07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA CUMHURİYET 5NİSAN1996CUMA 12 GEZI Büyük umutlarla gittiler, ama hiçbir şey düşündükleri kadar kolay olmadı... Rusya'daranudayolculukYazı ve fototraflar: AHMET ŞEFİK MOLLAMEHMETOĞLU TRABZON (Cumhuriyet) - Sovyetler Birliği'nın dağılması ve reel sosyalizmin tarihe kanşması uluslararası dengeleri al- tüst ettığı gibi yeni olanaklan da peşinden getırdi. Özellıkle bu bölgenin yanıbaşın- da bulunan Türki>e için yeni durum. ye- ni ufuklar anlamına geliyordu. Nıtekim SSCB bünyesindeki cumhuri- yetlenn birer bağımsız devlet olarak tarih sahnesındekı yerlenni almalarıyiaTürki- ye. çok yönlü ekonomık. ticari ye kültü- rel ılışkiler için ataklar yaptı. Ozellikle 350 mılyonluk Karadeniz havzası. belki de düny anın en önemli ticari ve ekonomik olanaklanna Mahip bir bölgesiydi. Kara- deniz Ekonomik Işbirligı'nde(KEt)ken- dini bulan bu işbırliği süreci başlangıçta herkesımtarafından heyecanyarattı. An- cak zaman geçtikçe uluslararası ilişkile- rin realıtesi bu çabalara damgasını v urdu. İş hiç de o kadar kolay değildi. Tarih- sel. konjonktürel ve bölgesel ilışkiler. yaklaşım fark.lilik.lan, kaygılar. bu ülke- lerin içınde bulunduğu ekonomik. politik ve toplumsal istikrarsızlıklar \ b. kısa va- dede bu sürecin realize edilmesini engel- liyordu. Geçen zaman içinde de bu sürecin ba- bası sayılan Türkiye de içinde bulunmak üzere biitün sürece katılan dev letlenn ça- baları.dıplomatıkataklar\e iyi niyetgös- terilennm ötesıne geçemedi. Ama BDT. Karadeniz havzası. ekono- mik \ e tıcan açıdan ınanılmaz olanaklar- la doluydu. \'e bütün dünyanın gözü bu olanaklardan yararlanmaya çevrilmıştı. Öncüler Romanya'dan Gürcistan'a. Türk cum- hunyetlenne kadar bu geniş coğrafyada küçük tasarrufçuların bırçok riski göze alarak gerçekleştırdikleri keşif gezileri. gelecekte yaşanabilecek olağanüstü işbir- liği süreçlerinin ilk adımlannı oluşturdu. Türkiye"de Trabzon \e Rusya'da Soc- hi, bu gösterişsiz başlangıcın sembolü gi- biydi. Sochi. Rusya Federasyonu'nun turizm merkezı. Yani bizim Antalyamıza eşde- ğer. SSCB döneminde de en büyük tu- rizm merkezi. Yatak kapasitesi 120 binin üzerinde. Beşyıldızlı devoteller. 100'ün üzerınde bızım dört yıldızlı. beş yıldızlı otellerimizeeşdeğersanatoryumlarveıri- li ufaklı çok say ıda konaklama merkeziy- le tam bir turizm merkezi. 194O'lı. 50'lı yıllarda düzenlenmiş. 500 bin nüfuslu kent tamamen yeşile gömül- müş. Yazlık nüfusu tunzmin iyi olduğu zamanlarda 6 milyonu bulan, her yanı sa- natsal mekânlarla bezenmiş. heykellerle donatılmış. küçük bir çalı parçasının bile korunduğu bir kent. Ama Sochı'nin yeni uluslararası duru- mun ortaya çıkmasından sonra özellıkle bizim açımızdan daha özel bir anlamı var. Sochi. Rusya Federasyonu'na gıriş kapı- sı. Ve etkileyici bu kapıdan, sonsuz ola- nakların saklı bulunduğu dünyanın coğ- rafi \e nürus olarak en büyük ülkelerin- den birine girilıyor. Kapıların açılmasıyla başta Trabzon- lular olmak üzere ozellikle Karadenızli- ler Soehi'yi nıesken tutmuşlar. Geçen 6 yıllıksüreç içinde Sochi'de küçük bir Tür- kiye oluşmuş. Resmi rakamlara göre bu- gün Sochi'de 5 bine yakın Türkiye Cum- huriyeti vatandaşı çalışiyor. yaşıyor. Bu