23 Kasım 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 MART 1996 PAZARTESİ CUMHUBİYET SAYFA HABERLER Dumankaya'ya suçlama • ANKARA (AA) - DYP Genel Başkan Yardımcısı Ismail Karakuyu, ANAYOL koalisyonunu engellemeye çalışanlann "borazancı başıhğını'". RP'ye çanak tutanlann yaptığını savunarak "Bunlann başında, kendı gözündeki merteği göremeyen ANAP milletvekıli Halit Dumankaya gelmektedir" dedi. tsmail Karakuyu, yaptığı yazılı açıklamada, DYP Genel Başkanı Tansu tiller ile ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın, ülke çıkarlanm göz önüne alarak olusturmaya çalıştıklan koalisyon hükümetini önleyebilmek için bazı kişi ve çevTelerin özel çaba harcadıklanna dikkati çekti. Kemal Eczacıbaşı öldii • İstanbul Habcr Servisi - Jzmir ve Ege'nin ilk Türk eczacılanndan Süleyman Ferit Eczacıbaşı ile Saffet Eczacıbaşı'nın oğlu, Nejat Eczacıbaşı ile Vedat Eczacıbaşı'nın kardeşi Kemal Eczacıbaşı dün sabah tzmir 9 Eylül Hastanesf nde öldü. Eczacıbaşı'nın cenazesi, salı günü Alsancak Hocazade Camii'nde kılınacak öğle namazından sonra lzmir Aslı Mezarlığı'nda toprağa verilecek. Tarikat açıklaması • ANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - Inönü Üniversitesi llahiyat Fakültesi öğretim elemanlannca, "tarikatçılık yapmakla" suçlanan Rektör Prof. Dr. Mehmet Yücesoy, iddialan reddettı. Yücesoy, gazetemizde "Malatya'da rektöre tarikat suçlaması" başlıklı haber nedeniyle yaptığı açıklamada, daha önce hakkında benzer şikâyetler nedeniyle Yükseköğretim Kurulu'nca başlatılan soruşturmada aklandığını belirtti. llahiyat hocalannın, "tarikat dergâhı" olarak niteledikkri yerin, Es- Seyyid Osman Huhısi Efendi Vakfı olduğunu ve bu vakfm ilçedeki eğitım hizmetlerine büyük katkı sağladığını söyleyen Yücesoy, "Vakfın, fakültenin akademik faaliyetlerine herhangi bir şekilde etki etmesi mümkün değildır" dedi. Kumkapı'da cinayet • İstanbul Haber Servisi - Eminönü'nde. Rus uyruklu bir kişi, kaldığı ote! odasının balkonunda makasla öldürülmüş olarak bulundu. Kumkapı-Hayriye Tüccariye Caddesi'ndeki •'HotelVictor"un402 numaralı odasında kalan Rus uyruklu Rachid Fotilov (42), otel görev lilerince dün saat 00.30 sıralannda balkonda ölü olarak bulundu. Incelemede, Fotilov'un, karnına saplanan bir makasla öldürüldüğü belirlendi. Ressamlar ilgi görmedi • Kültûr Servisi - Pınltı Sanat Galerisi'nin dün Holiday Inn Crowne Plaza'da düzenlediği müzayedede, ünlü ressamlann tablolan, düşük fiyatlardan satışa sunulmasına karşın beklenen ilgiyi görmedi. Müzayedede Ibrahim Safî'nin tuval üzerine imzalı, altın varaklı çerceveli yağlıboya eseri 290 mılyon liraya alıcı buldu. 15^t0 milyona satılan yapıtlar arasmda; Anadolu insanı, doğa ve natürmortlann ağırlıkta olduğu Şeker Ahmet Paşa, Ibrahim Safi, Ibrahim Çallı, Zeki Faik tzer, Bedri Rahmi Eyuboğlu ve daha pek çok sanatçmın tablolan yer aldı. Poşetten bomba çıktı • İstanbul Haber Servisi- Fatih'te, kullanılmayan bir Rum Kilisesi'nin dış duvanmn dibine bırakılan bomba, etkisiz duruma getirildi. Karagümrük Salma Tomruk Caddesi üzerindeki kilisenin duvanrun dibinde şüpheli paket gören devriye görevi yapan polisler, Terörle mücadele Şubesi'nden bomba uzmanı cağırdılar. Uzmanlar, elektrikli ateşleme tertibatıyla bombayı etkısız duruma getırdiler. Hükümet protokolü imzalandı Ortakhk haürasL.. Çiller ve Yılmaz, protokolü imzalayıp koalisyon için ilk somut adımı atülar. İki lider. imzadan sonra kurmavlanyla bir habra fotoğrafi çektirmeyi de ihmal etrnedi. (Fotoğraflar: RIZA EZER) Merkez sağ iktidardaANKARA (Cumhuriyet Bürosu) - ANAP ve DYP liderlerinin "ANAYOL" azmlık hü- kümetinin protokolünü dün imzalamalany- la, "düşman kardeşler" olarak anılan mer- kez sağdaki ikı partinın koalisyonu için ilk somut adım atılmış oidu. Protokolün ıki par- tinin yetkiii kurullannda onaylanmasının ardından, yeni Bakanlar Kurulu listesının 6 mart çarşamba günü Cumhurbaşkanı Sü- leyman Demirel'e sunulması bekleniyor. Koalisyon protokolünde yer alan ılkeleri ya- şama geçırmek \ e koşullara bağlı kalmak ıçın kamuoyu önünde yaptıkları açıklamaya bağ- lı kalma sözü veTen iki lider, ıki merkez sağ partmin birleşmesini de ileriye dönük ortak hedef gösterdiler. Partilerin belirlediği hükümet takvimın- de bir değişiklik olmaması durumunda, pro- tokol bugün ANAP, yann DYP gnıbunda görüşüldükten sonra, çarşamba günü yeni kabine Çankaya Köşkü'ne sunulacak. Hü- kümet programının ise 7 mart perşembe günü TBMM Genel Kurulu'nda okunma- sı bekleniyor. Anayasa uyannca, Meclıs, iki tam gün geçtıkten sonra 10 mart pazar günü toplantıya çağnlacak ve parti grupla- n hükümet programmı görüşecek. Bu gö- rüşmeden bir tam gün geçmesinin ardından. 12 mart salı günü 53. hükümetin güvenoy- laması yapılacak. ANAP Genel Başkanı Yılmaz ile DYP Genel BaşkanıÇiDer.dün TBMM'debirara- ya gelerek, parti kurmaylannın daha önce üzerinde uzlaştığı protoİcol ve anlaşma ko- şullannı son kez değerlendirdiler. İki lider, yaklaşık 1 saat süren toplantının ardından, ANAP ve DYP'nin ortaklığına dayanan azm- lık hükümetinin protokolünü TBMM Tören Salonu'nda imzaladılar. Hükümet protokolünün bugün ANAP, ya- nn DYP grubunda onaylanacağı, yeni Ba- kanlar Kurulu listesinin büyük olasılıkla çarşamba günü Çankaya Köşkü'ne sunula- Çiller ve Yılmaz, protokolde yer alan ilkeieri yasama geçirmek ve koşullara bağb kal- mak için kamuoyu önünde yapüklan açıklamaya bağlı kalma sözü verdiler. Iki lider iki merkez sağ partinin birleşmesini de ileriye dönük ortak hedef gösterdiler. dikleri destekten" dolayı teşekkür ettı. TBMM'-de düzenlenen ımza töreninde ko- nuşan DYP lideri Tansu Çilkr. ANAYOL te-. maslannın, başbakanlıkta ilk sıranın kimde olacağı konusunda tıkandığını anımsatarak, dönüşümlü başbakanlığı DYP'nin kahui et- cağı beltrtıldı. Başbakan Çıller. ANAYOL protokolü imzalandıktan sonra, Çankaya Köşkü'ne çikarak, Cumhurbaşkanı Sûfcyman Demirel'e bilgi verdi. Çiller aynca. koalis- yon protokolünün imzalanmasından sonra DSP Genel Başkanı Bülent Ecevh" i telefon- la arayarak "koalisyonun oluşumuna ver- tiğini, bu çerçevede Mesut Yılmaz'ın, ön- Baykal, DSP'yi 'san muhalefet'le suçladı. DSP, CHP iktidannı sorguya hazırlanıyor Solda muhalefet yanşıTUREY KOSE ANKARA-ANAYOL azınlık hü- kümeti kurulmaaşamasınagelirken solda muhalefet kavgası başladı. CHP lideri Deniz BaykaLANAYOL hükü- metıne dolaylı destek veren DSP'ye "bir ayağı iktidarda, san muhalefet" suçlamasını yöneltti. Baykal, ANA- YOL hükümetinin ikinci yılında ko- alisyona girebıleceklerine ılişkın ha- berleri de "ciddiye almadıklaruu, bu senaryoya karşı olduklannı" söyle- di. DSP'Genel Başkanı Bülent Ece- vit ise "iktidar sorumluluğuna or- takolmadıklannı,''muhalefet görev- lerinı sürdüreceklerini vurgularken DSP'nin önümüzdeki dönemde CHP'nin iktidar ortaklığı dönemini de sorgulayacağına dikkat çekildi. DSP ve'CHR 24 Aralık seçimle- rinden sonra RP'li bir hükümet ve er- ken seçim olaslığını önlemek için ANAYOL hükümetinin kunılmasm- dan yana tavir koydular. tki parti de birbirlerini iktidara iterek muhale- fette kalma taktiği izledi. DSP'nin hü- kümete dolaylı destek vererek muha- lefette kalma eğilimi ağır basınca, CHP taktik değiştirdı. CHP genel başkan yardımcılan AB Topuz, Erol Çevikçe ve Genel Sekreter Yardım- cısı Eşref Erdem'ın de aralannda bu- lunduğu bazı yöneticiler. koalisyona girmekten yana tavır koydular. Ko- alisyona girme yanlısı ÇHP yöneti- cileri, DSP'nin 75 milletvekiliyle "sol muhalefefgörevinı üstlenece- ğini, "4ü yıllık hükümetin faturası- nı"da kendilenne çıkaracağını belır- terek "DSP girmezse. biz hükümete girmelryiz. DSP, bizim muhalefet yap- mamızı engeUer" görüşünü dile ge- tirdiler. Bakanlık pazarlığı CHP ile DYP arasında yapılan ba- zı görüşmelerde CHP'nin 6 bakan- lık ile başladığı pazarlıkta, 3 bakan- lığa dek indiği haberleri yayıldı. CHP lideri Deniz Baykal da "DSP hükü- mete ghmelidir" mesajlan verirken CHP kapısını araladı. Kulıslerde CHP'nin Dışişleri Bakanlığı, Bayın- dırlık Bakanlığı ya da Sanayı ve Tı- caret Bakanlığı ile bır-iki devlet ba- kanlığına razı olduğu söylentıleri dı- le getirildi. Ancak, ANAP Genel Baş- kanı Mesut Yılmaz'ın karşı çıkması nedeniyle, Başbakan Tansu ÇiDer'ın ıstemesine karşın CHP, hükümete gi- remedi. ANAYOL'a 3. ortak alınmaması karan üzerine. CHP ve DSP muha- lefet stratejileri üzerinde çalışmaya başladı. CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Cumhuriyet'in sorulannı ya- nıtlarken sol muhalefet görevini CHP'nin yapacağını söyledi. Bay- kal, DSP'nin tavnnı eleştirirken şu de- ğerlendirmeleri yaptı.*Elbette muha- lefet görevini biz yapacağız. DSP bu görevi yapamaz. DSP'nin bir ayağı ik- tidarda, bir ayağı muhalefette. DSP san muhalefet Biz partimize döne- ceğiz, yurt gezilerine çıkacağız. Dört başı mamur bir sryasal çalışma v apa- cağız. Üyelik,örgüt sorunlan, muha- lefet stratejimizin gelişmesi, toplum- sal muhalefete öncülük edilmesi ko- nulannda çahşmalar vapacağjz." Baykal, ANAYOL hükümetinin ikinci yılında CHP'nin de hüküme- te gırebileceği haberleri konusunda da "Henüz böyle bir şey söz konusu değiL Ne bir görüşmemiz var, ne de böyle bir ihtimal bizim açunızdan ciddrve alınır. Bizim bir parçası ouna- dığımız bir senarvo \ar. Bu senaryo- daki düzenlemeler bizi ilgilendinriez. Biz bu senaryov a karşıyız" değerlen- dirmesini yaptı. Hükümetin kurul- masının ardından, CHP Parti Mecli- si'nin toplanarak muhalefet strateji- sini belirlemesi ve parti üst yöneti- minde bazı değişiklerin gerçekleşti- rilmesi bekleniyor. DSP yetkıli kurullannda "hüküme- te çekimser o>1a do)a>ü destek verme" karan alınırken muhalefette kalın- ması benimsendi. Muhalefeti RP'ye bırakmamak için hükümete girmeme karannı alan DSP'nin önümüzdeki dönemde tavnnı "hükümetin icra- atına göre" belirleyeceği bildirildi. DSP'nin, CHP ve CHP'nin hükümet ortaklığı dönemine dönük eleştirile- rini de sürdüreceği belırtildı. celikle 1996 yılı sonuna kadar başbakanlık yapacağını bıldırdı. Sonrakı ıki yıl kendısı- nin başbakanlık görevini üstleneceğini, 4. yıl Yılmaz'ın yeniden başbakan olmasının ar- dından, 5. yıl DYP'den üçüncü kişinin baş- bakanlığında seçime gidileceğini bildiren Çiller, şunlan söyledi: "Buözveriyibengös- teriyorum. Bunun ana nedeni, RP'nin ikti- dara gebnesini ülkenin geleceği açısından havirtı bulmadını. Devlet konusunda farklı düşünceleri bulunan bir partinin iktidara getmesinin doğru olmadığı düşüncesinde- vim. Bu özveride bulunmayı gerekli gördüm. Bir ana neden daha. bu iki parti, u/un yıllar aynı tabana hitap etmelerine rağmen buiik- teliği kuramamışlar. Siyasi istikrar ülkenin en önemli mcselesidir. Lmuyorum ki, bu ko- alisyon birlikteliği, daha sonraki aşamalar- da daha bütünleştirici, iki partiy i birbirine yaklaşbncı konumlara da getirecektir. Bu- nun işlemesi için de karşıhklı iyi niyetle so- nuna kadar çalışma azmiv le başhvoruz. Bu- nun için yaptığımız bir protokol var. Kamu- oyu önünde gerekli olan her şeyi yapmaya, her şeyi iyi niyetle götürmeye söz veriyoruz. Bizim için karşılıklı güv«nce, kamuoyu önün- de karşılıkh olarak verilen bu söz olacaknr." Çiller, Türkiye'nın önemli sorunlan bu- lunduğunu ve hazırlanan ıcra programının değişim ve yenileşmeyi yakalayabileceğini belirterek, "ANAYOL konusunda önemli sorunlanmız vardır. Şimdi tam olarak ANA- YOL'u kurduğumuz ifade edilemez. Mec- lis'te bazı zoriuklanmız olacaktir; bunlar için de her iki parti iyi niyetle bir işbiıiiğini ortaya koyacaktir" görüşünü dile getirdi. ANAP"lıden Mesut Yılmaz da 24 Aralık seçimlennde ortaya çıkan biyası tablonun ıki partıye gösterdiğı en mantıklı sonuca ula- şıldıgını kayderek, protokolde karara bağ- lanan modelin, Türkiye'de ilk kez denendı- ğini, dünyada da çok ender uygulandığını bildirdi. tBMM Başkanı Mustafa Kalenv li, koalisyon protokolünün imzalanmasının ardından Çiller ve Yılma^'ı telefonla arayarak kutladı. Yılmaz, da- ha sonra Kalemli'yi ziyaret ederek, koalisyonun Meclis ile uyumlu çalışması için gö- rüş alışverişinde bulundu. Kalemli, görüşmenin ardın- dan yaptığı açıklamada. ge- lecek günlerde başta Bütçe Yasası olmak üzere bırçok tasan ve önerinin Genel Ku- rul'dan çıkanlması gerektı- ğine işaret ettı. Bomba ihban Tansu Çiller ve Mesut Yıl- maz ile çok sayıda ANAP ve DYP yöneticisinin katıldığı imza törenine bomba ihban yapıldı. Yılmaz ve Çiller'in tören salonuna girmesinden sonra, kimliği belirsiz kişli- lerce ANAP Gnıp Sekreter- liği'ne telefon açan kimliği belirsiz bir kişinin, tören sa- lonuna bomba konulduğunu ve saat 15.23'te patlayaca- ğını ihbar ettiği öğrenildi. Meclis ıdare amirleri ve em- niyet yetkilileri, tören sür- düğü sırada liderlere farket- tirmeden salonu aradılar. Bombaya rastlanamaması- na karşın, bomba olması göz önünde bulundurularak tören kısa tutuldu. Erbakan sertlesliANKARA (Cumhuriyet Bürosu)- RP Ge- nel Başkanı Necmettin Erbakan. "fanusbe- beği'' olarak nitelediğı ANAYOL'u "yoksa- yarak çalışacaklarını" söyledi. Erbakan, "Fanus bebeği doğarken ölccektir. Bu eğrel- tili yapının ayakta kalması mümkün degil" dedi. RP'nin dünkü merkez karar yürütme kurulu (MKYK) toplantısında, ANAP ve DYP'nin yanı sıra DSP'ye karşı da sert mu- halefet yapma karan benimsendi. RP'li MKYK üyeleri, DSP'yi "sağa kotaık değ- nekliğj" yapmakla suçladı. Partısinin MKYK toplantısında konuşan Erbakan, Çiller ve Yılmaz'ı sert bir dille eleştirdi. RP lideri Erbakan, MKYK top- lantısında, partisinin temel stratejisini belir- leyeceklerini söyledi. Türkiye'nin "normal bir ülke" olmadığını ifade eden Erbakan, "tçinde demokratik hastahklar vardır. Ran- tiyecUer bir kaç medya organryla halkı rahat- sız etmekteler" dedi. ANAP'ın içinden büyük bir kitlenin ANA- YOL'a karşı olduğunu kaydeden Erbakan, "Bir bavram günü rantiyecilerin aracılan- nın Y ılmaz'ı etkilemeleri ibret ahnacak bir olaydn*. ANAP'm ne tabanugövdesi ne de gru- bu ANAYOL'u istemektedir. Ancak rantiye- cilerin etkisiyle onlara alet ounaktadır. Bu, ülkevi tahrip etmek, halkı huzursuz etmek- tir" diye konuştu. ANAYOL'u "fanus bebe- ği'' olarak nıtelendıren Erbakan, DSP Genel Başkanı Bülent Ecevit'in ANAYOL'u çe- kimser oyla dışandan desteklemesini sert bir dille eleştirdi. Erbakan, şöyle devam et- ti: "DSP'nin durumu da ibretahnacak bir du- rum. Bir yandan destek veriyor, bir yandan 'Bu tahribatın içinde yer almam' diyor. Kim bu fanus bebeğin doğmasına sebep olursa,ola- caklardan da sorumlu olur. Bu fanus bebe- ği, yeni yolsuzluklara zemin hazırlayacaktır. Bu fanus bebeği doğarken ölecektir, güveno- yu abnası çok zordur. Bu eğreltili y apının ne yürümesi ne de ayakta kalması mümkün do- ğDdir." ANAREFAH'ın askerler tarafindan en- gellendiği iddialannı değerlendiren Erba- kan, şunlan söyledi: "Kahraman ordumuzun bu entrikalarla hiçbir alakası yoktur. Orduyu maksatlanna aletetmek istcyenlerin politikalan iflas etmiş- tir. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'in 'Orduyu bu işe kanştırmayın. Varsa delille- riniz getırin" açıklamalanndan memnuniyet duydum. Hangi oy unlara başv ururiarsa vur- sunlar RP iktidara gelecektir. Bu hükümeti yok sayarak çalışmalanmızı sürdüreceğiz. Çünkü bu hükümet gerçekten yok." RP'nin MKYKtoplantısınınbasınakapa- lı bölümünde. ANAP ve DYP'nin yanı sıra DSP've karşı da "sert" muhalefetin benim- sendiği öğrenildi. TİCARET ÜNVANI: MAİS MOTORLU ARAÇLAR İMAL VE SAT1Ş A.Ş. Sicil No: 109126/055599 MAİS Motortu Araçlar Imal ve Satış AŞ Yönetim Kurulu Başkanlığı'ndan: Şırketımızın yıllık Olağan Genel Kuıul Toplantısı 29 Mart 1996 Cuma gunu saat 15.00'te Büyukde- re Cad. No. 175 Levent / Istanbul'dakı şırket merkezınde ekte belırtılen gündemı gonjşmek uzere toplanacaktır. Sayın ortaklanmızın veya gerekli vekâletnameyı haız yetkıli temsılcıtennın belırtılen gün ve saatte toplantıya teşnfleri nca olunur. 1995 yılına art bılanço, kâr-zarar ve faalıyet raporlan toplantı tanhınden 15 gun evvel aynı adreste ortaklanmızın tetkıkıne sunulacaktır. MAİS Motoriu Araçlar imal ve Satış AŞ 29.03.1996 tarihli Olağan Genel Kurul Gündemi: 1 Başkanlık Dıvam'nın seçilmesi ve gene) kurul tutanağının imzalanması hususunda Başkanlık Dı- vanı'na yetkı venlmest, 2.24.4.1995 tanhlı Olağan Genel Kurul'dan sonra Yönetim Kurulu uyelıklennde meydana gelen de- ğışiklıklerın Türk Tıcaret Kanunu'nun 315. maddesıne göre onaylanması, 3 Yönetim ve Denetım Kurulu raporlannın okunması ve onaylanması. 4. 1995 yılı bilanço ve kâr-zarar cetvelının tasdıki. 5 Yönetim Kurulu ve Denetım Kurulu'nun ıbrası, 6.1995 yılı kânnın dağrtımına ılişkın Yönetim Kurulu teklıfinın görüşülmesı ve temettu dağıtım tari- hının saptanması, 7. Yonetım Kurulu ve Denetım Kurulu uyelennın seçilmesi, 8. Yönetim Kurulu ve Denetım Kurulu üyelerinın ücretlerinin saptanması, 9. Şırket sermayesının arrtınlması, esas mukavelename değışıklığı hakkındakı Yonetım Kurulu ka- rannın okunması, 10 Şırketımız 2 tnlyon TL.'lık sermayesinın, 775.499.890.806.-TL.lık bölümunün nakden, 324.500.109.194.- TLIık bölümü 31 12.1995 tarihli bilançomuzda kayıtlı sabıt kıymet değer artış fonundan karşılanmak suretıyle, 1.100 000.000.000 - TL arttınlması ve böytece toplam sermaye- mızın 3 100.000.000.000.- TLye çıkanlmasına karar venlmesı, 11. Ortaklann bu defakı sermaye arttınmında, rüçhan haklannı kullanma durumlannın ve buna bağ- lı olarak nakdı ve değer artışından oluşan paylann belırlenmesı ve taahhüt edılmesıne karar venl- mesı. 12. Şırket esas mukavelenamesının 6 ve 7 maddelennin, yukanda belırtılen hususları ıhtiva edecek ve TC Sanayı ve Tıcaret Bakanlığı'nca verilen ızın yazısı ekınde onaylanan şeklınde, ortaklann taah- hut etmış bulunduklan sermaye hısselerını gosteren bölümun de ılavesıyle tadılıne (Tadıl Tasarısı ektedır) karar alınması, 13 Dılek ve temennıler. MAİS RENAULT POLTrİKA GÜNLÜĞÜ HİKMET ÇETİNKAYA Yaşam... Sabah uyandığımda kar altındaydı kent. Ağaçlarve kiremitler beyaza bürünmüştü... Günlerden pazardı. insan yüreğinden kopan fırtı- nalann dindiği sakin bir gün başlamıştı... Bir süre pencereden dışanyı seyrettim. Kâğıt top- layan adamlar yoktu ortalıkta. Karşıdaki çatısı kire- mitli evın bahçesinde çocuklar kartopu oynamıyor- du. Komşu kadın, rengârenk keten perdelerini sonu- na dek çekmişti. Manav bugün açmamıştı kepengi- ni. Bir kentin olanca yalnızlığı, hüznü, pazar sabahının karlı ayazına yenik düşmüştü ilk kez. Yaşam onca du- rağanlığın kısırdöngüsünde delışmen bir kız gibi rüz- gâra, açlığa kafa tutuyor gibiydı... Birden karşı evin çatısındaki bacaya dikildi gözle- rim. Bacanın üzerinde leylekyuvası vardı. Kar, çalı çır- pıdan örülmüş bu yuvanın üzerinde kahverengiyle beyazın çizdiği duygu yüklü bir resim oluşturmuştu... Kahvemi içerken üniversiteli gençleri düşündüm. istanbul Üniversitesi'nde işgal bitmişti. Çoksayıdaöğ- renci gözaltına alınmıştı. Öğrencilere destek verenlerin sayısı çok azdı. Ki- mi sol örgütlerin olayı saptırdığına ilişkin bulgular bü- yütüldükçe büyütülüyordu. Elbet bu tür eylemlerde kimi sol örgütler olaylara kanşırdı. Bundan doğal bir şey olamazdı. Devlet en azından Taksim ve Kızılay alanlarında, "Cumhuriyet yıkılacak, şeriat gelecek" diyenlere gösterdiği hoşgö- rüyü, üniversite işgalinde de gösterebilirdi. Bir başka önemli nokta da şuydu: Öğrencilerin muhatabı polis değil, rektörlüktü. Polisin üniversiteye getırilişı toplumumuzun hoşgö- rüyü değil, şiddeti içine sindirmesinin somut bir ör- neâi değil miydi? Oğrenci eylemlerine üç-beş kışkırtıcı katıldığı için sorunlan görmeyip çözüm arayışına yönelmemek bizlerin eski bir alışkanlığı değil miydi? ••V Bir pazar sabahı kent kar altındaydı. Bir ıki saat son- ra güneş çıktı ve karlar endi... Toplum olarak işkenceye, gözaltındaki kayıplara, fa- ili meçhullere karşı neden duyarsız kalıyorduk? Manisa Emniyet Müdürü Kemal Iskender, CHP lz- mir Milletvekıli Sabri Ergül'ü suçluyordu. Diyordu ki: "Sayın Ergül, medyaya alet oldu..." Bu sözlerin sahibi olan Emniyet Müdürü Kemal Is- kender, poliste işkence yapılmadığını iddia ediyordu. Oysa, tüm bulgular 14-16 yaşlarındaki lise öğrenci- lerine Manisa Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi'nde işkence yapıldığına ılişkindi. Manisa Emniyet Müdürü Kemal Iskender'in açık- laması ise 'işkence yapılmadığı'na ilişkin. iskender, "PKK ve DHKP-C'nin belinı kırdık" dedikten sonra ekliyor: "İşkence iddialan militanlar cezaevıne konulduk- tan sonra ortaya atıldı..." Herhalde gözaltına alındıklarında "işkence yapılı- yor" denilecek değıldı. Ne zaman kimi gençler ser- best bırakıldı, kimıleri cezaevine kondu; elbet yakın- ları da bundan sonra harekete geçti. Yakınları gözal- tına alınanlara işkence yapıldığını o süreçte bilemez- lerdi. -'-' %.;-îî Bakın bu konuda CHP lzmir II Başkanı Oşman Qz- güven neler söylüyor: -^ "Bu incelememızden AJevi köylerine bir baskı ol- duğu anlaşılıyor. Güneydoğu ve Doğu Anadolu köy- lerindeki boşaltma buralarda da uygulanmaya soku- luyor. Bu, sindirme ve baskıdır. Her iki köydeki yurt- taşlardan dinlediğimiz kadanyla devlet terörü yaşa- nıyor. Vatandaş, devlete karşı düşman durumuna getiriliyor. Insanlara, devlete karşı geldiği için işken- ce yapılıyor. Bu olaylan kamuoyuna duyuranlar da suç- lu olarak gösteriliyor. Bu davranışlar onursuzca dav- ranıştır. Bu tutumu sergileyenler ortaya çıkanlmalı- dır. Devlet bu ayıptan kurtulmalıdır." • • • Komşu kadın renk renk perdelerini çekti, karşı evin bahçesinde çocuklar göründü. Karşı binanın çatısı üze- rinden martılar çığlık çığlığa havalandı... Fransız TV 5 kanalında haberler vardı. HAMAS ad- lı şeriatçı örgüt üçüncü terör eylemini gerçekleştirmiş- ti. Yine bir otobüs havaya uçurulmuştu Kudüs'te. Te- rör eyleminde 20 kişi parçalanarak ölmüştü. Giyinip dışarıya çıktım... Boş caddelerde yürüdüm. Artık kar yağmıyordu... Gazeteye geldim. ANAYOL kurulmuştu. Tansu Çil- ler ve Mesut Yılmaz hükümet protokolünü imzala- mışlardı... Cumhuriyet'te Kaan Sağanak'ın fotoğrafına bak- tım uzun uzun. Kayıp yakınlarının oturma eylemi 42. haftasına girmişti. Hasan Ocak'ın babası Baba Ocak'ın şu sözleriy- le bilinmeyen bir yolculuğa çıktım sanki: "Ben 49 gün oğlumun cesedini aradım. Şimdi de oğlumun mezar taşını anyorum..." Bir başka fotoğraf daha var masamın üzerinde. Mustafa Kemal Atatürk'ün yırtılmış resmini göste- ren fotoğraf. 68 kuşağı, kalpaklı Mustafa Kemal re- simleriyle yürür, onu baş tacı ederdi. Yırtılan Atatürk resmini görünce çok üzüldüm. Üniversiteli gençlerin arasına sızmış bir kışkırtıcının 'işi' olduğuna inanmak istedim. Onun için de bir68'li olarak üniversiteli genç- leri uyarmak ıstiyorum: "Aman dikkat edin kışkırtıcı- lara. Onlar bu tür eylemlerde kendilerini bile yakma- ğa kalkışırlar. Cam, çerçeve ne varsa kırartar sonra da 'Ben bir polis ajanıydım' diye anılannı yazarlar..." Kar yağmıyordu. Gökyüzü gri bir yalnızlığın içinde gülümsüyorgibiydi... Sakarya'da eroin operasyonu SAKAKYA (Cumhuriyet) - Güneydoğu"dan getirdik- leri 4 kilo 16 gram eroıni sat- maya çalışan. aralannda bir polis ve uzman çavuşun da bulunduğu 5 kişi, Adapa- zan' nda yakalandı. Sakarya Emniyet Müdür- lüğü'nden yapılan açıkla- maya göre Güneydoğu'dan uyuşturucu getinldiği yo- lundaki ihban değerlendiren polis. Adapazan'ndaki Ay- kar Otel'e operasyon dü- zenledi. Operasyonda. Si- irt Jandarma Bölge Komu- tanlığı Özel Harekât Grup Komutanhğı'nda görevli Jandarma Uzman Ça\uş Hasbi Aladağ, Sıırt Emni- yet Müdürlüğü Özel Hare- kât Şube Müdürlüğü'nde görevli polis memuru Ek- rem Yeltik ile Abdurrah- nıan V'ılmaz ve Sinan Ka- rayiğit adlı sanıklar gözal- tına alındılar. Sanıklar ile birlikte 4 kilo 16 gram ero- in de ele geçinldi. Arama- da aynca, jandarma uzman çavuş Aladağ'ın üzerinde Baretta marka tabanca, par- ça tesirli el bombasıyla 15 adet dolu fişek bulundu. Sanıkların emniyetteki sorgulamalannda, eroini Hakkâri'nin Yüksekova il- çesinden getirdikleri ve uyuşturucunun Istanbul'da Gıyasettin Bilici tarafindan pazarlanacağı belirlendi. Sa- nık Bilici de Istanbul'da ger- çeklestirilen operasyon so- nucu yakalanarak gözlem altına alındı. Yetkililer, olay- la ilgili soruşturmanın derin- leştirilerek sürdürüldüğünü sövledıler.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle