Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA CUMHURİYET 4 MART 1996 PAZARTESİ
10 DIŞ HABERLER
Cezayir'de
terör
• CEZAYtR(AA)-
Cezayir'de ülkenin
doğusundaki Skikda
kentinde, devlet
televizyonunun fotograf
servisi bölümü
tnüdûrünün kaçınlarak
öldürüldüğü biîdirildi.
Aşm dinci eylemciierden
kuşkulanılan cinayette,
Skikda'daki Cezayir
televizyonu yetkjlisi
Belgacem Saadi'nin (40)
cesedi parçalanmış olarak
ormanhk arazide
bulundu. Televizyondan
yapılan açıklamada,
Saadi'nin eşi ve beş
çocugunun görmemesi
için cinayetle ilgili
görüntülerin
yayımlanmayacağı
kaydedildi. Son 32 ayda
Cezayir'de ordu destekli
hükümetin
propagandasına hizmet
ettikleri gerekçesiyle
60'm üzerinde basın
mensubu katledildi.
Sieıra Leone'de
seçimler
• FREETOVVN(AA)-
Sierra Leone'de geçen
pazartesi ve salı günü
yapılan başkanhk
seçimlerinin ilk turunda,
adaylardan hiçbirisinin
başkanhk için gcrekli
olan yüzde 55 çoğunluğu
sağlayamadıği, bu yüzden
ikinci tur seçimlere
gidileceği açıklandı.
Seçim komisyonu
tarafından yapılan resmi
açıklamada, adaylardan
hiçbirisinin başkan olmak
için gereken yüzde 55
oyu alamadıgı, anayasa
gereği seçimlerin ikinci
tunınun iki hafta
içerisinde yapılacağı
belirtildi.
NUerya'da
korkunç salgın
• LAGOS (AA) - Afrika
ûlkelerinden Nijerya'da
etkili olan menenjit
salgını nedeniyle,
özellikJe ülkenin kuzey
kesimlerinde, aralık ayı
sonundan bu yana 1273
kişinin hayatını kaybettiği
biîdirildi. Saglık
bakanlığından yapılan
açıklamada, bu rakamın
salgının etkili olduğu ve 9
bin401 hastanın
kaydedildiği ülkedeki 30
eyaletten 14'ünde
belirlendiği kaydedildi.
Kazakistan'da
adli reform
• ALMATl(AA)-
Bağımsızlığını kazandığı
1991 yıhndan bu yana
eski Sovyet döneminden
kalan tüm uygulamalan
değiştirme mücadelesi
veren Kazakistan, şimdi
de hukuk ve adliye
sisteminde reformlara
başlıyor. Reformlann
ilk adımında, ülke
genelinde görev yapan
tüm yargıçlar, yeniden
sınava îabi tutulacak.
Hukuk ve adliye
sisteminde yapılacak
reformlarla ilgili
açıklama yapan Adalet
Bakanı Birinci
Yaıdımcısı Marat
Nurbekov, tüm
yargıçlann yeniden
sınava tabi tutulacağını,
basansız olanlann
görevden alınacagını
söyledi.
Halen faaliyette bulunan
tüm avukatlar ile
noterlerin de aynı
smavdan geçeceğini
belirten Nurbekov, sınav
komisyonu karanna göre
basansız olan her
hukukçunun yüksek
mahkemeye itiraz
hakkırun bulunduğunu da
kaydetti.
Çeçenya'da Rus
güçlertne pusu
• MOSKOVA(AA)-
Çeçenya'nm batısındaki
Sernovodsk kasabasını
bir süredir kuşatma
altında tutan ve dün
sabahtan itibaren
bu kenti ele geçirmeye
çalışan Rus birlikleri,
Çeçen güçler tarafından
pusuya düşürüldü.
Çeçenlerin beklenmedik
saldınsı üzerine Rus
birlikleri, nüfusu 13 bin
olan kasabaya karşı, ağır
silahlann da kullanıldığı
yoğun bir ateşe
başladılar.
Açıklamaya göre, Rus
birlikleri kasabanın
içerisine doğru ilerlerken
iki ayn noktada pusuya
düşürüldüler. Çıkan
çatışma sonucu her iki
taraftan da kayıplar
meydana geldiği
belirtildi, ancak sayı
verilmedi.
SUNUŞ
1994 yılının 31 Ağustos günü Belfast 'ta
yapılan bir açıklama ile bir anda
yeşeriveren barış umutlan, 18 ay
boyunca sağlanan gelişmelerte bir
fidan olmuş, büyümüş boy vermişti.
Ancak inatçı politikacılann uzlaşmaz
tavrı, her şeyin üzerine çıkmış, siyasi
çözümde yaşanan açmaz, eli silahlı
militanın sabrını taşırmıştı. Bu işten bir
sonuç çıkmaz diyerek geçici bir süre
için toprağa gömdüğü silahını yeniden
çıkardı vefitili ateşledi.
9 şubat gecesi Londra 'da Docklands
bölgesini vurdu. Aradan bir hafta
geçmeden bir başka bombası, can
almadan etkisiz hale getirildi.
Bu, daha unutulmamıştı ki bir başka
bomba, eylem yerine taşmırken belediye
otobüsündeki militanın elinde paıladı.
Havaya uçan, sadece insanlar, araçlar
ve binalar değil; banş umutlarıydı. Işte
bütün bunlardan sorumlu tutulan; ama
kuşkusuz tek sorumlu olmayan bir
örgüt, bir kez daha manşetlerdeydi:
Irlanda Cumhuriyetçı Ordusu ya da
kısa adı ile İRA... Peki kimdi bu
IRA 'alar; gözü dönmıiş bir cinayet
şebekesi mi, yoksa özgürlük savaşçılan
ya da ezilen halkın temsilcileri mi'.'
Siyasi temsilcileri Beyaz Saray da
ağırlanan ciddi bir siyasi kuruluş mu?
Milvonlara lanet okutan 'bir avuç
eşk'ıya' mû ZAFER ARAPKİRLİ
D 0 S A S I
Irlanda C umhurivetçi Ordusu'nun eylemlerini Drnıandırdığı 70'li vıllarda özeilikleKuzey lrianda'ıun başkenti Bdfast'ın caddeleri savaş meydanına dönmüştü.
Barışa ve umutLara darbeIrlanda Cumhuriyetçi Ordusu'nun 18 aylık
îngiltere'de eski korku dolu günlere, arkası
Londra'nın merkezme yakın bir
semt olan Camden Town'da faali-
yet gösteren Irlanda Kültür Mer-
kezi'nin ve Kilburn'deki lrlanda-
Iı 'pub'lannın telefonlan. 18 ay-
dan beri böylesine sık çalmıyordu.
Telefondakı sesler, hep aynı şey-
leri tekrarlıyorlardı : "katil piç-
ler_. Defolun.gidin ülkenize..." Öf-
keli lngilizler, rahatlannın yeni-
den bozulmasıntn, tren istasyonla-
nnda yeniden tedirgin bekleyışle-
rin, cadde \e sokaklardakı silahlı
devriyelerin, geceleri yataklann-
dan zıplatan patlama seslerinin so-
rumlusu olarak bu trlandalı göç-
men vatandaşlan görüyorlardı.
Londra nüfusunun yüzde 4'ünü
oluşturan Irlandalılar. bir anda tr-
landa Cumhuriyetçi Ordusu'nun
vebaline ortak olarak, bozulan
ateşkesin tek sorumlusu olarak,
lanetleniyorlardı. Peki bu lanetin
gerçek muhatabı kimdi? Ya da
kimlerdi? Bu sonınun yanıtını,
bugünlerde herkes farklı veriyor
Britanya Adalan ve Irlanda ada-
sında... Parmaklann çoğu IRA'yı
gösteriyor. Çünkü, onlar değil mi,
ateşkesten sonra yeniden terör eylemlerini başlatması,
kesilmeyen kanlı saldınlara geri dönüleceği tedirginliği yarattı
îngiliz krallığının korkulu rüyası
trlanda Cumhuriyetçi Ordusu'nun nereye
gideceğini anlamak için, önce nereden geldiğine,
yani tarihine bir göz atmak gerekiyor. Kendilerine
sorduğunuzda kökleri 19'uncu yüzyıla, hatta
18'inci yüzyıla kadar dayanıyor Irlandah özgürlük
savaşçılarının. lngihzlere karşı silaha sanlan
hemen herkesi, örgütün "atalan" olarak
görüyorlar. 1916 yılında, Güney'in bağımsızlığının
temellerini atanlan da kendilerinden sayıyorlar.
Aradan geçen yıllar, IRA'yı değişik aşamalara ve
değışimlere uğratarak bugüne getirirken zaman
zaman trlanda milliyetçi hareketi içinde son derece
marjinal boyutlara (birkaç düzine militan) düştüler.
1969 yılında başlayan mezhep çatışmalan ve
tngiliz işgaline karşı direnişleri sırasında ise büyük
ölçüde taraftar toplayarak hem Protestan
çoğunluğun hem de koskoca lngiltere Birleşik
Krallığı'nın korkulu rüyası olarak bugüne kadar
geldiler. Ezici çoğunluğu Katolik lrlandalılardan
oluşan IRA tabanı. buna rağmen Katolik kilısesı ile
öteden beri çok fazla banşık değildi. Çünkü kilise.
şiddet eylemlenni kınıyordu. Ama onlann pek
umurunda değildi bu. Önemlı olan, mücadeleye
kimın öncülük ettığı ve sonucu kimin aldığı idi.
Sonuçta "silah, vaazdan daha güçlü'\dü.. 197O'lı
yıllarda Marksizm ve dünyaddki sol hareketler ile
sıkı ilişkiler içinde oian IRA, bunun hem manevi
hem de "maddi
1
" büyük desteğinı gördü. Ancak
son yıllarda "sol" görüntülerinın ve içeriklennın
büyük ölçüde yok olduğu söylenebilir. Avrupa
Birliği'ne bakış açılannda da önemli değişiklikler
yaşanan IRA, "bağunsızlık'" idealine enştiğinde,
bölgenin AB ile bağlı kalmasını, giderek içine
daha çok sindirebiliyor.
18 ay önce artık şiddete son veri-
yoruz deyip herkesi umutlandı-
ran? Onlar değil mi, şimdi yeniden
ortalığı kana bulayan ve "daha
fazla da bulayaca&z" tehditlen sa-
vuran? Işte "Onlar", yani şiddet
eylemlerini gerçekleştiren eli si-
lahlı savaşçılar ve onlann siyasi
temsilcileri, bu kez daha fazla ko-
nuşuluyor. daha fazla sorgulanı-
yor. Kım bunlar? Ve ne istiyoriar?
Şiddetten nasıl vazgeçerler? Ya da
aslında vazüeçerler mi?
Ne istiyoriar ?
trlanda Cumhuriyetçi Ordusu,
diğer Katoliklerin pek çoğu ile
yöntemde anlaşamasa bıle. istek-
leri iki kelimede özetlenebilir:
"İngilizler dışan«" İngıltere Bir-
leşik Kralllığı'nın Kuzey trlanda
bölgesınin içinde bulunduğu bü-
tün ekonomik ve siyasi sorunlan-
nın kaynağı olarak lngilız "işgali-
ni" gören Katolik milliyetçiler ve
en başta da IRA, Îngiliz askerlen-
ni ve polis gücünü (Royal ülster
Constabulary)
u
işgalordusu" ola-
rak kabul ederek doğrudan hedef
alıyor.
Uzun vadeli siyasi hedefleri ise
"işgal ordusu" bölgeden aynldık-
tan sonra, İrlanda adasının tama-
mındaki tüm partilenn bir araya
gelerek adanın geleceğını tartış-
ması ve olası bir bırleşmeyi haya-
ta geçirmesi..
Onlaragöre, lngilizler çekildik-
ten sonra, tüm mezheplerden lr-
landa halkı. Katoliği ile Protesta-
nı ile demokratik biçimde gelece-
ğini belirleyecek.
Yani bunu silahla gerçekleştir-
me yoluna gitmeyecekler. Ama
her fırsatta yeniden silaha sanlan,
ve elindeki barut kokusu hiç geç-
meyen IRA'ya bu anlamda çok
fazla güvenen de yok.
TURNIKE
SEMIH GUNVER
Son Yaprak
Arka bahçede üç büyük kavak ağacı var. Yatak oda-
mın penceresınin yanında kocaman bir salkımsöğüt.
Yaz aylarında yeşil yaprakları ile bu dört ağacı uzun
uzun izlerim. Güz sonlannda yapraklar yavaş yavaş dö-
külmeye başlayınca içimi bir hüzün alır, karamsarlığa
kapılınm. Çimlerin üzerinde toplanan kurumuş san yap-
raklar rüzgârla uçuşurlar, ağaçlann çıplak dailan yağ-
murun altında titreşiıier.
Bu yıl bir istisna oldu. Salkımsöğüdün bir da!ı şubat
sonlanna kadar yeşilliğinı korudu. Sararmadı, kuruma-
dı ve doğaya kafa tutarak hayatta kaldı. Her sabah o
inatçı yeşılliğın yaşamını sürdürüp sürdürmediğini me-
rakla takip ettım. Sonra fırtınalı bir gecenin sonunda sö-
ğüt dalının yennde olmadığını gördüm.
Vehbi Koç da soğüt dalı gibi direnç gösterdi. Bir ası-
ra yakın yaşadı. Gozlerindeki pınltı, yüzündeki çocuk-
su tebessüm. ruhundakı mücadele yeteneği hiç kayıp
olmadı. Vehbi Koç, kendi başına bir dünya idi. Haya-
ta, Ankara'nın eski mahallelerinden birisindeki küçük
dükkânda başlamış ve bir sanayı ımparatoriuğunun
saltanat kottuguna kadar yükselmışti. Çok dostu var-
dı. Mütevazı ve dürüst bir adamdı. Yaratıcı bir dehay-
dı. Her zaman her şeyi öğrenmek ısterdi. Türkiye'nin
hayati sorunlanna parmagını basmasını bilmişti. Dost-
lan ile göruşmelerinde durmadan soru yönettir, karşı-
sındakinın görüşlerini ve fikirlerini öğrenir, kendisi çok
az konuşurdu. Vehbi Koç'la ilk defa 1948 yılında An-
kara'da Baba Karpiç'in bahçeli lokantasında karşılaş-
tım. Bülent Büktaş ve Vedat Abut ve eşleri ile birlik-
te yemek yedık. Sonra, Keçıoren'dekı evınde buluştuk.
Aramızda gerçek dostluk tohumlan o yıllarda atıldı. Za-
man içinde kopuk, fakat yine de sürekli karşılaşmala-
nmız oldu. 27 Mayıs 1960 asken ihtilalinden sonra
mesleğımden ayrılma karan almıştım. Vehbi Koç ma-
ni oldu. Eşim,Vehbi Koç'un eşı ile yakın bir dostluk iliş-
kisi içindeydi. Onu çok severdi. Koç'la Kahire'de, son-
ra Strasbourg'da beraber olduk. Istanbul'da Büyükde-
re'deki köşkünün asma bahçesinde Avrupa Konseyi
Genel Sekreter Yardımçısı Kont Sforza ile viskı içtik.
Vehbi Bey, bize Kayseri'den gelmiş nefis bir pastırma
ikram etti. Sforza, Vehbi Bey'e hayran kaldı, pastırma-
yı çok beğendi. O bahçede birkaç defa aılece cam
bardaklarda demli çayla beyaz peyniryedik. Vehbi Bey,
bizi Yeni Koy'dekı apartmanında da yemeğe alıkoydu.
O tarihte Sadberk Hanım vefat etmişti. Vehbi Bey çok
üzgündü. Dertleştik. Bir başka akşam Şişli'dekı evin-
de Vehbi Bey, petrol krizinden sonra yeni yatınmlannı
özellıkle gıda maddelen sanayilerinde yapacağını an-
lattı.
Daha öncekı yıllarda, Vehbi Koç'un küçük kızının Hil-
ton'daki düğününü hatırlıyorum. Vehbi Bey, bizi, aile
arası bir toplantı diye davet etmıştı. Salonda binlerce
kişi vardı. İkram comerttı. Dışanda tipı kar yağıyordu.
1967 yılı sonuydu. Çıkışta buzlu sulara saplandım. Park
Otel'de kalıyorduk. O tanhte Kahire Büyükelçisi'ydim.
Şiddetli bir griple yatağa düştüm ve bir mucize oldu.
Vücudum sıgarayı reddetti. Bir daha agzıma sıgara al-
madım. Sadberk Hanım'ın sağlığında Rahmi Koç'un
Anadoluhısan'ndaki yakasında Vehbi Bey'ın torunlan-
nın sünnet düğünü de hatınmdan hiç çıkmadı. O ge-
ce Vehbi Bey ve Sadberk Hanım ne kadar mutluydu-
lar.
Vehbi Koç'la son defa Istanbul'da Şımank Kız Bale-
si'nın verıldığı gece Kültür Sarayı'nın kapısında karşı-
laşmıştık. Bızleri uzaktan tanıdı, gözleri yine pınl pınl-
dı. Bu defa bayramı Antalya'da Talya Oteli'nde geçir-
mişti. Yorgun görünüyordu. Fakat hayata bağlılığını as-
la kaybetmemiştı. Mıgros'a gıttı. Çayını içti. Oteline
döndü ve odasının kapısında yere düştü. Koç'u kurta-
ramadrtar.
Cenaze merasimini TV'den izledim. Boğazım kuru-
du. Kalbim duracak gibı oldu. Beyaz kefene sanlı na-
aşının toprağa venlişini dehşetle izledim. TV'ye kızdım.
Vehbi Bey'le bu beyaz kumaşın içindeki cansız vücut
arasında bağ kuramadım. Vehbi Bey, çoktan uzak ufuk-
lara uçmuş ve çok sevdiğı eşi Sadberk Hanım'a niha-
yet kavuşmuştu. Bugün yaşıyorsunuz, biraz sonra ebe-
diyyen yoksunuz.
Geçen hafta cumartesi sabahı Erbakan-Yılmaz mü-
zakereleri devam ediyordu. Herkes gibi ben de "ANA-
REFAH koalisyonu gerçekleşiyor" intibaını almıştım.
Sonra birden her şey değişti. Yılmaz ve Çiller tekrar
bir araya geldiler. Nasıl oldu? Kim bu buluşmayı sağ-
ladı? Erbakan haklı olarak çok kızdı. Fakat, anlayama-
dığım bir husus da basında ve TV'lerde tanınmiş ya-
zariann bir kısmının hâlâ Çiller ve Yılmaz'a çatmalan,
onlan insafsızca eteştinneleri oldu. "Işadamlan veya as-
kerler bastırmışlar" dedikoduları çıktı. Silahlı Kuvvet-
ler'in resmi birtepki gostermedikleri meydanda. Asker
de vatandaş. Oy venyor. Düşünceterini özel konuşma-
lannda belirtmelerini kim ne hakla yasaklayabilir? Çil-
ler ve Yılmaz dünkü kavgalannı unutmuşa benziyoriar.
Bırakınız unutsunlar veya öyle görünsünler. Bu son
şans da kaybolmasın. Ülkenin artık kaybedecek zama-
na tahammülü yok.
Samimı temennim ANAYOL'un gerçekleşebilmesi-
dir. Bu ilk adım olacaktır. ikinci adım ise iki partinın bir-
leşmeleri ve tek parti haline gelmeleridir.
Sagın birleşmesi, solun da aklının başına gelmesine
ve nihayet liderlerin birieşmeye karar vermelerine ka-
pılan açabilecektir.
TBMM'nin üç büyük partinin temsilcilerini bünyesin-
de toplayacak bir kuruluş haline geldiğini görürsem ül-
kem hesabına büyük sevinç duyacağım.
StYASİ KANADI SİNN FEİN, BEYAZ SARAY^A KADAR GİTTİ
Silahlı değil kalemli kadrolartRA'nın 'eyti* yani eli si-
lahlı değil de 'kalemli' kad-
rolan, Sinn Fein admdakı bir
siyasi parti altında faaliyet
gösteriyorlar. Sinn Fein, ge-
çen dönemde bölgede 100
binin üzerinde oy alarak În-
giliz Avam Kamarası'na da
milletvekili seçtirmeyi ba-
şardıysa da liderleri Gerrj'
Adams, bu parlamentoda
oturmayı reddetmiştı.
Adams, 1992 seçiminde ise
çok düşük bir oy oranı ile
(yaklaşık 78 bin ya da yüz-
de 10) bu şansı bir daha ya-
kalayamadı.
Ancak yerel seçimlerde,
Sinn Fein Partisi, Kuzey lr-
landa'nın pek çok Katolik
bölgesinde yerel meclislere
girebilmeyi başarmış bulu-
nuyor. Sinn Fein'in kadro-
lannın çoğu, işçi sınıfi kö-
kenli, ancak üniversite ol-
masa bile, çok iyi eğitim
görmuş kişiler. Hatta Bel-
fast yakınlanndaki Maze
Hapishanesi'nden. "tngilte-
re'nin en kaliteii ünrversite-
si" diye söz edildiği bilini-
yor. Maze'deki IRA militan-
lan ve Sinn Fein üyelerinin,
lise diploması ve açık öğre-
tim diplomasını buradaki
çalışmalan ilealdıklan söy-
leniyor. Sinn Fein'in liderli-
ğinde bulunan Gerry
Adams, Mitchel McLaugb-
lin ve Martin McGuinness
gibi politikacılar, her ne ka-
dar Îngiliz yetkililer ve Ku-
zey trlanda'nın Ingiltere'ye
bağlı kalmasından yana
Protestan politikacılar tara-
fından (eskiden aktif mili-
tan olduklanndan) "IRA ko-
mutanlan" olarak niteleni-
Destek nereden geliyor
IRA'nın malı ve askeri kaynaklan konu-
sunda kesin birbilgi bulunmamaklabırlik-
te geçmış yıllarda, aralannda Libya'nın da
bulunduğu bazı ülkelerden önemlı ölçüde
silah yardımı aldıklan sır değil. 1985 ve
1987 yıllan arasında Kaddafı yönetimı-
nın, 1986 Amenkan Hava Harekâtı "na des-
tek veren İngıltere'den intıkam almak için,
IRA'ya büyük silah sevkıyatı yaptıği orta-
ya çıkanlmıştı Libya, daha sonraki yıllar-
da. uluslararası ambargoyu kaldırtmak
ıçm. bu konudakı çabalannı ıtıraf etmek,
hatta ~se\ kı\atı durdurduğunu' açıklamak
zorundabilekalmıştı. 1970'li ve80'li yıl-
larda Çekoslovakya gibı bazı ülkelenn de
silah ve patlayıcı yardımlannı IRA'dan
'esirgemedikleri'haylı yaygın ıstıhban bıl-
giler arasında. Milyonlarca sterline varan
gelirlerinin tam olarak nereden sağlandı-
ğına ilişkin kesin bir bilgi bulunmuyor. tş-
yerlerinden ve taksicilerden, kulüplerden
alınan 'aidatlar' belli bir 'dava' için gönül-
lü verilmiş bagış olarak örgütün kasasına
akıyor. IRA'nın bunlann dışında, ömeğin
uyusturucu ticareti gibi bir alana kesinlik-
le girmediği gerçegini de herkes teslim edi-
yor. Yaklaşık 40 milyon trlanda asıllının
yaşadığı Amenka Birleşik Devietleri'nde
de 'Sinn Fein'in Dosüan' adı altındaki ör-
gütlenmeler ile bagış toplamalanna ızın
verilen örgütün, buradan da sadece geçen
Aziz Patrick Günü (Katoliklerin dini bay-
ramlanndan biri) sırasmda 750 bin dolar
topladığı bılınıyor.
yorlarsa da siyasi olarak son
derece zeki, kıvrak ve iyi
müzakereciler olarak tanını-
yorlar. Bu sayede, sadece tn-
gilizlere göriişmelerde ter
döktürmekle kalmıyor, biz-
zat Amerika Birleşik Dev-
letleri'ne varan etkileri ile
Beyaz Saray'da bile kabul
görüyorlar. Ya da en azın-
dan bugüne kadar görüyor-
lardı.
Sinn Fein üyeleri. basın
ve kamuoyuna açık tüm ko-
nuşma ve demeçlennde,
"Bizim IRA ik hicbir ilgimiz
yok. Bir sadece demokratik
bir siyasi parthiz. Ancak
IRA iîe diyaloğun >olu biz-
den gecer. Onlan biz i\i ta-
nı>«ruz. Banşın gerekliliğiııi
onlara ancak bizim kanah-
mtzla anlatabilirsiniz" di-
yorlar. IRA'nın şiddet ey-
lemlerini bugüne kadar ke-
sinlikle hiçbir zaman kma-
mayan Sinn Fein üyeleri, ak-
sine. ölen IRA militanlan-
nın cenazelerinde görünme-
yi ve tabutlannı taşımayı ih-
mal etmiyorlar. tngilizlerin
bu "tabut taşıyan eüeri" bir
gün gelip de sıkmak zorun-
da kalmasında ve Başkan
Clinton'ın da aynı yolu ka-
çınılmaz olarak izlemesin-
de, parti liderlerinin «sivasi
kıvraklığı ve uluslararasi
bağlan, büyük rol o^nuyor.
VVHİTE CAP AMBALAJ SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
YÖNETİM KURULU BAŞKANLIĞI'NDAN
SicilNo: 102395/48600
Şırketimızın Olağan Genel Kurul Toplantısı 19 Man 1996 Salı 12,15'de Beşıktaş.Barbaros Bulvan No:125
Camhan'daki T.Şışe ve Cam Fabrikalan A.Ş. Genel Mudürlük binasında yapılacaktır.Pay sahiplenmızin aşağıdakı
gündemın göriışüleceğı toplantıya katılmalannı rıca ederız.
Toplantıya ıştırak edecek pay sahiplenmızin.sahıbı bulundukları hısse senetlennı veya sahıp olduklarını ıspatlayan
belgelennı,toplantı tanhinden engeç 1 hafta önce Oto Sanayı Sitesi.Yunus Emre Cad.No:3-5.4.Levent/İstanbul'dakı
şırketımıze tevdı ederek toplantıya gırış kartı almalan gerekmektedır.
1995 yılına an Bılanço ve Kar-Zarar hesaplanmız.toplantı tarihinden onbeş gün önce pay sahiplenmızin tetkikine hazır
bulundurulacaktır
Toplantıya Katılanlar :
Başkan
Başkan Vekili
Üye
Üye
Üye
Üye
Othmar Von Diemar
Aifred Lohrengel
Uran Özsoy •
Manfred Ruschmeier
Peter Terıum
Ekrem Barlas
Yonetim kurulumuz 16 Şubat 19% günü yaptığı toplantısmda aşağıdakı gündemi görüşmek üzere Pay
Sahıpleri Genel Kurulu'nun 19.03.1996 Salı günü saat I2.15'de Camhan,Barbaros Bulvan No:125 Beşiktaş
adresinde toplantıya çağnlmasına ve toplantının T.T.K hükümlerine göre ilan edilerek pay sahiplerine
duyurulmasına karar verilmiştir.
GÜNDEM:
1. Başkanhk Divanının teşkili ve Divana Genel Kurul Tutanağını imzalama yetkisi verilmesi,
2. Şirketimizin 1995 yılı çalışmalan hakkında Yönetım Kurulu ve Denetçiler raporunun okunmas»,
3. 1995 bilançosu ve kar-zarar hesaplannın görüşülmesi ve onayı,Yönetim Kurulu ve Denetçilerin
aklanması,
4. 1995 yılı karının dağıtımı hakkında karar alınması,
5.Denetim Kurulu seçimi.
6.Yonetim Kurulu Üyeleri ile Denetçi ücretlerinin saptanması.
7. Yonetim Kurulu Üyelerine T.T.K. nun 334 ve 335'nci maddeleri uyannca izin verilmesi,
8. Dilek ve temennıler