ınsanlar. memleketlerindeki küçük tasarruflannı binbir güçlükle bu ülkeye aktarmışlar. E\ini. arsasını. dükkânını satmış. bu yeni ülkede nasıl iş yapacağı- nın arayışına girmiş. Önce önemli ölçüde \urkaççı gelmiş. Hem Türk hem de birçok Rus işadamı mağdurdurumda kalmış. Rus piyasasına giren bu açıkgözlüler ya piyasayı dolan- dırmış ya da kötü mal vererek Türk mal- lanna karşı olan güveni zedelemiş. Rus- ya'nın içinde bulunduğu geçiş sürecinin yarattığı pratik \e hukuki karmaşa da bu insanlanmızın üzerine binmiş. Yaşanan büyük sıkıntılara rağmen Tür- kiyenin bu cesur öncüleri, Rusya'yı terk etmemişler. Yalnızlık duygusu Sochi'nin her yanındaTürkiye'den. va- tandaşlanmızdan bir iz görmek mümkün. lnşaatlar. pastaneler, fınnlar. restoranlar. mobılyamağazalan,çeşitli ticari bağlan- •Şaşaalı sözleri, diplomatik komplimanları bir türlü aşamayan KEİ süreci bir tarafa, kapıların açılmasıyla Türkiye'den bu bölgelere ciddi bir yöneliş ortaya çıktı. Karadenizlilerin öncülük ettiği bu yöneliş geçen 5-6 yıllık süreç içinde Rusya'nın birçok yerinde küçük Türkiyeler yarattı.. •Ancak Rusya'da çalışan Türklerin en büyük sıkıntılarından biri de dağınıklık. Birçok işadamının vurguladığı şey ne yazık ki Türklerin birbirleriyle rekabet içinde olmaları. Türk inşaat şirketlerinin çalışmalanndan bir görüntü (üstte), Soçi'deki Lenin heykeli (ortada), Rusların büyük ilgi gösterdikleri Soçi'nin merkezi yerinde kurulu bir Türk pastanesi (altta). tılar için kullanılan ticari bürolar. market- ler... lşçilerimiz, işadamlanmız herkes hum- malı birçalışma içinde. Kendileri için ya- şamsal önem taşıy an bu olanaklardan ya- rarlanmak için büyük çabalar harcıyor. büyük mücadelelerveriyorlar. Artık vurkaççıların yarattığı kötü ima- jı silmek için büyük bir çaba içine girmiş- ler. İyi ış yapıp iyi mal satmak amacında- lar. " Ancak vatandaşlanmız bütün bunlan yaparken büyük bir yalnızlık içindeler. Her türlü sorunlarıyla kendileri uğraş- mak. kendi çözümlerini kendileri yarat- mak durumundalar. Çünkü devletleri bu insanlara el uzatmıyor, bu insaniarın yap- tıkları ve yaşadıkları konusunda büyük birbilgisizlik veduyarsızhk içinde bulu- nuyor. Rusya'ya giriş yapan Türklerin büyük birçoğ'unluğu da Sochi yolunu kullanıyor. Buradaki Türklergerek Rusyetkilileri ve gerekse yasadışı oluşmuş birçok güç oda- ğı ile birçok sorun yaşıyor. Ancak çok kü- çük sorunlannı çözmek için bile Mosko- \a'ya gitmek zorundalar. Çünkü büyü- kelçilikburada. Sochi veçevresindeki va- tandaşlarımız bir an önce Sochi"ye bir konsolosluk açılmasını istiyor. Onlardev- leti arkalarında görmek istiyorlar. Bugü- cü arkalarında hissetmeleri halinde bü- tün Rusya piyasasında iki ülke açısından da çok olumlu işbirliği süreçleri yarata- bileceklerine inanıyorlar. İşadamiarının çabaları Rusya'da ekonomik ve ticari alanda yü- rütülen çabalarda de\ let büyük ölçüde devre dışı kalmış. Bu boşluğu işadamla- rı kendi çabalanyla doldurmava çalışı- vorlar. Trabzon TSO öncülüğünde oluşturu- lan Uluslararası Karadeniz Kıyısı Ticaret ve Sanayi Odaları İşbirliği Protokolü İş Konseyi. işte böyle biramaca hizmet edi- yor. BukonseyeTürkiye'den. Rusya'dan. Ukravna ve Karadenız'ın diğerülkelerin- den birçok oda katılmış. Konsey Dönem Başkanı Sochi TSO Başkanı Vadim Levchenko. işadamları olarak zor bir görev i başarmaya çahştık- larını belirtivor. Trabzon TSO Başkanı Ma/har Afacan da işadamları olarak el- lerinden gelen çabayı gösterdiklerini; an- cak dev letin kendilerini yalnız bıraktığın- dan vakınıyor. Afacan, Türkiye'nin ekonomik ve tica- ri geleceğinin büyük ölçüde bu bölgede olduğunu: ancak dev letin ve yetkilılerin bu gerçeği görmezden gelerek Türki- ye'nin geleceğini tehlıkeveattıklarınıöne sürüyor. Peki bupiyasalardayıllardır binbir güç- lükle çalışan insanlarımız ne diyor? HalukSarı. Kıv ı Tur adlı şirketın sahıp- lerınden. Terönstler tarafından kaçırılan Avrasva gemisini işleten bu firma. itha- lat-ıhracat da vapıyor. Haluk Sarı. ozel- likle Türk tarafının tavn ile ıki ülke ara- sındakı ticaret hacminin kısa sürede 20 milyardolaraçıkabileceğinibelirtivor. Sı- kıntılar konusunda Rusva'vı suçlamanın yanlış olduğunu belınen Sarı. kendi dev - letlerinin bu pivasalarda neler olduğu hakkında yeterince bilgı sahıbı olmadığı- nı sav unuvor. şö> le dıvor: "Bizim devlet- ten beklentimiz ozellikle ihracat teş\ikle- rindc Rus>a koşullanna u>gun düzenle- meler \apılnıası. Bütün vanlış imajlara. olunısu/Juklara rağmen Türkiye. bu piya- salarda en şanslı ülke. Ancak süreci ken- di lehimi/c çe> irecek çabalara girişmezsek bunu başka ülkeler kapacaktır. Zaten kapmak üzerelerdir. Ne yazık ki burada büyük bir yalnızlığı >aşıyoruz." Hüseyin Özen. Rusv a'da faaliyet göste- ren Firma Rens'in sahıplennden. Onun da sıkıntısıavnı. Dev letin. iki ülke arasında- ki ilişkilerin gelişmesinde daha aktif rol oynamasını istiyor. Çekingen ve yanlış politikaların iki ülkeyi birbirine çekingen hale getirdiğini belirten Özen. bu duru- mun büyük ölçeklere varacak ticari sirkü- lasyonu önledigini v urguluyor. Özen. baş- langıçta yanlış kişilerin yaptıgı hatalardan dolayı Türklere ve Türk işadamlanna kar- şı olumsuz bir yakiaşımın olduğunu be- lirterek şunlan söylüyor: ~Bu piyasalara gerçek işadamları gir- melidir. Şimdi bunlar için çaba harcanıyor. Gerçek işadamları «elivor. Kaliteli maİlar geliyor. Ama ne yazık ki kaliteli mallan- mızı başka ülkeetiketlcri altında Rusva'va sokuvoruz. Çünkü oluşan kötü inıajın or- tadan kalkması zaman alacak. Rusya her şe>içokçabuköğrenhor. Birçok açıdan bi- zim de önümüze geçtiler. Artık de\ let aya- ğa kalkmabdır. Bugün Türk ekonomisinin içinde bulunduğu durumun düzelebilme- si için bu piyasa çok ünemlidir..." Bütün bu konularda Rus tarafı da fark- lı düşünmüyor. Rusya'nın Trabzon Baş- konsolosu Sohrab İbragimm, 4.5 milyar doları resmi, 7 milyar doları bavul ticare- ti olmak üzere büyük bir ticari hacim ya- ratıldığını. bunu çok kısa sürelerde 30-40 milyar dolarlaraçıkarmanın mümkün ol- duğunu belirtiyor. Ibragimov. ekonomik ve ticari ilişkileri karşılıklı çıkarlar teme- linde götürmek gerektiğını, Türkiye'nin bu açıdan ilk sırayı alması gerektiğini vur- guluyor... Çeçen sorunu Hemen hemen bütün işadamlannın üzennde durduğu ortak nokta. Çeçen so- runu. Türkiye'nin Çeçenya sorunu konu- sunda çok belirgin bir vaklaşımı olma- masının Türklerin Rusya'da çalışmasını engellediğini belirtiyor vatandaşlarımız. Rusya'nın Türkiye'yi yakından izledi- ğıni. özellıkle Çeçenya konusundaki çe- şitli tutumların bu ülke tarafından kas- gı\ la karşılandîğ\n\. Türkiye'ş ı kendi açı- larından "terörü destekleyen bir ülke" olarak gördüklerıni vurguluvorlar. Nıtekim son yapılan yerel seçımlerden sonra bütün Türk unsurlannın Çeçenya olavı vüzünden \akin takibe alınması ve kuşkuluların sınırdışı edilmesine yönelik kararlar alındığı bildiriliyor. Natandaslanmız Türkive'nın yaşadığı terör sorununu anımsatarak Türkiye'nin Çeçenya konusunda günlük değil: uzun . adeli bir yaklaşım içinde olması gerek- ığinı. Türk-Rus ılışkılennın çok hassas MT noktava geldığını vurguluvorlar. Türk pazarları Kapıların açılmasmdan sonra özellik- c Karadeniz kıyısındaki yerleşim birim- erimiz ünlü u Rus pazariarTile donan- ıştı. Şimdı bunların karşılığı "Türkpa- /arlan". Rusva'nın çeşitli yerlerınde fa- alıyette. Sochı'de çok büyük bir Türk pa- zarı var. Kentın en merkezi yerındekı Coş- kun ve Engin Kamber tarafından işletı- len Magnolya Otel'in bir kısmı pazar ha- lıne getirilmiş. Daha 6 ay öncesine kadar derme çatma olan bu dükkânlar şimdi tıkabasa mal do- lu. Türkiye'nin neredevse bütün deri ürünlerinin burada olduğunu sanırsınız. Trabzon'dan. Istanbul'danyüklenen mal- lar hep buralara boşalıyor. Buralardan da Rusya'nın dığer yerlerine gidivor. Buradaki esnafımızın kazancı oldukça iyi. Ancak sorunlan da kazançları kadar büyük. En büyük sorunlan resmileşmek. Geçiş dönemınden giderek sıynlmaya ça- lışan Rusya. artık resmi firmalarla muha- tap olmak istiyor. Birçok belirli belirsiz. yetkili yetkisız "vergi" ödemelerine rağmen bu dükkân- lar resmi değil. Şimdi bu esnafımızın en büyük sıkıntısı kendilerine bınlennin ön- cülük yapıp Rus yetkilılerle aralarındaki sorunların çözülmesi. Hepsi gerekli, ya- sal işlemleri yapıp birer işadamı gibi ra- hat çalışmak istıyorlar. Çoğunluğunu Trabzonluların oluştur- duğu veTürkiye'nin heryanından vatan- daşımızın bulunduğu bu kesım. bavul ti- eareti açısından çok önemli işlevlergörii- yor. Günlük yaşantılarıeskıye göre daha iyi. Artık bütünleşmışler. Hırsıza. talancıya karşı ortak hareket ediyorlar. Akşamları Türk telev izy onlarını sey rediyor. Türk ar- kadaşlarının restoranlarında Rus arkadaş- ları ile eğleniyorlar. 400 civannda Rus'a iş olanağı sağlıyorlar. Genelkurmay Başkanlığı tarafından verilen brifingde bakanlık, üniversite ve işadamlanna çağn yapıldı 'Yerli savunma sanayüni birlikte oluşturalnn' • Genelkurmay Başkanlığf nın verdiği brifingde TSK'nin ana silah, malzeme ve yedek parça ihtiyaçlannın sadece yüzde 21'lik kısmının yurtiçi üretimle karşılandığı. yüzde 79'luk büyük bölümünün ise yurtdışmdan sağladığı \nrgulandi. ANK.ARA (Cumhuriyet Bürosu) - Ge- nelkurmay Başkanlığı. Türk Silahlı Ku\- vetleri'nın (TSK)önümüzdeki 25-30 yıllık dönemi kapsayan modernizasyon faaliyet- lerinın. bugünün fiyatlanyla yaklaşık 150 milyar dolar olarak hesaplandığını belirte- rek bu paranın yurtiçinde tutulabılmesinın ve güv enılır bir savunma sistemıne sahip ol- manın tek yolunun. ulusal savunma sana- yiinın gelıştınlnıesı olduğunu bildirdi. Tür- kıye'nm. en fazla sa\unma ahmı yapan NÂTO ülkesı olduğunu kaydeden Genel- kurmay. dışa bagımlıhktan