07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
30NİSAN1996SALI CUMHURİYET SAYFA 11 ÇİZGİLİK KİMÎL mSARACI Deniz SOM Interncf: hftp://www.pJffltef.«nttr/Xn EMrtronlt posta: [email protected] lefc 0.212.512 05 05 Faks: 0.212.512 44 97 Sokakları mezbahaya dönen bir iilkeurban bayramlarında gencile- rin derı kapmacası yüzünden Türkiye'de önemli bır konu gö- zardı ediliyor; yeterince ele alı- namıyor, çözüme kavuşturulamıyor! Konu; sokak aralarında, cadde ke- narlarında kurbanhk hayvan kesimi! Belediyeler tek tük de olsa, kurban- hk kesimi için halkı mezbahalara yön- lendiriyor ama henüz yeterli değil; so- kakta hayvan kesiminin cezası yok! Bır çukur açılıp boğazı kesilen ve ayağından bir dala asılıp derisi yüzü- len hayvanın, çayır-çimen üstünde parçalanan etleri ne kadar sağlıklıdır acaba? Tepsiden yere düşen but parçaları- na ne demeli! Ya da et dolu kapların çevresinde uçuşan sineklere! Konunun bir başka boyutu da psiko- lojik... Özellikle çocukların tanık oldu- ğu kesimlerin, onların ruh sağlığını olumsuz yönde etkilemediğini söyle- yebilir misiniz? Bırkaç saat öncesine kadar bahçe- de sevip okşadığı kuzucuğun, gözü- nün önünde kesilmesi ya da bir dalda sallanıyor olması çocugun bütün dün- yasını tepetaklak etmiyor mu? Bırakın hayvan kesmeyi... Anımsar- sanız, gericilerin vakıflanndan Marma- ra Eğitim ve Kültür Vakfı, bastırdığı brc~ şürde kurbanı etiyle götürmek için iki yaşlarında bir taz çocuğu ile kesilmeyi bekleyen kuzu arasında "diyalog" ku- ruyordu... Psikolog Zeynep Emcioğlu, kurban edilecek kuzuyla kız çocuğu arasında kurulmak istenen düşsel birteşmeyi ıSESSİZSEDASIZ NURİKUMTCEBE şöyle yorumluyor: "Kişilik oluşumunda çocukluğun ilk yıllarının özellikle önemini anımsaya- cak olursak, bu özdeşim için iki yaşın- da ve erkek değil kız çocuğunun seçil- miş olmasıyla, doğal din duygusunun ötesinde Tanrı adının çıkar amacıyla kullanılarak çocuğa ve giderek kadına yönelik, ruhsal gelişimini felç edici çok ciddi bir şeriat saldınsı gözlemliyonjz." Nasıl ki küçük çocukları kötü alış- kanlıklardan korumak için yasal dü- zenlemeler yapılıyor; çocukların dün- yasında kötü yaralar açılması da aynı şekildeönlenmeli... Insanların sağlığı dikkate alınarak, açıkta kurbanhk hayvan kesimi yasak- lanmalı... Artık Türkiye'nin sokakları kurban bayramlarında mezbaha olmamalı! Tüketjcj bilinci P iyasada satılan ithal mallann çoğunda Türkçe kullanım kılavuzu bulunmuyor; tüketicinin sesi pek çıkmıyor, devletin de yaptınmı yok, deyince Izmir'den Konak llçe Tüketici Sorunlan Hakem Heyeti üyesi avukat Emin Özmen, ithal sanayi mallannda asfına uygun tercüme edilmiş Türkçe kılavuzun yasal zorunluluk olduğunu anımsattı: "Tüketici'nin Korunması Hakkındaki Kanun uyannca, aykın davranan ithalatçıya ya da satıcıya 10 milyon lira para cezası var. Ceza vermeye yetkili organ Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'dır. 10 milyon liralık ceza yeterli olmamakla biriikte, bu ceza Türkçe kullanım kılavuzu olmaksızın yapılan her satış için geçerlidir. Yeter ki her tüketici hakkını arasın." Mert Ali Başarır'dan SÖZDEYİŞLER Bilim, doğayı sorguya çekmektir. Dede Kopkut öyküsüd): Yazarın adı kaşe ile basılıyor o ğretmen Hüseyin Güney'ın mektubu biraz uzunca... Gü- ney'i anımsıyorsunuz; öğret- men Pakize Özcan'la biriik- te ilkokul ders kıtapları yazmıştı da ki- tapların üstünde yayınevi sahibinin eşi- nin adı çıkmıştı hani... Mersin'deki öğretmen Hüseyin Gü- ney'in "şans"ı bu konuda epey açık! Nasıl mı? 1976'dan 1982 yılına dek Hollan- da'da öğretmenlik yaparken Alman- ya'daki Anadolu Yayınevi'nin sahibi Ahmet Çelik mektup yazmış Hüseyin Güney'e... Sayısız yazışrnalardan son- ra Anadolu Yayınevi için bazı okul ki- taplan yazmış Güney. Sonrasını Hüseyin Güney'in mektu- bundan öğreniyoruz: "1993 yılında Ahmet Çelik telefon et- tı. Kendileri için bir Dede Korkut kita- bı yazmamı önerdi. Pıyasada birçok Dede Korkut kitabı bulunduğunu, yeni bır kitabın satış so- runları yaşayabileceğini söylediğimde Çelik, elinde bir Rus ressamın çizdiği çok güzel Dede Korkut resimleri bulun- duğunu, bunları değerlendirmek iste- L Cihan Denürci 'den -Q A F O R I Z M A L A K Akıllı koyun olup kesileceğine "deli dana'" ol hayatını yaşa! diğini, ayrıca yazılacak kitapta benim kimi sadeleştirmeleri yapabıleceğimı, böylece özgün bir yapıt oluşturabilece- ğimizi belirtti. Öneriyi benimsedim. Böylece, De- de Korkut'u daha iyi tanıma fırsatı da bulacaktım. istekle çahşmaya başladım. Kitabın yarısına gelmıştim kı, Çelik öykülerin yazımını durdurmamı, kitabı yayımla- maktan vazgeçtiğini telefonla bildirdi (Türkiye'de tasarruf önlemlerınin alın- dığı dönemdi). O sıralar Çelik, Kültür Bakanlığı'nın katkılarıyla ıkı ciltlık lüks bir Atatürk ki- tabı yayımlamıştı. Sonradan anlaşıldı- ğına göre Dede Korkut'u da Kültür Ba- kanlığı için düşünmüştü. Ben, yine de kitabın yazımını sürdür- düm. Bitirmeye birkaç öykü kala, yaz- mayı durdurdum. Hevesim kırılmıştı. Bu arada Ahmet Çelik Mersin'e geldi, tanıştık. Çelik, Almanya'ya döndükten sonra 1994 yılı başlannda telefon edip kitabı bitirmemi istedi. Yazıp gönderdim. 1994 yılı TÜYAP Kitap Fuarı'ndan sonra adresime bir kitap geldi. Açtım; Dede Korkut Öyküleri. Pırıl pırıl, çok güzel bir kitap! O güne değin, öyle gü- zel kitap görmemiştim! Nasıl sevindim! Kapağını açtım, işte adım oradaydı. O hızla Içel Sanat Kulübü'ne gittim. Yeni tanıştığımız bir resim öğretme- nine kitabı coşkuyla gösterdim. Öğretmen ilgiyle inceledi. Daha son- ra, masamıza başka bir sanatsever ka- tıldı. Biriikte kitabı incelemeye başladı- lar. Bir ara aralarında alçak sesle ko- nuştular ve bana şu soruyu yönelttiler: - Sizin bu kitaba katkınız ne? Anlaşılan adımı görmemişlerdi. Gös- terdim: - Ben bu kitabın yazanyım. - Ama burada adınız yok. - Nasıl olur? İşte orada! - Ama o, kaşe baskı! Ne demek kaşe baskı? Kitabı alıp baktım. Gerçekten de adım, kitaba sonradan kaşe ile basılmıştı. Çok güç durumdaydım. Şimdi anım- samak istemediğim sıkıntılı birkaç da- kikadan sonra, sessizlik içinde oradan ayrıldım. Emek verdiğim kitapta adım olma- dığı gibi, bir de başkasının kitabını sa- hiplenmişim gibi kötü bir duruma düş- müştüm. Çok öfkeliydim. Ne yapmalıydım? O akşam, Dicle Üniversitesi'nden Doç.Dr. Emrullah Güney telefon etti: - Gözünaydın, kitabın çıkmış... - Sağol, dedikten sonra durumu an- lattım. - Biliyorum. Ahmet Çelik telefon et- ti. Bir yanlışlık olmuş. Kitaplara adını kaşe ile basacaklarmış! Ozrü kabahatinden büyük..." Mektup bitmedi... Devamı yann... Kemal Yazıcıoğlu'nun arkasında laili meçhul dosya yok! M zmir Emniyet Müdürlüğü'nden istanbul Emniyet Müdürlüğü'ne atanan ve IstanbuPa gelirken iz- mir'de faili meçhul dosya bırak- madığını açıklayan Kemal Yazıcıoğlu, ıster istemez yazar Erbil Tuşalp'e "Bin Tanık" kitabını açtırmış... 12 Eylül döneminde insan haklarının sorgulandığı Bin Tanık'ta. bir tanık sor- gu ifadesinde anlatıyor: "...Bu senaryoyu hazırlayanlardan Kemal Yazıcıoğlu'nun yakalandığımız- dan bir ay sonra söyledikleri ilginçtir: 'Artık faili meçhul olay kalmayacak. Bu olayların büyük bir kesimini sizlere ve kalanını da sizden öncekilere yıktık. Dosyaları böylece kapatmış olacağız.' Bize zorla imzalattırılan ifadelerin ta o zamanlar hazır olduğunu açıkça söy- lemiştir. ...Türkiye'de işkenceler kurumlaşmış uygulamalardır. işkenceleri inkâr et- mek mümkün değildir. 12 Eylül ile bir- iikte kurumlaşmış olan bu yapı daha da örgütlendirilip geliştirilmiş ve bir pro- fesyonel işkenceciler grubu oluşturul- muştur." Bin Tanık'tan biri daha mahkemede savunmasını yapıyor: "...Kemal Yazıcıoğlu'nun kimliği dik- kat çekicidir. Biz sorgumuzda bu kim- liği ortaya koymuştuk. Fakat daha önemlisi bu kimlığin, Ankara Sıkıyöne- tim Komutanlığı Asken Savcılıgı'nca ortaya konmuş olmasıdır. MHP davasının yönünü saptırdığı ve delilleri kararttığı için mahkûm edilen Hicabi Koçyiğit hakkındaki davanın dosyası gerçeklen bütün çıplaklığıyla sergilemektedir. Bu davanın iddianamesinde DAL ekibi şefi Kemal Yazıcıoğlu'nun dava- nın yönünü saptırmak için nasıl kanun- suz işler ve tertiplerde bulunduğu uzun uzun anlatılmaktadır." SERİK ASLJYEHUKUK HÂKİMLİĞİNDEN İLAN 1995 837-1996 58 Davacı Rifat Çelik. Müdahıl davacı Müzeyyen Bilgi tarafın- dan davalı Serik Kökez Mahallesınden Ömer aleyhıne açmış ol- dukları Tapu iptali \e tescıl davasının mahkememizde > apılan du- ruşması sonunda: Davacınm davasının kabulüne, Serik Merkez Mahallesi Su Deposu me\ kıınde bulunan tarla cınsmden 1005 mN' mesahasındakı 190 ada 8 nolu parsehn Ömer adına olan tapu ka> - dının ıptalı ile Mehmet kızı Müzeyyen Bılgı adına tapuya tescı- bne karar verılmış.tır. Davalı Serik Kökez Mahallesınden Ömer'ın :Jcımlığı ve adresı tespıt edilemedığınden ilanen tebliğine karar ve- rilmış olmakla iş bu ilanın tebliğinden itibaren 15 gün içerisınde herhangı bır ıtiraz edılmedıgı takdırde kararın kesinleştinleceğı ve tapuya tescili yapılacağı karar yenne geçerli olmak üzere Se- rik Kökez Mahallesınden Ömer'e ilanen teblıg olunur. 4.4.1996 Basm: 82122 Romanlannız ve ansiklopedileriniz yerinizden alınır. Tel.: 554 08 04 DEV'ELI ASLIYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN Sayı: 1995 530 esa 1996,159 karar Davacılar AyişeGündüz ile Kanıye Polatoğlu vekılı tarafmdan Develı ılçesı Harman mahellesinde kain. 942 ada 1 parsehn ıştı- rak halindekı mülkıyetınin müşterek mülkıyete dönüştürülmesı hakkında açılan bu davanın açık yargılaması sonunda verılen 4.4.1996 tanhlı kararla942 ada 1 parsehn Mustafa oğlu Mehmet Seğmen adına olan tapusunun ıptalı ile veraset ilamına göre ta- mamı 72 hısse kabul edılerek 18 hıssesının Nuh oğlu Nıvazı Has- paylan adına, 18 hıssesının Mustafa oğlu Ahmet Seğmen adına, 6 hıssesmin Hacı Mehmet kızı Kanıye Yavuz adına. 6 hissesinin Hacı Mehmet kızı Ayışe Yavuz adına. 2 hissesinin Ali oğlu Ni- hat Görcüer adına. 2 hissesının Ali kızı Behıce Görcüer adına. 2 hissesinin Ali oğlu Haydar Görcüer adına. 9 hissesinin Halil oğ- lu Ahmet Hulusi Zeren adına. 9 hissesinin Hahl oğlu Nustafa Ze- ren adına müşterek mülkıyet hükümlerıne göre tapuya tescılme ilışkin 4.4.1996 tarihli karann davalılar Mustafa Zeren ve Ahmet Hulusi Zeren'm adreslennde bulunmadıklanndan bu davalılara karann ilanen tebliğıne. tebliğ tarihınden itibaren 15 gün ıceri- sinde temyız edılmedigı takdırde karann kesınleşeceğı hususu karar yerıne kaım olmak üzere tlanen tebliğ olunur.Basın: 82317 HARBİ SEMtH POROY $İMpiKAU<...1 WHWU-Tı HM (1 / • •L i_-r— r~ ı ıı ?ı^yAp o O o 3 hJı ( J ^v y ] lı Iı ?ı<?ı(<c... O O o \v l \ v \ 1 ılil i f ( J \4 Pı \ ^ fc\C •p GADDAR DAVTT MRİKIRTCEBE HOOLDU<£ Oür- vüe'ü-DueÜL'ûü-oirr-pür.'PÜQÜLÜ-D6 BULUT BEBEKMRAYÇIFTÇI f MIRMIRLAR CĞLRDLRAK TARİHTE BüGÜN MVMTAZARIKAS 30 Msan "REBECCA~NIN YAZARI.. 19O7 'DE BU&ÜfiJ, UNLU ıNGıLIZ D/)PHAJ£ DU MAU&E/l (^PAFkJE £>O MOK/y£~) DO4MUÇTU. ÛKILÜ 4KTÖK HE" Try^reo PRO- Paphne Da Maurter Gı/ZMİŞ, Ç ÜKKÜTUCÜ 8İR. ATMOS FE&LB ROMANr/ıtC AŞki KOUULAerHI BAĞ PAŞ7~re4M DU MAUZIER 'S/rN EN UMLU &O MAfJI, FtLUe DE Ç£ICİL£M *fZEBECG4" YD/. SOZ KJOA/USU FUAJPE, J-OAA/ FOUrAIME(SOL- PA) V£ O4U8.ENCE OL{WEG Oy/ı/AM/ŞTI. HITCHCOCK 2/,v röA/err/Sı F/LM, ascA/eALMIÇTL Düzen, neresinden iularsan lut lime Dme olmuş dokülüyori Bu koku^mufluâa karianmak zorunda değUiz! Hayır, başka biryasam var! "Düıen çürüdülcçe umut yeşeriyor *SSK öz»UejHribtnezJ *Kûrt sorunu v» blok jiyaseK "Bir hcsaplaşmodır Fatsal •DBvrimcibirİHİharekeH *Ö0P tek horffi bir atfabe değildir "Yerel meclisleri yaratalım! *lis* Oğrencileri Koordimsyonu SIVAS ASLİYE 3. HUKUK MAHKE.MESÎNDEN Dosya No: 1996 66 Davacı Ömer Seîamet vekili Av. Galıp Ergüt tarafmdan da- valı Yurdagül Selamet alevhıne açılan şıddeth geçımsızlık nedeniyle boşanma davasında davalı Yurdagül Selamet tüm aramalara rağmen adresı temın edılemedığınden davalı Yur- dagül Selamet'in 5.6.1996 günü saat 9'da mahkememizde hazır bulunması aksi takdırde yokluğunda yapılacak ışlem- lere ıtiraz edemeyeceğı HUMK'nın 213 ve 377. maddelen geregınce davalıya dava dılekçesı yenne kaım olmak üzere ılan olunu Basın: 84362 T.C İLAN ÇANAKKALE ASLÎYE HUKUK HÂKİMLİĞİNDEN DosvaNo: 1994 967 Davacı S.S. Beldemiz Yapı Kooperatıfı adına denetçiler Cemil Mandacı. Ali Karabulut. Numan Doğan vekilleri Av. Erhan Tez ta- rafından davalılar Hakkı Pamııkçu. Levent Çelikel. Bahri Petıtkan. Kemal Burunlular aleyhıne davacı kooperatifin mımarı Fethı Top- rak'ın yapmış oiduğu proje \e aplikasyon hatalarından dolayı. mev - danagelen 143.347.567 TL zararda davalı yönetim kurulu üyelerı- nın ıhmalı ve kusuru bulunduğu bıldırılmış olduğundan bu bedelm 21 12.1992 tarihinden itibaren tican faizı ile biriikte tahsiline ıliş- kın açılan davanın duruşmasında: Davalılardan Hakkı Pamukçu ve Kemal Burunlular'ın adresi tes- pit edılemedığinden duruşma gününün kendilerine ilanen tebliğine karar venlmıştır. Davalılar Hakkı Pamukçu ve Kemai Burunlular'ın duruşmanın yapriacağı 27.6.1996 gün ve saat 9.00'da Çanakkale Asliye Hukuk Mahkemesi duruşma salonunda hazır bulunması, duru>maya gel- medıği.birvekılledekendısini temsii ettırnıediği ve mazeret de bı 1- dirmediği takdirde duruşmanın HUMK'nin 509 ve 510. maddele- ri geregınce gıyabında yapılarak karar venleceği hususu duruşma günü tebliğı yerıne kaim olmak üzere ilanen tebliğ olunur. 1.4.199 Basin 82f39 \
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle