
yeraltı tabakasına geri pompalanma-
sı gerektiğine dikkat çeken Özgüler.
firmanın, 1973 yılından ben atıklan
Diyarbakır'ın yeraltı suyunu sağlayan
3-4 yüz metredeki Midyat formasyo-
nuna, yani yeraltı su tabakasına pom-
paladığını bildirdi.
Özgüler. atık petrolün kimyasal ve
kımı radyoaktıt maddelen ıçerdığını
ve etkisinın yüzlerce yıl sürebileceği-
nin Shell'in kendi raporlannda da
yer aldığına dikkat çekerek "Shell,
çevreyi kirietmek. insan sağlığı ve ha-
vatını hiçe savan davranışlan konu-
sunda Nijerya'da ve diğer azgelişmiş
ülkelerde vaptıgı uygulamalarla da
'sabıkalf. Gelişmiş ülkelerde çevrevi
kirletmeye cesaret edemeyen Shell, az
gelişmiş ülkelerde pervasızlaşmakta-
dır"dedı.
Bu arada ÇEV-GÖN'ün başlattığı
imza ve Shell ürünlerini almama kam-
panyalan devam ederken kent halkı
da cumartesi günü saat 10.00'da
yapılacak protesto yürüyüşüne hazır-
lanıvor
vurgulayan Kul. "İnsanın
sağlık \e geleceğiyle ilgili hiz-
metlerin parasal değerie öl-
çülmesi söz konusu değildir"
dedi. Sosyal güvenliğedevlet
katkısının başka ülkelerde bu
güvence kapsamma girme-
yen ınsanlara yapıldığını
kaydeden Kul. "Devletinözel
bir hazinesi >oktur. Devlet
katkısı dediğimizde, o katkı-
yı devlet bizlerden devşire-
cektir'" dıye konuştu.
SSK Genel Müdürü Ke-
ma! Kılıçdaroğlu. kuruma
borcu olup maharlığına ha-
cız konmavan hiçbir beledi-
ye olmadığını kaydederek
belediyeler arasında tahsilat
konusunda hiçbir aynm ya-
pılmadığını söyledi. lsteğe
bağlı sıgortalılarla tanm si-
gortalılannın eksık prim öde-
dıklen halde sağlık hizmetle-
rinden yararlandıklarını. bu-
nun da kuruma büyük mali
yük getırdiğını kaydeden Kı-
lıçdaroğlu. "Kuyumcularda
sigorta hizmetlerinden yarar-
lanmak için başvunıyorlar. Cömert sigor-
tacıhk anlayışı sonucunda sizlerdcn (sen-
dikalar) kesilen primleıie başka kişilere
hak etmedikleri hizmerJer \eriliyor" de-
di. Kurumun personel ve bilgisayar do-
nanımı eksıkliklerinın Tasarruf Genelge-
sı nedeniyle gıderilemedığinı vurgulayan
Kılıçdaroğlu. sendikacılardan çözüm
önerilerınibırlikteyaşamageçirmekiçin
destek istedı.
Türk-lş Genel Başkanı
Bayram Vleral de konuşma-
sında. hükümete başanlardı-
lerken -Hükümetin halkımı-
zın ve ülkemi/in çıkarianna
u\ gun olmavan adımlannda,
meşru \e demokratik çizgide
gücümüzii göstereceğiz'' dıye
konuştu. Hükümetın sendika-
ların yapacağı uyarıları cıd-
dıye almasını beklediklennı
kaydeden Meral, şunlan söy-
ledi:_
"Üzülerek görmekteviz ki.
hükümet programı; üfkemi-
/in, halkımı/ın ve işçi sınıfının
sorunlannı aza indirecek cid-
di yaklaşımlardan u/aktır.
Hükümet programında dev-
let üç konuda sorumlu tutul-
maktadır. Güvenlik, vargı ve
önenıli alrvapı vatırımları.
Bunun dışındaki bütün hiz-
metlerin vürütülmesini bü-
v ük ölçüdeözel sektöre bırak-
nıaktadır. Bövlece hükümet,
anayasanın 2. maddesinde y-
er alan sosval hukuk devleri
anlavışından uzaklaşmak is-
temektedir."
Konuşmaların ardından
SSK Genel Müdürü Kemal
Kılıçdaroğlu, Türk-tş Baş-
kanlar Kurulu üyelerine slayt
göstensı eşlığinde bnfing ve-
rilen ve yaklaşık 5.5 saat sü-
ren toplantıdan sonra açıkla-
nan Başkanlar Kurulu bildiri-
sınde, SSK'nin sorunlannın
çözümünde atılması gereken
ılk adımın. sayılan 4 mılyonu
aşan kaçak ışçiliğın sona er-
dirilmesı olduğu belırtılerek
SSK'nin sağlık hızmetlerinin
özelleştırilmesıne karşı olun-
duğu bıldirıldi. I Mayıs kut-
lamalannın alanlarda mı sa-
lonlarda mı yapılacağı konu-
sunda karar alamayan Baş-
kanlar Kurulu. bu konudakı
karan, yönetim kuruluna
bıraktı.
^Ingîltere'den 40 ton et ithal edildi^
Sağlık Bakanı Yıldmm Aktuna, hastalığm insanlara bulaştığı yönünde kesin kanıt bulunmadığını belirtti
ANKAR4 (Cumhuriyet Bürosu)- Hü-
kümet. "deli inek" olarak adlandınlan
"BSE" hastalığının çıktığı lngiltere'den,
1995 yılında 40 ton et ithal edildiğini bil-
dirdi. Sağlık Bakanı Yüdırım Aktuna.
bu hastalığın insanlara da bulaştığı yö-
nünde kesin kanıt bulunmadığını sav u-
hurken Tanm ve Köyişlen Bakanı İsmet
Attila, tngiltere'den ithal edilen etın. tu-
fistık tesisler ve sanayi kuruluşlannda
tüketıldığını bildirdi. Bakanlar Kurulu.
hastalığm gönildüğü lngiltere. İskoçya.
lrlanda. Fransa. tsviçre ve Portekiz'den
fct ithalatını yasakladi. Hükümet Sözcü-
sü Agâh Oktay Güner, y urttaşlara. çığ et
tüketmemeleri önensinde bulundu.
Tanm ve Köyişleri Bakanlığı'nın
1996 bütçe yasa tasansının görüşüldüğü
TBMM Plan \e Bütçe Komisyonu'nda.
son günlerde kamuoyu gündemine otu-
ran "deliinekhastalığT tartışıldı. Bakan
Attila. sunuş konuşmasında. hastalığa
karşı Türkiye'de alınan önlemleri akta-
nrken bu hastalığın insanlara geçtiğinin
henüz kanıtlanamadığını ilerı sürdü.
Türkiye'de bu hastalığa rastlanmadığını
söyleyen Attila. ancak yine de et ıthala-
tının yasaklandığını bildirdi. Attila. ln-
giltere'den 1995 yılında 20 ve bu ülke-
den ithalatın yasaklandığı 27 Mart 1996
tarihine kadar 20 olmak üzere toplam 40
ton et ithal edildiğini, bunlann da tuns-
tik tesisler ve sanayi kuruluşlannda tü-
ketildığıni savundu.
RP lzmır Milletvekili ZekiTekir, et it-
halatındauygulananpolitikalan eleştirir-
ken "27 mart tarihi öncesinde çıkanlan
et ithalatına ilişkin tebliğler var ve vapı-
lan ithalat var. Bu tarihe kadar ne oldu?
Bir tebliğ çıkanlıyor, ilgili bakan imzala-
mıyor. buna rağmen vekil bakanın imza-
sıyla yürüriüğe giriyor. Bu değişikliklerin
nedeni nedir" diye sordu.
DSP Ankara Milletvekili Hikmet U-
luğbay ise TMO'nun kredı uygulamala-
nnı eleştırdi. TMO'nun geçen yıl ihtiya-
cı olmamasına karşın Londra Borsası'na
250 milyon dolar borçlandınldığını ifa-
de eden Uluğbay. bu kuruluşun elinde
bulunan ve çiftçilere kredi olarak veril-
mesi gereken 10 trilyon liranın da ilgili
tebliğ çıkanlmadığı için dagıtılması >e-
nne repoya yatınldığını söyledi. Uluğ-
bay. "Böylelikle Türk çiftçisinden kredi
esirgenmiştir" görü^ünü dile getırdi.
Bakanlar Kurulu, dün yaptığı toplan-
tıda, delı inek hastalığına ilişkin önlem-
leri görüştü Aktuna, BSE hastalığının in-
sanlara bulaşıp bulaşmadığı yönünde ke-
sin kanıt ve belge bulunmadığını belir-
terek 1990 yılında görülen hastalıklar
üzerine lngiltere'den AB ülkeleriyle Tür-
kiye'nın et ithal etmediğını. ancak lngil-
tere hükümetinin. "Bu hastalık belli böl-
gelerde var. Diğer bölgelerde izole ettik"
açıklaması üzerine. 1995 yılında Türki-
ye'nin bu ülkeden 40 ton et ithal ettığı-
ni bildirdi. Aktuna. hastalık ıçın dünya-
da alınan tüm önlemlerin Türkiye'de de
uygulanacağını bildirdi
jtstanbul Belediyesi'nden
alternatifHABITATİstanbul Haber Senisi - tstanbul
Büyükşehır Belediye Başkanı
Tajyip Erdoğan. HABITAT-2
Konferansı için hazırlanan"Ulu-
sal Rapor" toplantılanndan, Tan-
su ÇiBer imzalı Basbakanhk ge-
nelgesıyle dışlandıklannı söyledi.
Ulusal Rapor'da. "gerçekshll top-
lum kunıluşlan olan dini gnıp ve
cemaatlerr
'ın bölücü teşkilatlar
olarak nitelendınldiğini öne süren
Erdogan. "Konferansa çağnlma-
yan -çağnlanlar da olmak üzere-
bütün sivil toplum örgütlerini HA-
B1TAT çerçevesinde bizim düzen-
lejeceğimiz etkinliklere davet ede-
ce^0z" dedi
Erdogan dün HAB1TAT-2 Kon-
feıansı ile 'lgili bır basın toplantı-
sı yaptı. HAB1TAT-2 Sekretarya-
sı'nın ev sahıbi olarak İstanbul
Biyükşehir Beledıyesi'ni görme-
sine karşın merkezi yönetimin İs-
tanbul'a "ketum bakışı" sonucu
belediyenin bu rolünün engellen-
diğıni belirten Erdoğan. "Ulusal
Rapor"un hazırlığını yüriiten Ulu-
sal Komite toplantılanna istanbul
Büyükşehir Beledıyesi'nin davet
edilmediğini söyledi.
Kamuoyunun yoğun baskısı ve
yaklaşan konferans nedeniyle Bü-
yükşehır Belediyesi'nin yardım-
larına muhtaç kalınınca kendileri-
ninbeşinci Ulusal KomiteToplan-
tısı'na davet edildiğini vurgulayan
Erdoğan. şöyle dedi:
"Biz HABITAT-2'\e, beledive
olmamızsebebiyle ülkemizin ve Is-
tanbul'un prestiji ve tanıttmı için
fiili olarak kardıyonız. Bu hazır-
lıklar için toplam ildbuçuk trih on
liralık bütçe a> ırdık ve bu manada
birtrilyonun üzerindevatınnı ger-
çekleştirdik."
tstanbul Büyükşehir Belediye-
si'nin Ulusal Rapor ve Eylem Pla-
nı'ntn hazırlanmasmda herhangi
bir katkısının olmadığını \e rapo-
run altında ımzalan bulunmadığı-
nı anlatan Erdoğan, "Sivil toplum
kuruluşlanmn, yani bu konuda e-
sas söz sahibi olması gereken hal-
kınuzın düşünceleri. teklifleri ra-
por dışında kalnıış. temsil imkânı
bulamamıştır" dedi.
Ulusal Rapor'da."gerçek srvil
toplum kunıluşlan olan dini gnıp
vecemaatJer"in bölücü teşkilatlar
olarak takdim edildiğini ve aıle
konusundaki görüş ve değerlen-
dinnelerinı de paylaşmadıklarını
belirten Erdoğan, bu konudakı
eleştirilerini Ulusal Komite'ye
ilettiklerini, ancak dikkate alınma-
dığını söyledi.
HAFTAYA BAKIŞ
AHMET TANER KJŞLALI
Kemalizm İsviçre'de...
Zürıh'te bindiğimız taksınin şoförü bir Türktü.
On altı yıl önce -daha çocuk yaştayken- istanbul'dan
gelmiş bir Çanakkaleli. Anayurduna yakın ilgısi sürü-
yordu... Hangi partiyi desteklediğını sorduk.
Ecevit'e büyük saygısı varmış. Ama seçimler sıra-
sında Türkiye'de olsa, MHP'ye oy verirmiş... Nedeni-
ni tek tümce ile açıkladı:
- Sız de burada yaşasaydınız, ya MHP'li olurdunuz
ya da RP'Iİ!
Kendini dışlayan, çok varlıklı ve çok bireyci bir top-
lum... Ermeni sorunundan Kıbns'a. oradan PKK'ye
kadar, Türkiye'ye karşı önyargılı, anlayışsız bir kamu-
oyu...
Ve.. ya katı bir biçimde dine ya da katı bir biçimde
milliyetçiliğe sarılmak zorunda bırakılan Anadolu insa-
nı.
Ama şimdi, Isviçreli Türklere de üçüncü bir seçenek
sunuluyor Kemalizm!
• • •
ilk toplantı Kreuzlıngen'de idi.
On-on beş bin nüfuslu küçük bir yerteşme birimin-
de, bır avuç Türk bir araya gelmiş. Bir yıl önce, Uğur
Mumcu'nun öldürülüşünün yıldönümünde, Atatürkçü
Duşünce Derneği'ni kurmuşlar.
"Ancak birkaç aylık ömrû olur" demiş herkes. Ama
variığını sürdürmüş... Hem de etkı alanını genişleterek.
isviçre'dekı bu ilk ADD'nın başkanı Ruhi Karade-
niz bır ışçı. İstanbul Edebıyat Fakültesi mezunu Hü-
seyin Yeni dışında, yönetimde görevli herkes işçi.
Dinci ya da ülkücü dernekler gıbi büyük parasal kay-
naklan, dış destekleri yok. Ama inançlan ve bilınçleri
var.
Çocuklanna karanlık bir Türkiye bırakmamakta ka-
rarlılar.
• • •
Altı milyon nüfuslu İsviçre'de 80 bin Turk yaşıyor.
Ve Isviçreli Türkler, Almanya'dakilerden çok farklı.
Yüzde 18'i yükseköğrenimlı. Bugün Isvıçre'nin gene-
line yayılmış Türk diş doktorlannın sayısı 300'ü bulu-
yor. Isviçreliler arasındaki yükseköğrenim oranı ise sa-
dece yüzde 4.
Zurıh Atatürkçü Düşünce Derneği'nin Başkanı Şe-
ner Tiniç Kızıldoğan, bir mühendis. Derneğın kuru-
culanndan Orhan Özkul gıbi o da akademisyen...
Atatürk'un silah arkadaşlarından Hüsrev Sami Kızıl-
doğan'ın kızı.
Husrev Sami Bey, Selanik'teki askeri okulda, Mus-
tafa Kemal ile bırlikte silah üzerine yemin eden dört
kışıden birisı... Sıvas Kongresi üyesi, istiklâl Mahke-
mesi Reisi, Kars Milletvekili.
Zürih ADD, ilk yılını görkemli bir genel kurul toplan-
tısı ile noktaladı.
Coşkulu, bilinçli ve kararlı bır kalabalıkla...
isviçre'deki iki Atatürkçü Duşunce Derneği'nin ge-
nel kurullannda konuşmacı olmaktan kıvanç duydum.
• • •
Isvıçre toplantılannın bir konuğu da Almanya Ata-
türkçü Düşünce Dernekleri Genel Başkanı Dursun
Atılgan dı.
Sayın Atılgan, ADD'lerin Avrupa'da yayılmasına ne-
redeyse tum yaşamını adamış bir insan. İsviçre'deki
ADD'lere de yardımcı oluyor... Köln'deki Atatürk Kül-
tür Merkezi'nın başansını ise konuşmacı olarak giden
dostlarımdan duyuyorum. . ı
Atılgan'ın konuşmaları, Avrupa'daki Türklerin sık sık
karşılaştıkları bir konuya ışık tutuyordu. Amacı insan-
lan düşünmeye yöneltmekti:
- Türklere Anadolu kapılarını açan Malazgirt Sava-
şı'nda. Alpaslan ın karşısmda Romen Diyojen vardı.
Peki Kürtler neredeydı?.. Unlü Şerefname, acaba ni-
çin Kürtçe değil de Farsça yazılmıştı?
- Rus dilbilimci Vladimir Minorski şöyle diyor: "Tüm
yaşamımı Kürtçe ıçın harcadım. Ama topladığım söz-
cükler ya Türkçe, ya Farsça, ya Arapça, ya Dürzice,
ya Asurca. ya Yunanca çıktı... 164 sözcüğün ise kay-
nağını bulamadım."
- ingilizler, Kuzey Amerika'ya, İspanyol ve Portekiz-
lıler Latin Amerika'ya dillennı yerleştirdiler. Fransızlar
Cezayır'e 70 yılda kendı dilini kabul ettirdi... Türkler Ce-
zayir'de 300 yıl kaldı. Kürtleıie bin yıldır bır arada. Kül-
türel baskı yapsaydı, böyle mi olurdu?
- Ülkeler, hiçbir zaman dile göre bölünmemiş. Ame-
rika kıtası bunun en somut örneklehyle dolu. Lüksem-
burg'un kendi dili var, ama resmi dili Fransızca... Ta-
rihte din için çıkan savaş çok, ama dil için çıkan sa-
vaşyok!..
• • •
İsviçre'de güçlü bir Türk baskı grubu oluşuyor.
Sayıca önemli... Eğitim düzeyi yüksek... Kemalizmin
ışığına inanmış...
Yapılacak çok şey olduğunun, ama devlete değil
ancak kendımize güvenebileceğimizin bilincinde...
Erdogan, HABITAT-2 Konferansı ile ilgili bir basın toplantısı yaptı. (Fotoğraf: MEHMET DFMİRKAYA)
DYP'li Mehmet AN Yavuz
'Erozyon terörden
daha tehlikeli'
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-DSP Ankara Mil-
letvekili Hikmet Uluğbay.
Türkıye'nin çölleşmesı
tehlikesine dikkat çekerek
"Bu topraklar bizim son
durağımızdır. TBMM par-
n'ler üstü bir karar almak
zorundadır~ dedi. DYP
Konva Milletvekili Meh-
met Ali Yavuz, erozyonun
terörden daha tehlikelı ol-
duğunu söylerken Orman
Bakanı Nevzat Ercan da
düzensiz yararlanma nede-
niyle ormanlann verim
güçlerinın azaldığına dik-
kat çekerek orman y angın-
lannın önlenmesi amacıy-
la sahıp olunan teknik do-
nanımlann arttınlmaya ve
geliştirilmeye çalışıldığını
belirtti.
TBMM Plan ve Bütçe
Komısyonu'nda dün. Ta-
rım ve Köyişleri Bakanlı-
ğı'nın bütçesınin ardından
Orman Bakanlığı'nın büt-
çesi ele alındı. Orman Ba-
kanlığı'nın 1996 mali yılı
bütçesi, l tnlyon 103 mil-
yar 200 milyon arttınlarak
6 tnlyon 507 milyar 200
milyon lira olarak kabul
edildi.
Orman Bakanı Nevzat
Ercan. koınisvonda yaptığı
konuşmada. orman alanla-
nnın arttınlması için "anı
ormanı" çalışmalarının
sürdüğünü belirterek eroz-
yon kontrolü çalışmaları-
nın da hızlandırıldığını
iöyledı Orman yangınlan-
nın önlenmesi amacıyla sa-
hıp olunan teknik dona-
nımlann arttınlmaya ve ge-
liştirilmeye çalışıldığını
anlatan Ercan. son 10 yıl
için en az yangının geçen
yıl meydana geldiğini be-
lirtti.
DSP Ankara Milletveki-
li Hikmet Uluğbay. Türki-
ye'nin erozyon olgusu ile
karşı karşıya bulunduğunu
anımsatarak çölleşme teh-
likesine dikkat çektı. Geli-
nen süreçte dünyada göç
edılebılecek yer kalmadı-
ğını belirten Uluğbay.
"Eğer bu ülkeyi çölleştirir-
sek biz vaşavacağız. cennet
haline dönüştürürsek vine
biz yaşavacağız. Bu toprak-
lar bizim son durağımızdır.
TBMM, partilerüstü bir
karar almak zorunda-
dır"dedi. Uluğbay, ağaç-
landırma çalışmalan yapı-
lırken bölgelerin özelliğine
uyum sağlayacak fidanla-
nn seçilmesi gerektiğini
bildirdi. DYP Konya Mil-
letvekili Mehmet Ali Ya-
v uz da erozyonun terörden
daha tehlikelı olduğunu
vurgularken CHP İstanbul
Milletvekili Algan Haca-
loğlu da sınırlann silahla
korunabıleceğinı. ancak
ormanlann silahla korun-
masının mümküıı olmadı-
ğını söyledi.