kurtulmak için, devlet-sanayicı-üniversıtelerveüreticiara- smda yakın işbırliğinınsağlanarakyerlısa- vTjnma sanayiinın gelıştırilmesi gerektiğı- nı vurguladı. Genelkurkmay Başkanlığı. Başbakanlık Müsteşarı Birkan Erdal. Dışışlen Bakanlı- ğı Müsteşarı OnurÖymen.diğerbakanlık- Tann müste>ary arduncılan. Orta Dogu Tek- nik Ünıversıtesı (ODTL) ile Bılkent Üni- versitesi rektör v e öğretim üyelen. Türk Sa- nayıcı ve İşadamları Derneği Başkanı ile üyeleri. savunma alanında çalışma yapan yerli firmaların temsilcılerinin de aralann- da bulunduğu bir gruba. önceki gün b'rbri- fing verdi. Genelkurmay Başkanı Orgene- ral Tsmail Hakkı Karadmı v e 2. başkanı Or- general Çe\ik Bir'ın de katıldığı. Tümge- neral £rsin Yılmaz tarafından sunulan bri- fingde. "Türk savunma sanayiinin gelişti- rilmesi. desteklenmesi ve önünün açılma- sıyla ilgili hedef \e amaçlar" vurgulandı. Türkiye'ye yönelik tehditler dikkate alına- rak TSK'y i çağdaş bir yapıya kavuşturmak amacıyla 1990 yılından itıbaren kapsamh bir reorganızasyon projesı başiatıldığı anımsatılan brifingde. TSK'nin öncelikli gereksınımının. 21. yüzyıl savaşlannın ge- rektirdiğı ve C41 olarak tammlanan komu- ta. kontrol. muharebe, bilgısayar ve ıstihba- rat sistemleri ile elektronık harp ve hassa güdümlü füze sıstemlen olduğu belırtıldı. Yürütülmekte olan modernizasyon pro- jelerine karşın. önümüzdekı 25-30 yıllık dönemde TSK envanterınde bulunan harp sılah v e araçlarının büyük bölümünün mo- dernıze edılmesi, envanterden çıkanlanla- rın ıse yeni teknolojiye sahip sıstemlerle değıştinlmesının gerekli olduğu ve bunun maliyetinin de 1995 yıh fiyatlanyla 150 milyar dolar olarak hesaplandığı vurgula- nan brıfınde şöyle dendı: "Bu mebJağın vurtiçindc tutulabilmesinin tek yolu. milli sa% unnıa sanayiimLzi geliştirmektir. Halbu- ki, halen TSK ana silah. malzeme ve yedek parça ihtiyaçlannın sadece yüzde 21'lik kıs- niL yurtiçi üretimle karşılanmakta olup y üz- de 79*luk büyük bölümü yurtdışmdan sağ- lanmaktadır. Modernizasyon konusundaki ilkemiz. TSK ihtiyaçlannı karşılamak için harcanacak kay nağın, mümkün olduğu ka- dar yurtiçinde tutulmasını sağlamak için milli savunma sanay iimiri desteklemek ola- rak özetlenebilir." Dünyadaki diğer ülkelerin. savunma sa- nay iini gelıştırmek ve ulaştıklan düzeyı ko- rumak amacıyla araştırma-gelı^tirme (AR- GE) faalıyetleri için büyük kaynaklar ayır- dıklan da kaydedilen brifıngde. Türkiye" ye yönelen tehditte artış olması nedeniyle sa- vunma sanay li alanındaki yurtiçi olanak ve yetenekleri gelıştırmenın zorunlu hale gel- dıği belırtılerek "Ancak bu maksatla ayn- lacak kay nağın. Milli Eğitim Bakanlığı büt- çesi üzerinde olması da düşünülmemekte- dir" dendı. 1974 Kıbrıs Banş Harekâtı üze- rine uygulanan ambargo nedeniyle 1976 yılında savunma sanayiı stratejisı belırlen- diğı anımsatılan bnfingde. buna karşın bu- güne kadar TSK gereksinimlerinı yurtiçi üretim yoluyla karşılamanın olanaklı olma- dıeına işaret edilerek şu aörüşlere yer ve- nldi: "Halen Türkiye. dışanya en fazla savun- ma sanayii işi ihale eden N.ATO ülkesidir. NATO ülkelerince. ABD ve Kanada hariç, son 3 yılda verilen 4.8 mity ar dolaıiık ihale- nin yüzde 25*lik bölümü, Türkiye tarafın- dan verilmiştir. Bunun nedeni. TSK ihtiy aç- lannı karşılayacak milli sanayii tesislerinin bulunmayışıdır. Dünya silah ticaretinde ön sırayı alan çevre ülkeler arasında Türkiye. Suudi Arabistan'dan sonra en büyük silah ithalatı yapan ülke konumundadır. İ çüncü ülke ise Vünanistan'dır. Bu durum üzüntii vermektedir." Brifingde. ;>av unma sanay iınin gelıştıril- mesi ıçın almabilecek önlemler şöyie sıra- landı: - Savnnma sanayii alanındaki ilkeler ve hedefler. devlet tarafından beliıienmeli. stratejik önemi hau kurum ve kuruluşlann idamesini sağlayacak yasal düzenlemeler yapılmalıdır. - L'retım ve tedank hızmetını. sağlıklı bir bıçimde y ürütmek. dığer kurum v e kuruluş- larla koordınasyonu sağlamak ve AR-GE çalışmalarını yönlendırmek için merkezi bırörgütünolu^turulması uygungörülmek- tedir. Buamaçla TSK bünyesınde bir çalış- ma başlatılmışıir. Ayrıca. Genelkurmay Başkanlığı'ncaonar yıllık penyotlar halin- de belırlenen TSK ihtiyaçlannın. TB- MM'deonaylanarak sanayıcıyı teşvikede- cek şekılde ya;.alaştınlmasi ve her yıl büt- çeya!>as^kap^amında kaynakaynlması.bu alanda yatırım yapacak sanayii kurulu^la- nna güvenco kazandıracaktır. - GeUşmiş bir silah sistemine güvenebil- mek için. tasanm. üretim ve ozellikle üriin kontrollerinin milli olarak yapılması gerek- mektedir. Aksi halde tedarik edikn sistem- ierin dinlenmesi. kanştınlması veya kulla- nılamaz hale getirilmesi riskleri vardır. - Sav unma sanay u alanında dışa bağım- lı olduğumuz kritik teknolojiler tespit edi- lerek projeler başlatılmalı ve AR-GE için yeterlı kaynak aynlmalı. aynca ünıversıte- lerde mevcut potansıyel savunma sanayii sektöründe değerlendınlmelidir. - TSK ihtiyaçlannın karşılanması için kullamlacak 150 milyar dolann önemli bir bölümü yurtiçinde kullanılabildiği takdir- de Türkiye'nin. uluslararası sav unma sana- yiinin önemli bir pazan olma durumundan kurtulacağı düşünülmektedir. - Bu anlay ışla dev let-sanay ıcı-üniversite arasında yakın işbirliği tesıs edilerek kamu v e özel ilgili tüm kurum v e kuruluşlann po- tansiyeli koordınelı bir biçımde harekete geçırilmelı. dışsatım yeteneğı geli^tırılme- lı ve yurtiçi üretim çabalarının desteklen- mesi temel prensip olarak kabul edılmeli- dir. -Genelkurmay Başkaıılıyı'nca.savunma sanay iinin geliştirilmesi konusunda başlatıl- mışolan girişimlere. ilgili tüm kurum ve ku- ruluşlar ile sanay icilerimi/in katılmalannı ve öncülük etmelerini beklemektey iz. TSK. bu konuda üzerine düşeni vapmaya hazır- dır. ANKARA... ANKA... MÜŞERREF HEKİMOĞLU Son YolculuklarKorkunç kaza haberı kaç kez yayımlandı TV ekran- lannda. Bir yanlışhk sonucu cenazeyle ilgili duyuru ya- yımlanamadı. kımi dostları son yolculuğa katılamadı. A- ma Sevim Buluç Deryaıçin daha güzel bir tören olur muydu bilmem? Dınlerken gülümsüyor, onun da gülüm- sediğini düşünüyorum. Ölümün uyarısını yinelıyor bu tö- ren, yaşamın uzantısı olduğunu, sevgiyle yaşayanların, sevgiyle çalışanlann, dünyaya, insanlara sevgiyle ba- kanların, sevgiyle uğurlandığını kanıtlıyorson yolculuk- lar. 18 Mart Universitesi'nin Fen ve Edebiyat Fakültesi Dekanı, arkeolog profesör doktor Sevim Buluç da Ça- nakkale'de çok sevılen bir aydın kadın. Belediye baş- kanı da çok derinden hissediyor onu yıtirmenin uzün- tüsünü. Özel otobüs kaldırıyor Istanbul'a, öğrencileri Erenköy'de Galıp Paşa Camiı'nde sevgi ve saygı duru- şuna geliyor Sevim Hoca'ya. Yaşlı gözleriyle onu yitir- menin acsını anlatıyorlar. öğrencilere sıcak bakışını, bir dost, bir anne gibi davranışını. Birçıçek demeti gibi bü- tünleşiyorlar mezar başında. Sevim Buluç Derya. Kü- çükyalı Mezarlığfnda şimdı. karşıda deniz ve adalar... Ancak bu ölümün başka bir yuzü de var. O yüzü iyi görmek gerekıyor. Trafik kazalarmda her gün kaç kişi ölüyor ülkemizde! Kaç araç hurdaya dönüşüyor. Hur- dalaşan bir duzeni de izliyoruz bu kazalarda. Bu kaza- lar neden önlenemiyor, bir kontrol sistemi neden kuru- lamıyor, başvuran herkese nasıl ehlıyet veriliyor, kaza- nın nedenleri nasıl saptanıyor, tutanakları kimler, nasıl yazıyor? Örneğın Sevim Buluç ile ilgili haber haylı çe- lişkili. Kaza, akşam 21.30'da, aılesine sabahleyın haber veriliyor. Para çantası, kimlik kâğıdı yok ortada! Kim bı- lir nereye gitti, belkı bulunur, belki bulunmaz! Dahası var, kazayla ilgili haber, arabaya bir kamyonun çarptığını ve kaçtığını bildiriyor. Oysa Avcılar Karakolu'nun tutana- ğında kamyondan söz yok! Ama Sevim Buluç'un ön- deki kazayı görerek yavaşlattığı arabasına çarpan birta- şıt var elbet. Ayrıntı değil bunlar. aydınlanması gereken konular. Giden gelmiyor, ama gerıde kalanlara güven- ce gerekir. Ölülere de, dirilere de sevgiyle bakmayan, insana değer vermeyen bir ülkede yaşamak. vatandaş- lık duygusunu zedeüyor doğrusu. Kimler hiçbir kusuru olmadan can veriyor yollarda. nice değerlı insanımızı. sanat, kültür, bilim adamlarımızı yıtırıyoruz, TV'de kor- kunç gorüntüler, gazetelerde korkunç fotoğraflar, ışte o kadar! Karar veremiyor ınsan, en lüks otomobilleri üre- terek çağdaşlıktan söz edilemez değil mi? Bir de yollar var, Ankara - istanbul TEM yolunda da kocaman çu- kurlar var, batıp takla atmak çok olası. yeni bir yol, a- ma hızla eskiyor. Onarılmıyor! Ankara trafığıne günde beş yüz yeni araba, istanbul'a şu kadar. Izmir'e bu ka- dar dıye övünüyoruz. ama yollarla övünebilir miyiz? Sü- rucülere nasıl güveneceğız. hız tutkusunu nasıl önleye- ceğiz? Yeterlı denetimi nasıl sağlayacağız, kaza yerle- rine nasıl yetişeceğiz, her düzeyde gerekli eğitimi nasıl vereceğız? Bu sorular yalın yanıtlar beklıyor. Yaşamsal sorunlar yalnız trafikte değil elbet. Her dal- da sorunlar var, beklentiler var toplumda. Ancak yanıt yok, çözüm yolunda belırtıler yok. Giderek düğümlenı- yor neredeyse! Açık seçık göremıyoruz önümüzu, bu- günden yarına neler değişecek bılmıyoruz, belli yorum- lara katılmakta zorlanıyoruz. Kımı haberler gerçeğe mi dayanıyor, hayal gücünden mi kaynaklanıyor karar ve- remiyoruz. Hayal gücüyle sağlıklı kamuoyu oluşabılır mi? Sağ- lıklı kamuoyu oluşmayınca sağlıklı gelişmeler beklene- bilir mi bir ülkede? Giderek hiçbir şey bekleyemez du- ruma gelmemiz, bu nedenle bence. Basınımızda yaşa- nan serüvenler tehlikeli boyutlara varıyor. Tekelleşme eğılimi güçleniyor. Oysa sağlıklı kamuoyu, çoksesli ha- berlerle oluşur değil mi? ^ . ^ Ancak olumlu gelişmeler de var. Gazetecıler-Gemi- yeti'nın son seçım sonuçlarını da olumlu bir gelışme dı- ye yorumluyorum ben. Nail Güreli ve arkadaşlarına başarılar diliyorum. Nail Güreli, mesleğımızın gerçeğı- ni iyi bilen, özeleştiriden geri kalmayan, doğruları söy- leyen, konuşmasından hoşlanmayanları da özeleştiri- ye yönelten davranışlarıyla onurlu bir başkanlık sergi- ledi, mesleğimizi de onurlandırdı. Son seçımi bir uyarı, dahası bir onay dıye düşünüyorum ben. • • • Okurlarım biliyor, acıyı, gerilimi, karamsarlığı, sanat olaylarıyla aşarım her zaman. Gözümde bir olay nede- niyle Müzik Festivali'ne katılamadım bir sure. Baba- oğul Oistrakh'ları da gozum kapalı dinledim. Beetho- ven'ın iki romansını Igor Oistrakh çaldı. keman kon- çertosunu oğlu Valery. Igor Oıstrakh'ı ilk kez ızliyorum konser yönetirken. Değneği de yayı kadar usta. O gü- zel konser çok da düşündürücü bence. Çünkü David Oistrakh'ı da anımsatıyor. Vaktıyle Prag Bahan'nda dinledim onu. Bir gazeteci soruyor: - Şu anda dünyanın en önemli kemancısı kim? - David, dıyor hemen. Gazeteci yine soruyor. - Pekiy, gelecekte? Bu kez "Igor", diyor. Oysa birde Valery var! Oıstrakh'lann üçuncü kuşağı. Çalarken bel- li birikımi, güzel altyapıyı sergıhyor. Alkışların sonu gel- meyince baba Oistrakh çok duygulandı, ıkınci bölümü yeniden çaldı orkestra. O coşkuyu yaşamak güzel bir olay. Bir sanatçıyı üç kuşak boyunca doruklara ulaştır- manın gizemi de bu bence. Başka türlü sürüngenler tu- rü yaşıyor, eteklerde dolaşıyor insanlar, küçük bir tepe, sıradağlardan biri oluyor. doruklara tırmanamıyorlar. Konserden sonra Çankaya kulesinı seyrettim yol bo- yunca, kulenin ışıklarında da sevgili Sevim Buluç Der- ya'yi- Kuleyi ne güzel selamlar, mimarını nasıl coşkuy- la kucaklardı! Başkentin evleri, sokakları da onu kucak- lıyor şimdi. Dostları, öğrencileri onu konuşuyor. Coşku- sunu. güzelliğini ve özelliğini. Kimi kişiler öldükten sonra da güzel yaşıyor bence... B U L M A C A SEDATYAŞAYAS 1 2 3 4SOLDAN SAĞA: 1/ Istanbul'un Emınönü Meyda- m'ndaki ünlü ca- mi. 2/ İki büyük- lük ya da ıki nice- lik arasındakı ba- ğıntı.... Uzun tüy- lü bir süs köpeği. 3/ Ham petrolden elde edılen bir tür 6 mineral yaâ. 4/ Bılgıçlık taslayan kimse... Yetnek. 5/ Kutsal ışık... Rus köylüsü. 6/ _ Bir nota... İngıltere ABD'de kullanılan arazı öl- çüsü bırımi... Bir bağlaç. 7/Paylama... Berilyum ele- mentının sımgesı. 8/ Satran- cın ilk adı ve kökenı ola Hint- çe sözcük. 9/ " Cânan gide. rindan dağıla. mey ola —- Böyle gecenın hayr umulur mu seherınden" (Ziya Pa- şa)... Kımyada basıt şekerle- re verilen «enel ad. YUKADIDAIN AŞAĞI\A: 1/ İçinde akımsız elektrık yükü bırıktırılen aygıt. 2/Rütbe- sizasker... ^'ıldızgörünümlü. ışınım gücüçok yüksek gök- cımsı. 3/ Havaalanlarında bulunan ve çe\redekı uçuşları de- netlemeye yarayan sistem... " — çıkınca ortaya mazı silın- melı" (fevfık Fikret).4/Kendibineınanılan. sır verilen kım- se... Divan şıırının ölçüsü. 5/Kimı bıtkilerden sızan yapı^tı- rıcı bırmadde. Radyumun sımgesı. 6/ Bırtür îngılız bırası... Çöl Arapları. 7/Terzılenn pjtroıı çıkarmak ıçın kullandık- lan bırçeşıt saydam kâğıt... Genişiık. 8/ Eklenmı^. ılı^tınl- miş... Çin ve Japonya'da oynanan bir çeşıt satranç. 9/Öğü- tülmüş tahıl... Izmir'in bir ilçesi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle