Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 30NİSAN1996SALI
33 bin Türkten
ABD'ye sığınma
talebi
• \EWYORK(AA)-
ABD've yapılan sığınma
başvurulannda Türklerin
üçüncü sırada geldikleri ve
geçen yıl yaklaşık 33 bin
Türkün ABD'den sığınma
talebinde bulunduğu
bildirildi. "The Economist"
dergisinin sığınma
başvurulanyia ilgili olarak
yay ımladığı rakamlara göre
W92 yılında ABD'den "
sığınma hakkı tdlep
edenlerin başmda
Guatemalılar geliyordu.
Sonraki üç yı! içinde bu
eğilimin değiştiği \e
I995'te El Salvadorluların
bırinci sırayı aldığı
belirlendi. Onlan -Bosna-
Hersek hanç- eski
Yugoslavya
cumhuriyetlerinden gelenler
ile Türklerin izlediği
bıldiriliyor.
Ülkü Ocakları
dil kursu
veremeyecek
• MARMARİS(LBA)-
Marmaris Ülkü
Ocaklarının ücretsız
ingilizce kurs girişimine
izin venlmedi. Marmans
Milli Eğitim Müdürlüğü.
özel dershane sahiplennin
başvurusu üzerıne Clkü
Ocaklan'nın böyle bir
çalışma vapamayacağını
kavdetti. Milli Eğitim
Müdürlüğü'nün, yasaları
gerekçe göstererek kursu
engellediğını belirten Clkü
Ocakları yetkilılen. "Biz bu
işten \azgeçmış değilız. Bu
kursu gelecek yıl halk
eğitim merkezi ile birlikte
düzenlemeyi amaçlıyoruz.
Şu anda bize baş\uran
arkadaşları geri
çevirmiyoruz. Bizim
kapımız halen açık. Bu i>i
duy up da gelen arkadaşlara
akşamları bır sohbet
havasmda bir şeyler
öğretiyoruz" dediler.
Kurban derileri
ve vergi
• ANKARA (Cumhuri\et
Biirosu)-Türk Hava
Kurumu(THK) Genel
Sekreteri Mehmet Tiritoğlu.
derilerden elde edilen
-gelirin yüzde 40'ının
kuruma kaldığını
belirtirken. makbuz karşılığı
toplama işlemi yapıldığı
için \ergi kaybı olmadığına
dikkat çekti. '"Başka yerlere
verilen derilerin ne olduğu
konusunda bir şev sövlemek
zor" dıyen Tiritoğlu.
yurrtaşların en yakın THK
şubesıne telefon etmesi
durumunda kuruma ait
araçlarla derilenn alındıgını
kavdetti.
Tolis, başı dik
yüpüyecek'
• ANKARA (Cumhurhet
Bürosu) - Emniyet Genel
Müdürü Alaaaddin Yüksel.
Çev ık Kuv \ et polisinden.
toplumsal olaylar sırasında
duygusal davranmamalarını.
akılcı olmalannı istedi.
Yüksel. '"Halka karşı
pamuk ellı. bölücülere karşı
demir yumruklu olun ' dedi.
AnkaraÇe\ik Ku\\et Şube
Müdürlüğü'ne dün ba> ram
ziyaretinde bulunan Yüksel.
burada mesleğe yeni
başlayan polislere çeşitli
ta\sıyelerde buhındu.
Polisin eğitiminde yeni
dinamikler aradıklannı.
meslek içi eğitıme büyük
önem verdiklerini belirten
Yüksel. "Bu mesleği. dik \e
diri tuttuğumuzda ışlerin
çok iyi gideceğine
inanıyorum. Bunu
sağlayacağıma yürekten
inanıyorum. Yakında
polisimiz sokakta gezerken
başı daha dik yürüyecek.
Bundan kimsenın kuşkusu
olmasın" dedi.
Kesici'nin evi
soyuldu
• ANTALYA (AA) - ANAP
Bursa Milletvekili Ilhan
Kesici'nin Istanbul'daki
evine giren hırsızlar, eşi
Bırhan Kesici'ye aıt bazı
ziynet eşyalannı çaldı.
Kesici çifti, e\lerindeki
hırsızlığın boyutunu
öğrenebilmek amacıyla
tatillerini yarıda keserek.
İstanbul'a dönnıe karan
aldı. Ilhan Kesici. kapalı
devre TV sistemiyle kontrol
edilen \e polislerce korunan
eve nasıl girildiğinin henüz
belli olmadığını. olayın bu
sabah anlaşıldığını söyledi.
Kesici. İstanbul'dan aîdığı
bilgileri aktanrken,
hırsızlann. güvenligi
sağlayan kapalı devre TV
sisteminin iletişim
kablolarını keserek evin
demir parmaklıksız tek
penceresınden girdiklerini
öörendiSini ifade etti.
HABERLER
D ü n y a d a v e T ü r k i y e ' d e i ş k e n c e
Türkiye'de işkence herkesin başından geçebilir
M
anyeto çalışıvor. insanlığm
bedeni ve onurıı bir kez
daha acıyla smamyor.
"Devlet küçüldü " diyen üsl
kuttakilerin kulaklan, karanlık
hodnımlardakı "büyümenin"
çıglığını dııyuyor mu' Tuhaf şey şu
insan. işkence yapmaya da, görmeye
de kallanıyor. hatta aİışıvor.
İşkenceciİerin "Zevk için yapmadık "
demeleri. işkence gören löyaşındaki
Ali'nin "Bugün başımdan geçenler"
başlıklı bir kompozisyomı okıır gibi
tekdüze bir sesle kendisine elektrik
verildigini anlatması bundan. Ali yi
ve diğerlehni dinledikten sonra
"Türkiye'de işkence vardır ve
herkesin başına gelebilir " riimcesinin
bilinç diizevine çıkışı, ilk akla gelen
"İnsan, insana bunu nasılyapar"
sorusuını alıp götürüvor. Artıkyeni
bir soru hüküm sürüvor insanda: "Ya
benim de başıma gelirse! " Çiinkii
hemen bütün işkence öyküleri "Alıp
götürdüler"diye başlıyor. gerisi çoğıt
kez boşluk. Oysa Türkiye İnsan
Haklan i'akfı nda (TİHl) işkence
kıtrbcınlanna psikiyatri tedavisi
yupan ve yıllardır kıırbanlarla
birlikte olan hekim Sezai Berber 'e
göre. işkenceye hazırluıımak
oianaksız. TİHl'Başkanı Yavıız Önen
de piyangontın neden si:e de
vurabileceğini "işkencenin
kurumsallaşması" ile anlatn or. Bu
sorulcırla yola çıkılarak hazırlanan
İşkence Dosyası nın 1. bölümiinde.
işkence kurbanlannın ledavi siirecini
örgiirleyen TİHl' hekimlerinin
gözlemlerini. Türkiye'deki özgiin
işkence yöntenüerini anlalan
sovleşileryer alacak. Hırsızlık
vaptıgı savıvla gözaltına alııuın 16
vaşındaki Ali. 15 gün boyunca
gördiiğü işkenceleri anlatacak.
Ali'nin söyleşisinde. bir insanın
şiddeti nasıl kanıksadıgını. ıslatılıp
dövıihneyi işkenceden saymayıp
elektriği. cop sokmayı da bir kulem
geçip annesine "o..." denmesini nasıl
ıızıın uzun anlaıtıgını okuvacaksınız.
Dosyaıun 2. höliimiinde. Şili den
Kdmboçva ya. lenezüuella'dan
Zimbabve 've diinya işkencecilerinin
konuşmalannı ve Ottuna Cniversitesi
Kriminoloji Protesörü Ronald
Crelinsten in işkence egitimi.
düınaduki işkence vöntemleri.
işkence jargomı ve işkenceci tipolojisi
üzerine vaptıgı araştırnıalan
bulacaksııuz. Penılu bir polisin ikinci
ligde futbol oynuyabilmek. Polonyalı
polisin evine daha rahat gidebilmek
için işkenceci oldugıınu göreceksiniz.
Türkive de işkence görenlerin
İşkenceciİerin cezalandırılmasım
isteyince karşılaştıkları engeller de 2.
bölümde anlatılacak. Dosvanın 3. ve
son bölümiinde de Dışişleri
Bakanlıgı nın TlHV'ye karşı
başlattığı "kampanya"nın a\nntıları
ve T/HlBaşkanı Yavıız Önen 'le bir
söyleşi ver alacak. İşkence
Dosyası nda. "Alıpgötürdüler"
tümcesivle başlavan işkence
öykülerivle Türkive de işkencenin
yalnızca belli bir sivasi göriiştekilere
yapılmadıgını. herhangi birinin,
herhangi bir nedenle bu "tezgâhtan "
geçebilecegini göreceksiniz. Çünkü.
"Türkiye'de işkence
kurumsallaşıyor" ve çembergiinden
güne darahvor.
ECE TEMELKLRAS
Küçük Ali'yi konuşturmak için cop sokma, falaka ve askıyı deneyen polis sinirlenince dayak başlıyor...
'Vunnayın' dedîkçe vurchılar
TİHVnin 6. yılı
İşkence
başvurusu
her yıl
arttı
ANKARA (Cumhuriyet
Bürosu)-Türkiye insan
Haklan Vakfı (tiHV).
1990 yılından bu yana
işkence görenlere tedav i
hizmeti venyor. TİHY
1990 yılında Ankara'da
çalışmalanna başlavan ilk
merkezden sonra. 1991 "de
İzmir\e İstanbulda. 1995
yılında da Adana'da
temsilcilik kurdu.
Vakıf. baş\ uruda bulunan
işkence kurbanlarına \e
yakınlanna fiziksel.
psikolojik ve toplumsal
sorunlannın çözümü için
profesyonel ve gönüllü
ekıplerle hizmet \enyor.
TİHVye 1990da 40',
1991de 238. 1992"de393.
1993'te323 ve 1994'te
472 başvuru yapıldı.
Uluslararası işkence
rehabi 1 itasyon-araştırma
merkezleri ve insan
hakları kuruluşlanyla
işbirlıği içinde olan
TlHV'ye benzer
dünyadaki tek kuruluş
Şili'dekı İşkence
Rehabilıtasyon Merkezi.
Bunun dışında dünyada
işkence görmüş
yurttaşlanna teda\i
hizmeti veren başka
kurulus olmadığı için.
TİHY. "kendine özgü bir
yapı" olarak tanımlanıyor.
Uzman bir kuruluş olan
TİHV ışkenceyi bütün
tartışmalardan
anndırarak. tedav i \e
belgeleme üzerinde
çalışıyor. TİH\ "nin
bilimsel vöntemlerle
saptadığı Türkiye'deki
ışkenceye ilişkin \enler.
her yıl yayımlanan insan
hakları raporu ile ulusal
ve uluslararası
kamuoy una duyuruluyor.
TİHV Başkanı Vavuz
Önen'in söylediği gibi.
gönüllü hekimlerin polis
tarafından "telkinlere'*
uğramasına \ e başv uruda
bulunanlann bazılannın
evlerine güvenlik
güçlerince "baskın"
yapılmasına karşın. TİHV
çalışmalannı sürdürerek
her yıl yayımladığı
bilimsel raporlarla
Türkiye'deki işkencevi
belaelivor.
• Kendisini bir gece polisler evden almışlar. 15 gün. geceleri "cereyan"
vermişler, cop sokmuşlar. ayaklarını copla dö\ müşler. ıslatmışlar,
göğsünden bağlayıp tavana asmışlar, iki el parmağı, tek ayağı üzerinde
durdurtmuşlar. "'Vurmayın abiler" diye bağırmış, bir daha vurmuşlar.
ANKAR.A - Annesi Azize.
"Ilaçlaria >aşı\or artık" di\or.
16 vaşındaki Ali. kapının
önündeki özel güvenlik
görevlisini görünce
merdivenlerden dönmek istiyor.
Telsizi görünce polis sanmış.
Yerinde duramıyor. Kayıt
cihazını görünce geri çekiliyor:
"Aynı bö> le bir şe> var işte,
cere\an \eriyorlar!"
Ali'nin mahkemesi sürüvor.
Mahalle arkadaşları hırsızlık
suçundan gözaltına alınınca
Ali'nin ismini \ermişler.
Azize'nin deyişiyle iki "•infaz"
gelip götürmüşler. Mahkemeye
çıkaracaklar sanmışlar. ama
Ali'nin gidişi ogidiş. Azize. 15
gün aradığını söylüyor:
"Aranm şubeyi. yok derier.
Bana sövlevin dhorum. merak
ermevevim, anne> im divorum.
\6k di>orlar. 1? gün sonra geldi,
şuurunu kaybetmi^ gibi. Ölür
dedim artık. Halâ kan geli\ur
işevincc. Zaten sarası \ardu
düşerdi." Ali. serbest bırakılalı
1.5 ayı geçiyor. Türkiye İnsan
Haklan Vakfi'na teda\i için
başvurdukları gün yine polisler
gelmiş eve. Azize. \ermenıiş:
"İnfa/ di\e geldiler >ine. Ben
venıinlivinı artık \ermem dedim.
Çocuğum işkence > i> e \ i>e
mahvoldu dedim. Bağırdım,
ağladım. gittikr. E\in üzerine
satılık va/dık. Bö> le olacaksa
gidelim buralardan dedik. Ne
vapalım? Kurtuluşu vok."
Ali. bütün öyküyü anlatmaya
başlıyor. Uzun uzun susuyor.
bazen öfkelenip tutmayan
parmaklannı havada sallıyor:
"İlk gün geldiler. Infaz beni aldı.
"Mahkeme var' dediler.Önce
kaçtım. Sonra babam °Gif dedi,
"Mahkenıe var'dedi. Şubeye
götürdüler. Dos>alan önüme
kovdular. Inı/a M' dediler.
Okunıam >ok. Attirdılar imzayL,
mahkemeye cıktım. Şubeye
götürdüler \eniden. İlk
gittiğimde cop vurdular,
ıslattılar.' Benim suçum
ne'
v
de>ince ceryan yedim.
\kşam 09.00 oldu mu. içime
korku düşüvordu. 09.00 oldu mu
2 saat cenan \eri>oriar,
atıyorlar içeriye. Saat 12.00'de
bir daha veri>orlar. '^'apmadım'
divorum. 'Yıkın' diyoriar.
'Yıkın bu i...'yi" diyoriar,
"Acımayın" diyoriar. 2-3 saat
veriyorlar. Ayaklanma cop
\ urdular. Ta\ ana astılar beni.
Göğsümden ip bağladılar,
gözümü kapathlar, ayaklanmın
altına vurdular. Copla şey
Kl RBAN BU KEZ GAZETECİ- İşkence
sonunda aramıza kadar sızdı ve «örcv vaparken
gözaltına alınan gazeteci Metin Göktepe. işkence
altında öldürüldü. Eyüp Spor Salonu'nda
vaşanan bu çağdışı insanlık a\ıbının failleri olan
polisler hakkında çeşitli soruşturmalar açıldı. 48
polis, Göktepe ola> ı sanığı olarak 'kasten adam
öldürmek' suçlamasıyla adalete hesap \erecek.
vaptılar... avıp işte, söv letme...
Böv le (ses kavıt aygıtına
benze\en) bir alet \ar. O
dokundu mu cenan çarpıyor.
Önce beni soguk suvla bir
ıslattılar. Cer\an 4-5 gün sürdü.
3 gün bavgın yattım. Küfiir
ettiler. Anan orospu'diyorlar.
"Niye küfrediyorsun abi?"
divorum. Anan e\ işine
gitmiyor mu'v
di>orlar. E\ işine
gidiyorsa orospu mu olması
lazım? Çalışıyor, yapı>or
hamusuyla. Bir şey >apsam
zoruma gitnıez. ama
yapmadığım hırsızlık için
zoruma gidi\or. Sonra
Ümitköy'e götürdüler. Orda
işkence vok. cop var. Islatıyoıiar,
\uruyorlar. Şubede 13 gün
kaldım, ama telefon eden
avukata 2 saat dedim. Çünkü
telefon kapanınca beni bir daha
dövecekler. Beni 3 polis dövdü.
Gündüz bana, Benle karate
yap' diyor biri. Dalga geçiyor.
Gece elektrik vermişler zaten.
"Ben karate bilmiyorum" dedim.
'Ananı s...im' dedi. Ben de
mecbur ayağımı
kaldınvorunı >alandan,
kafama yüklenivorlar.
Gülüyoıiar. "Vurmayın
abiler'diyorum, yine
vuruyorlar. Tek ayağunın
üzerinde 4 saat
durdurdular. Nere iki
parmağımla durdurttular,
akşama kadar.
Parmaklarım şişti. şimdi
tutmuyor. Paspas gibi
süründürdüler, °\'eri
temizle'dediler.
Karnımdan, bir de
şeyimden elektrik verdiler.
Mide kanaması. çıktığım
gün oldu. Rüvama giriyor.
Ağıztanm hep >ara oldu.
Nerde polis görsem sanki
onlan görmüş gibi
oluyorum. Kapıda da telsizli
adanıı görünce tekrar
geldim sandım."
Ali. utancından doktora
gitmek istemıyor Azize.
omzunu tutuyor. "Onlar
utansın yavrum~ diyor.
"Senin utanacak nevin
var?" 19S0öncesipohs-
adliye muhabirliği yapmış
bir gazeteci anlatıyor:
"Ankara Emnivet
Müdürlüğü'nün bilmem
kaçıncı katında, hırsızlık
bürosu vardı. Hırsızlık
bürosuna düşenlerin çoğu
vankesici çocuklardı.
Polisler, vakaladıklan
bebeleri "öttürmek' için iyi
y öntemler geliştirmişj[erdi.
Bebeleri ıslatırlardı. Öyle
şimdiki gibi ıslatma değil.
Yani, tazyikli su filan hiç
değil. Argoda vardır >a
ıslatmak. Şö\ le adam akıllı
dövmek. Oyle yapariardı
işte. Çocukİarın sesi.
kapılann dışına sızardı.
Du> ulma>acak ya, o
zamanın gözde
şarkılarından birini çalar,
radyonun, teybin sesini
sonuna kadar açarlardı:
Ağlarsa. anam ağlar..."
DUZ YAZI / ORHAN BİRGİT
toplumlar arasında pekiş-
tirilirse bir anlam ifade eder.
Türkiye ile Yunan Dışişleri bakanlannın,
Bükreş'teki kısa süreli görüşmelerinde,
iki ülke arasındaki buzların çözülmesini
isteyen ve bekleyen taraf bizdik. Belki de
o yüzden medyamızın önemlice bir bö-
lümü. kamuoyumuzu o doğrultudaki ha-
berlerle besledi.
Oysa. Yunan Dışişleri Bakanı Panga-
los, Emre Gönünsay ile el sıkışma anı-
nı bile kendi ülkesinin gazete ve televiz-
yonculannın görüntülemesinden rahat-
sızlık duyduğunu saklayamıyordu.
Atina'ya döndükten sonra verdigi de-
meçte. Yuanlı bakanın söylediklerinden
varılacak sonuç, iki ülke arasında özle-
nilen yakınlaşma için köprülerin altından
daha çok su geçmesinin beklendiğini
ortaya koyacak niteliktedir.
Türk Dışişleri, Kardak krizi ile yeni bir
çıban başının ortaya çıkmasına sahne
olan Ege Denizı'ndeki anlaşmazlıklar üze-
Tozdan Dumandan Görülemeyenler...
rindeki görüşlerini elbette sonuna kadar
savunmalıdır. Ama, Bükreş görüşmele-
ri sırasında acaba Yunanistan'ın Türki-
ye'nin güney ve doğu sınırlarındaki kom-
şuları ile bir dizi savunma anlaşmast im-
zalanmasının nedenleri üzerinde Sayın
Gönensay, Sayın Pangalos'tan bilgı is-
temiş midir? Ya da, bir Yunan askeri he-
yetinin daha bu ayın ikinci yarısında Ha-
tay'ı kendi sınırları içinde göstermeyi ıs-
rarla sürdüren bu ülkenin havaalanların-
da inceleme yapmasının nedenleri, Yu-
nanlı meslektaşa sorulmuş mudur? Yu-
nanıstan ile Suriye arasında bır askeri
antlaşmanın imzalanması ve mavi haçlı
savaş uçaklarının Suriye havaalanların-
da üslenmesine olanak tanınması, düpe-
düz Suriye üzerinden Türk Silahlı Kuv-
vetleri'nın azımsanmayacak bir bölümü-
nün. güney sınırlarında yığınak yapma-
sını sağlayarak, Ege ve Trakya bölgesin-
den bu yörelere kuvvet kaydırılmasını
amaçlamaktadır.
Atina'nın bilgisi ve izni dışında ulusla-
rarsı bir eylem yapması oianaksız olan
Kıbrıs Rum Kesimi'n\n Rusya ile imza-
ladığı savunma anlaşmasının Türkiye açı-
sından daha endişe verici boyutlar içer-
diğini bu işın uzmanları söylüyor. Bir uz-
man dostum, "Rum kesiminin, Rus-
ya'dan alacağı T- 80 tanklannı, Fransa
ve Brezilya 'dan edindiği zırhlı araç en-
vanterine eklemesı ile adadaki Türk ko-
lordusunun zırhlı gücünün caydırıcılığı-
nı yitireceğıni ve Kıbnslı Rumlann, Suri-
ye üzerinden sağlanacak hava desteği
ile yeni sergüzeştlere atılma konusunda
daha yürekleneceklerini" söylüyordu.
Devlet adamlanmız ve politikacılarımı-
zın bır bölümünün. enini boyunu ölçme-
den Adrıyatik'ten Çin Seddine dek uza-
nan düşleri ile ilgili demeçlerinin Mosko-
va'daki yansıması sayılma-
lıdır Ruslann. Kıbrıs Rum-
ları ile imzaladığı askeri an-
laşma.
Bütün bu olup bitenlere, Suriye'nin Er-
menistan ile yakınlaşmasını da eklemek
gerekiyor.
Tabii, KürtliderCelalTalabani'nin "en
büyük düşüm"ü\ye önceki gün Hürriyet
muhabirine, "istanbul'un başkenti oldu-
ğu, bir Ortadoğu Birleşik Devletleri" ile
ilgili açıklamasını da unutmadan... Tür-
kiye'nin dört bir yanı düşmanları tarafın-
dan sabırlı bir biçimde. "Bu ülkenin ha-
sımları, biribirlerinin dostlan ve müttefik-
lendir" ilkesine dayanan savunma anlaş-
maları ile çevriliyor. Kendi içimizde ise,
toprağı, uğrunda ölenlervarsa vatan sa-
yan anlayış; üzerinde trilyonlarca tapu edi-
nilirse o ülkede oturunulabilir türünden
değışime zorlanıyor.
Çiller çiftınin kapkara hale getirdiği si-
yaset gündeminin üzerindeki kiri, pası
bir an önce silkeleyip, çevremizdeki ate-
şe eğilemeyecek miyiz?
GUNDUZ GOZUYLE
MELİH CEVDET AINDAY
Unutmak-Unutmamak
Bayramlarda kırgınlıkların ortadan kalkması istenir,
beklenir. Başka bir deyişle, bayram unutmak için bir
aracıdır.
Peki, ama unutmak, bağışlamak kolay mıdır?
Yeniçeri, Bayezit'te sakallı bir adamın yanına git-
miş,
- Sen Yahudi misin? diye sormuş.
"Evet" yanıtını alınca da başlamış yaşlı Yahudi'yi
dövmeye.
Yahudi:
- Ne vuruyorsun be. ben sana ne yaptım? diye
sormuş.
- Hazret-i İsa'y/ öldürmüşsünüz?
- Yahu bin beş yüz yıl önce oldu o.
Yeniçeri:
- Ben yeni duydum, demiş.
Aradan kaç bayram geçmiş, yeniçerinin haberi yok.
Demek unutmak için, geçen zamanı hesaba katmak
gerekiyor. Yeniçerinin gülünç duruma düşmesi bun-
dan.
Yok canım, dinsel inanç unutmaya hiç de yatkın de-
ğil; Hıristiyanlardaki Yahudi düşmanlığının neden bir
türlü son bulmadığını araştırmak gerekir. Isa'nın çar-
mıha gerilmesi olayını ya da masahnı iki bin yıl bo-
yunca kan davası durumuna getirmenin kandırıcı bir
açıklamasını bulmak kolay değil.
Daha da şaşırtıcı olanı. islam'daki Yahudi düşman-
lığıdır. çünkü Islamiyet, İsa'yı da. Musa'yı da saygm
bilir, yan tutamaz. Onun için başka nedenler arayan-
lara hak vermemiz gerekir.
islamda Muaviye ailesinin Hz. Ali'ye ve onun so-
yuna reva gördüğü canıliklerın ne derin bir ayrılığa ne-
den olduğunu bıliyoruz. Sünnı şeriatçılığın birzaman-
lar savunuculuğunu yapmış olan rahmetli yazar Ka-
dircan Kafh'ya bir gün bu konuyu açmıştım:
- Gelmiş geçmiş birolay, unutmalı efendim, demiş-
ti.
Ya Aziz Bartolomeus Kıyımı'na ne buyurulur?
24 Ağustos 1572'de. Aziz Bartolomeus Yortusu
sabahında. Paris'te alarm verildi ve Henri de Navar-
re ile Conde 2. prensi dışındaki bütün Protestan soy-
lular öldürüldü. Sokaklara dökülen kalabalıklar, ken-
tin dört bir yanındaki Huguenot'ları öldürmeye baş-
ladı. Kıyımın durdurulması için 25 ağustosta verilen
krallık buyruğundan sonra kan dökülmesi sürdü ve
kıyım öteki illere sıçradı. Ekım ayının başlanna değin
süren karışıklıklarda ölenlerin sayısına ilişkin rakam-
lar bir Katolik yanlısının öne sürdüğü 2 bin ile 70 bin
arasında değişmektedir.
Bayram günü bu acı olayları ansıtmanın yersiz ol-
duğunu düşünenler çıkacaktır belki de; barışma var-
ken düşmanlıklan tazelemek neye?
Evet. insanlığa kurtuluşu, banşı getirmeyi amaçla-
yan dinler arasındaki savaşlar ya da mezhepler ara-
sı kıyımlar ne denli saçma bulunsa yeridir.
Tarihçiler bu olayları fanatizm ile açıklamaya yelten-
seler de, temelde çıkar çatışmaları vardır.
Ama çıkarlar inartç perdesi ardına gizlenmiştir.
Safça inananlar ise bu düzenbazlığın oyunculuğunu
üstlenirler.
CCD Avrupa Parlamentosu'nda
Türkiye'deki
duşunce ozgurluğu
AP'de tartışıldı
BRL KSEL (Cumhuriyet)
-Çağdaş Gazetecıler
Derneği((,GD) Genel
Başkan Yardımcisı
Mahmut Tali Öngören.
Avrupa Parlamentosu'nun
(AP) uluslararası insan
hakları ve basın
kuruluşları temsilcilerinin
katıldığı toplantisında.
özellikle A\rupalı
milletvekillerinin
karamsar yaklaşımlanna
katılmadığını. tüm zorluk
ve baskılara karşın
Türkiye'deki demokratik
güçlerin inanılmaz bir
kararlılıkla düşünce ve
ifade özgürlüğüne sahip
çıktığım bildirdi.
AP Dışişleri Güvenlik ve
Savunma Politikaları
Komisyonu İnsan Hakları
Alt Komitesi'nin geçen
hafta sonu Brüksel'de
yaptığı toplantıda
Öngören. AP üyeleri ile
uluslararası insan haklan
ve basın kuruluşlârının
Türkiye'deki medya ve
ifade özgürlüğüne ilişkin
sorulannı yanıtladı.
Öngören. Yaşar Kemal ve
diğer sanatçı, bilim
adamı. sendikacı,
parlamenter ve
gazetecilere yönelik
baskılar sonucu düşünce
özgürlüğünün büvük yara
aldığını belirtti.
TMY'nin 8. maddesinde
yapılan son değişikliğin
düşünce özgürlüğünün
kısıtlanmasını ortadan
kaldırmadığını.
Türkiye'de düşünce
suçunu "*terör"le eşdeğer
tutan bir anlayışın hâlâ
egenıen olduğunu anlatan
Öngören. aynca hak ve
özgürlükiere ilişkin
ihlallerin vansltılmasını
engellemek amacıyla da
baskılar uygulandığını. bu
tür bılgilerin
yayımlanmasının da
"düşünce suçu"
sayıldığını. Türkiye İnsan
Haklan Vakfi'na yönelik
başlatılan son soruşturma
\e açılan davalann da
buna örnek teşkil ettiğini
söyledi.
ÇGD Genel Başkan
^ardımcısı, Metin
Göktepe'nin öldürülmesi
ve cezaev ine konan yazar
Bilgesu Erenus'un
durumlarıyla ilgili olarak
da aynntılı açıklamalarda
bulundu.
Öngören. tüm zorluk ve
baskılara karşın
Türkiye'deki demokratik
güçlerin inanılmaz bir
kararlılıkla düşünce ve
ifade özgürlüğüne sahip
çıktığım, bu nedenle de
karamsarlığa
kapılınmaması ve
umutsuzluğa
düşülmemesi gerektiğini
sözlerine ekiedi.
AP'deki toplantıya
Öngören'in yanı sıra
Uluslararası Gazetecıler
Federasyonu Genel
Sekreteri Aidan V\ hite.
Sınır Tanımayan
Gazeteciler Örgütü Genel
Sekreteri Robert Menard.
Article 19 Örgütü
Temsilcisi Frances
D'Souza, Yazarlar
Parlamentosu Temsilcisi
düşünür Pierre Bourdiev,
1986Nobel Edebiyat
Ödülü sahibi Wöle
Soyinka, Salman
Rüşdü'nün N'oneç'teki
yayıncisi VVilüam
Nygaard ile çeşitli
ülkelerden gazeteciler
katıldı.
ELMA
Seyohat Acentası
Onur Tcpariak rehbertığınde
'Başka Istanbul Gezilerf
"KaraSurlan
Güney Haliç"
12 Wayıs Pazar 1 750 000TL
Yurt içi - yurt dışı
uçak bileti
alan müşterilerimize
kitap armağan ediyoruz!
Bayram programlanmız dolmuştur, îlginize teşekkür ederiz. I
Duyunjlanmızı. her salı ve perşembe Cumhuriyetlen izleyebilifsinızI
istıktal Cad 81/1 Beyojıu-IST Tel 0212 249 52 11 Fax 0212 293 20 76