25 Aralık 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
20 NISAN 1996 SALI CUMHURIYET OMir« EKONOMI Yerginin yüzde 65'ini ödeyen ücretli, ulusal gelirin yalnızca yüzde 22.3'ünü alıyor En kolay vergi bordroludan • Kayıt dışı ekonominin 50 milyar dolara ulaştığı Türkiye'de, hükümetler en kolay geliri çahşanlann bordrolanndan kesilen vergiden sağhyor. Beyanname usulü vergiye tabi olan kesimlerden ancak gösterilen gelir üzerinden vergi kesilirken çalışanlar ücret veya maaşlannı almadan vergisini ödüyor. ESRAVENER AMCARA- İ995 >ıiında 280 trilyon lira ile gelır \e kurumlar vergisi toplamının yüzde 65'ını odeyen bordrolu çalışanlar. ulusal gelirden yalnızca yüzde 22.3 düzeyinde pay alabildiler. Prof. Dr Süleyman Özmucur'un yaptığı hesaplamalara göre. çalışanların ulusal gelirden 1994 yılında yüzde 25.1 düzeyinde aldıkları pay. geçen yıf yüzde 22.3 oranına kadar düştü. Sanayıcı \e ışadamlanna ıse geçen yıl vergi indirimi ile gümrük muafiyetı olmak ilzere 708 trilyon liralık yatırım teş\ıki \erildi. Vergi denetiminin vapılamadığı \e kayıt dışı ekonominin halen 50 milyar dolar düzeyinde bulundugu belırtılen Türkıyede, hükümetler en kolay geliri stopaj usulü) le aldıkları. çalışanların bordrolanndan kesilen vergiden Hükümetler en kolay geliri çalışanların bordrolanndan kesilen vergiden elde edhor. sağlıyorlar. Kurumlar. serbet meslek sahiplerinden kesilen \e isteğe bağlı beyanname usulü vergıye tabı olan kesimlerden ancak gösterilen gelir üzerinden vergi kesilirken. çalışanlar ücret veya maaşlannı almadan vergısını ödüyorlar. Malıye Bakanlığı venlerıne göre geçen yılda dolaysız. gelir üzerinden alınan vergılerın yüzde 65'ını çalışanlar ödedı. 1995 yılında toplam 329 trilyon 690 milyar liralık gelir, 102tnlyon77l milyar liralık da kurumlar vergisi alındı. Gelır vergisınin 280 trilyon liralık bölümü çalışanlann ücret ve maaşlanndan stopaj usulü kesilen vergilerden sağlandı. Verilere göre bordrolardan kesilen 280 trilyon liralık vergınin 130 trilyon lırası kamudaki memurve işçilerın maaş-ücretlennden. 150 trilyon lırası da. özel sektörde çalışan işçilerın iicretlerinden kesildı. Vferginin yüzde65% Gelır üzerinden alınan \ergilerin yüzde 65'ini karşılayan çalışanlar. ulusal gelirden ise yüzde 223 oranında pay aldılar. Prof Dr. Özmucur'un yaptığı hesaplamalara göre 1995 yılında ulusal gelirden tanm sektörü yüzde 16.4, çalışanlar yüzde 22.3 oranında; kâr, rant ve kıra gelırlerinı alan kesimlerde yüzde 61.3 oranında pay aldılar. Bunagöre çalışanların 1993 yılında ulusal gelirden yüzde 32 8 düzeyinde aldıkları pay, Î994 yılında yüzde 25.1 oranına. 1995 yılında da yüzde 22.3 düzeyine kadar düştü. Buna karşın da rant. faiz ve kıra gelirleri sahiplerinin ulusal gelirden 1993 yılında yüzde 50 I oranında aldıkları pay. 1994 yılında yüzde 57.6, geçen yıl da yüzde 61.3 oranına kadar yükseldi. Ulusal gelirden tarım kesımi 1993 yılında yüzde 14.