Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
20 NISAN 1996 SALI CUMHURIYET OMir«
EKONOMI
Yerginin yüzde 65'ini ödeyen ücretli, ulusal gelirin yalnızca yüzde 22.3'ünü alıyor
En kolay vergi bordroludan
• Kayıt dışı ekonominin 50 milyar
dolara ulaştığı Türkiye'de, hükümetler
en kolay geliri çahşanlann
bordrolanndan kesilen vergiden
sağhyor. Beyanname usulü vergiye tabi
olan kesimlerden ancak gösterilen
gelir üzerinden vergi kesilirken
çalışanlar ücret veya maaşlannı
almadan vergisini ödüyor.
ESRAVENER
AMCARA- İ995 >ıiında 280 trilyon lira ile
gelır \e kurumlar vergisi toplamının yüzde
65'ını odeyen bordrolu çalışanlar. ulusal
gelirden yalnızca yüzde 22.3 düzeyinde pay
alabildiler. Prof. Dr Süleyman Özmucur'un
yaptığı hesaplamalara göre. çalışanların ulusal
gelirden 1994 yılında yüzde 25.1 düzeyinde
aldıkları pay. geçen yıf yüzde 22.3 oranına
kadar düştü. Sanayıcı \e ışadamlanna ıse geçen
yıl vergi indirimi ile gümrük muafiyetı olmak
ilzere 708 trilyon liralık yatırım teş\ıki \erildi.
Vergi denetiminin vapılamadığı \e kayıt dışı
ekonominin halen 50 milyar dolar düzeyinde
bulundugu belırtılen Türkıyede, hükümetler en
kolay geliri stopaj usulü) le aldıkları.
çalışanların bordrolanndan kesilen vergiden
Hükümetler en kolay geliri çalışanların bordrolanndan kesilen vergiden elde edhor.
sağlıyorlar. Kurumlar. serbet meslek
sahiplerinden kesilen \e isteğe bağlı beyanname
usulü vergıye tabı olan kesimlerden ancak
gösterilen gelir üzerinden vergi kesilirken.
çalışanlar ücret veya maaşlannı almadan
vergısını ödüyorlar. Malıye Bakanlığı venlerıne
göre geçen yılda dolaysız. gelir üzerinden alınan
vergılerın yüzde 65'ını çalışanlar ödedı. 1995
yılında toplam 329 trilyon 690 milyar
liralık gelir, 102tnlyon77l milyar liralık da
kurumlar vergisi alındı. Gelır vergisınin 280
trilyon liralık bölümü çalışanlann ücret ve
maaşlanndan stopaj usulü kesilen vergilerden
sağlandı.
Verilere göre bordrolardan kesilen 280 trilyon
liralık vergınin 130 trilyon lırası kamudaki
memurve işçilerın maaş-ücretlennden. 150
trilyon lırası da. özel sektörde çalışan işçilerın
iicretlerinden kesildı.
Vferginin yüzde65%
Gelır üzerinden alınan \ergilerin yüzde 65'ini
karşılayan çalışanlar. ulusal gelirden ise yüzde
223 oranında pay aldılar.
Prof Dr. Özmucur'un yaptığı hesaplamalara
göre 1995 yılında ulusal gelirden tanm sektörü
yüzde 16.4, çalışanlar yüzde 22.3 oranında; kâr,
rant ve kıra gelırlerinı alan kesimlerde yüzde
61.3 oranında pay aldılar.
Bunagöre çalışanların 1993 yılında ulusal
gelirden yüzde 32 8 düzeyinde aldıkları pay,
Î994 yılında yüzde 25.1 oranına. 1995 yılında
da yüzde 22.3 düzeyine kadar düştü.
Buna karşın da rant. faiz ve kıra gelirleri
sahiplerinin ulusal gelirden 1993 yılında yüzde
50 I oranında aldıkları pay. 1994 yılında yüzde
57.6, geçen yıl da yüzde 61.3 oranına kadar
yükseldi. Ulusal gelirden tarım kesımi 1993
yılında yüzde 14.^8. 1994 yılında da yüzde 15.9
düzeyinde pay almıştı
Türkiye Işveren Sendikalan'nın özel istihdam büroları modelinin kaçak işçiliği körüklemesinden korkuluyor
Işçide özel istihdam bürosu endişesi
NLRTEN VALÇ1N
Türkiye tşveren Sendikalan
Konfederasyonu'nun (TİSK)
önerdiği özel istihdam bürolan
modeline işçi çevreleri "tem-
kinli"yaklaşıyor.
Işverenler. Jş ve Jşçi Bulma
K.urumu'nun "memurzihıme-
tiyle" çalışarak bu konuda ve-
tersiz kaldığını belırtiyor. fşçı
sendikaları ıse özel istihdam
bürolannı prensıpte destekle-
mekle birlikte. önenlen mode-
lın başta göçmen ışçiler olmak
üzere. kaçak işçi pazannı ucuz
emekle çalıştırmanın yeni bır
yolu olabileceği endışesinı dıle
getıriyorlar. Sendıka temsılci-
leri, önerilen modelin yasal çer-
çevesinin işçi kanadının da ona-
yı alınarak oluşması gerektiği
üzerinde duruyorlar.
TİSK. çıkanlacak biryasa ile
serbest bırakılması gündemde
olan özel istihdam bürolan için
model önerdi. TlSK'in mode-
lınde bürolann dinamik bir ör-
güt ve yönetim çatısına sahip
• TÎSK Başkanı Refik Baydur, devlet
bünyesindeki İş ve İşçi Bulma Kurumıf nun
yetersiz kaldığını söyleyerek özel sektörün
kendi ihtiyacı olan işçiyi kendisinin
yetiştirmesini savunuyor.
• DİSK Başkanı Rıdvan Budak, kaçak işçi
potansiyeline dikkat çekerek özel istihdam
bürolannın yasal olmayan ücretlerle kalifiye
olmayanlara iş önceliği verme ihtimali
nedeniyle endişe taşıdıklarını dile getiriyor.
olması \e büroların üst îşçı-ış-
veren kuruluşlanna üye olabıl-
mesi savunuldu.
'Kurum yetersiz'
TİSK Başkanı Refik Baydur.
deviet bünyesindeki Iş ve İşçi
Bulma Kurumu'nun yetersiz
kaldığını söyleyerek "Devlet
bunu bir tekel, mecburi hizmet
olarak algılıyor. Eğerö/el büro-
laraçılırsa »erilecekeğirimlebe-
raber bu alana rekabet girecelc
Ozel sektör kendi ihtiyacı olan
işçiyiyinekendi hi/metivieseçe-
cek"dedı.
Önerilen bürolann işçiyi bul-
duktan sonra bir yandan adap-
tasyonuylaılgileceğını bır yan-
dan da ışe gırdıkten sonraki ta-
kibiyle ılaıleneceğıni belirten
Baydur. "Iş \e işçi bulma trafik
memurluğu değildir. Bürolar
bölgeselolaraközellikledesana-
> i yoğunluğu olan yerlerde faali-
yet gösterebilir" dedı.
Devrımcı İşçi Sendikaları
(DİSK) Başkanı Rıdvan Bu-
dak ışsizlik sorununa çare bu-
lacak her oluşumu destekledik-
lerını. ancak Türkiye'de kurul-
ması öngörülen özel istihdam
bürolannın amacına uygun ça-
lışıp çalışmayacağı yolunda en-
dişelerı olduğunu vurguladı.
Budak. özellikle göçmen işçile-
rin oluşturduğu kaçak işçi po-
tansiyeline dikkat çekerek;
"Özel istihdam bürolan vasal
olmayan ücretlerle kalifiye ol-
mayanlara iş önceliği verirse
Türkiye'deki kaçak işçi sektö-
rünün önü daha da açılacaktir.
Ancak bağımsız bir kurul tara-
fından denetlenir ve kurallara
bağlı çalışırlarsa sorun çıkmaz,
hatta yararlı olabilirier" dedi.
Hollanda örneği
Budak. Hollanda'daki özel is-
tihdam bürolan örn'eğine dik-'
kat çekerek bu bürolann Hol-
landalı işsizlere öncelik verip
yabancılan ikinci plana attıkla-
n için eleştirıldiğıni vurguladı.
Rıdvan Budak, Türkiyedeben-
zer olayın göçmen ışçiler için
yaşanabileceğı uyansında bu-
lunarak sözlerine şöyle devam
etti:
"Zaten her şartta çalışmaya
hazırolan bu insanlann Üzerin-
den ucuz emeğe dayalı bir sis-
tem yaratılırsa bu çok olumsuz
sonuçlar doğurur. Özel istih-
dam bürolan modeli bütün yön-
leriyle düşünülerek hazııian-
ması gereken bir paket olmab-
dır."
tş ve İşçi Bulma Kurumu Ge-
nel Müdürü Mete Törüner de
özel istihdam bürolannın yasal
ortamını hazırlamada kendileri-
nın de çalışmalan olduğunu be-
lirtti.
Törüner. "Iş \eişçi bulma yet-
kisi yasalarta deviet tekeli ola-
rak belirlenmiştir. Ancak deği-
şen teknolojiler ve işgiicü pi>a-
salan nedeniy le dev let bu riiz-
mette\etersi/kalabilivor
r
'dedi.
Pahab ilaca
yönetmelik tedavisi
TAHSİ.N AKÇA
Aynı etken maddeye sahıp ılaçlar ara-
sında dikkat çeken fiyat farklılığı, Sağlık
Bakanlığı'nı önlem al'maya yönelttı.
Yurtdışında büyük masraflar yapılarak
patentalınmışılaç markalan ile yıllar son-
ra bu ılaçlara ılışkın bılgılerle tekrar Sağ-
lık Bakanlığf na başvurularak ruhsat alın-
mış ılaçlar arasındakı fıyat uçurumunu
azaltmayı amaçlayan yönetmelığın "en kı-
sa siirede" çıkarılacağım belirten Saglık
Bakanlığı Ilaç ve Eczane-
ler Genel Müdürü Kema-
lerrin Akalın, tüketıcının
korunmasını sağlayacak
yönetmelik için çalışma-
îann yöntem üzennde yo-
ğunlaştınldıgını kaydettı.
iiaçlar arasındakı fiyat
l'arklılığının. daha önce
yıflarca süren araştırma
gelıştırme (Ar-Ge) faalı-
yetı sonucu yüksek malıyetlerle patent ve
ruhsat alınmış iiaçlar için. Saglık Bakanlı-
ğına yapılabılen "ktsalalmışllaç baş\uru-
su" nedeniyle oluştugu öğremldı.
Yüksek Ar-Ge malıyetlerıni karşılaya-
ma\an fırmalar. patent alınırken kullanılan
bürün teknık bılgılere. daha sonra yayım-
lanmıs. araştırmalardan ve kıtaplardan ya-
rarlanarak ulaşıyor. daha sonra da Sağlık
Bakanlığı 'na ruhsat başv urusunda buluna-
bılıyorlar. tkıncı ruhsat başvurusunun ma-
lışetmin düşük olması ürünün fıyatını da
düşürüyor.
Konuyla ılgılı olarak bılgı veren Hacet-
tepe Cnıversitesı Eczacılık Fakültesı Deka-
m \e Sağlık Bakanlığı ruhsat komısyonu
ü>esı Prof. Dr. Murat Şumlu. bır ılaç ıçın
eÂen madde bulunduktan sonra 10-12 yıl-
lıkaraştırma gerektığını ve 20 yıllık patent
kcrumasıvla ruhsat masraflan da katıldı-
ğındabununbugunküfıyatlarla300mılyon
dolarlık malıyetı bulunduğunu belırterek. *
Bunu karşuayamayan firmalar ikinci u>lu
tercih ediyorlar. tşin daha tehlikeli olan >ö-
nü, ürünün kopyası çıkarnlırken. bıoeşde-
gerlılık' adı verilen incelemeden geçmiyor
olması. Vani ürün av nı etken maddevle üre-
tilmesine rağmen teknik farklılık nedeniy-
le. a>nı aktiv itevc sahip olamavabiliyor. Tok-
sit farklılık dahi olabilir. Bio eşdeğerlilik in-
celemesi konusunda haarlanan yönetmelik
henüz uygulanabilmiş değü" dıye konuştu
Fıyat konusunun dı-
rekt patentle ılgısı olma-
dıgını söyleyen Türk Pa-
tent Enstıtüsü Patent Da-
ıre Başkanı HülyaÇaylı.
araştırma yapıp dosya
hazırlayan bır fırmanın
bılgılerıne ulaşıp tekrar
ruhsat alınmak üzere
başvurulabıldığını belır-
terek şunlan söyledi." 1
Ocak 1995'ten jribaren 'yenılığı olan' ilaç-
lann başvıırulannı kabul etmeye başladık.
Ancak buniann patenrieri ancak 1 Ocak
1999'dan itibaren alınabilecek. Vani şu an-
da yeni başv urular için fiilen koruma söz
konusu. Ancak vıllardır koruma söz konu-
su değildi. \erli firmalar da araştırma bi-
rimlerineönenı vererek hazırlanabilirterdi.
Patent aünmasından sonra artık farklı fi-
yatla ruhsatalınması da söz konusu olama-
yacak."
İstanbul Eczacılar Odası Başkanı MUSJ-
tafa Turunç ise 1999 y ılından itibaren baş-
layacak patent uygulamasının çok uluslu
firmalan "tektabanca" halıne getırerek. fı-
yatlann 3-4 kat artmasma neden olacağmı
ılen sürdü. Turunç'a göre tekel olacak fir-
malar faturalannda malıyetlen dıledıklen
gıbı yüksek göstererek fıyat arttırabılecek-
ler. '
Canım kızımız, biricik ablam
Gülnihal'i
Trafik canavan elimizden aldı.
Cenazesi bugün Hacıbayram Camii'nde kıiınacak öğie namazının
ardından Karşıyaka Mezarlığfnda toprağa \erilecektir.
Gülizar, Kenan, Gülenav GÜNDOĞAN
GülnihaPim...
Âçmadan soldu, gül fidanım kınldı
Görüşene dek hoşçakal melek yüzlüm.
Teyzen AYŞE SAYIN
güçlü'yü
seçın
T.Halk Bankası ve OYAK öncülüğünde 1991 yılında kurulan
Halk Leasing , 5. yılında 2 trilyon liraya yükseltilen sermayesi ile
Leasing firmalan arasında en giiçlü sermayeye sahiptir.
H HALK LEASİNG
F İ N A N S A L K İ R A L A M A A . Ş .
1 9 M a y ı s C a ö N o 1 G o ı d e n P l a z a K a l 2 8 0 2 2 0 Ş - ı ş l ı - İ s t a n b u l
T e i ( 2 1 2 ) 2 3 0 9 2 4 8 - 2 3 4 4 8 7 9 F a x 2 3 0 4 6 6 9
A n k a r a T e m s ı . c l ı j ı T e : l 3 ' 2 ) 4 4 0 5 5 3 2 - 4 4 0 7
1
9 5 - 4 4 0 5 0 0 6 F a x 4 4 0 6 5 3 7
IŞÇINIIV EVRENtNDEN
ŞÜKRAN SONER
Son 1 Mayıs mı?
Türk-İş Başkanı Bayram Meral, 1 Mayıs'ıgelecekyıllar-
da kırlarda kutlamak istediklerını, bu yıl meydanlara son çı-
kışlan olacağmı söylemiş.
"İşçi sınıfının birlik ve dayanışma günü" 1 Mayıs'ı anlam
ve amacı dışında tutma, kutlanmasını engelleme çabası
Türkiye'de hep var oldu.
Geçmışe baktığımızda, işçi sınıfı ve ideolojısi düşmanlı-
ğının bir yansıması olarak değışik uygulamalarla gündeme
gelen bu ilkel yasaklama eğilimini, sınıfa ve inananlara öde-
tilen ağır bedeli, ilkelliğin yarattığı gereksiz bir kanlı hesap-
laşmayı, acıları görüyoruz.
1 Mayıs'lar, öncesi ve sonrası komünist avına çıkılan, iş-
çi sınıfı düşmanlığının kaba güce dönüştüğü, iktidarların
güç gösterisi aracı olarak kullanıldı.
işçilere sınıf bilincini, 1 Mayıs'ların anlamını unutturmak
üzere, uzun yıllar sıyasi iktidar ıradesı ile "bahar ve çıçek
bayramı" olarak kutlanmaya zorlandı.
Tutmadı, 1970'li yıllarda DİSK'in öncülüğünde 1 Mayıs,
dünya sendikacılık geleneğine ve anlamına uygun olarak
işçi sınıfı ve yandaşlannın meydanlarda toplandıği ve gün-
cel sorunlarının gündeme getirildiği bır bayram olarak kut-
lanmaya başlandı.
Taksim Meydanfnda gerçekleştirilen bu kutlamalara göl-
ge düşürmek üzere dört koldan saldırı cephesi harekete
geçirildı. En acısı 1977'deki kanlı 1 Mayıs olmak üzere,
gerçek bir terör estınldi.
Deviet, daha doğrusu iktidar elindeki güçlerin de oyun-
ları, sorumluları besbellı iken günümüze kadar suçluları
bulunmadı. Ama 1 Mayıs kutlamaları ışçı sınıfına ve yan-
daşlarına yasaklı hale getırıldı. Taksim Meydanı'nın kapa-
tılması ile de yetınilmedi. 12 Eylül ile birlikte uzun yasaklı
bır yeni sürece girildi.
Şımdi, yasal anlamda hâlâ 1 Mayıs işçi sınıfının resmi
bayramı ve tatıl günü değil. Taksim Meydanı'nda kutlama-
lara hâlâ izin verilmiyor.
Ancak yıllar yasağın etkısinı sildi. Siyasi iktidarlar. polıs,
egemen ideoloji. I Mayıs'ın anlam ve kutlanmasına sıcak
bakmasa da eskisı gibi katı yasaklar gelmiyor.
Doğrusu istenırse, 1 Mayıs önundekı yasaklann kalkma-
sı, sıyasi iktidarların. polısın. işçi sınıfı karşısındaki güçle-
rin, demokrası anlayışının güçlenmesi, hoşgörüsünden pek
kaynaklanmıyor.
Dünyanın globalleşme, küreselleşme, tek pazar, serbest
pazar düzenı, tek ideolojınin baskısı, egemenliği altına gır-
mesi ile işçi sınıfı ve ideolojisinın yok olduğuna inanılıyor.
Sonuç olarak işçi sınıfı, bilinçlenmesi, sendikal, siyasal
örgütlenmesi, ıdeolojısınden korkulmaması ile koşut, 1 Ma-
yıs'lara da yasak konulmasına gerek görülmüyor.
Sömürü ideolojisine kuyrukçuTuT<~
Eh, Türk sendikacılık hareketi de serbest pazar düzeni
ve tek ideoloji ile uyum sağlamak, ınsanı yok sayan, çoku-
luslu sömürü ideolojisinin kuyrukçuluğunu yapmak, sen-
dikacılığın var oluş, kuruluş amacını, işçi sınıfı ideolojisini
unutturmak üzere elinden geleni ardına koymuyor.
Bir zamanlar siyasi iktidarların, sermaye ideolojisinin, iş-
çiye sınıf bilincini, 1 Mayıs'ın anlamını unutturmak üzere
yerleştirmeye çalıştığı, ancak başaramadığı "bahar ve çi-
çekbayramı" kavramı, işçi sınıfının çıkar örgütünün başın-
daki kişi, Türk-iş Genel Başkanı Bayram Meral tarafından
"Kırlara çıkmak ıstiyoruz" sözleri ile gündeme gelıyor.
Gerekçesi, "özrü kabahatinden büyük" dedirtecek nite-
likte. Bayram Meral, meydanlardaki kutlama için, katılacak
her 4 kişiye karşılık önlem alacak bir görevli getirmek du-
rumunda olduklarını söylüyor. '" ~~
Türk sendikacılık hareketinin, Türk-lş'in, meydanları ör-
gütlü, bilinçli işçileri ile dolduracak konumda olamadığını
itiraf ediyor. 1 Mayıs kutlamaları, geleneğine uygun olarak
işçilerin güncel, gündemindeki sorunları dile getırecek bır
kalabalığı bile toplayamıayacak duruma düştüklerini kabul
etmiş oluyor.
Bayram Meral'in 1 Mayıs, sendikacılık için anlamı ve
dünya sendikacılık hareketinin kutlama geleneğine "ihanet"
niteliğindeki sözleri düşündürücü, ancak sürpriz de değil.
Sendikacılık ilkelerini, işçi sınıfı temsilciliği ve liderliğini her
anlamda ve özellikle de etık değerler olarak tümden yitir-
miş bir kadronun, olsa olsa açık sözlü birtemsilcisi sayıla-
bilir.
Onlar ki 20 milyonun üzerinde emeğini satarak çalışanın
olduğu bir ülkede, 1 milyonun altında sendikalı işçınin kal-
mış olmasının hesabını verebilecek, sorumsuzluğunu açık-
layabilecek bir konumda değiller.
Çoğunun böyle bir kaygısı bile yok. işçilerin ne oldukla-
rı, nasıl yaşayıp çalıştıklan umurlarında değil. Onlar sade-
ce sendikacılık koltuklannı korumanın, sonunun geldiğinı
düşündükleri bir meslekte, vurabildikleri kadar vurmanın
hesabını yapıyor.
"Türk sendikacılık hareketi, böylesine örgütsüz, ışçiye,
çıkarlanna ihanet içindeki liderkadrolar elinde" diye "ger-
çekten can çekişiyor mu?"
Serbest pazar ideologlarının öne sürdükleri gibi işçi sı-
nıfının, insandan yana ideolojilerin işi bitti mi?
İşçi sınıf/ ve ideolojisinin simgese! bayramı 1 Mayıs'ın kut-
lanmasının, sonuç olarak çıkarlarının örgütlü savunulabil-
mesinin sonu geldi mi?
işçi sınıfının çıkar örgütünün başındaki, sözde liderier
tam tersini söylese de işçi sınıfının sorunları, sömürü böy-
lesine katlanırken, bu dediklehnin uzun süreli geçerli olma-
sı, dünya ve ülkemizdeki büyük çoğunluk için insanca bır
yaşam umudunun sonu olabilir.
Bu da insanın insanca yaşama içgüdüsü, var oluş ama-
cı ile çatışıyor. Olsa olsa, insanlıkla çatışan tek ideolojinin
egemenliği, bu ideolojiye kuyrukçulukyapanların. başında
oldukları örgütlerin ideolojisine, üye tabanlarına ihanet
edenlerin saltanatı geçici olabilir.
1 MAYIS'TA
BİRLEŞELİM SAVAŞALIM KAZANALIM
ADALET, ÖZGÜRLÜK,
İNSANCA BİR YAŞAM İÇİN
"KURTULUŞ KAVGADA ZAFER CEPHEDE'"
DİYEREK
1 MAYIS-TA KURTULUŞ CEPHESİ
SAFLARINDA KADIKÖY
MEYDANINDAYIZ
HAKLAR VE ÖZGÜRLÜKLER PLATFORMU
Zafer Yolunda KURTULLŞ Gazetesi. Zafer Yolunda
DEN'RİMCİ GENÇLİK Dergisi. Yoksul HALKIN GÜCÜ
Gazetesi. Kurtuluş Yolunda MEMUR GERÇEĞİ Dergisi.
Haklar ve Özgürlükler Bülteni, Kültür ve Sanana Halktan
Yana TAV'IR Dergisi. İŞÇİ HAREKETİ Gazetesi, BEV1
SEN (Gn.Mrk.). SAGLIK SEN (Gn. Mrk.), Anadolu
Kültür ve Sanat Merkezi. Okmeydanı Kültür Merkezi.
FOSEM (Fotoğraf ve Sinema Emekçileri), Ayşe Gülen
Halk Sahnesı. Grup YORUM.- Grup ÖZGÜRLÜK
TÜRKÜSÜ. Devnmci Vlücadele Avukatlan. TİYAD.
ÖZGÜR-DER
(Sabah saat 08.00'de Söğütlüçeşme'deki Kadıköy Belediyesı
önünde toplanılacaktır.)