^8. 1994 yılında da yüzde 15.9 düzeyinde pay almıştı Türkiye Işveren Sendikalan'nın özel istihdam büroları modelinin kaçak işçiliği körüklemesinden korkuluyor Işçide özel istihdam bürosu endişesi NLRTEN VALÇ1N Türkiye tşveren Sendikalan Konfederasyonu'nun (TİSK) önerdiği özel istihdam bürolan modeline işçi çevreleri "tem- kinli"yaklaşıyor. Işverenler. Jş ve Jşçi Bulma K.urumu'nun "memurzihıme- tiyle" çalışarak bu konuda ve- tersiz kaldığını belırtiyor. fşçı sendikaları ıse özel istihdam bürolannı prensıpte destekle- mekle birlikte. önenlen mode- lın başta göçmen ışçiler olmak üzere. kaçak işçi pazannı ucuz emekle çalıştırmanın yeni bır yolu olabileceği endışesinı dıle getıriyorlar. Sendıka temsılci- leri, önerilen modelin yasal çer- çevesinin işçi kanadının da ona- yı alınarak oluşması gerektiği üzerinde duruyorlar. TİSK. çıkanlacak biryasa ile serbest bırakılması gündemde olan özel istihdam bürolan için model önerdi. TlSK'in mode- lınde bürolann dinamik bir ör- güt ve yönetim çatısına sahip • TÎSK Başkanı Refik Baydur, devlet bünyesindeki İş ve İşçi Bulma Kurumıf nun yetersiz kaldığını söyleyerek özel sektörün kendi ihtiyacı olan işçiyi kendisinin yetiştirmesini savunuyor. • DİSK Başkanı Rıdvan Budak, kaçak işçi potansiyeline dikkat çekerek özel istihdam bürolannın yasal olmayan ücretlerle kalifiye olmayanlara iş önceliği verme ihtimali nedeniyle endişe taşıdıklarını dile getiriyor. olması \e büroların üst îşçı-ış- veren kuruluşlanna üye olabıl- mesi savunuldu. 'Kurum yetersiz' TİSK Başkanı Refik Baydur. deviet bünyesindeki Iş ve İşçi Bulma Kurumu'nun yetersiz kaldığını söyleyerek "Devlet bunu bir tekel, mecburi hizmet olarak algılıyor. Eğerö/el büro- laraçılırsa »erilecekeğirimlebe- raber bu alana rekabet girecelc Ozel sektör kendi ihtiyacı olan işçiyiyinekendi hi/metivieseçe- cek"dedı. Önerilen bürolann işçiyi bul- duktan sonra bir yandan adap- tasyonuylaılgileceğını bır yan- dan da ışe gırdıkten sonraki ta- kibiyle ılaıleneceğıni belirten Baydur. "Iş \e işçi bulma trafik memurluğu değildir. Bürolar bölgeselolaraközellikledesana- > i yoğunluğu olan yerlerde faali- yet gösterebilir" dedı. Devrımcı İşçi Sendikaları (DİSK) Başkanı Rıdvan Bu- dak ışsizlik sorununa çare bu- lacak her oluşumu destekledik- lerını. ancak Türkiye'de kurul- ması öngörülen özel istihdam bürolannın amacına uygun ça- lışıp çalışmayacağı yolunda en- dişelerı olduğunu vurguladı. Budak. özellikle göçmen işçile- rin oluşturduğu kaçak işçi po- tansiyeline dikkat çekerek; "Özel istihdam bürolan vasal olmayan ücretlerle kalifiye ol- mayanlara iş önceliği verirse Türkiye'deki kaçak işçi sektö- rünün önü daha da açılacaktir. Ancak bağımsız bir kurul tara- fından denetlenir ve kurallara bağlı çalışırlarsa sorun çıkmaz, hatta yararlı olabilirier" dedi. Hollanda örneği Budak. Hollanda'daki özel is- tihdam bürolan örn'eğine dik-' kat çekerek bu bürolann Hol- landalı işsizlere öncelik verip yabancılan ikinci plana attıkla- n için eleştirıldiğıni vurguladı. Rıdvan Budak, Türkiyedeben- zer olayın göçmen ışçiler için yaşanabileceğı uyansında bu- lunarak sözlerine şöyle devam etti: "Zaten her şartta çalışmaya hazırolan bu insanlann Üzerin- den ucuz emeğe dayalı bir sis- tem yaratılırsa bu çok olumsuz sonuçlar doğurur. Özel istih- dam bürolan modeli bütün yön- leriyle düşünülerek hazııian- ması gereken bir paket olmab- dır." tş ve İşçi Bulma Kurumu Ge- nel Müdürü Mete Törüner de özel istihdam bürolannın yasal ortamını hazırlamada kendileri- nın de çalışmalan olduğunu be- lirtti. Törüner. "Iş \eişçi bulma yet- kisi yasalarta deviet tekeli ola- rak belirlenmiştir. Ancak deği- şen teknolojiler ve işgiicü pi>a- salan nedeniy le dev let bu riiz- mette\etersi/kalabilivor r 'dedi. Pahab ilaca yönetmelik tedavisi TAHSİ.N AKÇA Aynı etken maddeye sahıp ılaçlar ara- sında dikkat çeken fiyat farklılığı, Sağlık Bakanlığı'nı önlem al'maya yönelttı. Yurtdışında büyük masraflar yapılarak patentalınmışılaç markalan ile yıllar son- ra bu ılaçlara ılışkın bılgılerle tekrar Sağ- lık Bakanlığf na başvurularak ruhsat alın- mış ılaçlar arasındakı fıyat uçurumunu azaltmayı amaçlayan yönetmelığın "en kı- sa siirede" çıkarılacağım belirten Saglık Bakanlığı Ilaç ve Eczane- ler Genel Müdürü Kema- lerrin Akalın, tüketıcının korunmasını sağlayacak yönetmelik için çalışma- îann yöntem üzennde yo- ğunlaştınldıgını kaydettı. iiaçlar arasındakı fiyat l'arklılığının. daha önce yıflarca süren araştırma gelıştırme (Ar-Ge) faalı- yetı sonucu yüksek malıyetlerle patent ve ruhsat alınmış iiaçlar için. Saglık Bakanlı- ğına yapılabılen "ktsalalmışllaç baş\uru- su" nedeniyle oluştugu öğremldı. Yüksek Ar-Ge malıyetlerıni karşılaya- ma\an fırmalar. patent alınırken kullanılan bürün teknık bılgılere. daha sonra yayım- lanmıs. araştırmalardan ve kıtaplardan ya- rarlanarak ulaşıyor. daha sonra da Sağlık Bakanlığı 'na ruhsat başv urusunda buluna- bılıyorlar. tkıncı ruhsat başvurusunun ma- lışetmin düşük olması ürünün fıyatını da düşürüyor. Konuyla ılgılı olarak bılgı veren Hacet- tepe Cnıversitesı Eczacılık Fakültesı Deka- m \e Sağlık Bakanlığı ruhsat komısyonu ü>esı Prof. Dr. Murat Şumlu. bır ılaç ıçın eÂen madde bulunduktan sonra 10-12 yıl- lıkaraştırma gerektığını ve 20 yıllık patent kcrumasıvla ruhsat masraflan da katıldı- ğındabununbugunküfıyatlarla300mılyon dolarlık malıyetı bulunduğunu belırterek. * Bunu karşuayamayan firmalar ikinci u>lu tercih ediyorlar. tşin daha tehlikeli olan >ö- nü, ürünün kopyası çıkarnlırken. bıoeşde- gerlılık' adı verilen incelemeden geçmiyor olması. Vani ürün av nı etken maddevle üre- tilmesine rağmen teknik farklılık nedeniy- le. a>nı aktiv itevc sahip olamavabiliyor. Tok- sit farklılık dahi olabilir. Bio eşdeğerlilik in- celemesi konusunda haarlanan yönetmelik henüz uygulanabilmiş değü" dıye konuştu Fıyat konusunun dı- rekt patentle ılgısı olma- dıgını söyleyen Türk Pa- tent Enstıtüsü Patent Da- ıre Başkanı HülyaÇaylı. araştırma yapıp dosya hazırlayan bır fırmanın bılgılerıne ulaşıp tekrar ruhsat alınmak üzere başvurulabıldığını belır- terek şunlan söyledi." 1 Ocak 1995'ten jribaren 'yenılığı olan' ilaç- lann başvıırulannı kabul etmeye başladık. Ancak buniann patenrieri ancak 1 Ocak 1999'dan itibaren alınabilecek. Vani şu an- da yeni başv urular için fiilen koruma söz konusu. Ancak vıllardır koruma söz konu- su değildi. \erli firmalar da araştırma bi- rimlerineönenı vererek hazırlanabilirterdi. Patent aünmasından sonra artık farklı fi- yatla ruhsatalınması da söz konusu olama- yacak." İstanbul Eczacılar Odası Başkanı MUSJ- tafa Turunç ise 1999 y ılından itibaren baş- layacak patent uygulamasının çok uluslu firmalan "tektabanca" halıne getırerek. fı- yatlann 3-4 kat artmasma neden olacağmı ılen sürdü. Turunç'a göre tekel olacak fir- malar faturalannda malıyetlen dıledıklen gıbı yüksek göstererek fıyat arttırabılecek- ler. ' Canım kızımız, biricik ablam Gülnihal'i Trafik canavan elimizden aldı. Cenazesi bugün Hacıbayram Camii'nde kıiınacak öğie namazının ardından Karşıyaka Mezarlığfnda toprağa \erilecektir. Gülizar, Kenan, Gülenav GÜNDOĞAN GülnihaPim... Âçmadan soldu, gül fidanım kınldı Görüşene dek hoşçakal melek yüzlüm. Teyzen AYŞE SAYIN güçlü'yü seçın T.Halk Bankası ve OYAK öncülüğünde 1991 yılında kurulan Halk Leasing , 5. yılında 2 trilyon liraya yükseltilen sermayesi ile Leasing firmalan arasında en giiçlü sermayeye sahiptir. H HALK LEASİNG F İ N A N S A L K İ R A L A M A A . Ş . 1 9 M a y ı s C a ö N o 1 G o ı d e n P l a z a K a l 2 8 0 2 2 0 Ş - ı ş l ı - İ s t a n b u l T e i ( 2 1 2 ) 2 3 0 9 2 4 8 - 2 3 4 4 8 7 9 F a x 2 3 0 4 6 6 9 A n k a r a T e m s ı . c l ı j ı T e : l 3 ' 2 ) 4 4 0 5 5 3 2 - 4 4 0 7 1 9 5 - 4 4 0 5 0 0 6 F a x 4 4 0 6 5 3 7 IŞÇINIIV EVRENtNDEN ŞÜKRAN SONER Son 1 Mayıs mı? Türk-İş Başkanı Bayram Meral, 1 Mayıs'ıgelecekyıllar- da kırlarda kutlamak istediklerını, bu yıl meydanlara son çı- kışlan olacağmı söylemiş. "İşçi sınıfının birlik ve dayanışma günü" 1 Mayıs'ı anlam ve amacı dışında tutma, kutlanmasını engelleme çabası Türkiye'de hep var oldu. Geçmışe baktığımızda, işçi sınıfı ve ideolojısi düşmanlı- ğının bir yansıması olarak değışik uygulamalarla gündeme gelen bu ilkel yasaklama eğilimini, sınıfa ve inananlara öde- tilen ağır bedeli, ilkelliğin yarattığı gereksiz bir kanlı hesap- laşmayı, acıları görüyoruz. 1 Mayıs'lar, öncesi ve sonrası komünist avına çıkılan, iş- çi sınıfı düşmanlığının kaba güce dönüştüğü, iktidarların güç gösterisi aracı olarak kullanıldı. işçilere sınıf bilincini, 1 Mayıs'ların anlamını unutturmak üzere, uzun yıllar sıyasi iktidar ıradesı ile "bahar ve çıçek bayramı" olarak kutlanmaya zorlandı. Tutmadı, 1970'li yıllarda DİSK'in öncülüğünde 1 Mayıs, dünya sendikacılık geleneğine ve anlamına uygun olarak işçi sınıfı ve yandaşlannın meydanlarda toplandıği ve gün- cel sorunlarının gündeme getirildiği bır bayram olarak kut- lanmaya başlandı. Taksim Meydanfnda gerçekleştirilen bu kutlamalara göl- ge düşürmek üzere dört koldan saldırı cephesi harekete geçirildı. En acısı 1977'deki kanlı 1 Mayıs olmak üzere, gerçek bir terör estınldi. Deviet, daha doğrusu iktidar elindeki güçlerin de oyun- ları, sorumluları besbellı iken günümüze kadar suçluları bulunmadı. Ama 1 Mayıs kutlamaları ışçı sınıfına ve yan- daşlarına yasaklı hale getırıldı. Taksim Meydanı'nın kapa- tılması ile de yetınilmedi. 12 Eylül ile birlikte uzun yasaklı bır yeni sürece girildi. Şımdi, yasal anlamda hâlâ 1 Mayıs işçi sınıfının resmi bayramı ve tatıl günü değil. Taksim Meydanı'nda kutlama- lara hâlâ izin verilmiyor. Ancak yıllar yasağın etkısinı sildi. Siyasi iktidarlar. polıs, egemen ideoloji. I Mayıs'ın anlam ve kutlanmasına sıcak bakmasa da eskisı gibi katı yasaklar gelmiyor. Doğrusu istenırse, 1 Mayıs önundekı yasaklann kalkma- sı, sıyasi iktidarların. polısın. işçi sınıfı karşısındaki güçle- rin, demokrası anlayışının güçlenmesi, hoşgörüsünden pek kaynaklanmıyor. Dünyanın globalleşme, küreselleşme, tek pazar, serbest pazar düzenı, tek ideolojınin baskısı, egemenliği altına gır- mesi ile işçi sınıfı ve ideolojisinın yok olduğuna inanılıyor. Sonuç olarak işçi sınıfı, bilinçlenmesi, sendikal, siyasal örgütlenmesi, ıdeolojısınden korkulmaması ile koşut, 1 Ma- yıs'lara da yasak konulmasına gerek görülmüyor. Sömürü ideolojisine kuyrukçuTuT<~ Eh, Türk sendikacılık hareketi de serbest pazar düzeni ve tek ideoloji ile uyum sağlamak, ınsanı yok sayan, çoku- luslu sömürü ideolojisinin kuyrukçuluğunu yapmak, sen- dikacılığın var oluş, kuruluş amacını, işçi sınıfı ideolojisini unutturmak üzere elinden geleni ardına koymuyor. Bir zamanlar siyasi iktidarların, sermaye ideolojisinin, iş- çiye sınıf bilincini, 1 Mayıs'ın anlamını unutturmak üzere yerleştirmeye çalıştığı, ancak başaramadığı "bahar ve çi- çekbayramı" kavramı, işçi sınıfının çıkar örgütünün başın- daki kişi, Türk-iş Genel Başkanı Bayram Meral tarafından "Kırlara çıkmak ıstiyoruz" sözleri ile gündeme gelıyor. Gerekçesi, "özrü kabahatinden büyük" dedirtecek nite- likte. Bayram Meral, meydanlardaki kutlama için, katılacak her 4 kişiye karşılık önlem alacak bir görevli getirmek du- rumunda olduklarını söylüyor. '" ~~ Türk sendikacılık hareketinin, Türk-lş'in, meydanları ör- gütlü, bilinçli işçileri ile dolduracak konumda olamadığını itiraf ediyor. 1 Mayıs kutlamaları, geleneğine uygun olarak işçilerin güncel, gündemindeki sorunları dile getırecek bır kalabalığı bile toplayamıayacak duruma düştüklerini kabul etmiş oluyor. Bayram Meral'in 1 Mayıs, sendikacılık için anlamı ve dünya sendikacılık hareketinin kutlama geleneğine "ihanet" niteliğindeki sözleri düşündürücü, ancak sürpriz de değil. Sendikacılık ilkelerini, işçi sınıfı temsilciliği ve liderliğini her anlamda ve özellikle de etık değerler olarak tümden yitir- miş bir kadronun, olsa olsa açık sözlü birtemsilcisi sayıla- bilir. Onlar ki 20 milyonun üzerinde emeğini satarak çalışanın olduğu bir ülkede, 1 milyonun altında sendikalı işçınin kal- mış olmasının hesabını verebilecek, sorumsuzluğunu açık- layabilecek bir konumda değiller. Çoğunun böyle bir kaygısı bile yok. işçilerin ne oldukla- rı, nasıl yaşayıp çalıştıklan umurlarında değil. Onlar sade- ce sendikacılık koltuklannı korumanın, sonunun geldiğinı düşündükleri bir meslekte, vurabildikleri kadar vurmanın hesabını yapıyor. "Türk sendikacılık hareketi, böylesine örgütsüz, ışçiye, çıkarlanna ihanet içindeki liderkadrolar elinde" diye "ger- çekten can çekişiyor mu?" Serbest pazar ideologlarının öne sürdükleri gibi işçi sı- nıfının, insandan yana ideolojilerin işi bitti mi? İşçi sınıf/ ve ideolojisinin simgese! bayramı 1 Mayıs'ın kut- lanmasının, sonuç olarak çıkarlarının örgütlü savunulabil- mesinin sonu geldi mi? işçi sınıfının çıkar örgütünün başındaki, sözde liderier tam tersini söylese de işçi sınıfının sorunları, sömürü böy- lesine katlanırken, bu dediklehnin uzun süreli geçerli olma- sı, dünya ve ülkemizdeki büyük çoğunluk için insanca bır yaşam umudunun sonu olabilir. Bu da insanın insanca yaşama içgüdüsü, var oluş ama- cı ile çatışıyor. Olsa olsa, insanlıkla çatışan tek ideolojinin egemenliği, bu ideolojiye kuyrukçulukyapanların. başında oldukları örgütlerin ideolojisine, üye tabanlarına ihanet edenlerin saltanatı geçici olabilir. 1 MAYIS'TA BİRLEŞELİM SAVAŞALIM KAZANALIM ADALET, ÖZGÜRLÜK, İNSANCA BİR YAŞAM İÇİN "KURTULUŞ KAVGADA ZAFER CEPHEDE'" DİYEREK 1 MAYIS-TA KURTULUŞ CEPHESİ SAFLARINDA KADIKÖY MEYDANINDAYIZ HAKLAR VE ÖZGÜRLÜKLER PLATFORMU Zafer Yolunda KURTULLŞ Gazetesi. Zafer Yolunda DEN'RİMCİ GENÇLİK Dergisi. Yoksul HALKIN GÜCÜ Gazetesi. Kurtuluş Yolunda MEMUR GERÇEĞİ Dergisi. Haklar ve Özgürlükler Bülteni, Kültür ve Sanana Halktan Yana TAV'IR Dergisi. İŞÇİ HAREKETİ Gazetesi, BEV1 SEN (Gn.Mrk.). SAGLIK SEN (Gn. Mrk.), Anadolu Kültür ve Sanat Merkezi. Okmeydanı Kültür Merkezi. FOSEM (Fotoğraf ve Sinema Emekçileri), Ayşe Gülen Halk Sahnesı. Grup YORUM.- Grup ÖZGÜRLÜK TÜRKÜSÜ. Devnmci Vlücadele Avukatlan. TİYAD. ÖZGÜR-DER (Sabah saat 08.00'de Söğütlüçeşme'deki Kadıköy Belediyesı önünde toplanılacaktır.)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle